Bextiyar Vahabzâde (Seki, 1925) 1925 yılında Seki şehrinde köylü bir ailenin çocuğu olarak doğmuştur. Babasının adı Bextiyar Mahmud'dur. İlk tahsilini doğduğu şehirde yaptıktan sonra, lisans ve yüksek lisans tahsilini Baku Devlet Üniversitesinde tamamlamıştır. 1950 yılından bu yana Baku Devlet Üniversitesinde öğretmen, doçent, profesör görevleriyle aralıksız olarak çalışmalar yapmıştır. Halk şairi seçilir (1984). Akademinin muhbir üyesidir (1980), Devlet Mükafatları ödülleri ile onurlandırılır (1976, 1984), Millet vekili ve toplum adamıdır. Bir şair olarak okuyucu arasında ilk itibarını "Yaşıl Çemen, Ağaç Altı Bir de ki tünd çay" (1944) şiiriyle kazanır. O, ilk şiirini 1943 yılında muharebenin kızgın devrelerinde yazar. Edebiyat kaynaklarında ilk devre, bağımsızlık hareketinin güneyde Araş sahillerinden başlayarak, hemen bütün Asya'da geniş sahalara yayıldığı zamana rastlar. Kosmos'un fethi, ilmi-tekniki inkılap, maneviyat ve bağımsızlık sahalarındaki mücadele devri onun da edebi çalışmalarında etkili olmuştur. Bextiyar'ın sanat faaliyetlerinde ilk basamağı "mektep şiirleri" oluşturur. Şairin kendi şiir ekolü de "mektep şiirleri" ile kimlik kazanır. Bu şiirlerde: saflık, doğallık, sıcaklık ve samimilik gibi duygular çocukluğa mahsus özelliklerdir. Bu geri gelmez çocukluk yıllarını Bextiyar"ın şiir ekolünün temeli (ilk hareket noktası)kabul etmek gerekir. Bextiyar bu noktadan hareketle bugüne gelmiştir. 19601ı yıllar bu edebi ekolde; bedii detayların felsefi derinlik ve genişlik, tefsilatların çeşitlilik ve karşılaştırmada birlik teşkil etmeye başladığı döneme rastlar. Okul dönemlerindeki bedii saflığı, tezatsız aydınlığı şu anki renk cümbüşünün temelini hazırlar. Bu edebiyatın özü de uzak bir köyde çalınan okul zili gibi değildir. Uydulara ses veren heyecan gibi; Beathoven'in ve Galile'nin, Nesimi'nın ve Babek'in, Buhenvald imdadının, kadın feryadıyla beraber anılması zengi idi. Ve onda sadece okul ve öğrenciler için değil, dünya ve insanlık için duyulan kaygıların ölçüsü vardır. Şair hem tarih, hem de dünya adlı iki uyduya seyahete çıkar, insanın da iki uyduda - zaman ve insan konularında tesirli şiir ve destanını yazar. Onun "İnsan ve Zaman", "Men ve Dünya" adlı eserleri, tarih itibarıyla bu devreye rastlar. Böyle bir hazırlıktan sonra şairin üçüncü seyahati, insanın iç alemindeki gizemleri gün yüzüne çıkarmak içindir. Bextiyar Vahabzade'nin edebi çalışmalarının üçüncü basamağını 1980'li yılların bedii tesirlerinde yoğrulduğu devreye rastlar. Onun bu yıllarda yazdığı eserlerde edebi diyalogun en önemli kısmı, "Men ve Dünya", "Men ve Zaman" eserlerinden daha fazla; "Özümle Özüm", "Menle Men", "Bextiyarla Bextiyar'dır. "Dağda Şelale Kimi", "Özümü Axtanram", "Sür'et", "Özümüzden Öyrenek", "Özümden Narazıyam", "Nesense Özün Ol", "Şehidler", "İkinci Ses" gibi eserler, sözkonusu merhalenin Özelliklerini en iyi şekilde ifade eder. Özellikle "İkinci
