Fen ve Kültür Derslerinin Adı Laik Dersler Olursa



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

Cumhuriyetin Laik, Bilimsel Eğitim Anlayışı, Sapmalar ve Önlemler... Metin eklemek için tıklayın Mustafa Gazalcı

Cumhuriyet Halk Partisi

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

Diyanet'in yaz Kur'an kursları bugün başladı

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

"medya benim ayağımın altına muz kabuğunu biraz zor koyar" vari açıklamalarda bulunuyordu ki Olanlar oldu

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

AVUSTURYA DA DĐN EĞĐTĐMĐ

DÜNYADA DİN EĞİTİMİ UYGULAMALARI

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

Sınıf Sistemi Öğrencilerini Belirlemeye Yönelik İp Uçları. Sınıf Sistemi Tasdikname Girişi

Biz yeni anayasa diyoruz

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

Avrupa da Yerelleşen İslam

2005, yıl:1, sayı:4, ss de yayımlanmıştır.

Suriye'den Mekke'ye: Suriyeli üç hacı adayının hikâyesi

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Fransa'da, Hz. Muhammed'e hakaret içeren karikatürleri yayınlayan Fransız Dergisi'ne baskın düzenlendi ve 12 kişi öldürüldü.

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRİ-4 YAHUDİLERLE İLİŞKİLER NADİROĞULLARININ MEDİNEDEN ÇIKARTILMASI

Türkiye de üniversiteye giremeyen öğrenciler Fas ta üç dil öğreniyor

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

10SORUDA AİLE SİGORTASI

Bilmeceli-Bulmacalı-Oyunlu. Namaz Kitabım. Bilal Yorulmaz

HEM DÜŞÜNECEĞİZ, HEM ÖĞRENECEĞİZ HEM DE SÜRPRİZ HEDİYELER KAZANMA ŞANSINA SAHİP OLACAĞIZ.

Türkiye de azınlık olmak Anket Çalışması

Nedensellik. BBY606 Araştırma Yöntemleri Güleda Doğan

ÇEVRENİN GENÇ SÖZCÜLERİ

AKP'li Başkan, Peygamberin oğlu Tayyip dedi mi? Sözcü yalan mı söylüyor?

AYVALI ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ EĞTİM ÖĞRETİM YILI FAALİYET RAPORU

YILINA AİT ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARINDA OKUTULACAK DERS KİTAPLARININ KURUM BAZINDA DAĞITIM LİSTESİ

SORU ve CEVAPLARLA 12 YILLIK (4+4+4) ZORUNLU EĞİTİM SİSTEMİ

NÜFUS SAYIMI Sayım Bölümünün kodu:

Samed Behrengi. Püsküllü Deve. Çeviren: Songül Bakar

M. Sinan Adalı. İllustrasyonlar: Sevgi İçigen. yayın no: 114 NASIL MÜSLÜMAN OLDULAR? / 2

Aslında bugün İbrahim in Mihrac Ural ın kıçındaki ihanet kılıçları yazısının ikinci bölümü sitede yer alacaktı, ama ne yapayım!

Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye:

Editör. Din Eğitimi. Yazarlar Doç.Dr. Hacer Aşık Ev. Doç.Dr. Hasan Dam

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ -6-

DUA ETTİĞİNİZDE. J. Robert Ashcroft. ICI Elemanlarıyla İşbirliği İçinde Hazırlanmıştır Resimler: David Cahill Çeviren: Hande Taylan ICI

Cumhuriyet Halk Partisi

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

DESTANLAR VE MASALLAR. Samed Behrengi KÜÇÜK KARA BALIK. Masal. Çeviren: Haşim Hüsrevşahi resimleyen: Mehmet Sönmez

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

Her yıl kaç vize veriliyor? Türkiye deki Alman temsilcilikleri her yıl yaklaşık 160 bin vize veriyor.

Size karşı bir şey yapılmaya çalışılıyor, bir şey dayatılıyor ve siz de bunu kabul etmiyor ve direniyorsunuz.


T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) TUTANAK

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

3 Hedef 3 Görev BÜLTEN Seçimleri İçin İSTANBUL AZİZ BABUŞCU B İ L G İ. NOTU FİLİSTİN MESELESİ 2 de İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI

Cumhuriyet Halk Partisi

Yahudiliğin peygamberi Hz. Musa dır. Bu nedenle Yahudiliğe Musevilik de denir. Yahudi ismi, Yakup un on iki oğlundan biri olan Yuda veya Yahuda ya

Taliban Esaretinden İslam a

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ NÜFUS ETÜTLERİ ENSTİTÜSÜ TÜRKİYE DE KADIN VE AİLE ARAŞTIRMASI 2014 HANEHALKI SORU KAĞIDI

SARACAĞIZ YARALARIMIZI

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

GENEL BİLGİLER AİLEMLE İYİLİK PEŞİNDEYİM YARIŞMA YÖNERGESİ

Yeşaya Geleceği Görüyor

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı

\.- s o, q \ İSLAMi İLİMLER FAKÜLTESi ATATÜRK.ÜNİVERSİTESİ. 1. Sayı, Aralık 1975 / ~

Akademik anlamda düşünceye sevk ederken,aynı zamanda analitik olarak yorumlama kabiliyetinizi artıyor.

