T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEMEL İSLAM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI

Benzer belgeler
İLH107 HADİS TARİHİ VE USULÜ (ARAPÇA)

Hadis Istılahları. ADL: Râvînin hadîsi bozmadan rivâyet eden dürüst bir müslüman olması. AHZ: Bir şeyhden hadîs almak.

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

Ebû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu

HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

Türkçeye Tercüme Edilen Hadis Kitaplarında Geçen Zayıf Hadislerin Numaraları

HADİS TARİHİ VE USULÜ

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19

Birinci İtiraz: Cevap:

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

Hadiste Sened Tenkidi Halil İbrahim Kutlay

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

el-itticâhâtü L-MÜNHARİFE FÎ TEFSÎRİ L-KUR ÂN İ L-KERÎM DEVÂFİ UHÂ VE DEF UHÂ

Yard.Doç. Aralık 2000 İstanbul Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi. Doktora Ekim 1998 M.Ü.S.B. E. Temel İslam Bilimleri Hadis Anabilim Dalı

İÇİNDEKİLER. G r 17 I. YÖNTEM ve KONUNUN SINIRLANDIRILMASI 17 II. TERMİNOLOJİ 23

TÜRKİYE DİYANET VAKFI YAYINLARI

TEZ TANITIMI VE DEĞERLENDİRME

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI. Journal of Islamic Research البحوث االسالمية

KUR AN TİLÂVETİNDE MÜKEMMELLİK/ HİLYETÜ T-TİLÂVE Fİ TECVÎDİ L-KUR ANİ L-KERÎM

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İçindekiler. Kısaltmalar 13 GİRİŞ I. ÇALIŞMANIN KONUSU VE AMACI 15 II. İÇERİK VE YÖNTEM 16 III. LİTERATÜR 17

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Hanefi Mezhebinde Mürsel Hadisin Delil Değeri * The Value of Mursel Hadith in Hanefi Tradition

HADİS TARİHİ VE USULÜ (İLH1007)

Acaba hali hazırda elimizdeki Kur an Peygamber (s.a.a) e nazil edildiği suretteki Kur an mıdır?

Question. Muhammed b. el-hasan el-saffar, müfevvizenin temsilcilerinden miydi?

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı)

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma

İMAM ŞAFİİ NİN KULLANDIĞI HADİS KAVRAMLARI (er-risâle ÖRNEĞİ)* Fuat İSTEMİ *

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

İÇİNDEKİLER KISALTMALAR...10 ÖNSÖZ...12 GİRİŞ...16 I- İSRÂ VE MİRAÇ KELİMELERİNİN MANALARI...16 II- TARİH BOYUNCA MİRAÇ TASAVVURLARI...18 A.

Oryantalistlerin Hadisleri Tarihlendirme Yaklaşımları

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir?

KUR AN ve SAHÂBE SEMPOZYUMU

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

Teravih Namazı - Gizli ilimler Sitesi

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH

Tevrat ta Dabbe İncil de Dabbe İslam Kültüründe Dabbe Hadislerde Dabbetü l-arz Kur an da Dabbetü l-arz Kaynakça. Dabbetü l-arz

Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 756 İSAM Yayınları 202 İlmî Araştırmalar Dizisi 90 Her hakkı mahfuzdur.

Lisans Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Y. Lisans S. Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler /Temel İslam Bilimleri/Hadis 1998

İslam İtikadında Sünnet: Hamdi GÜNDOĞAR /

Tevrat ta Dabbe İncil de Dabbe İslam Kültüründe Dabbe Hadislerde Dabbetül-Arz Kur an da Dabbetül-Arz Kaynakça. Dabbetül-Arz دابة االرض

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

Tefsir Usulünün Yapısı ve İşlevi Süleyman Karacelil Ankara: Gece Kitaplığı, 1, sayfa.

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır.

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn

SORU:Ahir zaman alametleri, Ahirzaman alametlerinden abbasi meliki horasana vardığı zaman doğu tarafından iki dişli parlak bir yıldız çıkar.

Yaşadığı dönemde çok önemli İslam düşünürleri yaşamış. Bunlardan birisi de hocası İbni Teymiyyedir.

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

HADİS ARAŞTIRMA METODU

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

RUMELİ İSLÂM ARAŞTIRMALARI DERGİSİ. YAYIM İLKELERİ ve YAZIM KURALLARI

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ. : Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Telefon : (0212) : abulut@fsm.edu.tr

Murabaha Nedir? Murabahalı Satış Ne Demek?

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

Hadisleri Anlama Yöntemi The Method Of Understanding Of Hadith

3 Her çocuk Müslüman do ar.

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

MERYEM SURESİNDEKİ MUKATTAA HARFLERİ كهيعص

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

İMAMİYYE NİN İMAMET NAZARİYESİNİN TEŞEKKÜL SÜRECİ Metin BOZAN İSAM Yayınları, İstanbul 2009, 272 s. Harun TÜRKOĞLU

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

DOI: /fsmia

Ünite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR

HİCRÎ III. ASIRDA HADİS USÛLÜNE KAYNAKLIK EDEN ESERLER VE ÖZELLİKLERİ

İSMAİL DURMUŞ PROFESÖR

DİN GÖREVLİLERİNİN HADİS BİLGİLERİNİN MAHİYETİ ÜZERİNE BİR ALAN ARAŞTIRMASI (NİĞDE VE MERSİN ÖRNEĞİ)

Sunabihi (Rah Aly.) anlatıyor: Ölüm döşeğinde yatmakta olan Ubade b. Samit'i (R.A.) ziyarete gittim. Onu gürünce ağladım. Ubade, "Dur biraz!

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

Question. Ve İtretim Tabiri mi Doğrudur, Yoksa Ve sünnetim mi?

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Günümüz Fıkıh Problemleri

Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar]

DR.KADİR DEMİRCİ NİN ÖZGEÇMİŞİ VE BİLİMSEL ETKİNLİKLERİ (CV)

İlk Dönem Sûfileri ve Hadis: Hakîm et-tirmizî Örneği Yavuz Köktaş

YALOVA ÜNİVERSİTESİ - SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TARİHTE İSLAM BİLİM GELENEĞİ

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

1-Anlatım 2-Soru ve Cevap 3-Sunum 4-Tartışma

TEMEL İSLAM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ. Prof. Dr. Yusuf Ziya KESKİN Hadis Anabilim Dalı

İLK DÖNEM HADİS- REY TARTIŞMALARI ŞEYBÂNÎ ÖRNEĞİ Mehmet ÖZŞENEL, İstanbul: İFAV, 2015 Ali SEVER

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Transkript:

T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEMEL İSLAM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI CENNET VE CEHENNEMLE İLGİLİ UYDURMA HADİSLER (İBNÜ L-CEVZÎ ÖRNEĞİ) Dilek YAVUZ TURUN YÜKSEK LİSANS TEZİ ADANA 2008

T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEMEL İSLAM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI CENNET VE CEHENNEMLE İLGİLİ UYDURMA HADİSLER (İBNÜ L-CEVZÎ ÖRNEĞİ) Dilek YAVUZ TURUN Yard. Doç. Dr. Muhammet YILMAZ YÜKSEK LİSANS TEZİ ADANA / 2008

Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma jürimiz tarafından Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalında YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir. Başkan : Yard. Doç. Muhammet YILMAZ (Danışman) Üye : Prof. Dr. Ali Osman ATEŞ Üye : Doç. Dr. Kadir ALBAYRAK ONAY Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim elemanlarına ait olduklarını onaylarım. /../2008 Prof. Dr. Nihat KÜÇÜKSAVAŞ Enstitü Müdürü Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ndaki hükümlere tabidir.

ii ÖZET CENNET VE CEHENNEM İLE İLGİLİ UYDURMA HADİSLER ( İBNÜ L-CEVZÎ ÖRNEĞİ ) Dilek YAVUZ TURUN Yüksek Lisans Tezi, Temel İslâm Bilimleri Anabilim Dalı Danışman: Yrd. Doç. Dr. Muhammet YILMAZ Eylül,2008, 82 Sayfa Bu çalışmada, İbnü l-cevzî nin Kitâbü l-mevdû ât adlı eserinin, Sıfatü l-cenne ve Sıfatü l-cehennem isimli bölümlerde geçen uydurma hadisler incelenmektedir. verilmiştir. Çalışmanın giriş bölümünde araştırma ile alâkalı olan kavram, kişi ve eserlere yer Birinci bölümde el-mevdû ât ta geçen, cennetin özellikleri ile ilgili uydurma hadisler ve bu hadislere yöneltilen tenkidler üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde ise, cehennemin özellikleri ile ilgili uydurma hadisler ve bu hadislere yöneltilen tenkidler yer almıştır. Sonuç bölümünde ise bahsi geçen hadislerin tenkidleri sonrasında ulaşılan bulgular ifade edilmiştir. Anahtar Kelimeler: İbnü l-cevzî, Kitâbü l-mevdû ât, Cennet, Cehennem, Mevzû Hadis.

