1-15 OCAK 2005 İKV BÜLTENİ AVRUPA PARLAMENTOSU AB ANAYASASI NI ONAYLADI Avrupa Parlamentosu AB Anayasası nı 12 Ocak ta onayladı. Sonucun 25 üye ülkedeki tartışmaları olumlu yönde etkilemesi bekleniyor. Avrupa Parlamentosu, 12 Ocak ta gerçekleşen Genel Kurul toplantısında AB Anayasası nı onayladı. Oylamada, 500 evet, 137 hayır, 40 çekimser oy kullanıldı. Parlamento da en fazla sandalyeye sahip olan Hıristiyan Demokratlar başta olmak üzere, Sosyalistler, Liberaller ve Yeşiller AB Anayasası nın yürürlüğe girmesini destekliyor. AB Dönem Başkanı Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker, Parlamento nun büyük bir oyçokluğuyla AB Anayasası nı onaylamasından memnuniyet duyduğunu belirtti. Avrupa Parlamentosu Başkanı Josep Borrell Fontelles de, oylamanın sonucunun tarihi olduğunu ve üye ülkelerin en kısa zamanda onay süreçlerini tamamlamalarını beklediklerini ifade etti. Genel Kurul da kabul edilen kararda, üye ülkelerin 2006 yılının ortasına kadar AB Anayasası nı oylamaları yönünde çağrıda bulunuldu. Kararın ardından, Avrupa Parlamentosu nun Anayasa nın onaylanmasına yönelik tanıtım kampanyası da resmi olarak başladı. Genel Kurul dan çıkan sonuç, 25 üye ülkenin her birinde Anayasa nın ayrı ayrı onaylanması sürecinde yaşanacak tartışmalar açısından önem taşıyor. 1 Kasım 2006 tarihinde yürürlüğe girmesi öngörülen Anayasa için bazı ülkeler parlamento kararı ile bazıları ise referandum yolu ile onay verecek. Şimdiye kadar, Litvanya ve Macaristan, Parlamento kararı ile Anayasa yı onaylayan ilk ülkeler oldu. Bunu takiben, Avusturya, G.Kıbrıs, Estonya, Finlandiya, Yunanistan, İtalya, Letonya, Malta, Slovakya, Slovenya ve İsveç bu yıl içinde parlamentolarında Anayasa yı oylayacaklar. Referandum yolunu seçen ülkeler içinde ilk olarak İspanya, 20 Şubat ta Anayasa yı oylayacak. Lüksemburg, Fransa, Hollanda, Portekiz, İngiltere, Danimarka, Polonya ve İrlanda referandum düzenleyecek diğer ülkeler. Çek Cumhuriyeti onay sürecine ilişkin yolu henüz belirlemezken, ulusal anayasaları referanduma imkan vermeyen Almanya ve Belçika bu yıl içinde konuyu Parlamentolarında ele alacak. Üye ülkeler arasında Anayasa ya hayır deme olasılığı en yüksek ülkeler İngiltere, Polonya ve Danimarka olarak tahmin ediliyor. AB nin dış ilişkilerden sorumlu temsilcisi Javier Solana, İngiltere nin Anayasa ya hayır demesinin evet diyen üye ülkelerle arasında sorun yaratabileceğini söyledi. Bununla birlikte, sonucun olumsuz çıkmasının İngiltere nin Avrupa ailesinden dışlanmasına yol açmayacağını düşündüğünü de ifade etti. Solana, Anayasa nın AB yi daha etkili kılmak için temel bir adım olduğunu belirtti. İspanya Hükümeti ise, Anayasa referandumu için bilgilendirme kampanyası başlattı. Kampanya çerçevesinde Anayasa yı ünlüler tanıtacak. Hükümet, yapılan araştırmalarda %90 ının Anayasa üzerine çok az bilgi sahibi olduğu ortaya çıkan İspanya halkına, bu karmaşık belgeyi basitleştirerek anlatmayı amaçlıyor. AB destekçilerinin