VEREMİ DURDURABİLİRİZ!!! İlaçlarınızı düzenli kullanınız!

Benzer belgeler
Türkiye de Veremle Mücadelede Ortak Hareket Çalıştayı Raporu

Veremsiz. yönelik. durdurmak. Durdurma. taahhüt. Durdurma. çalıştayın. önemi

Türkiye'de Yıllara Göre Yeni Verem Hasta Sayıları Yıllar

TÜRKİYE ULUSAL VEREM SAVAŞI DERNEKLERİ FEDERASYONU 71. Verem Eğitim ve Propaganda Haftası

Verem Eğitim ve Propaganda Haftası

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı VEREM HASTALIĞI

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı. VEREM HASTALIĞI ve VEREM HAFTASI

Verem Eğitim ve Propaganda Haftası 7-13 Ocak Doç. Dr. Şeref Özkara tarafından hazırlanmıştır.

Bununla birlikte tüberkülozla savaş yeterli bütçeyi büyük ölçüde bulamamaktadır. Bu kabul edilemez bir durumdur.

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı VEREM HASTALIĞI VE VEREM HAFTASI

TÜRKİYE DE HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ VE KONTROL PROGRAMI

XXVII. ULUSAL TÜBERKÜLOZ VE GÖĞÜS HASTALIKLARI KONGRESİ

DÜNYADA VE TÜRKİYE DE TÜBERKÜLOZ

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Verem Savaşı Dairesi Başkanlığı. Sayı : B.10.0.VSD / Konu : Doğrudan Gözetimli Tedavi

ANTİMİKROBİYAL DİRENÇ STRATEJİK EYLEM PLANI ( )

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ AIDS TEDAVİ VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (HATAM) OCAK 2014 ARALIK 2014 FAALİYET RAPORU

TIBBİ HİZMETLER BAŞKANLIĞI DİYABETİMİ YÖNETİYORUM PROJESİ DİYABET YÖNETİMİ KURSU RAPORU

Türkiye Klinik Kalite Programı

KONGRE PROGRAMI 2 NİSAN 2003 ÇARŞAMBA 3 NİSAN 2003, PERŞEMBE, BİRİNCİ GÜN

TÜBERKÜLOZ. Verem; TB; TBC; Tüberküloz nasıl yayılır? Tüberküloz şikayetleri nelerdir?

SAĞLIK BAKANLIĞININ MESLEK HASTALIKLARI İLE İLGİLİ ÇALIŞMALARI

Ayşe YÜCE Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD.

EK: VEREM EĞİTİM VE PROPAGANDA HAFTASI BİLGİ NOTU (01-07 Ocak 2017)

HAZIRLAYAN : AYTEN ALP YALOVA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ BULAŞICI OLMAYAN HASTALIKLAR VE KRONĐK DURUMLAR BĐRĐMĐ

ULUSAL PNÖMOKONYOZ ÖNLEME EYLEM PLANI

DİKMEN BÖLGESİ STRETEJİK GELİŞİM PLANI

ÇOCUKLULARDA TÜBERKÜLOZ

Kayseri Tıp Tarihi Müzesi'nin yer aldığı Çifte Medrese, yıllarında Selçuklu hükümdarı

EK: VEREM EĞĠTĠM VE PROPAGANDA HAFTASI BĠLGĠ NOTU (04-10 Ocak 2014)

HIV/AIDS epidemisinde neler değişti?

TÜBERKÜLOZDA KAYIT ve BİLDİRİM. Dr. Suha ÖZKAN Ankara Verem Savaşı İl Koordinatörü

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Türkiye de Son Durum, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Aktiviteleri

TÜRK TORAKS DERNEĞİ KADIN VE AKCİĞER SAĞLIĞI GÖREV GRUBU EYLEM PLANI

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

Kanser Erken Teşhis ve Tarama Merkezleri Yönetmeliği

SANATORYUM ATATÜRK ÜN HAYALİNDEKİ HASTANE: Hastanemizin kuruluş düşüncesi 1930 lu yıllara dayanmaktadır. Toraks Bülteni 33

TÜRKİYE DE HIV/AIDS YÜRÜTÜLEN HİZMETLER. Dr. Ayla Aydın Bulaşıcı Hastalıklar Daire Başkanlığı

Hastane. Hastane Grupları 19/11/2015. Sağlık Kurumları Yönetiminde Temel Kavramlar

Türkiye Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Analizi Dönemi

Küresel Bir Problem Olarak Tüberküloz. Prof. Dr. Ali ALBAY Gülhane Askeri Tıp Akademisi Tıbbi Mikrobiyoloji. AD. Öğretim Üyesi

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Tıp Eğitimi Anabilim Dalı Mezun Görüşleri Anketi

Türkiye de Sağlık Örgütlenmesi

KANSER İSTATİSTİKLERİ

Ulusal Akılcı Antibiyotik Kullanımı ve Antimikrobiyal Direnç Stratejik Eylem Planı

10.HAFTA Ulusal sağlık politikaları

TIP BAYRAMI DR. YAHYA R. LALELİ

Birleşmiş Milletler. Sivil Toplum Konuşuyor Toplantısı Gerçekleştirildi. Tüberküloz a Son Mücadelesinde

AKILCI İLAÇ KULLANIMI DR. NURİYE TAŞDELEN FIŞGIN İNFEKSİYON HASTALIKLARI VE KLİNİK MİKROBİYOLOJİ

TÜRKİYE DE SAĞLIK SEKTÖRÜNÜN GENEL GÖRÜNÜMÜ

ACİL SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET BİRİMLERİ VE GÖREVLERİ HAKKINDA YÖNERGE. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

TÜBERKÜLOZ (VEREM) HASTALIĞI DÜNYADA TÜBERKÜLOZUN DURUMU NEDİR?

TÜRKİYEDE SAĞLIK HİZMETLERİ VE GELİŞİMİ. Hanife TİRYAKİ ŞEN İstanbul Sağlık Müdürlüğü İnsan Kaynakları Şube Müdürlüğü Personel Eğitim Birimi

ADANA AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI MERKEZİ

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu

VERİLERLE TÜRKİYE ve DÜNYADA DİYABET. YARD.DOÇ.DR. GÜLHAN COŞANSU İstanbul Üniversitesi Diyabet Hemşireliği Derneği

SAĞLIK TARAMA RAPORU

Okul Sağlığına Genel Bir Bakış ve Okul Sağlığında Ruh Sağlığının Yeri. Dr Hilal Tıpırdamaz Sipahi 22 Ekim 2003

KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ. Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı. 1.Giriş

TIBBİ DOKÜMANTASYON VE SEKRETERLİK

VAW 56 GÜVENLİ BİR HAYAT VAR PROJESİ KADIN DOSTU KENT ÇALIŞMASI- GÖLCÜK DUVAR BOYAMA-EL BASMA FAALİYETİ RAPORU

ENFEKSİYON KONTROL HEMŞİRELERİNE YÖNELİK EĞİTİM FAALİYETLERİMİZ ÖZDEN DURUHAN İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ŞUBESİ

TÜRKİYE DE HIV EPİDEMİYOLOJİSİNİN SON DURUMU

erem Savaşı Türkiye de Dergisi Türkiye de Veremle Mücadelede Ortak Hareket Çalıştayı II Stop TB Küresel Planı

ESENYURT BELEDİYESİ ERİŞİLEBİLİRLİK ÇALIŞMALARI

TÜBERKÜLOZ. Verem; TB; TBC; Tüberküloz nasıl yayılır? Tüberküloz şikayetleri nelerdir?

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği nin

b. Mevzuat Çalışmaları ( Yasa ve Anayasa çerçevesinde yapılması gereken mevzuat çalışmaları )

ARHAVİ SPOR KULÜBÜNE ANLAMLI DESTEK

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU VE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ GEREĞİNCE ÜNİVERSİTEMİZDE YAPILAN ÇALIŞMALAR:

T.C. DİCLE KALKINMA AJANSI (Tigris Development Agency) KALKINMA KURULU TOPLANTISI KARAR TUTANAĞI TOPLANTI TARİHİ: 02/07/2013 TOPLANTI NO : 2013/1

TEK SAĞLIK YAKLAŞIMIYLA ZOONOTİK HASTALIKLARA BAKIŞ (SAĞLIK BAKANLIĞI PERSPEKTİFİ)

Avrupa Birliğine Uyum Danışma ve Yönlendirme Kurulu Toplantısı

Ara TB Tanısında Yenilikler Oturum Başkanları: Aykut Çilli, Nuran Esen

ÜLKEMİZDE HALK SAĞLIĞI HİZMETLERİ. Prof.Dr. Ayfer TEZEL

Çevremizdeki Sağlık Kuruluşları VE Sağlık Hizmetleri

. HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ

SAĞLIK YÖNETİMİ SAĞLIK HİZMETLERİNİN ÖZELLİKLERİ, SINIFLANDIRILMASI VE FONKSİYONLARI

TIPTA HALK SAĞLIĞI UZMANLIĞI ve GELECEK SEÇENEKLERİ/BEKLENTİLERİ/ÖNGÖRÜLERİ

I. ULUSAL ÜNİVERSİTELER ÇEVRE MERKEZLERİ TOPLANTISI

Đstatistik Birimi Çalışma Prosedürü

TOPLUMU TANIMA VE EKİP ÇALIŞMASI YARD. DOÇ. DR. NALAN AKIŞ

TIPTA HALK SAĞLIĞI UZMANLIĞI GÜNCEL DURUM

KAYSERİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SİVİL SAVUNMA UZMANLIĞI GÖREV, SORUMLULUK VE YETKİ ESASLARINI BELİRLEYEN İÇ YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM GENEL HÜKÜMLER

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu

EK-7 KORUYUCU HİZMET GÖSTERGELERİ

TÜRK TORAKS DERNEĞİ ASTIM ALLERJİ ÇALIŞMA GRUBU EYLEM PLANI ÇALIŞMA GRUBU PROJELERİ

Halk Sağlığı. YDÜ Tıp Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Aslı AYKAÇ

Kapsam MADDE 2- (1) Bu yönerge, Sağlık Araştırmaları Genel Müdürlüğünün teşkilatı ile bu teşkilatta görevli personeli kapsar.