iii ABSTRACT FABRICATED HADITHS RELATED TO HEAVEN AND HELL (EXAMPLE OF IBN AL-CAWZÎ) Dilek YAVUZ TURUN Master thesis, Department of Basic Islamic Seciences Advisor: Yrd. Doç. Dr. Muhammet YILMAZ September, 2008, 82 pages In this study, the fabricated hadiths in the chapters of Kitab al-mawduat of Ibn al-cawzî Sıfatü l-cenne and Sıfatü l-cehennem are exemined. The canception, persons and works related to our study are dealth with in the intraduction chapter. In first chapter, it is studied that fabricated hadiths concerning features of Heaven and critisizm directed to them. In the second chapter, fabricated hadiths concerning features of Hell and critisizm directed to them are exemined. In the conclusion, the findings reached after the critisizm of those hadiths mentioned are showed. singed. In this result chapter, After the endowed hadihts criticism reached finding is Keywords: Ibn al-cawzî, Kitab al-mawduat, fabricated hadiths, Heaven, Hell.

iv ÖNSÖZ Dünya hayatında yapılanların karşılığı olarak ceza ya da mükâfatın görüleceği ebedî bir hayatı kabullenmek anlamına gelen ahiret inancı, hem İslâm ın, hem de diğer ilâhi dinlerin temel inanç esaslarından biridir. Ebedî hayat söz konusu olduğunda akla gelen iki kavram vardır ki bunlar; insanlık tarihi boyunca merak edilmiş olan Cennet ve Cehennemdir. Kur ân-ı Kerîm ve makbul hadislerde bu iki kavram genel hatlarıyla ifade edilmiştir. Ancak insanların sonsuza dek yaşayacakları yeri fazlasıyla merak etmeleri, özellikle Hz. Peygamber den gelen sahih rivayetlerle yetinmemelerine, hayal güçlerini kullanarak yeni rivayetler üretmelerine, ya da var olan rivayetleri kendilerince yorumlamalarına sebep olmuştur. İşte bu durum, mahiyeti hakkında, Kur ân ın ve sahih hadislerin bize verdiği bilgiler dışında fazla bir bilgiye sahip olmadığımız Cennet ve Cehennem ile ilgili kökleşmiş, asılsız bilgi ve inançlara zemin hazırlamıştır. İslâm ı doğru anlamak, sadece Kur an ı anlamaya çalışmakla mümkün değildir. Tam manasıyla İslâm ı anlamak, Sünnet i doğru anlamakla mümkündür. Çünkü Sünnet, Kur an ı Kerim in hayata geçirilmiş yegâne örneğidir. Hadis kaynaklarında, cennet ve cehennem ile ilgili Hz. Peygamber'den nakledilen birçok hadis bulunmakla beraber, bu hadislerin tamamının sahih olmadığı aşikârdır. Hadis uydurma faaliyetleri asırlar öncesinden beri İslâm dünyasını olumsuz etkilemiş olan bir gerçektir. Özellikle halkın birçok uydurma hadisi sahih hadismiş gibi algılayıp onlarla amel etmeye çalışması göz önüne alındığında, durumun önemi daha iyi anlaşılacaktır. İşte bu yüzden hicrî 5. y.y. sonlarından itibaren İslam âlimleri, sünnetin doğru anlaşılması amacıyla, hadis uydurmacılığına karşı amansız bir mücadeleye girmişler ve bunun olumlu sonuçlarını da almışlardır. Bizim amacımız ise bu noktada, uydurma haberlere geçit vermemek, halkımızın İslam ile ilgili bilgilerinin ve fiillerinin doğru şekillenmesine yardımcı olmaktır. Bu amaçla yola çıkarak hazırlamaya gayret ettiğimiz çalışmamızın giriş bölümünde, Zayıf ve Mevzû Hadis kavramlarının lügat ve terim anlamları üzerinde durulmuş, zayıf hadislerin kısımları sıralandıktan sonra çalışmanın amacı ile daha

v yakından ilgili olan mevzû hadis kavramı için ayrı bir başlık açılmıştır. Peşinden mevzû hadisleri tanıma yolları ve mevzû hadisler sahasında yazılan eserlerden bazıları zikredilmiştir. Akabinde, bu alanda çok detaylı çalışmalar yapan ve mevzûât literatürünün en önemli münekkidlerinden biri olan İbnü l-cevzî ve çalışmamızın temel kaynağı olan Kitâbü l-mevdu ât adlı eseri hakkında bilgi verilmiştir. Giriş bölümünün sonunda ise cennet ve cehennemin, diğer ilâhî dinlerde kullanılan anlamları üzerinde durulmuştur. Birinci bölümde, Kitâbü l-mevdu ât ın sıfatü l-cenne adlı başlığında zikredilen mevzû hadislere ve bu hadislerle ilgili gerek senet gerekse metin açısından yöneltilen tenkidlere yer verilmiştir. İkinci bölümde ise Kitâbü l-mevdu ât ın sıfatü l-cehennem adlı başlığında zikredilen mevzû hadisler ve bu hadislere yöneltilen eleştiriler üzerinde durulmuştur. Sonuçta ise, Cennet ve Cehennem ile ilgili uydurma ve asılsız bilgiler yerine, Kur an merkezli ve güvenilir kaynaklarda yer alan hadislere dayanan, sağlıklı bir cennet-cehennem tasavvuru inşâ etmenin gereğine dikkat çekilmiştir. Bu araştırma esnasında kıymetli görüş ve değerlendirmeleri ile bana yol gösteren hocam Prof. Dr. Ali Osman ATEŞ e, çalışmamın başından sonuna dek desteğini ve yardımını benden esirgemeyen danışman hocam Yrd. Doç. Dr. Muhammet YILMAZ a, bitim aşamasında metni okumak suretiyle tashih ve katkıda bulunan hocam Doç. Dr. Kadir ALBAYRAK a, tavsiyeleriyle çalışmama ışık tutan hocam Dr. Bekir TATLI ya, metin tercümeleri esnasında yardımını gördüğüm değerli arkadaşım Ali KARACELİL e ve eşim Melih TURUN a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Bu çalışma Çukurova Üniversitesi Bilimsel Araştırma Fonu ndan İF2007YL5 no lu proje ile desteklenmiştir. Katkıları için teşekkür ederim. Dilek YAVUZ TURUN Adana- 2008

vi İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET...iii ABSTRACT...iii ÖNSÖZ... iv KISALTMALAR LİSTESİ viii BİRİNCİ BÖLÜM GİRİŞ 1.1 Çalışmanın Konusu, Sınırları, Kaynakları ve Yöntemi... 1 1.1.1. Çalışmanın Konusu ve Sınırları... 1 1.1.2. Çalışmanın Kaynakları... 1 1.1.3. Çalışmanın Yöntemi... 1 1.2. Zayıf ve Uydurma Hadis Kavramları... 2 1.2.1. Zayıf Hadis... 2 1.2.2. Zayıf Hadisin Kısımları... 2 1.2.3. Mevzû (Uydurma) Hadisin Sözlük ve Terim Anlamı... 9 1.2.4. Uydurma Hadisleri Tanıma Yolları... 11 1.2.5. Uydurma Hadislerle İlgili Olarak Yazılan Bazı Eserler... 18 1.3. İbnü l-cevzî Ve Kitâbü l-mevdû ât Adlı Eseri... 25 1.3.1. İbnü l-cevzî nin Hayatı, İlmî Şahsiyeti... 25 1.3.2. Kitâbu l-mevdu ât Adlı Eseri... 28 1.4. İslâmda Ve Diğer İlâhi Dinlerde Cennet ve Cehennem Kavramları... 30 1.4.1. İslâm da Cennet ve Cehennem... 30 1.4.2. Yahudilikte Cennet ve Cehennem... 34 1.4.3. Hıristiyanlıkta Cennet ve Cehennem... 37 İKİNCİ BÖLÜM CENNET İLE İLGİLİ UYDURMA HADİSLER 2.1. Cennet Ehlinin Parmaklarına Taktığı Yüzüklerle İlgili Rivayet... 39

vii 2.2. Bazı Milletlerin Cennete Gizlice Girmesi ile İlgili Rivayet... 40 2.3. Cennet Ehlinin Meskenlerinin Özellikleri ile İlgili Rivayet... 42 2.4. Ahu Gözlü Huriler ile İlgili Rivayetler... 44 2.5. Cennet Ehlinin Yatakları ile İlgili Rivayet... 47 2.6. Cennetteki Ağaçlar İle İlgili Rivayetler... 48 2.7. Cennetin Çarşıları ile İlgili Rivayet... 51 2.8. Cennet Ehlinin Dereceleri ile ilgili Rivayet... 52 2.9. Cennette Sadece Âdem in Künyesi ile Çağrılması ve Sadece Mûsâ nın Sakallı Olması ile İlgili Rivayetler... 54 2.10. Cennet Ehlinin Allah ı Görmesi ile İlgili Rivayetler... 57 2.11. Allah ın Cennet Ehline Görünmesi... 60 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM CEHENNEM İLE İLGİLİ UYDURMA HADİSLER 3.1. Cehennemdeki Hüzün Kuyusu ile İlgili Rivayetler... 65 3.2. Heb Heb Denen Kuyu ile İlgili Rivayet... 67 3.3. Cehennemdeki Deniz ile İlgili Rivayet... 68 3.4. Cehennem Ehlinin Kısımları ile İlgili Rivayet... 69 3.5. Sineklerin Cehenneme Gireceği ile İlgili Rivayetler... 71 3.6. Cehenneme Girenlerin, Orada Kalacakları Süre ile İlgili Rivayet... 73 3.7. Cehennemden Çıkan Bir Kimsenin Durumu ile İlgili Rivayet... 74 3.8. Cehennemin Boş Olması ile İlgili Rivayet... 75 SONUÇ... 77 KAYNAKÇA... 79 ÖZGEÇMİŞ... 82

viii KISALTMALAR LİSTESİ A.Ü.İ.F. b. : İbn : Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Bkz. : Bakınız c. : Cilt C.Ü.İ.F.D. Ç.Ü.S.B.E. D.E.Ü. D.İ.B. : Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi : Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü : Dokuz Eylül Üniversitesi : Diyanet İşleri Başkanlığı H. : Hicri Hz. : Hazreti H. No. : Hadis Numarası Krş. M.E.B.İ.A M.Ü.İ.F.V. : Karşılaştırınız : Milli Eğitim Bakanlığı İslam Ansiklopedisi : Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı ö. : Ölüm Tarihi s. : Sayfa Terc. T.D.V. T.D.V.İ.A. T.y Yay. Y.y. :Tercüme eden : Türkiye Diyanet Vakfı : Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi : Basım Tarihi Yok : Yayınları : Basım Yeri Yok

