Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 47, Haziran 2017, s. 26-30 Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date Yayınlanma Tarihi / The Publication Date 29.03.2017 15.06.2017 Doç. Dr. Mari BARSAMYAN Marmara Üniversitesi, Atatürk Eğitim Fakültesi, Müzik Eğitimi mari.barsamyan@marmara.edu.tr EĞİTİM FAKÜLTELERİ MÜZİK EĞİTİM PROGRAMLARINDA YER ALMAYAN KORREPETİSYON DERSİ İLE EŞLİK ÇALMA DERS İÇERİKLERİNİN İNCELENMESİ Öz Bilindiği gibi, 1998-1999 Eğitim-Öğretim yılına dek, bağımsız birer bölüm olarak eğitimlerini sürdüren Müzik Eğitimleri Bölümleri, bu ders yılında itibaren Müzik ve Resim Bölümlerinin birleştirilmesi ile Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü çatısı altında Anabilim Dalı olarak Eğitim ve Öğretimlerini sürdürmektedirler. Bu program, 1997 yılında yürürlüğe girmesine rağmen 2006 yılında YÖK ce onaylanmıştır. Ancak, 1998 den önce Müzik Bölümü Programlarında var olan Korrepetisyon dersi, yenilenen ders programında yer almamıştır. Yeni programa eklenen Eşlik Çalma ise, Müzik Bölümü öğrencilerine öğretmenlik mesleğinde derslerde işleyecekleri şarkı, türkü ve marşları çok sesli çalabilme yöntemlerini öğreterek eşlik partisi yazma ve çalma becerisini kazandırma amacına yöneliktir. 1998-1999 öğretim yılında uygulanmaya başlayan yeni programda eklenen dersler, programda var olan derslerin programdan kaldırılması, haftalık ders saati dağılımlarında da değişimler söz konusudur. Bu çalışmada diğer Eğitim Fakülteleri Müzik Eğitimi Anabilim Dalı görüşlerini de alarak öncelikle Korrepetisyon dersinin eksikliğinin yarattığı sorunlar ve her iki dersin amaç ve önemi ele alınarak incelenmiştir. Anahtar kelimeler: piano, eşlik, deşifre
ANALYSIS ON THE CONTENTS OF THE COURSE OF ACCOMPANIMENT PLAYING AND THE COURSE OF CORREPETITION NOT INCLUDED IN THE MUSIC EDUCATION PROGRAMS OF THE FACULTIES OF EDUCATION Abstract As is known, the Departments of Music Education, which has continued to provide education as an individual department until the Academic Year of 1998-1999, have started to provide education as a unit under the roof of the Department of Education of Fine Arts upon the combination of the Departments of Music and Painting since the said year. This program became effective in 1997 but was not approved by the Council of Higher Education until 2016. The Course of Correpetition included in the Programs Music education before 1998 is however not included in the renewed course program. The Course of Accompaniment Playing included to the new program is intended to teach the students of the Department of Music the methods how to play songs, folk songs and anthems, which they will teach their student when they become teachers, in a polyphonic manner, and give them skills to write and play accompaniment parties. The new program started in the academic year of 1998-1999 includes the addition of new courses, the removal of existing courses and, the changes in the distribution of course hours. In this work, first of all, the problems caused by the lack of the course of Correpetition have been analyzed together with the purpose and importance of both courses taking the opinions of the Department of Education of Music of other Faculties of Education. 