КЫРГЫЗ РЕСПУБЛИКАСЫ ОШ МАМЛЕКЕТТИК УНИВЕРСИТЕТИ

Benzer belgeler
Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

İslam İtikadında Sünnet: Hamdi GÜNDOĞAR /

Yard.Doç. Aralık 2000 İstanbul Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi. Doktora Ekim 1998 M.Ü.S.B. E. Temel İslam Bilimleri Hadis Anabilim Dalı

Fakülte Kurulunun tarih ve 2018/02 1 sayılı karar eki İSTANBUL 29 MAYIS ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İSLAM VE DİN BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İSLÂMÎ İLİMLER FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI 1. Yıl / I. Dönem Ders. Kur'an Okuma ve Tecvid I

Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI. Journal of Islamic Research البحوث االسالمية

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ İSLAMİ İLİMLER BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI

BAYRAM DALKILIÇ, HÜSAMETTİN ERDEM,

Üniversitemiz Senatosunun tarih ve 2018/19 2 sayılı karar eki

Ders Adı : DİN PSİKOLOJİSİ Ders No : Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4. Ders Bilgileri. Ön Koşul Dersleri

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ,

1-Anlatım 2-Soru ve Cevap 3-Sunum 4-Tartışma

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

AKADEMİK YILI

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS ÇAĞDAŞ DİNİ AKIMLAR İLH

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU

HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

Üniversitemiz Senatosunun tarih ve 2018/19 2 sayılı karar eki

HİZMETE ÖZEL. T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

İLH107 HADİS TARİHİ VE USULÜ (ARAPÇA)

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Sosyal Bilimler Enstitüsü

Oryantalistlerin Hadisleri Tarihlendirme Yaklaşımları

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FIKIH I İLH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı 1.ve 2. Öğretim Eğitim Planları

İslâm Dünyasında Hadis İnkârcıları ve Görüşleri

İLAHİYAT FAKÜLTESİ I. VE II. ÖĞRETİM HAZIRLIKSIZ İLAHİYAT MÜFREDATI

TEZ TANITIMI VE DEĞERLENDİRME

2.SINIF (2013 Müfredatlar) 3. YARIYIL 4. YARIYIL

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim Öğretim Yılı 1.ve 2.Öğretim (2010 ve Sonrası) Eğitim Planları HAZIRLIK SINIFI (YILLIK)

dergiabant (AİBÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi), Güz 2013, Cilt:1, Yıl:1, Sayı:2, 1:80-87

T.C. KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ İlâhiyat Fakültesi Dekanlığı. REKTÖRLÜK MAKAMINA (Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı)

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

YALOVA ÜNİVERSİTESİ - SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

Oryantalistler ve Hadis (Yaklaşımlar-Değerlendirmeler- Literatür)

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

HAKKARİ ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ İLAHİYAT LİSANS MÜFREDAT PROGRAMI

Lisans Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Y. Lisans S. Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler /Temel İslam Bilimleri/Hadis 1998

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUMA VE TECVİD IV ILH

sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 19 / 2009, s tanıtım-değerlendirme

Nihat Uzun, Hicrî II. Asırda Siyaset-Tefsir İlişkisi, Pınar Yay., İstanbul, 2011, 302 s.

DİYOBENDİYE FIRKASI طاي فة دليو ندية

Mezhepler, bir dinin mensupları için alt kimlik ifadeleridir. Mezhepler beşeri nitelikli oluşumlardır; din ile özdeştirilemezler.

Goldziher. Goldziher ve Hadis. Hadis. Hüseyin AKGÜN. Hüseyin AKGÜN Goldziher ve Hadis. Hüseyin AKGÜN

Birinci İtiraz: Cevap:

HİTİT ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ 2007 VE SONRASI MÜFREDAT PROGRAMI AKTS KODU

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN IKUMA VE TECVİD II İLH

İÇİNDEKİLER. G r 17 I. YÖNTEM ve KONUNUN SINIRLANDIRILMASI 17 II. TERMİNOLOJİ 23

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ENSTİTÜ KURULU TOPLANTI TUTANAĞI

İLAHİYAT 3. SINIF - 1. ÖĞRETİM DERS ADI ÖĞRETİM ELEMANI BÖLÜM SINIF ÖĞRETİM GRUP FARSÇA I DOÇ. DR. DOĞAN KAPLAN İLAHİYAT HADİS TENKİDİ PROF.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DİNLER TARİHİ I İLH Yüz Yüze / Zorunlu / Seçmeli

Hadisleri Anlama Yöntemi The Method Of Understanding Of Hadith

İLAHİYAT FAKÜLTESİ I. VE II. ÖĞRETİM HAZIRLIKSIZ İLAHİYAT MÜFREDATI (FORMASYON DERSLERİ EKLENEREK GÜNCELLENMİŞ HALİ)

PROF.DR. MEHMET GÖRMEZ DİYANET İŞLERİ BAŞKANI. Diyanet İşleri Başkanımız

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı)

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS İslam Tarihi II ILH

TEMEL İSLAM BİLİMLERİ

AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DEKANLIĞI EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DERSLER KATALOĞU. Dersin Optik. Kredi AKTS. Ulus.

