Sunulan Bildiriler Presented Proceedings

Benzer belgeler
TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Bin Yıl Kalkınma Hedefleri Açısından Türkiye de Çalışma Yaşamında Kadınların Durumu

İşgücü Piyasasında Gelişmeler: Döneminde Kadınlar ve Erkeklerin İstihdamı ve İşsizliği Ne Yönde Değişti? 1

Ekonomik Rapor Kaynak: TÜİK. Grafik 92. Yıllara göre Doğuşta Beklenen Yaşam Süresi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /

Araştırma Notu 17/212

tepav Nisan2011 N DEĞERLENDİRMENOTU 2008 Krizinin Kadın ve Erkek İşgücüne Etkileri Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Ağustos 2016

AYLIK İSTİHDAM DEĞERLENDİRMELERİ

BALIKESİR SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ

TİSK İŞGÜCÜ PİYASASI BÜLTENİ YILLIK 2014 (SAYI: 32)

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Eylül 2016

BALIKESİR SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

BALIKESİR SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ

ENEL HİZMETLER İŞÇİLERİ SE

İKİ AYDA 500 BİN YENİ İŞSİZ Krizin Tahribatı

Kadın işçiler. Dr. Nilay ETİLER Kocaeli Üniversitesi

Mevsimlik Çalışma Arttı, İşsizlik Azaldı: Nisan, Mayıs, Haziran Dönemi

Siirt İli İşgücü Piyasasında Nitelikli İşgücü İhtiyacı ve Mesleki Eğitim by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2006 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2007 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

TİSK İŞGÜCÜ PİYASASI BÜLTENİ YILLIK 2015 (SAYI: 36)

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2011 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ 2006 NÜFUS VE KONUT SAYIM SONUÇLARINA GÖRE REVİZE EDİLMİŞ EKİM 2004 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI.

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2012 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2017 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2015 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2005 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ

Nitekim işsizlik, ülkemizin çözümlenemeyen sorunları arasında baş sırada yer alıyor.

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2008 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

İşsizlik Dikiş Tutmuyor İşsizlikte Kriz Günlerine Dönüş

Araştırma Notu 18/229

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2010 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2016 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

TARIM DIŞI İŞSİZLİK ARTIŞTA (Temmuz Ağustos - Eylül)

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2014 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2009 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2013 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

Araştırma Notu 16/195

İŞGÜCÜ PİYASALARINDA MEVSİMLİK ETKİLER AZALIYOR

En çok sanayi sektöründe çalışan kadınlar iş yaşamından çekilip evine dönüyor 1

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TARİHİ REKOR İŞSİZ SAYISI 7 MİLYONU AŞTI! HALKIN DERDİ BAŞKANLIK DEĞİL İŞSİZLİK!

İSTİHDAM VE İŞGÜCÜ PİYASASI RAPORU

ÇALIŞMA HAYATINDA KADINLAR: DAHA ÇOK ÇALIŞIYOR, DAHA AZ KAZANIYOR

ASIL KRİZ İŞSİZLİKTE! Geniş Tanımlı İşsiz Sayısı 7 Milyona Yaklaştı

Kayıtdışı İstihdama Dair Yanıtlanmayı Bekleyen Bazı Sorular

Araştırma Notu 16/192

İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU- EYLÜL 2018 İŞSİZLİK TIRMANIYOR. Gerçek İşsiz Sayısı 6 Milyon. İşsiz Sayısı Bir Yılda 192 Bin Arttı

TARIMSAL İSTİHDAMA DAİR TEMEL VERİLER VE GÜNCEL EĞİLİMLER

KRİZ İŞSİZ BIRAKIYOR

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

ANADİL AYRIMINDA İŞGÜCÜ PİYASASI KONUMLARI. Yönetici Özeti

KRİZ ÜÇ KOLDAN SARSIYOR ENFLASYON-KÜÇÜLME-İŞSİZLİK


İŞSİZLİKTE PATLAMA!: AKP İşsizlikle Mücadelede Başarısız!

Grafik 9 - Lise ve Üzeri Eğitimlilerin Göç Edenler İçindeki Payları. Kaynak: TÜİK, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi

ULUSAL ÖLÇEKTE GELIŞME STRATEJISINDE TRC 2 BÖLGESI NASIL TANIMLANIYOR?

İşsizlik İstikrarlı Biçimde Yükseliyor! Son 10 Yılın En Yüksek İşsiz Sayısı

Araştırma Notu 14/163

Türkiye Nüfusunun Yapısal Özellikleri Nüfus; 1- Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Genç (Çocuk) Nüfus ( 0-14 yaş )

T.C. KALKINMA BAKANLIĞI İŞGÜCÜ PİYASASINDAKİ GELİŞMELERİN MAKRO ANALİZİ

İŞGÜCÜ VE İSTİHDAM Demografik Fırsat Penceresi

3. Emek Piyasası. Grafik-3.1: İşsizlik Oranları (yüzde)

GENÇ, KADIN ve ÜNİVERSİTE MEZUNU İŞSİZLİĞİNDE VAHİM TABLO!

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Nisan 2014, No: 90

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz

TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM

İşsizliğin Önlenemeyen Yükselişi: Son Beş Yılın Zirvesi

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim

TRC2 BÖLGESİ NDE İŞSİZLİK ORANI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

İŞSİZLİKTE TIRMANIŞ SÜRÜYOR!

1. SOSYAL SERMAYE 1. (1) (2) 2. (3). (4) 3. (5) (6) 4.

2014 OCAK AYI İŞSİZLİK RAPORU

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Aralık 2017 İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU- AĞUSTOS 2018 MEVSİM ETKİLERİNDEN ARINDIRILMIŞ İŞSİZLİK ARTTI, İSTİHDAM DÜŞTÜ

TÜRKİYE DE İŞGÜCÜ PİYASASI ve İSTİHDAMIN YAPISI STRUCTURE OF LABOUR FORCE MARKET AND EMPLOYMENT IN TURKEY

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 72

İŞSİZLİK HIZLA ARTARKEN İSTİHDAM ARTIŞI YETERSİZ KALDI

EKONOMİK GÖSTERGELER

Araştırma Notu 11/111

Araştırma Notu 14/173

ÇALIŞMA EKONOMİSİ II

Ekonomik Rapor Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği / 85

TÜRKİYE İŞSİZLİKTE EN KÖTÜ DÖRT ÜLKE ARASINDA

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran

Araştırma Notu #011. Seyfettin Gürsel *, Selin Pelek. Yönetici özeti

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Türkiye, OECD üyesi ülkeler arasında çalışanların en az boş zamana sahip olduğu ülke!

TOPLUMSAL CİNSİYET TOPLUMDA KADINA BİÇİLEN ROLLER VE ÇÖZÜMLERİ

İSTİHDAM SEFERBERLİĞİ LAFTA KALDI: İSTİHDAM ARTIŞI YAVAŞLADI

GENİŞ TANIMLI İŞSİZLİK 6 MİLYONA YAKLAŞTI!