27 Keywords: piano, accompaniment, sight reading GİRİŞ Genelde Eğitim Fakültelerinde mevcut programın uygulanmasında karşılaşılan sorunlar, aksayan yönler, sempozyum, panel, çalıştay gibi etkinliklerde tartışılıp öneriler sunulur. Yükseköğretim Yürütme Kurulu nun 04.11.1997 tarih ve 97.39.2791 sayılı kararı ile Eğitim Fakültelerinde yeniden yapılanma süreci başlatılmış ve bu çerçevede 1998-1999 eğitim-öğretim yılından itibaren yeniden düzenlenen öğretmen yetiştirme programları uygulamaya konulmuştur. 5-11 Mart 2006 tarihinde Eğitim Fakültesi öğretim üyelerinden oluşan 25 kişilik bir grup ile tekrar gerçekleştirilen program geliştirme çalıştayı, yeni öğretmen yetiştirme program taslaklarını Eğitim Fakültesi dekanlıklarına göndermiştir. Oluşturulan yeni program, tüm bu işbirliği ve ortak tutum çatısı altında gerçekleşmesine rağmen, korrepetisyon dersi bu programda yer almamıştır. EŞLİK ÇALMA DERSİ 1997-1998 öğretim yılından itibaren uygulanmaya konulan Eşlik Çalma Dersi ise, piyano ile okul müziğindeki çeşitli ses ve çalgı eserleri için yazılmış eşlikli müzikleri çalma ya da doğaçlama eşlik çalışmalarını kapsar (YÖK, 1998). 2006-2007 programına göre ise okul müziği eşliklerini ve temel oda müziği repertuarlarını tanıma ve çalma (YÖK, 2006) şeklinde tanımlanmıştır. Öğrencinin teorik aynı zamanda uygulamak olan bu dersteki başarısı, pratiğe dönüştürebilir temel armoni bilgisi yeterliliği ile birlikte piyano çalma düzeyi ile doğru orantılı olarak gelişme göstermektedir. Dersin eğitmeni olan öğretmen, Eşlik Çalma eğitiminde edinmiş oldu-
ğu birikimleri derslerde işlediği okul şarkıları, türkü ve marşlardaki ana ezgiyi destekleyecek şekilde armonik niteliğini ortaya çıkararak çok seslendirebilmektedir. Bu şekilde genelde önem verilmeyen müzik derslerinde öğrencinin derse olan ilgisinin arttığını öğretmenlik uygulamalarında gözlemlemekteyiz. KORREPETİSYON SANATININ TARİHÇESİ Eşlik edeni, genellikle solistle birlikte çalan, XVII. y.yıla dek kendi parçası geri planda kalan, XVII. y.yıl sonrasında ise soliste eş değer konuma geçen yorumcu olarak tanımlayabiliriz. Eşliğin 4 farklı kullanım alanı: a) ses b) çalgı c) Koral d) dans eşliğidir. Korrepetitörü ise, tam bir müzik temeli olan, vokalistler ve enstrümantistler veya oda müziği gruplarının seçtikleri eserleri yorumlamak için hazırlayan, onlara tavsiyelerde bulunan piyanisttir şeklinde tanımlayabiliriz. 1711 tarihinde İtalyan Christofori nin piyano icadından sonra klavyeli çalgılardaki yapısal gelişme sayesinde, daha önce yapılamayan karmaşık eşlikler yapılabilir duruma gelmiş, ezginin önderliğinde viyola ve viyolonsel sürekli bası çalarken, orta seslerde klavye kullanımıyla oluşan polifonik yapı, çağın önemli özelliği haline gelmiş, ve eşlikle sürekli basın kullanımı XVIII. yy. başına dek sürmüştür. XVIII. yy. bestecilerden Durante, Marcello, Giordani, basmakalıp Alberti Bas ve arpejleme eşlik tarzını kullanarak eşliği yeknesak hale getirmişlerse de klasik dönemde J. Haydn W. A. Mozart, L. V. Beethoven ve daha sonra F. Schubert in eserlerinde eşlik önplana çıkmış, partisyonlarda solistin sunduğu temalar yoğun bir yazı tarzı ile piyano tarafından cevaplanarak korrepetitör soliste eşdeğer hale gelmiştir. 