T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ HUKUK BÖLUMU ESAS NO : 1998/11 KARAR NO : 1998/13 ÖZET: OYAK'nun asker kişi olan ü- yelerine Kuruluş Yasası gereği sağladığı konut kredisi uygulamasına ilişkin bulunan Kurum Konut Kredisi Yönetmeliğinin ilgili maddesinin ip tali ile davacıdan fazladan tahsil edilen miktarın tazmini istemiyle açılan davanın AYİM de görülmesi gc K A R A R rektiği hk. ca İstanbul-Ayazağa'da inşa edilen konut sitesinden adına tahsis olunaı Konutları Tahsis ve Kredi Sözleşmesi ile Kurumdan 90.000.000.- Tl.konul nu eşi ve bakmakla yükümlü olduğu çocukları dışındaki kişilere herhang borcunun peşin hale geleceği ve konut kredisinden doğan borcun tamamın; sözleşme tarihinden başlamak üzere günün koşullarına uygun olarak Yönetim Kurulunca belirlenecek faiz oranı uygulanarak kalan borç tutarıyla yer verilmiş olup, uygulanacak faizin, konut kredisi ve doğabilecek diğer borçların tamamı için sözleşme tarihinden itibaren Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun gecikme zammı oran ve hesabını düzenleyen Davacı :Mehmet Şimşek Davalı :Ordu Yardımlaşma Kurumu Genel Müdürlüğü Vekilleri:- Av.Rüçhan Söhmen, Av. Faruk Petriçli O L A Y :IIv. Per.Kd.Bnb, olan davacı, üyesi olduğu OYAK.- konut için 15.7.1993 tarihinde imzaladığı OYAK Genel Müdürlüğü Kurum kredisi almış; 8.9.1995 tarihinde kendisine teslim edilen konut üzeninde, Kurum ve Kurumdışı kaynaklı kredilerin teminatı amacıyla OYAK ile Vakıfbank lehine ipotek tesis ve tescil edilmiştir. OYAK Genel Müdürlüğü Konut Kredisi Yönetmeliğinin "Borcun peşin hale gelmesi" başlıklı 27/c. maddesinde, Kuruma ipotekli konutu bir suretle devretmesi durumunda konut kredisinden yararlanan üyenin birlikte geri alınacağı kurala bağlanmış? sözüedilen Kredi Sözleşmesinin 24/b. maddesinde de anılan Yönetmelik hükmüne paralel düzenlemeye hükmü esaslarına göre hesaplanması öngörülmüştür. Davacının, konutunu 24.5,1996 tarihinde 3. şahsa satması ve Vakıfbank'dan almış olduğu kredinin kalan kısmını aynen ödemesi üzerine Banka lehine olan ipotek kaldırılmış ise de; OYAK.lehine olan ipoteğin kaldırılması için, 14.6.1996 tarihi itibariyle Kuruma kalan kredi borcu 140.000.000.- liraya AATUIIK. hükümlerine qöre tespit edilen faiz oranı uygulanmak suretiyle sözleşme tarihinden itibaren hesa;
- 2- lanan 382.991.317.- lirayı defaten ödemek zorunda kalan davacı, OYAK ca bu uygulamaya esas alman kuralın iptali ile kendisinden fazladan tahsil edilen 242.991.137.- liranın 14.6.1996 tarihinden itibaren faiziy le birlikte davalıdan tahsiline hükmedilmesi istemiyle 2.9.1996 tarihinde mahkeme kaydına giren dilekçeyle.askeri Yüksek İdare Mahkemesi'ne dava açmıştır. ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ DtRİNCİ DAİRESİ? 10.12.1996 gün ve 19 96/924-1041 sayı ile, 1602 sayılı Yasanın 20. ve 21. maddelerine göre, asker kişiyi ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin bulunan idari işlem ve eylemlerden dolayı yetki, sebep, şekil, konu ve maksat yönlerinden hukuka aykırı olduklarından bahisle menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacak iptal davaları ile aynı idari işlem ve eylemler nedeniyle hakları ihlal edilenlerin açacakları tam yargı davalarının, doğrudan doğruya ve kesin olarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesince çözümleneceği ve karara bağlanacağı; bu görev kurallarımı göre AYİM.'nin görevli olması için, uyuşmazlığın öncelikle bir idari işlem veya idari eylemden doğmuş olması gerekeceği; idari işlemin, idari makamlarca kamu hizmeti yükümlülüğünün ifası için kamu gücü kullanılarak idare hukuku alanında sonuç doğuracak olan irade açıklamaları niteliği taşıyan işlem olduğu; 205 sayılı Ordu Yardımlaşma Kurumu Kanununun birinci maddesinde özel hukuk hükümlerine teıbi, ıııali ve idari bakımdan muhtar ve tüzel kişiliği olan bir kuruluş olarak tanımlanan Kurumun, idari yönden özerkliği nedeniyle genel idare içinde sayılmadığı gibi, hukuki işlemleri yönünden Anayasaııin "... idare kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir.." şeklindeki 123. maddesi kapsamında olduğunun da söylenemeyeceği; yan bir sosyal güvenlik kuruluşu konumundaki Kurumun, bazı işlemleri idari iptal davasına konu olabilecek "idari işlem" olarak değerlendirilmekte ise de, bu işlemlerin, doğrudan sosyal güvenlik haklarının özüyle ilgili bulunan, daha açık bir deyişle bu hakların tümüyle reddini içeren vn sonuçlayaıı ve Kurumca doğrudan yapılıp uygulanan kararlarıyla sınırlı bulünduğu; konüt tahsis ve kredi 41 sözleşmesinin 24/b. maddesinin iptali ve fazladan tali-
