Tıp ve Sağlık Bilimlerinde Öncelikli Sorunlar ve Çözüm Önerileri Çalıştayı 8-9 Mart 2013, Afyon Sorunlar ve çözüm önerileri: 1.Üniversite Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezlerinin (SUAM) mali sorunlarının çözümü için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır SUAM; kaynak yönetimi ve işletme sorunlarının çözümüne yönelik olarak; gelir-gider-stok ve personel yönetimi konularında yapısal tedbirler almalıdır. SUAM de sunulan sağlık hizmetinin niteliği dikkate alınarak, SGK fiyatlarında gerekli düzenleme acil olarak yapılmalı ve farklı ücretlendirme politikaları geliştirilmelidir. Bu kapsamda; sunulan tüm hizmetler ücretlendirilmeli ve mevcut SGK fiyatları en az %30 artırılmalı, özellikli ve istisnai işlemlere yönelik farklı ödeme ve fiyatlandırılma modeli uygulanmalı, tamamlayıcı sağlık sigortası yoluyla gerekirse üst sınır belirlenerek fiyat farkı alınmalı, yeşil kartlı hastalar diğer genel sağlık sigortasına tabi hastalar gibi sevke bağlı olmaksızın doğrudan SUAM ne başvurabilmelidir. Öğretim üyelerinin doğrudan kendilerinin sunduğu sağlık hizmetlerinin ücretlendirmesinin (akademik statüye göre, prof., doç., yrd.doç., öğr.gör. gibi) farklı olması sağlanmalıdır. Üniversitelerin mevcut kadro potansiyelini kullanarak, döner sermaye gelirlerini (bilhassa tıp fakültelerinde) sağlık turizmi, özel sağlık sigortası ve SGK dışı alanlarda hizmet verilmesi gibi artırıcı uygulamalara fırsat verilmelidir. Yabancı uyruklu hastalara SUAM de verilen sağlık hizmet fiyatları, Üniversite Yönetim Kurulu kararı tarafından, SUT fiyatı ile 5 katı arasında olmak üzere belirlenmelidir. Döner sermayelere aşırı yük oluşturan; başta 4b kapsamında çalışanlar ile denge tazminatı ödemesi (vergileri dâhil) gibi insan kaynakları, yatırım gibi maliyetlerin Üniversite özel bütçelerinden karşılanmalıdır. 6111 sayılı Kanun ile öngörülen ve sadece 2011 yılında ödenen öğretim üyesi farkının, ödenmeyen geçmiş dönemleri de içerecek şekilde ihdası ve bunun reel rakamlarla olması sağlanmalıdır. 2010 yılında ÜHBD tarafından önerilen, Almanya örneğinde olduğu gibi, ortak ihale de yapılabilmesine yönelik, kamu tüzel kişiliğine haiz "Üniversite Hastaneleri Birliği" yasal düzenleme yapılmalıdır. Dileyen üniversitelere borçlarının kısa sürede ödenmesine yönelik düşük faizli uzun vadeli kredi kullanma imkanı sağlanmalıdır. SUAM lerinin gider azaltıcı tedbirler de dâhil olmak üzere yapısal iyileştirme yapması gerekir. 1
2. Üniversite Sağlık Uygulama Araştırma Merkezleri nin (SUAM) kaliteli hizmet vermeye devam edebilmesi için sağlık insan gücü kapasitesi artırılmalıdır. Üniversite SUAM'lerindeki öğretim üye ve görevlileri dışındaki uzman hekim sayısı, EAH lerine göre çok düşüktür (EAH lerinin %10 u). Devlet hizmet yükümlülüğü kapsamında kurumlar tarafından ihtiyaç bildirildiği takdirde, akademik kadrolar dışında (Sağlık Bakanlığı nda yer alan ve 657 Sayılı Kanun a tabi uzman tabip kadroları gibi) kadro tahsisi yapılarak, üniversite sağlık uygulama ve araştırma merkezlerine de uzman hekim verilmelidir. Üniversite bünyesindeki diğer araştırma merkezleri ile birlikte SUAM lerine de kendilerine ait kadrolar verilmelidir. Üniversite SUAM'larının hemşire ve diğer sağlık çalışanı ihtiyacının karşılanması ve sürekliliğinin sağlanması için gerekli tedbirler uygulamaya konulmalıdır. Mevzuat değişiklikleri ve özellikle Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen sağlık hizmet standartları gereği temin edilmek zorunda olunan kadroların Maliye Bakanlığı tarafından verilmesi sağlanmalıdır (Örn: Yoğun Bakım Standartları Genelgesi ne göre gereken hemşire sayıları gibi). 