Vazgeçilen alacaklar VUK nun 324. maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:



Benzer belgeler
SİRKÜLER-2013/003 BURSA ;

SİRKÜLER RAPOR DEĞERSİZ, ŞÜPHELİ VE VAZGEÇİLEN ALACAKLAR

İFLASA KONU ALACAKLARIN VERGİ USUL KANUNU NUN ŞÜPHELİ ALACAKLAR İLE DEĞERSİZ ALACAKLAR MÜESSESSİ ÇERÇEVESİNDE İNCELENMESİ

Vergi Usul Kanunu na göre vazgeçilen alacaklar ve bu alacaklara ilişkin özellik arz eden hususlar

KONU: ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR- KARŞILIK AYRILMASI-ŞÜPHELİ ALACAK HALİNİN ORTADAN KALKMASI VE SONUÇLARI

VARLIK BARIŞI OLARAK ADLANDIRILAN KANUNİ DÜZENLEME RESMİ GAZETEDE YAYINLANMIŞTIR

ŞÜPHELİ ALACAK KARŞILIĞI AYRILMASI SORUNU

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/151 Ref: 4/151. Konu: BAZI VARLIKLARININ MİLLİ EKONOMİYE KAZANDIRILMASI (VARLIK BARIŞI)

VERGİ USUL KANUNU NA GÖRE DEĞERSİZ ALACAKLAR, DEĞERSİZ ALACAK YOLUYLA GİDER YAZABİLME KOŞULLARI, ÖZELLİK ARZEDEN HUSUSLAR VE MUHASEBELEŞTİRİLMESİ

Osman MURŞIT ÖZBEK Yeminli Mali Müşavir, Ortak ECOVİS DEĞER BAĞIMSIZ DENETİM VE YMM A.Ş

T.C. HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI Gelir İdaresi Başkanlığı VERGİ USUL KANUNU SİRKÜLERİ/

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/24 TARİH: Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanuna İlişkin 2 Seri Numaralı Genel Tebliğ

SABĠT KIYMET YENĠLEME FONUNUN KULLANIMINDA ÜÇ YILLIK SÜRENĠN BAġLANGIÇ VE BĠTĠġ TARĠHĠNĠN TESPĠTĠ

Gayrimenkul satışlarından doğan zarar, kurum kazancından indirilebilir mi?

KONKORDATO MÜESSESESİNİN ŞÜPHELİ ALACAK KARŞILIĞI UYGULAMASI KARŞISINDAKİ DURUMUNA İLİŞKİN SİRKÜLER YAYINLANDI

GİDERLERLE İLGİLİ ÖZEL DOSYALAR

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2012/41 Ref: 4/41

DUYURU: /12 KONKORDATO MÜESSESESİNİN ŞÜPHELİ ALACAK KARŞILIĞI UYGULAMASI KARŞISINDAKİ DURUMUNU KONU ALAN SİRKÜLER YAYIMLANMIŞTIR

Şüpheli ticari alacak karşılıkları ve değersiz alacaklarda gelinen son nokta. Melike Kılınç. I. Giriş

UFRS Bülten Uluslararası Finansal Raporlama Standartları Bülteni

Đstanbul, Sayı: 2009/168 Ref: 4/168

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/155 Ref: 4/155. Konu: İŞLETME KAYITLARININ (KASA, ORTAKLAR CARİ, STOKLAR VE SABİT KIYMETLER) DÜZELTİLMESİ

Arkan&Ergin Uluslararası Denetim ve Y.M.M. A.Ş.

Konkordato müessesesinin şüpheli alacak karşılığı uygulaması karşısındaki durumu hk.

Sirküler No: 028 İstanbul, 15 Şubat 2019

FABRİKA BİNASI SATIŞINDAN DOĞAN VE YENİLEME FONU HESABINDA BEKLETİLEN KAR, İŞYERİ (BÜRO) AMAÇLI BİNA ALIMINDA KULLANILABİLİR Mİ?

YENİ VARLIK BARIŞI HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER

3) Beyan Edilen, Bildirilen Varlıklar Üzerinden Ödenecek Vergi Tutarı ve Ödenen Verginin Gider Kabul Edilebilme Durumu;

ŞİRKET AKTİFİNDE KAYITLI ARSANIN KAT KARŞILIĞI MÜTEAHHİDE VERİLMESİ

TARTIŞMA 1. Görüş : Eski özelgeler ve kanun metni doğrultusundadır.

6111 SAYILI KANUNLA İLGİLİ MUHASEBE KAYITLARI:

Hülya YAVUZCAN ÇOLAK MAZARS/DENGE Vergi Bölümü, Müdürü Yardımcısı. Lebib Yalkın Mevzuat Dergisi Aralık 2014 sayısında yayınlanmıştır.

6736 SAYILI KANUN RESMİ GAZETE Tarih : 19/8/2106 Sayı : 29806

TEBLİĞ 5811 SAYILI BAZI VARLIKLARIN MİLLİ EKONOMİYE KAZANDIRILMASI HAKKINDA KANUNA İLİŞKİN GENEL TEBLİĞ (SERİ NO: 1)

SİRKÜLER NO: POZ-2008 / 61 İST,

DENET DUYURU. BDO Yayıncılık A.Ş. CARİ HESAP AFFI KAPSAMINDA BORCUNDAN KURTULAN ŞİRKETİN VERGİSEL DURUMU

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2012/194 Ref: 4/194

YENİLEME FONUNA ALINAN SATIŞ KARLARI FİNANSAL KİRALAMALARA AİT AMORTİSMANLARDAN MAHSUP EDİLEBİLİR Mİ?

