DÖNEM: 22 CİLT: 95 YASAMA YILI: 4 T. B. M. M. TUTANAK DERGİSİ 7 nci Birleşim 13 Ekim 2005 Perşembe 5.- 2.7.2005 Tarihli ve 5387 Sayılı Bankacılık



Benzer belgeler
24 Aralık 2006 Pazar

İ Ç İ N D E K İ L E R

bu Ģekilde Türkiye ye gelmiģ olan sıcak para, ĠMKB de yüzde 400 lerin, devlet iç borçlanma senetlerinde ise yüzde 200 ün üzerinde bir kazanç

DÖNEM : 22 CİLT : 77 YASAMA YILI : 3 T. B. M. M. TUTANAK DERGİSİ 70 inci Birleşim 15 Mart 2005 Salı 4.- Afyonkarahisar Milletvekili Halil Aydoğan ve

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

İ Ç İ N D E K İ L E R - TARIM VE KÖYĠġLERĠ BAKANLIĞ - TARIM REFORMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ - KÖY HĠZMETLERĠ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

2007 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KANUN TASARILARI İLE 2005 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KESİNHESAP KANUNU

2010 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM BÜTÇE KANUNU TASARISI ĠLE 2008 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM KESĠN HESAP KANUNU TASARISI PLAN VE BÜTÇE KOMĠSYONU GÖRÜġME TUTANAKLARI

İ Ç İ N D E K İ L E R ENERJĠ VE TABĠÎ KAYNAKLAR BAKANLIĞI - Petrol ĠĢleri Genel Müdürlüğü - Devlet Su ĠĢleri Genel Müdürlüğü

DÖNEM : 22 CİLT : 55 YASAMA YILI : 2 T. B. M. M. TUTANAK DERGİSİ 113 üncü Birleşim 9 Temmuz 2004 Cuma 6. - Büyükşehir Belediyeleri Kanunu Tasarısı

İ Ç İ N D E K İ L E R - SAĞLIK BAKANLIĞI - HUDUT VE SAHİLLER SAĞLIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

DÖNEM: 22 CİLT: 106 YASAMA YILI: 4 T.B.M.M. TUTANAK DERGİSİ 43 üncü Birleşim 26 Aralık 2005 Pazartesi Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu

18 Nisan 2007 Çarşamba... Bursa Milletvekili Mehmet Emin Tutan ve 2 Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası Anonim

DÖNEM: 22 CİLT: 98 YASAMA YILI: 4 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ TUTANAK DERGİSİ 20 nci Birleşim 17 Kasım 2005 Perşembe 5.- Kamu Mali Yönetimi ve

DÖNEM: 22 CİLT: 123 YASAMA YILI: 4 T.B.M.M. TUTANAK DERGİSİ 114 üncü Birleşim 13 Haziran 2006 Salı - Kurumlar Vergisi Kanunu Tasarısı ve Bursa

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

O

26 Aralık 2006 Salı ...

27 Aralık 2006 Çarşamba

BAġKAN: Sait AÇBA (Afyon) BAġKANVEKĠLĠ: Mehmet Altan KARAPAġAOĞLU (Bursa) SÖZCÜ : Sabahattin YILDIZ (MuĢ) O

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ TUTANAK DERGİSİ. 111 inci Birleşim 24 Mayıs 2007 Perşembe. 24 Mayıs 2007 Perşembe

İ Ç İ N D E K İ L E R

O

AR&GE BÜLTEN 2010 ġubat EKONOMĠ ĠZMĠR FĠNANS ALTYAPISI VE TÜRKĠYE FĠNANS SĠSTEMĠ ĠÇĠNDEKĠ YERĠ

İ Ç İ N D E K İ L E R SAĞLIK BAKANLIĞI - Hudut ve Sahiller Genel Müdürlüğü

İ Ç İ N D E K İ L E R - Genel ve Katma Bütçe Kanunu Tasarıları ile Genel Ve Katma Bütçe Kesinhesap Kanunu Tasarıları

İ Ç İ N D E K İ L E R

BAġKANVEKĠLĠ: Mehmet Altan KARAPAġAOĞLU (Bursa) O

2010 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM BÜTÇE KANUNU TASARISI ĠLE 2008 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM KESĠN HESAP KANUNU TASARISI PLAN VE BÜTÇE KOMĠSYONU GÖRÜġME TUTANAKLARI

Marmara Üniversitesi Finans Sektöründe Yabancı Sermaye Sempozyumu

DÖNEM : 22 CİLT : 77 YASAMA YILI : 3 T. B. M. M. TUTANAK DERGİSİ 68 inci Birleşim 9 Mart 2005 Çarşamba 3.- Devlet Memurları Kanunu ve Türkiye

O

BAġKAN: Sait AÇBA (Afyon) BAġKANVEKĠLĠ: Mehmet Altan KARAPAġAOĞLU (Bursa) SÖZCÜ : Sabahattin YILDIZ (MuĢ) KÂTĠP : Mehmet SEKMEN (Ġstanbul)