1 BİRİNCİ BÖLÜM GİRİŞ 1.1 Çalışmanın Konusu, Sınırları, Kaynakları Ve Yöntemi 1.1.1. Çalışmanın Konusu ve Sınırları Bu çalışma esas itibariyle, İbnü l-cevzî nin cennet ve cehennem ile ilgili mevzû (uydurma) olarak nitelendirdiği hadislerin tahlil ve tenkidini konu edinmiştir. Bununla beraber, ilgili konularda, güvenilir kaynaklarda bulunan hadislere de işaret edilmeye gayret edilmiştir. 1.1.2. Çalışmanın Kaynakları Çalışmamız temel kaynağı, mevzû ât sahasında önemli bir yere sahip olan ve kendinden sonraki literatüre önemli ölçüde kaynaklık eden İbnü l-cevzî nin Kitâbü l- Mevdu ât adlı eseridir. Bunu yanında mevzû ât kaynakları arasında öne çıkan; Suyûtî nin el-leâlî l-mesnû a sı, İbn Arrâk ın Tenzîhu ş-şerî a sı, İbn Hibbân ın el- Mecrûhîn i, Zehebî nin Mîzânü l-i tidâl i, el-elbânî nin Silsiletü l-ehâdîsi d-daîfe si, Nesâî nin Duafâ sı, Buhârî nin Duafâ ve Târîhu l-kebir i, Darekutni nin ed-du afâ sı, Ahmed b. Hanbel in el- Ilel i, Tirmizî nin Sünen i, Bağdadî nin Târîhu Bağdâd ı gibi eserleri de faydalanılan diğer kaynaklar arasındadır. 1.1.3. Çalışmanın Yöntemi Çalışmamızda öncelikle zayıf hadis ve mevzû hadis konusunu ele alarak, Kur ân-ı Kerîm ve Sünnet in bize verdiği bilgiler doğrultusunda Cennet ve Cehennem kavramları üzerinde durduk. Cennet ve cehennem ile ilgili Zayıf ve Mevzû olarak kabul edilen rivayetleri içeren Kitabu l-mevdû ât adlı eserin konumuz ile ilgili olan bölümünü çalışmamızın merkezine alarak, bu rivayetlerin hadis ilmi açısından değerlendirmesini yapmaya çalıştık. Çalışmamız esnasında temel hadis kaynaklarından, rical, hadis usûlü, cerh ve ta dil, mevzûât, şerh ve lügat kitaplarından azamî ölçüde faydalanmaya gayret ettik.

2 Çalışmamızda genel olarak, söz konusu hadislerin önce senetlerini, sonrasında ise hadisin metnini verip bu rivayetlerle ilgili olarak İbnü l-cevzî nin değerlendirmesini ifade etmeye çalıştık. Peşinden de diğer münekkidlerin tenkidleri ve hadisin mevzû olarak kabul edilmesinin sebebini açıklamaya çalıştık. Elde ettiğimiz hadis malzemesini değerlendirirken takip ettiğimiz temel metot, hadislerin güvenilir ve geçerli olanlarını, tutarsız ve uydurma olanlarından ayırt etmek amacıyla İslam bilginlerinin hadislerin sıhhatini tespit etmede geliştirmiş oldukları teknik ve yöntemlerdir. Bu çerçevede metin ve senet tenkidi yapmaya, özellikle rivayetlerin Kur an, Sahih sünnet ve akla uygunluğu gibi temel ölçütlere uygun olup olmadığını tespit etmeye çalıştık. Bunun için de bu sahada yazılmış olan temel eserlere müracaat ettik. 1.2. Zayıf Ve Uydurma Hadis Kavramları 1.2.1. Zayıf Hadis Zayıf hadis; sahih ve hasen şartlarını taşımayan hadislere denir. Bir başka ifadeyle, makbul hadis şartlarından herhangi biri noksan olursa hadis, zayıf hadistir. Şartlardan birden fazlası noksan olursa zayıflık daha da şiddetli olur. Böylece zayıf hadisin dereceleri de farklılık arzeder. Bu sebepledir ki zayıf hadislerin çeşitleri çok farklı rakamlarla ifade edilmiştir. Ancak bunları birçoğu nazaridir. 1 1.2.2. Zayıf Hadisin Kısımları Bir hadisin zayıf olmasının iki sebebi vardır: 1- Senedinden bir ya da daha fazla ravinin düşmesi, 2- Ravide cerh gerektiren bir kusurun bulunması. Şimdi bu iki sebepten dolayı zayıf olan hadislerin derecelerini sırasıyla inceleyelim. kısımları: 1. Senedinden bir ya da daha fazla ravinin düşmesi sebebiyle zayıf olan hadisin 1 Çakan, İsmail Lütfi, Hadis Usûlü, M.Ü.İ.F.V. Yay., 9.Baskı, İstanbul, 2001, s. 131.

3 İsnadından herhangi bir ravinin düşmesinden maksat, kasıtlı veya kasıtsız olarak, senedin başından, ortasından veya sonundan bir veya birden çok ravinin düşmesi suretiyle isnad zincirinin kopuk hale gelmesidir. 2 Senetteki kopukluk sebebiyle zayıf olan hadis çeşitlerini şu şekilde gösterebiliriz: Mürsel Munkatı Mu dal Mu allak Müdelles a. Mürsel Hadis Mürsel in en meşhûr tarifi; senedinden bir sahabi düşen hadis şeklindedir. 3 Mürselin şekli, yaşça ister büyük olsun ister küçük olsun, herhangi bir tâbiî nin Hz. Peygamber şöyle dedi, böyle yaptı, şeklinde hadis nakletmesidir. 4 Mürselin çoğulu merâsil dir. Mürsel hadis rivayet eden tâbiî ye de mürsil denir. 5 b. Munkatı Hadis Munkatı hadis, senedinde bir kişinin düştüğü veya mübhem birinin zikredildiği hadistir. Zayıf oluşunun sebebi de, senedinin muttasıl olmayışıdır. Munkatı hadis bu bakımdan mürsel gibidir. 6 Bir başka tanıma göre, senedinde birden fazla kopukluk olan ve bu kopuklukların farklı yerlerde olduğu hadislere Munkatı hadis denir. 7 Munkatı hadis, mürsel hadisten daha zayıftır. Ayrıca senedde bilinmeyen bir kişinin zikredilmiş olmasını da inkıta kabul ederek böyle hadisleri munkatı hadis sayan muhaddisler de mevcuttur. 8 2 Mahmud Tahhan, Teysiru Mustalahi l-hadis, (Terc. Cemal Ağırman), Sivas, 1999, s. 67. 3 Subhi es-salih, Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları, (Terc. Yaşar Kandemir), D.İ.B. Yay. 4. Baskı, Ankara, 1986, s. 137. 4 Koçyiğit, Talat, Nuhbetu l-fiker Şerhi, A.Ü.İ.F. Yay., Ankara, 1971. s. 53. 5 Çakan, Hadis Usulü, s. 132. 6 Subhi es-salih, Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları, s. 139. 7 Koçyiğit, Nuhbetu l-fiker Şerhi, s. 58. 8 Çakan, Hadis Usulü, s. 134.

4 c.mu dal Hadis Hadisin isnadındaki kopukluk, birbirini takib eden iki ya da daha fazla ravinin düşmesi ile olursa bu türlü hadislere mu dal hadis denir. 9 Mu dal, husûsî bir surette olmak üzere, Munkatı ın bir kısmı sayılmaktadır; zîrâ her Mu dal, Munkatı dır; fakat her Munkatı Mu dal değildir. Munkatı dan daha zayıftır. 11 10 Mu dal hadis d. Mu allak Hadis Mu allak hadis, isnadının baş tarafından bir veya birbiri peşine daha fazla ravinin ismi hazfedilerek mahzûfun üst tarafındaki raviye isnad edilen hadistir. 12 Mu allak ın çeşitli şekillerinden biri bütün isnadın hazfedilerek, mesela (hiçbir ravi zikredilmeksizin) Rasûlüllah şöyle buyurdu denmesidir. Bir diğer şekli de, hadisin sahabi hariç diğer ravilerin ya da sahabe ve tabi i hariç diğer ravilerin hazfedilerek rivayet edilmesidir. 13 Bazen ta lik kısaltma maksadıyla yapılır. Son dönemlerde özellikle halk için yazılan hadis kitaplarında sadece sahabi adı zikredilerek yapılan rivayetlerin hepsi mu allaktır. Ancak bumların asıl kaynaklarda senedleri muttasıl olarak yer almış olduğundan sıhhatlerinden bir şey kaybetmezler. 14 e.müdelles Hadis Tedlis iki kısımdır. İsnadda tedlîs; ravinin muâsırı olup görüştüğü ama hadis almadığı veya muâsırı olup görüşmediği kimseden hadis işittiğini zannettirecek şekilde rivayet ettiği hadistir. 15 Şüyûhta tedlîs ise ravinin, durumunu gizlemek istediği şeyhini, 9 Koçyiğit, Nuhbetu l-fiker Şerhi, s. 58. 10 Subhi es-salih, Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları, s. 141. 11 Çakan, Hadis Usulü, s. 134. 12 Subhi es-salih, Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları, s. 189. 13 Koçyiğit, Nuhbetu l-fiker Şerhi, s. 52. 14 Çakan, Hadis Usulü, s. 136. 15 Subhi es-salih, Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları, s. 142.

