C M Y CM MY CY CMY K

Benzer belgeler
FARK FARK FARK Mayıs Swissotel - İzmir

Temiz üretimin altı çizilmeli ve algılanması sağlanmalıdır

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

BODRUM MANDALİNASI ÜRÜNLERİ, ANTALYADA BEĞENİLDİ

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

* Kuruluşunuzun Adı. 1) STK ya İLİŞKİN BİLGİLER 2) 1. BAĞLANTI KİŞİSİNE İLİŞKİN BİLGİLER. Page 1

BU YIL ULUSLARARASI KOOPERATİFLER YILI!

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 60

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ

TBD Antalya Şube Başkanı Akyelli: Özellikle yazılımcıların yatırımlarını Antalya da yapmamaları için hiçbir neden yok

T.C. İSTANBUL KALKINMA AJANSI

TR 61 DÜZEY 2 BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (ANTALYA-ISPARTA-BURDUR)


3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

TÜRKİYE DEPREM VAKFI TANITIM & DEPREM ZİRVESİ SPONSORLUK DOSYASI

AB ve Türkiye Sivil Toplum Diyaloğu - IV Tüketicinin ve Sağlığın Korunması Hibe Programı

TEB KOBİ AKADEMİ Tarım Buluşmaları. 13 Aralık 2012 İZMİR

Düzce Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen Düzce Fındık Çalıştayı İstiklal Konferans Salonu nda gerçekleştirildi

Acil Durum Yönetim Sistemi ICS NFPA 1600

AFET YÖNETĠMĠNDE ÖĞRETMENLERĠN KONUMU (Geçmiş Afetlerden Çıkarılan Dersler)

DİKMEN BÖLGESİ STRETEJİK GELİŞİM PLANI

SEDAŞ Şebeke Operasyon İl Yöneticisi İbrahim Açıkalın, tatbikatta, Yerel Enerji Hizmet Grubu Planının amacının; ulusal çapta ve yerel düzeyde meydana

TÜRKİYE DE İŞ DÜNYASINDA ÇALIŞANLAR SOSYAL MEDYAYI NASIL KULLANIYOR?

Lojistik ve Depolama Çözümleri

WORLD FOOD DAY 2010 UNITED AGAINST HUNGER

20 AY (24 Mart Kasım 2007) AVRO AVRO Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu (ECD)

Canan Ercan Çelik TEİD, Yönetim Kurulu Üyesi Borusan Holding Kurumsal Fonksiyonlar Başkanı

VAW 56 GÜVENLİ BİR HAYAT VAR PROJESİ KADIN DOSTU KENT ÇALIŞMASI- GÖLCÜK DUVAR BOYAMA-EL BASMA FAALİYETİ RAPORU

ÜNİVERSİTE VE SOSYAL SORUMLULUK. Prof. Dr. Yunus Söylet İstanbul Üniversitesi Rektörü

Sektörel bakış açısı ve yenilikçi teknolojilerle GELECEĞİ KEŞFET!

KAMU DİPLOMASİSİ ARACI OLARAK ÖĞRENCİ DEĞİŞİM PROGRAMLARI VE TÜRKİYE UYGULAMALARI. M. Musa BUDAK 11 Mayıs 2014

Yaşam Boyu Öğrenme, Araştırma ve Uygulama Merkezi nin ilk şubesi Bodrum da

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Bayraktar Kayıtdışı yüzde 53 ten yüzde 33 e düştü bu bir rekordur

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK

Sayı: 2005/06 FAALİYET TEKNİK RAPORU

STK LAR İÇİN. Gönüllülük Kurumsallık Verimlilik Süreklilik

YEREL YÖNETİMLERDE STRATEJİK PLAN ve UYGULAMA ÖRNEKLİ PERFORMANS ESASLI BÜTÇE. Dr. Ali İhsan ÖZEROĞLU Hatice KÖSE

TURMEPA Deniz Temiz Derneği/TURMEPA Deniz Temiz Turmepa

Türk Savunma ve Havacılık Sanayii 2012 Yılı Performans Özeti

SWOT Analizi. Umut Al BBY 401, 31 Aralık 2013

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

U.R BÖLGE ROTARACT TEMSİLCİLİĞİ DÖNEMİ BAŞKANLAR EĞİTİM SEMİNERİ. Rtc. Gözde Çiftçi

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER

Sayı: 2000/01 FAALİYET TEKNİK RAPORU

izmirmba: Farklı düşün!

