TATİL KÜLTÜRÜ. düğünümüz var ama nasıl? eleştirme - eleştirilme aynaların sırrı ayşe hümeyra ökten ile söyleşi



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI

Doğum Yeri 2,2 4,4 2,2 4,4 4,4 2,2 2,2 2,2 28,8 2,2 6,6 17,7 4,4 4,4 2,2

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

Hac & Umre Kültür Turları Uçak Bileti

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim :05 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim :08

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

BAHARA MERHABA. H. İlker DURU NİSAN 2017 İLKOKUL BÜLTENİ

KIRŞEHİR MÜFTÜLÜĞÜ 2018 YILI RAMAZAN AYI ÖZEL VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

BAŞARI. Önce kendi kanatlarına güven! Büyük başarı kalpten gelir, beyinde büyür, ellerden hayata akar.

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

MKÜ de İftar Coşkusu. Akademik ve İdari Personel İçin Düzenlenen İft ara Büyük Kat ılım Oldu

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş gazileri ziyaret etti

2013 / 2014 SAYI: 17. Haftanın Bazı Başlıkları

Anlamı. Temel Bilgiler 1

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ÇİĞLİ MEHPARE YAĞCI ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ 7-C SINIF II. DÖNEM I.VELİ TOPLANTISI TOPLANTI TUTANAĞI

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Diyanet'in yaz Kur'an kursları bugün başladı

Çocuk Gündüz Bakımevi Evangelisch-lutherische Petrigemeinde

Ünite 01: Arapçada Kelime ve Cümle Çeşitleri

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

BEP Plan Hazırla T.C Ağrı Valiliği ALPASLAN ORTAOKULU Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu TATİLDE ÇOCUKLA BİRLİKTE OLMAK

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com


BÖLÜM: 2. Oruç Tutarken Nelere Dikkat Etmeliyiz? Orucu Bozan Durumlar. Orucun Kişiye ve Topluma Kazandırdıkları. Ramazan Bayramı Sevinci

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ


Soyut Zekâsı Gelişmemiş Çocuklarda Allah Korkusu Perşembe, 13 Ocak :55

VERİMLİ DERS ÇALIŞMA

Bayındır Hastanesİ Söğütözü Genel Yoğun Bakım Zİyaretçİ Kılavuzu

T.C. BAŞBAKANLIK Diyanet İşleri Başkanlığı. (İl Müftülüğü)

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Anoreksiya Nervoza DSM-IV-TR Tanı Ölçütleri

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

Kendi sorumluluklarımızı taşımayı öğrendikçe de gelişiriz. Burada karşılıklı bir ilişki söz konusudur.

REHBERLİK POSTASI -1

GAZİANTEP LİSESİ REHBERLİK SERVİSİ

SINAV ÖNCESİ SON UYARILAR...

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

TEST. 7. Dişer ne zaman fırçalanmalıdır? A. Yemeklerden sonra B. Okuldan gelince C. Evden çıkmadan önce

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

Çocuğumuza Etkili Ve Verimli Ders Çalışma Alışkanlığını Kazandırma Konusunda Nasıl Destek Olabiliriz?

Deniz Kantarcıoğlu Anaokulu Rehber Öğretmeni. «Okula Uyum»

Yaz aylarının gelmesi ile birlikte çocuklar için uzun bir tatil dönemi başlar. Bu tatili çocukları için verimli hale getirmeyi tüm anne-babalar ister.


Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

Özgüven Nedir? Özgüven Eksikliği Nedir?

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE)

Adım Adım Başarıya...

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

NİÇİN EVLENMEDEN ÖNCE İNSANIN KENDİNİ TANIMASI ÇOK ÖNEMLİDİR? YA DA KENDİNİ TANIMAK NEDİR?

EXPLORERS ANAOKULU MAYIS AYI BÜLTENİ

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA

Adamın biri bir yolun kenarına dikenler ekmiş. Dikenler büyüyüp gelişince yoldan geçenleri rahatsız etmeye başlamış. Gelip geçenler, adama:

HAYAT BİLGİSİ HAFTA SONU ÖDEVİ ADI SOYADI:

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir?

1 of 5 14/10/2010. Stresle Başa Çıkma

TEOG 2. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ DERSİ BENZER SORULARI

Hani annemin en büyük yardımcısı olacaktım? Hani birlikte çok eğlenecektik? Kardeşime dokunmama bile izin vermiyor. Kucağıma almak da yasak.

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

İnanıyorum ki biraz daha gayret ederek planlı ve düzenli bir çalışmayla çok daha başarılı olacaksın

SEVGİ, SAYGI ve YARDIMLAŞMA

AKANT ORTAOKULU REHBERLİK BÜLTENİ

CİHADA DENKTİR Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki hac ve umredir Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir.

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

2018 Yılı 1. Dönem Vaaz Listesi

Elvan & Emrah PEKŞEN


Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

Sosyal Medyanın Çocuklar Üzerine Etkisi 2014 / 2015 SAYI: 12. Haftanın Bazı Başlıkları

TATİL VAKTİ KISA BİR ARA

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

REHBERLİK SERVİSİMİZDEN VELİLERİMİZE YARIYIL TATİLİ İÇİN ALTIN ÖNERİLER

ANLATIM BOZUKLUKLARI

Evliliğin Yazısız Kuralları!..

Zürih Kantonunda İlköğretim Okulu

Transkript:

DİYANET AYLIK DERGİ NİN ÜCRETSİZ EKİDİR TEMMUZ 2015 TATİL KÜLTÜRÜ düğünümüz var ama nasıl? eleştirme - eleştirilme aynaların sırrı ayşe hümeyra ökten ile söyleşi

O, yeryüzünü sizin ayaklarınızın altına serendir. Haydi onun üzerinde yürüyün ve Allah ın rızkından yiyin. Dönüş ancak onadır. Mülk Suresi, 15.

