Türkiye küçük Millet Meclisleri Aralık 2014 O.P. Raporu 1 1 Alevi Açılımı www.tkmm.net
2
Ortak Paydalar 1. Dersim, Maraş, Çorum, Sivas, Başbağlar ve Gazi Olayları ile şeffaf ve tarafsız bir şekilde yüzleşilmeli ve bu olaylar aydınlatılmalı 2. Devletin görevi farklı inanç gruplarını tanımlamak değil tanımak olmalı, yasal zeminde sağladığı temel hak ve özgürlükleri uygulamada da her kesime sağlamalı 3. Diyanet İşleri Başkanlığı nın maddi ve manevi yapısı değişmeli, günümüz koşullarına uygun hale gelmeli Hazırlayan: Cemil Altay Türkiye küçük Millet Meclisleri Koordinatörü Raporda yer alan görüşler TkMM katılımcılarına aittir. TkMM Girişimi,Uncular Cad. 28/2, TR- 34672 İSTANBUL 3
Panorama Kasım ayını yoğun bir gündemle geride bırakan Türkiye de TkMM, Aralık 2014 toplantılarını yaptı. Çözüm Süreci, Dersim Özrü, Dersim Katliamı nda devlet mi parti mi sorumlu?, Başbakan Davutoğlu nun Tunceli Ziyareti ve orda MHP lideri Devlet Bahçeli ye yaptığı çağrı, MHP liderinin 28 Kasım daki Tunceli Ziyareti ve CHP Grup Başkanvekili Sezgin Tanrıkulu nun Dersim Özrü ile siyasi zeminde başlayan açıklamalar, önce AİHM den sonra da Yargıtay dan Cemevlerine yönelik çıkan kararlarla hukuki boyut kazandı. Hükümetin Alevi Açılımı nda yeniden düğmeye basması ve basına sızan atılacak adımlar da kamuoyunun gündemine oturdu. TkMM Aralık 2014 Toplantılarının Genel Gündemi de Alevi Açılımı oldu. Ancak, İktidar partisinin ilk olarak Haziran 2009-Ocak 2010 arasında yaptığı Alevi Çalıştayları nın Nihai Raporu ve Alevilerin istekleri net bir şekilde dururken, hem muhalefet hem de Alevi dernekleri, Başbakan Davutoğlu nun yeniden dediği Alevi Açılımı na temkinli, hatta siyasi manevra kaygısıyla tepkili de. 4
İktidarın kullandığı dil, konuyu dile getiriş şekli ve zamanı üzerinden kıvılcımlanan eleştirileri, samimiyet, tutarlılık ve var olana kayıtsızlık başlıkları altında toplayabiliriz. Aralık 2014 TkMM Toplantılarına baktığımızda ise, tartışmaların şekillendiği başlıklar; Alevilere dair mevcut algılar-alevilere yapılanlar ve özür; Alevileri tanımaktanımlamak; Devletin Diyaneti-Diyanetin Aleviliği ve Aleviler ile lütuf mu temel haklar mı üzerine oldu. TkMM Aralık 2014 Toplantılarına 5 ilde 6 milletvekili katılırken, 248 STÖ'nün koltukları doldurması ve Alevi sivil toplum örgütlerinin de her ilde katılımı, sivil toplum kanadının toplantıları daha çok sahiplendiğini gösteriyor. Kayseri'de Cuma İçten (AK Parti Diyarbakır milletvekili), Mardin'de Abdurrahim Akdağ (AK Parti Mardin milletvekili), Mersin'de Aytuğ Atıcı (CHP Mersin milletvekili), İzmir'de Muzaffer Yurttaş (AK Parti Manisa milletvekili) Hülya Güven (CHP İzmir milletvekili) ve Ankara da Yıldırım M. Ramazanoğulları (AK Parti Kahramanmaraş milletvekili) toplantılara katılırken, 3 ilde (Ağrı, Şanlıurfa ve Hatay) toplantılar iptal oldu. 5
Tanımak mı, tanımlamak mı? Toplantılarda katılımcalara ait görüşlere baktığımızda Alevilerin Tarihi ve Varlığı, Tanımı ve Tanımlanması üzerinde bir kümelenme söz konusu. Şöyle ki, bu konuşmalar daha sonra katılımcıların Alevilerin taleplerine bakış açısıyla gelişiyor ve Alevi sivil toplum temsilcilerinin de izahıyla ortak paydalar şekilleniyor. Alevilerin Tarihi ve Varlığı üzerine görüşleriyle ve tanıklıklarıyla başlayan konuşmalarda göze çarpan bir durum ise katılımcıların Alevileri tanımakla, tanımlamak arasında kalması. Burda Dersim, Maraş, Çorum, Sivas, Başbağlar ve Gazi Olaylarını katılımcıların çoğunluğu yüzleşilmesi gereken bir tarih olarak görürken, bu ilk ortak paydayı oluşturuyor. Dersim, Maraş, Çorum, Sivas, Başbağlar ve Gazi Olayları ile şeffaf ve tarafsız bir şekilde yüzleşilmeli ve bu olaylar aydınlatılmalı Ancak olayları belli bir döneme (Cumhuriyet dönemi mi, Osmanlı dönemi mi?) ya da belli bir partiye (CHP mi, devlet mi?) indirgeme konusunda görüş ayrılıkları var. 6
