İş ve Çevre Sağlığı Derlemeleri Dergisi



Benzer belgeler
ÇALIŞANLARIN GÜRÜLTÜ İLE İLGİLİ RİSKLERDEN KORUNMALARINA DAİR YÖNETMELİK

Resmî Gazete Sayı : YÖNETMELİK Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:

ÇALIŞANLARIN GÜRÜLTÜ İLE İLGİLİ RİSKLERDEN KORUNMALARINA DAİR YÖNETMELİK. Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi/Sayısı: /

GÜRÜLTÜ YÖNETMELİĞİ TASLAĞI

Çalışanların Gürültü ile İlgili Risklerden Korunmalarına Dair Yönetmelik. iş SAĞLIĞI VE GÜVENLiĞi MEVZUATI

SESİN FREKANSI ; SESİN FREKANSI ORTAMDAKİ SESİN TİTREŞİMİDİR.BİRİMİ HZ DİR. SESİN ŞİDDETİ ;SESİN ORTAMA YAPTIĞI BASINÇTIRÇBİRİMİ DESBİBELDİR.

Gürültü Yönetmeliği. (Resmi Gazete : Salı, Sayı: (Asıl))

ÜNİTE. İŞ GÜVENLİĞİ MEVZUATI Dr. Erkan ÇETİNER İÇİNDEKİLER HEDEFLER İSG MEVZUATINDA FİZİKSEL RİSKLER

GİRİŞ TEMEL KAVRAMLAR. İSG Mevzuatında Fiziksel Riskler

TİTREŞİM YÖNETMELİĞİ TASLAĞI. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÖNETMELİK ÇALIŞANLARIN TİTREŞİMLE İLGİLİ RİSKLERDEN KORUNMALARINA DAİR YÖNETMELİK. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Açık Alanda Kullanılan Teçhizat Tarafından Oluşturulan Çevredeki Gürültü Emisyonu İle İlgili Yönetmelik (2000/14/AT)

Madde 3 Bu Yönetmelik, 4857 sayılı İş Kanununun 78 inci maddesine göre düzenlenmiştir.

ÇALIŞANLARIN GÜRÜLTÜ İLE İLGİLİ RİSKLERDEN KORUNMALARINA DAİR YÖNETMELİK. Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi/Sayısı:

Resmi Gazete: Salı, Sayı: (Asıl)

(*23/12/2003 tarih ve sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır)

ÇALIŞANLARIN TİTREŞİMLE İLGİLİ RİSKLERDEN. KORUNMALARINA DAİR YÖNETMELİK Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi/Sayısı: /28743 BİRİNCİ BÖLÜM

ÇALIŞANLARIN MARUZ KALDIKLARI GÜRÜLTÜ RİSKİNE KARŞI ASGARİ SAĞLIK VE GÜVENLİK KOŞULLARI TÜZÜĞÜ

Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR, Dr.Emirali KARADOĞAN

İSGDE KORUNMA POLİTİKALARI

İşçi ve İşveren Tanımları

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ TEMEL EĞİTİMİ SIKÇA SORULAN SORULAR. 1 İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitiminin Temel Amacı Nedir? CEVAP:

TEMEL İSG Kaynakça.

167 SAYILI İNŞAAT İŞLERİNDE GÜVENLİK VE SAĞLIK HAKKINDA ILO SÖZLEŞMESİ NİN İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN VERİMLİLİĞİ ÜZERİNE ETKİSİ

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ANABİLİM DALI TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS

KİŞİSEL KORUYUCU DONANIMLARIN İŞYERLERİNDE KULLANILMASI HAKKINDA YÖNETMELİK

ÇALIŞMA MEVZUATI İLE İLGİLİ BİLGİLER

Çalışma Ortamı Gözetiminin Tanımı

T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SAYILI İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ KANUNU

Kitap Temini için: DİNÇ OFSET Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti İÇİNDEKİLER

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HUKUKU. Arş. Gör. Yusuf GÜLEŞCİ

Biyosidal Ürünlerde İş Sağlığı ve Güvenliği

İş yeri ortamında gürültü ve risk değerlendirmesi

KANSEROJEN VEYA MUTAJEN MADDELERLE ÇALIŞMALARDA SAĞLIK VE GÜVENLİK ÖNLEMLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK

SUNU PLANI SAYILI İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ KANUNU HAKKINDA GENEL BİLGİLENDİRME 2- ÇALIŞAN TEMSİLCİSİ GÖREV YETKİ VE SORUMLULUKLARI

Vaatler kağıt üzerinde kalmasın, kaliteli hizmet alayım diyorsanız, İş güvenliği uzmanınız ve işyeri hekiminiz işyerinize gelsin istiyorsanız.

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu

İZLEME VE ÖLÇME PLANI

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ YÖNETİM SİSTEMİNDE DÖKÜMANTASYON

EYLÜL 2013 MEVZUAT BÜLTENĠ. Çevre & ĠĢ Güvenliği

Korunması Hakkında Yönetmelik. (26 Aralık 2003 tarih ve sayılı Resmi Gazete) BİRİNCİ BÖLÜM

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ KANUNU

Yönetmelikler. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Çalışanların Korunması Hakkında Yönetmelik

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU BİLGİLENDİRME TOPLANTISI 8 OCAK 2013 ÖNDER KAHVECİ

Yrd.Doç.Dr. Ömer Faruk Usluoğulları İnşaat Mühendisliği Bölümü

DIŞ KAYNAKLI GÜNCEL DOKÜMAN LİSTESİ

RİSK DEĞERLENDİRMESİ ve ÇALIŞANLARIN İSG EĞİTİMLERİ. Ali Kaan ÇOKTU

İŞ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ

X X İl Milli Eğitim Müdürlüğü Toplum Sağlığı Merkezleri X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X. X X X X X X Okul/Kurum Müdürlükleri

5 Kasım 2013 SALI Resmî Gazete Sayı : YÖNETMELİK Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNUNA GÖRE UYGULANACAK İDARİ PARA CEZALARI

Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda. İşveren Yükümlülükleri -II- Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda İşveren Yükümlülükleri -II-

İSG PLANLAMA RİSK DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Cephe İskelelerinin Kurulum ve Söküm Aşamalarında Güvenli Çalışma Yöntemleri

İş Sağlığı ve İş Güvenliğinde Çalışan Katılımının Önemi

...İŞLETMENİZİN SÜREKLİLİĞİ İÇİN BAKIM YAPTIRDINIZ MI? Sayın İlgili;

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ YASASI BİLGİLENDİRME TOPLANTISI

İŞVERENİN İŞ KAZASI VE MESLEK HASTALIĞI BİLDİRİM YÜKÜMLÜLÜĞÜ

ÇALIŞMA ORTAMI GÖZETİMİ. İş güvenliği uzmanlarının çalışmarındaki yeri ve önemidir.

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNUNA GÖRE UYGULANACAK İDARİ PARA CEZALARI ( )

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU NA GÖRE İŞVEREN VE İŞVEREN VEKİLİ KAVRAMLARININ ANALİZİ

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNUNA GÖRE 2016 YILINDA UYGULANACAK İDARİ PARA CEZALARI

09 Aralık 2003 Tarihli Resmi Gazete

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ KANUNU HAKKINDA GENEL BİLGİLENDİRME

Enerji dağıtım tesisleri ve elektrikle çalışma


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Madde 1- Bu Yönetmelik, işyerlerinde sağlık ve güvenlik şartlarının

(*09/12/2003 tarih ve sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır)

RİSK DEĞERLENDİRME YAKLAŞIMI VE YASAL YÜKÜMLÜLÜKLER

İŞ GÜVENLİĞİ MÜHENDİSİ. Yrd. Doç. Dr. Fuat YILMAZ Gaziantep Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü

Cuma, 04 Şubat :27 - Son Güncelleme Cumartesi, 15 Ağustos :40

İKİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR, Dr.Emirali KARADOĞAN

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU NDA YER VERİLEN İDARİ PARA CEZALARININ 2016 YILINDA UYGULANACAK TUTARLARI

CALIŞANLARIN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ EĞİTİMLERİNİN USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK. (7 Nisan 2004/25426 R.G.) BİRİNCİ BÖLÜM

10 dan Az Çalışanı Olan İşyerleri Çalışanı Olan İşyerleri. AZ TEHLİKELİ (Aynı miktarda) ÇOK TEHLİKELİ (%50 artırılarak)

Elektrik İş Güvenliği ve Mevzuatı

6331 SAYILI İSG KANUNUNA GÖRE 2017 YILINDA UYGULANACAK İDARİ PARA CEZALARI

Kaynakların Derslere Göre Dağılımı

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNDE RİSK YÖNETİMİ VE DEĞERLENDİRMESİ DOÇ. DR. İBRAHİM OCAK DOÇ. DR. ALİ İSMET KANLI

HİZMETLERİMİZ. HAKkIMIZDA. İş Güvenliği Uzmanlığı. İş Yeri Hekimliği. Sağlık raporu. Acil Durum Planlaması. İş Güvenliği Eğitimleri.

