Turizm fuarı tıklım tıklım. CHP İsviçre Birliği oluştu TÜRKİYE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNDE SINIFTA KALDI. İstanbul Barosu ndan HODRİ MEYDAN

Benzer belgeler
Der kleine Hase möchte lesen lernen

Bald komm ich in die Schule. Anregungen zur Vorbereitung auf die Schule für Kinder und Eltern

GÜÇ KOŞULLARDAKİ BİREYLERİ DESTEKLEME DERNEĞİ (GÜÇKOBİR) (Supporting Association for the Individuals in Difficult Condition)

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat dakikan ve iki canın var, ve biri seni tanıyor.

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah, saat dakikan ve iki canın kaldı. Ayrıca sana yardım

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat 11 e 20 var. 70 dakikan ve bir canın kaldı. Acele etmen gerekiyor. Seni kim takip ediyor?

FLASHBACK: Die Kantstraße? Mädchen, die ist im Westen, verstehen Sie? Da können Sie jetzt nicht hin.

Bu dersimizde Bayan Graf bir eğitim kursuna gitmek istiyor. Bu konuyu bir arkadaşıyla görüşüyor.

3. Neujahrsball der Deutsch-Türkischen Wirtschaft. Alman- Türk Ekonomisinin 3. Yeni Yıl Balosu

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat Görevini tamamlamak için 65 dakikan var.

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat dakikan ve iki canın kaldı.

Tavsiyeniz için 60, EUR ya varan primler. Arkadaşınıza tavsiye edin ve primlerden faydalanın

Auswandern Studieren. Studieren - Universität. Bir üniversiteye kaydolmak istiyorum. Angeben, dass man sich einschreiben will

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF 1. DÖNEM ALMANCA DERSİ MERKEZÎ ORTAK SINAVI (MAZERET)

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 26 Zaman Deneyleri

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 17 Barikat Đnşası

VORSCHAU. Önsöz. zur Vollversion

"Allah Adına Şiddete Hayır! Barışın Savunucuları Olarak Hıristiyanlar ve Müslümanlar"

HSK Unterricht in Heimatlicher Sprache und Kultur Ana dili ve Kültür Dersleri

Ocak / Januar Subat / Februar 2012

Marie hat Heimweh. Sevgi evini özler

bab.la Cümle Kalıpları: Kişisel Dilekler Almanca-Türkçe

BÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

CÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

İçindekiler. Çözüm Anahtarı Sözcük Listesi Copyright 2002 Max Hueber Verlag. ISBN , 1. Auflage 1.

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

bab.la Cümle Kalıpları: Kişisel Dilekler Türkçe-Almanca

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 19 Sahtekarlık ortaya çıkar

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat 10 u 10 geçiyor. Almanya yı kurtarmak için 120 dakikan ve üç canın var. Komisere güvenebilir misin?

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 26 Ayhan a veda

Yurt dışı eki tarihli Alman çocuk parası başvurusu için Anlage Ausland zum Antrag auf deutsches Kindergeld vom

Auswandern Studieren. Studieren - Universität. Angeben, dass man sich einschreiben will. ders almak istiyorum.

Mehrsprachiger Elternabend

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

telc Türkisch-Zertifikate: Für alle, die mehr können

TÜRKISCH. NIE MEHR SPRACHLOS! Zeigebilder: praktisch beim Einkaufen Umgangssprache: extra Slang-Kapitel Tipps: Fettnäpfchen vermeiden

Almanca yapısal kalıp kavram sözlüğü Deutsches Konjunktionen Wörterbuch [Mevlüt Baki Tapan]

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 02 Firarda

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 19 Soğuk Savaş ta Aşk

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım 1989, akşam saat Görevini tamamlamak için 15 dakikan kaldı. Ama hala dikkatli olmak zorundasın.

Wir verstehen uns gut Spielerisch Deutsch lernen

Konjunktiv 1 (Dolaylı Anlatım)

Almanca aile birleşimi sınavı dört bölümdür: 1-Dinleme, 2-Okuma, 3-Yazma, 4-Konuşma

Deutsche Botschaftsschule Ankara Zweigstelle Istanbul Sicherheitskonzept Informationen für Familien / Notfallsinformation Acil Durum Planı - Karte

Kişisel hesap müşterek hesap Çocuk hesabı döviz hesabı kurumsal hesap öğrenci hesabı Aylık kesintiler var mı? Fragen, ob für das Konto monatliche Gebü

[ülke] sınırları içinde para çekersem komisyon ücreti öder miyim? Fragen, ob Gebühren anfallen, wenn man in einem bestimmten Land Geld abhebt

Antrag auf Erteilung/Verlängerung einer/eines İlk izin / Uzatma başvurusu

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF 1. DÖNEM ALMANCA DERSİ MERKEZÎ ORTAK SINAVI

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 22 Harekete Geç

24) a) helfe b) teile c) behandle d) greife

Montaj Talimati. Eurorient GmbH., An der Weide 15B, Weyhe,

HERE COMES THE SUN. 6. September bis 31. Oktober 2010 Uferhallen, Berlin-Wedding

Ich bin ein Baum, einer von in dieser Stadt. Jeder einzelne von uns ist wertvoll. Ben bir ağacım, bu şehirdeki değerli ağaçtan biriyim.

Schuljahr. Herkunftssprache Türkisch


Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 21 Yeni Bir Plan

TED KDZ EREĞLİ KOLEJİ VAKFI ÖZEL ORTAOKULU 5.SINIFLAR ALMANCA ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİLLER YÜKSEKOKULU YABANCI DİL (ALMANCA) YETERLİK SINAVI A

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 20 Zamandan Zamana

Reisen Unterwegs. Unterwegs - Ort. Du weißt nicht, wo Du bist. Onun haritada nerede olduğunu bana gösterir misiniz?

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 15 Zamanda Yolculuk

Forum Demenz / Alzheimer Wie gehe ich damit um? Sylvia Kern, Geschäftsführerin 1

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat 11. Sadece 60 dakikan kaldı, ve ek bir canın yok.

Bald komm ich in die Schule. Yakında Okula Başlıyorum

ÖPÜCÜK OLMAZ ZORLA. Marion Mebes / Lydia Sandrock Kein Küsschen auf Kommando Ausmalbuch 2015 verlag mebes & noack

Almanyalý Türklerin bankasýna hoþgeldiniz. HypoVereinsbank ve YapýKredi iþbirliðinin tüm avantajlarý hizmetinizde.

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat dakikan ve bir canın kaldı.

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat 10 u 20 geçiyor. iki canın ve 95 dakikan var. Mesaj ne anlama geliyor?

Reisen Unterkunft. Unterkunft - Finden. Unterkunft - Buchen. Nach dem Weg zur Unterkunft fragen


Herzlich willkommen! - Hoş geldin! ÜBUNGEN / ALIŞTIRMALAR. Ergänze den Dialog! / Diyaloğu tamamla!

SPoD İnsan Hakları Örgütlerinin Kasım Ayı Buluşmasına Katıldı. SPoD Nefret Suçları Yasa Kampanyası Platformu nun Basın Açıklamasındaydı

HAZİRAN 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

E-SENDİKA HAKKINDA MERAK ETTİKLERİNİZ

Antrag auf Erteilung einer Aufenthalterlaubnis İKAMET MÜSAADESİ İÇİN DİLEKÇE

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 25 Đşler sarpa sarıyor

DÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

Islam (isteğe bagli) Sezer (esinizin soy adi) (doğum tarihi) Deutsch (milliyeti)

Datenblatt für Joysticks

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 17 Tarladaki şekiller

Kapitel. Das ist kein Geldautomat. Bu bir bankamatik değildir.

Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat 11 e çeyrek var. 65 dakikan ve bir canın kaldı.

Die alttürkische Xuanzang-Biographie V

Auswandern Dokumente. Dokumente - Allgemeines. Dokumente - Persönliche Informationen. Fragen wo man ein Formular findet

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 20 Dinleyici anketi

BODRUM DA SAĞLIK ÇALIŞANLARI GREVDE

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 18 - Saklı Kutu

Cumhuriyet Halk Partisi

Geschäftskorrespondenz

Derdini söylemeyen derman bulamaz.

