Denizlerimizin Sakinleri Dr. Bülent Gözcelioğlu Fotoğraflar: Tahsin Ceylan
Denizlerimizin Sakinleri Dr. Bülent GÖZCELİOĞLU Fotoğraflar: Tahsin CEYLAN, Bülent GÖZCELİOĞLU Bilimsel Danışman: Yard. Doç. Dr. M. Baki YOKEŞ Grafik Tasarım: Aytaç KAYA Bu yayın Küresel Çevre Fonu (GEF) mali desteğiyle T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı (ÖÇKKB) tarafından UNDP Türkiye, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, T.C. Tarım ve köyişleri Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü ortaklığında yürütülen Türkiye nin Deniz ve Kıyı Koruma Alanları Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi kapsamında basılmıştır. Bu belge resmi bir Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı ya da Birleşmiş Milletler belgesi olarak değerlendirilmemelidir. Bu yapıtın bütün hakları saklıdır. Yazılar ve görsel malzemeler, izin alınmadan tümüyle veya kısmen yayımlanamaz. 1. Basım Mayıs 2011 (2000 adet) Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı Alparslan Türkeş Cad. 31. Sok. 10 Nolu Hizmet Binası 06510 Beştepe/Yenimahalle/Ankara Tel: 0 (312) 222 12 34 Faks: 0 (312) 222 26 61 www.ozelcevre.gov.tr www.dka.gov.tr Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Birlik Mahallesi 2. Cadde No. 11 06610 Çankaya/Ankara Tel: 0 (312) 454 11 00 Faks: 0 (312) 496 14 63 www.undp.org.t Gökçe Ofset Basım Yayın Sanayi Ticaret Ltd. Şti. OSB 21 Cad. 599 sk. No: 22 İvedik, Ankara Tel: 0 312 395 93 37
Denizlerimizin Sakinleri Dr. Bülent Gözcelioğlu Fotoğraflar: Tahsin Ceylan
Medeniyetler beşiği Türkiye, sahip olduğu ekosistem ve habitat özellikleri ile biyolojik çeşitlilik açısından küçük bir kıta özelliği göstermektedir. Bu olağanüstü ekosistem ve habitat çeşitliliği, beraberinde önemli tür ve genetik çeşitliliği getirmiştir. Sahip olduğumuz tabii değerlerin ve biyolojik çeşitliliğin korunması ve gelecek nesillere intikalinin sağlanması Bakanlığımın vazifeleri başında gelmektedir. Bakanlığıma bağlı Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı, Bakanlığımız adına, ülkemizin milli ve milletlerarası öneme haiz ancak yok olma, bozulma riski altındaki ekolojik açıdan hassas alanları korumak ve gelecek nesillere intikali ile vazifelidir. Denizlerin Sakinleri isimli çalışma böyle bir vazifenin yerine getirilmesine katkı sağlamak maksadıyla hazırlanmış ve ilgililerin istifadesine sunulmuştur. 2010 yılı itibariyle Akdeniz in en geniş deniz ve kıyı koruma alanına sahip olan ülkemizin, deniz ve kıyıların korunması konusunda yurt içinde olduğu gibi Akdeniz ve Karadeniz ülkelerinde de deniz ve kıyıların korunmasına öncülük yapacağına inanıyorum. Denizlerin Sakinleri kitabının hazırlanmasında emeği geçen bilim adamları, fotoğraf sanatçıları ve kurum çalışanlarını tebrik eder, eserin denizcilik camiası ve halkımıza faydalı bir rehber olmasını temenni ederim. Prof Dr. Veysel EROĞLU Çevre ve Orman Bakanı T. CEYL AN
