23 Mayıs ve 29 Mayıs ta mücadele etmekten korkmadık! Sıra mücadeleleri birleştirmekte!

Benzer belgeler
İşyerini işgal eden ERT işçileriyle röportaj

Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız!

EMEK ARAŞTIRMA RAPORU-2

Ekonomik Rapor Kaynak: TÜİK. Grafik 92. Yıllara göre Doğuşta Beklenen Yaşam Süresi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık

Direnişteki Trakya Otocam işçileriyle söyleşi

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinde Emeğin Örgütlenmesi

EĞİTİM VE BİLİM EMEKÇİLERİ SENDİKASI

TOPLU İŞ HUKUKU (HUK302U)

Maaşlarımıza Ek Artış İstiyoruz!

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

AKP nin dikişleri patlarken

Arka Plan: Mücadeleleri Birleştirelim!

GÜVENCESİZ ÇALIŞMA NEDİR?

AKADEMİK ZAMMI ADIMDA ALDIK

Sayın Büyükelçiler, Değerli Kongre üyeleri, Çok değerli dostum Sayın Zügayir ve Brosh, Kıymetli basın mensupları,

ULUSLARARASI İŞÇİ DAYANIŞMASI DERNEĞİ. Meslek Liseliler Ne Yaşıyor? Ne İstiyor? Boyun Eğme. Mücadele Et!

SUNUŞ. Birleşik Metal İşçileri Sendikası Genel Yönetim Kurulu

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR? GERÇEK BİR TOPLU SÖZLEŞME İÇİN

İSLAM ÜLKELERİNDE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM KONGRESİ SONUÇ DEKLARASYONU

1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA!

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

Bu çalışmada, 2013 yılında gerçekleşen

DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI YENİ TEŞVİK MEVZUATI HAKKINDA EKONOMİ BAKANINA HAZIRLANAN RAPOR 2012

Metal işçisinin önündeki tehlikeler ve fırsatlar

İŞÇİLERİN 3 ACİL TALEBİ VAR!

Asgari ücret 1900 net! DİSK ten basın açıklaması

Nöbet Görevi Öğretmenliğin Parçasıdır Fakat... Fakat...!

ESTONYA. Toplu Pazarlık Sosyal Diyalog

ULUSAL ÖLÇEKTE GELIŞME STRATEJISINDE TRC 2 BÖLGESI NASIL TANIMLANIYOR?

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığında Basın Açıklaması Gerçekleştirdik!

YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.

3. Emek Piyasası. Grafik-3.1: İşsizlik Oranları (yüzde)

9AF14AF42D1A4444D12B195B79A

Bölüm 18. Demokrasi Mücadelesinde Odamız

SENDİKALAR VE DİĞER DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİYLE İLİŞKİLER EYLEM VE ETKİNLİKLER

7. dönem çalışma raporu TMOOB KOCAELİ İKK ÇALIŞMALARI. EMO Kocaeli Şubesi 146

Size karşı bir şey yapılmaya çalışılıyor, bir şey dayatılıyor ve siz de bunu kabul etmiyor ve direniyorsunuz.

İZMİR TİCARET ODASI MECLİS TOPLANTISI

Koç Üniversitesi nde neler oluyor?

Kadınlar asgari ücreti değerlendiriyor: Söz hakkımız da yok yaşama şansımız da!

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Genel Merkezi. Facebook sesgm1996 1

İspanya da Genel Grev yeni bir mücadele dönemi başlatıyor

İŞSİZLİK HIZLA ARTARKEN İSTİHDAM ARTIŞI YETERSİZ KALDI

KALKINMANIN ANAHTARI ÇEVRESEL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İLE BİRLİKTE İNSAN ONURUNA YAKIŞIR İŞ OĞUZ BAŞOL

Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor!

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Haziran 2014, No: 95

Cumhuriyet Halk Partisi

ALTIN, KIYMETLİ MADEN VE MÜCEVHERAT SEKTÖRÜ

İş Yeri Hakları Politikası

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

Teröre karşı mücadele cephesi!

GENEL MERKEZLERE BİLGİ NOTU

CUMHURİYET HALK PARTİSİ GENEL MERKEZİ EMEK BÜROLARI YÖNETMELİĞİ

YOL, YAPI, ALTYAPI, BAYINDIRLIK VE TAPU KADASTRO KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKASI

MOBBİNG. Doç. Dr. Tuncay Yılmaz

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Kayıt Dışı İstihdam Çalıştayı Ankara da Yapıldı

BURSA DA İLK 250 ŞİRKET VE İSTİHDAM

İŞSİZLİKTE PATLAMA!: AKP İşsizlikle Mücadelede Başarısız!

