Benzer belgeler
ÖRNEK RESTORASYONLAR SERGÝSÝ

AÐLAYAN VAKIF ESERLERÝ SERGÝSÝ

Saman-i Viran-i Evvel Camii (Çukur Çeþme Camii)

17 ÞUBAT kontrol


Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

Kanguru Matematik Türkiye 2015

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý

TUR 1 - ĠSTANBUL KLASĠKLERĠ


1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ.

Kanguru Matematik Türkiye 2017

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

NECİP FAZIL KISAKÜREK


5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý

İstanbul'da Gezilecek Yerler

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Simge Özer Pýnarbaþý

ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

Kanguru Matematik Türkiye 2018

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

Kanguru Matematik Türkiye 2015

İstanbul, Türkiye'de yer alan şehir ve ülkenin 81 ilinden biri. Şehir, iktisadi büyüklük açısından dünyada 34., nüfus açısından belediye sınırları

Âbideler Þehri Ýstanbul 129

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:

BİZ VE DEĞERLERİMİZ. 3. Ayþe yeni okulunda okuyacaðý için hangi duyguyu yaþýyormuş? A) B)

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan :15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden,

Kabe nin çevresine bir utanç duvarý örülüyor...

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

3. FASÝKÜL 1. FASÝKÜL 4. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL 5. FASÝKÜL. 3. ÜNÝTE: ÇIKARMA ÝÞLEMÝ, AÇILAR VE ÞEKÝLLER Çýkarma Ýþlemi Zihinden Çýkarma

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * Yemek Yapalım: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:

VAKIF MÜZELERÝ TANITIM SERGÝSÝ

Sessizliktir Her Þeyin Ötesi. Hani, sýradan hayatlar vardýr; hüzünle astarlanmýþ ruhlarýn. sessizliðini akseder suretleri.

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

Roma mimarisinin kendine

ĐSTANBUL DOLMABAHÇE SARAYI, SAAT KULESĐ VE CAMĐĐ TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

Kanguru Matematik Türkiye 2018

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

ünite1 Sosyal Bilgiler

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Programýmýz, Deneyimimiz, Çaðdaþ Demokrat Ekibimiz ve Çaða Uygun Vizyonumuz ile Yeniden

Bâlî Paþa Camii. Âbideler Þehri Ýstanbul

Âbideler Þehri Ýstanbul 145

Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz!

2. İstanbul Boğazı 31 kilometre uzunluğundadır. 3. İstanbul Boğazı Asya ve Avrupa yı birbirinden ayırır. 4. İstanbul Boğazını turistler çok severler.

01 Kasým 2018


Bâlâ Camii. Âbideler Þehri Ýstanbul



MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154

AHIRIN İÇİNDEKİ SARAY 300 Ispartalı filmini hatırladınız mı?

BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ MATEMATÝK

01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE)

d es ý KÝTAGAMÝ Nasýl Yapýlýr

Metapan Metal Panel DOGRUSAL TAVANLAR

Hac Organizasyonumuz; Turizm Bakanlýðý, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý ve Türsab Denetim ve Kontrolü Altýndadýr! KUTSAL YOLCULUK HAC...

Kanguru Matematik Türkiye 2015

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA BÖLÜM

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / Sayýn Makina Üreticisi,

FÝYATLAR A. FÝYATLARDAKÝ GENEL GÖRÜNÜM


Âbideler Þehri Ýstanbul 155

Geometriye Y olculuk. E Kare, Dikdörtgen ve Üçgen E Açýlar E Açýlarý Ölçme E E E E E. Çevremizdeki Geometri. Geometrik Þekilleri Ýnceleyelim

FATİH SULTAN MEHMET İN Sarayları

Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir

Ýlk 1 Mayýs Þiiri Ve Nezihe MERÝÇ

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı



DENEME Bu testte 40 soru bulunmaktadýr. 2. Bu testteki sorular matematiksel iliþkilerden yararlanma gücünü ölçmeye yöneliktir.

1. Merkezi ve çevresel sinir sistemini oluþturan sinir hücrelerine ne ad verilir?

6. ÜNÝTE. Türklerde Sanat A. ÝLK TÜRK DEVLETLERÝNDE SANAT B. TÜRK-ÝSLAM DEVLETLERÝNDE SANAT C. OSMANLI SANATI Ç. CUMHURÝYET DÖNEMÝ TÜRK SANATI

COPYRIGHT EBD YAYINCILIK LTD. ŞTİ.

ünite1 3. Aþaðýdaki altý çizili sözcüklerden hangisi yan anlamda kullanýlmamýþtýr? A. Terazinin dili yaklaþýk 300 kg gösteriyordu.

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

ISO 9001 CERTON N.008/02. SAIT Abrasivi S.p.A.

Gelin Bir Yolculuða Çýkalým Birlikte

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

İZMİR BALÇOVA ANADOLU LİSESİ İSTANBUL ÜNİVERSİTE TANITIM VE KÜLTÜR GEZİSİ

EKİM 15. Şarkiye Mahallesi Kocakişi Sokak No: Altınordu/ORDU.

OTOMATÝK KAPI SÝSTEMLERÝ

Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek

Texas\'lý Klasikçilerin Vazgeçilmez Aksesuarý \"Sýðýr Boynuzu \" Gönderen : papatya54-29/12/ :31

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

17 ÞUBAT kontrol


50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

Transkript:

www.uyanis.com.tr ÝSTANBUL UN TARÝHÝ YERLERÝ. HA ZIRA N 2008

ÝÇÝNDEKÝLER Ýstanbul un Tarihi Yerleri 3 Necip Fazýl Kýsakürek 10 20. YY. Bilim ve Teknoloji 16 Havucu Seven Tavþanlar 17 Milli Duygumuzu Kaybediyoruz 19 1. SAYI KARDELEN SEÇKÝSÝ

ÝSTANBUL UN TARÝHÝ YERLERÝ TOPKAPI SARAYI TOPKAPI SARAYI 15-19 uncu yüzyýllar arasýnda Osmanlý Ýmparatorluðu'nun merkezinde bulunan Topkapý Sarayý, labirentleriyle, Boðaz, Haliç ve Marmara Denizi'nin sularýnýn karýþtýðý noktada, bir kara parçasý üzerinde yer almaktadýr. Yeni sarayýn (Topkapý Sarayýnýn) yapýmýna 1466'dan sonra baþlanmýþ ve Fatih ölmeden birkaç sene önce 1478'de tamamlanmýþtýr. Bu saray diðer Avrupa Saraylarý gibi tek bir binada olmayýp çeþitli köþk ve dairelerden oluþmuþtur. Ýlk olarak yapýlan Çinili Köþk Sýrça Saray'dýr ve 1472'de bitmiþtir. Orta Asya mimarisi karakterinde ve iki katlý köþk 1875'te Arkeoloji, 1908 senesinde de Türk Ýslam Eserleri Müzesi olmuþtur. 1953'te ise Fatih Eserleri Müzesi olarak açýlmýþtýr. Çinili Köþkü, Kubbealtý Arzodasý, Hasoda, Hazine, Kiler ve Seferliler gibi koðuþlar, mutfaklarýn bir kýsmý, hastalar odasý, hamam þimdi kütüphane olan Aðalar Cami, ahýr ve diðer binalarýn yapýmý izlemiþ ve son olarak da yapý 1478'de Saray surlarýnýn ve Bab-ý Humayun denen Sultanahmet yönündeki asýl kapýnýn inþaatý ile tamamlanmýþtýr. Fatih devrinde ortalama 750 kiþi olan saray halký gittikçe artmýþ ve XIX. yüzyýlda normal günlerde 5000, bayram günleri gibi fevkalade zamanlarda ise 10.000'i bulmuþtur. Bu sebeple bu saraya zamanla yeni yeni ilaveler yapýlmýþtýr. Topkapý Sarayý Harem kýsmý III. Sultan Murat devrinde 1574-1595 yýllarýnda yapýlmýþ ve ondan sonra Bayazýt'daki harem halký buraya nakledilmiþtir. XIX. yüzyýl baþlarýnda harem halký 474 kiþi idi. Harem'e girerken Kýzlar Aðasý Dairesi ve onun üst katýnda da küçük þehzadelerle Sultanlar için Þehzadeler Mektebi vardý. Sarayda zamanla Enderun Mektebi, Hekimbaþý Odasý, Enderun Eczanesi, iç avlulardaki köþklerle Sarayburnu sahillerinde yazlýk köþkler yapýlmýþ, mutfaklar, ahýrlar geniþletilmiþ, yeni yeni cami ve kütüphaneler ilave edilmiþtir. DOLMABAHÇE SARAYI DOLMABAHÇE SARAYI 19 uncu yüzyýlda Sultan I. Abdülmecit tarafýndan yaptýrýlan Dolmabahçe Sarayý'nýn cephesi Boðaz'ýn Avrupa kýyýsýnda 600 m boyunca uzanmaktadýr. Dolmabahçe Sarayý, Avrupa sanatý üsluplarýnýn bir karýþýmý olarak 1843-1856 yýllarý arasýnda inþa edilmiþtir. Sultan Abdülmecit'in mimarý Karabet Balyanýn eseridir. Osmanlý Sultanlarýnýn her devirde birçok sarayý bulunurdu. Ancak esas saray Topkapý, Dolmabahçe Saraylarýnýn tamamlanmasýndan sonra terk edilmiþtir. Dolmabahçe Sarayý üç katlý, simetrik planlýdýr. 285 odasý ve 43 salonu vardýr. 3 ÝSTANBUL UN TARÝHÝ YERLERÝ