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ GEÇİN DEN ÖZEL AÇIKLAMALAR

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO Κρατύλος

M. EMİN SARAÇ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

özlü bir medya kazası işledi. Yıldırı m

BATIKENT KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ

tellidetay.wordpress.com

ATATÜRK'Ü ANIŞ. Adım-Soyadım:...

1.KİTAP ATATÜRK ANLATIYOR, ÇOCUKLUĞUM

ANAYASA DEĞĠġĠKLĠKLERĠ HAKKINDA GÖRÜġ VE ÖNERĠLERĠMĠZ

ALAN YOK / ALAN SEÇMELİ SINIF SİSTEMİ TASDİKNAME GİRİŞİ Açık Öğretim Lisesi

4+4+4 Dayatması ile. Öğretmenler Nasıl. Mağdur Ediliyor? Ne dedik, Ne oldu? EĞİTİM VE BİLİM EMEKÇİLERİ SENDİKASI

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Eğitsel Oyun Projesi Raporu YAŞAYAN ELLER Hülya Güzel

TORKIYE'DE MiSYONERLİK

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

Başlangıç Meridyeni ve Greenwıch - İstanbul

TÜRK DÜNYASI VAKFI. Bana Bir Hikaye yaz projesinin web portalına hoş geldiniz!

T.C. TRABZON VALİLİĞİ EĞİTİM KURUMLARI EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÇALIŞMA TAKVİMİ

T.C. TRABZON VALİLİĞİ EĞİTİM KURUMLARI EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÇALIŞMA TAKVİMİ

2013/14 AKADEMİK YILI İÇİN KIBRIS TÜRK TOPLUMUNA YÖNELİK BURS PROGRAMI

İyi Aksamlar, Bir gönüllümüzün annesinin mektubu da ekte yer alıyor... Bir de 12 sene sonra gelen mesaj...

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

AYA THEKLA YERALTI KİLİSESİ


Bugün gündemi sarsacak konulara baktığımız da; bunların tesadüflere dayanmadığını da görmek gerekir.

GAZ ANTEP KOLEJ VAKFI ÖZEL OKULLARI

Transkript:

Fen ve Kültür Derslerinin Adı Laik Dersler Olursa Eğer, Fen ve Kültür derslerini İmam Hatip okullarından çıkartırsanız, sadece Din Öğretimi veren Din Okulları açarsanız, eğitim kavramlarınızı da buna göre değiştirmek zorundasınız. Bu yönde anayasa yapmaya kalkarsanız, kullandığınız dil ve kavramlarınız da ona göre olur. Böylece bir kavramı oynatmakla, insanınızın bilimsel algı sistemini yıkarsınız, bir taşla onlarca kuş vurursunuz. Laiklik tanımını da buna göre değiştirir, devlet tüm dinlere ve inançlara eşit mesafededir derseniz, gelsin her dinden ve her inanıştan tarikatlar ülkemizi karınca gibi sarsın Paralı tarikatlar gelir, merak etmeyin. Mesela, Budistlerin parası olmaz, onlar paralı dünyevi işlerle ilgilenmez. Yunan Ortodokslar da gelemez, son krizden yoksul düştüler. Bizdeki Ortodoks Türk vatandaşlarıyla böyle bir sorunumuz zaten yoktur. Tüm dinler kavramı biraz karışık görünüyor. Yeni anayasada din evleri kavramı geliyor. İbadet yeri, Mescit veya Kuran kursu değildir kastedilen. Anlaşılan açılmış olan Protestan ev kiliselerine yeni anayasada din evleri kılıfı geliyor. Halkımız değişik dinleri ve mezhepleri pek tanımaz. Mesela, Ortodoks, Katolik, Protestan deyince hiçbir şey anlamayız, hele Anglo Sakson Protestan nedir, bunları birbirinden ayırmayı hiç bilmeyiz. Hıristiyan deyince halkımızın algısında, sünnet olmaz, domuz eti yer gibi belli bir kavram vardır. Hıristiyan ile Protestan kelimeleri arasındaki farkı bilmeyiz. Hatta, Amerika da ve İngiltere de yönetim Anglo Sakson Potestan bir elitin elindedir demek, bize hiçbir şey ifade etmez. Oysa, Afganistan ı ve Bağdat ı bombalamaya giderken Üçüncü bin yılın haçlı seferini başlatıyoruz diyen ABD başkanı Bush, Anglo Sakson Protestan elitleri adına konuşuyordu. Gerçek şudur ki, gariban Hıristiyanların bu savaştan hiçbir menfaati yoktur, evlatlarını kaybeden onlardır. Şimdi, ülkemizde birilerinin karınca gibi yer altından yayılarak Protestan din evleri (ev kilisesi) açmasını bu savaşın parçası olarak gördüğümüzü söylemek, hatta İngilizce öğretmek bahanesiyle Protestan kızların köylerimize kadar yayılacağını söylemek, Hıristiyanlığa hakaret etmek midir? Değildir elbette, ama öyle algılanmasına yeni anayasada zemin hazırlandığını görüyorum. Şimdiden uygulamaları başlamıştır. Banu Avar a açılan dava, bana gönderilen tekzip, hatta Fazıl Say a açılan dava gibi. Halkımıza kavramlar öyle çarpık verilmeye başlandı ki, emperyalist sömürgeciliğe karşı olmakla, Protestan Hıristiyan mezhebine karşı olmak aynı şey gibi algılanır oldu. En fazla kilise burada açıldı dediği için Banu Avar a dava açan İzmit Protestan kilise vakfının başkanı B.Avar yalan söylüyor, en fazla kilise burada değil, burada sadece şu kadar kilise açtık, kilise sayımız şu kadardır demiyor, halkı kendilerine karşı kışkırtmaktan dava açıyor. İngilizce öğretmeni diye Protestan dadılar getirilmesine kapı açan 5544 sayılı MYK yasası Haçlı Yasasıdır dediğim için de bana benzer bir dava açılması muhtemeldir. Mevcut anayasaya aykırı bir yasadır bu, bunu kimse konuşmuyor. Anayasa değiştiği zaman, bu yasa güvenceye alınacak ve o zaman laikliğin tanımı devlet her dine eşit mesafededir şeklinde değiştiğinde, asıl o zaman kimse bu konuda ağzını açamayacaktır. Sözgelimi, falan köyde Protestan İngilizce öğretmeni halkı Müslümanlıktan soğutma yönünde veya öğrencileri kendi inanışına çekme yönünde bir faaliyet yaparsa, köylü bunları şikâyet edemeyecek, tersine bu faaliyetlere karşı çıkanlar yasayı çiğnemiş olacak, bir yerlere şikâyet edilecek, suçlu muamelesi görecektir. Rahatlıkla diyebilirim ki yeni anayasada misyonerlik faaliyetleri yeni kavramlarla serbest hale geliyor, sömürgeciliğe karşı olmakla Hıristiyanlığa karşı olmak eş kavram oluyor. Hatta diyebilirim ki sömürgeciliğe karşı olanlara, fikir suçu işlemekten öte, yeni anayasanın her dine eşit davranmak maddesini ihlalden cezalar gelebilecektir. Öte yandan, ortalıkta her konuda çatlak yaratacak internet virüsleri dolaşıyor; Fazıl Say konusu, Kürtaj konusu, gibi. Bunların medyaya salınış zamanlamasına dikkat ediniz.