Ses" adlı eserin bütünlüğündeki manzum dramalizasyon; bu yönüyle, kendisini en belirgin şekliyle gösterir. Duygusal genişlik ve muntazam eğiticilik "Cavid" ve "Vurgun" tiyatrolarında ne kadar belirginse; drama Bextiyar'ın coşkulu özeleştirileri de o nisbette ölçülüdür. Bu piyeslerde zaman ve epoxalar yüz yüze gelmiyor, sesinde "ben" parçalanıyor ve parçalanan tezatlar ön plana çıkarılıyor. "İkinci Ses", "Yağışdan Sonra" ve "Yollara İz Düşür" eserlerinde bu durum söz konusudur. Görünen odur ki tarihi piyeslerde durum değişmektedir. Bextiyar Vahabzade'nin iki tarilıi şahsiyete atfettiği - Nesimi ve Babek'e - "Feryad" ve "Dar Ağacı" adlı iki tarihi piyesi vardır. Fakat onların da hiç birinde ne Babek ne de Nesimi etkin olarak gözükmüyor. Doğrusu "Dar Ağacı" adlı eserde bütün olaylara ve isteklere Babek'in sesi ve kahkahası ile yüklenilir ama, eserin normal seyri esnasında Babek'in kendisi mev- cut değil, sadece manevi bir katılımcıdır. Buna paralel olarak "Feryad" adlı eserde de Nesimi'nin kendi obrazı yok, sadece Nesimi'nin nesli ve Nesimi'nin halkı var. Felsefilik, ince lirizm, edebi narinlik B.Vahabzade'nin nazari-estetik görüşlerinde, özellikle edebi çalışmalarında da kendini gösterir. Başlıca eserleri: Seçilmiş Eserleri, B., 1961; İnsan ve Zaman, B., 1964; Semed Vurgun, B., 1968; Seçilmiş Eserleri, B., 1974-1975; Pyesler, B., 1980; Muğarn, B., 1982; Özümle Sohbet, B., 1985; Şehidler,B,,1991. Kaynakça: 1. Azerbaycan Sovet Edebiyyah Tarihi. Bakı, 1988. 2. Azerbaycan Sovet Edebİyyatı Tarihi. 2 cilt te, cilt. 2. Bakı, 1967. 3. Azerbaycan Sovet Yazarları, Bakı, 1958. 4. Y.Seyidov. Şairin fikir dünyası, Bakı, 1985. 5.Yaşar Garayev, Şamil Salmanov. Poeziyanın kamilliyi, Bakı, 1985. ŞİİRLER (Bextlyar Vahabzadc. Seçilmiş eserleri. 2 cildde, c. 1. Bakı, 1974, s. 213-218...) QALİLEY Dedi: - Yer fırlanır 1... inanmadılar, Onlar ona güldü, o da onlara. Dedi: - Heqiqete şübhenizmi var? Dediler: Haqq deyen çekilir dara 2. O dedi: - Fırlanır, fırlanacaq yer, Buna gülseniz de, gülmeseniz de. Yerden ders götürüb 3 ölene qeder Meğer fırlanmırıq heyatda biz de?.. "Fırlanır" - Sözüyle o böyük insan Qırdı mövhumatın 4 sert buzlarını. Eqlin baîtasıyla vurdu başından, Sındırdı 5 öküzün buynuzlarım. Milyon il ft dediler: - Qaşqa 7 öküzle Çatındır 8 şöhrete, şerefe dünya. Dedi: - Yer fırlanır... ancaq bu sözle Tanıdı özünü ilk defe dünya! Qaliley "fırlanır" - Deyenden beri Ucaldı 9, göylerden yerlere baxdı. Her cüre 10 