Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 30, Eylül 2016, s

Benzer belgeler
NAFAKA. Nafakasının yiyecek sınıfları ekmek veya un, tuz, yağ, sabun, odun ve her ihtiyaçta kullanılmak üzere laz

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2014/3-686 K. 2016/18 T

VAKIFLAR İÇİN FİNANS KAYNAĞI OLARAK İCÂRETEYN. Doç. Dr. Süleyman Kaya

Türkiye de İslami Finansın Tarihsel Kökenleri. Süleyman Kaya

Osmanlı Klâsik Döneminde Kadınların Servet Edinme Yolları (Bursa Örneği)

T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARINDA YÖNTEM VE TEKNİKLER SEMİNERİ

Dr. Hediye BAHAR SAYIN. Pay Sahibi Haklarının Korunması Kapsamında Anonim Şirket Yönetim Kurulu Kararlarının Butlanı

FAALİYET RAPORU

Prof. Dr. Cemal BIYIK - Öğr. Gör. Dr. Okan YILDIZ - Yrd. Doç. Dr. Yakup Emre ÇORUHLU, KTÜ, 2014

Ali Efdal Özkul KIBRIS'IN SOSYO-EKONOMİK TARİHİ ( ) *dipnot

FAALİYET RAPORU

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

BANKA ALACAKLARININ İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİBİ

Yrd. Doç. Dr. Sezai SEVİM YAYIN LİSTESİ

Osmanlı Toplumunda Çok Eşlilik: Yılları Arasında Bursa Örneği

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE HUKUK

Mehir hakkında Dinimizin Bildirdikleri

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM GENEL OLARAK EVLİLİK BİRLİĞİNİN KORUNMASI VE EVLİLİK BİRLİĞİNDE EŞLERİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Kültür ve Sanat Hizmetleri Şube Müdürlüğü EDEBİYAT FAKÜLTESİ DEKANLIĞINA

ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı: Cafer ÇİFTCİ Doğum Tarihi ve Yeri: 1973 BURSA Unvanı: Prof. Dr. Ana Bilim Dalı: Yakınçağ Tarihi Doçentlik Alanı:

Kanun No: Türk Medeni Kanunu. Kabul Tarihi: R.G. Tarihi: R.G. No: I. Vesayet makamından

SEVGİ USTA VELAYET HUKUKU

Hulle'nin dayanağı âyet ve hadistir.

XVIII. Yüzyılda Bursa Halkının Ekonomik Yapısı

YÖNETMELİK. MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, taksitle satış sözleşmelerine ilişkin uygulama usul ve esaslarını düzenlemektir.

BİRİNCİ KISIM: Feraiz Mukaddime. 1 inci Fasıl BİRİNCİ BAB

DAVACILARIN VARLIKLI OLMALARI DESTEK TAZMİNATI İSTEMELERİNE ENGEL DEĞİLDİR.

Ekler: Nakit Kredi Taahhütnamesi Sözleşme Öncesi Bilgi Formu (4 sayfa) Nakit Kredi Uygulama Esasları Hakkında Prosedür

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

SUN BAĞIMSIZ DIŞ DENETİM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm

Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi

87 Seri No.lu Gider Vergileri Genel Tebliği Yayımlandı DUYURU NO:2010/48

Mal Rejimleri ve Tasfiyesi

ON SORUDA KONKORDATO

MEDENİ HUKUKUN ALT DALLARI-TİCARET HUKUKU-ULUSLARARASI ÖZEL HUKUK. Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği PERSONEL MÜDÜRLÜĞÜ

A. SULH HUKUK MAHKEMELERİNDE GÖRÜLEN DAVALAR

İZMİR BAROSU TAVSİYE NİTELİĞİNDE AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ

Yeminli Mali Müşavirlik Bağımsız Denetim ve Danışmanlık

On Altı ve On Yedinci Yüzyıllarda İstanbul'da Hul Yöntemiyle Boşanma

MİRAS HUKUKU ( ALMANYA-TÜRKİYE ) Giriş:

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI BİRİNCİ BÖLÜM

ÖLÜM AYLIĞI BAĞLANMASINDA KIZ ÇOCUKLARININ HAK SAHİBİ OLABİLME KOŞULLARI

1 DÖNEN VARLIKLAR 15 STOKLAR Stoklar, işletmenin satmak, üretimde kullanmak ve tüketmek amacıyla edindiği ilk madde ve malzeme, ticari mal, yarı

İktisat Tarihi I. 8/9 Aralık 2016

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ S. BK/100

GENEL MUHASEBE SORULARI

TASARRUFUN İPTALİ DAVALARI

İsimleri ilk önce Berre idi, Zatı saadetleri ile evlendikten sonra ismini değiştirip Meymune koydular.

HEM KOCASI HEM BABASI BAĞ-KUR LU OLAN DUL KADINLAR DAVA AÇARAK SGK DAN ÇİFT AYLIK ALABİLİRLER

XVIII. Yüzyılda Bursa Halkının Ekonomik Yapısı

İsmail E. Erünsal, Osmanlılarda Sahaflık ve Sahaflar, Timaş Yayınları, İstanbul 2013, 581 s.

2017 DİYARBAKIR BAROSU ASGARİ ÜCRET ÇİZELGESİ

Yeminli Mali Müşavirlik & Denetim & Danışmanlık

Dr. Ömer ERGÜN Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi MEDENİ HUKUK TÜZEL KİŞİLERİNİN EHLİYET DURUMU

KOCAELİ BAROSU ADLİ YARDIM BAŞVURU FORMU

Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25).

ÖZGEÇMİŞ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Lisans Hukuk Marmara Üniversitesi Y. Lisans Hukuk Marmara Üniversitesi 1998

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. HBYS Programı. Hukuk Başlangıcı Dersleri

DEVLET HAVA MEYDANLARI İŞLETMESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MENSUPLARI YARDIMLAŞMA VAKFI TARİHİ İTİBARİYLE TEKNİK BİLANÇO RAPORU

Gürkan CEVGER

DEVLET HAVA MEYDANLARI İŞLETMESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MENSUPLARI YARDIMLAŞMA VAKFI TARİHİ İTİBARİYLE TEKNİK BİLANÇO RAPORU

H A Y A T S E N D E D E R N E Ğ İ. Temelli Hizmetler. Gönüllü Aile Koruyucu Aile Evlat Edinme

SAKARYA BAROSU Tavsiye Niteliğinde AVUKATLIK ÜCRET TARİFESİ

Türkiye de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması

TEKNİK EĞİTİM VAKFI SENEDİ. Vakıf senedinin altında isim ve adresleri belirtilen şahıslar tarafından kurulan vakfın adı " TEKNİK EĞİTİM VAKFI" dır.

EBUTAHİR KAZASI NÜFUS VE TOPLUM YAPISI 1834 M (1250 H.) Salih AKYEL 1

2010 YILI GENEL KURULU'NA İLİşKİN DENETLEME KURULU RAPORU

tarih ve sayılı Resmi Gazete de 87 Seri No.lı Gider Vergileri Genel Tebliği yayınlanmıştır.

2018 DİYARBAKIR BAROSU ASGARİ ÜCRET ÇİZELGESİ

DEVLET HAVA MEYDANLARI İŞLETMESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MENSUPLARI YARDIMLAŞMA VAKFI TARİHİ İTİBARİYLE TEKNİK BİLANÇO RAPORU

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından:

AVUKAT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

Dar Kapsamlı Sermaye Piyasası Mevzuatı ve Etik Kurallar

Ticari Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk

EVLİLİK SÖZLEŞMESİ. Toplumda yaygın kullanılan ve aslında içinde pek çok yanılsamayı barındıran kavramlardan biri de evlilik sözleşmeleri

ÖZEL HUKUKTA ZAMANAŞIMI

OSMANLI TOPLUMUNDA KADIN (KONYA ÖRNEĞİ )

Dr. Aytuğ Ceyhun ÇAKIR SAĞ KALAN EŞİN MİRASÇILIĞI

Murabaha Nedir? Murabahalı Satış Ne Demek?

T.C. YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ

ŞİRKETLER KANUNU FASIL 113 HİSSELERİYLE MAHDUT MESULİYETLİ LİMİTED ŞİRKET KIBRIS KAPİTALBANK LİMİTED İN ANA SÖZLEŞMESİ.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Kültür ve Sanat Hizmetleri Şube Müdürlüğü FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6 İŞYERİ DEVRİ İŞYERİ DEVRİNİN İŞÇİ ALACAKLARINA ETKİSİ

BORÇLAR HUKUKU KISA ÖZET HUK110U

ALACAKLILARA ZARAR VERME KASTIYLA YAPILAN TASARRUFLARIN İPTALİ

İlgili Kanun / Madde 818.S.BK/161

FIRAT ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ

Kredi talebinde bulunan Stajyer Avukat... sicil numarasıyla Baromuzun Stajyer Avukatlar listesinde kayıtlıdır.