Çýraðan Sarayý 4 Denizden 600 metrelik bir rýhtýmý, kara tarafýnda ise birisi çok süslü iki abidevi kapýsý vardýr. Bakýmlý ve güzel bir bahçenin çevrelediði bu sahil sarayýnýn ortasýnda, diðer bölümlerden daha yüksek olan tören ve balo salonu yer alýr. Büyük, 56 sütunlu kabul salonu 750 ýþýkla aydýnlanan 4.5 tonluk muazzam kristal avizesi ile ziyaretçileri hayrete düþürür. Uzun koridorlar geçilerek varýlan harem bölümünde, sultan yatak odalarý ve sultanýn annesinin bölümü ile diðer kadýn ve hizmetkarlar bölümleri bulunmaktadýr. Sarayýn kuzey eklenti bölümü þehzadelere tahsis edilmiþtir. Giriþi Beþiktaþ semtinde olan yapý Resim ve Heykel Müzesi olarak hizmet vermektedir. Cumhuriyet döneminde, Atatürk'ün Ýstanbul ziyaretlerinde ikametgah olarak kullanýldýðý sarayda en önemli olay, 1938'de Atatürk'ün ölümüdür. (Pazartesi ve Perþembe hariç her gün açýktýr.) ÇIRAÐAN SARAYI ÇIRAÐAN SARAYI Haliç ve Boðaziçinin en güzel yerleri sultanlar ve önemli kiþilere saray ve köþkleri için tahsis edilmiþti. Zaman içinde bunlarýn bir çoðu yok olmuþtur. Büyük bir saray olan Çýraðan 1910 yýlýnda yanmýþtýr. Önceki bir ahþap sarayýn yerinde 1871 yiýnda Sultan Abdülaziz tarafýndan Saray Mimar Serkis Balyan'a yaptýrýlmýþtý. Dört yýlda dört milyon altýna mal olan yapýnýn ara bölme ve tavaný ahþap, duvarlarda mermer kaplýydý. Taþ iþçiliðinin üstün örnekleri sütunlarý, zengin döþenmiþ mekanlar tamamlardý. Odalar nadide halýlarla, mobilyalar altýn yaldýzlar ve sedef kalem iþleri ile süslüydü. Boðaziçi'nin diðer saraylarý gibi Çýraðan da birçok önemli 1. SAYI ÝSTANBUL UN TARÝHÝ YERLERÝ

Beylerbeyi Sarayý toplantýya mekan olmuþtu. Renkli mermerle süslenmiþ cepheleri, abidevi kapýlarý vardý ve arka sýrtlardaki Yýldýz Sarayýna bir köprü ile baðlanmýþtý. Cadde tarafý yüksek duvarlar ile çevriliydi. Yýllar boyu harabe halinde duran kalýntý büyük tamirler sonunda yeniden ihya olmuþ, yanýna ilave edilen eklentiler ile 5 yýldýzlý, güzel bir otele dönüþtürülmüþtür. BEYLERBEYÝ SARAYI Boðaziçi Köprüsü Asya kulesinin dikili olduðu Beylerbeyi, Bizanstan beri saraylara tahsis edilmiþ güzel bir semttir. Beylerbeyi Sarayý 1861-1865 yýllarýnda, eski ahþap bir sahil sarayýnýn yerinde Sultan Abdülmecit tarafýndan yaptýrýlmýþtýr. Cephe ve iç dekorasyonda Doðu ve Türk motifleri, Batý süs öðeleri ile birlikte kullanýlmýþtýr. Dolmabahçe Sarayýnýn havasýný taþýyan üç katlý yapý, harem ve selamlýk bölümlerini oluþturan 26 oda ve altý salondan ibarettir. Bu küçük sarayýn içi her biri küçük çapta bir servet olan Bohemya avizeleri, Yýldýz imalatý çiniler ve seramik vazolarla süslenmiþtir. Yaldýzlý mobilyalarý ile nefis halýlarý buraya ayrý bir güzellik vermektedir. Otantik mobilyalar, halýlar, perdeler ve diðer eþyalar olduðu gibi korunmuþlardýr. Denize bakan cephe süsleri, bakýmlý bahçe ve orta bölümdeki havuzlu salon ile spiral merdivenler dikkat çeken yerlerdir. Arka yamaçta bir büyük havuz, teraslar ve türünün güzel örneði at ahýrlarý yer almýþtýr. 1970'li yýllara kadar kullanýlan eski yol bir tünel saray bahçesinin altýndan geçerdi. Sahilde iki küçük seyir köþkü bulunan sarayda devlet misafirleri de aðýrlanýrdý. (Pazartesi ve Perþembe hariç her gün açýktýr.) YILDIZ SARAYI Boðaziçine hakim tepeler ve vadileri kaplayan geniþ alan üzerine serpiþtirilmiþ, yüksek duvarlarýn çevrelediði avlular içerisinde köþkler, bahçeler kompleksidir. Ýstanbul'un bu ikinci büyük sarayý günümüzde deðiþik hizmetlere ayrýlmýþ, bölünmüþ durumu ile gelmiþtir. Yýldýz Sarayý, III. Selim'in annesi Mihriþah Sultan tarafýndan ilk yaptýrýlan bir köþkler bütünüdür. II.Mahmut Yýldýz adýný verdiði ikinci bir köþk yaptýrmýþ, bu isim daha sonra Abdülmecit, Abdülaziz ve Abdülhamit'in hükümdarlýðýnda yaptýrýlan bütün gruba geçmiþtir. Sultan Abdülaziz zamanýnda köþkler çoðalmaya baþlamýþ, Malta, Çit, Çadýr, Þale Köþkleri yapýlmýþ, koru usta bahçevanlarýn elinde bakir görünüþüne dokunulmadan düzenlenmiþtir. Sultan Abdülhamit, burada 32 yýl yaþamýþ, 33 yýllýk saltanatýnda, þehir içinde þehir gibi olan bu korunaklý sarayý resmi daire ve haremi olarak kullanmýþtýr. Yönetim Kýsýmlarý'na ilaveten Yýldýz Sarayý'nda birçok bölüm ve bir de cami bulunmaktadýr. 19 uncu yüzyýlýn sonunda, II. Abdülhamit zamanýnda tamamlanmýþtýr. Yapýlarýn en büyük ve zarifi Þale, sultanlarýn nasýl bir lüks içinde yaþayýp eðlendiklerini göstermektedir. Dünyanýn her yöresinden getirilen çiçekler, aðaçlar ve bodur bitkilerle bezeli büyük saray parkýndan Boðaz'ýn panoramik görüntüsü çok güzeldir. Restorasyon çalýþmalarý nedeniyle sadece Þale ve park halka açýktýr. (Pazartesi ve Perþembe hariç her gün açýktýr. ) YEDÝKULE Bu surlardaki en görkemli kapý, Marmara Denizi'ne yakýn 5 ÝSTANBUL UN TARÝHÝ YERLERÝ