28 XIX. yy başlarında ise klasik kompozisyon kurallarından farklı olarak şiirsel duygular ve coşkuyla öne çıkan Romantizm akımı, lied, noktürn, (nocturne), mazurka gibi serbest formları yaratmıştır. Özellikle romantik dönemde Schubert in eserleri vokal müziğin gelişmesi için bir başlangıç noktası teşkil eder. Schubert te bir müzikal ifade bulmayan hiçbir insancıl duygu yoktur. Onun liedlerinde sevgilinin sabırsızlığı (Ungeduld), kalbin bir posta arabası ritmi gibi çarpması (Diepost), umutsuzluğun sesleri (Der erlkönig) gibi yüzlerce farklı duyguya rastlayabiliriz. Schubert in (1797-1828) eserleri eşlik edilen vokal müziğin büyümesi için bir başlangıç noktası teşkil eder. Onun başlattığı eşlik tarzı kendinden sonra gelen R. Schumann (1810-1856) daha güç eserler besteleyen J. Brahms (1833-1897), J. Strauss (1804-1849), G. Faure (1845-1924) ve karmaşık armonizasyon lied tarzı ile ünlü Hugo Wolf la (1860-1903) çok daha ileriye taşınmıştır. XX. y.yılda ise korrepetitörler, ünlü solistlere eşlik ederek konser piyanisti kadar ünlü olmuşlardır. İngiliz Gerald Moore ve Hollandalı (Coenread Valentyn Bos gibi eşlikçiler, soliste karşı hassas tutumları, bestecinin amacına uygun yorumlama güçleri ve zarif akıcı eşlikleriyle ünlü solistlerle çok başarılı etkinlikler düzenlemişlerdir. Görüldüğü gibi eşlik sanatının, çağlardan bu yana yeni stil arayışlarıyla gelişmeler kaydederek günümüze ulaştığını ifade edebiliriz. Korrepetisyon Dersinin İşlevselliği 1) Öğrencinin birlikte çalma becerisini geliştirir. 2) Öğretmenin de yardımıyla seslendirdiği eserin dönem özelliklerini de yansıtarak yorumlamayı öğrenir. Örneğin; Barok döneme ait eserlerdeki ritm sabitliğine karşın romantik dö-
neme ait bir eserde, bazı ölçülerde özgür ritmde (rubato) çalınması gerektiğini eşliğin yardımıyla yerleştirebilir. 3) Eserin armonik yapısı ve formunu çözerek seslendirmesi, yorumunun gücünü arttırır. 4) Intonation sorununu eşlik partisini duyarak düzeltme imkanı bulur. 5) Genelde solistte duyulan ana tema ve temaların solist-eşlik paylaşımını izleyerek eşlik partisinin soliste cevap bölümlerinde hafif çalarak eşlik partisini öne çıkarıp eserin akıcılığını ve bütünlüğünü sağlamış olur. KORREPETİTÖRDE BULUNMASI GEREKEN ÖZELLİKLER 1) Korrepetisyon sanatının gelişeceği temeli oluşturmak için, müzik bilgisinin çok gerekli olduğu tartışılamaz. Birlikte çalmada ilk basamak, yorumlanacak her eserin tam olarak anlaşılması için korrepetitörün çalışacak eserin dönem özelliklerine vakıf olarak müzik şekilleri ve armonik alt yapı bilgisiyle de seslerde yükseliş ve inişleri (ses yoğunluğu) belirleyerek soliste aktarılabilmesidir. 2) Çalgısına teknik ve müzikal anlamda hakim olmalıdır. 3) Korrepetitörün kendi partisyonuyla birlikte solistin partisini de takip edebilmesi için, ilk görüşte çalma yetisinin gelişmiş olması gerekirken, solistin ses rahatsızlığından dolayı tiz sesleri çıkarmama durumlarında ise eseri rahat söyleyebileceği tona aktarabilmelidir. 4) Beraberliğin güçleştiği eser bölümlerini yerleştirene dek tekrar ettirirken sabırlı olmalıdır. 