takdim Evet, tatilden bahsediyoruz Her ne kadar tatile dinlenme, eğlenme, kafayı dinleme gibi masum işlevler yüklense de kelime köken itibariyle atalet, durgunluk, hareketsizlik gibi hayatı inkıtaa uğratan anlamlarını da içermekte. Okulların kapandığı, sıcakların arttığı şu günlerde bir hareketlilik, bir telaş yaşanıyor Kimileri için hayatın olmazsa olmazı, kimileri için sadece bir hayal Eğlenmek, dinlenmek amacıyla çalışmadan geçirilen süre diye birçok itirazı içinde barındıran bir de tanımı var Evet, tatilden bahsediyoruz Her ne kadar tatile dinlenme, eğlenme, kafayı dinleme gibi masum işlevler yüklense de kelime köken itibariyle atalet, durgunluk, hareketsizlik gibi hayatı inkıtaa uğratan anlamlarını da içermekte. Eskilerin Tebdîl-i mekânda ferahlık vardır sözüyle işaret ettiği tatiller çoktan bir sektör haline gelmiş durumda. Hayata yaşanılacak bir haz olmanın ötesinde bakan insanlar için birçok yönden ele alınmayı gerektiren tatil konusuna bu ayki penceremizde yer verdik. Dr. Lamia Levent, Tatil Kültürü yazısıyla modernite ile birlikte değişen zaman algımızı, tüketim için özendirilen, hatta dayatılan tatil anlayışının bizim kültür kodlarımızla ilgisini/ ilgisizliğini bu ayki Pencere yazısında ele aldı. Düğünümüz Var Ama Nasıl? başlıklı yazısında Sabri Akpolat özellikle yaz aylarında artış gösteren düğün merasimlerinde dikkat edilmesi gereken İslami ölçülerden bahsetti. Her zaman ve mekânda önemini yitirmeyen helal lokma ve temiz gıda konusu, Yrd. Doç. Dr. Banu Gürer tarafından Helal Lokma başlığıyla insanın beden ve ruhuna etkisi bağlamında ele alındı. Cumhuriyet in ilk yıllarında doktor olan, azmi ve inancıyla birçok engeli aşan ve bu arada yakın tarihin birçok olaylarına şahit olan Ayşe Hümeyra Ökten ile yapılan söyleşi o dönemdeki günlük hayatla ilgili önemli bilgiler de vermekte. Gül Anne ismiyle müsemma bir Osmanlı Hanımefendisinin ilerlemiş yaşına rağmen teslimiyet ve tevekkül içerisindeki yaşantısını, mahallelinin gönlündeki yerini Bayramın Son Günü başlıklı yazısında Selim Gündüzalp akıcı bir üslupla dile getirdi. Bekir Erdem, Semerkant ta Bir Bayram Sabahı isimli yazısında, 90 lı yıllarda bağımsızlığına yeni kavuşan halklardan biri olarak Özbeklerin Semerkant ta kıldıkları bir bayram namazını anlattı. Yazıyı okurken oradaki genç-yaşlı, kadın erkek, çoluk çocuk herkesin hissiyatına ortak olacaksınız. Bir Nefes Sıhhat bölümünde de Doç. Dr. H. Ahmet Demir, D Vitaminin ihmâl edilemez önemine işaret ediyor. Gençler ve ailelerden sonra uzman görüşlerinin yer aldığı Serbest Kürsü, en temel bilgilere yer verilen Aile-ce, gülümseten ama düşündüren Yuvarlak Köşe ve diğer köşelerimiz bu ay yine dopdolu. Ailemizde daha güzele ulaşılması dilek ve temennisiyle Dr. Faruk Görgülü

04 Pencere Tatil Kültürü Dr. Lamia Levent 10 Kısa Kısa 20 Eleştirme ve Eleştirilme Tuğba Demiröz 12 Helal Lokma Yrd. Doç. Dr. Banu Gürer 22 Çocuklarda Tuvalet Eğitimi Betül Baltacı Düğünümüz Var 16 Ama Nasıl? Sabri Akpolat Ayşe Hümeyra Ökten 26 İle Söyleşi Dr. Fatma Bayraktar Karahan 18 Serbest Kürsü Sevde Nur Özkan 30 Sağlıklı Yaşam Hasan Karaca Diyanet İşleri Başkanı Adına Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Dr. Yüksel Salman Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Dr. Faruk Görgülü Mali İşler ve Dağıtım Sorumlusu Mustafa Bayraktar Yayın Koordinatörleri Dr. Elif Arslan Dr. Fatma Bayraktar Karahan Sümeyye Özçelik Sevde Nur Özkan Tashih Mesut Özünlü Arşiv Ali Duran Demircioğlu Tasarım Onur Demirbaş www.aral.org İletişim Dini Yayınlar Genel Müdürlüğü Üniversiteler Mah. Dumlupınar Blv. No: 147/A 06800, Çankaya/Ankara Tel: 0.312 295 8661-62 Faks: 0.312 295 6192 ailedergisi@diyanet.gov.tr www.facebook.com/diyanetailedergisi

42 32 36 Aynaların Sırrı Rukiye Karaca Bayramın Son Günü Selim Gündüzalp Helal Lokma Helal lokma dinimiz açısından insanın beden ve ruh olarak bir bütün hâlinde ele alınması gerektiğini vurgulayan çok önemli bir kavramdır. Çünkü ikisi birbirini etkiler. Bu nedenledir ki, dinimizde 12 çok yemekten çok uyumaya kadar birçok bedenî faaliyetin insanın ahlaki gelişimini de etkilediğine dikkat çekilmiş ve insanın aşırılığa kaçması yasaklanmıştır. 40 Âlimlerin Öncüsü Fakih Sahabi Muaz Bin Cebel (r.a.) Elif Erdem Semerkant'ta 42 Bir Bayram Sabahı Bekir Erdem 44 Nasıl Bir Tevekkül? Dr. Şerife Nihal Zeybek 46 D Vitamini Doç. Dr. H. Ahmet Demir 32 48 Kırkambar

pencere Tatil Kültürü Dr. Lamia Levent Diyanet İşleri Uzmanı Modernitenin kendi değer anlayışı üzerinden düzenlediği çalışma, yaşama, tatil vb. alanlar Müslümanca yaşamak isteyenler için en büyük handikaplardan birini oluşturuyor. Ahmet Haşim; Müslüman Saati isimli enfes makalesinde yaşadığımız değişimi, hayatımıza giren ve zamanı kendi kurguladığı dünya ve kültür üzerinden ayarlayan yabancı saatler, daha doğrusu yeni zaman tanzimi üzerinden yapar. Eskiden kendimize has bir düşünüş, yaşayış ve giyiniş tarzımızın olduğuna ve hayat biçimimize göre saat ve günlerimizin varlığına dikkat çeken Haşim, makalesini şöyle bitirir: Şimdi Müslümanın evindeki saat, başka bir âlemin vakitlerini gösterir gibi, bizim için gece olan saatleri gündüz ve gündüz olan saatleri de gece renginde gösteriyor. Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz de şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz. Modernite ile birlikte değişen zaman algımızın, hayatımızın her yönüne tesir eden bir değişim ve dönüşümün tetikleyici unsuru olduğunu söyleyebiliriz. Batı'dan alınan kültürel ve sosyal unsurların hayatlarımıza zorla monte edilirken ne kadar eğreti durduğunu edebiyat ürünlerinde daha net şekilde görebiliyoruz. Yahya Kemal de bir yazısında söz konusu mukallitliğin geldiği noktayı pek güzel resmediyor. Ve bize bir zamanlar havası, toprağı Müslümanlık rüyası ile dolu semtlerde doğduklarını fakat artık minareleri görülmeyen, ezanları işitil- 4 AİLE 2015 TEMMUZ