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

KİŞİSEL BİLGİLER. Ahmet ÜNSAL. Prof. Dr.

Ders Kodu Kredi AKTS Ders Adı Sınıf Dönem Grup Ders Tipi DERS DÖNEMİ - 1.YARIYIL (GÜZ YARIYILI)

HADİS KARŞITI SÖYLEM VE ÇAĞDAŞ YANSIMALARI

Question. Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir?

Kâşif Hamdi OKUR, Ismanlılarda Fıkıh Usûlü Çalaışmaları: Hâdimî Örneği, İstanbul: Mizah Yayınevi, 2010,

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Tefsir II ILH

TEMEL İSLAM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ

HADİS TARİHİ VE USULÜ

Ebû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu

Hafta Konu Ön Hazırlık Öğretme Metodu

ESOGÜ İLAHİYAT FAKÜLTESİ HAZIRLIKLI İLAHİYAT 2010 YILINDAN İTİBAREN UYGULANAN PROGRAM DERSLERİ I.ÖĞRETİM I. DÖNEM

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUM VE TECVİD VIII İLH

SOSYOLOJİSİ (İLH2008)

Dersin Optik Kodu. Ders Dur. (Z/S) Kredi AKTS. Ulus. Kredi. Dersin Optik Kodu. Kredi AKTS. Ulus. Kredi. Ders Dur. (Z/S) Dersin Adı

DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM ROGRAMI

Tahsin Görgün-Yayınlar ve Çalışmalar 1. Tahsin Görgün (Kısa Özgeçmiş)

TEMEL İSLAM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS DERSLERİ DERSİN KODU VE ADI TEZ 5000 Yüksek Lisans Tezi TİB 5010 Seminer UAD 8000 Uzmanlık Alan

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ GÜZ DÖNEMİ SINAV PROGRAMI

Question. Muhammed b. el-hasan el-saffar, müfevvizenin temsilcilerinden miydi?

Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı.

Transkript:

КЫРГЫЗ РЕСПУБЛИКАСЫ ОШ МАМЛЕКЕТТИК УНИВЕРСИТЕТИ Арашан гуманитардык институтунун ИЛИМИЙ ЖУРНАЛЫ Araşan Sosyal Bilimler Enstitüsü İLMÎ DERGİSİ 15-16 БИШКЕК / BİŞKEK - 2013

HADIS TARAFTARLARININ TEŞEKKÜLÜ Mairambek Cusupov* 1 Özet XIX. yüzyılın ortalarından itibaren, Batılı araştırmacıların öncülük ettiği, daha sonra bazı Müslümanların da hadisleri tekrar gözden geçirmek için gösterdikleri faaliyetler sebebiyle, İslâm dininin ikinci kaynağı olan Hadis/Sünnet, yeni bir seviyede tartışılmaya başlanmıştır. Kur ân ve sünnetin yeni durumlara cevap verecek şekilde yeniden yorumlanması düşüncesi, gittikçe sistemleşen bir şekilde savunulmaya başlandı. Bu makalede hadis taraftarlarının teşekkülü konusu ele alınmıştır. Аннотация XIX. кылымдан ортолорунан баштап, алгачкы жолу батыш илим адамдарынын андан кийин кээ бир мусулмандар хадистерди кайрадан карап чыгуу маселесин көтөрүшкөн. Алардын көз карашы боюнча Ислам дининин негизги экинчи булагы болгон хадисте талаш-тартышты жарата турган маселелер арбын. Куран жана Сүннөттүн жашоонун жаңы талабына жооп бере турган негизде кайрадан жоромолдонуусу керек деген принципти карманып келишкен. Hadis Taraftarlarının Teşekkülü Hicri II. asrın ortalarına doğru geldiğinde, İslam dünyası genişlemeye başladı. Hz. Ömer in Irak ın fethiyle artık Müslümanlar başka kültür, medeniyet, örf ve dinlerle, Yunan felsefesiyle v.s tanıştılar. Öyle fikir, düşüncelerle tanıştılar ki İslam da, Kuran da ve sünnete hiçbir yeri olmayan. İlk defa Müslümanlar felsefeyle karşı karşıya geldiler. Yani kısacası farklı bir anlayışlarla tanıştılar. Müslümanların çok farklı din ve kültürlerle karşı karşıya gelmesi ile birlikte, düşünce ve kültür sahasında bir sarsıntı takib etmiştir. Fakihler hukuk sahasında, kelamcıların düşünce ve kelam sahasında oluşturdukları dinamizm, çeşitli mezhep ve fırkaların çıkmasına neden olmuştur. Bundan dolayı Havaric, Mürcie, Şia, Mutezile ve Kaderiye gibi çok mezhep ortaya çıkmaya başladı. Bir takım yeni fikirler ortaya atıldı. Bununla birlikte bazı konularda ortaya çıkan mezhepler kendi görüşlerini desteklemek için hadis uydurma faaliyetlerinde bulunmaya başladı. Müslümanlar önceden görmediği veya karşılaşmadığı bir felsefeyle karşılaştılar. İşte o zaman Basra da akıla daha fazla önem veren Mutezile ortaya çıktı. Çünkü içlerinde bulundukları şartlar ve sosyal çevre Mu tezile nin akla önem vermesini iktiza ediyordu. Mutezilenin ilk imamları II. y.y. da yetişmeye başlamıştır. Sahabe asrında Ehli Hadis diye adlandırılan bir ferd veya bir grup söz konusu değildi. Ancak bir ekol olarak ortaya çıkması daha sonralara aittir. Yani Ehl-i Hadisin ortaya çıkması II. asrın sonlarına doğrudur. Ehl-i Hadisten maksat Hz. Peygamberden gelen her uygulamayı sün- * Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Hadis Anabilim Dalı Doktora Öğrencisi 143