6111 SAYILI YASA İLE 5811 SAYILI YASADA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERE İLİŞKİN TEBLİĞ YAYIMLANDI

Açıklamalı Sirküler Rapor 2013/5

BAZI VARLIKLARIN MİLLİ EKONOMİYE KAZANDIRILMASI HAKKINDA KANUN

5811 Sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanunda 5917 Sayılı Kanunla Yapılan Değişiklikler

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/145 Ref: 4/145

6736 Sayılı Kanun Kapsamında Varlık Barışı Sunumu Sirküler

KURUMLAR VERGİSİ MÜKELLEFLERİNİN MAHKEME KARARIYLA KAZANDIKLARI TAZMİNATLARIN VERGİLENDİRİLMESİ

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...1 I.

VADELİ ÇEKLER REESKONTA TABİ TUTULABİLECEKTİR

İŞLETMELERİN AKTİFLERİNDE YER ALAN GAYRİMENKULLERİN DEĞERLENMESİNDE VUK VE TTK/TMS YAKLAŞIMI

YENİ VARLIK BARIŞI KANUNU ÖZET BİLGİLER

KONKORDATO KAPSAMINDAKİ ALACAKLARIN ŞÜPHELİ ALACAKLAR VE DEĞERSİZ ALACAKLAR MÜESSESELERİ YÖNÜNDEN İRDELENMESİ

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

SĐRKÜLER Đstanbul, Sayı: 2013/114 Ref: 4/114. Konu: VARLIK BARIŞI KANUN TASARISI T.B.M.M. NE SUNULMUŞTUR

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2014/073 Ref: 4/073

BANKA KREDİSİ İLE BİNEK OTO ALIMI VE MUHASEBESİ

Sirküler no: 043 İstanbul, 8 Nisan 2011

* Bir alacağın şüpheli alacak sayılabilmesi ve değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilmesi için alacağın;

SİRKÜLER 2018/70. Taşınmazların Yeniden Değerlemeye Tabi Tutulabilmesine İlişkin VUK. Tebliği Yayımlanmıştır.

DOĞAL AFETLER NEDENİYEL ALINAN SİGORTA TAZMİNATININ AMORTİSMANI VE YENİLEME FONU

SİRKÜLER İstanbul,

2018/ Sayılı Kanun Kapsamında "Varlık Barışı" Uygulamasıyla İlgili Tebliğ Yayımlandı

SİRKÜLER İstanbul, Konu: KONKORDATO HALİNDE ŞÜPHELİ ALACAK KARŞILIĞI AYRILABİLMESİNE DAİR VERGİ USUL KANUNU SİRKÜLERİ YAYINLANMIŞTIR

Sözkonusu Maddede; yurtdışındaki kıymetlerin beyanına imkan sağlanmış, yurtiçindeki varlıklarla ilgili bir düzenlemeye yer verilmemiştir.

SİRKÜLER İstanbul,

SİRKÜLER İstanbul,

SİRKÜLER İstanbul, Konu: AKTİFE KAYITLI TAŞINMAZLARIN YENİDEN DEĞERLENMESİNE DAİR DÜZENLEMEYİ DE İÇEREN 7144 SAYILI KANUN YAYINLANMIŞTIR

I. ALACAĞIN DAHA ÖNCE HASILAT OLARAK KAYDEDİLMESİNİN GEREKİP GEREKMEDİĞİ KONUSUNDA TARTIŞMALAR :

YURT DIŞI FAALİYETLERE İLİŞKİN OLARAK MATRAHTAN İNDİRİLEN GÖTÜRÜ GİDERLERİN TEVSİK ZORUNLULUĞU VAR MI?

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2015/037 Ref: 4/037

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2015/163 Ref: 4/163

A MUHASEBE KPSS/1-AB-PS/ Kayıtlarında nâzım hesapları kullanan bir işletmenin, 1. I. Amortisman ayrılması

Emre KARTALOĞLU Gelirler Kontrolörü

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

SİRKÜLER: 2014/021 BURSA, Konu: E-Beyanname Sistemindeki 2013 Yılı Kurumlar Vergisi Bildirimindeki Yenilikler Hakkında

I. ÇALIŞMAYA KONU KARŞILIK LARIN OLUŞUMU KONUSUNDA GENEL BİLGİLER

YURTDIŞINDA MUKİM KURUMLARIN TÜRKİYE DEKİ TAŞINMAZ SATIŞLARININ VERGİLENDİRİLMESİ

MEVZUAT SİRKÜLERİ /

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü. Sayı : [I

Güray ÖĞREDİK Serbest Muhasebeci Mali Müşavir MAZARS DENGE, Direktör. Lebib Yalkın Mevzuat Dergisi, Kasım 2016 sayısında yayınlanmıştır.

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2018/027 Ref: 4/027

Amme Alacaklarının Takibinde Yeni Sorumluluk Esaslarının Geriye Yürümesine Anayasa Mahkemesi Engeli

Sirküler Tarihi : Sirküler No : 2011/24 : Stok Beyanları, Kasa Mevcudu ve Ortaklardan Alacaklar Hk.

