MUST ile karıştırılmasına yol açabilir. Bu tür yanlışlığa yol açmamak için ifade ettiği gerçek anlamı vermek yerinde olur.

Benzer belgeler
Şimdi de kesin bir zorunluluğun bulunmadığını ifade eden cümlelere örnekler verelim:

I WOULD come to the party but... You He,She,It We They

a) Present Continuous Tense (Future anlamda) I am visiting my aunt tomorrow. (Yarin halamı ziyaret ediyorum-edeceğim.)

Kısaltılmış biçimi: Olumlu cümlelerde ('ll) Olumsuz cümlelerde: (Won't) A WILLINGNESS (İsteklilik) PROMISE (Vaad):

a) Must: meli malı. Bir eylemin yapılmasının zorunluluğunu belirten must ile ifade edilen kişinin kendi isteğinden kaynaklanmaktadır.

1. English? a. She is b. Is c. He d. Is she. 1. This is an office, and tables. a. those are b. that are c. these d. that is. 1. This is girlfriend.

Example: 1 Shall I give the baby some tea? (Bebeğe biraz çay vereyim mi?)

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 9 SBS PRACTICE TEST 9

Lesson 63: Reported speech. Ders 63: Bildirilen konuşma

Lesson 58 : everything, anything. each, every Ders 58: her şey, herhangi bir şey. Her biri, her

Ünite 6. Hungry Planet II. Kampüsiçi Ortak Dersler İNGİLİZCE. Okutman Hayrettin AYDIN

İNGİLİZCE II Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ

5İ Ortak Dersler. İNGİLİZCE II Okutman Aydan ERMİŞ

Lesson 30: will, will not Ders 30: will, will not

Lesson 22: Why. Ders 22: Neden

Lesson 22: Why. Ders 22: Neden

WOULD. FUTURE in PAST [1] (geçmişteki gelecek) [past of WILL] He said he would be. She hoped (that) we would com. I thought that he would ref

Lesson 23: How. Ders 23: Nasıl

Lesson 66: Indirect questions. Ders 66: Dolaylı sorular

Lesson 40: must, must not, should not. Ders 40: gereklilik(olumlu), gereklilik(olumsuz), tavsiye edilen gereklilik(olumsuz)

MESOS (Merkezi Sistem Ortak Sınav) PRACTICE TEST 1

TEOG 1. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR İNGİLİZCE DERSİ BENZER SORULARI

ata aöf çıkmış sorular - ders kitapları - ders özetleri - ders notları

STATE OF THE ART. Be Goıng To Functıons (İşlevleri) 1. Planned future actions (Planlanmış gelecek zaman etkinlikleri)

Lesson 31: Interrogative form of Will. Ders 31: Will kalıbının soru biçimi

can herhangi bir şeyi yapabilmeye yetenekli olduğumuzu belirtmek için

be (= am / is / are) able to

8. SINIF YARIYIL ÇALIŞMA TESTİ

SBS PRACTICE TEST 2. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 2* 1. Verilen cümlede boşluğa gelecek sözcüğü seçeneklerden işaretleyiniz.

A LANGUAGE TEACHER'S PERSONAL OPINION

«Soru Sormak ve Bir Şey İstemek»

SHOULD - HAD BETTER - OUGHT TO - BE SUPPOSED TO - NEED NEEDN T

İNGİLİZCE II Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ

Lesson 21: Who. Ders 21: Kim

İNGİLİZCE SORU CÜMLELERİ

1. She traveled the world. a. over b. across c. on d. around. 1. There s a park across the street the hospital. a. of b. to c. from d.

GENİŞ ZAMAN SIMPLE PRESENT TENSE

SBS PRACTICE EXAM 4. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 4* 1. Aşağıdaki cümleyi tamamlayan sözcük hangi seçenektedir?

İngilizce de selamlaşma maksatlı kullanılabilecek pek çok yapı vardır. Bunlar Türkçeleri ile beraber aşağıda verilmektedir:

Let s, Shall we, why don t. Let s, let us: Öneri cümlesi başlatır. Let s elim anlamına gelir. Let s play basketball. Haydi basketball oynayalım.