Fen, Matematik ve Kültür dersleri okutulmayan yeni Din Okulları sisteminde Fen ve Kültür Dersleri yerine Laik Dersler tanımı kullanılacaksa, toplumdaki çatlağı bir de bu açıdan görmeye başlayınız. Bilim ile din arasına kama sokulduğunu fark ettiniz değil mi? Toplumu bu kadar kama yarası almış, bu kadar çatlamış bir devlet ayakta kalamaz! Türk devleti yıkılıyor. Tıpkı Zeugma mozaiklerine resmedilen, dağılmış devleti temsil eden, ağlayan kaplan gibiyiz; üzerine saplanmış mızraklardan gözyaşları içerisinde çaresiz kalmış yıkılıyor O bizdik, MÖ.63 de Sezar ın Venedik destekli yağmacı ordularına yenilen Başoğuzlu beyimizdi. Zeugma daki adıyla MHTİOKHUS/Mohti Oğuz idi. Kuran da adı geçtiği söylenen Zülkarneyn (Mete Oğuz!) ile aynı kişi olması muhtemeldir. Şimdi, kürtaj mürtaj, genç erkeklere sesleneceğim. Sizin azalan sperm sayınızla neden kimse ilgilenmiyor? Genç anneler üzerinden kürtaj yoluyla birileri para kazanıyor da, kısırlık tedavisiyle birileri para kazanmıyor mu? Siz neden genetiğiyle oynanmış kısırlaştırıcı yiyeceklerle beslenmek zorunda bırakıldınız, neden erken yaşta genç karınıza karşı mahcup kaldığınızı konuşmuyorsunuz? Ya genç kızlar, neden yumurtlamanızın otuz yaşından önce kesildiğini konuşmuyorsunuz? Yoksa Ay ın 28 günlük takviminde bir sapma oldu da haberimiz mi yok?! Hükümetin sizin sağlıklı nesiller vermenizle gerçekten ilgilendiğinizi mi sanıyorsunuz? Kısırlaştırılan yeni neslin dikkatini başka konulara çekmek, toplumda bir çatlak da buradan yaratmak istediklerini konuşun lütfen. Meselâ, İslâmda imam da evlenir, bu sünnettir, buna dikkat çekiniz. Evlilik yapabilmenin ön koşulu iş-güç sahibi olmak ve sağlıklı doğal ürünlerle beslenmektir; bunlardan mahrum bırakıldınız, bunu konuşun. Bunları değil kürtajı konuşun istiyorlar. Sevgili gençler, her birinizin rahminde ve her birinizin sperminde bir Mustafa Kemal, bir Mete Oğuz saklıdır. Bunu bildikleri için size genetiği ile oynanmış sağlıksız tavuklar, ithal mısırlar, yumurtalar, sunuyorlar, çoğunun ambalajında bile ne içerdiği yazmıyor, İsrail tohumu dedikleri nesliyle oynanmış sebzeleri size yediriyorlar, ama siz bunları konuşmuyorsunuz, başka şeyler konuşmanız için, toplumda çatlak yaratmak için gündem yaratıyorlar. (Başbakanın çoğu yabancı 32 danışmanı varmış, gündemi belirleme görevi de herhalde onlarındır.) Artık genç anne adaylarını kürtaj için değil, genç baba adaylarını sperm sorununa sahip çıkarken görmek istiyorum. Sperm bankalarının İslam da yeri nedir, babasız çocuk doğurmak nedir, bunları da konuşun lütfen. Babalığınız elinizden gidiyor ve dahası Türk ve Müslüman aile kavramı erozyona uğratıldı, bunu konuşun lütfen. Babalık kavramı da değiştirildi, görüyorsunuz. Kavramları değiştirilmeyen ne kaldı ki! Hukuk kavramlarına bakın, Silivri Mahkemesine bakın, iddianame nasıl yazılmış, iyice bakın. Dizi film gibi birbirine eklenen davalara bakın, 100 yılda bitmez bu davalar, postmodern dizi gibi Araya hapishanedeki dinleme kayıtları ekleniyor, bakınız. Mahkemeye hakaret davası ekleniyor, bakınız. Mahkeme boyunca duruşmalardan men edilmek cezası veriliyor, bakınız. Davaya konu CD kaydı sehven bir başka evde bulunmuş olabiliyor, bakınız. Bütün bunlar normal midir? Bir başka yüzyıla girdik, iyi bakınız! Yeniden MİLAT ilanıdır bunlar. Tsunami dalgası çekilirken siz asimetrik düşünüp geriye çekilerek en yüksek yerlere kaçmak zorundasınız. Şimdi size medyada gündem bu diye sunulan her şeyin asimetrisini düşünmeniz gerektiğini umarım anladınız. 5.6.2012 Peygamberimizi Öğretmeyen Din Dersi Olur mu? Olmaz demeyin, Hz.Muhammed siz ezan, hilalsiz cami, buğdaysız para, şemssiz minber olursa o da olur. Peygamberimizin hayatı ayrı bir ders ve seçmeli olacakmış. Anlaşılan, Atatürk ten sonra Sevgili Peygamberimizi de tarihten silme kararı verilmiş.

