Doğu Akdeniz Güvenlik Mimarisi ve Küresel Güç Đlişkileri Bakımından Đsrail, Kıbrıs Đlişkileri



Benzer belgeler
TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

Title of Presentation. Hazar Havzası nda Enerji Mücadelesi Dr. Azime TELLİ 2015 ISTANBUL

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

Azerbaycan Enerji Görünümü GÖRÜNÜMÜ. Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi.

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ

2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Ortadoğu'da su ve petrol (*) İki stratejik ürünün birbiriyle ilişkisi... Dursun YILDIZ. İnş Müh Su Politikaları Uzmanı

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

BATI AFRİKA ÜLKELERİ RAPORU

LOJİSTİK SEKTÖRÜ BÜYÜME ORANLARI

Orta Asya daki satranç hamleleri

Berkalp Kaya KASIM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

MAYIS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011

Ocak 2015 HALI SEKTÖRÜ Ocak Aralık Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 01/2015 Page 1

2010 ŞUBAT AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Orta Asya da Çin ve Rusya Enerji Rekabeti

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 MART İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

Tarım & gıda alanlarında küreselleşme düzeyi. Hareket planları / çözüm önerileri. Uluslararası yatırımlar ve Türkiye

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

OCAK-EYLÜL 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRMESİ

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

ŞUBAT 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

AVUSTURYA VE MACARİSTAN DA TAHIL VE UN PAZARI

RUSYA FEDERASYONU ÜLKE RAPORU

NİSAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN DIŞ PİYASALARDAKİ DURUMU

EKİM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

MART 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

ÇİMENTO SEKTÖRÜ

Araştırma Notu 15/179

GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI

2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI. (40 Test Sorusu)

Amerikan Stratejik Yazımından...

Enerji Ülkeleri.Rusya En Zengin..! 26 Ocak 2015

TEKSTİL SEKTÖRÜNÜN 2014 YILI MART AYI İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

değildir. Ufkun ötesini de görmek ve bilmek gerekir

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKĠYE DÜNYANIN BOYA ÜRETĠM ÜSSÜ OLMA YOLUNDA

ÇİMENTO SEKTÖRÜ Aylar İtibariyle Toplam Çimento Satışı

PETROL BORU HATLARININ ÇUKUROVA'YA KATKILARI VE ÇEVRESEL ETKİLERİ

GÜNLÜK BÜLTEN 23 Mayıs 2014

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

Eylül 2013 B.H. AB VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

Türk araçlarının taşıma yaptığı ülkelere göre yoğunlukları gösterilmektedir. Siyah: ilk 15 ülke

Son 5 yıldır Orta Doğu pazarında %48 gibi bir Pazar kaybı yaşayan Türkiye, bu pazarı tekrar kazanabileceği değerlendirilmektedir.

EYLÜL 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Doğu Akdeniz de Enerji Savaşları

OCAK-AĞUSTOS 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2009 OCAK - ŞUBAT İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

TEKSTİL SEKTÖRÜNÜN 2009 YILI MAYIS AYI İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

TEMMUZ 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

Çarşamba İzmir Basın Gündemi

HALI SEKTÖRÜ. Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

CEZAYİR ÜLKE RAPORU

2017 YILI TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

2014 YILI ŞUBAT AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

AĞUSTOS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

2014 YILI NİSAN AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

109 MİLYAR DOLARLIK YABANCI PORTFÖYÜ VAR

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

Güncel Jeo-Politik ve D-8 Cuma, 08 Aralık :55

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

AZERBAYCAN MİLLİ GÜVENLİK STRATEJİSİ BELGESİ

A) Siyasi birliklerini geç sağlamaları. B) Sömürge alanlarını ele geçirmek istemeleri. C) Sanayi devrimini tamamlayamamaları

İZMİR TİCARET ODASI AZERBAYCAN ÜLKE RAPORU

2011 YILI OCAK- KASIM DÖNEMİNDE HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

HALI SEKTÖRÜ. Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2013 HAZİRAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ VE SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ SEKTÖRÜNDE DÜNYA İTHALAT RAKAMLARI ÇERÇEVESİNDE HEDEF PAZAR ÇALIŞMASI

Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA. Yenilenebilir Enerji Kaynakları

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 EYLÜL İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

Lojistik. Lojistik Sektörü

SAYIN TAKİPÇİLERİMİZ,

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER KÜRESEL EKONOMİYİ ROTASINDAN ÇIKARABİLECEK 10 BÜYÜK TEHLİKE

Dış Ticaret Verileri Bülteni

Transkript:

Doğu Akdeniz Güvenlik Mimarisi ve Küresel Güç Đlişkileri Bakımından Đsrail, Kıbrıs Đlişkileri Hüseyin Canyaş * - Süha Kocakuşak ** - F.Orkunt Canyaş *** Özet: Kıbrıs adası global siyaset ajandasındaki önemini tarihin değişik dönemlerinden günümüze kadar korumuştur. Bu önem, yeni bir yapılanma süreci içinde bulunan Doğu Akdeniz, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri bağlamında daha da artmaktadır. Kıbrıs, bölgedeki enerji kaynaklarının dış dünyaya açılımını sağlayan Doğu Akdeniz deki ulaştırma terminallerine yakınlığı ve bunları kontrol edebilecek konumda olmasının yanında 21. yüzyılda değişen küresel güvenlik dengeleri bakımından da çok önemlidir. Global konumlanma dışında Türkiye nin milli güvenlik siyaseti içerisinde dış güvenlik açısından en önemli konsept, Yakın Çevre Güvenliği Stratejik Algı ve Kavrayışı dır. Türkiye nin Çekirdek Güvenlik Alanı olarak tanımlayabileceğimiz Kıbrıs, siyasi paydaşları olan ABD ve küresel politikalardaki müttefiki Đngiltere ile Avrupa Birliği, Türkiye ve Yunanistan ın yanında Đsrail devleti için de çok önemlidir. Anahtar Kelimeler: Kıbrıs, Doğu Akdeniz, Ortadoğu, Đsrail, küresel politikalar. The Eastern Mediterranean Security Architecture, and the Relations between Israel and Cyprus in Terms of Global Power Relations Abstract: The Island of Cyprus has hitherto maintained its importance on the global political agenda ever since different historical periods. This importance has been further increasing in the context of the Eastern Mediterranean, Middle East, and orth Africa countries that are in the process of re-structuring. The Island of Cyprus is important also because it is close to the transportation terminals in the Eastern Mediterranean, which provides an outlet for the energy sources in the region, and it is so located as to keep these sources under control. Cyprus has gained importance in terms of global security balance that has changed in the 21 st century. However, apart from the global positioning, the most important concept in Turkish national security policy in terms of external security is Close Environmental Safety, Strategic Perception and its understanding. In this regard, Cyprus has become an indispensable isle for the Security Architecture established in the Eastern Mediterranean Cyrus that can be defined as Core Security Region is important not only for her political stakeholders England, Turkey and Greece but also for Israel. Jewish culture having the conception of super ethnic origins makes it necessary for Israel to influence not only the land on which it was founded, but also the Eastern Mediterranean. We can say that Cyprus is a gate opening to the West for Israel. Key Words: Cyprus, Eastern Mediterranean, the Middle East, Israel, global politics. * Doç.Dr. Doğu Akdeniz Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Gazimağusa/KKTC. ** Yard. Doç. Dr. Doğu Akdeniz Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Gazimağusa/KKTC. *** Dr. Gazi Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Sosyal Bilimler, Ankara/Türkiye. Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 46, Sayı 2, Haziran 2013, s. 111-128.

112 Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 46, Sayı 2 GĐRĐŞ Uluslararası ilişkilerde güç dengesi; belli bir coğrafya içinde bir ülkenin diğerlerine açık bir tehdit oluşturması durumunda tehdide maruz kalan devletlerin kendi menfaatleri doğrultusunda ittifak oluşturmaları ve o devlete karşı tavır almaları şeklinde tanımlanabilir. Soğuk Savaş esnasında ABD-SSCB olarak bulunan dünyadaki iki kutuplu güç dengesinin varlığı günümüzde değişmiş, yerine global strateji anlayışı, çok taraflı/çok boyutlu yeni dünya düzeni ortaya çıkmıştır. Bu itibarla dünya üzerinde eski güvenlik eksenleri kaymış, küresel ve bölgesel değerlerin birlikte önem kazandığı yeni güvenlik eksenleri belirmiştir. Artık yeni dünya düzeni içinde global ve bölgesel değerler birlikte ön plana çıkmaktadır. Bu eksenlerden biri de Afro-Avrasya ekseni olup, bu eksen çalışma konumuz olan Kıbrıs adası üzerinden geçmektedir (Demir, 2012). Akdeniz in doğu kesiminde bulunan Kıbrıs adası, Asya-Avrupa ve Afrika kıtalarının birbirine en çok yaklaştığı yerde bulunan konumuyla dünyadaki ayrıcalıklı coğrafyalardan biridir. 9. 251 km 2 yüzölçümüne sahip olan ada; Türkiye den 70, Suriye den 100, Đsrail den 274, Mısır dan 370, Rodos tan 400 ve Yunanistan dan 800 km uzaklıktadır. Adadaki kültür tarihinin ve demografik yapının gelişimi, çoğunlukla komşu olduğu bu bölgelerden etkilenmiştir. Tarih boyunca değişik halkları barındıran adanın kuzeyinde bugün Müslüman Türkler ve güneyinde Ortodoks Rumlar yaşamaktadır. Siyasi açıdan Müslüman Türkler, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nin şemsiyesi altında ve Ortodoks Rumlar ise uluslararası anlaşmalara aykırı şekilde Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanınan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) nin egemenliği altında yaşamaktadır. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Kıbrıs Cumhuriyeti adı ile Avrupa Birliğine Mayıs 2004 te tam üye olarak kabul edilmiştir. Bu şekilde Güney Kıbrıs, AB nin yeni üyesi olarak AB nin ve Yunanistan ın manyetik alanına ve kontrolüne girerken Libya, Mısır ve Suriye deki siyasi gelişmeler ve hızlı değişim, Kıbrıs ın en büyük küresel güç olan ABD açısından önemini arttırmıştır. Ancak Kıbrıs ın önemi sadece ABD açısından değil diğer önemli küresel aktörler tarafından da yakından takip edilmektedir. Bu aktörlerden biri de Đsrail olup, Đsrail in Kıbrıs adası üzerindeki ilgisi ve tarih boyunca sürdürdüğü emeli, bugün de kapsamlı bir şekilde sürmektedir (Aslan, 2011). Zira Kıbrıs adası geçmişte olduğu gibi günümüzde de stratejik öneme sahiptir. Geçmişteki önemi; deniz ticaret yolları üzerinde Girit ile birlikte bulunması, üç kıtanın geçiş yolunda olması ve Süveyş Kanalı açıldıktan sonra öneminin artmasından kaynaklanmaktadır (Manisalı, 2002: 21). Günümüzdeki önemi ise; halen devam eden geçmiş stratejik önemine ek olarak Ortadoğu, Kafkaslar ve Kuzey Afrika daki petrol ve doğal gaz rezervlerine yakın olmasından kaynaklanmaktadır.

