Eski Türkçe Burnaç Sukabı Kelimesinin Kökeni Üzerine Düşünceler

Benzer belgeler
Dieter MAUE (Bearb.) Alttürkische Handschriften. Teil 19: Dokumente in Brāhmī und

ISSN: X GAZİ TÜRKİYAT. Journal of Turkology Research T Ü R K İ Y A T GÜZ 2015

TÜRK KÜLTÜRÜNÜ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ YAYINLARI ALKIŞ BİTİĞİ. Kemal Eraslan Armağanı. Editör. Bülent GÜL

Sayı: 12 Bahar 2013 Ankara

ABOUT UIGHUR ÜZÜT~ÜZÜTLÜG

UYGURCA ÜZÜT~ÜZÜTLÜG ÜZERİNE ÖZET ABOUT UIGHUR ÜZÜT~ÜZÜTLÜG ABSTRACT

Die alttürkische Xuanzang-Biographie V

ele aldığı X. bölümün birleştirilerek yayına hazırlanmış şeklini içermektedir. I Çince Metnin Aslı, Açıklamalar ve Sözlük.

Zeitschrift für die Welt der Türken Journal of World of Turks ESKİ TÜRKÇEDE İLK HECEDEKİ YUVARLAK ÜNLÜLER MESELESİ VE DĪVĀNU LUGĀT İT TÜRK

Kutadgu Bilig Dizinindeki Bir Kelime Hakkında II: alık kötü, fena Üzerine

Turkish Studies. International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic ACADEMIC JOURNAL

Türk Dilleri Araştırmaları, 22.2 (2012):

Hüseyin Yıldız * 1. Dil Araştırmaları Sayı: 11 Güz 2012, ss.

Eski Uygurcada Yeterlik Kipi -gali bol- mu yoksa -gali bul- mu?

Çevrimiçi Tematik Türkoloji Dergisi Online Thematic Journal of Turkic Studies

Murat Elmalı. Daśakarmapathāvadānamālā, Giriş-Metin- Çeviri-Notlar-Dizin, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 2016, ss. 612, ISBN:

MASAHIRO SHŌGAITO NUN THE UIGHUR ABHIDHARMAKOŚABHĀṢYA PRESERVED AT THE MUSEUM OF ETHNOGRAPHY IN STOCKHOLM ADLI ESERİ ÜZERİNE

DOÇ. DR. SERKAN ŞEN İN ESKİ UYGUR TÜRKÇESİ DERSLERİ ADLI ESERİ ÜZERİNE

ERZİNCAN AĞIZLARINDAKİ OTUR-LAN- VE SUVAR-LAN- ÜZERİNE

ESKİ UYGURCA SÖZLÜKLERİN HAZIRLANMASINDA DİZİNLİ ÇALIŞMALARIN ROLÜ

KÖKTÜRK TÜRKÇESİNDEKİ BİR ÇİFT ÜNSÜZ İŞARETİ ÜZERİNE

ESKİ UYGURCADA DAVUL MANASINDA KULLANILAN SÖZLERE DAİR * ON OLD UYGUR WORDS DENOTING DRUMS

3. Emine Yılmaz Ceylan, Çuvaşça Çok Zamanlı Ses Bilgisi, TDK yay., 675, Ankara 1997.

Eski Uygur Alfabesindeki "Fonolojik Prensip" Problemi Üzerine

Türk Dilleri Araştırmaları, 25.2 (2015): Sabırlı ve hoşgörülü olmanın örneği, Mehmet Ölmez * (İstanbul)

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 4/ s , TÜRKİYE

How many - How much - some - any- a few - much - a little - only a few - a lot of

Dünyadaki milletlerin temel yapısını aile kurumu teşkil eder. Her aile üyesi için de farklı

ON THE ROOT WORD OF SIK

3. Yarıyıl. 4. Yarıyıl. Eski Türk Edebiyatı Programı Ders Listesi KODU DERSİN ADI Z/S T P K AKTS TDE ÖZEL KONULAR Z

Daśakarmapathaavadānamālā, avadana. Murat ELMALI ÖZET

Doç.Dr. ENGİN ÇETİN ÖZGEÇMİŞ DOSYASI

Central Asian Studies

Kasai,Yukiyo (2008), Die uigurischen buddhistischen Kolophone, Berliner Turfantexte XXVI, Brepols, Turnhout-Belgium, 387, ISBN

Turkish and Kurdish influences in the Arabic Dialects of Anatolia. Otto Jastrow (Tallinn)

DEDE KORKUT KİTABI NDA tur- FİİLİ

KİTÂBİYAT KARAHAN, AKARTÜRK (2013), DÎVÂNU LUGATİ T-TÜRK E GÖRE XI. YÜZYIL TÜRK LEHÇE BİLGİSİ, TDK YAY., ANKARA.