T. CEYL AN Önsöz Önemli biyolojik çeşitlilik zenginliği ile iki karasal (Kafkaslar ve Akdeniz) ve bir denizel (Akdeniz) alan olmak üzere üç bölgeye ayrılan Türkiye, küresel ölçekte 200 ekolojik bölge içerisinde yer almaktadır. Akdeniz, Ege Denizi, Marmara Denizi ve Karadeniz kıyıları, olmak üzere yaklaşık 8.500 km kıyı uzunluğuna sahip kara sularımızda yaklaşık 3.000 bitki ve hayvan türü yaşamaktadır. Türkiye nin Akdeniz ve Ege kıyılarında yer alan 10 adet Özel Çevre Koruma Bölgesi, 1.133 km kıyı uzunluğu ve 2865 km 2 deniz ve kıyı alanını ihtiva etmektedir. Türkiye kara sularının yaklaşık % 4 ü koruma altında olup Akdeniz de en büyük deniz koruma alanına sahip ülkesidir. Tüm dünyada olduğu gibi Özel Çevre Koruma Bölgeleri kıyı ve deniz alanlarının doğal, tarihi ve kültürel değerleri, kentsel baskı, kirlilik ve aşırı avcılık tehdidi altındadır. Bu tehditlerin azaltılması, denizel biyolojik çeşitliliğinin korunması sağlıklı bir ekosistemin sürdürülebilmesi için gereklidir. Bunun için önerilen uzun vadeli çözüm, etkili ve uyarlanabilir sürdürülebilir bir yönetim altında, biyolojik çeşitliliği korurken aynı zamanda ekolojik hizmetlerini de en uygun hale getiren Deniz ve Kıyı Koruma Alanları (DKKA) sisteminin kurulmasıdır. Bu doğrultuda, Deniz ve kıyı koruma alanlarının genişletilmesi ve etkin korunmasının sağlanması amacıyla Türkiye nin Deniz ve Kıyı Koruma Alanları Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi, Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı (ÖÇKKB) tarafından, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü ortaklığında, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) uygulayıcı ortaklığıyla, Küresel Çevre Fonu (GEF) mali desteğiyle yürütülmektedir. Kurum tarafından Özel Çevre Koruma Bölgelerindeki kıyı ve deniz alanlarının korunması ve sürdürülebilir kullanımı amacıyla tür ve habitatlarının araştırılmasına ilişkin bilimsel çalışmaların yanında, yerinde koruma ve kontrol çalışmaları da yapılmaktadır. Bu çalışmalar, izleme çalışmaları ile desteklenmektedir Özellikle kıyı alanlarımızdaki insan nüfusu ve dağılımındaki değişim ve artışın beraberinde getirdiği deniz ve kıyı alanlarının biyolojik çeşitliliğine yönelik tehditlerin en aza indirilerek önlenebilmesinde, bir yönetim aracı olarak Deniz ve Kıyı Koruma Alanları önemli bir potansiyel role sahiptir. Bu nedenle, Deniz ve Kıyı Koruma Alanları, bu alanlarda yaşayan türlerin ve yaşam alanlarının neden korunması gerektiğinin hemen her yerde anlatılması ve bilinmesi gerekir. Bunun bir yolu, bu canlıların tanımlanmasına ve tanıtılmasına yardımcı olacak rehberlerdir. Bu amaçla hazırlanan Denizlerimizin Sakinleri kitabı ile, bu önemli boşluğu dolduracak güncel bilgilerin paylaşılmasından büyük bir memnuniyet duymaktayım. Kitabın yayına hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür ederim. Bu rehber yayınların çoğaltılmasıyla deniz ve kıyı alanlarımızdaki ekolojik, kültürel ve sosyal değerlerimizin korunmasında bir adım daha atmış olacağız. Ahmet ÖZYANIK Kurum Başkanı I