KAYIT DIŞI İSTİHDAM ARAŞTIRMASI 2011

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim

TİSK İŞGÜCÜ PİYASASI BÜLTENİ NİSAN 2013 (SAYI: 23) I. SON BİR YILDA İŞGÜCÜ PİYASASINDAKİ GELİŞMELER (OCAK 2013 İTİBARİYLE) a. İŞGÜCÜ KOMPOZİSYONU:

TİSK İŞGÜCÜ PİYASASI BÜLTENİ NİSAN 2014 (SAYI: 28) I. SON BİR YILDA İŞGÜCÜ PİYASASINDAKİ GELİŞMELER (OCAK 2014 İTİBARİYLE)

2014 YILI BİRİNCİ VE İKİNCİ ÇEYREK İŞSİZLİK RAPORU

Transkript:

Sunulan Bildiriler Presented Proceedings

TRB1 BÖLGESİNDE (Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli) KADINLARIN İŞGÜCÜNE KATILIMI VE BELİRLEYİCİLERİ WOMEN'S PARTICIPATION IN LABOUR FORCE AND ITS DETERMINANTS IN TRB1 REGION (Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli) Şeyda Korkmaz 1, Bayram Güneş 2 Bu çalışmada, gelişmekte olan ülkelerin büyük bölümünde önemli bir sorun olarak yer alan kadınların işgücüne katılımı ve bunun belirleyicileri, toplumsal cinsiyet eşitliği bağlamında, TRB1 bölgesi temel alınarak incelenecektir. Kadınların işgücüne katılımında etkili olan pek çok unsur söz konusudur. Bunlar ülkelerin sahip oldukları sosyo-kültürel veya ekonomik yapılarından kaynaklı nedenlere bağlı unsurlar olduğu gibi kadınlara ait demografik özelliklerden (eğitim düzeyi, yaş, medeni durum vb.) kaynaklı nedenler de olabilmektedir. Aynı zamanda bir ülkede bölgeler arasında da kadınların işgücüne katılımında etkili olan farklı belirleyiciler söz konusu olabilmektedir. Genel itibariyle ülkelerin gelişmişlik ve kalkınmışlık düzeylerine göre, emek piyasasında yer alacak kadınlara ilişkin tutumlar değişim gösterebildiği gibi kadınların işgücü piyasasına katılım oranları da değişiklik gösterebilmektedir. Anahtar Kelimeler:Toplumsal Cinsiyet, İstihdam, İşgücüne Katılım Oranı This study will examine an important problem in most developing countries, namely women's participation in labour force and its determinants in the context of gender equality, based on data from the TRB1 region.there are many factors and variables that can affect women's employment rate. Those factors could be dependent on the socio-cultural and economical structure of the country as well as demographic characteristics (e.g. education level, age, marital status) of the women themselves. At the same time, there could be many other determining factors on the national level that influence the women's participation to workforce. In general, depending on the development and prosperity level of the countries, changes in the women's employment rate can be observed. Key Words:Gender, Employment, the Labour Force Participation Rate 1. GİRİŞ Toplumsal cinsiyet (gender) kavramı genellikle biyolojik cinsiyet (sex) kavramı ile karıştırılmaktadır. Oysaki her iki kavram birbirleri yerine kullanılamayacak kadar farklı anlamlar taşımaktadırlar. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bu iki kavram arasındaki farklılığı şu şekilde açıklamaktadır. Cinsiyet, kadın ve erkeğin doğuştan gelen, birbirlerinden farklı fiziksel ve biyolojik özellikleriyken, toplumsal cinsiyet, belli bir toplumun kadın ve erkek için uygun gördükleri, belirledikleri roller, davranışlar, aktiviteler ve tutumlar olarak tanımlanmaktadır. (WHO, 2014). Yine cinsiyet ve toplumsal cinsiyet kavramlarının farklılığına dikkat çeken ve sosyoloji literatüründe de yer almasını sağlayan AnnOakley'a göre cinsiyet, biyolojik yönden kadın ve erkek arasındaki farklılıkların, ayrımına karşılık gelirken, toplumsal cinsiyet, erkeklik ile kadınlık arasındaki toplumsal bakımdan eşitsiz bölünmenin karşılığı olarak kullanılmıştır. (Marshall, 1999: 98 ) Toplumsal cinsiyet, farklı kültürlerde, tarihin farklı anlarında ve farklı coğrafyalarda kadınlara ve erkeklere toplumsal olarak yüklenen roller ve sorumlulukları ifade eder. Toplumu oluşturan kadın ve erkeğe, sahip oldukları cinsiyetlerine uygun oldukları düşünülen roller biçilmektedir. Belirli bir 1 Şeyda KORKMAZ, Tunceli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İktisat Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Öğrencisi, seydakorkmaz62@gmail.com 2 Bayram GÜNEŞ, Tunceli Üniversitesi, İİBF, İktisat Bölümü Öğretim Üyesi, bayram.gunes@gmail.com