net, onun dışındaki her şeyi bidat olarak kabul eden kimselerdir. Fazlu Rahman a göre, Hadis hareketi I. asrın sonuna doğru başlamakla birlikte, hadisin ezici bir halk hareketine dönüşmesi II. asrın sonlarında gerçekleşmiştir. 2 Ehli Hadisin bir ekol olarak ortaya çıkmasından sonra asıl tartışma, Ehli Hadis ve Ehli Fıkıh(Rey) arasında cereyan etmiştir. Ehli Hadis onların fikirlerini bir bidat olarak görmüşler. Ehli Rey ise onların sadece nakilci ve lafızcı olmaktan ibaret olduğunu ifade etmişler. 3 Fahreddin Razi bu konuda, Ehl-i Hadis ilmi tartışma ve fikir yürütmede aciz idiler. Rey ashabı onlara bir soru sorduğunda şaşırıp kalıyorlardı 4 ifadesini kullanır. Hem fakihlerin hem de kelamcıların Ehl-i Hadise yönelttiği eleştirilerin çoğunluğu, onların sadece birer ravi ve nakilci olmalarından ibarettir. Bununla kalmayıp sahih hadisin anlaşılması konusunda da ciddi tartışmalar olmuştur. Kelamcılar, Ehl-i Hadis i insanların en cahili ve talep ettikleri şeylerden en az nasibi olan kimseler olarak değerlendirdi. Buna rağmen hadisçiler ise ilmin zahiri, dış görünüşü ve hadisin de sadece ismiyle yetindiler. 5 Bu konuda Hattabi, Ehl-i Hadisi ve Ehl-i Fıkıhı şöyle değerlendirir, Ehl-i Hadisin çoğunluğu, bütün çaba ve gayretini rivayetlere teksif etmiş. Hadislerin farklı tariklerini toplamak, çoğu uydurma, şaz ve garib hadisleri tespit etmek birinci gayeleri olmuştur. Hadis metinlerine gerekli itinayı göstermemiş ve anlamları üzerinde hiç düşünmemişler. Ehl-i Rey i ayıplıyor, dil uzatıyor ve onları sünnete muhalif olarak suçlamışlar. Ehl-i Rey e gelince, onlarda hadis ile yeterince ilgilenmemiş, iyisini kötüsünden ayırmak için gerekli itinayı göstermemişler, 6 diyerek her iki gruba da değerlendirmede bulunmuş. İslam bilim tarihini hadis açısından ele alındığında, XII-XIX y.y arası taklide dayalı bir dönem olarak kabul edilmektedir. 7 ÇAGDAŞ HADİS TARTIŞMALARI Modern dönem dediğimiz Rönesans ve sanayi devrimi ile başlayan, sömürge hareketleriyle devam eden ve imparatorlukların çöküşü ile biten dönemdir. 8 XVIII. asırda başlayan sanayi devri ve teknolojinin gelişmesi yeni sosyal-siyasal yapılar ortaya çıkardı. Rönesans dönemin başlamasıyla artık İslam dünyasında yeni sorunlarla karşı karşıya geldiler. Günümüzdeki gün geçtikçe gelişen meselelere geçmişten çözüm aranması imkânsız hale geldi. Müslümanların günümüzdeki sorunlarına çözümler üretilmesi ihtiyacı duyuldu. On dokuzuncu asırdan bu yana İslam dünyası, batının önceleri politik ve daha sonraları da kültürel etkisin hissetmiştir. 9 XIX. y.y. bazı İslam ülkelerinin sömürgeye uğradığı bir dönemdir. Bunların içinde Mısır ve Hindistan İngiliz işgaline uğrayan dikkat çekici ülkelerdendir. Hindistan 1848, Mısır ise 1882 yılında İngiliz işgaline uğramıştır. 10 Bu ülkeler sömürgeci ve işgalci batılılarla beraber yaşamak 2. M. Görmez, Sünnet ve Hadisin Anlaşılması ve Yorumlanmasında Metodoloji Sorunu, s. 57-58. 3. M. Görmez, a.g.e. s. 57-60. 4. Fahreddin Razi, Menakibu ş-şafii, s.242. 5. M. H. Kırbaşoğlu, Hadis Mudafası (İbn Kuteybe, Te vilu Muhtelefi l Hadis), s. 71-72. 6. Hattabi, Ebu Suleyman, Maâlimu s-sunen, I, 4. 7. Enbiya Yıldırım, Hadis Meseleleri, s.55. 8. M. Görmez, a.g.e. s. 51. 9. Prof. Fazlur Rahman, Tarih Boyunca İslam Metodoloji Sorunu, s.138. 10. Enbiya Yıldırım, a.g.e., s.55. 144