Ġ Ç Ġ N D E K Ġ L E R

Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Bankalar Kanunu Hükümlerine İstinaden Bankacılık İşlemleri Yap

tepav Küresel Kriz e Karşı ş TEPAV Politika Önerileri TBB İstanbul , 28 Nisan 2009

O

Ġ Ç Ġ N D E K Ġ L E R MALĠYE BAKANLIĞI - Gelir Ġdaresi BaĢkanlığı - Kamu Ġhale Kurumu - ÖzelleĢtirme Ġdaresi BaĢkanlığı

İ Ç İ N D E K İ L E R Bütçe ve Kesinhesap Kanunu Tasarılarının Tümü Üzerindeki GörüĢmeler

27 Aralık 2006 Çarşamba

O

Küresel gelişmeler, Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektörü. 21 Ocak 2015

Türkiye deki konut açığını dikkate aldığımızda, köyden kente olan göçü dikkate aldığımızda, konut açığının giderek, konut ihtiyacının giderek

TRABZON MĠLLETVEKĠLĠ M. AKĠF HAMZAÇEBĠ NĠN

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

İ Ç İ N D E K İ L E R MĠLLÎ EĞĠTĠM BAKANLIĞI -Yükseköğretim Kurulu -Üniversiteler

Kanun Tasarısının Metni

TÜRKĠYE FUBOL FEDERASYONU GENEL KURUL ĠÇ TÜZÜĞÜ

ADABANK A.Ş. HAZİRAN-2016 ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

O

ENER TARTIŞMAYA AÇIYOR OLTU VE HINIS İL OLMALI MI?

O

* EL KAZANDI BİZ ÖVÜNÜYORUZ *BORSA 2012 DE DE YABANCIYA ÇALIŞTI *İstanbul da kazanıp, New York ta, Londra da şampanya patlattılar

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

Temel Ekonomi ve Bankacılık Göstergeleri

O İ Ç İ N D E K İ L E R

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

KÜRESEL KRİZ SONRASI KÜRESEL FİNANSAL SİSTEM İÇERİSİNDE TÜRK FİNANSAL SİSTEMİ BAKİ ALKAÇAR (BDDK)

Ekonomide Değişim. 15. ÇözümOrtaklığı Platformu. 15 Aralık

~"t. "' rr. !J V~ J\J ~ ~ J J. 1~J.aV!J!J.:\ r ~ ~ '/!J!J ~.:.\ j~j.:.\:) J

İ Ç İ N D E K İ L E R

O

2010 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM BÜTÇE KANUNU TASARISI ĠLE 2008 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM KESĠN HESAP KANUNU TASARISI PLAN VE BÜTÇE KOMĠSYONU GÖRÜġME TUTANAKLARI

T.B.M.M. CUMHURİYET HALK PARTİSİ Grup Başkanlığı Tarih :.../..«. 8

BANKALARLA KARŞILAŞTIRMALI OLARAK HUKUKİ YÖNDEN ÖZEL FİNANS KURUMLARI

REKABET KURULU (İHALE İTİRAZ MAKAMI) KARAR FORMU

TEBLİĞ. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından: ZORUNLU KARŞILIKLAR HAKKINDA TEBLİĞ (SAYI: 2013/15)

Küresel Kriz Sonrası Dünya Ekonomisinin Geleceği

27 ġubat 2008 ÇarĢamba BĠRĠNCĠ OTURUM Açılma Saati: BAġKAN Sait AÇBA (Afyonkarahisar) BAġKANVEKĠLĠ Mehmet Altan KARAPAġAOĞLU (Bursa) KÂTĠP

ISLAMIC FINANCE NEWS ROADSHOW 2013-TURKEY

2010 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM BÜTÇE KANUNU TASARISI ĠLE 2008 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM KESĠN HESAP KANUNU TASARISI PLAN VE BÜTÇE KOMĠSYONU GÖRÜġME TUTANAKLARI

MALÎ SEKTÖRE OLAN BORÇLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN

KOBİ ler Nefes alacak / Ankara. TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata

Mali Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik

Türkiye nin nasıl bir büyüme hikayesine ihtiyacı var?