Doğu Akdeniz Güvenlik Mimarisi ve Küresel Güç Đlişkileri Bakımından Đsrail, Kıbrıs Đlişkileri 113 Bu noktada özellikle egemen güçlerin uluslararası ilişkilerde hareket tarzını belirleyen bağımlılık kavramına ve bu kavramın iki farklı boyutuna vurgu yapılması gerekmektedir. Bunlardan ilki, çatışmaları önleyici bir bağımlılık olarak ülkeler arasındaki ticari, sanayi ve askeri ekonomik ilişkilerde bağımlılık, ikincisi ise; çatışmaları arttırıcı bir unsur olarak sermaye ve doğal kaynaklara bağımlılıktır. Birincisinde temel olarak ülkeler arasında ticaret olanağı arttıkça savaş ve çatışma olasılığı azalmaktadır. Đkincisinde ise ülkelerin doğal kaynaklar üzerinde bağımlılıkları arttıkça bağımlı olan ile doğal kaynak sahibi ülkeler arasında çatışma riski artmaktadır (Mehmetçik, 2011). Bu noktada bizim incelediğimiz husus da kavramın ikinci boyutudur. Bölgede çatışma riski nedeniyle 20. yüzyılın yarısından itibaren enerjiye dayalı yeni bir stratejik anlayış oluşmaya başlamış ve bununla ilgili bölgesel ve bütünsel enerji haritaları çıkarılmıştır. Böylece Ortadoğu ve Hazar bölgesi enerji kaynakları da dünya üzerinde egemenlik kurmayı amaçlayan ülkelerin ilgi odağı olmuştur (Davutoğlu, 2004: 175). Arap yarımadası, Hazar Denizi, Kafkasya, Orta Asya bölgesi bir dörtgen olarak dünya enerji stokunun merkezidir. Petrolde dünyanın dörtte üç, doğal gazda ise üçte birlik rezervine sahiptir (Aydın, 2008: 22). Zira dünyanın kanıtlanmış doğalgaz rezervlerinin %34 ü Ortadoğu dadır. Dünya petrol rezervlerinin %65.4 üne sahip olan Ortadoğu bölgesi, Mısır, Libya, Cezayir ve Tunus un rezervleri de eklenince dünya rezervlerinin toplam %69.6 sına tekabül etmektedir (Toğa, 2011). Öte yandan Orta Asya havzası ise iki temel nedenden ötürü küresel güç dengelerinin önemli bir öğesi durumundadır. Birincisi bu bölgenin, Asya nın yükselen ekonomik güçleri olan Çin ve Hindistan gibi ülkelerin yanı sıra eski bir süper güç olan Rusya ya komşu olması, ikincisi ise, Ortadoğu nun ardından en zengin ikinci petrol ve doğal gaz rezervlerine sahip olmasıdır. Yükselen güçlere komşu olma ve enerji rezervlerini barındırma hususlarının yanı sıra bölgenin güvenlik stratejileri açısından da vazgeçilmez olması bölgenin önemini daha da arttırmıştır (Toğa, 2011). Bu durumda küresel petrol ihtiyacını karşılayabilecek ve bu maksatla üretimi arttırabilecek bölge Ortadoğu olmakla beraber Orta Asya dan çeşitli boru hattı projeleri ile Akdeniz e getirilecek olan petrol ve doğalgaz üretimi de hesaplandığında Kıbrıs ın stratejik konumunu daha da pekiştirmektedir. Dünya da tüketilen enerjinin ¼ ünü tek başına tüketen ABD, bu tüketimin %27 sini ithal etmektedir. ABD Enerji Bakanlığına göre, enerji tüketiminin ithalata bağımlılık oranının 2025 yılında, %38 e yükseleceği tahmin edilmektedir. ABD tükettiği petrolün yaklaşık 1/3'ünü ancak üretebilmektedir. ABD'nin rezervleri bu üretim hızı ile ancak 10-11 yıl yetecek düzeydedir. Bu üretimin bitmesi halinde, tamamen dışa bağımlı bir ülke olacaktır (Üşümezsoy, 2006, 15). ABD, küresel petrol tüketiminin %25 ini gerçekleştirmekte olup petrolün, ithalatı içindeki bağımlılık oranı 2006 yılındaki %54 lük seviyesinden, 2025 yı-

114 Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 46, Sayı 2 lında %70 e yükselmesi beklenmektedir. ABD nin günlük petrol tüketiminin 2010 lu yıllarda 95 milyon varile ve 2020 lerde ise, 115 milyon varile artacağının hesaplandığı düşünüldüğünde (Üşümezsoy - Şen, 2003: 214) konunun küresel güçler ve küresel güç sahibi olmak isteyen ülkeler açısından önemi ortadadır. Görüldüğü gibi Kıbrıs; hem Ortadoğu, Kafkaslar ve Kuzey Afrika daki enerji kaynaklarının dış dünyaya açılımını sağlayan Doğu Akdeniz deki ulaştırma terminallerine yakınlığı ve bunları kontrol edebilecek bir konumda olması ve hem de dünyanın potansiyel kriz bölgeleri olan Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Kafkaslara yakınlığı nedeniyle askeri bakımdan avantajlı bir konumdadır. Ancak bugün Kıbrıs ın bütün bu özelliklerine ek olarak Doğu Akdeniz de bulunan ve bulunması muhtemel doğalgaz rezervlerine yakınlığı da ortaya çıktığından adanın konumu daha da önem kazanmıştır. KIBRIS I STRATEJĐK PAYDAŞLARI Giriş bölümünde belirtildiği gibi; Kıbrıs, egemen küresel güçlerin Avrasya- Ortadoğu ve Balkanlar politikalarının kesiştiği bir merkezdedir. Bu nedenle Kıbrıs adası; jeopolitik, jeostratejik ve jeoekonomik önemlerinden dolayı dünya siyaset ajandasının baş rol oyuncularından biri olmuştur. 1571 yılında Osmanlı Đmparatorluğu tarafından fethedilen Kıbrıs, 1878 de Rusya ya karşı Đngiltere nin diplomatik desteğinin diyeti olarak Đngiltere nin geçici yönetimine bırakılmış, Misak-ı Milli sınırları içinde olmasına rağmen 1914 yılında Đngiltere tarafından ilhak olmuştur. Daha sonra yaşanan gelişmeler 1960 yılında Đngiltere, Türkiye ve Yunanistan ın garantör devlet olarak belirlenmesi sürecini getirmiştir. 1952 yılında Türkiye de NATO ya kabul edilmiştir. Böylece SSCB doktrinlerinin Orta Doğu da yayılması engellenmeye çalışılmış ve Arap milliyetçiliğine set çekilmesi hedeflenmiştir. 1990 da Doğu Blokunun dağılması ile Avrupa için ideolojik ve askeri tehdidin ortadan kalkması Avrupa da önemli değişikliklere neden olmuş, Avrupa Birliğinin bölgeye ve dünyaya bakış açısı değişmiştir. Ancak 1990 lardan günümüze kadar süregelen Irak sorunu 11 Eylül saldırıları ile birlikte yeni stratejik birliktelikler doğurmuştur. Bugün ABD nin Afganistan da devam eden harekatı 1 ile Đran ın nükleer tehdidi 2 de düşünüldüğünde Ortadoğu, Doğu Akdeniz, Ege, Süveyş Boğazı, Kı- 1 11 Eylül 2001 de ABD de meydana gelen terör saldırılarının hemen arkasından, ABD ve koalisyon ülkeleri, teröristleri barındırdığı gerekçesiyle Afganistan a askeri müdahalede bulunmuştur. 2 Batı kamuoyunun Đran'ın nükleer çalışmalarıyla ilgili endişeleri 2000'lerin başında hızla artmaya başlamıştır. Đran ve Batı ülkeleri arasındaki görüşmelerden sonuç alınamaması üzerine sorun gerginliğe dönüşmüş ve Türkiye bu dönemde taraflar arasında "kolaylaştırıcı" rol üstlenerek diplomatik girişimlerini artırmıştır. Ancak gerginliğin artması, askeri müdahale seçeneklerinin tartışılması ve meselenin krize dönüşme emareleri göstermesiyle birlikte Türkiye sürece daha fazla müdahil olmuştur. Türkiye-Brezilya-Đran görüşmelerine öncülük eden Ankara, "arabuluculuk" rolü üstlenmiştir. Bugün farklı platformlarda çözüm arayışları devam ederken, Đran üzerindeki baskılar artarak devam etmektedir.