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. / S. İTÖHK/1

İZMİR BAROSU TAVSİYE NİTELİĞİNDE AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ

KAYA 1 DÖNEN VARLIKLAR 20 TİCARİ ALACAKLAR

14. BÖLÜMÜN DİPNOTLARI

TÜRK HUKUKUNDA ZİNA SEBEBİYLE BOŞANMA

TİCARİ İŞLETME REHNİ

İZMİR BAROSU TAVSİYE NİTELİĞİNDE AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ

Sayı: Nisan 2007

Transkript:

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 30, Eylül 2016, s. 93-108 Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date Yayınlanma Tarihi / The Published Date 01.07.2016 10.09.2016 Doç. Dr. Ömer DÜZBAKAR Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Sosyal Bilgiler oduzbakar@uludag.edu.tr 17. YÜZYILDA OSMANLI DEVLETİNDE KADINLARIN EKONOMİK ALANDAKİ FAALİYETLERİNE YÖNELİK OLARAK BURSA ŞER İYYE SİCİLLERİNE YANSIYAN ÖRNEKLER Öz Günümüzde kadınların ekonomik hayatta yeterince varlık gösteremedikleri tartışılmaktadır. Kadınların ekonomik faaliyetlerde nasıl daha fazla yer alabilecekleri ve servet dağılımları açısından erkekler kadar etkin olabilecekleri araştırılmaktadır. Modern dünyada bunlar konuşulurken Osmanlı toplumunda kadınların erkekler kadar ekonomik hayatta var olduklarını söylemek nasıl yanlış ise tamamen soyutlandıklarını söylemek de yanlıştır. Bu araştırmada 17. Yüzyılda Osmanlı Devletinde kadınların ekonomik alandaki faaliyetlerine yönelik olarak Bursa Şer iyye Sicillerine yansıyan belgeler ışığında konu başlıkları belirlenerek inceleme yapılmıştır. Anahtar kelimeler: 17. Yüzyıl, Bursa Şeri yye Sicilleri, Ekonomi, Kadın

EXAMPLES OF THE ROLE OF WOMEN IN THE ECONOMIC LIFE OF THE OTTOMAN EMPIRE FROM 17 TH CENTURY BURSA SHARI A COURT RECORDS Abstract The present role of women in the economic life is discussed women do not necessarily perform in economic life. The question how women can take part in economic activities more and how to give them a possibility to take an equal part with men in wealth distribution is searched. Thinking of the modern world, it would be wrong to state that women in the Ottoman society were as effective as men. But it is also wrong to say that women were completely out of economy. In this research, the activities of women in the economic life of the Ottoman Empire are examined on Bursa Shari a Court Records from the 17 th century. Keywords: 17th century, Bursa Shari a Court Records, Economy, Woman Giriş Evli bir kadın, kendisinin veya çocuğunun geçimini sağlamak üzere çalışmak mecburiyetinde değildi. Çünkü hukuken ailenin geçimini sağlama görevi erkeğe aitti ve kadın çalışmak için zorlanamazdı. Barınma, yiyecek, giyecek ve tedavi giderlerinin karşılanacağı kocası tarafından taahhüt edilen kadın, evin işlerini yapmak hatta çocukları emzirmek zorunda dahi değildir 1. Ayrıca kadınların sahip oldukları mal varlıklarından kendileri istemedikleri sürece eşleri faydalanamazlardı. Öyle ki bazı erkeklerin mahkeme huzurunda, eşlerinin evlerinde, adeta birer iç güveysi olarak oturduklarını, hiçbir mal varlıklarının olmadığını dile getirdikleri belgeler bulunmaktadır. Bunlardan birinde Nasuh Paşa Mahallesi nde oturan Lütfullah adlı kişi mahkemeye başvurarak, hâlâ karısının evinde oturmakta olup, evin içinde bulunan tüm eşyaların da karısına ait olduğunu...benim üzerimde olan elbisemden gayri ism-i mal ıtlak olunur bir şeyim yokdur... şeklindeki ifadesiyle de üzerindeki elbisesinden başka hiçbir şeyinin olmadığını belirtmiştir 2. Kadınlar, sahip oldukları evlerde kendilerinden izinsiz değişiklik yapan kocalarını mahkemeye şikâyet etmişlerdir. Örneğin bir kadın kocası aleyhine açmış olduğu davada kendisine ait olan bir eve kocasının gayri hukuki bir şekilde ilave yapmış olduğunu iddia ederek yeni ilave edilen bölümün yıkılmasını istemiş ve talebi yerine getirilmiştir 3. İncelediğimiz dönemde Bursa da kadınlar, ticari faaliyetlerde bulunmanın ve sık sık borç para alıp vermenin yanında özellikle endüstriyel zanaatlarda oldukça aktif rol oynamışlardır. Hatta bazı alanlarda tamamen erkeklerden oluşan loncaya bile girme teşebbüsünde bulunmuşlardır. Gerek atölyede, gerekse evde kurdukları tezgâhlarda ipek 94 1 M. Akif Aydın, İslâm-Osmanlı Aile Hukuku, İstanbul 1985, s. 53. 2 BŞS B 144 94b. 3 Haim Gerber, Bir Osmanlı Şehri Olan Bursa da Kadının Sosyo-Ekonomik Statüsü (1600-1700), Çev. Hayri Erten, Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 8, 1998, s. 330. Osmanlı devletinde kadınlar toplum içinde ezilmiş, haklarını aramaktan aciz kimseler olmadıkları gibi erkekler üzerinde baskı kurabilecek kadar da cesurdurlar. Ayrıca haklarını sadece yerel mahkemelere başvurarak değil Divan-ı Hümayun a da başvurarak aramaktaydılar. Ayrıntılı bilgi için bakınız: Ömer Düzbakar, Examples from the Bursa Court Records of Women Seeking Their Rights in the 17th Century Ottoman Empire, International Journal of Arts and Commerce, 5 (5), 2016, ss. 131-142; Ömer Düzbakar, The Image of the Turkish Women in Orientalists' Travelbooks in Forging Concept of the 'Other', Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi Kaygı, ss. 145-155; Ülkü Yancı, Batılıların Gözünde Osmanlı Kadın İmajı Üzerine Bir Değerlendirme, Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, 23, 2016, ss. 381-396.