zamanda belirli bir toplumda cinsler için uygun olduğu varsayılan davranışların kültürel tanımı literatürde toplumsal cinsiyet kavramı olarak adlandırılmaktadır. Sistemsel olarak ikinci plana itilen kadın, kendisine yüklenen sorumlulukların altında insan değil toplumsal cinsiyete sahip kadın olarak rol almaktadır. Karmaşık sınıfsal, ırksal, kültürel ilişki ağları içerisinde kadın kimliği birçok alanda dezavantaj olarak görülmektedir. Kadınlar, iş hayatında, siyasal ve sosyal yaşantı içerisinde özgür bir birey olarak yaşayabilmek adına toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadele etmektedir. Bir ülkenin veya bölgenin kalkınmasında bahsedebilmek için o ülkede veya bölgede yaşayan insanların cinsiyet, din, dil, ırk ayrımı yapılmaksızın eşit şartlarda refah içerisinde yaşaması gerekmektedir. Kalkınmanın sadece ekonomik göstergelerdeki iyileşmelerden ibaret olmadığı, kalkınmanın temel göstergesinin insanların özgürlüklerinin, refah düzeylerinin, tercih haklarının artmasının ve böylece daha mutlu yaşayabilmelerinin sağlanması olduğu düşünüldüğünde, ülkelerin kalkınmaları için toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaları gerekmektedir. Son yıllarda bütün dünya ülkeleri ekonomik ve sosyal alanda kadın erkek eşitliğini sağlamak adına politikalar geliştirmektedirler. Böylece toplumsal cinsiyet kavramı son zamanların en çok tartışılan konularından biri haline gelmiştir. Türkiye nüfusu 31 Aralık 2014 tarihi itibariyle toplam 77.695.904 kişi olarak açıklanmıştır. Türkiye de ikamet eden nüfus 2014 yılında, bir önceki yıla göre 1 milyon 28 bin 40 kişi artmıştır. Erkek nüfusun oranı %50,2 (38 984 302 kişi), kadın nüfusun oranı ise %49,8 (38 711 602 kişi) olarak gerçekleşmiştir. Ülkemizde 15-64 yaş grubunda bulunan (çalışma çağındaki) nüfusun oranı 2013 yılına (%67,7) göre 0,1 puan artarak %67,8 (52 640 512 kişi) olarak gerçekleşmiştir. Çocuk yaş grubundaki (0-14) nüfusun oranı ise %24,3 e (18 862 430 kişi) gerilerken, 65 ve daha yukarı yaştaki nüfusun oranı da yaklaşık %8 e (6 192 962 kişi) yükselmiştir (TÜİK, 2015). Türkiye de kadınların işgücüne katılım oranı 2013 yılı verileri itibariyle %30,8 olarak gerçekleşmiştir (TÜİK). Dünya genelinde %50,5 ve AB genelinde %50,7 olan kadınların işgücüne katılım oranı ile kıyaslandığında ülkemizde kadınların işgücüne katılım oranının oldukça düşük düzeyde olduğu görülmektedir (World Bank Data, 2014). Kadınların işgücüne katılım oranındaki bu düşüklüğün pek çok sebebi vardır. Erkeklerde yalnızca ekonomik faktörler işgücüne katılımlarında etkili iken, kadınlarda ekonomik faktörlerin yanında, kültürel, sosyal faktörler de etkili olabilmektedir (Önder, 2013: 47-8). Bu çalışmada amaç kadınların emek piyasasındaki yetersiz temsilini, toplumsal cinsiyet olgusuyla birlikte değerlendirerek TRB1 bölgesi olarak adlandırılan ve Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli illerinden oluşan bölgenin durumunu istihdam açısından gözler önüne sermektir. Kalkınmanın temel göstergelerinden biri olarak görülen toplumsal cinsiyet eşitliği bağlamında, kadın ve erkeklerin emek piyasası içindeki durumları, eğitim, yaş, medeni durum ve çalıştıkları sektörlere göre ayrıntısıyla incelenecektir. 2. TRB1 BÖLGESİNDE KADINLARIN EMEK PİYASASINDAKİ KONUMU Bir ülkenin ekonomik ve toplumsal kalkınmasında doğrudan etkili olan işsizlik ve istihdam, ülkelerin üzerinde en çok durdukları konular haline gelmiştir. Kalkınmanın sürdürülebilmesi için şüphesiz cinsiyetler arasındaki eşitliğin sağlanmasına yönelik politikalar geliştirilmelidir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin büyük ölçüde devam ettiği gelişmekte olan ülkelerde kalkınmanın sürdürülebilmesi ve refah seviyesinin arttırılabilmesi için kadın istihdamı önem arz etmektedir. Kadınların erkekler ile eşit fırsatlara sahip olabilmeleri ile ancak kadınların istihdam oranları ve işgücüne katılım oranları artabilecektir. 2.1. TRB1 Bölgesinde Cinsiyete Göre İşgücüne Katılım Oranları Aşağıda yer alan Grafik1 de, 2004-2013 yıllarını kapsayacak şekilde, TRB1 bölgesinde kadın ve erkek ayrımı esas alınarak işgücüne katılım oranları gösterilmiştir.

Grafik 1: Trb1 BölgesindeCinsiyeteGöreIşgücüneKatilimOranlari (%, 2004-2013) 80 70 60 50 40 30 20 10 Kadın Erkek Toplam 0 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 Kadın 19,1 19 21,3 21,7 18,9 23,1 26,3 25,4 31,4 38 Erkek 70,8 67,7 64,5 64,5 68,4 71,1 70,5 72,1 69,6 70,8 Toplam 44,4 42,3 42 42,1 42,6 46,4 47,4 48,1 50 53,6 Kaynak: TÜİK 2004-2013 Hanehalkı İşgücü Anketi Sonuçları TRB1 bölgesinde toplam işgücüne katılım oranları genel itibariyle artış göstermiş ve 2013 yılında % 53,6 olarak gerçekleşmiştir. Böylece bölgenin işgücüne katılım oranı, Türkiye 2013 yılı işgücüne katılım oranı olan % 50,8 in üzerinde gerçekleşmiştir. Cinsiyete göre TRB1 bölgesine bakıldığında ise özellikle kadınlarda işgücüne katılım oranları genel olarak yıllar itibariye artış göstermiş ancak yine de erkeklerin neredeyse yarısı seviyesinde gerçekleşmiştir. Bunda, kadınlara yüklenen toplumsal cinsiyet rollerinin etkisi büyüktür. Kadınların ataerkil bakış açısından dolayı ev içi sorumlukları yerine getirmek zorunda olması, çocuk bakımı, kültürel ve sosyal faktörler nedeniyle işgücü piyasasından uzaklaştırılması, TRB1 bölgesinde cinsiyete dayalı işgücüne katılım oranlarında kendini göstermektedir. TRB1 bölgesinde, Türkiye genelinde olduğu gibi kadınların işgücüne katılım oranları yıllar itibariye artış göstermiştir. 2004 yılında TRB1 bölgesi kadın işgücüne katılım oranları % 19,1 erkeklerinki ise % 70,8 dir. 2009 yılı itibariyle TRB1 bölgesi kadın işgücüne katılım oranları erkeklerinkine göre daha hızlı artmış ve Türkiye ortalamasına yaklaşmıştır. Dahası 2012 yılı itibariyle bölge kadın işgücüne katılım oranları Türkiye geneli oranlarının üstüne çıkmıştır. Türkiye geneli işgücüne katılım oranı 2013 yılında kadınlarda % 30,8 ve erkeklerde % 71,5 olarak gerçekleşmiştir. TRB1 bölgesine baktığımızda 2013 yılında işgücüne katılma oranı kadınlarda % 38 ve erkeklerde ise % 70,8 olarak gerçekleşmiştir. Bölgede kadınların işgücüne katılım oranının ülke genelinden yüksek olmasının nedeni, kırsal kesimde yaşayan kadınların yaygın bir şekilde ücretsiz aile işçisi olarak istihdam edilmelerindendir.