pencere TEMMUZ 2015 AİLE 5

pencere İslam dininde atalet, yani bir iş yapmamak, boş durmak anlamında tatil anlayışına yer yoktur. Mümin faydalı işler, eylemler, ameller, mahsuller ortaya koyan kimsedir, öyle olmak durumundadır. meyen ve kandilleri hissedilmeyen semtlerde doğan çocukların Müslümanlık rüyasını göremeyeceklerini esefle anlatır. Frenk hayatının gecesinde sabah namazına uyanmak aslında yapmaya çalıştığımız. Tatilin, endüstrileşmeyle birlikte, zaman ın insanların tüketim metaı hâline gelecek şekilde tanzim edilmesinin sonucunda ortaya çıkmış maksimum 100 yıllık mazisi olan kurgulanmış bir ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Psikolog Gülşah Akçay Civriz, hemen hiçbirimizin dedelerimizden-ninelerimizden çocukluklarında geçirdikleri tatiller konusunda bir şey duymadığımızı ifade ediyor. Civriz; Endüstrileşmeden önce yaşam tarzında, tüketmek için üretmek yani tatilde rahatça harcamak için sene boyunca biriktirip plan yapmak gibi trajikomik bir yaşam felsefesi söz konusu değildi. Hayat süreç odaklı bir akış içinde bir bütün olarak yaşanıyordu söyleriyle yaşanan değişimi anlatıyor. Modernitenin kendi değer anlayışı üzerinden düzenlediği çalışma, yaşama, tatil vb. alanlar Müslümanca yaşamak isteyenler için en büyük handikaplardan birini oluşturuyor. Günde beş vakit kılınan namaza göre ayarlanan Müslüman saatinin günümüz mesai anlayışında uygulanması sıkıntılara neden olabiliyor. Günlerin kısa olduğu aylarda mesai 6 AİLE 2015 TEMMUZ

pencere Artık sadece izin zamanlarında değil, tüm aile efradının bir araya geldiği bayramlarda bile sıla-i rahmi unuttuk. Günümüzde dinî bayramlar tatil mekânlarına kaçmak için fırsat olarak görülüyor. saatlerine denk gelen iftar vakti ya da cuma namazı vakti de bu sıkıntılar arasında sayılabilir. Modern hayatın gereği olarak çalışıyor, üretiyor ve yoruluyoruz. Bunun tabii sonucu olarak bedenen ve zihnen dinlenmeye ve yenilenmeye ihtiyaç duyuyoruz. İnsan için zaruri bir ihtiyaç olan bu dinlenme süresini ise yine bizim yaşam ve kültür anlayışımıza dışarıdan ithal edilmiş bir tatil anlayışıyla düzenleme durumunda kalıyoruz. Sanayileşme ile birlikte Batı toplumlarında ortaya çıkan bu tatil olgusunu şöyle izah edebiliriz: Uzun ve yoğun çalışma temposunda tükenme noktasına gelen çalışanlar uzun uğraşlar sonucu tatil haklarını elde ettiler. İşveren ise tatil ile ara verdikleri iş hayatlarına daha üretken dönmeleri için bir fırsat olarak gördü tatili. Üretimin durduğu bu dinlenme dönemini zarardan kâra dönüştürmenin formülü olarak ortaya çıkan günümüz tatil olgusu ise esasında Kapitalizmin bir dayatması olarak görülebilir. Çünkü mevcut sistemde tüketim temel bir argüman olarak kabul edilerek, mümkün olduğunca sömürünün devam etmesi arzulanmaktadır. Bir nevi alışveriş olarak görülebilecek bu durum bir süre sonra kısırdöngüye dönüşmekte. İnsanlar tatil yapmak, tatilde daha çok tüketmek için daha fazla çalışmanın yollarına bakmaktadırlar. Kapitalizmin şekillendirdiği çalışma şekli ve sonrasında dayatılan tatil anlayışı tüm dünyaya yayılmış durumda. Tatil bu yönüyle kentleşmiş toplumlar için yoğun iş ve çalışma temposundan, kentin stres ve karmaşasından uzaklaşma ve rahatlama imkânı anlamına gelmektedir. Kişinin tekrar sağlıklı ve verimli bir şekilde çalışma hayatına dönebilmesi için elzem görülen bir değişiklik fırsatı olarak günümüz insanının hayatında yer etmiştir. Çalışma hayatının bu şekilde düzenlenmesi ve yoğun çalışma temposu, dinlenmeyi bir zaruret hâline getiriyor. Ancak ortaya çıkan bu zaruri ihtiyacı kendi değer ve inanç dünyamıza uygun şekilde düzenlemek de mümkün. Tüketime, aşırılığa, meşru olmayan eğlence üzerine kurulu tatil olgusuna karşı alternatif tatil ve dinlenme imkânları üretmeli ve tatili meşru sınırlar içerisinde en verimli şekilde değerlendirmenin yollarını bulmalıyız. Tatil Değil Tebdil Bir işi bitirince hemen diğerine giriş (İnşirah, 94/6.) Bir zamanlar tatil denilince pek çoğumuzun aklına eş, dost ve akraba ziyaretleri gelirdi. Okulların tatil olması ile herkes hummalı bir şekilde köyüne, memleketine, bahçesine gitmenin hazırlıklarını yapmaya koyulurdu. Tatile gitmek, sıla-i rahim yapmak demekti bir bakıma. Çocuklar temiz köy havası alıp hayvan ve doğa sevgisi ile dolarken, büyükler bağ-bahçe işlerine yardım ederdi. Bunun yanı sıra Mevlana Türbesine, Sultan Ahmet, Süleymaniye, Eyüp Sultan gibi dinî ve tarihî mekânları gezmek tatil kapsamında yapılacak faaliyetler olarak görülürdü. Velhasıl tatilin tebdil-i mekân eylemek anlamına geldiği zamanlardan bugüne çok şey değişti. Artık sadece izin zamanlarında değil, tüm aile efradının bir araya geldiği bayramlarda bile sıla-i rahmi unuttuk. Günümüzde dinî bayramlar tatil mekânlarına kaçmak için fırsat olarak görülüyor. Biraz daha hassasiyet sahibi olan aileler yasak savma kabilinden bu ziyaretleri yapıp tatil beldelerinin yolunu tutmak gibi ara formüller de geliştirmiyor değil. Ancak tatil mevzuunda da kafamızın karışık olduğunu İslami tatil ya da alternatif tatil adı altında sunulan tatil paketlerinden anlamak mümkün. Tatilin İslamisi nasıl olur diye bir soru akla gelebilir. Esasında tatilin kendisi İslam literatürü açısından çok da olumlu anlamlar içermiyor. Arapça bir kelime olan tatil; atıl kalmak, boş durmak anlamlarından dolayı tatilden ziyade tebdil etmek kelimesi daha ter- TEMMUZ 2015 AİLE 7