dokumacılığıyla uğraşmışlardır. 1678 de Bursa daki yaklaşık üç yüz adet olan ipek mancınığının yüz elli kadarı kadınlara aittir 4. Ticaretle uğraşan kadınlar genellikle tüccar bir aile çevresinden geliyorlardı. Ancak kadınlar, ticaret hayatına her zaman bizzat kendileri katılmıyorlardı. Bazıları paralarını bir ortağa verip işletiyorlardı. Mudarebe olarak bilinen bu ticari anlaşmada, emek-sermaye ortaklığı söz konusu idi. Servet sahipleri, işletilmek üzere paralarını bir tüccara veriyor ve onunla bir çeşit kâr-zarar ortaklığı kuruyorlardı. Bursa da 17. yüzyıldan kalma defterlerde bir kadın tüccara ait mal deposu yer almaktadır. Eğer bu iş ticaret yapan babasından miras olarak kalmamışsa, bu kadın, kendi başına büyük ölçekte ticaret yapmış demektir 5. 1. Kadınların Tereke Kayıtları Tereke kayıtları miras bilgilerini ihtiva eder. Bu kayıtlar sayesinde ölen kişinin geride bıraktığı malların değerini, bunun yanı sıra borcunu, alacağını, aile üyelerini ve miras prosedürünü öğrenebiliriz 6. Bu sayede ekonomik ve sosyal tarihimiz için önemli kayıtlara da ulaşabiliriz. Osmanlı da kadınlar İslam hukukunun kendisine sağladığı miras ve mehir alma haklarını kullanarak mal sahibi olabilmişler ve sahip oldukları mallarını kendileri idare edebilmişlerdir. Zira İslam da kadın, velâyet altında değildir 7. Kur an ı Kerim de geçen Erkeklere hak ettiklerinden bir pay vardır, kadınlara da kendi kazandıklarından bir pay vardır 8 ayetine binaen belli şartlara haiz olan herkes, kadın olsun erkek olsun, sahip olduğu mallarını dilediği gibi idare edebilirdi. Kadın evlenmesi durumunda bu hakkını kaybetmez. Evlilikte eşler arasında mal ayrılığı ilkesi olması sebebi ile kadın İslam ın kendisine sağladığı bu haklarını kullanmaya devam ederdi 9. 95 Terekenin taksimi iki şekilde yapılıyordu. Birincisi, terekedeki malların değerleri takdir edilerek yazıldıktan sonra mirasçılar arasında doğrudan pay edilirdi. Bu tip bölüşümde genellikle tereke kaydının sonunda teçhiz-tekfin masrafları, ölenin varsa borçları ve vasiyeti gibi harcamalar belirtildikten sonra tek tek mirasçıların hisseleri yazılırdı. Mirasın ikinci paylaşım yöntemi ise, terekedeki malların açık arttırma (bey -i men yezid) yoluyla satışa çıkarılıp elde edilen gelirin mirasçılara verilmesiydi. Bu yönteme daha çok varislerin anlaşmazlığa düşmeleri hâlinde başvurulurdu 10. İslâm hukukuna göre, kocaları öldüğünde kadınlar, ashâbu l-ferâiz 11 olmaları hasebiyle mirastan, eğer kocalarının çocukları ya da torunları varsa sekizde bir, yoksa dörtte bir oranında pay almaktadırlar 12. 4 Haim Gerber, Bir Osmanlı Şehri Olan Bursa da Kadının Sosyo-Ekonomik Statüsü (1600-1700), s. 336. 5 Süreyya Faroqhi, Osmanlı Kültürü ve Gündelik Yaşam -Ortaçağdan Yirminci Yüzyıla-, İstanbul 2000, s.126. 6 1670-1698 yılları arasındaki tereke kayıtlarından erkek ve kadınların akçe cinsinden belirlenen terekeleri için bakınız: Tablo 1, Grafik 1. 7 Ayrıntılı bilgi için bakınız: Osman Eskicioğlu, İslam'da Kadının Yeri, Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, VIII, 1994, ss. 85-120. 8 Nisa Suresi, 4/32. http://www.kuranikerim.com/melmalili/nisa.htm. (01.06.2016). 9 Esra Baş, Arşiv Belgelerinden Hareketle XVIII. Y. Y. Osmanlı Toplum Hayatında Kadın, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2006, s. 79. 10 İbrahim Güler, Bir Osmanlı Şehrinde 18. Yüzyıl Aile Hayatı Üzerine Tespitler-Sinop ta Medeni Durum, Tarih ve Düşünce Dergisi, 3, 2001, s. 28. 11 Ashâbu l-ferâiz, belirli hisse sahipleri demektir. Ashâbu l-ferâize baba dışında kalan kadın akrabalar dahildir. Hamza Aktan, İslâm Aile Hukuku, Sosyo-Kültürel Değişme Sürecinde Türk Ailesi, II, Ankara 1992, s. 430. 12 Hayreddin Karaman, Mukayeseli İslam Hukuku, I, İstanbul 1996, s. 444.

Şahıslarının ölümü ardından bazı akrabaları çıkarak bıraktığı terekeden hak iddia etmektedir. Buna dair bir örnek Elvân Bey Mahallesi nde Hanım adlı kişinin ölümü ardından yaşanmıştır. Ayşe adlı kadın, ölen Hanım adlı kadının tek mirasçısı kocası olmayıp kendisinin de akraba sıfatıyla hakkı olduğunu söylemektedir. Durum Hazreti Emir ve Bahâdır Ağa Mahallelerinden sorulduğunda...mezbur Aişe Hatun içün dayım kızıdır... şeklinde ifadede bulunduğunu söyleyerek onu haklı çıkarmışlardır. Mahkeme bunun üzerine Ayşe adlı kadının da varis olduğuna karar vermiştir 13. Gerek borç ikrarı yapılması, gerek vasiyet yoluyla kadınların mirastan hukukun öngördüğünden fazla miktar almasının sağlanması, gerekse de kadınların terekedeki malların bir kısmı üzerinde hak iddia etmeleri, eşlerinin ya da diğer erkek akrabalarının ölümünden sonra maddî açıdan herhangi bir sıkıntıya düşmeleri endişesinden kurtulmaları içindir 14. TABLO 1 Terekelerdeki Servet Guruplarına Göre Erkek ve Kadınlar Miras Aralığı (Akça Olarak) Erkek Kadın 0-5000 167 295 5001-10000 135 176 10001-15000 86 129 15001-20000 69 69 20001-25000 42 46 25001-30000 32 33 30001-35000 26 26 35001-40000 19 19 40001-45000 19 17 45001-50000 10 15 50001-55000 12 9 55001-60000 16 9 60001-65000 11 6 65001-70000 6 3 70001-75000 4 4 75001-80000 3 7 80001-85000 10 3 85001-90000 6 4 90001-95000 1 6 95001-100000 10 4 96 13 BŞS B 90 114a. 14 Imber Colin, Şeriattan Kanuna Ebussuud ve Osmanlı da İslâm Hukuku, Çev. Murteza Bedir, İstanbul 2004, s. 151.

100001 ve üzeri 121 44 TOPLAM 805 924 97 2. Kadınların Gayrimenkul Alım-Satımları Ailede koca, eş ve çocuklarının her türlü ihtiyacını karşılamakla mükelleftir. Kadın ise kocasına itaat etmek, onun malını korumak, çocuklarına bakmakla mükelleftir. Bunlar yanında aile içinde kadın sahip olduğu şeyler üzerinde tasarruf etme hakkına sahiptir. Kimi zaman kendine ait malları satabilir. Bu satış işlemleri sırasında eğer isterse kimseyi vekil tayin etmeksizin kendisi bizzat yürütür. Bazen kocası ile birlikte ortak mülkiyet alabilir ya da kocasına satış yapabilir. Bu gibi durumlarda anlaşmanın korunması, ödeme usulleri gibi konularda kimsenin birbirine hakkı geçmemesi için şahitler huzurunda mukaveleler yapılmıştır 15. Mülk sahibi olan kadın, mülkünü işletebilir, mülkünü istediği kişiye hatta gayrimüslime bile satabilir. Kadının izni olmadan kocası, oğlu ya da babası kadının malını satamaz, kiralayamaz ve kullanamaz. Kadının mülkü isteği dışında satılırsa bu satış iptal edilmektedir 16. Karı-koca arasındaki mülk satışlarıyla ilgili incelediğimiz dönemde Bursa Şer iyye Sicillerinde oldukça fazla örnek bulunmaktadır. Bunlardan biri Duhter-i Şeref Mahallesi nde oturan Halil Çelebi nin eşi Rabia Hatun a yine aynı mahallede bulunan evini peşin olarak 200 kıta esedi kuruşa satışıdır 17. Bazı belgelerde karı-koca arasındaki mülkiyet satışlarının başka bir kişinin vekil tayin edilmesi suretiyle yapıldığı da görülmektedir. Kapıcıoğlu Mahallesi nde oturan Emine adlı kadın yine aynı mahallede bulunan evini kocası Hüseyin e 36 adet esedi 15 Eski dönemlerden itibaren görülen bu tür vesikalar hakkında ayrıntılı bilgi için bakınız: R. R. Arat, Eski Türk Hukuk Vesikaları, Türk Kültürü Araştırmaları, I, 1964, ss. 22-38. 16 R. C. Jennings, Women in Early 17th Century Judicial Records-The Sharia Court of Anatolian Kayseri, Journal of the Economic and Social History of the Orient, XVIII, 1, 1975, s. 65. 17 BŞS B 143 14a.