6331 SAYILI İSG KANUNUNA GÖRE 2016 YILINDA UYGULANACAK İDARİ PARA CEZALARI

TDS 220 İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ

İŞ GÜVENLİĞİ UZMANLIĞI HİZMETLERİ

KÖMÜR MADENLERİNDE EXPROOF TEÇHİZAT KULLANIMINA İLİŞKİN MEVZUAT (ATEX) SÜRECİ. 7 Aralık ATEX Sempozyumu BEÜ - ZONGULDAK

6331 SAYILI İSG KANUNUNA GÖRE 2017 YILINDA UYGULANACAK İDARİ PARA CEZALARI

6331 SAYILI İSG KANUNUNA GÖRE 2017 YILINDA UYGULANACAK İDARİ PARA CEZALARI

6331 SAYILI İSG KANUNUNA GÖRE 2017 YILINDA UYGULANACAK İDARİ PARA CEZALARI

RİSK ANALİZ PROSEDÜRÜ

Biyolojik Etkenlere Maruziyet Risklerinin Önlenmesi Hakkında. Resmi Gazete:10 Haziran 2004 Perşembe Sayı: BİRİNCİ BÖLÜM

Doç. Dr. Pir Ali KAYA

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

29 Aralık 2012 CUMARTESİ. Resmî Gazete. Sayı : YÖNETMELİK. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:

Tarım Sektöründe İş Hijyeninin Önemi

10 dan Az Çalışanı Olan İşyerleri Çalışanı Olan İşyerleri. AZ TEHLİKELİ (Aynı miktarda) ÇOK TEHLİKELİ (%50 artırılarak)

FİZİKSEL ETKENLER. 1 GÜRÜLTÜ 2 TİTREŞİM 3 TERMAL KONFOR FAKTÖRLERİ 4 İYONİZAN ve NONİYONİZAN RADYASYON 5 BASINÇ

Eylem Planları Niçin Hazırlanır ve Hazırlanan Eylem Planlarından Nasıl İstifade Edilir?

ELLE KALDIRMAve TAŞIMAİŞLERİNDE İ S G.

İŞVERENİN ÖNLEM ALMA BORCU

Transkript:

İŞ SAĞLIĞI AÇISINDAN GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ Meşide Gündüzöz 1, Uğur Dadalı 1, Okan TANIN 2, İlker Gündüzöz 3 1. S.B. Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi, Meslek Hastalıkları Kliniği, Türkiye 2. Yozgat Halk Sağlığı Müdürülüğü, Türkiye 3. İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliği, Türkiye Özet Gürültü insan sağlığına tehdit oluşturan ses düzeylerine verilen addır. Gürültü sanayileşme ve kentleşme olguları ile birlikte önemi ve yaygınlığı artan bir sorundur. Gürültü konusuna Türk kamu otoritelerinin ilgisi son yıllarda artmıştır. Gürültü bakımından konunun toplum, çevre ve birey olarak çeşitli unsurları söz konusudur. Gürültü kavramı, Toplum ve çevre bakımından gürültü kirliliği ; işçi sağlığı ve iş güvenliği bakımından gürültü kirliliği olarak iki ana başlıkta ele alınmalıdır. Toplum ve çevre sağlığı açısından gürültü kirliliği için genel sınır değer 58 db dir. İş sağlığı ve iş güvenliği bakımından ise maruziyet sınır değeri 87 db(a) olarak kabul edilmektedir. Ulusal mevzuat tarafından bazı özel gruplara daha düşük değerler belirlenebilmektedir. İş sağlığı ve güvenliği Türkiye de son yıllarda gelişme gösteren bir alandır. Bu çerçevede, gürültü olgusunun ortaya konması ayrı bir öneme sahiptir. Anahtar Kelimler Gürültü, iş sağlığı ve güvenliği, meslek hastalığı Abstract THE NOISE POLLUTION WITHIN THE FRAMEWORK OF OCCUPATIONAL HEALTH Noise called the volume pose a threat to human health. The noise problem and the prevalence of noise has got more important with industrialization and urbanization. Attention of the Turkish public authority with the noise issue has increased in recent years. The issue of noise in terms of community environment and individual could be mentioned as the various elements. "Society and the environment in terms of noise pollution"; "Workers' health and safety in terms of noise pollution" should be dealt with in two main categories. General limits for noise pollution and the environmental health of the community is 58 db. Occupational health and safety in terms of the exposure limit value of 87 db (A) is accepted. Lower than some special group value can be determined by national legislation. Occupational health and safety is an area showing progress in recent years in Turkey. In this context, to reveal cases of noise has a different significance. Cilt:1, Sayı:1, Sayfa:43/23

Key Words Noise, occupational health and safety, occupational diseases Giriş Bu çalışmada gürültü kavramı tanımlandıktan sonra iş sağlığı ve güvenliği açısından gürültü çeşitli ölçütlere göre alt gruplar halinde incelenecektir. İş sağlığı açısından gürültünün hukuksal ve kavramsal çerçevesi ortaya konacaktır. Özetle, özelde iş sağlığı ve iş güvenliği ekseninde konu incelenecektir. Ancak gürültü kavramının iş sağlığı ve güvenliği konusundan daha geniş bir kavram olduğu hatırda tutulmalıdır. Bu itibarla genel olarak gürültü kavramı ve bu kavramın diğer boyutları da, iş sağlığı ve güvenliği kavramının açıklığa kavuşturulması amacına yönelik olarak ve bu sınırlılıkta ortaya konacaktır. Çalışma geniş bir mevzuat incelemesi ile literatür taramasına dayalı bir yöntem belirlemiştir. İlave olarak meslek hastalıkları hastanesine başvuran gürültü maruziyetine uğramış çalışanlar da incelenmiştir. Böylece, Türkiye de gürültü kavramının yasal çerçevede yeterli bir şekilde ele alınıp alınmadığının ortaya konması amaçlanmaktadır. Çeşitli durumlara göre sınır değerlerin analitik bir çerçevede ortaya konması da diğer bir amacı oluşturmaktadır. Bu çerçevede sorun alanları üzerine de vurgu yapılacaktır. Gürültü insan sağlığına tehdit oluşturan ses düzeylerine verilen addır. Gürültü ile birlikte ses kirliliği kavramı da literatürde kullanılmaktadır. Uluslararası standartlara göre 58 db (desibel) üstündeki sesler gürültü olarak kabul edilmektedir. İş sağlığı ve güvenliği (İSG) bakımından Türkiye de yeterli ölçümle tespit edilen haftalık gürültü maruziyet düzeyi ise 87 db dir. Bir tanım gerekirse, gürültü insan sağlığı açısından risk oluşturan ve bunun yanı sıra çevre kirliliği sorunları arasında yer alan istenmeyen ve belli standart db düzeylerinin üstündeki seslerdir. Gürültü sanayileşme ve kentleşme olguları ile birlikte önemi ve yaygınlığı artan bir sorundur. Sanayi üretiminde kullanılan makinelerin ses düzeyleri ile kentlerin insan kalabalığı ve trafiğe bağlı olan sesleri gürültünün önemli kaynaklarındandır. Sanayileşme ile üretim alanındaki makineleşme eş zamanlı ortaya çıkan ve belli ölçüde eş anlamlı kavramlar olmuştur. Kitlesel üretim amaçlanırken bu amaca yönelik olarak üretimde makineleşme söz konusudur. Gürültü kavramının insan, toplum ve çevre sağlığı açısından sonuçları vardır. Ancak bu çalışma iş sağlığı ve güvenliği ekseninde gürültüyü ortaya koymayı amaçlamaktadır. Türkiye de Cilt:1, Sayı:1, Sayfa:43/24