Doğu Akdeniz Güvenlik Mimarisi ve Küresel Güç Đlişkileri Bakımından Đsrail, Kıbrıs Đlişkileri 115 zıldeniz ve Körfez üzerinde stratejik hesaplar yapan hiçbir küresel veya bölgesel gücün Kıbrıs adasını ihmal edemeyeceği gerçeği ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, uluslararası siyaset bakımından Kıbrıs ın birden fazla olan paydaşları konusuna değinmek yerinde olacaktır. Ancak bu konuya değinirken öncelikle stratejik paydaş olarak değerlendirdiğimiz Đngiltere, gerek Ada nın sömürge dönemindeki hakimi olması ve gerekse Anglo-Sakson dayanışması ile özellikle 11 Eylül saldırılarından sonra ABD nin oluşturduğu koalisyonun kayıtsız şartsız bir destekçisi olması nedeniyle bu konuda ABD den farklı tepkiler veren AB ülkelerinin dışında ayrı bir paydaş olarak değerlendirilmiştir. Stratejik Paydaş Olarak Đngiltere Geçmişte olduğu gibi günümüzde de denizlere hakim olmak suretiyle Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Pasifik te kontrolü elinde bulundurmak isteyen Đngiltere için Kıbrıs; Akdeniz ve Süveyş Kanalı yolu ile Pasifik ve Hint Okyanusu na uzanan deniz yollarını Akdeniz içinde kontrol edebilen bir nokta olarak son derece stratejik bir konuma sahiptir. Kıbrıs taktik ve stratejik hava kuvvetlerinin konuşlandırılmasına, balistik füze rampalarının yerleştirilmesine de imkan veren son derece önemli bir hava üssü niteliğindendir. Nitekim kara, hava ve deniz kuvvetlerinin kullanabileceği Dikelya ve Ağratur da iki üsse sahip olan Đngiltere ve müttefiklerinin bölgesel bir savaşta adayı haberleşme ve lojistik destek amaçlı kullanabilmesi mümkün olacaktır (Çakar, 2002: 327). Bu nedenle Đngiltere nin 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti nin kuruluşundan sonra ada ile ilgisi; üslerinin varlığını devam ettirme koşullarını sağlama noktasında olmakla birlikte Süveyş Kanalı nın korunması ve Doğu Akdeniz in güvenliği bakımından Đngiltere Kıbrıs taki yukarıda ismi zikredilen iki askeri üssünden vazgeçmiş değildir. Bu üslerdeki dijital dinleme sistemleri ile askeri ve diplomatik görüşmeler izlenebildiği gibi her türlü deniz taşımacılığı da kontrol edilebilmektedir. Stratejik Paydaş Olarak ABD ABD nin Kıbrıs politikası bölgedeki genel dengeler dikkate alınarak oluşturulmaktadır. 1960 lı yıllara doğru Ortadoğu daki gücünü ve prestijini kaybetmeye başlayan Đngiltere nin bölgedeki rolünü ABD ye devretmesiyle Ortadoğu da etkin bir rol üstlenen ABD, Soğuk Savaş döneminde SSCB nin bu bölgelere nüfuzunu önlemeye çalışmak ve yeni kurulan Đsrail devletine destek olmak bakımından Kıbrıs ile ilgilenmiştir. 1983 de KKTC nin ilanına tepki gösteren ABD, 1990 lı yıllara kadar konuyu NATO nun Güneydoğu kanadının bütünlüğü içinde değerlendirmiş ve 1990 sonrası yoğunlaşan GKRY-AB ilişkilerini de Kıbrıs sorununa çözüm bulunmasını kolaylaştıracağı ve Türkiye yi de AB ye yakınlaştıracağı gerekçesiyle desteklemiştir (Çakar, 2002: 327-329). Orta Asya nın ABD açısından önemine gelince bununla ilgili ABD açısından temelde iki strateji olduğunu görürüz. Bunlardan ilki kendi hegemonik gücünün devamının sağlanması diğeri ise; enerji rezervlerinin dünya piyasalarına aktarılması-

116 Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 46, Sayı 2 dır. ABD nin bölgeye yönelik diğer politikaları bu iki temel strateji temelinde türemiş ve bu temel hedefleri sağlamak amacıyla belirlenmiştir. Çünkü Orta Asya da ekonomik anlamda ABD ye rakip olabilecek Rusya, Çin ve Hindistan ın bölgeye kara bağlantısı vardır. Zira enerji politikaları açısından ABD nin amacı Orta Asya nın zengin doğalgaz kaynaklarını Türkiye (Nabucco) 3 yoluyla Avrupa ya aktarmak ve enerji rezervlerinin bu şekilde dünya piyasasına açılmasını sağlamaktır (Toğa, 2011). Stratejik Paydaş Olarak Avrupa Birliği Soğuk Savaş dönemi boyunca Avrupa'nın hemen güneyinde yer alması nedeniyle Avrupa güvenliği açısından önem verilmesi gereken bir alan olan Akdeniz bölgesi, Avrupa ülkeleri için özellikle sağladığı işgücü açısından da önemli olmuştur. Özellikle Mağrip ülkelerinin (Fas, Tunus, Cezayir) sağladığı ucuz işgücü Avrupa ülkeleri için önemli bir gelir kaynağı olma özelliği taşımış ve bu da, topluluk üyesi ülkeler ile Akdeniz ülkeleri arasındaki ilişkilerin özel bir boyutunu oluşturmuştur. Ancak Soğuk Savaş ın sona erip Dünya egemenliği politikalarında ABD ile işbirliği yapan Đngiltere dışında farklı hedefleri olan bir başka grup olarak ortaya çıkan bu paydaş grup; Marmara Denizi üzerinden Karadeniz e, Süveyş üzerinden Kızıldeniz e ve Irak üzerinden Basra Körfezine ulaşmayı amaçlamaktadır. Bu amaçlarına ulaşabilmek için geçecekleri tek bir kapı vardır ki bu kapı Kıbrıs adasıdır. Öte yandan Avrupa Birliği nin en büyük eksikliği yeterli enerji ve doğal kaynaklardan yoksun olmasıdır. Bu nedenle Avrupa Birliği Soğuk Savaş ın bitmesinin hemen ardından Kıbrıs konusunda önceleri BM gözetiminde yürütülen toplumlararası görüşmelere destek vererek uzak durma noktasını benimsemişken, (Çakar, 2002: 327-329) 1990 da GKRY nin yaptığı tam üyelik müracaatından itibaren bu görüşünü değiştirmiş ve Kıbrıs adasının ticaret ve enerji yolları ile askeri açıdan da AB nin Doğu Akdeniz deki ileri karakolu ve köprübaşı olabileceği (Manisalı, 2002: 79-80) düşüncesiyle 2004 yılında GKRY ni tam üyeliğe almıştır. Böylece sınırlarını genişleten Avrupa Birliği için sanayisinin ihtiyaç duyduğu enerji kaynaklarını yeni komşuları olan Ortadoğu ülkelerinden sağlamak çok daha kolay olmuştur. 3 Nabucco, Avrupa ve Asya arasındaki yeni doğal gaz köprüsüdür. Hazar Denizi Bölgesi ve Orta Doğu gibi dünyanın en zengin doğal gaz kaynaklarını barındıran bölgeleri Avrupa tüketici pazarına bağlayacak bir projedir. Bu boru hattı Türkiye yi, Orta Avrupa nın en önemli doğal gaz dağıtım merkezlerinden biri olan Avusturya daki Baumgarten a, Bulgaristan, Romanya ve Macaristan üzerinden bağlayacaktır. Önümüzdeki yirmi yılda Avrupa'nın doğal gaz talebinin büyük oranda artması beklenmektedir. Avrupa'nın gelecekteki doğal gaz talebi ile ilgili beklenmeyen bu artışı karşılayabilecek yeterli doğal gaz rezervleri Avrupa çevresinde mevcuttur. Buradaki en büyük zorluk doğal gazın tüketicilere en iyi şekilde nasıl ulaştırılacağıyla ilgili konudur. Şu anda bu kadar büyük hacimde doğal gazı Avrupa doğal gaz pazarına ulaştırabilecek kapasitede bir oluşum bulunmamaktadır. Ek olarak, zengin doğal gaz kaynaklarını barındırdığı halde henüz Avrupa ile bağlantısı sağlanmamış tek bölge Hazar Denizi Bölgesi ile Orta Doğu'dur. Bu nedenle Nabucco, Avrupa için yeni bir tedarik rotası açacağından yukarıda vurgulanan soruya cevap niteliğindedir. Nabucco aynı zamanda hem lojistik hem de ekonomik açıdan Hazar havzasından çıkan en uygun ulaştırma rotasıdır, bu durum Nabucco'yu görüşülen diğer alternatiflerden daha cazip kılmaktadır (12.11.2012).

Doğu Akdeniz Güvenlik Mimarisi ve Küresel Güç Đlişkileri Bakımından Đsrail, Kıbrıs Đlişkileri 117 Stratejik Paydaş Olarak Türkiye Uluslararası anlaşmalarla Yunanistan a verilen Ege adalarından sonra Kıbrıs, Türkiye nin Akdeniz deki güvenliği bakımından son derece önemli bir konuma gelmiştir. Çünkü Kıbrıs Türkiye nin bölgeye yönelik deniz ulaşım hatlarını kontrolü altında bulundurmaktadır. Öte yandan Ada nın, Azerbaycan ve Irak petrollerinin ulaştığı Adana-Ceyhan-Yumurtalık Petrol Boru Hattına 65 km mesafede bulunması stratejik savunma derinliği bakımından son derece önemlidir. Kıbrıs ta konuşlandırılacak askeri güçler, özellikle deniz ve hava kuvvetleri ile orta ve uzun menzilli füzeler adanın merkezi konumu nedeniyle bütün Anadolu yu tehdit eder hale gelebilmektedir. Ada ayrıca Doğu Akdeniz kıta sahanlığının paylaşımı, deniz yetki alanları, arama kurtarma bölgesi ve hava ulaşımı bakımından büyük öneme sahiptir. Diğer taraftan ise; Türkiye nin içinde bulunduğu coğrafya dünyanın en istikrarsız ve sıcak çatışmalarının olduğu bölgesidir. Orta Doğu, Kafkaslar ve Balkanlar tam olarak istikrara kavuşmadığı sürece, Türkiye nin güvenliği tehdit altında olacaktır. Kıbrıs ın Türkiye nin etkin olmadığı bir siyasi birliğin kontrolü altına girmesi durumunda, günümüzde Ege de Yunanistan la yaşamış olduğu karasuları, kıta sahanlığı ve hava sahası gibi sorunların benzerleri ile bu kez Kıbrıs ta karşılaşması söz konusu olacaktır. Bu nedenle Türkiye nin Doğu Akdeniz deki ulusal çıkarlarını koruyup koruyamayacağı konusunda Kıbrıs politikası adeta bir sınav niteliğindedir. Zira yeni global siyaset anlayışında çekirdek güvenlik alanlarının oluşturulması zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Bu düşünceye göre; 21. yüzyılın güvenlik dengeleri bakımından dünyada bazı bölgeler belirleyici özellik taşımaktadır. Türkiye nin Doğu Akdeniz Güvenlik Mimarisinin bir paydaşı olarak yer alabilmesi için Kıbrıs taki kendi menfaatlerini iyi koruması ve bunu dünyaya ispat etmesi gerekecektir. Yani Türkiye Kıbrıs konusunda uluslararası bir sınavdan geçmektedir. Bu çerçevede Kıbrıs, Türkiye nin Hazar-Karadeniz-Boğazlar-Ege Denizi-Doğu Akdeniz-Süveyş-Basra Körfezi hattından oluşan yolun deniz kuşağı ile ilgili genel bir stratejisinin kilit unsuru olarak özel bir önem taşımaktadır (Davutoğlu, 2004: 175). Diğer yandan Türkiye yi yalnızca Ortadoğu için değil aynı zamanda Kafkasya ve Orta Asya için de bir harekat noktası olarak gören en büyük küresel güç olan ABD yönetimi açısından, Türkiye nin Kıbrıs konusundaki stratejik paydaşlığına doğrudan etki eden bir başka husus ise; (Yetkin, 1999: 23-34) Türkiye nin, KKTC nin hamisi konumunda olmasıdır. Stratejik Paydaş Olarak Yunanistan Kıbrıs adası Yunanistan için tarihi, demografik ve kültürel bağlarının bulunması ve bu bağların devamı açısından önemlidir. Diğer taraftan Yunanistan sürekli olarak Türkiye yi askeri bir tehdit olarak görmektedir. Türkiye nin güneyinde bulunan Kıbrıs adasının Yunanistan ın kontrolüne geçmesiyle Türki-

