GAZİ ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DERGİSİ



Benzer belgeler
SINIF II AKTİVATÖR UYGULAMASININ ORTA KRANİYAL FOSSA-ÜST ÇENE-ALT ÇENE GELİŞİM ZİNCİRİNE ETKİSİ

A R A Ş T I R M A L A R

GAZİ ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DERGİSİ. The Journal of Gazi University Faculty of Dentistry

Orta Kraniyal Kaide ile Malokluzyon Arasındaki İlişkinin İncelenmesi

D İ Z İ N [TK-EN] Turkiye Klinikleri J Int Med Sci 2008, 4 203

GAZİ ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DERGİSİ. The Journal of Gazi University Faculty of Dentistry

GAZI ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DERGİSİ. The Journal of Gazi University Faculty of Dentistry

FARKLI TOPLUMLARDA YAPILAN SEALANT UYGULAMA SONUÇLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

AYNI YÖREDE BULUNAN 242 BİREYİN PROTETİK MUAYENE BULGULARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

MAKSİLLER ANTERİOR SEGMENTAL OSTEOTOMİ İLE KLAS II ANTERİOR OPEN-BİTE TEDAVİSİ. Orhan GÜVEN*, Ahmet KESKİN**, Adnan ÖZTÜRK*** ÖZET

GAZİ ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DERGİSİ

Malatya İlindeki 7-14 Yaş Arası Çocukların Ağız-Diş Sağlığının Değerlendirilmesi

YÜZÜN DİK YÖN SINIFLAMASINDA KULLANILAN SEFALOMETRİK AÇILARIN İNCELENMESİ

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

Sınıf II Div 1 Anomaliler ve Tedavi Prensipleri

Oral health survey of children referring to Faculty of Dentistry in Gaziantep

GAZİ ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DERGİSİ

GAZI ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DERGİSİ. The Journal of Gazi University Faculty of Dentistry

BİR GRUP TÜRK HAVA KUVVETLERİ PİLOTLARININ PERİODONTAL SAĞLIĞI. Utku ONAN** İ. Levent TANER*** Abdülkadir BAYHAN**** ÖZET

GAZİ ÜNİVERSİTESİ DİŞHEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DERGİSİ. The Journal of Gazi University Faculty of Dentistry

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

Doç. Dr. ŞÜKRÜ ENHOŞ

DEĞİŞİK BRANŞLARDA EĞİTİM GÖREN ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN PERİODONTAL DURUMLARININ CPITN'E GÖRE KARŞILAŞTIRILMASI* ÖZET

18 Yaş ve Üzeri Bireylerin DMF-T İndeksi ve Protetik Tedavi Açısından Değerlendirilmesi

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

ATAMIZI ÖZLEM VE SAYGIYLA ANDIK

İstanbul'da bulunan Zihinsel Engelliler Eğitim Uygulama Okullarındaki öğrencilerde diş ve dişeti sağlığı durumunun saptanması ve iyileştirilmesi

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

(2 olgu nedeniyle) Prof. Dr. Oktay ÜNER*, Doç. Dr. Sema YÜKSEL** Dt. Orhan MERAL***

ORTODONTİ. Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K DOR 603 Ortodontik tanı yöntemleri, Fonksiyonel analiz,

NORMAL OKLÜZYONLU ERKEKLERDE BÜYÜME VE GELİŞİMİN ÖN KAFA TABANI UZUNLUĞUNA ETKİSİ * GİRİŞ

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

14-17 YAŞ GRUBU GÜREŞ VE BOKS SPORCULARININ ÇÜRÜK PREVALANSI YÖNÜNDEN AĞIZ-DİŞ SAĞLIĞI DEĞERLENDİRMESİ

FORAMEN APİKALE'NİN DİŞ KÖKLERİNİN ANATOMİK APEKSLERİYLE İLİŞKİSİ. Tayfun ALAÇAM*

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Pedodonti Anabilim Dalı

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: HATİCE KÜBRA OLKUN. İletişim Bilgileri: Adres: Okan Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Akfırat-Tuzla / İSTANBUL

DEĞĐŞĐK DĐK YÖN YÜZ BÜYÜME PATERNĐNE SAHĐP ĐSKELETSEL SINIF 2 VAKALARIN ĐNCELENMESĐ

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

ÖRNEK BULGULAR. Tablo 1: Tanımlayıcı özelliklerin dağılımı

Tez adı: Babalar... Tez Danışmanı:(HACER NERMİN ÇELEN)

ANGLE KL.II, 1 ANOMALİLERİN COBEN SEFALOMETRİK ANALİZİ İLE İNCELENMESİ

DERİN KAPANIŞ VAKALARINDA ORTODONTİK VE ORTOPEDİK TEDAVİ. Derin Örtülü Kapanışın Tanımı ve Etyolojisi

12-13 YAŞ GRUBU ÇOCUKLARDA ORAL HİJYEN EĞİTİMİNİN ETKİNLİĞİ

D İ Z İ N. Yücel Yılmaz, İlknur Tosun. Acta Odontol Turc 2013;30(3):123-7 (32 ref) TK

The Study of Relationship Between the Variables Influencing The Success of the Students of Music Educational Department

Anahtar sözcükler: Sınıf TL. bölüm 1 ortodontik düzensizlik, Frankel'in fonksiyon düzenleyicisi, Baiters Bionator'u, Holdaway analizi.

KAMU PERSONELÝ SEÇME SINAVI PUANLARI ÝLE LÝSANS DÝPLOMA NOTU ARASINDAKÝ ÝLÝÞKÝLERÝN ÇEÞÝTLÝ DEÐÝÞKENLERE GÖRE ÝNCELENMESÝ *

Ortopedik yüz maskesi tedavi etkilerinin. counterpart analizi ile incelenmesi. Acta Odontol Turc. Özgün araştırma makalesi GİRİŞ ÖZET

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

ERZURUM İLİNDE 4-6 YAŞ GRUBU ÇOCUKLARDA ORAL SAĞLIK DURUMUNUN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ EARLY CHILDHOOD CARIES OF 4-6 YEARS OLD CHILDREN IN ERZURUM

Yrd. Doc. Dr. Ahmet Arif ÇELEBİ

Orthodontics. Personal Information

GAZİ ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DERGİSİ

GENÇ BADMiNTON OYUNCULARıNIN MÜSABAKA ORTAMINDA GÖZLENEN LAKTATVE KALP ATIM HIZI DEGERLERi

ÖNLEYİCİ ORTODONTİK TEDAVİ. Prof. Dr. Hatice Gökalp

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: IŞIL DOĞRUER. İletişim Bilgileri: Adres: İstanbul Okan Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Akfırat-Tuzla / İSTANBUL

GAZİ ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DERGİSİ

Prof. Dr. Hatice GÖKALP Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı

PALATİNAL KÖKÜNDE DİŞETİ ÇEKİLMESİ BULUNAN ÜST BİRİNCİ BÜYÜK AZI DİŞLERİNİN OKLUZAL TEMASLARININ İNCELENMESİ

ÇEŞİTLİ YAŞ GRUPLARINDA YAPILAN ENDODONTİK TEDAVİLERİN DİŞLERE GÖRE DAĞILIMI

Cilt:7 Sayı: 1 Volume:7 Issue:1 ISSN: ISPARTA

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: HATİCE KÜBRA OLKUN. İletişim Bilgileri: Adres: Okan Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Akfırat-Tuzla / İSTANBUL

ALT ÇENE KAYNAKLı ıskeletsel SıNıF ıı OLGULARDA YÜZ DERINLIĞININ SEFALOMETRİK OLARAK DEĞERLENDIRILMESI

KRAN AL KA DE AÇISI. Cranial Base Angle

Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerinde ağız-diş sağlığının değerlendirilmesi

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: BELDE ARSAN. İletişim Bilgileri: Adres: Okan Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Akfırat-Tuzla / İSTANBUL

14-17 Yaş Grubu Güreş ve Boks Branş Sporcularının Çürük Prevalansı

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

T.M.E. FONKSİYON BOZUKLUĞU AĞRI SENDROMUNA DİŞHEK. FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİ ARASINDA RASTLANMA SIKLIĞI* Cihan AKÇABOY** Sevda SUCA** Nezihi BAYIK***

İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi

Labial ve Lingual Ortodontik Tedavinin Periodontal Parametrelere Etkisinin Karşılaştırılması

HALİL İ. TAŞER DOÇ. DR.

KARŞILAŞTIRMA İSTATİSTİĞİ, ANALİTİK YÖNTEMLERİN KARŞILAŞTIRILMASI, BİYOLOJİK DEĞİŞKENLİK. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2005

Sayı - Issue - 8, 2015/1

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 2. SINIF RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ TEORİK DERS PROGRAMI

Araştırma EÜ Dişhek Fak Derg 2014; 35_2: 26-31

Bir Sağlık Yüksekokulunda Öğrencilerin Eleştirel Düşünme Ve Problem Çözme Becerilerinin İncelenmesi

Orta Anadolu da Son Yıllarda Yaşamış İnsan Femurlarının Antropometrik Analizi ve Kalkolitik Çağda Yaşayanların Femurları İle Karşılaştırılması

FARKLI KONUMDA ELDE EDİLMİŞ PROFİL UZAK RÖNTGEN FİLMLERİNDE MANDİBULAR DÜZLEM EĞİMİ* GİRİŞ

TARİHÇE BÖLÜMLER. Fakültemiz Klinik Bilimler Bölümü altında hizmet veren sekiz Anabilim Dalı bulunmaktadır.

BİRİNCİ BASAMAKTA DİYABETİK AYAK İNFEKSİYONLARI EPİDEMİYOLOJİSİ VE ÖNEMİ. Doç. Dr. Serap Çifçili Marmara Üniversitesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı

I N D E X. vii. Yücel Yılmaz, İlknur Tosun. Acta Odontol Turc 2013;30(3):123-7 (32 ref) TK

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: BELDE ARSAN. İletişim Bilgileri: Adres: Okan Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Akfırat-Tuzla / İSTANBUL

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Diş Hekimliği. Ortodonti Anabilim Dalı

MANDİBULA HAREKETLERİNİN OKLÜZAL MORFOLOJİYE ETKİLERİ

BİR PSEUDOPROGNATİ VAKASININ PROTETİK YOLLA TEDAVİSİ

Süleyman Demirel Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Pedodonti. Hacettepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Pedodonti

BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

TÜRKİYE DEKİ ÜÇ TIP FAKÜLTESİNİN SON ÜÇ YILDAKİ YAYIN ORANLARI THE THREE-YEAR PUBLICATION RATIO OF THREE MEDICAL FACULTIES IN TURKEY

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: Hakan Yılmaz. İletişim Bilgileri: Adres: İstanbul Okan Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Akfırat- Tuzla / İSTANBUL

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Y. Lisans DİŞHEKİMLİĞİ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ 2002

ERİŞKİN PERİODONTİTİSLİ BİR OLGUDA ORTODONTİK TEDAVİ

«ORTODONTİK DÜZENSİZLİKLERİN CEP DERİNLİĞİNE ETKİSİ»

FARKLI KONUMDA ELDE EDİLMİŞ PROFİL UZAK RÖNTGEN FİLMLERİNDE MANDİBULANIN KONUMU* GÎRİŞ

Okul Öncesi (5-6 Yaş) Cimnastik Çalışmasının Esneklik, Denge Ve Koordinasyon Üzerine Etkisi

ANKARA ili YAŞ GRUBU

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ BEDEN EĞİTİMİ ve SPOR BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ÖSS ve ÖZEL YETENEK SINAVI PUANLARINA GÖRE GENEL AKADEMİK BAŞARILARI

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

BİLİMSEL ARAŞTIRMA KULÜBÜMÜZÜN SUNUMU

Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K DPE 603 Fiziksel, psikolojik, sosyal gelişim ve davranış