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

ADABANK A.Ş. EYLÜL ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

1 OCAK- 30 HAZĠRAN 2009 DÖNEMĠNE AĠT KONSOLĠDE OLMAYAN FAALĠYET RAPORU

SĠRKÜLER (2019/39) Bilindiği üzere 6102 sayılı TTK nun 516,518,565 ve 610.ncu maddeleri hükümlerine göre;

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Dayanak. İKİNCİ BÖLÜM Zorunlu Karşılığa Tabi Yükümlülükler

İ Ç İ N D E K İ L E R. - ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI - Mesleki Yeterlilik Kurumu BaĢkanlığı

DÖNEM: 22 CİLT: 124 YASAMA YILI: 4 T.B.M.M. TUTANAK DERGİSİ 119 uncu Birleşim 22 Haziran 2006 Perşembe 8. - Bütçe Kanunlarında Yer Alan Bazı

BANK ASYA: Halka Arz Bilgi Notu 28/04/2006 2

Ulusal Finans Sempozyumu Dr. İbrahim M. Turhan Başkan Yardımcısı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR

8. Türkiye Avrupa'nın en önemli ülkesi

2004 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KANUN TASARILARI ĠLE 2002 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KESĠNHESAP KANUNU TASARILARININ PLAN VE BÜTÇE KOMĠSYONU

İ Ç İ N D E K İ L E R DIġĠġLERĠ BAKANLIĞI

Sayı: 2009/18 Tarih: Aileler krize borçlu yakalandı; sorunu işsizlik katladı

İ Ç İ N D E K İ L E R

tepav Tasarruf kamudan başlar Nisan2012 N DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

İ Ç İ N D E K İ L E R - TARIM VE KÖYĠġLERĠ BAKANLIĞI

BAġKANVEKĠLĠ: Mehmet Altan KARAPAġAOĞLU (Bursa) O

İ Ç İ N D E K İ L E R

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

Finansal Krizler ve Türkiye Deneyimi. Nazlı Çalıkoğlu Aslı Kazdağlı

Güncellenmiş Faiz Dersi

Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti

İ Ç İ N D E K İ L E R

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Transkript:

DÖNEM: 22 CİLT: 95 YASAMA YILI: 4 T. B. M. M. TUTANAK DERGİSİ 7 nci Birleşim 13 Ekim 2005 Perşembe 5.- 2.7.2005 Tarihli ve 5387 Sayılı Bankacılık Kanunu ve Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1069) (S.Sayısı : 997) BAġKAN -... 92 nci maddeyi okutuyorum:... BAġKAN - Süreyi iyi kullanmanızdan dolayı teģekkür ediyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi. Sayın Çebi Ģahsı adına da konuģma istemiģti, ikisini birleģtirecek, 15 dakika süreyle konuģacak. CHP GRUBU ADINA MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Trabzon) - Sayın BaĢkan, değerli milletvekilleri; Sayın CumhurbaĢkanı tarafından, 3 maddesi bir kez daha görüģülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine iade edilen 5387 sayılı Yasanın 92 nci maddesi hakkında, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüģlerini ifade etmek üzere huzurunuzdayım; sözlerime baģlarken, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sayın BaĢkan, değerli milletvekilleri; hatırlayacaksınız, görüģtüğümüz bu yasa, Meclisin geçen yasama döneminin son gününde, 2 Temmuz tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulundan, hükümetin Ġçtüzükte yapmıģ olduğu değiģiklik sonucu, tartıģılmaksızın geçti. Geçici maddeleriyle birlikte toplam 194 madde olan bu yasanın Genel Kurulda normal görüģme seyri içerisinde görüģülmesi halinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak görüģlerimizi, katkılarımızı ortaya koyacaktık; ancak, hükümetin, bunu, 194 maddelik bir yasa tasarısı yerine, her 30 maddeyi 1 madde kabul ederek toplam 7 maddelik bir yasa gibi görüģmek niyetinde olması ve Ġçtüzüğü bu Ģekilde değiģtirerek ilk defa bu yasada bunu uygulayacak olması, bizi, bu katkıları, değerlendirmeleri yapmaktan alıkoydu. O nedenle, 92 nci madde hakkındaki görüģlerimi ifade ederken, 2 Temmuz tarihinde ortaya koyamadığımız görüģleri, zamanın elverdiği ölçüde sizlere sunmaya çalıģacağım. 92 nci madde, 121 inci madde ve yasanın geçici 23 üncü maddesi, Sayın CumhurbaĢkanının bir kez daha görüģülmesini istediği maddeler. Gerekçesi: Anayasayla uyumlu değil. Bu görüģlerimizi, Anayasaya uyum sağlama çerçevesindeki görüģlerimizi Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonunda ifade ettik; ancak, kabul görmedi. Biraz önce burada söz alan arkadaģımızın konuģmalarından, bu konudaki yaklaģımın değiģmeyeceğini anlıyorum. Hatırlayacaksınız, bu yasaya kadar, Türkiye'de bankacılık sistemini düzenleyen 3 tane yasa vardı, biri halen yürürlükte. Ġlk yasa 1950'li yılların sonunda çıkmıģ olan 7129 sayılı Yasa, bu yasayı yürürlükten kaldıran 1980'li yıllarda yürürlüğe giren 3182 sayılı Yasa ve en son olarak da 1999 yılında çıkmıģ olup bu yasayla yürürlükten kaldırılması öngörülen 4389 1

