2.FAZLA VE YERSİZ ÖDENEN VERGİLERİN İADESİNDE FAİZ ÖDENMESİ



Benzer belgeler
Fazla Veya Yersiz Ödenen Vergilerin Mükelleflere İadesinde Faiz Ödemesi

İhtirazi kayıtla beyan edilip ödenen verginin mahkeme kararı uyarınca mükellefe iadesinde gecikme faizi

T.C. İZMİR 2. VERGİ MAHKEMESİ. Davalı : İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı (Torbalı Vergi Dairesi Müdürlüğü)

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

VERGİ VE DİĞER BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN 7143 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 2)

BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR 7020 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 2)

VERGİ SORUMLUSUNUN İDARİ DAVA AÇMA HAKKININ BULUNDUĞUNA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI

/101-1 MÜCBİR SEBEP HALİ DOLAYISIYLA VERİLMEYEN BEYAN VE BİLDİRİMLERİN, 31 AĞUSTOS 2018 TARİHİNE KADAR VERİLMESİ GEREKMEKTEDİR

Bazı makalelerde, bu iptal kararı ile kanuni temsilcilerin geçmişe yönelik sorumluluklarının kalktığına dair yorumlar okuyoruz.

GECİKME FAİZİ, GECİKME ZAMMI UYGULAMASI VE KARŞILAŞTIRMASI

6736 Sayılı Kanunun Bazı Alacakların Yapılandırılmasına İlişkin Hükümleri

86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2018/66

SİRKÜLER 2017/ yılının Ocak ayından itibaren ödenmesi gereken taksitler 4 er ay ertelenmiştir.

İhtirazi Kayıtla Beyanname Veren Mükellefler Vergi Davasını Kazanmaları Halinde Faiz İsteyebilir Mi?

SİRKÜLER 2019/01. KONU : 7143 Sayılı Yapılandırma Kanunu ndan Yararlanma Hakkını Kaybedenlere Yeni İmkan Sağlanmıştır.

ANAYASA MAHKEMESİNDEN GVK GEÇİCİ 73 ÜNCÜ MADDEYLE İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

BİLGİ NOTU / Bu bilgi notumuzda anılan kanunun vergi alacakları ile ilgili düzenlemelerine yer verilecektir.

Konu:Kesinleşmiş Alacaklar, Kesinleşmemiş Veya Dava Safhasında Bulunan Alacaklar, İnceleme Ve Tarhiyat Safhasında Bulunan İşlemler

VERGİLERİNİ ZAMANINDA ÖDEYEN MÜKELLEFLERE 1 OCAK 2018 TARİHİNDEN İTİBAREN VERGİ İNDİRİMİ UYGULAMASI BAŞLIYOR

EMLAK VERGİSİNDEN MUAF OLAN TAŞINMAZLA İLGİLİ DÜZENLENEN ÖDEME EMRİNE İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZMA KARARI

GECİKME ZAMMI VE TECİL FAİZİ ORANI DEĞİŞİKLİĞİ HAKKINDA SİRKÜLER SİRKÜLER NO: 2005/19

VERGİ AFFI TAKVİMİ sayılı Askerlik Kanunu, - Mülga 5539 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve

6736 SAYILI KANUN RESMİ GAZETE Tarih : 19/8/2106 Sayı : 29806

6111 SAYILI KANUN İLE YAPILAN DÜZENLEMELER (6) (Madde 18-21)

Tarih: Sayı: 2014/33

Arkan&Ergin Uluslararası Denetim Ve Y.M.M. A.Ş.

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

MEVZUAT SİRKÜLERİ /

S İ R K Ü L E R : /

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü. Sayı : [I

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi

VERGİ YAPILANDIRMA NOTLAR

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI SONRASINDA SGK İDARİ PARA CEZALARINDA PEŞİN ÖDEME İNDİRİMİNİN UYGULANMASI

S İ R K Ü L E R. KONU : İkale Sözleşmesi Kapsamında 27 Mart 2018 den Önce Ödenen Tazminatlardan Kesilen Vergilerin İade Usulü Açıklandı.