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası

Dış Paydaş Toplumsal Katkı Araştırması Anketi Sonuçları

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

DÜNYA Tarih : HAFTADA 6 GÜN ULUS... Sayfa : 9 İSTANBUL Tiraj : EKONOMİ StxCm : 122 1/1

Berkalp Kaya KASIM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI. İhracat Genel Müdürlüğü KOBİ ve Kümelenme Destekleri Daire Başkanlığı. Hatice Şafak BOZKIR İG Uzmanı

ISSAI UYGULAMA GİRİŞİMİ 3i Programı

Sivil Toplum Afet Platformu: Soma İçin Bilgi Paylaşımı Toplantısı

2012, Novusens

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÇALIŞMALARIMIZ

SAYIN BAKANIM SAYIN BAŞKAN OTOMOTİV SANAYİİ DERNEĞİ NİN SAYGIDEĞER TEMSİLCİLERİ DEĞERLİ MİSAFİRLER VE KIYMETLİ BASIN MENSUPLARI

Fikirden Girişime EN HIZLI YOL

TÜRK HAVA YOLLARI-THY TEKNİK AŞ.

BANDIRMA AB YOLUNDA PROJESİ ANKET SONUÇLARI DEĞERLENDİRMESİ

İşimizi aşımızı müşterimizi Sosyal Medyayla BÜYÜTÜYORUZ.

16,85 14,61 6,74 1,12 2,25

Araştırma Merkezlerinin Mevcut Durumu. Politika ve Uygulamalardaki Gelişmeler

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

T.C AKDENİZ BELEDİYELER BİRLİĞİ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

Sivil Toplum Afet Platformu (SİTAP) Çalışma Usulleri Belgesi

Türkiye de Yazılım Sektörü Tanıtım Sunumu. Murad Tiryakioğlu Afyon Kocatepe Üniversitesi

Türkiye Cumhuriyeti Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Yalın Altı Sigma Konferansı-5 / 7-8 Kasım 2014

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

GÜNCEL FONLAR SON BAŞVURU TARİHİ KURUM PROGRAM ADI TOPLAM HİBE BÜTÇE PROJE SÜRESİ. 15 Aralık son raporların teslim tarihine göre proje süresi kısıtlı

AVRUPA BİRLİĞİNE UYUM DANIŞMA VE YÖNLENDİRME KURULU 2015 YILI 1. TOPLANTISI 11 MART 2015

TÜBİSAD Bilişim Çözümleri Platformu

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

Avrupa Birliğine Uyum Danışma ve Yönlendirme Kurulu Toplantısı

Hizmetlerini yasaların gerektirdiği standartlar çerçevesinde, günün gereklerine ve sizin şartlarınıza uygun, gerçekçi yöntemlerle sunar.

ACP Yapı Elemanları Şirket Müdürü Erhan Karabağ

Doğal olarak dijital

İZMİR KÜLTÜR VE TARİH ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ

ANKARA KALKINMA AJANSI.

İSLAM ÜLKELERİNDE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM KONGRESİ SONUÇ DEKLARASYONU

ULUSLARARASI AYDINLATMA & ELEKTRİK MALZEMELERİ FUARI VE KONGRESİ İSTANBUL FUAR MERKEZİ

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?


DİASPORA - 13 Mayıs

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ ENERJİ TÜKETİMİ

1990 dan beri gazbeton sektörümüzün dayanıșması ve gelișimi için iș bașındayız.

UR-GE PROJESİ NEDİR?

T.C. Kalkınma Bakanlığı

Hepinizi Şahsım, Yönetim Kurulum ve etkinliğe emeği geçenler adına selamlıyorum.

Genç Doğa Derneği Kapadokya sürdürülebilir kalkınma ve Gençlik Derneği SOSDER-Sosyal faaliyetleri engellenmiş çocuklar Derneği Genç Bilişim Derneği

GÜZ DANIŞMANLIK'ı sizlerle tanıştırmak ve faaliyetlerini sizlerle paylaşmaktan onur duyuyorum.