sayılı Yasa. Bunların hepsi dönemine göre iyi yasalardı, bir sektörü düzenleyen yasaydı. Tabiî ki, toplumdaki değiģime, ekonomideki değiģime, artan ihtiyaçlara, değiģen ihtiyaçlara paralel olarak yasaların değiģmesi veya tümüyle değiģtirilip yerine yeni bir yasanın konulması, son derece normaldir; ancak, 1999 yılında yürürlüğe giren 4389 sayılı Yasadan sonra, üzerinden uzunca sayılmayacak bir dönem geçmemiģ olmasına rağmen, yeni bir yasal düzenleme ihtiyacı noktasına Türkiye nereden gelmiģtir; gerçekte bunun iyi tartıģılması gerekir. 4389 sayılı Yasa, yani 1999 yılında yürürlüğe girmiģ olan yasa, yine o dönemin iyi bir yasasıydı. 1999 yılına kadar sektörde yaģanmıģ olan olumsuzlukları dikkate alarak, sektöre daha farklı bir bakıģ açısıyla yaklaģan bir yasaydı. Bu sistemde bir düzenleyici ve denetleyici kurul, ilk defa bu yasayla öngörüldü. BDDK dediğimiz, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu 4389 sayılı Yasayla kuruldu. O dönem oldukça önemli bir yenilik içeriyordu, sektörün bağımsız bir kurum tarafından düzenlenmesi ve denetlenmesi, böyle bir otoritenin oluģturulması gerçekten son derece önemliydi. 1999 Haziranında çıkan bu yasa, daha BDDK faaliyete geçmeden, aralık ayında ilk değiģikliğe uğradı ve o tarihten günümüze kadar, bu yasada toplam 9 adet değiģiklik yapıldı. Peki, 1999 yılında çıkan yasa, o güne kadar ekonomide yaģanmıģ olan olumsuzlukları, banka sisteminde yaģanmıģ olan olumsuzlukları dikkate alarak bunları çözmek isteyen, bir daha bu tür olumsuzluklara girilmesini engelleyen, bu amaçla hazırlanmıģ olan bir yasa değil miydi? ġüphesiz öyleydi. 1990'lı yılları hatırlayın, 1989 yılında 32 sayılı Kararla sermaye hareketlerinin serbest bırakılması, yapısal reformlarını tamamlamamıģ olan Türkiye için son derece erken bir karardı. Bu kararla Türkiye sıcakparaya kapılarını açtı, hem kamunun borçlanmasında hem ekonominin ihtiyaç duyduğu fonların temin edilmesinde sıcakpara can simidi oldu; ancak, sıcakpara, birtakım baģka geliģmelerin de etkisiyle, hazinenin 1993'ün son aylarında borçlanma ihalelerini iptal etmesi, Merkez Bankası kaynaklarına baģvurması ve bunun sonucunda 2 reyting kuruluģunun Türkiye'nin notunu düģürmesi gibi nedenlerle, sıcakparanın hücum ettiği Türkiye, bir anda sıcakparanın kaçtığı bir ülke konumuna geldi ve o dönem 3 tane banka battı, 3 tane de aracı kurumun battığını hatırlıyorum. Bankalar açık pozisyonla çalıģıyordu, sistem yine aynı Ģekilde çalıģmaya devam etti, kamu maliye politikasındaki olumsuzluklar yine devam ediyordu ve 1999 yılına geldiğimizde, Güneydoğu Asya krizinin, Rusya krizinin de etkisiyle, Türkiye ekonomisinde bir kriz yaģandı, yüzde 6'yı aģan oranda ekonomi küçüldü ve 1999'a geldiğimizde, 1997, 1998 ve 1999 yıllarında, birer tane banka daha olmak üzere 3 tane banka Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredildi. 4389 sayılı Yasa böyle bir ortamda çıktı ve akabinde, Türkiye, IMF destekli bir program uygulamaya baģladı. Hatırlayın, 2000 yılında programın uygulamasıyla birlikte, her Ģey çok iyi gidiyor gözüküyordu; ama, bir anda, 2000 yılı kasım ayında bankacılık kesiminde ilk krizi yaģadık. Bir likidite kriziydi; Merkez Bankasının bankalararası piyasaya likidite enjeksiyonuyla aģılabilecek olan bir kriz, IMF'nin koymuģ olduğu katı; ama, yanlıģ kurallar nedeniyle, maalesef, aģılamadı ve o zaman, sektöre, programa, Türkiye'nin geleceğine inanmıģ olan bir banka, programa olan inancının, güveninin sonucu olarak, maalesef, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna alındı; ama, orada kalmadı olay; bu, sonraki krizin de tetikleyicisi oldu, 2