Hepiniz bilirsiniz, Din Bilgisi müfredatında Hz. Peygamberimizin hayatı ve savaşları önemli yer tutar. Peygamberimizin Semudi (Yemenli Yahudi faizci köle tacirleri) taifesi ile ne için savaştığını o kitaptan öğrenirdik. Uhud ve Hendek savaşlarını anımsamayan yoktur. Peygamber efendimizin hayatı bu savaşların özetidir. Örneğin, Çanakkale savaşını Atatürk süz anlatmak mümkün olmadığı gibi, Çanakkale Zaferini anlatmadan da tarih yazılamaz. Sevgili Peygamberimizin hayatını anlatan bölümleri Din Bilgisi müfredatından çıkartıp ayrı bir ders konusu yapmak, hem de seçmeli ders yapmak, görünürde kulağa hoş geliyor, ama kazın ayağı öyle değil Maksat O nun hayatını öğretmemek olunca Seçmeli ders adı altında isteyen varsa alsın denilecektir. Bu yol, Peygambersiz İslam a gider. Bir tür uysallaştırılmış ılımlı İslam... Ey ahali, artık uyanın. İçi boşaltılmayan bir şey kalmadı. Matematikten Geometri çıkartıldı, gık demediniz. Havuz hesaplarının ne gereği var dediler; yuttunuz, Ama siz de çok şey öğretiyorsunuz dediler, lise dersleri ortaokul seviyesine indirildi, fakülteler lise seviyesinde bile değil artık Türkçe dersinden Dilbilgisi çıkartıldı, gık demediniz. Türkçe kitaplarına masallar dolduruldu, hiç fark etmediniz. İngilizce eğitim verilen ellerden gelip Türkçe bir tane şiir okuyanı alkışlamaktan avuçlarınız patladı, kendi çocuğunuzun iki satır mektup yazamadığını görmediniz. Camilerinizin kubbelerinden Hilal, mihrabından Şems kaldırılırken, çatısı kilise çatısına dönüştürülürken gık demediniz. İçine duvardan duvara halı döşenirken camiye hediye edilmiş Türk kilimleri nereye götürüldü diye sormadınız. Kubbesiz caminin, yamuk hilalin altında namaz kılmanın ne mahsuru olacak, namaz kılanın nerede namaz kıldığının ne önemi var, önemli olan insanın içidir dediniz Samimi olun, başı kapalı olmayan bacılarınıza aynı şekilde önemli olan insanın içidir demediniz. Paranızın üzerinden bereket duamız buğday kaldırılırken gık demediniz, şems yerine yedigen, hilal yerine kuyruklu yıldız getirilirken fark etmediniz. Üstelik TL değiştiğinde alkıştan avuçlarınız çatladı Paranın üzerinde sadece Atatürk var zannettiniz, ama bütün İslam sembollerini paranın üzerine O nun koyduğunu bilip görmediniz. Siz O nun bozuk resimlerine sevindirilirken elinizdeki en kutsal İslam değerleriniz elinizden alındı, fark etmediniz. Şimdi eğitim piyasası açılıyor. Din eğitimi piyasası da, Din kitapları piyasası da açılıyor. Din Okulları piyasası da açılıyor, bütün hazırlıklar onadır. Sanmayın okulda verilen Din Bilgisi o eski Din Bilgisi olacak. En yetkili ağızlardan ilan edilmiştir, Hz.Muhammed i ders kitabından çıkartılıp ayrı bir seçmeli ders yapacaklar, isteyen alır diyecekler. Bilmiyorsunuz ki, bir çocuğun haftada alabileceği ders saati bellidir, Hem Din Bilgisi dersini hem de Hz. Muhammed in Hayatı dersini birlikte alması mümkün olamayacaktır! Ey halkım, sizden bir şeye alkış istedikleri zaman, bilin ki o an bak bak kuş anıdır, cebinizdeki en değerli şey çalınmaktadır. Sevgili peygamberimiz çıkartılırsa, geriye kalan İslâm mıdır? Lütfen samimi cevap verin. Din Bilgisi dersleri dahil, bütün müfredatları kırma yetkisi verilmiş, ellerinde balyoz, dersleri 3 aylık kurslarla piyasaya devreden bir piyasa üst kurulu var, adı Mesleki Yeterlilik Kurumu dur. Kaçınız bu kurumu biliyorsunuz? Hangi derslerin seçmeli ders olacağına kimler nasıl karar veriyor gerçekten biliyor musunuz? Başbakanımızın en yakınındaki çoğu yabancı 32 danışmandan kaçı bu kurumla eşgüdüm çalışıyor, bilmiyoruz. Son olarak, Peygamberini seven herkese öneriyorum, 1976 da basılmış olan Din Bilgisi ders kitaplarını bulup onları doğmamış torunlarınız için çok iyi koruyun. 10.6.2012