118 Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 46, Sayı 2 ye nin askeri olarak hareket kabiliyeti sınırlanacaktır. Ege Denizi ve Akdeniz e Türkiye nin açılımını her fırsatta engellemeye çalışan Yunanistan için Kıbrıs adası büyük bir stratejik önem taşımaktadır. Böylelikle Yunanistan Türkiye nin hareket kabiliyetini batıdan ve güneyden kısıtlamaktadır. Ege ve Akdeniz in kontrolünü elinden bırakmak istemeyen Yunanistan, Bakü-Ceyhan Hattı ile Đskenderun Körfezine akan Orta Asya petrolünün dünya pazarlarına ihracatının Türkiye tarafından yapılmasından büyük rahatsızlık duymaktadır. Yunanistan, Kıbrıs adasının tamamının kontrolünü elinde tutmayı arzu etmektedir. Böylece Yunanistan istediği takdirde dış ticaretinin büyük bir kısmını deniz yoluyla yapan Türkiye nin ekonomisini felce uğratabilecek ve savunmasını çökertebilecek bir silaha kavuşmuş olacaktır (Elekdağ, 1988). Bu nedenlerden dolayı Ege Adalarına hakim olan Yunanistan ın bu hakimiyetini Doğu Akdeniz le bütünleştirmek istemesi Kıbrıs la ilgilenmesi sonucunu beraberinde getirmekte ve bu ülkeyi stratejik paydaş yapmaktadır. Stratejik Paydaş Olarak Rusya Tarih boyunca Akdeniz e inme ve burada kalıcı olarak yerleşme amacında olan Rusya nın adaya olan ilgisi her dönem devam etmiştir. Soğuk Savaş Döneminde Sovyetler Birliği nin Kıbrıs adası için başlıca amacı, başta ABD olmak üzere NATO üyesi ülkelerin adadaki etkilerini en alt seviyede tutmak, buna karşılık adanın bir bütün olarak bağımsız ve bağlantısız statüsünü korumak olmuştur. SSCB, Soğuk Savaş ın bitiminden sonra Rusya olarak ekonomik açıdan sıkıntılı günler geçirirken bu tıkanıklığı aşmak için silah satışına yönelmiştir. Ayrıca sanayileşerek kalkınma planını geriye itip kendi toprakları üzerinden geçen boru hatları vasıtasıyla enerji kaynaklarını satarak kalkınmasını sağlama yoluna gitmiştir (Friedman, 2010: 143). Ancak Rusya açısından Orta Asya dan Avrupa ya giden enerji ve ticaret hattına özellikle Türkiye vasıtasıyla Batı Asya, Doğu Akdeniz ve Güney Asya da alternatif yollar gündeme gelmesi bir tedirginlik yaratmıştır. 4 Daha önceden Güney Kıbrıs Rum Kesimi ne yerleştirilmek istenen S-300 füzeleri ve PKK eylemleri nedeniyle Doğu Akdeniz in Bakü-Ceyhan boru Hattı açısından güvenlikli olmadığını küresel güç merkezlerine ispat etme çabası içinde olan Rusya, en son doğal gaz arama gerginliğinde de 5 Güney Kıb- 4 Güney Akım Doğalgaz Projesi, birincisi Rusya'nın dünyanın en büyük doğalgaz boru hattı olan Nabucco'yu devre dışı bırakmak ikincisi ise sürekli sorun çıkaran Ukrayna'yı pas geçmek için ortaya attığı bir projedir. Hattın Türkiye'nin, Karadeniz'deki ekonomik alanı olarak tanımlanan egemenlik sahasından geçmesi söz konusudur. Türkiye, Karadeniz'de sismik araştırma yapmayı talep eden Rusya'ya sıcak bakmaktadır. Rusya bu projeyle Orta Asya'daki doğalgazı kendi eliyle Avrupa'ya taşımayı ve böylece enerji koridorunun en büyük söz sahibi ülkesi olmayı hedeflemiştir. Ancak buna rağmen Nabucco projesi için gereken tüm girişimler başlamış, anlaşmalar yapılmış ve imzalar atılmıştır. Böylelikle Nabucco'nun en önemli ortaklarından biri de Türkiye olmuştur. Kaynak: http://nabuccoprojesi.blogcu.com/mavi-akim-projesi-ve-nabuccoprojesi/5904630, (06.11.2012) 5 Güney Kıbrıs'ın Đsrail ile oluşturduğu 'münhasır ekonomik bölge'de Amerikan NOBIL şirketi tarafından işletilen 12. parselde sondaja başlamasının yarattığı krizdir. Buna karşılık Türkiye, Güney Kıbrıs'ta petrol ve doğalgaz arayan uluslararası şirketleri uyararak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile işbirliği yapacak şirketlerin

Doğu Akdeniz Güvenlik Mimarisi ve Küresel Güç Đlişkileri Bakımından Đsrail, Kıbrıs Đlişkileri 119 rıs ın tarafında yer almak suretiyle aynı senaryoyu üretmektedir (Davutoğlu, 2004: 175). Böylece bölgede yeni gerginlikler çıkartılması sayesinde Doğu Akdeniz bölgesini istikrarsızlaştırarak Hazar petrol ve doğalgaz havzası ve nakil yolları konusundaki pazarlıklarında kendisi lehine önemli bir diplomatik manevra alanı kazanmayı hedefleyen Rusya her ne kadar Bakü-Ceyhan hattının tamamlanması ile bu konuda kısmen yenilgiye uğramış ise de; Orta Asya dan gelen enerjinin nakli hususunda merkez ülke olma konumunu devam ettirmeyi arzulamaktadır. Nitekim Mavi Akım projesi yoluyla bu konuda Türkiye nin üçüncü ülkelerle kendi başına enerji anlaşmaları yapması olasılığını ortadan kaldıran Rusya, doğal olarak Nabucco projesine de karşı çıkmaktadır 6. Bu konuda Rusya nın temel stratejisi NATO yu parçalamak ve Doğu Avrupa yı tecrit etmektir. Bu stratejinin kilit ülkeleri Almanya ve Fransa dır. Özellikle Almanya Rusların doğal gazına muhtaç (Friedman, 2010: 156) olduğundan dolayı Rusya hem GKRY nin Doğu Akdeniz deki doğal gaz aramalarında işbirliği yapmak 7 suretiyle bölgedeki gücünü arttırmaya çalışmakta ve hem de bu bölgeyi gerginleştirip istikrarsızlaştırmak suretiyle kendi enerji politikalarının geçerliliğini sağlamaya çalışmaktadır. DOĞU AKDE ĐZ GÜVE LĐK MĐMARĐSĐ Dünyanın yeniden yapılanma süreci içinde olduğu yeni yüzyılda geçmişte jeopolitik olarak önemli olan bazı bölgeler ve ülkeler bugün önemlerini yitirmişlerdir. Stratejik güce sahip olan ülkeler de yeni dünya düzeninin tesisi için farklı arayışlara girmişlerdir Yeni global siyaset anlayışında çekirdek güvenlik alanlarının oluşturulması zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Bu düşünceye göre; 21. yüzyılın güvenlik dengeleri bakımından dünyada bazı bölgeler belirleyici özelgelecekte Türkiye'deki yeni enerji projelerine dahil edilmeyeceğini bildirmiştir. Kaynak: http://www.imctv.com/haber-guney-kibrisin-dogalgazi-buldugu-idda-ediliyor-267.html, (06.11.2012) 6 Avrupa'nın en hızlı büyüyen doğal gaz pazarı olan Türkiye'nin 1984'de SSCB ile yaptığı ilk doğal gaz anlaşmasından sonra Türkiye'nin diğer enerji kaynaklarına göre bir çok yönden üstün olan doğal gazla tanışması ve bu enerji kaynağını benimsemesi Türkiye'nin doğal gaza olan talebini hızla artırmaya başlamıştır. Doğal gaza olan talebin hızla artması üzerine o dönemde tek kaynak olan Rusya ile 1996'da ikinci doğal gaz anlaşması imzalanmıştır. Ancak Türkiye'nin genelde varolan enerji açığı Türkiye'yi alternatif doğal gaz kaynakları arayışına yöneltmiştir. Başta Azerbaycan ve Türkmenistan olmak üzere Mısır, Irak, Cezayir ve Nijerya ile doğal gaz alım görüşmelerinin başlatılması bu ülkelerin 90'lı yılların başlarında hızla büyüyen sanayisi ve artan nüfusuyla enerji açlığı çeken Türk doğal gaz pazarı için Rusya'yla rekabete girmelerine sebeb olmuştur. Bu rekabete çoktan hazır olan Rusya'nın girişimleri ile Mavi Akım olarak da bilinen üçüncü doğal gaz anlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşma ile Rusya, Türk doğal gaz pazarında mutlak hakimiyetini ilan etmiştir. Siyasi yönü ile de çeşitli tartışmalara neden olan Mavi Akım Projesi zaman zaman Türkiye ile Rusya arasında gerginliklerin yaşanmasına sebep olmuştur. Ancak, bütün bu tartışma ve soruşturmalara rağmen proje tamamlanmış ve 30 Aralık 2002'de boru hattı bir teslim protokolü ile resmen faaliyete geçirilmiştir. Türkiye ile Rusya arasındaki en büyük proje olan Mavi Akım Projesi'nin bitirilmesiyle Türk-Rus ilişkilerinde yeni ve/fakat sancılı bir dönem başlamıştır (Ogan, 2003). 7 Rum Simerini gazetesi; "Kıbrıs MEB'sinin Đki Parseli Rusya'ya - Doğalgaz Çıkarılması Konusunda Lefkoşa ve Moskova Arasında Anlaşma" başlıkları altında manşetten verdiği haberinde, Güney Kıbrıs ile Rusya arasında doğalgaz çıkarılması konusunda anlaşmaya varıldığını yazmıştır. http://www.ntvmsnbc.com/id/25291619/, (12.11.2012)