3. Üniversitede öğretim üyelerinin istihdamı ve öğretim üyelerinin kurumsal aidiyetinin artırılması Üniversitede öğretim üyelerinin istihdamı ve öğretim üyelerinin kurumsal aidiyetinin artırılması Üniversite hastanelerinde tam gün çalışma esastır. Bu kapsamda aşağıdaki çalışma modelleri değerlendirilebilir. 1.Üniversite hastanelerinde tam gün kadrolu çalışma: Üniversite Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezlerinde mesai sonrası sunulan sağlık hizmetlerinden Bakanlar Kurulunca belirlenen bir fark alınır (poliklinik ve konsültasyon hizmetlerinde %100-%200; yatan hastalarda:.?). Hastaların gereksiz şekilde mesai sonrasına yığılışını önlemek için, Mesai sonrası müracaat eden hastalar mesai içi ödediklerinin 2-3 katı kadar kuruma katılım payı öderler. Mesai sonrası sağlık hizmeti sunan akademik personel, mesai içi ürettiği hizmetin nicelik ve niteliğine uyan bir oranda elde edilen gelirlerden ek ödeme alır. Sevk zinciri sistemi dışında müracaat eden ve öğretim üyesi tarafından muayene edilen hasta kuruma fark öder. Sevk zinciri sistemi içinde Üniversiteye müracaat eden hasta ise ancak belirli bir öğretim üyesinden mesai içi hizmet almayı tercih ederse kuruma fark öder. Mesai dışı elde edilen gelirlerin vergi, kurum payı ve mesai dışı gelire katkıda bulunan diğer personele yapılacak ödemeler düşüldükten sonra geri kalan kısmı öğretim üyesine ödenir bu ödeme miktarı gelirin %50 sinin altında olmamalıdır. Bu nedenle mesai dışı gelirden kesilecek vergi miktarı %10 nun üzerinde olmamalıdır veya vergiden muaf olmalıdır. 2
2. Üniversitede tam gün, kadrolu çalışma + kurum dışında hizmet verebilme : Kurumlarınca belirlenen eğitim-öğretim, araştırma ve topluma sunulan hizmet standartlarını yerine getiren akademik personel, üniversite dışında alanıyla ilgili hizmeti, kurumlarıyla hizmet anlaşması yapmış kuruluşlarda verebilir. Belirlenmiş eğitim-öğretim, araştırma ve topluma sunulan hizmet standartlarını yerine getiremeyen akademik personelin bu kapsamda izin verilen kurum dışı çalışması sonlandırılır. Sunulan hizmetle ilgili ödemeler, akademik personelin döner sermayesine yatırılır. İlgili akademik personele 2547/58-e'ye göre ödeme yapılır. Mevzuat değişikliği ile kesintiler azaltılarak öğretim üyesine daha fazla ödeme yapılması motivasyonu artırır. Mesai dışı elde edilen gelirler, mesai içi tavan sınırlamalarına tabii olmamalıdır. 