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

BİZ KİMİZ? ANADOLU PATENT

Anadolu Bacıları ndan Tam Destek

TÜRKİYE DE DENİZ STRATEJİSİ ÇERÇEVE DİREKTİFİ KONUSUNDA KAPASİTE GELİŞTİRME PROJESİ ( )

Transkript:

C M Y CM MY CY CMY K

İçindekiler BLMYO Adına İmtiyaz Sahibi Prof. Dr. Ahmet Yüksel Yüksekokul Müdürü 04 Başyazı 05 Genel Yayın Yönetmeni nden 92 Ege Bölgesi nin İlk Özel Konteyner Limanı: Nemport Başyazı Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Yrd. Doç. Dr. Baki Aksu Yüksekokul Müdür Yrd. Genel Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Nükhet Güz Yayın Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Pınar Seden Meral 06 Avrupa Birliği Türkiye İlişkilerinde Sivil Toplum Halkası 12 Özel Dosya: Afet Lojistiği 14 17 Ağustos Depremi, Türkiye nin Son 50 Yılda Yaşadığı En Büyük Travmaydı 20 Van Depremi Yıktı Geçti... 97 Enerji Verimliliği (Enver) 104 Hava Kargo da İşbirlikleri Ve Gsa ler 106 Özel Dosya: Eğitim 108 Yüksekleri Hedefleyenlerin Mesleği Pilotluk 110 Yazıda Öz Türkçe Kullanımına Daha Çok Önem Verilmeli Prof. Dr. Ahmet Yüksel Başarı Ben Yaparım İnancının, Kendine Koşulsuz Güvenin Eseridir Yayın Kurulu Prof. Dr. Nükhet Güz Prof. Dr. Celal Kepekçi Doç. Dr. Melih Baş Yrd. Doç. Dr. Baki Aksu Yrd. Doç. Dr. Güray Tezer Yrd. Doç. Dr. Pınar Seden Meral Yrd. Doç. Dr. Nejla Karabulut Yrd. Doç. Dr. Turhan Bilgili Yrd. Doç. Dr. Emine Koban Öğr. Gör.Dr. Reha Uluhan Öğr. Gör. Sevil Bektaş 22 Olağanüstü Ve Özel Durumlarda Uygulanacak Lojistik ve Tedarik Zinciri Yönetimi ne Yönelik Bir Model 26 Afete Hazırlık Ve Afet Bilinci Eğitiminde Verilen Mesajların Standardizasyonu 29 Lojistik Sektöründe Pazar Araştırmaları En Önemli Silahlardan Birisi Olabilir 33 Pazarlamanın Parlayan Yıldızı Dijital Dünya 112 Üniversite Gençliği İle Birlikte Olmak Beni Besliyor 114 İtiraf Ve Mektup 116 Taşımacılık Maliyetini Ve Hizmetini Etkileyen Meseleler 118 Vizyondan 3 Film 125 İstanbul da Sığındığım Yer Beykoz Grafik Tasarım Ayşegül İzer 36 Gıda Emperyalist Bir Silahtır 127 Balık Eylül Ayından Mart Ayına Kadar Yenir Genel Yayın Yönetmeni nden Prof. Dr. Nükhet Güz Akademi Beykoz yeniden dopdolu bir içerikle karşınızda! Yönetim Yeri Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu Vatan Caddesi No:69 Kavacık/Beykoz T. 444 25 69 F. (0216) 413 95 20 www.beykoz.edu.tr E-posta akademibeykoz@beykoz.edu.tr Umur Basım ve Kırtasiye San. Ve Tic. A.Ş. Dudullu Organize Sanayi Bölgesi 2.Cadde no:5 34776, Ümraniye İstanbul 46 Özel Dosya: Başarı Öyküleri 48 Türk Hava Yolları Havacılık Eğitiminde Markalaşma Yolunda 54 Bilginizle Hayalinizi Bir Araya Getirdiğinizde Başarı Kaçınılmazdır 60 Borusan Lojistik: Finansal Güç, Güçlü Tedarikçi Yapısı ve Müşteri Odaklılık Başarıyı Getirir 64 Digiturk İle Hayallerine Dokun! SAYI: 08 HAZİRAN 2012 ISSN:1309-4092 Akademi Beykoz, Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu nun süreli yayınıdır. Bu yayının herhangi bir bölümü kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Bu dergide yayınlanan yazılar yazarlarının sorumluluğundadır. 68 Ttnet Mobil Uygulamalarda Fark Yaratıyor 71 Enerji Sektörünün İlk Sivil Toplum Örgütü: Tabgis 75 Biofarma: Kalitede Dünya Standardı 83 Dışarıdan Göründüğü Gibi Kolay Olmayan Bir Meslek: Kabin Memurluğu 90 Komik İsim, Ciddi Sandviç: Schlotzskys