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGI KARARLARININ UYGULANMASI

karar vermiş ve bu Karar, 8 Ocak 2010 tarihinde yürürlüğe girmişti.

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. SİRKÜLER 2017/14

İnceleme Ve Tarhiyat Safhasında Bulunan İşlemler (Madde: 4)

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2014/96. Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında 6552 Sayılı Kanun Genel Tebliği Yayımlandı.

VERGİYE UYUMLU BAZI MÜKELLEFLERE GELİR/KURUMLAR VERGİSİ İNDİRİMİ GETİRİLDİ:

VERGİ BORÇLARININ 18 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİ İMKANI GETİRİLMİŞTİR.

İTHALAT SONRASI KDV DÜZELTMELERİNDE YENİ MİLAT

Sirküler Tarihi : Sirküler No : : 6736 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun Hak.

TÜM YÖNLERİYLE ÖDEME EMRİ

VERGİ USUL KANUNU NA EKLENEN 153/A MADDESİ İLE GETİRİLEN TEMİNAT UYGULAMASI

ANAYASA MAHKEMESİNDEN KATMA DEĞER KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2017/097 Ref: 4/097

SİRKÜLER RAPOR GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞİ. ( Seri No : 86 ) Sirküler Tarihi: Sirküler No: 2008/87

2016/8423 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 6111 ve 6552 sayılı Kanunlarla

GÜMRÜK SİRKÜLERİ Tarih: 24/12/2014 Sayı: 2014/126 Ref : 6/126

SİNERJİ SİRKÜLER RAPOR

Mali Tatil uygulaması, bu yıl 1 Temmuz 2017 günü başlayıp - 20 Temmuz 2017 Perşembe günü sona erecektir

SİRKÜLER 2017/34. Söz konusu Yasada düzenlenen konular ana hatları itibariyle aşağıdaki gibidir:

Değerli üyemiz,

418 SIRA NO'LU VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ

VERGİYE UYUMLU MÜKELLEFLERİN BORÇLARININ TECİLİ VE BAKANLAR KURULUNA TANINAN TECİL YETKİSİ

BAZI ALACAKLARIN 6552 SAYILI KANUN KAPSAMINDA YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR GENEL TEBLİĞ (SERİ NO:

MEVZUAT SİRKÜLERİ /

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Mali Hukuk Bilgisi Dersleri

2011 YILINDA MALİ TATİL 1-20 TEMMUZ 2011 GÜNLERİ ARASINDA UYGULANACAKTIR

SİNERJİ SİRKÜLER RAPOR

Tablo 1: KESİNLEŞMEMİŞ VEYA DAVA SAFHASINDA BULUNAN ALACAKLAR (1) (2) (3) (12) (15) (17) (18)

Taksitleri Zamanında Ödemeyerek Kanun dan Yararlanma Hakkını Kaybedenler

Kanunda belirtilen sürelerin bitiminden itibaren bir ay uzatılmıştır.

Anayasa Mahkemesinin 22/5/2014 Tarihli ve E: 2013/104, K: 2014/96 Sayılı Kararı ( t s. R.G.)

Sirküler Rapor / YILINDA BORÇLU MÜKELLEFLERİN İLANI

Sirküler No: 2017/08 Tarih:

GEÇİCİ VERGİ BEYAN DÖNEMLERİ AZALTILMALI, ORANLARI YENİDEN BELİRLENMELİDİR

Sirküler Rapor Mevzuat /153-1 TAHSİLAT GENEL TEBLİĞİ (SERİ: B SIRA NO: 8) YAYIMLANDI

BAZI KAMU ALACAKLARININ UZLAŞMA USULÜ İLE TAHSİLİ HAKKINDA KANUN. (5736 S. Kanun )

Kapsam Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti.

Duyuru No: 2015/67 İstanbul, 11/09/2015

KATMA DEĞER VERGİSİ KISMİ TEVKİFAT UYGULAMASINDA KDV İNDİRİMİ VE KARŞILAŞILAN SORUNLAR

: HÜSEYİN DARTAL İl Sağlık Müdürlüğü, Merkeı/ŞANLIURF A TÜRK MİLLETİ ADINA

TECİL FAİZİ ORANLARI

SİRKÜLER. uzatılmıştır.

