Kanser erken teşhis edildiği takdirde tam olarak şifaya kavuşabilen bir hastalıktır Ülkemiz açısından önemi her yıl giderek artan kanser hastalığına karşı bilgilendirme, bilinçlendirme ve farkındalık kazandırma amacıyla Nisan ayının ilk haftası Kanserle Savaş Haftası olarak kabul edilmiştir. Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Gökhan Demir kanser alanında son yıllarda dünyadaki devrim niteliğindeki gelişmelerden bahsetti. Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Gökhan Demir "Kanser tedavisi son yıllarda çok önemli devrim niteliğinde gelişmelere değişmelere sahne oluyor. Bu konudaki en önemli gelişmelerden bir tanesi eskiden kanser tedavisinde sadece cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi kullanılırken, son 10 yılda özellikle genetik ve moleküler biyoloji alanındaki gelişmeler kanserde var olan genetik bozuklukları çok daha iyi tanımamıza, hangi genetik bozukluğun kanserin artmasına çoğalmasına ve yayılmasına yol açtığını anlamamızı sağladı" diyor. Kimya alanındaki gelişmelerin kanserin artmasına yol açan gendeki bozukluğu hedefleyen ilaçlar ortaya çıkmasını sağladığını belirten Prof. Demir: Biz bunlara akıllı moleküller, kişiye özel tedaviler diyoruz. Gerçekten bazı kanser türlerinde bugün hiç kemoterapi yapmadan sadece bu akıllı moleküller ve hedefli tedavilerle kanseri ileri evrelerinde bile kontrol altında tutuyoruz. Bugün akciğer kanserlerin bazı türlerinde en ölümcül cilt kanserlerinden olan malign melanomda veya böbrek kanserlerinde bu tür akıllı moleküllerle özellikle gendeki bozukluğu hedefleyen moleküllerle başarı sağlayabilmemiz çok heyecan verici dedi. "Bağışıklık sistemini uyararak kanserle mücadele eden tedaviler yakında ülkemizde " Prof. Dr. Gökhan Demir kanser alanındaki ikinci önemli gelişmeyi ise şöyle anlatıyor: Bağışıklık sistemi bugüne kadar kansere karşı daha pasif duran bir sistemdi, yeterli derecede kansere karşı etkili olamıyordu. Son iki yıl içinde geliştirilen yeni moleküllerle artık vücudun hücrelerini kullanarak yani bağışıklık sistemini uyararak kanserle mücadele etme konusunda çok önemli başarılar kaydediyoruz.
Akciğer kanseri ve melanomdaki bu tedaviler ABD de ve Avrupa da onaylandı. Yakın zamanda Sağlık Bakanlığı nın onayı ile bu ilaçları ülkemizde de kullanmaya başlayacağız. Kanser üç yönlü değerlendirilmesi gereken bir konu: Korunma, Erken Tanı, Tedavi Prof. Demir "Kanser alanında her zaman üstüne basarak dile getirdiğimiz üç önemli konu korunma erken tanı ve tedavidir. Türkiye kanser tedavisi konusunda bütün çevre ülkelerin lider konumunda bir ülke artık. Balkanlar, kuzey Afrika, kuzey Karadeniz in üst bölgesindeki ülkelerden hastalar Türkiye ye tedavi için geliyor. Ancak kanserde tek alan sadece tedavi yetmiyor, kanserden korunma ve erken tanı için tarama testlerinin yapılması da en az tedavi kadar önemlidir" diyerek halkı uyarıyor. Kanserden korunmak için Akdeniz diyeti Korunma için düzenli egzersiz yapmanın ve beslenmenin önemine değinen Prof. Demir Akdeniz diyetini öneriyor ve bol miktarda meyve, sebze, balık ve zeytinyağlı tüketilmesi, yağ olarak doymuş yağları değil zeytinyağının tercih edilmesi gerektiğinin altını çiziyor ve devam ediyor Aşırı tuzdan, aşırı beyaz şekerden, aşırı beyaz undan, doymamış yağdan ve işlenmiş gıdalardan kaçınacağız. Özellikle yaz aylarında güneş ışınlarına direkt