ULUSLARARASI FİLİSTİN ZİRVESİ 2018

2014 Yılı Ocak-Haziran Dönemi Faaliyetleri

Taşeron işçinin hakları mutlaka düzenlenecek

DEMOKRATİK, MÜCADELECİ VE GÜÇLÜ YENİ BİR SENDİKAL HAREKET İÇİN BİRARAYA GELDİK, YOLA ÇIKIYORUZ...

İç Savaş Suriye Ekonomisini Nasıl Etkiledi?

AB Ekonomisinin Mevcut Durumu ve Geleceğe Dönük Projeksiyonlar. Prof. Dr. Lerzan ÖZKALE, İTÜ Ankara, 18 Ekim 2006

Giriş Bölüm 1. Giriş

İşsizlik Dikiş Tutmuyor İşsizlikte Kriz Günlerine Dönüş

FOREKS GÜNLÜK BÜLTEN İÇİNDEKİLER


BALIKESİR TABİP ODASI AĞUSTOS 2016 ÇALIŞMA RAPORU

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI


Teknik Bülten. 21 Haziran 2016 Salı

Aileye köle sermayeye kul olmayacağız

fiç N N YASAL HAKLARI

''Yanlış anlaşılıyorum''

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Eylül 2016

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz.

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

SÖYLEŞİ H /PROF.DR. SEZA REİSOĞLU**

NEYI DAHA BEKLİYORSUN! MASADA YANDAŞ MEMURUN İŞİ YAŞ! KAMU ÇALIŞANI. Yanlışta ısrar etme, senin iradeni satanların peşinden gitme!

KRİZİN TÜRKİYE YE ETKİLERİ

ALMANYA DA 2012 MAYIS AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER. 1. İstihdam Piyasası

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

1844 te kimlik belgesi vermek amacıyla sayım yapılmıştır. Bu dönemde Anadolu da nüfus yaklaşık 10 milyondur.

UIT-CI bildirisi: Kobane de Kürt halkının direnişiyle dayanışmaya!

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

Yükseköğretim Kurumlarımızın Mühendislik Fakültelerinin Kıymetli Dekanları ve Çok Değerli Hocalarım..

SOSYAL GÜVENLİK BİLGİLERİ (Ocak 2016)

İSLAMİ BANKALAR VE FİNANS KURUMLARI GENEL KONSEYİ (CIBAFI) GLOBAL FORUM 2018

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

Metalde sözleşme dönemi: Hükümetin savaş planları grev kırıcıdır!

Toprak ve Su; en güvenilir iki liman

Transkript:

23 Mayıs ve 29 Mayıs ta mücadele etmekten korkmadık! Sıra mücadeleleri birleştirmekte! Hükümet yaz başlangıcında dört bir koldan saldırılarını artırmış bulunuyor. Öncelikle en temel hakkımız olan grev yasağına göz diken hükümet, işçi sınıfının kimi sektörlerindeki umut vaat eden kıpırdanmalara karşı hiç beklemeksizin tepkisini göstermiş durumda. Hükümetin saldırısı grev yasağı ile sınırlı kalmıyor. Daha öncesinde üç çocuk ısrarı ile Türkiye yi ucuz emek pazarı haline getirme çabasını açıkça dile dile getiren Başbakan, şimdi de kürtaj hakkının elden alınması için çalışmalara başlamış durumda. Tam da bu iki yasak arasında deklare edilen Yeni İstanbul Projesi ni de tabloya dâhil edecek olursak, hükümetin bu iki saldırısının Avrupa nın Çin i olma hedefine kilitlenmiş olduğunu görebiliriz. Hükümet, bir yandan hızla artan bir nüfusla (TMMOB a göre İstanbul un 15 milyona yakın nüfusunun, 3. köprü tamamlandığında 22 milyona çıkması bekleniyor) ucuz emek gücü yaratılırken, İstanbul u finans merkezi haline getirip barbarca saldırılarının önü kesilmesin diye de grevlerin yasaklanması peşinde koşuyor. Hedeflenen bu modelin