Aşağı Saksonya Eyaleti Başbakanı Stephan Weil Başkanlığındaki Türkiye Ekonomi Heyeti (Ankara, Konya, Istanbul) Mayıs 2014 Kayıt Formu

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

Kontakt / Temas. Interkulturelles Netzwerk für Krebstherapie: - Türkisch / Deutsch Kültürler arası kanser tedavi ağı. - Türkçe / Almanca -

Asgari ücret 1900 net! DİSK ten basın açıklaması

WERKREALSCHULEYİ TANIYALIM

Transkript:

AZB 4057 BASEL CHP İsviçre Birliği oluştu Son aylarda CHP ye bağlı insanların girişimiyle, CHP ninde İsviçrede örgütlenmek için bir dizi toplantı gercekleştirdi. >>7 Turizm fuarı tıklım tıklım Bern de, yapılan Turizm Fuarı Basel de 22 ile 24 Şubat 2013 tarihleri arasında onbinlerce tatilci ve ziyaretcinin akınına uğradı. >>25 DiRENiN, DANS EDiN, AYAKLANIN Kadına dönük şiddet ve tecavüze karşı dünya genelinde başlatılan Bir Milyar Ayaklanıyor kampanyası kapsamında biraraya gelen kadınlar, Direnin, dans edin, ayaklanın sloganıyla dans etti TÜM Dünyadaki kadın örgütleri kadına dönük şiddet ve tecavüze karşı dünya genelinde 14 Şubat Sevgililer Günü nde başlatılan One Billion Rising / Bir Milyar Ayaklanıyor kampanyası kapsamında Meydanlarda biraraya geldi. Direnin, dans edin, ayaklanın sloganıyla dans eden kadınlar, Ne siz ne biz hepimiz eşitiz milletvekilliği hedefimiz, Daha çok kadın daha çok demokrasi dövizleri açarak, ellerine bağladıkları kırmızı kurdelelerle uzun süre dans etti. >> 6 Aile yapısı çatırdıyor! sayfa 3 Demonstrantinnen in Kabul. Weltweit beteiligten sich rund 13 000 Organisationen an der Kampagne Ausländische Bevölkerung wächst auf 1,825 Millionen Menschen Avrupa Birliği tarihinde bir ilk: Bütçe kısılma kararı alındı Çocuğunuz yalan söylüyorsa size ihtiyacı vardır >>8 >>18 >>15 TÜRKİYE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNDE SINIFTA KALDI >> 26 İstanbul Barosu ndan HODRİ MEYDAN İstanbul Barosu yönetimi, Başkan Ümit Kocasakal ve 9 yönetim kurulu üyesi hakkında açılan davanın ardından yönetimin düştüğüyle ilgili tartışmalara, olağanüstü genel kurula gitme kararı alarak yanıt verdi >> 33 Stalingard Direnişi yeniden peyazperdede >> 14 Fransa da 8,6 milyon yoksul yaşıyor INSEE tarafından açıklanan son verilere göre ülkede aylık 964 euronun altında yaşayan 8,6 milyon yoksul bulunuyor. >> 19