onlardan birisi oldu daha doğrusu ve 2001 ġubatında, Türkiye yeni bir krize girdi ve peģi sıra birçok banka Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna alınmaya baģlandı. Esasında, Ģubattan önce de birkısım bankalar Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna alınmıģtı; ama, geldiğimiz noktada, toplam 19 banka, ġubat 2000 Programından sonra Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna alındı veya faaliyet izni kaldırıldı; 3 tane de program öncesi bankayı sayarsak, toplam 22 bankanın faaliyet izni kaldırıldı veya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredildi. Değerli arkadaģlar, bu bilgiyi dikkatinize Ģunun için sunuyorum: Bankacılık sisteminde yaģanan kriz, klasik bir bankacılık sisteminde mevduat sigorta sistemiyle çözülebilecek, aģılabilecek bir kriz olsaydı, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunu burada kullanmak son derece doğru olurdu. Ekonominin normal iģleyiģ süreci içerisinde, bir veya birkaç banka ödeme güçlüğüne giriyor veya ödeme fonksiyonunu, sistemdeki görevlerini yerine getiremez duruma geliyor. Bu durumda, bunları, Mevduat Sigorta Fonuna almak suretiyle çözebilirsiniz; ama, sistem, sorun, kriz öyle değildi. Gerçekte, bankacılık sisteminin tümünde kriz vardı ve sistemin tümündeki kriz, aslında, aynı zamanda reel ekonominin kriziydi. Böyle bir krizi, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunu kullanmak suretiyle, bankaları buraya almak suretiyle çözmek mümkün değildir. Krizin yönetiminde iki temel yanlıģlık yapılmıģtır: Birincisi, krizle birlikte, bankalardan, sermaye yeterlik oranlarının yükseltilmesi istenmiģtir. Ekonomi normal iģleyiģinde olur, bankalardan bir veya birkaçı sermaye yeterliği bakımından olumsuz bir duruma gelebilir ve bu bankalardan sermaye yeterlik oranını yükseltmesini isteyebilirsiniz; ama, bütün bankalar, bütün ekonomi krizdeyse, sermaye yeterlik oranının yükseltilmesini istemek akılcı bir çözüm olmaz. Ġkinci yanlıģlık: Kamu bankaları kredi arzını sınırlamıģ ve sorunlu bütün alacaklar için karģılık ayırmıģlardır. Bu da, kamu bankalarının, sisteme, ekonomiye açtığı kredilerin daralması sonucunu yaratması suretiyle ekonomide daraltıcı bir etki yaratmıģtır. Sonuçta, tüm bankalar, sermaye yeterlik oranının da yükseltilmiģ olması nedeniyle, ekonomideki kredileri geri çağırmıģlardır. Bu, bir kriz ortamında hemen yapılması, atılması gereken bir adım değildir, değerli arkadaģlar. O günlerde, bazı bankalarda veya bazı kredilerin kötü kullanılıyor olması nedeniyle, bu tip örnekler nedeniyle, gerçekte baģka seçenekler de olabilir miydi tartıģması ikinci plana atıldı; maalesef, bu tartıģma yapılmaktan kaçınıldı ve bunun sonucunda, Türkiye'de banka sistemine gayri safî yurtiçi hâsılanın yüzde 34'ü oranında bir kaynak aktarıldı. Bu, son derece önemli bir tutardır değerli arkadaģlar. Benzeri ülkelere bakıyoruz, kriz yaģanan ülkelere bakıyoruz; bu oranda bir kaynak aktaran ülkeyi istisna görüyoruz; bir Endonezya'da görüyorum bir de ġili'de görüyorum. Onun ötesinde, Ġspanya'da, bakın, yüzde 16,8'dir, Japonya'da yüzde 20'dir, Malezya'da yüzde 20,5'tir, Güney Kore'de yüzde 26,5'tir, Tayland'da 32,8'dir, Meksika'da yüzde 20'dir. Ġster istemez akla Ģu geliyor: Acaba, baģka çözümler de olabilir miydi; banka krizinden kurtulmak için veya banka krizini daha az maliyetle aģabilmek için baģka çözümlerimiz de olabilir miydi sorusu akla geliyor; bu soru, cevabını bulmamıģ, açıklanmamıģ bir sorudur değerli arkadaģlar. ĠĢte, uygulanan programın, politikanın sorgulanması gereken esas nokta budur. Önümüze birtakım varsayımlar doğru olarak konuluyor, IMF bize bir program empoze ediyor ve biz, bu programı, 3