Prof. Dr. Ahmet Yüksel Prof. Dr. Nükhet Güz Başyazı Genel Yayın Yönetmeni nden Başarı Ben Yaparım İnancının, Kendine Koşulsuz Güvenin Eseridir Dergimiz Akademi Beykoz u sekizinci sayısıyla bir kez daha ilgilerinize sunmaktayız. Yayımlandığı ilk günden beri akademik ve sektörel katkısı ile takdirlerinizi kazanmış olan dergimiz, iki yaşını da doldurarak artık yetkinliğini ve erkini de ispatlamıştır. Bu süreçte sağladığımız başarının nedeni olan siz değerli okuyucularımıza şükranlarımızı sunarım. Nitekim; olumlu tepkileriniz, bize olan güveniniz ve dergimize olan beğeninizle hem gururlanmakta hem de her defasında sizlere daha iyiyi sunabilmek için gayretlerimizi ve kalite standartlarımızı artırmaktayız. Akademi Beykoz dergimizin bu sayısında Türkiye nin önde gelen sektörlerinin önde gelen şirketlerinin başarı hikayelerini inceledik. Her başarı hikayesinin kendine özgü bir süreci olmasına karşın, hepsinin ortak bileşeninde; azmin, hayalin ve bilginin buluştuğu görülmektedir. Bu öğelerden hangisi daha önceliklidir bilmiyorum, ama lise yıllarında edebiyat öğretmenimizin, bize göre oldukça yaşlı olmasına karşın, Hayal kurmaktan vazgeçmeyin, ben hala İspanya da şatolar kuruyorum diye öğütlemesini hatırlıyorum. Hedeflerin hayallerde tanımlandığı azimle sürdürülebildiği ancak mutlaka bilgi ile gerçekleştiğini biliyoruz. Ancak, başarı: çok derinde olsa dahi aslında ben yaparım inancının, kendine koşulsuz güvenin eseridir. Akademi Beykoz un yeni sayısını yine beğeniyle okuyacağınıza yönelik umudumuzu sürdürür, başarılarınızın devamını diler, saygılarımı sunarım. Yepyeni ve dopdolu bir içerikle yeniden karşınızdayız! Dergimiz Akademi Beykoz alanında bir ilk yayın. Hem lojistik sektörüne bilimsel bir görüş açısı sunan hem de alanın nabzını tutan bir ilk dergi olmanın sorumluluğunu her zaman omuzlarımızda duyumsuyoruz. Bu nedenle de bu türden ağır bir sorumluluğu taşıyarak dergimizi başarıya ulaştırmak neredeyse boynumuzun borcu. Akademi Beykoz un yedinci sayısında bu görevi yerine getirmek adına Türkiye nin yaşadığı son dönemlerde yaşanan depremler ile gelen acıları unutturmamak ve afet yönetiminin önemini sürekli zihinlerde kalmasını sağlamak amacıyla afet lojistiği dosyamızı oluşturmuştuk. Afet lojistiği dosyamız sekizinci sayımızda da yeni gündemler oluşturmaya aday. Yeni sayımızda afet lojistiği özel dosyamızın yanı sıra lojistik sektörü ve lojistik sektörünün yakın ilişkide olduğu alanlardaki başarı öykülerini sizler için derledik ve röportajlarla temsilcilerinin ağzından dinledik. Bu dosyamızda Türk Hava Yolları Eğitim Akademisi Başkanı Şahin Karasar, Greenactive Halkla İlişkiler şirketi kurucusu ve iletişim duayeni Azade Başağa, «Türkiye nin En Beğenilen Şirketleri Araştırması nda kendi sektöründe ilk üçe giren Borusan Lojistik Genel Müdürü Kaan Gürgenç, Türkiye yi dijital platform ile tanıştıran Digitürk Yeni İş Geliştirme Müdürü Erkan Kara ve mobil uygulamalarda fark yaratan TTNET Dijital Medya Pazarlama Direktörü Yaman Alpata röportajları bu dosyamızda yer alan şöyleşilerden yalnızca birkaçı. Akademi Beykoz un bu sayısında da ilginizi çekeceğini düşündüğüm konular bunlarla sınırlı değil. Prof.Dr. Kenan Demirkol un Gıda Emperyalist Bir Silahtır başlıklı röportajını, MedyaNet Genel Müdürü Rima Erdemir in Pazarlamanın Parlayan Yıldızı Dijital Dünya yazısını, Türkiye nin önde gelen araştırma şirketlerinden Method Research Company ın kurucu ortağı ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Selçuk Kılıç la gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi zevkle ve beğeniyle okuyacağınızdan da hiç kuşkum yok. Söyleşi ötesinde de, kültür- sanata değini yazıları eğitim yazıları (eğitim doyası her sayının olmazsa olmazı, doğal olarak...) içeren gerçekten güçlü bir Akademi Beykoz(VIII) ile karşınızdayız. Dergimiz Akademi Beykoz sekizinci sayısının daha nice nitelikli sayılara yol açması dileğiyle. Esenlikler! 6 7

