MÜSİAD KONYA ŞUBE GENEL KURULU 17 OCAK 2015, CUMARTESİ Sayın Valim, Büyükşehir Belediye Başkanım, İş Dünyamızın Değerli Başkan ve Temsilcileri, Değerli YK Üyelerim, Şube Başkanlarım ve MÜSİAD Dostları, Konya MÜSİAD'ın Değerli Başkanı ve Üyeleri, Değerli Basın Mensupları, Her yeni yıl bir umuttur. Yeni umutlarla girdiğimiz 2015 yılının ilk günlerinde, Konya Şubemizin Genel Kurulunda, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Ocak Ayı, Şubelerimizin Genel Kurul dönemi. Dün Adıyaman ve Gaziantep Şube genel kurullarımızı gerçekleştirdik. Bugün Konya dayız. Şemsi Tebrizi ve Hazreti Mevlana nın manevi huzurunda, sizlerin heyecan ve coşkusuna ortak olmak için buradayız. Konya, eski ve deneyimli bir şubemiz. 22 yıldır, Anadolu da yapmak istediğimiz şeyleri en iyi anlayan, hızlı bir şekilde hayata geçiren, müteşebbisin önünü açanlardan olan Konya Şubemiz, ülkesine, üyesine ve bölgesine önemli katkılar sağlamıştır. Çıktığımız bu kutlu yolda, çeyrek yüzyıldır, büyük emek ve özveriyle hep birlikte yürüyoruz. Fütüvvet ruhu, Ahi Evran ın bilge girişimciliği ile sentezlenmiş ve Büyük MÜSİAD ailesini oluşturmuştur. Kökü Mazi de olan Ati fikrinin en somut temsilcilerinden biri olan MÜSİAD, bugün hamdolsun, 11.000 üyesiyle, 45.000 işletmeyi temsil eden, yaklaşık 1.600.000 kişiye istihdam sağlayan, Türkiye'de 85 noktada, yurtdışında 63 ülkede 159 noktada irtibatı olan, güçlü bir Sivil Toplum Kuruluşudur. Bu yıl, Yurtdışındaki etkinliğimizi arttırmaya da, devam ediyoruz. Moskova, Cenevre, Bakü, Tokyo, Lyon, Batum, Strassburg, Cidde, Güney Afrika, Cezayir, Fas, Nijerya ve benzeri yerlerde Şubeler açacağız. Bu faaliyetlerin bir de Medya Yansıması cephesi var. Faaliyetlerimizi izleyen Medya Takip Ajansı Interpress in araştırmasına göre, Ekonomi Sayfalarında en çok haber olan dernekler arasında, MÜSİAD 13.823 haberle, 2013'te olduğu gibi, 2014'te de ilk sırada yer aldı. Tüm bu uğraş ve emek, işadamlarımızın, dünyada hak ettiği yere gelebilmesi içindir. Medeniyetimizin değerlerinin yeniden canlanması, ülke içinde ve tüm dünyada ticaret ve işbirliği ağlarının artması içindir. Çünkü biz, bu topraklara karşı sorumlu olduğumuzu düşünüyoruz. Ülkemizin herhangi bir
yerinde, özellikle şubemizin olduğu yerlerde, bir müteşebbis kendini gösterecek uygun bir alan bulamıyorsa, bundan hepimiz sorumluyuz diye hareket ediyoruz. Küresel bir marka olarak yolumuzda ilerlerken, gücümüzü siz değerli Üyelerimiz ve Dostlarımızın gayret ve desteğinden alıyoruz. Bu vesileyle, bu, Kadim ve Gönüllü Yürüyüşümüzde, Kurucu Genel Başkanımızdan en yeni üyemize kadar, bize destek veren, gönlünü ve yüreğini koyan herkese, candan teşekkür ederim. Konya, Anadolu muzun bayrak isimlerinin yetiştiği bir şehirdir. Tarih boyunca bilim ve sanat insanları Konya dan tüm dünyaya ışık saçmıştır. Bahaeddin Veled, Muhyiddin Arabî ve Mevlânâ Celaleddin Rûmî, Sadreddin Konevî, Şemsî Tebrizî, Kadı Burhaneddin, Kadı Siraceddin, Urmemi gibi bilgin, mutasavvıf ve filozoflar kıymetli eserlerini Konya'da hazırlayarak, insanlığın istifadesine sunmuştur. Anadolu nun hamuru burada karılmıştır. Bu öyle sağlam bir mayadır ki, tüm saldırılar ve işgaller Konya yı ve Anadolu yu yıkamamış, tam aksine güçlendirmiştir. Bugün Moğollardan eser kalmamışken, Mesnevi tüm dünyayı aydınlatmaya devam etmektedir, Nasrettin Hoca hala insanları güldürmektedir. Bütün bunlarla birlikte, Selçuklu nun kurduğu kervansaraylar, hanlar, ticarethaneler, Anadolu da ticaretin gelişimine büyük katkı sağlamıştır. İşte bu birikim ve misyon, geçtiğimiz yıl Konya'nın ihracatını %9 arttırarak 1,5 milyar$'a taşımıştır. Elbette tebrik ediyorum, hayırlı olsun, ama dün Gaziantep'teydik, oradaki 6,6 Milyar $'lık ihracatın gururuyla kıyaslayınca, sormak istiyorum, Konya'nın Gaziantep'ten neyi eksik? 