Transkript:

MULTIPL MYELOM TANISI VE TEDAVİYE YANIT KRİTERLERİ Ali Zahit BOLAMAN GAZİ ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DERGİSİ The Journal of Gazi University Faculty of Dentistry Cilt/Volume : 26 Sayı/Number : 3 2009 Turkiye Klinikleri J Int Med Sci 2008, 4 1

Yayın İdare Adresi Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi Yayın Kurulu Başkanlığı 06510 Emek/Ankara/Türkiye Tel: +90 312 203 40 00 / 4025 Faks:+90 312 223 92 26 e-posta: gudisdergi@gazi.edu.tr web: www.gudisdergi.gazi.edu.tr Türkiye Klinikleri Basıldığı Yer-Basımcı Ortadoğu Reklam Tanıtım Yayıncılık Turizm Eğitim İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. Türkocağı Cad. No:30 06520 Balgat/Ankara/Türkiye Tel : +90 312 286 56 56 Faks : +90 312 220 04 70 e-posta : info@turkiyeklinikleri.com web : www.turkiyeklinikleri.com Basıma veriliş tarihi: 04.12.2009 2 Turkiye Klinikleri J Int Med Sci 2008, 4

GAZİ ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DERGİSİ The Journal of Gazi University Faculty of Dentistry ISSN 1300-3100 Cilt: 26 Sayı: 3 Yıl: 2009 Volume: 26 Number: 3 Year: 2009 Gazi Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi'nin yayın organıdır The official organ of Gazi University Faculty of Dentistry Yılda üç kez yayınlanır / Published three times a year Yayın dili Türkçedir / Official language is Turkish Yaygın süreli yayın / Widespread periodical publication GAZİ ÜNİVERSİTESİ DİŞHEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ ADINA SAHİBİ / Owner Rektör Prof. Dr. Rıza AYHAN SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ / Managing Clerical Director Dekan Prof. Dr. Derviş YILMAZ YAYIN KURULU BAŞKANI / Editorial Chief Prof. Dr. Neşe AKAL YAYIN EDİTÖRÜ / Publication Editor Prof. Dr. Oya BALA YAYIN SEKRETERİ / Editorial Secretary Prof. Dr. Nilüfer DARENDELİLER YAYIN KURULU / Editorial Board Prof. Dr. Engin KOCABALKAN - Prof. Dr. Nur MOLLAOĞLU - Doç. Dr. Ayşen BODUR DİŞ HASTALIKLARI VE TEDAVİSİ Prof. Dr. Meserret Başeren Hacettepe Ü Doç. Dr. Engin Ersöz Ankara Ü Prof. Dr. Jale Görücü Hacettepe Ü Prof. Dr. Hüma Ömürlü Gazi Ü Prof. Dr. Banu Önal Ege Ü Doç. Dr. Perihan Özyurt Ankara Ü Prof. Dr. Emin Türköz Gazi Ü Doç. Dr. Murat Türkün Ege Ü Prof. Dr. Nuran Ulusoy Ankara Ü ENDODONTİ Prof. Dr. Tayfun Alaçam Gazi Ü Prof. Dr. Güliz Görgül Gazi Ü Prof. Dr. Ömer Görduysuz Hacettepe Ü Prof. Dr. Beyser Pişkin Ege Ü Prof. Dr. Ahmet Serper Hacettepe Ü Prof. Dr. Bade Sonat Ankara Ü Prof. Dr. Bilge Hakan Şen Ege Ü Prof. Dr. Mete Üngör Başkent Ü AĞIZ DİŞ ÇENE HASTALIKLARI VE CERRAHİSİ Prof. Dr. Cansu Alpaslan Gazi Ü Prof. Dr. Gökhan Alpaslan Gazi Ü Prof. Dr. Mine Canbazoğlu Ankara Ü Prof. Dr. Dilek Çankal Gazi Ü Prof. Dr. Sevtap Günbay Ege Ü Prof. Dr. Ayfer Kaynar İstanbul Ü Prof. Dr. Osman Köseoğlu Hacettepe Ü BİLİMSEL DANIŞMA KURULU / Editorial Advisory Board (soyadı alfabetik sırası ile / in surname alphabetical order) Prof. Dr. Muzaffer Tuncer Prof. Dr. Sina Uçkan Prof. Dr. Şule Yücetaş PERİODONTOLOJİ Prof. Dr. Yaşar Aykaç Prof. Dr. Belgin Bal Prof. Dr. Haluk Baylas Prof. Dr. Nurgün Bıçakçı Doç. Dr. Şule Bulut Doç. Dr. Bülent Kurtiş Prof. Dr. Bahar Kuru Prof. Dr. Emel Ökte Prof. Dr. Işıl Saygın Prof. Dr. Nermin Yamalık ORTODONTİ Prof. Dr. Ali S. Gültan Prof. Dr. Haluk İşeri Prof. Dr. Ali İhya Karaman Prof. Dr. İlken Kocadereli Prof. Dr. Münire Ece Sabah Prof. Dr. Neslihan Üçüncü Doç. Dr. Serdar Üşümez PEDODONTİ Prof. Dr. Alev Alaçam Prof. Dr. Nil Altay Prof. Dr. Şaziye Aras Hacettepe Ü Başkent Ü Gazi Ü Ankara Ü Gazi Ü Ege Ü Ege Ü Başkent Ü Gazi Ü Marmara Ü Gazi Ü GATA Hacettepe Ü Gazi Ü Ankara Ü Selçuk Ü Hacettepe Ü Ege Ü Gazi Ü Marmara Ü Gazi Ü Hacettepe Ü Ankara Ü Prof. Dr. Leyla Durutürk Prof. Dr. Cemal Eronat Prof. Dr. Zuhal Kırzıoğlu Prof. Dr. Ali Menteş Prof. Dr. Seval Ölmez Prof. Dr. Hayriye Sönmez Prof. Dr. Tezer Ulusu Ankara Ü Ege Ü Süleyman Demirel Ü Marmara Ü Hacettepe Ü Ankara Ü Gazi Ü PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ Prof.Dr. Cihan Akçaboy Gazi Ü Prof. Dr. Hasan Alkumru Marmara Ü Prof. Dr. Nesrin Anıl Hacettepe Ü Prof. Dr. M. Üstün Güldağ Süleyman Demirel Ü Prof. Dr. Ufuk Hasanreisoğlu Ankara Ü Prof. Dr. Yasemin Kulak Marmara Ü Prof. Dr. Levent Nalbant Gazi Ü Prof. Dr. Mutahhar Ulusoy Ankara Ü Prof. Dr. Sadullah Üçtaşlı Ankara Ü Prof. Dr. Suat Yaluğ Gazi Ü ORAL DİAGNOZ Prof. Dr. Hülya ERten Can Gazi Ü Prof. Dr. Candan Paksoy Ankara Ü Prof. Dr. Murat Özbek Hacettepe Ü Prof. Dr. İlknur Duman Özcan İstanbul Ü Prof. Dr. Zuhal Tuğsel Ege Ü ORAL PATOLOJİ Prof. Dr. Ömer Gülhan GATA Yrd. Doç. Dr. Benay Tokman Gazi Ü Gazi Üniversitesi Senatosunun 01.05.1998 tarih ve 4 sayılı toplantısında alınan 98/40 sayılı kararı uyarınca fakültemiz dergisinin, hakemli dergi olarak sayılması ve fakülte imkanları ile bastırılması kabul edilmiştir. Derginin web sayfası 2004 yılından itibaren açılmıştır. Web adresi: www.gudisdergi.gazi.edu.tr Bu dergi TDB Sürekli Diş Hekimliği Eğitimi Yüksek Kurulu tarafından kredilendirilmiştir. This Journal is Credited TDB Continual Dental Medicine Education High Commission.

İÇİNDEKİLER / Contents Sayfa / Page ARAŞTIRMALAR / Researches Eğitim düzeyinin genç erişkin erkeklerde ağız sağlığına etkisinin değerlendirilmesi The evaluation of the effect of educational status on oral health in young adult males Sermet Şahin, Işıl Saygun, Şükrü Enhoş, Mesut Akyol, Ayberk Altuğ, Ömer Faruk Tekbaş...133 Sınıf II aktivatör uygulamasının orta kraniyal fossa-üst çene-alt çene gelişim zincirine etkisi The effects of class II activator treatment on middle cranial fossa-maxilla-mandible developmental sequence İdil Bavbek Karakaya, Çağrı Ulusoy, Nilüfer Darendeliler...141 Alendronatın diş çekimi sonrası ratlarda plazma biyokimyasal parametrelerine ve oksidatif strese etkisi The effect of alendronate on plasma biochemical parameters and oxidative stress following tooth extraction in rats Azize Şener, Hatice Altundal, Bahar Göker, Ertuğrul Yurtsever...147 Türkiye deki diş hekimlerinin infeksiyon kontrolü uygulamaları: iki yıllık süredeki gelişim Compliance with recommended infection control procedures among Turkish dentists: changes over a two- year period Nursen Topcuoğlu, Güven Külekçi...155 Ağız içi çift plak- yüz maskesi kombinasyonunun dentofasiyal yapılara etkisi Effects of double plate - face mask appliance on dentofacial structures Deniz Gencer, Nazlı Hasanoğlu Nalcı, Sema Yüksel, Tuba Tortop...163 OLGU BİLDİRİMİ / Report Ön dişlerinde mine defektleri bulunan üç hastanın kompozit ve porselen laminate veneerler kullanılarak estetik rehabilitasyonu (olgu raporu) The esthetic rehabilitation of three patients with enamel defect on anterior teeth by using laminate composite and porcelain veneer (case reports) Eylem Özdemir, Süleyman Agüloğlu, Yalçın Değer...171 Lamellar ichthyosis: iki olgu sunumu Lamellar ichthyosis: two case reports Mert Kafkas Şahin, Neşe Akal, Fatih Öznurhan...177 DERLEMELER / Review Articles Dijital ortodontik modeller Digital orthodontic models Çağrı Türköz...181 Mine pürüzlendirme yöntemleri Enamel etching techniques Elif Sungurtekin, Mehmet Bani, Nurhan Öztaş...189 Periodontitis; kardiyovasküler hastalıklar için bir risk faktörü müdür? Periodontitis; is it a risk factor for cardiovascular diseases? Ayşen Bodur, Zeynep Turgut...195 YAYIN KURALLARI...201 DİZİN...203