Muhammed siz İslamcılardan Darbe Üstüne Darbe İslam dinimize darbe vuruluyor diye başlık atacaktım, durdum. Darbeler Komisyonu kurmuşlar, ortalıkta darbe kelimesinden geçilmiyor, yuttum. Darbelerden hesap soruyoruz tantanası içinde en büyük darbeyi Din Bilgisi ders kitaplarına indirdiklerini gözden uzak tutuyorlar. En fazla kuran kursu açan natocu Kenan Evren darbe yapmaktan yargılanıyor, o bile şimdi yapılanları yapmamıştı. Din Bilgisi dersi parçalanarak kalkıyor. Yerine, bütün dinlerin hakkında bilgi veren bir kitapçık Temel Din Eğitimi adıyla geliyor. Eğer Peygamberimizi öğrenmek isteyen veli olursa onu ayrıca seçmeli ders olarak alacakmış. Hem okuldaki ders saatlerini azaltıyor, hem seçmeli koyuyor, dikkat edin. Bilmem farkında mısınız, bütün aileler çocuklarımızın başına bu yıl ne geliyor, hangi okula gidecek, hangi dersleri alacak, vb bin bir telaş içerisinde kafalarımız allak bullak iken, çaktırmadan Muhammed siz İslam darbesi yedik. Güya, bir daha darbe olmasın diye eski mezarları açmak istiyorlar. Aferin Turgut Özal ın ailesine, mezarın açılmasına izin vermediler. Dikkatleri oraya çekeceklerdi. Eski nato darbeleriyle bizi uğraştırırken bebelerimizin geleceği yok ediliyor, okul diye, kitap diye, eğitim diye bir şey kalmadı. Parçaladılar, param parça ettiler, şimdi parçasını eğitim diye yutturacaklar bize. Bu da bir darbedir. Bu darbenin merkez komutası ABD menşeli Mesleki Yeterlilik Kurumu adındaki sertifikasyon ve akreditasyon kurumudur. Orada, eski diplomalarınızı bile yok ediyorlar, itibarlı yabancı sertifika şartı getiriyorlar. Bir yandan da öğretmenler, veliler, herkes çok şaşkın; yaz tatili öğrenciye 2 ay, öğretmeninki bir ay. Bizim darbeciler İngiliz sistemini, kuzey ülkelerini örnek alıyor. Coğrafya dersi okumamışlar belli ki. Efendim, kuzey ülkelerinde yaz, yani tarım mevsimi çok kısadır, üstelik oralarda çiftlikler işletme şeklindedir, bizdeki gibi aile tarımı değildir, çoluk çocuk bağa göç etmezler, yaylaya çıkmazlar. Bu kadar da kör taklitçilik olmaz. Akdeniz de siz 19 Mayıs tan sonra okulda çocuk bulamazsınız. Bu tatil planı burada tutmaz. Ey yöneticiler. Finlandiya da kuzey ülkesidir, oranın okul takvimini örnek alacağınıza, bizden aldıkları 1968 Müfredatını geri alsanıza. O toplumcu bilimsel müfredatın üzerinden kaç natocu darbe geçirdi Amerika, bitiremedi, şimdi kalan kırıntılarını bu yaşadığımız sivil darbeyle bitiriyor. İngiltere diyorsunuz, İngiltere nin kuzeyi, ortası, güneyi üç ayrı eyalettir, farklı program kullanır. Zaten istediğiniz de o, Türkiye nin eğitimini eyaletlere ayıracaksınız. Şimdi çivileri gevşetmektesiniz, dersleri parçalamakta, konuları kuşa çevirmektesiniz, seçmeli paralı kurslar getirmektesiniz. Artık nesillerimizi eğitimli-eğitimsiz diye ayırdığınız yetmeyecek, bir de peygamberini bilen, peygamberini bilmeyen diye ayıracaksınız. Eğer İslam birlik demek ise, bu yaptıklarınızı nereye koymak lazım? Peki, bütün bunları yaparken halka sordunuz mu? Dünya Bankasından gelen danışman heyetlerinizi şeffaf şekilde halka gösterip, bu adamlar bize eğitim programı yapacak, ister misiniz? diye sordunuz mu? Adalet Bakanlığındaki soruşturma aşamasında belge toplama (uydurma!) seminerleri veren Amerikalıları halka tanıttınız mı? Hukukta, dizi mahkemeler sistemine geçtiğimizden halkın haberi var mı? Şeffaflık olursa bir daha darbe olmaz diyorsunuz. Peki, 2006 da 5544 sayılı bir yasa geçirdiniz, Mesleki Yeterlilik Kurumu yasası, onu neden kapalı oturumda geçirdiniz? On yıl tutanakları açılmayacak olan bu yasaklı yasaya da şeffaflık getirsenize! Bugün TV de AKP Kütahya milletvekili İdris Bal öyle diyordu, Bir daha darbe olmasın diye eğitimi de değiştiriyoruz, demokrat insan nasıl olunur, bunu öğreteceğiz. AKP nin kapatılma davası bir daha açılamamalı.