Güneş- Deniz- Kum Üçlemesine Mahkûm Olmamak Tatil denilince akla gelen klasik güneş-deniz-kum üçlemesini, pek çoğumuzun tercihi olmak yerine bizlere dayatılan bir tatil anlayışının taşıyıcıları olarak görmek gerekiyor maalesef. Zira tatilden maksat rutin hayatımızın dışına çıkarak yenilenme ihtiyacımıza karşılık bulmaktır. Yoksa bütün bir izin dönemini denize girerek ve güneşin altında kumlara yatarak geçirmek tek alternatif olarak görülmemelidir. Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmapencere cih edilir. Bu hususa dikkat çeken Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Dr. Bahattin Akbaş, İslam dininde atalet, yani bir iş yapmamak, boş durmak anlamında tatil anlayışına yer yoktur. Mümin faydalı işler, eylemler, ameller, mahsuller ortaya koyan kimsedir, öyle olmak durumundadır şeklinde bir değerlendirmede bulunuyor. Dolayısıyla tatil; ayet-i kerimede de ifade edildiği üzere bir işten başka bir işe geçmek, bir hâlden başka bir hâle geçmek şeklinde değerlendirildiğinde, farklı alanlara yoğunlaşmak fikri üzerinden amacına hizmet edecek bir eyleme dönüşür. Günümüzdeki anlamıyla tatili vakti boşa geçirmek olarak anlama yanılgısına düşmemek gerektiğini ifade eden Din Hizmetleri Uzmanı Fatma Feyza Güner e göre de tatil: Gündelik yaşantımızın koşturmacası içerisinde bir mola vermektir. Yalnız bu mola boş boş oturmak, sırt üstü yatmak anlamına gelmemeli bir Müslüman için. Bir işi bitirdiğinde diğerine yönel (İnşirah, 94/7.) ayet-i kerimesi mucibince tatil, kişiyi alışılagelmiş rutin işlerinden bir nebze uzaklaştırarak başka bir uğraşla nefes almasını sağlayacak şekilde olmalıdır. Bu uğraş, insan için meşru bir şey olmanın yanında kişiyi geliştirecek, yaşantısını kolaylaştıracak bir fiil de olmalı aynı zamanda. 8 AİLE 2015 TEMMUZ

pencere nı Dr. Bahattin Akbaş tatilden maksadın boş durmak ve atalet olmadığını ifade ederek tatilin de verimli ve faydalı şekilde değerlendirilmesi gerektiğini ifade ediyor. Akbaş, Cenab-ı Hakk ın yeryüzünde dolaşmayı ve Allah ın yaratması üzerinde tefekkür etmeyi öğütlediğini ve İlahî kudreti temaşa, kâinata ibret nazarıyla bakmak; hac, umre, yakın akraba ve dost ziyaretleri yapmak; beldeleri, kâinatı tanımak, sanata bakıp sanatkârın yüceliklerini, geçmiş kavimlerin, toplumların yaşadıkları ve günahkârlıkları nedeniyle helâk edildikleri gerçeğini görmek ve bu suretle ibret almak; onların düştükleri hatalara birey ve toplum olarak düşmemek de seyahat gerekleri arasındadır diyerek tatili kültür, tarih ve medeniyetleri tanıma ve onlardan ders çıkarma ameliyesine dönüştürmeyi tavsiye etmektedir. Bu bağlamda kültür ve inanç turizmine yönelik seyahat ve gezi programlarını tercih ederek tatili yeni yerler görmek, yeni insanlar ve kültürler tanımak şeklinde yapabiliriz. Hem tefekkür hem bilgilenme hem de iç dünyamızı zenginleştirecek yeni ufuklar açacak böylesi geziler bizleri güneş-deniz-kum üçlemesine mahkûm olmaktan da kurtaracaktır. Seyahatten amacın insanı tefekküre davet etmesi ayetinden hareketle dinlerin ve peygamberlerin izleri sürülebilir. Mesela umre turları ile dinimizin merkezine yapılacak bir yolculuk bu anlamda tatil listemizin başında gelmeli. Kudüs e, Semerkant a, Mısır Piramitlerine, Endülüs e, Ashab-ı Kehf e vb. mekânlara yapılacak geziler bizleri tefekküre sevk edecektir. Bunların yanı sıra doğa turları, kâinatı tanıma ve Yüce Allah ın eserlerini temaşa etme anlamında iyi tatil seçenekleri olarak düşünülebilir. Doğa yürüyüşleri, ormanlara, göllere, tabiat parklarına, nehir ve dağlara düzenlenen doğa turlarına katılmak veya ai- Kültür ve inanç turizmine yönelik seyahat ve gezi programlarını tercih ederek tatili yeni yerler görmek, yeni insanlar ve kültürler tanımak şeklinde yapabiliriz. lece bu yerlerde geçirilecek tatiller hem yeşil ve temiz bir doğada yenilenmeyi hem de Rabbimizin bizlere armağan ettiği güzellikleri görmeyi sağlayacaktır. Psikolog Gülşah Akçay Civriz, bir tüketim nesnesi olarak pazarlanan tatil paketleri nin esasında insana geçici bir mutluluk verdiğini yapılan araştırmaların ortaya koyduğunu ifade ediyor. Bu bağlamda dinlenmek ve rutin hayatımıza enerji toplayarak dönmek istiyorsak bunun lüks otellerde yapılacak tatille elde edilemeyeceğine dikkat çekiyor. Civriz, sabahın ilk ışıklarıyla pencereye çıkmak ve gözlerimizi kapatıp bir dakika kulağımıza gelecek kuş cıvıltılarına dikkat kesilmek ve o esnada derin nefesler alıp verirken elhamdülillah diyebilmenin bizi daha fazla dinlendireceğini ve bize enerji vereceğini söylüyor. Çünkü gün içerisinde bir ara bakışlarımızı gökyüzüne kaydırıp bulutların kayıp gidişine, gece olduğunda sönük de olsalar yıldızların göz kırpışına, rüzgârın sesine ve yağmurun kokusuna kendimizi kaptırmak bizi tatili sabırsızlıkla bekleyecek tükenmişlik noktasına gelmekten koruyacak basit ama etkili anı yaşama/farkındalık egzersizleri olarak yardımcı olacaktır. Eğer kesintisiz farkındalık zamanlarına uygun bir istirahat planı yapacaksak İnşirah suresi bize çok önemli bir prensip sunuyor: "Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul " Yani bizim boş bir bakışla ve kurgu ile tatil yapmamız söz konusu değil. Dinlenmemiz kendimizi stres yüklü rutinlerden kurtarmamız, mana yüklü kâinat hazinelerini keşfetme fırsatlarını her an görebilme ve değerlendirebilmemiz ile mümkün. İşte bunu başardığımızda, bedenen ve ruhen yenilenmiş olarak hayata devam edebiliriz. TEMMUZ 2015 AİLE 9