EK-7 KORUYUCU HİZMET GÖSTERGELERİ

TÜBERKÜLOZ Tüberküloz hastalığı gelişimi için risk faktörleri

SOMALİ YE YAPILAN YARDIMLARIN İNDİRİMİ

AB Destekli Bölgesel Kalkınma Programları

KASIM 2018 ÇALIŞMA RAPORU

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ AIDS TEDAVİ VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (HATAM) OCAK 2015 ARALIK 2015 FAALİYET RAPORU

Halk Sağlığı-Ders 1 Hastalık ve Sağlık-Halk Sağlığının Doğuşu

MESGEMM İSG/Mevzuat/Yönetmelikler. Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi Yönetmeliği Resmi Gazete Yayım Tarih ve Sayısı :

Transkript:

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Verem Savaşı Dairesi Başkanlığı VEREMİ DURDURABİLİRİZ!!! İlaçlarınızı düzenli kullanınız! Düzenli Tedavi Düzenli ilaç kullanımı ile veremi durdurabilir ve sevdiklerinize bulaşmasını önleyebilirsiniz. Düzensiz Tedavi Düzensiz ilaç kullanımı nedeniyle dirençli verem hastası olabilirsiniz. Akciğerlerinizde harabiyet oluşabilir. Veremi yakınlarınıza bulaştırabilirsiniz. Daha uzun süre ve daha fazla miktarda ilaç kullanmak zorunda kalabilirsiniz. Düzenli ilaç kullanımı için Doğrudan Gözetimli Tedavi yi seçin. Verem tedavisinde kullanılan ilaçlar ücretsizdir. www.saglik.gov.tr/vsdb e-posta: verem@saglik.gov.tr

Ülkemizde veremle mücadele 90 yıl öncesine dayanmaktadır. Yirminci yüzyılın ilk çeyreğinde tamamen gönüllü sivil kuruluşlarının girişimleriyle başlayan verem savaşı tarihi günümüzde sürekliliği sağlanmış, ekonomik ve politik kararlılıkla programlı bir şekilde yürütülen bir mücadele haline gelmiştir. Hiç şüphe yok ki ulusal düzeyde bir tüberküloz mücadelesi için gerekli olan kararlılık uygun altyapı, koordine edilmiş insan kaynakları ve tek elden yürütülen bütçe ve program dâhilinde mümkün olabilmektedir. Ancak böylelikle gelişmiş medeni toplumların salgın hastalıklarla mücadelede gösterdiği duruş sergilenebilmektedir. Çağdaş ve sürdürülebilir sağlık hizmetleri ilkesi etrafında örgütlenen Verem Savaşı Dairesi Başkanlığı, gerek Başkanlık bünyesinde gerekse bağlı birimlerdeki tüm çalışanlarının özverili çalışmaları ile elde ettiği sonuçlarla ülkemiz Stop-TB stratejisi hedeflerine ulaşmada önemli bir mesafe kat etmiştir. Yrd. Doç. Dr. Hamza BOZKURT Verem Savaşı Dairesi Başkanı Dünya Sağlık Örgütünün hedef gösterdiği Doğrudan Gözetimli Tedavi Stratejisi nin yurt genelinde uygulanmasıyla birlikte Türkiye, tüberkülozla mücadelede istenilen düzeyde başarıya ulaşmış dünyanın sayılı ülkelerinden birisi olmuştur. Kamunun ve özel kesimdeki gönüllü kuruluşların birlikte çalışması bu başarıyı hazırlayan ortak unsurlardır. Verem Savaşı Daire Başkanlığı bünyesinde çıkarılan bu dergiyle hem sivil ve kamu kesimindeki bu başarılı çalışmalar yansıtılması çalışılacak hem de bu organizasyon içerisindeki altyapı, ekipman ve ağ işleyişi için gerekli olan teknik ve teorik destek asgari düzeyde vurgulanmaya çalışılacaktır. başkandan... Veremle mücadelede emeği geçen tüm sağlık çalışanlarına ve bu koordinasyonu organize eden tüm yönetim birimlerine teşekkürlerimi sunuyor ve özverili çalışmalarının devamını diliyorum. Türkiyede Verem Savaşı Dergisi Yıl:1 Sayı:1 Ekim 2010 1

2 İÇİNDEKİLER Türkiye de erem Savaşı Dergisi 04 Türkiye de Verem Savaşı 2010 Raporu Özeti 08 İstanbul İli Verem Savaşı Hizmetleri Acil Eylem Planı 09 Anadolu da Verem Panoraması 16 Verem Savaşı Dairesi Başkanlığının İnternet Sayfası Açılıyor

17 Türkiye de Veremle Mücadelede Ortak Hareket Çalıştayı Ülkemizde Veremle Mücadele DSÖ Avrupa Bölgesi Tüberküloz Sürveyans Ağı Danimarka Toplantısı Elektronik Tüberküloz Yönetim Sistemi Kuruluyor Doğrudan Gözetimli Tedavi 21 26 27 28 24-28 Ağustos 2010 DSÖ Teknik Destek Ziyareti Ankara 4 Nolu Verem Savaşı Dispanseri Verem Savaşı Dernekleri ve Çalışmaları 63.Verem Eğitimi ve Propaganda sı Haftası Etkinlikleri 35 37 40 43 İzmir İlinde Ekonomik Yardım Alan Tüberküloz Hastaları 31 Bartın İlinde 63.Verem Eğitimi ve Propaganda Haftası Etkinlikleri 46 Dispanserlerin Geleceği Tüberküloz Şüpheli Bireylerden Balgam Toplanması Uygulaması 33 34 Siirt İlinde 63.Verem Eğitimi ve Propaganda Haftası Etkinlikleri Stop TB Stratejisi Yeni Binyılda Dünyada Tüberküloz Kontrolü 52 53 Türkiye de erem Savaşı Dergisi Yıl:1 Sayı:1 Ekim 2010 Derginin Sahibi Verem Savaşı Dairesi Başkanlığı Adına Yrd. Doç. Dr. Hamza BOZKURT Daire Başkanı Genel Yayın Yönetmeni Uzm. Erdoğan YILMAZ Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Uzm. Serkan YORGANCILAR Editörler Uz. Dr. Mustafa H. TÜRKKANI Uzm. Serkan PEKŞEN Yayın Kurulu Uzm. Dr. Ayşe Gül YILDIRIM Uzm. Dr. Seher MUSAONBAŞIOĞLU Uzm. Dr. Nilay UÇARMAN Uzm. Dr. Cihan DEPREM Hüsamettin SÖNMEZ S. Murat MUTLU Necmettin KULKUL Dr. Ülgen GÜLLÜ Dergi Sekreteryası Meryem COŞKUN Ramise ÖNDER Oktay Özcan IŞIK Adres İlkiz Sok. No; 4 Sıhhiye/Ankara www.verem.saglik.gov.tr e-mail; vsd.izleme@saglik.gov.tr Tasarım: Önder ŞAHİN / Başak Matbaacılık Baskı: Başak Matbaacılık ve Tan. Hiz. Ltd. Şti. Tel: (0312) 397 16 17 Faks: (0312) 397 03 07 www.basakmatbaa.com Türkiyede Verem Savaşı Dergisi Yıl:1 Sayı:1 Ekim 2010 3 Verem Savaşı Dergisi T.C. Sağlık Bakanlığı Verem Savaşı Dairesi Başkanlığının 4 aylık süreli yayınıdır. Yayınlanan yazılardaki tüm sorumluluk yazarlara aittir.

Türkiye de Verem Savaşı 2010 Raporu Özeti Ülkemizdeki verem savaşı dispanseri sayısı 2009 yılı sonu itibariyle 229 dur. Dispanserlerde 2009 yılında 2.557.787 poliklinik muayenesi yapılmıştır. Radyolojik tetkik sayısı 1.783.560 ve mikroskobik tetkik sayısı 99.582 olarak gerçekleşmiştir. Ülke genelinde tüberküloz hasta istatistikleri Daire Başkanlığımızca toplanmakta ve raporlanmaktadır. Hasta verileri 2005 yılından önce, verem savaşı dispanserlerinden aylık toplam istatistikler olarak gönderilmekte, Başkanlığımızca il ve ülke toplam istatistikleri hesaplanmakta iken, 2005 yılından itibaren dispanserlere kayıtlı her bir hastanın verisi bireysel olarak toplanmaya ve analiz edilerek raporlanmaya başlanmıştır. Tüberküloz hastalarının tanı ve tedavileri uzun süreli programlar dahilinde yürütüldüğü için 2010 raporunda 2008 yılının tüberküloz hasta verileri ile 2007 yılının tüberküloz hastalarının tedavi sonuçları sunulmuştur. Verem Savaşı Faaliyetleri: Ülkemizdeki verem savaşı dispanseri sayısı 2009 yılı sonu itibariyle 229 dur. Dispanserlerde 2009 yılında 2.557.787 poliklinik muayenesi yapılmıştır. Radyolojik tetkik sayısı 1.783.560 ve mikroskobik tetkik sayısı 99.582 olarak gerçekleşmiştir. Bölge laboratuvarlarına gönderilen örnek sayısı 128.955 dir (Şekil 1). Uz. Dr. Ayşe Gül Yıldırım (ay.gul.yil@gmail.com) Dispanserlerce yapılan temaslı muayene sayısı, hasta başına 6,7 kişi ile ülkemizde bugüne kadarki en yüksek düzeyine ulaşmıştır. 2009 yılında dispanserlerde kayıt altına alınan hastaların %96,6 sının tedavilerine doğrudan gözetim altında (DGT) başlanmıştır. 4 Türkiye de erem Savaşı Dergisi