6 olan "Altýn Kapý" idi. Bu Ýmparator merasim kapýsý, iki mermer kule arasýnda zafer taký gibi yerleþtirilmiþti. Zaferden dönen ordular, Ýmparator ve erkaný þehre bu kapýdan girerdi. Burayý çevreleyen Türk devri eseri 5 kule ilavesi ile 7 kule, bir iç kale haline sokulmuþtu. Zaman içerisinde hazine, depo ve elçi hapishanesi olarak kullanýlmýþ iken, günümüzde enteresan Rumeli Hisarý giriþi ve "Altýn Kapý" kuleleri ile þehrin bir diðer müzesidir. Yaz aylarýnda çeþitli etkinlikler ve konserler yapýlmaktadýr. ANADOLU HÝSARI Karadeniz'in tek çýkýþý Boðaziçi'nin Asya kýsmýnda yer alan hisar, 1390'lý yýllarýnda Sultan Bayazýt tarafýndan yaptýrýlmýþtýr. Karþý kýyýdaký Rumelihisarý ile birlikte Boðaziçi transit geçiþinin tam kontrol altýnda tutulmasý saðlayan bu küçük kale, burçlarýna yaslanan eski ahþap evler ve civarý ile pitoresk bir manzara oluþturur. RUMELÝ HÝSARI Ýstanbul Boðazý'nýn Rumeli yakasýndadýr. Bizans'a kuzeyden yardým gelmesini önlemek amacýyla Fatih Sultan Mehmet tarafýndan 1452 yýlýnda yaptýrýlmýþtýr. Üç büyük kule yapýmýný üstlenen Çandarlý Kara Halil, Saruca ve Zaganos Paþalarýn adlarýyla anýlýr. KAPALI ÇARÞI Dev ölçülü bir labirent gibi, 60 kadar sokaðý, üç binden fazla dükkaný ile dünyanýn en eski ve büyük kapalý çarþýsý olan "Kapalý Çarþý" Ýstanbul þehrinin merkezinde yer alýr. Adeta bir þehri andýran, bütünü ile örtülü bu site zaman içerisinde geliþip büyümüþtür. 15. yüzyýldan kalma duvarlý, bir seri kubbe ile örtülü eski iki yapýnýn etrafý sonraki yüzyýllarda, geliþen sokaklarýn üzerleri örtülerek, ekler yapýlarak bir alýþveriþ merkezi haline getirilmiþtir. Geçmiþte burasý, her sokaðýnda belirli mesleklerin yer aldýðý ve bunlarýn da, el iþi imalatýn sýký denetim altýnda bulundurulduðu, ticari ahlak ve törelere çok saygý gösterilen bir çarþýydý. Çarþýnýn ana caddesi sayýlan sokakta çoðunlukla mücevher dükkanlarý, buraya açýlan yan bir sokakta altýncýlar bulunur. Ýstanbul'u ziyarete gelen turist gruplarý için alýþveriþ olanaklarý, çarþýnýn ana giriþindeki modern ve büyük alýþveriþ merkezleri tarafýndan saðlanmaktadýr. ( Kuleli Cami Altýndaki Kapalý Çarþý ) Üstü kapalý çarþýlarýn bir örneði de, 19 yüzyýlda yapýlan son senelerde restore edilen Laleli Camii altý dükkanlarýdýr. MISIR ÇARÞISI Ýstanbul'un ikinci kapalý çarþýsýdýr. IV. Mehmet'in annesi Hatice Turhan Sultan tarafýndan Yeni Cami'ye vakýf olarak yaptýrýlmýþtýr. Çarþýda 6 kapý vardýr. Bunlardan 3'ü revak olup, yapýyý daha da güzelleþtirmektedir. BAKIRCILAR ÇARÞISI Ýstanbul un özellikle yabancýlarýn dikkatini çeken, bir çarþýsý da Beyazýttaki Bakýrcýlar Çarþýsýdýr. Þimdiki Ýstanbul Üniversitesi Merkez Binasý bahçesinin doðu ve 1. SAYI ÝSTANBUL UN TARÝHÝ YERLERÝ

Kýz Kulesi kuzey duvarlarý altýnda bir sýra dükkan halindedir. Burada çeþitli bakýr iþi levha bakýrdan döðme olarak elle yapýlmakta ve kazan tencere, kuþhane, sahan, tava, tas, leðen, ibrik, güðüm, bakraç, kova, maþrapa, sini, mangal, þamdan, bakýrdan, "gülabdab" olarak satýlmaktadýr. KIZ KULESÝ Ýstanbul un sembolü olan Kýz Kulesi, Boðaz giriþindeki kayalýk üzerine kurulmuþ küçük, þirin bir kuledir. Tarih içinde gözetleme kulesi, deniz feneri olarak kullanýlan kule günümüzde turizme tahsis edilmiþtir. Batý kaynaklarý burayý sevgilisi Hera'ya kavuþmak için yüzerken boðulan Leander'in kulesi olarak tanýtýr. Bir diðer hikayeye göre de burasý, kýzýnýn yýlan tarafýndan sokulacaðýný rüyalarýnda gören Ýmparatorun, emniyette olmasý için genç kýzý yerleþtirdiði kule idi. Meyve sepeti içinde gelen yýlan trajediye sebep olur. GALATA KULESÝ Bizanslýlarýn Cenevizliler aleyhine hareketlerine karþýlýk, Cenevizliler tarafýndan yapýlmýþtýr. Bölgeyi her türlü saldýrýdan korumak için de bu kuleyi yaptýrmýþlardý. Kulede büyük sahanlýða kadar duvar içinde dönerek çýkan bir taþ merdiven vardýr. Son yýllarda 1967'de restore edilmiþ, içine asansör konmuþ, diðer katlarýna da lokanta yapýlmýþtýr. BEYAZIT KULESÝ Bugünkü Ýstanbul Üniversitesi merkez binasýnýn bulunduðu yerdeki yapý (eski saray), II. Mahmut devrinde Milli Savunma Bakanlýðý (Seraskerlik) olarak kullanýlmýþtýr. Seraskerliðin avlusundaki ahþap kule, yangýn gözcüleri için uzun süre varlýðýný sürdürmüþtür. II. Mahmut, daha güzelini yaptýrtmak için bu kuleyi yýktýrmýþtýr ve kitabesine göre, onun emri ile, 1828 yýlýnda Serasker Hüseyin Paþa tarafýndan o devrin mimari özelliklerini yansýtan, kagir bir kule yapýlmýþtýr. 50 m yüksekliðindeki bu abide, belirgin kütlesiyle, kente karekteristik bir çizgi kazandýrmaktadýr. Ahþap bir merdivenle çýkýlan yukarýdaki sahanlýk, þehrin büyük bir kýsmýný kuþbakýþý seyretme olanaðý saðlar. AYASOFYA MÜZESÝ Mimarisi, ihtiþamý, büyüklüðü ve iþlevselliði yönünden ilk ve son ünik uygulama olarak görülen Ayasofya; Osmanlý camilerine fikir bazýnda da olsa esin kaynaðý olmuþ, doðu-batý sentezinin bir ürünüdür. Bu eser dünya mimarlýk tarihinin günümüze kadar ayakta kalmýþ en önemli anýtlarý arasýnda yer almaktadýr. Bu nedenle, Ayasofya, tarihi geçmiþinin yaný sýra, mimarisi, mozaikleri ve Türk çaðý yapýlarý ile yüzyýllar boyunca tüm insanlýðýn ilgisini çekmiþtir. Ayasofya 916 yýl kilise, 481 yýl cami olmuþ, 1935'ten bu yana müze olarak tarihi iþlevini sürdürmektedir. Bizans tarihçileri tarafýndan Ýmparator I. Konstantinos (324-337) zamanýnda yapýldýðý ileri sürülen ilk Ayasofya bir ayaklanma sonunda yanmýþ, bu yapýdan günümüze hiç bir kalýntý gelmemiþtir. Ýmparator II. Theodosius, Ayasofya'yý ikinci defa yaptýrmýþ ve 415'te ibadete açmýþtýr. Yine bazilika planlý bu yapý 532'de Nika ihtilali sýrasýnda yanmýþtýr. 1936 yýlýnda yapýlan kazýlarda bununla ilgili bazý kalýntýlar ortaya çýkmýþtýr. Bunlar mabede 7 ÝSTANBUL UN TARÝHÝ YERLERÝ