çoğunlukta olduğu İspanya, referandumun yapılacağı ilk AB üyesi ülkelerden biri ve referandumdan güçlü bir evet kararı çıkması bekleniyor. LÜKSEMBURG DÖNEM BAŞKANLIĞI ÖNCELİKLERİNİ AÇIKLADI Lüksemburg AB Dönem Başkanlığı nı 2005 in ilk yarısı için devraldı. Dönem Başkanlığı, özellikle bütçe ve genişlemeye ilişkin konulara öncelik verecek. Lüksemburg, Avrupa Birliği Konseyi Dönem Başkanlığı nı 1 Ocak 2005 ten itibaren Hollanda dan devraldı. Bu, Lüksemburg un Avrupa Birliği kurulduğundan bu yana 11. Dönem Başkanlığı olacak. Lüksemburg, 2005 in ilk yarısında, AB ye siyasi yön verecek. Lüksemburg Dönem Başkanlığı nın önünde yoğun bir gündem bulunuyor. Öncelikle, AB nin 2007-2013 dönemi bütçesine ilişkin tartışmalar yaşanacağı için parasal konuların ağırlıklı olması bekleniyor. Üye ülkelerin Haziran ayında bütçe tavanına ilişkin anlaşmaya varmaları ve aynı zamanda, AB nin dünya ekonomisi içinde rekabet gücünü artırmayı amaçlayan Lizbon Stratejisi ne eğilmeleri gerekiyor. Dönem Başkanlığı, bunun yanında, genişleme sürecine ilişkin önemli çalışmalar gerçekleştirecek. Türkiye ile Ekim ayında başlayacak müzakereler öncesinde hazırlık çalışmalarının tamamlanması öngörülüyor. Lüksemburg, Hırvatistan ile Mart ta başlayacak müzakerelere de başkanlık edecek. Ayrıca, Bulgaristan ve Romanya ile imzalanacak katılım antlaşmasının hazırlanması gerekiyor. Bir çok ülkenin kendi ulusal onay prosedürü çerçevesinde oylayacağı Avrupa Anayasası, Dönem Başkanlığı açısından

bir diğer önemli gündem maddesi olacak. Lüksemburg Dönem Başkanlığı nı, dış ilişkiler alanında bekleyen en acil görevlerden biri ise, depremin ardından güney doğu Asya ya sağlanacak yardımın koordinasyonu olacak. Aşağıda, Lüksemburg Dönem Başkanlığı tarafından açıklanan önceliklerin özeti yer alıyor: Lizbon Süreci Lüksemburg Başkanlığı, Mart ayında Komisyon un raporu doğrultusunda, Lizbon Süreci nin ara-dönem raporunu hazırlayacak. Lizbon Süreci, Birliğin son yıllarda ortaya koyduğu en iddialı reform stratejisini kapsıyor. 2010 yılında öngörülen hedeflere ulaşılması zor gözüktüğünden, Lüksemburg Başkanlığı, hedefin üye ülkelerin, reformları, bu tarihte bir değişim sürecini gösterir ve sürdürülebilir şekilde uygulamaları olarak değiştirilmesini önerdi. Lizbon Süreci nin önceliklerinde değişiklik yapılıp yapılmayacağı da Dönem Başkanlığı tarafından değerlendirilecek. 2007-2013 Mali Perspektifi 2004-2006 yılı stratejik perspektifinde, 2005 in Haziran ayında 2007-2013 mali perspektifi üzerinde siyasi uzlaşı sağlanması öngörülüyor. Ayrıca, yeni mali perspektif dönemi ile başlayacak olan yeni nesil Topluluk Programlarının hazırlıklarının 2006 yılında bitirilebilmesi için, gerekli hukuki düzenlemelerin 2005 yılı sonuna kadar yapılması gerekiyor. Lüksemburg Başkanlığı, bir önceki Başkanlığın çalışmaları doğrultusunda, bu hedefleri gerçekleştirmeye çalışacağını belirtiyor. Genişleme Lüksemburg Başkanlığı genişleme alanında şu noktalara