soruna ilişkin yasal ve yönetsel yapı ortaya konarak örnek gürültü maruziyet vakası incelenecektir. Somut olay üzerinden ortaya konulan mevcut durum sorgulanacaktır. Son olarak, gürültü bakımından çeşitli öneriler getirilecektir. 1. Türkiye de İş Sağlığı ve Güvenliği Anayasanın 48. maddesinde Herkes dilediği alanda çalışma ve sözleşme yapma hürriyetine sahiptir, 49. maddesinde Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, 50. maddesinde Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz ve 51. maddesinde de Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir denilerek çalışmayla ilgili hükümler ortaya konmuştur (Erkul ve Oğuz, 2011: 18). Çalışma açısından, iş sağlığı ve güvenliğinin genel bir çerçevesinin çizilmesi önem arz etmektedir. Gürültü sorunu iş sağlığı ve güvenliği kavramının bir uğraş alanıdır. Türkiye de, 20/6/2012 tarihli ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun kabul edilmesiyle çalışanlar ve iş dünyası açısından önemli bir dönem başlamış oldu. 6331 sayılı kanun, iş sağlığı ve güvenliği bakımından önemli düzenlemeler getirmekte, iş sağlığı ve güvenliğinde "tazmin edici" yaklaşım yerine daha çok "önleyici" bir yaklaşım sergilemektedir (Korkmaz ve Avsallı, 2012: 153). İş sağlığı ve güvenliği, soysal tarafların tümünün katkısını gerektiren disiplinler arası bir alandır. Bu kapsamlı ve özgün yapısına rağmen konu uzun yıllardan beri hak ettiği ilgiyi görememekte, ortaya çıkan iş kazaları sonucu gündeme girmekte ve girdiği hızla da yeni bir iş kazasına kadar gündemden düşmektedir (Akın, 2012: 101). Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının yayınlarına göre, iş kazaları emniyetsiz hareketler (koruyucuları kullanılmaz hale getirme, bozuk malzeme kullanma, emniyetsiz yükleme, makina ve teçhizatları durdurmadan temizleme, el şakaları yapma, kişisel koruyucuları kullanmama gibi) ve durumlardan (kişisel ve makina koruyucularının yetersizliği, kaygan zemin, yetersiz havalandırma ve aydınlatma, gürültü vb. gibi) kaynaklanmaktadır. Emniyetsiz hareketlerden çalışanların bizzat kendileri sorumludur. Ancak, güvensiz durumlardan ise, işverenler sorumludur (Camkurt, 2007: 81). İş sağlığı ve güvenliği konularını içeren koruma işlevi; işletmelerde güvenli bir çalışma ortamının Cilt:1, Sayı:1, Sayfa:43/25

yaratılması için gerekli insan davranışının sağlanmasını, iş kazaları ve meslek hastalıklarını doğuran nedenlerin saptanarak ortadan kaldırılmasını ve bunların sebep olduğu kayıp zamanın azaltılarak verimliliğin yükseltilmesini amaçlar (Tüzüner ve Özaslan, 2011: 139). Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı işin niteliğine göre tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, sakatlık veya ruhi arıza halleridir (SGK, 2010). İş kazası kavramının ise pek çok tanımı olmakla beraber; emniyetsiz hareket ve şartlardan doğan, çalışanların can güvenliğini tehlikeye sokan, çoğu zaman yaralanmalara, makine ve teçhizatın zarara uğramasına veya üretimin bir süre durmasına yol açan, önceden planlanmamış olaylar şeklinde tanımlanabilir. Kazanın tanımındaki en önemli unsur, ani ve beklenmeyen bir olay olmasıdır (Ceylan, 2011: 19). Türkiye de, teknik personelin karıştığı iş kazaları ve söz konusu kazalar sonucu meydana gelen ölüm ve yaralanma olayları, gelişmiş ülkelere oranla, oldukça fazladır. İşgücü kayıpları yanında, ekonomik kayıplara da neden olan iş kazalarının azaltılabilmesi için, yürürlükte olan yasa, tüzük ve yönetmeliklere titizlikle uyulması, iş güvenliği eğitimine önem verilmesi ve iş kazalarının nedenleri ile alınması gereken önlemlerin saptanmasına yönelik çalışmalara gereksinim duyulmaktadır. Teknik personel üstünde yapılan bir çalışmada, 217 teknik personelden 32 sinin iş kazası geçirdiği, teknik personelin denetimi altında çalışanlardan 27 sinin iş kazasına uğradıkları saptanmıştır. Kaza geçiren teknik personelin % 44.4 ü güvensiz ortam, % 55.6 sı güvensiz davranışlar nedeniyle; iş görenlerden ise % 15.6 sının güvensiz ortam, % 84.4 ünün güvensiz davranışlar nedeniyle kazaya uğradıkları, kazaların 26-30 yaş grubunda, haftanın cuma günlerinde ve günün 1300-1500 saatleri arasında yoğunlaştığı belirlenmiştir. Kazalarda, çalışanların eğitim yetersizliği, iş yerinin düzensizliği ve çalışanların işine özen göstermemesi en önemli üç faktör olarak saptanmıştır (Aybek-Güvercin-Hurşitoğlu, 2003: 100). İşyerinin düzensizliği kavramı içine gürültü kaynaklarının da girdiğine şüphe yoktur. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) istatistiklerine göre, 2013 yılında ülkemizde 191.389 kişi iş kazası geçirmiş, 371 kişi meslek hastalığına tutulmuştur. Bunlardan 1.660 kişi iş kazasından dolayı, 34 kişi de meslek hastalığından dolayı iş göremez hale gelmiştir. 2013 yılında 1.360 kişi iş kazasından ölmüştür. İş kazaları sonucu kaybedilen iş günü sayısı 2.357.505, meslek hastalıkları sonucu kaybedilen iş günü sayısı ise 690 gündür (SGK, 2013). Türkiye de Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) kriterlerine göre iş kazaları ve meslek hastalıklarının maliyeti; yaklaşık 38 milyar TL Cilt:1, Sayı:1, Sayfa:43/26

olarak tahmin edilmektedir (Ceylan, 2011: 18). Türkiye de meydana gelen iş kazalarının büyük bir kısmı resmi kayıtlara geçmemektedir. Son ondört yıl istatistikleri kümülatif olarak incelendiğinde; 83 milyon nüfusa sahip Almanya da yılda 800 binden fazla kaza rapor edilirken, Türkiye de bu sayı 70 binden daha azdır. Sadece bu veri bile Türkiye deki iş kazalarının tamamının kayıt altına alınamadığının bir göstergesidir (Ceylan, 2011: 20). Çalışanın endüstrileşmenin yol açtığı tehlikelerden, özellikle yaşamına, vücuduna ve sağlığına yönelik tehditlerden ve zararlardan korunması gereği ortaya çıkmıştır. Personelin sağlık ve güvenliğinin korunması eylemi, onları çevresel kirlilikler, yüksek gürültü düzeyleri, korumasız makine, radyasyon vb. gibi tehlikelerden koruyan bir çalışma çevresi yaratmayı içerir (Bingöl, 2011: 103). 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu na göre; iş kazası veya meslek hastalığı, işverenin kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı bir davranışı suç sayılmaktaydı. 2006 yılında kabul edilen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu nun 21. maddesinde İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır denilmektedir. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu işverenlere işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda mevzuatını uygulama, mevzuata aykırı davranıldığı durumlarda kaçınılmazlık ilkesi gereği para cezası yaptırımı getirmektedir (Erkul ve Oğuz, 2011: 21). İş kazası ve meslek hastalıklarının meydana gelmesiyle ilgili olarak yapılan araştırmalar göz önüne alındığında, iş kazası ve meslek hastalığı sayının azımsanamayacak düzeyde olduğu göze çarpmaktadır. İş kazası ve meslek hastalıklarının önlenmesi, dolayısıyla işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması adına yapılabileceklerin en etkili yolu, soruna insan kaynakları yönetimi açısından profesyonelce yaklaşmaktır. İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanmasında insan kaynakları yönetimini önemlidir (Karacan ve Erdoğan, 2011: 103). Yapılan başka bir araştırmada, bir büyükşehirdeki temizlik işçilerinin sosyodemografik özellikleri ve çalışma koşulları ile iş kazaları ve meslek hastalıkları sıklığının belirlenmesi amaçlanmıştır. Buna göre, temizlik işçilerinin % 52.8 i Cilt:1, Sayı:1, Sayfa:43/27