Konu: Konkordato müessesesinin şüpheli alacak karşılığı uygulaması karşısındaki durumuna ilişkin sirküler yayınlanmıştır.

6736 SAYILI KANUN İLE BAZI VARLIKLARIN MİLLİ EKONOMİYE KAZANDIRILMASINA İLİŞKİN HÜKÜMLER

XI-29-KONSOLİDE OLMAYAN İncelemeden Bağımsız Denetimden

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/224 Ref: 4/224. Konu: 295 SERİ NUMARALI GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ YAYINLANMIŞTIR

Konu: 17 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği ile Yapılan Açıklamalar.

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi

FAALİYETİNİ TERK EDEN BİR MÜKELLEFİN TERK DÖNEMİNE AİT ZARARLARININ MAHSUBU MÜMKÜN MÜDÜR

VARLIK BARIŞI İLE İLGİLİ HATIRLATMALAR

BAZI VARLIKLARIN MÝLLÝ EKONOMÝYE KAZANDIRILMASI HAKKINDA KANUNA ÝLÝÞKÝN GENEL TEBLÝÐ Çarþamba, 17 Aralýk 2008

1. Yurt dışında sahip olunan varlıkları süresi içinde Türkiye'ye getirmeyenlerin durumu

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2016/ Sayılı Kanun un İşletme Kayıtlarının Düzeltilmesine İlişkin Hükümleri.

tarihli Resmi Gazete de yayınlanan 26 No.lu KDV Genel Tebliğinin (L/2) no.lu ciro primleri mevzuu aşağıdaki şekilde düzenlenmişti.

KDV DAHİL OLAN ALACAK SENETLERİNDE REESKONT UYGULAMASI

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2013/190 Ref: 4/190. Konu: BİREYSEL KATILIM YATIRIMCISI İNDİRİMİ HAKKINDA TEBLİĞ (SERİ NO: 1) YAYINLANMIŞTIR

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2018/59

KUR FARKLARININ FATURA EDİLMESİ VE MUHASEBELEŞTİRİLMESİ

01 Ocak Alış Ocak Alış , Şubat Satış

Transkript:

VAZGEÇİLEN ALACAĞIN ZARARDAN MAHSUBU VE BU MAHSUBUN MUHASEBELEŞTİRİLMESİ, DEĞERSİZ ALACAKLAR İLE VAZGEÇİLEN ALACAKLAR ARASINDAKİ KARŞILIKLI İLİŞKİNİN İNCELENMESİ VE ÖZELLİK ARZ EDEN BAZI DURUMLAR Lebib Yalkın Mevzuat Dergisi Şubat 2013 Sayısında Yayınlanmıştır 1. GİRİŞ Vazgeçilen alacaklar VUK nun 324. maddesinde, değersiz alacaklar ise 322. maddesinde düzenlenmiştir. Bilhassa son dönemdeki ekonomik krizler, sert rekabet ortamı, tüketicilerin alım gücünde düşme gibi nedenlere bağlı olarak işletmelerin tahsilat problemleri artmış, özellikle orta ve küçük çaplı işletmeler sürekli zarar elde eder duruma gelmişlerdir. Sürekli zarar durumu ise doğal olarak teknik iflas şeklinde adlandırılan (özkaynakların negatif hale gelmesi, borçların ödenemeyecek düzeye ulaşması) durumları arttırmıştır. Bu gibi durumlarda zararlı işletmeden alacağı olan ve bu işletmeye aynı zamanda mal veya hizmet satan işletmeler ya da ortak statüsündeki şirketler, bu işletmelerin ticari faaliyetlerine devam edebilmesi için zaman zaman alacaklarından vazgeçebilmektedirler. Buradaki amaç alacaklı oldukları işletmeyi mümkün olduğunca iyileştirmek, ticari faaliyetlerini düzeltebilmesi için fırsat yaratmak ve bu suretle alacaklarını kısmen de olsa tahsil edebilme düşüncesidir. Ya da iştirakinin teknik iflas durumundaki bilançosunu düzeltmek ve TTK açısından fesih durumu ile karşılaşılmasını istemeyen ana şirket iştirakinden olan alacaklarından vazgeçebilmekte, vazgeçtiği alacağı kimi zaman iştirakin sermayesine ekletmekte ya da iştirakinin gelir yazmasını sağlamaktadır. Yukarıda açıklamaya ve örneklemeye çalıştığımız işlemler açısından uygulamada kimi zaman tereddüt yaşanan bazı hususları aşağıda açıklamaya çalışacağız. 2. VAZGEÇİLEN ALACAKLAR Vazgeçilen alacaklar VUK nun 324. maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir: Konkordato veya sulh yoluyla alınmasından vazgeçilen alacaklar, borçlunun defterinde özel bir karşılık hesabına alınır. Bu hesabın muhteviyatı alacaktan vazgeçildiği yılın sonundan başlayarak üç yıl içinde zararla itfa edilmediği takdirde kâr hesabına naklonulur. 2.1. Vazgeçilen alacak nasıl belgelenecektir? Madde metninde vazgeçilen alacağın konkordato yoluyla ve sulh yoluyla oluşabileceği hüküm altına alınmıştır. Konkordato mevzuu İcra İflas Kanunu nda ayrıntısıyla düzenlenmiş, usul ve esasları belirlenmiştir. Bu nedenle konu nettir. Sulh yoluyla alacaktan vazgeçilmesine dair ise mevzuatımız bir düzenleme bulunmamaktadır. VUK nun geçici 24. maddesi ve bu maddenin uygulanması usul ve esaslarına dair 284 No.lu VUK Genel Tebliğinde sulh anlaşmasının notere onaylatılması şartı aranmıştır. Söz konusu düzenlemeler 1999 marmara depremi sonrasında, VUK Madde 323 kapsamında dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacakların kapatılmasına (değersiz alacak sayılabilmesine) ilişkin olarak çıkarılmıştır.