durumunda kaldılar. Bunun sonucun da ister istemez etkilenme söz konusu oldu. Bu etkilenme kendisini dini referansların sorgulanmasında gösterdi. Böylece Kuran ı tekrar yorumlamayı ve hadisleri tenkid süzgecinden geçirmeye başladılar. XIX. y.y Mısır, Suriye ve Hindistan da olan entelektüel tartışmaların en önemlilerinden birisi de hadisler etrafında olmuştur. 11 Buralarda hadis literatürü sıkça tartışıldı. Hadis, Tasavvuf ve Yenilikçilik gibi üç kavram ortaya çıktı. Bazıları tekrar hadise sarılırken, bazıları da orta çağdaki hadis şerhlerini beğenmeyerek, tekrar hadislerin gözden geçirilmesi gerektiğini ileri sürmüşler ve yorumlamaya ve değerlendirmeye başladılar. Kısaca yenilikçi bir düşünceye sahip olmaya başladılar. Taklidi terk ederek aklı daha fazla ön plana koymaya başladılar. 12 XVIII. y.y. bu tartışmalar Şiilerde de olmuş. Bunlar Ahbari ve Usulü olarak iki gruba ayrılmışlar. Ahbariler - Kuran, Peygamberin Sünneti ve İmametin yeterli olduğunu savunurken. Usulüler ise ümmetin bir rehbere ihtiyacı olduğunu ve bu rehberin ictihadda bulunması gerektiğini söylemişler. Tarihte de, İmam Şafi den sonra Hadis Ehli ve Rey Ehli karşıtlığı devam etmiştir. Hatta daha da katılaşarak sürmüştür. İmam Şafi sonrası dönemde mezhep taassubu ortaya çıktığı zaman bu durum kendini iyice göstermiş. 13 Akıla böyle bir soru gele bilir, acaba Ehli Hadis ve Ehli Rey karşıtlığı İmam Şafi den önce var mıydı? Evet, vardı fakat karşıtlıktan daha ziyade, fıkıh ya da rivayet uğraşısında yalnızca birine ağırlık veren akımlar olduğunu düşünebiliriz. Ehli Hadisten maksat daha fazla muhafazakâr olmaları, Ehli Rey den maksat ise akılcı, yenilikçi yani bazı konulara daha fazla eleştirisel yaklaşımla yaklaşmalarıdır. Günümüzde de Ehl-i Hadisi Muhafazakâr, Ehl-i Reyi da Yenilikçi olarak adlandırabiliriz. Bu iki ekol arasında hadis literatürü hala tartışma konusu olmaktadır. Hem geçmişte hem de günümüzde hadislerin tartışma konusu olmasının sebebi ise, bazılarına göre hadislerin biri biriyle çelişkili bilgiler içermesi, bilimsel gerçeklere aykırı olması ve dış kültürden gelenlerin Hz. Peygamberin sözü diye sunulmasıdır. Bundan dolayı rivayetlerin tekrar değerlendirmeye tabi tutulması ve sahihlerin sakimlerden ayrılması savunulmuştur. Sonuç olarak rivayetlerdeki tartışmalar İslam ın ilk dönemlerinden itibaren rastlamaktayız. Dolaysıyla bu hareket günümüzde başlamış değildir. Modern Hadis Tartışmalarının Zuhur Ettiği Yerler Hint ve çevresi Hindistan da Şah Veliyullah Dehlevi (ö. 1182/1768) çağın getirdiği düşünce problemlerinden hareketle hükümlerin kendisinden çok, hikmeti ile uğraşmıştır. İlk dönem ulemasının kelamından hüküm istinbat etmeye çalışan kimseler gibi düşünmek zorunda olmadığını açıkça ifade eden Dehlevi, Onlar da adam biz de adamız diyerek taklidi reddetmiştir. 14 Hint İslam uyanışının önde gelen önderlerinden olan Seyyid Amir Ali (1849-1928) İslam ın bilimsel gelişmeye engel olmadığını vurgulayarak medrese âlimleri ile onları taklit edenlerin rasyonel düşünmenin önünü kapattıklarını öne sürmüştür. Onun hadislerle ilgili değerlendirmesinde: Hadis kitaplarında Buhari ve Müslim de dâhil rivayetler zandan başka hiçbir şey değildir. 15 11. M.H. Kırbaşoğlu, İslam Düşüncesinde Hadis Metodolojisi, s.14. 12. M. Görmez, a.g.e. s. 82-83. 13. M. Emin Özafşar, Hadisi Yeniden Düşünmek, s.185. 14. Şah Veliyullah Dehlevi, Huccetullahil-Baliğa, I. s.20. 15. E. Yıldırım, a.g.e., s.57. 145