3. Yükseköğretim kurumlarında kurumun ihtiyacına göre sözleşmeli statüde öğretim üyesi istihdam edilebilir. Hizmetine ihtiyaç duyulan akademik personel sözleşmeli olarak çalıştırılabilir. Sözleşme, ihtiyaç duyulan alanlarda sağlık hizmeti ile teorik ve uygulamalı eğitim ve öğretim ile araştırma faaliyetleri kapsamında yapılabilir. Bu faaliyetlerin gerektirdiği işleri yapmak üzere çalışma saati başına belirlenen bir ücret dışında her hangi bir özlük hakkı olmaz. Sözleşme üniversitenin ihtiyaç duyduğu süre kadardır. Tam gün çalışmanın özendirilmesine devam edilerek, dünya örnekleri dikkate alınarak sınırlı çerçevede diğer esnek çalışma modellerine de ihtiyaç duyulan alanlarda imkan sağlanmalıdır. 4.Yeni tıp fakültelerinin açılması sorunu? Ülkemizde tıp fakültelerinin sayısı 74 ü faal olmak üzere 82 dir. İzin sürecindekiler: 4 Tıpta uzmanlık eğitimi veren tıp fakültesi: Devlet Üniv: 51; Vakıf Ünv:10; Sağlık Bakanlığı Eğitim Araştırma Hastanesi:50 Dünyada nüfus başına en fazla tıp fakültesi ülkemizde mevcuttur (milyon nüfus başına 1,12; tıpta uzmanlık eğitiminde de eğitim veren kurum sayısının giderek artması nedeniyle ciddi sıkıntı oluşmaktadır. Yetersiz eğitici, öğretim elemanı, eğitim alt yapısı ve dengesiz dağıtılan uzmanlık öğrencisi sayısı eğitim kalitesini olumsuz şekilde etkilemektedir. 3
Tablo. Bazı Avrupa ülkelerinde tıp fakülteleri ile ilgili veriler* *Kaynak: Türkiye de Sağlık Eğitimi ve Sağlık İnsan Gücü Durum Raporu (2010) Diğer ülkelerde tıp fakültesi sayısı ve nüfus: Türkiye:82 (74 faal),+4 izin sürecinde; 25 yeni başvuru var. ABD: 141+29 (Osteopatik Med.)=170; nüfus: 314 milyon, Kanada: 17 ; nüfus: 33 milyon İngiltere:32; nüfus: 62 milyon Avustralya: 19, nüfus:22 milyon Japonya:30 (özel)+50 (devlet)=80; nüfus: 127 milyon Güney Kore:34; nüfus: 48 milyon Ülkemizde tıp fakültesi başına düşen öğrenci sayısı(n:600) dünyadaki örneklerine göre azdır ( Fransa:1600, Almanya:1900; İtalya:2700 ). Çözüm Önerisi: Ülkemizde mevcut Tıp Fakültesi sayısının diğer ülkelere oranla yüksek olması ve kuruluşunu tamamlayanlardan bazılarının bile henüz istenilen standarda ulaşamaması nedeniyle, yeni tıp fakültelerinin açılması yerine mevcutların geliştirilip güçlendirilmesi ve kurumsallaşmalarının tamamlanmasına gayret edilmelidir. Kurumsallaşmalarını tamamlamış, yeterli öğretim üyesi olan tıp fakültelerinde derslik, laboratuar, gerekli eğitim araç ve gereçleri gibi temel ihtiyaçlar sağlanarak, Eğitim Araştırma Hastaneleri (EAH) ile işbirliği (mezuniyet öncesi eğitim dâhil) protokolleri yapılmak suretiyle ülkenin ihtiyacına uygun sayıda öğrenci alınması sağlanabilir. Ancak işbirliği yapılan EAH lerinin araştırma görevlileri kadroları ve eğitimleri ilgili tıp fakültesinin yönetim ve kontrolünde olmalıdır. 4
Aynı il veya yakın illerde yer alan, kurumsallaşmalarını tamamlamış, yeterli öğretim üyesi olan tıp fakültelerinin gerekli alt yapı desteği sağlanmak koşulu ile iş birliği yaparak ortak tıp fakültelerinin veya programlarının açılmasına yönelik düzenlemeler yapılabilir. Bu fakültelere yabancı uyruklu öğrenci alınabilir veya Vakıf Üniversitelerindeki uygulama benzeri farklı bir yapılanmaya gidilebilir. Bu şekilde kontenjan artırımı yanında burada eğitime ve hizmete katkı verecek tıp fakülteleri ve öğretim üyelerine maddi kaynak oluşturulabilir. 