kısa kısa Din Görevlileri Belgeseli: "Gönül Köprülerimiz" TRT, din görevlilerini konu alan bir belgesel hazırladı. Mesut Uçakan ın yapımcılığını üstlendiği Gönül Köprülerimiz belgeseli din görevlilerini farklı uğraşılarıyla ekrana taşıyor. Televizyon ekranlarında ilk olma özelliğine sahip belgesel İstanbul, Ankara, Konya, Bolu, Karabük, Amasya, Kütahya, Denizli, Aksaray, Samsun, Rize, Kars, Şırnak ve Van illerinden 29 din görevlisinin hayat hikâyesiyle seyirci karşısına çıkıyor. Belgeselde alışılmış görevlerinin yanı sıra kültür-edebiyat, sanat başta olmak üzere çeşitli sosyal ve sportif faaliyetlerle ön plana çıkan din görevlileri ele alınmakta; birlik beraberliğin sembolü, toplumu motive eden, aydın, örnek ve lider kişiler olarak yansıtılmaktadır. Bu din görevlileri neler yapıyor derseniz saymaya çalışalım: Resim yapıyor hatta kursunu veriyor, turist rehberliği yapıyor, musiki icra ediyor, radyo ve televizyonda programlar yapıyor, diksiyon dersleri veriyor, muhabirlik yapıyor, ahşap oymacılığı ve hat sanatıyla uğraşıyor, hatta köyünde çevreyi kirleten çöpleri dert edinip bu hususta projeler geliştiriyor Belgeselde din görevlilerinin örnek çalışmaları kendi ağızlarından ve yakın çevresindeki insanlardan nakledilmekte. Belgesel sadece Ramazan ayında değil, tekrarlarıyla da bundan sonra ekranlarda yer alacağa benziyor. Güvenle Ziyaret Edin: www.diyanet.gov.tr Devlet kurumlarının yapısı ve çalışmaları hakkında bilgi edinmenin en kolay yolu bildiğiniz gibi bu kurumların resmî internet sitelerini ziyaret etmekten geçiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı nın internet sitesi de gittikçe zenginleşen içeriğiyle birçok bilgiyi sunuyor. Kur'an-ı Kerim Portalı nda Kur an Öğrenmeye Giriş, Arapça-Türkçe Kelime Arama, Kur an Dinleme, Kur an/hatim Okuma, Kur an Kütüphanesi, Meal ve Tefsir bölümleri yer alırken; Hadis-i Şerif Portalı Hadis İlmi, Hadis Kütüphanesi, Hadis Sözlüğü, Kırk Hadith ve Hat Yazıları bölümlerini ihtiva etmektedir. Dini Bilgilendirme Platformu nda, soru sorabilmenin yanı sıra daha önce sorulmuş sorular ve cevapları yer alırken; Dini Yayınlar sayfasında dergi arşiviyle birlikte, Web Kütüphanesi ve Yabancı Dilde Yayınlar bulunmaktadır. Ayrıca sitede Hac ve Umre Rehberi, Kutlu Doğum, Camiler Haftası, Diyanet Çocuk, Kurban ve Ramazan bölümlerinde yazılı, sesli ve görüntülü birçok içeriğe ulaşmak mümkün. Basın Açıklamaları ve Mesajlar ise kurumsal kimliğin ön plana çıktığı bölümler. Başkanlık yayınlarının internet üzerinden satışına imkân veren site İngilizce, Arapça, Almanca, Fransızca ve Rusça dillerinde de içeriğe sahip bulunmaktadır. 10 AİLE 2015 TEMMUZ