2014 yılı, küresel ölçekli siyasi ve ekonomik belirsizliklerin artış gösterdiği bir yıl olarak geride kalmıştır. Avro Bölgesi nde devam eden ekonomik durgunluk, ABD nin faiz artıracağına dair beklentiler, Rusya-Ukrayna-Kırım üçgeninde patlak veren siyasi kriz ve IŞİD olayı ile Irak ta meydana gelen siyasi belirsizlikler; 2014 yılı boyunca gündemden düşmedi. Bu gelişmelerin, küresel ölçekte birçok ülkeyi olduğu gibi, doğal olarak Türkiye yi de etkilediğine şahit olduk. Bu gelişmeler yalanırken, ülkemizde de; 2013 Gezi Olaylarıyla başlayıp, 17-25.Aralık'la devam eden, ekonomik, siyasi ve toplumsal huzuru bozmaya yönelik operasyonlara rağmen; Ekonomimiz yılın 3.cü çeyreğinde de %1,7 büyüyerek, 20 çeyrek üst üste büyüme başarısı göstermiştir. Bunun yanında, en büyük yapısal problemimiz olarak gösterilen cari açıkta; 2014 yılında ciddi bir azalma sağlanmıştır. Cari açık; 2014 yılı Ocak-Kasım döneminde, bir önceki yılın ayını dönemine göre 17,9 milyar$ azalmış ve 38,7 milyar$ a düşmüştür.
2014 Ocak-Kasım döneminde; ihracatımız %4,2 artarak 144,5 milyar$ oldu. Aynı dönemde ithalatımız da %3,5 azalarak 220,4 milyar$ oldu. Böylece, Ocak-Kasım 2014 dönemi dış ticaret açığı %15,5 azalarak 76 milyar$ olarak gerçekleşmiştir. Bu noktada; üyelerimizle her yılsonu yaptığımız 2014 Değerlendirmesi ve 2015 Beklentileri anketine de kısaca değinmek istiyorum. Anketimize katılan üyelerimizin %55'i, 2015 yılında yeni yatırım yapacağını, % 30'u ise yatırımlarının aynı seviyede koruyacağını ifade etmişlerdir. Üyelerimizin %49'u bu yıl yeni istihdam oluşturacağını söylerken, aynı istihdamı koruyacak olanların oranı % 40'tır. Üyelerimizin %58'i 2015'i 2014'ten daha iyi beklerken, aynı seviyeyi koruyacağını bekleyen üyelerimizin oranı %21 olmuştur. Üyelerimizin yeni yıl ile ilgili beklentilerindeki bu olumlu yaklaşımı, önemsiyoruz. Son zamanlarda hepimizi rahatsız eden bir gelişmeden de bahsetmek istiyorum. Özellikle Avrupa'da da yaygınlaşan ve geçtiğimiz hafta Paris te bir dergiye düzenlenen saldırı sonrasında daha da farklı bir mecraya doğru gitmeye başlayan İslamofobya ile, bazı çevreler, İslam ın insanlık için bir umut olduğu fikrini örselemek, bir takım menfaatler uğuruna karalamak niyetindeler. Öncelikle, bazı temel kavramlarda anlaşmamız lazım. Adı, barış ve esenlik olan bir dinin, şiddet ve terörle yan yana zikredilmesi, asla kabul edilemez. Terörün; ideolojisi, felsefesi, dini, milleti, iyisi, kötüsü, haklısı, haksızı olmaz. Terörden bahsederken, "ama"lı ifadeler kullanmak, Terörün önüne "sıfatlar eklemek", sorunu daha da karmaşık hale getirmekten başka bir sonuç doğurmaz. Terör, hangi grup ya da devletten gelirse gelsin, yanlıştır ve mutlaka bertaraf edilmelidir. Diğer taraftan, topyekün bir dini hedef alarak yapılan eylem ve gösteriler ise, sonunda, tüm dünya barışına zarar verir. Avrupa yı bu konuda dikkatli olmaya çağırıyoruz. Bir başka gerçeği de vurgulamak isterim. Müslümanların ya da başka dinlerin kutsalları ile, hassasiyetleri ile oynamak ta, asla özgürlük bağlamında değerlendirilemez. İslam inancımızda, Hazreti Peygamberin tasvir edilmesi yasakken, bunu hiçe sayarak, inatla ve ısrarla, değil suretini, karikatürünü çizmek ve bu tavrı sürdürmek te, kabul edilemez, çok büyük bir yanlıştır. Hemşeriniz Nasrettin Hoca bir gün evde tesbihini kaybeder ama çıkar tesbihi sokakta aramaya başlar. Gelip geçenler sorarlar; Hocam hayırdır ne arıyorsun? diye. Hoca da "odada tesbihimi kaybettim, onu arıyorum" deyince! "Hocam, tesbihi kaybettiğin yerde arasana" derler. Cevap malum "orası çok karanlık, sokak daha aydınlık o yüzden burada arıyorum".