A R A Ş T I R M A L A R EĞİTİM DÜZEYİNİN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERDE AĞIZ SAĞLIĞINA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ THE EVALUATION OF THE EFFECT OF EDUCATIONAL STATUS ON ORAL HEALTH IN YOUNG ADULT MALES Sermet ŞAHİN 1 Işıl SAYGUN 2 Şükrü ENHOŞ 3 Mesut AKYOL 4 Ayberk ALTUĞ 5 Ömer Faruk TEKBAŞ 6 ÖZET Amaç: Bu çalışmada; genç erişkin erkeklerde, deneğin ve ebeveynlerinin eğitim düzeylerinin ağız sağlığına etkisinin değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma askerlik görevini yapmakta olan 109 deneğin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya katılan bireylerin periodontal durumunun ve dişlerin değerlendirilmesi için sırasıyla CPITN (Community Periodontal Index of Treatment Needs) ve DMFT (Decayed-Missing-Filled Teeth) indeksleri kullanılmıştır. Deneklerin oral hijyen alışkanlıklarını, sosyo-ekonomik durumları ve eğitim seviyelerini belirlemek için anket uygulaması yapılmıştır. Bulgular: Deneklerin CPITN değerlerine göre % 4.6 sında sağlıklı periodontal durum, % 37.6 sında sondalamada kanama, % 40.4 ünde diş taşı, % 15.6 sında 4-5mm periodontal cep ve % 1,8 inde 6mm ve üzeri cep saptandı. Deneklerin % 56 sında oral hijyen eğitimi ve diş taşı temizliği yeterli iken sadece % 1.8 i kompleks tedaviye ihtiyaç duymaktaydı. Çürük prevalansı için DMFT indeksi değeri 4,33 bulundu. CPITN değerleri ile baba eğitim seviyesi arasında (r=0,070, p=0.236) ilişki bulunmazken, deneklerin eğitim seviyesi (r=0,259, p=0.003) ve anne eğitim seviyesiyle CPITN değerleri arasında negatif yönde istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulundu (r= 0,177, p= 0.033). Diş hekimine gitme ile DMF toplam skoru arasında pozitif (r= 0.267; p= 0.005), diş ipi kullanımı ile DMF toplam arasında da negatif korelasyon olduğu izlendi (r=-0.209; p=0.029). Sonuç: Çalışmaya katılan genç erişkin erkeklerin ve annelerinin eğitim düzeyinin ağız sağlığına etkisi olduğu bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Çürük, periodontal sağlık, DMFT, CPITN SUMMARY Objective: The aim of the study was to evaluate the effect of person s and parents educational status on oral health in young adult males. Material and Method: For periodontal and dental examination CPITN (Community Periodontal Index of Treatment Needs) and DMFT (Decayed-Missing-Filled Teeth) indices were used respectively. This study was carried out on 109 recruits who were under obligatory military service. A questionnaire was used to asses oral hygiene habits, the socioeconomic and educational status of the subjects. Results: According to CPITN indices 4.6 % of subjects were with healthy periodontium, 37.6 % of with bleeding on probing, 40.4 % of with calculus, 15.6 % of with 4-5 mm periodontal pocket and 1.8 % of with 6mm and over periodontal pocket. While scaling and planning was sufficient in 56 % of subjects, 1.8% of them needed complex treatment. The DMFT score for decay prevalence was 4.33. There was a correlation among CPITN scores and subjects (r= 0.259, p=0.003) and mothers educational status (r= 0.177, p=0.033) but not with fathers educational status (r= 0.070, p=0.236). A positive correlation was seen between dental visits and DMFT scores (r=0.267; p=0.005). A negative correlation was seen between using dental floss and DMFT scores (r= 0.209; p=0.029). Conclusion: Subjects and mothers educational status has a positive effect on oral health in young adult males. Key Words: Decay, periodontal health, DMFT, CPITN Makale Gönderiliş Tarihi : 02.03.2009 Yayına Kabul Tarihi : 29.03.2009 1 GATA Diş Hekimliği Bilimleri Merkezi, Periodontoloji Anabilim Dalı, Yrd. Doç. Dr., 2 GATA Diş Hekimliği Bilimleri Merkezi, Periodontoloji Anabilim Dalı, Doç.Dr., 3 GATA Diş Hekimliği Bilimleri Merkezi, Periodontoloji Anabilim Dalı, Dr.Dt., 4 GATA Biyoistatistik Bilim Dalı, Uzm., 5 Kara Hap Okulu, Diş Servisi, Dr.Dt., 6 GATA Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Doç.Dr., 26(3): 133-139, 2009 133

Ali Şahin Zahit S, BOLAMAN Saygun I, Enhoş Ş, Akyol M, Altuğ A, Tekbaş ÖF MULTIPL MYELOM TANISI VE TEDAVİYE YANIT KRİTERLERİ GİRİŞ Periodontal hastalıklar ve diş çürükleri günümüzde dünyanın birçok ülkesinde başta gelen halk sağlığı problemlerindendir 32. Kardiyovasküler hastalıklar, diyabet ve düşük doğum ağırlığı gibi birçok sağlık problemleriyle beraber görülebilen bu hastalıklar diş kayıplarının öncelikli nedenlerinden biridir 16. Periodontal hastalık, periodonsiyumdaki yapıları etkileyerek, klinik ataşman kayıpları, dişeti çekilmeleri, mobilite ve kök çürükleri gibi kümülatif etkiler göstermektedir 17. Mikrobiyal dental plak, periodontal hastalığın ve diş çürüklerinin etiyolojisinde primer faktör olarak kabul edilmekle birlikte, bu konu ile ilgili yapılan epidemiyolojik çalışmalarda; bireylerin alışkanlıkları, sistemik hastalıkları, sosyo-ekonomik ve demografik durumlarına göre de ağız sağlık seviyelerinin değişebildiği sonucuna varılmıştır 13,18,28. Toplum periodontal tedavi ihtiyaç indeksi (CPITN); gingival ve periodontal hastalık taraması için 1978 yılında geliştirilmiş, zamandan tasarruf sağlayan basit bir yöntem olarak epidemiyolojik çalışmalarda çok sık kullanılmaktadır 1,11,18,26,29. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) diş çürük prevalansının değerlendirilmesinde çürük (D), kayıp (M) ve dolgulu (F) diş sayısı (DMFT) veya yüzey sayısı (DMFs) bilgilerinin kullanılmasını önermektedir 1. DMFT veya DMFs indeksleri aracılığıyla çürük prevalansının sayısal ortalama değerleri elde edilebilmektedir. Gelişmiş ülkelerde diş hekimliği hizmetlerinin yaygınlaştırılması, sosyoekonomik düzeyin artışı, ve kişisel hijyen uygulama bilincinin artışı ile son yıllarda çocuklarda çürük prevalansı hızla azalmaya başlamıştır 20. Ancak gelişmekte olan ülkelerde, ağız ve diş sağlığı problemleri, ciddi ekonomik ve sosyal sorunlar oluşturmaya devam etmektedir 14. Bu nedenle, diş hekimliğinde, ağız ve diş sağlığı bozulmadan, koruyucu önlemler alınarak ve tedavi hizmetlerinin, dişleri ağızda tutmaya yönelik olarak yapılması görüşü önem kazanmıştır. Çocuklarda, oral hijyen uygulamaların kalıcılığı erken çocukluk döneminde sağlanmaktadır. Çocuklar bu dönemde, ailesinin, öğretmenlerinin ya da hekimlerin söz ve davranışlarından etkilenmekte, onları taklit etmeye başlamaktadır 6,27. Önceki çalışmalarda annelerin, genç erişkinlerin ağız sağlığı ile ilişkili davranışlarında model olarak etkili olduğu gösterilmiştir 6,30. Bu bilgiler ışığında çalışmamızın amacı kişi ve ebeveyn eğitim düzeyinin genç erişkin erkeklerde ağız sağlığına etkisini incelemektir. GEREÇ VE YÖNTEM Bu çalışma, askerlik görevini yapmakta olan 109 denek üzerinde, Haziran 2007 yılında gerçekleştirilmiştir. Deneklerin sosyo-ekonomik durumlarını ve oral hijyen alışkanlıklarını belirlemek için anket uygulanmıştır. DMFT ve CPITN değerlendirmeleri, WHO kriterlerine göre, aynı diş hekimi tarafından yapılmıştır. 20 yaş dişleri çalışma dışı tutulmuştur. Periodontal sondalama derinliği WHO periodontal sondu ile, her dişin 6 yüzeyinden (mezio-bukkal, bukkal, disto-bukkal, disto-lingual, lingual ve meziobukkal) ölçülmüştür. Her bir sekstantdaki (17-14, 13-23, 24-27, 37-34, 33-43 ve 44-47 nolu dişler arası) en yüksek diş skoru o sekstant için, en yüksek sekstant skoru da hastanın CPITN skoru olarak kaydedilmiştir. Periodontal durum CPITN skorlarına göre şu şekilde tanımlanmıştır: 0: Sağlıklı; 1: Sondalamayla kanama; 2: Supra veya subgingival diştaşı/taşkın restorasyon kenarları; 3: Cep derinliği 4-5 mm; 4: Cep derinliği 6 mm 16. Denekler CPITN skorları ile bağlantılı tedavi gereksinimleri (TN) kaydedildi (Tablo I). Buna göre; TN 0: Tedavi ihtiyacı yok (Kod 0); TN I: Oral hijyen uygulaması (Kod 1), CPITN 1+2+3+4; TN II: TN I+ scaling (Kod 2+3), CPITN 2+3+4; TN III: TN I+TN II+ kompleks tedavi (Kod 4), CPITN 4, olarak değerlendirilmiştir. İstatistiksel Analizler: Araştırma kapsamındaki tüm deneklerden sayımla belirlenen değişkenler için sayı ve yüzde, ölçümle belirlenen değişkenler için ise ortalama±standart sapma olarak tanımlayıcılar elde edildi. İkili karşılaştırmalarda (ör: eğitim düzeyine göre DMF gibi) Mann-Whitney U testi kullanıldı. Kategorik değişkenler arasındaki ilişkiyi 134 26(3): 133-139, 2009

MULTIPL MYELOM TANISI VE TEDAVİYE YANIT KRİTERLERİ incelemek üzere Pearson Ki-kare testi uygulandı. Değişkenler arasındaki korelasyonları incelemek üzere Spearman sıra korelasyon katsayısına bakıldı. İstatistiksel analizler için MS-Excel ve SPSS for Windows Ver.15.0 (SPSS Inc., Chicago, IL, USA) programları kullanıldı. Tüm karşılaştırmalarda p 0.05 düzeyi anlamlı farklılığın göstergesi olarak kabul edildi. BULGULAR Bu çalışma yaş ortalaması 22.12 ± 2.17 (20-27 yaş) olan erkekler üzerinde yürütüldü. Deneklerin % 2.8 i herhangi bir okul eğitimi almamışken ilkokul mezunu olanlar % 24.8, ortaokul ve lise mezunları % 43.1 iken, yüksek okul mezunu deneklerin oranı % Eğitim Düzeyinin Ali Ağız Zahit Sağlığına BOLAMAN Etkileri 29.4 olarak belirlendi. Diğer tanımlayıcı bulgular Tablo II de verilmiştir. Tüm deneklerin 5 i (% 4.6) CPITN skorlarına göre periodontal olarak sağlıklı (skor 0) şeklinde nitelendirilebilirken, 41 inde (% 37.6) sondlamada kanama (skor 1), 44 ünde (% 40.4) diş taşı (skor 2), 17 (% 15.6) denekte 4-5 mm periodontal cep (skor 3) ve sadece 2 (% 1.8) denekte 6 mm ve üzeri cep (skor 4) gözlenmiştir (Tablo III). Deneklerin CPITN skorlarından TN kodları oluşturuldu. Buna göre tüm deneklerin % 4.6 sı periodontal tedaviye ihtiyaç duymazken (TN 0), % 56.0 ı ise başlangıç periodontal tedaviye ihtiyaç duymaktaydı (TN II+III) (Tablo III). 26(3): 133-139, 2009 135