6009 SAYILI YASA İLE DEĞİŞTİRİLEN GELİR VERGİSİ TARİFESİ İLE İLGİLİ 274 NO LU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI

Değişiklik Yapılması İle Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanuna ilişkin 1

Mali Bülten. No: 2011/29. Konu : Vergi Affı Kapsamında İnceleme ve Tarhiyat Safhasındaki Alacaklar ve Pişmanlıkla Beyanlar İçin Getirilen Düzenlemeler

Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü ile Tahsili Hakkında Kanun Kanun No Kabul Tarihi: 20/2/2008

- 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak vergi aslına bağlı olmayan vergi cezaları,

VERGİYE UYUMLU MÜKELLEFLERE VERGİ İNDİRİMİ UYGULAMASI.

5736 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ. (Sıra No:3)

BAKIŞ MEVZUAT. KONU: Bireysel emeklilik sitemi uygulamasında ana para üzerinden yapılan gelir vergisi tevkifatının iadesi yapılıyor

BELEDİYE ALACAKLARI AÇISINDAN 6552 SAYILI ALACAKLARIN YAPILANDIRILMASI HAKKINDA KANUN 11 Eylül 2014 tarih ve (Mükerrer) Sayılı Resmi Gazete

Sirküler Rapor Mevzuat /58-1

girmektedir.

İNDİRİMİ BAKIŞ MEVZUAT VERGİSİNİ ZAMANINDA ÖDEYEN MÜKELLEFLERE VERGİ BAŞLIK. Sayı 2017/39

A)- Bazı Alacakların Yapılandırılması Kapsamında Yapılandırılan Borçlar

Vergi davalarında tesis edilen lehe mahkeme kararına istinaden mükellefe yapılacak iadelerde Devletin faiz ödeme yükümlülüğü

Sirküler Tarihi : Sirküler No : 2016/076

VERGİ HUKUKU BÜTÜN İBRAHİM NİHAT BAYAR FİNAL SORULARI

VERGİ SİRKÜLERİ NO : 2008/29 TARİH : 30/10/2008

Tarih: Sayı: 2012/108. Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Yayınlandı

Hazine Müsteşarlığından (Sigortacılık Genel Müdürlüğü):

Sirkülerimizin konusunu 6824 Sayılı Vergi Kanunlarında Gerçekleştirilen Düzenlemeler oluşturmaktadır.

Sirküler No: 011 İstanbul, 27 Ocak 2017

Sirküler Rapor Mevzuat /30-1 TAHSİLAT GENEL TEBLİĞİ (SERİ: B SIRA NO: 9) YAYIMLANDI

VERGİ AFFI TAKVİMİ. Bildirme/ Beyan Tarih, Ekim 2016 ayı sonuna kadar. sonuna kadar

Transkript:

FAZLA VE YERSİZ ÖDENEN VERGİLERİN İADESİNDE FAİZ UYGULAMASI VE ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Mehmet YÜCEL * 1. GİRİŞ Bilindiği üzere Vergi Usul Kanununun 112/3. maddesine göre, ikmalen, re sen veya idarece yapılan tarhiyatlarda, dava konusu yapılmaksızın kesinleşen vergilere, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, son yapılan tarhiyatın tahakkuk tarihine kadar; dava konusu yapılan vergilerin ödeme yapılmamış kısmına, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, yargı organı kararının tebliğ tarihine kadar geçen süreler için 6183 sayılı Kanuna göre tespit edilen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre ise, amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren gecikme zammı uygulanır. Vergi mevzuatımızın tarihsel seyri içerisinde devlet, kendi alacakları için mükelleflerden faiz talep ve tahsil ederken, mükelleflere olan kendi borçları için ve/veya mükelleflerin fazla ya da yersiz olarak devlete ödediği ve kendilerine iadesini talep ettikleri vergiler için faiz ödeme konusunda uzun yıllar direnç göstermiştir. 2.FAZLA VE YERSİZ ÖDENEN VERGİLERİN İADESİNDE FAİZ ÖDENMESİ 2.1.Konunun Vergi Mevzuatındaki Yeri Yukarıda belirttiğimiz üzere vergi mükellefleri hakkında ek tarhiyat sonucu istenen vergiler için bu vergilerin ödenmesi gereken normal vade tarihinden, tarhiyatın kesinleştiği tarihe kadar gecikme faizi, amme alaca- * Vergi Müfettişi 183