Hikmetin gülen yüzü Nasrettin Hoca burada tersinden bir mesaj vererek, Kaybettiğin şeyi, kaybettiğin yerde ara demek istemektedir. İslamafobya yı üreten ve yaşatmak isteyenler kaybettikleri şeyi yanlış yerde arayanlar gibidir. Kaybettikleri şeyi bulabilmek için, adı barış olan bir dine saldırmak gerçekten kara mizah örneğidir. Ülkemizde buna destek veren bazı çevreler de, aynı yanılgının daha hazin bir şekilde içindedirler. Sayın Valim, Farklı zamanlarda dile getirdiğimiz, bazı önerilerimizi özetleyerek, sözlerimi bitireceğim; İş âlemi olarak önceliğimiz, Huzur, Güven ve Pozitif İstikrar Ortamının korunmasıdır. Önemli riskimiz, Orta Gelir Tuzağından kurtulmanın yolu, en kısa ifadesiyle, Eğitim Reformu ile, Hızlı ve Adil işleyen bir Hukuk Devletinden geçer. Ülkemizin büyümesini sağlayacak Özel Sektör yatırımlarının yeterli seviyede gerçekleştirilebilmesi, Finans Sistemizi, sadece teminata dayalı Bankacılıktan, Proje ve Yatırım Bankacılığına geçirmekle mümkün olabilir. Özellikle KOBİ'lerimizin, öz kaynaklarını Arsa ve Bina yatırımlarına harcayıp, borçlanarak Makina Teçhizat yatırımını da tamamladıktan sonra, işletme sermayesi havuzunda boğulmalarını önlemek için, TOKİ benzeri TOSİ tarzı bir yapıyla, GMYO veya uzun vadeli kiralama veya uzun vadeli satış sistemiyle, önleri açılmalıdır. dönüştürülmelidir. Mevcut Teşvik Sistemi, Bölgesel Teşvikler niteliğinden, Sektörel Teşvikleri de içine alan bir forma Dünya çapında yeri olan Müteahhitlik Sektörümüzün sonuçlarından daha verimli olarak yararlanabilmek için, Türk Müşavirlik Sektörü, özel olarak teşvik edilmelidir. Orta Büyüklükteki Müteahhitlik Firmalarının da yurtdışı açılımlarını arttırabilmek için, Kamu kanalıyla yurtdışında büyük taahhüt işleri alıp, taşeron olarak, daha küçük firmalara dağıtması, önemli bir açılım olabilir. Cari Açığımız için, Ar-Ge ve İnovasyon ile Yüksek Katma Değerli Ürünler elbette önceliklidir, ama KOBİ'ler ve Gıda-Tarım alanları da, önceliklerimizden olmalıdır. İşletmeler üzerinde ek birer finans yükü olan, Geçici Vergi, kademeli olsa da kaldırılmalıdır. Tahsilat vadesine uygun KDV ödeme sistemine geçilmelidir. Özellikle KOBİ'ler için bir yük olan, vadeli ithalattaki %6 KKDF kaldırılmalıdır.
İş Sağlığı ve Güvenliği önceliklerimizdendir, ancak bu konuya sadece İş Güvenliği noktasından bakarak çözüm bulamayız. İş Sağlığı ve Güvenliği, İş Hukuku ve Yargılaması, Çalışma Hayatının sorunlarını, üçlü bir bütün olarak ele almamız gerekir. Son olarak, siyasete bir çağrımız var. Seçimler demokratik hayatın arenasıdır ama Eski Türkiye'deki gibi, sık sık seçim gündemiyle uğraşmayı da doğru bulmuyoruz. 2019'da, Genel Seçimler, Yerel Seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin aynı yıl yapılacak olmasını önemsiyoruz. Hazır bu noktaya gelmişken, uzlaşıyla bir Anayasa değişikliğiyle, Milletvekilliği seçimlerini de tekrar 5 yılda bir yapabilirsek, "kesintisiz 5 yıllık seçimsiz dönemlerle devam edip", işimize odaklanabiliriz. Sözlerimin sonunda, Konya Şubemizin Genel Kurulu'nun hayırlara vesile olmasını diliyorum. Şubemizi bu günlere getiren tüm Başkan, YK Üyeleri ve Üyelerimize teşekkür ediyorum. Yeni dönemde de görev yapacak Şube Başkanımıza ve yeni YK Üyelerine başarılar diliyorum. Önemli 2 bilgiyi de sizinle paylaşmak istiyorum: 23. Genel Kurulumuzu, 25 Nisan Cumartesi günü Haliç Kongre Merkezinde gerçekleştireceğiz. programımız var. 15 gün sonra, 09 Mayıs 2015'te, kuruluşumuzun 25. yılında, Cevahir Kongre Merkezi nde de, 25. yıl Tüm dostlarımızın, bugünden takvimlerine not almalarını rica ediyor, bu 2 önemli bayramımıza siz tüm değerli dost ve üyelerimizi davet ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Nail OLPAK Genel Başkan MÜSİAD