BALTA KELİMESİNİN KÖKENİNE DAİR

ZfWT. Zeitschrift für die Welt der Türken Journal of World of Turks

YAYIN DÜNYASINDAN. on yirmi yılda özelde Eski


ESKİ UYGURCA METİNLERİN TARİHLENDİRİLİŞİ İLE İLGİLİ TESPİTLER. Özet FINDINGS ABOUT DATES IN OLD UYGHUR TURKISH TEXTS. Abstract

KURLUGAN KELİMESİNİN KÖKENİ ÜZERİNE

TANITMALAR / INTRODUCTIONS. Murat ELMALI: Eski Uygurca Altı Dişli Fil Hikâyesi. [İstanbul], 2014, 214 s.

ESKİ UYGURCA ALTUN YARUK SUDUR DAN AÇ BARS HİKÂYESİ

Türk Dilleri Araştırmaları 1 ı (2001): Zuhal Ölmez. (İstanbul)

Bilge Kağan Yazıtındaki Karagan Kısıl Adı ve Yeri Üzerine Düşünceler

Sayı: 14 Bahar 2014 Ankara

Eski Türk Yazıtları ve Sonrası

ORTA TÜRKÇEDE ZIRH, KALKAN ANLAMI TAŞIYAN BAZI SÖZCÜKLER

OSMANİYE AĞZINDA KULLANILAN FİİLDEN AD TÜRETEN gel EKİ ÜZERİNE Yrd. Doç. Dr. Mustafa TANÇ

2. Yıl / III. Dönem (Second Year Third Semester)

ESKİ TÜRKÇE EŞ/HANIM KELİMESİ ÜZERİNE BAZI AÇIKLAMALAR *

Eski Türkçe kı Ünlemi ve Bunun Anadolu Ağızlarındaki kı/gı Ünlemiyle Karşılaştırılması 1

(TÜRKÇE) I. (Ana sayfada görünecektir.)

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

KUTADGU BİLİG DE GEÇEN SİMİŞ KELİMESİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER NOTES ON SİMİŞ AT KUTADGU BİLİG

Irk Bitig de falcılık

ALTAY YAZITLARINDAN BAR-BURGAZI II (A 21) YAZITI

UYGURCA B RGERÜ ÜZER NE Erdem UÇAR *

INTRODUCTION. B.A. (Hons.) Turkish Language and Literature Course Duration: Six Semesters Course Method: Lectures and Tutorials Credits: 72

Eçi den Ağa ya Gösterenin Değişmesi ve Kısmi Nedenlilik

Yrd. Doç. Dr. Erhan AYDIN *

"Çince Metnin Karşılaştırılması ve Açıklamalar" ve "Dizin" olmak üzere

Ö Z G E Ç M İ Ş Doç. Dr. Bülent GÜL

KUTADGU BİLİGDE ḳıl- YARDIMCI FİİLİNİN FİİL+FİİL ŞEKLİNDE KURULAN BİRLEŞİK FİİL YAPILARINDAKİ KULLANIMI ÜZERİNE

Türkiye Türkçesindeki Farsça Sözcükler ve Kullanım Şekilleri

KÖL TĐGĐN VE BĐLGE KAĞAN YAZITLARINDAKĐ AMGA (AMGI) KORGAN ÜZERĐNE

Türk Dilleri Araştırmaları 1992: Mehmet Ölmez ( Göttingen)

İNGİLİZCE II Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ

ISSN: X GAZİ TÜRKİYAT. Journal of Turkology Research T Ü R K İ Y A T GÜZ 2015

Oxford English Dictionary Online. Gazi Üniversitesi Merkez Kütüphanesi

A. Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi [TAED] 49, ERZURUM 2013, 67-72

R u m e l i D E D i l v e E d e b i y a t A r a ş t ı r m a l a r ı D e r g i s i ( N i s a n ) / 1 2 7

ESKİ TÜRKÇE METİNLERDE /ŋ/ ~ /g/ DEĞİŞKENLİĞİ ÜZERİNE

SȖDȂN SEYAHȂTNȂMESİ: METİN VE İNCELEME

Yrd. Doç. Dr. Ali GURBETOĞLU İstanbul Ticaret Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi

Türk Eğitim Tarihi. 1. Türklerin İslam Öncesi Eğitimlerinin Temel Özellikleri. Yrd. Doç. Dr.

Ünite 6. Hungry Planet II. Kampüsiçi Ortak Dersler İNGİLİZCE. Okutman Hayrettin AYDIN

YÜZÜKOYUN / ŦOPUĶĶOYUN / YÜZÜĶUYUN / / ŦOPUĶĶUYUN

ÖZET ON MORPHOLOGIC STRUCTURE KAŞ DIALECT ABSTRACT

ORDO ULUŞ, SOLMI ve BEŞBALIK. Peter Zieme Çev. Şaban Doğan * Abstract

Selahittin Tolkun, Özbekçede Fiilimsiler, Dijital Sanat Yayıncılık, Kadıköy, İstanbul, 2009, s. 269.