Peygamberini bile bilmeyen, matematikten sıfır çekilen, haritada ülkesini gösteremeyen, dilekçe bile yazamayan, aptal sürüsü bir nesil gelecek ve elbette o zaman kimse size hesap soramayacak, bunu istiyorsunuz değil mi? Peki, sizi seçenlere Peygamberimizin Hayatını Din Bilgisi dersinden çıkartıyoruz, çocuklara her dini öğrensinler diye Temel Din Eğitimi koyuyoruz, isteyen velilere ayrıca Peygamberimizin Hayatını seçmeli ders koyuyoruz, ister misiniz diye sordunuz mu? (Buraya parantez açmalıyım. Atatürk ün adını bile doğru öğretmeyen ilkokul kitaplarına bakın da tahmin edin Hz.Muhammed i nasıl yazacaklarını.) Ortaokulu da aşağıya çektiniz, insanlar anlayamıyor. 5 yaşında başlayan okula ilkokul deyip de halkı kandırmayın, orası İngiltere de de anaokuludur. Okulda öğrenecekleri ders bırakmadınız, Hayat Bilgisi kalktı, konularını berhava ettiniz, bu bilgileri çocuklar nerden alacak? Yerine 4 saat oyun 4 saat oyunu neyle dolduracağına veliler karar verecekmiş Hangi veli, zeytin toplamakta olan mı, tütün kırmakta olan mı? Ayıp oluyor. Eğitimi devlet planlar, veli değil. Hem bebek yaşta çocuğu mecbur edeceksin okula, hem de boş bırakacaksın Okullar eğitim yeri midir, birbiriyle kavga etsin diye çocukların başıboş bırakıldıkları yer midir? Allah tan korkun! Aileyi neden çaresiz bırakıyorsunuz? Düşmanlarımızın istediği de budur herhalde; saçını başını yolan perişan aile Bir darbe yaşıyoruz, evet, sömürge sistemine geçiyoruz. Çocuklarınızla artık Türkçe konuşamayacaksınız, peygamberini bilmeyecek, ama çocuğunuz sofra duasını İngilizce yapacak! 14.6.2012 Dini Haberler Sitesinden Zaman Gazetesine Protesto Dünya Bankasının kalemi Prof.Eser Karakaş, Zaman gazetesindeki makalesinde DİB Bütçesinin genel bütçeden çıkartılmasını ve gönüllü vergi toplanmasını önerdi. http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1299515&title=yorum-eser-karakas-bozdag-vegormez-haklilar-ama-amasi-da-var&habersayfa=1 Eser Karakaş ın bu yazısı nedeniyle Dini Haberler sitesinden Zaman gazetesine protesto geldi. 7 Haziran 2012 Perşembe 23:11 Zaman Gazetesinin Editörleri Uyuyor mu? Bu yazı neyin nesi? Zaman gazetesi bu yazıyı nasıl yayımlar? Diyanet camiasına sahip çıkan Zaman ailesi kendi ayağına kurşun sıktı. Zaman Gazetesinin editörleri Diyanet'i Halk ile karşı karşıya getirdiğinin farkında mı? Zaman gazetesi derhal o yazıyı geri çekmelidir. http://www.dinihaberler.com/haber/zaman-gazetesinin-editorleri-uyuyor-mu-25553.html# 1995 de Tansu Çiller tarafından Dünya Bankası ile bir gizli protokol imzalandığını (GATS), IMF yardımlarının bunun için geldiğini, bu nedenle ülkemizde bütün kamu hizmetlerinin piyasaya devredilmekte olduğunu, aynı sebeple Din Hizmetlerinin (Diyanet in) de piyasacı sisteme uyarlanacağını, DİB in kapatılacağını, camilerin kilise modeli işletmeye dönüşeceğini, büyük bağış alanların ayakta kalabileceğini, bu yolla papazlar gibi bir elit ruhban sınıf yaratılacağını, halkı camiye bağış/vergi vermeye zorlayan din bezirgânları tayfası doğacağını, halkımız bilmiyor Parasını ödemediği camide namaz kılamayacak, parası kadar Müslüman olunacak da diyebilirsiniz. Yeni anayasada güvenceye alınacak olan rejim budur; paran kadar eğitim, paran kadar sağlık, paran kadar ibadet Kimse buna itiraz edemesin diye, bir daha darbe olmasın numarasıyla hukuk sistemi değiştiriliyor. Halkı ruhban sınıfının mali baskısından korumanın laiklik olduğunu, laik rejim sayesinde kimseye para vermeden ibadetini özgürce yapabildiğini, halkımız bilmiyor. Laiklik din düşmanıdır