Kentlerde kadınların eğitim durumları, medeni durumları ve yaşları, işgücü piyasasında yer bulmalarında kırlara göre çok daha etkilidir. Ayrıca çalışma hayatında toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri nedeniyle kadınlar aleyhine var olan ayrımcılıklar kadınları emek piyasası dışına itmektedir. Evli ve çocuk sahibi olan kadınlar ise Türkiye genelinde ücretlerin düşüklüğü nedeniyle çocuk bakımını kendileri üstlenmektedir. Kamusal alanda ve özel sektörde çocuk bakımı için yeterli derecede kreş vb. gibi alanların olmayışı ya da maliyetlerinin yüksek olması kadınların işgücüne katılım oranlarının düşük olmasında önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda gerek bölgesel dinamikler göz önünde tutularak gerekse ülke genelinde kadınların işgücüne katılımın arttırılması için yasal düzenlemelerle kreş vb, alanların arttırılması gerekmektedir. 2.2. TRB1 Bölgesinde Cinsiyete Göre İstihdam ve İşsizlik Oranları TRB1 bölgesinde ücretsiz aile işçiliği yaygın bir istihdam şekli olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca bölgede bulunan illerin farklı ekonomik dinamikleri olduğundan istihdam yaratma durumları da farklılık göstermektedir. Bu bağlamda, bu bölümde önce bölgenin genel istihdam ve işsizlik oranları hakkında bilgi verilecek olup sonrasında bölgede bulunan illerin istihdam ve işsizlik oranları ile ilgili açıklama yapılmaya çalışılacaktır. 25 Grafik 2: Trb1 Bölgesinde Cinsiyete Göre İşsizlik Oranları (%, 2004-2013) 20 15 10 5 Kadın Erkek Toplam 0 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 Kadın 20,5 16,1 13 13,2 16,1 14,8 11,6 9,9 8,1 8 Erkek 18,8 19,7 14,6 13,3 14,1 17,5 12 10,3 8,7 7,5 Toplam 19,2 18,8 14,1 13,2 14,5 16,8 11,9 10,2 8,5 7,7 Kaynak: TÜİK 2004-2013 Hanehalkı İşgücü Anketi Sonuçları TÜİK bölgesel olarak işsizlik, istihdam, işgücüne katılım vb. oranları 2004 yılından itibaren açıklamaya başladığından dolayı çalışmamızda TRB1 bölgesinde bu oranları 2004-2013 yılları arasında yorumlamaya çalışacağız. Yukarıda yer alan Grafik 2 de görüldüğü üzere 2004 yılında %19,2 olan toplam işsizlik oranı 2007 yılında %13,2 ye kadar düşüş göstermiş ancak 2008 yılı ile birlikte derinleşen küresel mali krizin etkisiyle 2009 yılında %16,8 e kadar tırmanmıştır. Toplam işsizlik oranı 2010 yılı itibariye tekrar düşmeye başlamış ve nihayet 2013 yılında % 7,7 seviyelerine kadar gerilemiştir. Cinsiyete göre işsizlik oranlarına bakıldığı zaman TRB1 bölgesinde kadın ve erkek işsizlik oranlarını genel itibariye birbirine yakın olduğu söylenebilir. Türkiye genelinde işsizlik oranına cinsiyet ayrımı yapılarak bakıldığında kadın işsizlik oranının erkek işsizlik oranından daha fazla olduğu görülmektedir. Türkiye geneli 2013 yılı işsizlik

oranı kadınlarda % 11,9 ve erkeklerde % 8,7 olarak gerçekleşmiştir. TRB1 bölgesi işsizlik oranı ise 2013 yılında kadınlarda % 8 ve erkeklerde yüzde % 7,5 olarak Türkiye geneli işsizlik oranlarının altında gerçekleşmiştir. Bu durumun temel nedenlerinden biri, TRB1 bölgesinde tarım sektöründe ücretsiz aile işçisi olarak çalışan kadınların işsizlik oranını düşürdüğü gerçeğidir. TRB1 bölgesindeki işsizlik oranı 2008 yılına kadar sürekli azalırken krizin etkisiyle birlikte 2008 ve 2009 yıllarında artış göstermiş ve 2010 yılından itibaren tekrar düşüş eğilimine girmiştir. Krizin yarattığı negatif etki ile birlikte 2008 ve 2009 yıllarında bölgede cinsiyete göre kadın ve erkek işsizlik oranları artmış ancak krizin, kadın işsizliğinde yarattığı etki erkek işsizliğinde yarattığı etkiden daha az olmuştur. Yukarıda yer alan Grafik 1 de göstermektedir ki, TRB1 bölgesinde kadınlar erkeklere göre krize tepki vermekte daha hızlıdırlar. Krizin başlamasıyla birlikte kadınların işsizlik oranındaki artış erkeklerin işsizlik oranındaki artıştan daha fazla yükselip, krizin negatif etkisinin azalmasıyla birlikte daha önce azalmaktadır. (Güneş ve Acar,2012:5) Grafik 3:Trb1 Bölgesinde Cinsiyete Göre İstihdam Oranları (%, 2004-2013) 70 60 50 40 30 20 10 Kadın Erkek Toplam 0 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 Kadın 15,2 16 18,6 18,8 15,8 19,7 23,2 22,8 28,9 35 Erkek 57,5 54,4 55,1 55,9 58,8 58,6 62 64,7 63,5 65,4 Toplam 35,9 34,3 36 36,5 36,4 38,6 41,8 43,2 45,7 49,5 Kaynak: TÜİK 2004-2013 Hanehalkı İşgücü Anketi Sonuçları TRB1 bölgesi cinsiyete göre istihdam oranlarına bakıldığı zaman kadınlarda 2008 ve 2011 yılları haricinde sürekli bir artış gözlemlenmiştir. 2008 yılında krizin etkisiyle bölgede kadın istihdam oranında düşüş görülürken, erkeklerde ise bir artış söz konusudur. Bu durum esnek çalışma şartlarında, güvencesiz olarak çalışan kadınların kriz dönemlerinde daha çok işsiz kaldıklarını ispatlamaktadır. Yıllar itibariyle kadın ve erkek istihdam oranlarına baktığımızda ise kadınların oranları hemen her yıl erkek istihdam oranlarının oldukça altında seyretmektedir. 2013 yılı itibariyle TRB1 bölgesi kadın istihdam oranı % 35 ve erkek istihdam oranı % 65,4 olarak neredeyse iki katına yakın bir seviyede oluşmuştur. Bu bağlamda Türkiye ile bölge benzerlik göstermektedir. TRB1 bölgesinde 2004 yılında % 15,2 olan kadın istihdam oranı, 2013 yılında % 35 olarak gerçekleşmiştir. Türkiye ye baktığımızda ise kadınlarda 2004 yılında % 20,8 olan istihdam oranı, 2013 yılında % 27,1 e yükselmiştir. Türkiye genelinde kadın istihdam oranlarında belirgin bir yükseliş olmadığı ortadadır. Dolayısıyla bölgede kadınların istihdam oranında Türkiye ile kıyaslandığında daha hızlı bir artış olduğunu söylemek mümkündür. Toplam istihdam oranlarına baktığımız zaman Türkiye için 2013 yılında % 45,9 olan bu oran, TRB1 bölgesi için % 49,5 olarak hesaplanmıştır. Bu bağlamda gerek Türkiye genelinde gerekse TRB1 bölgesinde cinsiyete göre istihdam oranları göstermektedir ki,