öncelik vereceğini belirtti: Bulgaristan ve Romanya ile imzalanacak olan Katılım Antlaşması nı hazırlamak. Bu iki ülkenin 1 Ocak 2007 tarihinde AB ye üye olmaları öngörülüyor ancak, uyum çalışmalarının denetimi devam edecek. Hırvatistan ile müzakereleri, Haziran 2004 ve Aralık 2004 Avrupa Konseyi Sonuçları uyarınca, 17 Mart 2005 tarihinde başlatmak. Aralık 2004 Avrupa Konseyi Sonuçları uyarınca, Türkiye ile Ekim ayında başlatılacak katılım müzakerelerinin hazırlık çalışmalarına başlamak. Bu kapsamda, detaylı bir müzakere çerçevesinin yılın ikinci yarısında hazırlanması öngörülüyor. Bu, Komisyon tarafından Türkiye ye ilişkin önerilen 3 ayaklı stratejinin somut hale getirilmesi ve çalışmalar için öngörülen yol haritasının önceliklerinin belirlenmesi anlamına geliyor. Buna paralel olarak, Hırvatistan ve Türkiye ile halihazırda varolan anlaşmaların, müzakereler ile oluşan yeni şartlara uyarlanması gerekiyor. Dönem Başkanlığı, katılım öncesi araçlara ilişkin çalışmayı da kendi dönemi içinde tamamlamayı planlıyor. Ekonomik ve Sosyal İşler ve İç Pazar Lüksemburg Dönem Başkanlığı, rekabet gücü ve büyümeye ilişkin varolan yaklaşımı, Komisyon un desteği ile devam ettirmeyi ve güçlendirmeyi amaçlıyor. Dönem Başkanlığı nın amaçları arasında, politikaları tamamlamak, oluşan sinerjiden faydalanmak ve rekabete ilişkin yasal düzenlemenin etkilerini değerlendirmek yer alıyor. Lüksemburg Dönem Başkanlığı nın önem vereceği konulardan bir diğeri ise, İç Pazar ın tamamlaması için gerekli direktiflerin üye ülkelerce uygulamaya koyulması olacak. Daha İyi Düzenleme Avrupa ekonomisinin uzun vadedeki rekabet gücünü garanti altına almak için, düzenleyici çerçevenin iyileştirilmesine yönelik çabaların başarıyla sonuçlanması gerektiğini belirten Lüksemburg Dönem Başkanlığı, yaklaşık bir yıl önce başlayan ve daha iyi düzenleme olarak bilinen çalışmaları devam ettirmeyi amaçlıyor. Dönem Başkanlığı ilk aşamada, varolan mevzuatın basitleştirilmesi ve hazırlık aşamasında olan yasal düzenlemelerin etki analizi üzerine yoğunlaşacak. Lüksemburg Dönem Başkanlığı, ayrıca, fikri ve sınai mülkiyet, tüketicinin korunması, profesyonel hizmetler ve nitelikler, istihdam ve sosyal politika, araştırma, eğitim, gençlik ve kültür, telekomünikasyon ve bilgi toplumu, ulaştırma, enerji, çevre, kimyasal ürünler, sağlık, tarım ve balıkçılık alanlarına eğilerek başlatılan çalışmalara kararlılıkla devam edeceğini açıkladı. Sürdürülebilir Kalkınma Lüksemburg Başkanlığı, Komisyon un Şubat ayında sunacağı Sürdürülebilir Kalkınma Stratejisi Raporu nu değerlendirecek. Dış İlişkiler Lüksemburg Başkanlığı, Avrupa Güvenlik Stratejisi kapsamında dünyada barış, demokrasi ve istikrar sağlanmasına yönelik olarak çalışmaya, bu amaçla işbirliklerine ve AB nin uluslararası arenadaki lider rolünü güçlendirmeye devam etmeyi planlıyor. İnsan haklarını güçlendirmek alanında, özellikle BM İnsan Hakları Komisyonu kapsamında çalışmalar yapılması öngörülüyor.