çalıştığı yerde işyeri sağlık birimi, % 50.7 si işyeri hekimi, % 57.9 u işyeri hemşiresi/sağlık memuru olmadığını belirtmiştir. % 83.0 ü işe giriş muayenesi olmuş, % 47.4 ü aralıklı kontrol muayenesi olmaktadır. % 85.2 si işiyle ilgili mesleki eğitim, % 87.4 ü işiyle ilgili sağlık ve güvenlik eğitimi almamıştır. % 80.1 i işini yaparken kişisel koruyucu kullanmamaktadır. İşçilerinin % 26.0 sı iş kazası geçirmiştir. % 5.3 ünde iş kazasına bağlı kalıcı sakatlık meydana gelmiştir. % 9.6 sı meslek hastalığı tanısı almış, % 4.8 inde meslek hastalığına bağlı kalıcı sakatlık meydana gelmiştir (İlhan ve ark., 20026: 433). Fiziksel tehlikelerden kaynaklı meslek hastalıkları arasında gürültü önemli bir yer tutar. Bu grup içinde yer alan faktörler, gürültü ve sarsıntı, tozlar, sıcak ve soğuk ortamda çalışma, düşük veya yüksek basınçta çalışma, titreşim, radyasyon (iyonize olan veya olmayan) biçiminde sınıflandırılmaktadır (Canpolat- Çelik-Oral, 2011: 237-251). Günümüzde; iş sağlığı ve güvenliği performansında ilerleme kaydetmenin ancak ulusal meslek standartlarının belirlenmesi ile mümkün olacağı, nitelikli insan kaynaklarının çalışma yaşamına kazandırılması için ulusal meslek standartlarına uygun eğitim programlarının hazırlanması gerektiği, iş gücünün talebi doğrultusunda gerçekleşecek eğitim içeriğinin verimliliği arttıracağı öngörülmektedir. Kamu düzenini ve güvenliğini yakından ilgilendiren; iş sağlığı ve iş güvenliğini temin ve tesis etme işinin, basite indirgenir bir yaklaşımla iş akdine yerleştirilebilir bir sorumluluk olmadığı ifade edilmekte, ulusal katmanlarımızda rafine edilmeksizin İLO ve AB mevzuatının sadece tercüme edilerek hukuk sistemimize eklemlenmesine çeşitli platformlarda itiraz edilmektedir (Birgili, 2007: 264). Avrupa Birliği Müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Türkiye Ulusal Programı çerçevesinde, Türkiye nin taahhüdü iş sağlığı ve iş güvenliği bağlamında, iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin gerçekçi verilere ulaşmanın önündeki engel olarak, kurumsal birliğin sağlanamaması gösterilmiştir (Birgili, 2007: 265). İlgili mevzuata göre, işverenler, işyerlerinde sağlıklı ve güvenli çalışma ortamının sağlanması için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdürler. Gerekli tedbirler kavram olarak, ucu açık ve sınırları olmayan, oldukça geniş bir anlamı ifade etmektedir. Hatta teknolojik gelişmelere bağlı olarak gerekli tedbirlerin kapsamı zamanla değişen ve genişleyen bir niteliği de içinde barındırmaktadır. Bu yükümlülüğün kapsamı, çalışanların yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirilmesi, Cilt:1, Sayı:1, Sayfa:43/28

işyerindeki mevcut riskler ve bunlara karşı alınması gereken önlemlerle ilgili eğitim programlarının hazırlanması, eğitimlerin düzenlenmesi, çalışanların bu eğitimlere katılımının sağlanması ve eğitim için uygun yer, araç ve gereç temin edilmesi olarak sıralanmaktadır (Kılkış ve Demir, 2012: 34). İşyerlerinde verilen İSG eğitimleri işkollarına göre farklılık gösterse de benzerlikler de içermektedir. En büyük benzerlikleri ise; yasal zorunluluktan öteye gitmeyen eğitimlerin kalabalık gruplar halinde verilmesi ve çalışma süresinden sayılan bu eğitim yükümlülüğünü yerine getirmenin rahatlığıyla, işçilerin iş kazası yaşamadan çalışacakları beklentisi içinde olmaktır (Kılkış ve Demir, 2012: 41). 2.Türkiye de Gürültü Kavramı Gürültü konusuna Türk kamu otoritelerinin ilgisi son yıllarda artmıştır. Kentleşmenin 1950 ler ile birlikte, sanayileşme olgusuna koşut geliştiği bir ülkede gürültü kavramına yasa koyucu ve idarenin ilgisi geç sayılabilecek tarihlerde ortaya çıkmıştır. Çevresel Gürültü Yönetmeliği gürültüyü çeşitli türlere ayırarak tanımlamaktadır. Çevresel gürültü: Ulaşım araçları, kara yolu trafiği, demir yolu trafiği, hava yolu trafiği, deniz yolu trafiği, açık alanda kullanılan teçhizat, şantiye alanları, sanayi tesisleri, atölye, imalathane, işyerleri ve benzeri ile rekreasyon ve eğlence yerlerinden çevreye yayılan gürültü dâhil olmak üzere, insan faaliyetleri neticesinde oluşan zararlı veya istenmeyen açık hava seslerini, ifade eder şeklinde tanımlanmaktadır. Ayrıca mevzuatta Darbe gürültüsü: İki kütlenin birbirine çarpması ile ortaya çıkan gürültüyü tanımlamak için kullanılmaktadır. Yapı içindeki mekanik sistemler ve diğer gürültü kaynaklarından doğan ve mekân içinde bulunan insanları olumsuz etkileyen istenmeyen ve zararlı seslerin bütününü kapsayan iç ortam gürültüsü kavramı da mevzuatta yer almaktadır (Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği, 2010: 4). 3.İş Sağlığı ve Güvenliği Bakımından Gürültü Kavramı Gürültü bakımından konunun toplum, çevre ve birey olarak çeşitli unsurları söz konusudur. Makalede bu çerçeveyi dikkate alan bir yöntem tercih edilmiştir. Toplum ve çevre bakımından gürültü parametreleri ile iş sağlığı ve güvenliği bakımından gürültü parametreleri farklıdır. Türk hukukunda esas itibariyle Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Cilt:1, Sayı:1, Sayfa:43/29

Yönetmeliği toplum ve çevre düzlemine ilişkindir. Bu düzlem doğal olarak bireyi de ilgilendirmektedir. Toplum ve çevre için zararlı olan bireyler için de zararlıdır. Ancak bireyin bir başka yönü emek faktörü nün yani çalışanların bireyler olmasıdır. Bu açıdan, dolayısıyla iş hayatında bireyin maruz kaldığı gürültü ise meselenin diğer önemli boyutunu oluşturmaktadır. Burada ise iki ihtimal söz konusu olabilir: Birey bir işyeri, imalathane ya da fabrikada gürültüye maruz kalabilir; ya da açık alanlardaki iş makine ve teçhizatından kaynaklı gürültüye maruz kalınabilir. Her iki durum Çalışanların Gürültü ile İlgili Risklerden Korunmalarına Dair Yönetmelik ve Açık Alanda Kullanılan Teçhizat Tarafından Oluşturulan Çevredeki Gürültü Emisyonu ile İlgili Yönetmelik ile ilişkilidir. Özetle, kamu otoritesi kapalı alanlarda çalışanlar ile açık alanda çalışanlar ın durumunu farklı metodolojilerle değerlendirmektedir. Açık Alanda Kullanılan Teçhizat Tarafından Oluşturulan Çevredeki Gürültü Emisyonu ile İlgili Yönetmelik emek faktörü kadar toplum ve çevre sağlığı ekseninde de önemlidir. Yönetmeliğin metodolojisi açısından da konu incelenebilir. Bu yönetmelik kendi içinde iki ayrı liste üzerinden iki farklı yöntem belirlemiştir. Birinci listeye bağlı olarak çeşitli makina ve teçhizatın desibel cinsinden üst eşik değerleri belirlenmiştir. Bazı ekipman için bu yöntem tercih edilmiş, bunlar birinci listede 22 başlık altında sayılmıştır. İkinci listede yer alan makine ve teçhizat için bir üst eşik belirlenmemiş, yalnızca gürültü bakımından etiketleme mecburiyeti getirilmiştir. Bu liste ise 41 başlık içermektedir. Bu bakımdan bu iş makinalarına bağlı ses düzeyleri mevzuatın ortam limitleri ekseninde değerlendirilecektir (çevre için 58 db; kapalı alan iş ortamında 87 db). Tüm bunların dışında, kamu otoritesi iş sağlığı konusunu daha makine ve teçhizatın tasarım ve üretim aşamasında ele almakta; nihai ürün olan makine ve teçhizat ortaya çıktığında ise bazı makinalar için üst eşik değer uygulaması, bazı makinalar içinse yalnız etiketleme mecburiyeti şeklinde ikili bir yaklaşım benimsemektedir. 3.1.İşyerleri ve Gürültü Cilt:1, Sayı:1, Sayfa:43/30