dünyada Hong Kong ve Tayland gibi başka örnekleri de mevcut. AKP yle muhalefet halinde olan kimi burjuva ve küçük burjuva kesimlerin korkaklıklarını ayan beyan sergileyip, cazip fırsatlardan faydalanarak ağız değiştirdikleri bir dönemden geçiyoruz. Buna karşılık işçi sınıfı ise 23 Mayıs taki kamu emekçileri grevi ve Hava-İş direnişlerinin yanı sıra BEDAŞ, Togo, HEY Tekstil gibi yalnızca patronları değil açıktan hükümeti de hedef alan direnişlerle inisiyatifi AKP ye bırakmak niyetinde olmadığını gösterdi. Tüm burjuva kamplarının AKP nin ardında kümelendiği böylesi bir dönemde (öyle ki kürtaj yasağı tartışmalarına dair TÜSİAD gibi herhangi bir burjuva örgütünden ciddiye alınır bir karşı koyuş, karşıt görüş dahi çıkmadı) hükümetin saldırılarına karşı koymanın en güvenilir ve gerçekçi dinamiğinin mücadele halindeki sınıf sektörleri olduğunu görüyoruz. Hükümetin ablukasının kırılması için ivedilikle doldurmamız gereken mevzi ise mevcut mücadelelerin birleştirilmesi olacaktır. 23 Mayıs Grevi Hükümetin yüzde 3+3 lük zam teklifini kabul etmeyen kamu emekçileri 23 Mayıs tarihinde ülke genelinde yüz binlerce emekçinin katılımı ile genel grev gerçekleştirdi. Okullar ve hastanelerde oldukça etkili olan, demiryolları ve vergi dairelerinde de oldukça yüksek katılımla gerçekleşen grev, kamu emekçilerinin mücadele direncini ve isteğini hepimize gösterdi. Hükümet, kıdem tazminatı hakkının gaspı, özel istihdam bürolarının açılması ve bölgesel asgari ücret uygulamaları ile patronlara işçi düşmanlığındaki ustalığını göstermeye çalışırken aynı ustalığı yalancılıkta da sergiliyor. Avrupa daki emek düşmanı, işsizlik saçan projeleri matah örneklermiş gibi sunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Avrupa da bunlar yaşanırken Türkiye de memurlar zam

yaptığımız için grev yapıyorlar, diyor! Oysaki yine bir devlet kurumu olan TÜİK in verilerine göre son 10 yılda çalışanların hayat pahalılığı yüzde 166 oranında artarken; kamu çalışanlarının maaşlarındaki artış yine son 10 yılda yüzde 60 ı aşamamıştır. Kamu emekçilerinin haklı direnişi Mart ayındaki 4+4+4 e karşı başlatılan eylemlerin ötesine geçerek ciddi bir mücadele dinamiği taşımakta. Kamu emekçilerinin yaşam standartlarındaki dramatik düşüşe karşı ilan edilen greve KESK in yanı sıra, Kamu-Sen ve hatta hükümete yakınlığı ile bilinen Memur-Sen dahi destek verdi. Eğitim-Bir-Sen, Birlik Haber-Sen ve Sağlık- Sen li işçiler de AKP İstanbul il merkez binasının önünde eylem yaparak direnişe destek verdiler. Böylesi bir ortaklaşma kamu emekçilerinin önündeki en büyük engel olan parçalara bölünmüşlüğü aşmak için de büyük bir dinamik taşıyor. Sendika bürokrasisi ise grevin güçlenmesini engellemek için uzlaşmacılık ve işbirlikçilikte sınır tanımadı. 23 Mayıs öncesinde ve esnasında tabanda grev tartıştırılmazken, işyerlerine dönük çalışmalar da yapılmadı ve halkın geri kalanının desteğini almak için de herhangi bir çaba sarf edilmedi. Buna rağmen kamu emekçilerinin bu kitlesel mücadelesi, birleşik mücadele umudunun ilk ışığını yakmış durumda. Öyle ki bu büyük moralle kimi okullarda iş bırakma eyleminin ikinci ayağı olarak üniversite sınavlarının yapılacağı gün iş bırakma eylemi yapılması emekçiler arasında konuşulur hale geldi. Karalamalara cevap: THY de iş bırakma Emekçilerin bu cesaretlenişi karşısında burjuva basın boş durmayarak 23 Mayıs grevini karalamaya yönelik kampanyalar başlatıp, hastane kapılarından dönen insanların abartılı haberlerini yapmaya koşarken, hiç beklemediği bir anda mücadelenin apaçık haklılığı ile karşılaşıp duvara çarptı. Türkiye nin en büyük kurumlarından biri olan THY de, havacılıkta grevin yasaklanmasını öngören önergeye karşı bir