Giriş Akdeniz, sıcaklık ve tuzluğun en fazla olduğu denizimizdir. Akdeniz de yerli türlerin yanında kozmopolit türlerin yanında, Türkiye doğasının zengin canlı çeşitliliği bilim Atlantik kökenli ve Hint-Pasifik kökenli türler yaşar. çevrelerinde, medyada sıklıkla dile getirilir, bilinir. Akdeniz in Cebelitarık boğazı ile Atlantik Ancak bu canlıların neye benzedikleri, nasıl Okyanusu na, Süveyş Kanalı ile de Kızıldeniz e yaşadıkları, nerelerde bulundukları pek bağlantısı vardır. Bu geçitlerden hem Atlantik bilinmez. Denizlerimizde yaşayan ve en az hem de Hint-Pasifik kökenli türler Akdeniz e bizim kadar yaşama hakkına sahip olan girer. Ülkemiz denizlerinin, Süveyş Kanalı na canlıların korunması da ancak türlerin yakın oluşu nedeniyle Kızıldeniz den gelen tanınmasıyla mümkün olabilir. Koruma türlerin etkisi daha fazla görülür. Bugün 300 programlarında başarı, tür hakkında herkesin civarında makro canlının Akdeniz e uyum (bilim insanları dışında, doğa fotoğrafçıları, sağlayarak yaşadığı biliniyor. Ayrıca bu sayısının doğa turizmine meraklılar, amatör bilimciler, giderek artması bekleniyor. Akdeniz de yaşayan bilime ilgi duyan ama konunun uzmanı olmayanlar, türler farklı kıyılarda, değişik oranlarda yoğunlaşmıştır. yerel halk vb.) yeterince bilgi sahibi olmasına bağlıdır. İnsanların biyolojik çeşitliliğe değer vermesi, kirlenmemiş, insanın olumsuz etkilerinin henüz hissedilmediği doğal alanların korunması canlı türleri hakkında bilgi sahibi olmakla başlar. 1 Örneğin Doğu Akdeniz de (Hatay, Adana) yapılan bir dalışta kum içinde yaşayan canlılardan vatoz grubu, trakonyalar gibi türleri görme olasılığı çok yüksektir. Bununla birlikte Mersin ve Antalya kıyılarına doğru gittikçe kıyı yapısı değişmeye başlar. Kayalık yerlerin fazlalığı ve diğer deniz parametreleri (sıcaklık, ph, vb.) farklı canlıların barınmasına olanak verir. Deniz canlılarına yaşam alanı ve oksijen sağlayan Posidonia oceanica türü deniz çayırı Mersin den itibaren Bugün Türkiye denizlerinde herhangi bir görülmeye başlar. Tekirova, Kaş ve Kalkan ın akıntılı, kayalık, kumluk ve bölgede yapacağınız bir dalışta sizi deniz çayırlarıyla dolu kıyıları deniz canlıları için T. CEYL AN 2 şaşırtabilecek birçok canlı türüyle karşılaşabilirsiniz. Böylesi bir karşılaşmada, örneğin davranışları, nerede yaşadıkları, nerelere saklandıkları gibi canlılar hakkındaki bilgileriniz dalışınız daha renkli ve anlamlı kılacaktır. 3 uygun yaşama ortamlarıdır. Bugün buralarda yapacağınız dalışlarda Kızıldeniz den gelen türler başta olmak üzere çok sayıda farklı türü bir arada görmeniz mümkündür. Muğla kıyıları ve özellikle Fethiye, Sarıgerme, 1 B. GÖZCELİOĞLU 2 T. CEYL AN 3 T. CEYL AN III
4 T. CEYL AN 5 T. CEYL AN IV Gökova, Datça, Bodrum, Turgutreis gibi bölgeler de deniz canlıları için uygun yaşam ortamı sunar. Gökova da görülen kum köpekbalığı, Bodrum daki soyu tehlikedeki pinalar, Fethiye ve Sarıgerme deki kovuklarda tül mercan olarak bilinen yosunhayvancıkları, Turgutreis te çok farklı sünger türleri dalışlarda gözlenebilir. Ege Denizi tek başına bir deniz özelliği göstermez; Akdeniz in bir kolu gibi düşünülebilir. Canlı türleri Akdeniz le aynıdır. Ancak popülasyon oranları farklıdır. Kuzey Ege de yaşayan türlere ve bu türlerin yoğunluklarına Akdeniz in herhangi bir noktasında rastlanmaz. Örneğin Ayvalık ta yapacağınız bir derin dalışta saçaklı yıldızlardan yüzlercesini bir arada görmeniz mümkündür. Bunun yanında sadece Kuzey Ege de bulunan kırmızı ve sarı mercanlar, Saroz