TANI ÇALIŞMALARI, 2002-2009 3.500.000 140.000 3.000.000 120.000 Muayene, Radyolojik Tetkik 2.500.000 2.000.000 1.500.000 1.000.000 500.000 100.000 80.000 60.000 40.000 20.000 Bakteriyolojik Tetkik 0 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 YILLAR 0 Yapılan muayene Radyolojik tetkik Direkt mikroskopi Bölge TB Laboratuvarına gönderilen Şekil 1. Verem Savaşı Dispanserlerinde Yapılan Tanı Çalışmaları, 2002 2009 OLGU HIZI (100.000 nüfusta) 40 35 30 25 20 15 10 5 0 YILLARA GÖRE YENİ OLGULARIN ve TÜM OLGULARIN OLGU HIZLARI, 1998-2008 32,0 28,5 28,1 27,9 25,8 28,3 25,6 25,3 25,5 26 24,6 25,4 25,2 23,5 23,4 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 YILLAR 2008 Yılı Tüberküloz Hasta Verileri: Toplam 18.452 tüberküloz hastası 2008 yılında verem savaşı dispanserleri kayıtlarına girmiştir. Yeni olguların oranı %90,8 (16.760 kişi) iken daha önce tedavi görmüş olguların oranı %9,2 (1.692 kişi) bulunmuştur. Tedavi görmüşlerin içinde en büyük grup toplam vaka sayısının %7,1 (1.314 kişi) oranıyla nüks olgulardır. Yeni Olgular Şekil 2.Verem Savaşı Dispanseri Kayıtlarında Yeni Olguların ve Tüm Olguların Olgu Hızları, 1998-2008 Tüm Olgular 2008 yılında toplam olgu hızı yüz bin nüfusta 27,9 dan 25,8 e düşmüştür (Şekil 2). Türkiyede Verem Savaşı Dergisi Yıl:1 Sayı:1 Ekim 2010 5

18.452 hastanın 11.476 sı (%62,2) erkek, 6.976 sı (%37,8) kadındır. Olgu hızı erkeklerde 100.000 de 32,0 ve kadınlarda 100.000 de 19,6 dır. Olgu hızının yaş gruplarına dağılımı incelendiğinde, 15 24 yaş grubundan başlayarak yüksek bir düzey izlemekte ve 55 64 ile 65 ve üzeri yaşlarda en yüksek düzeye ulaştığı görülmektedir. 2008 yılında tespit edilen hastaların %65,6 sı (12.100 kişi) akciğer tutulumu, %30,6 sı (5.639 kişi) akciğer dışı organ tutulumu, %3,8 i (713 kişi) hem akciğer hem de akciğer dışı tutulum göstermiştir. Akciğer dışı TB tespit edilen 6.352 hastanın %46,5 i (2.963 kişi) erkek, %53,5 i (3.399 kişi) kadındır. Akciğer dışı organ tüberkülozlarının en sık plevra (%37,4) ve ekstratorasik lenf bezlerinde (%30,2) görüldüğü tespit edilmiştir. Tedavi Sonuçları, 2007 Yılı Kohortu: Verem savaşı dispanserlerine 2007 yılında kayıt edilen toplam 19.481 hastanın (17.595 yeni ve 1.886 daha önce tedavi görmüş olgu) tedavi sonuçları bireysel olarak toplanmıştır. Tüm tüberküloz hastalarında tedavi başarısı %91,0 olarak tespit edilmiştir (yeni hastalarda %92,5 ve daha önce tedavi görmüş hastalarda %77,4). Ölüm oranı ise tüm hastalarda %2,9 dur (Şekil 5). OLGU HIZI (100.000'de) YÜZDE 70 60 50 40 30 20 10 0 100 90 80 70 60 50 40 30 20 10 0 ERKEK VE KADINLARDA YAŞ GRUPLARINA GÖRE OLGU HIZLARI, TÜRKİYE, 2008 4,2 3,6 5,6 6,0 35,5 39,4 28,2 25,0 38,0 18,4 47,5 19,5 53,3 26,7 0-4 5--14 15-24 25-34 35-44 45-54 55-64 65+ Erkek Kadın YAŞ GRUBU 52,8 31,7 Şekil 3. TB Olgularının Yaş Gruplarına ve Cinsiyete Göre Olgu Hızları, 2008 ERKEK ve KADINLARDA HASTALIĞIN TUTULUM YERİNİN DAĞILIMI 74,3 22,0 Erkek 51,3 44,6 3,7 4,1 CİNSİYET Akciğer Akciğer Dışı AC+AC dışı Kadın Şekil 4.Erkek ve Kadınlarda Hastalığın Tutulum Yerinin Dağılımı, 2008 6 Türkiye de erem Savaşı Dergisi

2007 YILI TB HASTALARININ TEDAVİ SONUÇLARI 100 90 80 92,5 77,4 91,0 YÜZDE 70 60 50 40 30 Yeni Olgular Tedavi Görmüş Olgular Tüm Olgular 20 10 0 10,2 3,3 4,0 0,4 1,5 0,5 Tedavi Başarısı Tedaviyi Terk Tedavi Başarısızlığı 6,3 2,5 2,9 4,6 1,3 1,6 Ölüm Halen Tedavide TEDAVİ SONUCU Şekil 5.Yeni Olgular, Daha Önce Tedavi Görmüş Olgular ve Tüm Olgularda Tedavi Sonuçları, 2007 Kadınların tedavi başarısı %93,1 ve tedavi terki %2,9 iken, aynı oranlar erkeklerde sırasıyla %89,7 ve %4,6 dır. Kadın hastaların tedavi sonuçlarının daha iyi olduğu anlaşılmaktadır. Yıllara göre tedavi sonuçları incelendiğinde tedavi başarısının arttığı (2005 yılında %87,5, 2006 yılında %89,4 ve 2007 yılında %91,0) ve tedavi terkinin azaldığı (2005 yılında %5,7, 2006 yılında %4,7 ve 2007 yılında %4,0) görülmektedir. Sonuç olarak, Sağlıkta Dönüşüm Programı sonrası verem savaşı faaliyetleri ve hastaların tedavi sonuçları gibi konularda çalışmaların artan bir başarı ivmesiyle devam ettiği görülmektedir. CİNSİYETE GÖRE TEDAVİ SONUÇLARI YILLARA GÖRE TEDAVİ SONUÇLARI (Tüm Hastalar) 100 90 93,1 89,7 100 90 87,5 89,4 91,0 80 80 70 70 YÜZDE 60 50 40 30 Erkek Kadın YÜZDE 60 50 40 30 2005 2006 2007 20 20 10 0 Tedavi Başarısı 4,6 2,9 Tedaviyi Terk 3,4 0,5 0,5 2,0 1,7 1,4 Tedavi Başarısızlığı Ölüm Halen Tedavide 10 0 Tedavi Başarısı 5,7 4,7 4,0 Tedaviyi Terk 0,4 0,5 0,5 Tedavi Başarısızlığı 2,7 3,0 2,9 Ölüm 2,5 2,4 1,6 Tedavisi Devam Eden TEDAVİ SONUCU TEDAVİ SONUCU Şekil 6.Tüberküloz Olgularının Cinsiyete Göre Tedavi Sonuçları, 2007 Kohortu Şekil 7.Tüm Olgularda Yıllara Göre Tedavi Sonuçları, 2005-2007 Türkiyede Verem Savaşı Dergisi Yıl:1 Sayı:1 Ekim 2010 7

İstanbul İli Verem Savaşı Hizmetleri Acil Eylem Planı Uzm. Dr. Mustafa H. Türkkanı (mhturkkani@gmail.com) Tüberküloz hastalığı epidemiyolojik karakteri gereği kısa vadede ortadan kaldırılabilecek bir hastalık değildir. Bu kapsamda tüberküloz kontrolünde yapılacak faaliyetler için altyapı, insan kaynakları, bütçe, program ve stratejik planın; lüzumu halinde ise acil eylem planının olması gereklidir. Kısa ve uzun dönemli planların oluşturmak için öncelikli konuları ve sorunları belirlemede epidemiyolojik veriler ve saha inceleme - değerlendirmelerin önemi vardır. Ulusal Tüberküloz Kontrol Programı çerçevesinde İstanbul ili önem arz etmektedir. Türkiye de mevcut tüberküloz hastaların üçte biri İstanbul ilinde ikamet etmektedir. Sağlık Bakanlığı, İstanbul ilinde yürütülen tüberküloz kontrol programının geliştirilmesini ve günümüzün ihtiyaçlarına cevap veren, kalıcı ve sürdürülebilir bir tüberküloz kontrol programının il genelinde bir an önce başlatılması gerektiğini düşünmektedir. Daire Başkanlığımız İstanbul ilinde tüberküloz kontrolü için eylem planın oluşturulması öncesi gerekli olan saha incelemesi ve değerlendirilmesini yapmıştır. Konu ile ilgili olarak 15 Nisan 2010 tarihinde Ankara da Bakanlık ilgili yöneticileri ve İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri ile aile hekimliği geçiş sürecinde İstanbul ilinde tüberküloz kontrolünün güçlendirilmesi amaçlı çalışma yürütülmüştür. Çalışma sonrası Daire Başkanlığımızca İstanbul İli Verem Savaşı Hizmetleri Acil Eylem Planı oluşturulmuştur. İstanbul da yürütülmekte olan TB Kontrolü ve Doğrudan Gözetimli Tedavi Stratejisi nin, daha sistematik uygulanması, hedefler ve yapılacak faaliyetlerin belirlenmesi, mevcut durumun iyileştirilmesi ve geliştirilmesi ile gelecek nesillerin verem mikrobuyla karşılaşma ihtimalinin ortadan kaldırılması amacıyla bu eylem planı eksiksiz olarak uygulanmaktadır. 8 Türkiye de erem Savaşı Dergisi