kadınların işgücüne katılımında karşılaştıkları sorunların benzeri, istihdam yaratma konusunda da mevcuttur. Grafik 4: Trb1 Bölgesinde İllere Göre İşgücüne Katılım, İşsizlik Ve İstihdam Oranları (%, 2013) 60,0 50,0 40,0 30,0 20,0 10,0 0,0 BİNGÖL ELAZIĞ MALATYA TUNCELİ İKO 54,6 53,1 54,1 54,0 İşsizlik Oranı 7,0 7,8 7,8 8,1 İstihdam Oranı 50,8 48,9 49,9 49,7 İKO İşsizlik Oranı İstihdam Oranı Kaynak: TÜİK, 2013 Yılı Hanehalkı İşgücü Anketi Sonuçları Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) il düzeyinde toplulaştırma yaparken coğrafi açıdan birbirine yakın olan illeri birlikte değerlendirerek bir bölge oluşturmaktadır. TRB1 bölgesini de Malatya, Elazığ, Bingöl ve Tunceli illerinden oluşturmuştur. Ancak bölgeleri coğrafi yakınlık açısından oluşturmak yorum yaparken doğru sonuçlara ulaşmamızı engelleyebilir. Nitekim bu dört ilin birbirinden farklı ekonomik potansiyelleri, nüfusu, sosyal ve kültürel dinamikleri mevcuttur. Örneğin; Bingöl ve Tunceli de hayvancılık biraz daha ön plandayken, Malatya da tarım ve sanayi, Elazığ da ise madencilik önemli ekonomik faaliyetlerdendir. İllerin potansiyellerine ve toplumsal cinsiyet algılarına göre kadınlara istihdam yaratma durumları da oldukça farklıdır. 2013 yılında TRB1 bölgesi il bazında, % 53,1 lik işgücüne katılım oranı ve % 48,9 luk istihdam oranı ile en düşük oranlar Elazığ da iken, işsizlik oranı en düşük il %7 ile Bingöl dedir. İşsizlik oranının en yüksek olduğu il ise % 8,1 ile Tunceli olmuştur. Bölgenin 2013 yılı toplam işsizlik oranı % 7,7 olup, dört il içerisinden yalnızca Bingöl % 7 işsizlik oranı ile TRB1 bölgesi işsizlik oranının altında kalmaktadır. 2.3. TRB1 Bölgesinde Cinsiyete Göre İşgücünün Kayıtlılık Durumu

Kayıt dışı istihdam neredeyse bütün ülkelerin ortak problemidir. Kayıtdışılık, devletlerin ekonomik faaliyetlerini derinden etkilemesi nedeniyle birçok araştırmacı tarafından üzerinde önemli durulan bir konudur. Bu olgunun meydana gelişinin farklı nedenleri bulunmakta; uygulanan ekonomik politikalar, denetim mekanizmalarının işleyişi, yaptırımlar, sosyal ve kültürel yapıların durumu ülkeden ülkeye farklılık göstererek kayıt dışı istihdamı oluşturmaktadır. Grafik 5: Trb1 Bölgesinde Cinsiyete Göre İşgücünün Kayıtlılık Durumu (1000 Kişi, 2013) 450.000 400.000 350.000 300.000 250.000 200.000 150.000 KADIN ERKEK 100.000 50.000 0 KAYITLI KAYITLI DEĞİL TOPLAM KADIN 45.804 182.256 228.060 ERKEK 210.899 179.502 390.401 Kaynak: TÜİK,2013 Yılı Hanehalkı İşgücü Anketi Sonuçları Yukarıda yer alan Grafik 5 te TRB1 bölgesinde işgücünün kayıtlılık durumu gösterilmiştir. TÜİK, 2013 yılı hanehalkı işgücü anketi verilerine göre TRB1 bölgesinde toplam 618.461 kişi istihdam edilmiştir. Bunların 256.703 kişisi kayıtlı iken, 361.758 kişisi kayıt dışı olarak çalışmaktadır. Yani TRB1 bölgesinde toplam istihdamın % 59 u kayıt dışı olarak çalışmaktadır. Aynı yıl bölgede