EDİTORİAL 3 Anne ve Baba Cumartesi de saat 20 ye kadar çalışmalıdır. diyor bizim aç gözlü kapitalistlerimiz. Aile kurumunun başındaki anne ve babanın kendilerine ve Çocuklarına ayırdıkları Cumartesi ve Pazarları şimdi ellerinden alınarak, çocuklarıyla, kendileriyle ve çevreleriyle yabancılaştırılıyor. Kapitalizmin çıkarlar, bencillikler ve bireysellikler sistemi olduğunu herkes bilir. Kapitalizmin ortak ve birlikte yaşamın karşısında bir yaşam biçimi olduğu da bilinir. Bu sistemde tüm değerler ve kazançlar patronların çıkarları üzerine oluşmuştur. Bu durumun tüm dünyada ve aile bireylerinde de egemen olması için çalışıyorlar. Bu egoist, aç gözlü ve bencil sistemde tüm Ekonomik birikim ve yaratılan toplumsal değerlerin de bireysel çıkar gruplarına dağıldığını görüyoruz. İsviçre ve tüm Kapitalist ülkelerde, toplumsal kazançların ve gelirlerin çok küçük bir imtiyaz grubundaki kişilere dağıldığını, sadece onların mal varlıklarıyla değil, yasal düzenlemeler, güvenlik, teşvik ve milyar franklık desteklerde de görüyoruz. Sosyal yaşam yok ediliyor Sadece bu kadarla da kalmıyorlar, aile yapılarına da girip, bu kutsal yapıyı da dağıtıyorlar. Bu yapıyı erkek kadın, kız çocuğu erkek çocuğu, eşitsiz iş ve ücret, eğitim ve meslek edinme konularında da görüyoruz. Tüm bunlara ek olarak şimdi de, çalışanların, dinlenme, kültürel ihtiyacını giderme, ailece yaşama vb. haklarını yok ederek, aile yapısını dağıtmaya çalışılıyorlar. Daha önce örneklerine tren istasyonu işyerlerinde rastladığımız her gün çalışma zorunluluğu, şimdi de Satış Mağazalarında Cumartesi akşam uzun çalıştırılarak devam ettiriliyor. 3 Mart 2013 tarihinde Basel Kantonunda Halk Cumartesi uzun çalışmayı oylayacak. Gazetemiz oylamadan birkaç gün önce basıldığı için oylamanın nasıl sonuçlanacağını şimdiden kestirmek olası değil. Ama burada oylanan Aile yapısının oylanması olduğu gözden uzak tutulmamalıdır. Çünkü bu tür yasal düzenlemelerle Aile yapısının dağıtılması hedefleniyor. 3 Mart 2013 yılında yapılmak istenen Anne ve Babanın kendi Ailesine ve çevresine yabancılaştırılmasıdır. Her gün çalışan bir anne ve baba, ailede üstlenmesi gereken görevleri yerine getiremeyecektir. Sadece yatma saati evine yorgun argın gelen bir anne ve babaya çocuğun ve eşin ihtiyacı yoktur. Bu Aile fertlerinin birbirine yabancılaşması ve bir ev içinde -aile ilişkisinin yerine- kiracı ilişkisinin geçmesi demektir. Her gün çalışan anne ve babanın Cumartesi günlerinde saat 20.00 ye kadar çalışması aynı zamanda Kapitalizmin Aile Die Familienstruktur zersplittert! karşıtlığı bir başka kanıtıdır. Bu girişimler, zaten sınırlı olan, Anne ve Babanın çocuklarına ve dostlarına ayırdığı zamanın tümüyle yok edilmesidir. Aileler arası görüşme, aile içinde ortak yaşamı devam ettirme ve oluşturma yerine o aile yapısının belirleyici öğesi olan ortak yaşamın parçalanmasıdır. Bu girişimde de görüyoruz ki, Kapitalizmin daha fazla kar hırsı, aileyi ve ortak yaşamı yok ediyor. Ailenin bireylerine yaşam zorlukları dayatılarak, duygu birliği yok ediliyor. Birlikte Kültürel ihtiyaçları, serbestçe dolaşmaları, tatil yapmaları, hafta sonlarında dışarıda bireyler yapmaları vb. yok ediliyor. Aile evde, birbirilerine yabancı bireyler haline getiriliyor. Aileyi aile yapan, hayatı paylaşmaları, akşam, sabah, hafta sonları birlikte yemek yemeleri, oturup konuşmaları, birlikte tatil yapmaları, tiyatroya, sinemada ve eğlenceye gitmeleri, sokakta birlikte gezmeleri, komşularını dostlarını ziyaret etmeleri vb. eylemlerdir, yani hayatı ortak yaşamalarıdır. Her bireyin kendi başına yaşadığı ve hayatın hiçbir alanında ortak yaşamayan bireyler, aile olamazlar. Bu tehlikeli ve gelecek açısından kaygı verici yabancılaşma, insanlık tarihi ve geleceği için de çok tehlikeli bir girişimdir. İnsanlık duygusunu, aile yapısını savunan ve yaşamak isteyen her insan, aç gözlü Kapitalistlerin bu akıl almaz planlarını boşa çıkarmalıdır. Bir evde herkesin birbirine yabancılaştırmasını hedefleyen uzun çalışma ve hafta sonları çalışma tuzaklarını herkesin görmesi gerekir. Çocukların sokaklara terk edilmesine, ailenin parçalanmasına, eşlerin birbirlerinden kopmasının önünü açan uzun çalışma tuzağına hayır denmelidir. Ekonomik zorluklardan kurtulma bahanesiyle her gün ve Cumartesi günleri çalışma isteği anneyi, babayı ve çocukları birbirinden uzaklaştırarak, parçalamanın bir başlangıcı olabilir. Çünkü anne ve baba ne kadar çocuklarına ve kendilerine az zaman ayırırsa, o kadar da kendisinden ve çocuklarından uzaklaşıyor. Bu gerçeği de bilmeliyiz. Bu halk oylaması kapitalistlerin istekleri doğrultusunda sonuçlanırsa, İsviçre de bundan yüzyıl önce işçilerin hafta sonu çalışmama ve aileye daha fazla zaman ayırmak için uğruna can vererek kazandıkları tüm hakların ortadan kalkmasına yol açacaktır. Bu tarihsel kazanımları korumakta her işçi ve çalışanın görevi olmalıdır. Ya sosyal bir insan, aileyi korumaya çalışan bir insan ya da ben sadece beni düşünürüm diyen bir insan olacağız. Arada başka bir seçenek yok. Sende çocuklarına, eşine ve tanıdıklarına yabancılaşmak istemiyorsan, ailene sahip çık, kapitalistlerin kasalarını doldurma yasası olan Cumartesi ve hafta sonu çalışmanın önünü açan yasalara karşı çık. Unsere eifrigen Kapitalisten sind der Meinung, Mütter und Väter müssten Samstags bis 20 Uhr arbeiten. Müttern und Vätern, die arbeiten, oder der Familie vorstehen, soll jetzt das Wochenende, das sie für sich und ihre Kinder vorgesehen haben, weggenommen werden, somit werden sie ihren Kindern, sich selbst und ihrem Umfeld entfremdet. Jeder weiß, dass der Kapitalismus ein System der Egos, Vorteile, Egoismen und Individualismen ist. Es ist auch bekannt, dass der Kapitalismus als Lebensart dem