günlük grevin ilan edilmesi ve grevin ciddi bir etki uyandırması mücadelenin sürdüğünü ve bir günde bitmediğini gösteriyordu. Grevsiz toplu sözleşme dayatmasına karşı direnişe geçen Hava- İş sendikasına üye işçiler bir gün içerisinde 100 ün üzerinde uçuşu engellemeyi başararak güçlerini ispat ettiler. Telaşa kapılan THY yönetimi ise iş bırakmaya katılan yüzlerce işçiyi hukuksuz şekilde işten attı ve bunun ardından THY işçileri işe iadeler gerçekleşene kadar direnişi sürdürme kararını aldı. Hükümetin ön saldırısı: Grevi yasaklamak Hükümetin sınıf cesaretine karşı tepkisi ise çok açık oldu. Başbakan yardımcısı Ali Babacan, 31 Mayıs günü şöyle demişti: Ekonomide etkisi olan sektörlerde, kimse kusura bakmayacak, grev yasağı olacak. Hükümet patronlara yeni fırsatlar, işçilere ise yoksulluk saçan istihdam stratejisini bütünüyle hayata geçirmeden önce açık bir biçimde işçi sınıfının elindeki tek pazarlık kozu olan grev hakkını elimizden alma niyetinde olduğunu gösteriyor. Ancak grev yasağını durduk yere işçilerin kolunu kanadını kırmak, sadece sınıfı daha da güçsüzleştirmenin bir parçası olarak algılamak da süreci eksik değerlendirmemize sebep olabilir. Grev yasağı süreci burjuvazinin bütün olarak kalkınma planının temel bir parçası olarak gündeme gelmektedir. Hükümetin emperyalizm ve Türkiye burjuvazisi açısından Türkiye yi verimli bir emek pazarı haline getirme çabası yalnızca ücretleri baskılamak ve örgütlülüğü parçalamak ile sınırlı değil. Hükümet bu saldırıları yaparken sektörel kalkınma planları üzerinde de kimi köklü değişiklikler yaratmanın peşinde. Hükümetin ustalık döneminde enerji ve finans gibi sektörler kalkınma açısından özel bir öneme sahip. Bankacılık sektöründe halihazırda geçerli olan grev yasağının hızla diğer sektörlere de yayılması, kalkınma projeleri için de kaçınılmazdır. Bu koşullar altında tam da hizmet sektörüne verilen ağırlığa denk gelen THY de başlayan

direnişe karşı bu denli hızlı karar alınarak grevin yasaklanması yine hükümetin bütünlüklü saldırısının bir parçası olarak karşımıza durmaktadır. Hong Kong modeli olarak Yeni İstanbul Projesi Çevre dostu, temiz ve kültürel değerlerin sürdürücüsü gibi süslü sıfatlarla tanımlanan bir kent olarak İstanbul un kuzeyinde yeni bir şehir kurulması planı grev ve kürtaj yasağı tartışmaları sürecinde duymuş bulunuyoruz. Hükümet, açıkça Türkiye yi 21. yüzyılın gördüğü en büyük işçi düşmanı ülkelerden biri haline getirip (bu konuda rakiplerinin Çin olduğunu söylüyorlar), öte yandan İstanbul u da çağımızın en barbar şehirlerinden birine çevirmek istiyor. Hükümet istihdam projesi ile işçilere yoksulluk saçma pahasına başta Avrupa ve Arap ülkeleri olmak üzere tüm dünyaya ucuz üretim yapar konuma gelmek niyetinde. Bunlar için de direniş yeteneği kırılmış ve örgütsüzleştirilmiş bir işçi sınıfının yanı sıra, her daim genç ve ucuz emek gücü için de hızla artan bir nüfus planlamasına sahip olmak istiyor. Hedeflenen ticareti yönetebilmek için de güçlendirilmiş bir finans ve hizmet sektörüne sahip olması gerektiğini biliyorlar. Üçüncü köprü güzergâhında, Avrupa nın en büyük hava limanı ile turistlik marinalarıyla Karadeniz ticaretinin merkezi haline gelmesi hedeflenen İstanbul limanını da içeren ve nüfusu 1 milyonu aşacak yeni bir İstanbul yaratma projesi paralelinde grev yasağı saldırısı daha büyük bir önem taşıyor. Merkez Bankası nın İstanbul a taşınmasıyla birlikte emekçilerin hızla şehir merkezlerinin dışına itildiği gerçeğine bakarsak, kentin bir finans merkezi haline getirilerek üretimin diğer şehirlere kaydırılması çalışmalarının çok önce başladığını görürüz. 2008 den beri yapılan görüşmelerle Türkiye yi Avrupa nın Çin i, İstanbul u da Avrupa nın Hong Kong u haline getirme projesi artık apaçık ortada. Avrupa nın kazan dairesi, ucuz emek pazarı ve üretim merkezi

