KĠMSE ENSEYĠ KARARTMASIN, AY GECENĠN KARANLIĞINDA DOĞAR DEMĠġTĠK!..

Benzer belgeler
TÜRKĠYE NĠN DIġ POLĠTĠKASI YANLIġ MI ĠDĠ, YA DA NEREDE HATA YAPILDI?

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi


Beyaz Saray'daki Trump-Erdoğan Zirvesinden Ne Çıktı?

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

TKP-1920 nin 1 Mayıs 2015 Mitinglerine ve 7 Haziran Seçimlerine Çağrısı

Sudan'da Türk-Sudan İlişkileri Sempozyumu düzenlendi

ACR Group. NEDEN? neden?

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

PYD, PKK nin Suriye kolu olarak da biliniyor.

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi

Kolay Türk Müdahalesi ve Gelecekteki Zor Senaryolar

UIT-CI bildirisi: Kobane de Kürt halkının direnişiyle dayanışmaya!

Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

ABD İLE YAPTIĞIN GİZLİ ANLAŞMAYI AÇIKLA -(TAMAMI) Çarşamba, 03 Temmuz :11 - Son Güncelleme Perşembe, 04 Temmuz :10

Kadir Has Üniversitesi

Başbakan Yıldırım, Ankara Sincan da halka hitap etti

Çepeçevre Karadeniz Devam Eden Sorunlar, Muhtemel Ortakl klar - Güney Kafkasya ve Gürcistan aç s ndan

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

Uluslararası Üniversiteler Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Darbeci Kurşununa Hedef Oldu

Kadir Has Üniversitesi

Kadir Has Üniversitesi

"Obama'nın Suriye politikası utanç verici"

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

Devrim Öncesinde Yemen

Faik ÖZTRAK Tekirdağ Milletvekili

TÜRKİYE NİN NABZI AĞUSTOS 2015 ERKEN SEÇİM ÖNCESİ SİYASAL DURUM DEĞERLENDİRMESİ

SAVAŞ, GÖÇ VE SAĞLIK. 18 Mayıs 2015 İstanbul Şeyhmus GÖKALP

İdris KARDAŞ Küresel Sorunlar Platformu Genel Koordinatörü

ÖN SÖZ... XI KISALTMALAR... XIII KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALAR... XV GİRİŞ... 1 I. ARNAVUTLUK ADININ ANLAM VE KÖKENİ...

Türkiye-Rusya ilişkilerinin son 16 yılı

SİSTEM BİLİMİ AÇISINDAN TÜRK TİPİ DEVLET ANLAYIŞIYLA MARKSİST- LENİNİST DEVLET ANLAYIŞI ARASINDAKİ İLİŞKİ VE BUNUN ELEŞTİRİSİ!..

ERDOĞAN IN ġanghay BĠRLĠĞĠNE KATILMA DÜġÜNCESĠ NEDEN YANLIġ!.. BAZI KONULARDA HAKLI ĠKEN HAKSIZ DURUMA DÜġMENĠN DĠYALEKTĠĞĠ...

MISIR IN SİYASAL HARİTASI

Oylar bölünmesin Türkiye bölünmesin!..

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

BU PAZAR SEÇĠM OLSA! Faruk Acar ANDY-AR BĢk.

Fırat Kalkanı harekatı Başladı

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

Referandum ve tezkere

ALMANYA VE FRANSA NIN NÜKLEER KARARININ ARDINDAN

ÜLKEMİZDE HUZURU BOZMAK İSTİYORLAR

Yaşar ONAY* Rusya nın Orta Doğu Politikasını Şekillendiren Parametreler

Türk Dış Politikasında Güvenlik Riskleri: Suriye Sorunu ve Tehdit Dengesi

Araştırma Notu 15/179

ÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ...

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

ABD Suriye Rejimi'nin hava üssünü vurdu

BLOG ADRESİ :


KÜRDİSTAN STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ NAVENDA LȆKOLȊNȆN STRATEJȊK A KURDISTANȆ

Suriye de yeni bir Soğuk Savaş mı doğuyor?