Uns, der Partnerschaft und dem Zusammenleben gegenübersteht. In diesem System wurden alle Werte und Gewinne aus den Vorteilen der Personen gezogen. Es wird daran gearbeitet, dass dies für die ganze Welt und auch für Familienmitglieder gültig wird. Wir können sehen, dass in diesem egoistischen, habgierigen System auch alle wirtschaftlichen Rücklagen und die erschaffenen gesellschaftlichen Werte in individuelle Gewinngruppen aufgeteilt werden. In der Schweiz sowie in allen kapitalistischen Ländern ist ersichtlich, dass die gesellschaftlichen Gewinne und Erträge an die Mitglieder einer sehr kleinen privilegierten Gruppe verteilt werden, wir sehen dies nicht nur durch deren Besitz, sondern auch durch gesetzliche Regulierungen, Sicherheiten, Förderungen und Unterstützungen über Milliarden Franken. Und das ist immer noch nicht alles, sie mischen sich auch in die Familienstruktur ein und zerstören diese heilige Struktur. Diese Struktur sehen wir auch in den Themenbereichen Mann-Frau, Mädchen- Junge, ungleiche Arbeit und ungleicher Lohn, Bildung und Berufsergreifung. Nun kommt zu all dem auch noch hinzu, dass versucht wird, den Arbeitenden ihr Recht auf das Ausruhen, die kulturellen Aktivitäten, das Familienleben und ähnliches zu nehmen und die Familienstruktur zu zerstören. Das Sozialleben wird zerstört Früher konnte man das Beispiel an den Bahnhöfen sehen, die Pflicht, jeden Tag zu arbeiten, jetzt breitet es sich auch auf die Geschäft aus, dass Samstags bis Abends gearbeitet werden soll. Am 3. März 2013 stimmte das Volk des Kantons Basel dafür, an den Samstagen länger zu arbeiten. Was hier eigentlich abgestimmt wurde, war die Familienstruktur. Denn durch solche gesetzlichen Regulierungen wird die Zerstörung der Familienstruktur angestrebt. Was am 3. März 2013 anvisiert wurde, war die Entfremdung der Mütter und Väter gegen ihre eigene Familie und gegen ihr Umfeld. Mütter und Väter, die jeden Tag arbeiten, können nicht mehr ihre nötige Rolle in der Familie übernehmen. Kein Kind und kein Partner braucht eine Mutter oder einen Vater, oder Partner, die erst zur Schlafenszeit ausgelaucht nach Hause kommen. Dies bedeutet, dass sich die Familienmitglieder einander entfremden und dass zu Hause statt der Familienbeziehungen eine Art Mieterbeziehung entsteht. Falls Mütter und Väter, die jeden Tag arbeiten, auch Samstags bis 20 Uhr arbeiten müssen, ist dies ein weiterer Beweis dafür, wie sehr der Kapitalismus gegen die Familie ist. Diese Bemühungen werden dafür sorgen, dass die Zeit, welche die Mütter und Väter für ihre Familie und für Freunde aufbringen können, ganz zerstört wird. Anstatt von Familieninternen Besuchen, der Weiterführung oder Erstellung des Zusammenlebens innerhalb der Familie wird dieses Zusammenleben, das ein wichtiger Teil des Familienlebens ist, zerstört. Bei diesem Versuch sehen wir auch, dass die Gier des Kapitalismus nach immer noch mehr Gewinn, die Familie und das Zusammenleben zerstört. Den Familienmitgliedern werden Lebenszwänge aufgebürdet, durch welche die Gefühlsverbindungen zerstört werden. Das Bedürfnis nach gemeinsamen kulturellen Aktivitäten, nach frei verbrachter Zeit, nach gemeinsamem Urlaub und Aktivitäten am Wochenende wird vernichtet. Die Familie wird zu einander fremden Individuen gemacht, die im selben Haushalt leben. Was die Familie zur Familie macht, ist das geteilte Leben, Abends, Morgens und am Wochenende zusammen zu essen, gemeinsame Gespräche, gemeinsamer Urlaub, gemeinsame Theater-, Kinobesuche und gemeinsam erlebte Unterhaltung, zusammen Ausgehen, Nachbarn und Freunde besuchen, kurz gesagt, das Leben gemeinsam zu leben. Personen, die alle ihr Leben individuell leben und in keinem Lebensbereich zusammen leben, können keine Familie sein. Die gefährliche und in Hinsicht auf die Zukunft beunruhigende Entfremdung ist auch für die Geschichte der Menschheit und für die Zukunft eine sehr gefährliche Unternehmung. Jeder Mensch, der die menschlichen Gefühle und die Familienstruktur verteidigt und erleben möchte, sollte sich dafür einsetzen, dass diese unmöglichen Pläne der gierigen Kapitalisten nicht aufgehen. Die langen Arbeitszeiten und die Arbeit am Wochenende, die zum Ziel haben, dass sich die Familienmitglieder in einem Haushalt entfremden, müssen von allen erkannt werden. Man muss zu der Falle der langen Arbeitszeiten, die den Weg dafür bereiten, dass Kinder auf der Strasse bleiben, Familien zerstört werden, Partner sich einander entfremden Nein sagen. Der Wunsch, jeden Tag zu arbeiten, mit der Ausrede, sich aus wirtschaftlichen Schwierigkeiten zu retten, kann Mutter, Vater und Kinder entfremden und ein Anfang der Familienzerstörung sein. Denn je weniger Zeit Mütter und Väter sich selbst, einander und ihren Kinder widmen können, desto mehr entfernen sie sich von einander und ihren Kindern, diese Realität müssen wir endlich erkennen. In der Schweiz haben die Arbeiter vor Hundert Jahren unter Lebensgefahr dafür gekämpft, am Wochenende nicht arbeiten zu müssen und ihren Familien mehr Zeit schenken zu können, dieses Recht, das viele mit ihrem Leben bezahlt haben, soll ihnen jetzt geraubt werden. Diese historischen Errungenschaften zu schützen, sollte die Augabe jedes Arbeiters und jedes Arbeitnehmers sein. Man kann entweder ein sozialer Mensch, ein Mensch, der die Familie schützt, sein, oder jemand, der nur an sich selbst denkt, es gibt da keine Zwischenauswahl. Wenn auch Du Dich nicht von Deinen Kindern, Deinem Partner und Deinen Bekannten entfremden möchtest, dann schütze Deine Familie, stelle Dich gegen das Gesetz zur Samstags- und Wochenendarbeit, das eigentlich ein Gesetz für die Kapitalisten ist, um ihre Kassen zu füllen.