diye uydurmuşlar, öyle de gidiyor. Avrupa, kilisenin mali baskısından kurtulup laik rejime geçebilmek için kaç yüz yıl mezhep savaşları yaşadı! Eser Karakaş ve taifesi (soyadına bakarak Karay taifesi olabilir diyorum) kendini yaşatamayan camilerin kapanacağını biliyor. Kimse bunları görmüyor mu diye sormayın, kaç yıl sonra kaç cami ayakta kalacak hepsini bilirler, bunların matematiği CİA enstitülerinde yapılmıştır. Bütün bunları anlamayalım diye önce okullarda Matematik müfredatını yok ettiler. Şimdi, Fen ve Kültür dersleri olmayan Din Okulları sistemi getiriyorlar, şimdilik adına İmam Hatip diyorlar, oysa bütün liseler uçtu bile. Hatta kafa karıştırmak için, kültür derslerinin adını laik dersler koydular. Laikliğin ne olduğunu asıl DİB kapandığı zaman anlayacak halkımız. Diyanet İşleri Başkanlığında çalışanların neden şimdiden diğer bakanlıklara dağıtıldığını da düşünelim artık. Şimdi hazırlanan anayasada laiklik kavramı boşuna değiştirilmiyor; Devlet bütün dinlere eşittir diye bir ifade var, bütün dinlerin ve mezheplerin kendini yayma faaliyetlerine devlet karışmazmış, buymuş laiklik. Asla, bu değildir. Kafa karıştırıyorlar. Devlet halkını korumaktan geri durup, halkını her dinden tefeci ruhban sınıfıyla karşı karşıya getirecek, bunu istiyorlar. Bütün dinlere eşitlik, dinlerle diyalog, inanç sektörü, gönüllü diyanet vergisi, sonra gönüllü şeriat hukuku, derken camisiz kalacağımızı, teokratik diktatörlükte boğulacağımızı bilmiyor halkımız Eser Karakaş ın yazdığı Zaman Gazetesinin bugüne kadar neden bedava dağıtıldığını da bilmiyor halkımız. Kim kime bedava neyi veriyormuş, lütfen iyice bakın Editörün yazıyı geri çekmesi onların hedefinin bu olduğunu ört bas edecek mi? Not: Diyanetin kaldırılması yönünde konuşmacılara Mümtazer Türköne de katılmıştır. Anlaşılan eğitim piyasası yaratırken bu işin basın ayağında çalışanlar Zaman gazetesinde görev yapmaktadırlar. 15.6.2012 Gazeteci Şükran Soner e Destek Merhaba Sevgili Şükran Hanım, Az önce sizi ekranda izledim. Programcı hanımın sorularına cevap verirken, o kadar adamın karşısında karşı tek başınıza oradaydınız, bravo dedim. Hep bir ağızdan dedikleri şu; Kürtçe eğitim, ana dilde eğitim... Bu konuda tarihte ne yaşanmış, bir dil nasıl bilim-eğitim dili olur, buna kafa yordum. Tarihte hiç bir devlet kendi başına bir kabile/kavim kendini devlet ilan ederek var olmamış, mutlaka Roma üzerinden gelen yağmacı saldırılar sırasında bir araya gelebilenler birleşip ordu kurmuşlar ve bu bileşik orduya baş olanın adıyla da devlet kurmuşlar. Kurulan devletin dili, o coğrafyada kullanılan bilim-eğitim ve sanat dili, ORTAK DİL olduğu için, resmi iletişim dili olmuş. Kürtlerin tarihte devlet dili FARSÇA idi, Selçuklu döneminde Türklerin de devlet dili oydu. Osmanlı Arapça karıştı içine, o da kendi halkının ana dili değildi. Sorun şu, ilk defa Cumhuriyetle birlikte Türkçe ortak bilim-sanat-edebiyat dili, yani devlet dili oldu. Türkülerimiz bile hala sanat sayılmıyor, Halk Müziği diye ayrı adı var, ama türkücülere pekala sanatçı diyoruz!!! Kürtlerin tarihte devlet dili MÖ.500'de de Farsça idi, AKMENİD'lerin ve MED'lerin devlet dili Farsca idi. İkisi de Oğuzoğludur, bunlar KARUŞ, KUROŞ, KURET hanedanıyla yönetilen Oğuzlu devletiydiler. 1.Artemis'in babası 2.Kuret (Karuş/Kuroş) adından biliriz bu devleti. İranlılar kendi tarihlerini ona dayandırırlar. Oysa biz KURUŞ adlı paramızda bile onun adını yaşatıyoruz.