uydurma efsaneleri, Eqlin alovunda 11 yandırdı yaxdı. Yer fırlanır, - deye o, çekdi feryad, Sözünün gücünü özü 12 de bildi. Ele 13 bil, bir anlıq susub kainat, Bu iki kelmeye qulaq kesildi. Dedi: - Yer fırlanır - qarışdı alem, Yer durdu, fırlandı mescid, kelisa, Dedi: - Yer fırlanır, ele bil bu dem Tezeden 14 çekildi çarmıxa İsa... Dedi: - Bu hökmüme inanıram men, Gerek deyişile dünyanın adı. Dedi: - Yer fırlanır!... Bu İki sözden Papanın başında göy guruldadı 15. Dedi: - Yer fırlanır... Bu ikice söz, Min bir sual düzdü 111 "İncil"in üste. Papa qezeblenib 17 - Dağ basarıq biz, - Dedi, - bunu deyen o dilin üste. Divana 18 çekdiler alimi derhal, Dünyanı düşündü, eşqini andı. Böyük Cordanonu yandıran tonqal ı Gözünün önünde gelib dayandı. Müqeddes kitaba el basıb hemen Dedi; - Şekkim yoxdur, bu kitab haqdır. Ancaq düzü 20 budur; demesem de men, Yer ele fırlanır, fırlanacaqdır! Qelbe hax, eşqe bax!.. Qorxub ölümden, 1. döner 2. damgacına 3. ders olup 4. hayallerin, safsataların 5. kırdı 6. yıl 7. hayvanların alnındaki allık, beyazlık, sakar!s. ulaşmıştır 9. yüceldi, yükseldi 10. tars, tür, çeşit 11. alevinde 13. kendi 14. yeniden, tekrardan 15. gök gürledi lö. sıraladı, dizdi 17. öfkelenip, hırslanıp 18. mahkemeye 1«. adın yığını 20 doğrusu
O öz meslekinden geri dönmedi. - Heyatın namine sürünmerem men, Meslekin namine ölerem, - dedi. Beşer tarixinde belalı insan, İki qütb 1 önünde çox dayanıbdir. Haqdan yapışanlar keçib heyatdan, Heyatdan qopmayan lıaqqı danıbdır 12. Qaliley! Helelik keşfin bir yana! Onun qiymetini alimler biler. Sen haqdan dönmedin heyat namına, Bundadır böyüklük, bundadır hüner! Bu hüner önünde baş eyirem men. Öten zamanlarla fikrim öpüşdü. Ölüm ayağında, "Enel-heq" - deyen Menim Nesimim de yadıma düşdü. May, 1963. MUGAM (poemadan parça) Bir quş ötür budağında Bu neğmenin laylasına Çemen, çayır mürgüleyir. Nalesile yazıq bize Neşe deyir, Nesedeyİr... "Cik-cik", "cik-dk"... Bilirikmi dediyini? - Yox, bilmirik, biz bilmirik. Quş dilini bümirikse, Günahkarını o quşcuğaz? Sebrinibas, Lehçesine, nalesine Dilindeki qem sesine Qulağınla qulaq asma, Üreyinle sen qulaq as. O nalenin ateşinde Öz qelbini oda yaxsan, Mellebini bilmesen de Üreyini duyacaqsan. Tar da ele... O srzlayır için-için. İçindedir her metlebi, Nalesidir eşitdiyin. O quş kimi Tarın da öz lehçesi var, öz dili var. Metlebinin axırı var, ezeli var. Evvel öyren, sen bu dilin Nöqtesini, Vergülünü. Ayıra bil Dağ gülünden, Bağ gülünü. Ayıra bil, Ocaqdakı od külünden Sinedeki dağ külünü. Bu dünyanın ağrıları, acılan Nece sığır Çahargahın Bestenigar perdesine? Dağlara çıx, diqqet ele Qayalardan yumalanan Daş sesine - Öz sesine Sen axtaran quş sesine... O