Eski Uygurca Xuanzang Biyografisinin II. Bölümündeki Çince

Baleybelen Müfredatı

Maniheist ve Budist Türkçe Metinlerle lgili Çal malar. Ferruh A

DÎVÂNU LUGÂTİ T-TÜRK TE GEÇEN ajlaŋ KELİMESİNİN DAHHÂK İLE NE İLGİSİ VAR?

OĞUZ KAĞAN DESTANI METİN-AKTARMA-NOTLAR-DİZİN-TIPKIBASIM

OKUMAK KELİMESİ ÜZERİNE İNCELEME

TARİHÎ TÜRK DİLİ ALANINDA UZUNLUK/MESAFE ÖLÇÜMÜNDE KULLANILAN BİRİMLER

Brill, Leiden-Boston, XII+575 s.

Eski Uygurca Metinlerin Transkripsiyonunda Kullanılan Yöntemler ve İşaretler

YENGEÇ SÖZCÜĞÜNÜN ETİMOLOJİSİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME Süleyman Kaan YALÇIN *

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Şefik Şenlik TDE103 Türkiye Türkçesi I: Ses Bilgisi (Turkish Language: Phonology) Tr AZ 40 5

AKADEMISCHER WERDEGANG

O zaman gördü ki, küçük çocuk, memleketlisi, minimini yavru ağlıyor. Sessizce, titreye titreye ağlıyor.

Yayını) Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 2012, 506 s.

DÎVÂNÜ LUGÂTİ T-TÜRK TE GEÇEN ULAS / ÖLES SÜZGÜN, BAYGIN KELİMESİNİN OKUNUŞU, ANLAMI VE YAPISI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER Galip GÜNER ÖZET

DR. MUSTAFA SARI, TÜRKÇEDE ART ZAMANLI DEĞİŞMELER (YÜZ HADİS YÜZ HİKÂYE ÖRNEĞİ), PEGEMA YAYINCILIK, ANKARA 2007, 358 S.

1. Yarıyıl. Türk Dili ve Edebiyatı Programı Ders Listesi KODU DERSİN ADI Z/S T P K AKTS İNG127 TEMEL İNGİLİZCE I Z

Transkript:

Eski Türkçe Burnaç Sukabı Kelimesinin Kökeni Üzerine Düşünceler Some Remarks on the Etymology of Old Turkic burnač Jug Erdem UÇAR *, Aralık 2016/11: 127-132 Öz Eski Türkçe kelimelerin kökenini araştırmak, Türk dilinin diğer dönemlerindeki kelimelerin kökenini araştırmaktan çok daha zordur. Eski Türkçede şimdiye değin kökeni ve yapısı konusunda net olarak açığa kavuşamayan kelimelerden biri de burnaç tır. Kelimenin kökeni için birkaç ihtimal düşünülebilir. Kelime Türkçe burveya bür- fiilleriyle mi ilgilidir? Kelimenin kökeni için alıntı bir kelimeyi düşünebilir miyiz? Bu konuda kesin bir şey söylemek şimdilik zor gözüküyor. Ancak kesin olan bir şey vardır, o da burnaç kelimesinin Sir Gerard CLAUSON un iddia ettiği gibi burun ile doğudan bir ilgisinin olmadığıdır. Anahtar kelimeler: Etimoloji, Eski Türkçe burnaç sukabı, Sanskritçe, Soğutça. Abstract It is much more difficult to study the origin of Old Turkic words than to study the origins of the words of other periods of Turkish language. The etymology and structure of the Old Turkic burnač has not yet been definitively explained. It is possible to think of a few possibilities for the origin of burnač. Burnač is related to Turkish verb stem bur- or bür-? Can we think of a loanword root for burnač s origin? It seems hard to say anything definite in this matter. But there is something definite, it is not that there is any direct relation with burun nose as Sir Gerard CLAUSON claims. Key Words: Etymology, Old Turkic burnač jug, Sanskrit, Sogdian. Giriş Eski Türkçe kelimelerin kökenini araştırmak, Türk dilinin diğer dönemlerindeki kelimelerin kökenini araştırmaktan çok daha zordur. Üstelik araştırma yapacağınız kelime ağız düzeyindeyse araştırma çok daha karmaşık ve zor bir hâle gelebilmektedir. Eski Türkçe döneminde birçok dil ile ilişkiye girilmiş ve bu dillerle kelime alışverişinde bulunulmuştur. Bu kelime alışverişlerini CLAUSON un An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth Century Turkish ile DOERFER in Türkische und Mongolische Elemente im Neupersischen, unter besonderer Berücksichtigung älterer Neupersischer Geschichtsquellen, vor allem der Mongolen- und Timuridenszeit isimli sözlüklerinden ve bu konuda kaleme alınan birçok monografiden takip etmek mümkündür. Ayrıca bu çalışmalara bakıldığında Eski Türkçenin çok işlek bir kelime yapım sistemine sahip olduğu da görülecektir. Bu sistem ile teşkil edilen kelimelerin tabanında bazen alıntı kelimelerden de faydalanılmıştır. Bu nedenle, Eski Türkçe kelimelerin kökeninin ve yapısının izahında oldukça dikkatli olunmalıdır. * Doç. Dr., İzmir-Türkiye

