ĐSTANBUL EVLĐYALARI ŞEYH EBÜLVEFA



Benzer belgeler
Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

Hacı Bayram Veli Hazretleri

Sultanım, müsaade buyurun, ben İstanbul'un çevresini dolaşıp, mevcut suları bir inceleyeyim!.

SELANİK HORTACI CAMİSİ

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Lütfi ŞAHİN /

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

OSMANLI ARAŞTIRMALARI XXV

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

EDEBİYAT. Celâleddîn Ergûn Çelebi GENC-NÂME HAZİNE KİTABI

TARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları...

iki sayfa bakayım neler var diye. Üstelik pembe kapaklı olanıydı. Basından izlemiştim, pembe kapaklı bayanlar için, gri kapaklı olan erkekler içindi.

Edirne Çarşıları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Anlamı. Temel Bilgiler 1

MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ

AKDENİZ İN KUCAĞINDAKİ TARİH ;MAMURE Kapıdaki gişeye yaklaşıp kaleye girmek için ücret ödemek istedim. O sırada gişede oturan hanım görevlinin

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

Server Dede. - Server baba şu Bektaşilerin bir sırrı varmış nedir? Diye takılır, sula sorarlardı.

Siirt'te Örf ve Adetler

Prof.Dr. Jeffrey H. Lang ın İlk Namazı

Yahya Kemal Beyatlı, 30 Mart 1922 tarihli Tevhid-i Efkâr gazetesinde Ezan ve Kur an başlığıyla neşrettiği bir yazısında diyor ki:

BOSNA-HERSEK TEKİ KÜLTÜR, BİLİM VE EĞİTİM ÜZERİNDEKİ OSMANLI ETKİSİ: MEVCUT DURUM

OSMANLI MEDRESELERİ. Tapu ve evkaf kayıtlarına göre orta ve yüksek öğretim yapan medrese sayısı binden fazlaydı.

İsimleri ilk önce Berre idi, Zatı saadetleri ile evlendikten sonra ismini değiştirip Meymune koydular.

Adamın biri bir yolun kenarına dikenler ekmiş. Dikenler büyüyüp gelişince yoldan geçenleri rahatsız etmeye başlamış. Gelip geçenler, adama:

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

HARUN REŞİT İLE BEHLÜL DÂNA Cuma, 18 Haziran :37

Balım Sultan. Kendisinden önceki ve sonraki Postnişin'ler sırası ile ; YUSUF BALA BABA EFENDİ MAHMUT BABA EFENDİ İSKENDER BABA EFENDİ

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar

VEFEYÂT. Doç. Dr. Musa Süreyya Şahin

MİMARİ RESTORASYON ÖĞRENCİLERİ EĞİTİM GEZİSİ

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı. Yayın Kataloğu

İstanbul-Aksaray daki meydanı süsleyen, eklektik üslubun PERTEVNİYAL VALİDE SULTAN CAMİİ İBADETE AÇILDI. restorasy n

Erzurumlu İbrahim Hakkı (Rahmetullahi Aleyh)

ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

YÜKSEL ÖZDEMİR. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

EVLİYA ÇELEBİYE GÖRE YANYA CAMİLERİ

Osmanlı nın ilk hastanesi:

- Nasreddin Hoca'nın mezarı Eskişehir Sivrihisar'da bulundu.

Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı.

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

KUBBEALTI SOHBETLERİ

Okul Başarısı Anne Babalardan Dualar İster (2) Perşembe, 06 Aralık :11. Dualar Beddualar

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 24 Ağustos :42 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ağustos :20

KINALI HASAN. Ey gözümün nuru Hasan ım,

Abbasi Halifesi Harun Reşid bir Ramazan günü Behlül-i Dânâ ya tembih etti: - Akşam namazında camiye git, namaza gelen herkesi iftara davet et.