4 SVP partisi tarafından getirilen kitlesel göçe hayır adlı yasa önerisi Aralık ayında hükümet tarafından ret edildi. Söz konusu yasa önerisi bir yandan göçmenlerin yasal haklarını kısıtlamayı, Avrupa Birliği ile yapılan İkili Anlaşmaları geçersiz kılmayı ve daha fazla ayrımcılığı amaçladığı gerekçesi ile kabul görmedi. Unia sendikası hükümetin aldığı bu kararı olumlu bir adım olarak değerlendirdi ve göçmenlerin haklarına yapılan bu saldırının kabul edilemez bir nitelikte olduğuna dikkat çekti. Özel bakım işleri konusunda uzmanlaşmış şirketleri tarafından yeni kurulan Zu Hause leben adlı işveren kurumu ile Unia sendikası arasında bu işkolunda yeni bir toplu iş sözleşmesi yapılması için yürütülen görüşmelere Aralık ayı içinde başlandı. Almanca konululan kantonlar için geçerli olması planlanan bu sözleşmenin öncelikle giderek önem kazanan bu işkolunda çalışma koşullarının iyileştirilmesi amaçlanmakta. Euro ücretleri geçersiz İşyerinde çalışan işçilerin ücretlerini Euro ile ödemek isteyen Stöcklin AG, Aesch işyerinin bu uygulamasının yasalara aykırı olduğu kanton mahkemesi tarafından da kabul edildi. İŞÇİ VE SENDİKA SVP nin önerisine hükümetten ret Özellikle sınır işçilerinin, ücretlerinde %6 oranında bir düşme anlamına gelen ücretlerin Euro ile ödenmesini kabul etmemeleri üzerine işyeri tarafından işten çıkarılmaları sonucu, çalışan işçiler sendika ile birlikte konuyu iş mahkemesine götürmüşlerdi. İş Mahkemesinden sonra kanton mahkemesinin de bu kararı onaylaması ile durum netliğe kavuştu. Bu şekilde ücretleri Euro ile ödemek isteyen diğer işyerleri de bu uygulamaya son verdiler. Lonza işyerinde yapılması planlanan İŞÇİ VE SENDİKA toplu çıkışlardan, Unia ve Syna sendikaları ile işyeri komisyonu tarafından yapılan önerilerin işyeri tarafından kabul edilmesi ile vazgeçildi. İşyerinin bulunduğu bölgede çalışanlar tarafından toplanan 4456 imza işyerine verildikten sonra işyeri yönetimi çıkışlar konusunda işçi temsilcileri ile bu konuda görüşmelere başlamayı kabul etmişti. Bunu takiben çalışanlarla birlikte hazırlanan öneriler işyerine sunulmuş ve çıkışların gereksiz olduğu işyeri tarafından da kabul edilmişti. UNiA da yeni dönem başladı Unia sendikası Olağan Kongresi 29 Kasım ila 1 Aralık tarihleri arasında Zürih te gerçekleşti. Kongre delegeleri, sendikanın yeni başkanı ve yöneticilerini seçtiler ve bir sonraki dönem için sendikanın öne çıkarması gereken konuları karar altına aldılar Kongre açılış konuşmasını yapan Unia sendikası eş başkanı Renzo Ambrosetti, kongreye katılan 400 delege ve 300 misafire, pozitif bir gelişmeyi aktardı, 2012 yılında Unia sendikası uzun yıllardan sonra ilk defa üye sayısını arttırmayı başarmıştı. Diğer eş başkan Andreas Rieger ise konuşmasını, Unia sendikasının dört yıllık kongre döneminde elde ettiği politik ve sendikal başarılara ayırdı. Pansiyon Kasa larda işçi haklarının budanmasını önleme, taşeron işyerlerinde çalışan işçiler için yeni bir toplu iş sözleşmesi bunlar arasında yer almaktaydı. Bakan Berset E protesto Hükümet adına kongreye katılan Bakan Berest ise konuşmasında, sendika üyelerine demokratik mücadelede içinde yer aldıkları için teşekkür etti. Bakan ayni zamanda sendikaların sosyal güvenlik konusunda kaygılarını da paylaştığını belirtti. Ancak delegelerin bir bölümü, gerek kadınların emekli olma yaşının 65 e yükseltilmesi planlarını gerekse de Kosova da yaşayan emeklilerin aylıklarının mahkeme kararlarına rağmen hala gönderilmemesini protesto ettiler. Bakanın konuşmasından sonra söz alan bazı delegeler bakandan bu uygulamalar son verilmesini talep ettiler. Kongrenin ikinci gününde yapılan seçimlerde ise sendika Yürütme Kurulu seçimi ilgi odağı oldu. Öncelikle delegeler mevcut eş başkan Renzo Ambrosetti yi yeniden bu göreve seçti ve ikinci eş başkan olarak Vania Alleva seçildi. Böylece Unia sendikası hem ilk defa bir kadın başkan, hem de ilk defa göçmen kökenli bir başkana sahip oldu. Yürütme Kuruluna ayrıca endüstri iş kolları sorumlusu olarak Corrado Pardini, Yapı İşkolu sorumlusu olarak Nico Lutz, küçük işletmeler sorumlusu olarak Aldo Ferrari, mali sorumlu olarak Martin Tanner in yanısıra Rita Schiavi, Corinne Schärer ve Pierluigi Fedele seçildiler. Balıklar Köpek Balığını Avlar Bankaların merkezi olan Paradeplatz ta Cuma günü 500 delege ve misafirin katılması ile yapılan bir gösteri ise kamuoyunda büyük ilgi gördü. Kırmızı şemsiyeleri ile bir araya gelerek bir büyük balık şekline girildi ve sembolik olarak bir köpek balığı avlandı. Eylemin amacı ise, sahtekarlıklara imkan tanıyan bankaların üst düzey yöneticilerini protesto etmekti. Bu şekilde ayni zamanda, herkese 4000 Frank asgari ücret talebi de dile getirildi. Kongre ayrıca başta emeklilik sigortasının güvence altına alınması ve göçmen politikaları gibi konularda getirilen önerileri tartışarak karar altına aldı. İsviçre Sendikalar Birliği tarafından lanse edilen tüm emekli aylıklarının %10 arttırılması önerisi ise delegelerin büyük bir çoğunluğunun evet oyu ile kabul edildi. Unia sendikasının bir sonraki kongreye kadar takip etmesi gereken diğer konularda delegelerin geniş katılımı ile tartışılarak karar altına alındı. Bu konuda özellikle sendika temsilcilerinin iş güvenliği öne çıktı. Bu konuda sendika yönetiminin, bir yasa önerisi de dahil olmak üzere gereken önlemleri araştırması ve hayata geçirilmesi kararlaştırıldı. Toplu İş Sözleşmelerinin güçlendirilmesi, aktif bir ekonomi politikası, sosyal politikalar ve göçmen politikaları karar altına alınan diğer konular oldu. Kayıtsız göçmen gençlere meslek eğitimi Hükümet tarafından yapılan bir değişiklik sonucu sendikaların ve göçmen kurumlarının önemli bir talebi artık 1 Şubat 2013 tarihinden itibaren gerçekleşecek. 7 Aralık 2012 tarihinde yapılan değişiklik sonrası, kayıtsız göçmen gençler çıraklık ve meslek eğitimi yapma imkanına kavuştular Coğu İsviçre de doğup büyüyen, ancak anne ve babalarının oturma izni olmadıkları için sadece zorunlu ilk öğretim yapma imkanı olan gençler 1 Şubat 2013 tarihinden itibaren artık çıraklık eğitimi yapacaklar ve meslek öğrenme imkanına kavuşacaklar. Göçmen Yasası nın oturum izni yönetmenliğinde yapılan değişiklik resmi gazetede yayınlanmış ve 1 Şubat 2013 tarihinde bu değişikliğin yürürlüğe gireceği belirtilmişti. Bu şekilde hükümet 2010 yılında milletvekili Luc Barthassat tarafından yapılan öneriyi hayata geçirmiş olmakta. Çıraklık eğitimi şartları Söz konusu yönetmenliğin 30a maddesinde yapılan değişiklik sonucu, toplumal iyi bir uyum sağlamış olan, yani bulunduğu bölgenin dilini iyi konuşabilen ve yasalar uyduğu tespit edilen bir kayıtsız göçmen gence, çıraklık eğitimi süresince oturma izni verilebilecek. Bunun için öncelikle en az 5 yıl boyunca İsviçre de bir okula devam etmiş olma şartıda getirilmekte. Okullarda geçici olarak yapılan eğitimlerde bu beş yıllık sürenin içinde sayılmakta. Çıraklık eğitimi yapmak için müracaat eden kayıtsız göçmen gencin kimliğibi ispatlayacak belgeye sahip olmasıde gerekmekte. Zorunlu eğitimin bitiminden sonra en fazla 12 ay süresince çıraklık eğitimi için müracaat edilmesi mümkün. Söz konusu eğitiminn tamamlanmasından sonra kanton yönetimleri, zor durum belirlemesi çerçevesinde, verilen oturma iznini uzatabilecek, ama ayni zamanda kayıtsız gencin ailesinede oturma izni verebilecek. Yapılan bu değişiklik kuşkusuz kayıtsız göçmen Unia sendikası gerek işverenlere gerekse de oturm izni verecek kurumlara bir çağrıda bulunarak, söz konusu değişikliğin uygulanmasında gerekli esnekliğin gösaterilemesini istedi Başka adımlar da atılmalı 5 gençlerin durumlarının düzeltilmesi için olumlu bir adım ancak yeterli değil. Unia sendikasınında içinde yer aldığı, Kayıtsız Göçmen kurumlarını bünyesinde taşıyan bir platform bu konuda yaptığı açıklamada, bu imkanın bir hak değil sadece bir imkan olarak tanımlanmasının yetersiz olduğunu belirtti. Ayrıca söz konusu oturma izni verilmesi sürecinin uzun bir zaman alma ihtimalinin olması bu imkanı kısıtlayan başka bir engel olarak görülmekte. Bu nedenle kayıtsız göçmen gençlere çıraklık eğitimi yaptırmayı kabul eden işverenlerin esneklik göstermesi gerekmekte. Başka adımlarda gerekli Bugüne kadar zorunlu eğitimini tamamlayan kayıtsız göçmenlerin hiç bir mesleki perspektiflerinin olmayışı, çoğu zaman saklanmak zorunda kalmaları ve izinsiz çalışmak zorunda kalmaları söz konusuydu. Söz konusu değişiklik bu gençlere yeni bir perspektif kazandırmakta. Öncelikle bir meslek öğrenmek bunu takiben oturma izni alma imkanı, ayrıca anne ve babalari içinde oturma iznine sahip olma imkanın ortaya çıkması son derece önemli. Oturma izni alınmasa bile, yapılan meslek eğitimi sonrası kendi ülkesine dönme durumunda da bu gençlerin bir melseki geleceğe sahip olması küçümsenecek bir gelişme değil. Bu nedenle Unia sendikası gerek işverenlere gerekse de oturm izni verecek kurumlara bir çağrıda bulunarak, söz konusu değişikliğin uygulanmasında gerekli esnekliğin gösaterilemesini istedi. Kuşkusuz kayıtsız göçmen gençlerinden bu imkandan yararlanmak için gerekli girişimlerde bulunmasının teşvik edilmesi gerekmekte. PARLAMENTO tarafından 14 Aralık 2012 günü kabul edilen bir yasa değişikliğine göre benzin istasyonlarında ki satış yerlerinin açık kalma süreleri uzatılmakta. Unia sendikasınında içinde bulunduğu Sonntagsallianz grubu ise bu değişikliklerin kabul edilmez nitelilte olduğu görüşünde. Söz konusu değişiklik pazar gününü normal bir işgünü haline getirirken, satış yerlerinin 24 saat açık kalmasını beraberinde getirmekte. Hem çalışanlar hemde tüm toplum için yaşama şartlarını kökten değiştirecek olan bu duruma karşı bu birlik içinde yer alan kurumlar ortak bir basın toplantısı düzenleyerek, yasanın referanduma sunulması için imza toplamaya başladıklarını duyurdular. Benzin istasyonlarında ki satış yerlerinin daha uzun süre açık kalması oldukça ağır sonuçlar verebilecek bir gelişme. Benzin istasyonlarında ki satıiş yerlerinin uzun süre açık kalması kararının alınmasından sonra diğer satış yerleride ayni haktan yararlanmak istediklerini açıkladılar. Bu konuda yapılması gereken yasal değişiklik içim parlamentoya daha şimdiden öneriler getirilmiş durumda. Kantonlar Meclisi geçen yıl içinde Pazar günlerinde tüm satış yerlerini açık tutumayı amaçlayan bir öneriyi kabul etmesi bunun bir başlangıcı olacak. Sosyal Yaşam Tehlİkede Bu gelişmenin satış yerleri açısından kökten değişikliklere neden olacağı açıktır. Ama bu işyerinde çalışnalar açısından durum daha da vahim, sadece işlerinden olmaları söz konusu değil, sağlık durumlarının tehlikeye girmesi ve sosyal hayattan tümü ile kopma tehlikeleri onları beklemekte. Bu nedenle başta sendikalar olmak üzere pak çok kurum bu gelişmelere engel olmak için öncelikle parlamentonun kabul ettiği yasa değişikliğinin halkoylmasına sunulması için gerekli imzaları toplamaya başladılar. Söz konsu imza formların http://sonntagsallianz.ch/referendum/ web sitesinden veya Unia sendikasınn bürolarından edinebilrisiniz. Toplanan imzaların en geç 15 Mart 2013 tarihine kadar geri gönderilmesi gerekir.