Avrupa Konseyi ve AGİT gibi kurumlarla insan hakları ve hukukun üstünlüğü konularında işbirliğine devam edilecek. Bu kapsamda, Avrupa Konseyi nin 16-17 Mayıs tarihlerinde Varşova da düzenleyeceği Zirve özellikle önem taşıyor. Lüksemburg Başkanlığı, Balkanlar daki reform sürecini desteklemeyi sürdürmeye kararlı. Bu bağlamda, Selanik Gündemi uygulanmaya devam edilecek; Arnavutluk ile bir İstikrar ve Ortaklık Anlaşması yapılması için müzakereler sürdürülecek; Bosna-Hersek ve Sırbistan ile ise, uygun koşullar oluşur oluşmaz müzakerelere başlanacak ve statüsü ne olursa olsun, geleceğinin AB içinde olacağına inanılan Kosova için verilen taahhütler yerine getirilecek. AB nin stratejik ortağı olduğu ifade edilen Rusya ile yakın ilişkiler geliştirilmesi, Mayıs 2005 te düzenlenecek AB- Rusya Zirvesi nde sunmak üzere dört yol haritası içeren bir paket hazırlanması planlanıyor. Filistin sorununun çözümüne, Irak ta istikrarın sağlanmasına ve İran ile ilişkilerin geliştirilmesine (silahsızlanma ve insan hakları konularında) ilişkin Birlik politikaları sürdürülecek. Körfez İşbirliği Konseyi üye ülkeleriyle, Bahreyn de gerçekleşecek 15. Ortak Konsey de, serbest ticaret anlaşmasının tamamlanmasına gayret edilecek. Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası Lüksemburg Başkanlığı, çeşitli bölge ve ülkelerde halihazırda yürütülen mevcut misyonların başarılı sonuçlanması için elinden geleni yapacağını ifade ediyor. 2005 yılı başından itibaren 1 Ocak 2006 da bir Operasyon Merkezi kurmak için çalışmalara başlanacak. Çatışmalara acil müdahale edecek askeri birliklerin 2007 yılında tam kapasiteye ulaşmasının sağlanması konusunda Mayıs 2005 te bir konferans düzenlenecek. Kalkınma için İşbirliği Eylül 2005 te New York ta Milenyum Kalkınma Hedefleri nin uygulanmasını değerlendirmek üzere bir Zirve toplanacak. Zirve de, bu hedeflere 2015 yılında erişilebilmesi için ne gibi önlemler alınması gerektiği tartışılacak. AB, yoksulluk ve AIDS ile mücadeleye (özellikle Afrika da) destek vermeye devam edecek. Adalet ve İçişleri 1999 yılında kabul edilen Tampere Programı nın temel amacı, adalet ve içişleri alanında normatif bir çerçeve geliştirmek. Bu programın sona ermesinin ardından Konsey tarafından 5 Kasım 2004 tarihinde kabul edilen Lahey Programı, sınır ötesi sorunlarla daha etkili baş edebilecek şekilde genişletilerek, 2010 yılına kadar politika önceliklerini belirliyor. Lüksemburg Dönem Başkanlığı, bu bağlamda, üye ülkeler arasındaki işbirliğinin geliştirilmesine büyük önem veriyor. Sınırlarda, kişilerin dolaşımına ilişkin kurallara ilişkin müzakereler üzerine yoğunlaşılacak ve terörle mücadeleye öncelik verilecek. Ayrıca, adli alanın, karşılıklı tanıma ve yasaların uyumlaştırılması yoluyla birleştirilmesine çalışılacak. AB KOMİSYONU ORTAK VİZE POLİTİKASINA İLİŞKİN TÜZÜK TASARISI KABUL ETTİ AB nin 2030 yılında iş gücü açığı 20 milyonu bulacak. AB Komisyonu, üye ülkeler arasında kısa süreli vizelere ilişkin bilgi alışverişi ve bir Vize Bilgi Sistemi kurulmasına ilişkin Tüzük tasarısını kabul etti. Oluşturulacak Vize Bilgi Sistemi ile üye ülkeler arasında vize bilgilerinin değişiminin sağlanarak, ortak vize politikasının desteklenmesi amaçlanıyor. Ayrıca bu Tüzük ile dış sınırlarda ve üye ülkelerde yapılan kontroller ile iltica başvurusunu değerlendirmekle yükümlü üye ülkenin belirlenmesine dair Dublin Tüzüğü nün uygulanması ve yasadışı göçmenlerin tespiti ve iadesine ilişkin konular düzenleniyor. Vize Bilgi Sistemi, üye ülkelerin ulusal sistemleriyle bilgi ağı içinde olan ve bunlarla işbirliği halinde çalışan bir Avrupa Merkez Bilgi Bankası ndan oluşacak. AB Komisyonu Başkan Yardımcısı ve Adalet ve İçişleri nden Sorumlu Üyesi Franco Frattini, Vize Bilgi Sistemi nin üye ülkelerin iç güvenliğine katkı ve ortak vize politikasının desteklenmesi yoluyla yasadışı göçle mücadele olmak üzere iki amacı olduğunu belirtti. Frattini ayrıca, vize başvurularının kontrol edilmesi ile, Schengen alanında iç sınırlar olmaksızın seyahat edilmesinin sağlanacağını vurguladı. Taslak ile, ekonomik nedenlerden kaynaklanan göç ve Avrupa nın yaşlı nüfusundan doğan sorunlarla mücadele edilmesine ilişkin önlemler öngörülüyor. Buna göre, nitelikli göçmenlere sürekli oturma ve çalışma izni sağlayan ABD deki Greencard formülüne benzer bir sistemin seçeneklerden sadece biri olduğu ifade ediliyor. Bu formül ile hedeflenenin, yabancılara kapıları ardına kadar açmak değil, göç olayına tüm Avrupa da geçerli olacak belirli kurallar koymak olduğu vurgulanıyor.