kuruşa satışı sırasında Hacı Hüseyin adlı kişiyi kendine vekil tayin etmiş ve Hacı Hüseyin in vekilliği şahitler önünde tasdik edilmiştir 18. Karı-koca arasındaki mülk satışlarında satışı yapılan mülkün sınırlarının çizilmesi suretiyle kimin nereye sahip olduğu belirtilmiştir. Ayrıca eşler aralarındaki borca karşılık mülkiyetlerinde bulunan gayrimenkulü takas edebilmekteydiler. Bu iki durum bazen aynı belgede de görülebilmektedir. Hazreti Emir Mahallesi nde oturan Hacı Halil yine aynı mahallede bulunan...iki bab beyt-i ulvi ve iki sundurma ve iki beyt-i sufli ve iki sofa ve bir fırun ve bir ma-i cari ve bir miktar havlıyı müştemil... olan evinin...bir beyt-i ulvi ve bir sundurma ve bir beyt-i sufli ve bir sofa ve havlıyı mezburun nısfını beynimizde müşterek olmak üzere ma-i cari ve zokak kapusunu menzil-i mezbureden ikraz-ı alamet-i fasıla ile tayin ve tahsis ittiğimden sonra... eşi Ümmühan Hatun a olan 75 esedi kuruş borcuna karşılık takas etmiştir 19. Eşine olan borca karşılık mülkiyet satımının bir örneği de Maksem Mahallesi nde görülmektedir. Maksem Mahallesi nde oturan Mehmet adlı kişi yine aynı mahallede oturan evini karısı Ayşe ye olan 85 esedi kuruşluk borcunu ödeyebilmek için...meblağ-ı mezburun altmış guruşa takas... şeklindeki ifadesiyle 60 esedi kuruş karşılığı olarak takas etmiştir 20. Karı-kocanın ortak mülkiyet aldıkları da görülmektedir. Alime Hatun Pınarbaşı Mahallesi nde bulunan evi, Hacı Ömer ile eşi Sabiha Hatun a ortak mülkiyet olarak 77 kıta esedi kuruş karşılığında satmıştır 21. Bazen karı-kocanın ortak mülkiyetinde olan mülkün eşlerden birinin kendisine ait olan kısmını diğerine satışı da görülmektedir. Kazzazoğlu Mahallesi nde oturan Kerime Hatun yine aynı mahallede kocası Eyüp ile ortak mülkiyetlerinde bulunan evin kendisine ait hissesini vekâlet yolu ile 25 kıta esedi kuruş karşılığında kocasına satmıştır 22. 98 Eşler arasında yapılan gayrimenkul satışlarında dükkân satışları da görülmektedir. Köstereciler Mahallesi nde oturan Hacı Ali, Akmeciler Çarşısı nda bulunan dükkânını eşi Belkıs a içinde bulunan malzeme ile birlikte (2 adet örs, 1 kürek, 4 adet kurşun, 8 adet çekiç, 6 adet eğe, 100 adet ağaç kalıp, 8 adet demir kalıp) 80 kıta esedi kuruşa satmıştır 23. Kadınların ekonomik yapıda etkin rol oynadıklarının bir işareti de kuşkusuz dükkân türündeki ticaret hanelere sahip olmalarıdır. Kadınların dükkân satın almalarına bir örnek de Hazreti Emir Mahallesi nde oturan Ahmet Efendi nin Balık Bazarında bulunan yan yana iki dükkânını Hatice Hanım a (Vekil yoluyla) 21 kıta esedi kuruşa satışı gösterilebilir 24. Seyyid Mehmet Çelebi, Çıkrıkçılar Çarşısı nda bulunan fırınını eşi Fatma Hatun a 330 esedi kuruşa satmıştır 25. Satılan dükkânların sınırları belirtilirken kadınlara ait dükkânlar da görülmektedir. Hacı İlyas Mahallesi nde oturan Durmuş Dede adlı kimse Abdal Mehmed Türbesi yakınlarında bulunan berber dükkânını satışında dükkân yeri belirlenirken...abdal Mehmed Türbesi 18 BŞS B 144 113a. 19 BŞS B 77 29b. 20 BŞS B 144 98a. 21 BŞS B 143 22b. 22 BŞS B 143 20a. 23 BŞS B 143 126b. 24 BŞS B 145 70a. 25 BŞS B 83 25b.

kurbunda vaki bir tarafı Saliha binti Ömer nam hatun dükkânına... şeklindeki ifadeden komşu dükkân sahibinin kadın olduğu görülmektedir 26. Tüm bunlar kadınların toplumdan dışlanmaksızın ekonomik ve sosyal hayatın içinde yer bulduklarının birer göstergesidir. Mülkiyet alım-satımları konusunda Haim Gerber tarafından işaret edilen önemli bir noktada kadının alıcı ya da satıcı olarak hangi konumda olduğudur. Çünkü satıcı konumunda oldukları durumlarda kendilerine miras kalan gayrimenkulleri kolayca paraya çevirebildiklerini gösterir. Oysa özel mülkiyetleri satın alan konumunda olduklarında ticari yaşamdaki gerçek konumlarını göstermektedir ki asıl bu durum şehir hayatında kadınların sosyo-ekonomik durumlarını ortaya koymaktadır 27. 1670-1698 yılları arasında Bursa da gerçekleşen 1277 ev satışı içinde kadınlar arasındaki satışlar toplam satışların %10,57 sini oluşturmaktadır. Kadın ve erkekler arasındaki alım-satımlara gelince; kadından erkeğe ev satışlarına ait 324 belge ile %58,80 oranında satıcı konumunda iken, erkeklerden alıcı durumunda 227 belge ile %41,20 oranında olduğu görülmektedir 28. Bağ, bahçe ve arsa satışlarına gelince, toplam 259 satış içerisinde kadınlar arasındaki satışlar, toplam satışların %4,29 unu oluşturmaktadır. Kadın ve erkekler arasındaki alımsatımlarda ise, kadından erkeğe bağ, bahçe ve arsa satışlarına ait 47 belge ile %65,27 oranında satıcı konumunda iken, erkeklerden alıcı durumunda 25 belge ile %34,72 oranındadır 29. Dükkân satışlarında ise, toplam 64 satış içerisinde kadınlar arasında satış gerçekleşmemiştir. Kadın ve erkekler arasındaki alım satımlarda ise, kadından erkeğe dükkân satışlarına ait 6 belge ile%50, erkeklerden alıcı durumunda ise yine 6 belge ve %50 lik oranla bir eşitlik söz konusudur 30. 99 İncelediğimiz dönemde toplam 1277 ev satışının 818 i erkekler, 459 u ise kadınlar tarafından gerçekleştirilmiştir. Satıcının kendi oturduğu evin dışında bir başka evi sattığı durumlarda bu evin satıcının ikinci evi olduğunu kabul edecek olursak erkeklerin 204, kadınların ise 128 inin ikinci bir ev satışını gerçekleştirdiğini görmekteyiz. Buna göre erkeklerin %24,93, kadınların ise %27,88 nin sahip oldukları ikinci bir evini sattığı görülmektedir. (Bakınız: Grafik 2) 26 BŞS B 143 129a. 27 Haim Gerber, Bir Osmanlı Şehri Olan Bursa da Kadının Sosyo-Ekonomik Statüsü (1600-1700), s. 335. 28 Ömer Düzbakar, XVII. Yüzyıl Sonlarında Bursa da Ekonomik ve Sosyal Hayat (1670-1698), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara 2003, s. 240. 29 Ömer Düzbakar, XVII. Yüzyıl Sonlarında Bursa da Ekonomik ve Sosyal Hayat (1670-1698), s. 240. 30 Ömer Düzbakar, XVII. Yüzyıl Sonlarında Bursa da Ekonomik ve Sosyal Hayat (1670-1698), ss. 240-241.

GRAFİK 2 Birden Fazla Eve Sahip Olan Erkek ve Kadınlar 100 3. Kadınların Mehir Yoluyla Kazandıkları Ekonomik Güçleri Osmanlı toplumunda kadınlar evlenecekleri zaman, damat tarafından kendilerine mehir ödeniyordu. Mehir, İslâm hukukuna göre nikâh kıyılırken erkeğin kadına vermeğe mecbur olduğu ve kadının mülkiyetine giren hediye şeklinde tarif edilmektedir 31. Mehir, geline ödendiği andan itibaren artık onun özel mülkiyeti hâline gelir. Üzerinde tasarruf hakkı yalnızca ona ait olur. Kadın dilerse mehrin ödenmesini erteleyebilir. Mehir olarak verilecek miktarı belirleme, bu miktarda değişiklik yapma, mehir hakkından tamamen vazgeçme ya da aldığı mehri kocasına geri verme tamamen evlenecek kadının tasarrufundadır 32. Mehir miktarlarındaki farklılıkların genellikle, evlenen kadının bekâr, dul, köylü veya şehirli olma durumundan kaynaklandığı söylenebilir. Evlenen kadının fiziki güzelliğinin ya da sosyal ve ekonomik durumunun da mehir miktarının belirlenmesinde önemli bir fonksiyonun olduğu muhakkaktır. Ancak bu tür özellikleri vesikalardan tespit edebilmek oldukça zordur. Evlenecek kadının bekâr ya da dul, köylü ya da şehirli olma durumuna göre verilen mehir miktarlarının değerlendirilmesi sonucu bekâr kızların aldıkları mehir miktarının dul kadınlara nazaran oldukça yüksek olduğu görülmektedir. Aynı şekilde köyde oturan ve dolayısıyla nikâhları köyde kıyılan kadınların mehir miktarları da şehirde oturanlara nazaran oldukça azdır. 31 O. Spies, Mehir, İslam Ansiklopedisi, VII, İstanbul 1979, s. 494. 32 Ömer Nasuhi Bilmen, Hukuk-ı İslâmiyye ve Istılahat-ı Fıkhıyye Kamusu, II, İstanbul 1950, ss. 115-116.