Körfezi ndeki kurabiyeye benzeyen denizyıldızları, tulumlu hayvanlar, mığrılar, gelincik balıkları gibi türler de Kuzey Ege nin diğer biyolojik zenginlikleridir. Marmara Denizi nin sualtı canlıları açısından ülkemizin en ilginç denizi olduğu söylenebilir. Marmara, Akdeniz ile Karadeniz in karıştığı bir iç deniz özelliğindedir. Karadeniz sularının yoğunluğu az olduğundan Marmara Denizi nde suyun üst taraflarında Karadeniz den gelen sular bulunur. Alt taraftaysa daha yoğun olan Akdeniz suyu bulunur. Suyun üst kısmında, özellikle İstanbul 4 5 kıyılarında (Adalar vb.) yaklaşık 20 metrelik kısımda Karadeniz e özgü canlılar bulunur. 20 metreden daha derindeki daha tuzlu olan yerlerde ise Akdeniz e özgü canlılar bulunur. Bu nedenle Marmara denizinde yapılan bir dalışta hem Karadeniz e özgü hem de Akdeniz e özgü canlıları görmek mümkündür. Bir bakıma aynı anda Akdeniz e de Karadeniz e de dalış yapıyor olursunuz. Marmara nın kuzeyinde daldığınızda, başta tıpkı Karadeniz deki gibi yoğun bir plankton kütlesiyle karşılaşırsınız. Kayalık yerlerin üzerinde genellikle midye popülasyonları ve deniz marulları görülür. Ayrıca lokal olarak tulumluların (Ciona intestinalis gibi) ve deniz yıldızlarının (Asterias rubens gibi) bazı bölgelerde tüm yüzeyi kapladığı görülebilir. Yaklaşık ilk 20-25 metreden sonra sıcak ve tuzlu Akdeniz sularının olduğu derinlikler başlar. Burada görüş üst tabakada olduğu gibi düşük değildir, hatta berrak sayılabilir. Kimi zaman 15-20 metreye kadar mesafeler rahatlıkla görülebilir. Bu derinliklerde Akdeniz e özgü canlılar bulunur. Beyaz mercanlar en dikkat çekici olanlarıdır. Kuzey Marmara daki Karadeniz suları 20-25 metrelik mesafeyi kaplarken, Güney Marmara ya doğru inildikçe bu tabaka daralır. Ekolojik koridor olarak bilinen İstanbul ve Çanakkale boğazları da Marmara Denizi ni ilginç kılar. Çanakkale Boğazı da değişik türlere ev sahipliği yapar. Örneğin, rastlanılması zor deniz telekleri türlerini Çanakkale Boğazı nda
görmek mümkündür. Bunun yanında nadir karşılaşılan Opossum karidesleri de yalnızca Çanakkale Boğazı çevresinde görür. Her iki boğaz da sualtı canlılarının geçiş yoludur. 6 6 T. CEYL AN 7 T. CEYL AN Ülkemiz denizlerinde Akdeniz den Karadeniz e doğru gidildikçe canlı türü sayısı azalır. Ancak türlerin popülasyon oranı yükselir. Bu nedenle balıkçılık Karadeniz de daha yaygındır. Karadeniz de yapılan bir dalışta dalışın ilk metrelerinden itibaren yoğun bir plankton kütlesiyle karşılaşılır. Besin zincirinin ilk halkalarını oluşturan planktonlar Karadeniz deki balık popülasyonlarının yüksek olmasının da nedenidir. Özellikle hamsi, palamut vb. ekonomik değeri yüksek türler Karadeniz de daha çok bulunur. Karadeniz de kayalıklar ile kayalıkların bittiği kumlu zeminin başladığı bir yerde dalış yapıldığında kayaların midyelerle kaplı olduğu görülür. Akdeniz de rastlamanın çok zor olduğu midyeleri Karadeniz deki herhangi bir dalışta hemen her kayanın üzerinde görmek mümkündür. Plankton yoğunluğu ve midyeler dışında deniz marulu (Ulva sp.) en çok görülen diğer bir türdür. Deniz marulları kıyılarda zeminin büyük bir kısmını kaplar. Yoğun plankton, midyeler ve