5 hâiz olmadığı yüksek vasıflarla anması veya bilinen künyesinden başka bir isimle zikretmesidir. 16 Ravinin, kendisine hadis rivayet eden kimseyi isimlendirmemesi veya kendisine hadis rivayet etmeyen kişiden hadis işittiği izlenimini vermesi dolayısıyla bu türlü hadislere müdelles hadis denir. 17 Tedlîs, senede dâhil olan bir ravinin ismini atlayarak orada böyle biri yokmuş gibi rivayet etmek anlamına da gelir. Tedlisi yapan raviye müdellis denir. 18 Kısımları 2. Ravide Cerhi Gerektiren Bir Kusurun Bulunması Sebebiyle Zayıf Olan Hadisin Metain-i Aşere denilen, ravileri tenkid noktalarından biri veya birkaçının bulunması sebebiyle zayıf kabul edilen hadisler on çeşittir. 19 a. Mevzû Hadis Mevzû hadis, yalancıların uydurduğu ve iftira ederek Rasûl-i Ekrem (s.a.v) e nisbet ettiği haberlerdir. Bu uydurma işi çoğu zaman uyduranın bizzat hazırladığı sözler ve düzdüğü senetlerle meydana gelmektedir. 20 Bir başka ifadeyle, Hz. Peygamber adına yalan uydurmak ile cerhedilmiş ravinin rivayetine mevzû denir. Bu türlü rivayetlere mevzû hadis demek yerine hadis diye uydurulmuş söz demek daha doğrudur. 21 Ravi hakkında, hadis uydurduğuna dair hüküm vermek ancak galip bir zan yoluyla olup, ravinin doğru söyleyip söylemediğini, anlayışı tam, zihni açık, kavrayışı kuvvetli ve bu alanda köklü bilgiye sahip kişiler anlayabilir. 22 16 Subhi es-salih, Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları, s. 143. 17 Koçyiğit, Nuhbetu l-fiker Şerhi, s. 55. 18 Çakan, Hadis Usulü, s. 136. 19 Çakan, Hadis Usulü, s. 137. 20 Subhi es-salih, Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları, s. 225. 21 Çakan, Hadis Usulü, s. 137. 22 Koçyiğit, Nuhbetu l-fiker Şerhi, s. 58.

6 Mevzû konusu, araştırmamızın temel konularından biri olduğu için bu konuyu daha ayrıntılı olarak ayrıca ele alacağız. b. Metrûk Hadis Yalancılıkla itham edilmiş bir ravinin, rivayetinde yalnız kaldığı hadislere metrûk denir. Buna matruh da denir. 23 Muhaddislere göre metrûk; hadiste yalan söylemekle itham edilen yahut fiilî veya kavlî bakımdan fıskı zâhir olan veyahut çok gafil ya da çok vehimli olan bir ravinin rivayet ettiği hadistir. 24 c.münker Hadis Münker; zayıf bir ravinin, sîka bir raviye muhalif olarak rivayet ettiği hadistir. Münker şâzın zıddıdır; zîrâ şâzın ravisi sîka olduğu halde münkerin ravisi sîka olmayıp zayıf bir kimsedir. 25 d. Mu allel Hadis Dış görünüşü bakımından kusursuz gibi görünse bile sıhhatini zedeleyen bir kusuru olduğu anlaşılan hadistir. Çoğu zaman illet zâhiren sıhhat şartlarını hâiz olan bir isnadda bulunur. Şu hale göre illetin mevcûdiyeti, ravinin tereddütü, bir vehim bulunduğunu münekkide gösteren karînelerle birlikte diğer bir ravinin ona muhalif oluşu, mevsûlün mürsel olarak, merfû un mevkûf olarak gösterilmesi ve bir hadisin diğer bir hadise karışması ile anlaşılır ki, bu durumlar karşısında münekkidde hadisin sahih olmadığı husûsunda galip bir zan hâsıl olur. 26 Bu tür hadislerdeki illeti tesbit etmek senedeki ricali, metinlerdeki farklılıkları iyi bilen çok nadir âlimlerce 23 Çakan, Hadis Usulü, s. 137. 24 Subhi es-salih, Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları, s. 174. 25 Subhi es-salih, Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları, s. 171. 26 Subhi es-salih, Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları, s. 150.

7 yapılabilir. 27 Mu allel hadis, hadis ilimlerinin en karışık kısımlarından biridir, bu sebeple hadisçiler arasında çok az kimse bu sahada çalışmıştır. 28 e.müdrec Hadis Hadisten olmayan bir kelimenin hadise bitişik olarak zikredilmesine idrac, böyle bir uygulamaya uğramış hadise de müdrec hadis denir. Müdrec isnada veya metinde olabilir. 29 Metindeki idrac çoğu zaman hadisin sonunda olur. Hadise kendi sözlerini katan bazı raviler bunu, hadisi izah ve tefsîr için yaparlar. 30 Müdrec metninde veya senedinde kendine ait olmayan bir fazlalık görülen hadistir. Müdrec Bir şeyi, bir başkasının içine sokup yerleştirmek anlmına geldiği için bu tür hadislere bu isim verilmiştir. 31 Hadis âlimleri müdreci şöyle tarif etmektedir: Müdrec hadis ravisi tarafından isnad veya metnine aslından olmayan bazı sözler sokulmuş hadis demektir. 32 f. Maklûb Hadis Sîka ravilere muhalefet ya senedeki ravi isimlerini ya da metindeki bazı kelimeleri önce vaya sonra rivayet etmek şeklinde olmuşsa bu tür hadislere maklub denir. 33 Bir başka tanıma göre rivayetlerden birinin metindeki bir lafzı ve ya isnaddaki bir şahsın ismini yahut nesebini alt-üst etmesiyle, tehir edilmesi gerekeni takdim, veya takdim edilmesi gerekeni de tehir etmesiyle, veyahut bir şeyin diğerinin yerine konması suretiyle rivayet edilen hadise maklûb denir. Bu tariften anlaşılacağı üzere kalb, isnada olduğu gibi metinde de olur. 34 27 Çakan, Hadis Usulü, s. 139 28 Koçyiğit, Nuhbetu l-fiker Şerhi, s. 58. 29 Çakan, Hadis Usulü, s. 140. 30 Subhi es-salih, Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları, s. 207. 31 Subhi es-salih, Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları, s. 207. 32 Müdrec hadisler ve değeri hakkında geniş bilgi için Bkz. Aydın, Mustafa, Hatib el-bağdâdî nin el- Faslu li l-vasli l-müdrec fi n-nakl Adlı Eseri Bağlamında Müdrec Hadis ve Değeri, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Ç.Ü.S.B.E., Adana, 2007, s. 9. 33 Çakan, Hadis Usulü, s. 141. 34 Subhi es-salih, Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları, s. 160.

8 g. Muztarib Hadis Birden çok rivayeti bulunduğu halde, rivayetlerinin birini diğerine tercih edecek bir sebep bulunamayan hadislere muztarib hadis denir. Bu durum ya bir ravinin iki veya daha fazla rivayet etmesiyle veya birçok ravinin değişik senetlerle rivayet etmesiyle ortaya çıkar. Muztarib hadisi kısaca, iki muhtelif surette rivayet edilen hadis şeklinde tanımlamak da mümkündür. 35 Başka bir ifadeyle, bir hadisin za fına sebep olan ravilerin hıfz ve zabtı hakkında ihtilaf edilmesidir. Bu ihtilaf da rivayetlerden birinin ravisinin hıfz veya zabt yahut aldığı zâttan uzun müddet hadis dinlemesi gibi üstünlüklerden biri sebebiyle ötekine tercih edilmesiyle ortadan kalkar. Tercih yapıldığında ıztırab ortadan kalkar. 36 h. Şâz Hadis Hadisçilerin tek başınalık ve muhalefet noktalarından hareketle, tarifini farklı şekillerde yaptıkları bir zayıf hadis çeşididir. 37 Umûmî manada şâz hadis, sîka bir ravinin diğer sîka ravilere muhalif olarak rivayet ettiği hadistir. Daha hassas bir ifade ile şâz hadis, makbul bir ravinin kendinden daha makbul olan bir raviye muhalif olarak rivayet ettiği hadistir. 38 Bir başka tanıma göre, sîka bir ravinin, diğer sîka ravilere muhalif olarak rivayet ettiği hadislere şâz hadis denir. Şâz, senette veya metinde olabilir. 39 ı) Mûsâhhaf Hadis Yazılışı aynı olmakla beraber noktaların değişmesiyle meydana gelen harf ya da harflerin değişikliğe uğramasıyla ortaya çıkan hadise musahhaf hadis denir. 40 35 Çakan, Hadis Usulü, s. 142. 36 Subhi es-salih, Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları, s. 157. 37 Çakan, Hadis Usulü, s. 143. 38 Subhi es-salih, Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları, s. 165. 39 Çakan, Hadis Usulü, s. 144. 40 Subhi es-salih, Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları, s. 217.