128 Erdem UÇAR I. Tanıklar Eski Türkçede şimdiye değin kökeni ve yapısı konusu net olarak açığa kavuşamayan kelimelerden biri de burnaç tır. Runik harfli metinlerde şimdiye kadar rastlanmayan burnaç, Uygurcada kullanım sahasına çıkmıştır. İlk olarak GABAIN, Türkische Turfan-Texte serisinin VIII. cildinde kelimeyi kaydetmiştir: yunguluk burnaçıg ( ) içgülük burnaçıg die Waschkanne ( ) die Trinkkanne (1954: C/8 [s. 26]). Maitrisimit Nom Bitig in Türkçe neşrinde iki yerde burnaç geçmektedir: örtlüg yalınlıg burnaç eŋinlerinte kötürüp (Tekin, 1976: 72/18 [s. 135], 244), burnaç etözlüg erür (Tekin, 1976: 73/33 [s. 137, 246]). TEKİN, neşrinin dizininde kelimeye güğüm, ibrik (1976: 376a) anlamını vermiştir. Aynı metnin Almanca neşrinde kelime iki yerde daha geçmektedir: burnaç osuglug köyürür örteyürler wie Kessel in einem Brennofen brennen (Tekin, 1980 I: 172/17-18 [s. 169]; boyunlarınta örtlüg burnaçlar salına turur Am Hals von einigen von ihnen hängen brennende Kessel herab (Tekin, 1980 I: 173/20-21 [s. 171]). TEKİN, eserin sözlüğünde kelimeye Wasserkrug, Kanne (1980 II: 84a) anlamını vermiştir. Altun Yaruk ta üç yerde kelime karşımıza çıkmaktadır: birer burnaçda suv tutdurup (Kaya, 1994: 477/9-10 [s. 266]); tört burnaçda tolu suvın (Kaya, 1994: 487/9 [s. 270]) ve tört burnaçta tolu mır suvı (Kaya, 1994: 544/9-10 [s. 292]). Xuanzang Biyografisinin VII. cildinde de kelime geçmektedir: yig burnaçka okşatı einem ungebrannten Tongefäß (Röhrborn, 1991: 2153 [s. 182]). Xuanzang Biyografisinin VIII. cildinde ise kelime burnanç şeklinde geçmektedir: burnançın kudar teg so als ob man [etwas] von einem Krug [in den anderen] gießt (Röhrborn, 1996: 926 [s. 88-89]). 1 SHŌGAITO nun St. Petersburg ta tespit ettiği Uygurca metin parçalarında burnaç a iki yerde rastlanır: kaltı kurug burnaçıg körmiş teg; kaltı mırlıg burnaç (2003: 234). Uygurca dönemi ve sahası dışında kelimeye rastlanmamıştır. Görebildiğimiz kadarıyla günümüz Türk dillerinde de kelimenin kalıntısına tesadüf edilmemiştir. Kelimenin anlamını daha kesin tespit edebilmek için Uygurca tercüme metinlerinde kelimenin geçtiği yerleri kontrol etmek faydalı olacaktır. Altun Yaruk ta kelime, üç yerde de (Kaya, 1994: 477/10, 487/9, 544/9), Çince 甁 (= Taishō 665 16 435a23, 436c11, 442a1) ping a vase, a jar, a jug, a bottle (G: 9321 [s. 1133b]) karşılığındadır. Xuanzang Biyografisinin VII. cildindeki burnaç (Röhrborn, 1991: 2153), Çince 器 2 (= Taishō 20 1 262c12) qi a vessel, a dish, a platter (G: 1123 [s. 134b]) karşılığındadır. Aynı eserin VIII. cildindeki burnanç ise 4 (Röhrborn, 1996: 926), Çince 鉢 (= Taishō 21 1 264c25) bo a beggar s alms-bowl (G: 9354 [s. 1137b]) karşılığında olmalıdır. Kelimenin gerek Uygurca metinlerdeki kullanımına gerekse Çince asıllarına bakıldığında kelimenin sukabı, testi, küp, sürahi; şişe, kavanoz; tencere, kap, kâse gibi anlamlara geldiği söylenebilir. II. Kökeni ve Yapısı Üzerine Görebildiğimiz kadarıyla, kelimenin kökeni hakkındaki şimdiye değin sadece iki tane izah ortaya konabilmiştir. İlk izah EtymDic te yapılmıştır. Buna göre, burnaç Eski Türkçe burun the nose (of a human being or animal), the beak of (a bird), a protruding natural feature, headland, peak (of a 1 Metnin orijinalinden yazımı kontrol etme imkânı bulamadık. Değerli hocam, Prof. Dr. Klaus RÖHRBORN kelimeyi aslına bakarak tekrardan kontrol edip metindeki kelimenin pwrn nç, pwr n ç veya pwrq ç şekillerinde okunabileceğini ifade etmiştir. Kelimenin pwrq ç şeklindeki okuma tercihinde, *burgaç, şimdiye değin başka bir metinde tanıklanmayan farazî bir kelime olmaktadır. 2 Çince 器 karakterinin asıl anlamı aslında implements; utensils şeklindedir, ama Uygur mütercim(ler) bu genel anlamı da dikkate alarak metne daha uygun olan Tongefäß anlamını tercih etmiştir. Ayrıca, Xuanzang Biyografisinde bu karakter daha çok Eski Türkçe idiş ile tercüme edilmiştir. Örnekler için bk. Semet, 2005: 129.