8 giriþi gösteren basamaklar, sütunlar, baþlýklar, çeþitli mimari parçalardýr. Ýmparator Iustinianus (527-565) ilk iki Ayasofya'dan daha büyük bir kilise yaptýrmak istemiþ, çaðýn ünlü mimarlarýndan Miletos'lu Ýsidoros ve Tralles'i Anthemios'a günümüze ulaþan Ayasofya'yý yaptýrmýþtýr. Ziyarete açýk günler: Pazartesi hariç her gün açýktýr AYA ÝRÝNÝ Ýstanbul'da yapýlan ilk kilisedir. Konstantin'in emri üzerine 4'üncü yüzyýlda yapýlmýþ, sonradan Jüstinyen zamanýnda restore edilmiþtir. Yapý, Hýristiyanlýk öncesi dönemi tapýnaðýnýn üzerine inþa edilmiþtir. Ziyarete açýk günler: Pazartesi hariç her gün açýktýr TÜRK ÝSLAM ESERLERÝ MÜZESÝ Müzede Türk ve Ýslam sanatý eserleri sergilenmektedir. Bina, 1524'de Muhteþem Süleyman'ýn Baþ Veziri Ýbrahim Paþa tarafýndan ikametgahý olarak yaptýrýlmýþtýr. Osmanlý Ýmparatorluðu döneminin en büyük özel konutudur. Bugün, zarif seramik koleksiyonlarýnýn, minyatürlerin, hat sanatý örneklerinin, tekstillerin, en eski halýlarýn yanýnda aðaç oyma eserlerin sergilendiði bir mekandýr. Ziyarete açýk günler: Pazartesi hariç her gün açýktýr. YEREBATAN SARNICI Bizans Sarnýcý olarak da anýlan sarnýç, Ayasofya'nýn yakýnýndadýr. Büyük salonun ince tuðla kemerleri 136 adet korint stili sutünla desteklenmektedir. Ziyarete açýk günler: Salý hariç her gün açýktýr. ATATÜRK MÜZESÝ Þiþli'de Atatürk'ün oturduðu ev daha sonra onun anýsýna müzeye dönüþtürülmüþtür. Kiþisel eþyalarý sergilenmektedir. Ziyarete açýk günler: Pazartesi ve Salý hariç her gün açýktýr IHLAMUR KÖÞKÜ 19 uncu yüzyýl yaptýrýlan Ihlamur Köþkü ismini bahçesinde Yerebatan Sarnýcý yetiþen ýhlamur aðaçlarýndan almýþtýr. Þimdilerde Ýstanbul'un ortasýnda yer alan bu köþk eskiden þehrin dýþýndaydý. Merasim Köþkü resmi törenler için kullanýlmaktayken, Maiyet Köþkü sultanýn maiyetini, bazý hallerde de saraydan gezinti için ayrýldýklarýnda haremini barýndýrmýþtýr. (Pazartesi ve Perþembe hariç her gün açýktýr.) BEYAZIT MEYDANI Ýmparator Teodosius devrinde MS. 393 yýlýnda þehrin en büyük meydaný olarak inþa edilmiþtir. Ortasýndaki dev boyutlu zafer takýnýn üzerinde yer alan bronz boða baþlarýnda dolayý buraya "Form Tauri" meydaný ismi verilmiþtir. Üzerinde Ýmparatorun da heykeli yükselen zafer takýndan günümüze bir kaç mermer blok ve sütun kalmýþtýr. Kuzeyde, Fatih'in yaptýrdýðý ilk sarayýn yerinde Ýstanbul Üniversitesi bulunmaktadýr. Üniversite giriþi 1. SAYI ÝSTANBUL UN TARÝHÝ YERLERÝ

Boðaziçi Köprüsü abidevi kapý ve bahçedeki yangýn kulesi 19. yy yapýlarýdýr. Meydaný süsleyen ve adýný veren 15. yüzyýl Beyazýt Camii kalabalýk ve hareketli Kapalý Çarþýnýn komþusu olup, buraya ait külliyeden günümüze medrese, hamam ve dükkanlar kalmýþtýr. BOÐAZÝÇÝ KÖPRÜSÜ Asya ve Avrupa kýtalarýný, Ýstanbul Boðazý üzerinde birleþtiren köprü. Anadolu yakasýnda Beylerbeyi'nden baþlar, Avrupa yakasýnda Ortaköy'den geçer, Mecidiyeköy'de sona erer. Yirminci yüzyýlda iki kara parçasýný birbirine baðlayan on büyük asma köprü vardýr. Bunlardan bazýlarý Boðaziçi Köprüsünden önce yapýlmýþ ve uzunluklarý daha fazladýr. Fakat iki kýtayý birleþtiren Boðaz'ýn güzel mavilikleri arasýnda inci gibi asýlan iki köprüden biri Boðaziçi diðeri ise Fatih Sultan Mehmed Köprüsüdür. Ortaköy'deki kule temelleri için deniz seviyesinden 24 ve 17 m Beylerbeyi'ndeki kule temelleri için 5 ve 12 metre aþaðýya inilmiþtir. Ana kablolarý taþýyan yüksek kuleler 165 metre yüksekliðiyle Ýstanbul'un en yüksek yapýsýdýr. Ana kablolar 58 cm çapýnda olup, 19 bükümlüdür. Kule ayaklarý tabanda 7x5,20 metre, tepesinde ise 7x3 metredir. 9 ÝSTANBUL UN TARÝHÝ YERLERÝ

NECÝP FAZIL KISAKÜREK 10 (26 Mayýs 1905-25 Mayýs 1983) HAYATI Maraþ'lý bir soydan gelen Necip Fazýl'ýn çocukluðu, mahkeme reisliðinden emekli büyük babasýnýn Ýstanbul Çemberlitaþ'taki konaðýnda geçti. Ýlk ve orta öðrenimini Amerikan ve Fransýz kolejleri ile Bahriye Mektebi'nde (Askeri Deniz Lisesi) tamamladý. Lisedeki hocalarý arasýnda dönemin ünlülerinden Yahya Kemal, Ahmet Hamdi(Akseki), Ýbrahim Aþki gibi isimler vardý. Ýstanbul Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nü bitirdikten (1924) sonra gönderildiði Fransa'da Sorbonne Üniversitesi Felsefe Bölümünde okudu. Paris'te geçen bohem günlerinden sonra, Türkiye'ye dönüþünde Hollanda, Osmanlý ve Ýþ Bankalarýnda müfettiþ ve muhasebe müdürü olarak çalýþtý. Bir Fransýz okulu, Robert Kolej, Ýstanbul Güzel Sanatlar Akademisi, Ankara Devlet Konservatuarý, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coðrafya Fakültesi'nde hocalýk yaptý (1939-43). Sonraki yýllarýnda fikir ve sanat çalýþmalarý dýþýnda baþka bir iþle meþgul olmadý. Þairliðe ilk adýmýný on yedi yaþýnda iken, annesinin arzusuyla baþladý ve ilk þiirleri Yeni Mecmua'da yayýmlandý. Milli Mecmua ve Yeni Hayat dergilerinde çýkan þiirleriyle kendinden söz ettirdikten sonra, Paris dönüþü yayýmladýðý Örümcek Aðý ve Kaldýrýmlar adlý þiir kitaplarý onu çok genç yaþta çaðdaþý þairlerin en önüne çýkararak edebiyat çevrelerinde büyük bir hayranlýk ve heyecan uyandýrdý. Henüz otuz yaþýna basmadan çýkardýðý yeni þiir kitabý Ben ve Ötesi (1932) ile en az öncekiler kadar takdir toplamayý sürdürdü. Þöhretinin zirvesinde iken felsefi arayýþlarýný sürdürüp içinde yeni bir dönemin doðum sancýsýný hisseden Necip Fazýl için 1934 yýlý gerçekten de hayatýnýn yeni bir dönemine baþlangýç olur. Bohem hayatýný en koyu rengiyle yaþadýðý günlerde Beyoðlu Aða Camii'nde vaaz vermekte olan Abdülhakim Arvasi ile tanýþýr ve bir daha ondan kopamaz. Necip Fazýl'ýn hemen tümünde üstün bir ahlak felsefesinin savunulduðu tiyatro eserlerini birbiri ardýna edebiyatýmýza kazandýrmasý bu döneme rastlar. Tohum, Para, Bir Adam Yaratmak gibi piyesleri büyük ilgi görür. Bu eserlerden Bir Adam Yaratmak, 1. SAYI NECÝP FAZIL KISAKÜREK