AVRUPA BİRLİĞİ TÜRKİYE İLİŞKİLERİNDE SİVİL TOPLUM HALKASI Yeşim Gözde Ersoy gerçekleştirilen programın ikincisi Ekim 2010 da başladı. no Tassinari, Adıyaman Üniversitesi, Aşçılık ve Turizm hedefliyorlar. Bunu yanı sıra, Almanya da yaptıkları Türkiye - Avrupa Birliği Sivil Toplum Diyaloğu Projesi İletişim Uzmanı Programın bu ikinci ayağında 56 sı küçük ölçekli, kültür, sanat, tarım ve balıkçılık ana başlıklarında geliştirilen 97 projeye, toplamları 9 Milyon Avroyu bulan hibe desteği Bölümü öğrencileriyle birlikte İtalya mutfağı üzerine uygulamalı bir çalışma gerçekleştirdi. Eğitime katılan öğrencilerin, bu etkinliğin ve öğrendikleri bilgilerin, atölye çalışmalarında, Alman sanatseverlere ebru sanatını öğretiyorlar. Geçtiğimiz 50 yıl, toplumların sosyal, ekonomik ve kültürel kalkınmaları ve gelişmelerinde, sivil toplum örgütlerinin toplumsal sesi yansıtarak ve katılımcı bir yönetim şekli yaratılmasına destek olarak ne tür bir etki yarattığına şahit oldu. Ancak sivil toplum örgütlerinin siyasi platformda da dikkat çeken sonuçlar elde edebileceğini ve hatta ülkeler arası ilişkileri dahi etkilediğini de görmek mümkün. sağlanıyor. Kültür Sanat İle Toplumlar Birbirlerine Yakınlaşıyor Türkiye ve Avrupa Birliği Sivil Toplum Diyaloğu Projesi nin ikinci ayağında Türkiye den sivil toplum örgütleri, Avrupa daki muadilleriyle bir araya gelerek, kök boya üretimden, tarihsel bağları yeniden keşfetmeye, halk biliminden, gastronomiye kadar uzanan bir çok farklı alanda projeler geliştirdi. Bu projeler kapsamında düzenlenen ilerde meslek hayatlarında onlar için önemli bir artı olacağını dile getirdiler. Proje Flamenko gösterisinden, fotoğraf yarışmasına, Türkiye ve Avrupa dan bir çok katılımcının da yer aldığı sanat etkinliği ile geniş kitlelere ulaşmaya devam ediyor. Sivil toplum örgütleri, Türkiye nin Avrupa Birliği üyelik sürecinde de önemli aktörler olarak karşımıza çıkıyor. 2005 yılında Avrupa Komisyonu, Avrupa Birliği ve aday ülkeler arasında sivil toplum diyaloğunun daha fazla güçlendirilmesini öngören bir strateji geliştirdi. Bu stratejiyle AB, vatandaşlarını farklı kültür, siyaset ve ekonomik sistemlerle tanıştırarak, karşılıklı anlayış ve bilgi alışverişinin sağlanmasını böylelikle yeni üyeliklerle ortaya çıkabilecek gerek fırsat gerekse zorluklar hakkında daha önceden bilgi sahibi olunmasını hedefliyordu. Bu şekilde sivil toplum temsilcileri arasında oluşturulacak diyalog ve bu diyalog sayesinde oluşturulacak ülkeler arası kalıcı işbirliğinin sağlanması adına, sivil toplum ortaklıkları desteklenmeye başlandı. Bugüne kadar yaklaşık 45 Milyon Avro destek sağlanan 300 ün üzerinde proje ile Türkiye nin farklı coğrafyaların- 300 e yakın etkinlik aracılığıyla da hem Türkiye hem de Avrupa da milyonlarca izleyiciye ulaşıldı. Kültür ve sanatın birleştirici özelliğinin büyük rol taşıdığı bu