Eski Türkçe Burnaç Sukabı Kelimesinin Kökeni Üzerine Düşünceler 129 mountain); in front of, preceding, preceding in times, previous (EtymDic: 366b) isim tabanından Eski Türkçede nadir olarak kullanılan isimden isim yapan -ç/-aç/-iç (EtymDic: xli) ile teşkil edilmiştir ve kelime a jug anlamında olmalıdır (367b). İkinci izah TEKİN e aittir. Maitrisimit Nom Bitig in Almanca neşrinde kelime hakkında küçük bir not düşmüştür. Kelimenin Uygurca metindeki okunuşunun ve anlamının şüpheli olduğunu belirtmiştir. TEKİN, Uygur yazısında elif ve nun harflerinin aynı işaretle temsil edilmesinden dolayı kelimenin buranç şeklinde de okunabileceğini ve böyle okunduğu zaman *bura-nç şeklinde bir tahlilin mümkün olabileceğini düşünmüştür. Kelimenin farazî kökünün *bura- übel riechen anlamında olduğunu ifade ederek kelimenin asıl anlamının *Abfalleimer olması gerektiğini söylemiştir (1980 I: not 172,17 [s. 169]). GABAIN, Eski Türkçenin Grameri isimli eserinin sözlük bölümünde kelimeyi buranç olarak gösterip koku ile anlamlandırmıştır (1988: 270b). Drevnetyurkskiy Slovar da burnaç sukabı, testi anlamıyla kaydedilmiş ve kökeni hakkında bir açıklama yapılmamıştır (Nadelyayev, 1969: 125b126a). EtymDic teki köken izahında dikkati çeken sorun, burnaç sukabı, testi; kâse ile burun burun, ön, evvel arasında herhangi bir anlamsal ilişkinin mevcut olmayışıdır. Buna dayanarak burnaç için farklı bir kökenin aranması gerekmektedir. Kelimenin anlamı ve yapısı dikkate alınarak Eski Türkçede iki fiilin burnaç ile ilişkili olabileceği düşünülebilir: bur- to steam, to be fragrant ve bür- to twist, wind round, screw together (EtymDic: 355a). Her iki fiilin de anlamı sukabı, testi, küp, sürahi; şişe, kavanoz; tencere, kap, kâse gibi anlamların oluşması için uygun gözükmektedir. Ancak yapısal bakımdan burnaç ı bu fiillerle nasıl ilişkilendireceğiz? Eski Türkçede burnaç ın arka damak ünlülü olduğunu aldığı eklerden anlayabiliyoruz. Krş. burnaçıġ (Shōgaito, 2003: 234) ve burnaçḳa (Röhrborn, 1991: 2153 [s. 182]). Bundan dolayı kelimenin bür- to twist, wind round, screw together ile ilişkilendirilme ihtimali ortadan kalkmış bulunmaktadır. Eğer kelimenin bur- to steam, to be fragrant fiilinden türetildiğini düşünürsek burnaç ın yapısını *bur-unç şeklinde açıklamak ve kelimenin -(X)nç ile teşkil edildiğini düşünmek gerekmektedir. Ancak -(X)nç ekinin eşya adlarının yapımında pek uygun olmadığı görülmektedir. -(X)nç ekli isim gövdeleri için bk. Erdal, 1991: 275-285. Ayrıca ikinci hecedeki /a/ yı da nasıl izah edeceğiz? Eğer burnaç ın bur- fiilinden - (X)nç ile teşkil edildiği düşünülecekse, bunun için Eski Türkçede henüz tanıklanmamış *burunç un burnaç a nasıl dönüştüğü de ayrıca izah edilmelidir. Bu konuda başka bir ihtimal daha düşünülebilir. Daha önce TEKİN in de belirttiği üzere kelimenin okunuşu buranç [pwr nç] olarak yapılırsa, kelimenin kökü Eski Türkçede şimdiye kadar tanıklanmayan *bura- köküne bağlanabilir: *bura-nç. Gerçekten de Uygur yazısında elif ve nun harflerini birbirinden ayırmak çok zordur, geç dönem metinlerinde bu ayrımı göstermek için nun un üzerine nokta konsa da (Tezcan 1983: 125a) bu uygulama umumî olmamıştır. Bu anlamda, elif ve nun harfleri konusunda ayrım gözeten Eski Türkçenin yazı sistemlerine ait bir metinde kelimenin geçmemesi de büyük bir talihsizlik olmuştur. Bu ihtimale göre, Eski Türkçede tanıklanmayan *bura- fiiline -(X)nç ekinin getirildiğini düşünmemiz gerekecektir. -(X)nç ekinin Eski Türkçede fiillerin hareket adlarını yaptığını biliyoruz ve bu anlamda ekin eşya adı yapımına pek müsait olmadığı anlaşılıyor. Ekin bir örnekte alet adı türettiğini tespit edebildim. Krş. tegzinç a manuscript scroll (Erdal 1991: 279). Diğer taraftan, Eski Türkçede tanıklanmamış farazî *bura- için TEKİN in teklif ettiği übel riechen anlamı yerine kokmak anlamını düşünmek daha doğru olacaktır. TEKİN, RADLOFF un sözlüğüne dayanarak bu anlamı vermiş ve yine bu anlama dayanarak kelimenin asıl anlamının *Abfalleimer [çöp kutusu] olabileceğini iddia etmiştir. Hâlbuki bu fiil, Yeni Uygurca ve ağızlarında olumlu anlamda da bulunmaktadır. Krş. pura- to smell, sniff ; puraq smell, odor, aroma (Schwarz 1992: 134b); bura- ~ buru- ~ buray- to smell, to nose, to stink (Jarring 1964: 61).