maruz kalmaktan kendimizi ve çocuklarımızı koruyacağız. Bütün bunlar kanserden korunmak için alabileceğimiz çok basit önlemler. Şunu bilmeliyiz ki; bunları yapan kişilerin de kanser riski maalesef sıfır olmaz. Belli bir yaştan itibaren kanser tarama programlarına katılmamız gerekiyor. Kanser erken teşhis edildiği takdirde tam olarak şifaya kavuşabilen bir hastalıktır." Kadınlar jinekolojik muayenelerini, erkekler prostat kontrollerini ihmal etmemeli Her kadının cinsel hayat ile birlikte yıllık olarak jinekolojik muayenelerini yaptırması gerektiğini vurgulayan Prof. Demir, 40 yaşından itibaren mamografi çektirilmesi için kadınları; kolonoskopi yapılması konusunda 45 yaşını geçmiş herkesi uyarıyor. 40 yaşını geçmiş erkeklere ise prostat kontrollerini yıllık olarak yapmalarını hatırlatıyor. Vücudunda aşırı derecede ben olan sarışın ve açık tenli insanların yılda bir defa dermatolojik muayeneden geçmesi gerektiğini ekleyen Prof. Demir, bu önlemlerin kanser oluşma sıklığını yüzde 25 ile 30 oranında azalttığını belirtiyor. Prof. Dr. Gökhan Demir Türkiye de ön plana çıkan kanser türleri hakkında şu bilgileri veriyor: Türkiye de özellikle akciğer kanserleri çok önemli bir sorun. Bugün hala akciğer kanserleri erkeklerde en sık gördüğümüz kanserler arasında birinci sırada çünkü hala çok yüksek oranda sigara kullanan bir toplumuz. Bu oran azalıyor ama koruyucu önlemlerin kanser sıklığında azalmaya yol açması için 5-10 yıllık bir süre gerekiyor. Türkiye de kadınlarda da sigara kullanma oranının arttığı bir dönemde olduğumuz için ne yazık ki akciğer kanserleri kadınlarda da artış gösteren bir kanser türü haline geldi. Türkiye kanser konusunda bir değişim sürecinde. Artık Batılı kanser tipleri olan prostat, meme ve kalın bağırsak kanserlerine daha fazla rastlandığını görüyoruz. Geçtiğimiz yıllarda mide kanserleri, kalın bağırsak kanserine oranla daha sık rastlanırken, bugün mide kanserlerinde bir azalma söz konusu. Günümüzde bazı kanser türlerine karşı geliştirilmiş testler ve tarama programlarından bahseden Prof. Demir ailesinde hiçbir risk faktörü taşımayan, kendisinde hiçbir şikayet olmayan tamamıyla sağlıklı insanların da belli yaşlardan itibaren mamografi, SMEAR Testi, PSA Testi, kolonoskopi ile ben takibi yaptırmaları gerektiğini hatırlatarak sözlerini tamamlıyor.
DOKA Planı yeniden düzenlenecek GESOB Başkanı Ali Kara: "Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı'nın 2014-2017 Doğu Karadeniz Bölge Planı, Giresun'un ihtiyaçlarını giderecek şekilde yeniden düzenlenecek" Giresun Esnaf ve Sanatkârları Odaları Birliği (GESOB) Başkanı Ali Kara, Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı'nın (DOKA) 2014-2017 Doğu Karadeniz Bölge Planı'nın Giresun'un ihtiyaçlarını giderecek şekilde yeniden düzenleneceğini söyledi. Kara, yaptığı açıklamada, sivil toplum kuruluşları olarak DOKA yetkilileriyle bir araya gelerek, bölge planıyla ilgili toplantı yaptıklarını, Giresun ile ilgili eksik ve düzeltilmesini istedikleri konuları kendilerine ilettiklerini belirtti. DOKA yetkilileriyle eksikliklerin giderilmesi noktasında mutabakata vardıklarını kaydeden Kara, "Bölge planında Giresun'un dışındaki tüm illerde kalkınma ve yatırımda öncelikli projeler yer alıyor. Oysaki Giresun için ise fındık dışında önemli hiçbir proje yer almıyor. Daha önce yaptığımız çağrılarla DOKA yetkililerinden