deniz marulları Karadeniz kıyı ekosisteminin baskın canlılarıdır. Bunun yanında kayaların bitip kumların başladığı yerlerde deniz salyangozu da (Rapana venosa) sıklıkla görülür. Gelin balıkları, papaz balıkları ve küçük kabuklulara rastlamak da mümkündür. Ege ve Akdeniz de rastlanma olasılığı çok düşük, görmenin tamamen şansa bağlı olduğu türleri Karadeniz dalışlarında rahatlıkla görmek mümkündür. Denizatları, deniziğneleri, kalkan balığı bu türlerin başında gelir. 7
Kitap Hakkında Bu kitapta yer alan fotoğrafların tamamı ülkemiz denizlerinde çekildi. Kitapta yer alan fotoğraflar için Tahsin Ceylan ın arşivi çalışmamızın büyük kısmını oluşturdu. Kitapta kullanılan fotoğrafları belirlerken, ön planda türün morfolojik özelliklerini tam olarak gösteren, arka plandaysa yaşam alanı olan fotoğraflar seçilmeye çalışıldı. Bunun yanında türlerin davranış sergilediği fotoğraflar da kullanıldı. Genellikle fotoğrafların görsel değeri fazla olanları seçildi. Ancak bazı türlerin az rastlanması, görüntü almanın zorluğu gibi nedenlerden dolayı iyi görüntü alınamadığından görsel değeri düşük de olsa kullanıldı. Arşiv fotoğraflarının yanı sıra ülkemiz denizlerinin büyük bir kısmında yeni dalışlar da gerçekleştirildi. Akdeniz in en doğusunda, sınırımızın bittiği Keldağ dan (Hatay), Yunanistan sınırındaki Saroz Kıyılarına, Karadeniz de Trabzon dan Zonguldak a kadar olan bölgelerde dalışlar yapılarak sualtı canlılarını gözlemlendi ve görüntülendi. Dalışlar genellikle sportif limitler olarak kabul edilen, 30 metreye kadar olan derinliklerde gerçekleştirildi. Ancak bazı özel durumlarda 40 metre dalışları da yapıldı. Derin sularda, Ayvalık taki kırmızı mercanlar, Çanakkale deki deniz telekleri gibi türler bu şekilde görüntülendi. Biyoçeşitlilik, genel olarak kıyıya yakın yerlerde daha yüksektir ve derinlik arttıkça azalır. Bazı gruplar (özellikle küçük deniz canlıları) ışığın yoğun olduğu bölgelerde ve kıyılarda daha çok bulunurlar. 8 Bazılarıysa geceleri aktif olur. Gündüz dalışlarında görünmeyen birçok türü gece dalışlarında görmek mümkündür. Ayrıca gündüz fotoğraflanması çok zor olan bazı türleri gece dalışlarında fotoğraflamak zor değildir. Bundan dolayı bazı türlerin fotoğraflarını gece çekildi. Gece dalışlarında fotoğraflanan izmarit, sinagrit bazı canlılar, gündüz görünümünden farklı desenlerde çıkarlar. Kitap, konu edilen canlılar içinde gözle görülebilen en ilkel hayvan grubunu oluşturan süngerlerle başlıyor. Çok farklı vücut yapıları, şekilleri ve renkleri olan süngerlerden sonra sonra taraklılar geliyor. Taraklılar jelimsi yapıları ve yakalayıcı dokunaçlarıyla deniz analarına benzerler. Ancak yakıcı kapsülleri bulunmaz ve yaşam döngüleri farklıdır. Bunlardan sonra hidralar, mercanlar, denizanalarını kapsayan ve knitliler olarak bilinen grup geliyor. Knitlilerden sonra yassısolucanlar geliyor. Daha sonra tek tür fotoğrafı yeşil bonelya olan echiura da var. Bundan sonra bitkilere benzeyen halkalı solucanlar var. Daha sonra en kitapta en kalabalık grup olan yumuşakçalar, sonra da eklembacaklılar var. Eklembacaklılardan sonra bitkilere çok benzeyen yosunhayvancıkları, sonra da derisidikenliler var. Derisidikenliler omurgasızların son grubudur. Bundan sonra omurgalı hayvanlardan tulumlular (tunikatlar) geliyor. Sonra, balıklar, deniz sürüngenleri, deniz memelileri olarak omurgalılar sıralanıyor. Omurgalılardan sonra sayıları fazla olmasa da deniz bitkileri kitapta yer alıyor. Bu canlı gruplardan bazılarına (balıklar, yumuşakçalar VI