PKK'nın silah bırakması siyasi bir mesele

MEDYANIN EYLÜL AYI GÜNDEMİ - DÖRDÜNCÜ KUVVET MEDYA - Özgür Gazeteciler Platformu Salı, 04 Ekim :31

Yükselen Güç: Türkiye-ABD İlişkileri ve Orta Doğu Tayyar Arı, Bursa: MKM Yayıncılık, 2010, 342 sayfa, 18,00 TL ISBN:

TÜRKİYE SİYASİ GÜNDEM ARAŞTIRMASI

Emekli Albay Ümit Yalım : Gizli mutabakat yapıldı AKP döneminde 17 ada, Yunanistan a geçti

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

Siber Savaş ve Terörizm Dr. Muhammet Baykara

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

Diyarbakır da Anayasa Değişiklik Paketi ve Referandum Algısı. 10 Ağustos 2010 Diyarbakır

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİNDE KÜRT VE ERMENİ MESELELERİNİ TARTIŞTI!

1979 Kabe Baskını'nın yeni görüntüleri ortaya çıktı

NKP

Fabrika ayarlerına dönmek,üsleri Nato'ya açmak mıdır?

Haziran 2015 Seçimlerine Giderken Kamuoyu Dinamikleri

5 bin PKK lı ve peşmergeye terör eğitimi

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU

ve AHLAK BÝLGÝSÝ TESTÝ

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

Çoğunluk olmak, azınlığı yok saymak

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu

İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Fransa Cumhurbaşkanı Macron

EFENDİLER! YARIN CUMHURİYETİ İLAN EDECEĞİZ.

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Kamp yerleri yol geçen hanı değil

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

SURİYE SORUNU VE TÜRK DIŞ POLİTİKASINA TOPLUMSAL BAKIŞ *

KÖKSAV E-Bülten. Hassas Konular KÖK SOSYAL VE STRATEJİK ARAŞTIRMALAR VAKFI. 2 Aralık 2007 Rusya Federasyonu DUMA seçimleri ve Kafkasya

SAYIN TAKİPÇİLERİMİZ,

KARARSIZ AK PARTĠ SEÇMENĠ PARTĠSĠNE DÖNÜYOR

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

Dünyada servetin %99 u, nüfusun %1 ine aitmiş... Saddam ın arkasında %90 destek vardı; idam edildi... -Obama.

Siyaset ile medya savaşa hazırlanıyor

ı ı ı ıı ıı ıı ı ı ı ğ ş ı

ö ğ ğ ğ ö ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ İ ğ ö ğ ğ ğ İ ğ ğ ğ ğ ö ö ö ğ ğ ğ ö ö

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı

13. Aşağıdakilerden hangisi yeni Türk alfabesinin kabul edilme nedenlerinden biri değildir?

Saadet Partisi Yerel Basınla Buluştu Saadet Partisi Beykoz İlçe Teşkilatı Yerel Basınla biraraya geldi.

Kadir Has Üniversitesi Türkiye Çalışmaları Merkezi

Halk Erdoğan'a Ey Tayyip, ananı da al ve git demiştir. Uğur Mumcu yine haklı çıkmıştır.

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

Eslen: Stratejik İnisiyatif Ayrılıkçılarda

Transkript:

1 KĠMSE ENSEYĠ KARARTMASIN, AY GECENĠN KARANLIĞINDA DOĞAR DEMĠġTĠK!.. Münir Aktolga Aralık 2016 -Türkiye, 20.yy kalıntısı travmaların etkisiyle kafasını duvara vurdu; Türkiye nin Osmanlıcı-Ġslamcı maceraları sona eriyor... -PKK nın 20.yy kalıntısı devrim anlayıģı da duvara tosladı! Onlar da aynen Ermenilerin hatasına düģtüler;batı lı ulus devlet politikalarına güvenerek Kürtlerin 21.yy yolculuğunun önünü kestiler... Önce Türkiye nin, 20.yy kalıntısı travmaların etkisiyle nasıl kafasını duvara vurduğunu, 21.yy da artık hiçbir rasyonalitesi kalmayan Osmanlıcı-İslamcı maceraların neden sona ermek üzere olduğunu ele alalım: Aslında herşey çok açık! Türkiye Oyuna doğru yerden girmişti. Türkiye nin, eski Osmanlı mülkü ülkelerde gelişen demokratik devrim mücadelelerine hem örnek, hem de destek olarak geliştirdiği politikalar başlangıçta son derece doğru idi. O günleri getirin gözünüzün önüne; Erdoğan ın adı bile adeta bir demokrasi bayrağı gibi dalgalanıyordu bütün Ortadoğu da!.. Bu konuda daha önceki bir yazımızda şöyle diyorduk 1 : Mısır da seçimle işbaşına gelmiş bir hükümete karşı darbe yapılmıştı ve Türkiye de buna karşı çıktı... Ne yani karşı çıkmasa mı idi?... Suriye de Arap Baharı ndan etkilenerek ayağa kalkan muhalefeti desteklemenin neresi yanlıştı? Dokuz yüz kilometre sınırının olduğu bir ülkede kendi halkının üzerine ateş açan bir diktatörü mü destekleyecekti Türkiye?... E, o zaman madem ki bütün bu olaylar karşısında Türkiye nin duruşu doğru idi, hata nerede o zaman, ne oldu da Dimyad a pirince giderken evdeki bulgurdan da olma noktasına geldik, demir attık!... Sıfır sorun, değerli yalnızlık falan derken nasıl oldu da sap gibi ortada kalıverdik!... Bunda tabi, tarihsel geliģim süreci içinde yaģanılan ve henüz daha kendi içimizde hesaplaģarak aģamadığımız travmatik olayların da rolü büyük oldu... Ġçine girilen hareketli süreç (ele geçirilen Devleti ve sistemi yönetebilme, önüne çıkan acil sorunları çözebilme zorunluluğu) ergenlik döneminin kimlik oluģturma mekanizmasıyla içiçe geçince, AK Parti nin temsil ettiği yeni doğan ve kendini arayan toplumsal bebek, bir anda, iģin içinden çıkamamanın verdiği psikolojiyle kendini eski sistemin içinde anne rolünü oynayan o eski Ġslamcı-reaksiyoner duruģun koruyucu kanatları arasında buluverdi; öyle ki, aynı anda ele geçirdiğini-fethettiğini- sandığı Devlet tarafından fethedildiğini bile anlayamadı!!... 1 http://www.marmarayerelhaber.com/munir-aktolga/45861-turkiyenin-dis-politikasi-yanlis-mi-idi-ya-danerede-hata-yapildi