120 Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 46, Sayı 2 lik taşımaktadır. Bu bakımdan Doğu Akdeniz Havzası, kendisine has doğal yapısı ile dünya üzerinde ayrı bir jeostratejik bölge olarak geçmişte olduğu gibi günümüzde de ön plana çıkmaktadır. Çekirdek Güvenlik Alanı: Hazar havzasının güneybatı alt açılımı, Körfez havzasının batı açılımı ve Afro-Avrasya eklemlerinin kesişme noktası olarak çekirdek güvenlik alanı olarak tanımlanan Doğu Akdeniz alanı, kendine özgü yapısı itibarıyla, global denge içerisinde yeni bir denge alanı niteliğine kavuşma çabasındadır (Hanlı, 2004: 35). Şunu kesinlikle söyleyebiliriz ki; yeni dünya düzenin mimarı olan ve Atlas Okyanusu nun batısında bulunan Amerika Birleşik Devletleri açısından ve Atlas Okyanusu nun doğusunda bulunan Đngiltere, Fransa, Almanya, Rusya ile Akdeniz de Đtalya, Yunanistan ve Türkiye ile Ortadoğu da Đsrail, Akdeniz havzası içinde yer alan Kıbrıs ın taşıdığı önemden daha önemli başka bir stratejik coğrafya keşfedememişlerdir. Bu durum Doğu Akdeniz in yeniden yapılanmasını zorunluluk haline getirmektedir. Bu nedenle bu strateji Doğu Akdeniz Güvenlik Mimarisi olarak isimlendirilmektedir. Nitekim Doğu Akdeniz Güvenlik Havzası Mimarisi de bu zorunlulukların bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bu noktada nasıl Avrupa Güvenlik Mimarisi bakımından Balkanlar vazgeçilmez bir özellik gösteriyorsa Doğu Akdeniz Güvenlik Mimarisi bakımından da Kıbrıs vazgeçilmezdir. Dünya siyaset sahnesinde istikrarsız siyasi yönetimleriyle yerini alan Ortadoğu da demokrasi ve barışın sağlanması, dengelerin yeniden oturtulması için Doğu Akdeniz Güvenlik Mimarisi belirleyici bir rol üslenmektedir. Orta Doğu nun yüzyıllardır devam eden sorununu kendi içinde çözme arayışları şimdiye kadar boşa çıkmıştır. Bu sorun ancak Ortadoğu ya komşu Doğu Akdeniz de yeni bir güvenlik alanı mimarisinin başarılması ile çözümlenebilir. Bu bakımdan Doğu Akdeniz Güvenlik Mimarisi tüm bölgenin geleceği için belirleyici özellik taşımaktadır. Küresel güçler bakımından kendi politikalarının sorunsuz devamı ve böylece Batı ve Doğu Akdeniz havzasının tamamının güvenliği bakımından Kıbrıs adasındaki mevcut siyasal belirsizlik sürecinin kendi istedikleri şekilde çözülmesi de çok önemlidir. Günümüzde Ortadoğu da Irak ta, Doğu Akdeniz de; Kıbrıs, Suriye ve Lübnan da, Kuzey Afrika da; Tunus ve Mısır da yaşanan olaylar da 8 Doğu Akdeniz Güvenlik Mimarisi çalışmalarıyla ilgilidir. Bu noktada vazgeçilmez özelliği ile Kıbrıs adası, yakın gelecekte tesis edilecek olan global dengelerin merkezinde bulunmaktadır. 8 Arap Baharı Kuzey Afrika ülkeleri ve Ortadoğu ülkelerinde gerçekleşen devrim niteliğindeki verilen isimdir. Bu devrimlerin bahar diye adlandırmasının nedeni yüzyıllardır süregelen Arap ülkelerindeki diktatöryel rejimlere halkın isyan etmesidir. Bu isyanların temelinde diktatöryel rejimlerin yanı sıra işsizlik, gıda enflasyonu, siyasi yozlaşma, ifade özgürlüğü ve kötü yaşam koşulları vardır. http://www tuicakademi.org/index. php/kategoriler/ortadogu/3122-arap-bahari-nedir, ( 09.11.2012)

Doğu Akdeniz Güvenlik Mimarisi ve Küresel Güç Đlişkileri Bakımından Đsrail, Kıbrıs Đlişkileri 121 Yakın geçmiş içerisinde Yunanistan, Türkiye ve Đngiltere Kıbrıs konusunda baş aktörler olarak 9 ön plana çıkmışlarsa da soruna henüz bir çözüm getirilememiştir. Günümüzde ise Đsrail, Doğu Akdeniz Güvenlik Mimarisinin etkin bir aktörü olarak Kıbrıs meselesi ile yakından ilgilenmektedir. Bu nedenle çalışmamızda; Kıbrıs ın Doğu Akdeniz Güvenlik Mimarisinin merkezi üssü olması durumu bağlamında Đsrail- Kıbrıs ilişkileri ele alınmıştır. ĐSRAĐL Đ DEMOGRAFĐK YAPISI VE PROJEKSĐYO LARI Doğu Akdeniz kıyılarında yer alan Đsrail Devleti 14 Mayıs 1948 yılında bağımısızlığını ilan etmiş, 11 Mayıs 1949 yılında Birleşmiş Milletler tarafından tanınmış ve Teşkilatın 59. Üyesi olarak yerini almıştır. Đsrail Devletinin kuruluşu her ne kadar II. Dünya Savaşı sonrasında gerçekleştiyse de kaynaklar Yahudilerin bölgedeki harihini Đ.Ö. 4000 lere kadar dayandırmaktadır. 10 Doğu Akdeniz kıyısında sınırlı doğal kaynaklar üzerine kurulmuş olan Đsrail Devletinin yeni yerleşme alanlarına olduğu kadar, yeni tarım alanlarına ve su 9 Kıbrıs Sorunu: Tarih boyunca pek çok medeniyeti barındıran Kıbrıs adası 1571 tarihinde Osmanlı Devletinin sınırları içe katılmıştır. Osmanlı Devletinin adayı adayı fetetmesini takiben 1878 tarihine kadar geçen süre içinde yaklaşık 300 yıl boyunca Türklerin idarisinde kalan Kıbrıs da yaşayan birbirinden farklı etnik gruplar barış içinde yaşamışlardır. Đmparatorluğun zayıflama sürecine girmesiyle Batı aleminin Anadolu yarımadası ve Kıbrıs adası ile ilgisi artmıştır. Yine bu yıllarda yeni bir enerji kaynağı olarak petrolün keşfedilmesi, dünya petrol rezervlerinin %60 ının Ortadoğu da bulunması, buna karşılık sanayi devrimini gerçekleştiren Avrupa ve Amerika nın ihtiyaç duyduğu enerji gereksinimi ve adanın Ortadoğu yu denetleyecek stratejik konumda olması Kıbrıs ın Đngilizlerle tanışmasını sağlamıştır: 1878 de Sultan Abdülhamit zamanında, Osmanlının kapitülasyonlar ve anti reformist hareketler itibarıyla çok sıkıştığı dönemlerde Đngilizlerin adayı istemesiyle Kıbrıs ın sadece yönetimi Đngiltere ye devredilmiş, ancak adanın Osmanlıya idari olarak bağımlılığı devam etmiştir (1878-Berlin Antlaşması). Ada yönetiminin Đngiltere ye geçmesi ve 1882 Anayasasıyla Türk ve Rum nüfus arasındaki dengenin bozulma sürecinin başlaması Rumların eline âdeta tehlikeli bir silah vermiş, buna Yunanistan ın dış politikaları da eklenince Elen milliyetçiliği hızlı bir şekilde yayılmıştır. Takiben I.Dünya Savaşı yıllarında, 1914 yılında Osmanlı Đmparatorluğu ile Đngiltere karşı karşıya gelmiş ve Đngiltere tek taraflı olarak adayı ilhak ettiğini ilan etmiş, yani adanın egemenliğini ele geçirmiştir. Rumların Enosis planını her vesile ile kamçılaması adada yaşayan Türk nüfus üzerinde soykırıma dönüşmüştür. 1955 yılında kurulan EOKA terör örgütüyle bir yandan soykırım, diğer yandan asimilasyon politikalarının uygulanması Türk nüfusu olumsuz etkilemiştir. 1960 yılına gelene kadar gerek siyasi gerekse nüfus olarak çalkantılı bir dönem geçiren Kıbrıs ta bu tarihte Yunanistan ın katkılarıyla 16 Ağustos 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti ilan edilmiş ve ada 8 asırdır ilk kez Yunan idaresine geçmiştir. 1960 ve 1974 yılları arasında Rumların adada yaşayan Türk nüfusu toplu katliamlara varacak şekilde yok etmeye çalışması tarih içinde belgeleriyle yer almaktadır. Çok acıdır ki Kıbrıs Türk ü bu dönemde başta Anadolu olmak üzere dış göçe zorlanmış, âdeta ya katliam ya göç politikası uygulanmıştır. O dönemdeki olaylardan bazıları; 1963 Kanlı Noel olayları, 1964 Gaziveren saldırıları, Atlılar, Muratağa ve Sandallar köyleri katliamlarıdır. Bu duruma kayıtsız kalamayan Türkiye 20 Temmuz 1974 de Barış Harekatı nı gerçeklştirmiştir. Takip eden süreçte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 15 Kasım 1983 de bağımsızlığını ilan etmiştir. Bu süreçte sadece Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ni tanırken Birleşmiş Milletler Teşkilatı bu siyasi oluşumu tanımayarak dünya siyasetine Kıbrıs Sorunu başlığını kazandırmıştır (Kocakuşak, 2008: 367-373). 10 Yahudi halkının doğum yeri Đsrail toprağıdır. Orada, milletin uzun tarihinin önemli bir kısmı oluştu. Bunun iki bin yılı Kutsal Kitap ta anlatılır. Orada, onun kültürel, dini ve milli kimliği biçimlendi; ve yine orada, çoğunluk sürgüne gitmeye zorlandıktan sonra bile, onun fiziki varlığı yüzyıllar boyunca muhafaza edildi. Yeryüzünde dağınık halde yaşadığı uzun çağlar boyunca, Yahudi halkı bu Toprak ile bağını asla koparmadı ve unutmadı. 1948 de Đsrail Devletinin kurulmasıyla, 2.000 yıl önce kaybedilmiş olan Yahudi bağımsızlığı yeniden kazanıldı (Đsrail Enformasyon Merkezi, 2008: 7 ve 8)