Sıdık Hasan Han Kannuci nin (1890), hadisler Hz. Peygamber den sonra 150 yıl sonra hikâye tarzında toplandığını ve insanlar tarafından değişiklik yapıldığını ileri sürmüş. 16 Mevlevi Cerağ Ali (1844-1898), Hz. Peygamberinemir ve öğütleri gelip geçicidir. Kutubu-Sittedeki hadislerin ve Hz. Peygambere atfedilen hadisler genelde uydurmadır, bununla amel etmek akla ve vicdana ters hareket etmektir, diyerek hadislerin neredeyse tamamının uydurma olduğunu ileri sürmüş. Bunun yanı sıra sadece Kuran la yetinmenin yeterli olacağını ileri süren bir ekol ortaya çıktı. Bunun ilk temsilcisi Kadiyani tarikatının öncüllerinden Seyyid Ahmed Han dır. Bunlar kendilerini Ehli Kitap olarak adlandırmaktadırlar. 17 Bunlar esas itibariyle bir cemaat değildir ve bütün konularda bu grubun mensupları aynı düşünmemektedir. Seyyid Ahmed Han (1817-1898), Kur an, dini anlamak için esastır. Hadislere gelince, bunlara güvenilmez, daha sonra edilmişlerdir. İlk devir hadis imamları, hadis kaynaklarına giren uydurma rivayetleri fark edememişler ve metin tenkide eğilmeden, sadece sened tenkidine eğilmişler. 18 Kuran a, tecrübeye ve akla aykırı olan hadislerin tamamının atılması gerek. Hz. Peygamber in sözlerinin tamamının vahiy olmadığını ifade etmiş. Gulam Ahmed Perviz (1903-1985), Hz. Peygambere Kuran dan başka vahiy gelmemiştir. Onun görevi sadece Kuran ı tebliğ. Kuran insan için yeterlidir, Peygamberin tefsirine ihtiyaç yoktur. Hadisler din değil, dinin tarihidir. Hadsilerin Hz. Peygambere nispeti zan ifade eder, din ise zan üzere bina edilmez. Onun açıklamaları sadece kendi devrinde geçerlidir. diyerek Kuran la yetinmenin yeterli olacağını savunmuş. Bu gruba mensup olanların bazıları hadisleri tamamıyla reddedek Kuran la baş başa kalmışlar. Ayetleri akli bir şekilde yorumlayarak yeni bir ibadet ve yeni bir düşünce ortaya koymuşlar. Bazıları hadislere şüpheci yaklaşmıştır. Esas itibariyle Kur aniyyun mensuplarının hadisleri tamamen reddettiğini söylemekten uzağız. Mısır: Hindistan da olduğu gibi Mısır da da aynı dönemde, Kuran etrafında toplanma ve yenilenme hareketi başlandı. İlk defa Cemaleddin Afgani (1897) bütün insanlığı İslam ı yenilemeye çağırdı. 19 Daha sonra Muhammed Abduh un zamanından günümüze kadar Mısır da ilmi tartışmaların temel konusu, hadis literatürün sahihliğiydi. 20 Dini düşüncenin, körü körüne geçmişi taklitten, hurafelerden arındırılmak suretiyle bütünüyle İslam ın durumunun yeniden gözden geçirilmesine inanmış, modern bilgiye dayalı zihinsel faaliyetin önemine vurgu vurmuş ve hızla değişen zamana göre yeniden düzenlenmesi gerektiğine inanmış. 21 Muhammed Abduh (1849-1905)ülkesini cahil ve geri kalmış olarak görmüş. O, dinsel inançları modern çağın ihtiyaçlarına göre ayarlamaya çalışarak, özgür ve bağımsız düşünce alanına girmeye çalışmış. Ona göre haberlerin Buhari ve Müslim de veya diğer muteber kaynaklarda olması bir kıymet ifade etmemektedir. Her hadisin sahihliğinin teyid edilmesi gerektiğine işaret etmiştir. Abduh un metodunun, kelamcılıktan daha çok felsefecilerin metodu olduğu ileri sürülmüştür. Akla, nakil (Gelenek/Hadis) karşısında öncelik verilmiştir. 22 16. E. Yıldırım, a.g.e. s.57. 17. M. Görmez, a.g.e. s. 89. 18. E. Yıldırım, a.g.e. s.58-59. 19. E. Yıldırım, a.g.e. s.61. 20. G.H.A Juynboll, Modern Mısırda Hadis Tartışmaları, s.19. 21. Muammer Esen, Afgani Kelami ve Felsefi görüşleri, s.39. 22. G.H.A Juynboll, Modern Mısırda Hadis Tartışmaları, s.29-32. 146