2 Nasıl anlasındı ki, ne de olsa Tanrının yeryüzündeki gölgesi durumunda olan eski Devleti onlar alaģağı etmiģlerdi. Böylesine kutsal bir iģi ancak göklerden gelen bir karar uyarınca kutsal-tanrısal bir güce sahip olan biri baģarabilirdi. ĠĢte, Lider, Reis falan derken iģin bir Mehdi yaratma noktasına geliģi böyle oldu!... MüthiĢ birģeydi bu! Tanrısal bir zırha bürünmek, kısa zamanda, kimlik arayıģı içinde olan yeni ye ait güçler için de cazip hale gelince bu ruh hali bir anda ideolojik bir virüs gibi hızla zihinleri iģgal etmeye baģladı... Siyahtürkler in devrim anlayıģı böyle hortladı!.. İşte o fabrika ayarlarının ( yeni Türkiye ye ilişkin toplumsal DNA ların) yerini eskinin içinde oluşan reaksiyoner-islamcı ideolojik bir kimliğin alışı böyle oldu. Devrim mi idi söz konusu olan, çok basitti, aynen solcuların anladığı gibi eskinin içindeki ezilenlerin- Siyahtürklerin - başkaldırarak iktidarı ele geçirmelerinden başka birşey değildi bu!!... AK Parti kısa bir süre içinde böyle bir devrimci kimliği benimsedi... Aslında bunun ana rahminden çıkan çocuğun tekrar eskinin o Devletçi duvarlarının içine hapsolmasından başka bir anlamı yoktu tabi, ama ne yapacaksın, demek ki iç ve dış dinamiklerin gelişme seviyesi henüz daha bu kadarına müsade ediyordu!... ĠĢte, dıģ politikadaki değiģim olayı da bütün bu süreçlere paralel olarak ortaya çıktı... Madem ki arkamızda göklerden gelen ilahi bir karar vardı, yani Tanrısal bir iradeydi söz konusu olan, o halde bunun önünde kim durabilirdi!... Amerika ymış, Avrupa Birligi ymiş-batı ymış bunlar ne idi ki, hepsi kendini üst akıl sanan, püf desen yıkılacak kağıttan kaplandı bunların!! Ya Allah dedin mi duramazlardı karşında!... Aşağıdan yukarıya gelişen devrimci dinamik yavaş yavaş yerini yeni tipten sübjektif idealist bir devrim anlayışına bırakıyordu... Kısa zamanda bu ruh haline uygun bir ideoloji yaratma işi de başarılmış, Stratejik Derinliğimiz yeniden keşfedilerek tarihten gelen Stratejik Zihniyetimizi günümüz koşullarında ideolojik bir silah olarak kullanma anlayışı bir anda son derece cazip hale gelmeye başlamıştı!... Artık o yumuşak güç, insanların vicdanına hitab etme anlayışı falan yetmiyordu. Bütün bunların güçlü bir ulus devletin elinde ideolojik bir silah-güç haline getirilmesi de lazımdı... ĠĢte, yanlıģlar zinciri böyle ortaya çıktı. Dünya beģten büyüktür diyen Türkiye, Ģimdi artık madem ki öyle, o halde EN BÜYÜK BENĠM demeye baģlıyordu!!... Kendi objektif gücünü falan bir yana bırakarak o Tanrısal güce güvenerek herkese meydan okuma süreci böyle geliģti... Mısır da darbe mi olmuģtu, bu yeni ruh haline göre öyle darbeye karģı çıkmak falan yeterli değildi artık, onun alaģağı edilmesi için harekete geçmek de gerekiyordu!... Suriye de Esed kendi halkına ateģ açmıģ, muhalefet de buna karģı silahlı mücadeleye mi soyunmuģtu, öyle sakın ha, siz de silaha sarılmayın falan demenin bir anlamı kalmamıģtı artık; hiç tereddüt etmeden onları desteklemek lazımdı!... Halbuki eskiden olsa böyle yapmazdı Türkiye. Derdi ki, bakın ben sizi destekliyorum, ama sakın ha siz de silaha falan baģvurmayın! Bu yola girerseniz beni arkanızda bulamazsınız!... Kendi ülkesinde tek bir kiģinin bile kanını dökmeden tereyağından kıl çeker gibi baģardığı iģi örnek göstererek, devrimin öyle silahla falan değil, ancak varolan sistemin içinde geliģip güçlenen yeniye ait güçler tarafından