- 3- sil edildiği öne sürülen miktarın davacıya ödenmesi istemiyle açılan davanın, davacı ile davalı arasında özel hukuk ilişkisine dayalı sözleşmenin uygulanmasından kaynaklandığı ve idare hukuku şartlarıyla hiçbir ilgisinin bulunmadığı; dolayısıyla davanın, özel hukuk kurallarına göre adli yargı yerinde çözümünün gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, yasa yoluna başvurulmayarak kesinleşmiştir. Davacı, bu kez, aynı istekle 25.2.1997 tarihinde adli yargı yerine dava açmıştır. ANKARA ASLİYE 5. HUKUK MAHKEMESİ; 17.11.1997 gün ve 1997/127-705 sayı ile, dosyaya konulan aynı konudaki bir başka uyuşmazlığa ilişkin Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 29.9.1997 gün ve 1997 M3-42 sayılı kararı ile açılan davanın niteliği dikkate alındığında, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde görülmesinin ve giderilmesinin gerekli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar da, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. Davacının 17.11.1997 günlü dilekçesi üzerine adli yargı dosyası anılan Hakimliğin 2.3.1998 gün ve 1997/127-7-5 sayılı yazısı ekinde Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmip olup, böylece adli ve askeri yerleri arasında 2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen şekilde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş bulunmaktadır. İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün, Mustafa Bumin'in Başkanlığında, Üyeler: 0. Hulusi Mustafaoğlu, Ülkü Aydın, Nursel Aymakoğlu, Zafer Kantarcıoğlu, Gülsen Yenişehirli ve Ertuğrul Taka'nm katılımlarıyla yapılan 8.5.1998 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa Yeğenoğlu'nun davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Erdoğan Güneş ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Savcısı Levent Özçelik'in davanın çözümünün askeri yargının görerv alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- 4- Dava, OYAK'ca üyelere verilen konut kredisi borcunun peşin hale gelmesini düzenleyen OYAK Genel Müdürlüğü Konut Kredisi Yönetmeliğinin 27/c. maddesi hükmünün iptali ile bu hükmün uygulanması nedeniyle fazladan tahsil edildiği öne sürülen 242.991.317.-liranın 14.6.1996 tarihinden itibaren faiziyle birlikte davcicıya ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılmıştır. < Anayasanın 157. maddesinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan u- yuşmazlıklarm yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu, ancak askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartının aranmayacağı belirtilmiş; 1602 sayılı Yasanın değişik 20. maddesinde de aynı hüküm yer almıştır. Askeri Yüksek idare Mahkemesinin bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlemin "asker kişiyi ilgilendirmesi" ve "askeri hizmete ilişkin bulunması" şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. 1602 sayılı Yasanın değişik 20. maddesinde Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan, subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlar asker kişi sayılmaktadır. İdari işlemin, görevli yargı yerinin tespiti yönünden "askeri hizmete ilişkin" olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılması gerekmektedir. Eğer idari işlem askeri gereklere askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise bu işlemin askeri nitelikte olduğu kabul edilmelidir. Buna göre, işlemin asker kişiyi ilgilendirdiği kuşkusuz ise de; dava konusu işlemin hukuki niteliğinin saptanabilmesi bakımından öncelikle davalı Kurum ile ilgili yasal düzenlemenin incelenmesi gerekli bulunmaktadır. 30 Mart 1327 tarihli Nizamname ile Askeri İkraz Sandığı kurulmuş; 1 Mart 1961 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 205 sayılı Ordu Yardımlaşma Kurumu Kanunun Geçici 1. maddesiyle anılan Nizamname yürürlükten kaldırılarak, adıgeçen Sandığın mevcutları ile alacak ve borç l a n Ordu Yardımlaşma Kurumuna devrolunmuştur.