Ama her durumda can, mal, hak, algı ve kültür kaybına Alevilerin uğradıklarını belirten katılımcılar, bu kaybın giderilmesi için ekstra bir düzenleme ve çalışmaya ihtiyaç olmadığını, imtiyaz istenmediğini, yürürlükte olan AİHM ve anayasa maddelerinin pratiğe dönüşmesiyle bu kaybın büyük oranda giderileceğini vurguluyor. Bu ise ikinci ortak paydanın oluşmasına zemin oluşturuyor. Günümüze gelindiğinde ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın özür dilemesi yine tüm katılımcılar önemli bir adım olarak görüyor. 2009-2010 yıllarında yapılan çalıştaylar da önemli ama atılan her iki adıma yönelik şüpheler, bugünki atılan adımlara da yönelik devam ediyor. Lakin Alevi Açılımı ilk yapıldığında, şüphelerini bir kenara bırakıp Hükümetin bu adımlarına olumlu yaklaşan çoğu katılımcı, günümüzde bu şüphelerinde haklı çıktıklarını belirtmekle birlikte, iktidarın yine Alevilerin taleplerine yönelik top çevireceğini ve hedefinin yaklaşan seçimler öncesi Alevilerden oy kazanma olduğunu belirtiyor, eleştirilerin sayısı artıyor. Alevi dernekleri de bu konuda uygulamadan gelen hukuki örnekler verirken, Türkiye'nin Cemevlerine ayrımcılık yaptığına çıkan dair AİHM kararının, kendileri için sevindirici bir gelişme olmaktan çok, Aleviliğin yeşerdiği topraklarda böyle bir durumla karşılaşmanın kendileri için üzüntü verici olduğunu belirtiyor. Konu hukuki zemine geldiğinde ise söz; devletin tanıdığı yasal haklar ve uygulamaları ile sadece Alevilerin değil, herkesin bu yasalardan ne kadar yararlandığından açılıyor. Alevilerin talepleriyle, Alevilerden oy talebi arasına sıkışan Alevi Açılımı'nda ikinci uzlaşı da buradan şekilleniyor. 7
Katılımcıların çoğunluğu bu noktada, devletin Alevileri tanımlamak gibi görevinin olmaması gerektiğini dile getirirken, tüm vatandaşlar gibi Alevilere de haklarının tanınmasını ve uygulamaya geçilmesini ekliyor. Bu uzlaşıya yapılan "sadece Alevilere değil, tüm inanç gruplarına" şeklindeki eleştiri ise, ikinci ortak paydanın son halini belirliyor. Devletin görevi farklı inanç gruplarını tanımlamak değil tanımak olmalı, yasal zeminde sağladığı temel hak ve özgürlükleri uygulamada da her kesime sağlamalı 248 STÖ nün katılım gösterdiği Aralık 2014 Toplantılarında 19 ilde ortaya çıkan görüşleri il bazında aritmetik dağıttığımızda; 13 STÖ nün 9 u İktidarın Alevi Açılımı'na şüpheci yaklaştığını, Alevi taleplerinin temel haklar olduğunu ve artık bu taleplere yönelik ayak sürülmemesi gerektiğini belirtirken, 3 ü zaman geçtikçe durumların olgunlaştığını, atılan adımların ve Alevi Açılımı'nın yerinde olduğunu, İktidarın doğru yol izlediğini söylüyor. 1 STÖ ise Alevi Açılımı'nı gerek görmüyor ve Alevilerin zaten bu haklardan yararlandığını düşünüyor. Devletin Alevisi ve Açılım Toplantılarda çıkan bir diğer manzara, Alevilerin taleplerinde sadece alevi katılımcıların değil geniş bir katılımcı kitlesinin inanç ve ibadet özgürlüğünde birleşmesiydi. Bu manzara iki taraflı, Alevi katılımcılar da herkes için derken, içinde alevi kelimesi geçmeden taleplerini anlatmanın zorluğuna da dikkat çekiyor. 8