Ali Şahin Zahit S, BOLAMAN Saygun I, Enhoş Ş, Akyol M, Altuğ A, Tekbaş ÖF MULTIPL MYELOM TANISI VE TEDAVİYE YANIT KRİTERLERİ Eğitim seviyesine göre CPITN ile ilişkiyi belirlemek için denekler eğitimsiz + temel eğitim ile lise ve sonrası olarak ikiye ayrıldı. CPITN ile baba eğitim seviyesinin (r= -,070, p=0.236) ilişkisi bulunmazken, deneklerin eğitim seviyesi (r= -,259, p=0.003) ve anne eğitim seviyesinin anlamlı derecede ilişkisi bulundu (r= -,177, p=0.033). Deneklerin DMFT değerleri Tablo IV te, eğitim durumuna göre DMTF değerleri Tablo V te gösterilmiştir. Deneklerin eğitim düzeylerine göre DMF toplamları ortalaması arasındaki fark istatistiksel olarak anlamsızdı (Z=0.107; p=0.915). Buna rağmen, eğitim seviyesi yüksek denekler daha yüksek DMF toplamı ortalamasına sahipti. Ayrıca bu grupta daha az çürük, daha az kayıp diş ve daha fazla dolgu kaydedildi. Anne eğitim seviyesi D, M ve F için anlamlı etkiye sahip olmamasına rağmen (Z=0.799; p=0.424, Z=0.659; p=0.510, Z=1.396; p=0.163) eğitim seviyesi düşüklerin çocuklarında daha fazla çürük, daha fazla kayıp ve daha az dolgu kaydedildi. Aynı şekilde baba eğitim seviyesi D, M ve F için anlamlı etkiye sahip değilken (Z=1.529; p=0.126, Z=0.350; p=0.726, Z=1.953; p=0.051), eğitim seviyesi düşüklerin çocuklarında daha fazla çürük, daha fazla kayıp diş ve daha az dolgu kaydedildi. Deneklerin CPITN değerleri ile sigara içmesi arasında istatistiksel olarak önemli bir ilişki yoktu (X 2 =3.836; p=0.429). Diş hekimine gitme ile DMF toplamı arasında pozitif korelasyon varken (r=0.267; p<0.05) diş ipi kullanma ile DMF toplamı arasında negatif korelasyon vardı (r=-0.209; p<0.05). TARTIŞMA Çürük prevalansı ve periodontal sağlığın birlikte araştırıldığı bu çalışmada kişinin ve anne eğitim seviyesinin genç erişkin erkeklerde ağız sağlığına istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olduğu bulunmuştur. Türkiye de ağız ve diş sağlığını belirlemek için yapılan epidemiyolojik çalışmaların sonuçlarına bakıldığında, diş ve diş eti sağlığına verilen önemin yeterli olmadığı, çürük ve diş eti hastalıklarına bağlı diş kayıplarının ise çok yüksek düzeyde olduğu görülmektedir 7-9,13 Bireylerin periodontal durumlarını ve tedavi ihtiyacını belirlemek amacı ile WHO tarafından epidemiyolojik çalışmalarda CPITN indeksi kullanılması önerilmektedir. Bu indeks zamandan tasarruf sağlayan, büyük epidemiyolojik çalışmalarda çok denenmiş, basit bir yöntemdir 1,11,18,26. Literatürde ülkemizde bu araştırmanın yaş grubu ile uyuşan bir çalışmaya rastlanmamıştır. Katz ve arkadaşlarının 15, bizim çalışmamızdaki deneklerle benzer yaş grubuna sahip, İsrail askerlerinde yaptıkları bir çalışma sonucuna gö- 136 26(3): 133-139, 2009

MULTIPL MYELOM TANISI VE TEDAVİYE YANIT KRİTERLERİ re; sağlıklı dişetlerini gösteren Kod 0 değeri bizim bulgularımızdan daha düşük, kompleks tedavi ihtiyacını gösteren Kod 4 değerini de daha yüksek bulmuşlardır. Bu farklılık, bizim çalışma grubumuzdaki bireylerin sosyoekonomik durumlarının daha iyi olması ve nispeten daha küçük yaş grubunda olmaları ile açıklanabilir. Çalışmaya dahil edilen deneklerin yalnız ikisinde (% 1.8) kompleks periodontal tedavi gereksinimi göstermesi, basit önleyici tedbirler ile kişisel ağız hijyeninin geliştirilmesi ve profesyonel profilaksi işlemlerinin, bireylerin büyük çoğunluğunda ağız ve diş sağlığının idamesi için yeterli olduğunu düşündürmektedir. Güngör ve arkadaşları 13 geniş katılımlı bir hasta grubunda yaptıkları araştırma sonucunda artan yaşla birlikte bireylerin tedavi gereksinimlerinin arttığını bildirmişlerdir. Çalışmamıza katılan deneklerin yaş grubunun düşük olması kompleks tedavi gereksiniminin azlığını açıklayabilir. Çalışmamızda, diş çürüğü şiddetinin belirlenmesi amacıyla, DMFT indeksleri kullanılmıştır. Bu çalışmada DMFT ortalama skoru 4.3 olarak tespit edildi ve bu skorlar ülkemizdeki diğer rapor edilen bulgudan 10 daha düşüktür. Buna göre, araştırmamızda bulduğumuz DMFT değerleri, ülkemizde yapılan başka bir çalışmanın bulgularından farklılık göstermektedir 22. Benzer şekilde çalışmamızdaki çürük dişlerin oranını veren D değeri Ceylan ve arkadaşlarının 10 bulgularından daha düşüktür. Bu çalışmada, kavite oluşturmamış başlangıç lezyonları çürük olarak kaydedilmediği için çürük prevalansı daha düşük çıkmış olabilir. Bu çalışmada kaybedilen diş miktarını belirten M değerinin, Ceylan ve arkadaşlarının 10 bulgularından düşük olması, sosyoekonomik olarak daha yüksek bir hasta grubunda çalışmış olmamıza bağlanabilir. Çalışmamızda dolgu yapılan diş miktarını gösteren F değerinin, Ceylan ve arkadaşlarının 10 bulgularından yüksek olması, deneklerin ailelerinin eğitim ve bilinç düzeyinin yüksek olmasından kaynaklanabilir. Ailelerinin eğitim ve bilinç düzeyi arttıkça dolgu yapılan diş sayısı arttığı bildirilmiştir 25. Çalışmamızın sonuçlarına göre diş ipi kullanma ile DMF toplam arasında da anlamlı derecede negatif korelasyon vardır. Diş ipi kullanımı deneklerin DMF toplamlarını azaltmaktadır. Eğitim Düzeyinin Ali Ağız Zahit Sağlığına BOLAMAN Etkileri Anne ve babanın eğitim düzeyleri, ağız sağlığı ile ilgili bilgileri konusunda çeşitli çalışmalar bulunmaktadır 13,27,28. Çocuklar diş sağlığı ile ilgili davranışlarda ebeveynleri taklit etmektedir ve ebeveynlerin ağız ve diş sağlığına yönelik davranışlarının ergenlik çağına kadar çocuğun bu konudaki davranışlarına direkt etkili olduğu da bildirilmektedir 1. Diş fırçalama alışkanlığının bireylere yeterli ve iyi düzeyde kazandırılamaması sonucu, periodontal hastalık görülme oranında artış saptandığı belirtilmiştir 27. Diş fırçalama ve hekime gitme sıklığı ile DMTF skorları arasındaki ilişkinin araştırıldığı bir çalışmada 13, diş fırçalama sayısı ve diş hekimine gitme sıklığının artması ile birlikte tedaviye olan gereksinimin azaldığı bulunmuştur. Bununla birlikte bu çalışmada deneklerin DMF toplamı ile; diş fırçalama, kürdan kullanma, diş fırçası değiştirme sıklıkları arasında anlamlı bir korelasyon saptanamamıştır. Ailenin eğitim düzeyinin, çocuğun çürük insidansı ile ilişkili olduğu öne sürülmektedir 12,13,27. Diş fırçalamanın, çürük riskini anlamlı olarak azalttığı bilinen bir gerçektir. Dişlerini günde en az iki kez fırçalayanların ve bu alışkanlığı erken yaşta edinenlerin daha az çürüğü olduğu bildirilmiştir 21,22. Tulunoğlu ve arkadaşları 27 aile eğitim düzeyinin okul öncesi çocuklardaki ağız-diş sağlığı uygulamaları üzerine etkilerini değerlendirdikleri epidemiyolojik bir çalışmada; eğitim seviyesi ile çürük diş sayısı arasında negatif korelasyon, eğitim seviyesi ile dolgulu diş sayısı arasında pozitif korelasyon olduğunu göstermişlerdir. Eğitim seviyesi arttıkça hastaların ağız ve diş sağlığına verdikleri önemin arttığı ve bunun da dolgulu diş sayısını arttırdığı bildirilmiştir 23,25. Bireylerin eğitim seviyeleri ile ağız diş sağlıkları arasında pozitif ilişkiyi rapor eden bir çok çalışma vardır 7-9,21. Bizim bulgularımız da bu çalışmalarla uyumlu olup bireylerin eğitim düzeyi ile ağız sağlığına verdikleri önemin paralel bir artış gösterdiği saptanmıştır. Eğitim kurumlarında küçük yaşlardan itibaren, ağız sağlığı ile ilgili doğru bilgilerin verilmesi, bireylerin bilinç düzeylerini arttırmaktadır 27. SONUÇ Anne-babalara çocuklarının oral hijyen eğitiminin sağlanmasında önemli görevler düşmektedir. Ça- 26(3): 133-139, 2009 137