Kanaatimizce sulh yoluyla anlaşmada, alacaklının borçluyu ibra etmesi ve borcundan vazgeçmesi yeterlidir ve bunun için noter onayına gerek bulunmamaktadır. Olası bir incelemede vergi müfettişini ikna edecek, işlemde muvazaa olmadığına dair kanaat getirtecek her türlü belgeleme yeterli olacaktır. 1 Burada VUK Madde 322 de bir alacağın değersiz alacak sayılması için aranılan şartlardan birisi olan kanaat verici vesika hakkında çeşitli kaynaklarda önerilen belgeler de esas alınabilir. Örneğin: Mahkeme tarafından borçlu hakkında verilen gaiplik kararı, borçlunun adresinin saptanamaması nedeniyle icra dosyasının işlemden kalktığına dair icra memurluğu yazısı, ticaret mahkemesince borçlu hakkında verilen iflas kararı..v.b. 2 Vazgeçilen alacağın inceleme elemanları tarafından işlemde vergi matrahına azaltmaya yönelik muvazaalı bir işlem olmadığı kanaatini yaratacak kadar detaylı ve açık bir şekilde hazırlanması borçluda çok alacaklı için önemlidir. Çünkü borçlu için burada gelir yaratılmakta, alacaklı için zarar yazılması gereken bir durum oluşmaktadır. Konuya değersiz alacaklar kısmında daha detaylı değineceğiz. 2.2. Vazgeçilen alacak için karşılık ayrılması ve zarardan mahsubu Kanun metni, borçlu için ödemekten kurtulduğu borcunu doğrudan gelir yazmayarak bilançosunda özel bir karşılık hesabında üç yıl boyunca bekletmesine imkan vermekte, bu üç yıl boyunca oluşacak zararlardan bu karşılığı mahsup etmesini, üçüncü yıl sonunda ise bakiye kalan tartı her hal ve şekilde gelir yazmasını belirtmektedir. Burada mahsup edilecek zarar işletmenin ticari zararı olmayıp, vergi kanunları kapsamında gerekli indirim ve ilaveler yapıldıktan sonra ulaşılan mali zarardır. 3 Örnek: (A) A.Ş., (B) A.Ş. den olan toplam 1.500.000 TL tutarındaki alacağının yarısından (750.000 TL) (B) A.Ş. nin teknik iflasta olması ve borçlarını ödeyememesi nedeniyle 2011 yılında vazgeçmiştir. İki şirket arasında sulh anlaşması imzalanmıştır. (B) A.Ş. nin 2011, 2012 ve 2013 yılı kurumlar vergisine esas durumu aşağıdaki gibidir: 2011 2012 2013 Ticari kar/zarar -300.000-120.000-400.000 K.K.E.G. 80.000 130.000 125.000 Mali kar/ zarar -220.000 10.000-275.000 Şirketin ayrıca 2011 yılı sonu itibariyle kullanabileceği geçmiş yıllar zararları da aşağıdaki gibidir: 2010 yılı mali zararı : 300.000 TL 2009 yılı mali zararı : 200.000 TL 2008 yılı mali zararı : 500.000 TL TOPLAM : 1.000.000 TL 1 Hesap Uzmanları Kurulu Danışma Komisyonu nun 20.03.1972 tarih ve 169 numaralı kararı da bu yöndedir. 2 GÜNDÜZ, N. Kemal ve PERÇİN, Necati; Amortismanlar ve Yeniden Değerleme, Yaklaşım Yayınları, 1997, sayfa: 188 3 YILMAZ Kazım; Değerleme, Maliye Hesap Uzmanları Derneği, 1997, sayfa:387