5.TUS, DUS, YDUS kadrolarının adil dağılımının sağlanması: Tıpta Uzmanlık Kurulu tarafından TUS, DUS ve YDUS kontenjanlarını başta öğretim üyesi/eğitim sorumlusu sayısı olmak üzere, eğitim araç ve gereçleri imkânları; hasta kapasitesi (çeşitlilik ve sayı), eğitim kurumlarının fonksiyonları da dikkate alınarak hazırlanacak ölçütlere göre dağıtılmalıdır. Tıpta Uzmanlık Müfredatları Komisyonlarının çalışması tamamlandığında bu çalışmalara göre eğitim standartlarını sağlayan anabilim dallarına veya EAH kliniklerine kadro verilmelidir. Tıp fakülteleri eğitimi öncelemelidir. Eğitimin ve araştırmanın ağırlıklı olarak gerçekleştirildiği birimler tıp fakülteleridir. Tıp fakülteleri sağlığın yenilendiği, geliştirildiği yerlerdir. Bu nedenle büyük illerde önceden var olan ve deneyimi olan EAH leri hariç, sonradan kurulmuş ve imkânları kısıtlı EAH lerine tıpta uzmanlık öğrencisi kadrosu verilmemelidir. Tıp fakültelerinde eğitim fonksiyonunun sürdürülebilmesi için anabilim dallarında asgari araştırma görevlisi ve hizmetin sürdürülebilmesi için mecburi hizmet yoluyla veya akademik kadro dışında uzman kadrosu tahsis edilmek suretiyle asgari bir uzman sayısı sağlanmalıdır. Yan dallarda mecburi hizmet kontenjanları (yeterli hizmet altyapısı olan EAH leri hariç) sadece üniversite hastanelerine verilmelidir. Uzmanlık ve doktora eşdeğerliği kabul edildiği sürece eğitim kadrosu şartları ikisi içinde aynı olmalıdır. Tıpta ve diş hekimliğinde uzmanlık eğitimi için asgari standartlarını sağlayamayan birimlere uzmanlık öğrencisi verilmemeli, eğitim yeterliliğini kaybetmiş birimlerde koşulları düzelinceye kadar eğitime ara verilmeli ve uzmanlık öğrencisi kadrosu verilmemelidir. Mevcut sağlık insan gücü kapasitesi dikkate alınarak tıp ve sağlık bilimlerinde uzmanlık eğitimi veren kurumların (tıp fakültesi, diş hekimliği, EAH) sayısı sınırlandırılmalı; yeni birimlere somut bir ihtiyaç ortaya konmadıkça izin verilmemelidir. 6.Tıp ve sağlık bilimlerinin diğer alanlarında eğitimin kalitesinin geliştirilmesi için çalışmalar artırılmalıdır Halen faal olmayan tıp fakültelerinin öğrenci kabulüne izin verilmesi hangi ölçütlere göre olmalıdır? 5
Bir tıp fakültesinin eğitim öğretime başlayabilmesi için öğrenci sayısına uygun olarak fiziki alt yapının, eğitim araç ve gereçlerinin bulunduğu tam donanımlı temel bilimleri (dershaneler, laboratuvarlar, idari yapılar, kütüphane, konferans salonu vd) olmalıdır. Anatomi, fizyoloji, histoloji-embriyoloji, tıbbi biyokimya, tıbbi mikrobiyoloji, tıbbi biyoloji/tıbbi genetik, patoloji, farmakoloji, iç hastalıkları, çocuk hastalıkları, genel cerrahi, kadın doğum hastalıkları alanlarından birer olmak üzere eğitimde asgari bir kaliteyi garanti altına almak amacıyla kadrolu en az 12 öğretim üyesi; müfredatının gerektirdiği diğer temel bilim alanlarından (tıp tarihi ve deontoloji, biyofizik, tıbbi istatistik, tıp eğitimi, halk sağlığı, vd...) görevlendirme ile birer öğretim üyesi; ayrıca 50 veya daha az öğrenci için ilgili alanlardan birer; 50 den fazla öğrenci için ikişer öğretim görevlisi (uzmanlığını veya doktorasını yapmış) kadrolu olarak alınmış olması gerekir. Ülke kaynaklarının verimli kullanılması açısından tıp fakültelerinin yıllık kontenjanı 100 öğrenciden az olmamalı; açılacak tıp fakülteleri buna göre yapılandırılmalıdır. Müfredatın gereklerine göre mevcut kadronun geliştirilmesinin izlenmesi her yıl YÖK