Para egemenliktir bilirsiniz. Parasında BUĞDAY vardı, ortasında delik (güneş) vardı, Şamani idiler. Biz şimdi Kuruş'tan buğdayı attık, tarihle bağlarımızı kestik, adını zaten hiç öğrenmemiştik. Kürtler bu saatten sonra KIRMANC yada SORANİ aksanıyla yeni bir devlet dili hiç üretemezler, boşa çabaları, sadece daha fazla bölünmeye giderler. Zazalar, Sasani ve Şamanidirler, Alevi kültürüyle çok daha ileri dile sahip oldukları halde onlar da ayrı dilde eğitim dedikleri anda dibe otururlar, ki istenen de bu olsa... Mevlana İran'da Fars şairi diye okutuluyor, bu nedendir? Oysa, Selçukluda devlet dili Farsça idi, hepsi bu. Bugün İran'da binlerce Türkçe konuşan (Azeri, Şirazlı vb) insanın devlet dili Farsçadır, İran Kürtlerinin de öyledir. Bunları bir de mezheplerine göre ayıracaklar ki, o zaman Zazalar tümden kopar. Biraz antik tarih çalıştım. Akmenid Karusi devleti MÖ.535'de Babil'den ve tüm Anadolu'dan 2.defa Yahudi bankerleri köle tacirlerini kovaladılar attılar. KÜRT adı onlardan beri Yahudi tefecilerini korkutur, o nedenle ABD büyük lobisi asla Kürtleri bir devlet olarak tutmak istemeyecektir. Biraz Kemalizm yutmuş kesimi de şimdi tırpanlıyorlar, geriye kalandan Kürt Şeriat kabileleri kalır, AKP buna aracılık ediyor. Gazeteci Can Ataklı ya. Sevgili Ataklı, ekranda sizi izledim, Zaman gazetesi yazarlarıyla karşı karşıya idiniz. Onlar, başbakan gibi Suriye Osmanlı toprağı idi, hasretimiz onadır; bunu demeye getiriyor. Cevabınıza şunları ekleyiniz. Birilerinin hasretinde Suriye'nin de 36.paralelden kesilip Barzani'ye Akdeniz'e ulaşan katırkervanı yolu yapmak var. Bu hasret Osmanlı hasretiymiş gibi yanıltma yapıyor başbakan. Eskiden bütün ticaret yolları Roma'ya çıkarken katır kervanına kovboyluk edenlere Ekustriani Şövalyeleri denirdi. Geçtikleri yollara kilise yaparlardı. Başbakanımızın kilise açma hasretlerinin de beraber zuhur etmiş olması manidardır. Bakınız, her mahalleye Din Okulları açılıyor, açılanlar İmam Hatip değildir, yanılmayın, her dinin dersini seçmeli almak var orda. Buna bağlı olarak; Bakanlıkta yeni açılan dairenin adı Din Öğretimi Genel Müdürlüğüdür! İnanç sektörü yaratmaya "serbestlik" diyorlar. Sözcüleri Mümtazer Türköne ve Eser Karakaş gibi Zaman gazetesi yazarlarıdır. Onların karşısına çıktığınızda sorun; çok demokrat olduklarından mı "Diyanet kaldırılsın" diyorlar? Bütün Hıristiyan ve Müslüman tarikatlar, mezhepler ve cemaatler ağzını açmış karganın ağzından peynirin düşmesini bekliyor... Serbestçe vergi-bağış toplamak için mali denetime tabi Deniz Feneri kurmak zorunda kalmayacaklar. Yeni anayasada laik devlet tanımına baktınız mı? "Devlet bütün dinlere ve MEZHEPLERE eşittir" diyor... Din ve ticaret birlikte serbest olacak Ticaret yollarına kiliselerin yapılması değil miydi haçlı seferleri... Şimdi Kudüs'te ballar akan sokaklar yerine petrol fışkıran kuyulara kavuşma hasretleri var. Hasretleri o hasret... Bizim de Selahattin Eyyübilere, Kılçarslanlara, Emir Doğan Beylere, Hüseyin Avni Doğan Paşalara, Miralay Tabip Mehmet Arif Fincilere ve Mustafa Kemal Atatürklere hasretimiz var!.. Mahiye Morgül / 4.7.2012