6 İŞÇİ VE SENDİKA İSVİÇRE HABERLERİ 7 Kadına dönük şiddet ve tecavüze karşı dünya genelinde başlatılan Bir Milyar Ayaklanıyor kampanyası kapsamında biraraya gelen kadınlar, Direnin, dans edin, ayaklanın sloganıyla dans etti «Dance, strike, rise»: Protest auf den Philippinen (unkommenti... Eine von drei Frauen, davon gehen Schätzungen aus, wird in ihrem Leben vergewaltigt oder misshandelt. Das bedeutet: Eine Milliarde Frauen weltweit leiden unter Gewalt. Längst nicht alle Fälle erschüttern dabei die Öffentlichkeit so sehr wie die brutale Vergewaltigung einer jungen Inderin vor wenigen Wochen. «Jeder Vergewaltiger kommt aus unseren Familien» Mit der Kampagne «One Billion Rising» wollten Menschenrechtsorganisationen am Valentinstag auf die vielen Fälle vor allem häuslicher Gewalt aufmerksam machen. In vielen Ländern folgten Frauen dem Aufruf. Tüm Dünyadaki kadın örgütleri kadına dönük şiddet ve tecavüze karşı dünya genelinde 14 Şubat Sevgililer Günü nde başlatılan One Billion Rising / Bir Milyar Ayaklanıyor kampanyası kapsamında Meydanlarda biraraya geldi. Direnin, dans edin, ayaklanın sloganıyla dans eden kadınlar, Ne siz ne biz hepimiz eşitiz milletvekilliği hedefimiz, Daha çok kadın daha çok demokrasi dövizleri açarak, ellerine bağladıkları kırmızı kurdelelerle uzun süre dans etti. Binlerce kadının katıldığı dans etkinliğine erkekler de destek verirken, etkinlik dans gösteriminin ardından son buldu. Dans eylemi ABD den Filipinlere, İngiltere den Kongo ya 190 ülkede organize ediliyor. Toplu tecavüz olayı nedeniyle Hindistan genelindeki eylemlere büyük bir katılım bekleniyor. ABD nin Los Angeles şehrindeki eyleme Jane Fonda katılacağını açıkladı. Oscar ödüllü aktris Charlize Theron ve Avustralya Başbakanı Julia Gillard da eyleme katılacaklar arasında. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon da bir açıklama yayınlayarak eylemi desteklediğini duyurdu. Üç hafta kadar sonra dünyada kadına karşı şiddetin Kadınların Statüsü Komisyonu tarafından ele alınacağını ifade eden Ban Ki Moon, eylemin bu inisiyatife güç vereceğini söyledi. Demonstrantinnen in Kabul. Weltweit beteiligten sich rund 13 000 Organisationen an der Kampagne Bir milyar kadın ayaklanıyor! 14 Şubat günü dünya çapında bir milyar kadın, şiddet mağduru olan bir milyar kadın için ayaklanacak. Etkinlik 128 ülkedeki 13 bin örgüt veya dernek tarafından koordine ediliyor. One Billion Rising kampanyasının Türkçe web sitesindeki açıklamada, eylemin amacı şöyle anlatılıyor: Yeryüzünde her 3 kadından biri dayak, tecavüz, sünnet, taciz, recm gibi şiddetlere maruz kalıyor. Kadına Şiddete Hayır demek için, bu şiddete bir son vermek, bu insanlık ayıbına dikkat çekmek için 14 Şubat 2013 günü yükseliyoruz. Yeryüzünde 1 Milyar kadın yükselecek ve bu şiddete dur demek için başkaldıracak, dans ederek ayaklanacak. Sınırötesi bir dayanışma yaşayacak. Weltweiter Protest gegen Gewalt an Frauen «Tanzt, protestiert erhebt Euch»: Weltweit haben Frauen den Valentinstag nicht nur für romantische Tête-à-têtes genutzt. In vielen Ländern protestierten sie gegen häusliche Gewalt und für mehr Gleichberechtigung. In Indien erinnerten sie an das tragische Schicksal ihrer vergewaltigten Landsfrau. In Bern und London, aber auch in Manila oder Kabul gingen sie auf die Strassen. In Indien nutzten die Demonstrantinnen den Protest, um noch einmal an das Schicksal der verstorbenen Studentin zu erinnern. Die Vergewaltigung der jungen Frau hat eine Protestwelle losgetreten. «Jeder Vergewaltiger kommt aus unseren Familien», hiess es von den lokalen Organisatorinnen. «Die Täter sind nicht aus dem Internet heruntergeladen.» Grösster Flashmob weltweit Nach dem Willen der Initiatoren soll «One Billion Rising» der weltweit grösste je inszenierte Flashmob werden. Mehr als 13 000 Organisationen in mehr als 100 Ländern sind beteiligt. Gecici Yönetim Kurulu Baskan: Kemal Sönmez Baskan Yrd: Ziya Kara / Ali Mutaf Sekreter: Fidel Nacar Braun Sayman: Ali Isik Halkla Iliskiler: Ali Dedeoglu Organize ve SMS: Salman Coskun Tüzük Komisyonu: Hulusi Yildiz - Hüseyin Enhas Hasan Özgür Kamber - Ercan Arsever Yedek üyeler : Nadir Köklü -Zeynel Sioytoprak- Volkan Mete Genclik ve Calisma gurubu: Nadir Köklü- Ertugrul Cevikoguz -Ibrahim Bilen. Cumhuriyet Halk Partisi İsviçre Birligi oluştu! Basel-mk. İsviçre de Tğrkiyede örgütlü her Partinin bir Camii ve derneğe bağlı olarak örgütlendiği biliniyordu. Ama şimdiye kadar CHP nin bir örgütlenmesini görmemiştik. Son aylarda CHP ye bağlı insanların girişimiyle, CHP ninde İsviçrede örgütlenmek için bir dizi toplantı gercekleştirdi Tek tek insanların CHP genel Merkezi ile ilişkiye geçerek, CHP Yurtdişi örgütlenmelerinden sorumlu Genel başkan yardımcılarından Ali Kılıcında katıldığı toplantılarda gerçekleştirildi. CHP Genel Merkezinin yapmış olduğu çağrı ile örgütlenmesine ve çalışmalarına hız vermiştir. Cumhuriyet Halk Partisi CHP Genel Baskanı Kemal Kilicdaroglu nun danışmanı ve Avrupa da örgütlenmeden sorumlu Ali Kılıc ın önderliginde, Cumhuriyet Halk Partisinin bilgisi dahilinde Aralik 2012 de yapılan hazırlık toplantısıyla, İsviçrede ki çalışmalarına da start vermişlerdi. Kendilerine, CHP İsviçre Birliği, olarak olarak tanıtan örgütlenmeden sorumlu Kemal Sönmez, İsviçre genelinde sosyal demokratları, insan haklarına, özgürlüklere ve eşit yurttaşlık ilkesine bağlı bütün duyarlı yurttaşlarımızı catısı altında toplamak üzere aylık hazırlık toplantılarına yoğun bir katılım ve halkın büyük bir ilgisi ve sevgisi ile gerçekleştirmekteyiz ddedi. Bize verilen bilgiye göre, hazırlık çalışmalarının koordinasyonunu, Kemal Sönmez, Ziya Kara, Hulisi Yildiz, Ali Mutaf, Salman Coskun, Fidel Braun Nacar, Ali Dedeoglu, Ali Isik,Hüseyin Yildiz, Ertugrul Ceviköz, Nadir Köklü ve Ibrahim Bilen tarafından yürütülmektedir. Sözcü, Her gecen gün yoğun katılım taleplerinin oldugu CHP İsviçre Birligi bir yandan da Kongre çalışmalarına hız vermekte olup Mart ayı icersinde Kongreye gitmeyi karara bağlamıştır. CHP İsviçre Birligi, Cumhuriyet Halk Partisi tarafindan İsviçre de tanınan tek ve en büyük oluşumdur. Birliğin sözcüsü, CHP Isvicre Birligi, Isvicre de yasayan Türkiye li demokrasiye sevdali ve sosyal demokrasiye inanan bütün yurttaslarimizi bir cati altinda toplamak.evrensel çağdaş insan hakları değerlerinin, soluk aldığımız dünyada ve özellikle de geldigimiz Anadolu topraklarında egemen olmasi icin çalışmalarda bulunmak ve bu çalışmaları İsviçre li tüm dostlarımızla paylaşmak ve düsüncelerimizi ve hedeflerimizi toplumla buluşturmaktır diye özetledi. CHP İsviçre Birligi tüm Avrupa capında örgütlenmekte olan CHP Birlikleri ile dayanışma icerisinde hareket edeceği belirtiliyor. CHP İsviçre Birligine üye olmak isteyen kişilerin CHP Isvicre Birligi Face sayfasından chpisvicre@gmx.ch email adresinden ulasabilir ve iletişime gecebilirler. Yapılacak toplantı vb diger etkinlikler hakkında bilgi edinebilr ve bu etkinliklere dogal olarak katılabilineceği belirtildi sorumlularca. 27. Ocak 2013 pazar günu Birsfelden de İsviçrenin degişik yerlerinden cok sayıda CHP gönüllüleri bir araya gelerek İsviçre C H P Birligini kurdular. Acılış konuşmasını calışma gurubunun sözcülerinde Kemal Sönmez ve Ali dedeoğlu süreç hakında katılımcıları bilgilendirdiler. Başkanlığını Ali Mutaf ın yaptığı Divanda, Ali Dedeoglu- Ziya Kara -Kemal Sönmez ve Fidel Nacar- hazır bulundu. Toplantının gündemi oluştu ve çok sayıda konuşmacı oluşum ve CHP hakında sorular sordular ve calışma sözcüleride cevap verdiler. İsviçrenin birçok alanında gelen katılımcıların tartışmalara aktif katıldıkları görüldü. Sıcak bir ortamda gecen toplantı sonunda gecici yönetim kurulunu - Tüzük komisyonunu ve Gençlik çalışma grubunu belirlemiş olup kendi arasında görev bölümü yaparak çalışmalarına başladılar. Yönetim ve değişik gruplara değişik bölgelerde çok sayıda önerilerde dikkat çekti. Yönetim kurulu, İsviçre de C H P nin büyük bir potasiyeli oldugunu böylelikle Demokrasinin Türkiyede güclenmesine de katkıda bulunacağız acıklamasında bulundu. İki soru iki cevap Erken emeklilik veya tazminat Soru: Bir bankada müşteri danışmanı olarak çalışmaktayım. İşyerinde ki şefim benim çalışmamın yeterli olmadığı belirterek bana iki teklifte bulundu. İş sözleşmemi karşılıklı anlaşma ile hemen fesih etme ve 40.000 Frank çıkış tazminatı alma veya bir kaç ay sonra 57 yaşına girdikten sonra erken emekli olma. Bu önerilerden hangisi işsizlik sigortası açısından daha uygundur? Cevap: Her iki öneride sizin için işsizlik sigortası açısından önemli sonuçlar doğuracaktır. Erken emekli olmayı kabul etmeniz halinde işsizlik sigortasından işsizlik para alma hakkını kaybedersiniz. Buna tek bir istisna vardır. Erken emekli olduktan sonra tekrar bir iş bulup çalışmaya başlamanız, ancak bu durumda işsizlik parası alma hakkına kavuşursunuz. Elbette ki en az on iki ay çalıştıktan sonra. Tazminat alıp hemen işten ayrılma durumunda ise, işten çıkış süresinden vazgeçmiş oluyorsunuz. Bu süre içinde işsizlik parası almak istemeniz durumunda işsizlik sigortası bu sürenin belli bir bçlümünü veya tamamını size vermemeye karar verir. Buna ek olarak aldığınız tazminat hangi süre için normal gelirinize denk düşüyorsa, gene bu süre için işsizlik parası alamazsınız. Bu kural, iş sözleşmesinin karılıklı anlaşma ile fesih edilmesi durumunda geçerlidir. Sizin durumunuzda tam bu duruma denk düşmektedir. Aylıktan vazgeçebilir miyim? Soru: Son beş yılda küçük bir boyacı işy erinde çalışmaktayım. Şefle birlikte toplam üç kişi işyerinde bulunmakta. Belli nedenlerden dolayı işime kendim çıkış verdim ve çıkış süresi Aralık ayı sonunda sona erdi. Bu arada işler iyi olmadığı için şef benden 13. aylığımdan vaz geçmemi istedi. Bir işveren böyle bir teklifte bulunabilir mi? Cevap: Elbette işyerinin böyle bir talepte bulunma hakkı yoktur. Boya ve Alçi işkolları toplu iş sözleşmesi tüm ülke için geöerli bir sözleşmedir ve her işyerinin buna uyma zorunlulupu vardır. Bu sözleşmede 13. aylık her durum için zorunlu olarak belirlenmiştir. Yıl ortasında bile işyerine çıkış verilmesi halinde bile çalışılan sürelere denk düşen 13. aylık ödenmek zorundadır. Sizin içinde bu kural geçerlidri ve işyeri son aylığınızla birlikte 13. aylığınızıda ödemek zorundadır. Yasaların bu konuda belirlemeside son derece açıktır. Borçlar Yasası 341. Maddesi, işçilerin toplu iş sözleşmelerinde belirtilen herhangi bir haklarından feraget etmelerini yasaklar. Bu kural tüm çalışma boyunca ve işyerinden ayrıldıktan sonra bir ay kadar devam eder. Sizi,n için geçerli olan boya ve alçı işkolu sözleşmesi bu konuda açıktır ve 13. aylığınızdan feragat etmeniz için herhangi bir neden bulunmamaktadır.