Bu tabloya göre, 2011 yılında bilançoda özkaynaklar hesap sınıfı içinde özel bir karşılık hesabına (kâr yedekleri için 549-Özel Fonlar hesabı altında alt hesap açılması bize göre en uygun kayıt şeklidir) kaydedilen 750.000 TL den öncelikle 2011 yılı zararı olan 220.000 TL mahsup edilecektir. 2012 yılına devreden vazgeçilen alacak tutarı (750.000 220.000=) 530.000 TL dir. 2012 yılı sonunda şirketin ticari zararı oluşmakla birlikte, bu zarardan daha fazla KKEG si bulunması nedeniyle mali kazancı oluşmuştur. Bu mali kazançtan geçmiş yıllar mali zararları mahsup edileceği için kurumlar vergisi matrahı oluşmayacaktır; ancak 2012 cari yılında mali bir zarar oluşmadığından vazgeçilen alacak tutarından herhangi bir mahsup yapılamayacaktır. Bu durumda 2013 yılına devreden vazgeçilen alacak tutarı 530.000 TL dir. 2013 yılı vazgeçilen alacağın bilançoda tutulabileceği en son yıldır. Bakiye tutar gelir hesabına devredilecektir. Bu durumda mali zarar oluşmayacak, (275.000 530.000=) 255.000 TL mali kazanç oluşacaktır. Bununla birlikte firmanın mahsup edilebileceği geçmiş yıllar mali zararı toplamı halen yeterli olduğundan kurumlar vergisi matrahı oluşmayacaktır. Yukarıdaki işlemlerin muhasebe kayıtları ise aşağıdaki şekilde olacaktır: 2011 yılında 300.000 TL ticari zararı, 220.000 TL mali zararı oluşmuştur. Bu durumda 690- Dönem Karı veya Zararı hesabı 300.000 TL borç bakiye vermiştir. 549 hesap bu hesaptan mahsup edilecektir. -------------------------- 31.12.2011 ------------------------- 549 ÖZEL FONLAR 220.000 690 DÖNEM KARI VEYA ZARARI 220.000 ------------------------------ / ---------------------------------- Bu kayıt sonucunda işletmenin ticari zararı 80.000 TL na düşmüş olacaktır. Beyanname üzerinde 80.000 TL KKEG nin bu zarardan mahsubu sonucunda ise kurumlar vergisi matrahı oluşmayacaktır. Yukarıdaki sonuca, 549 hesabı 644-Konusu Kalmayan Karşılıklar veya 679-Diğer Olağandışı Gelir ve Karlar hesabına devretmek yoluyla da ulaşabiliriz. 2012 yılında şirketin mali kazancı oluşmuştur. Bu nedenle 549 hesaba herhangi bir kayıt yapılmayacaktır. 2013 yılı ise vazgeçilen alacağın her hal ve şartta gelir yazılarak kapatılacağı yıldır. ------------------------------ / ------------------------------- 549 ÖZEL FONLAR 530.000 644 KONUSU KALMAYAN 530.000 KARŞILIKLAR -------------------------------- / ------------------------------

2.3. Üç yıllık sürenin hesabı VUK nun 328 ve 329. maddelerinde yer verilen amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satılması sonucu elde edilen kazancın ya da sigortadan alınan tazminat bedelinin üç yıl süreyle pasifte özel bir fon hesabında tutulması mevzuunda gündeme gelen üç yıllık süre, 549-Özel Fonlar hesabında kayıt yapılan yıl birinci yıl olarak kabul edilerek mi hesaplanmalıdır, yoksa kayıt yapılan yılı takip eden ilk yıl birinci yıl olarak mı kabul edilerek hesaplanmalıdır tartışması, VUM Madde 324 de yer verilen üç yıllık süre açısından da geçerlidir. Bize göre VUK Madde 324 kapsamında üç yıllık süre hesanı kayıt yapılan cari yıl birinci yıl olarak kabul edilerek hesaplanmalıdır. Kanun metninde yer verilen alacaktan vazgeçildiği yılın sonundan başlayarak üç yıl içinde ifadesi bize göre bu açıdan nettir. Bir önceki bölümde yer verdiğimiz uygulama örneğimiz de bu kabule göre çözülmüştür. Bu konuda üç yıllık sürenin kayıt yapıldığı yılı birinci yıl olarak kabul eden görüşler 4 olmakla birlikte üç yıllık süreyi takip eden yıldan başlatan görüşlerde 5 bulunmaktadır. 2.4. Alacağından vazgeçen şirket aynı zamanda borçlunun ortağı ise bu tutar sermayeye eklenebilir mi? Uygulamada alacağından vazgeçen işletmelerin genellikle borçlu işletmenin ortağı olduğu görülmektedir. Borçlu işletmeler genellikle teknik iflas durumunda oldukları için (özkaynakları negatif olduğundan) sermaye artışı amacıyla ticaret sicilinde işlemler başlatılmadan önce özkaynakkar içinde sermaye avansı ya da sermaye tamamlama fonu, zarar telafi fonu gibi adlar altında hesaplar oluşturulmakta ve özkaynaklar Türk Ticaret Kanunu açısından kayden sermaye artışı yapılabilir bir duruma getirilmektedir. Genellikle bu hesaplar ortak tarafından nakit transfer yapılması ya da ortak alacağının sermayeye eklenmesi şartıyla özel bir fon hesabına alınması şeklinde oluşturulmaktadır. Bu durumda, şeklen vazgeçilen alacak tutar mahiyetindeki söz konusu tutar sermayeye eklenebilir mi yoksa her hal ve şartta üçüncü yılın kazancına dahil edilmesi zorunlu mudur? Konuya salt kanun maddesinin lafzından yakalaşacak bu gibi bir işlem kesinlikle eleştiriye açık olacaktır. Diğer taftan uygulamada herkes tarafından bilindiği üzere ortak alacağı şirket sermayesine eklenebilir. Özü itibariyle her iki işleminde bize göre birbirinden farkı bulunmamaktadır. Her iki durumda da ortak alacağından vazgeçmektedir. Vazgeçilen alacakta bu tutar ortağın kayıtlarında zarar olarak muhasebeleştirilmekte, diğer durumda ise sermayeye eklenen tutar ortağında kayıtlarında iştirakler hesabına dahil edilmektedir. Olası bir incelemede bu konuda eleştiri alınmaması için tavsiyemiz, sermaye artırımına dair karar metninin profesyonel bir mali danışmandan görüş alınarak hazırlanması, ortağın alacağından sermayeye eklenmesi şartıyla vazgeçtiğinin karar metnine açıkça yazılmasının olası hukuki ihtilafları önleyeceği kanaatindeyiz. 4 GÜNDÜZ, N. Kemal ve PERÇİN, Necati; a.g.e., sayfa: 251-252-253 ÖZYER, Mehmet Ali; Açıklama ve Örneklerle Vergi Usul Kanunu Uygulaması, Maliye Hesap Uzmanları Derneği, 2004, sayfa: 699 YALÇIN, Hüseyin; Dönem Sonu Vergi ve Muhasebe Uygulamaları, 1. baskı, 2011, sayfa: 136 5 YILMAZ, Kazım; a.g.e., Sayfa:387