kısa kısa Prospektüste Neler Yazar? Prospektüs (prospectus) birçoğumuzun söylerken zorlandığı aslı Fransızca olan bir kelime. Halk dilinde daha çok reçete olarak bilinmekte. İlaç kutularının içinden çıkan ve ilaç hakkında bazı bilgilerin yer aldığı prospektüsler tıbbi terimlerin fazlalığı nedeniyle çok da anlaşılmamakta. Biz yine de prospektüste yer alan başlıkları açıklamaya çalışalım: Formül: İlaçtaki asıl tedavi edecek maddeler Farmakolojik Özellikler: İlacın vücutta neden olduğu olaylar ve hastalığın tedavisini nasıl yaptığı Endeksiyonlar: İlacın kullanım alanları Kontrendikasyonlar: İlacın kullanılmasının sakıncalı olduğu durumlar Uyarılar/Önlemler: İlacın etkinliğini ortadan kaldıran özel durumlar ve olumsuz bir tabloyla karşılaşıldığında yapılması gerekenler Yan Etkileri: İlaç piyasaya sürülmeden önce tespit edilen tesirleri İlaç Etkileşimleri: Kullanılacak olan ilaçla birlikte başka ilaçlar kullanıldığında ortaya çıkacak durumlar Kullanım Şekli ve Dozu: Hangi yaş grubundaki hangi hasta için ilacın nasıl kullanılacağı Ticari Takdim Şekilleri: İlacın içeriğindeki etken maddelerin takdimi O Kadar Faydası Var Ki Kiraz, gülgiller familyasından olup yazları serin geçen yerlerde yetişen ve üretiminde dünyada ilk sıralarda yer aldığımız bir meyvedir. Anadolu, kiraz yetiştiriciliğinin yapıldığı en eski yerdir. Ülkemizde elli kadar kiraz çeşidinin yetiştiriciliği yapılırken dünyada 1500 civarında kiraz çeşidi bulunmaktadır. Kirazda A, B ve C vitaminleri ile potasyum, magnezyum, sodyum, kireç, çinko ve demir mineralleri bulunmaktadır. Sulu ve şekerli bir meyve olan kiraz, yüksek ölçüde lif içermekte ve birçok faydası bulunmaktadır. Başlıcaları; vücudun hastalıklara karşı direncini artırır. İdrar söktürücüdür. Zararlı maddelerin atılmasını sağlar. Kabızlığa iyi gelir. İshali keser. Böbreklerin etkili bir şekilde çalışmasına yardım eder. Böbreklerde kum ve taşların oluşumunu önler varsa da döker. Kanı temizler ve sivilce gibi cilt sorunlarını önler. Kolesterolü ve kan şekerini düşürür. Damar sertliği, romatizma, gut hastalığı ve dizanteriye iyi gelir. Sinirleri kuvvetlendirir. Çok iyi bir ağrı kesici ve ateş düşürücüdür. Kirazın meyvesinin dışında çiçekleri, meyve sapları, ağaç kabukları ve yaprakları da kullanılır; sapları kurutulduktan sonra kaynatılıp çay yapılırsa idrar söktürür ve vücuttaki zararlı maddeleri temizler. Kiraz çiçeği kaynatılıp suyu içilirse nezleye ve öksürüğe iyi gelir. Kiraz suyu derideki kırışıklıkları gidermede etkilidir. Pembe kiraz ezilerek yıpranmış ciltlere maske yapılabilir. 20 adet kirazda 12-25 miligram arasında antosiyanin bulunmaktadır; bu da bir aspirinden on kat daha etkilidir. TEMMUZ 2015 AİLE 11

biz bize Helal Lokma Yrd. Doç. Dr. Banu Gürer 12 AİLE 2015 TEMMUZ

biz bize Eğitim dediğimizde akla ilk gelen sorulardan biri nasıl bir eğitim? dir. Çünkü eğitimin başarısı nasıl sorusuna vereceğiniz cevaba dayanır. Cevabımız ne kadar sağlamsa vereceğimiz eğitim de o derece başarılı olacaktır. Peki, nasıl? Cevap elbette birçok açıdan verilmelidir. Ancak temelde sağlıklı bir eğitim sisteminden bahsetmek için eğitimin bireyin hem maddi hem de manevi yönünü geliştirmesi gerekir. En azından bu beklenmelidir. Çünkü ancak böyle bireylerden oluşan toplumlarda refahtan bahsedilebilir. İşte tam da bu noktada İslam ın önemli bir değeri karşımıza çıkıyor: Helal lokma. Helal lokma dinimiz açısından insanın beden ve ruh olarak bir bütün hâlinde ele alınması ge- Helal lokma 'ne yediğimizden, yediğimizi nasıl elde ettiğimize'; 'insanın emeğinin karşılığının verilmesinden, emeksiz ve haksız elde edilen menfaate' kadar pek çok hususta bilinç aşılayan bir kavram. TEMMUZ 2015 AİLE 13

Bitmedi... Bu dikkat aynı zamanda çocuklarımızın beslenme alışkanlıklarını helal lokma bilinciyle düzenlemelerine ve böylelikle beden sağlıklarını korumabiz bize rektiğini vurgulayan çok önemli bir kavramdır. Çünkü ikisi birbirini etkiler. Bu nedenledir ki, dinimizde çok yemekten çok uyumaya kadar birçok bedenî faaliyetin insanın ahlaki gelişimini de etkilediğine dikkat çekilmiş ve insanın aşırılığa kaçması yasaklanmıştır. Helal lokma, bedenin ruh üzerinde etkili olduğunu ve bu etkinin ahlaki gelişimi biçimlendirdiğini ortaya koyması bakımından çok önemli bir örnektir. Bunun en güzel misallerinden birini Hz. Âdem kıssasında görmekteyiz: Ey Âdem! Sen ve eşin cennette kalın. Dilediğiniz yerden yiyin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz. Derken şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: "Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (cennette) ebedî kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı. (Araf, 7/19-20.) Ayet-i kerimeye göre yenmesi yasak yani haram olan bir gıdanın yenilmesinin bedeli hayâ duygusunun ortadan kalkması dır. Buna göre helal lokma ile hayâ duygusu arasında bağ kurulmuştur. Ve haram lokmanın insanın manevi âleminde kötü değişimlere sebebiyet vereceğine işaret edilmektedir. Nitekim aynı surenin 22. ayetinde yasağın ihlal edilmesine binaen Hz. Âdem ile Hz. Havva'nın edep yerlerinin açılması, haram lokmanın insanın manevi dünyasında meydana getireceği olumsuz değişime dair bir uyarıdır. Helal lokma ile insanın manevi dünyası arasındaki ilişkiye dikkat etmek çocuk eğitimi açısından da önemlidir. Ayetin ortaya koyduğu helal lokma ile karakterin gelişimi arasında kurulan bağ gereği, ebeveynler hamilelik sürecinden itibaren helal lok- Helal lokma, bedenin ruh üzerinde etkili olduğunu ve bu etkinin ahlaki gelişimi biçimlendirdiğini ortaya koyması bakımından çok önemli bir örnektir. maya dikkat etmeli çocuklarını temiz gıdayla beslemeye de özen göstermelidir. Tabii bunun için öncelikle kendilerinin, Kur an ın uyardığı üzere, temiz rızık yemeğe dikkat etmeleri gerekir (Bakara, 2/168-172.) Peki, temiz gıda nedir? Temiz gıda hem haram olan yiyecek ve içeceklerden uzak durulması, hem de helal yoldan kazanılmış olmasıdır. Haram olan yiyecek ve içecekler Kur an da açıkça belirtilmiştir; domuz eti, alkol, Allah'tan başkasının adına öldürülmüş hayvanlar, bunlardan bazılarıdır. (Maide, 5/3-90.) Ancak bugün gıda sektöründe insan sağlığını tehlikeye düşüren üretimlerin yapıldığını göz önüne aldığımızda temiz gıda kapsamında dikkat edilecek ürünleri daha da geniş çerçevede düşünmek gerekmez mi? İnsan sağlığını bozan katkı maddeli ürünlerin sebep olduğu hastalıklar düşünüldüğünde bu ürünler temiz gıda olarak değerlendirilebilir mi? Dolayısıyla bunların kullanımında dikkatli olmamız gerektiği açıkça ortaya çıkmıyor mu? Evet, İslam açısından Allah'ın yasaklamadığı her şey helal kabul edilir. Ancak haram olan yiyeceklerin niteliklerinden hareketle helal lokmayı daha dikkatli ele almanın bir zorunluluk olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle özellikle annelerimizin, gerek hamilelik döneminden başlayarak çocuklarının doğal yoldan beslenmelerine özen göstermeleri gerek, hazır gıdalardan mümkün olduğunca kaçınmaları, çocukların beden ve ruh gelişimleri için çok önemlidir. Buna dikkat edilmediğinde ortaya çıkacak sıkıntılar sorumluluğu ihmal anlamına gelecektir. 14 AİLE 2015 TEMMUZ