bütün hükümetler bu programı uygulamakla kendini sorumlu kılıyor. 2000 yılı programının da IMF arkasındaydı, program da son derece güzel gidiyordu; ama, bir gecede bu program yıkıldı. ġimdi, bir baģka programla gidiyoruz. Yine, bakın, bu program bir carî açık meselesini çözebilmiģ değildir, Türk ekonomisinin kapısında böyle bir problem durmaktadır. Sayın BaĢkan, değerli milletvekilleri; Ģimdi, bu tasarıya gelirsek, yani, gerçekte bu tasarı, görüģtüğümüz bu yasa, 5387 sayılı yasa, IMF'nin olumlu bulduğu, değer verdiği önem verdiği bir yasadır. Bakıyoruz, bütün çevrelerde, bu yasayı kabul edersek, sanki, bankacılık sisteminde bir daha bu sorunları yaģamayacağız gibi bir kabulü gerektiriyor, bu kabul varsayılıyor. Ben buna katılmıyorum. Bu, klasik, bir sistemi düzenleme ve denetleme yasasıdır. Birçok hükmü eskiden vardı, yine var. Yasa ve yönetmeliklerde olan birçok hüküm burada yasa metnine alınmıģtır. Bütün bunlar, yasanın 194 maddesine bakarsak, belki, ceza hükümlerini tartıģabiliriz; ama, onun dıģındaki birkaç maddesi hariç, hepsi, olması gereken hükümlerdir. Bunlar, sektörde krizi önlemeye yetecek hükümler değildir; ama, yasayı genel olarak değerlendirirsek Ģöyle bir Ģey görüyorum: Birincisi, bir tepki yasası özelliği var. Birçok normal, güzel hükmü yanında, bir tepki yasası özelliği nedeniyle ceza hükümlerinin ağırlaģtırıldığı, zaman zaman Anayasanın dıģına çıkıldığı ve yerli sermayedarın sistemden çıkmak zorunda kaldığı bir anlayıģ var bu yasada. Bakın, biraz önce konuģan arkadaģımız bir cümle kullandı; dedi ki: "Bu yasayla, sistem, uluslararası rekabete açılıyor." Değerli arkadaģlar, sistemin uluslararası rekabete açık olması kural olarak kötü değildir. Rekabet her zaman için iyidir. Rekabet kaliteyi yükseltir, kaynakların daha verimli alanlara gitmesini sağlar. Ama, bakıyoruz Ģimdi, bankacılıkta uluslararası rekabete açtık dediğiniz bu sektörden Türk sermayedarı, Türk iģadamı çıkmak istiyor. Bakın, bu yasanın geçici 23 üncü maddesi tartıģılacak, Anayasaya uygunluğu yönüyle tartıģılacak. Bankalarda çalıģan personelin sosyal güvenliklerini düzenleyen maddedir. Sosyal güvenlikle ilgili bir madde neden buraya konulmuģtur, bu, aslında, sosyal güvenlik yasa tasarısının bir maddesiydi. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAġKAN - Buyurun Sayın Hamzaçebi, toparlamaya çalıģın. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) - TeĢekkür ederim Sayın BaĢkan. Neden oradan alınıp buraya getirilmiģtir alelacele? Komisyonda, son gün sabaha karģı verilen bir önergeyle bu tasarıya dahil edilmiģtir. Neden; çünkü, bu sistemden çıkmak isteyen yerli sermayedar var, iģadamı var; çıkmak istiyor; yabancılara satacak. Yabancılar da bunu almak için böyle bir güveni görmek istiyor, bu sandıklarla ilgili problem çözülsün istiyor; yani, tamam, bir sosyal güvenlik düzenlemesiyse bu öbür tarafta yapılsın. Buraya neden alıyoruz, bir an önce neden alıyoruz; yabancılar sırada, banka alacaklar; o nedenle buraya alınıyor. ġimdi, bunun gibi birçok özellik var. ġimdi, yabancı sermaye tabiî ki Türkiye'nin ihtiyacıdır. Doğrudan yabancı yatırıma Türkiye'nin son derece ihtiyacı vardır. Gelecektir, istihdam yaratacaktır, yatırım yapacaktır, üretime, ihracata katkıda bulunacaktır; ama, bankacılıkta yabancı sermaye dediğimiz zaman burada biraz dikkatli olmak gerekir. Sayın BaĢbakanın "sermayede ırkçılık" lafını ben üzüntü verici buluyorum. 4