Anadolu da Verem Panoraması İsrail in Hayfa kenti yakınındaki neolitik dönemden kalma Alit-Yam köyündeki kazılarda ortaya çıkarılan anne ve bebek kalıntıları üzerinde yapılan incelemede, tüberkülozun somut en eski izlerine rastlandığı bildirilmiştir. Verem hastalığı en öldürücü ve en yaygın hastalıklardan biri olarak dünya tarihinde yerini almıştır. Bilim insanları, 9000 yıl önceki, kesinliği kanıtlanmış en eski verem vakasını ortaya çıkartmışlardır. İsrail in Hayfa kenti yakınındaki neolitik dönemden kalma Alit-Yam köyündeki kazılarda ortaya çıkarılan anne ve bebek kalıntıları üzerinde yapılan incelemede, tüberkülozun somut en eski izlerine rastlandığı bildirilmiştir. Bir diğer önemli verem vakası İtalya da bulunan 6000 yıllık bir erkek insan iskeletidir. Almanya da MÖ 5000 yıllarına ait insan iskeletlerinde asit ve alkole dirençli basiller saptanmış, MÖ 3500 3000 yıllarına ait Mısır mumyalarında ve Ürdün de bulunan insan iskeletlerinde ise verem i düşündüren omurga hasarı (Pott Hastalığı) ve psoas apseleri gözlenmiştir. Eski Mısırlılara ait tıbbi kaynaklarda verem bezeleriyle ilgili bilgilere rastlanırken, MÖ 2700 yıllarına ait eski Çin kaynaklarında da verem i düşündüren tanımlamalar yer almıştır. Uzm. Erdoğan Yılmaz (erdyilmaz52@gmail.com) MÖ 17 18. Yüzyılda Hammurabi yasalarından hastalığın bilinip, tanındığı anlaşılmaktadır. Türkiyede Verem Savaşı Dergisi Yıl:1 Sayı:1 Ekim 2010 9

Celsus Herodot, Mısır seyahatini anlattığı yazısında verem benzeri bulguları olan bir hastalığa dikkat çekmişti. Hipokrat ise hastalık için erime, tükenme anlamına gelen phitisis deyimini kullanmış; hastalığın tedavisinde önceden kullanılan bir dizi ilaca ek olarak diyet, düzenli uyku, egzersiz, psikoterapi ve hidroterapiyi önermiştir. Romalı hekim Celsus, tıp yapıtı Medicina da (MS 30) verem hastalığının tanımını yapmış; bulaşıcı ve iyileştirilemeyen bir hastalık olduğunu yazmıştır. Celsus ayrıca, sağlıklı kişilere veremli olduğu bilinen kişilerle bir arada yaşamaktan kaçınmalarını önermiştir. Galen in verem tedavisi için önerdiği istirahat, öksürüğün kesilmesi, göğüs yakıları, toplardamardan kan alımı, sülük uygulaması, kusturucular, müshiller ve kabartıcı maddelerle ciltte yaralar oluşturma şeklindeki yöntemler ise kendisinden sonra 1000 yıl boyunca değişmeksizin uygulanmaya devam etti. Büyük hekim ve filozof İbni Sina ise hastalığın mevsimsel bazı özellikler gösterdiğini öne sürmüş ve zayıf, narin kadınların vereme eğilimli olduklarını belirtmiştir. Hastalığın tedavisinde gül şerbeti uygulamıştır. İbni Sina Hammurabi Kanunları Ortaçağ da ise bu hastalıkla ilgili olarak, günümüzde tümüyle terk edilmiş bazı yaklaşımların doğru ve geçerli olduğu düşünülüyordu. Örneğin lenf düğümü tüberkülozunun, kralın eliyle dokunması ile iyileşeceği düşünüldüğünden, o dönemde bu hastalık kral hastalığı olarak anılmıştır. Çeşitli coğrafyalarda; iskeletlerden, Firavun mumyalarının ve doğal yollarla mumyalaşmış cesetlerden alınan biyopsi ve radyolojik görüntülerde verem mikrobunun en eski çağlarda bile dünyada yaygın olduğu tespit edilmiştir. Verem hastalığı önemli tarihi kişiliklerinde ölüm nedeni olmuştur. Bu sayede verem kendini tarihi bilgi ve belgelerde de göstererek varlığını kanıtlamıştır. Anadolu da verem hastalığı tarihçesine baktığımızda ise; Mezopotamya bölgesindeki büyük Babil kralı Hammurabi nin (M.Ö. 1728-M.Ö. 1686) çeşitli meselelerde verdiği kararlar, Babil in koruyucu tanrısı Marduk adına yapılan Esagila Tapınağı na dikilen bir taş üzerine Akatça dilinde yazılmıştı. Hammurabi, kendisine bu kanunları yazdıranın güneş tanrısı Şamaş ın olduğunu söylemiştir. Dolayısıyla kanunlar da tanrı sözü sayılıyordu. 10 Türkiye de erem Savaşı Dergisi

Babil Kitabesi Arkeolog Jean Vincent Scheil in 1901 de Susa, Elam da bulduğu (bugünkü Huzistan, İran) ve Fransa ya taşıdığı Hammurabi Kanunları nın yazılı olduğu stel, Louvre Müzesi nde sergilenmektedir. Yaklaşık iki metrelik silindirik bir taşın üstüne çivi yazısı ile yazılmış olan kanunlar tam 282 maddedir, ancak bu maddelerin 30 u (madde 66 99) şu anda okunamayacak durumdadır. 13 sayısı uğursuz sayıldığı için 13. madde yazılmamıştır Bu kanunların 278. maddesi; Bir kimse, bir kadın ya da erkek köle satın alır ve bir ay geçmeden benu hastalığı na yakalanırlarsa; köleleri satıcıya geri götürür ve ödediği parayı geri alır şeklindedir. Bu hastalığın verem hastalığı olduğu düşünülmektedir. Benzer şekilde Babil kil tabletlerinin birinde veremli hastaların öksürdüğü, yandığı, eridiği, soluğunun flüt gibi öttüğü ve hastalığa Assaku adında bir cinin neden olduğu yazılmıştır. Verem hastalığı antik yazılı kanunlara, dinsel ritüellere ve tarih kayıtlarına girmekle kalmamış Anadolu topraklarında ilk tıp okulunun kurulmasına neden olmuştur. Anadolu Selçuklularında verem hastalığı Anadolu Selçuklularında verem hastalığı yüzünü göstermiş ve Nesibe Sultan ın veremden ölmesi ile Anadolu da ilk tıp okulu Kayseri de açılmıştır. Gevher Nesibe Sultan, Selçuklu Hükümdarlarından II. Kılıçarslan ın kızıdır. Rivayete göre, Selçuklu ordusunun komutanlarından bir sipahiye gönlünü kaptırmış, ancak Nesibe sultanın ağabeyi I. Gıyaseddin Keyhüsrev bu aşka karşı çıkmıştır. Sultan sipahiyi, Kayseri den uzak tutmanın yollarını aramış, onu muharebeden muharebeye göndermiştir. Nihayet bu savaşların birinde sipahi şehit olmuştur. yüzünü göstermiş ve Nesibe Sultan ın veremden ölmesi ile Anadolu da ilk tıp okulu Kayseri de açılmıştır. Gevher Nesibe Sultan, Selçuklu Hükümdarlarından II. Kılıçarslan ın kızıdır. Rivayete göre, Selçuklu ordusunun komutanlarından bir sipahiye gönlünü kaptırmış, ancak Nesibe Sultanın ağabeyi I. Gıyaseddin Keyhüsrev bu aşka karşı çıkmıştır. Sultan sipahiyi, Kayseri den uzak tutmanın yollarını aramış, onu muharebeden muharebeye göndermiştir. Nihayet bu savaşların birinde sipahi şehit olmuştur. Bunu öğrenen Nesibe Hatun, üzüntüsünden vereme yakalanmış ve hasta yatağına mahkûm olmuştur. Kız kardeşinin derdine doktorların çare bulamadığını öğrenen Gıyaseddin, onu ölüm döşeğinde ziyaret etmiş ve mal varlığı ile adına bir şifahane (hastane) yaptırması vasiyetini almıştır. Kayseri, Gevher Nesibe Tıp Medresesi ve Gevher Nesibe Sultan Türkiyede Verem Savaşı Dergisi Yıl:1 Sayı:1 Ekim 2010 11

etmiştir. Aynı zamanda Osmanlı sarayında III. Mehmet ile başlayan dışarı kapalı bir sosyal yaşam tarzı (kafes) benimsenmiş ve bu tarz şehzadelerin bedensel ve ruhsal sağlık sorunları yaşamasına neden olmuştur. Böylece 1695 1774 yıllarında padişahlık yapan II. Mustafa, I. Mahmut, III. Osman ve III. Mustafa nın kambur oldukları bilinmektedir. Bu hastalığın tüberkülozla ilgili olması çok muhtemeldir Maristanı(1206): Anadolu Selçukluları nın Anadolu da inşa ettikleri ilk sağlık kuruluşudur. Gıyasettin Keyhüsrev in, Gevher Nesibe nin diğer kardeşi İzzeddin de hastanenin doğusuna bir tıp okulu yaptırır. Kardeşi adına yaptırdığı komplekste tıp medresesi(11.200 m2) ve darüşşifa(1.680 m2) vardır. Her iki bölüm birbirine koridorla bağlıdır. Ortasında havuzu bulunan, açık avlulu, dört eyvanlı klasik Türk mimarisine sahip bir eserdir. Osmanlılar devrinde birkaç defa tamirden geçen darüşşifa 1890 yılına kadar kullanılmıştır Anadolu Selçuklu hükümdarlarından İzzeddin Keykavus un, 1220 yılında Viranşehir de verem hastalığından vefat ettiği bilinmektedir. Tarih kayıtlarına göre Osmanlı halkında veremin yaygın görülmesi Osmanlının çöküş dönemleri ile Avrupa da veremin en yaygın olduğu döneme denk gelmekte idi. Savaşlar, göçler, fakirlik, Osmanlı halkında tüberkülozun yaygın olmasının başlıca nedenleridir. Osmanlı sarayında tüberkülozun görülme nedenleri ise daha farklıdır. Rusların Kafkasları işgal etmesi ile birlikte bu bölgelerden verem mikrobu taşıdığı düşünülen kadınlar 1757 1774 yıllarında hükümdarlık yapan III. Mustafa zamanında saraya girmeye başlamışlar ve bu durum son padişah Vahdettin e kadar devam I. Mahmut, III. Mustafa, III. Selim in gözdesi Safinaz da gallopan tüberküloz ve II. Mahmut un annesinde de tüberküloz olması 18 YY. da sarayda bu hastalığın çok yaygın olduğunu göstermektedir. Verem hastalığının çok yaygın olduğu on sekizinci asırda Osmanlı, veremle ilgili en büyük tıp âlimini yetiştirecektir, Abbas Vesim Efendi. Hekim, hattat ve astronomi âlimiydi. Kambur Vesim Efendi ve Derviş Abbas Tabip isimleriyle de bilinen Abbas Vesim Efendi, (ölm.1761), XVIII. yüzyılın ikinci yarısında yaşamış, Osmanlı tıbbının gelişmesinde rol oynamış devrin önemli hekimlerindendir. Doğu ve Batı tıbbına ait eserlerden faydalanarak yazdığı Düstur ül-vesim fi Tıbb ül Cedid ve l Kadim (Eski ve yeni tıp konusunda Vesim in Prensipleri) adlı eserinde; bedenin bütün organlarının hastalıkları ile özellikle kadın ve çocuk hastalıklarından bahsetmiştir. Vesim Efendi, bu ünlü eserinde Verem hastalığının mikroplardan meydana geldiğini belirtmiştir. Böylece Vesim Efendi, verem mikrobunu keşfeden ve bundan bahseden ilk Türk bilgini olmuştur. 1940 yılların sonuna kadar etkin tedavisi bilinmeyen veremin teşhisi konusunda Nobel ödülü alan Dr. Robert Koch un (1834 1910) verem mikrobunu bulduğu için 1905 Vesim Efendi, bu ünlü eserinde Verem hastalığının mikroplardan meydana geldiğini belirtmiştir. Böylece Vesim Efendi, verem mikrobunu keşfeden ve bundan bahseden ilk Türk bilgini olmuştur. 12 Türkiye de erem Savaşı Dergisi