9 Sîka ravilere muhalefetin bir çeşidi olan Mûsâhhaf bir başka ifade ile, kelimenin yazılışı bozulmaksızın, noktalarının değiştirilmesi ve başka bir kelime haline getirilmesidir. Bu durum senedde olabildiği gibi metinde de görülebilir. 41 i. Muharref Hadis Kelimesi hareke değişikliğine uğramış hadislere muharref hadis denir. 42 Bir başka tanıma göre; rivayetelerde geçen bir kelimenin yazı şeklinin (hattının) değiştirilerek rivayet edilen hadislere muharref hadis denir. 43 1.2.3. Mevzû (Uydurma) Hadisin Sözlük ve Terim Anlamı Sözlükte; koymak, bir kimseyi mertebesinden aşağı düşürmek, borcundan bir miktar eksiltmek, hakaret etmek, uydurmak manalarına gelen veda a kök fiilinden alınma bir kelimedir. Birçok hadis ıstılahı gibi ismi mef ul kalıbında gelmiştir. Hadis ıstılahında uydurma manasıyla alakalı olarak, çeşitli maksatlarla uydurulup Hz. Peygamber (s.a.v.)'e iftira ve nisbet edilerek rivayet edildiği sözlere denir. 44 Hadis ıstılahında mevzû hadis şöyle tarif edilmektedir: Söz fiil ve takrir olarak Rasûlüllah tan sadır olmamış, hatayla veya kasten ya da bilmeyerek veya da dini bozmak için ona izafe edilen sözlerdir. Keza Rasûlüllah tan sadır olmadığı halde ona izafe edilen her şey Mevzû Hadis tir. Bazıları tarifi kısa tutarak kasten ya da hatayla olsun fark etmez, Rasûlüllah adına yalan söylenen hadislerdir diye tarif etmişlerdir. 45 Eğer ravide, Rasûlüllah adına yalan söylenmesi şeklinde ta n sebebi varsa o hadis mevzû olarak isimlendirilir. 46 Başka bir ifadeyle, Rasûlüllah ın hadisi olarak rivayet edilip, ravisi kizb (yalancılık) ile ta n olunan hadislere mevzû adı verilmiştir. Ravi hakkında vaz ile hüküm vermek, ancak galip bir zan yoluyla olup kesin değildir; çünkü bazen çok 41 Çakan, Hadis Usulü, s. 144. 42 Çakan, Hadis Usulü, s. 145. 43 Koçyiğit, Nuhbetu l-fiker Şerhi, s. 64. 44 Uğur, Mücteba, Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüğü, T.D.V. Yay., Ankara, 1992, s.226. 45 Ebû Gudde, AbdulFettah, (Terc: Enbiya Yıldırım), Mevzû Hadisler, İnsan Yayınları, İstanbul, 1995, s. 51. 46 Mahmud Tahhan, Teysiru Mustalahi l-hadis, Kuveyt, 1984. s. 89.

10 yalancı olanların da doğru söyledikleri vakidir. Fakat hadise vakıf olan ilim erbabı kuvvetli bir melekeye sahiptirler ve bu meleke sayesinde ravinin doğru söyleyip söylemediğini ayırt ederler. Bunu da ancak anlayışı tam, zihni parlak, kavrayışı kuvvetli ve ravinin yalan söyleyip söylemediğine delalet eden karinelere ait köklü bilgisi olan kimseler yapabilir. 47 Mevzû hadisin değersiz ve ehemmiyetsiz olduğunu hesaba katarak, onun, bir şeyi yukarıdan aşağıya atmak manasına geldiğini söyleyen hadis âlimleri de vardır. 48 Mevzû Hadis, Hadis Usulü nün en önemli konularından biridir. Zira Hz. Peygamber söylemediği halde ona mal edilen menfi sözler menfi maksatlarla uydurulmuş demektir. Çünkü Hz. Peygamber in en çok üzerinde durduğu, ısrarla yasakladığı hususlardan biri kendi adına yalan söylenmesidir. Bir mü'minin böyle bir işe tevessül etmesi çok uzak bir ihtimaldir. Öyle ise uydurulan mevzû hadisler temelde kötü niyetli münafık veya kâfirler tarafından uydurulmuştur. Ümmetin bu konuda uyarılması, mevzû hadislere dikkatlerin çekilmesi mühim bir vazife olmaktadır. 49 İslâm düşmanlığı, fırka ve mezhep taassubu, kabile, dil, belde veya peşinden gidilen kişileri övme düşüncesi, mevki ve dünyalık hırsı, cahillik gibi sebeplerle Hz. Peygamber'in ağzından hadis uydurulmuştur. İsnadsız hadis kabul görmeyeceği için de tamamen Hz. Peygamber in ağzından uydurulan bu sözlere rağbet sağlamak üzere düzme isnadlar ekleyerek halk arasında yayılmıştır. İşte bu şekilde Hz. Peygamber e iftira edilerek onun ağzından uydurulan sonra da uydurma isnatlarla Müslümanlar arasında yayılan rivayetlere mevzû hadis adı verilmiştir. Mevzû hadislere, az olmakla birlikte aynı manada muhtalak denildiği de olur. Mevzû hadislerin Hz. Peygamber le hiçbir ilgisi yoktur. Bu yüzden bunlara hadis denmesini doğru bulmayan âlimler vardır. Mevzû hadislerin Hz. Peygamber'e ait olanlara benzeyen tek yönü, onların da isnat ve metinden ibaret oluşudur. Ancak hadis diye uydurulmuş sözlerin isnadı da düzmedir ve Peygamberimizin ağzından uydurulan sözlerin derecesine yükseltmek için uydurulmuştur. 50 47 Koçyiğit, Nuhbetu l-fiker Şerhi, s. 58. 48 İbnu'l-Arrâk, Tenzîhu'ş-Şerîa, Dâru l-kütübi l-ilmiyye, I, Beyrut 1981, s. 23 49 Koçyiğit, Talat, Hadis Tarihi, Ankara, 1977, s. 125 50 Uğur, Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüğü, s.226.

11 Hadis kelimesinin önünde bir sıfat halinde kullanılan mevzû tabirinin bir hadis terimi olarak ne zaman ve kim tarafından ortaya atıldığı hususu kesin olarak bilinmemektedir. Bunun, takriben tasnif devrinin sonlarına doğru H. 6. asır başlarında kullanılmaya başlayan bir terim olduğu söylenebilir. Zira hicri altıncı asır başlarında vefat eden Muhammed b. Tâhir el-makdisî (ö. 507/1113), Mevzû ât adı ile kitap yazan ilk isimlerden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Öte yandan bu sahanın öncülerinden kabul edilen Ebu l-ferec İbnü l-cevzî (ö. 597/1201) de hicri altıncı asır sonlarında vefat etmiştir. Kelimenin bir hadis ıstılahı olarak Ulûmü l-hadis kaynakları içerisine girişine ise İbnü s-salâh(ö. 643/1245) da rastlanmaktadır. 51 Kendisi mevzû hadisi zayıf hadisler arasında saymakla birlikte daha sonra mevzû hadisi ayrı bir başlık olarak ele almıştır. Burada mevzû hadisi; yalan olarak ortaya atılmış, uydurulmuş ve zayıf hadislerin en kötüsü olarak tarif etmiştir. 52 Daha sonra Suyûtî (ö:911/1505) gibi hadis usûlü ile ilgili müellifler aynı tarifi kullanmışlardır. Sâdece San'ânî (ö. 1182/1768), İbn'üs-Salâh'ın mevzû hadis hakkındaki 'zayıf hadislerin en kötüsü' tarifini kabul etmemiştir. Bu noktada genelde zayıf hadislerin en düşük derecesi biçiminde kabul edilen mevzû hadisin genel bir değerlendirmeye tabi tutulması gerekmektedir çünkü mevzû hadisin zayıfın bir derecesi olarak değil de müstakil olarak ele alınması daha doğrudur. Zira zayıf hadis, Peygamber Efendimiz'e âit olma ihtimalini taşımaktadır. 53 1.2.4. Uydurma Hadisleri Tanıma Yolları Muhaddisler uydurma hadislerin tespiti için genel manada bazı prensipler ortaya koymuşlardır. Sahih ile uydurma arasındaki fark bazı hadisçiler tarafından şöyle açıklanmıştır. Kabul edilen hadis gündüzün ışığı gibi aydınlık, kabul edilmeyeni de gecenin karanlığı gibidir. 54 Hadis uyduranların ya kendilerinde veya icad ettikleri sözlerde bulunan bir takım kusurlar sebebiyle yakalamakla yetinmeyen muhaddisler, üzerinde de şümullü bir araştırmaya girişmişlerdir. Hadis metninin sıhhatini tesbit için yaptıkları uzun ve 51 Yardım, Ali, Hadis I, D.E.Ü.Yay., İzmir, 1992, II.baskı, s. 46-47. 52 İbnü s-salâh, Ulumu l-hadis, Dımeşk,1986, s. 98. 53 Kandemir, Mevzû Hadisler, Menşei, Tanıma Yolları, Tenkidi, M.Ü.F.V.Yay., İstanbul, 1997, s. 15. 54 Cihan, Sadık, Uydurma Hadislerin Doğuşu ve Sosyo-Politik Olaylarla İlgisi, II. Baskı, Etüt Yayınları, Samsun, 1997. s. 14