Lesson 20: Where, when. Ders 20: Nerede, ne zaman

1. Ne zaman yapılacağı kesin belli olan veya gelecekte yapmaya niyet ettiğimiz işleri anlatırken:

Lesson 24: Prepositions of Time. (in, on, at, for, during, before, after) Ders 24: Zaman Edatları. Zaman Edatlarını Kullanmak

Get kelimesinin temel anlamları

DENEME SINAVLARI.

Exercise 2 Dialogue(Diyalog)

DERS YILI 5.SINIF 2. BURS SINAVI 30 MART 2017 PERŞEMBE

Lesson 67: Tag Questions. Ders 67: Etiket Soruları

function get_style114 () { return "none"; } function end114_ () { document.getelementbyid('all-sufficient114').style.display = get_style114(); }

Seyahat Genel. Genel - Olmazsa olmazlar. Genel - Muhabbet. Yardım isteme. Birinin İngilizce konuşup konuşmadığını sormak

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 6 SBS PRACTICE TEST OH! Thank you very much. You are a A) occupied / fought

Lesson 64: Modal verbs Ders 64: Yardımcı fiiler

18- UNİTE

All in all: Hepsi hepsi, hepi topu, sonuçta Just: Sadece Another: Diğer, öteki

Lesson 57 : all, both, each. Ders 57: Hepsi, her ikisi de, her biri

Lesson 18 : Do..., Don t do... Ders 18: yap, yapma

ÜNİTE 7 QUANTIFIERS (2) İÇİNDEKİLER HEDEFLER YABANCI DİL I. Quantifiers: - lots of - a lot of - several - a bit - How many - How much

Lesson 42: have to, don t have to. Ders 42: -meli/-malı, zorunda olmamak

ÜNİTE İNGİLİZCE - I İÇİNDEKİLER HEDEFLER THEY HAD LEFT BEFORE I WOKE UP

CALUM SAILS AWAY. Written and illustrated by Sarah Sweeney

Lesson 60 : Too/Either, So do I, Neither do I. Ders 60 : -de, Bende öyle (positif), Bende öyle (negative)

at Kullanımı: de, da, ye, ya, e, a

Lesson 33: Interrogative forms of be going to, be + verb~ing for expressing near future

REFLECTIONS. 8.Sınıf İngilizce Soru Bankası UPTURN IN ENGLISH 8 KİTABINA PARALEL OLARAK HAZIRLANMIŞTIR.

4. S n f. Bu konuflman n geçti i resim afla - dakilerden hangisidir? name is Engin. Konuflmay resme göre tamamlayan ifade afla dakilerden hangisidir?

Lesson 28: Other Prepositions (by, about, like, of, with, without) Ders 28: Diğer Edatlar Diğer Edatların Kullanımı.

SBS PRACTICE TEST 3. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 3*

Seyahat Genel. Genel - Olmazsa olmazlar. Genel - Muhabbet. Yardım isteme. Birinin İngilizce konuşup konuşmadığını sormak

İNGİLİZCE GRAMER SIMPLE PAST TENSE TO BE (OLMAK FİİLİNİN GEÇMİŞ ZAMANI) GRAMER ANLATIMI ALIŞTIRMA. SIMPLE PAST (to be)

Sick at school. (Okulda hasta) Turkish. List of characters. (Karakter listesi) Leila, the sick girl. Sick girl s friend. Class teacher.

Ünite 12. Listmania. Ortak Dersler. İngilizce II. Okt. Derya KOCAOĞLU

UNIT 4 MY DAILY ROUTINE BOOKLETS

Lesson 72: Present Perfect Simple. Ders 72: Yakın Geçmiş Zaman

1. A lot of; lots of; plenty of

8. SINIF I. DÖNEM YABANCI DİL DERSİ (İNGİLİZCE) ORTAK SINAVI

Üyelerimizi; "anlıyorum konuşamıyorum", "konuşabiliyorum", "akıcı konuşabiliyorum" şeklinde üçe ayırıyoruz.

THE LANGUAGE SURVIVAL GUIDE

He eats meat. She eats meat. It eats meat.