45.804 kadın kayıtlı çalışırken, 182.256 kadın kayıt dışı çalışmaktadır. Dolayısıyla istihdam edilen kadınların sadece % 20 si kayıtlı çalışmaktadır. Bu oran erkeklerde ise % 54 tür. Bu durum kadınların kayıtlılık oranın erkeklere nazaran oldukça düşük olduğunu göstermektedir. Güneş ve Acar tarafından 2013 yılında yapılan çalışmada, 2004-2012 yılları arası TRB1 bölgesinde istihdam edilenlerin kayıtlılık durumu incelenmiştir. Çalışmaya göre, TRB1 bölgesinde 2004-2012 dönemi boyunca bütün yıllarda kayıtlı olarak istihdam edilenlerin oranının kayıt dışı istihdam edilenlerin oranından düşük olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Türkiye genelinde 2000 yılı itibariyle kayıt dışı istihdam oranı düşmeye başlayarak 2004 yılında kayıtlı istihdamın altına düşmüştür. Ancak bölgede kayıt dışı istihdam hiçbir zaman kayıtlı istihdamın altına düşmemektedir. Bunun temel nedenlerinden biri olarak TRB1 bölgesinde tarım sektörünün ağırlığı gösterilmektedir. Kayıt dışılığı arttıran bir diğer unsurun ise bölgede çalışanlar içerisinde, nitelik gerektirmeyen işlerde çalışanlar ile nitelik gerektiren tarım işlerinde çalışanların meslek grupları içerisinde yoğun bir şekilde yer almaları gösterilmektedir. (Güneş ve Acar, 2013: 11) 2.4. TRB1 Bölgesi Kadın İstihdamının Sektörel Dağılımı TRB1 bölgesinde cinsiyete göre istihdamın sektörel dağılımı, seçilmiş bazı yıllar eşliğinde Tablo 1 de incelenmiştir. Tablo:1 Trb1 Bölgesinde Cinsiyete Göre İstihdamın Sektörel Dağılımı (%) 2004 2007 2009 2010 2013 TARIM 35,2 40,6 36,5 42,9 44,5 Kadın 74 74,2 69,1 73,4 68,9 Erkek 24,5 28,2 24,8 30,4 45,1 SANAYİ 14 13,9 15,7 15,7 17,7 Kadın 3,1 2,9 5,4 4,5 5,6 Erkek 17 18 19,4 20,3 24,7 HİZMETLER 50,7 45,5 47,8 41,2 37,9 Kadın 22,8 23,2 25,4 22 25,4 Erkek 58,4 53,8 55,8 49,4 45,1 Kaynak: TÜİK, 2004-2013 Yılı Arası Hanehalkı İşgücü Anketi Sonuçları Seçilen bütün yıllarda bölge kadınlarının ağırlıklı olarak tarım sektöründe istihdam edildiği görülmektedir. Sanayi sektöründe istihdam edilen erkeklerin 2004 yılından başlayarak sürekli artış gösterdiğini ve 2013 yılı itibariyle %24,7 seviyesine geldiğini görmekteyiz. TRB1 bölgesinde kadınların en az sanayi sektöründe istihdam edildiği görülmektedir. Sanayi ve hizmetler sektöründe kadınların istihdam oranlarının düşük olması bölgedeki kadınların daha çok ücretsiz aile işçisi olarak çalıştığının kanıtıdır. Bu durum bölge kadınlarının erkeklere oranla çok daha güvencesiz, nitelik gerektirmeyen ve sigortasız şekilde istihdam edildiklerini göstermektedir. 3. KADINLARIN İŞGÜCÜNE KATILIMINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Çalışmamızın bu bölümünde, TRB1 bölgesinde kadınların işgücüne katılımını etkilediğini düşündüğümüz bazı temel faktörler üzerinde durulacaktır. Bunun için yaş, medeni durum, eğitim durumu ve işteki durum gibi faktörler incelenmiştir. Kadınların işgücüne katılmalarını belirleyen birçok etken söz konusudur. Bunlardan biri de kadınların yaşlarıdır. Belirli yaş gruplarında kadınların işgücüne katılım oranları yüksek çıkarken, belirli yaş gruplarında çeşitli nedenlerle bu oran düşmektedir. Kadınların evlenmeleri, çocuk sahibi olmaları veya eşlerinin gelirlerinin aile geçimine yeterli olması gibi sebeplerle belli yaşlarda kadınlar emek piyasasından çekilmektedirler. Yaşa göre kadınların işgücüne katılım oranları geniş yaş grubu aralıkları temel alınarak TRB1 bölgesi için incelenecektir. Grafik 6: Trb1 Bölgesinde Cinsiyete Ve Yaşa Göre İşgücüne Katılım Oranları (%, 2013) 9,0 8,0 7,0 6,0 5,0 4,0 3,0 2,0 1,0 KADIN ERKEK TOPLAM 0,0 15-19 20-24 25-29 30-34 35-39 40-44 45-49 50-54 55-59 60-64 KADIN 1,7 2,7 2,5 3,0 2,5 2,1 1,9 0,9 1,2 0,7 0,8 ERKEK 2,6 3,2 4,8 4,9 4,2 3,6 3,8 2,6 1,4 1,4 1,4 TOPLAM 4,2 5,9 7,2 7,9 6,7 5,6 5,7 3,5 2,6 2,0 2,1 65 ve üstü Kaynak: TÜİK 2013 Hanehalkı İşgücü Anketi Sonuçları

Yukarıda TRB1 bölgesi 2013 yılı yaşa bağlı veriler temel alınarak oluşturulan grafik göstermektedir ki bölgedeki kadınlar her yaş grubunda erkeklerden daha az işgücüne katılım göstermektedirler. Erken yaşlarda çalışma hayatına atılan kadınlar özellikle 20-45 yaş gruplarında TRB1 bölgesinde en yüksek çalışma oranlarına ulaşmaktadırlar. Bu durum Türkiye geneli ile benzerlik göstermektedir. Türkiye genelinde de 20-49 yaş grupları arasında kadınların işgücüne katılım oranları yüksek iken 45-49 yaş grubundan sonra ciddi düşüşler görülmektedir. Kadınların medeni durumları ile işgücüne katılmaları arasında sıkı bir bağ bulunmaktadır. Türkiye geneli verilere bakıldığında çoğunlukla evlenen veya çocuk sahibi olan kadınların işgücü piyasasından çekildiği gözlemlenmiştir. Dolayısıyla kadınların medeni durumları ile işgücüne katılmaları arasında negatif yönlü bir ilişki mevcuttur. Evli kadınların ev içi sorumluluklarına çocuk bakımı da eklendiğinde emek piyasasından çekilmek zorunda kalmaktadırlar. Bu durumun oluşmasındaki temel etken toplumsal cinsiyet rolleridir. Kadına yüklenen annelik rolü ve ev içi diğer sorumluluklar işgücü piyasasında kadının çalışma koşullarını olumsuz etkilemektedir. Aşağıdaki grafikten de izlenebileceği gibi, TRB1 Bölgesinde kadınların medeni durumu esas alındığında işgücüne katılım oranı en yüksek grup evli olan kadınlardır. Bölge ile Türkiye geneli medeni duruma göre işgücüne katılım oranlarında farklılık görülmektedir. Türkiye genelinde evli kadınlar, eş gelirlerinin yeterli olması veya çocuk bakımı maliyetlerini karşılamakta zorlanmaları sebebiyle işgücü piyasasından çekilirken, TRB1 Bölgesinde evli kadınlar çoğunlukla ücretsiz aile işçisi olarak çalıştıklarından dolayı işgücü piyasasında daha fazla yer almaktadırlar. 30,00 Grafik 7: Trb1 Bölgesinde Cinsiyete Ve Medeni Duruma Göre İşgücüne Katılım Oranları (%, 2013) 25,00 20,00 15,00 10,00 KADIN ERKEK 5,00 0,00 Hiç evlenmedi Evli Boşandı Eşi öldü KADIN 7,21 11,32 0,48 0,83 ERKEK 9,69 23,85 0,09 0,18 Kaynak: TÜİK 2013 Hanehalkı İşgücü Anketi Sonuçları