3 baģarılabileceğinde ısrarcı olamadı... Esed gidince onun yerine kimin geleceğini, ya da onun yerine gelecek olanların yeni bir toplumu inģa kapasitesine sahip olup olmadıklarını hiç düģünmedi... Bütün bunların yerine, her Cuma namaz çıkıģı yürüyüģ yaparak zalimin üstüne yürüyen muhalefet güçlerini Allah ın-ve de liderin - yalnız bırakmayacağı düģünülüyordu artık!... Libya da dıģardan yapılan müdahaleye karģı çıkan AK Parti ve Türkiye Ģimdi artık jakoben-devrimci bir duruģa sahipti. Hem sonra, buralar- bütün o Ortadoğu ülkeleri eski Osmanlı nın mülkü değil miydi, 1. Dünya SavaĢı o emperyalist Batı lı güçler tarafından ekstra bizi parçalamak için çıkarılmamıģ mıydı? ġimdi görev, o üst akılın oyununu bozmak, parçaları tekrar ana gövdeyle birleģtirebilmek için ikinci bir kurtuluģ savaģı vermekti!... Ve bu hızla, herģeyin müsebbibi üst akıl denilen, bütün kötülüklerin nedeni sayılan Batı ya karģı ideolojik bir saldırı kampanyası baģlatıldı... ġanghay BeĢlisine dahil olma iģtahı, Çin den füze sipariģi falan hep bu sürecin ürünüdür... Öyle Batı ittifakı falan takmıyordu artık Türkiye, almıģ baģını gidiyordu... Haklıydık ve de önümüzde bize yol gösteren liderimiz arkamızda da nasıl olsa Allah vardı!... Halbuki Türkiye bir süre önce Libya olayları karģısında tam tersi bir politika izlemiģ, ülkelerin iç iģlerine karıģmanın doğru olmadığını söyleyegelmiģti... Tabi o zaman Batılı dostları ve de onların içerdeki uzantısı olan liberaller de onu eleģtirmiģlerdi!! Hatta iģi, AK Parti yi ve Erdoğan ı korkaklıkla suçlamaya kadar da götürüyorlardı. ĠĢte, bütün bu suçlamaların da etkisiyle, AK Parti kurmayları, devrim kaçıyor, daha önce Osmanlı yı parçalayarak buraları elimizden alan emperyalistler, bu kez de devrime-arap Baharı na sahip çıkarak malı götürecekler diye düģünerek Libya konusundaki doğru tutumu Suriye konusunda izleyemediler... Bu satırlar 2015 yılında yazılan yazıya ait. Ne oldu sonra peki? Türkiye nin içine girdiği o jakoben-osmanlıcı politika Suriye de duvara tosladı. Göklerden gelen karara dayanarak düşürülen Rus uçağı yeryüzünde işlerin bir başka türlü yürüdüğünü gösterdi Türkiye ye! Ve Türkiye ayaklarını yere basarak masaya oturmak zorunda kaldı. Önce Rusya ile, sonra da İsrail le anlaşarak içine girilen yolun ne kadar yanlış olduğunu gördüğünü bütün dünyaya ilan etti (Hele şu İsrail le yapılan Mavi Marmara anlaşmasından sonra, bağımsız Türk yargısının da buna uyarak davayı nasıl düşürüverdiği çok ilginç değil mi!)... Hemen bunun ardından da, Ruslarla, nükleer santralden Türk akımına, turizmden Suriye politikasına kadar bütün alanlarda stratejik bir anlaşma imzaladı. Ruslar a dendi ki, bizim Suriye topraklarında gözümüz yok, bizim derdimiz Türkiye nin güneyinde bir PKK devletinin kurulmasıyla ilgili. Bu nedenle, biz sizin işinize karışmayalım, siz de bize karışmayın. Fırat Kalkanı harekatının amacı, El Bab ı alıp PKK yı Fırat ın doğusuna itmektir. Bunu başardıktan sonra -ve PKK nın da Fırat ın doğusunda kalacağını garanti altına aldıktan sonra - kendi sınırlarımıza geri çekileceğiz... Böyle bir öneriye Rusya nın da Esed rejiminin de karşı çıkması mümkün değildi. Çünkü, onlar açısından da Türkiye son tahlilde hem Suriye topraklarının IŞİD dan arındırılmasına katkıda bulunmuş