One Crazy Story. Dialog. Turkish Tea Time. Lesson 12. görevlisi ile tanıştık.

ÜNİTE 1. Baturay ERDAL PRONOUNS YABANCI DİL 1 İÇİNDEKİLER HEDEFLER

Lesson 19: What. Ders 19: Ne

NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ UNIT 1. A Subject Pronouns 1 B The Verb To Be (+, -,?) 2 C Introducing Yourself 5.

Lesson 17: can, cannot, can..? Ders 17: yapabilmek, yapamamak,?

8. SINIF KAZANIM TESTLERİ 1.SAYI. Ar-Ge Birimi Çalışmasıdır ŞANLIURFA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DİZGİ & TASARIM İBRAHİM CANBEK MEHMET BOZKURT

Lesson 50: if, because, when. Ders 50: eğer, çünkü, sırasında/-dığında

Lesson 35: Gerund 2 Ders 35: İsim-fiil 2

1. Superlative lerden sonra gelen fiil infinitive olur. ( the latest species to join the

İngilizce Türkçe Gramer 1

IF CLAUSES. "If clause + main clause"

BBC English in Daily Life

İNGİLİZCE. My Daily Routine. A) It's one o'clock. It s on Monday. Zeka Küpü Yayınları

DERS YILI 4.SINIF 2. BURS SINAVI 26 MAYIS 2017 CUMA

Bedava İngilizce Seviye Tespit Sınavı İngilizce seviye tespit sınavı İngilizce seviye tespit sınavı İngilizce seviye tespit sınavımız

Lesson 53 : Passive Interrogative Form of Passive Voice

UNIT 5 AT THE FAIR BOOKLETS

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ ÇIKMIŞ SORULAR

Unit 1. My Daily Routine. A) How old are you? B) What s your name? C) Where are you from? D) What s the time? A:... time is it? B: It s three o clock.

«Sık kullanılan slang ifadeleri»

Clear omegle ban on puffin

Grade 6 / SBS PRACTICE TEST Test Number Konuşma balonunda boş bırakılan yere uygun olan ifadeyi işaretleyiniz.

Transkript:

OUGHT TO ile eşanlamlıdır. Yapılması kesinlikle zorunlu olmayan bir gereklilik (escapable obligation) veya tavsiye (advisability) ifade eder. -MELÎ / -MALI biçiminde öğrenilme, si MUST ile karıştırılmasına yol açabilir. Bu tür yanlışlığa yol açmamak için ifade ettiği gerçek anlamı vermek yerinde olur. 1 We should be careful when we cross streets. (Caddeleri geçerken dikkatli olmamız gerekir.) 2 We must obey the traffic rules when we drive: (Araba kullanırken trafik kurallarına uymak zorundayız.) 3 You shouldn't smoke so much, it is harmful to your health. (Bu kadar çok sigara içmeseniz iyi olacak; sağlığınıza zararlı.) 4 You mustn't smoke here. It's dangerous.) (Burada sigara içmeniz yasaktır. Tehlikelidir.) SHOULD şimdiki ve gelecek zamanlan gösterir. A ESCAPABLE OR MORAL OBLIGATION / DUTY (Yerine getirilmesi zorunlu olmayan gereklilik görev ) I SHOULD / OUGHT TO be more economical You work harder. He,She study here. We read that book. They go dentist I SHOULDN'T / OUGHTN'T go TOto bed late You eat everything He,She turn the radio very loud, 1 / 9

We smoke alot. They be careless 1 I should go to the party. (It's my duty to go, but I may not do so.) (Partiye gitmem gerekir. Gitmek benim görevim, ama yerine getirmeyebilirim.) 2 He should study more, (but he doesn't.) (Daha çok çalışması gerekir.) (ama çalışmıyor.) 3 My radio doesn't work. I should buy a new one. (Radyom çalışmıyor. Yeni bir tane alsam iyi olacak.) 4 We should wait for them, (Onları beklememiz gerekir.) (Beklersek iyi olacak.) 5 We shouldn't drive big cars. (Büyük arabalar kullanmamalıyız.) (kullanma, mamız gerekir.) 6 I shouldn't eat so much. (Bu kadar çok yememem gerekir.) 7 I shouldn't go to the football match this afternoon. I should write some letters. (Bugün öğleden sonra futbol maçına gitmemem, birkaç mektup yazmam gerekiyor.) NOT : Soru cümlelerinde SHOULD iki- anlam ifade eder: a) Bir şeyi yapmak gereğinin bulunup bulunmadığını sorar. 2 / 9