İşyerleri temelde iki gruba ayrılırlar: Gayrisıhhî müesseseler (GSM) ile sıhhi müesseseler. Gayrisıhhî müesseseler faaliyeti sırasında çevresinde bulunanlara biyolojik, kimyasal, fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden az veya çok zarar veren veya vermesi muhtemel olan ya da doğal kaynakların kirlenmesine sebep olabilecek müesseseleri, ifade eder. Üç tip gayrisıhhî müessese (GSM) vardır. Her biri için ayrı koşullar söz konusudur. Burada belirtilmesi gereken İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik deki gayrisıhhî müessese tanımının Danıştay Sekizinci Dairesi tarafından 21.04.2010 tarih ve karar no: 2009/2682 sayılı Kararla iptal edildiği gerçeğidir. Ancak gayrisıhhî müessese tanımı ve koşulları Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 268-275 inci maddelerinde de belirlenmiştir. 269 uncu madde GSM leri sınıflarına göre tanımlamaktadır. Bu nedenle Danıştay Kararından sonra uygulamada bir boşluk doğmamıştır. Buna göre; Civarında ikamet eden halkın sıhhat ve istirahatını ihlal eden müesseseler ve atölyeler bu kanunun neşrinden itibaren, resmi müsaade istihsal edilmeksizin açılamaz. denilerek bu işyerlerine izin alma zorunluluğu getirilmiştir. Umumi Hıfzıssıhha Kanununa göre; bu müesseseler ve atölyeler üç sınıfa ayrılır. Kanundaki tanımlamaya göre; birinci sınıf: Hususi meskenlerden behemehâl uzak bulundurulmaları icap edenler. İkinci sınıf: Hususi meskenlerden behemehâl uzaklaştırılması icap etmemekle beraber müsaade verilmezden evvel civarında ikamet edenlerin sıhhat ve istirahatları üzerine gerek tesisatları ve gerekse vaziyetleri itibariyle bir mazarrat yapmayacağına kanaat husulü için tetkikat yapılması iktiza eden müesseseler. Üçüncü sınıf: Meskenlerin yanında kalabilmekle beraber yalnız sıhhi nezarete tabi tutulması icap eden müesseselerdir (Umumi Hıfzıssıhha Kanunu, 1930: 268). Sıhhi müesseseler, gayrisıhhî müesseseler dışında kalan her türlü işyerini, tanımlar. Sıhhi müessese ruhsatı verilecek bazı işyerleri şunlardır; Lokanta, bakkal, market, kahvehane, İnternet salonu, pastane, tiyatro, sinema. Gayrisıhhî müessese olarak belirlenen işyerleri dışındaki her türlü işyeri sıhhi müessese grubuna girdiğinden, en geniş işyeri sınıfı bu sınıftır (İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik, 2005: 4/f). Gayrisıhhî müesseseler tabiatı icabı gürültülü üretim proseslerini daha çok içermektedirler. Ancak, gürültü bakımından işyerinin gayrisıhhî müessese (GSM) veya sıhhi müessese olmasından çok, özel faaliyet alanı daha önemlidir. 3.1.1. Gürültü ve Meslek Hastalıkları Özellikle, meslek hastalıkları bakımından Çalışanların Gürültü ile İlgili Risklerden Korunmalarına Dair Yönetmelik ile yukarıda içeriği ve sistematiği kısmen ortaya konan Açık Alanda Kullanılan Teçhizat Tarafından Oluşturulan Çevredeki Gürültü Emisyonu ile İlgili Yönetmelik ilave düzenlemeler içermektedir. Cilt:1, Sayı:1, Sayfa:43/31

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamındaki işyerlerine uygulanan Çalışanların Gürültü İle İlgili Risklerden Korunmalarına Dair Yönetmelik, ilk olarak 6/2/2003 tarihli ve 2003/10/EC sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Direktifine paralel olarak hazırlanmıştır. Günlük gürültü maruziyet düzeyi (LEX, 8saat) [db(a) re. 20 µpa]: TS 2607 ISO 1999 standardında tanımlandığı gibi en yüksek ses basıncının ve anlık darbeli gürültünün de dahil olduğu A-ağırlıklı bütün gürültü maruziyet düzeylerinin, sekiz saatlik bir iş günü için zaman ağırlıklı ortalamasını, ifade ederken; haftalık gürültü maruziyet düzeyi (LEX, 8saat): TS 2607 ISO 1999 standardında tanımlandığı gibi A-ağırlıklı günlük gürültü maruziyet düzeylerinin, sekiz saatlik beş iş gününden oluşan bir hafta için zaman ağırlıklı ortalamasını, ifade etmektedir. Böylece, meslek hastalıkları ile yakından ilişkili hukuk düzenlemeleri belirlenmiştir. Buna göre, maruziyet eylem değerleri ve maruziyet sınır değerleri aşağıda verilmiştir (Çalışanların Gürültü İle İlgili Risklerden Korunmalarına Dair Yönetmelik, 2013: 5): En düşük maruziyet eylem değerleri: (LEX, 8saat) = 80 db(a) veya (Ptepe) = 112 Pa [135 db(c) re. 20 µpa] (20 µpa referans alındığında 135 db (C) olarak hesaplanan değer). En yüksek maruziyet eylem değerleri: (LEX, 8saat) = 85 db(a) veya (Ptepe) = 140 Pa [137 db(c) re. 20 µpa]. Maruziyet sınır değerleri: (LEX, 8saat) = 87 db(a) veya (Ptepe) = 200 Pa [140 db(c) re. 20 µpa]. Maruziyet sınır değerleri uygulanırken çalışanların maruziyetinin tespitinde, çalışanın kullandığı kişisel kulak koruyucu donanımların koruyucu etkisi de dikkate alınmaktadır. Maruziyet eylem değerlerinde ise kulak koruyucularının etkisi dikkate alınmamaktadır. Günlük gürültü maruziyetinin günden güne belirgin şekilde farklılık gösterdiğinin kesin olarak tespit edildiği işlerde, maruziyet sınır değerleri ile maruziyet eylem değerlerinin uygulanmasında günlük gürültü maruziyet düzeyi yerine, haftalık gürültü maruziyet düzeyi kullanılabilir. Bu işlerde; Yeterli ölçümle tespit edilen haftalık gürültü maruziyet düzeyi, 87 db(a) maruziyet sınır değerini aşamaz. Bu işlerle ilgili risklerin en aza indirilmesi için uygun tedbirler alınır. İşveren, maruziyetin önlenmesi veya azaltılmasında, risklerden korunma ilkelerine uymalıdır. Ayrıca, (Çalışanların Gürültü İle İlgili Risklerden Korunmalarına Dair Yönetmelik, 2013: 8); Gürültüye maruziyetin daha az olduğu başka çalışma yöntemlerinin seçilmesi, Cilt:1, Sayı:1, Sayfa:43/32

Yapılan işe göre mümkün olan en düşük düzeyde gürültü yayan uygun iş ekipmanının seçilmesi, İşyerinin ve çalışılan yerlerin uygun şekilde tasarlanması ve düzenlenmesi, İş ekipmanını doğru ve güvenli bir şekilde kullanmaları için çalışanlara gerekli bilgi ve eğitimin verilmesi, Gürültünün teknik yollarla azaltılması ve bu amaçla; Hava yoluyla yayılan gürültünün; perdeleme, kapatma, gürültü emici örtüler ve benzeri yöntemlerle azaltılması, Yapı elemanları yoluyla iletilen gürültünün; yalıtım, sönümleme ve benzeri yöntemlerle azaltılması, İşyeri, işyeri sistemleri ve iş ekipmanları için uygun bakım programlarının uygulanması, Gürültünün, iş organizasyonu ile azaltılması ve bu amaçla; Maruziyet süresi ve düzeyinin sınırlandırılması, Yeterli dinlenme aralarıyla çalışma sürelerinin düzenlenmesi, hususları da işveren tarafından göz önünde bulundurulmak zorundadır. İşyerinde en yüksek maruziyet eylem değerlerinin aşıldığının tespiti halinde, işveren; gürültüye maruziyeti azaltmak için teknik veya iş organizasyonuna yönelik önlemleri içeren bir eylem planı oluşturmak ve uygulamaya koymak zorundadır. Bu amaçla, gürültüye maruz kalınan çalışma yerleri uygun şekilde işaretlenir. İşaretlenen alanların sınırlarını belirlemek teknik olarak mümkün ise bu alanlara girişlerin kontrollü yapılmasını sağlanır. İşveren, çalışanların dinlenmesi için ayrılan yerlerdeki gürültü düzeyinin, bu yerlerin kullanım şartları ve amacına uygun olmasını sağlamak zorundadır. İşveren, alınacak tedbirlerin, özel politika gerektiren gruplar ile kadın çalışanların durumlarına uygun olmasını da sağlamalıdır. 3.2.Açık Alanlardaki Makina ve Teçhizat Açık alanda kullanılan teçhizat: Tahrik elemanlarına bakılmaksızın, kendinden tahrikli veya hareket edebilen, tipine göre açık havada kullanılması amaçlanan ve çevre gürültüsünü artıran makineler ile Makina Emniyeti Yönetmeliğinde tanımlanan bütün makineler ve emniyet parçalarıdır. Ses iletiminin olmadığı veya önemli bir şekilde etkilenmediği (örneğin çadırların altında, yağmura Cilt:1, Sayı:1, Sayfa:43/33