yılında tıp sahasında Nobel Mükâfatı verilmiştir. Ancak Abbas Vesim bin Abdurrahman ın vereme yol açan mikrop, veremin bulaşma yolları ve tedavisi konusunda yaptığı çalışmalarla 150 yıl önceden eserleştirmiş ve gelecekteki bilim adamlarına yol göstermiştir. Osmanlı sarayında verem 19. YY da devam etmektedir. II. Mahmut un oğlu Abdülmecit in tüberkülozlu olduğu bilinmektedir. Abdülmecit in 8 kadın ve gözdesinin verem hastalığı vardı. Bunların arasında, II. Abdülhamit in annesi Tirimüjgan, V. Mehmet Reşat ın annesi Gülcemal ve Vahdettin in annesi Gülüstü Kadın da vardır. Abdülhamit in kızı Ayşe Osmanoğlu anılarında, dadısı Raksidil Kalfa nın hızlı seyirli verem anlamındaki gallopan tüberkülozdan öldüğünü yazmaktadır. Abdülhamit 1876 yılında tahta çıkmıştır. Halk sağlığına önem vermiştir.1885 R.Koch verem için balgamda teşhis ve tedavi için aşı ve ilaç kullanılabileceğini iddia etmiş bunun üzerine Abdülhamit bir grup doktoru aynı yıl Berlin e göndererek onların tüberkülin yapımını ve uygulanmasını öğrenmelerini sağlamıştır. Berlinden dönen doktorlar İstanbul da balgam taramaları yaparak mikrobu teşhis etmişlerdir. Ancak tedavilerden sonuç alamamışlardır. 1888 89 yıllarına teşhis için balgamda yapılan boyamalardan dokuz yıl sonra 1897 Dr. Esat Fevzi önderliğinde akciğerlerin radyolojik incelemeleri de başlamıştır. Gülhane, Yıldız ve Hamidiye Etfal Hastanelerinde röntgen bölümleri açılmıştır. Abdülhamit, Şişli de çocuk yaştaki verem hastaları için bir bölüm açtırır. Abdülhamit, Çamlıca da 30 yataklı ilk sanatoryum hastanesini yaptırır. Abdülhamit sadece teşhis ve tedavi sürecinde politika üretmemiş aynı zamanda veremin epidemiyoloji konusunda da çalışmalar yaptırmıştır. Tüberkülozun yaygınlık derecesini tespit edilmesi için İstanbul ve İzmir de çalışmalar başlatmıştır. Çalışmalar sonucunda 1,2 milyonluk İstanbul da 92.942 kişinin akciğer vereminden öldüğü tespit edilmiştir. İstanbul da ölen her 100 kişiden 15 i akciğer tüberkülozundan ölmekteydi.200.000 nüfusu olan İzmir de ise yılda 2.800 kişinin akciğer tüberkülozu olduğu tespit edilmiştir. İzmir de de ölüm nedenlerinin içinde veremin % 15 lik payı olduğu tespit edilmiştir Paris te 1906 yılında yapılan ilk uluslararası tüberküloz kongresine Besim Ömer Paşa katılmıştır Verem hastalığından ölenlerin ihbar edilmesi 13 Nisan 1914 tarihinden itibaren zorunlu olmuştur. Birinci Dünya Savaşı ndaki göç hareketleri, yoksulluk ve felaketler sebebiyle Osmanlı da veremli hasta sayısı çığ gibi artmıştır Son Padişah Vahdettin; 1918 yılında padişah olmuştur. Osmanlı sultanları içinde ölüm sebebi otopsi ile tespit edilen tek sultandır. Otopsisinde son padişah Vahdettin in verem hastalığı geçirdiği ve hastalığın ağır tahribat yaptığı anlaşılmıştır. Vahdettin zamanında İstanbul da belediye başkanının salgın hastalıkları önlemek için Vakit gazetesinde yayımladığı propaganda yayını çok önemlidir. İstanbul Belediye Başkanı Cemil Topuz Paşa, 23 Mayıs 1919 yılında Vakit Gazetesi nde Türkçe, Rumca ve Türkiyede Verem Savaşı Dergisi Yıl:1 Sayı:1 Ekim 2010 13

Ermenice olarak yayınladığı temizlikle ilgili beyannamesi o dönemki hassasiyeti ortaya koyuyor: İlk dispanser, Veremle Mücadele Osmanlı Cemiyeti adı altında 8 Haziran 1918 günü İstanbul da açılmış ve derneğin başkanlığına Dr. Besim Ömer Paşa seçilmiştir. Günümüzde verem savaşı tüm dünyada HIV/ADIS hastalığı ve dirençli tüberküloz hastalığının ortaya çıkması ile daha önemli hale gelmiş ve bilimsel tedavi metotlarının gelişmesi ile verem tedavisi kolay korkulmayan hastalıklar arasına girmiştir. Ülkemizde cumhuriyetle birlikte veremle mücadele sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumları ile verem savaşını başarılı bir şekilde yürütülmektedir. İlk dispanser, Veremle Mücadele Osmanlı Cemiyeti adı altında 8 Haziran 1918 günü İstanbul da açılmış ve derneğin başkanlığına Dr. Besim Ömer Paşa seçilmiştir. KAYNAKLAR 1.Akgün. D Bilim ve Gelecek Dergisi Sayı:37 2.Bardakçı M. Şahbaba. Pan Yayınları. 7.Baskı. İstanbul, 1999. 8. Unat EK. Osmanlı imparatorluğunun son 40 yılında Türkiye nin Tüberküloz Tarihçesi üzerine. Cerrahpaşa Tıp Fak. Derg. 1979; 10: 273-843. Çağlar Boyunca Toplum Sağlık ve İnsan. N.Eren. Somgür Yayıncılık, 1996. Bilim Tarihi Araştırmaları Dergisi, 2006:2, Sayfa:61-88. 4.Law ML. Osmanlı Sarayının Gizemli Kadını. Nakşidil Sultan. Aimee. Türkçesi, Bülent Bektik. 2. Baskı. Altın Kitaplar Yayınevi. İstanbul, 2000. 5.Topuz H. Hatice Sultan. Remzi Kitabevi. İstanbul, 2000. 6.Ceyhun D. Ah şu Osmanlılar. Sis Çanı Yayıncılık. İstanbul, 2000. 7. Haggard A. Doctor In History. Dorset Press. New York, 1989. 8.Uluçay M. Padişahların Kadınları ve Kızları. Türk Tarih Kurumu Bası- mevi. Ankara, 1992. 9.Osmanoğlu A. Babam Sultanhamid. Hatıralarım. Selçuk Yayınları. Kent Kitabevi İstanbul, 1984. 10.Poverty and the economic effects of TB in rural China. Jackson S. Int J Tuberc Lung Dis. 2006 Oct;10(10):1104-10 11.Social economical status, behaviors and environment as the risk factors of tuberculosis in Chengdu China] Dong B. : Zhonghua Liu Xing Bing Xue Za Zhi. 2001 12.Apr;22(2):102-4. Tuberculosis, poverty, and compliance : lessons from rural Haiti. Farmer P. : Semin 13.Respir Infect. 1991 Dec;6(4):254-60. Factors associated with the development of tuberculosis in BCG immunized children. 14.Tipayamongkholgul M, Podhipak A, Chearskul S, Sunakorn P. Southeast Asian J Trop Med Public Health. 2005 Jan;36(1):145-50 15. Risk factors for pulmonary tuberculosis: a clinic-based case control study in The Gambia. Hill PC, Jackson-Sillah D, Donkor SA, Otu J, Adegbola RA, Lienhardt C. 16.BMC Public Health. 2006 Jun 19;6:156 Nonbiologic risk factors of pulmonary tuberculosis among adults in Henan: a casecontrol study]. Wang GJ, Sleigh A, Zhou G, Jackson S, Liu XL. Zhonghua Liu Xing 17.Bing Xue Za Zhi. 2005 Feb;26(2):92-6. Investigation of the risk factors for tuberculosis: a case-control study in three countries in West Africa. Lienhardt C, Fielding K, Sillah JS, Bah B, vd. Int J Epidemiol. 2005 18.Aug;34(4):914-23. Epub 2005 May 24. Epidemiology of antituberculosis drug resistance (the Global Project on Antituberculosis Drug Resistance Surveillance): an updated analysis. The 19.Infectious Diseases in the History of Medicine. W.Schreiber, F.K.Mathys. 1987. 14 Türkiye de erem Savaşı Dergisi