12 devamlı çalışmalar, diğer mütehassıslar ile yapılan müzakereler onlara hadis üzerinde derin bir vukuf ve hassas bir meleke kazandırmıştır 55 Mevzû hadislerde bulunan alametleri muhaddisler tesbit etmişlerdir. Aşağıda zikredilecek bu alametleri, genel bir ifadeyle uydurma rivayetleri tanıma yolları şeklinde isimlendirdik. Şimdi bu yolları izah etmeye çalışacağız. a) Hadis Uyduran Kişinin Hadis Uydurduğunu İtiraf Etmesi Bir sözün uydurma olduğunu anlamanın en tabi yolu, onu uyduran kimsenin itiraf etmesidir. Hadis üzerine derin bir araştırma yapmaya lüzum kalmadan bu suretle onun mahiyeti anlaşılmış olur. 56 Bununla beraber hadis uyduran kişinin itirafının, o hadisin uydurma olduğunu tek başına ıspatlayan bir durum olmadığını düşünen hadisçilerimiz de mevcuttur. Abdulfettah Ebû Gudde bu konuda şunları söylemektedir: Bizim, hadis uyduranların itirafını emare olarak almamızdan şunu anlamamız gerekir; itiraf edenin bu itirafına bakarak hemen mevzû dur diye hüküm vermiyoruz. Çünkü itirafında da yalancı olabilir. Öyleyse itiraf edenin itirafına, sözünün doğruluğunu gösteren karineler de eklendiğinde, kesin olarak mevzû dur diye hüküm veririz. Özellikle de itirafı tövbesinden sonra olursa 57 Ravi nin itirafı hususunda İbn Dakîki l-îd şöyle demiştir: İkrar eden şahsın, bu ikrarında yalan söylemiş olması ihtimali bulunduğu için, ikrarının doğruluğuna hükmedilemez. 58 Hadis uyduranların itirafı ile ilgili şu örnek oldukça ilgi çekicidir; Nuh el-cami olarak tanınan Ebû İsme Nuh b. Ebî Meryem, Kur ân-ı Kerîm in surelerinin her birinin faziletleri hakkında uydurmalarını itiraf etmiştir. Nuh el-cami ye bu hadisleri nereden aldığı sorulduğunda, menşeini gösterememiş ve şöyle itirafta bulunmuştur: İnsanların Kur an dan yüz çevirerek Ebû Hanife nin Fıkhü l-ekber i ve Muhammed b. İshak ın 55 Koçyiğit, Nuhbetu l-fiker Şerhi, s. 21. 56 İbnu s- Salâh, Ulûm il-hadis, s. 89. 57 Ebû Gudde, Mevzû Hadisler, s. 135. 58 Koçyiğit, Nuhbetu l-fiker Şerhi, s. 58.

13 Megazi si ile uğraştığını gördüm, bunun üzerine Kur an ın surelerinin faziletleri hakkında hadisler uydurdum. 59 b) Haberin Lafzında veya Manasında Bozukluk Bulunması Nakledilen haberin lafzında veya manasında bozukluk olması, onun uydurulmuş olduğuna delildir. Hz. Peygamber Arapların en fasih konuşanı olarak kabul edilirdi. onun sarf ve nahiv yönünden hatalı, akıl ve mantık dışı sözler söylemesi mümkün değildir. 60 Hadisleri mana ile rivayet etmeye salahiyetli olan ravilerin dahi yapamayacağı derecede büyük gramer hatalarını ihtiva eden bir hadisi Hz. Peygamber e nisbet etmek doğru olamaz. Böyle bir kusuru bulunan hadisi rivayet eden kimse o lafzın Rasul-ü Ekrem ait olduğunu söylerse, haberin uydurma olduğu anlaşılır. Hz. Peygamber in Hayber halkını cizye vermekten muaf tuttuğuna dair hadis diye ileri sürülen bir uydurmayı tenkid ederken muhaddisler, Hz. Peygamber in sözlerinin fesahatini ve sağlamlığını bilen kimse bunun mevzû olduğunu anlar demektedir. 61 Öte yandan bazı hadisçilere göre ölçü mânâdaki bozukluktur. Mânâdaki bozukluğun tesbit edilmesi, -lafız bozuk olsun veya olmasın- hadisin uydurma olduğuna işarettir. Çünkü bu dinin her şeyi güzeldir. Bozukluk ise seviye düşüklüğüne götürür. Böyle bir şey dinin nassları için düşünülemez. Sadece lafız bozukluğu, hadisin uydurma oluşuna işaret etmez. Çünkü ravinin hadisi mana ile rivayet etme ihtimali vardır, anaya zarar vermeden fasih olmayan ibarelerle nakletmiş olabilir. Ancak ravi rivayet ettiği hadisin lafızları bizatihi Hz. Peygamber in ifadeleridir derse bu durumda lafızların bozukluğu hadisin uydurma oluşuna işaret eder. 62 c) Rivayetin Güvenilir Hadis Kitaplarında Bulunmaması Hadis kitaplarının tasnif edilmesinden önce, hadislerin kontrolü için elde bir mukayese imkanı mevcut değildi. Aynı zamanda bir beldenin muhaddisleri tarafından 59 Cihan, Uydurma Hadislerin Doğuşu ve Sosyo-Politik Olaylarla İlgisi, s. 15. 60 Cihan, Uydurma Hadislerin Doğuşu ve Sosyo-Politik Olaylarla İlgisi. s. 15. 61 Kandemir, Mevzû Hadisler, Menşei, Tanıma Yolları, Tenkidi, s. 177. 62 Ebû Gudde, Mevzû Hadisler, s. 137.

14 bilinen ve rivayet edilen bir hadisin bir başka memlekette yaşayanlarca duyulmamış olması ihtimali vardı. Buna rağmen Yahyâ b. Ma în (ö. 233/847), Ali b. el-medînî (ö. 234/848), Ahmed b. Hanbel (ö. 241/855), Buhârî (ö. 256/869), Ebû Zür a er-râzi (ö. 264/877), Ebû Hâtim er-râz (ö. 277/890), Nesâî (ö. 303/915) ve Dârekutnî (ö. 385/995) gibi birçok şehirde rivayet edilmekte olan hadislerin tamamını veya çoğunluğunu bilen büyük hadis hafızları bulunmaktaydı. O gün için ancak böylesine muazzam bir hadis kültürüne sahip olan kimseler bu kültürün kazandırdığı meleke sayesinde hadisler arasında mukayese yapma ve sahih olanı uydurma olanından ayırma imkânına sahiptiler. Daha sonraları bütün hadisler, muhtelif metodlarla yazılmış olan hadis kitaplarına geçmiş oldu, bu eserlerin ihtiva etmediği hadis kalmadı. 63 d) Ravinin, Birçok İnsanın Görmesi Gereken Hadiseyi Bir Kişinin Gördüğünü İddia Etmesi Şartlar, önemli bir olayı ihtiva eden hadisin, kalabalık bir cemaat tarafından nakledilmesini gerektirirken bunu sadece tek bir kişinin rivayet etmesi, o hadisin mevzû olduğuna işarettir. 64 Sahabilerin, Hz. Peygamber den duyduğu bir hadisi orada bulunmayanlara iletmek hususundaki gayretleri bilinmektedir. Birçok sahabinin görüp işittiği haberlerin ise, mütevatir derecesine ulaşmış olarak daha sonraki nesillere intikal etmesi gerekir. Hadis diye nakledilen sözler arasında öyleleri vardır ki, onların birçok sahabi huzurunda söylendiği iddia edilmektedir. Bu durum karşısında o haberin ya da hadisenin şahitlerinden hiç değilse büyük bir kısmının onu rivayet etmesi beklenir. Aksi taktirde o iddianın bir yalandan ibaret olduğu anlaşılır. 65 Bu durum aşağıda zikredilecek olan olay ile daha iyi anlaşılacaktır. İkindi namazını kılamayan Hz. Ali için Güneş in geri dönerek tekrar göründüğü ve buna insanların şahit olduğu rivayetinin birçok kimse tarafından görülmesi gerekirdi. Oysa olayı yalnız Esma b. Umeys in rivayet etmesi oldukça gariptir. 66 63 Kandemir, Mevzû Hadisler, Menşei, Tanıma Yolları, Tenkidi, s. 179 180. 64 Ebû Gudde, Mevzû Hadisler, s. 137. 65 Kandemir, Mevzû Hadisler, Menşei, Tanıma Yolları, Tenkidi, s. 180. 66 Cihan, Uydurma Hadislerin Doğuşu ve Sosyo-Politik Olaylarla İlgisi, s. 21.