122 Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 46, Sayı 2 kaynaklarına da ihtiyacı vardır. Đsrail 1948 de bağımsızlığını kazandıktan sonra işlenen toplam arazi varlığı 2,6 kat artarak 450 000 hektara çıkmıştır. Sulanan tarım alanı ise 8 kat artarak 1980 lerin ortalarında 240 000 hektar civarına yükselmiştir. Ancak yoğun şehirleşmeyle beraber su kıtlığının artmasıyla bu rakam şimdi 200 000 hektarın altına gerilemiştir. Geçen 50 yıl boyunca tarımsal yerleşmelerin sayısı 400 den 750 ye çıkmış, ancak buralarda yaşayan nüfus oranı %12 den %5 in altına inmiştir (Đsrail Enformasyon Merkezi, 2008: 236 ve 237). Çeşitli ülkelerden Đsrail e gelen Yahudi göçmenler de hesaba katıldığında, Đsrail devletinin nüfusuna yetecek su kaynağı Ortadoğu da bulunmamaktadır. Bu da Đsrail Devletinin gözünü Ortadoğu dışındaki su kaynaklarına çevirmektedir (Taşkın, 2005: 94-95). Bunun için Đsrail bir taraftan Kıbrıs taki yeni yerleşme ve tarım alanlarına yönelirken, diğer taraftan da Türkiye deki akarsulardan (Manavgat Çayı, Fırat, Dicle) ve tarım alanlarından faydalanma yoluna yönelmiştir. Bu nedenle de Đsrail in Türkiye deki Güneydoğu Anadolu Projesinin bulunduğu bölgede tarım toprakları satın aldığı bilinmektedir. 11 Öte yandan Đsrail in kurulduğu coğrafyada yaşadığı istikrarsızlıklar ve siyasal sıkıntılar son derece masraflı güvenlik sorunlarını beraberinde getirmiştir. Bu nedenle sükunet dönemlerinde bile Đsrail güçlü bir caydırma kabiliyetine sahip olmak için yoğun güvenlik harcamaları yapmak zorundadır. Đsrail devletinin üzerinde kurulduğu coğrafya 21 056 km 2 yüz ölçümüne sahip olmakla birlikte bu devletin nüfusu dünyanın hemen her tarafına dağılmış Yahudi cemaatinin göç ederek toplanması ile oluşmuştur. Günümüzde Đsrail in 7,1 milyon nüfusu vardır ve nüfusunun yüzde 75,8 i Yahudi, yüzde 19,9 u Arap (çoğu Müslüman) ve geri kalan yüzde 4,3 ü Dürzî, Çerkez ve diğer gruplardır (Đsrail Enformasyon Merkezi, 2008: 127). Ancak Đsrail de günümüzde yaklaşık yıllık binde 30 civarında olan nüfus artışını sadece doğumlarla olan artışa bağlamak yanlıştır. Çünkü artıştaki bu yüksek değerler Đsrail e halen devam eden göçlerle ilgilidir. Yahudi nüfusunu devletin ilk dört yılında (1948-52) 650.000 dan 1,3 milyona çıkaran kitle göçleri Đsrail toplumunun yapısını ve dokusunu değiştirmiştir (Đsrail Enformasyon Merkezi, 2008: 129). 1948 yılında bağımsızlığını kazandığı tarihten beri 3 milyon göç alan Đsrail e göç günümüzde de devam etmektedir. Dünya genelinde ise yaklaşık 13 milyon Yahudi nüfusunun yaşadığı bilinmektedir. 12 Nitekim Đsrail 2000-2011 yılları arasında 1.2 milyon göçmen kabul etmiştir. Bu göçmenlerin özellikle tarım sektörü ve hizmet sektöründe istihdam edilmesi ekonomik gelişmeyi de beraberinde getirmiş ve 11 GAP bölgesinde Yahudi kökenli 60 Türk vatandaşının, adam başı 5 bin ile 10 bin dönüm büyüklüğünde arazi satın aldıklarının ve toplam 450 bin dönüm olarak ifade edilen bu arazilerin asıl sahiplerinin ise, bölgede çalışan Đsrailliler olduğuna işaret edilmektedir. http://www.turktoresi.com/viewtopic.php?f=39&t=2576 ( 09.11.2012) 12 Dünyanın her bir yanında yaklaşık 13 milyon Yahudi yaşıyor. Bu 6,6 milyar olan dünya nüfusunun küçücük bir parçası. Yahudilerin yarıya yakını Đsrail'de; büyük bir kısmı da ABD, Rusya ve Fransa'da yaşıyor. http://www.turkyahudileri.com/content/view/274/223/lang,tr/, (09.11.2012)

Doğu Akdeniz Güvenlik Mimarisi ve Küresel Güç Đlişkileri Bakımından Đsrail, Kıbrıs Đlişkileri 123 Đsrail Doğu Akdeniz bölgesinin ekonomik olarak en güçlü devleti olmuştur. 13 Bu projeksiyon bize hem Đsrail e hem de Doğu Akdeniz e yakın bir gelecekte yaşanacak Yahudi göçünü belirtmektedir. 21.056 km 2 yüzölçümüne sahip kaynakları sınırlı bir ülkenin bu nüfusun taleplerini karşılaması beklenemez. Belirtiğimiz bu projeksiyonlar çerçevesinde Đsrail in hem kendi sınırları içinde yaşayan nüfusuna hem de göçler yoluyla katılacak nüfusa yeni iskan alanları hazırlama zorunluluğu vardır. Böylelikle Đsrail in kendisine çok yakın bir ada olan ve siyasal belirsizliklerin yaşandığı Kıbrıs la ilgilenmesi kaçınılmaz görülmektedir. ĐSRAĐL - KIBRIS ĐLĐŞKĐLERĐ Đsrail tarihinin farklı dönemlerinde ülkelerini istila eden güçlerin yola çıkış noktası olması bakımından Kıbrıs tan etkilenmiştir. 21. yüzyılın güvenlik dengelerinin yeniden inşa edildiği bu günlerde Đsrail Kıbrıs adasında yer edinerek burada söz sahibi olmaya çalışmaktadır. Ancak Doğu Akdeniz Güvenlik Mimarisi içinde değişmekte olan ulus devlet kavramı, Đsrail i gelecekte zor durumda bırakacaktır. Çünkü Đsrail devleti Yahudi şeriatını temel alan bir yaşam tarzına sahip olup bölgede ulus devlet temelinde örgütlenmeyi esas almaktadır. Bu bağlamda Doğu Akdeniz ve Ortadoğu da son aylarda görülen karışıklıklarla mevcut yönetimlerin yıkılmaya başlamasının Đsrail i güvenlik açısından zor durumda bırakacağı söylenebilir. Bu nedenle Đsrail in geleceğe yönelik olarak kendi projeksiyonlarını iyi belirlemesi zorunluluğu vardır. Kıbrıs ile Đsrail in Hayfa limanı arasındaki mesafe sadece 148 mil olduğundan Müslüman Araplar tarafından çevrilmiş olan Đsrail devleti 21. yüzyılın güvenlik dengelerinin yeniden inşa edilmesini de fırsat bilerek Kıbrıs la bağlantı kurma yolunu seçmiş ve adada yaşanan siyasal boşluklar ile Kıbrıs ta ulus devlet anlayışının (Türkler/Rumlar) iki kesimli federatif devlet anlayışına yönelmesi, Đsrail i Kıbrıs adasında yeni topraklar edinmeye yöneltmiştir. Günümüzde Kıbrıs adasının kuzeyinde yaşayan Türkler ve güneyinde yaşayan Rumlar arasında marjinal gruplar giderek gelişmekte ve mikro milliyetçilik faaliyetleri artmaktadır. Ateşkes antlaşmalarıyla her iki kesim arasındaki sınırı Birleşmiş Milletler askerleri beklemektedir. Böylesine bir ortamda ikiye bölünmüş Kıbrıs ta yeni bir çatışma yaşanması adadaki Türk nüfusun Türkiye ye ve Rum nüfusunun Yunanistan a göç etmesini özendirilebilir. Zaten tarih içinde 13 Nispeten küçük iç pazarına rağmen Orta Doğu nun en dinamik ekonomilerinden biri olmayı başaran Đsrail ekonomisi, bilhassa silikon-nano teknoloji, savunma sanayii ve ilaç/tıp endüstrisinde yakaladığı performans ile ön plana çıkmaktadır. 2010 sonu itibariyle Kişi Başına Düşen Milli Gelir yaklaşık 29.000 ABD Doları na ulaşmıştır. 2011 için öngörülen büyüme oranı %5.2 dir. 2010 yılını, küresel krizinin ardından bir toparlanma yılı olarak tamamlayan Đsrail dış ticareti, 2010 yılında 58,4 milyar Dolarlık ihracat, 59,1 milyar Dolarlık ithalat yapmış, 2011 in ilk çeyreğinde ise 16,6 milyar Dolarlık ihracat, 17,8 milyar Dolarlık ithalat rakamlarına ulaşmıştır. Đsrail son on sene içinde Akdeniz açıklarında yeni doğalgaz yatakları keşfetmiştir. Đsrail de bugüne kadar keşfedilen doğalgaz rezervlerin toplam miktarı 737 milyar metreküp olarak açıklanmaktadır. http://www.mfa.gov.tr/israil-ekonomisi.tr.mfa, (11.11.2012)