Şahin S, Saygun I, Enhoş Ş, Akyol M, Altuğ A, Tekbaş ÖF lışmamızın sonuçlarına göre; anne eğitim seviyesinin genç erişkin erkeklerin ağız ve diş sağlığına etki eden önemli faktör olduğu ortaya çıkmıştır. Annenin rol model alındığı oral hijyen alışkanlığında, annenin çocuğuyla daha fazla vakit geçirmesi, çocuğun hijyen alışkanlığında anneyi örnek almasının en önemli sebebidir. Bu nedenle ülkemiz sağlık politikalarında ana-çocuk sağlığı eğitim programlarında annelere oral hijyen eğitimlerinin ısrarla verilmesi ve programların takip edilmesi; ağız diş sağlığı açısından günümüzden daha sağlıklı nesillerin yetiştirilmesine yardımcı olacaktır. Ülkemizin ağızdiş sağlığı politikalarının belirlenmesinde etkili olacak daha geniş kitlelerde yapılacak benzer çalışmalara ihtiyaç vardır. KAYNAKLAR 1. Ahrens G, Bublitz KA. Periodontal diseases and treatment needs of the population of Hamburg. An epidemiological study with 11305 probands. Dtsch Zahnarztl Z 42: 433-437. 1987. 2. Ainamo J, Barmes D, Beagrie G, Cutress T, Martin J,Sardo-Infirri J. Development of the World Health Organization (WHO) community periodontal index of treatment needs (CPITN). Int Dent J 32: 281-291,1982. 3. Al-Hosani E, Rugg-Gunn A: Combination of low parental educational attainment and high parental income related to high caries experience in pre-school children in Abu Dhabi. Commun Dent Oral Epidemiol 26: 31-36, 1998. 4. Amarante E, Raadal M, Espelid I. Impact of diagnostic criteria on the prevalance of dental caries in Norwegian children aged 5, 12 and 18 years. Commun Dent Oral Epidemiol 26: 87-94, 1998. 5. Armitage GC. Development of a classification system for periodontal diseases and conditions. An Periodontol 4: 1 6,1999. 6. Astrom NA, Jakobsen R. The effect of parental dental health behavior on that of their adolescent offspring. Acta Odontol Scand 54: 235-241, 1996. 7. Baloş K, Eren K, Akkaya M. Farklı yaş gruplarındaki ağız bulgularının karşılaştırılması. AÜ Dişhek Fak Derg 10: 163-167, 1983. 8. Baloş K, Eren K, Taplamacıoğlu B, Yavuz D, Aykaç Y. Değişik branşlarda eğitim gören üniversite öğrencilerinin periodontal durumlarının CPITN e göre karşılaştırılması. GÜ Dişhek Fak Derg 7: 165-177, 1990. 9. Bayırlı K, Sungur T, Abacıer G. Farklı sosyo-ekonomik düzeylerdeki 10 yaş grubu okul öğrencilerinin periodontal ve diş çürükleri yönünden 1,5 yıl süre ile izlenimleri. AÜ Dişhek. Fak. Derg. 6: 1-16, 1979. 10. Ceylan S, Açıkel CH, Okçu KM, Kılıç S, Tekbaş ÖF, Ortakoğlu K. Evaluation of the dental health of the young adult male population in Turkey. Military Medicine 169: 885-889, 2004. 11. Cutress TW, Ainamo J, Sardo- Infirri J. The community periodontal index of treatment needs (CPITN) procedure for population groups and individuals. Int Dental J 37: 222-233, 1987. 12. Gibson S, Williams S. Dental caries in pre-school children: association with social class, tooth brushing habit and consumption of sugars and sugar-containing foods. Caries Res 33: 101-113, 1999. 13. Güngör K, Tüter G, Bal B. Eğitim düzeyi ile ağız sağlığı arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi. GÜ Dişhek Fak Derg 16: 21-25, 1999. 14. Kallestal C, Matsson L. Periodontal conditions in a group of Swedish adolescents. J Clin Periodontol 17: 609-612, 1990. 15. Katz J, Peretz B, Sgan-Cohen HD, Horev T, Eldad A. Periodontal status by CPITN, and associated variables in an Israeli permanent force military population. J Clin Periodontol 27: 319 324, 2000. 16. Lai H, Lo MT, Wang PE, Wang TT, Chen THH, Wu GHM. A community-based epidemiological study of periodontal disease in Keelung, Taiwan: a model from Keelung community-based integrated screening programme (KCIS No. 18). J Clin Periodontol 34: 851-859, 2007. 17. Mack F, Mojon P, Jorgensen EB, Kocher T, Splieth C, Schwahn C, Bernhardt O, Gesch D, Kordass B, John U, Biffar R. Caries and periodontal disease of the elderly in Pomerania, Germany: results of the study of heath in Pomerania. Gerodontology 21: 27-36, 2004. 18. Mengel R, Koch H, Pfeifer C, Flores de Jacoby L. Periodontal health of the population in eastern Germany. J Clin Periodontol 20: 752-755, 1993. 19. Oh TJ, Eber R, Wang HL. Periodontal diseases in the child and adolescent. J Clin Periodontol 29: 400-410, 2002. 20. Öztunç H, Haytaç MC, Özmeriç N, Uzel I. Adana ilinde 6-11 yaş grubu çocukların ağız-diş sağlığı durumlarının değerlendirilmesi. 17: 1-6, 2000. 21. Phipps KR Reifel N Bothwell E The oral health status treatment needs and dental utilization patterns of native American elders J Public Health Dent 51:228-223, 1991. 22. Saydam G, Oktay I, Müler I. Türkiye'de ağız ve diş sağlığı durum analizi. Türk-Ağız-Sağ-001 (WHO) 001: 36-39, 1991. 23. Sgan-Cohen HD, Horev T, Zusman SP, Katz J, Eldad A: The prevalence and treatment of dental caries among Israeli permanent force military personnel. Milit Med 164: 562-565, 1999. 24. Sgan-Cohen HD, Katz J, Horev T, Dinte A, Eldad A: Trends in caries and associated variables among young Israeli adults over 5 decades. Commun Dent Oral Epidemiol 28: 234-240, 2000. 25. Skudutyte R, Aleksejuniene J, Eriksen HM: Dental caries in adult Lithuanians. Acta Odontol Scand 58: 143-147, 2000. 26. Toygar HU, Seydaoglu G, Kurklu S, Guzeldemir E, Arpak N. Periodontal health and adverse pregnancy outcome in 3,576 Turkish women. J Periodontol 78: 2081-2094, 2007. 27. Tulunoğlu Ö, Bodur H, Akal N. Aile eğitim düzeyinin okul öncesi çocuklardaki ağız-diş sağlığı uygulamaları üzerine etkisinin değerlendirilmesi. 16: 27-32, 1999. 28. Villalobos-Rodelo JJ, Medina-Solis CE, Maupome G, Vallejos- Sanchez AA, Lau-Rojo L, Leon-Viedas PL. Socioeconomic and sociodemographic variables associated with oral hygiene status in Mexican schoolchildren aged 6 to 12 years. J Periodontol 78: 816-822, 2007. 29. WHO Epidemiology, Etiology and Prevention of Periodontal Diseases, Report of a WHO Scientific Group. Geneva: WHO Technical report Series,; 621: 1-60, 1978. 30. WHO Oral Health-The CAPP index; http://www.whocollab. od.mah.se/index.html; accessed March 20, 2001. 138 26(3): 133-139, 2009

Eğitim Düzeyinin Ağız Sağlığına Etkileri 31. WHO. Oral Health Surveys. Basic Methods. 3rd ed. Geneva 31-32, 1986. 32. Zerfowski M, Koch MJ, Niekush U, Staele HJ. Caries prevalence and treatment needs of 7-to 10-years- old schoolchildren in Southwestern Germany. Commun Dent Oral Epidemiol 25: 348-351, 1997. Yazışma Adresi Yrd. Doç. Dr. Sermet ŞAHİN GATA Diş Hekimliği Bilimler Merkezi, Periodontoloji Anabilim Dalı, Ankara e-posta: sermetsahin@superonline.com 26(3): 133-139, 2009 139

BOŞ SAYFA

SINIF II AKTİVATÖR UYGULAMASININ ORTA KRANİYAL FOSSA-ÜST ÇENE-ALT ÇENE GELİŞİM ZİNCİRİNE ETKİSİ THE EFFECTS OF CLASS II ACTIVATOR TREATMENT ON MİDDLE CRANIAL FOSSA-MAXILLA-MANDIBLE DEVELOPMENTAL SEQUENCE İdil BAVBEK KARAKAYA 1 Çağrı ULUSOY 2 Nilüfer DARENDELİLER 3 ÖZET Amaç: Bu çalışmanın amacı Sınıf II aktivatör uygulanan bireylerde orta kraniyal fossanın tedavi ile değişiminin üst çene ve alt çene kaideler üzerine etkilerinin değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntem: Araştırma kapsamına kronolojik yaşı 11,4±0,6 yıl, iskelet yaşı 11,0±0,5 yıl olan toplam 25 bireyden elde edilen tedavi başı ve sonuna ait lateral sefalometrik ve el-bilek radyografileri alınmıştır. Sefalometrik filmlerin incelenmesi Basitleştirilmiş Eşdeğer Analizi kullanılarak yapılmıştır. Orta kraniyal fossaya ait tanımlayıcı değerlerin alt ve üst çenenin büyümesine ilişkin değerler üzerindeki etki yüzdeleri hesaplanmıştır. Ayrıca üst çeneye ait değerlerin alt çeneyı etkileme yüzdeleri de kaydedilmiştir. Analiz sonuçlarının istatistiksel değerlendirilmesi PATH korelasyon Analizi ile yapılmıştır. Bulgular: Orta kraniyal fossanın vertikal ve horizontal tanımlayıcı değerlerinin Sınıf 2 aktivatör tedavisi süresince efektif ramus yüksekliğini, total arka kraniyal yüksekliğini, ramus yüksekliğini ve arka nazomaksiller kompleks uzunluğunu istatistiksel olarak p<0.01 düzeyinde; üst çenenin agittal yön uzunluğunu ve ramus kalınlığını ise p<0.05 önem seviyesinde etkilediği bulunmuştur. Üst çenenin tanımlayıcı değerlerinin total posterior yüksekliğini etkilemesi istatistiksel olarak p<0.01 düzeyinde; ramus yüksekliğini ve korpus uzunluğu etkilemesi ise p<0.05 düzeyinde önemli bulunmuştur. Sonuç: Alt çenenin büyümesinde ramusun dikleşmesi ve öne doğru büyümesinde önemli rol oynayan orta kranial fossanın vertikal ve horizontal gelişiminin, aktivatör tedavisisinde ile birlikte devam ettiği ve alt çenenin normal büyüme modeline katkısı olduğu kaydedilmiştir. Anahtar Kelimeler: Sınıf II malokluzyon, basitleştirilmiş eşdeğer analizi, orta kraniyal fossa SUMMARY Objective: To evaluate the effects of growth changes in the middle cranial fossa to the maxilla and the mandibula in cases treated with Class II activator. Material and Method: The lateral cephalometric and hand-wrist radiographs which were taken from 25 cases with 11,4±0,6 years of chronological age and 11,0±0,5 years of skeletal age were used. The pretreatment and posttreatment lateral cephalometric radiographs were evaluated by the help of Simplified Counterpart Analysis. The effect percentages of defining values of midcranial fossa to upper and lower jaws were calculated. The effect percentages of maxillary values to the mandibular values were also recorded. The PATH analysis was used for the statistical evaluation of the collected data. Results: The vertical and horizontal defining values of midcranial fossa effected the ramus height, total posterior cranial height and posterior nasomaxillary complex length statistically significant during the Class II activator treatment (p<0.01). In addition, the defining values of midcranial fossa effected the sagittal length of maxilla and the ramus significantly ( p<0.05). Maxillary defining values effected the total posterior height with a significancy level of p<0.01, whereas the ramus width and corpus length were effected from these values in a significancy level of p<0.05. Conclusion: Vertical and horizontal development of mid-cranial fossa, which plays an important role in the forward growth of the mandibular ramus, continues with the activator treatment. It is found that mid-cranial development effects normal growth of the mandible. Key Words: Class II malocclusion, simplified counterpart analysis, middle cranial fossa Makale Gönderiliş Tarihi : 23.03.2009 Yayına Kabul Tarihi : 08.06.2009 1 Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı, Dt. 2 Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı, Dr. Dt. 3 Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı, Prof. Dr. 26(3): 141-146, 2009 141