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

AHMET ARSLAN OSMANLI DEVLETİ NİN PADİŞAHLARI ALBÜMÜ

Ali Rıza Malkoç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

Üç nesil Anneler Günü

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

Duruşuyla gönülleri yumuşatan bir zat

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti

Mesnevi den (ş 7 irli) r H i k â y ele

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı

Ünite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı)

Akhisarlı Hakkı Baba, 1934 yılında Akhisar da doğdu. Ailesi Aslen Makedonya nın PİRLEPE şehrinden gelmiş Arnavut kökenli bir ailedir.

Es-Seyyid Eş-Şeyh Abdülhamid El Abri Hazretleri

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

İlk Selatin Camii: Fatih Camii

Tag Archives: chp döneminde yikilan camiler

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

II. Beyazid Camii - Külliyesi ve Sağlık Müzesi. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

Batı Karadeniz Gezi Programı Safranbolu, Kastamonu, Amasya, Samsun Kasım 2013

Es-Seyyid Eş-Şeyh Abdülkadir El Abri Hazretleri

Yer Esnaf/Dükkan İsim Nefer Aded Arşiv İsmi

SELANİK ESKİ CUMA CAMİSİ

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

2015 YILI 3. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI Pazartesi Öğleden Önce Şevket ŞİMŞEK Uzman Vaiz Kapucu Camii

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar

TEPEBAŞI İLÇESİ 2016 YILI RAZAMAN AYI VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI

MAHMUD EFENDi HAZRETLERİ (K.S.)

İLİM HALKALARI PROJESİ

Doğru bildiğini her yerde haykıran, kimseye eğilip bükülmeyen birisiydi Neyzen Tevfik..

SOSYAL PROGRAM. 1. GÜN: 19 Mayıs 2016 PERŞEMBE. (19.00, Açılış Kokteyli SAÜ Personel Lokali) 2. GÜN: 20 Mayıs 2016 CUMA

Haydin Câmiye Pazartesi, 31 Ekim :26

SAYILI ADIMLARLA ELDE EDİLEN MİLYONLARCA SEVAPLAR

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

Islam & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği

- Sorma, şişenin üzerinde iyice çalkalayın yazıyormuş, ben fark etmemişim

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

Surre Alayı. Surre-i Hümâyun. Altınoluk. Surre Alayının Güzergâhları. Surre Alayının Güvenliği. Surre Alayının Yola Çıkması

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

RESTORASYON ÇALIŞMALARI

BEP Plan Hazırla T.C Ağrı Valiliği ALPASLAN ORTAOKULU Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

Kültürümüzde ilme verilen önemi nasıl açıklarsınız?

Transkript:

ĐSTANBUL EVLĐYALARI ŞEYH EBÜLVEFA Đsmi vaktiyle kibar bir semte verilmiş olan Şeyh Ebul Vefa, Konya da doğmuş ve Şehzadebaşı ndan Unkapanı kadrosuna inen caddede yine kendi ismiyle anılan Vefa Camisi nin yanındaki türbede defn olunmuştur. Cami, Đkinci Beyazıt tarafından yaptırılmıştır. Bu veliyullahın ismi Mustafa, lakabı Müslihiddin, babası (Vefa) adı ile meşhur Ahmet Sadri dir. Edirne de Debbağlar Đmamı Şeyh Müslihiddin tarafından doğru yola sevk edilmiş ve o mürşide bağlanarak yine onun işaretiyle Abdullâtif Kudsî Hazretlerinin hizmetine ulaşmıştır. Şeyh Ebul Vefa nın Mezarı