3. DEĞERSİZ ALACAKLAR Değersiz alacaklar VUK nun 322. maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir: Kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline imkan kalmayan alacaklar değersiz alacaktır. Değersiz alacaklar, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybedeler ve mukayyet kıymetleriyle zarara geçirilerek yok edilirler. İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin bu madde hükmüne giren değersiz alacakları, gider kaydedilmek suretiyle yok edilir. 3.1. Değersiz alacak nasıl belgelenecektir? Madde metninde bir alacağın değersiz alacak olabilmesi için kazai bir hüküm veya kanaat verici vesika ile belgelenmesi şartı aranmaktadır. Kazai bir hüküm ifadesi, alacakla ilgili olarak yapılan hukuki takip sonucunda (dava ve icra) yargı organları tarafından verilen karardan alacağın artık tahsiline imkan kalmadığı anlamına gelmektedir. Örneğin: Dava konusu edilen bir alacak hakkında yargı oraganları zamanaşımı veya borçlunun gaybubetine karar vermişse alacağın değersiz hale geldiğinden söz etmek mümkündür. 6 Kanaat verici vesika ile kanunlarda açıkça düzenlenmemiştir. Söz konusu alacağın tahsil imkanı kalmadığına kanaat getirilmesini sağlayacak her türlü vesika bu mahiyette değerlendirilebilir. Örneğin 7 : Alacaktan vazgeçildiğine dair konkordato anlaşması, Mahkeme huzurunda alacaktan vazgeçildiğinde dair düzenlenmiş belgeler, Borçlunun ülkeyi geri dönmemek üzere terk ettiğini belirleyen gazeteler ve bunu doğrulayan resmi makam belgeleri (yabancı ülkeye kaçma, sığınma gibi) Borçlunun gaipliğine ilişkin mahkeme kararı ve buna bağlı olarak herhangi bir mal varlığı bulunmadığına dair resmi makam belgeleri, Borçlunun herhangi bir mal varlığı bırakmadan ölümü ve mirasçıların da mirası reddettiklerine dair resmi belge, Borçlunun alacaklı tarafından açılan davayı kazandığına dair mahkeme kararı, Borçlunun dolandırıcılıktan mahkum olması ve herhangi bir mal varlığı bulunmadığına dair resmi belgeler, Mahkeme tarafından borçlu hakkında verilmiş gaiplik kararı, Borçlunun adresinin saptanamaması nedeniyle icra dosyasının işlemeden kaldırıldığına dair icra memurluğu yazısı, Borçlunun ölümü ve mirasçıların bulunmadığını kanıtlayan resmi soruşturma belgesi, Borçlunun ölümü ve mirasçıların mirası reddettiklerine dair sulh mahkemesi kararı, Ticaret mahkemesi tarafından borçlu hakkında verilen iflas kararı, 6 ÖZYER, Mehmet Ali; a.g.e., sayfa: 683 7 GÜNDÜZ, N. Kemal ve PERÇİN, Necati; a.g.e. Sayfa: 187-188