bu durumun düzeltilmesini istemiştik. Yetkililer çağrımıza kayıtsız kalmadı. Bugün kurum yetkilileri ile Giresun'da sivil toplum kuruluşlarımızın da yeraldığı bir toplantı yaptık. Kendileriyle taleplerimiz doğrultusunda Giresun ile ilgili bölümlerin düzeltilmesi noktasında mutabakata vardık" dedi. Kara, Giresunlular olarak sadece haklarını istedikleri, bunun mücadelesi verdiklerini vurgulayarak, "Biz bir başka ile yapılan yatırıma karşı değiliz. Biz hakkımız olanı istiyoruz. Haklarımızın başka yerlere kaydırılmasına karşıyız. Mücadelemiz bu noktada. Bundan sonra da bu böyle olacak" diye konuştu. KARA: DOKA GİRESUN U YOK SAYIYOR Giresun Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği (GESOB) Başkanı Ali Kara, Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı'nın (DOKA) Giresun a yönelik tutumunu eleştirdi. Bu konuya ilişkin bir basın toplantısı düzenleyen Kara, 2014-2017 Doğu Karadeniz Bölge Planı'nda Giresun a sadece fındıkla ilgili rol biçildiğini, oysa diğer illere hizmet amaçlı pek çok proje kapsamına alındığına dikkat çekerek, planın Giresun'un ihtiyaçlarını giderecek şekilde yeniden düzenlenmesini istedi. Giresunlular olarak böyle bir planı kabul etmemiz mümkün değil diyen Kara, şunları söyledi: Ajansın bu güne kadar uyguladığı politika nedeniyle kaynaklar Kalkınma Ajansı Kanunundaki amaçların aksine tercih edilmiş, gelişme düzeyi ilimizden çok çok ileride olan bir il pilot bölge ilan edilerek gelişmişlik farkı ilimiz aleyhine daha da büyüme trendine girmiştir. Kalkınma Ajansının 2014-2023 yıllarını planlayan hedeflerini özetle incelediğimizde Giresun ilini bu günkü halinden daha geriye götürdüğünü gelişmiş olan Trabzon iline kaynakların hemen hemen tamamının yönlendirildiğini müşaade etmekteyiz. Bu bölge planında Trabzon, Rize, Ordu ve Artvin in kalkınma ve yatırımda öncelikli noktaya çekildiği Giresun a ise doğal mecrasında yetişen fındığa dayalı bir rolün biçildiği Trabzon ve Rize ye çok yönlü sanayi ve teknoloji uluslararası spor ve kültür merkezleri, Ordu iline Fındığın yanında Kültür ve Turizm odaklı bir kalkınmanın hedeflendiği, Gümüşhane nin tarımsal üretim odaklı bir organik tarım merkezi olarak gelişimi hedeflendiği (bölge planı sayfa 149) da açıkça görülmektedir. Giresun Limanı na işlerlik öngörülmediğini savunan Kara, Doğu Karadeniz in Rize-Trabzon Hopa Limanlarının daha aktif hale getirilmesini ve Trabzon Limanının Orta Doğu-Kafkasların Transit Taşıma Merkezi olması hedeflenmiş bölgenin Trabzon dan sonraki ikinci büyük limanı olan Giresun Limanı adeta yok sayılmıştır dedi. Kara, DOKA yetkililerinden planın Giresun'un ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenmesini istediklerini belirterek,şu çağrıyı yaptı: Sonuç olarak bu planın tamamen Giresun ili aleyhine kurnazca tasarlanmış
bir senaryo oluğu çok net bir biçimde kendini göstermiştir. Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı yetkilileri öncelikle yaptıkları bu hatadan süratle dönüp planı Giresun un ihtiyaçlarını giderecek şekilde düzeltmeye davet etmekteyiz. Eğer Giresun un mağduriyetleri giderilemiyorsa buradaki engellemeler kamuoyuna net bir şekilde anlatılarak Ordu-Giresun-Gümüşhane veya Tokat tan oluşacak 3 ilden bir Kalkınma Ajansının kurulma çalışmalarına zaman geçmeden başlanması için Milletvekillerimize iktidar ve muhalefete bu tarihi çağrıyı yapıyoruz.