Muhammed Reşid Rıza (1865-1935) Suriye de doğmuş,muhammed Abduh un el-urevtül vüska dergisini okuduktan sonra onun etkisinde kalmıştır. Abduh un meşhur öğrencilerinden sayılır. 1898 Mart ayında el-menar dergisini kurmuştur. Reşid Rıza hocası gibi hadis ve sünnetin düzeltilmesine önem vermiş, fakat hocası gibi klasik dönem hadis tenkidine dayanmamıştır. Kuran dan sonra hadis ikinci kaynak olduğuna göre doğrusunun yanlışından ayrılması için ciddi bir teste tabi tutulması gerektiğini ifade etmiş. Taklide dayalı mezhepler tarafından formüle edildiği şekliyle şeriat, yeni bir teste tabi tutulmalı ve modern zamana uyuşabilir yeni bir yapıya büründürmelidir. Ona göre isnatları şüpheli, özellikle hiçbir şeye işaret etmeyen (ahad) haberler ise, ictihad konusudur. 23 Hadisler hakkında ilk ciddi tartışmayı başlatan insan ise tıp doktoru Tevfik Sıdkidir (1920). Menar dergisinde sadece Kuran la yetinmek gerektiğini ifade etmiş ve genel olarak hadisleri kabul etmemiş. 24 Ona göre hadisler ancak birkaç yüzyıl sonra kaydedilmiş ve günümüz insanlar için değerini kaybetmiştir. O genellikle kavli hadsilere saldırmayı uygun görmüş. Muhammed Hüseyin Heykel (1889-1956) İslami alanlara batılı eleştirel metotları getirmiştir. O, 1935 de Peygamberin siretiyle ilgili Hayatu Muhammed isimli kitabını yayımlamıştır. Heykel bu kitabında olabildiğince Hz. Peygamberi bir beşer olarak belirtmeye çalışmış. Kaynak materyal olarak Kuran ı kullanmış, hadisle ilgili çalışmalara pek de ilgi göstermemiş. Onun hadis literatürünü kabul etmemesinin sebebi de geç yazıya geçirilmesidir. 25 Mahmud Ebu Reyye özellikle taklidi reddedenlerdendir. Ona göre hadislerin metinsel olarak tekrar teste tabi tutulması gerekir. Bu da sahih hadisin üstün değerini kaybetmez. Hadis külliyatında sahih diye isimlendirilen ve Hz. Peygamberin ağzından çıktığı şekliyle nakledilip bize ulaşan hadislerin sayısı azdır. Kendisi sahih bir hadisin üstün değerini inkar etmez. Buhari ve Muslim in kitapların sahihliği konusunda önceki nesillerin icmasını reddetmiş ve bu eserlerde peygamber sözü olarak sunulanların çoğunluğunu uydurma olduğunu söylemiş. İctihad kapısını sonsuza kadar açmıştır. 26 Muhammed Gazali 1917 yılın da Mısır da doğmuş büyük alim ve düşünür. Ona göre hadis mecmualarında tescili tamamlanmamış, ma lul olmaktan uzak binlerce hadis vardır. Maalesef tahkik alimleri bunlara değer vermemiş. 27 Mütevatir hadisler kesin ifade eder, ama ahad haberler ise zan ifade eder. İtikadi meseleler sadece Kuran ve sünnetle sabit olur. Ancak mütevatir haber ile sabit olan bir akidenin izahı için ahad haberlerden yararlana bilir. 28 Eğer bir hadis Kuran a, kesin ilme ve tarihi hakikate çelişirse reddederim, der. Çünkü bu tür rivayetler zandan başka hiçbir şey değildir. XIX. y.y. yaşamış gelenekçi dediğimiz âlimlerden birisi de Mustafa es-sibai dir. Suriye de doğmuş ve Ezher de eğitimin almıştır. Sünnete saldıran Müslim ve gayr-i Müslim olsun, herkese reddiye yazarak ve incelemeler de bulunmuş. Yazdığı kitaplarında ve makalelerinde Tevfik Sıdki nin düşünce ve fikirlerine karşı reddiye yazmıştır. Bazıları ahad haberleri kabul olunmayacağını söylemişlerse de, Sibai onunla amelin vacib olduğunu ileri sürmüştür. 29 Mısır ın dışında bazı Müslüman âlimler, batılı ilmi çalışmalar ile geleneksel İslami değerler arasındaki boşluğu doldurmak ümidiyle, İslam da Hadis in yerine ilişkin yeni kanıtlar 23. G.H.A Juynboll, Modern Mısırda Hadis Tartışmaları, s.31-32. 24. E. Yıldırım, a.g.e. s.61-62. 25. G.H.A Juynboll, Modern Mısırda Hadis Tartışmaları, s.47-48. 26. G.H.A Juynboll, Modern Mısırda Hadis Tartışmaları, s.53. 27. Muhammed Gazali, Fakihlere ve Muhadislere göre Nebevi Sünnet, s.41. 28. Muhammed Gazali, a.g.e. s.278. 29. G.H.A Juynboll, Modern Mısırda Hadis Tartışmaları, s.44-47. 147