Türk tiyatrosunun en güçlü oyunlarýndandýr. Necip Fazýl'ýn þairliði ve oyun yazarlýðý kadar önemli yönü, çýkardýðý dergilerle düþünce hayatýmýza kattýðý zenginlik ve bu dergilerde çýkan yazýlarla sürdürdüðü mücadeledir. Haftalýk Aðaç dergisi(1936, 17 sayý) dönemin ünlü edebiyatçýlarýnýn toplandýðý bir okul olmuþtur. Büyük Doðudergisinde çýkan yazýlarýyla Ýsmet Paþa ve tek parti (CHP) yönetimine þiddetli bir muhalefet sürdürmesi sonucu hakkýnda açýlan çok sayýda davada yüzlerce yýl hapsi istendi, 163. maddeye aykýrý bulunan yazýlarý ve kimi zaman da bulunan bahanelerle birkaç yýlda bir hapse mahkum oldu. Cinnet Mustatili adlý eserinde hapishane anýlarý yer alýr. Sýk sýk kapatýlan ve çeþitli bahanelerle toplatýlan Büyük Doðu'nun çýkmadýðý sürelerde günlük fýkra ve çeþitli yazýlarýný Yeni Ýstanbul, Son Posta, Babýalide Sabah, Bugün, Milli Gazete, Hergün ve Tercüman gazetelerinde yayýmlandý. Büyük Doðu'da çýkan yazýlarýnda kendi imzasý dýþýnda Adýdeðmez, Mürid, Ahmet Abdülbaki gibi müstear isimler kullandý. 1962 yýlýndan itibaren de hemen hemen tüm Anadolu þehirlerinde verdiði konferaslarla büyük ilgi topladý. Baþta Ýdeolocya Örgüsü (1959) olmak üzere düþünce eserleriyle kültür hayatýmýza verdiði büyük hizmet, diðer tüm yönlerini bile geride býrakacak üstünlüktedir. 1980'de Kültür Bakanlýðý Büyük Ödülü'nü, 'Ýman ve Ýslam Atlasý' adlý eseriyle fikir dalýnda Milli Kültür Vakfý Armaðaný'ný (1981), Türkiye Yazarlar Birliði Üstün Hizmet Ödülü'nü (1982) almýþ beratla 'Sultan-üþ Þuara' (Þairlerin Sultaný) ünvanýný kazanmýþtýr. VASÝYETÝ 1- Bu vasiyet,çoluk-çoðumun ve þahsi yakýnlarýmýn dar ve hususi kadrosundan ziyade, onlarýn da içinde olduðu geniþ ve umumi zümreyi muhatap tutuyor. Baþta gerçek Türk'ün ruh köküne baðlý yeni gençlik, þu kadar yýllýk mücadele hayatýmda beni okumuþ veya dinlemiþ her fert, kýsaca Allah ve Resulüne perçinli herkes... Onlara hitap ediyorum ve dileklerimin yerine getirilmesi için gerekli çalýþmayý iþte bu yeni gençliðe ýsmarlýyorum! Eðer üzerlerinde bir hakkým varsa, Hesap Gününde tek tek sorumludurlar. Emanetim, beni seven ve Ýslam davasýnda bir hak sahibi olduðumu kabul eden herkese... 2- Fikir ve duyguda vasiyete lüzum görmüyorum. Bu bahiste bütün eserlerim, her kelime, cümle, mýsra ve topyekün ifade tarzým vasiyettir. Eðer bu kamusluk bütünü tek ve minicik bir daire içinde toplamak gerekirse söylenecek söz "Allah ve Resulü; baþka herþey hiç ve batýl" demekten ibarettir. 3- "Büyük Doðu Yayýnlarý" kitabevi kuruluncaya kadar þunun bunun neþrettiði eserlerim arasýnda mukaddes ölçülere karþý küçük ve hafif çapta laubali, dikkatsiz ve ciddiyetsiz, hürmet ve haþyetten mahrum ve ne varsa -isterse nokta veya virgül olsunonlarý reddediyor, malým olmaktan çýkarýyor ve bütün sorumluluðumu, bundan böyle kendi idare, murakabe ve firmam altýnda çýkaracaðým eserlere baðlýyorum. Ýnþallah Hak bana onlarý dünya gözüyle bütünleþmiþ ve tamamlanmýþ gösterir, arkamdan gelecekler de bu örneklere göre 11 NECÝP FAZIL KISAKÜREK

12 devam ederler, virgül oynatmaktan bile çekinirler. Ýslama pazarlýksýz ve sýmsýký baðlanmadan önceki þiirlerim ve yazýlarým arasýnda hatta küfre kadar gidenler ise, çoktan beri eser çerçevem dýþýna çýkarýldýðý, herbirinden ayrý ayrý istiðfar edildiði ve çöp tenekesine atýldýðý için nereden nereye geldiðimi göstermekte bile kullanýlmamalý ve onlarla müminleri benden çevirmek isteyeceklere -çok denenmiþtir- þu cevap verilmelidir: "Koca Hz. Ömer bile Allah'ýn Resulünü öldürmeye davranmýþ ve peþinden bütün sahabilerin, derecede ikincisi olmak gibi bir þerefe ermiþtir. Hiç ona bu ilk davranýþýndan ötürü sonradan dil uzatan olmuþmudur? Belki o noktadan bu noktaya gelmekte faziletlerin en büyüðü vardýr." Eserlerim mevzuunda vasiyetim kýsaca þu: Ýlk yazýlarýmdan birkaçý asla benim deðil; sonrakiler de en dakik þeriat mihengine vurulduktan, yani nasip olursa tarafýmdan bütünleþtirildikten sonra benim... Bir kýsmýný þimdiden tamamlamýþ bulunduðum eserlerim üzerinde bu ölçüyü devam ettirmek ve en titiz murakabeyi sürdürmek borcu ise, mirascýlarýmýn ve manevi mirasçým gençliðin... Ben öldükten sonra kim ve ne suretle eserlerimin üzerinde gizli bir tasarrufa kalkar da ölçüyü hafifçe bile olsa örselerse, tezgahýný baþýna yýkýnýz! En büyük korkularýmdan biri, nice müellifin baþýna geldiði gibi, ölümümden sonraki tahriflerdir. 4- Beni, ayrýca hususi vasiyetimde gösterdiðim gibi, Ýslami usullerin en incelerine riayetle gömünüz! Burada, umumi vasiyette de belirtilmesi gereken bir noktaya dokunmalýyým: 1935 yýlýnda, Mürþidim ve Kurtarýcým Esseyyid Abdülhakim Efendi Hazretlerine, bir yazýmý okumuþtum. Bu yazý, kendilerini tanýdýktan sonraki dünya görüþüme ait olarak, zamanenin bize aykýrý, meþhur bir gazetesinde çýkmýþtý ve Türkün tarih muhasebesini Ýslami tefekkür noktasý etrafýnda çerçeveliyordu. Yazýyý ellerine aldýlar, kalem istediler ve üstüne öz elleriyle "altýn ile yazýlacak yazý" buyurdular. Ýþte hususi zarfýnda duran bu kesilmiþ makaleyi, bütün eserlerimin tasdiknamesi olarak kefenime iliþtirsinler... 5- Nasýl, nerede ve ne þekilde öleceðimi Allah bilir. Fakat imkan aleminde en küçük pay bulundukça, biricik dileðim Ankara'da Baðlum nahiyesindeki yalçýn mezarlýkta, Þeyhimin civarýna defnedilmektir. Elden gelen yapýlsýn... 6- Cenazeme çiçek ve bando muzika gönderecek makam ve þahýslara uzaklýðýmýz ve kimsenin böyle bir zahmete giriþmeyeceði malum... Fakat bu hususta bir muziplik zuhur edecek olursa, ne yapýlmak gerektiði de beni sevenlerce malum... Çiçekler çamura ve bando yüzgeri koðuþuna... 7- Cenazemde, namazýma durmayacaklardan hiç kimseyi istemiyorum! Nede, kim olursa olsun, kadýn... Ve bilhassa, ölü simsarý cinsinden imam! Ve "bid'at" belirtici hiçbirþey!... Baþucumda ne nutuk, ne þamata, ne medh,ne þu, ne bu... Sadece Fatiha ve Kur'an... 8- Mezarýmda ilahi ve ulvi isim ve sýfatlardan ve benim beþeri ve süfli isim ve sýfatlarýmdan hiçbir iz bulunmayacak... 1. SAYI NECÝP FAZIL KISAKÜREK