130 Erdem UÇAR Acaba burnaç kelimesinin kökeni Sanskritçe veya Soğutçaya mı dayanmaktadır? Eski Türkçe burnaç ile anlam ve seslik bakımdan ilişkili olabilecek bir kelime Sanskritçede ve Soğutçada mevcuttur: Skr. pūraṇa filling, filling up, completing; ( ) the act of filling, filling out, filling up, completing or making up, supplying a deficiency; puffing or swelling up (Monier- Williams, 1899: 642a); Skr. pūrṇa gefüllt, erfüllt, voll (Waldschmidt, 2008: 143a); Soğ. pwrn full, full of (Gharib, 2004: 330b) ve pwrncwq full of tears (Gharib, 2004: 330b). 3 Kelimenin kökeni için Skr. pūrṇa ile pūraṇa veya Soğ. pwrn düşünülecekse, Eski Türkçe burnaç ın yazıçevrimi kaynak dillerdeki gibi /p/ li yapılmalıdır. Bu köken önerisinde, Eski Türkçedeki purnaç ın yapısı nasıl açıklanacaktır? Bunun için iki ihtimal düşünülebilir. Eski Türkçede sonunda /ç/ ünsüzünü bulunduran ve kökeni tespit edilemeyen birkaç eşya adı dikkati çekmektedir: bukaç a jar or cooking pot of clay (EtymDic: 312b); bürgüç [~yergüç] a piece of wood shaped like a sword used to turn bread in the oven (EtymDic: 363a); çömiç ladle, scoop (EtymDic: 422a) < Farsça?; kamıç ladle (EtymDic: 626a); saç (II) an iron plate for baking, a frying pan (EtymDic: 794a); sarnıç water container (EtymDic: 854a); savdıç a basket plaited from twigs (EtymDic: 785b), vs. Skr. pūrṇa ile pūraṇa veya Soğ. pwrn, Eski Türkçeye geçtiğinde bu kelimelere benzetilerek örnekseme yoluyla /ç/ yi bünyesine dâhil etmiş olabilir. Başka bir ihtimal de kelimeye Türkçe +(X)ç ekinin getirilmiş olabileceğidir. Bu eke aşağıda temas edilecektir. İkinci ihtimal olarak kelimede +(X)ç veya +Aç şeklindeki küçültme işlevli alet isimleri yapan bir ekin mevcut olduğunu düşünmek mümkündür. Old Turkic Word Formation da, +ç/+aç/+iç şeklinde bir ek kaydedilmemiştir. Bunun yerine, +(X)ç şeklinde bir ekin mevcut olduğunu biliyoruz. +(X)ç eki, Eski Türkçede endearment anlamı veren kelimeler yapmıştır. Ek ve teşkil ettiği kelimeler için bk. Erdal, 1991: 44-46. Eski Türkçede alet ve eşya adı yapımında genellikle fiil kök ve gövdelerinin tercih edildiği ve