Vakit Gazetesi 23 Mayıs 1919 Bir müddetten beri İstanbul da tifüs, kolera, verem hastalıkları salgın bir suretle çoğalıyor, bunun sebebi pisliktir. Temizliğe dikkat etmeyince bulaşır ve tutulan da kendini hekime baktırmazsa hem ölür, hem de etrafındakilere bulaştırır. Belediye gücü yetiştiği kadar sokakları temizlemeye, yıkamaya, pislikleri vesaireyi kaldırmaya başladı. Ancak sokakları temiz tutup kirletmemek ahalinin vazifesidir. Belediye ne kadar memur kullansa, ne kadar masraf etse ahali mütemadiyen süprüntü, kâğıt vesaireyi sokaklara attıkça yetişemez ve yapılan mesarif boşa gider. Hemşerilerimiz dükkân ve hanelerinden çıkan süprüntü, kâğıt parçası vesaireyi sokaklara atmasınlar, araba gelinceye kadar bir kap içinde saklasınlar. Eski adetlerden vazgeçerek tramvay bileti, tütün paketi, eski gazete gibi şeyleri de her tarafa konmuş olan kutu ve sepetlere atsınlar. Çirkap sularını sokaklara dökmesinler, sümkürmesinler, tükürmesinler. Başka memleketlerde yaya kaldırımlarını kirletmedikten başka temizliği hane ve dükkân sahipleri yapar. Bizde öyle yapalım. Herkes ev ve dükkânının önünü temiz tutmaya çalışsın. Mağaza sahipleri sabahları yaya kaldırımlarına eşya koymasın. Esnaf yenecek şeyleri pis tutmasın. Görüyorum ki marul ve saire gibi pişirmeden yenecek şeyler yerlerde satılıyor, ahali alıyor, yiyor, hastalanıyor, ölüyor. Bunun için esnaf temizliğe dikkat etsin ve hemşerilerinin hayatını düşünerek sakınsın. Belediyenin vereceği talimatlara riayet etsin. Herkes elbisesini, çamaşırını kendini temiz tutsun. Evlerin içinin temizliğine, yiyeceğine, içeceğine dikkat etsin. Sokakta üstü açık meyve vesaireyi satın almasın, yemesin, hep birden el birliğiyle dikkat edersek şehrimizde tifüs, kolera, verem gibi bulaşıcı hastalıkların önünü alırız. Bu ihtarıma dikkat etmez, söylediğim şeyleri yapmaz ve buna muavenet etmezseniz önümüz yazdır, kolera ziyadeleşir, binlerce hemşerimiz ölür. Türkiyede Verem Savaşı Dergisi Yıl:1 Sayı:1 Ekim 2010 15

Verem Savaşı Dairesi Başkanlığının İnternet Sayfası Açılıyor Ramise Önder (ramise.onder@saglik.gov.tr) İnternetin en hızlı ve en kolay bilgi edinme kaynağı olması nedeniyle, her konuda olduğu gibi sağlık konusunda da hem sağlık çalışanları hem de sağlıkla ilgili herhangi bir konuda bilgi almak isteyen insanların çok sık başvurdukları bir iletişim aracı olduğu tartışma götürmez bir gerçektir. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki; insanlar sağlıkla ilgili konularda bilgi edinmek için internete çok sık başvurmaktadırlar. Bundan da; bilgiye ulaşmanın en hızlı ve en kestirme yolunun internet olduğu sonucu çıkmaktadır ki bu günlük deneyimlerle de gözlemlenmektedir. İnternetten elde edilen bilgiler insanların, düşünce, tutum ve davranışlarını, hangi kuruma ya da hangi hekime-sağlık personeline başvuracaklarını etkilemektedir. Günümüzde her konuda olduğu gibi sağlık konusunda da bilgi kirliliği yaşanması ve insanların sağlık konusunda yanlış bilgilendirilmeleri olasılığı yüksektir. Bu da internetteki verileri hazırlayan ve sunanları bu konuda daha ciddi ve daha duyarlı olmaya sevk etmelidir. Bilgi paylaşıldıkça değeri artar ve fayda sağlar, yani paylaşılamayan bilginin kullanılabilirliği ve yararlılığı fazla olmayacaktır. Bizde, bilginin değeri ve kullanılabilirliği açısından internetin önemi gerçeğinden yola çıkarak kendi web sayfamızı hazırladık. Verem Savaşı Dairesi Başkanlığı kurulduğu günden itibaren ülkemizdeki veremle ilgili tüm teşhis, tanı ve tedavi süreçlerinden sorumlu birim olarak çalışmaktadır. Böylelikle daha geniş bir kitleye daha hızlı ve daha kolay erişerek verem savaşına yeni bir ivme kazandırılması amaçlanmıştır. Veremle ilgili önemli çalışmalar yapan ve önümüzdeki süreçte de ciddi projelerle ülkemizdeki veremle savaşı çok daha iyi bir noktaya taşımayı hedefleyen Başkanlığımız kamuoyu ile doğrudan irtibat kurabilmek amacıyla internet sitesini yeni bir ara yüzle ve daha güzel bir tasarımla yayına sokmuştur. İnternet sitemizin yayına başlaması ile birlikte Başkanlığımızın çalışmalarına ulaşım daha kolay olacaktır. Genelgelerimiz, veremle ilgili yeni yayımlanan her türlü mevzuatlar, yeni strateji ve politikalarımız, projelerimiz ve veremle ilgili temel bilgilere daha çabuk ulaşılabilecektir. Erişim adresimiz aşağıda belirtilmiştir www.verem.saglik.gov.tr Oktay Özcan Işık (oktayozcanisik@gmail.com) 16 Türkiye de erem Savaşı Dergisi

Türkiye de Veremle Mücadelede Ortak Hareket Çalıştayı Veremsiz Bir Türkiye idealini gerçekleştirmeye yönelik çalışmalar yapmak amacıyla 14.07.2010 tarihinde Ankara da Crowne Plaza otelde Türkiye de Veremle Mücadelede Ortak Hareket Çalıştayı gerçekleştirilmiştir. Ortaklığın başkanlığını Verem Savaşı Dairesi Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hamza BOZKURT ve sekretaryasını da Başkanlıkça görevlendirilen ekip yapmıştır. Üç aşamalı olarak gerçekleştirilmesi planlanan çalıştayın birinci bölümü olan 1. Çalıştayda ortakların potansiyel katkıları görüşülmüş, oluşturulacak çalışma gruplarına ait konu başlıkları ve ikinci çalıştayın tarihi belirlenmiştir. Uzm. Serkan Yorgancılar (serkanyorgancilar@gmail.com) TBMM Sağlık Komisyonu Başkanı Trabzon Milletvekili Sayın Cevdet ERDÖL ünde iştiraklerinde gerçekleştirlen Çalıştaya kamu ve sivil toplum kuruluşlarından üst düzey yetkililer katılmış, ayrıca verem savaşı Türkiyede Verem Savaşı Dergisi Yıl:1 Sayı:1 Ekim 2010 17

TC Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Nihat TOSUN dispanserlerinden de çok sayıda sağlık çalışanının katılımı gerçekleşmiştir. Program sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki oturum halinde gerçekleştirilmiş olup, birinci oturum da açılış toplantısı ve panel düzenlenmiş, ikinci oturumda da çalıştay ortakları ile konular görüşülmüştür. Açılış toplantısında Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Feyza ERKAN Veremle Mücadelede Sivil Toplum Örgütleri ile Ortak Hareketin Gerekliliği konusunda, Dünya Sağlık Örgütü Türkiye temsilcisi Dr. Maria Christina PROFİLİ Veremle Mücadelede Sivil Toplum Örgütleri ile Ortak Hareket Hakkında Dünya Sağlık Örgütünün Bakışı konusunda görüşlerini aktarmıştır. Verem Savaşı Dairesi Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hamza BOZKURT Türkiye de Veremle Mücadelede Sivil Toplum Örgütleri ile Ortak Hareket Çalıştayı konusunda; Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Nihat TOSUN da Türkiye de Veremle Mücadelede Elde Edilen Başarılar ile ilgili konuşmalar yapmışlardır. Panelde; Doç Dr. Şeref ÖZKARA Tüberküloz Kontrolü ile İlgili Yurtdışında, Kamu ve Sivil Toplum Kuruluşları Tarafından Birlikte Yapılan Faaliyetler, Prof. Dr. Zeki KILIÇARSLAN ise Tüberküloz ile Mücadelede Kamu ve Sivil Toplum Kuruluşlarının Birlikte Yapacakları Faaliyetlerin Ülkemiz ve Ülkemiz İnsanlarına Katkıları konularında sunumlarını yapmışlardır. Sunumlardan sonra salondaki davetlilerin konuyla ilgili katkı ve önerileri alınmış, çalıştayın veremle mücadeleye katkıların büyük olacağı ortak kanaatine varılmıştır. TC Sağlık Bakanlığı Verem Savaşı Dairesi Başkanı Yrd. Doç. Hamza BOZKURT Verem Savaşı Dairesi Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hamza BOZKURT başkanlığında saat 14.00-17.15 saatleri arasında çalıştay üyeleri ile çalıştayın ikinci oturumu yapılmış ve bu oturumda Uz. Dr. Mustafa H. TÜRKKANI çalıştay üyelerine verem hakkında kısa bir sunu yapmış, Dr. Ülgen GÜLLÜ ise çalıştayın Ulusal Tüberküloz Kontrol Programı na katkılarının arttırılması 18 Türkiye de erem Savaşı Dergisi