ğının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren gecikme zammı hesaplanarak tahsilat yapılırken, mükelleflerin fazla ya da yersiz olarak devlete ödediği ve kendilerine iadesini talep ettikleri vergiler için faiz ödenmesine yönelik düzenleme vergi mevzuatımızda 01.01.1999 dan önce bulunmamaktaydı. 4369 sayılı Kanun ile 01.01.1999 tarihinden itibaren vergi mükellefleri kendilerinden fazla ya da yersiz olarak alınan vergiler için mevzuat gereği istenen bilgi ve belgeleri tamamladıktan sonra, vergi dairesinin 3 aylık inceleme süresi içinde halen iade yapılmamışsa bu tarihten sonra tecil faizi ile ödeme yapılması hükmü getirilmiştir. Diğer bir ifade ile, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 112 nci maddesine 4369 sayılı Kanunla eklenen ve 01.01.1999 tarihinden itibaren geçerli olan dördüncü bent ile vergi idaresine, fazla ve yersiz ödenen vergileri mükelleflere iade ederken faiz ödeme yükümlülüğü getirilmiştir. Vergi Usul Kanununun 112. maddesinin 4. bent hükmü aşağıdaki gibidir: Fazla veya yersiz olarak tahsil edilen veya vergi kanunları uyarınca iadesi gereken vergilerin, ilgili mevzuatı gereğince mükellef tarafından tamamlanması gereken bilgi ve belgelerin tamamlandığı tarihi takip eden üç ay içinde iade edilmemesi halinde, bu tutarlara üç aylık sürenin sonundan itibaren düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faiz, 120nci madde hükümlerine göre red ve iadesi gereken vergi ile birlikte mükellefe ödenir. 2.2. Mevcut Uygulamanın Eleştirisi Kanunlardan doğan ve bir borç ilişkisi olan vergilendirmede, alacaklı taraf devlet, bu alacağın borçlusu durumunda olan diğer taraf ise vergi mükellefleridir. Vergi Usul Kanunu nun 8. maddesinde mükellef; Vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettüb eden gerçek veya tüzel kişidir şeklinde tanımlanmıştır. Devlet ile fert ve kurumlar arasında doğan vergi ilişkisi, taraflara bazı ek sorumluluklar yüklemekle birlikte, esas olarak bir borç-alacak ilişkisinden başka bir şey değildir. Bu ilişkide bir tarafta vergi alacaklısı (veya aktif vergi süjesi) olarak devlet, diğer tarafta vergi borçlusu (veya pasif vergi süjesi) olarak fert ve kurumlar bulunur. 184