Öte yandan, AB Komisyonu Sosyal İşlerden Sorumlu Üyesi Vladimir Spidla ise, 2030 yılında AB genelindeki yaşlı nüfus artışı sonucu oluşacak 20 milyon iş gücü açığının kısmen üçüncü ülkelerden giderileceğine işaret ederek, göçü düzenleyecek ortak kriterlerin bu nedenle önem taşıdığını vurguladı. AB KOMİSYONU ÜYE ÜLKELERİN ENERJİ PİYASALARINI DAHA FAZLA SERBESTLEŞTİRMELERİ GEREKTİĞİNİ BELİRTTİ AB Komisyonu 5 Ocak ta yayımladığı yıllık enerji iç pazarı raporunda, üye ülkelerin doğalgaz ve elektrik direktiflerinin öngördüğü piyasa serbestleştirmesi tedbirlerini hayata geçirmek için daha fazla çaba sarfetmesi gerektiğini belirtti. Raporda, enerji iç pazarında rekabeti artırmanın yolunun ancak ulusal piyasaların daha fazla bütünleşmesi ile mümkün olabileceği vurgulanıyor. 25 üye ülkeden 18 i söz konusu direktiflerin öngördüğü Temmuz 2004 te uygulamaya geçemedi. Direktifler temel olarak, üye ülkeler arasında altyapı şebekelerinin birleştirilmesini ve ulusal piyasaların bütünleştirilmesini, piyasalardaki iletim operatörlerinin bağımsızlığının ve dağıtım operatörlerinin bunlardan ayrılmasının sağlanmasını öngörüyor. Direktifler henüz tam olarak uygulanmasa da, olumlu etkilerinin şimdiden piyasalarda görülmeye başlandığı belirtiliyor. Elektrik fiyatlarının 1995 e oranla %10-15 civarında düşüş gösterdiği, çoğu üye ülkede büyük tüketicilerin yaklaşık %25 inin sağlayıcısını değiştirdiği, ancak genellikle diğer bir yerli üreticinin tercih edildiği ve yabancı sağlayıcıların pazar paylarının genellikle %20 den az olduğu ifade ediliyor. Komisyon un 2005 yılında piyasaların bütünleşmesini sağlamak için yeni tedbirler alması bekleniyor. YENİ ELEKTROMANYETİK UYGUNLUK DİREKTİFİ SANAYİNİN ÜZERİNDEKİ İDARİ YÜKÜ AZALTMAYI HEDEFLİYOR Elektromanyetik uygunluğa ilişkin yeni Direktif 31 Aralık 2004 tarihinde Avrupa Birliği Resmi Gazetesi nde yayımlandı. Böylece, ürünlerin kontrolünden sorumlu olan yetkililere daha fazla bilgi ve doküman sağlanırken, düzenleyici işlemler basitleştirilmiş ve üreticiler için maliyet düşürülmüş oldu. Yeni Direktif, üreticilerin yerine getirmesi gereken ve bağımsız bir denetleme ve onay kuruluşunun dahil olmasını gerektiren iki uygunluk değerlendirmesi işlemini kaldırıyor. Üreticiler, sadece ürünlerinin uygunluğunu tesis etmekten ve CE işaretinden sorumlu olacaklar. Elektromanyetik uygunluk direktifi, elektrik ve elektronik araçların elektromanyetik emisyonunu ve bu aletlerin parazite karşı bağışıklıklarını düzenliyor. Örneğin, mikrodalga fırının radyonun alış yeteneğinde parazit yapmamasını ya da radyolu çalar saatin, yanında cep telefonu çalıştığında etkilenmemesini temin ediyor. Direktif, üye ülkelerde önümüzdeki üç yıl içinde yürürlüğe girecek. Komisyon un Girişim ve Sanayi den sorumlu üyesi Günter Verheugen, yeni direktif, Komisyon un öncelikli amacının sanayinin üzerindeki idari yükü azaltmak olduğunu gösterdi