sesdeki Qırıq-qırıq hıçqırıqlar ne naledir? Qırqovulun döşündeki rengler nedir? O renglerde muğamdakı Elvan-elvan perdeleri, Pırıl-pırıl sesleri gör, O düşünür, Hem de bizi düşündürür. Ney üstünde yeddi sesin, Oyuq-oyuq yuvalan, Nedir bele? Belke ele Balaları perik düşen Qaratoyuq yuvaları... Sesler, qırıq bir arzunun can sesimi? Yuvaları dağıdılmış Çolpaların nalesimi? Qayalardan sızan suyun, Derelerde azan suyun Seslerini Bir-birinden ayıra bil. O, bir deyil, yox bir deyil. Addım-addım, nefes-nefes Dağı dolan, dereni gez, Bax her yerin çiçeyine, Bil, dağların çiçeyi ne, Derelerin çiçeyi ne? Çiçeklerin öz renginde, öz eninde N eğmedeki sesleri gör, xalları gör - Enib qalxan keçidleri, Çığırları, yolları gör, Dağa geden çığırlarda Qarşma bax, dünyanı gör. Sığırcının belindeki Arşına bax, dünyanı gör.(1) (1) Sığırcının belindeki ağ xett efsaneye göre arşındır. 1. kutup 2. bilmiştir, tanımıştır
Belke o da... bizim kimi Ölçmek isler bu dünyanı. Birce qanş yer üstünde Bize göster bu dünyanı... Söz var cjelbe yol açmayan adi bir ses, quru nefes. Ses de var ki, Sözün deye bilmediyi sözü deyir. Ele sesin özü şe'r, sözü şe'r. Söz - qelbdeki bir metlebin * Öz sesidir... Neğme - sesin şe'riyyeti, Şe'r - sözün neğmesidir. Belke... Muğam bir nağıldir, efsanedir. Bilek, onun bu dünyaya sözü nedir, qesdi nedir? N ağıllarda bir göyerçin Bir qeribi şah eledi. Bu dünyanın kele-kötür işlerini Rendeledi... Ötenlerin derdlerine dola-dola İnanaqmı bu nağıla? Bu arzudur, bu dilekdir. El deyir ki, arzularım, Gelecekdir, Gülecekdir.., Belke düzgün bölemmedik Biz o zaman, Göyden düşen üç almanı? Bilek, niye şüşededir Divin cam?.. Niye, niye gözleyib el O "Sahibi-ezzamanı?" Belke muğam bir gözleyiş, Bir hesretdir. El var iken, qol var iken, Baş var iken, diş var iken Bu gözleme müyibetdir. Canavarın aldatdığı Şengülümün, Süngülümün Qam belke... düşüb tarın kök simine? Mugamdaki hiçqırıqlar Üsyan edir belke divin tilsimine? Üreyinin tellerinden teller çekib tara, xalqın. O tellerin neğmesinde Öz ruhunu, öz qelbini ara, xalqın. Tanımaqmı isleyirsen Görmediyin bir xalqı sen? Evvel onun neğmesine sen qulaq as, onu öyren. Öz sözünü, sorgusunu Xeyalını, duygusunu Xalq yaşadır neğmesinde. Tarixin bir dövrü yatır, Bir bemdeki "ah" sesinde. Çahargabın "Müxalifi" "Çaldıranda" * (* Çaldıran müharibesi) at saldıran, Qılınclardan od aldıran Döyüş sesi... Çahargahın "Cövherisi" Kol dibinde Qar altında Çıxan tenha benövşenin üşümesi. Qılınc sesi, qalxan sesi. Benövşenin üşümesi. Biri hüner. O birisi göz yaşıdır. O sertlikle, bu incelik Bir muğamda yanaşıdır. Dinle tan, dinle neyi. O - keçmişden Asta-asta sohbet açan Ses müzeyi... O - şöhretli, şanlı muzey. O - danışan, Hem de bizi danışdıran Canlı muzey. Gah sesinde göy gurlayır, Gah inleyir hezin-hezin. Hem babamın yaşıdıdır, Hem nevemin. ŞEHİDLER (B.Vahabzade. Şehidîer. Bah, 1991,3. 