bunun için de -çuk, -çug, -guç ve -gok (Erdal, 1991: 357-362) eklerinden faydalanıldığı bilinmektedir. Türkçede nesne ve alet isimleri yapımında, +(X)ç/+(A)ç ekinin nadiren de olsa kullanıldığını söylemek mümkündür. Mesela, Dîvânu Lugâti t-türk: ısıç tencere 4 (Ercilasun-Akkoyunlu, 2014: 38 [s. 25]) < ıs+ıç; közeç 5 a jug or other vessel (EtymDic: 757b) < köz+eç; Kısasü l-enbiyā: aşaç 6 cooking pot (hung in the tennūr) (Al-Rabghūzī, 1995: 660b) < aş+aç; Anadolu Ağızları: bakraç kulplu tencere (DS: 495b) < bakır+aç; gedeleç ok kuburu, sadak (DS: 1965b) < gedele+ç; küpeç küçük küp, çömlek, kazan (DS: 3040b) < küp+eç; topaç yoğurt çalkalamakta kullanılan üstten kulplu toprak küp; ibrik (DS: 3961b) < top+aç; Kırgızca: çanaç 7 tulum, çanak, tulumba (Yudahin 1994: 250a), vs. Sonuç Yukarıda verilen bilgiler ışığında kelimenin kökeni ve yapısı hakkında temel olarak şu sonuçlara ulaşılmıştır: 1. Kelime, sadece Uygur metinlerinde tanıklanmıştır. Uygur alfabesi, elif ve nun arasında ayrım yapmaz. Bu nedenle kelimenin imlâsı burnaç veya buranç şeklindeki okunuşu mümkün kılmaktadır. 2. Kelimenin okunuşunu kesin olarak belirleme imkânına sahip değiliz, zira kelime şimdiye kadar sadece Uygur harfli metinlerde karşımıza çıkmıştır. 3 Toharca uzamanı Dr. Hannes A. FELLNER, Sanskritçe ve Soğutçada görülen bu kelimelerin Toharcada bulunmadığını, bu iki kelimenin birbirinden alıntı değil de belki de aynı kaynaktan çıkmış olabileceğini belirtmiştir [sözlü bilgi]. 4 Dîvânu Lugâti t-türk te kelime açıkça esre li yazılmıştır (Ercilasun-Akkoyunlu, 2014: 25, dip. 79), bu nedenle /i/ li okunmalıdır. Uygurcada ve Dîvânu Lugâti t-türk te görülen kelimenin okunuşu ve kökeni için bk. Uçar 2017. 5 CLAUSON, kelimenin kesin bir İranî alıntı olduğunu belirtmiş, ama aslı olan İranî kelimeyi veya kelimedeki küçültme eki +ç yi tespit edemediğini ifade etmiştir. 6 Kelime yanlış olarak neşirde eşiç şeklinde okunmuştur. 7 Eski Türkçe çan a cup < 盏 zhan (G: 300 [s. 30a]) Çinceden alıntıdır (EtymDic: 424a, 425a). Kırgızcadaki çanaç Çince alıntı çan a +(A)ç ın eklenmesiyle ortaya çıkmış olmalıdır.