Hiç evlenmeyen kadınlar bölgede kadın işgücüne katılım oranları içerisinde ikinci sırada yer almaktadırlar. Sonrasında eşi ölenler ve en son sırada ise boşanmış kadınlar yer almaktadır. Eşi ölen kadınların yaş ortalamalarına bakıldığı zaman işgücü piyasasında düşük oranda yer almaları doğal karşılanmalıdır. Ancak boşanan kadınlardaki oranın düşüklüğü bölgede kadına bakış açısıyla değerlendirilebilir. 2013 yılı Türkiye geneli medeni duruma göre kadın işgücüne katılım oranlarına bakıldığı zaman kır/kent ayrımında yüzde 41/52 gibi yüksek seviyelerde olan boşanmış kadın oranları TRB1 bölgesinde %0,48 gibi oldukça düşük seviyelerdedir. Bu durum kadınların medeni durumlarının işgücüne katılımlarında önemli bir faktör olduğunu, ancak bölgeden bölgeye de bu oranların farklı seviyelerde oluştuğunu göstermektedir. Grafik 8, TRB1 Bölgesinde cinsiyete göre en son bitirilen okul durumu oranlarını göstermektedir. Buna göre bir okul bitirmeyenlerin oranı kadınlarda yüzde 8,3 ile oldukça yüksek bir seviyededir. Bu oran TRB1 bölgesindeki kadınların yüksek bir kısmının bir okul bitirmediğini ve dolayısıyla işgücü piyasasında nitelik gerektiren işlerde yer bulmalarının zor olduğunu kanıtlamaktadır. Bölgede ücretsiz aile işçisi olarak nitelik gerektirmeyen işlerde çalışan kadınlar, kentlere göç ettiklerinde eğitim durumlarının düşüklüğü nedeniyle iş bulamamaktadırlar. Hangi seviyede bir eğitim kurumu olursa olsun erkekler kadınlara göre çok daha yüksek oranda diplomaya sahiptirler. 12,0 Grafik 8: Trb1 Bölgesinde Cinsiyete Göre En Son Bitirilen Okul Durumu Oranları (%, 2013) 10,0 8,0 8,3 9,5 8,5 6,0 4,0 2,0 0,0 3,5 4,6 2,2 Bir okul bitirmeyenilkokul Ortaokul, (5 mesleki yıl) ortaokul ve ilköğretim Genel lisemesleki (8 yıl) veya Yüksekokul, teknik lise fakülte ve üzeri 1,5 5,5 0,7 2,4 2,6 4,4 KADIN ERKEK

Kaynak: TÜİK 2000-2013 Hanehalkı İşgücü Anketi Sonuçları Eğitimde cinsiyet eşitsizliğinin varlığı kadınların ev dışında çalışma isteklerini azaltmaktadır. Çünkü eğitim yetersizliği kadınların hem düşük ücret ödenen hem de nitelik gerektirmeyen işlerde çalışmalarına neden olmaktadır. Ayrıca kadınlar hangi sektörlerde ve pozisyonlarda çalışırsa çalışsınlar ücretleri erkeklerinden düşüktür (Ecevit vd.,2008:178). Kadınların eğitim seviyeleri arttıkça istihdam oranlarını arttığından daha önce de bahsetmiştik. TRB1 bölgesinde en son bitirilen okul durumu oranlarına bakılarak, bölge kadınlarının ücretsiz aile işçisi olarak çalışmasalar işgücü piyasasında yer bulmaları çok zordur şeklinde yorum yapabiliriz. Türkiye geneli kadınlarda eğitim durumuna göre istihdam oranları en fazla yükseköğretim görmüş kadınlardadır. Bu oran TÜİK 2014 yılı Ağustos ayı verilerine göre %58 tir. Ayrıca yine 2014 yılı Ağustos ayı Türkiye geneli verilere göre yükseköğretim mezunu kadınlarda işgücüne katılım oranı % 71,2 ve işsizlik oranı %18,6 olarak gerçekleşmiştir. Okur-yazar olmayan kadınların işgücüne katılım oranı % 16,5 ve istihdam oranı 16,1 olarak gerçekleşmiştir. Bu bağlamda eğitimin kadınların işgücüne katılımı üzerindeki etkisi oldukça önemli görünmektedir. Grafik 9 incelendiğinde görülmektedir ki, TRB1 bölgesinde 2013 yılında çalışanlar içerisinde erkeklerde en büyük payı ücretli, maaşlı veya yevmiyeli olarak çalışanlar grubu oluştururken, kadınlarda ise en büyük payı ücretsiz aile işçisi olarak çalışan grup oluşturmuştur. Bu durum emek piyasasında kadınlar ile erkekler arasındaki uçurumu göstermektedir. Bölgede erkeklerin yarısından fazlası belirli bir ücret karşılığı, daha nitelikli, sözleşmeli veya sosyal haklardan faydalanabilecekleri işlerde çalışırken kadınların yarısından fazlası ücretsiz aile işçici olarak istihdam edilmektedirler. Bu durum bize aile gelirine katkı sunan, aile refahını arttırmak için emek piyasasında bulunan kadınların genellikle güvencesiz olarak çalıştığını göstermektedir. Grafik 9: Trb1 Bölgesi İşteki Durumuna Göre Çalışma Oranları (%, 2013)

40,0 35,0 34,1 30,0 25,0 20,0 15,0 10,0 5,0 0,0 9,8 Ücretli, maaşlı veye yevmiyeli 20,4 16,7 2,5 3,8 5,0 0,1 İşveren Kendi hesabına Ücretsiz aile işçisi KADIN ERKEK Kaynak: TÜİK 2013 Hanehalkı İşgücü Anketi Sonuçları Ücretsiz aile işçisi olarak çalışan kadınlar her hangi bir sosyal güvence olmadan çalışmakta ve dolayısıyla emekli olamamaktadırlar. Aynı zamanda bölgede aile arazilerinde veya geleneksel sektörlerde ücretsiz olarak istihdam edilen bu kadınlar çeşitli nedenlerle kentlere göç ettiklerinde ise iş bulamamaktadırlar. Eğitim seviyelerinin düşüklüğü, nitelik gerektirmeyen işlerde çalışmaları, çocuk bakım hizmetlerinin yoksunluğu ve toplumsal cinsiyetin yüklemiş olduğu roller nedeniyle çalışma hayatının dışına itilmektedirler. İşveren olarak veya kendi hesabına çalışan kadın ve erkek oranları arasında da oldukça ciddi farklılıklar gözlenmektedir. İşteki duruma göre çalışma oranları arasında TRB1 bölgesinde en düşük oran her iki cinste de işveren grubundadır. Kadınlar işveren olarak yüzde 0,1 ile neredeyse yok denecek kadar azdır. Bölgenin dinamiklerine göre gerek hükümet eliyle gerekse kalkınma ajanslarının desteği ile kadınları işveren pozisyonuna getirecek önlemler önem taşımaktadır. Fırat Kalkınma Ajansı nın desteği ile bölgede bulunan illere yönelik (Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli) ayrı ayrı projeler geliştirilmeli ve kadınların işteki durumunu düzeltecek yönde eğitimler verilmelidir. TRB1 Bölgesinde tarım ve hizmetler sektöründe yarı zamanlı çalışmanın daha fazla olduğu görülmektedir. Ücretsiz aile işçisi ve kendi hesabına çalışanlarda yarı zamanlı çalışma daha çok ortaya çıkmaktadır. Bölgede en yaygın yarı zamanlı çalışma alanı tarım sektörüdür. Ücretli-maaşlı ve yevmiyeli olarak çalışanlar arasında ise hizmetler sektöründe çalışanlar daha fazla yarı zamanlı istihdam içerisinde yer almaktadırlar. ( Güneş, Acar, 2012:14) Aşağıda, Tablo 2 de, TRB1 bölgesinde 2013 yılı için cinsiyete dayalı olarak yarı zamanlı işte çalışma nedenlerini gösteren bir inceleme yapılmıştır. TÜİK 2013 yılı hanehalkı işgücü anketlerinden elde edilen verilere göre kadınlar ile erkekler arasında yarı zamanlı istihdam içerisinde yer alma nedenleri ciddi biçimde farklılık göstermektedir. Ailedeki çocuklara baktığı için ve Ailedeki bakıma muhtaç yetişkinlere baktığı için yarı zamanlı çalışan erkek oranı sıfırdır. Bu durumun temel nedeni toplumsal cinsiyet eşitsizliğini oluşturan kalıplardır. Kadının ev içi sorumlulukları, annelik rolü, evde bakıma muhtaç olan kişiyle ilgilenmesi gereken kişi olarak görülmesi yarı zamanlı işte çalışmasının nedenleri arasındadır.