gibi) çok sayıda, bazılarına ise az sayıda yer verildi. Bazılarına az sayıda yer verilmesinin nedenleri arasında, canlıların popülasyon yoğunluğunun ve tür sayısının az olması, zor görüntü alınması, dalış limitleri dışında, açık sularda yaşıyor olmaları sayılabilir. mühendisleri gibi konuyla doğrudan ilgili olanların yanında, hiç dalma deneyimi olmayan, biyoloji eğitimi almamış, ancak ülkemizde yaşayan canlıları merak eden herkesin yararlanabileceği bir kaynaktır. Bu kitapta yer alan türlerle ilgili bilgiler, herkesin anlayabileceği biçimde sunmaya çalışıldı. Öncelikle türlerle ilgili genel literatür bilgileri verildi. Literatür bilgileri, canlının boyu, rengi, diğer morfolojik, biyolojik özellikleri, beslenme biçimleri, yaşam alanları ve ülkemizde bulunduğu denizler hakkındaki verileri içeriyor. Ardından, yazarın notu kısmında, türlerle ilgili gözlemler ve rastladığımız dalış noktaları yer alıyor. Kitapta kaynaklar kullanılırken genelde ülkemizde yapılan çalışmalar tercih edilmeye çalışıldı. Bununla birlikte, dünyaca kabul edilen (Systema Porifera gibi) diğer yayınlar da referans olarak kullanıldı. Elektronik yayınlardan da (fishbase, Ciesm gibi) yararlanıldı. Türlerin Türkçe adlandırması kısmında zorluklar olduğu için çoğu türe genel adını (örneğin süngerlerin çoğuna sünger gibi) verdik. 10 Kitap hazırlanırken türlerin fotoğraflanması, fotoğraflardaki canlıların belirlenmesi literatür bilgilerinin elde edilmesi, bunların derlenmesi, basıma hazırlanması gibi aşamalardan geçti. Bu aşamaların her biri sırasında çok sayıda akademisyenden yardım aldık. Her şeyden önce bilimsel katkılarından dolayı, Yard. Doç. Dr. Mehmet Baki YOKEŞ e çok teşekkür ederim. Bunun yanında kitabın yayımlanmasını sağlayan Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı personeline çok teşekkur ederim. Ayrıca dalışlarda bana eşlik eden, kitabın hazırlanması sırasında desteğini esirgemeyen sevgili eşim Evşen Ata GÖZCELİOĞLU na çok teşekkür ederim. Dr. Bülent GÖZCELİOĞLU Mayıs 2011, Ankara 9 T. CEYL AN 10 T. CEYL AN 11 T. CEYL AN 9 Kitap deniz canlılarının tanınmasına ve koruma programlarına katkı sağlayacaktır. Aynı zamanda, doğa korumacılar, dalgıçlar, biyologlar, su ürünleri 11
İçindekiler Önsöz Giriş Kitap Hakkında I III VI Omurgasızlar 1 Süngerler 3 Taraklılar 41 Knitliler 47 Yassısolucanlar 91 Echiura 97 Halkalısolucanlar 101 Yumuşakçalar 117 Eklembacaklılar 181 Yosunhayvancıkları 223 Derisidikenliler 233 Omurgalılar 261 Tulumlular 263 Balıklar 277 Sürüngenler 413 Memeliler 417 Bitkiler 423 Deniz Algleri 425 Deniz Çiçekli Bitkileri 441 Sualtı Fotoğrafçılığı 447 İndeks 452 Kaynaklar 462
Omurgasızlar Süngerler Taraklılar Knitliler Yassısolucanlar Echiura Halkalısolucanlar Yumuşakçalar Eklembacaklılar Yosunhayvancıkları Derisidikenliler 1