Saim Savaş a göre, bekâr kızın, dul kadına göre daha fazla mehir almasının sebebi, Türk örf ve adetlerinde bekârete verilen önem gösterilebilirse de, dul kadının, hâlihazırdaki nikâhı sırasında aldığı mehrinden başka, daha önceki nikâhı ya da nikâhları esnasında aldığı mehr-i müeccellerinin de hesaba katılması gerekmektedir. Böylece dul kadın nikâhlandığında en azından iki mehir sahibi olmaktadır. Köylü şehirli farklılaşmasında ise iktisadi durumun etkili olduğu söylenebilir 33. Aynı anda birden fazla kadınla yapılan evliliklerde (taaddüd-i zevcât) 34 eşlere aynı miktarda mehir verilmediği görülmektedir. Kavaklı Mahallesi nde vefat eden Abdülkerim adlı kişinin terekesinden Ayşe adlı eşi için iki bin akça mehr-i müeccel kalırken, Şahbaz adlı eşine yalnızca beşyüz akça mehr-i müeccel kaldığı görülmektedir 35. 4. Kadınların Vakıf Yöneticilikleri Kadınlar, vakıflarda vakfiyedeki şartlar gereği çeşitli görevler üstlenmişlerdir. Osmanlı toplumunda kadının yönetici olabildiği hizmet alanı yine vakıflar olmuştur. Vakıf kurucularının bir kısmı vakfın yönetimini zevcelerine, kızlarına, hemşirelerine ve diğer kadın akrabalarına bırakmışlardır. Kadınların vakıflarda mütevelliye sıfatıyla yönetici olabilmesi öteden beri Osmanlı da görülen bir uygulamadır 36. Çerağ Bey Mahallesi nde bulunan Lâmîizâde Ahmed Çelebi evkafının... hâlâ evlâdiyet ve meşrutiyet üzere mütevellisi olan... Ümmügülsüm (kocasının vekâleti ile) mütevellilik hakkının kendisine ait olduğunu, ancak yine kendi ailesinden Afife adlı kadının haksız yere on seneden beri mütevellilik yaptığını bildirmiş ve durum araştırıldıktan sonra mütevellilik hakkının Ümmügülsüm e ait olduğuna karar verilerek, Afife üzerinde kayıtlı olan vakıf gelirleri Ümmügülsüm üzerine devredilmiştir 37. Aile vakıfları, aile mensupları yararlansın diye kurulduğundan, gelecek kuşaklarda vakfı yönetmek üzere seçilenler de lehdar aile mensupları oluyordu. Hanımının ekonomik refah ve geleceğini düşünen bir koca ya da kızını korumak isteyen bir baba, daha hayatta iken onu aile vakfının mütevelliyesi yaparak oradan bir gelir elde etmesini sağlamışlardır. Aile vakfı kurucuları, kendi yerini alacak vakıf yöneticisini seçerken belli akrabalarını seçmişlerdir. Bu durum, kimse kalmayıncaya kadar sürecek olan gelecek tayinlerinin formülünü oluşturmuştur. Belirli akrabalar seçilirken kızlar ve oğullar tercih edilmiştir. Aile vakıflarında amaç özel olduğundan, kadınlar daha fazla mütevelliye yani yönetici olarak tayin ediliyordu. Bu yüzden de vakıf kurucusunun ardından mütevelli seçilenlerin büyük bir kısmı kadındı. Böylece kadın ve kızlara bir geçim imkânı tanınarak gelecekleri garanti altına alınmış oluyordu. Kadınları vakıflarda yönetici duruma getiren şartlardan birisi de demografikti. Zamanla aileden geriye sadece kadınların kalması sonucunda da kadınlar yönetici olmuşlardır 38. Bir menkul ya da gayr-i menkulden yararlanma hakkının aile üyelerine vakfedilmesi olarak tanımlayabileceğimiz aile vakıfları, bazılarınca kadınların mirastan eşit pay alabilmelerini sağlamak amacıyla kullanılmış bir miras hukuku hilesi olarak nitelendirilmiştir. 39 Ancak vakıf yoluyla bir menkul ya da gayr-i menkulün mülkiyetine sahip olunamamakta, 101 33 Saim Savaş, Fetva ve Şer iye Sicillerine Göre Ailenin Teşekkülü ve Dağılması, Sosyo-Kültürel Değişme Sürecinde Türk Ailesi, II, Ankara 1992, ss. 521-522. 34 Ömer Düzbakar, Osmanlı Toplumunda Çok Eşlilik: 1670-1698 Yılları Arasında Bursa Örneği, Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, 23, 2010, ss. 86-100. 35 BŞS B 187 14a 36 Gabriel Baer, Women and Waqh; An Analysis of the Istanbul Tahrir of 1546, Asian and African Studies, 17, 1983, s. 13. 37 BŞS B 116 15a. 38 Margeret L. Meriwether, Yeniden Kadınlar ve Vakıf Üstüne: Halep, 1770-1840, Modernleşmenin Eşiğinde Osmanlı Kadınları, Ed. Madeline C. Zılfı, İstanbul 2000, s. 135. 39 Imber Colin, Şeriattan Kanuna Ebussuud ve Osmanlı da İslâm Hukuku, Çev. Murteza Bedir, İstanbul 2004, s. 151.

sadece vâkıfın belirlediği oran ve şekilde o maldan yararlanma hakkı elde edilebilmektedir. Ayrıca aile vakıflarının kurucuları, bu vakıfları kurarken nesilden nesile tüm aile bireylerinin yıllar hatta yüzyıllar boyunca bu vakıflardan yararlanmalarını hedeflemiş olmalıdırlar. Oysa bir ev, yahut cüzî miktardaki nakit paranın uzun müddet vakfedilen kişiler tarafından kullanılması mümkün görünmemektedir. Zira gayr-i menkuller çabucak yıpranacak, menkul değerler ise kısa sürede tükenecektir. Henüz yıpranmamışken bile gittikçe sayıları artan aile üyeleri arasında paylaştırıldıkça kıymetlerini yitireceklerdir. Dolayısıyla aile vakıfları, kadınların servet edinme yolu olmaktan uzaktır. Ama çoğunlukla kayd-ı hayat şartıyla yararlanmayı öngördüğünden yaşamını refah içinde sürdürmesini sağlayabilmektedir 40. Kadınların sahip oldukları gelirlerinin anlaşılması bakımından Bursa da 15. yüzyılda yer alan 303 vakıf kurucusu içinde %51 lik bir oranı kadınların oluşturmuş olması dikkat çekicidir. 41 Bu değerler 16. yüzyılda %14, 18. yüzyılda ise % 24 tür 42. 5. Kadınların Kefil Olmaları Kadınların hem hukuksal anlamda hem de ekonomik anlamda varlığını gösteren önemli bir gösterge de kefil olmalarıdır. Şehabeddin Paşa Mahallesi mescid-i şerifinin ve yine aynı mahallede bulunan Hacı Mustafa Muallimhanesinin para vakıflarının 43 mütevellisi olan Ahmet Çelebi, İsmihan adlı kadından davacı olmuştur. Çünkü İsmihan ın kocası adı geçen para vakıflarından 610 kıta riyali guruş borçlanırken kefil olarak İsmihan ı göstermiş ve ortadan kaybolmuştur. Mütevelli, kefil sıfatıyla İsmihan dan alınan borcu talep etmiş, mahkeme durumu İsmihan dan sorduğunda o da doğrulamış ve paranın İsmihan ın ödemesi konusunda tembih kararı alınmıştır 44. Başka bir belgede yine aynı kadın kocasının vakıfdan aldığı 35 esedi kuruş borcu karşılığında bir bab mülk menzilini rehin olarak vermiş. Borcu ödediğinden dolayı mütevelli tarafından mülk iade edilmiştir 45. 102 Buna dair bir örnekte, Ayşe Hatun, Çekirge Mahallesi nde bulunan evini Üvez adlı kişiye senelik 60 esedi kuruş karşılığında bir buçuk sene önce kiralamış ve bu anlaşmada Üvez in karısı Amine kocasına kefil olmuştur. Aradan geçen zamanda 40 esedi kuruş verildiği halde 20 esedi kuruşun hâlâ verilmemesinden dolayı kefil sıfatıyla Amine den davacı olunmuştur. Amine ise söz konusu olan 20 esedi kuruşluk borcu kabul ettiği halde kefil olmadığını söylemiş, durum şahitlerden sorulduğunda ev sahibi olan Ayşe Hatun un haklı olduğu anlaşılarak Fatma nın kefil sıfatıyla kalan parayı da ödemesi konusunda tembih olunmuştur 46. 6. Kadınların Verdikleri Krediler ve Kredili Satışlardaki Rolleri Ekonominin işleyişinde önemli bir etkende kuşkusuz kredi ve kredili satışlardır. İslâm dininin faizi yasaklamış olmasının, kredi ilişkilerinin gelişmesini engellediği ve bu nedenle Osmanlı topraklarında finans kurumlarının ve finans araçlarının var olmadığı fikri, uzun bir zaman düşünülmüştür. Oysa İslam dininin faize getirdiği yasaklamalara ve Avrupa bankacılık 40 Saadet Maydaer, Osmanlı Klâsik Döneminde Kadınların Servet Edinme Yolları (Bursa Örneği), Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 15 (2), 2006, s. 369. 41 Yakup Tuncer, Mahkeme Sicillerine Göre XV. Yüzyıl Bursa Vakıfları, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Bursa 1992, s. 24. 42 Cafer Çiftçi, Bursa da Vakıfların Sosyo-Ekonomik İşlevleri (1544-1588 ve 1749-1795 Yılları Arası Vakıf Muhasebe Kayıtları Işığında), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara 2001, s. 37. 43 Para Vakıfları hakkında ayrıntılı bilgi için bakınız: Tahsin Özcan, Osmanlı Para Vakıfları, Ankara 2003. 44 BŞS B 90 26b. 45 BŞS B 90 28b. 46 BŞS B 90 53a.