tarafından düzenli olarak yapılmalı; gelişmesini sağlayamayan tıp fakültelerine yeni öğrenci kontenjanı verilmesi durdurularak, mevcut öğrencilerin eğitimi için çözüm aranmalıdır. TUS, DUS gibi sınavlar eğitimin kalitesini artırıcı tarzda hazırlanmalı, pratik eğitimin önemini azaltıcı durumdan çıkarılmalıdır. TUS ta soruların büyük çoğunluğu yandal düzeyinde olup, ağırlıklı olarak bilgiyi ölçmektedir. Analiz ve beceri düzeyinde ise çok az soru sorulmaktadır. Bu durum öğrencileri öğrenmeye değil ezberlemeye teşvik etmektedir. TUS un bu yönde değişmesi gerekir. İlgili alanlarda eğitim verecek kuruluşların kurulma, öğrenci kabul etme ve eğitime devam etme asgari standartları belirlenmelidir(tıp fakültesine öğrenci kabul etme kr. Diş hekimliği: Diş hekimliğinde sekiz anabilim dalı vardır; bu anabilim dallarının her birinde birer öğretim üyesi ve birer diş hekimi araştırma görevlisi, öğrenci başına 1 ünite, 2 öğrenciye bir simülatör olması durumunda eğitime başlayabilir. Lisans üstü eğitimde bu şartlar iki katına çıkarılmalıdır. Özellikle oral diyagnoz ve pedodonti alanında öğretim üyesi bulunamadığından diş hekimlikleri arasında iş birliği ve görevlendirme yapılabilir. Diş hekimliğinde sekiz uzmanlık alanı gereksizdir; bu yanlış düzeltilmelidir. Sağlık bilimlerinde, programa öğrenci kabulünde öğretim elemanı açısından başlangıçta gerekenler: Hemşirelik programlarına öğrenci kabulünde; farklı alanlardan olmak üzere üç hemşirelik öğretim üyesi (tercihen iç hastalıkları, çocuk hastalıkları, cerrahi alanlarından) ve hemşirelik lisans mezunu iki öğretim görevlisi 6
Ebelik programlarına öğrenci kabulünde; alanından bir, ilişkili alanlardan iki (Kadın Doğum Hastalıkları, Çocuk Hastalıkları, Hemşirelik) toplam üç öğretim üyesi ve alanından lisans mezunu iki öğretim görevlisi Beslenme ve Diyetetik programlarına öğrenci kabulünde; alanından bir, ilgili alanların (erişkin veya pediatrik endokrin ve metabolizma uzmanı, gıda mühendisliği ) en az ikisinden birer olmak üzere üç öğretim üyesi ve beslenme ve diyetetik lisansı mezunu iki öğretim görevlisi; Fizyoterapi programlarına öğrenci kabulünde; en az biri ilgili alandan, biri fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı ve diğeri ilişkili alanlardan (tercihan romatoloji, ortopedi, geriatri, göğüs hastalıkları, kardiyoloji) bir olmak üzere en az üç öğretim üyesi ve alanından iki öğretim görevlisi. Vakıf Üniversitelerinde bu alanlarda bölüm açılıyorsa öğrenciler ücretlerini Vakıf Üniversitelerine yatırabilir. Eğitimleri en yakın devlet üniversitelerince verilebilir. Uzaktan eğitim şeklinde (özellikle lisans tamamlama amacıyla) ortak programlar açılabilir. Hemşirelikte meslekten ayrılmaları azaltmak için özlük haklarında iyileştirme yapılması gerekir. Ebe ve ATT lerin hemşirelik yapması konusu gözden geçirilmelidir. Meslek lisesi mezunlarının hemşire olarak değil, başka bir ünvanla (görev tanımları iyi bir şekilde yapılmak kaydı ile: hemşire yardımcısı gibi) çalışması konusu hızla ele alınıp çözümlenmelidir. İlgili alanlarda çekirdek müfredatlar güncellenmeli, olmayanlar için hazırlık yapılmalıdır. 