biz bize larına da vesile olmaz mı? Şöyle bir düşünelim: Çocuklar hatta yetişkinler için de lezzet ve albenilerine rağmen bu zararlı yiyeceklerden uzak durmak hayli zor. Yasaklamak ise çoğu zaman etkili olamıyor. Ancak helal lokmanın manası ve insan üzerindeki faydaları çocuklarımıza, onların gelişim düzeyleri dikkate alınarak anlatıldığında bu kendi kendilerini disipline etmelerine de yardımcı olmaz mı? Böylece küçük yaşlarda karşımıza çıkan obezite gibi beslenme alışkanlıklarına bağlı pek çok rahatsızlığın önüne geçmede helal lokma bilinci, sağlıklı beslenme alışkanlığı edinilmesi açısından faydalı olmaz mı? Bu faydaları zararlı madde kullanımının önüne geçmeye kadar götürmek mümkün. Nitekim bugün zararlı madde kullanımının çok küçük yaşlarda başladığı gerçeği de göz önüne alındığında helal lokma bilincinin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Dolayısıyla helal lokma ne yediğimizden, yediğimizi nasıl elde ettiğimize (Necm, 53/39.); insanın emeğinin karşılığının verilmesinden, emeksiz ve haksız elde edilen menfaate kadar pek çok hususta bilinç aşılayan bir kavram. Maddi hayatın manevi hayata, manevi hayatın maddi hayata nasıl tesir edebileceğini bize gösterir. Peki, bu kadar önemli bir değeri çocuklarımıza nasıl aktaracağız? Örnek olacağız. Aksi hâlde ne kadar anlatsak etkili olmamız mümkün değil. Nitekim Cenab-ı Hak da bizi bu hususta uyarmıyor mu?...kendinizi unutup başkalarına iyiliği mi emrediyorsunuz? (Yaptığınızın çirkinliğini) anlamıyor musunuz? (Bakara, 2/44.) TEMMUZ 2015 AİLE 15

biz bize Düğünümüz Var Ama Nasıl? Sabri AKPOLAT Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Dinimiz, hayatın her alanında olduğu gibi, yeni kurulacak aile yuvası için de gereksiz harcama yapılmasını yasaklamıştır. İ slam hukukunda nikâh akdinin gerçekleşmesi için, iki şahit huzurunda yapılması şartı dışında uyulması gerekli bir şekil şartı veya özel bir merasim yoktur. Ancak kişi ve toplum hayatında çok önemli olan bu sevinçli olayı kutlama arzusu ve söz konusu hukuki birleşmeyi meşru olmayan birleşmeden ayırmak amacıyla topluma duyurma zorunluluğu düğün gibi toplumsal bir olayı doğurmuştur. Düğün geleneği insanlık tarihi kadar eskidir. Toplumdan topluma, kültürden kültüre farklılık gösteren birtakım merasimlerle gerçekleştirilse de hepsinin birleştiği nokta, nikâhı duyurmanın yanında eğlenceye yönelik olmasıdır. Sevgili Peygamberimiz, evliliklerin bir şenlik havasında ve sevinçle yapılmasını istemiş, insanların def çalıp şarkı söylemelerine müsaade etmiştir. Bununla birlikte, cahiliye kültüründen kaynaklanan yanlış âdetleri de kaldırmıştır. Düğünün nasıl yapılacağını dinimiz, detaylarıyla belirlememiş; bunu, haramlara düşmemek şartıyla düzenleme işini Müslümanların örf ve âdetine, içinde bulundukları şartlara bırakmıştır. Bir yönüyle ibadet, diğer yönüyle eğlence olan düğünlerde dinin uygun görmediği aşırı davranışlardan uzak durulması gerektiği gibi bu merasimlerin matem havasına dönüşmemesine de dikkat edilmelidir. İslami usule uygun düğün yapmada öne çıkan hususlar şunlardır: 16 AİLE 2015 TEMMUZ