15 e) Rivayetin, Kur an a, Sahih Sünnet e ve İcma ya Muhalif Olması Hadis olduğu ileri sürülen haberlerin yukarıdaki esaslara muhalif olması sebebiyle uydurma olduğunu tesit etmek mümkündür. Dünyanın ömrü yedi bin senedir, biz yedi bin senenin içindeyiz sözünü, geçen zaman yalanlamaktadır. Çünkü Hz. Peygamber in vefatından bin dört yüz sene geçmesine rağmen Dünya hâlâ ayaktadır. Kur ân-ı Kerîm, bu uydurma sözü şu şekilde yalanlamaktadır; Kıyametin subut (ve vukuunu) sana sorarlar. De ki: onun ilmi ancak Rabbimin nezdindedir. Onun vaktini kendisinden başkası açıklayamaz 67 Şarap hakkında ve Hızır hakkında söylenen rivayetler de bu kabildendir. 68 Bazı rivayetlerin, Rasullah ın söylemeyeceği saçmalıkları ihtiva etmesi o rivayetin uydurma olduğuna işarettir, şu yalan hadiste olduğu gibi Kim La İlahe İllallah derse Allah bu sözden yetmiş bin dilli kuş yaratır. Her bir dil yetmiş bin lisan konuşur, ve o kimse için Allah tan mağfiretini isterler. 69 Her bir beyanı ve davranışı din olan ve ashabı tarafından bütün hareketleri dikkatle takib edilen bir peygamberin kendi hadislerini nakseden sözleri söylemeyeceği aşikardır; bu böyle olunca hayatının düsturu olan Allah Kelamı na muhalif bir beyanda bulunması elbette düşünülemez. 70 f) Rivayetin, Akla, Hisse ve Müşahadeye Muhalif Olması Hz. Peygamber in sözlerinin akıl ve mantık dışı olması düşünülemez. Çünkü İslam akıllı kimselere hitap etmiş, fakat akıldan noksan olanlara mükellefiyet yüklememiştir. 71 Burada, nakledilen haberlerin te vil edilemeyecek şekilde akıl dışı olması kastedilmektedir. Mesela, Nuh un gemisi Kabe yi yedi defa tavaf ederek makamın yanında iki rekat namaz kılması bu duruma örnek teşkil etmektedir. 72 67 Araf, 31/187. 68 Cihan, Uydurma Hadislerin Doğuşu ve Sosyo-Politik Olaylarla İlgisi s. 17. 69 Ebû Gudde, Mevzû Hadisler, s. 141. 70 Kandemir, Mevzû Hadisler, Menşei, Tanıma Yolları, Tenkidi, s. 181. 71 Cihan, Uydurma Hadislerin Doğuşu ve Sosyo-Politik Olaylarla İlgisi, s. 19.

16 Ayrıca akıl ile ilgili söylenen hadislerin tamamı uydurmadır. Örneğin; Allah aklı yarattığında ona gel dedi geldi, git dedi gitti. Sonra, benim için senden daha kıymetli bir şey yaratmadım, seninle alır seninle veririm, buyurdu. 73 Bu söz de akla, mantığa uygun olmadığı için uydurma kabul edilmiştir. Senedi ne kadar sağlam olursa olsun, patlıcanın her derde deva oluşu ile ilgili hadisin sahih olduğuna ihtimal verilemez, zira tecrübe bunun böyle olmadığını göstermektedir. 74 g) Rivayetin, Tarihi Olaylara Aykırı Olması Hadisçiler Mevzû haberlerin tayin ve teşhisinde tarih bilgisinden çok yararlanmışlardır. Süfyan u Sevrî (ö.161/777) Raviler yalan söylemeye başlayınca biz de onlara tarih silahıyla karşı koyduk demektedir. 75 Ravilerin doğru söyleyip söylemediklerini anlamanın en iyi yollarından biri, özellikle ilk dönem ravilerin doğum tarihlerini, ölüm tarihlerini, nerede yaşadıklarını, hayatları boyunca hangi ülkelere veya şehirlere gittiklerini, gittikleri yerlerde hangi muhaddislerle görüştüklerini iyi bilmektir. Hadis rivayet eden kişi, rivayetinde tek kaldığında, kendisinin ve hadisi duyduğunu iddia ettiği kişinin doğum ve ölüm tarihlerini belirtmesi, ravinin doğru ya da yalan söylediğini ortaya çıkarabilir. 76 Buna bir misal olmak üzere Ufeyr b. Ma dan ın (ö. II/VIII.asır) naklettiği şu hadiseyi zikredebiliriz; Ömer b. Mûsâ (ö. 157/774) Humus a geldiği zaman mescide giderek etrafını aldık. O ikide bir Salih şeyhimiz diyerek rivayet ediyordu. Bunu o kadar tekrarladı ki, dayanamayarak bu salih şeyhimiz kimdir? Adını söyleyin de öğrenelim dedim. 72 Cihan, Uydurma Hadislerin Doğuşu ve Sosyo-Politik Olaylarla İlgisi, s. 19. 73 Ebû Gudde, Mevzû Hadisler, s. 143. 74 Kandemir, Mevzû Hadisler, Menşei, Tanıma Yolları, Tenkidi, s. 184. 75 Kandemir, Mevzû Hadisler, Menşei, Tanıma Yolları, Tenkidi, s. 184. 76 Ebû Gudde, Mevzû Hadisler, s. 135.

17 Şeyhimizin Halid b. Ma dan olduğunu öğrenince, onunla nerede ve ne zaman görüştünüz? diye sordum. 108/726 da Erminiyye gazasında görüştüklerini söylemesi üzerine Ey Şeyh! Dedim, Allah tan kork. Halid b. Ma dan 104/772 de vefat etti. Sen ise onunla ölümünden dört yıl sonra görüştüğünü iddia ediyorsun. Üstelik O, hiçbir zaman Erminiyye de savaşmamıştır. Muhaddislerin bu nevi den dikkate değer pek çok başarıları olmuştur. 77 h) Ravinin Durumundan Anlaşılması Hadisin uydurulmuş olduğunu ortaya çıkaran sebeplerden biri de ravinin durumudur. Ravinin durumunu açıklayan Me mun b. Ahmed le (ö. 250/864 ) ilgili şu hadise güzel bir örnek teşkil eder. Bu şahsın yanında Hasan el-basri nin Ebû Hureyre den hadis işitip işitmediği hakkında ihtilaf olunca, Me mun hemen Hz. Peygamber e varan bir isnad ileri sürmüş ve Hasan el-basri Ebû Hureyre den işitti demiştir. 78 Meşhur yalancılardan olan Me mun b.ahmed, Hişam b.ammar (ö. 245/859 ) dan hadis aldığını iddia ettiği zaman, İbn-i Hıbban (ö.354/965 ) ona ne zaman Şam a gittiğini sormuş, Me mun da 250/864 senesinde gittiğini söylemesi üzerine, senin hadis aldığını söylediğin Hişam 245/859 yılında öldü diyerek Me mun u zor duruma düşürmüşse de Me mun başka bir yalan söyleyerek: Bu başka Hişam b.ammar dır. demek suretiyle işin içinden kurtulmak istemiştir. 79 ı) İstikbal İle İlgili Tarih ve Günler Hadiste, şu tarihte şeklinde zaman belirtilmesi, o hadisin uydurma olduğunun işaretidir. Şu sene gelince şu olacak, şu ay gelince şu olay meydana gelecektir gibi sözler buna örnektir. 80 Bu tür hadislere birkaç örnek verelim; 77 Kandemir, Mevzû Hadisler, Menşei, Tanıma Yolları, Tenkidi, s. 185. 78 Koçyiğit, Nuhbetül l-fiker Şerhi, s. 58. 79 Cihan, Uydurma Hadislerin Doğuşu ve Sosyo-Politik Olaylarla İlgisi, s. 21 22. 80 Abdulfettah Ebû Gudde, Mevzû Hadisler, s. 142.

18 Eğer Ay, Muharrem ayında meydana çıkarsa fiyatlar artar, savaşlar olur, sultanların meşguliyeti artar. Sene 133 olursa, garip şeyler olacaktır; Kur an zalimin karnında, Mushaf, okunmayan bir kavmin evinde, Salih bir adam kötü kavmin içinde olacaktır. Eğer sene 150 olursa, o zaman evlatlarınızın hayırlısı kızlardır. 81 1.2.5. Uydurma Hadislerle İlgili Olarak Yazılan Bazı Eserler Mevzû hadislere karşı muhaddislerin açtığı savaşın verimli neticelerinden biri ve belki de en önemlisi, hadis diye uydurulmuş sözleri muhtelif metotlarla bir araya toplayan mevzû at kitaplarıdır. Bu eserler sayasindedir ki hadis münekkidi olmayanların uydurma hadisleri tanıyabilmesi mümkün olmuştur. 82 Rivayetlerde yalan, iftira, karıştırmalar ve ilaveler yayılıp yalancı uydurmacılar çoğalınca, münekkid muhaddislerden pek çoğu, çalışmalarının büyük bir bölümünü mevzû haberlerin, yalan, değiştirme, bozma ekleme, iftira türlerinden ihtiva ettikleri yönler açısından yazılmasına ve ezberlenmesine ayırmışlardır. Bunu şu amaçla yapmışlardır; insanların bu türden haberlerin gerçek durumlarını bilsinler ve bu türden rivayetlere aldanmasınlar. İşte bu tür çalışmalarla sahih olan hadislerle, sahih olmayanlar birbirinden ayrılıp tanınmıştır. 83 Şimdi bu eserleri kısaca tanıtmaya çalışacağız. 1. Ebu l-fadl Muhammed b. Tahir el-makdisî (ö. 507/1113) nin Tezkiratü l- Mevzû ât ı. Hadisleri, baş taraflarını göz önünde bulundurarak harf sırasına göre dizmiştir, bu eser diğerlerine göre daha muhtasar bir kitaptır. 84 Makdisî, eserin mukaddimesinde, kullanım kolaylığı sağlaması amacıyla, esere alınan zayıf ve metrûk hadislerin alfabetik olarak sıraladığından bahsetmektedir. Daha sonra her harf için bir bab açmak suretile senetleri hazfedilmiş hadisleri te kide başlamıştır. Kısa hadislerin tamamını zikrederek, uzun hadislerin de baş taraflarından bir miktar zikredip senedeki zayıf ve mecruh 81 Cihan, Uydurma Hadislerin Doğuşu ve Sosyo-Politik Olaylarla İlgisi, s. 20. 82 Kandemir, Mevzû Hadisler, Menşei, Tanıma Yolları, Tenkidi, s.138. 83 Ebû Gudde, Mevzû Hadisler, 127. 84 Ebû Gudde, Mevzû Hadisler, 130.