Bakın, Ġtalya Merkez Bankası BaĢkanı Ġtalya bankacılık sistemindeki bir bankanın yabancılar tarafından alınmasını engellemek için tavır koyuyor, yabancılar bu sektöre girmemelidir veya hangi bankaysa o bankayı yabancılar almamalıdır gayretinde bulunuyor. ġimdi, yabancıların oranı son derece önemlidir. Yabancı oranına baktığımız zaman, Türkiye'de Ģu an yüzde 3-4; iģte, en son bir bankanın devriyle bu yüzde 11'ler, 12'ler civarına geliyor; ama, eğer önlem alınmazsa, eğer yerli sermayenin daha doğrusu bu sektörde kalmasını teģvik edici düzenlemeler yapılmazsa, peģi sıra birçok banka yabancılara satılacaktır ve Türk iģadamı, Türk sermayesi buradan çıkmak zorunda kalacaktır. Bunun önemi nerede; bunun önemi Ģurada: Yabancı banka Türk ekonomisinin öncelikleriyle ilgili değildir. Örneğin, bir kriz anında çok çabuk kredileri geri çağırabilir, çok çabuk ülke dıģına gidebilir. Türk ekonomisinin öncelikleri içerisinde KOBĠ'lerin kredilendirilmesi vardır. Küçük ve orta boy iģletmelerin, KOBĠ'lerin kredilendirilmesi yabancı sermayenin önceliği olan bir konu değildir. Türk müteahhitlerinin teminat mektubu sorunu örneğin; yabancı bankanın umurunda bile değildir değerli arkadaģlar. Türk müteahhitlerinin teminat mektubu sorununu, her zaman bizim banka sistemimiz hükümetin öncülüğüyle çözmüģtür. Bunu rekabete açtığınız zaman,türk müteahhidin teminat mektubu sorunu, yabancı bankaların umurunda olmayacaktır. Bakın, kriz yaģayan ülkelerden Meksika, sistemi bu Ģekilde yabancı sermayeye açtıktan sonra -kriz sonrası zaten banka fiyatları ucuzluyor, yabancı sermaye doğal olarak geliyor- Meksika'da bu oran yüzde 82,7'ye gelmiģtir. Çek Cumhuriyeti yüzde 90, Macaristan yüzde 88,8; Polonya 68,7; ama, diğer geliģmiģ ülkelere baktığımızda, bu oranın son derece düģük, yüzde 10'ların altında olduğunu görüyoruz. Sistem, yasa, bu konuda hiçbir olumlu yaklaģımı getirmiyor. Ġkincisi, Fona devir. Değerli arkadaģlar, kötü bir bankacılık tecrübesi yaģadık, kriz yaģadık. Bankacılık sistemine aktarılan maliyetlerin, kaynakların tutarı 47 milyar dolar. Sadece TMSF'ye aktarılan kaynağın tutarı 47 milyar dolar. 21-22 milyar dolar da kamu bankalarına aktarıldı, faiz hariç. Peki, Ģimdi, bu sistem, Ģu an, çok iyi deniliyor, bankacılık sisteminde çok iyi bir noktaya geldik deniliyor. Reform yapıldı. Peki, o zaman, bu yasa, neden Fona devir seçeneğini açık tutuyor hâlâ? Artık sistem güçlü hale geldiyse, bir banka eğer batacaksa batmalıdır. Mevduatta 50 milyar liralık güvence sınırı var. Sistem sağlamlaģtı öyle değil mi, bu kadar bankanın TMSF'ye alınmasından sonra? Hayır, IMF ısrarla Fona devir seçeneğinin açık tutulmasını istiyor. Demek ki, o zaman sistem sağlam değil, sisteme hâlâ güvenmiyor IMF; çünkü, sisteme olumlu not veren IMF; kendi yapıyor, kendi olumlu not veriyor. Sistemde gelinen aģamaları küçümsemiyorum, yapılan mutlaka iyi Ģeyler var; ama, Fona devir seçeneğinin olması, bu tasarının en büyük eksiğidir. Sistemik kriz varsa bir ekonomide, bankacılık sisteminin tümünü ilgilendiren bir kriz varsa, zaten, yasaya göre, Bakanlar Kurulu, bütün önlemleri, olağanüstü önlemleri almaya yetkili; Fona devri de yapabilir sistemik kriz varsa; konu o değil. Konu, sistemik kriz yok, bir banka ödeme güçlüğü içine giriyor, hükümet bunu -BDDK- TMSF'ye alabilecek. Bunun anlamı, 50 milyarlık mevduat sınırı değil, mevduata 5