Mevlid de istemem!... Onu, uhrevi rüþvet vasýtasý yapanlara býrakýnýz! Sadece Kur'an... 9- Þimdi sýra en büyük dileðimde... Müslümanlardan, Eðer bu davada hizmetim geçtiðine inanan varsa, þunlarý istiyorum: Her ferdin, herhengi bir kifayet hesabýna yanaþmaksýzýn, benim için "Necip Fazýl'ýn kaza borcuna karþýlýk" niyeti ile bir günlük (Beþ vakit) namaz kýlmasý ve yine birgün oruç tutmasý... Mevtanýn ardýndan, onun için kaza namazý Þafii içtihadýnda caizdir ve ayný içtihat Hanefilerce de rahmettir. Her ferdin, en aþaðý yüz Tevhid kelimesi okuyup sevabýnýn mislini bana hediye etmesi... 70 bine dolmasý lazým... Bir de, üzerimde hakký olanlarýn bunu Allah rýzasý için helal etmeleri... Ölünceye dek, üzerimdeki Allah ve kul haklarýndan mümkün olanýný ödeyebilmek için elimden geldiði kadar cehdetmek azmindeysem de ne olacaðýný, nereye, hangi noktaya varabileceðimi bilmiyorum ve yardýmý müslümanlardan bekliyorum. "Þey'en lillah"tabiriyle bana Allah için birþey veriniz! Yardýmýnýzý esirgemeyiniz! 10- Allah'ý, Allah dostlarýný ve düþmanlarýný unutmayýnýz! Hele düþmanlarýný!... Olanca sevgi ve nefretinizi bu iki kutup üzerinde toplayýnýz! 11- Benide Allah ve Resul aþkýnýn yanýk bir örneði ve ardýndan bir takým sesler býrakmýþ divanesi olarak arada bir hatýrlayýnýz! GENÇLÝÐE HÝTABE Bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik... "Zaman bendedir ve mekân bana emanettir!" þuurunda bir gençlik... Devlet ve milletinin 7 asýrlýk hayatýnda dört devre... Birincisi iki buçuk asýr... Aþk, vecd, fetih ve hakimiyet... Ýkincisi üç asýr... Kaba softa ve ham yobaz elinde sefalet ve hezimet... Üçüncüsü bir asýr... Allah ýn, Kur'an'ýnda "belhümadal - hayvandan aþaðý" dediði cüce taklitçilere ve batý dünyasýna esaret... Ya dördüncüsü?... Son yarým asýr!.. Ýþgal ordularýnýn bile yapamayacaðý bir cinayetle, madde plânýnda kurtarýldýktan sonra ruh plânýnda ebedi helake mahkumiyet... Ýþte tarihinde böyle dört devre bulunduðunu gören... Bunlarý, yükseltici aþk, süründürücü satýhçýlýk, çürütücü taklitçilik ve öldürücü küfür diye yaftalayan ve þimdi, evet þimdi... Beþinci devrenin kapýsý önünde nur infilaký yeni bir þafak fýþkýrýþýný gözleyen bir gençlik... Gökleri çökertecek ve son moda kurbaða diliyle bütün "dikey"leri "yatay" hale getirecek bir çýðlýk kopararak "mukaddes emaneti ne yaptýnýz?" diye meydan yerine çýkacaðý günü kollayan bir gençlik... Dininin, dilinin beyninin, ilminin, ýrzýnýn,evinin, kininin, kalbinin dâvacýsý bir gençlik... Halka deðil, Hakka inanan, meclisinin duvarýnda "Hakimiyet Hakkýndýr" düsturuna hasret çeken, gerçek adâleti bu inanýþta bulan ve halis hürriyeti Hakka kölelikte bilen bir gençlik... Emekçiye "Benim sana acýdýðým ve seni koruduðum kadar sen kendine acýyamaz, kendini koruyamazsýn.! Ama sen de, zulüm gördüðün iddiasýyla, kendi kendine hakký ezmekte ve en zalim patronlardan daha 13 NECÝP FAZIL KISAKÜREK

14 zalim istismarcýlara yakaný kaptýrmakta baþý boþ býrakýlamazsýn!" diyecek... Kapitaliste ise "Allah buyruðunu ve Resul emrini kalbinin ve kasanýn kapýsýna kazýmadýkça serbest nefes bile alamazsýn!" ihtarýný edecek...kökü ezelde ve dalý ebedde bir sistemin, aþkýna,vecdine, diyalektiðine, estetiðine, irfanýna, idrâkine sahip bir gençlik... Bir buçuk asýrdýr türlü buhranlar içinde yanýp kavrulan ve bunca keþfine raðmen baþýný yarasalar gibi taþtan taþa çalarak kurtuluþunu arayan batý adamýnýn bulamadýðý, Türk'ün de yine bir buçuk asýrdýr iþte bu hasta batý adamýnda bulduðunu sandýðý þeyi, o mübarek oluþ sýrrýný, her sistem ve mezhebe ortada ne kadar illet varsa devasýnýn ve ne kadar cennet hayâli varsa hakikatinin, Ýslâmda olduðunu gösterecek ve bu tavýrla yurduna, Ýslâm âlemine ve bütün insanlýða model teþkil edecek bir gençlik... "Kim var?" diye seslenilince, saðýna ve soluna bakmadan fert fert "ben varým!" cevabýný verici, her ferdi "benim olmadýðým yerde kimse yoktur!" fikrini besleyici bir dâva ahlakýna kaynak bir gençlik... Can taþýma liyakatini, canlarýn caný uðrunda can vermeyi cana minnet sayacak kadar gözü kara ve o nispette usule, stratejiye uygun bir gençlik... Büyük bir tasavvuf adamýnýn benzetiþiyle zifiri karanlýkta, ak sütün içindeki ak kýlý farkedecek kadar gözü keskin; ve gerçek kahramanlýk mâdeniyle sahtesini ayýrdetmekte kuyumcu ustasý bir gençlik... Bugün komik üniversitesi, hokkabaz profesörü, yalancý ders kitabý, demagog politikacýsý, çýkartma kâðýdý þehri, muzahrafat kanalý sokaðý, takma diþ fabrikasý, fuhuþ 1. SAYI NECÝP FAZIL KISAKÜREK