karşı korunmak için çatı altında veya bina içinde) ortamda, teçhizatın kullanımı, açık alanda olarak kabul edilmektedir. Bir başka ifadeyle, açık havada kullanım için amaçlanan ve çevresel olarak gürültü çıkaran, sanayi ve çevre için güç tahrikli olmayan teçhizattır. Makina Emniyeti Yönetmeliği (98/37/AT) makinaların, usulüne uygun şekilde kurulduğunda, bakımı yapıldığında ve kendinden beklenen amaçlar doğrultusunda kullanıldığında, insan sağlığına ve güvenliğine ve durumuna göre evcil hayvanlara ve mallara zarar vermiyorsa piyasaya arz edilmelerini ve hizmete sunulmalarını teminen, tasarım ve imalat aşamasında uyulması gereken temel emniyet şartları ile takip edilmesi gereken uygunluk değerlendirme prosedürlerini ve uygunluk değerlendirmesi yapacak onaylanmış kuruluşların görevlendirilmesinde dikkate alınacak asgari kriterleri düzenleme amacıyla AB normlarıyla uyumlu olarak hazırlanmıştır. Bu yönetmeliğe göre gürültü konusunda gürültü ve titreşim alt başlıklarında iki temel ilke benimsenmiştir; Makinalar, havada yayılan gürültü emisyonunun neden olacağı riskleri en düşük seviyeye indirilecek şekilde, teknik ilerleme ve gürültüyü özellikle kaynağında azaltma yollarının varlığı dikkate alınarak tasarımlanmalı ve imal edilmelidir. Makinalar, makinanın kendisinden kaynaklanan riskler en düşük seviyeye indirilecek şekilde, teknik ilerleme ve titreşimi özellikle kaynağında azaltma yollarının varlığı dikkate alınarak tasarımlanmalı ve imal edilmelidir. Yukarıda kısmen açıklanan, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (Sanayi ve Ticaret Bakanlığı) tarafından hazırlanan Açık Alanda Kullanılan Teçhizat Tarafından Oluşturulan Çevredeki Gürültü Emisyonu ile İlgili Yönetmelik bakımından iki gruplu bir yaklaşım söz konusudur: Gürültü sınırlarına tabi tutulan teçhizat ve sadece gürültü işaretlemesine konu olan teçhizat. Gürültü sınırlarına tabi tutulan teçhizat, ilgili yönetmelikte liste halinde verilmektedir. Buna göre, ses güç seviyesi garanti edilen teçhizat, sınır değerlerinin yer aldığı çizelgede belirtilen müsaade edilen ses güç seviyelerini aşmamalıdır. Bu gruba giren techizat; malların taşınmasında kullanılan yük asansörü (içten yanmalı motor tahrikli), sıkıştırma makineleri (sadece titreşimli ve titreşimli olmayan silindirler, titreşimli levhalar ve çekiçler), kompresörler (< 350 kw ), elde taşınan beton kırıcılar ve deliciler, yapı vinçleri, dozerler (< 500 kw ), damperli kamyonlar (< 500 kw), kazıcılar, hidrolik veya halatla çalışan (< 500 kw), kazıcı yükleyiciler (< 500 kw), greyderler (< 500 kw ), hidrolik güçlü paketleme makineleri, kepçe yükleyicili toprak doldurmalı sıkıştırıcılar (< 500 kw ), çim biçme makineleri, çim düzeltme/çim kenar düzeltme makineleri, hidrolik Cilt:1, Sayı:1, Sayfa:43/34

kaldırmalı kamyonlar, içten yanmalı motor tahrikli, yükleyiciler (<500 kw), hareketli vinçler, motorlu çapalama teçhizatı (< 3 Kw), kaldırım perdah makineleri (finişer) (yüksek sıkıştırma parçası ile teçhiz edilen kaldırım perdah makineleri hariç), güç jeneratörleri (<400 kw), kule vinçleri ve kaynak jeneratörleridir. Sadece gürültü işaretlemesine konu olan teçhizat (ya da etiket mecburiyeti olan makinalar) için içten yanmalı motorlu erişim platformları, çalı kesiciler, kanal kazıcılar, mikser (karıştırıcı) kamyonlar, su pompa üniteleri örnek olarak verilebilir. İlgili yönetmelikte bu makinalar 41 başlık altında sayılmıştır. 4.İş Sağlığı ve Güvenliği Açısından Alınması Gerekli Önlemler Çalışanların gürültü risklerinden korunması bakımından yasal düzenleme çeşitli aşamalarda incelenebilir. İlk aşama risklerin değerlendirilmesidir. İşverene işyerinde ortaya çıkan riskleri değerlendirme sorumluluğu verilmiştir (İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği; Çalışanların Gürültü ile İlgili Risklerden Korunmalarına Dair Yönetmelik: 2013, madde7); İşveren, işyerinde gerçekleştirilen risk değerlendirmesinde, gürültüden kaynaklanabilecek riskleri değerlendirirken; Anlık darbeli gürültüye maruziyet dahil maruziyetin türü, düzeyi ve süresine, Maruziyet sınır değerleri ile maruziyet eylem değerlerine, Başta özel politika gerektiren gruplar ile kadın çalışanlar olmak üzere tüm çalışanların sağlık ve güvenliklerine olan etkilerine, Teknik olarak elde edilebildiği durumlarda, işle ilgili ototoksik maddeler ile gürültü arasındaki ve titreşim ile gürültü arasındaki etkileşimlerin, çalışanların sağlık ve güvenliğine olan etkisine, Kaza riskini azaltmak için kullanılan ve çalışanlar tarafından algılanması gereken uyarı sinyalleri ve diğer seslerin gürültü ile etkileşiminin, çalışanların sağlık ve güvenliğine olan dolaylı etkisine, İş ekipmanlarının gürültü emisyonu hakkında, ilgili mevzuat uyarınca imalatçılardan sağlanan bilgilerine, Gürültü emisyonunu azaltan alternatif bir iş ekipmanının bulunup bulunmadığına, Cilt:1, Sayı:1, Sayfa:43/35

Gürültüye maruziyetin, işverenin sorumluluğundaki normal çalışma saatleri dışında da devam edip etmediğine, Sağlık gözetiminde elde edinilen güncel bilgilere, Yeterli korumayı sağlayabilecek kulak koruyucularının bulunup bulunmadığına, dikkat edecektir. İkinci aşamada, maruziyetin önlenmesi ve azaltılması bakımından işverenin kademeli ve farklılaşmış sorumluluğu söz konusudur. Bunlar; Gürültüye maruziyetten kaynaklanan risklerin kaynağında yok edilmesi veya en aza indirilmesi, Kişisel korunma, Maruziyetin sınırlandırılmasıdır. Çalışanların bilgilendirilmesi ve eğitimi ile çalışanların görüşlerinin alınması ve katılımlarının sağlanması da yukarıda açıklanan kademeli önlemlerden bağımsız, her durumda uygulanması gereken önlemlerdir. Sağlık gözetimi de çeşitli kurallara bağlanmış kademeli önlemler dışında ele alınması gereken işveren sorumlulukları arasındaki diğer bir önlemi ifade etmektedir. Aşağıda alt başlıklar halinde, ikinci aşama olan maruziyetin önlenmesi ve azaltılması bakımından işverenin kademeli ve farklılaşmış sorumluluğu; çalışanların bilgilendirilmesi ve eğitimi ile diğer önlemler incelenecektir. 4.1.Gürültüye Maruziyetten Kaynaklanan Risklerin Kaynağında Yok Edilmesi veya En Aza İndirilmesi İşveren, risklerin kaynağında kontrol edilebilirliğini ve teknik gelişmeleri dikkate alarak, gürültüye maruziyetten kaynaklanan risklerin kaynağında yok edilmesini veya en aza indirilmesini sağlar hangi tedbirlerin alınacağını belirler. İşveren, maruziyetin önlenmesi veya azaltılmasında, risklerden korunma ilkelerine uyar ve özellikle; Gürültüye maruziyetin daha az olduğu başka çalışma yöntemlerinin seçilmesi, Cilt:1, Sayı:1, Sayfa:43/36