- 5-1961 Anayasasının 112. maddesinde bir kamu tüzel kişiliği olarak belirtilen Ordu Yardımlaşma Kurumu, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına sosyal yardım sağlamak amacıyla Milli Savunma Bakanlığına bağ lı olarak kurulmuş; kuruluşuna ilişkin 205 sayılı Yasanın 1. maddesinde Kurumun, bu Yasa ile özel hukuk hükümlerine tabi, mali ve idari bakımın dan muhtar ve hükmi şahsiyeti haiz bir teşekkül olduğuna işaret edilmiş tir. Anılan Yasanın 20. maddesinde Kurum tarafından üyelerine: 1-Emeklilik yardımı, 2-Maluliyet yardımı, 3- Ölüm yardımı, 4- (4148 sayılı Yasa ile değişik) Konut Edindirme Yardımı yapılacağı ve ayrıca, emeklilik sistemine girenlere emekli maaşı bağlanacağı belirtilmiş; "Kurumun mevcutlarının işletilmesi ve kurumun yapacağı hizmetler" başlıklı 33. maddede, Kurumun sosyal yardım amacının gerçekleştirilmesini teminen mevcutların işletilmesi ve nemalandırılması için iktisadi ve ticari faaliyetlerde bulunmak üzere icra organı olan Yönetim Kurulu yet kili kılınmış ve bu maddenin (f), (g),(h). fıkralarında; -Kurumun daimi üyelerine mesken inşaatı için gayrimenkul ipoteği karşılığında 20 seneye kadar vadeli ve faizli krediler açmak, -Kurumun daimi üyelerine veya bunların kuracakları kooperatiflere ait arsalar üzerinde meskenler inşa etmek ve bunları peşin veya ipotek karşılığında 20 seneye kadar vade ve faizli taksitle kendilerine satmak, -(26.6.1996 tarih ve 4148 sayılı Yasa ile değişik) Daimi üyeleri mesken sahibi yapmak amacıyla, Konut Ön Biriktirim Fonu Kurmak, arsalaj* almak ve bu arsalar üzerinde meskenler inşa etmek veya bu amaçla satınalacağı gayrımenkulleri, peşin veya ipotek karşılığında 20 seneye kadar vade ve faizli taksitle kendilerine satmak, Kurumun yapacağı hizmetler arasında sayılmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri kadrolarında görevli tüm askeri personelin zorunlu üyeliğine dayanan Kurumun gelirleri, mevcutların işletilmesinden elde edilecek gelirler ve bağışlar ile «üyelerin maaşlarından yapılan kesintilerden oluşmakta; 35, madde ile, Kurumun kimi gelir ve muameleleri Gelir, Gider, Veraset ve İntikal Vergileri ile Kurumlar Vergisi ve Damga Resminden muaf tutulmaktadır. Ayrıca 37. maddede "Kurumun her çeşit malları ile gelir ve alacakları, Devlet malları hak ve rüçhanlığını haizdir. Bunlara karşı suç işleyenler, Devlet mallarına karşı suç işleyenler gibi takibata tabi tutulurlar," hükmüne yer verilmektedir. Yasakoyucunun, Anayasaya uygun olmak koşulu ile, kamusal ihtiyaçların gerekli kıldığı hallerde herhangi bir alanı yasal statü içine alarak bir kamu hizmeti tesis etmesi olanaklıdır.