124 Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 46, Sayı 2 1960-1974 yılları arasındaki çatışma dönemlerinde yaşanan olaylarla nüfusun bir kısmı Türkiye ve Yunanistan a göç ederken bir kısmı da Đngiltere ve Avustralya ya göç etmiştir. Hatta göç edenlere ekonomik destekler verilerek, Đngiltere, Kanada ve Avustralya da sürekli oturma ve çalışma izni imkânlarının sağlanması göçü özendirilmiştir. Yaşanan olumsuzluklarla bu sürecin yeniden yaşanması durumunda ada nüfusu göç ettiğinde yerine Đsrail den göç alacağı öngörülebilir. Bu gün Kıbrıs ın hem kuzeyi hem de güneyi ile Đsrail, siyasal ve ekonomik bağlarını güçlendirmektedir. 2004 yılından itibaren tam bir siyasal belirsizliğin yaşandığı Kıbrıs ta 2004 yılından günümüze kadar geçen süre içinde Kuzey deki gelişme hızı ve yatırımlar güneydekinden daha fazla olmuştur. Avrupa Birliği süreciyle birlikte güney Güney Kıbrıs ta yaşanan ekonomik krizler gelişme hızını düşürürken 14 Kuzey Kıbrıs da kırsal ve kentsel kesim adeta yeniden inşa edilerek kentlerin alt yapılarının düzeltilmesi çalışmaları başlamıştır. 15 Bu gelişmeyi gösteren kuzeydeki yerleşmeler Avrupa standartlarındaki otoyollarla birbirine bağlanmıştır. Böylelikle Kıbrıs ın kuzeyi batılı bir yerleşme modeli olarak yeniden tanzim edilmiştir. Ancak Türk yönetimi altında bulunan Kuzey Kıbrıs ta siyasal belirsizlikler nedeniyle ortaya çıkan bu yeni durumda ev ve arsa fiyatları Avrupa Birliği ülkelerinde olan ev ve arsa fiyatlarının çok altında kalmıştır. 16 Bu nedenle KKTC ye pek çok Đsrailli göç etmiş, buralarda ev ve arsalar satın almış, mahalleler ve eğlence merkezleri oluşturmuştur. Kıbrıs ın müstakbel yeni sakinleri için Batı standartlarında bir ülke yaratılmıştır (Çeçen, 2004: 29). Bu yatırımlar incelendiğinde yatırımların geleceğe dönük olarak yapıldığı görülmektedir. Bir başka değişle şu an adada yaşayan Đsraillilerin oturma ihtiyaçlarının çok daha üzerinde konut ve iş alanları oluşturulurken Yeni Erenköy bölgesindeki 5000 kişilik tatil köyü ve liman inşaatı çalışmaları 14 Son makroekonomik gelişmelere bakıldığında Güney Kıbrıs ekonomisinin lokomotifi sayılan turizm sektöründe büyük düşüşler görülmektedir. 2012 Şubat verilerine göre, 2011 in aynı dönemine göre gelen toplam turist sayısında yüzde 11 oranında düşüş, turizm gelirlerinde ise yüzde 12.4 azalma görülmektedir. Đnşaat sektörüne bakılınca, Ocak-Şubat 2012 döneminde verilen inşaat ruhsatlarındaki düşüşün yüzde 27.8 oranında azaldığı görülmektedir. Đşsizlik oranına, oransal olarak bakıldığında ise, 2011 yılı Ocak-Aralık dönemi için ise yüzde 7.7 oranında gerçekleşmektedir. Toplam kamu borcu 2011 yılında 82 milyar 519 milyon Euro ya ulaşmıştır. Cari açık hala artmaya devam etmektedir. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları Fitch ile Standard and Poors, Kıbrıs Rum Kesimi nin kredi notunu düşürmek zorunda kalmışlardır. http://www.northcyprusuk.com/guney-kibris-ekonomisi-cok-vahim-makale,56.html, (11.11.2012) 15 KKTC ekonomisi, 2009 yılında gerçekleşen yüzde 5,72 oranındaki daralmanın ardından, 2010 yılında yüzde 3,59 oranında büyüdü. Ülke GSYH sı 2011 yılında reel olarak yüzde 4,27 artarken; 2012 yılında ise yüzde 4 oranında artış kaydedeceği tahmin ediliyor.2008 yılının son çeyreğinden itibaren başlayan enflasyon oranındaki gerileme, 2009 ve 2010 yıllarında da devam etti; ancak 2011 yılı başından itibaren artmaya başladı. Nitekim, 2011 yılı Mart ayı sonunda yüzde 7,28 olan yıllık enflasyon, Haziran da yüzde 9,08 ve Eylül de yüzde 11,13, Aralık ayında ise yüzde 14,72 seviyesine yükseldi. KKTC nin 2011 yılı dördüncü çeyreği toplam ihracatı, TL bazında bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, yüzde 51,27 oranında artarak, 23,6 milyon TL den 35,7 milyon TL ye yükseldi. Dolar bazında karşılaştırıldığında, 2010 yılı dördüncü çeyreğinde 16,2 milyon ABD Doları olan toplam ihracat tutarı, 2011 yılının aynı döneminde yüzde 20,37 oranında artarak 19,5 milyon ABD Doları oldu. http://www.gundemkibris.com/kktc-ekonomisi,-2011de-yuzde- 4,27-oraninda-buyumus-25861h.htm, (11.11.2012) 16 http://www.cypriothomes.com/turk.htm, (11.11.2012)

Doğu Akdeniz Güvenlik Mimarisi ve Küresel Güç Đlişkileri Bakımından Đsrail, Kıbrıs Đlişkileri 125 da hızla devam etmektedir. Böylelikle kıyının yakın doğusunda bulunan Đsrailliler için yeni yerleşim bölgeleri yaratılmıştır. Avrupa Birliğinin dışında bırakılan Kuzey Kıbrıs a önümüzdeki dönemlerde birkaç yüz bin Yahudi nin yerleşeceği imkanlar hazırlanmıştır. Đsrail vatandaşları güneyde de hakimiyet kurarak ada üzerinde söz sahibi olmaya başlamışlardır. Daha önceleri Lübnan üzerinden görülen denizciliğe bağlı faaliyetler ve bankacılık faaliyetleri şimdi yavaş yavaş Kıbrıs adasına kaymaya başlamıştır. Böylece Kıbrıs dünya ekonomisini yönlendiren Yahudi lobileri için de uygun bir coğrafya haline gelmiştir. Adeta Ortadoğu da Đsrail in yalnız kalmaması için Kıbrıs adasında yeni bir Đsrail yaratılmaktadır. Süreç içinde Kıbrıs ta Türkiye nin gerçekleştirdiği 1974 harekatı ile başlayan ve Ortodoks Rumlarla Müslüman Türklerin karşı karşıya gelmesi şeklinde yaşanan uzun süreli siyasal belirsizlik Kıbrıs üzerinde çıkarı olan Đsrail için olumlu bir sonuç olmuştur. Ayrıca 1974 yılına kadar Đsrail in Filistin sorununda sürekli olarak karşısında yer alan Kıbrıs Cumhuriyeti nin 1974 de yıkılması da beraberinde diğer bir başka olumlu politik sonuç getirmiştir. Nitekim Kıbrıs ta yaşanan bu çıkmaz uzun vadede Đsrail in Kıbrıs politikaları bakımından işine yararken Ada üzerinde 1960 yılından beri yaşanan olaylar ve sürekli bir çözümsüzlük ortamının sürüp gitmesi Đsrail politikalarının Kıbrıs a egemen olması için uygun bir süreç doğurmuştur. Gerek lobi faaliyetleri ile gerekse siyasal olarak, önceleri dolaylı şimdileri ise doğrudan Kıbrıs taki gelişmelere siyasal müdahalelerde bulunan Đsrail in bir sonraki aşamada adada doğrudan bir egemenlik arayışına gireceği kesindir. Bu durumda Đsrail devleti de tıpkı garantör devletler olan Türkiye, Yunanistan ve Đngiltere gibi ada üzerinde doğrudan taraf olabilecektir. SO UÇ Çalışmamızda görüldüğü gibi Doğu Akdeniz deki ülkeler konuşlandıkları coğrafya bakımından dünyanın en kaygan zeminine sahip olan ülkelerdir. Türkiye, Suriye, Irak, Ürdün, Lübnan, Filistin, Đsrail, Mısır ve Kıbrıs bu ortak kadere sahiptir. Bu ortak kaderin nedeni, Doğu Akdeniz mimarisi için üretilen politikaların; Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ekseni üzerinden yapılmasıdır. Avrupa da Đngiltere, Almanya, Fransa ve Đtalya, Atlas Okyanusunun diğer ucunda Amerika Birleşik Devletleri nin Doğu Akdeniz de egemenlik kurmak için verdikleri mücadele bu bölgeler üzerinden olmaktadır. Doğu Akdeniz ülkeleri (Türkiye, Suriye, Lübnan, Filistin, Đsrail Mısır ve Kıbrıs) arasında Avrupa ülkelerinden ve Amerika Birleşik Devletlerinden siyasi ve ekonomik olarak en güçlü desteği alan devlet Đsrail dir. Böylelikle Đsrail in, dünyadaki etkin güç odakları tarafından güçlü destek alan tek ülke olduğunu söyleyebiliriz. Ancak dünyanın en önemli ekonomik ve askeri güçlerini yanında bulunan Đsrail in güçlü olduğu kadar zayıf yanları da bulunmaktadır. Güçlü yanı, ekono-