İktidar ve Alevi Açılımı'na dönüldüğünde ise yapılan eleştiriler önceki deneyimden yola çıkarak şu şekildeydi: "Aleviler devletin alevisi haline getirilmek isteniyor", "Dıyanet temsilcisinin çoğunlukta olduğu bir açılım ne kadar Alevi Açılımı olabilir?", " Neden Alevi bir vali ya da kaymakan yok?", "Üniversite veya şehir ismi değiştirmek çözüm değil, 2010'dan sonra tek bir adım atılmadı temel haklar üzerine.", "Bu açılımda amaç siyasi, amaç muhalefete Dersim üzerinden yüklenmek", "Devlet büyüyor mu, küçülüyor mu?" Ancak burda Alevilere yönelik de eleştiri başlıyor. Alevilerin temel hak ve özgürlüklerinde destek çıkan bazı katılımcılar, Aleviliğin de daha anlaşılabilir olması yönünde görüş belirtirken, "Alevilik nedir?" sorunu da soran katılımcılar azımsanmayacak sayıdaydı. Zorunlu din dersinin kaldırılmasını, Cemevlerinin ibadet yeri kabul edilmesini ve giderleri ile dedelerin maaşlarının da camilerdeki gibi devlet tarafından karşılanmasını belirten Alevi katılımcılar da dedelerin maaş istemediği konusunda görüş ayrılıklarına varabiliyor ama bu yeni uzlaşının temelini atıyor. Aleviler içindeki görüş ayrılıklarına yönelik eleştirilerde bulunan bazı katılımcılar, bunun Alevi Açılımı'nı da etkilediğini ekliyor. 9
Lakin, "Bir yol bin direk" şeklinde görüş ayrılıklarının sorun değil de zenginlik olduğunu belirten Alevi örgütleri, bu görüş ayrılıklarının "Cemevinin ibadethane kabul edilmeyişinin" sebebi olamayacağı örneğini veriyor. Lutfedilen temel haklar kmm Toplantılarında basının ve devletin şu ana kadar kullandığı dil üzerinden konu Diyanet İşleri Başkanlığı na geliyor. Çünkü Alevilerin taleplerine karşı bu hakların lütufkar bir dilde sunulması, çoğu katılımcı tarafından eleştiriliyor. Katılımcılar Diyanet İşleri Başkanlığı nın bütçesi, konumu ve yapılanması üzerinden eleştirilerin dozunu yükseltiyor ve son ortak paydayı şekillendiriyor. Kimse mevcut Diyanet İşleri Başkanlığı nın bütçesi, konumu ve yapılanmasından memnun değil. Anayasa, laiklik, demokrasi ve müslümanlık sacayakları üzerinde DİB nın nasıl olacağı konusunda ortak bir mutabakat yok. Burda yine de bazı katılımcıların deyişiyle Bir Diyanet Açılımı da gerekli diyebiliriz. Çünkü kimi kaldırılması, kimi her inanç grubundan temsiliyetle dönüştürülmesi ve maddi ve manevi her kesime eşit yakınlıkta durması yönünde öne çıkan farklı görüşler var. Son ortak payda: Diyanet İşleri Başkanlığı nın maddi ve manevi yapısı değişmeli, günümüz koşullarına uygun hale gelmeli 10
11
Sayılarla TkMM Aralık 2014 Forum toplantıları Gerçekleşme sayı ve oranları: Yapılması gereken toplantı sayısı: 22 Gerçekleştirilemeyen toplantı: 3 (Ağrı, Urfa, Hatay) Yapılan toplantı sayısı: 19, toplantı gerçekleşme oranı: % 86,36 Sivil Toplum katılımı: Olması gereken sivil toplum katılımcı sayısı: 380 Toplam sivil toplum katılımcı sayısı: 248, % 65,26 Seçilmişlerin katılımı: Katılması gereken milletvekili sayısı: 138 Katılan toplam milletvekili sayısı ve oranı: 6, % 4,34 Katılması gereken belediye başkanı sayısı: 19 Katılan toplam belediye başkanı sayısı ve oranı: 2, % 10,52 Kolaylaştırıcı ağırlayan belediye sayısı ve oranı: 1, % 5,26 Medya ilgisi: Toplantılara katılan medya muhabiri sayısı toplam: 34 Toplantı başına düşen medya muhabiri sayısı: 2 Toplantılara kim ev sahipliği yaptı? Ev sahipliği yapan belediyeler ve oranı: 10, % 52,63 Ev sahipliği yapan meslek odaları ve oranı: 2, % 10,52 Ev sahipliği yapan STÖ sayısı ve oranı: 7, % 36,84 Ev sahipliği yapan sendika sayısı ve oranı: -% - Sivil toplum bileşenlerinin katılım oranları: Katılımcı meslek odaları sayısı: 12, % 4,83 Katılımcı sendika sayısı: 11, % 4,43 Katılımcı dernek/vakıf/girişim sayısı: 225, % 90,72 İzleyiciler: İzleyici olarak katılanlar: 190 Kanaat Önderleri: 67 Parti Temsilcileri: 6 12