Vergilendirme işlemi dolayısıyla ortaya çıkan hukuki ilişkiye taraf olanların yetki ve sorumlulukları Anayasada ve vergi kanunlarında tespit edilmiş durumdadır. Ancak vergilerin yasallığı ilkesinin sonucu olarak bir kamu hukuku dalı olan vergi hukukunda, irade özgürlüğüne ve sözleşmeye yer verilmemiştir. Genel olarak bireyler (mükellefler) devlet karşısında kendisini güçsüz hissetmektedir. Bu itibarla birey-devlet ilişkilerine birey odaklı bir anlayış egemen olmalıdır. Çünkü hukuk güçlü devlet aygıtı ile zayıf birey arasındaki çelişkiyi, devleti özgürlükler lehine sınırlandırmak ve bireylerin haklarını güvence altına almak için insan aklı tarafından üretilmiş bilim dalıdır. Hukuk normları ihdas edilirken ve uygulanırken bu ölçü özellikle gözetilmelidir. Ancak birey karşısında bariz bir şekilde güçlü olan devlet kendi alacakları için resen ve ön şartsız bir şekilde faiz alma yoluna giderken, kendi borçları için faiz ödeme gündeme geldiğinde bir takım ön şartlar ortaya koymaktadır. Bu itibarla söz konusu maddenin başvuruya ve özellikle başvurudan üç ay sonra faiz ödenmesini öngörmesi hayli tartışma konusu olmuştur. Bunun yanı sıra mükellefler vergi dairesinden faiz istemekte isteksiz davranmaktadırlar. Vergi idaresi de faiz isteyenlere mutlaka bir gerekçe bularak (hiçbir şey olmazsa iade talebini incelemeye sevk edip kendi iç işlemini mükellefe mal ederek) faiz ödememektedir. Faiz istemi reddedilenlerin bir kısmı dava açmamıştır. Bazı mükelleflerin özellikle ihtirazi kayıtla beyan edip ödedikleri vergilerin faiz ile birlikte iade taleplerinde mahkemeler faiz talepleri hakkında karar vermemiştir. Söz konusu hüküm, aslında çok fazla mükellefi ilgilendiren bir hüküm olmasına karşın, az sayıda mükellefin başvurduğu ve uygulanmasını istediği bir hüküm olmuştur. Mevcut uygulamanın eleştirilen diğer bir yönü ise, devlet kendi alacakları için daha yüksek bir oranda faiz (gecikme faizi/gecikme zammı) talep ederken kendi borçları için daha düşük bir faiz ödemekte olmasıdır. 2.3. İptal Edilen Kanun Hükmü Anayasa Mahkemesi; 14 Mayıs 2011 tarihli Resmi Gazete de yayımlanan kararıyla, fazla ve yersiz tahsil edilen vergilerin iadesinde, tahsilatın yapıldığı tarih yerine başvuru tarihinden üç ay sonra başlamak üzere işle- 185

yecek faizle ödenmesine ilişkin bu hükmü, Anayasaya aykırı bularak iptal etmiştir. Hem alıkonulan müddetten daha az bir süre için hem de daha düşük bir oranda faiz uygulamak suretiyle vergi mükellefine iade yapılmasını sağlayan bu düzenleme (VUK Md. 112/4), Aydın Bölge İdare Mahkemesi nin Anayasa ya aykırılık iddiasıyla yaptığı itiraz neticesinde yaklaşık 14 yıllık uygulamanın sonucunda 14 Mayıs 2012 tarihinden geçerli olmak üzere iptal edilmiştir. Düzenleme sadece süre yönünden değil aynı zamanda oran yönünden de hukuka aykırılık içermektedir. Ekonomik bir değişim aracı olan paranın bir başkası tarafından kullanılması karşılığında ödenen bedel olan faizin oranı yapılan düzenlemede idarenin alacağı için farklı, mükellefin alacağı için farklı belirlenmiş durumdadır. Daha açık ifadeyle idarenin alacağı için gecikme faizi (yıllık %16.8) mükellefin alacağı için tecil faizi (%12) uygulanmaktadır. 2.4. Anayasa Mahkemesi nin İptal Kararının Yürürlük Tarihi Hem alıkonulan müddetten daha az bir süre için hem de daha düşük bir oranda faiz uygulamak suretiyle vergi mükellefine iade yapılmasını sağlayan bu düzenleme (VUK Md. 112/4), söz konusu mahkemenin Anayasa ya aykırılık iddiasıyla yaptığı Yüce Mahkemeye yaptığı itiraz neticesinde 14 Mayıs 2012 tarihinden geçerli olmak üzere iptal edilmiştir. Mahkeme, hukuksal boşluk doğmaması için, iptal hükmünün Kararın yayımından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesine karar vermiştir. 2.5. Anayasa Mahkemesi nin İptal Gerekçeleri 2.5.1.Hukuk Devleti İlkesine Aykırılık İddiası Yüksek Mahkemenin 10.02.2011 tarih ve E:2008/58, K:2011/37 sayılı kararında bu düzenleme şu gerekçelerle şu gerekçelerde Anayasanın aşağıdaki maddelerine aykırı bulunmuştur: -Genel olarak devlet alacaklarına vade tarihinden geçerli faiz işletilmekte iken, devlet borcu diyebileceğimiz yasa gereği iade edilen vergilerde mükellefin müracaatından sonraki 3 ay sonrasından faiz işletilmesi ve 186