Đkinci mürşidi onda gördüğü cevheri işlemiş, Ebulvefâ derece derece ilerleyerek zâhir ve bâtın ilimlerini tahsil ve tasavvufta emsalsiz olmuştur. Hazret; özellikle Fıkıh bilimine sahipti. Edebiyata, şiire hakim olduğu gibi musiki ilminde de üstâd idi. Sesi pek güzel olduğu için belâgat ve açık ifadeli konuşmayla okuduğu hutbeler dinleyenleri kendine hayran bırakırdı. Hazret-i Şeyh kendisini içinde bulunduğu gerçek dünyaya adadığı için dünya ile ilgisini kesmiş bütün sorumluluklarını nefsi kırma ve ibadete kendini Allah yoluna vermişti. Şeyh Ebülvefa nın pek çok menkıbeleri vardır. Son zamanlarında Hicaz a giderek hac vazifesini yerine getirmiş, hacdan sonra Đstanbul a dönerek Camiinde ibadet ve Allah ın emirlerini yerine getirmek ile meşgul olmuştur. Tasavvufa ait kıymetli eserleri vardır. Şeyh Ebülvafâ, 1490 senesinde bekâ (Devamlılık, sâbit olma) eylemine intikal eylemiştir. Sonraları defnolunduğu yerin üzerine bir kubbe yapılmış ve ziyaret mahalli olmuştur. Vefâ Konevî hazretleri, ilk tahsîlini yaptıktan sonra, Edirne'de Debbağlar Câmii imâmı Şeyh Muslihuddîn'e talebe oldu. Bir müddet bu hocasından ilim öğrenip feyz aldı. Sonra hocasının tavsiyesi üzerine evliyanın büyüklerinden Abdüllatîf-i Kudsî hazretlerinin sohbetlerinde bulundu. Hem din, hem de fen ilimlerinde mütehassıs olarak yetişti. Tasavvuf ilminde ve hâllerinde de yetişip yükseldi. Şeyh Vefâ hazretleri, bir ara hacca gitmişti. Hacdan deniz yolu ile dönerken, yolda Hıristiyan korsanları tarafından gemisi yağma edilip, kendisi de esir edildi. Rodos Adası na götürülüp hapsedildi. Zamanının gözü pek kahramanlarından Kahramanoğlu Đbrâhim Bey tarafından, esir alanlara para verilmek sûretiyle esâretten kurtarıldı. Hürriyetine kavuştu. Đstanbul a dönüşlerinde, simdi kendi ismi ile anılan "Vefâ" semtine yerleşti. Vefâtına kadar burada yasadı. Đnsanlara doğru yolu göstermek, dinimizin emir ve yasaklarını bildirmek ile meşgul oldu. Sözleri gayet beliğ ve açık olup, dinleyenlerin kolaylıkla anlayabileceği şekildeydi. Çok ibadet ettiğinden, sohbetine gelenleri, ancak belli vakitlerde kabul ederdi. Sohbetleri pek tatlı olup herkesin onu dinlemek ve yüzünü görmek için âşık olduğu bir zattı. Sözleri hikmetli ve nükteli idi. Din hususunda hiç taviz vermezdi. Bu hususta titiz ve celâlli idi. Dünyaya düşkün olanlara iltifat etmez, dervişlerle, dünyaya düşkün olmayanlar ile sohbet etmeyi severdi. Zamanının meşhur kimseleri kapısına gelir, sohbetine kavuşmak için kabul etmesini beklerdi. Bir defasında, Fâtih Sultan Mehmed Han kapısına kadar geldiği hâlde onunla görüşmemiştir. O da üzülerek, geri dönüp gitmiştir. Onunla görüşmemesinden dolayı kendisi de üzülmüş, hattâ gözlerinden iki damla gözyaşı yanaklarına inmiştir. Yanında bulunanlar; "Efendim neden padişahı kabul etmediniz? Hem siz buna üzüldünüz, hem de o üzüldü." dediler. Ebü'l- Vefâ hazretleri, gözünden akan iki damla gözyaşını eliyle silerek; "Doğru söylersiniz. Ama inanıyorum ki, benim ona olan sevgim ve onun bana olan ihtiyacı, bize asil vazifemizi unutturacak kadar fazladır. Dostluğumuz, sohbetimiz, birçok vatandaşın işinin yarım kalmasına sebep olacak. Sonunda dayanamayıp padişahlığı bırakmak isteyecek. Simdi anladınız mı? Sultanı niçin kabul etmediği mi?" buyurdu. Ayrıca Fatih Sultan Mehmed Han ın cenaze namazını da Ebü l-vefâ Hazretleri kıldırmıştır.