ileri sürmüşler. Pakistan lı âlim Fazlur Rahman(1919-1988), Peygamber in sünneti kavramının, Muhammed sonrası cari bir kullanıma sahip olması gerektiğini ispatlamaya çalışmıştır. Ona göre sünnet, doğal olarak konu dışı atasözleridir. Hz. Peygambere atfedilen hadisler azdır. Ancak genelde ibadetlere ilişkin hadisler, Hz. Peygambere aittir. Hadis literatürünün tarihsel açıdan tümüyle göz ardı edilmemesini, Nebevi sünneti temsil eden küçük olmasına rağmen en azından yaşayan sünneti yansıtmakta olduğunu ortaya koymuş. 30 Ona göre, İslam ın sadece bir geçmişi olup da geleceği olmayacaksa, Müslümanların, bu sıfatla uğruna yaşayacakları hemen hiçbir şeyler kalmayacaktı 31 Ebü l-a lâ Mevdûdî, XX. yüzyılın başlarında İslâm dünyasında meydana gelen siyâsî-dînî otorite boşluğunun telafisi gayesiyle plânlanan değişik dinî-siyâsî teşkilatların en önemlilerinden Cemâ at-i İslâmî nin kurucusudur. Mevdûdî ye (ebu l ala el-mevdudi)göre, bir hadis hangi kaynakta yer alırsa alsın, senedin sahih olması demek zorunlu olarak hadisin de sahih olması sonucunu doğurmaz. Bazen sahih senedli bir hadis metin bakımından zayıf olabilir. Muhaddisler geçmişte, bir yandan rivâyet esasına dayalı olarak hadisleri araştırırken diğer taraftan binlerce râvinin hayatlarını incelemek zorunda kalmışlardır. 32 Bu düşünceden hareketle Mevdûdî, hadis imamlarının körü körüne taklit edilmesini asla onaylamamış ve onların hükümlerini kesin sonuçlar şeklinde algılamamıştır. Şii yazar ve aktivist Ahmed el-katib, İrak bölgesinde yaşayan entelektüel arap Şiilerdendir. Şii inançlarındaki temel kurallarınan olan taklit, din adamlarına humus verilmesi, Aşura günlerinde kırbaçlama, velayet-i fakih teorisi gibi gözden geçirilmesine ve taklidi körü körüne reddetmeye çağıran entellektüel şii yazarlardandır. Klasik Şii düşüncesine çeşitli eleştiriler yönelterek imamet konusunu sonradan uydurulduğunu vurgulamış.şii ve Sünnilerle bitmeyen mezhep çatışmaları üzerine yoğunlaşarak, Sünnilerle olan sevgi ve hoşgörü değerlerinin yeniden diriltilmesi ve önünde gerçek bir engel olarak gördüğü bir çok şer i görülen ahkamı ve inancı reddedilmesi gerektiğini vurgulayarak mezhebi Mezhebini tecdide çağırmış. 33 Tarihte de ve günümüzde de ilimden ve basiretten haberi olmayan kimseler, delil getirmeden, hadisin tarihi olmadığını ve dolaysıyla Nebevi sünnete kendisini ulaştıran bir rehber olarak kendisine güvenilmeyeceğini söyleyen maalesef cahil kimselerde olagelmiştir. Hadis/Sünnet Hakkında Oryantalist Araştırmalara Bakış Batılı ilim adamlarının İslam hakkında fikir beyan ederken yumuşak üslup ve yaklaşım tarzının arkasında bir takım ekonomik ve siyasi sebepler vardır. İslam âlimlerini fikri alanda harekete geçiren Müsteşrikler dediğimiz Batılı araştırmacılar olmuştur. Farklı kültürden olmaları sebebiyle tarihimizdeki her hangi bir bilgiyi çekinmeden sorgulamaktadırlar ve bilimsel bir şekilde bir takım şüpheleri ortaya koymaktadırlar. Batılı dediğimiz bu adamlar Müslüman olmamalarına ve Hz. Peygamberi peygamber olarak görmemelerine rağmen XVIII. asırdan sonra bu ilimle uğraşmaya başlamıştır. İslami ilimlerin yanında özellikle sünnet ve hadis hakkında araştırmalar yapılmaya başlanmıştı. Bu çerçevede batı dillerinde hadis ve sünnetle ilgili bilimsel konferanslar, kitaplar ve makaleleri rastlamak mümkündür. Buna örnek olarak batılı ilim adamlarının ilim dünyasına sundukları 30. G.H.A Juynboll, Modern Mısırda Hadis Tartışmaları, s.10-11. 31. F. Rahman, Tarih boyunca İslam Metodoloji Sorunu, s.10. 32. İbrahim Hatiboğlu, Çağdaş Hadis Tartışmaları Bağlamında Mevdûdî nin Dinamik Sünnet Yorumu, s.39. 33. 20 Kasım 2008 tarihinde, Arap ülkelerinde Şiilerin mezhebin esası gibi görünen konuları yeniden değerlendirme ve Şii inançlarındaki temel kuralların gözden geçirilmesine çağıran bir bildiride, Arap Şiilerin önde gelen isimlerinen olan Ahmed el-katibin ifadesidir. 148