biz bize 1. Nikâhı duyurma Sevgili Peygamberimizin şu tavsiyeleri bu hususu ortaya koymaktadır: Haram olan (ilişki) ile helal olan (nikâh) arasındaki ayırıcı özellik, def çalmak ve şarkı söylemek (suretiyle duyurmaktır). (Tirmizi, Nikâh, 6.) Nikâhı açıkça yapınız. (Müsned, IV, 5.) 2. Meşru dairede eğlenmek Düğünlerde içki içilmesi, eğlencede aşırıya gidilmesi, kadın ve erkeklerin birbirlerine karşı mahremiyet sınırlarını aşan davranışlar içinde bulunması yasaklanmıştır. Hicretten sonra Medine de ilk vefat eden Ebu Ümame Esad b. Zürare kızlarını Sevgili Peygamberimize emanet etmişti. Peygamberimiz bu kızlardan Fâriğa yı, Nübeyt b. Cabir ile evlendirdi. Düğün sırasında Hz. Âişe ye, Medineli Müslümanların eğlenceyi sevdiğini söyleyerek, böyle bir hazırlığın yapılıp yapılmadığını sormuştur. Bunun yapılmadığını görünce, düğün evinde bir eğlencenin tertip edilmesini istemiştir. (Buhari, Nikâh, 64; İbn Hacer, İsabe, VII, 682.) Düğün ve eğlencelerde ses cihazlarının, davetli toplumun duyacağı ölçüde açılması, diğer insanları rahatsız edecek ve ses kirliliğine yol açacak şekilde yayın yapılmamasına dikkat edilmesi gerekmektedir. Aksi hâlde hak ihlali söz konusudur. Kalabalık bir ortamda havaya kurşun sıkmak gibi sorumsuzca davranışlar sebebiyle birçok insan hayatını kaybetmektedir. Düğünlerde, sırf şenlik olsun, düğün sahibinin düğününe katılalım diye havaya sıkılan kurşunlar, etrafa saldıkları korku ve sebep oldukları acı sebebiyle, dinen günah olduğu gibi büyük bir sorumsuzluk örneğidir de. 3. Yemek vermek Düğün şenliğinin vazgeçilmez bir parçası da velimedir. Sevgili Peygamberimiz evlenme hazırlığı yapan Abdurrahman b. Avf a, Bir koyun keserek de olsa ziyafet ver (Buhari, Nikâh, 7, 54, 68.) buyurmuştur. Kendisi de evliliklerinde davetlilere yemek ikramında bulunmuştur. İlk gün velime (düğün yemeği) vermek yerinde ve yapılması gereken bir iştir. İkinci gün (vermek) âdettendir. Üçüncü gün (vermek ise) riya ve gösteriştir (İbn Mace, Nikâh, 25.) hadisi düğün yemeğinin sünnet olduğunu ifade etmektedir. Düğün sahibinin davette zengin fakir ayrımı yapmaması gerekir. İnsanları sınıflandırmaya tabi tutarak yemeğe yalnız zenginleri davet etmek, İslam ahlakıyla bağdaşmaz. Davet edildiği düğün yemeğine katılarak düğün sahibinin gönlünü almak Peygamber ahlakındandır. Sevgili Peygamberimiz Esiri özgürlüğüne kavuşturun, davet edene icabet edin, hastayı ziyaret edin (Buhari, Nikâh,72.) buyurmuştur. 4. Gereksiz harcamalardan kaçınmak Dinimiz, hayatın her alanında olduğu gibi, yeni kurulacak aile yuvası için de gereksiz harcama yapılmasını yasaklamıştır. Gereğinden fazla yapılan harcamalar, daha başlangıçta mutluluğu zedelemekte, aileyi maddi açıdan sıkıntıya sokmaktadır. Hz. Peygamber (s.a.s.): Nikâhın en hayırlısı, en kolay olanıdır (Ebu Davud, Nikâh, 32.) buyurarak, nikâhın kolaylaştırılmasını istemiştir. Aynı zamanda En bereketli nikâh, külfeti en az olanıdır (Müsned, 6, 83.) diyerek, nikâh ve sonrasında düğün esnasında israf ve gösterişten kaçınmamızı tavsiye etmektedir. Bedir Savaşı'ndan sonra Hz. Ali ve Hz. Fatıma evlendiler. Hz. Fatıma nın çeyizi, bir parça kadife, su tulumu ve içi güzel kokulu izhir otuyla doldurulmuş bir yastıktan ibaretti. (Nesai, Nikâh, 81.) Vahiy evinin kızının düğünü çok sade ve mütevazı idi. Buna rağmen, düğüne şahit olan Hz. Aişe ve Hz. Ümmü Seleme şu sözleri söylemekten kendilerini alamamışlardır: Biz, Fatıma nın düğününden daha güzel bir düğün görmedik. (İbn Mace, Nikâh, 24.) Düğün yapmak için kredi çekebilir miyim? sorusunun sıkça sorulmaya başlandığı günümüzde, Benim kızımın neyi eksik? diyen ebeveynin, çok sevdikleri kızlarına kötülük yaptıklarının farkına varmaları gerekir. Kızlarını emanet edecekleri kişiyi faize mecbur etmek yeni kurulacak bir yuva için iyi bir başlangıç olamaz. Bilinmelidir ki, mutluluk israfta değil, sadeliktedir. Allah Teala nın Sonra o gün, nimetlerden hesaba çekileceksiniz (Tekâsür, 102/8.) ihtarını nasıl unutabiliriz? TEMMUZ 2015 AİLE 17

serbest kürsü Sevde Nur ÖZKAN GENÇLERE sorduk... Aileniz size ne tür sorumluluklar veriyor? Ailenizin verdiği sorumlulukların ağır olduğunu düşünüyor musunuz? Mustafa Böyükçolak (17) Önder Kaya (20) Ailemde tek erkek çocuk olduğum için ağır işleri ben yapıyorum. Esnaflık yapan babam kısa bir süre önce ameliyat geçirdi. Bu yüzden babama işlerinde yardımcı oluyorum. Sabah erkenden dükkâna gidip gün bitinceye kadar çalışıyorum. Bu sorumluluklar bazen ağır gelse de ailem için çalışmak beni mutlu ediyor. Ailemin bana vermiş olduğu sorumluluk bir abi olarak kardeşlerime iyi bir örnek olmak. Ailemin bana verdiği sorumlulukların ağır olduğunu düşünmüyorum. Ailem için sorumluluklarımı yerine getirmeye mecburum. Elif Solmaz Yücel (19) Ev işlerinde anneme yardımcı oluyorum. Hayvancılıkla uğraşan babama da elimden geldiğince yardım etmeye çalışıyorum. Bazen yoruluyorum ama şikâyetçi olmuyorum. Çünkü bu sorumlulukları yapmam gerektiğini biliyorum. Gonca Kaplan (21) Evde market alışverişlerini genellikle ben yapıyorum. Temizlik işlerinde anneme yardım ediyorum. Fırsat buldukça kardeşimin bakımıyla ilgileniyorum. Bazen verilen sorumlulukların ağır olduğunu düşünüyorum. UZMANINA SORDUK Nazlı ÖZBURUN Uzman Aile Terapisti Sorumluluk bilinci, başarıyı ve mutluluğu etkileyen en önemli kişilik özelliklerinden biridir şüphesiz. Dolayısıyla çocuğunun sorumluluk sahibi olması için her anne baba elinden geleni yapmalıdır. Sorumluluk, kendimize ve çevremize karşı görevlerimizi ve yükümlülüklerimizi zamanında yerine getirme zorunluluğu anlamına gelir. Sorumluluk bilinci oluşumunda en büyük rol, anne babadadır. Aile içinde başlayan sorumluluk gelişimi, çocukların sosyalleşmesi ile birlikte girilen tüm ortamlarda devam eder. Küçük yaşlardan itibaren sorumluluk gelişimini desteklemek için dikkat edilmesi gereken önemli noktalar vardır. Bunlar, anne babanın çocuğa fırsat vermesi desteklemesi ve beceri geliştirme noktasında teşvik etmesidir. 18 AİLE 2015 TEMMUZ