Yapılan işe göre mümkün olan en düşük düzeyde gürültü yayan uygun iş ekipmanının seçilmesi, İşyerinin ve çalışılan yerlerin uygun şekilde tasarlanması ve düzenlenmesi, İş ekipmanını doğru ve güvenli bir şekilde kullanmaları için çalışanlara gerekli bilgi ve eğitimin verilmesi, Gürültünün teknik yollarla azaltılması ve bu amaçla; Hava yoluyla yayılan gürültünün; perdeleme, kapatma, gürültü emici örtüler ve benzeri yöntemlerle azaltılması, Yapı elemanları yoluyla iletilen gürültünün; yalıtım, sönümleme ve benzeri yöntemlerle azaltılması, İşyeri, işyeri sistemleri ve iş ekipmanları için uygun bakım programlarının uygulanması, Gürültünün, iş organizasyonu ile azaltılması ve bu amaçla; Maruziyet süresi ve düzeyinin sınırlandırılması, Yeterli dinlenme aralarıyla çalışma sürelerinin düzenlenmesi, hususlarını göz önünde bulundurur. İşyerinde en yüksek maruziyet eylem değerlerinin aşıldığının tespiti halinde, işveren, gürültüye maruziyeti azaltmak için teknik veya iş organizasyonuna yönelik önlemleri içeren bir eylem planı oluşturur ve uygulamaya koyar. Gürültüye maruz kalınan çalışma yerlerini uygun şekilde işaretler. İşaretlenen alanların sınırlarını belirleyerek teknik olarak mümkün ise bu alanlara girişlerin kontrollü yapılmasını sağlar. İşveren, çalışanların dinlenmesi için ayrılan yerlerdeki gürültü düzeyinin, bu yerlerin kullanım şartları ve amacına uygun olmasını da sağlamak zorundadır. Ayrıca bazı kesimler için pozitif ayrımcılık da yönetmelikle güvence altına alınmıştır. Buna göre, işveren alınacak önlemlerin özel politika gerektiren gruplar ile kadın çalışanların durumlarına uygun olmasını sağlamak zorundadır. 4.2.Kişisel Korunma Gürültüye maruziyetten kaynaklanabilecek riskler, gürültüye maruziyetten kaynaklanan risklerin kaynağında yok edilmesini veya en aza indirilmesi önlemleri ile önlenemiyor ise işveren; Cilt:1, Sayı:1, Sayfa:43/37

Çalışanın gürültüye maruziyeti en düşük maruziyet eylem değerlerini aştığında, kulak koruyucu donanımları çalışanların kullanımına hazır halde bulundurur. Çalışanın gürültüye maruziyeti en yüksek maruziyet eylem değerlerine ulaştığında ya da bu değerleri aştığında, kulak koruyucu donanımların çalışanlar tarafından kullanılmasını sağlar ve denetler. Kulak koruyucu donanımların kullanılmasını sağlamak için her türlü çabayı gösterir ve bu madde gereğince alınan kişisel korunma tedbirlerinin etkinliğini kontrol eder. İşveren tarafından sağlanan kulak koruyucu donanımlar; Kişisel Koruyucu Donanımların İşyerlerinde Kullanılması Hakkında Yönetmelik ile Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği hükümlerine uygun olmak zorundadır. 4.3.Maruziyetin Sınırlandırılması Çalışanın maruziyeti, hiçbir durumda maruziyet sınır değerlerini aşamaz. Diğer belirtilen bütün kontrol önlemlerinin alınmasına rağmen, maruziyet sınır değerlerinin aşıldığının tespit edildiği durumlarda, işveren; Maruziyeti, sınır değerlerin altına indirmek amacıyla gerekli tedbirleri derhal alır. Maruziyet sınır değerlerinin aşılmasının nedenlerini belirler ve bunun tekrarını önlemek amacıyla, koruma ve önlemeye yönelik tedbirleri gözden geçirerek yeniden düzenler. 4.4.Çalışanların Bilgilendirilmesi ve Eğitimi İşveren, işyerinde en düşük maruziyet eylem değerlerine eşit veya bu değerlerin üzerindeki gürültüye maruz kalan çalışanların veya temsilcilerinin gürültü maruziyeti ile ilgili olarak ve özellikle; Gürültüden kaynaklanabilecek riskler, Gürültüden kaynaklanabilecek riskleri önlemek veya en aza indirmek amacıyla alınan tedbirler ve bu tedbirlerin uygulanacağı şartlar, Maruziyet sınır değerleri ve maruziyet eylem değerleri, Gürültüden kaynaklanabilecek risklerin değerlendirilmesi ve gürültü ölçümünün sonuçları ile bunların önemi, Kulak koruyucularının doğru kullanılması, Cilt:1, Sayı:1, Sayfa:43/38

İşyerinde gürültüye bağlı işitme kaybı belirtisinin tespit ve bildiriminin nasıl ve neden yapılacağı, Çalışanların hangi şartlarda sağlık gözetimine tabi tutulacağı ve sağlık gözetiminin amacı, Gürültü maruziyetini en aza indirecek güvenli çalışma uygulamaları, hususlarında bilgilendirilmelerini ve eğitilmelerini sağlamakla sorumludur. 4.5.Diğer Önlemler İşveren, işyerinde gürültüyle ilgili gerçekleştirilecek olan risk değerlendirmesi, risklerin ortadan kaldırılması veya azaltılması için alınacak önlemlerin belirlenmesi ve uygulanacak tedbirler, kulak koruyucularının seçilmesi hususlarında çalışanların veya temsilcilerinin görüşlerini almak ve katılımlarını sağlamakla da sorumludur. Gürültüye bağlı olan herhangi bir işitme kaybında erken tanı konulması ve çalışanların işitme kabiliyetinin korunması amacıyla işveren çalışanların işyerinde maruz kalacakları sağlık ve güvenlik risklerini dikkate alarak sağlık gözetimine tabi tutulmalarını sağlamak yükümlülüğünü taşımaktadır. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun sağlık gözetimini zorunlu tuttuğu haller, İşyerinde gerçekleştirilen risk değerlendirmesi sonuçlarına göre gerekli görüldüğü hallerde, İşyeri hekimince belirlenecek düzenli aralıklarla çalışanların sağlık gözetimine tabi tutulmalarını sağlanır. En yüksek maruziyet eylem değerlerini aşan gürültüye maruz kalan çalışanlar için, işitme testleri işverence yaptırılır. Risk değerlendirmesi ve ölçüm sonuçlarının bir sağlık riski olduğunu gösterdiği yerlerde, en düşük maruziyet eylem değerlerini aşan gürültüye maruz kalan çalışanlar için de işitme testleri yaptırılabilir. İşitme ile ilgili sağlık gözetimi sonucunda, çalışanda tespit edilen işitme kaybının işe bağlı gürültü nedeniyle oluştuğunun tespiti halinde; çalışan, işyeri hekimi tarafından, kendisi ile ilgili sonuçlar hakkında bilgilendirilir. İşveren; İşyerinde yapılan risk değerlendirmesini gözden geçirir. Cilt:1, Sayı:1, Sayfa:43/39