3-15.) (Poemadari 1 parça) Bezen için-için düşünürem men; Nahaq 2 şehid oldu bizim cavanlar. Ömrü ucuz verdi... Bir iş görmeden, Boş yere ölmeyin ne me'nası var? Ağıla 3 söykensin 4 dedim qüweniz 5 / Anlayan olmadı bu sözden meni. Ağıla güvenek bu meqamda biz, Qüvve daşı ezer, ağıl qüvveni. Sonra düşünürem: Onlar qorxmadan, Cumdular 6 ölümün üstüne bele 7. Bir iş görmediler yaşayan zaman, Lap 8 çox iş gördüler ölümleriyle. Bizim elimizden çoxdan alınmış, Haqqı bu dünyaya bildirdi onlar. Milletin qelbine qesden salınmış Qorxu iblisini öldürdü onlar. 1. destandan 2. haksız 3. aklına 4. yaslansın, dayansın 5. kuvvetiniz 6. hızla gittiler 7. böyle 8. tamam, böylece
O gece dağlardan enen sel teki 1, Qezebden köpürüb daşdı milletim. O şenbe 2 gecesi üreyindeki Qorxu basarını aşdı milletim. Bizim qazanamız bu oldu ancaq, Qorxu xendeyinden biz körpü atdıq. Bu da bîr imtahan, bu da bir sınaq 3, Şübbeden qurtarıb 4, imana çatdıq 5. Bu ölüm, bu qirğın 6 ders olsun bize, Demeyin boş yere candan keçdiler. Onlar şehid olub milletimize, Cesaret dersini te'lim keçdiler. Celin ölçe bilek xeyri, ziyanı, Be'zen evezidir 7 on qış bir yazın, Bizim şebidlerin müqeddes qanı Belke 8 de behidir tj sabahımızın. Yaman 10 dözümlüdür 11, oda 12 gül alır, Her zulme, cefaya dayanır millet. Soyula-soyula o, susur, yatır, Qurban vere-vere oyamr 13 millet. Onlar sübul etdi ber qara zulmün Eli uzunsa da, ömrü gödekdir 14. Xalqın azadlığı 15 sabah, biri gün Şehid yarasından göyereeekdir 10. Şenbe gecesinde gecikdi seher, Zaman itirmişdi 17 o gün sağ-solu, Ömürden keçerek keçdi şehidler Bir qanlı gecede min iliik 18 yolu. Şan-şeref tac oldu, başlara qondu, O qetl gecesi xalqın min illik Şücaet 19 tarixi tekrar olundu.... İki esre yaxın Babek, Cavad xan, Herden 2^ teessüfle qalxdı mezardan, Besiret gözüyle seyr etdi bizi, Tanıya bilmedi milletimizi. Gördüler dağ düze 21, göy yere enmiş, Onlardan köleler, qullar töremiş, 22. Onlar inanmadı: biz de bir erik, O qoç igidlerden 23 törenenlerik. "- Bizim zemanede xan idi millet, Niye qula dönüb, - dediler, - indi 24? Nedir bu itaet, nedir bu zillet?" - Deye qezeb ile onlar deyindi 25. O şenbe gecesi yel qalxdı birden, Gözün üstündeki külü üfürdü. Babek fereh 2tı ile qalxdı qebirden, Her igid gözünde özünü 27 gördü. O şenbe gecesi bir şimşek teki, Gözler parıldadı... Sinelerdeki, Gözle görünmeyen dağlar göründü, Hüner meqamında bir qoça döndü Ele öyredilen ber körpe quzu. Babekin varisi olduğumuzu Gösterdi dünyaya... Eşq olsun size! Siz layiq