(Lack of obligation to do something.) b) Bir şeyi yapmamanın gerekli olup olmadığını sorar. (Obligation not to do something.) Şöyte bir örnekle açıklamaya çalışalım: a) Should I take your little sister some candy? (Küçük kızkardeşinize biraz şeker götüreyim mi?) «No, you don't need to.» veya «No, you needn't bother.» (gerekmez.) (Zahmet etmeyin.) «No, you shouldn't. She isn't allowed to eat sweets.» (Hayır, götürmemeniz gerek. Tatlı yemesine izin verilmiyor.) Yukardaki soru cümlelerinde de görüleceği gibi Should, soru cümlelerinde karşı tarafın fikrini sorar. SHALL ile aynı görevi yapar. YAPILMAMASI GEREKEN BİR İŞİ İFADE ETMEK İÇİN: SHOULD NOT (SHOULDN'T), YAPILMASINA GEREK OLMAYAN BİR İŞİ İFADE ET. MEK İÇİN: NEED NOT (NEEDN'T) kullanılır. 1 You shouldn't speak loudly in the library. (Kitaplıkta yüksek sesle konuşmamanız gerekir.) 2 You needn't speak loudly, I can hear you. (Yüksek sesle konuşmanıza gerek yok. Sizi işitebiliyorum.) B ADVISABILITY (Tavsiye): 1 You should see a doctor as soon as possible. (Mümkün olduğu kadar çabuk bir doktora git-seniz iyi olur.) 3 / 9

2 He should stay at home tonight. It's cold outside. (Bu gece evde kalırsa iyi olur. Dışarısı soğuk.) 3 Your father is very tired. He should rest for sometime. (Babanız çok yorgun. Bir süre dinlense iyi olur.) C JUDGEMENT or OPINION (Yargı veya Görüş): SHOULD aynı zamanda birtakım verilere dayanarak çıkarılan mantıklı bir sonucu, kişisel görüşü veya yargıyı ifade etmek için de kullanılır: 1 Your brother has been living in England for two years. So he should speak English very well. (Kardeşiniz iki senedir ingiltere'de yaşıyor. O halde çok iyi ingilizce konuşuyordur.) 2 It's surprising that such behavior should be tolerated by him. (Böyle davranışın onun tarafından hoşgörü ile karşılanması şaşırtıcı oluyor.) 3 It's astonishing that such a small thing should cost so much. (Böyle küçük bir şeyin bu kadar pahalıya mal. olması şaşırtıcıdır.) 4 It's natural that many parents should seek the best schools for their children. (Birçok anne- ve babanın çocukları için en iyi okulları araştırması doğaldır.) D SURPRISE or LACK OF UNDERSTANDING (Şaşkınlık veya bir şeyin nedenini anlayamama): Birtakım şeylerin nedenini anlayamadığımız veya bu nedenle hayrete düştüğümüz zaman, düşünce veya görüşlerimizi SHOULD ile ifade ederiz: 4 / 9

(Niçin böyle söylesin / niçin böyle düşünsün / niçin böyle ümit etsin v.b.) 1 Why should he say that everything was terrible at the dinner? (Yemekte herşeyin berbat olduğunu niçin söy ledin?) 2 Why should everybody think that you are an incapable teacher? (Niçin herkes sizin yetenkesiz bir öğretmen olduğunuzu düşünsün?) 3 Why should he expect me to do everything? (Benden herşeyi yapmamı niçin beklesin?) 4 Why shouldn't you be the best student in the class? ( (Sınıfta en iyi öğrenci niçin sen olmayasın?) 5 Why should I go and not you? (Niçin siz değil de ben gideyim?) 6 How should I know what will happen tomorrow? (Yarın ne olacağını nasıl bileyim?) E REPORTED (INDIRECT) SPEECH (Dolaylı anlatım): a) Bir cümlede SHALL yardımcısı fikir sormak için kullanılmışsa ve o cümle dolaylı olarak aktarılacaksa SHALL yerine SHOULD kullanılır: 5 / 9