albümü gazetesi, mümin zindaný mâbedi, temeli yýkýk ailesi, hasýlý kendisini yetiþtirecek bütün cemiyet müesseselerinden aldaðý zehirli tesiri üzerinden atabilecek, kendi öz talim ve terbiyesine memur vasýtalara kadar nefsini koruyabilecek, destanlýk bir meydan savaþý içinde ve bu savaþý mutlaka kazanmakla vazifeli bir gençlik... Annesi, babasý, ninesi ve dedesi de içinde olsa, gelmiþ ve geçmiþ bütün eski mümin nesillerden hiçbirini beðenmeyecek, onlara "siz güneþi ceplerinizde kaybetmiþ marka müslümanlarýsýnýz! Gerçek müslüman olsaydýnýz bu hallerden hiçbiri baþýmýza gelmezdi!" diyecek ve gerçek müslümanlýðýn "nasýl"ýný ve "ne idüðü"nü her haliyle gösterecek bir gençlik... Tek cümleyle, Allah'ýn, kâinatý yüzü suyu, hürmetine yarattýðý Sevgilisinin fezâyý bütün yýldýzlariyle manto gibi saran mukaddes eteðine tutunacak, ve O'ndan baþka hiçbir tutamak, dayanak, sýðýnak tanýmayacak ve O'nun düþman larýný ancak kubur farelerine lâyýk bir muameleye tâbi tutacak bir gençlik... Ýþte bu gençliði, bu gençliðin ilk filizlerini karþýmda görüyorum. Þekillenmesi, billurlaþmasý için 30 küsur yýldýr, devrimbazlýk kodamanlarýn viski çektiði kamýþ borularla kalemime ciðerîmden kan çekerek yýrtýndýðým, paralandýðým ve zindanlarda süründüðüm bu gençlik karþýsýnda, uykusuz, susuz, ekmeksiz, baþýmý secdeye mýhlayýp bir ömür Allah'a hamd etme makamýndayým. Genç adam! Bundan böyle senden beklediðim þudur: Tabutumu öz ellerinle musalla taþýna koyarken, Anadolu kýtasý büyüklüðündeki dâva taþýný da gediðine koymayý unutma ve bunu tek vasiyetim bil! Allah'ýn selâmý üzerine olsun... Surda bir gedik açtýk; mukaddes mi mukaddes! Ey kahbe rüzgâr, artýk ne yandan esersen es!.. Necip Fazýl ESERLERÝ 1- Hikayelerim 2- Cinnet Mustatili 3- Bir Adam Yaratmak 4- Çile 5- Kafa Kaðýdý 6- O ve Ben 7- Yunus Emre 8- At'a Senfoni 9- Para 10- Sahte Kahramanlar 11- Hazret-i Ali 12- Tanrý Kulundan Dinlediklerim 13- Ýhtilal 14- Moskof 15- Tohum 16- Aynadaki Yalan 17- Reis Bey 18- Batý Tefekkürü ve Ýslam Tasavvufu 19- Babýali 20- Sosyalizm,Komünizm ve Ýnsanlýk 21- Hitabeler 22- Peygamberler Halkasý 23- Ýbrahim Ethem 24- Hesaplaþma 25- Esselam 26- Dünya Bir Ýnkilap Bekliyor 27- Hac 28- Tarih Boyunca Büyük Mazlumlar 29- Türkiye'nin Manzarasý 30- Çerçeve-I 31- Nur Harmaný 32- Ýman ve Ýslam Atlasý 33- Müdafaalarým 34- Veliler Ordusundan 333 35- Benim Gözümde Menderes 36- Ýdeolocya Örgüsü 37- Mümin-Kafir 38- Senaryo Romanlarým 39- Çöle Ýnen Nur 40- Son Devrin Din Mazlumlarý 41- Öfke ve Hiciv 42- Sabýr Taþý 43- Ulu Hakan II.Abdülhamid Han 44- Baþbuð Velilerden 33 45- Çerçeve-II 46- Konuþmalar 47- Rabýta-i Þerife 15 NECÝP FAZIL KISAKÜREK

20. YÜZYILDA BÝLÝM VE TEKNOLOJÝ 16 1900 Mendel yasalarýnýn doðruluðu deneylerle kanýtlandý. 1822'de Avusturya'da doðan Gregor Mendel 1856 yýlýnda kalýtýmla ilgili çalýþmalarýna baþlamýþtý. Bezelyelerle yaptýðý deneyler sonunda kalýtmýn yasalarýný ortaya atan Mendel, kalýtýmbilimin (genetiðin) doðmasýna olanak saðlamýþtýr. 1900 Ýlk radyonun yapýlýþý. Elektromanyetik dalgalarýn varlýðýný 1864 yýlýnda James Clerk Maxwell ortaya koymuþtu. Guglielmo Marconi'yse dalgalarý ilkin 9 m, sonra da 275 m ve 3 km'lik uzaklýklara ietmeyi baþardý. 1901'de de Atlas Okyasu'nun ötesine ilk mesajýný ulaþtýrdý. 1900 Günümüzde Planck Sabiti olarak adlandýrýlan eylem kuantumunu, Alman fizikçi Max Planck buldu. Iþýma olgusunda enerjinin sürekli biçimde deðil, enerji paketleri biçiminde kesikli olarak ortaya çýktýgý varsayýmýný yapan Planck, herbiri belirli bir enerji miktarýný içeren paketlere kuantum adýný verdi ve bir kuantumun enerjisinin ýþýnýmýn frekansýyla orantýlý olduðunu öne sürdü. Bu teori fizikte bir devrim niteliði taþýyordu ve 20. yüzyýla damgasýný vuran kuantum mekaniðinin baþlangýcý oldu. 1901 Karl Landsteiner, alyuvarlarda hücre zarýnýn dýþ katmanýna yapýþan antijen adlý bir maddenin türüne baðlý olarak insanda en az üç temel kan grubu olduðunu gösterdi; bu gruplarý A, B ve 0 olarak adlandýrdý. Bir yýl sonra da A ve B arrtijenlerinin ikisini birden taþýyan AB grubu bulundu. 1901 Emekli bir Alman subayý olan Ferdinand Zeppelin'in tasarladýðý hava gemisi "Zeplin"lerden ilki 2 Temmuz'da Almanya'da Friedrichshafen yakýnlarýnda bir göldeki yüzer hangardan havalondý- Sivil havacý!ýkta ve yolcu taþýmacýlýðýnda büyük baþarýlar elde edecek olan bu araçlar, uçaklarla rekabete dayanamayýp gelecekte göklerden silinecekti. 1902 ABD'li genetik bilgini Walter Sutton, Columbia'da öðrenciliði sýrasýnda kromozomlarýn kalýtsal bilgiyi taþýdýgýný ve ayrý çiftler halinde bulunduðunu ilk kez ortaya koymuþ. Sonraki yýllarda yaptýðý çalýþmalarla kalýtýmla ilgili kromozom kuramýnýn temelini atmýþtýr. 1903 Motorlu ilk uçuþ yapýldý- Orville Wright'ýn pilotluðunu yaptýðý Flyer adýndaki ilk uçak 17 Aralýk 1903'te havalanýp yerden üç metre yükseldi, 12 saniye havada kalan uçak sonra sert bir biçimde yere indi. Wilbur ve Orville Wright kardeþler ayný gün iki uçuþ daha yaptýlar. En uzun uçuþ 59 saniye sürdü 260 m lik bir uzaklýðý aþtý. 1903 Bayliss ve Starling, sindirime yardýmcý pankreas sývýsýnýn salgýlanmasýnda uyarýcý maddeyi bularak ilk kez hormon kavramýný ortaya attýlar. Sekretin adýný verdikleri bu madde gibi salgýlandýðý organdan uzakta baþka bir organý uyaran bu tür kimyasal maddeleri "uyarmak" anlamýndaki Yunanca hormon sözcüðünden türetilmiþ hormon terimiyle adlandýrmayý da Bayliss ve Starling yaptý. 20. YÜZYILDA BÝLÝM VE TEKNOLOJÝ

HAVUCU SEVEN TAVÞANLAR Evlerimizde beslediðimiz, o bembeyaz tüylerini okþadýðýmýz ve havuç kemiriþlerini seyretmekten büyük zevk aldýðýmýz tavþanlar hakkýnda da yeni bilgiler öðrenmeye ne dersiniz? Bakalým bu sevimli hayvanlarýn hem bilmediðimiz, hem de ilginç ne özellikleri varmýþ: Bir tavþanýn yanýna yaklaþmaya çalýþýrsanýz ne kadar hýzlý kaçtýðýný hemen fark edersiniz. Bu sevimli hayvanlarýn, kafalarýný eðmiþ ot yerken bile o uzun kulaklarýyla düþmanlarýný çok rahat fark edebildiklerini biliyor muydunuz? Ýþte, bu keskin iþitme yeteneklerinden dolayý, kendinizi fark ettirmeden onlara yaklaþmanýz çok zordur. En ufak bir sesi veya kýpýrtýyý hissedip, olanca hýzlarýyla kaçarlar. Tavþanlar büyüdüklerinde 50-70 cm. arasýnda bir boya ulaþýrlar. Arka bacaklarý ön bacaklarýndan daha uzun ve güçlüdür. Bu özellikleri sayesinde saatte 60-70 km hýzla koþabilir ve bir seferde 6 metre ileriye sýçrayabilirler. Bir tavþan þehir içinde giden bir arabadan daha hýzlý koþabilir. Tüm tavþanlar yaratýlýþtan bu özelliklere sahip olarak doðarlar. Allah onlarý hýzlý koþucular olarak yaratarak, düþmanlarýndan kolayca kaçabilmelerini saðlamýþtýr. Sizce bir tavþana "en çok ne yemeyi seversin?" diye sorsak ne cevap verir bize? Evet, haklýsýnýz "havuç" der (havucun gözlerimize ne kadar iyi geldiðini de unutmayalým). Peki, tavþanlarýn yeraltýnda kazdýklarý yuvalarda yaþadýklarýný, 17 HAVUCU SEVEN TAVÞANLAR