3.2. Vazgeçilen alacak ile değersiz alacak arasındaki karşılıklı ilişki Değersiz hale gelen bir alacağı, alacaklı zarar yazarken, bu alacağın borçlusunun da ödemekten kurtulduğu borcu kâr yazması gerekir. Değersiz alacaklar için VUK nun 322. maddesinde yapılan düzenlemenin simetrik sayılabilecek ifadesi de, borçlu yönünden vazgeçilen alacaklar başlığı altında aynı kanunun 324. maddesinde yer almaktadır. Bununla birlikte vazgeçilen alacağın, alacaklı açısından değersiz alacak sayılmaması gerektiği de öne sürülebilmektedir. Bu görüşü ileri sürenler, kanunda bu konuda açık bir hüküm bulunmamasını ve bu yolla alacaklı ve borçlunun muvazaalı bir şekilde vergi matrahlarını ayarlama ihtimallerini gerekçe olarak göstermektedirler. Kanun koyucunun sulh yoluyla vazgeçilen alacak için herhangi bir belge aramaması, vazgeçilen alacağın gelir sayılmasından kaynaklanmaktadır. 8 Alacaklısı tarafından değersiz alacak oalrak kayıtlara intikal ettirilen alacak, borçlu yönünden belli şartarla vazgeçilen alacak uygulamasına konu edilebilir. 9 Yukarıda ilgili bölümlerde de belirttiğimiz üzere, uygulamada alacağından vazgeçen taraf genellikle borçlu şirketin hakim ortağı durumundaki ana şirkettir. Vazgeçilen alacak borçlu nezdinde gelir doğurucu bir etki yarattığından eleştiriye konu olacak bir durum bulunmamakta ve işlemin nedeni, içeriği fazla sorgulanmamaktadır. Ancak, alacağından vazgeçen taraf için bu zarar etkisi yaratacağından, defter kayıtlarına zarar olarak kaydedilen bu tutar hem içerik hem de usul yönünden detaylı bir şekilde incelenmekte, alacaklının vergiye tabi kazancını azaltıcı etkisi varsa bilhassa eleştiri konusu yapılabilmesi için her yönüyle detaylıca araştırılmaktadır. Bu nedenlerle, alacağından vazgeçen tarafın işlemde muvazaa olmadığına dair her türlü belgelemeyi yapması gerekmektedir. Eğer söz konusu tutar, ortak olunan borçlu işletme tarafından sermayeye eklenmeyecekse (ortak alacağının sermayeye ilavesi), doğrudan doğruya vazgeçilen alacak hükümlerinin uygulanması riski yüksek bir yol olacaktır. Bu durumda öncelikle VUK Madde 323 kapsamında şüpheli alacak prosedürlerinin işletilmesi (dava ve icra aşaması), bu süreç sonunda tahsil edilmeyen kısmın değersiz alacak yazılması daha sağlıklı bir yol olabilecektir. Çeşitli kaynaklarda, prensip olarak alacağın değersiz alacak sayılabilmesi için, alacaklının bu alacağın tahsili için tüm yasal yolları denemesi ve buna rağmen alacağın fiilen ve hukuken tahsilen imkan kalmamış olması gerektiği görüşü bulunmaktadır. 10 Diğer taraftan ise, ana ortaklığın bağlı iştirakini dava etmesi, icra yoluna başvurması uygulamada karşılaşılabilecek pek nadir bir örnek olacaktır. Bu durumda tavsiyemiz, bağlı iştirake finansal kolaylık sağlanması ve özkaynak yapısının güçlendirilmesi amacıyla bir operasyon yapılacaksa bu süreç alacaktan vazgeçmek şeklinde değil, ortak alacağının sermayeye ilave edilmesi şeklinde kurgulanması, olası bir incelemede eleştirileri önleyebilecektir. 3.3. Değersiz alacağın ticari kazancın elde edilmesi ile ilgili olması şart mıdır? Bu konu uzun yıllardır şüpheli alacaklar açısından tartışma konusu olmuştur. Özellikle son dönemde, factoring firmalarının denetlenmesi neticesinde çok ciddi tarhiyatlar yapılmış ancak bu süreçte yargıya intikal eden olaylarda genellikle mükellefler haklı bulunmuştu. Kısaca bahsedecek olursak, factoring firmasını müşterisinin 100 TL alacağının 20 TL sini komisyon 8 ÖZYER, Mehmet Ali; a.g.e., Sayfa: 697-698 9 ÜREL, Gürol; Güncel Vergi Usul Kanunu Uygulaması, Maliye ve Hukuk Yayınları, 2007, sayfa: 780 10 ÜREL, Gürol; a.g.e., sayfa: 781