amacıyla sivil toplum örgütlerinin eğitim, sosyal destek ve farkındalık/savunuculuk konularındaki katkılarının nasıl olması gerektiği hususundaki sunumlarını yapmışlardır. Çalıştay üyelerinin katkı ve önerileri doğrultusunda çalıştay devam etmiş, ortak hedefler olarak; Hastaların ve ailelerinin etiketlenme kaygısının ortadan kaldırılması, Verem hastalığının tanı ve tedavisi ile hastalıktan korunma konularında toplumun bilgilendirmesi, Veremli hastalara ve ailelerine sosyo-ekonomik destek sağlanması, Ulusal bir koordinasyon ile paydaşların verem mücadelesine katılmalarının sağlanması, Sosyal etkinlikler düzenleyerek farkındalık ve kaynak artırımının sağlanması, İhtiyaçlar, sorunlar, kaynaklar ve fırsatların tespit edilerek gerekli çalışmaların yapılması belirlenmiştir. Çalıştay üyeleri ile birlikte veremle mücadelede ortak çalışmaların hangi konu başlıkları altında olması gerektiği konusunda beyin fırtınası gerçekleştirilmiştir. Çalıştayda aşağıda yer alan çalışma gruplarının oluşturulması kararlaştırıldı; ÇALIŞMA GRUPLARI 1-Toplumun Eğitimi/Farkındalık Yaratma, Etiketleme ile Mücadele DSÖ Türkiye temsilcisi Dr. Maria Christina PROFİLİ 2- Sosyal Etkinlikler ve Hasta Desteği 3-Özel Gruplarda Verem Savaşı (Yabancı Uyruklular, Cezaevleri, HIV/AIDS hastaları) 4-Klinik Tanı ve Tedavi 5-Laboratuvar Tanısı 6-Çocukluk Çağı Tüberkülozu 7-Çok İlaca Dirençli Tüberküloz 8-Doğrudan Gözetimli Tedavi ve Uyumsuz Hastaların Yönetimi 9-Verem Savaşındaki Çalışmaların İzleme ve Değerlendirilmesi 10-Sağlık Çalışanlarının Eğitimi 11-Tüberküloz Enfeksiyon Kontrolü 12-Epidemiyolojik ve Yöneylem Çalışmaları Ayrıca çalıştayda kamuoyuna deklare edilecek olan metnin taslağı üyelere sunuldu, ikinci çalıştayda deklarasyon metninin imza altına alınarak kamuoyuna sunulması kararlaştırıldı. Veremle mücadele ortak hareket çalıştayın ikincisinin de 26 Ekim 2010 da yapılmasına karar verilerek çalıştaya son verildi. Türkiyede Verem Savaşı Dergisi Yıl:1 Sayı:1 Ekim 2010 19

Çalıştay üyeleri şunlardır: - Yrd. Doç. Dr. Hamza BOZKURT / Verem Savaşı Dairesi Başkanı - Uzm. Yrd. Gamze Torun / Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü - Sosyal Çalışmacı Fazilet Usanmaz / Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü - Sosyal Çalışmacı Hülya ÇAMUR / Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü - Mustafa Onuk / Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif evleri Genel Müdürlüğü - Tabip Albay Ramazan AKYILDIZ / Milli Savunma Bakanlığı Sağlık Dairesi Başkanlığı - Şb. Md. Tekin SAĞIR / Milli Eğitim Bakanlığı - Prof Dr. Feyza Erkan / Türk Toraks Derneği Başkanlığı - Prof Dr. Zeki Kılıçarslan / Ulusal Verem Savaşı Dernekleri Federasyonu Başkanlığı - Doç. Dr. Şeref Özkara / Türk Toraks Derneği Başkanlığı Tüberküloz Çalışma Grubu - Doç. Dr. Deniz KÖKSAL / Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği Başkanlığı Tüberküloz Çalışma Grubu - Uzm. Dr. Engin SEBER / Türkiye Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Tüberküloz Çalışma Grubu - Doç. Dr. Faruk AYDIN / Klinik Mikrobiyoloji Uzmanları Derneği Başkanlığı - Doç. Dr. Alpaslan ALP / Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti Başkanlığı - Dr. Yalçın KAYA / Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği Başkanlığı - Prof. Dr. Ayşe YÜCE / Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği Başkanlığı - Dr. Remzi KARŞI / HASUDER - Uzm. Dr. Ahmet Refik EREN / İstanbul Verem Savaş Derneği Başkanlığı - Necdet ERECE / Bursa Verem Savaş Derneği Başkanlığı - Levent ETİZ / Adana Verem Savaş Derneği Başkanlığı - Süleyman TÜRKER / Trabzon Verem Derneği Başkanlığı - Prof. Dr. Meral GÜLHAN / Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği Başkanlığı 20 Türkiye de erem Savaşı Dergisi

Ülkemizde Veremle Mücadele Bilinen en eski hastalıklardan birisi olmasına, sebebinin kesin olarak bilinmesine, 50 yıldır tedavisinin mümkün olmasına ve üstelik korunulabilir bir hastalık olmasına rağmen, halen dünyada en yaygın ve ölümcül bulaşıcı hastalıklardan birisi olmaya devam etmekte ve yılda yaklaşık 2 milyona yakın kişi TB nedeniyle kaybedilmektedir. Tıpta tüberküloz olarak adlandırılan verem hastalığına halk arasında ince hastalık da denilmektedir. TB, soluduğumuz hava ile akciğerlerde yerleşen tüberküloz basilinin (Mycobacterium tuberculosis), kan ve lenf yoluyla tüm vücuda dağılabilmesi ile gelişen bir hastalıktır. Bilinen en eski hastalıklardan birisi olmasına, sebebinin kesin olarak bilinmesine, 50 yıldır tedavisinin mümkün olmasına ve üstelik korunulabilir bir hastalık olmasına rağmen, halen dünyada en yaygın ve ölümcül bulaşıcı hastalıklardan birisi olmaya devam etmekte ve yılda yaklaşık 2 milyona yakın kişi TB nedeniyle kaybedilmektedir. Yerküre üzerinde yaşayan her üç kişiden birisi TB mikrobuyla karşılaşmış ve onunla tanışmış durumdadır. Halen yılda iki milyona yakın kişi TB nedeniyle ölmekte olup her yıl 9,4 milyon kişide TB hastalığı teşhis edilmektedir. Enfeksiyon hastalıkları ile yoksulluk arasındaki ilişki burada da kendini gösterdiği ve sosyo-ekonomik koşulların bozulmasının TB ile mücadeleyi olumsuz olarak etkilediği söylenebilir. Özellikle Asya ve Afrika kıtasında, gelişmemiş ülkelerde daha sık görülmesine rağmen; günümüzde, AIDS in ortaya çıkışı, uluslararası göç, küresel turizm hareketleri gibi faktörlerle hastalık gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde de kendini göstermektedir. Eski çağlardan beri insan sağlığını tehdit eden bir hastalık olan TB, günümüzde etkili antibiyotiklerin kullanımda olmasına rağmen halen ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye de 1950 li yıllarda yürütülen etkin mücadele ile kontrol altına alınan hastalık, son yıllarda dirençli vakaların ortaya çıkması nedeniyle yeniden dikkatlerin odağı haline gelmiştir. Uzm. Serkan Pekşen (speksen71@hotmail.com) Geçtiğimiz yüzyılın başında uzun ve yıpratıcı bir savaş sürecinden çıkan ülkemizde ilk dönem sağlık politikalarında daha çok savaş yaralarının sarılmasına ve mevzuat geliştirmeye odaklanılmıştır. Bu dönemde sağlıkla ilgili Türkiyede Verem Savaşı Dergisi Yıl:1 Sayı:1 Ekim 2010 21

Ülkemizde Verem Savaşı Mücadelesi düzenli bir kayıt fırsatı olmamasına rağmen ciddi bir epidemi yaşandığı bilinmektedir. TB ölüm nedenleri bütün ölüm nedenleri içinde birinci sırada yer almaktaydı. Türkiye de Verem Savaş Faaliyetleri 1918 yılında sivil toplum tarafından başlatılmıştır. Veremle savaşın temelini atan gönüllü kuruluşların öncüsü 1918 yılında Prof Dr. Besim Ömer Paşa tarafından kurulan Veremle Mücadele Osmanlı Cemiyeti olmuştur. Bunu 1923 yılında Dr. Behçet Uz tarafından kurulan İzmir Veremle Mücadele Cemiyeti Hayrıyesi ve yine aynı yıl kurulan Balıkesir Veremle Mücadele Cemiyeti izlemiştir Bilindiği gibi 1920 li yıllarda hastalığın ilaçla tedavisi mümkün değildi. O dönemde kurulan gönüllü kuruluşların amacı da halkı verem konusunda aydınlatmak ve hastaların tespit ve takip edilecekleri sanatoryumlar, prevantoryumlar ve dispanserler kurulmasına öncülük etmekti. O yıllarda veremin çok yaygın olduğu, Atatürk ün 1 Mart 1923 tarihinde TBMM nin açılış konuşmasından da anlaşılmaktadır: Tahripkâr emrazı-ı belediyemizden şüphesiz başlıcası olan verem hastalığına karşı, şimdiye kadar ahval ve şeraitin maatteessüf tatbikatına müsaade ve imkân bahşetmediği tedabire başlangıç olmak üzere İstanbul da Veremliler Tedavihanesi açmak ve bu suretle yeni ve pek lüzumlu bir mücadelenin ilk temel taşını koymak mutasavverdir. Atatürk bu konuşmasında İstanbul da bir veremliler tedavihanesi açılmasını işaret etmiş ve buna mukabil aynı yıl İstanbul da Prof Dr. Tevfik Sağlam ın öncülüğünde Eyüp te Verem Savaş Dispanseri ve 1924 de Heybeliada da 50 yataklı bir Sanatoryum kurulmuştur. İstanbul un işgaliyle kapanan Veremle Mücadele Osmanlı Cemiyetinin yerine 1927 yılında İstanbul Veremle Mücadele Cemiyeti açılmış ve devraldığı mirasla çalışmalarına başlamıştır. Cumhuriyetin ilanı sonrası Sağlık Bakanı olan Dr. Refik Saydam döneminde Heybeli Ada Sanatoryumu yürütülen sağlık politikalarında belirleyici olan dört ilkeden biri de; Sıtma, frengi, trahom, verem, cüzzam gibi bulaşıcı hastalıklarla mücadele programlarının başlatılması olmuştur. Dr. Refik Saydam 1926 yılında Merkez Hıfzıssıhha Enstitüsünde Oral BCG aşısı üreterek bir laboratuvar oluşturmuştur. 1930 yılında çıkartılan Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ile devletin verem savaşı faaliyetleri konusundaki politik kararlılığı ortaya konulmuştur. İlgili kanunun 113 121 maddeleri veremle savaşa karşı devlet duruşunu netleştirmiştir. Nihayetinde 1947 yılında Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı bünyesinde Biyolojik Kontrol Laboratuvarı kurulmuş ve bir aşı istasyonu hizmete açılmıştır. Bu yıldan itibaren deri içi yolu ile uygulanan BCG aşısı üretimine geçilmiştir. 1947 yılında resmi ve gönüllü kuruluşların işbirliği ile bir Verem Eğitim ve Propaganda Haftası düzenlenmiş; 1948 yılında bir Verem Konferansı yapılmıştır.1949 tarihli Veremle Mücadele Kanunu ile Verem savaş hizmetlerinin yasal çerçevesi çizilmiştir. Bu çerçevede oluşturulan uzman ekipler ve yöneticiler veremle savaştaki politika ve programlara yön vermeye başlamıştır. Sağlık Müdürlüklerine gönderilen bir tamim ile verem savaş derneklerinin kuruluşu teşvik edilmiştir. 1950 li yıllarda aşı kampanyaları odaklı sürdürülen verem savaş programı, 1963 yılında Sağlık Bakanlığı içerisinde en üst düzeyde Genel Müdürlük olarak örgütlenmiştir. Bu birim; verem savaş bölge ve il başkanlıkları, verem savaşı dispanserleri, tüberküloz laboratuvarları, göğüs hastalıkları hastaneleri, kamu eğitim hastaneleri ve üniversite hastanelerinden oluşan geniş bir ağa sahip olan Ulusal Veremle Savaş Programı nı koordine etmiştir. Böylece ülke kaynakları mümkün olan en yüksek oranda seferber edilmiştir. Bu dönemde program, kadastro usulü taramalar ve aşılama esasına dayanmıştır. 22 Türkiye de erem Savaşı Dergisi