Bavbek Karakaya İ, Ulusoy Ç, Darendeliler N GİRİŞ Nazomaksiller kompleksin yüzün normal veya patolojik gelişim göstermesine etkisi özellikle son yirmi yıldır birçok araştırmacının ilgisini çekmiştir 4,10,11,13. Bu bölgenin yakın komşuluk içerisinde olduğu kraniyum, orta yüz, kondiller ve sfeno-oksipital sinkondroz bölgesini gelişim dönemi içerisinde etkileyebileceği düşünülmektedir 5,14,22. Büyüme ve gelişimle çene yüz iskeletini oluşturan kemiklerin boyutları artarken, birbirlerine göre konumları da değişmektedir. Enlow ve arkadaşları 9 kraniyofasiyal komplekste birçok anatomik eşdeğer yapılar olduğunu savunmuş, bir bölgedeki değişikliğin, bu bölgelerin eşdeğeri olan bölgelerde eş zamanda ve eşit miktarlarda değişikliğe neden olacağını bildirmiştir. Yüz iskeletinin eşdeğer bölgeleri arasındaki ilişkinin normal ve anormal yüz gelişimi ile morfolojik yüz tiplerinin oluşmasından sorumlu olduğu vurgulanmıştır 12. Enlow ve arkadaşları 9, basitleştirilmiş iki boyutlu çizimlerden yararlanarak büyüme değişikliklerini ilişkilendirmek ve büyümekte olan kemik yapılar arasındaki etkileşimi saptamak amacıyla Basitleştirilmiş Eşdeğer Analizi ismini verdikleri bir analiz geliştirmişlerdir. Bu analizde kranium ve yüz kısımları, kraniofasiyal kompleksin farklı yapıları arasındaki anatomik uygunluğun doğasını analiz etmek için birbirleriyle karşılaştırılmaktadır. Enlow a 10 göre çoğu kemikler izole bir şekilde ilişkisiz ve bağımsız üniteler olarak büyümezler. Bir anatomik kısım genişlediğinde eğer aynı model ve şekil dengesi korunacaksa, diğer bazı özel, kollateral ve geometrik kısım veya kısımlar da aynı yönde ve eşit olarak genişlemeli veya yer değiştirmelidir. Eğer yapısal olarak karşılıklı bu kısımların herhangi ikisi birbirine göre eşit miktarda büyümezse aralarında boyutsal bir uyumsuzluk ortaya çıkacak, böylece morfolojik model ve form değişkenliği için temel yaratılmış olacaktır 10,11. Kraniyofasiyal morfogenez aşamasındaki eşdeğerler olarak tanımlanan orta kranial fossanın ileri yöndeki hareketi ile önce üst çenenin horizontal yön hareketi ve daha sonra da ramusun horizontal büyümesinin birbirlerinden etkilendiği belirtilmiştir 7. Bu eşdeğer yapıların birbirleriyle ilişkisi dengeli süremediğinde anomaliler karşımıza çıkmaktadır 8. Sınıf II malokluzyonların tedavisinde kullanılan fonksiyonel apareylerin ramus boyunu artırarak alt çenenin gelişimi etkilediğini bildiren araştırmalar mevcuttur 19-21. Ancak ramus gelişimi sağlandığı iddia edilirken Bu yapısal gelişim olurken, eşdeğeri olan orta kranial fossanın gelişimi ve bunun sonucu üst çene ve alt çenenin gelişimi ne ölçüde etkilenmiştir? sorusuna henüz bir cevap alınamamıştır. Bu çalışmada Sınıf II aktivatör uygulanan bireylerde orta kraniyal büyüme değişiklikleri oluşurken üst çene ve alt çenenin gelişiminin ne ölçüde etkilendiğini tespit etmek amaçlanmıştır. GEREÇ ve YÖNTEM Araştırmaya kronolojik yaşı 11,4±0,6 yıl, iskelet yaşı 11,0±0,5 yıl olan 25 bireyden alınan tedavi başı ve sonuna ait lateral sefalometrik ve el-bilek radyografileri dahil edilmiştir. Araştırmaya katılan bireylerin filmleri Anabilim Dalı arşivinden alt çene kaynaklı iskeletsel Sınıf 2 ve Angle Sınıf II, bölüm 1 dişsel kapanışa sahip bireyler arasından seçilmiştir. Çalışmada Sınıf II aktivatör uygulanmış yedisi erkek ve 6 sı kız, toplam 13 bireye ait lateral sefalometrik filmlerden yararlanılmıştır. Tedavi görmemiş altı erkek ve 6 kızdan oluşan 12 bireyin lateral sefolometrik filmleri ise, kontrol grubu filmleri olarak kullanılmıştır. Bireylerin tedavi süreleri ortalama 0,9±0,3 yıldır. Elde edilen filmler aynı araştırmacı tarafından çizilmiştir. Sefalometrik inceleme, Enlow ve arkadaşlarının 9 belirlediği Basitleştirilmiş Eşdeğer Analizi kullanılarak yapılmıştır (Şekil 1). Buna göre sfeno-etmoidal kesişim noktasından (SE) pterygomaksiller fissürün alt ucuna (PTM) bir doğru indirilmiş ve PM vertikal referans doğrusu adı verilmiştir. Daha sonra bu doğruya paralel iki doğru; nasiondan (N) geçen AM vertikal ve artiküler noktadan (Ar) geçen SO vertikal doğruları çizilmiştir. SE noktası üzerinden PM vertikale dik geçen UM horizontal doğrusu oluşturulmuştur. SO vertikal doğrusunun Ar ile fonksiyonel okluzal düzlem (FOD) arasında kalan parçası ise Ra vertikal ölçümü olarak adlandırılmıştır. Bu şekilde çizilen düzlemler, kraniyal kemiklerin efektif uzunluklarını belirlemek için kullanılmıştır (Şekil 1). 142 26(3): 141-146, 2009

Aktivatör Tedavisinin Gelişim Zincirine Etkisi ŞEKİL 1: Çalışmada kullanılan sefalometrik noktalar ve düzlemler. S:sella tursica; N:nasion; SE noktası:sfenoid kemiğin geniş kanadının kranial kaide ile kesişim noktası; SO noktası: SO Vert ve SO Hor düzlemlerinin kesişim noktası; Ar: kondilin arka kenarı ile temporal kemiğin kesiştiği nokta; pterygomaksiller fissürün en alt noktası; A: üst çenenin ön kurvatürünün en derin noktası; B: alt çeneın ön kurvatürünün en derin noktası; SPr: superior prosthion (üst kesici dişin kolesi ile alveol soket kesişimi); IPr: inferior prosthion (alt kesici dişin kolesi ile alveol soket kesişimi); LT: lingual tüber çıkıntısı; SO-SE: Orta kraniyal fossa efektif uzunluğu; SO-Ar: Orta kraniyal fossa yüksekliği; Ar-SE: Orta kraniyal fossa lineer uzunluğu; Ar-SE-PM: Orta kraniyal fossa açısı; Ra Vert: total ramus yüksekliği; SO Vert: total arka kraniyal yükseklik; ArGo Vert: efektif ramus yüksekliği; IPr-LT: efektif alt çene korpus uzunluğu; B-LT: alt çene uzunluğu; LT-Ra Vert: efektif ramus genişliği; PM Vert: Ön nazomaksiller kompleks yüksekliği; AM Vert: ön nazomaksiller kompleks yüksekliği; A- PM Vert: efektif üst çene uzunluğu. Analiz sonuçlarının değerlendirilmesi PATH korelasyon analizi ile yapılmıştır. Path korelasyon analizi; etki edilen değişkeni ve buna etki ettiği varsayılan değişkenleri birarada gösteren korelasyon analizidir. Path katsayıları olarak tanımlanan değerler; bağımlı olarak tanımlanan değerlerin, bağımsız olarak değerlendirilen değişkenlerden etkilenme yüzdesini vermektedir. Araştırmamızda orta kraniyal fossaya ait vertikal ve horizontal tanımlayıcı değerlerin (SO-SE, SO-Ar, Ar-SE, Ar-SE-PM); alt çeneye (Ra Vert, SO Vert, ArGo Vert, IPr-LT, B-LT, LT- Ra Vert, Ar-GoMe) ve üst çeneye (AM Vert, PM Vert, A-PM Vert) ilişkin değerler üzerindeki etki yüzdeleri hesaplanmıştır. Ayrıca üst çeneye ait değerlerin, alt çeneye ait değerler üzerindeki etki yüzdeleri de kaydedilmiştir. BULGULAR Sınıf II aktivatörün etkisiyle orta kraniyal fossanın tanımlayıcı değerlerinin, eşdeğer bölgeleri olan üst çene ve alt çenenin tanımlayıcı değerlerini etkileme yüzdeleri Tablo I de gösterilmiştir. Kontrol grubuna ait izleme süresi boyunca oluşan etkileşim değerleri de Tablo I de verilmiştir. Aktivatör kullanan grupta orta kraniyal fossanın vertikal ve horizontal tanımlayıcı değerlerinin efektif ramus yüksekliğini (Ra Vert), total arka yüksekliği (SO Vert), ramus yüksekliğini (Ar-Go Vert) ve arka nazomaksiller kompleks uzunluğunu (PM Vert) etkileme yüzdeleri istatistiksel olarak önemli bulunmuş- tur (p<0.01). Orta kraniyal fossaya ait değerlerin, üst çenenin sagittal yön uzunluğunu (A-PM Vert) ve ramus kalınlığını (LT-Ra Vert) Sınıf 2 aktivatör tedavisi süresince etkilediği ve bu değerlerin istatistiksel olarak p<0.05 düzeyinde önemli olduğu belirlenmiştir. Kontrol grubunda büyüme ve gelişimin etkisiyle SO Vert değerinde p<0.05 seviyesinde istatistiksel açıdan önemli değişim olduğu gözlemlenmiştir. Sınıf II aktivatörün etkisiyle üst çenenin tanımlayıcı değerlerinin, alt çenenin tanımlayıcı değerlerini etkileme yüzdeleri ve tedavi süresi boyunca kontrol grubunda oluşan değişimler Tablo II de gösterilmiştir. Aktivatör tedavisi süresince üst çenenin tanımlayıcı değerlerinin, SO Vert değerini etkilemesi istatistiksel olarak p<0.01 düzeyinde; Ar-Go Vert ve korpus uzunluğu (IPr-LT) değerlerini etkilemesi ise p<0.05 düzeyinde önemli bulunmuştur. Kontrol grubunda izleme dönemi boyunca, sadece SO Vert değerinde p<0.05 seviyesinde önemli değişim kaydettiği gözlemlenmiştir. TARTIŞMA Bu araştırmada büyüme-gelişim döneminde uygulanan Sınıf II aktivatör uygulamasının kraniyofasiyal yapılarda meydana getirdiği değişiklikler alışılagelmiş sefalometrik analiz yöntemleri yerine Enlow ve arkadaşlarının 9 belirlemiş olduğu Eşdeğer Büyüme Analizi kullanılarak değerlendirilmiştir. Bu analiz ile kranium ve kraniofasiyal kompleksin farklı yapıları arasındaki anatomik dengenin doğası değerlendirilmektedir. Enlow a 10 göre kraniyal yapılar ba- 26(3): 141-146, 2009 143

Bavbek Karakaya İ, Ulusoy Ç, Darendeliler N ğımsız olarak büyümeyip, diğer kemikler ile beraber dengeli büyürler. Herhangi bir anatomik kısım genişlediğinde, eğer aynı model ve şekil dengesi korunacaksa, diğer bazı özel, kollateral ve geometrik kısım veya kısımlar da aynı yönde ve eşit olarak genişlemeli veya yer değiştirmelidir. Alt çene ile kraniyum arasındaki ilişkinin yüz iskeletinin çeşitli bölgeleri arasındaki dengeye ve oranlara bağlı olduğu belirtilmektedir. Bu bölgelerde büyüme ile meydana gelen dengesiz boyut artışları sonucu alt çene rotasyonları ortaya çıkabilmektedir 6,17.Dhopatkar ve arkadaşları 7, üst çenenin kraniyal kaidenin anterior kısmına, alt çenenin ise arka kısmına bağlı olduğunu, bu nedenle kraniyal kaidede oluşabilecek değişimlerin bu yapıları ve dolayısıyla tüm dentofasiyal sistemi etkileyebileceğini bildirmişlerdir. Andria ve arkadaşları 1, arka kraniyal kaide açısındaki değişimlerin alt çenenin iskeletsel ve alveoler yapılanmasında etkileri olduğunu, ancak ön kraniyal bölgenin alt çeneye ait yapıyı etkilemediğini bildirmişlerdir. Orta kranial fossa genişlemesinin, önce üst çenenin horizontal yöndeki hareketi, daha sonra ise alt çene üzerinde adaptif yer değiştirici etkisi olduğu belirtilmiştir 9. Alt çene kaynaklı Sınıf 2 malokluzyona sahip bireylerin seçildiği araştırmamızda alt çene büyümeyi stimüle edici fonksiyonel aygıtlardan Sınıf 2 aktivatörün alt çenenin üzerindeki etkisinin orta kraniyal fossanın gelişimi ile birlikte gerçekleşip gerçekleşmediğini araştırmak amacıyla planlanmıştır. Ayrıca orta kranial fossa ile birlikte üst çenenin ve buna bağlı alt çene hareketininde ilişkisi incelenmiştir. Enlow ve arkadaşları 11 kraniyofasiyal komponentler arasındaki yapısal ilişkilerin araştırıldığı çalışmalarda cinsiyet farklılıklarının önemli olmadığını ileri sürmüşlerdir. Bu nedenle bu çalışmaya katılan bireylerin cinsiyet farklılıkları dikkate alınmamıştır. Araştırmamızda Sınıf 2 aktivatör grubu, Sınıf 2 kontrol grubu ile birlikte değerlendirilmiştir. Orta kraniyal fossanın gelişimini tanımlayan değerler ile üst çene ve alt çeneyi tanımlayan değerlerin gruplar halinde birbirini etkileme yüzdeleri Path korelasyon testi ile değerlendirilmiştir. Path korelasyon testi nin avantajı, bağımlı olarak nitelendirilen değere etki eden bağımsız değerler grubu ile araların- 144 26(3): 141-146, 2009