sisteminin olmayışına rağmen, Osmanlı toplumunda kredi işlerinin yaygınlaşması kısa sürede ortaya çıkmıştır 47. Kadı sicillerindeki borç anlaşmalarına bakıldığında, kredi alan ile veren kişilerin faiz yasağından kurtulmak için iki yol bulduğu görülmektedir. Bunlardan ilkinde borç alacak şahsa ait bir mal peşin para ile satın alındıktan sonra, aynı mal o kimseye murabaha oranını da içine alan bir miktar üzerinden satılmak suretiyle belirli bir vade ile borçlandırılmaktadır 48. İkinci yol ise kredi veren şahsa menfaat sağlayan bir hile olan çuha bahâsı olarak adlandırılmaktaydı. Buna göre faizle para veren ile borçlanan kişi arasında yapılan anlaşmada, nakit borç yanında yıllık faiz tutarının sanki borçluya ayrıca veresiye satılan bir parça kumaş ya da yün bedeliymiş gibi gösterilmesidir 49. Kadının ekonomik hayattaki varlığının bir göstergesi de kredi yani borç alıp-vermede oynadığı rolleridir. Gülüm adlı kadın aldığı 10,5 esedi kuruş borcunu ödediğini borç aldığı kişi ise ödeme sonrasında...mezburenin zimmetinde bir akça dahi hakkım baki kalmadı... şeklindeki ifadesiyle borcun tamamını aldığını ifade etmiştir 50. Borcunu ödemediğinden dolayı dava edilen kadınlar da vardır. Bunlardan biri de Uzunçarşı da bir bezzâz dükkânı sahibi olduğu anlaşılan Fatma dır. Hacı Ahmet adı geçen dükkânın yeniden inşasını yaptığı halde Fatma nın kendisine masraflarının karşılığı olan 50 kıta esedi kuruşu hâlâ ödemediğinden dolayı dava açmıştır 51. Kadınlar aldıkları borcu ödeyemedikleri kimi durumlarda kendilerini müflise olarak kaydettirmişlerdir. Veled-i Vezirî Mahallesi nde oturan Havva adlı kadın, Yahudi taifesinden Hati adlı kadına olan 3,5 esedi kuruş borcunu ödeyemeyeceğini...üzerimde lâbise olduğum libâsdan gayri ism-i hal ıtlâk olunur bir şeyim olmayub müflise olduğum eclden... şeklinde ifade etmiştir 52. 7. Kadınların Hibe Hakları, Köle ve Cariye Azat Etmeleri 103 Kadınların sahip oldukları mülklerin çoğunun kaynağı; kocaları, anne-babaları ve diğer akrabalarının ölümüyle kendilerine miras yoluyla geçmeleri ya da kendilerine bu mülklerin hibe edilmesidir. Hibenin özünde ekonomik yönden güçlü olan kişinin, daha zayıf olana destek olma arzusu yatmaktadır. Bu durumda hibe edenin cinsiyetinden ziyade sahip olduğu ekonomik güç önem kazanmaktadır. Nakibu l eşraflık yapmış olan ilmiye sınıfına mensup olan Seyyid Hasan, kızı Rabia Hatun a Arapoğlu Mahallesinde yer alan gayrimenkulleri yanında Bursa yakınlarında bir bahçe ve İnegöl Geyikli Baba Köyü nde büyük bir bahçeyi hibe etmiştir. Osmanlı toplumunda kadınlar da başka birini desteklemek üzere hibede bulunabilecek ekonomik güce sahip olabilmişlerdir. Hibe işleminin çoğunlukla aynı aileye mensup bireyler arasında gerçekleşmesi ise aile içi dayanışmanın açık bir göstergesi olmalıdır. Kadın ya da erkek, muhtaç durumda olan aile üyeleri, ailenin ekonomik yönden daha güçlü olan bireyleri tarafından hibe yoluyla rahatlatılmaya çalışılmıştır 53. Kadınlar hibe yoluyla belki de tüm mal varlıklarını kocalarına vermek suretiyle, onlara olan sonsuz güvenlerini ortaya koymuşlardır. Ancak bunun için hibe işlemini kendi istekleriyle yapmış olmaları gerekir. Oysa devrin şartları göz önüne alındığında, servet ve mülk edinme 47 Şevket Pamuk, Osmanlı İmparatorluğu nda Paranın Tarihi, İstanbul 1999, s. 84. 48 Cafer Çiftçi, Bursa da Vakıfların Sosyo-Ekonomik İşlevleri, s. 162. 49 Halil Sahillioğlu, Bursa Kadı Sicillerinde İç ve Dış Ödemeler Aracı Olarak Kitabü l-kadı ve Süftece ler, Türkiye İktisat Tarihi Semineri, Metinler/Tartışmalar (8-10 Haziran 1973), Ed. O. Okyar ve H.Ü. Nalbantoğlu, Ankara 1975, ss. 109. 50 BŞS B 83 42a. 51 BŞS B 83 53a. 52 BŞS B 77 95b. 53 Saadet Maydaer, XVI. Yüzyılda Bursa Kadınları, Bursa 2010, ss. 88-90.

yolları bir hayli sınırlı olan kadınların, ortada görünen bir sebep yokken sahip oldukları maddi varlıkları kocalarının üzerine geçirmeleri hiç mantıklı görünmemektedir. Böyle olunca bu kadınların hibe için kocaları tarafından zorlanmış oldukları kuşkusu ortaya çıkmaktadır. Belki kaba kuvvetin eseri olarak, belki de evliliklerini sürdürmek için bir çeşit taviz vererek böyle bir hibeye kalkışmış olabileceklerini varsaymak mümkündür 54. Hibe türü belgeler boşanmaların 55 talâk-ı selâse ile yapıldığı örneklerde yoğunlaşmaktadır. Böyle durumlarda kadın mehr-i müeccelini, iddet nafakasını ve meûnet-i süknâsını hibe etmek suretiyle kocasından talep etmemektedir. Selçuk Hatun Mahallesi nde oturan Şerife Rukiye adlı kadının kardeşi Seyyid Hüseyin Efendi, kardeşinin eski kocası Ali adlı kişiden talâk-ı selâse ile boşandığını kırk bin akça mehr-i müecceli, nafaka iddeti ve muinet-i suknasını hibe edib, zevciyete ibra ve iskat eylediğini söylemiş, hatta...iade-i kelâm idüb eğer müvekkilem mezbure Şerife Rukiye Hatun bade l-yevm hibesinden rücu idüb mezbur Ali den mehr veya nafaka veyahud sair hukuk dava iderse ben kefil... şeklindeki ifadesiyle de bundan sonra kardeşinin eski eşinden hiçbir şey istemeyeceğine dair kendisinin kefil olduğunu belirtmiştir 56. Toplumda belli bir maddi güce sahip olmanın bir göstergesi de ortalama bir ev fiyatı değerinde olan köle ve cariyelere sahip olmaktır. İncelediğimiz zaman dilimi içinde kadınlara ait küçümsenmeyecek kadar köle ve cariye alımı ile bunların azatlarına ilişkin kayıt bulunmaktadır 57. Hatta bazıları birden fazla cariye azadı yapmıştır. Na l-bandoğlu Mahallesi nde bulunan Şerife Fatma Hatun İftihar 58 ve Lutfi 59 adları cariyelerini azat etmiştir. Kendi aralarında köle ve cariye alım-satımı da yapmaktaydılar. Camii Kal a mahallesinde oturan Şerife Beyhan Hatun, Hacı Hatice Hatun a Nazlı adlı cariyeyi 100 esedi kuruşa satmıştır 60. 104 Namazgâh Mahallesi nde oturan Fatma Hatun vefat edince kızı ve mirasçısı olan Ümmühani adlı kadın, annesinin vefatından kırk gün önce Nurcihan adlı cariyeyi azat ettiğini bildirdiği gibi kendine ait bir takım eşyaları da azat edilen cariyeye hibe etmiştir 61. 8. Kadınların Çalıştıkları Diğer İş Kolları Kadınlar için oldukça uygun bir iş kolu da ebelik idi. Kabile denen bu kadınlardan taife (kabile taifesi) olarak bahsedilmesi, onların sayılarının çok olduğunu ve hatta resmi izinli olabileceklerini göstermektedir. Şehir ve özellikle de köylerde daha ziyade doğum yaptıran bu kadınlar, mahkeme tarafından da resmen sağlık görevlisi ve uzmanı olarak istihdam edilmektedir. Boşanma ve iddet davaları mahkemeye intikal eden kadınların hamile olup olmadığını tespit edip mahkemeye rapor sunmuşlardır. Ayrıca bu kişilerin yine ilgili davalarda bekâret kontrolünde uzman kişi olarak görüşleri alınmıştır 62. 54 Saadet Maydaer, XVI. Yüzyılda Bursa Kadınları, s. 91. 55 Boşanma şekilleri hakkında ayrıntılı bilgi için bakınız: Ömer Düzbakar, Divorce and Types of Divorce at the end of 17th Centruy Bursa, Journal of Family History, 41 (2), 2016, 118-130. 56 BŞS B 150 17b. 57 Osmanlı Devleti nde köle ve cariyelere tanınan haklar hakkında ayrıntılı bilgi için bakınız: Ömer Düzbakar, The Legal Rights of Slaves and Concunes According to the Shari a Court Records of Bursa from the 16th and 17th Centuries, The Science and Education at the Beginning of the 21st Century in Turkey, 3, (Edit. Olga Strelova, İlia Hristov, Kenan Mortan, Penka Peeva, Rıza Sam, Neslihan Sam, Elena Galay, Emin Atasoy, Sofia 2013, ss. 310-328. 58 BŞS B 112 56a. 59 BŞS B 112 56a. 60 BŞS B 112 27a. 61 BŞS B 90 94b. 62 Abdülmecit Mutaf, XVII. Yüzyılda Balıkesir de Kadınlar, s. 76.