Atatürk ve Refik Saydam; Hıfzıssıhha Merkezi Açılışında. 1918 li yıllarda sivil girişimlerle başlayan Veremle Savaş 1960 lara gelindiğinde gözle görülür başarıların kazanıldığı ulusal bir mücadele haline gelmiştir. Yüzyılın başında en fazla ölüme sebep olan hastalıkların başında gelen TB, 1945 lerde yüz binde 262, 1950 de yüz binde 204, 1960 da yüz binde 55, 1970 de yüz binde 20 ve 1980 de yüz binde 8,8 mortalite oranına gerilemiştir. Vaka sayısında ki yıllık değişimde yıldan yıla giderek gerilemiş verem artık tedavisi olan ve büyük ölçüde tedavi edilen bir hastalık haline gelmiştir. Böylelikle konu giderek toplumun ve yetkililerin gündeminden düşmüştür. TB ile savaş amacıyla 1950 lerde başlatılan kapsamlı çalışmalarla başarılı sonuçlar alınmış; ölümler ve hastalık oranı ciddi derecede azalmıştır. Hatta TB mikrobunun tümüyle yeryüzünden silineceği bile hesaplanmıştır. Ancak durum hiç de hesaplandığı gibi gitmemiştir. 1980 li yıllardan itibaren TB tüm dünyada yeniden tırmanışa geçmiştir. Ülkelerin politik olarak tüberküloz kontrol programlarını gevşetmeleri, HIV-AIDS in ortaya çıkışı, doğu blok ülkelerinin çöküşü ve uluslararası göçler ve sosyo-ekonomik çalkantılar nedeniyle verem yeniden tırmanışa geçmiştir. Tedavisi tamamlanmamış, kronikleşen binlerce hasta, hem yeni TB hastalarına yol açarak enfeksiyon havuzunu genişletmiş hem de TB tedavisinde kullanılan ilaçlara karşı direnç oluşmasına yol açmıştır. Sağlık Bakanlığı bünyesinde Verem Savaşı Genel Müdürlüğü olarak faaliyet gösteren birim, 1983 yılında çıkan 181 sayılı Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun Hükmündeki Kararname ile Verem Savaşı Daire Başkanlığı şeklinde değiştirilmiştir. 1980 lere kadar negatif yönde değişiklik gösteren verem olgu hızındaki yıllık değişim tekrar yükselişe geçmiş, hem yeni olgu sayısında hem de mortalite oranında artışlar tespit edilmiştir. 1993 yılında Türkiye il ve ilçe merkezlerinde yapılan araştırmada ölümlerin seçilmiş elli nedene göre dağılımına bakıldığında, TB nin beşinci sırada yer aldığı görülmektedir. 2000 li yıllara kadar veremle savaş programı geleneksel olarak yürütülmüştür. 1991 yılında Dünya Sağlık Örgütü nün Doğrudan Gözetimli Tedavi Stratejisini (DGTS), önermesini takiben 2000 yılında Türkiye de dört pilot bölgede Doğrudan Gözetimli Tedavi (DGT) parça parça uygulanmaya başlanmıştı. BCG Aşı Kampanyası Ülkemizde Verem Savaşı Mücadelesi Sağlık Bakanlığı bünyesinde Verem Savaşı Genel Müdürlüğü olarak faaliyet gösteren birim, 1983 yılında çıkan 181 sayılı Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun Hükmündeki Kararname ile Verem Savaşı Daire Başkanlığı şeklinde değiştirilmiştir. Türkiyede Verem Savaşı Dergisi Yıl:1 Sayı:1 Ekim 2010 23

Ülkemizde Verem Savaşı Mücadelesi 1990 lı ve 2000 li yıllara gelindiğinde giderek artan vaka sayısı ve ölüm oranlarıyla birlikte verem tekrar önem kazanmaya başlamıştır. 2003 yılında hayata geçen sağlıkta dönüşüm programına paralel olarak hasta odaklı ulaşılabilir sağlık hizmetleri ilkesiyle verem mücadelesi yeni bir vizyon kazanmıştır. Teknik ve ekonomik imkânlar seferber edilmiş, verem savaşı dispanserleri, göğüs hastalıkları hastaneleri ve laboratuvar teknik altyapı ve personel donanımı açısından desteklenmiştir. Şüphesiz burada önemli olan bir noktada DSÖ nün DGTS yi hedef göstermesi de önemli rol oynamıştır. Doğrudan Gözetimli Tedavi Strateji si ülkemizdeki bugünkü veremle savaş politikasının temellerini oluşturmaktadır. Bu stratejinin beş temel unsuru şunlardır: Politik kararlılık ile sürekli ve yeterli finansman sağlanması, kalite kontrollü bakteriyolojik muayene ile vaka bulunması, standart ilaç tedavisi ile tedavinin gözetimi ve hasta desteği, kesintisiz ve düzenli ilaç ikmali yapılması, her bir hastanın tedavi sonuçlarını ve programın başarısını değerlendirmeyi sağlayan kayıt ve raporlama sisteminin oluşturulması. Verem hastalığı ile uzun soluklu bir mücadele için Dünya Sağlık Örgütü ulaşılabilir ve ölçülebilir hedefler belirlemiştir. Bu hedeflere göre başarılı olmanın yolu; her yıl hastaların % 70 ine ulaşmak, ulaşılan hastaların % 85 ini tedavi etmektir. Sağlık Bakanlığı bünyesinde bugün itibariyle; 4 ü eğitim ve araştırma hastanesi olmak üzere 17 göğüs hastalıkları hastanesi 199 verem savaş dispanseri ve 22 bölge tüberküloz laboratuvarıyla tüm birinci ve ikinci basamak sağlık kurum ve kuruluşları ile amaçlanan hedefe ulaşmak için verem savaş hizmetlerini sürdürmektedir. BCG Aşı Kampanyası BCG Aşı Kampanyası Ülkemizde tüberküloz verilerinin DSÖ nün standartlarına uygun olarak hazırlanan yeni kayıt, form ve defterleri ile toplanması ve rapor halinde sunulması konusunda da önemli bir mesafe kat edilmiştir. 2007 yılından itibaren her yıl 24 Mart Dünya Tüberküloz gününde o yılın Verem Savaş Raporu yayımlanmaya başlanmıştır. 2009 Raporuna göre 2007 ve 2008 yıllarına göre daha başarılı bir verem savaşı yürütüldüğü görülmektedir. Türkiye, en son yayımlanan 2010 Raporuna göre, Dünya Sağlık Örgütünün yukarıda belirtilen olgu bulma tedavi başarısı açısından hedeflenen bölgeye yerleşmiştir. Doğrudan Gözetimli Tedavi nin 2006 lı yılında yaygınlaşmasıyla birlikte başarı oranı rakamlara da yansımış durumdadır. Sağlık da dönüşüm projesinde prensip kabul edilen, çağdaş ve sürdürülebilir sağlık hizmetleri ilkesi etrafında örgütlenen verem savaşında görevli tüm sağlık çalışanlarının özverili çalışmaları ile elde edilen sonuçlarla, ülkemizin Binyıl Kalkınma hedeflerine ulaşmada önemli bir yol kat ettiği görülmektedir. Türkiye, Dünya Sağlık Örgütünün 2009 TB Raporunda hedeflenen bölgeye ulaşmış 36 ülkeden birisi olmuştur. Veremle mücadele de sivil inisiyatif de yadsınamaz bir öneme sahiptir. Verem savaşı dernekleri de başından itibaren bu mücadele de yer almışlar kimi zaman da resmi kurumlara çalışmalarında yön ve fikir vermişlerdir. 2009 Mayıs itibariyle Türkiye Ulusal Verem Savaşı Dernekleri çatısı altında 70 tane Verem Savaş Derneği faaliyet göstermektedir. Bu derneklerden bazıla- 24 Türkiye de erem Savaşı Dergisi