de en önemlisi, yargı kararı gereği iadesi gereken vergilerde faiz ödemesinin hiç düzenlenmemesi sebebiyle Anayasanın 2. maddesinde düzenlenen hukuk devleti ilkesine, -Devlet alacağına faiz uygulayıp mükellef alacağına (vergi iadesine) faiz uygulamamanın hukuki ve ekonomik izahı yoktur. Ve bunun sonucu hukuken, ekonomi kurallarına göre aynı konumda olan iki tarafa farklı muamele yapılması sonucu doğmaktadır. Bu durumun mükellef aleyhine Devlet lehine olduğu gerekçesiyle Anayasa nın 10. maddesindeki kanun önünde eşitlik ilkesine, - Gerek kişi gerek devlet yönünden, alacağının zamanında ödenmemesi halinde, ekonomik varlıkta enflasyon sebebiyle azalma olmakta, bir nevi mülkiyet hakkı zarara uğramakta ve bu zarar faizle telafi edilmektedir. Hal böyle olunca da; mükellefe aylar-yıllar sonra iade edilen vergiye faiz işletilmemesi veya vade tarihinden sonraki dönemlerde işletilmesi kişi aleyhine mülkiyet hakkının ihlali sonucunu doğurmaktadır. Bu durumun mükelleflerin mülkiyet hakkına zarar verdiği gerekçesiyle Anayasa nın 35. maddesine aykırı bulunmuştur. 2.5.2.Mükellef Hakları İçinde yaşadığımız yüzyıl Vatandaş devlet için vardır inanışının Devlet vatandaş için vardır inancıyla değiştiği bir dönemdir. Zira çağdaş bir vergi idaresi olma yolunda önemli bir mesafe kat eden Türk Vergi İdaresi de mükellef hakları bildirgesi ile; mükellef odaklı, kaliteli hizmet sunma anlayışı içerisinde, saygılı ve dürüst olma temel ilkesiyle çalışmaya, vergi ödemenin sadece bir yükümlülük değil vatandaş olma ve sorgulama hakkı olduğu bilinciyle kendisinden hizmet alan herkesi memnun etmeyi ve sorunları çözmeyi amaçlamaktadır. Bu nedenle vergi adaletini sağlamak adına devletin mükellefinden olan alacağına uyguladığı faiz ile mükellefine olan borcuna uygulayacağı faizin aynı şartlarda ve oranda olması bugünkü anlayışa göre oldukça net bir husustur. Nitekim mükellef hakları da bunu zorunlu kılmaktadır. Ancak mükellef hakları önce yasal düzenlemelerle sonra da idari uygulamalarla hayata geçirilebilecek bir olgudur. Bu olgunun soyut bir kavram olmaktan çıkarılıp somuta dönüşmesi insan haklarına ve elbette ki mükellef haklarına saygıdan geçmektedir. 187

2.5.3. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Nitekim Anayasa Mahkemesi kararında, Avrupa İnsan Hakları nın ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşmenin Ek Protokolünün 1. maddesinde yer alan Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez. hükmüne yer vermesi oldukça yerindedir. Yine aynı kararda yer alan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince verilen bir karardaki Haksız olarak tahsil edilen verginin beş yıl beş ay sonra faizsiz olarak iade edilmesini, belli bir meblağdan yararlanma hakkı uzun süre engellenen şahsın, mali durumunda önemli ve kesin zararlara neden olunduğu, bu durumun sürdürülmesi gereken genel yarar ile kişi yararı arasındaki dengeyi bozduğu, şahıs üzerine aşırı yük yüklediği gerekçesiyle mülkiyet hakkının ihlali olarak değerlendirmiş ve mülkiyet hakkı çiğnenen şahsa faiz ödenmesi gerekmektedir. cümleleri durumu ortaya koyma açısından dikkat çekicidir. 3. UYGULAMANIN BUNDAN SONRAKİ SEYRİ Kararın sonucu, bir başka ifade ile kararın gereği, fazla ve yersiz tahsil edilen vergiler mükellefe iade edilirken paranın devletin tasarrufunda kaldığı sürenin tamamı için faiz ödenmesi, faiz uygulanacak süreye sınır konulmamasıdır. Bu sonuç karar gerekçesinde açık ve net olarak ortaya konulmuştur. Öte yandan Yüksek Mahkeme, ilgili hükmü boşluk oluşturmasın diye Resmi Gazetede yayımı tarihinden 1 yıl sonra (14 Mayıs 2012) yürürlüğe girecek şekilde oybirliğiyle iptal etmiştir. İptal edilen düzenleme getirilmeden önce Danıştay 7. Dairesi konuyla ilgili bazı kararlarında hukuk 188