4 oluyordu, hem de Suriye topraklarının içinde PKK nın ayrı bir egemenlik alanı oluşturması engellenmiş oluyordu... Obama Amerika sının derdi IŞİD dı. Başlangıçta Türkiye ye, gel gir Suriye ye, şu IŞİD i kov şuradan diye çok yalvardılar, ama Türkiye buna yanaşmadı. Çünkü bu o aşamada resmen Suriye nin işgali anlamına gelecekti. Öteki Arap ülkelerinin gözünde Türkiye işgalci konumuna girecekti. O zaman ne oldu, Amerika, madem siz hayır diyorsunuz, bu durumda ben de politikamı PKK ile birlikte yürütürüm diyerek o tarafa yöneldi... ĠĢte, madalyonun PKK-PYD yanı böyle oluģmaya baģlıyordu... ABD ve Batı lı ülkeler PYD ye (dolayısıyla da PKK ya tabi) silah vermekten, eğitmeye kadar ne gerekiyorsa bunların hepsini yaptılar. Tabi PKK da aptal değildi, onlar da dediler ki, tamam biz IŞİD e karşı savaşırız ama, siz de Kuzey Suriye yi bize bırakın, Kobani yle Afrin i birleştirmemize müsade edin! Amerika için bu önemli değildi, neden olmasındı, hemen tamam dediler! Hem sonra, bu şekilde, artık Osmalıcı- İslamcı bir çizgiye girerek kontrol dışına çıkmaya başlayan, Osmanlı mülkü falan diyerek bütün Ortadoğu yu fethe soyunan, ikide bir kendisini Şanghay Beşlisi yle Ruslarla stratejik ittifaka girmeyle falan tehdit eden Erdoğan-Türkiye sine karşı ucu Türkiye nin içine kadar uzanan tehdit aracı bir tampon da oluşturulmuş olacaktı!.. PKK-ABD (Batı) ittifakı böyle şekillendi, oluştu. İşin bir yanı da tabi, gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye nin Batı lı ulus devletler açısından küresel sermayeyi çeken güçlü bir rakip haline gelmesi idi. PKK nın girişeceği devrimci eylemler küresel sermaye çevrelerine Türkiye nin o kadar da güvenli bir ülke olmadığını gösterebilirdi! Turizm açısından da öyle! Ne de olsa Rus turistlerinki de can idi! Yani, PKK ve terörizm silahı Türkiye nin umudu Ruslara bağlamasını engelleyen doğal bir silah olarak da kullanılabilirdi!!.. ĠĢte tam bu noktada, PKK nın 20.yy kalıntısı devrimci kurmayları hemen tamam dediler, artık gün bizim günümüz, Allah değilse bile Marksizmin devrimci ruhu bize de yürü ya kulum dedi!.. Ve aynen 20.yy sonlarında o Balkan komitacılarının, Ermeni gerillalarının stratejilerini uygulamaya başlayarak, Kürt Hareketi nin ve HDP nin onca yıllık mücadeleler sonunda kazanılmış olan, 7 Haziran Seçiminden sonra 80 milletvekiliyle de taçlandırılan bütün kazanımlarını bir anda Hendeklere gömdüler, devrimci halk savaşını başlattıklarını ilan ettiler! Nasıl olsa arkalarında, o her derde deva ABD ve Batı vardı artık, ve Türkiye köşeye sıkışmıştı!.. Hem sonra zaten Türkiye yi yönetenler de hata üstüne hata yaparak Lozan ı falan da tartışma konusu haline getiriyorlardı, daha ne uğraşacaklardı ki parlamentoyla falan! Yakında Türkiye ABD nin de yardımıyla yenilgiye uğratılacak, Türkiye nin güney doğusunda da aynen Suriyenin kuzeyinde olduğu gibi kantonlar ilan edilecekti. Gerisi sonradan gelirdi artık!.. ġimdi bu oyun sona ermek üzere. Sonuç mu: Bu işin sonunda Türkiye nin gözle görülen ilk kazancı, biraz o eşeğini kaybeden adamın sonra onu bulunca sevinmesine benzeyecek!.. Ama, eğer bu macera-suriye macerası- bu arada hortlayan bütün o Osmanlıcı-İslamcı travmalarla hesaplaşılarak gerçek hayatın sınırlarını görmeye, yeniden 21.yy kulvarlarına dönmeye vesile olabilirse, işte Türkiye nin asıl kazancı o zaman ortaya çıkacak...