Tablo2: Trb1 Bölgesinde Yarı Zamanlı İşte Çalışma Nedenleri (%, 2013) Ailedeki çocuklara baktığı için Ailedeki bakıma muhtaç yetişkinlere baktığı için Ailedeki çocuk ve bakıma muhtaç yetişkinlere baktığı için Eğitimine devam ettiği için Kendi hastalığı ya da özürlülük hali nedeniyle Diğer ailevi ve kişisel nedenler Tam zamanlı bir iş bulamadığı için İşin niteliği gereği Diğer KADIN 2,18 0,17 0,00 1,98 0,26 0,14 1,18 94,08 0,00 ERKEK 0 0 0,75 6,77 2,39 0,13 6,12 83,67 0,17 Kaynak: TÜİK 2013 Hanehalkı İşgücü Anketi Sonuçları Eğitime devam ettiği için yarı zamanlı çalışmayı tercih eden erkeklerin oranı kadınların oranın üç katından fazladır. Bu durum bölgede kadın eğitim oranın erkek eğitim oranından düşük olduğunu göstermektedir. Ayrıca işin niteliği gereği yarı zamanlı çalışmayı tercih etme nedeni oranına baktığımızda kadınların yüzde 94 gibi çok yüksek bir oranla işin niteliğiyle ilgilendikleri ortaya çıkmaktadır. Erkeklerde yüzde 84 civarında olan bu oranın en önemli belirleyicisi ücrettir. Erkeğe yüklenmiş olan çalışan, üreten, aileyi geçindirmekle sorumlu kişi rolleri nedeniyle erkekler emek piyasasında daha çok elde edilen gelirle ilgilemektedirler. Kadınlar ise ev içi sorumlulukları aksatmayacak, esnek çalışma saatleri olan işleri tercih etmek zorunda kalmaktadırlar. Bu durum kadınların düşük ücretle, güvencesiz olarak ve nitelik gerektirmeyen yarı zamanlı işleri tercih etmelerine neden olmaktadır. ILO 2008 küresel ekonomik krizinden sonra yayınladığı her raporunda işgücü piyasasında yarı zamanlı istihdamın payının artığını ifade etmiş ve bu durumun dikkatli olarak takip edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Yarı zamanlı çalışmanın artması ile esnek çalışmanın artması birbirine paralel seyretmektedir. Yarı zamanlı çalışma tüm dünyada artış gösterdiği gibi işgücüne katılım oranı düşmekte ve emekçiler yarı-zamanlı istihdam biçimlerine ya da sosyal güvenlikten yoksun kayıt dışılığa itilmektedir (BSB:2011,35 Güneş, Acar:2012-14) SONUÇ Sonuç olarak TRB1 bölgesinin kalkınmasının sağlanabilmesi için var olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesi ve kadıların işgücü piyasasındaki yerinin sağlamlaştırılması gerekmektedir. KAYNAKÇA AY, Sema, 2012, Türkiye deişsizliğinnedenleri: İstihdamPolitikalrıÜzerineBirDeğerlendirme, YönetimveEkonomiDergisi, C.19, Sayı.2, s.321-341 BERBER, Metinve ESİN YILMAZ, Burçin, 2008, Türkiye de Kadın İstihdamı: Ülke ve Bölge Düzeyinde Sektörel Analiz, İş Güç Endüstri İlişkiler ve İnsan Kaynakları Dergisi, C.10, Sayı:2, s.1-6 BHASİN, Kamla, 2003, Toplumsal Cinsiyet: Bize Yüklenen Roller, (Çev. Kader Ay),Kadınlarla Dayanışma Vakfı Yayınları, İstanbul DİREK, Zeynep, 2010, Simone de BeavoirAbjeksiyon ve Eros Etiği, Türkiye de Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları: Eşitsizlikler, Mücadeleler, Kazanımlar, Koç Üniversitesi Yayınları, İstanbul

ECEVİT, Yıldız, 2012, Feminist Sosyal Politika Bağlamında Türkiye de Çocuk Bakımı ve Erken Çocukluk Eğitimine İki Paradigmadan Doğru Bakmak, Geçmişten Günümüze Türkiye de Kadın Emeği Ankara Üniversitesi Yayınları, Ankara GÜNEŞ, Bayram ve ACUN, Serdar, 2013, TRB1 Bölgesinde (Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli) İstihdamın Analizi, https://tunceli.academia.edu/bayramgunes KIZILGÖL AYVAZ, Özlem, 2012, Kadınların İşgücüneKatılımınınBelirleyicileri: EkonometrikAnaliz, DoğuşÜniversitesiDergisi, 13/1, İstanbul, s. 88-101. MAKAL, Ahmet, 2012, Türkiye de Kadın Emeğinin Tarihsel Kökenleri: 1920-1960 Ed. Ahmet Makal ve Gülay Toksöz, Geçmişten Günümüze Türkiye de Kadın Emeği, Ankara Üniversitesi Yayınları, Ankara MARSHALL, Gordon, 1999, Sosyoloji Sözlüğü, (Çev. Derya Kömürcü, Osman Akınhay), Bilim Sanat Yayınları, Ankara ÖNDER, Nurcan, 2013, Türkiye de Kadın İşgücünün Görünümü, ÇSGB Çalışma Dünyası Dergisi, C.1, Sayı.1, s.36-61 TOKSÖZ, Gülay, 2012, Kalkınmada Kadın Emeği, Varlık Yayınları, Ankara TÜİK, 2013, İstatistiklerle Kadın Emeği, TÜİK Web Sitesi(Çevirimiçi), www. Tüik.gov.tr, 20 Temmuz 2015 T.C. Başbakanlık Devlet Teşkilatı World Bank, 2009, Türkiye de Kadınların İşgücüne Katılımı: Eğilimler, Belirleyici Faktörler ve Politika Çerçevesi, T.C. Kalkınma Bakanlığı Yayını, Ankara World Bank Data, 2014, TowardsGenderEquality in Turkey: A SummaryAssesment, Documents of The World Bank