devletlerinde, mükelleflerin bu şekilde uğradıkları bir zararın faiz ya da başka bir ad altında ödenecek tazminatla karşılanabilmesi için açık Yasa hükmü aranmasının düşünülemeyeceğini ifade etmiştir. Diğer taraftan aksine bir anlayışın; Devletin ve ona bağlı idarenin eylem ve işlemlerinden doğan her türlü zararın tazmini için de, açık yasa hükmü aranması sonucuna götüreceğine işaret edilerek; böyle bir anlayışın, Anayasa nın 125 inci maddesinin son fıkrasında yer alan, İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür amir hükmü ile bağdaştırılamayacağı açıkça belirtilmiştir. Her ne kadar geçmişteki yargı kararları fazla ve yersiz alınan vergi için alındığı tarihten itibaren mükellefe faiz ödenmesi gerektiği yönünde ise de bu kararların istikrar kazanmamış olması duraksamaya neden olmaktadır. Ancak olması gereken Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesini ve ülke olarak 1954 yılında onayladığımız Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ilkelerini esas alan bir yasal düzenlemenin yapılmasıdır. Bu yeni düzenlemeye göre devletin kendi alacağına uyguladığı şartlarda ve oranda, vergi mükelleflerinden yersiz ve fazla alınan vergiler için tahsil tarihinden başlayarak gecikme faizi ödenmesine imkan sağlayan bir yasal düzenlemenin yasama organı tarafından yapılması gerekmektedir. 4.SONUÇ Söz konusu Yüksek Mahkeme kararını değerlendirdiğimizde, kesinlikle bu karar olumlu bir karardır. Anayasa Mahkemesinin de vergisel konularda Avrupa İnsan hakları Sözleşmesini dikkate aldığını somut olarak ortaya koymaktadır. Anayasa Mahkemesinin bu kararı ile, vergi konusunun önce hukuk işi olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır. Kanuni düzenlemeler yapılırken hukukun genel ilke ve kuralları gözetilmek zorundadır. Hukuk devletinin olmazsa olmaz kuralı budur. Kaldı ki hukuk devletinde olması gereken bu düzenleme ile aynı zamanda mükelleflerin vergi yasalarına gönüllü uyumunda en önemli etken olan vergi yasalarının ve idarenin adil olması ilkesi ve beklentisi de karşılanmış olacaktır. Eğer Anayasa Mahkemesi, vermiş olduğu kararlarının yönünü değiştirmezse gelişme verginin zorla alınması ama mükellefin haklarının da göstermelik olmaması, gerçekten uygulanması şeklinde gelişecektir. Bu durum her ne kadar yürütme- 189

MALİ nin direncine yol açacaksa da yargının tavrı ve mükelleflerin hak arayacak nitelikte olmaları da önem arz edecektir. Yüksek Mahkemenin söz konusu iptal kararı ile, fazla veya yersiz ödenmiş olan ve bu nedenle iade edilmesi gereken vergilerin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte ödenmesine olanak sağlanmıştır. Ancak yeni uygulama için yapılacak düzenlemenin beklenmesi gerekmektedir. KAYNAKÇA Anayasa Mahkemesinin 14 Mayıs 2011 Tarihli Kararı. Ankara : Resmi Gazete. T.C. Anayasa (1982). 1982 Anayasası. Ankara T.C. Yasalar (10.01.1961). 213 sayılı Vergi Usul Kanunu. Ankara : Resmi Gazete (10705 sayılı) T.C. Yasalar (28.07.1953). 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunu. Ankara : Resmi Gazete (8469 sayılı) 190