5 Bu işin en önemli kaybedeni Suriye halkı oldu. Koskoca bir halk mahfoldu gitti. Atlarla eşekler tepişirken olan arada kalanlara oldu!.. Kürtlere gelince: Burada asıl kaybeden PKK ve onun 20.yy kalıntısı devrim anlayışı oldu-olacak. Hem sonra bu türden bir devrim dünyanın neresinde başarıya ulaşmış ki zaten? Alın bütün o Balkan ülkelerini... önce Rusya nın kucağına düştüler, sonra da AB ipine sarılarak düştükleri kuyudan çıkmaya çalışıp debelenip duruyorlar! Ermeni komitacılarının Ermeni halkına yaşattıkları acılardan hiç bahsetmiyorum. 1915 ten bahsedilirken madalyonun sadece bir yanından -İttihatçılardan-bahsedilir; tamam bu doğrudur; ama madalyonun öteki yanında da, başkalarına güvenerek devrim yapmaya çalışanların günahları yazılıdır! Nedense Batıcı-solcu-devrimciler bunu görmezler, bundan hiç bahsetmezler, bahsedilmesinden de hoşlanmazlar... Bence İttihatçılar kadar onlar da sorumludur soykırımdan!.. Diğer bir kaybeden, o Hendekler yüzünden evinden barkından olan Kürt halkı oldu şüphesiz. Tabi bu arada bütün demokratik kazanımlar da bir yana atıldı... Ama bütün bunlara rağmen ben Kürt halkını PKK ile birlikte kaybedenler tarafına koymuyorum. Mevcut enkazın altından süreci daha sağlıklı bir şekilde değerlendirebilecek yeni bir Kürt hareketinin doğacağını düşünüyorum... Ama hepsi bu kadar da değil. Bakın bu arada, kimsenin dikkatini çekmeyen çok önemli bir olay daha oldu. Barzani bir yakınını Irak Hükümetiyle bağımsızlık konusunu görüşmek için görevlendirdi. Yapılan ilk görüşmenin sonucu ise olumlu idi!.. En azından gazeteler böyle yazdı ve şimdiye kadar kimse de bunu tekzip etmedi. Irak Başbakanı bile neden olmasın, oturur konuşuruz demişti!.. Ne dersiniz, bu arada hazır Amerika Trump ın ağzından artık ülkelerin iç işlerine karışmayacağız demişken Barzani de bağımsızlık ilan edebilir mi?.. Böyle bir gelişme olursa buna karşı Türkiye nin tavrı ne olur?.. Türkiye nin böyle bir gelişmeye karşı çıkacağını hiç sanmıyorum. Tam tersine, bir de bakarsınız Kürtler önce bağımsızlık ilan edip arkasından da Türkiye ile federasyon zemininde yeni bir birlik için düğmeye de basıverirler!.. Hiç merak etmeyin, böyle bir gelişmeye Türkiye de karşı çıkan kimse olmaz! Ya AK parti MHP ittifakı ne yapar mı diyorsunuz? Böyle bir gelişmeye karşı çıkılacağını hiç sanmıyorum!.. Hem sonra bir de bakarsınız, Türkiye büyüyor falan havasıyla gazı alınan MHP de bu işe yatar da Başkanlık Sistemi de buna uygun hale getiriliverir! Neden olmasın, zaten Erdoğan bir ara Eyalet Sisteminden falan bahsetmiyor muydu?.. Kısacası enseyi karartmayın, ay gecenin karanlığında doğar demiştik... Ancak bu geçiş aralığına dikkat edin, bu ara giden kim vurduya gider ona göre!..