8 Die ausländische Bevölkerung wuchs im Laufe des Jahres unter dem Strich um 53 000 Personen, wie aus der am Freitag publizierten Ausländerstatistik des Bundesamtes für Migration (BFM) hervorgeht. Der Zuwachs der ausländischen Wohnbevölkerung ist hauptsächlich auf die Einwanderung aus EU- Ländern zurückzuführen, deren Bürger von einer erleichterten Einwanderung profitieren. Die Zahl der Menschen aus den 27 EU- Staaten sowie den EFTA-Staaten hat um 4,1 Prozent auf 1,2 Millionen zugenommen. Aus Staaten ausserhalb der EU stammten 630 000 Menschen und damit 0,9 Prozent mehr als Ende 2011. Nicht enthalten sind in dieser Statistik Leute, die als Kurzaufenthalter weniger als 12 Monate in der Schweiz weilten, sowie Asylsuchende und vorläufig Aufgenommene. Die Einwanderung aus der EU hat in den vergangenen Wochen zu Diskussion über die Weiterführung und Erweiterung der Ventilklausel geführt. Es ist wahrscheinlich, dass die Voraussetzungen erfüllt sind, damit die Schweiz die Einwanderung aus der EU erneut beschränken kann. Entsprechende Diskussion laufen in der Regierung. Ein Entscheid fällt aber voraussichtlich nicht vor April. Markante Abnahme bei Einbürgerungen Die Statistik zeigt weiter, dass während des vergangenen Jahres 144 000 Ausländerinnen und Ausländer in die Schweiz eingewandert sind, während 66 000 das Land verlassen haben. 20 000 Geburten von Ausländern standen 6000 Todesfälle gegenüber. Das ist praktisch gleich viel wie 2011. Dagegen gingen die Einbürgerungen deutlich zurück. 34 000 Menschen erhielten den Schweizer Pass. Das sind 7,2 Prozent weniger als noch 2011. Eingebürgert wurden vor allem Italiener (4000), Serben (3500) und Deutsche (3400). Die Einreisen sind zum grössten Teil auf Ausländer zurückzuführen, die in die Schweiz kamen, um einer Arbeit ohne Kontingentierung nachzugehen (41,2 Prozent). Es folgt als zweitwichtigster Grund der Familiennachzug (31,6 Prozent). Rund 11 Prozent der Menschen kamen zur Aus- und Weiterbildung in die Schweiz und 8 Prozent für eine Arbeit, bei der es eine Kontingentierung gibt. Deutlich mehr Portugiesen Die grösste Ausländergruppe stellen die Italiener mit 294 000 Personen, vor den Deutschen (285 000), Portugiesen (238 000), Franzosen (104 000) und Serben (95 000). Am stärksten gewachsen ist die portugiesische Diaspora (14 000), gefolgt von der deutschen (8500), kosovarischen (7500) und französischen (4500). Geschrumpft ist besonders die serbische Bevölkerung (-8100) in der Schweiz, gefolgt von der kroatischen (-1000) und den Menschen aus Sri Lanka (-650). İSVİÇRE HABERLERİ TÜRKİYE HABERLERİ 9 Ausländische Bevölkerung wächst auf 1,825 Millionen Menschen Die Attraktivität der Schweiz bleibt für Ausländer ungebrochen: Ende des vergangenen Jahres haben 1,825 Millionen Menschen ohne Schweizer Pass dauerhaft in der Schweiz gelebt. Das ist wie schon im Vorjahr ein Anstieg um 3 Prozent gegenüber dem vorhergehenden Jahr. Bevölkerung gemäss Umfrage gegen Lockerung des Bankgeheimnisses Die Mehrheit der Schweizerinnen und Schweizer spricht sich gegen eine Lockerung des Bankgeheimnisses für Schweizer Bankkunden aus. Zu diesem Befund kommt eine Umfrage des Westschweizer Wirtschaftsmagazins Bilan. In der Deutschschweiz ist die Ablehnung stärker ausgeprägt als im französischsprachigen Landesteil. Während sich 48 Prozent der befragten Westschweizer gegen eine Lockerung des Schweizer Bankgeheimnisses für die einheimischen Steuerzahler aussprach, waren es unter den Deutschschweizern 55 Prozent. Die landesweite Ablehnung betrug gemäss eines Vorausberichts, den die Bilan am Dienstag publizierte, 54 Prozent. Das Marktforschungsinstitut Demoscope fragte im Januar über 1000 Personen, ob der Fiskus nicht nur bei Steuerbetrug, sondern auch bei Steuerhinterziehung Zugang zu Bankdaten erhalten soll. Die Steuerhinterziehung, bei welcher der Steuerzahler vergisst, steuerpflichtiges Vermögen oder Einkommen zu deklarieren, gilt in der Schweiz bislang nicht als Straftatbestand. Nach dem Willen des Bundesrats sollen die Kantone in Zukunft aber auch beim Verdacht auf Steuerhinterziehung auf Bankdaten zugreifen können. Mit einer Zustimmungsrate von rund zwei Dritteln sprachen sich die Befragten aber auch klar für ein schärferes Vorgehen gegen Steuerdelikte aus. In der Deutschschweiz fiel die Zustimmung mit 60 Prozent deutlich tiefer aus als in der Romandie, wo sich 75 Prozent der Befragten für eine konsequentere Ahndung von Steuerdelikten aussprachen. Das Bürgerrecht ist die Voraussetzung für die Integration in eine Gesellschaft und nicht umgekehrt! Die SPK-N hat es verpasst, die Schweizer Migrationspolitik auf einen zeitgemässen Kurs zu bringen und die Legitimität der hiesigen Demokratie breiter abzustützen. Stattdessen will sie die äusserst restriktive Einbürgerungspraxis der Schweiz noch verschärfen und somit die Glaubwürdigkeit des demokratischen Systems weiter untergraben. Bern, 21.2.2013, In Ihrer abschliessenden Beratung über die Totalrevision des Bürgerrechtsgesetzes hat die SPK-N heute entschieden, dass in Zukunft ein Einbürgerungsgesuch nur stellen dürfe, wer im Besitz einer Niederlassungsbewilligung ist. Diese Änderung bedeutet eine massive Einschränkung der Einbürgerungspolitik. In der Schweiz leben derzeit rund 1,8 Millionen Personen ohne Schweizer Pass. Rund die Hälfte dieser Personen leben hier bereits seit mehr als 10 Jahren ein Fünftel von Ihnen ist sogar hier geboren. Die hier lebenden Migrantinnen und Migranten tragen einen grossen Teil zum Funktionieren der hiesigen Wirtschaft, den hiesigen Gesundheitseinrichtungen, den hiesigen Schulen kurz zum ökonomischen und gesellschaftlichen Wohlstand der Schweiz bei. Diese Menschen systematisch die politische Partizipation zu verweigern und sie aus wichtigen gesellschaftlichen Teilen des Zusammenlebens auszuschliessen, ist schlicht undemokratisch und birgt auch gewisse Gefahren. War in der Variante des Bundesrates wenigstens noch eine Verkürzung der erforderlichen Aufenthaltsdauer vorgesehen (von 12 auf 8 Jahre), so wurde dieses Vorhaben von der SPK-N gestrichen. MigrantInnen werden zunehmend mit Forderungen konfrontiert, die sie erfüllen sollten, um als erfolgreich integrierte Personen ein Einbürgerungsgesuch stellen zu können. Die in diesem Gesetz aufgestellten Forderungen sind äusserst realitätsfremd und diskriminierend - viele Schweizerinnen und Schweizer würden dieselben Bedingungen niemals erfüllen. Das Schlüsselwort Integration wird so in sein Gegenteil verkehrt: MigrantInnen gelten als Menschen zweiter Klasse und werden aus dem sozialen und politischen Leben ausgegrenzt. Die Schweizer Migrationspolitik sollte sich endlich der Realität stellen: Das Erlangen des Bürgerrechtes kann nicht die Belohnung für eine wie auch immer definierte gelungene Integration sein. Im Gegenteil: Bürgerrechte bilden die Voraussetzung für jede Form der Integration in respektive durch eine Gesellschaft. Wer will, dass sich Einwohnerinnen und Einwohner in und an der jeweiligen Gesellschaft beteiligen, muss sie auch an dieser Gesellschaft teilnehmen lassen. Es bleibt zu hoffen, dass der Nationalrat die Problematik dieser Verschärfungen erkennt, und die Gesetzesvorlage in der Frühjahrssession mit Blick auf eine zeitgemässe und demokratiefreundlichere Migrationspolitik korrigiert. Entegre tavuk tesislerinde çabuk büyüsünler diye ilaç verilen tavuklar kansere yol açıyor. Kuluçka süresi 17 güne inen tavuklar kesilmediklerinde kendiliğinden 45 günde ölüyorlar Dr. Yavuz Dizdar uyardı: Tavuk deyip yediğiniz ete dikkat edin Tekirdağ ın Çorlu ilçesinde, Çorlu Kent Konseyi nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen Marmara Çevre Platformu nun (MARÇEP) 43. toplantısında konuşan İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü nden Dr. Yavuz Dizdar, Beslenme ve Sağlık konulu sunumunda, yoğurt, piliç eti ve sosisin nasıl üretildiği ve bu ürünlerin zararları hakkında bilgiler verdi. Dizdar, Tavuk diye önünüze konulan hayvanın kuluçka süresini kısaltılarak 17 güne indirdiler. Hayvanların bacak yapıları değişti. Bu hayvanlar 45 gün sonra kendiliğinden ölüyor. Yapılan araştırmada doğal ürünle beslenen civcivlerin 45 gün sonra ayakta duramadığı görüldü. Tavuk diye önünüze konulan hayvanın karnından tümörler fışkırıyor. Tavukçular tıptan 50 sene önde gidiyor. Bu endüstrinin görevi size üzerinde et tutturulmuş bir şey vermek. Hayvanın sağlıklı olması umurlarında değil. Bu işin ilginç yanı, bunun onayını da veterinerlerden alıyorlar. dedi. UMURLARINDA DEĞİL Dünyada belli başlı kanserlerde artış gözlendiğini belirten Dizdar, Dünyada bütün ülkelerde kanser artmıyor, bütün kanserler de artmıyor. Belli kanser türleri artıyor, bunu ABD de biliyor. Mevcut olan durumun farkındalar, çok umurlarında olduğunu sanmayın, hiç umurlarında değil. Çünkü paralelinde ilaç endüstrisi büyüyor. Geldiğimiz noktada bir ülkenin gıdasını ne kadar endüstrileştirirseniz, ne kadar markete tıkarsanız, uzun raf ömrü ile ne kadar bozulmaz hale getirirseniz hastalığın da o kadar arttığını görüyorsunuz. ifadelerini kullandı. Dizdar, güvenli olan bakliyat ve hububat yenilmesini tavsiye etti.