oldunuz öz irsinize. Geldi ürekdeki arzular dile, Silahı mehebbet, son sözü Veten. Şebidler gösterdi ölümleriyle Ölüm aşağıdır Veten eşqinden. Dünya o dünyadır, bir heqiqeti Çarmıxa çekse de min böhtan, riya! O gece basanda zülm edaleti Haqqın nalesinden diksindi dünya. Adımız dolandı bütün dünyanı, Çox da ki, ağımız qara yozuldu 28. Bizim şehidlerin tökülen qani Haqqın kitabında imzamız oldu. Baxıb sinelerden axan al qana, Buludlar kişnedi 2<l, göy qan ağladı. O şenbe gecesi Veten başına Ele Veten boyda qara bağladı. Dözdü böhtana da, dözdü sere de, Yedi şeker kimi her derdi xalqım, Azadlıq yolunda ölümlere de Hazır olduğunu gösterdi xalqım. Azadlıq verilmir, alınır, dayan! Onun elçîsidir, ölüm, qan, qada 30. Ölüme, cefaya hazır olmayan Millet hazır deyil azadlığa da. Yalın eller ile tanklar üstüne Atılan cavanlar, eşq olsun Size! Siz tesdiq etdiniz azadlığın da Halal olduğunu milletimize! Şehid rütbesine qalxan 31 cavanlar, Sinesi her zulme qalxan 32 cavanlar. Boyük Nesiminin, ulu Babekin Xeyir-duasını aldı o gece. Zamandan ireli 33 sıçrayıb yeqin 34, Tarixde larixtek 35 qaldı o gece! Qelbimi boşaltmır çekdiyim ah da, Neğmede her xalm kökü var yeqin. Şehid feryadından ulu Segahda Teze 36 bir guşe 37 de açılır yeqin. Hemin o guşede ana nalesi, Analar hönkürer 39, gelinler ağlar. Hemen 38 o guşede qem şelalesi Axıb qelbimizden haqqı soraqlar. Hemen o guşede gülle sesleri, Tamı perdesinde qem nefesleri. Hemen o guşede zulmün tuğyanı, Haqqın, heqiqetin zulme üsyam. Ramiz, bas sinene sen qoca tan, Bu teze guşede çal, sene qurban. Şehidler qanına boyanan sesi, 1. gibi 2. cumartesi aşinama, sınav 4. kurtulup 5. ulaşıp 6. telef 7. yerindedir, yerini tutar 8. belki 0. kefilidir, kefaletidir 10. acaip, çok 11. dayanıklıdır 12. ateşe 13. uyanır 14. kısadır 15. bağımsızlığı 16. yeşerecektir 17. kaybetmişi, yetirmişli İS. yıllık 19. yiğitlik, cesurluk 20. bazen, arada bir 21. oraya 22. türemiş 23. yiğitlerden 24. şimdi 2Fİ. söylendi 26. ferahlık, rahatlık, sevinç 27. kendini 28. bilindi, açıklandı, tanındı 2«. uğuldadı, gürledi 30. dert, keder, tasa 31. yükselen, çıkan 32. kalkarı, zırh 33. ileri, öte 35. tarih gibi 3b. şüphesiz, kesin 37. sokak 38. aynı 39. hüngür hüngür ağlar, feryat eder
Zabul segahına çal, sene qurban 1! Perdeler qoy teze güller bitirsin, Şehid anasına teselli versin. Haqqın feryadını dile getirsin, Teze yaratdığın xal, sene qurban! Xezer penceleşdi öz sahiliyle, Danış 2 derdimizi sesin ziliyle. O teze guşenin ateş diliyle Zulümden qisası al, sene qurban! Teze guşedeki ah-ah-amanların Qorxuram her xalı yoğrula qandan. Qorxuram, çanağı partlaya tarın Bu teze guşenin hay-harayından 3. Asta çal, qardaşım, asta çal