Riskleri önlemek veya azaltmak için alınan önlemleri gözden geçirir. Riskleri önlemek veya azaltmak için çalışanın gürültüye maruz kalmayacağı başka bir işte görevlendirilmesi gibi gerekli görülen tedbirleri uygular. Benzer biçimde gürültüye maruz kalan diğer çalışanların, sağlık durumunun gözden geçirilmesini ve düzenli bir sağlık gözetimine tabi tutulmalarını sağlar. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun sağlık gözetimini zorunlu tuttuğu haller şunlardır; Çalışanların işe girişlerinde, İş değişikliğinde, İş kazası, meslek hastalığı veya sağlık nedeniyle tekrarlanan işten uzaklaşmalarından sonra işe dönüşlerinde talep etmeleri hâlinde. İşin devamı süresince, çalışanın ve işin niteliği ile işyerinin tehlike sınıfına göre Çalışma Bakanlığınca belirlenen düzenli aralıklarla. 5.Genel Değerlendirme Gürültünün iş sağlığı ve güvenliği açısından önemli bir sorun olduğu muhakkaktır. İş sağlığı ve güvenliği bakımından kapalı mekânlarda, işyerlerinde ortaya çıkan gürültü ile açık alanlarda çeşitli iş makinalarına bağlı olarak ortaya çıkan gürültü maruziyet durumları, standartlar ve alınacak önlemler farklılık göstermektedir. İş verimini olumsuz etkileyen fiziksel etmenlerden olan gürültü Türk iş sağlığı mevzuatında düzenlenmiştir. Buna göre ortaya konan çeşitli ölçütler söz konusudur. Ancak genel ölçüt olarak Yeterli ölçümle tespit edilen haftalık gürültü maruziyet düzeyi, 87 db(a) maruziyet sınır değerini aşamayacağı kuralı ifade edilebilir. Bu çerçevede alınacak önlemler çeşitlilik arz etmektedir. İş sağlığı ve güvenliği bakımından en düşük maruziyet eylem değerleri (LEX, 8saat) = 80 db(a) veya (Ptepe) = 112 Pa [135 db(c) re. 20 µpa] (20 µpa referans alındığında 135 db (C) olarak hesaplanan değer), en yüksek maruziyet eylem değerleri: (LEX, 8saat) = 85 db(a) veya (Ptepe) = 140 Pa [137 db(c) re. 20 µpa], maruziyet sınır değerleri de (LEX, 8saat) = 87 db(a) veya (Ptepe) = 200 Pa dır [140 db(c) re. 20 µpa]. 6. Sonuç Gürültü sanayileşme ve kentleşme olgularının ürettiği bir sonuç olarak toplumları tehdit etmektedir. Gürültü konusuna Türk kamu otoritesinin ilgisi son yıllarda artmıştır. Konu genel Cilt:1, Sayı:1, Sayfa:43/40

sağlık ile işyeri sağlığı ve güvenliği ekseninde iki kısımda ele alınabilmektedir. İş sağlığı ve iş güvenliği bakımından gürültü konusunda gürültünün tüm alanlarında olduğu gibi yasal düzlemde belli bir olgunluk sağlandığı belirtilmelidir. Bunda Avrupa Birliği normlarının da etkili olduğu ifade edilmelidir. Konu bakımından kritik olan uygulama sorunudur. Uygulama ve uygulamanın denetimi belli başlı sorun alanlarıdır. Kaynaklar Açık Alanda Kullanılan Teçhizat Tarafından Oluşturulan Çevredeki Gürültü Emisyonu ile İlgili Yönetmelik, (Resmi Gazete Tarihi: 30.12.2006 Sayısı: 26392 (4.mük.). Akın Levent (2012), Sendikaların İş Sağlığı ve Güvenliğinin Sağlanmasına Katkısı Çalışma ve Toplum, 2012/3, ss.101-124. Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Direktifi (6/2/2003 tarihli ve 2003/10/EC sayılı). Aybek Ali-Güvercin Özkan -Hurşitoğlu Çetin, Teknik Personelin İş Kazalarının Nedenleri ve Önlenmesine Yönelik Görüşlerinin Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma, KSÜ Fen ve Mühendislik Dergisi 6(2) 2003, ss.91-100. Cilt:1, Sayı:1, Sayfa:43/41

Bingöl, Dursun (2006), İnsan Kaynakları Yönetimi, 6. Baskı, İstanbul: Arıkan Basım Yayım Dağıtım LTD.Şti, 2006:528-530 dan aktaran Karacan Esin-Erdoğan Özlem Nazan, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğine İnsan Kaynakları Yönetimi Fonksiyonları Açısından Çözümsel Bir Yaklaşım, KOSBED Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (21) 2011/1: 102-116. Birgili Mehtap, İş Güvenliği Mühendisliği 4. İnşaat Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabı, 2007 - e- kutuphane.imo.org.tr, ss.263-272, erişim tarihi: 5.5.2015. Çalışanların Gürültü İle İlgili Risklerden Korunmalarına Dair Yönetmelik, (Resmi Gazete Tarihi: 28.07.2013 Sayısı: 28721). Camkurt Mehmet Zülfi, İşyeri Çalışma Sistemi ve İşyeri Fiziksel Faktörlerinin İş Kazaları Üzerindeki Etkisi TÜHİS İş Hukuku ve İktisat Dergisi Mayıs / Ağustos 2007, Cilt: 20 Sayı: 6, Cilt: 21 Sayı: 1, ss.80-106. Canpolat Polatkan- Çelik Tantekin Gözde- Oral Laptalı Emel, Projelendirme ve Şantiye Yerleşim Projesinin Oluşturulması Aşamasında Hazırlanacak İş Sağlığı ve Güvenliği Planı ile İlgili Bir Öneri, 3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale, ss.237-251. Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği, (Resmi Gazete Tarihi: 04.06.2010 Sayısı: 27601). Ceylan Hüseyin, Türkiye deki İş Kazalarının Genel Görünümü Ve Gelişmiş Ülkelerle Kıyaslanması, International Journal of Engineering Research and Development, Vol.3, No.2, June 2011, ss.18-24. Erkul Hüseyin-Oğuz İsmail Yaşar, Hukuksal Sorumluluk Açısından İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Mevzuatı Üzerine Bir Araştırma, 3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale, ss.13-25.. İlhan Mustafa N.-Kurtcebe Z. Özlem-Durukan Elif-Koşar Levent, Temizlik İşçilerinin Sosyodemografik Özellikleri ve Çalışma Koşulları ile İş Kazası ve Meslek Hastalığı Sıklığı, Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Tıp Dergisi, 2006, Cilt 20, Sayı 6, ss. 433-439. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu (20/6/2012 tarihli ve 6331 sayılı). İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik (Resmi Gazete Tarihi: 10/8/2005, Sayısı: 25902). İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği (Resmi Gazete tarihi 29/12/2012 Sayısı: 28512). Karacan Esin-Erdoğan Özlem Nazan, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğine İnsan Kaynakları Yönetimi Fonksiyonları Açısından Çözümsel Bir Yaklaşım, KOSBED Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (21) 2011 / 1 :102-116. Cilt:1, Sayı:1, Sayfa:43/42

Kılkış İlknur-Demir Seçil, İşverenin İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi Verme Yükümlülüğü Üzerine Bir İnceleme, Çalışma İlişkileri Dergisi, Ocak 2012, Cilt 3, Sayı 1, Sayfa: 23-47. Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği (Resmi Gazete Tarihi: 29/11/2006 Sayısı: 26361). Kişisel Koruyucu Donanımların İşyerlerinde Kullanılması Hakkında Yönetmelik (Resmi Gazete Tarihi: 2/7/2013 Sayısı: 28695). Korkmaz Adem-Avsallı Hüseyin, Çalışma Hayatında Yeni Bir Dönem: 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası, Sosyal Bilimler Dergisi, Ağustos 2012, Sayı:26, August 2012, No:26 pp.153-167. Makina Emniyeti Yönetmeliği (2006/42/AT), (Resmi Gazete Tarihi: 03.03.2009 Sayısı: 27158). Motorlu Araçların Dış Gürültü Emisyonları ve Egzoz Sistemleri ile İlgili Tip Onayı Yönetmeliği, (Resmi Gazete Tarihi: 30.11.2000 Sayısı: 24246). SGK, İş Kazaları İstatistikler, 2013, http://www.sgk.gov.tr/, erişim tarihi:2/7/2015. SGK, SGK İstatistik Yıllıkları, SGK Yayını, Ankara, 1984-2009. Tekerlekli Tarım veya Orman Traktörlerinin Sürücüsü Tarafından Algılanan Gürültü Seviyesi ile İlgili Tip Onayı Yönetmeliği, (Resmi Gazete Tarihi: 21.12.2012 Sayısı: 28504 (mükerrer). Tüzüner Vala Lale-Özaslan Burcu Özge Hastanelerde İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamalarının Değerlendirilmesine Yönelik Bir Araştırma, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi, Cilt/Vol:40, Sayı/No:2, 2011, 138-154. Umumi Hıfzıssıhha Kanunu (24/4/1930 tarihli ve1593 sayılı). Cilt:1, Sayı:1, Sayfa:43/43