Aktivatör Tedavisinin Gelişim Zincirine Etkisi daki etkileşimi hem korelasyon katsayısı, hem de yüzde olarak belirleyebilmesidir. Araştırmamızda bağımlı olan değere, bağımsız değerlerin etkisi yüzde olarak verilmiştir. Kontrol grubunda total arka yükseklik değerinin (SO vert), orta kraniyal fossaya ait değerlerden etkilenme yüzdesi % 70.3 ten % 81.4 değerine çıkmıştır ve bu artış istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (p<0.05). Total ramus yüksekliği (Ra Vert), efektif ramus yüksekliği (ArGo Vert), efektif alt çene korpus uzunluğu (IPr-LT), alt çene uzunluğu (B-LT), efektif ramus genişliği (LT-Ra Vert), arka nazomaksiller kompleks uzunluğu (PM Vert), ön nazomaksiller kompleks uzunluğu (AM Vert), efektif üst çene uzunluk (A-PM Vert) değerlerinde izleme dönemi başlangıcı etkileme yüzdeleri ile izleme dönemi sonu etkileme yüzdeleri arasında da artış gözlemlenmiş, ancak istatistiksel olarak önemli bulunmamıştır (Tablo II). Aktivatör kullanan grupta orta kraniyal fossanın vertikal ve horizontal tanımlayıcı değerlerinin, efektif ramus yüksekliğinin (Ra Vert) etkileme yüzdesi % 97.1 den % 63.5 değerine, total arka yüksekliğinin (SO vert) etkileme oranı % 76.7 dan % 49.3 e, ramus yüksekliğinin (Ar-Go Vert) etkileme oranı %65.2 den % 16.7 ye, arka nazomaksiller kompleks uzunluğunun (PM vert) etkileme yüzde değeri % 65.4 ten % 46.5 a, ön nazomaksiller kompleks uzunluğunun (A- PM Vert) etkileme yüzdesi % 43.9 dan % 13.6 değerine gerilemiş ve bu gerileme istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (p<0.01). Enlow a göre; orta kranial fossa büyürken üst çene ark ön hareketine devam eder, ramusun horizontal büyümesi de onu takip eder. Ramus, orta kranial fossanın spesifik yapısal eşdeğeridir. 9 Ramusun iskeletsel fonksiyonu; alt çene arkının üst çene ile uygun anatomik pozisyonunu sağlamak için, faringeal boşluk ve orta kranial fossa arasını birleştirmektir. Ramusun ön-arka genişliği kritiktir. Çok dar veye çok kalın olursa; alt çene çok retrüziv veya çok protrüziv bir konum alır. Normal büyüme yönü gösteren bireylerde ramusun yukarı ve geriye oblik yönelerek vertikal boyutunun uzamasının, ramusun horizontal büyüklüğünün artmasına da neden olacağı bildirilmiştir. 9,10 Tedavi grubunda; orta kraniyal fossaya ait değerlerin efektif ramus genişliğini etkileme yüzdesindeki (LT-Ra Vert) azalma önemli bulunmuştur. Arka nazomaksiller kompleks uzunluğu (PM Vert) ve efektif maksiller uzunluk (A- PM Vert) değerlerinin orta kraniyal fossa hareketinden etkilenme yüzdesi azalmaktadır. Bunun sebebinin aktivatörün alt çeneye ön yönde kuvvet uygularken üst çenenin hareketlerini kısıtlaması olduğu düşünülmüştür. Üst çenenin efektif uzunluğunu belirleyen A-PM Vert ölçümünün orta kraniyal fossanın tanımlayıcı değerlerinden etkilenme yüzdesindeki önemli azalmanın ve her ne kadar istatistiksel olarak önemli bulun- madıysa da, alt çenenin efektif uzunluğunun (B-LT) orta kraniyal fossadan etkilenme yüzdesindeki artışın bu bulguyu doğruladığı görülmektedir. Ancak bu konuda birbiriyle çelişen birçok farklı araştırma mevcuttur 3,7,16,18. Bu araştırmalarda kullanılan farklı sefalomerik nokta seçimleri ve farklı analiz yöntemlerinin bu görüş çeşitliliğine neden olduğu düşünülmüştür. Enlow a 9 göre orta kranial fossa uzamasının horizontal ölçüsü ramusun horizontal büyümesinin uygun ölçüsü ile eşleştirilir. Ramusun horizontal boyutu, orta kranial fossanın horizontal boyutuna eşittir. Bu iki yapı arasındaki ilişki yüzdesinin azalması, birlikte hareket edemediklerinin göstergesidir. Ramus yukarı ve geriye oblik yönelerek vertikal boyutunu uzatır, böylece horizontal büyüklüğü artar. Alt çene arkı ön olduğu kadar aşağı yönde de yer değiştirir; bu da oklüzyonun açılmasına sebep olur 10. Bu araştırmamızda elde edilen bulguları, İşeri nin 15 orta kraniyal fossa ile ramus yüksekliğinin alt çenenin büyüme rotasyon modelini belirlediğini iddia ettiği çalışmasındaki bulguları doğrulamaktadır. Araştırmamızda kullandığımız ramus ve korpusa ait değerlerin tedavi ile orta kraniyal fossaya ait değerlerden; efektif alt çene korpus uzunluğu (IPr-LT) ve alt çene uzunluğunu (B-LT) etkileme yüzdesinde artma gözlenmiştir. Bu artış, tedaviden beklenen olumlu bir sonuçtur. Çünkü Enlow a 12 göre normal büyüme modelinde alt çene korpus, üst çenenin arkaya doğru uzaması sırasında arka doğrultuda uzama gösteren ilk bölgedir. Korpusun bu hareketi ramus remodelasyonu ile sağlanır. Bastir ve arkadaşları 2 da yapmış oldukları çalışmada, orta kraniyal fossanın alt çene ramusun gelişiminde etkin olduğunu açıklamış- 26(3): 141-146, 2009 145

Bavbek Karakaya İ, Ulusoy Ç, Darendeliler N lardır ki, bu bulgu çalışmamızda elde edilen sonuçlarla uyum içerisindedir. Normal büyüme modelinde tüm alt çenenin öne doğru yer değiştirmesinin üst çene öne hareket miktarı ile aynı olması, her şeyin mükemmel bir denge içinde olduğunu gösterir. Ancak Tablo II de görüldüğü gibi aktivatör tedavisi ile üst çeneye ait değerlerin, total arka yüksekliği (SO Vert), ramus yüksekliğini (Ar-Go Vert) ve efektif alt çene korpus uzunluğunu (IPr-LT) etkileme oranları azalmıştır. Üst ve alt çene ark uzunluğu ve pozisyonları bir denge içinde değildir. Alt çene, üst çeneye göre doğru konumunu alamamıştır. Kontrol grubunda ise, üst çeneye ait değerler total arka yüksekliği (SO Vert) ve ramusun vertikal boyutunu istatistiksel olarak önemli düzeyde etkilemiştir. Diğer değerlere ait etkilenme yüzdeleri artış göstermiş, ancak istatistiksel olarak önemli bulunmamıştır. Bu araştırmada Alt çene yetersizlik olan Sınıf 2 vakalarda orta kraniyal fossanın yer değiştirmesinin üst ve alt çeneye etkileri aktivatör tedavisi ile ne ölçüde değişmektedir? sorusuna bir ölçüde yanıt alınmaya çalışılmıştır. Tedavi ile bölgeler arasında aynı zamanda ve eşit miktarda değişiklik olacağı beklenirken, uyguladığımız fonksiyonel tedavi ile eş zamanlı önemli bir etki sağlanamamıştır. Ancak efektif alt çene korpus uzunluğun (IPr-LT) ve alt çene uzunluğunun (B-LT) etkilenme oranlarındaki artış, tedaviden beklenen olumlu bir sonuç olarak kabul edilebilinir. Teşekkür A.Ü. Ziraat Fakültesi Biyometri ve Genetik Bölümü nden Prof.Dr. Fikret Gürbüz e ve Arş.Gör.Dr. Özgür Koşkan a teşekkür ederiz. KAYNAKLAR 1. Andria LM, Leite LP, Prevatte TM, King LB. Correlation of the cranial base angle and its components with other dental/skeletal variables and treatment time. Angle Orthod 74: 361-366, 2004. 2. Bastir M, Rosas A, Kuroe K. Petrosal orientation and mandibular ramus breadth: evidence for an integrated petroso-mandibular developmental unit. Am J Phys Anthropol 123: 340-350, 2004. 3. Bastir M, Rosas A. The hierarchical nature of morphological intergration and modularity in the human posterior face. Am J Phys Anthropol 128: 26-34, 2005. 4. Bhat M, Enlow DH. Facial variations related to headform type. Angle Orthod 55: 269-280, 1985. 5. Biggerstaff, R.H., Allen, R.C., Tuncay, O.C., Berkowitz, J. A vertical cephalometric analysis of the human craniofacial complex. Am. J. Orthod. 72: 397-405, 1977. 6. Coben SE. The spheno-occipital synchondrosis: the missing link between the profession s concept of craniofacial growth and orthodontic treatment. Am J Orthod Dentofac Orthop 114: 709-712, 1998. 7. Dhopatkar A, Bhatia SN, Rock P. An investigation into the relationship between the cranial base angle and malocclusion. Angle Orthod 72: 456-463, 2002. 8. Dibbetts JM. Morphological associations between the Angle classes. Eur J Orthod 18: 111-118, 1996. 9. Enlow DH, Hans MG. Essentials of facial growth. Philadelphia, WB. Saunders Company, 1996, 41-55. 10. Enlow DH, Moyers RE, Hunter WS, McNamara JA. A procedure for the analysis of intrinsic facial form and growth. Am J Orthod 56: 5-22, 1969. 11. Enlow HD, Kurado T, Lewis AB. The morphological and morphogenetic basis for craniofacial form and pattern. Angle Orthod 41: 161-188, 1971. 12. Enlow DH, McNamara JA. The neurocranial basis for facial form and pattern. Am J Orthod Dentofac Orthop 43: 256-270,1973. 13. Enlow DH, Pfister C, Richardson E, Kuroda T. An analysis of black and caucasian craniofacial patterns. Angle Orthod 52: 279-287, 1982. 14. Isaacson, R.J., Zapfel, R.J., Worms, F.W., Bevis, R.R., Speidel, T.M. Some effects of mandibular growth on the dental occlusion and profile. Angle Orthod., 47: 97-106, 1977. 15. İşeri H. Kraniyofasiyal yapıların gelişimi ve mandibula büyüme rotasyonu: Enlow analizi (counterpart analysis) ile bir longitudinal çalışma. Türk Ortodonti Derg. 2: 64-72, 1989. 16. Kuroe K, Rosas A, Molleson T. Variation in the cranial base orientation and facial skeleton in dry skulls sampled from three major populations. Eur J Orthod 26: 201-207, 2004. 17. Lewis AB, Roche AF, Wagner B. Pubertal spurts in cranial base and mandible: comparisons between individuals. Angle Orthod 55: 17-30, 1985. 18. Lieberman DE, Pearson OM, Mowbray KM. Basicranial influence on overall cranial shape. J Hum Evol 38: 291-315, 2000. 19. Mills CM, McCulloch KJ. Treatment effects of the twin block appliance: a cephalometric study. Am J Orthod Dentofacial Orthop 114: 15-24, 1998. 20. Singh GD, Clark WJ. Localization of mandibular changes in patients with Class II Division 1 malocclusions treated with Twinblock appliances: Finite element scaling analysis. Am J Orthod Dentofac Orthop 119: 419-425, 2001. 21. Stangl DP. A cephalometric analysis of six Twin Block patients. A study of mandibular (body and ramus) growth and development. Funct Orthod 14: 4-19, 1997. 22. Wilhelm BM, Beck FM, Lidral AC, Vig KWL. A comparison of cranial base growth in Class I and Class II skeletal patterns. Am J Orthod Dentofac Orthop 119: 401-405, 2001. Yazışma Adresi Dt. Çağrı ULUSOY Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Ana Bilim Dalı, Ankara e-posta: culusoy77@hotmail.com 146 26(3): 141-146, 2009