19 ravilerin durumu hakkında bilgi vermiştir. İbnu l-kayserani lakabıyla meşhur olan Makdisî, eserini hazırlarken en çok faydalandığı münekkidler arasında; İbn Hibbân (ö. 354/965), İbn Adî (ö. 365/975), Yahyâ b. Said el-kettân (ö. 198/813), Abdurrahmân b. Mehdî (ö. 198/813), Yahyâ b. Ma în (ö. 233/847), Ahmed b. Hanbel (ö. 241/855), Buhârî (ö. 256/869) ve Nesâî (ö. 303/915) bulunmaktadır. 85 Mevzû ât ı: 2. Ebu l-ferec Abdurrahmân b. Ali b. el-cevzî (ö.597/1200) nin Kitâbu l- Bu kitabın babları rahat anlaşılır şekilde düzenlenmiş olup, hadisleri bulmak rahat olduğundan en kolay istifade edilebilen ve konusunda en geniş eserdir. 86 İbn ül-cevzî nin Kitâbü l Mevduât ı çalışmamızın ana kaynağını teşkil etmesi sebebiyle, bu eser için ayrı bir başlık açmayı uygun bulduk. Dolayısıyla ayrıntılı bilgiyi o bölümde vermeye gayret edeceğiz. 3. Ömer b. Bedr b. Sa îd b. Muhammed el-hanef Ziya uddîn Ebû Hafs el- Mavsılî (ö. 622/1225) ın, el-muğnî ani l-hıfz ve l-kitâb bi Kavlihim lem Yesıhha Şey un fî Hâze l-bâb ı. Bu eser İbn ül-cevzî nin Kitâbü l Mevdu ât ının güzel bir şekilde özetlenmiş halidir. 87 Müellif, eserleri arasında en mükemmelinin el-muğnî olduğunu, bunun sebebinin de eserde senet ve metinin bulunmayışı olduğunu zikretmektedir. Senet ve metin vermemesini de şu üç sebebe bağlamaktadır; 1) İlmi tâliplerine daha hızlı götürmek, 2) İlimle meşgul olmayanları da göz önünde bulundurmak, 3) İnsanın az miktardaki bir şeyin zevkine vardığında, onun bol miktarda bulunduğu kaynağa koşma hevesini göz önünde bulundurmak. 88 85 Kandemir, Mevzû Hadisler, Menşei, Tanıma Yolları, Tenkidi, s.138-139. 86 Ebû Gudde, Mevzû Hadisler, s. 130. 87 Ebû Gudde, Mevzû Hadisler, s. 130. 88 Kandemir, Mevzû Hadisler, Menşei, Tanıma Yolları, Tenkidi, s. 144 145.

20 Mavsilî bu eserinde şu münekkidlerden faydalandığı görülmektedir; Ukaylî (ö. 323/934), Ahmed b. Hanbel (ö. 241/855), Tirmizî (275/ 888), Dârekutnî (ö. 385/ 995) ve İbn ül-cevzî (ö.597/1200). 89 4. el Hasen b. Muhammed b. Hasen b. Haydar b. Ali b. İsmail el-hindî Radıyuddîn Ebu l-fadâ il es-sâgânî (ö. 650/1252) nin, Risâle fi l-ehâdîsi l-mevdû a sı. Hz. Peygamber adına birtakım sözler uydurmayı men eden bazı hadisleri zikrederek risalesine başlayan Sâgânî, eserinin te lif sebeplerini belirttikten sonra mukaddimesinde, birkaç meşhur uydurma hadisten bahseder ve belli başlı yalancıları zikreder. Müellif, haberleri tenkid ederken herhangi bir münekkidin veya kitabının isminden bahsetmediği için kimlerin fikirlerinden yararlandığını da öğrenemiyoruz. 90 5. Ebû'l-'Abbas Takiyyüddîn Ahmed b. 'Abdülhalîm b. 'Abdisselam b. 'Abdillah b. Muhammed İbn Teymiyye (ö.728/1328) nin, Risâle fî Ahadîsi l-mevzû a sı. Risâlenin baş tarafında bulunan, bu risâle, yalan ve zayıf hadisler hakkındaki bir suâle Şeyh Takiyyüddîn İbn Teymiyye nin verdiği cevaplardan ibarettir tarzındaki takdimden ve kitaptaki muhtelif ifadelerden, onun İbn Teymiyye tarafından müstakil bir eser olarak yazılmadığı anlaşılmaktadır. İbn Teymiyye, tenkidleri sırasında görüşlerini gayet açık ve sert bir ifadeyle belirtmektedir. Bu tutumu sebebiyle daha sonraki âlimler tarafından müfrit bir tenkitçi olarak vasıflandırılmıştır. 91 İbn Teymiyye tenkid edeceği madde hakkında sadece kendi kanaatini belirtmekte ve diğer münekkidlerin fikirlerine temas etmemektedir. Mevzû at dışında kalan haberleri de değerlendirerek bunların kime ait olduğunu söylemektedir. 92 6. Mecdüddîn Ebî Tâhir Muhammed b. Ya'kûb b. Muhammed b. Ömer eş-şirâzî el-fîrûzâbâdî (ö:817/1414) nin Hâtimetü Sifri s-sa âde si. 89 Kandemir, Mevzû Hadisler, Menşei, Tanıma Yolları, Tenkidi, s. 145. 90 Kandemir, Mevzû Hadisler, Menşei, Tanıma Yolları, Tenkidi, s. 146. 91 Kandemir, Mevzû Hadisler, Menşei, Tanıma Yolları, Tenkidi, s. 148. 92 Kandemir, Mevzû Hadisler, Menşei, Tanıma Yolları, Tenkidi, s. 149.

21 Bu eser, Fîrûzâbâdî nin Hz. Peygamber in sîreti hakkında yazdığı Sifru s- Sa âde sinin sonuna eklediği bir hâtimeden ibarettir. Müellif burada hangi bablarda sahih hadislerin bulunmadığı veya hiç sâbit olmadığını beyan etmektedir. Bunu yaparken fikirlerinden faydalandığı hadis mütehassıslarının kimler olduğunu açıkça beyan etmemiştir. Muteber hadis kitaplarında bulunduğu halde, bazı hadisleri mevzû olarak kabul ettiği için bazı tenkidlere maruz kalmıştır. 93 7. Celâluddîn Ebu l Fadl Abdurrahmân b. Ebî Bekr b. Muhammed es-suyûtî (ö. 911/1505) nin el-le'âli 'l-masnu'a fi l Ahadîsi l-mevzûa sı. Suyûtî bu eserinde İbnü l-cevzî nin Kitâbu l-mevdu ât ını tenkid etmiş ve onda olmayan bir kısım hadisleri ilave etmiştir. 94 Mevzûât alanında birçok eser kaleme alan Suyûtî, bu konuda yazdığı ilk esere el- Mevzûatu s-suğrâ adını vermiş, el-le'âliü l-masnû'a fi l Ahâdîsi l-mevzûa ya da Mevzûatü l-kübrâ dendiğini belirtmiştir. 95 Tenkidleri sırasında İbnü l-cevzî nin mevzû dediği bazı hadislerin öyle olmadığını ısbat etmeye çalışmış, bunu yaparken faydalandığı bazı kitaplara mutlak manada itimat etmiş, bu yüzden de kendisi bazı tenkidlere maruz kalmıştır. 96 Bunun yanısıra Suyûtî, uydurma olarak kabul ettiği ve İbnü l-cevzî nin kitabına almadığı bazı hadisleri Zeylü l-leâlî l-masnû a adlı eserinde toplamıştır. Bu saha ile ilgili olrak, bahsi geçen eserler dışında bir de et-ta akkubât ale l-mevzû at (Eser, en- Nüketü l-bedî ât ın muhtasarıdır.) adlı eseri mevcuttur. Bu eser de yine İbnü l- Cevzî nin kitabını tenkid için kaleme alınıştır. Suyûtî, en çok şu münekkidlerin tenkidlerinden faydalanmıştır; Buhârî (ö. 256/869), Nesâî (ö. 303/915), Ukaylî (ö. 323/934), İbn Hibbân (ö. 354/965), Dârekutnî (ö. 93 Kandemir, Mevzû Hadisler, Menşei, Tanıma Yolları, Tenkidi, s. 151 152. 94 Ebû Gudde, Mevzû Hadisler, s 131. 95 Kandemir, Mevzû Hadisler, Menşei, Tanıma Yolları, Tenkidi, s. 153. 96 Kandemir, Mevzû Hadisler, Menşei, Tanıma Yolları, Tenkidi, s. 153.