dedi. EURO ALANI VE AB-25 TE İŞSİZLİK ORANI %8,9 DÜZEYİNDE SEYREDİYOR AB-25 te işsizlerin sayısı 19,1 milyon. Eurostat ın verilerine göre, 2004 yılında AB-25 ve Euro Alanı Kasım ayı işsizlik oranı ortlaması, aynı yılın bir önceki ayına göre değişiklik göstermeksizin % 8,9 da kaldı. Söz konusu oran 2003 yılı Kasım ayında %9,1 idi. Kasım 2004 verilerine göre, işsizlik oranının en düşük olduğu AB ülkelerinin başında, İrlanda (%4,3), Lüksemburg (%4,4), Avusturya (%4,5), İngiltere (%4,5 Eylül 2004), Hollanda (%4,6 Ekim 2004) geliyor. İşsizlik oranının en yüksek olduğu ülkelerin başında ise Polonya (%18,4), Slovakya (%17,3), Yunanistan (%10,7), İspanya (%10,5) ve Almanya (%9,9) bulunuyor. Eurostat ın verilerine göre Ekim 2004 itibariyle Euro Alanı nda toplam 12,6 milyon ve AB-25 te 19,1 milyon işsiz bulunduğu tahmin ediliyor. 25 üye ülkeden onunda 2004 Ekim ayı itibariyle yıllık işsizlik oranları artarken, onüç ülkede azaldı. İşsizlik oranında geçmiş yıla göre en yüksek artışlar Hollanda (%0,6), G. Kıbrıs (%0,5), Lüksemburg (%0,5) ve Macaristan da (%0,4) kaydedildi. En yüksek azalışlar ise Litvanya (%2,5), Estonya (%8,4), Malta da (%1) gerçekleşti. Ekim 2003 te erkek işsizlerin oranı Euro Alanı nda %7,9 iken Ekim 2004 te değişmedi. AB-25 te ise %8,3 ten %8,2 ye düştü. Kadın işsizlerin oranı Euro Alanı nda %10,3 ten %10,1 e düşerken AB-25 te %10 dan %9,8 e indi. 25 yaş altı genç işsizlerin oranı Euro Alanı nda %17,2 den %17,3 e yükselirken AB-25 te %18,3 ten %18,1 e indi.

AB DEN GÜNEY ASYA DAKİ DEPREMZEDELERE YARDIM AB nin Güney Asya da depremden zarar gören ülkelere yapacağı yardım 1,5 milyar Euro yu bulacak. Avrupa Birliği, 5 Ocak ta Güney Asya depreminde hayatını yitirenler için 3 dakikalık bir saygı duruşu gerçekleştirdi. Depremde hayatını yitirenler içinde çok sayıda Birlik vatandaşı da bulunuyordu. Avrupa Komisyonu depremzedeler için ilk aşamada 23 milyon Euro yardım sağlarken, depremde yaklaşık 1000 vatandaşını kaybeden Almanya, tek başına 500 milyon Euro yardımda bulunacağını açıkladı. Avrupa Komisyonu geçtiğimiz günlerde 450 milyon Euro luk ek bir yardım paketini açıkladı, ayrıca Güney Asya da bir Tsunami Önlemi Merkezi oluşturulması için Avrupa Yatırım Bankası aracılığıyla verilecek 1 milyar Euro luk bir kredi önerisi hazırlandığını belirtti. ABD ise, 350 milyon Dolar yardım yapacağını açıklamıştı. Depremzedelere yapılan yardımlarda Avrupa Komisyonu nun Sivil Koruma Mekanizması da önemli rol oynadı. Bu kapsamda, AB üye ülkeleri ve komşu ülkelerden (toplam 30 ülke) toplanan yardımlar koordine ediliyor. Deprem ve tsunamiden zarar gören ülkelerin, ilk aşamada, mali yardımdan da önce ihtiyaç duydukları; doktor, arama ve kurtarma ekipleri, içme suyu, ilaç ve yiyecek yardımı taleplerini karşılamaya ve koordine etmeye gayret eden Sivil Koruma Mekanizması nın depremin ilk günlerinde etkili şekilde işlediği belirtiliyor.