ALENDRONATIN DİŞ ÇEKİMİ SONRASI RATLARDA PLAZMA BİYOKİMYASAL PARAMETRELERİNE VE OKSİDATİF STRESE ETKİSİ THE EFFECT OF ALENDRONATE ON PLASMA BIOCHEMICAL PARAMETERS AND OXIDATIVE STRESS FOLLOWING TOOTH EXTRACTION IN RATS Azize ŞENER 1 Hatice ALTUNDAL 2 Bahar GÖKER 3 Ertuğrul YURTSEVER 3 ÖZET Amaç: Bu çalışmada kemik rezorbsiyonunu önlemek amacıyla büyük azı dişi çekimi sonrası sistemik olarak alendronat uygulanmasının bazı biyokimyasal parametreler üzerine etkisi araştırılmıştır. İlave olarak diş çekiminin plazmada oksidatif değişiklilere etkisi olup olmadığı ve alendronat uygulanmasının bu değişiklikleri etkileyip etkilemediği incelenmiştir. Gereç ve Yöntem: Erkek Wistar albino ratlar başlangıç, serum fizyolojik (kontrol) ve alendronat grubu olarak üçe ayrıldı. Ratların genel anestezi altında sağ alt çene birinci büyük azı dişleri çekildikten sonra alendronat grubuna 0.25 mg/kg alendronat kontrol grubuna serum fizyolojik subkutan olarak uygulandı. Kontrol ve deney grubundaki ratlar 14. ve 28. günlerde öldürülmeden önce kan ve idrar örnekleri alındı. Plazmalarında biyokimyasal parametreler, lipid peroksit ve indirgenmiş glutatyon (GSH) düzeyleri ile idrar kalsiyum ve kreatinin düzeyleri ölçüldü. Bulgular: Elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde, alendronat uygulanan grupların plazma kalsiyum düzeylerinde kontrol ve başlangıç gruplarına göre istatistiksel olarak anlamlı ölçüde düşüş görüldü (p<0.001). Alendronat diğer plazma biyokimyasal parametrelerinde anlamlı değişikliklere neden olmadı. Alendronat uygulanan gruplarda idrar kalsiyum ve idrar kreatinin düzeyleri kontrol ve başlangıç gruplarına göre anlamlı olarak azaldı (p<0.001, p<0.05). Diş çekimi sonrası oluşan mukoza hasarına bağlı plazmada gözlenen oksidatif değişiklikler istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Bu zaman dilimlerinde alendronat uygulanmasının mukozal yaranın iyileşme sürecinde plazmadaki oksidatif stres parametreleri üzerine anlamlı bir etkisi gözlenmemiştir. Sonuç: Alendronat kullanılan dozda ve zaman dilimlerinde plazma parametrelerinde değişikliğe neden olmadan plazma ve idrar kalsiyum düzeylerini azaltır. Ayrıca mukozal yaranın iyileşme sürecinde plazmadaki oksidatif değişikliklere alendronatın etkisi yoktur. Anahtar Kelimeler: Alendronat, diş çekimi, biyokimyasal parametreler SUMMARY Objective: In this study, the effect of systemic alendronate to prevent alveolar bone resorption on several biochemical parameters following molar tooth extraction was evaluated. In addition, the study was designed to verify if tooth extraction induces changes in plasma oxidative stress levels and administration of alendronate does counteract these changes. Material and Methods: Male Wistar albino rats were divided into three groups: baseline group, saline-treated group (control) and alendronatetreated group. Following the right mandibular first molar extraction in rats under general anaesthasia, the saline-treated group was administered with daily saline solution for 14 and 28 days respectively while alendronate-treated group was given a daily amount of 0.25 mg/kg alendronate subcutaneously for the same periods. Prior to sacrification on day 14 and 28, blood and urine samples were collected in control and alendronate groups. Several biochemical parameters such as lipid peroxide, reduced glutathione (GSH) levels of plasma, urinary calcium and creatinine levels were measured. Results: Our study revealed that plasma calcium levels were significantly decreased in the alendronate treated groups compared to control and baseline groups (p<0.001). However, alendronate did not cause any significant changes in other plasma biochemical parameters. Moreover, the level of urinary calcium and urinary creatinine were significantly decreased in 14 and 28 days following the extractions compared to control and baseline groups (p<0.001, p<0.05). Following tooth excraction, mucosal damage induced oxidative changes in plasma were not significant during the mucosal wound healing. Conclusion: Alendronate reduces the calcium level in both plasma and urine without causing any changes in biochemical plasma parameters. In addition, it has no effect on oxidative differences occurs in plasma during mucosal wound healing. Key Words: Alendronate, tooth extraction, biochemical parameters Makale Gönderiliş Tarihi : 02.02.2009 Yayına Kabul Tarihi : 22.06.2009 * 13. Balkan Biochemical Biophysical & Meeting on Metabolic Disorders ve 17. Ulusal Biyokimya Kongrelerinde poster olarak sunulmuştur. 1 Marmara Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Biyokimya Anabilim Dalı, Doç.Dr. 2 Serbest Ağız Diş Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Uzmanı, Doç.Dr. 3 Marmara Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Biyokimya Anabilim Dalı,Yrd. Doç.Dr. 26(3): 147-153, 2009 147

Şener A, Altundal H, Göker B, Yurtsever E GİRİŞ Bifosfanatlar son 20 yılda klinik kullanıma giren, çeşitli kemik hastalıklarında ve kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesinde kullanılan yeni bir ilaç grubudur. Bifosfanatların geliştirilmesine Fleisch ve arkadaşları 11 tarafından başlanmıştır. Pirofosfatın, kalsiyum fosfata sıkıca bağlanarak sadece kalsiyum fosfat kristallerinin çözünmesini önlediğini göstermişlerdir. Bifosfanatlar kısa plazma yarılanma ömrü sayesinde düşük toksisite gösterirler. En belirgin yan etki özellikle amino türevlerine karşı gelişen sindirim sistemi rahatsızlıklarıdır 17,28. Diş çekiminden sonra ortaya çıkan kemik rezorbsiyonuna bağlı olarak kaybedilen dokunun yerine konma ihtiyacı büyük problemdir. Kemik rezorbsiyonunun etkili biçimde bifosfanat tedavisiyle önlenmesi, bifosfanatları oral cerrahi alanında uygulamaya yöneltmiştir 3. Çalışmamızda kullanılan alendronat, patolojik kemik rezorbsiyonunu önlediği in vivo ve in vitro çalışmalarla gösterilmiş güçlü bir bifosfanat türevidir 12,16,19,20,21,24. Diş çekimleri sonrası meydana gelen kemik rezorbsiyonunu önlemede etkin olduğu gösterilmiştir 3. Diş çekimi sonrası oluşan çekim yaralarında da istenilen, yaranın hızlı bir şekilde iyileşmesidir. Yara iyileşmesi ve bu olayı etkileyen faktörlerle ilgili çalışmalar bugüne kadar bilimsel güncelliğini ve önemini sürdürmüştür 30. Yara iyileşmesi yaranın büyüklüğü, beslenme durumu ve hipovolemi gibi lokal faktörlerle ilişkilidir 15. İyileşme sürecinde eğer hipoksi meydana gelirse doku onarımı gecikir. Fagositik hücreler tarafından mikroorganizmaları öldürmek için üretilen reaktif oksijen bileşikleri (ROB) doku hasarının artışına neden olabilirler. Bazen orjinal yaralanmadan daha fazla hasar meydana getirebilirler 5. Ancak hücreler bu oksidatif hasarı önleyen veya onaran koruyucu mekanizmalara da sahiptir. Bu koruyucu mekanizmaların miktarı hasarın az veya çok etkili olmasında rol oynar 1. Çeşitli mukozal yaralarda ilk 1-2 haftalık süre periyodunda mukozal dokunun lipid peroksit düzeylerinin arttığı ve antioksidan uygulanması ile lipid peroksidasyonu artışına engel olunabileceği gösterilmiştir 14. Antioksidan etkili Ocimum sanctum ekstratının da çeşitli yaraların iyileşmesini hızlandırıcı etkisi olduğu gösterilmiştir 22. Bu çalışmaların gösterdiği gibi yaralı dokuda oluşan ROB ların eliminasyonu yaraların iyileşmesinde önemli bir stratejiyi oluşturabilir 9. Bu çalışmada öncelikle; alveol kemik rezorbsiyonunu önlemek amacıyla ratlarda diş çekimi sonrası uygulanan ve literatürde yan etkisi az olduğu bildirilen alendronatın bazı karaciğer ve böbrek fonksiyon testlerine, plazma ve idrar kalsiyum düzeylerine etkisi araştırılmıştır. Ayrıca diş çekim yarasının iyileşmesi sürecinde mukozal dokuda oluşan oksidatif değişikliklerin plazma malondialdehit (MDA, lipid peroksidasyonunun son ürünü) ve indirgenmiş glutatyon (GSH) düzeylerinde değişikliğe neden olup olmadığı ve alveol kemik rezorbsiyonunu önleme etkisi oldukça dikkat çeken alendronatın bu parametrelere olan etkisi incelenmiştir. GEREÇ VE YÖNTEM Bu çalışmada 7-8 haftalık Wistar albino erkek sıçanlar kullanılmıştır. Sıçanlar başlangıç (n:14), kontrol grubu (n:14) ve alendronat (Fosamax, Merck Sharp & Dohme, Fransa) grubu (n:14) olmak üzere 3 gruba ayrıldılar. Kontrol ve deney grupları ise 14. gün ve 28. gün olmak üzere iki alt gruba ayrıldılar. Başlangıç grubu sıçanlardan diş çekimi yapılmaksızın kan örnekleri ve 24 saatlik idrar örnekleri alındı. Kontrol ve deney grubundaki sıçanların sağ alt birinci büyük azı dişleri Ketamin hidroklorür (100mg/kg) + Klorpromazin (25 mg/kg) ile genel anestezi ve cerrahi disiplin altında çekildi. Deney grubundaki sıçanlara diş çekiminden sonra 14 ve 28 gün süre ile 0.25 mg/kg alendronat, kontrol grubundakilere ise serum fizyolojik subkutan olarak uygulandı. Örneklerin toplanması: Diş çekimini takiben 14. ve 28. gün sonunda hem kontrol hem de deney grubundaki sıçanların 24 saatlik idrar örnekleri toplandı ve hayvanlar sakrifiye edilmeden önce heparinli tüplere kan örnekleri alındı. Alınan kan örnekleri santrifüj edildikten sonra plazmaları ayrıldı. Plazma ve idrar örnekleri kullanılıncaya kadar -80 ºC de saklandı. Biyokimyasal parametrelerin tayini: Plazma glukoz, üre, kreatinin, urik asit, alanin aminotransferaz (ALT), aspartat aminotransferaz (AST), gama- 148 26(3): 147-153, 2009