en büyük hizmetlerden birisi de Amsterdam Kraliyet Akademisinin maddi desteği ile (1882-1939) yayınlanan, dokuz hadis kitabının fihristi olan Concordance dediğimiz çalışmadır. 34 İlk defa Hadis ilmiyle uğraşan Avusturya asıllı, İngiliz vatandaşı Dr. Alois Sprenger (1813-1893),hadislerin uydurma olduğunu iddia etmiş. 35 1856 senesinde İslam öncesi ve İslam ın ilk devrinde mevcut olan yazılı kaynaklar hakkında derlediği malzemeyi Arapça asıllarıyla birlikte On the Origin and Progress of Writing Down Historical Facts among Musulmans çalışmasıyla neşretti. 36 İngiliz müsteşrik, İskoç asıllı Sir William Muir (ö. 1905) ve Hollandalı Müsteşrik R.P.A. Dozy (ö. 1883) yazdıklarında biraz iyimser davranarak en azından Buharideki hadislerin yarısının doğru olabileceğini ifade etmişler. 37 Joseph Schacht (1902-1969) Fıkıhi hadiselerin menşeini araştırmaya koyulmuş ve Origins of Muhammadan Jurisprudence adlı eserini ilk defa 1950 senedinde ilim dünyasına sunmuştu. 38 Batı ilim dünyasını tanıyan, İslami ilimlere özellikle hadis ilmine katkıları olan Muhammed Mustafa el-azami Joseph Schacht karşı bir reddiye yazmış. XIX. asırda Sünnet ve Hadis üzerinde bütün teferruatıyla duran Macar asıllı Yahudi Müsteşrik İgnaz Goldziher (ö.1921) olmuştur. Hadis ve Sünnete tahsis edilen en detaylı eseri ise Muhammedanische Studien adlı eseridir. Ona göre hadisler ümmet içinde ortaya çıkmış temayüllerin birer şahitleridir. 39 Goldziher in bu yazmış olduğu eserine karşı hem İslam dünyasının diğer ülkelerinden hem de Türkiye den makale türünde reddiyeler yazılmıştır. Goldziher müsteşrikler arasında çok etkili olmasının sebebi ise müstakil bir yönteme sahip olduğu içindir. G.H. Juynboll, oryantalist düşüncenin en etkili isimlerinden biridir. Şarkiyat çalışmalarını bilhassa hadis ve sünnet alanına tahsis etmiş ve çok sayıda telif, tercüme ve neşir türünden makaleler ve kitaplar yazmıştır. 40 Sonuç Sonuç olarak şunu ifade edebiliriz ki, İslam dünyasında günümüzde olduğu gibi geçmişte de Hadis/Sünneti eleştirenler olmuştur. 41 Çünkü onlara göre hadislerin tekrar gözden geçirilmesine ihtiyaç hissedilmektedir. Günümüzde Hadis/Sünnet ile ilgili tartışmalar iki temel konuda yoğunlaşmıştır: İslam da Sünnetin yeri ve özellikle Kuran karşısındaki konumu. Hadislerin güvenilir olup olmadığını tespiti. 42 Bu iki konudaki tartışmalar hala günümüzde devam ede gelmektedir. Bazı kimseler hadislerin güvenilir konusunda şüphe ederek, tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etmiş. Bazıları da bu akılcı düşüncenin yanlış olduğunu ortaya koyarak hadisleri savunmaya başlamışlar. 34. G.H.A. Juynboll, Oryantalistik Hadis Araştırmaları, s:20-21. 35. M. Görmez, a.g.e. s. 85. 36. G.H.A. Juynboll, Oryantalistik Hadis Araştırmaları, s.20. 37. M. Görmez, a.g.e. s. 86. 38. G.H.A. Juynboll, Oryantalistik Hadis Araştırmaları, s.20. 39. M. Görmez, a.g.e. s. 86-87. 40. Batı da İslam Çalişmaları Sempozyumu, s.251. 41. M. Hayri Kırbaşoğlu, İslam Düşüncesinde Sünnet, s.119. 42. M. Hayri Kırbaşoğlu, İslam Düşüncesinde Sünnet, s.119. 149

Bibliyografya 1. G. H. A. Juynboll, Modern Mısır da Hadis Tartışmalar, Ankara Okulu Yayınlar, Ankara-2000. 2. M. Hayri Kırbaşoğlu, İslam Düşüncesinde Hadis Metodolojisi, Ankara Okulu Yayınlar, Ankara-2006. 3. Enbiya Yıldırım, Hadis Meseleleri, Rağbet Yayınlar, İstanbul-2008. 4. Fazlur Rahman, Tarih Boyunca İslam Metodoloji Sorunu, Ankara Okulu Yayınlar, Ankara-1997. 5. M. Hayri Kırbaşoğlu, İslam Düşüncesinde Sünnet, Ankara Okulu Yayınlar, Ankara-1999. 6. M. Emin Özafşar, Hadisi Yeniden Düşünmek, Ankara Okulu Yayınlar, Ankara-1998. 7. Mehmet Görmez, Sünnet ve Hadisin Anlaşılması ve Yorumlamasında Metodoloji Sorunu, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınlar, Ankara-1997. 8. G.H.A. Juynboll, Oryantalistik Hadis Araştırmaları, 9. İbrahim Hatiboğlu, Çağdaş Hadis Tartışmaları Bağlamında Mevdûdî nin Dinamik Sünnet Yorumu, 10. Hattabi, Ebu Suleyman, Maâlimu s-sunen, I, 4. 11. M. H. Kırbaşoğlu, Hadis Mudafası (İbn Kuteybe, Te vilu Muhtelefi l Hadis). III. Baskı, Kayıhan Yayınları, İstanbul-1998. 12. Muammer Esen, Afgani, Kelami ve Felsefi Görüşleri, Araştırma Yayınları, Ankara 2006. 13. Oryantalizmi Yeniden Okumak,Batı da İslam Çalışmaları Sempozyumu, Diyanet İşler Başkanlığı Yayını, Ankara 2003. 14. Muhammed Gazali, Fakihlere ve Muhadislere göre Nebevi Sünnet, (çev. Ali Özek), İslam Araştırmalar, İstanbul 1992. 150