10 TÜRKİYE haberleri Binlerce kişi Hrant Dink i andı Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, katledilişinin 6. yılında vurulduğu yerde anıldı. Usta gazeteciyi anmak için toplanan binlerce kişi, Buradayız ahparig diyerek, işlenen cinayeti unutmayacaklarını bir kez daha göstermiş olduar Sişli de Hepimiz Hrant ız, hepimiz Ermeniyiz. Buradayız Ahparig pankartı arkasında binlerce kişi toplandı. En önde Rakel Dink, Delal Dink, Osrof Dink ile Sevag Şahin Balıkçı nın annesi Ani Balıkçı yer aldı. Dink ailesine Cumartesi Anneleri ile BDP Milletvekili ve HDK Yürütme Kurulu Üyesi Sebahat Tuncel, CHP miletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Musa Çam, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, DİSK Genel Başkanı Erol Ekici, ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş, SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan ve ESP yöneticileri eşlik etti. Binlerce kişi, Agos Gazetesi önüne doğru yürüyüşe geçerken, çok sayıda dilde Hepimiz Ermeni yiz, hepimiz Hrant ız, Buradayız Ahparig, Katilleri koruyan cinayete ortaktır, Ji bo hrant ji bo dad e, Geleneği terk et katilleri teslim et yazılı dövizler taşındı. Yürüyüş boyunca Ermenice ezgiler çaldı, binlerce kişi Hepimiz Hrant ız, hepimiz Ermeniyiz, Biz bitti demeden bu dava bitmez, Irkçılığa, katilleri koruyanlara, karanlığın bekçilerine karşı buradayız ahparig, Katilleri koruyan cinayete ortaktır, Katil devlet hesap verecek, Geleneği terk et katilleri teslim et, Biji bıratiye gelan sloganlarını attı. ERMENİCE AĞIT YAKILDI Yürüyüş devam ederken, Dink i sevenler Agos Gazetesi önünde toplanmaya başladı. Agos Gazetesi nin balkonundan Buradayız Ahparig 6. yıl yazılı pankart asıldı. Dink in tam vurulduğu yere karanfiller bırakılırken, Ermenilerin tedirginliğini simgeleyen ve Kavga felaket, barış adalet getirir. Barış güneşe benzer her yeri ve her şeyi anlatır yazan güvercin figürleri bırakıldı. Agos önüne ayrıca Biz bitti demeden bu dava bitmez yazılı pankart asıldı. Buradan da Ermenice ağıtlar yükseldi. Amerikalı dilbilimci ve yazar Naom Chomsky, BDP Milletvekilleri Hasip Kaplan ve Sırrı Sakık ile gözaltında işkenceyle öldürülen Hasan Ocak ın kardeşi Maside Ocak, Agos binasına girerek ailenin acısını paylaştı. Binlerce kişi Agos Gazetesi önüne geldiğinde, Hrant Dink in vurulduğu saatte, Hrant ın sesi eşliğinde saygı duruşu yapıldı. Ardından Hrant ın Arkadaşları adına bu yılki konuşmayı ilahiyatçı yazar Hidayet Şefkatli Tuksal okudu. Tuksal, 6 yıl önce bugün, bu saatlerde Hrant Dink, burada katledildi. Onu katleden karanlığı tanıyor ve ona sıkılan o menfur kurşunların mesajını biliyoruz. Bugün o mesaja karşı hep birlikte buradayız. Bu ülkenin her kesiminden, kendisini Hrant Dink e borçlu hisseden, onun kaybıyla kendisinden bir parça kaybettiğine inanan ve onun için adalet isteyen insanlar olarak buradayız. O hastalıklı ve öldürücü mesajı bir daha hiç kimse almasın diye buradayız. Nefret ve şiddetin bu ülkenin hayrına bir yol olmadığını söylemek için buradayız. Hakikatin ve dostluğun hatırı için buradayız dedi. 6 yıldır adaletin tecelli etmesini beklediklerini belirten Tuksal, ekledi: Ancak katillerin eline silah veren, onları cesaretlendiren, cinayeti örgütleyen, soruşturmayı karartan devlet içindeki yapı yargı önüne çıkarılmadı, verilen sözler tutulmadı. Aksine Hrant Dink i ölüme götüren tüm resmi görevlilerin terfi ettirildiğine dikkat çeken Tuksal, 6 yıldır adalet can çekişiyor dedi. Tuksal, unutmadan, yorulmadan, bıkmadan adalet talep ettiklerini ifade etti. Tuksal, Hrant Dink e de seslendi, Ermeni soykırımını kast ederek, O kanlı kuyunun varlığını senin sayende öğrendik. Öğrendiklerimiz bizi hak ve hakikat karşısında sorumlu kıldı. Biz bugün, Allah ve tarih önünde bu sorumluluğumuzu yerine getirmek için buradayız dedi. MÜCADELE SÜRECEK Dink in iki halkın yaralarını sarmak, iki halk için daha adil ve onurlu bir gelecek sağlamak için hayatını verdiğine işaret eden Tuksal, bu mücadeleyi sürdüreceklerini belirtti. Ardından ABD li muhalif yazar ve dilbilimci Noam Chomsky konuştu. Agos un balkonundan seslenen Chomsky, Bu çok etkileyici ve ilham verici kalabalığı görmek çok sevindirci. Düştüğü yere gelen bu kadar insan, onun izinden gitmeye söz verdiğinde ancak başarabiliriz. Onu ancak böyle en iyi şekilde anarız dedi. Ardından Rakel Dink, binlerce kişiye seslendi. Rakel Dink, şöyle konuştu: Sevgili dostlar bugün altıncı yıl oldu. 6. özlem dolu ama kararlılıkla onun vurulduğu yerde, burada bulunuyoruz, buradayız. Sizinle biraz dertleşeceğim. İyilik eden yok, bir kişi bile yok. Herkes suç işliyor. Herkes, her devlet işlemeye devam ediyor. Suç ve günah altın olsa kimse takmaz. Fakat suçu işlerken maalesef düşünce de, akıl da, körleşmiş ve kapalıdır. Kazanç, üstünlük derken kimleri yok ediyorlar, nelerden mahrum kalıyorlar. Farkında olmadan veya farkında olarak yok etmek... Yok etmek var olmaksa, var olman benim, bizim yok olmamızın üzerindense bu senin büyüklüğünün ve üstünlüğünün ispatı değil, hiçliğinin ispatıdır. Ey, Tanrı benzerliğinde yaratılmış insanoğlu; güç ve yetki sahibi olacağım derken insanlığından da olma! Çalmaya, gasp etmeye ve öldürmeye gelenle hiçbir ortak paydamız, paydaşlığımız olmasın, sevgili kardeşler. UMUTLA BURADAYIZ Canımıniçini, sevgilimi, çutagımı (keman) öldürtmek, düşünme ve algı yoksunluğunun ispatı değil mi? Ounsursuzluk, mahcubiyet ve utanç değil mi? Tahammülsüzlüğün ispatı değil mi? Yoksa hala Bunlar da ne demek mi diyorlar? Evet, öyle diyorlar diye düşünüp ümitsizliğe düştüğüm zaman, Hisus (Mesih İsa) kulağıma fısıldar: Ben kabirde kalsaydım, haklı olurdun meyus durmaya. Fakat kabirde kalmadım; kalmadığım gibi, bütün gerçekler de gün gibi, güneş gibi ortaya çıkacak. Kalk, meyus olma! Evet, meyus olmayacağız. Umutla, imanla, şevkle buradayız, birlikteyiz. Ey Türkiye nin güzel insanları, sevgili gençler, anneler, babalar, kardeşler! Sağdakine de, soldakine de zarar vermeden, ötekileştirmeden, ayrımcılık ırkçılık etmeden buradayız. Adalet borcumuzu hatırlayarak buradayız. Sevgimizi hatırlayarak, umudumuzu hatırlayarak buradayız. Yataklarında sevdiklerinin elini tutarak ölme fırsatı ellerinden alınanların anısına buradayız. Acımızla onurumuzla buradayız. Doğruluk ve adalet için buradayız. Bir birimize hikayelerimizi anlatmak, anlamak içih buradayız. Hoşgeldiniz, hepiniz hoşgeldiniz. Buradaya olmaya devam edeceğiz. Teşekkür ederim. Rakel Dink in konuşmasının ardından ellerindeki karanfilleri Dink in vurulduğu yere bırakanlar, Agos önünden ayrıldı. 1.390.- 590.-