haline getirilmesi bağlamında grev yasağının, temel olarak istihdam projesinin hayata geçmesi için bir ön saldırı olduğunu söyleyerek sonuçlarının çok daha geniş bir alana yayılacağını ifade edebiliriz. Yoksullaşmamızın ve tek güvencemiz olan grevli toplu iş sözleşme hakkımızın elimizden alınmasının dışında da sonuçları olacaktır. Hızlı nüfus artışıyla birlikte işsizlik ve yoksulluğun planlı olarak artmasını, aynı zamanda enerji sanayiinde ve kentleşmedeki doğayı tahrip edecek yatırımların da önünün açılmasını, istihdam projesinin üç ayağının da hayata geçmesini ilk elden örnekler olarak sıralayabiliriz. Mücadeleyi birleştirmek Bizler açısından ise durum hiç de karamsar değil. Kamu emekçilerinin grevinin ardından havacılık sektöründe ve BEDAŞ ta başlayan direnişlerin aynı zamanda gerçekleşmesi bir rastlantı değildir. Hükümetin bütünlüklü emek düşmanı saldırılarına karşı bulunduğumuz sektörlerde cevap vermeye başladık ve mücadele etmekten korkmadığımızı gösterdik. İki önemli grevimizin ardından mücadelemiz hala sürüyor. Direnişlerimizin cesur ve ileri yanlarının yanı sıra, pek çok geriliğimiz de mevcut. Şimdi bu geriliklerimizi de kapatarak daha güçlü bir mücadelede birleşme zamanı. Direnişlerimizin önündeki tek engel hükümet değil. Bizler sendika bürokrasisi ile de mücadele etmek durumundayız. Geleceğimizi bürokratlara bırakmamak için işyerlerimizde ve sendika şubelerimizde bir araya gelip grevlerimizin bir bilançosunu çıkarmayı talep etmeliyiz. Böylece hem haklarımızı daha iyi savunabilir hem de eylem programımızı işbirlikçi bürokratlara bırakmamış oluruz. Dahası da var. Başlattığımız direnişlerin yankıları sürüyor. İlk iş olarak şimdiden bir araya gelerek sektörlerimiz içerisindeki örgütsel bölünmüşlükleri aşmaya çabalamalıyız.

Sonrasında da bir yandan direnişimizi nasıl sürdüreceğimize karar verirken, diğer yandan benzer saiklerle başlayan ve patronların yanı sıra hükümeti de karşısına alan diğer direnişleri de desteklemeli, kazanabilmek için onlarla birleşik bir mücadeleye girmeliyiz. THY direnişini başladığı günden itibaren yalnız bırakmayan HEY Tekstil işçileri bu konuda anlamlı bir örnek göstermektedir. Kürtaj yasağına karşı başlayan seferberliklere de sendikalarımızın dâhil olmasını sağlayarak, grev yasağı ile yan yana yürüyen bu saldırının karşısında da durabilecek güce sahip olmalıyız. Yeter mi, yetmez! Aynı zamanda bu iki yasağa karşı verilen mücadelelerin de birleştirilmesinin, güçlendirilmesinin de yollarını aramalıyız. Yalıtılmışlık ve işbirlikçi bürokratlar tarafından bölünmüş olan gücümüzün mücadele halindeki sektörlerin birlikteliği ile yenilmez hale geleceğinden eminiz. Ayrıca İşçi Cephesi olarak, işçi sınıfının devrimci partisinin de yalnızca böylesi birlikler ve mücadeleler içerisinde kurulabileceğine inanmaktayız.