tan, Perdeler bu aha, amana dözmez. Teze guşedeki ses burumları 4 Günahsız tökülen bu qana dözmez. Hem de uydurulan böhtana dözmez, Partladar tan! Qorxar ilan vuran ala çatıdan, Bizim gözümüzü püleyib 5 felek. * Qorxuruq... Qorxudub bizi bu dövran, Stalin ölmeyib, yaşayır demek?! Bizden üz dönderib sanki felek de, Yalan cövlan 6 edir, bes hanı gerçek? SusuriKj... Sözümüz qalır ürekde Stalin ölmeyib, yaşayır demek?! Xeyrimiz, serimiz bilmirik nedir? Onları kimdense soruşmaq gerek. Hele 7 de haqqımız yad ellerdedir, Stalin ölmeyib, yaşayır demek. Bize qürbet olub öz diyarımız, Bu boyda dünyada tek qalmışıq, tek! Zindana salındı E'tibarımız, Stalin ölmeyib, yaşayır demek! Dileyimiz harda, özümüz harda? Doğramb töküldükbiz çilik-çilik s. Stalin ölse de, yuxarılarda Hele de yaşayır stalinçilik. İndi de zindanda yaradır Xelil, Sözünü demekden usanan deyil, "Moabit defteri" yaranır bele, Faşizm ölmeyib, yaşayır hele. BELKE" Bir gün ölür budağında Bu neğmenin laylasına 10 Çemen, çayır mürküleyir 11 Nalesile yazıg 12 bize Neşe 13 deyir, Neşe deyir. "Cik-cik, "cik-cik" Bilirikmi dediyini? - Yaz, ilmirik, biz bilmirik. Guş dilini bilmirikse, Künahkarmı o guşcuğaz? Sebrini bas, Lehçesine, nalesine Dilindeki gem sesise Qulağınla gulag asına, Türevinle sene qulag as. O nalenin ateşinde Öz gelbini oda yaxsan, Metlebini 14 bilmesen de Üreyini duyacagsan Tarda ele 15... O sızlayır içiniçin İçindedir hermetlebi, Nalesidir eşitdiyin. O guş kimi lfı Tarın da öz 17 lehçesi var, öz dili var. Metlebinin axın var, evveli var. Evvel öyren, sen bu dilin Nögtesini, Ver külünü. Ayıra bil Dağ külünden, Bağ külünü Ayıra bil, Ücagdaki od 18 külünden Sinedeki dağ 10 külünü. Bu dünyanın ağrıları, acıları Nece 20 sığır çahargâhm 21 Bestenigâr perdesine? Dağlara çıh, digget ele Gayalardan yamalanan 22 Daş sesine Öz sesine Ses çıxartan 23 guş sesine... O sesdeki Gırıg-gırıg hıçgirıglar ne naledir? Gırgovulun döş ündeki renkler nedir? O renklerde muğamdakı 1. yetiştirsin 2. konuş 3. gürültüsünden 4. burulma, burukluk 5. perdeleyip, örtüp 6. hareket, devir 7. hâlâ, daha S. parça parça 9. belki 10. ninnisinde 11. uykuya gidip 12. günah 13. birşeyler söylüyor 14. arzusunun 15. öyle16. gibi 17. kendi 18. ateş 19. yanık yarası 20. nice 21. Türk musikisi makamı 22. yumalı olan 2?. arayan 24. kekliğin 25. makamındaki