- 6- Nitekim yasakoyucu tarafından, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının diğer Devlet memurları gibi yararlanmakta oldukları Emekli Sandığı Kanunu ile sağlanan olanaklar yeterli bulunmayarak, T.C. Emekli Sandığının yardımlarını tamamlayıcı bir şekilde ve üyelerin kendi mali olanaklarıyla dayanışmaları ve bu suretle gelecek endişesinden kurtularak maddi ve manevi huzura kavuşmalarını sağlamak amacıyla Ordu Yardımlaşma Kurumu Kanunu yürürlüğe konulmuş olup; bu amacın gerçekleştirilmesinde Kurumu kamusal hak ve yetkilerle donatan Yasanın, idare hukuku ilkelerine dayanan bir düzenleme olduğu açıktır. Gerek teşkilat yapısı ve organlarının oluşumu ve gerekse Yasa ile verilen kamusal yetkiler, usul ve ayrıcalıklar gözönüne alındığında OYAK'nun bir "kamu kurumu" olduğunda; görevi ve hizmet verdiği konuların "kamusal" amaç taşıdığında kuşkuya yer bulunmamaktadır.. Diğer taraftan, üyelerin Kurumla olan ilişkileri yönünden hukuki durum incelendiğinde; üyeliğin yasa ile zorunlu kılınması ve Kurumun da sadece üyeleri için Yasada belli edilen sosyal yardımları sağlamak ve kamusal nitelikli hizmetleri yerine getirmek amacıyla kurulmuş olması karşısında, bu ilişkinin idare hukuku ilişkisi olduğu açıktır. Hernekadar, 1. maddede "Kurumun, bu Yasa ile özel hukuk hükümlerine tabi" olduğuna işaret edilmekteyse de; bu hüküm ile yasakoyucu tarafından, mevcutların işletilmesi ve nemalandırılması için iktisadi ve ticari alanda gösterilecek faaliyetlere esneklik kazandırılmak amacıyla OYAK 'nun üçüncü kişilerle arasında olan bu tür faaliyetleri yönünden özel hukuk hükümlerine tabi kılındığının anlaşılması gerekmekte olup, bu hususun, OYAK'nun "kamu kurumu" niteliğine engel teşkil etmeyeceği doğal olduğu gibi, bu hükümden hareketle, bu Yasada düzenlenen ve idare hukuku ilişkisi niteliği taşıyan "Uye-Kurum" ilişkisinin de özel hukuk hükümlerine tabi olacağı sonucuna ulaşmcik olanaksızdır. Kamu tüzel kişiliğe sahip olan OYAK tarafından, yapacağı hizmetler arasında sayılan üyelerine konut kredisi verilmesine ilişkin o- larak Kuruluş Yasasının yukarıda sözü edilen 33, maddesinin (f),(g), (h). fıkralarında öngörülen ilkeler doğrultusunda hazırlanan Kurum Konut Kredisi Yönetmeliği yürürlüğe konulmuş olup; adı geçen Yönetmelik hükümleri, konut kredisi sözleşmesinde yer alan genel ilkelere kaynak teşkil etmektedir. Olayda, Kurum tarafından Konut Kredisi Yönetmeliğine göre koşulları önceden belirlenmiş olan Konut Kredisi Sözleşmesinin, davacının bu koşulları kabul ederek talepte bulunması sonucunda akdedilmiş olması nedeniyle, taraflar arasında özel hukuk hükümlerine tabi sözleşmeden doğan hukuki bir ilişki olduğu düşünülebilir ise de; Kuruluş Yasasının 33. maddesinin (f), (g) ve (h). fıkraları uyarınca çıkarıl-
- 7- mış bulunan Konut Kredisi Yönetmeliğinin, idare hukuku kuralları kapsamında bir düzenleyici işlem olduğu ve sözleşme üzerinde etkili olmakla birlikte sözleşmeden ayrı olarak idare hukuku alanında hüküm ifade ettiği tartışmasızdır. Yukarıdan beri belirtilen tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde ;gerek OYAK'nun tüzelkişiliğe sahip bir kamu kurumu olması gerek "Üye-Kurum" ilişkisinin idare hukuku kurallarına göre belirlenmesi ve gerekse OYAK'nun kuruluş amacı olarak belirlenen hizmetleri yerine getirdiği sırada karar ve yürütme organlarınca kamu gücüne dayanılmak suretiyle re'sen ve tek yanlı olarak tesis edilen işlemler ile konuya ilişkin düzenlemeleri içeren Yönetmeliğin idari nitelik taşıdığının açık bulunması karşısında, davanın qörüm ve çözümünün idari yarqin m görevine crirdiği kuşkusuzdur. Öte yandan OYAK'nun Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına yasa gereği sağladığı sosyal yardım ve hizmetlerin "askeri hizmetle" birlikte yürüyen ve "o" na bitişik nitelikte olduğu gözönüne alındığında, dava konusu işlemin "askeri hizmete ilişkin" bulunduğunun kabulü gerekmekte; bu duruma göre de, olayda, 1602 sayılı Yasanın 20. maddesinde öngörülen "asker kişiyi ilgilendirme" ve "askeri hizmete ilişkin bulunma" koşullarının birlikte gerçekleştiği anlaşıldığından, uyuşmazlığa konu edilen davanın görüm ve çözümünde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi görevli bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Birinci Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir. SONUÇ: Anlaşmazlığın niteliğine göre, davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde görülmesi gerektiğine, bu nedenle Askeri Yüksek idare Mahkemesi Birinci Dairesinin 1 0.12.1996 günlü, 1996/924-1041 sayılı görevsizlik kararının kaldırttm?rssjia, 8. 5.1998 gününde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi. Başkan Mustafaj^BUMİN i Mustafaoğlu Üye Ülkü Aydın Üye Zafer Kantarcıoğlu Üye Gülsen Yenişehirli