Sultan Đkinci Bâyezîd-i Velî, Ebü'l-Vefâ hazretlerini çok sever ve üstün tutardı. Kızını evlendirirken, nikâhı teberrüken Vefâ hazretlerinin yapmasını ve onun huzûrunda olmasını istedi. Vefa hazretlerine kırk bin akçe göndererek durumu arz etmişti. Fakat Vefâ hazretleri bu hediyeyi kabûl etmedi ve "Muhyiddîn Konevî Efendi vardır. Fakirdir, bu parayı ona verirsiniz. Bereketli bir zattır. Onu getiriniz, bu isi o yapsın." buyurdu. Bunun üzerine o zatı getirip, nikâhı kıydırdılar. Bir bahar günü, Vefa hazretlerine; Mevsim güzel, hava çok hoş. Allah ın rahmet eserlerini görmeniz için dışarı çıkmanızı istirham ederiz dediklerinde; "Bugün müsaade edin. Aksam,

her zaman yediğimden bir lokma daha fazla yiyeyim de, dışarı çıkacak kuvvetim olsun." buyurdu. Kendisine, şehrimize, şu kadar ağırlıktaki taşı kaldıran ve şu kadar ağır yük taşıyan birisi geldi dediklerinde; "Abdest ibriğini taşımak, ondan zordur." buyurdu. Bu ne doğru ve ne güzel bir cevaptır. Çünkü ağır taşı kaldırma ve ağır yük taşımada nefsin hazzı vardır. Bunun için nefse kolay gelir. Abdest ibriğini taşımakta ise, nefse muhalefet vardır. Bunun için nefse daha zor ve daha ağır gelir. Ebü'l-Vefâ hazretleri astronomi ve astroloji ilimlerine vâkıftı. Çok talebe yetiştirdi. Güzel halleriyle meşhur oldu. Sultan Đkinci Bâyezîd-i Velî, Ebü'l-Vefâ hazretlerini çok severdi. Đlminin, yasayışının hayranı idi. Bu sebepten vefat ettiği zaman cenaze namazında bulundu. Hatta o esnada, kefenini açıp, yüzüne bakarak, eskiden beri olan hasret ateşini bir parça gidermek istedi. Kefenini açıp baktıklarında, Ebü l-vefa hazretleri yüzünü sağ eliyle kapatmıştı." Ebü'l-Vefâ hazretlerinin türbesinin duâ edilen penceresinde su beyitler yazılıdır:

Muktedây'i ehl-i mânâ, Muslihuddîn Ebü'l-Vefâ Uyûn-i ussâka hâk-i merkadidir Tûtiyâ Mânâsı: (Muslihuddîn Ebü'l-Vefâ, mânâ ehlinin, evliyânin uydugu kimsedir. Mezarının toprağı, aşıkların gözlerine sürmedir.) Ebü'l-Vefâ hazretleri adına Konya'da bir câmi, Đstanbul da ise câmi, medrese, hamam, dergâh, halvethâne ve türbe inşâ edilmiştir. Şeyh Vefa nın sadece Molla Hüsrevi kabul ettiği ve arada bir de ona iadeyi ziyarette bulunduğu kimsenin özellikle ulemanın gözünden kaçmazmış. Neden Molla Gürani değil de Molla Hüsrev diye çok zaman düşünmüşler, ama bunu Şeyhin kendisini bir türlü soramazlarmış.bir gün bu soruyu Molla Gürani nin kendisine sormayı denemişler.birisi: - Şeyh Hazretleri sizi niçin kabul etmezler?niçin Molla Hüsrevi ziyaret ederler de sizden bu ziyareti esirgerler? Gürani bu soruyu zaten öteden beri bekliyormuş.derin bir geçirmiş ve ulemeya şöyle yanıt vermiş: - Molla Hüsrev, ziyareti vacip bir şahsiyettir, alimdir. Ben saltanat makamıyla fazlaca ilgili bulunduğum için Şeyh Vefa beni ziyaret etmez ve ziyaretimi kabul buyurmaz. Đkinci Bayezit devrinde Paskalya gününün kesin olarak hangi tarihe rastladığı konusunda papazlar iki grup olmuş.bu kutsal günü ne yaptılarsa ne ettilerse bir türlü Pazar gününe denk getirememişler.bir grup başka bir şey teklif ediyor,karşı grup buna itiraz ediyor böylece cemaatin papazlara karşı olan inançlarının kırılmasına yol açıyorlarmış.ne yapacaklarını şaşıran papazlardan birinin aklına birden Şeyh Vefaya danışmak gelmiş.o devrin en bilgili kişisinden akıl almak onun sözüne uymak en çıkar yolmuş.öteki papazlarda bu teklifi kabul etmişler ve hep birlikte düşmüşler yola.dergaha gelip şeyhin huzuruna çıkmışlar ve Şeyh onları dinlemiş ve tok sesi ile şunları söylemiş: - Mart ayında giren Arabi ayının on beşinden sonraki pazar günü paskalyanızdır. Kutlayabilirsiniz. Şeyh Vefa nın bu hesabı Anadolu Hıristiyanlar arasında yakın zamana kadar hüküm sürmüş ve paskalya o günden sonra hep şeyh Vefa nın belirlediği o tarih üzerine kutlanmış. Şeyh Vefa hazretlerinin eserleri şunlardır: 1) Makâm-i Sülûk: Tasavvuf ile ilgili olup, Türkçe ve üç yüz doksan altı beyitlik manzûm bir eserdir. Tasavvufî, ahlâkî mevzûları şiir yoluyla anlatmıştır. Bu eseri, edebiyat ve şiir bakımından da kıymetlidir. 2) Sâz-i Irfân: Türkçe ve manzûm bir eserdir. 3) Evrâd-i Vefâ: Beş yüz elli altı sayfa civarında olup, nesir bir eserdir.

4) Rûznâme-i Vefâ: Bu eseri, Defterdar Ali Çelebi tarafından Miftâh-i Rûznâme adıyla serh edilmiştir. Bunlardan başka eserleri de olduğu kaydedilmiştir. Şeyh Vefâ hazretlerinin bir şiiri şöyledir: Evvel tevhîdi zikret, Sonra cürmünü fikret. Var yoluna doğru git. Bir zât-i kâmil ara, Gezme tozma âvâra. Tamam sıra bu sıra, Gaflet ile çalışma, Çok gezmeye alışma. Kem sözlere karışma, Rüyana yalan katma, Elden söz alıp satma. Cellad önüne yatma. Her sözde inâd etme, Her mezbelede bitme. Sapa yollardan gitme, Dostunda kusur görme, Ak yüze kara sürme. Başına çorap örme, Hayrın bir ise binle, Vakt-i seherde inle. Pend-i Vefâ yı dinle, 1) Kâmûs-ül-A'lâm; c.6, s.4688 2) Sakâyik-i Nu'mâniyye Tercümesi (Mecdî Efendi); c.1, s.251 3) Tâcüt-Tevârih; c.2, s.527 4) Osmanlı Müellifleri; c.1, s.181 5) Rehber Ansiklopedisi; c.4, s.326 6) Nefehâtül-Üns; s.559 7) Tam Ilmihâl Seâdet-i Ebediyye; (49. Baski) s.1071 8) Đslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.13, s.138 9) Mevâkib, Süleymâniye Kütüphânesi, No: 3622, s.11 Osman SARISAKAL