olarak kesmekte ve aradaki 80 TL yi müşterisine ödemektedir. Asıl borçludan alacağını tahsil edemediği zaman ise her iki tarafa da alacağın tamamı üzerinden (100 TL) dava açmakta ve karşılı ayırmaktadır. İncelemelerde, factoring firmalarının sadece 20 TL gelir yazmaları nedeniyle sadece 20 TL şüpheli alacak karşılığı ayırabilecekleri yorumuyla eleştiriler yapılmıştır. Diğer taraftan uzun yıllardır, ticari amaçla verilen avanslar için de dava açılması halinde karşılık ayrılıp ayrılmayacağı tartışma konusu olmuştur. Konu hakkında Vergi İdaresi gelir yazılmayan kısımlar için karşılık ayrılmayacağı görüşünü yıllardır devam ettirmektedir. Buna karşılık Danıştay ın aksi yönde pek çok kararı mevcuttur. Şüpheli alacak karşılığı ayrılması için söz konusu alacağın mutlaka mal veya hizmet satışından kaynaklanmış olmasının gerekmediği yönünde görüşler de (hatta nadiren de olsa Vergi İdaresi özelgeleri de) mevcuttur. 11 Aynı tartışma konusu değersiz alacaklar için de geçerlidir. Konu hakkındaki kaynakların hemen hemen tamamı bu şartı aramaktadır. 12 Kanun metninde bir alacağın değersiz alacak sayılabilmesi için ticari kazancın elde edilmesi ile ilgili olması gerektiğine dair bir şart bulunmamaktadır. Bize göre burada önemli olan işlemin özü ve gerçek mahiyetidir. Tabii ki iki şirket arasında karşılıklı olarak verilen hatır çekleri mahiyetindeki alacaklar için değersiz alacak müessesesinin işletilmesi kabul edilemez. Ancak bize göre ticari mahiyet arz eden bir alacak için değersiz alacak prosedürleri yerine getirilmek şartıyla bu alacağın zarar yazılması mümkündür. Ancak olası bir vergi incelemesinde bu durumun (bilhassa tutar yüksek ise ve matrah farkı için her yol mubahtır anlayışı ile) eleştiri konusu yapılması kuvvetle muhtemeldir. 3.4. Aciz vesikası tartışmaları Aciz vesikası hakkında Vergi İdaresinin ve konu hakkında görüşlerini açıklayan yazarların yorumları genellikle aşağıdaki şekildedir: İcra İflas Kanununda, alacaklı alacağının tamamını alamamışsa kalan miktar için kendisine aciz vesikası verilir hükmü yer almaktadır. Bu belge, takibin yapıldığı dönemde borçlunun ödeme kabiliyetinin bulunmadığını gösterir. Bu belge ile alacaklı, borçlunun ödeme kabiliyetini kazandığı an takibe geçip, alacağını tahsil edebilir. Aciz belgesine bağlanan alacaklar kesin olarak değerini yitirmemiştir. Dolayısıyla bu belgeye dayanılarak alacağın değersiz alacak olarak kabulüne olanak bulunmamaktadır. Ancak, aciz vesikasına bağlanmış bir alacak için şüpheli alaca karşılığı ayrılabilir. Bununla birlikte aksi yönde görüşler de bulunmaktadır. Haciz veya iflas yoluyla takipte borçlunun mal varlığının alacağın tamamını karşılamaması üzerine alacaklıya verilen ve bu yönü ile tahsil imkansızlığını gösteren kat i haciz belgesinin, zamanaşımını durduran ve böylece borçlunun ödeme kabiliyeti doğduğunda alacağın tahsiline olanak tanıyan bir belge olduğu iddiasıyla taalluk ettiği alacağın değersiz değil, şüpheli alacak sayılmasını gerektireceği iddia edilemez. Aslında alacak çok daha önce, dava açılmakla veya icraya başvurulmakla şüpheli duruma gelmiştir. Bu nedenlerdir ki, şüpheli hale gelen alacağın tahsilinin imkansız olduğunu gösteren ve sadece borçlu ileride ödeme gücü kazandığında 11 ÜREL, Gürol; a.g.e., sayfa: 788-789 12 GÜNDÜZ, N. Kemal ve PERÇİN, Necati; ag.e., sayfa: 186 ÖZYER, Mehmet Ali; a.g.e., sayfa: 684 YILMAZ, Kazım; a.g.e., sayfa: 372

alacağın tahsilime imkan hazırlayan aciz vesikası, onun değersiz alacak olarak yazılmasına cevaz veren belli başlı belgelerden birisi olmalıdır. Bu belgenin zamanaşımını durdurması ve tahsil kolaylığı sağlaması, taalluk etiği alacağın değersiz sayılmamasını ve gider yazılmamasını değil, aksine önce gider sonra da şayet alacak ileride tahsile dilecek olursa, tahsil yılında gelir yazılmasını gerektirir. Nitekim Danıştay kararlarında yer alan hakim görüş de bu yöndedir. 13 Bize göre de, zaten dava ve icra aşamalarından geçmek suretiyle alacağın tahsili için tüm hukuki yolların tüketildiği ancak buna rağmen tahsil edilemeyen bir alacak için aciz vesikası alınması halinde söz konusu alacak tutarı değersiz alacak olarak yazılabilmeli, alacak kayıtlardan çıkarılabilmelidir. Değersiz alacak ve şüpheli alacak müesseselerinin özü, mükellef tarafından hâsılat olarak kayıtlara alınan, vergi beyanına konu edilen ve üzerinden vergi de alınan bir tutarın, fiili olarak mükellef tarafından tasarruf edilememesi nedeniyle (tahsil edilememiş olması nedeniyle) mükellef üzerinde haksız bir şekilde yaratılan vergi etkisinin giderilmesidir. Bununla birlikte şüpheli alacak karşılığı ayrılması da aynı etkiyi yaratmaktadır. Çünkü karşılık ayrılan tutar gelir tablosuna zarar kalemi olarak yansıtılmaktadır. Şüpheli alacak karşılığı ayrılmış bir işlem için aciz vesikası alınması bu işlemin mahiyetini de değiştirmemektedir. Bir diğer söyleyişle, tahsil edilmeyen alacak zaten kayıtlara gider olarak alınmıştır ve aciz vesikası alınması 128 ve 129 hesapların kapatılması için hukuki bir gerekçe olmayacaktır. Diğer taraftan, dava ve icra safhalarında şüpheli alacak karşılığı ayrılmamış olsa dahi vergi idaresi aciz vesikasının alındığı hesap dönemi içinde şüpheli alacak karşılığı ayrılmasını kabul etmektedir. Bu da alacağın değersiz alacak yazılması ile (gelir tablosuna zarar olarak yansıması açısından) aynı sonucu doğurmaktadır. İlaveten söz konusu alacak uzun yıllar boyunca bilançoda 128 ve 129 hesaplarda bakiye vermeye devam edecektir. Bu açıdan bakılınca aslında tartışma konusu edilmeye değecek bir husus olmadığını düşünmekteyiz. GÜRAY ÖĞREDİK Serbest Muhasebeci Mali Müşavir MAZARS/DENGE Vergi Departmanı, Kıdemli Müdür 13 GÜNDÜZ ve PERÇİN, a.g.e., sayfa: 191