5) Konçerto formunda bir esere eşlik ederken orkestra partisinin piyanoya uyarlandığı zor pozisyonlarda eserin ana fikrini bozmadan eşliği kolaylaştırabilmelidir. 6) Korrepetitörün içsel müzik hissi, gerek sola çalgının sesiyle, gerekse vokal sesiyle kaynaşmalıdır. Bunu şu örnek çok güzel doğrulamaktadır: Rus besteci ve piyanist S. Rachmaninoff, bas Shalyapin e eşlik ediyordu. Shalyapin bu çalışmalar hakkında anılarını şöyle ifade etmiştir: Şunu belirtmem gerekir ki, Rachmaninoff piyanoda bana eşlik ederken sanki ben değil, biz şarkı söylüyorduk. (Kazaçkov, 1990: 253-254). 29 SONUÇ VE ÖNERİLER Şüphesiz müzik eğitiminde niteliğin artırılmasının koşulu, sisteme nitelikli öğretmen girdisini sağlamaktır. YÖK, öğretmen gereksinimini karşılamak adına yeterli ve nitelikli öğretim kadrosunu göz ardı ederek çok sayıda Eğitim Fakültesi açmıştır. Gerçekte Eğitim Fakülteleri Müzik Eğitimi Anabilim dallarının ana hedefi, ilköğretim ve orta öğretime yönelik genel müzik eğitiminin hedeflerine uygun olarak başta ders içi olmak üzere ders dışı, okul içi ve okul dışındaki tüm müzikal etkinlikleri verimli ve etkili bir şekilde yürütebilecek müzik öğretmeni yetiştirmek olmalıdır (Bilgin, 1998: 29). Bu açılardan ders içeriklerinde yapılan inceleme sonucunda, gerek Korrepetisyon (eşlikli çalma) gerekse Eşlik Çalma dersleri öğretmen yetiştiren müzik eğitim programlarında yer alması gerekli önemli dersler olduğu sonucuna varılmıştır.
Artı Türkiye de Müzik Eğitimi Anabilim Dalları, lisans eğitiminin yanısıra, Yüksek Lisans eğitimi de vermektedirler. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Öğretmenliği Anabilim Dalı na her yıl 10 Yüksek Lisans öğrencisi giriş yapmaktadır. Yaylı, nefesli ve şan anadal öğrencileri çoğunlukla Yüksek Lisans eğitim programında seçmeli ders alarak yeralan Oda Müziği dersini tercih etmektedirler. Akademik kariyer hedefleyen bu öğrencilerin birlikte çalma-söylemede piyano eşliğinden yoksun kalmaları, gelişimlerini önemli ölçüde engellemektedir. Konservatuarlarda 8 yarıyıl boyunca haftada bir saat görülen korrepetisyon dersinin Müzik Eğitimi Anabilim Dallarında öğrenci yoğunluğundan dolayı, bir saati üç öğrenciye paylaştırarak programa tekrar alınmasının uygulamaya geçirilmesiyle müzik eğitiminin bu alanına olumlu katkılar sağlanacağına olan inancım tamdır. KAYNAKLAR Adler, K. (1965). The art of Accompaying and Coaching (Minnesota Archieve Editors) January 1. Bilgin, S. (1998). İlköğretim Okullarının 2. Kademesinde Müzik Eğitiminde Kullanılan Şarkıların Gazi Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü Çıkışlı Müzik Öğretmenleri Tarafından Piyano ile Eşliklenmesi. Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Ankara. Kazaçkov, 1990, s.253-254. Yurga, C. ve Kaya, Z. (2009). 8. Ulusal Müzik Eğitim Sempozyumu, 19 Mayıs Üniversitesi, Samsun. Yüksek Öğretim Kurulu (1998). Cumhuriyet Döneminde Öğretmen Yetiştirmenin Tarihi Gelişimi ve Eğitim Fakülteleri Öğretmen Yetiştirme Programlarının Yeniden Düzenlenmesi ile İlgili Rapor, Ankara. (Bölüm 6.1.2, s.46) 30 Yüksek Öğretim Kurulu (2006). Eğitim Fakülteleri Araştırması. YÖK Yayını, Ankara.