Elvan-elvan perdeleri, Pırıl-pırıl sesleri kör O düşünür, Hem de bizi düşündürür. Ney üstünde yeddi sesin, Oyug-Oyug yuvaları, Nedir bele? Belke ele 1 Balaları perik 2 düşen Garatoyug 3 yuvalan... Sesler, gırıg bir arzunun can sesimi? Yuvaları dağıdılmış Çolpaların nalesimi? Goyalardan sızan suyun Derelerde azan suyun Seslerinin Bir-birinden ayıra bil. O, bir deyil, çox, bir deyil. Addım-addım, nefes-nefes Dağı dolan, dereni gez, Bax her yerin çiçeyine, Bil, dağların çiçeyi ne. Derelerin çiçeyi ne? Çiçeklerin öz renginde, öz etrinde 4 Neğmedeki sesleri gör, xalları gör enip galxan keçiidleri, Cığarlan yollan gör Dağa geden çığırlarda Gaarşına bax, dünyanı gör Sığırcının 5 belindeki Arşına 6 bax, dünyanı gör Belke o da... bizim kimi Ölçmek ister bu dünyanı Birce 7 ganş yer üstünde Bize göster bu dünyanı... Söz var, gelbe yol açmayan adı bir ses, guru nefes. Ses de var ki, Sözün deye bilmediyi sözü deyir. Ele sesin özü şe'r, sözü şe'r. Söz-gelbdeki bir metlesin öz sesidir... N eğme 8 sesin şe'riyyeti, Şe'r-sözün neğmesidir. Belke,. Muğam bir nağıldır 9, efsanedir. Bilek, onun bu dünyaya sözü nedir, gecdi nedir? Nağillarda bir göyerçin Bir geribi şah eledi Bu dünyanın kele-götür 10 işlerini Rehdeledi. Ötenlerin derdlerine dola-dola İnanağmı bu nağıla? Bu arzudur, bu dilekdir. El deyir ki n, arzuların gelecekdir, gelecekdir... Belke düzgün bölemedik Biz o zaman, Göyden düşen üç almam 12? Bilek, niye şüşededir Divin 13 canı?.. Niye, niye gözleyib el O "sahibi-ezzamam 14 " Belke muğambir gözleyiş, Bir hesretdir. El var iken, gol var iken, Baş var ikene, diş var iken Bu gözleme müsibetdir. Canavarın aldatdığı Şenkülümün, şenkülümün 15 Gani belke... düşüb tarın kök simine? Muğamdakı hıçgırıklar Üsyan edir belke divin tüsimine 16? Üreyinin tellerinden Teller çekib tara, xalgın. Tellerin neğmesinde Öz ruhunu, öz gelbini ara, xalgın. Tanımagmı isteyirsen Körmediyin bir halgı sen? Evvel onun neğmesine sen gulag as. Önü öyren. Öz sözünü, sorgusunu Xeyalını, duygusunu Xalg yasadır neğmesinde. Tarixin bir dövrü yatır, Bir bemdeki 17 "ah" sesinde. Çaharkahın "Müzalifi" "Çaldıranda"* at saldıran, Gılınçlardan od aldıran Döyüş sesi... * Çaldıran müharibesi 1- öyle 2. ayrı 3- karatavuk 4. civcivlerrin 5. kokusunda 6. izleri 7. sığırcık 8. metre-arşin 9. tek başına 10. ezgi 11. maraldır 12. biçimsiz 13. söylüyor 14. elmanın 15. devin 16. zamanın sahibi 17. Bir Azerbaycan masalındaki keçinin üç balasından ikisinin isimleri. Üçüncüsü: Mengüliim. 18. tılsımlı
Çaharkahın "cövherisi" O - keçmişten Kol dibinde Asta-asta 3 sohbet açan Gar altında ses müzeyi... 4 çocan tenha benövşenin 1 üşümesi. O - şöhretli, şanlı müzey. Gılınç sesi, galxan sesi. O - danışan, Benövşenin üşümesi hem de bizi danıştıran Biri hüner. Canlı muzey. O birisi koz yaşıdır.. Gah s esinde göy gurlayır, Gah inleyir hezin-hezin O sertlikle, bu incelik Hem babasının yadıdıdır, Bir muğamda yanaşıdır2 hem nenemin" 1 Dinle tari, dinle neyi 1. sazın bam telindeki 2. alev 3. menekşe 4. yanyanadır5. yavaş yavaş 6. müzesi 7. torununun