7. Üniversite ve EAH leri arasında işbirliği özendirilmelidir. Kaliteli sağlık hizmeti sunulmadan kaliteli bir eğitimden söz etmek mümkün değildir. Ülke kaynaklarını etkin ve verimli kullanmak, sağlık alanında eğitimin ve hizmetin kalitesini ve yaygınlığını artırmak için uygulama alanı olarak EAH lerinin Üniversitelerle işbirliği özendirilmeli ve verimli çalışmanın sürekliliği için gayret sarfedilmelidir. İşbirliğinde koordinasyon yetkisi üniversitelerde olmalı ve tam bir işbirliği sağlanmalıdır. Bu şekilde hem EAH lerindeki akademik dışı personelin eğitimine de katkıda bulunulmuş hem de EAH sinde olmayan branşların eksikliği giderilmiş olur. Bu işbirliği sırasında akademik ve idari yöneticiler arasında oluşabilecek uyumsuzluk ve problemlerin öngörülerek mevzuatta net olarak çözülmesi gerekir. Hastane yöneticilerinin eğitime gerekli önemi vermeleri sağlanmalı, eğitim performansı da hizmet performansı gibi takip edilmelidir. EAH leri mezuniyet öncesi eğitime (öğrenci staj ve pratik uygulamaları) de destek sağlamalıdır. Tıpta uzmanlık eğitiminde işbirliği imkânları geliştirilmelidir. Ancak öğrenci eğitimi ile doğrudan ilişkisi olmayan ve bu konuda gereken bilimsel yeterlilik(yayın vd) ve tecrübesi olmayan uzmanlara akademik unvan verilmesi uygun değildir. 7
8. Eğitime verilen yetersiz bütçe desteği, gereken düzeyde artırılmalıdır. Mezuniyet öncesi tıp eğitiminin, tıpta uzmanlık eğitiminin ve sağlık bilimleri alanındaki eğitimin kalitesinin artırılmasında kullanılmak üzere bütçede gereken artışlar temin edilmelidir. SUAM lar sadece tıp fakültelerinin değil aynı zamanda diğer sağlıkla ilgili fakülte ve yüksekokulların da uygulama birimidir. Üniversite Hastaneleri Birliği Derneği'nin 2010 yılında ulusal ve uluslararası örnekleri inceleyerek yaptığı çalışmaya göre, SUAM'nin sunduğu sağlık hizmetinin yıllık bedelinin en az %20'sine karşılık gelen miktarda eğitim gideri mevcuttur. Bu miktar araştırma görevlisi, öğrenci sayısı ve yabancı öğrenci durumuna göre artırılmak üzere eğitim ödeneği olarak Üniversite Özel Bütçelerine aktarılmalıdır. Performansa dayalı ödemede sağlık hizmeti sunumuna katılmayan sadece eğitimde görev alan öğretim üyelerinin eğitim hizmetleri için döner sermaye kaynakları dışında ek bütçe desteği sağlanmalıdır. 9. Araştırma ve inovasyon için ek bütçe verilmelidir Üniversitelerde yapılan bilimsel araştırmalar bir ülkenin geleceğidir ve ülke kalkınması için temel şartlardandır. Bilimsel araştırmalara verilen devlet desteği artırılmalı, niteliği yüksek, katma değer oluşturan araştırmaların yaygınlaştırılması sağlanmalıdır. BAP a döner sermaye kaynakları dışında (Döner sermayeden BAP kesintisi yerine), örneğin sadece özel bütçeden BAP'ne kaynak sağlamak gibi, ek bütçe sağlanmalı; asgari TÜBİTAK ölçütlerinde değerlendirilmek üzere projeler buradan desteklenmelidir. Maliye Bakanlığı ndan yapılacak aktarma dışında TÜBİTAK ın kullanılamayan bütçesinin de bu amaçla kullanılabilmesi sağlanabilir. TUBİTAK projelerinde olduğu gibi BAP projeleri kapsamında da araştırma görevlisi çalıştırabilmek mümkün olmalıdır. Bünyesinde değişik araştırma enstitülerinin yer alacağı, sağlık alanında ileri düzey araştırmaların yapılacağı "Ulusal Sağlık Araştırmaları Kurumu" kurulmalıdır. 8