projelerde bir araya gelen sivil toplum örgütleri, aralarında Fransa, İtalya, Romanya, Yunanistan, İspanya, Finlandiya gibi bir çok AB üye ülkesinin yer aldığı coğrafyalarda birer kültür elçisi gibi hareket edip, toplumlar arası anlayışın güçlenmesini sağladı. Bu bağlamda, Sivil Toplum Diyaloğu Projesi, kültürel zenginliğin ve renkliliğin geleceğin Avrupa sında ne derece önemli bir yere sahip olduğunun altını bir kez daha çizerek, çeşitlilik içinde birlik anlayışının muhafaza edilmesine ve hatta daha da güçlendirilmesine önemli katkılar sağlıyor. İtalyan Mutfağından, Nemrut Dağı Konserlerine Toplumları evrensel dillerin etrafında bir araya getirme Flamenko gösterisi - prova Almanya Essen de Feminartlı sanatçılar, yöre sanatçılarıyla ebru çalışması yapıyor Trabzonlu kadın sanatçıların kurduğu bir sivil toplum örgütü olan Femin-art, yerel, ulusal ve uluslararası platformda kadın sanatçıları örgütleyerek, sanatı halkın içine taşımak ve sanat sevgisini genç nesillere aşılamayı amaçlıyor. Doğadan Sanata adını verdiklerini projeleriyle de, Türkiye de unutulmaya yüz tutmuş kök boya üretme tekniklerini, Alman ortaklarının uygulamaları doğrultusunda, Trabzonlu genç nesillere aktarıyorlar. Her yaştan katılımcıya rastlayabileceğiniz çalışmalarında, önce doğaya çıkıp, boya üretebilecekleri bitkileri topluyor ve bu esnada bu bitkiler hakkında gençleri eğitiyorlar. Hep birlikte bitkilerden boyaları elde ettikten sonra, Trabzon sokaklarında, halkın içinde, kendi ürettikleri boyalarla resim çalışmaları gerçekleştiriyorlar. da, Avrupa nın farklı ülkelerinden sivil toplum örgütlerinin katılımıyla hayata geçirilen çalışmalar sürdürülüyor. Bu çalışmaların önemli bir bölümünü de, Avrupa Birliği Bakanlığı tarafından tasarlanan ve AB finansmanıyla hayata geçirilen, Sivil Toplum Diyaloğunun Geliştirilmesi adlı program oluşturuyor. İlki 2008-2009 yılları arasında, kentler ve belediyeler, mesleki örgütler, üniversiteler ve diyalog yolunda gençlik girişimleri ana temalarında bakımından büyük başarılara imza atan bu projelerden önemli bir örnek, Adıyaman Rotary Kulübü tarafından yürütülen, Nemrut ta Dünya, Dünya da Nemrut Projesi. Macaristan ve İtalya dan sivil toplum örgütlerinin ortaklığında gerçekleştirilen projenin açılış etkinliğinde, Borusan Quartet Nemrut Dağının tepesinde bir konser gerçekleştirdi. Konser televizyon yayını aracılığıyla, ortak ülkeler ve Türkiye de milyonlarca izleyiciye ulaştı. Geçtiğimiz yıl sonuna doğru, İtalya dan ünlü şef Giulia- Giuliano Tassinari, Adıyaman Üniversitesi öğrencilerine, İtalyan mutfağının püf noktalarını anlatırken Doğadan Sanata Aktarılan Ortaklık Bir başka projede, Trabzonlu kadın sanatçılar, Alman ortaklarıyla birlikte kök boya üretimini yeniden keşfedip bunu hem Almanya da hem de Türkiye de çocuklarla birlikte yaptıkları çalışmalarla yaygınlaştırmayı 8 9