Vakıflardan ya da şahıslardan ödünç para alarak kendi imkânlarıyla bazı ekonomik etkinliklerde bulunmaya çabalayan, ipek ya da mum üretimiyle uğraşan kadınların varlığı da bilinmektedir 63. Ayrıca zengin ailelerin evlerine girip, giyecek ve mücevher pazarlayan bohçacı kadınların da küçük çapta ticaret yaptıkları göz ardı edilmemelidir 64. Bunların dışında özellikle kadınlara ait işlerle ilgilenmek üzere devlet tarafından istihdam edilen kamu görevlisi kadınlar da bulunmaktaydı. Vezâif-i bâb çalışanları adı altında on bir kadın görevlinin günlük ve aylık maaşlarını gösteren belge bunu kanıtlamaktadır 65. 9. Kadınların Ekonomik Olarak Zor Duruma Düştükleri Durumlar Şer iye sicillerinde i sâr olarak adlandırılan belgeler kişilerin içine düştükleri fakirliği belirtmek açısından önemlidir. Hoca Mehmed Karamanî Mahallesi nde oturan Anna adlı nasrânîyye mahkemeye gelerek...benim hâlâ üzerimde mevcut olan esvabımdan gayri bir şeyim yokdur biemrullah hâlike olduğumda miras davasıyla kızlarım mezburat rencide olunmayalar... şeklindeki ifadesiyle öldüğünde geride giydiği elbise dışında bir mal varlığının olmayacağını belirtmektedir 66. Benzer bir örnek de Dâye Hatun Mahallesi nde oturan Fatma adlı kişiye aittir. Fatma, nafakası haricinde bir geliri olmadığını ve damadının evinde oturmakta olup...üzerimde isti mâl eylediğim esvâb-ı ma lûm ve menzil-i mezbur içinde bir döşek bir yorgan ve bir yasdıktan gayri ism-i mal ıtlak olunur bir şeyim yoktur... şeklinde ifade de bulunarak vefatı halinde damadının rencide olunmamasını istemektedir 67. Bu tür belgeler bakımlarını üstlendikleri yakınlarının ölümleri halinde, kendi mallarının ölen kişinin malları olduğu sanılarak el konulmasını önlemeye yönelik olarak alındığını düşündürmektedir. Kadınlar, kocalarının evin geçimini sağlamadıkları durumlarda mahkemeye giderek haklarında şikâyette bulunabilmekteydiler. Yiğid-i Cedîd Mahallesi nde oturan Amine adlı kadın kocası Mehmet Efendi hakkında şikayette bulunarak kocasının kendisi ve iki çocuğuna bakmadığını ve daha önce de aynı şikâyetten dolayı mahkemeye başvurduğunda kocasının uyarıldığı halde bu uyarıyı dikkate almadığını belirterek mahkemeden yaşadıkları eve gelmeleri ve durumlarını kendi gözleri ile görmeleri talebinde bulunmuştur. Mahkemece görevlendirilen kişiler evde...ancak yüz dirhem bulgur ile iki vukıyye pekmez, buçuk keyl nohuddan gayri nafaka mukabelesinde bir şey olmadığına... şeklindeki ifadeleri ile Amine adlı kadının söylediklerini doğrulamış ve mahkeme, Mehmet Efendi yi eşi ve çocuklarının nafakalarını yeterli ölçüde karşılaması konusunda tekrar uyarmıştır 68. Kadınlar evlendiklerinde beraberinde getirdiği eşyayı ya da kendisine ait olan malları kendisi istemedikçe eşlerinin kullanım hakkı olmadığı gibi boşandıktan sonra da bu tür eşyalarını ve mallarını alabilmekteydiler. Arab Mehmed Mahallesi nde oturan Ümmühan adlı kadın, boşandığı eşi Halil Çelebi den davacı olarak kendisine ait olan 100 kuruş kıymetindeki cariyesini ve Gemlik te bulunan bağını vermediğini belirtmiştir. Dava sonucunda eski eşi ile 15 esedi kuruş ile aralarında sulh olmak suretiyle Fatma davadan ibra ve iskat eylemiştir 69. 17. Yüzyıl fuhuş olaylarında artışın olduğu bir dönemdir. Bu tür olayların ortaya çıkmasında ya da artmasındaki en önemli sebep genel ekonomik şartlardır. Diğer devletlerle savaş yayınında Celâli İsyanları gibi toplumsal olaylar sonucu kötüleşen ekonomik durum 105 63 Abdurrahman Kurt, Osmanlı da Kadının Sosyo-Ekonomik Konumu, Osmanlı, V, Ankara, 1999, s.438. 64 Suraiya Faroqhi, Osmanlı Kültürü ve Gündelik Yaşam, s.127. 65 Abdurrahman Kurt, Osmanlı da Kadının Sosyo-Ekonomik Konumu, Osmanlı, V, Ankara 1999, s.439. 66 BŞS B 114 44a. 67 BŞS B 114 95b. 68 BŞS B 112 91a. 69 BŞS B 75 36b.