ULAN BIKTIM BU DOÐANIN DENGESÝ SAÇMALIÐINDAN, NÝYE YÝYONUZ LAN BENÝ? 18 KAÇIN. TAVÞAN DELÝRDÝ! havuçlarýn da tam onlarýn yerin altýndaki yaþantýlarýna uygun þekilde yerin altýna doðru büyüdüklerini biliyor muydunuz? Evet, sizin de bu sorudan anladýðýnýz gibi havuçlar tavþanlarýn beslenme ihtiyaçlarýný karþýlamalarýna en uygun þekilde yaratýlmýþlardýr. Allah, bizler için de herþeyi kullanmamýza en uygun þekilde yaratmýþtýr. Kýþ aylarýnda büyüklerinizin size sýk sýk yedirdiði portakalý düþün. Eðer kabuðundan dilimlenmiþ bir þekilde çýkmasaydý, o sulu haliyle onu yememiz çok zor olurdu. Oysa çevrenizde gördüðünüz herþeyi yaratan Allah, kýþ aylarýnda içindeki C-vitamini sayesinde bizi hastalýklardan koruyan bu lezzetli meyveyi bizim için özel olarak dilimlenmiþ ve paketlenmiþ olarak yaratmýþtýr. Tekrar tavþana dönelim! Tavþan, kendisine çok sevimli bir hava veren ve sürekli uzayan ön diþleri sayesinde havuçlarý kolaylýkla kemirebilir. Allah canlýlara yiyecek içecek ihtiyaçlarýndan baþka yaþamlarýný kolaylaþtýracak baþka birçok özellik vermiþtir. Yeryüzünde farklý özelliklere sahip çeþit çeþit tavþanlar vardýr. Örneðin, soðuk bölgelerde yaþayan tavþanlar genelde beyaz renklidir. Bu onlarýn karlar üstünde fark edilmemeleri ve kolayca saklanmalarý için önemli bir özelliktir. Ayrýca diðerlerine göre daha büyük olan yabani tavþanlarýn, bacaklarý ve kulaklarý daha uzundur. Çöllerde yaþayan Amerikan tavþanýnýn ise iri kulaklarý vardýr. Bu kulaklar tavþanýn serinlemesine yardýmcý olurlar. Hayvanlarýn çoðu doðada kendileri için belirledikleri bölgelerde yaþamlarýný sürdürürler. Bunu insanlarýn kendilerine ve ailelerine mahsus evlerde yaþamalarýna benzetebiliriz. Hayvanlar ve hayvan topluluklarý genelde diðerlerinin yaþadýklarý bölgelere girmemeye özen gösterirler. Hayvanlar kendi yaþam bölgelerini belirlemek için "koku býrakma" yöntemini kullanýrlar. Örneðin ceylanlar kendi bölgelerini belirlemek için uzun ince dallara ve otlara, hemen gözlerinin altýndaki bezlerden salgýlanan ve katran gibi kokan bir madde býrakýrlar. Bu koku diðer ceylanlarýn bölgenin bir sahibi olduðundan haberdar olmalarýný saðlar. Ren geyiklerinin ise, arka ayaklarýnýn ucunda koku bezleri vardýr. Bu bezlerden salgýlanan koku, bölgelerini iþaretlemelerine yardýmcý olur. Tavþanlar da çenelerindeki bezler ile bir koku býrakarak bölgelerini iþaretlerler. Gördüðünüz gibi Allah hayvanlarý çok ilginç ve önemli özelliklerle yaratmýþtýr. Tüm bunlarý öðrendiðimizde ise biz Allah'ýn kusursuz yaratýþýna hayranlýk duyarýz. Allah'ýn hepimizin yaratýcýsý olduðunu hatýrlar ve O'na þükrederiz. Unutmayýn çocuklar; Allah Kuran'da insanlara her zaman nimetleri düþünüp þükretmelerini emretmiþtir. Bir ayetinde þükredenleri ödüllendireceðini þöyle bildirmiþtir: Biz þükredenleri pek yakýnda ödüllendireceðiz. (Al-i Ýmran Suresi, 145) Çocuklar! O zaman siz de her zaman gördüðünüz nimetler ve güzelliklere þükretmeyi sakýn unutmayýn. HAVUCU SEVEN TAVÞANLAR

MÝLLÝ DUYGUMUZU KAYBEDÝYORUZ TÜRKÝYE ye Japonya dan bir eðitim heyeti gelir. Temas ve incelemeler yapacak, neticeyi yetkililere aktaracaklar. Gerektiði kadar da ikili iþbirliði gerçekleþtirecek. Ýþler buraya kadar çok iyi... Japon heyeti yurdumuzun bazý bölgelerinde gerekli incelemelerini yapar. Sonra Bakanlýkta toplanýrlar. Heyetin hakkýmýzdaki tespiti ilginç: Sizin çocuklarýnýzda milli þuur yok. Bizimkiler þaþýrýr! Bizim çocuklarýn damarlarýndaki kan milli duygumuzun kaynaðýdýr. Yine de fazla ses çýkarmazlar! Ne de olsa misafirdir! Bizimkiler sorar, Peki, Sizin gençlerinizde milli þuur var mýdýr? Japon uzmanlarý anlatmaya baþlar. Biz gençlerimize ilk mektebe baþlamadan þok testler uygularýz. Mesela uçak gibi hýzlý giden trenlerimize bindirir, bir tur yaptýrýrýz. Çok katlý yollardan da geçen tren, onlarý þöyle bir sarsar. Mini mini çocuklarýmýz teknolojinin bu baþ döndürücü neticesini görerek bir þoke olurlar. Altý bin mermi Sonra...Bu þoktan sonra Hiroþima ya götürürüz. Bölgeyi aynen koruyoruz. Bombalanmýþ bu bölge hakkýnda bilgilendirir; deðil hayvan, bitkinin bile yeþermediðini gösteririz. Ve deriz ki eðer sizler çalýþmaz, sizden öncekileri geçmezseniz vatanýnýz, iþte böyle düþmanlar tarafýndan bombalanýr. Hiçbir canlý yaþamayacak biçimde size býrakýp giderler. Çalýþýrsanýz, bindiðiniz hýzlý trenleri bile geçecek yeni vasýtalar yaparsýnýz. Gerisi sizin bileceðiniz iþ. Çocuklarýmýz bununla ikinci bir þok daha yaþarlar. Sizlere þunu hatýrlatalým ki, Türkiye de birçok teknik elemanlarýmýz bulunmaktadýr. Bunlarýn herhangi birine bu konuyu sorabilirsiniz. Bizimkiler þaþkýnlýk içinde sorarlar: - Peki ya Türkiye için tespitiniz var mý? Varsa Gözlemleriniz nedir? Japonlar; elbette var derler. Bizimkinden çok daha önemli. Bir tanesi Çanakkale Savaþlarý nýn olduðu bölge. Bu bölümü gençlerinizin þok olmasý için yeter de artar bile. Bir metre kareye altý bin merminin düþtüðü savaþta, Türk ler her þeye raðmen galip çýkýyor, olamayacaðý olur hale getiriyorlar. En son teknolojiye ve donanýma meydan okuyarak, inancýn galip geldiðinin ispatýný yapýyorlar. Üstelik karþýlarýnda tek bir düþman deðil, müttefik güçler; sizin tabirinizle yetmiþ iki millet var. Bugünlerde Batýlýlar ne yapýyorsa doðrudur diyen köþe yazarlarý ve teknisyenler bizleri uyutmaya çalýþýrken, bundan 90 yýl önce Türk insaný metrekareye 6000 mermi düþen bir savaþta onlarý alt ediyordu. Bu yazdýðýmýz gerçek sadece Çanakkale Savaþý için geçerli deðil. Cumhuriyetin ilk zamanlarýnda alýnmýþ ekonomik ve siyasi kararlar için de geçerli. Ezberletilmiþ þablonlarla konuþarak ülkeyi felâkete sürükleyenleri eðer çocukken buralarda gezdiren olsaydý ülkemizin rekabetini öldüren politikalara þakþakçýlýk yapmazlardý belki de. EMRE ALKÝN www.tercuman.com.tr 23.02.2006 19 MÝLLÝ DUYGUMUZU KAYBEDÝYORUZ