sınırsız güvence; onun ötesinde, bankadan alacağı olan herkes için güvencedir. Bunu doğru bulmuyorum. Ġkincisi BAġKAN - Toparlayalım lütfen MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) - Sayın BaĢkan, teģekkür ediyorum; dün müsamahanız bir hayli fazlaydı, yüzde 70'e kadar bir Ģeyler tanıdınız. Ben, tabiî ki, öyle bir talepte bulunmuyorum da BAġKAN - Lütfen toparlayalım MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) - Toparlıyorum efendim. 2 Temmuzda görüģme olanağı bulamamıģtık, görüģlerimizi ifade edememiģtik; sizlerin müsamahasıyla birkaç konuyu daha gündeme getirmek istiyorum. ġimdi, bir diğer konu Ģudur: Bakın, Ģimdi, özel finans kurumları katılım bankası haline dönüģtürüldü bir değiģiklikle. Esasında özel finans kurumları, özel finans kurumudur; yani, banka sayılmaması gerekir; ama, varsayalım ki, tasarı, yasa bunu banka yaptı, o zaman bankaların tabi olduğu kurallar neyse, kendi çalıģma usulleri hariç tabiî, birisi faizsiz bankacılık yapıyor, öbürü faizli bankacılık; ama, diğer genel hükümler var, onlara tabi olması gerekir. Örneğin, nedir; Bankalar Birliğine üye olması gerekir. Ee hayır diyor yasa, bunlar Bankalar Birliğine üye olmayacaktır. Ee neden; çünkü, bunlar farklı esasla bankacılık yapıyor, bunlar Katılım Bankaları Birliğine üye olacaktır diyor. Peki, o zaman, bu kabulün arkasından Ģunun gelmesi gerekir: Bu finans kurumlarının bir güvence fonu var Ģu anda. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu nasıl diğer bankalar için varsa, bunlar için de bir güvence fonu var. Aynı yaklaģım burada devam ettirilsin, bunlar için de güvence fonu devam etsin. Hayır, onları güvence fonuna tabi tutmayacağız, güvence fonunu kaldırıyoruz, onları diğer bankaların tabi olduğu TMSF'ye tabi tutuyoruz, diğer mevduat sigorta sistemine. O zaman faizli bankacılıkla faizsiz bankacılığı duruma göre, yani, hem gerektiğinde bir tarafta hem gerektiğinde öbür tarafta sayıyorsunuz. Bunu doğru bulmuyorum, tutarlı bulmuyorum. ġu cümlelerle konuģmamı tamamlamak istiyorum: Batık bankalardan söz ettik ve Türkiye'nin yaģadığı krizin maliyetini sizlere söyledim. Bugün geldiğimiz noktada sistemin ulaģtığı, geldiği durumun gerçekte kriz öncesinde 2000 yılındaki durumdan daha iyi olmadığını, hâlâ o günkü seviyeyi yakalayamadığımızı sizlere söylemek istiyorum. Gerek aktif toplamının gayri safî yurtiçi hâsılaya oranına gerekse kredilerin gayri safî yurtiçi hâsılaya oranına baktığımızda hâlâ 2000 yılının gerisindeyiz. Bakın 2000 yılında bankacılık sisteminin aktif toplamının gayri safî yurtiçi hâsılaya oranı yüzde 84 iken, bu oran 2004'te daha yüzde 71-2001'i saymıyorum kriz yılı- 2002 yüzde 77, 2003 yüzde 69; 2004 yüzde 71. Banka sisteminin esas görevi nedir; fon toplar, ekonomiye kredi açar. Kredilere bakıyoruz, 2000 yılında yüzde 23,4 olan kredi hacmi, 2004 yılında daha yüzde 23,1'de. Yani, iyi bir noktada değiliz. Plan ve Bütçe Komisyonu görüģmeleri sırasında 2001 krizi sonrası TMSF'ye devredilen bankaların bu batık kredilerinin hâkim ortaklarından tahsil edilmesi için yapılan çalıģmalar kapsamında bir finans kurumunun da aynı kapsama dahil edilmesi için bir önerge verdik. 6

Türkiye'de 2001 kriziyle bir finans kurumu da battı; ama, bu finans kurumundan alacaklı olan 100 000'e yakın vatandaģın, 800 000 000 dolar civarında alacağı hâlâ ilgili finans kurumunun tasfiye masası tarafından ödenebilmiģ değildir. Neden; çünkü, tasfiye masasının bu varlığı yok. Peki, neden hâkim ortakların mal varlığına gidilmiyor? Türkiye'de Ģu an, TMSF, batık banka patronlarının yöneticilerinin hepsine olağanüstü yetkilerle gidiyor; yurtdıģı çıkıģ yasaklarından, bütün mallarının satıģına kadar olağanüstü yetkilerle müdahale ediyor. Bu kredilerin, kamuca bu sisteme aktarılan 47 milyar doların tahsil edilebilmesi için. Peki, neden bir finans kurumunu bundan hariç tutuyoruz; bu finans kurumundan alacaklı olan 100 000'e yakın vatandaģımız bekliyor. Bu önerge Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi. Önergenin mantığı Ģu CENGĠZ KAPTANOĞLU (Ġstanbul) - Sayın BaĢkan, 25 dakika oldu. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) - efendim, tasfiye varlığı yetmiyorsa ödemeye, hâkim ortakların mal varlığından varlığından TMSF alır. BAġKAN - Tamamlayın lütfen. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın BaĢkan. BAġKAN - Çok uzadı, çok uzadı... CENGĠZ KAPTANOĞLU (Ġstanbul) - Böyle bir Ģey yok! MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) - Tamamlıyorum. CENGĠZ KAPTANOĞLU (Ġstanbul) - Türkiye Büyük Millet Meclisi tarihinde böyle bir Ģey yok! MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) - Ancak, komisyonda kabul edilen bu önerge, maalesef, 2 Temmuz tarihindeki görüģmelerde kapsamdan çıkarıldı ve o Ģekliyle geldi. Ben, bunu bu vesileyle sizlerin takdirine sunuyorum. Sözlerimi burada bitiriyorum. Sabrınız için hepinize teģekkür ediyorum. Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkıģlar) 7