Eski Türkçe Burnaç Sukabı Kelimesinin Kökeni Üzerine Düşünceler 131 3. Kelimenin gerek Uygurca metinlerdeki kullanımına gerekse Çince asıllarına bakıldığında kelimenin sukabı, testi, küp, sürahi; şişe, kavanoz; tencere, kap, kâse gibi anlamlara geldiği söylenebilir. 4. Kelimenin Skr. pūrṇa ile pūraṇa veya Soğ. pwrn ile anlam bakımından ilişkisinin olduğunu tahmin etmek mümkündür. 5. Kelimenin Türkçe kökenli olması ihtimal dâhilindedir. Bu konuda kesin bir sonuca varmak şimdilik pek kolay gözükmemektedir. Ancak kesin olan bir şey varsa o da burnaç (veya buranç) kelimesinin CLAUSON un iddia ettiği gibi burun ile doğrudan bir ilgisinin olmadığıdır. Kısaltmalar bk. = Bakınız. krş. = Karşılaştırınız. Skr. = Sanskritçe. Soğ. = Soğutça. Kaynakça AL-RABGHŪZĪ (1995). The Stories of the Prophets: Qiṣaṣ Al-Anbiyā : an Eastern Turkic Version, Vol. I. Critically Edited by H. E. BOESCHOTEN, M. VANDAMME and S. TEZCAN with the assistance of H. BRAAM, B. RADTKE; Vol. II. Transleted into English by H. E. BOESCHOTEN, J. O KANE and M. VANDAMME, Leiden, New York, Köln: E. J. Brill. DS = Türkiye de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü (1993). 12 Cilt, II. Baskı, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. ERCİLASUN, A. B.; Z. AKKOYUNLU (2014). Kâşgarlı Mahmud: Dîvânu Lugâti t-türk, Giriş-Metin-Çeviri- Notlar-Dizin, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. ERDAL, M. (1991). Old Turkic Word Formation, a functional approach to the lexicon, Vol. I-II, Wiesbaden: Harrassowitz Verlag. EtymDic = CLAUSON, Sir G. (1972). An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth Century Turkish, Oxford: Oxford University Press. G = GILES, A. H. (1964). A Chinese-English Dictionary, Vol. I-II, Second Edition, Revised&Enlarged. Shanghai- London 1912: Paragon Book Reprint Corp. New York. GABAIN, A. von (1954). Türkische Turfan-Texte VIII: Texte in Brāhmīschrift, Berlin. (ADAW. Klasse für Sprachen, Literatur und Kunst. 1952: 7) GABAIN, A. von (1988). Eski Türkçenin Grameri, Çev. M. AKALIN, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. GHARİB, B. (2004). Sogdian Dictionary: Sogdian-Persian-English, Tehran: Farhangan Publications. JARRING, G. (1964). An Eastern Turki-English Dialect Dictionary, Lund: Gleerup. KAYA, C. (1994). Uygurca Altun Yaruk, Giriş, Metin ve Dizin, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. MONIER-WILLIAMS, S. M. (1899). A Sanskrit-English Dictionary, Etymologically and Philologically Arranged with Special Reference to Cognate Indo-European Languages, Oxford. NADELYAYEV, V. M. [vd.] (1969). Drevnetyurkskiy Slovar, Leningrad: Institut Yazıkoznaniya, Akademiya Nauk SSSR. RÖHRBORN, K. (1991). Die alttürkische Xuanzang-Biographie VII, nach der Handschrift von Paris, Peking und St. Petersburg sowie nach dem Transkript von Annemarie v. Gabain ediert, übersetzt und kommentiert, Wiesbaden: Harrassowitz Verlag. RÖHRBORN, K. (1996). Die alttürkische Xuanzang-Biographie VIII, nach der Handschrift von Paris, Peking und St. Petersburg sowie nach dem Transkript von Annemarie v. Gabain ediert, übersetzt und kommentiert, Wiesbaden: Harrassowitz Verlag. SCHWARZ, H. G. (1992). An Uyghur-English Dictionary, Bellingham, Wash: Western Washington. SEMET, A. (2005). Lexikalische Untersuchungen zur uigurischen Xuanzang-Biographie, Wiesbaden: Harrassowitz Verlag. SHŌGAITO, M. (2003). Uighur Manuscripts in St. Petersburg Chinese Texts in Uighur Script and Buddhist Uighur Texts, Tokyo: Kyoto University. TEKİN, Ş. (1976). Uygurca Metinler II: Maytrısimit. Burkancıların Mehdisi Maitreya ile Buluşma, Uygurca İptidaî Bir Dram (Burkancılığın Vaibhāṣika Tarikatına Ait Bir Eserin Uygurcası), Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. TEKİN, Ş. (1980). Maitrisimit nom bitig, Die uigurische Übersetzung eines Werkes der buddhistischen Vaibhāṣika-Schule, Teil I: Transliteration, Übersetzung, Anmerkungen; Teil II: Analytischer und rückläufiger Index, Berliner Turfantexte: 9, Berlin: Akademie Verlag.

132 Erdem UÇAR TEZCAN, S. (1983). Uygur Alfabesi, Türk Ansiklopedisi, C. 33, Ankara: 121-126. UÇAR, E. (2017). Uygurca Is ve Türevleri Üzerine. (Yayıma hazırlanıyor!) WALDSCHMIDT, E. (2008). Sanskrit-Wörterbuch der buddhistischen Texte aus den TurfanFunden und der kanonischen Literatur der Sarvāstivāda-Schule, Band III: n-m, Göttingen: Vandenhoeck & Ruprecht. YUDAHIN, K. K. (1994). Kırgız Sözlüğü, Çev. Abdullah TAYMAS, C. I-II, 3. Baskı, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.