126 Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 46, Sayı 2 mik olarak, modern teknolojiyi kullanma kabiliyeti ve ortalama yaşam standartları bakımından bölgedeki en iyi durumdaki ülke olmasıdır. Zayıf yanı ise nüfusunun göçlerle yakın zamanda artacak olması buna karşılık topraklarının azlığıdır. Bu olgu hızla artan ve geniş coğrafyalara sahip Müslüman Arap nüfusuna karşı Đsrail in elini zayıflatmaktadır. Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu ve Kuzey Afrika da yoğun olarak yaşanan siyasal istikrarsızlıklar karşısında Đsrail in güvenilebilir birliktelikler oluşturması zorunlu hale gelmiştir. Bu nedenledir ki Đsrail zaman zaman Türkiye ile zaman zaman da Mısır la siyasi, askeri ve ekonomik birliktelikler kurmuştur. Bu durum Đsrail in bölgeye nüfuz etme zorunluluğu olarak değerlendirilebilir. Zayıf yönlerine yer altı kaynakları itibarıyla bakıldığında, Đsrail in çok az bir petrol rezervinin bulunması da ilave edilebilir. Yakın zamana kadar Đsrail petrol ihtiyacının önemli bir kısmı Rusya dan karşılamıştır ama Đsrail kendi petrol kaynaklarını yaratma gerçeği ile de karşı karşıyadır. Bu nedenle Đsrail, Türkiye nin tepkisine rağmen 2011 yılının sonlarından itibaren Güney Kıbrıs ile birlikte petrol ve doğal gaz arama çalışmaları yaparak Akdeniz de araştırmalar yapmaktadır. Akdeniz de petrol ve doğal gaz bulunduğu gerçeği bir kez daha Đsrail i Kıbrıs adası ile ilgilenmeye yöneltmektedir. Çalışmamızın sonucu olarak Đsrail in Akdeniz de varlığını sürdürebilmek için farklı bölgelere nüfuz etme zorunluluğu bulunduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle de Kıbrıs, Đsrail in zorunlu olarak ilgilendiği bir coğrafya olarak belirmektedir. Kıbrıs, Ortadoğu da ciddi sıkıntıları bulunan Đsrail için bir çıkış kapısı olarak görülmektedir. Lobi faaliyetleri nedeniyle siyasi ve ekonomik manevra kabiliyeti çok yüksek olan Đsrail, Doğu Akdeniz in mimari yapılanmasına şekil vermeye çalışmaktadır. Bölgedeki Müslüman Arap temeline dayanan ülkelerin siyasal olarak yaptıkları hatalar onları (Irak, Suriye, Mısır, Tunus, Libya örneğinde görüldüğü gibi) diktatörlük veya monarşi rejimine itmiştir. Bu durum Doğu Akdeniz Güvenlik Mimarisinin oluşumuna katkıda bulunan devletler için ideal ortam oluşturmaktadır. En son doğal gaz gerginliği ile ortaya çıkan duruma göre Güney Kıbrıs Rum kesiminin doğal gaz arama çalışmaları için bir Đsrail şirketi 17 ile çalışıyor olması ve Türkiye nin de Doğu Akdeniz deki doğal gaz araştırması için yine bir Đngiliz ve Hollanda şirketi olan Shell ile anlaşacağını duyurması birlikte değerlendirildiğinde Doğu Akdeniz in yeniden yapılandırılmasının ABD nin kontrolünde olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu nedenle Đsrail in doğal gaz hamlesi ABD nin, AB nin Akdeniz hakimiyetini kırması noktasında anlamlı bir hareket iken bölgede önemli bir stratejik paydaş olan Türkiye de bulunan ve bulunabile- 17 Güney Kıbrıs Rum Kesimi nin belirlediği sözde münhasır ekonomik bölgede ilk petrol aramalarına başlayan Đsrail şirketi Noble Energy oldu. Ardından, Kıbrıs Rum Kesimi gazetelerine göre Đngiliz BP şirketi Güney Kıbrıs ile Mısır arasında en büyük doğalgaz yataklarından birini buldu. Kıbrıs Rum basını, BP, Exxon Mobile Corp, Royal Dutch, Shell PLCi, Lukoil ve Total S.A. şirketlerinin bölgede faaliyet gösterdiğini yazdı. http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=75054, (11.11.2012)

Doğu Akdeniz Güvenlik Mimarisi ve Küresel Güç Đlişkileri Bakımından Đsrail, Kıbrıs Đlişkileri 127 cek muhtemel doğal gaz ve petrol kaynaklarının kendi kontrolü dışında kalmasına müsaade etmeyeceği mesajını vermiştir. Doğu Akdeniz in mimarisinin yeniden inşa edildiği bu ideal ortamda Đsrail in, gerek Ada nın kuzeyinde almış olduğu mülklerle ve gerekse güney kesiminde yaptığı yatırımlarla mevcut siyasi ve ekonomik fırsatları stratejik paydaşlar olan Türkiye, Yunanistan, AB ve Rusya aleyhine olmak üzere kendi çıkarları paralelinde değerlendirmekte olduğu rahatlıkla söylenebilir. KAY AKÇA Aslan, Hüseyin (2011), ABD nin BOB Projesi nde KKTC mi Var, http://www. kemalistler.org/abd nin-bop-projesinde-kktc-mi-var.html/ (19.09.2011). Aydın, Nurullah (2008), Türkiye nin Milli Güvenlik Stratejisi, Kum Saati Yayınları, Đstanbul. Çakar, Filiz Yıldız (2002), Türkiye nin Geleneksel Güvenlik Sorunu, Uluslararası Güvenlik Sorunları ve Türkiye, (Ed. Refet Yinanç-Hakan Taşdemir), Seçkin Yayıncılık, Ankara. Çeçen, Anıl (2004), Đsrail ve Kıbrıs, 2023, Sayı 39, Atılım Yayınları, Ankara Davutoğlu, Ahmet (2004), Küresel Bunalım: 11 Eylül Konuşmaları, Stratejik Derinlik, Küre Yayınları, Đstanbul. Demir, M. Faruk (2012), Türkiye nin Geleceğini Kuşatmak ya da Kıbrıs ın Vazgeçilmezliği http//www.mfarukdemir.com/makale.asp?haber=18 (06.11.2012). Elekdağ, Şükrü (1988), Atina eyin Peşinde, Milliyet Gazetesi, 22 Haziran 1988. Friedman, George (2010), Gelecek 100 Yıl, Pegasus Yayınları, Đstanbul. Hanlı, Hakan (2004), Yeni Dünya Düzeni Global ve Bölgesel Güvenlik Dengesi, 2023, Sayı 35, Atılım Yayınları, Ankara Kocakuşak, Süha (2008), Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nde Nüfus Artışı, 6.Uluslar Arası Kıbrıs Araştırmaları Kongresi, Doğu Akdeniz Üniversitesi Yayınları, Gazimağusa. Manisalı, Erol (2002), Dünden Bugüne Kıbrıs, Gündoğan Yayınları, Đstanbul. Mehmetçik, Hakan (2011), Uluslararası Đlişkilerde Bağımlılık ve Türkiye Đsrail Kıbrıs- AB Hattında Doğalgaz Gerginliğinin Değerlendirilmesi, http://www. tuicakademi.org/index.php/kategoriler/diger/2074 uluslararasi-iliskilerde-bagimlilik-veturkiye--israil-kibris-ab-hattinda-dogalgaz-gerginliginin-degerlendirilmesi (21.09.2011). Oğan, Sinan (2003), Mavi Akım Projesi: Bir Enerji Stratejisi ve Stratejisizliği Örneği, e- dergi, ISSN:1303-9814, Sayı 7, Ağustos 2003 Taşkın, Hasan (2005), Đsrail in GAP Senaryosu, Ozan Yayıncılık, Đstanbul. Toğa, Hakan (2011), Küresel Güç Dengeleri ve Orta Asya, http://www.tuicakademi. org/index.php/kategoriler/diger/2072-kuresel-guc-dengeleri-ve-orta-asya (21.09.2011).

128 Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 46, Sayı 2 Üşümezsoy, Şener - Şen, Şamil (2003), Yeni Dünya Petrol Düzeni ve Körfez Savaşları, Đnkilap Kitapevi Yayını, Đstanbul. Üşümezsoy, Şener (2006), Petrol Şoku ve Yeni Orta Doğu Haritası, Đleri Yayınları No: 119, Đstanbul. Yetkin, Murat (1999), Sıra Đnşaatta, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer ile Söyleşi, MAG dergisi, Sayı 4, Ankara. (2008), Đsrail Hakında Gerçekler, Đsrail in 60.yıldönümü basımı, Đsrail Enformasyon Merkezi, Kudüs. http://www.nabucco-pipeline.com/portal/page, (12.11.2012) http://www.imc-tv.com/haber-guney-kibrisin-dogalgazi-buldugu-idda-ediliyor- 267.html, (06.11.2012) http://www.ntvmsnbc.com/id/25291619/, (12.11.2012) http://www.tuicakademi.org/index.php/kategoriler/ortadogu/3122-arap-bahari-nedir, ( 09.11.2012) http://www.turktoresi.com/viewtopic.php?f=39&t=2576 ( 09.11.2012) http://www.turkyahudileri.com/content/view/274/223/lang,tr/, (09.11.2012) http://www.mfa.gov.tr/israil-ekonomisi.tr.mfa, (11.11.2012) http://www.northcyprusuk.com/guney-kibris-ekonomisi-cok-vahim-makale,56.html, (11.11.2012) http://www.cypriothomes.com/turk.htm, (11.11.2012) http://www.gundemkibris.com/kktc-ekonomisi,-2011de-yuzde-4,27-oraninda-buyumus- 25861h.htm, (11.11.2012) http://www.gundemkibris.com/kktc-ekonomisi,-2011de-yuzde-4,27-oraninda-buyumus- 25861h.htm, (11.11.2012) http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=75054, (11.11.2012)