sonucunda fuhşun artış göstermesi de bunu doğrulamaktadır. Nitekim fahişeler çoğunlukla en alt tabakadaki yoksullar arasından çıkmıştır 70. 17. Yüzyılda Bursa da kayıtlara yansıyan bu olayların büyük çoğunluğu gelir seviyesi düşük mahallelerde görülmektedir 71. SONUÇ Kadınların incelediğimiz dönem içerisinde ekonomik faaliyette bulunmaları dışında servet edinebilecekleri başlıca yollar; aile bireylerinden birinin ölümü halinde kendilerine miras intikal etmesi, herhangi bir şekilde kendilerine mal varlığı hibe edilmesi ve nikâh akitleri esnasında ödenmesi gerekli olan mehirdir. Bunlardan miras ve mehir, hemen her kadının zahmetsizce, herhangi bir çaba sarf etmeksizin servet sahibi olmasını sağlayan yollardır. Miras yoluyla elde edilebilecek servette kadının yapabileceği hiçbir şey yoktur. Oysa evlilik yoluyla sağladığı bir gelir çeşidi olan mehrin belirlenmesinde kadın, söz sahibidir. Fakat evlenecek kadının istekleri, sahip olduğu sosyal statü, yaş, fizikî güzellik ve bekâret gibi bazı değiştirilemez kıstaslardan bağımsız değildir. Hibe yoluyla servet edinme de ise durum tamamen ikinci kişilerin niyet ve iradelerine bağlıdır. Dolayısıyla kendisine hibe edilen kişinin bu konuda herhangi bir tasarrufu bulunmamaktadır. Fiili olarak ekonomik bir faaliyette bulunan kadın ise emeğinin karşılığında bir servet edinebilir. Aynı şekilde gerek ticari faaliyetlerini yürütmesi esnasında, gerekse belli bir ihtiyacını karşılamak amacıyla dilediğinde kredi kullanma hakkına da sahiptir. Bursa mahkeme kayıtları incelendiğinde tüm bu yöntemleri kullanarak faaliyette bulundukları ve mali birikimlerini dönemin şartları dikkate alındığında azımsanmayacak boyutlara yükselttikleri görülmektedir. 106 17. Yüzyılda Bursa da kadınlar, ekonomik hayatın çeşitli dallarında faaliyette bulunmuşlardır. Bursa da yaygın olarak ipekçilik ve kumaş ticareti yapıldığından, çalışan kadınlar da çoğunlukla bu alanda uğraş vermişlerdir. Kadınlar gayrimenkul alım-satımında oldukça etkili oldukları görülmektedir. Bunun yanında birer sermayedar olarak borç para alıp vermiş, kocasından kalan iş yerlerini kölesi aracılığı ile işletmiş, hatta bu yüzden esnaf örgütleri tarafından mahkemeye şikâyet edilmiştir. 1678 de Bursa da bulunan yaklaşık üç yüz adet ipek tezgâhının yarısı kadınlara aittir. Kadınlar, borca karşılık kefil olmuş ve borcun ödenmediği durumlarda borç, kefil olan kadından alınmıştır. İdareci olarak vakıflarda mütevellilik görevinde bulunmuşlardır. Buna göre 17. yüzyıl Osmanlı Bursa sında kadınların ya miras, hibe, mehir gibi çeşitli yollarla kendilerine intikal eden mallarla, ya da sermaye temin ederek aktif bir biçimde ekonomik hayatta yer almak suretiyle mal varlığı edinmişlerdir. Aslında geçimleri evli olmadıklarında babaları, evlendiklerinde ise eşleri tarafından karşılanan kadınlar, elde ettikleri bu mal varlıklarını, bakmakla yükümlü oldukları kimse bulunmadığı için erkeklere oranla daha kolay servete dönüştürebilmişlerdir. Bugünkü anlamda erkekler kadar kadınların da ekonomik hayatta var olduklarını söylemek nasıl yanlış ise tamamen soyutlandıklarını söylemek de yanlıştır. 70 Ian C. Dengler, Turkish Women in the Ottoman Empire: The Classical Age, Women in the Muslim World, Ed. Lois Beck-Nikki Keddie, Cambridge 1978, s. 233. 71 Ayrıntılı bilgi için bakınız: Ömer Düzbakar, Sexual Crimes and Punishments in the Ottoman Empire and Examples from the Bursa Shari a Court Records of 17th Century, History of Bulgarian Review, 1-2, 2014, ss. 104-121.

KAYNAKLAR 1. Kaynak Eserler Bursa Şer iyye Sicilleri B 75 B 116 B 77 B 143 B 83 B 144 B 90 B 145 B 112 B 150 B 114 B 187 2. Tetkik Eserler Aktan, Hamza, İslâm Aile Hukuku, Sosyo-Kültürel Değişme Sürecinde Türk Ailesi, II, Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı Yayınları, Ankara 1992, ss. 396-433. Arat, R. R., Eski Türk Hukuk Vesikaları, Türk Kültürü Araştırmaları, I, 1964, ss. 22-38. Aydın, M. Akif, İslâm-Osmanlı Aile Hukuku, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul 1985. Baer, Gabriel, Women and Waqh; An Analysis of the Istanbul Tahrir of 1546, Asian and African Studies, 17, 1983, ss. 9-27. Baş, Esra, Arşiv Belgelerinden Hareketle XVIII. Y. Y. Osmanlı Toplum Hayatında Kadın, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2006. Bilmen, Ömer Nasuhi, Hukuk-ı İslâmiyye ve Istılahat-ı Fıkhıyye Kamusu, II, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, İstanbul 1950. Çiftçi, Cafer, Bursa da Vakıfların Sosyo-Ekonomik İşlevleri (1544-1588 ve 1749-1795 Yılları Arası Vakıf Muhasebe Kayıtları Işığında), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara 2001. Dengler, Ian C., Turkish Women in the Ottoman Empire: The Classical Age, Women in the Muslim World, Ed. Lois Beck-Nikki Keddie, Harvard University Press, Cambridge 1978, ss. 228-244. Düzbakar, Ömer, XVII. Yüzyıl Sonlarında Bursa da Ekonomik ve Sosyal Hayat (1670-1698), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara 2003. Düzbakar, Ömer, The Image of the Turkish Women in Orientalists' Travelbooks in Forging Concept of the 'Other', Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi Kaygı, 2008, ss. 145-155 Düzbakar, Ömer, The Legal Rights of Slaves and Concunes According to the Shari a Court Records of Bursa from the 16th and 17th Centuries, The Science and Education at the Beginning of the 21st Century in Turkey, 3, (Edit. Olga Strelova, İlia Hristov, Kenan Mortan, Penka Peeva, Rıza Sam, Neslihan Sam, Elena Galay, Emin Atasoy, St. Kliment Ohridski University Press, Sofia 2013, ss. 310-328. 107

Düzbakar, Ömer, Sexual Crimes and Punishments in the Ottoman Empire and Examples from the Bursa Shari a Court Records of 17th Century, History of Bulgarian Review, 1-2, 2014, ss. 104-121. Düzbakar, Ömer, Divorce and Types of Divorce at the End of 17th Centruy Bursa, Journal of Family History, 41 (2), 2016, ss. 118-130. Düzbakar, Ömer, Examples from the Bursa Court Records of Women Seeking Their Rights in the 17th Century Ottoman Empire, International Journal of Arts and Commerce, 5 (5), 2016, ss. 131-142. Eskicioğlu, Osman, İslam'da Kadının Yeri, Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, VIII, 1994, ss. 85-120. Faroqhi, Süreyya, Osmanlı Kültürü ve Gündelik Yaşam -Ortaçağdan Yirminci Yüzyıla-, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 2000. Gerber, Haim, Bir Osmanlı Şehri Olan Bursa da Kadının Sosyo-Ekonomik Statüsü (1600-1700), Çev. Hayri Erten, Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 8, 1998, ss. 327-343. Güler, İbrahim, Bir Osmanlı Şehrinde 18. Yüzyıl Aile Hayatı Üzerine Tespitler-Sinop ta Medeni Durum, Tarih ve Düşünce Dergisi, 3, 2001, ss. 22-28. Imber, Colin, Şeriattan Kanuna Ebussuud ve Osmanlı da İslâm Hukuku, Çev. Murteza Bedir, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 2004. Jennings, R. C., Women in Early 17th Century Judicial Records-The Sharia Court of Anatolian Kayseri, Journal of the Economic and Social History of the Orient, XVIII, 1, 1975, ss. 53-114. Karaman, Hayreddin, Mukayeseli İslam Hukuku, I, İz Yayıncılık, İstanbul 1996. Kurt, Abdurrahman, Osmanlı da Kadının Sosyo-Ekonomik Konumu, Osmanlı, V, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 1999, ss. 434-450. Maydaer, Saadet, Osmanlı Klâsik Döneminde Kadınların Servet Edinme Yolları (Bursa Örneği), Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 15 (2), 2006, ss. 365-381. Nisa Suresi, 4/32. http://www.kuranikerim.com/melmalili/nisa.htm. (01.06.2016). Özcan, Tahsin, Osmanlı Para Vakıfları, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 2003. Pamuk, Şevket, Osmanlı İmparatorluğu nda Paranın Tarihi, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1999. Sahillioğlu, Halil, Bursa Kadı Sicillerinde İç ve Dış Ödemeler Aracı Olarak Kitabü l-kadı ve Süftece ler, Türkiye İktisat Tarihi Semineri, Metinler/Tartışmalar (8-10 Haziran 1973), Ed. O. Okyar ve H.Ü. Nalbantoğlu, Ankara 1975, ss. 103-144. Savaş, Saim, Fetva ve Şer iye Sicillerine Göre Ailenin Teşekkülü ve Dağılması, Sosyo- Kültürel Değişme Sürecinde Türk Ailesi, II, Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı Yayınları, Ankara 1992, ss. 504-547. Spies, O., Mehir, İslam Ansiklopedisi, VII, M.E.B., İstanbul 1979, ss. 494-496. Tuncer, Yakup, Mahkeme Sicillerine Göre XV. Yüzyıl Bursa Vakıfları, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Bursa 1992. Yancı, Ülkü, Batılıların Gözünde Osmanlı Kadın İmajı Üzerine Bir Değerlendirme, Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, 23, 2016, ss. 381-396. 108