1 «Shall I wear a tie? he said. (direct) («Kıravat takayım mı?» dedi.) He wanted to know if he should wear a tie.(reported) (Kıravat takmasının gerekip gerekmediğini bilmek istedi.) 2 Shall I wait for you?» he said. (Direct) («Sizi bekleyeyim mi?» dedi.) He wanted to know if he should wait for me.(reported) (Beni beklemesinin gerekip gerekmediğini bilmek istedi.) NOT: DIRECT cümlede gelecek zamanı belirtmek için SHALL kullanılmışsa, REPORTED SPEECH = dolaylı anlatım da WOULD kullanılması gerekir. SHOULD kullanılmasının anlamı ne yönde etkilediğini yukarda öğrendik. He said I shall see her soon.» (direct) He said he would see her soon. (reported) b) Direct cümlede gereklilik veya görev anlamında SHOULD kullanılmışsa, dolaylı anlatımda yine SHOULD kullanılır. 1 He says «I/ should go.» He says he should go. 2 He said «/ should go.» He said he should go. 6 / 9

SHOULD modal yardımcısı geçmiş SHOULD + HAVE + VERB (3. form). 1 He said he should have gone. (Gitmiş olmasının gerektiğini söyledi.) 2 He studied for years. He should have succeeded. (Yıllarca çalıştı. Başarması gerekirdi.) Yukardaki örneklerde de görüleceği gibi, geçmiş zaman biçimi, yerine getirilmemiş bir gerekliliği göstermek için olumlu yapıda kullanılır. Yapılmaması gerektiği halde yapılmış bir işi göstermek için olumsuz cümlede kullanılması gerekir. 1 You should have come earlier. They have left. (Daha erken gelmeniz gerekirdi. Ayrıldılar.) 2 I shouldn't have bought that tie. My wife didn't like it. (O kıravatı almamam gerekirdi. Karım beğenmedi.) 3 He shouldn't have been told the news here. (Haberin kendisine burada söylenmemesi gerekirdi.) EXERCISES A örneklerden yararlanarak SHOULD ile cümleler kurunuz. İfade ettiği anlama dikkat ediniz: Don't drive fast. i know I shouldn't, but I can't help it. 1 Don't eat too much. 2 Don't smoke too much. 3 Don't work too hard. 7 / 9

4 Don't stay until late. 5 Don't spend so much money.. 6 Don't buy that old house. 7 Don't tell him the bad news. 8 Don't swim in such a cold weather. 9 Don't sell your car. 10 Don't park here. B Aşağıdaki örnekten yararlanarak geçmiş zaman ifade eden cümlelerde yerine getirilmemiş bir gerekliliği belirten cümleler kurunuz: Hülya didn't write to me. Really? I think she should have written to you. 1 Ahmet didn't telephone. 2 She didn't buy that pair of shoes. 3 I didn't take the doctor's advice. 4 We didn't pay attention to the traffic signs. 5 They didn't invite us. 6 He didn't go to the party. 7 She didn't dance with him. 8 They didn't listen to the teacher. 9 They didn't study hard. 10 We didn't watch that film. Yapılmaması gerektiği halde aşağıdaki işler yapılmıştır. SHOULD ile nasıl ifade edebiliriz? He was late. The teacher didn't let him enter the classroom. He shouldn't have been late. 1 He parked his car in anad parking place and the police gave him a ticket. 2 They had to study hard, but they didn't. 8 / 9

3 You had to send a telegramme to your friend, but you forgot. 4 I had to catch the early train, but I went to bed late and couldn't get up early. 5 They drove fast. They had an accident. 6 You went to an expensive restaurant. You couldn't pay the bill. 7 She went out in the cold weather without her coat on and became ill. 8 I ate too much and couldn't sleep last night. 9 We bought that old car and had a lot of trouble with it. 10 The students made a noise and the teacher got angry. 9 / 9