Bakanlığının koordinasyonunda yürütülen Sivil Toplum ihracat yapan Türkiye nin bu alandaki en büyük pazarını Diyaloğu projeleri de, küçük adımlar ve pilot uygulama- yine AB ülkeleri oluşturuyor. AB standartlarını yakalayan larla milyonlarca dolarlık ihracat payının artırılmasına üretim yapmak ise teknik kapasite yetersizliği yaşayan etki ediyor. yerli üreticiler için büyük sorun teşkil ediyor. Küçük Bütçelerle Büyük Değişimler Türkiye nin süs bitkileri işlem hacminin 600 milyon do- Projelerin çoğunda Türk ve Avrupalı sivil toplum örgütlerini birlikte çalışıp, birlikte üretirken görmeniz mümkün. Bir başka örnekte, Nezih Danyal Karikatür Vakfı, Yunan Karikatür Derneği ile Türk ve Yunan karikatüristlerin bir arada çalıştığı bir dizi atölye çalışması gerçekleştirdi. Bu çalışmalar sonucunda ortaya çıkan eserler de Yunanistan ve Türkiye de farklı kentlerde sergileniyor. Böylelikle, aynı tema üstünde farklı ülkelerden karikatüristlerin nasıl benzer fikirleri öne çıkardığını görebiliyorsunuz. Kültür sanat alanındaki çalışmalar başta olmak üzere, tüm sivil toplum diyaloğu projeleri, Türkiye ve Avrupa dan insanlara farklı görülsek de aslında ne kadar aynı olduğumuzun altına çizen kazanımlarla dolu. Sivil Toplum Kuruluşları Yerli Ürünlerin İhracat Gücünü Artırmasına Öncülük Ediyor Özel Sektörün bugüne kadar Sosyal Sorumluluk Projeleri adı altında işbirliği yapmaya alışkın olduğu Sivil Toplum Kuruluşları, yardım ve halkla ilişkiler programlarının ortağı olmanın ötesine geçebildiklerini, düşük bütçeli çalışmalarla iş dünyası için çok sayıda yatırım kapısını açabildiklerini gösteriyor. Hizmet verdikleri sektöre ve üreticinin birebir ihtiyaçlarına oldukça hakim olan STKların bu deneyimi, çözüm önerilerinin kağıt üstünde kalmamasını, birebir üreticinin ihtiyaçlarına ve özelliklerine uygun yöntemler geliştirmelerini sağlıyor. STKlar tarafından yürütülen çalışmaların maliyeti düşük, etkisi ise büyük oluyor. Özel Sektör için STK kavramı Sosyal Sorumluluk Projesi Ortağı olmanın ötesine geçiyor Türkiye de de giderek yaygınlaşan kurumsal sosyal sorumluluk uygulamaları, firmaların amaçlarını ve değerlerini paylaştıkları bir sivil toplum kuruluşuyla belli program ve projeler dahilinde işbirliği kurması anlamına geliyor. İki sektör arasında süregiden bu ilişki, her ne kadar toplumsal fayda açısından önemli gelişmeler sağlasa da, Türkiye de etki alanı gittikçe genişleyen STKların diğer rol ve işlevlerinin özel sektör tarafından algılanmasını engelleyebiliyor. Halbuki, Avrupa Birliği Avrupa Birliği Bakanlığı tarafından yürütülen Sivil Toplum Programın 2 milyon 830 bin Avro luk hibe desteği verdiği Tarım-Balıkçılık Bileşeni kapsamında finanse edilen 23 STK projesi, fındık ihracatından, süs bitkileri yetiştirilmesine kadar çok sayıda yüksek ihracat potansiyeline sahip sektörün güçlendirilmesi için ihtiyaçlara birebir yanıt veren faaliyetler yürütüyor. Projelerin hedefleri büyük. Özellikle de gıda, tarım ve hayvancılık alanlarında yüksek standartlara sahip AB pazarlarında yerli üreticinin daha fazla yer alabilmesi tüm projelerin ortak hedefi. AB uygulamalarını doğrudan AB vatandaşı meslektaşlarından öğrenen üreticiler, kitap bilgisiyle sınırlı kalmıyor, AB uygulamalarını tarlada çalışırken ya da balık avlarken öğreniyorlar. Süs Bitkisi Deyip Geçmeyin Üreticilerin ihtiyacını ve eksikliklerini yakından takip eden STKlar, hizmet ettikleri sektörün potansiyelini de çok daha iyi gözlemliyor. Örneğin, süs bitkileri sektörü dünya genelinde büyük ilgi görüyor. Süs bitkiciliğinin yan kolunu oluşturan dış mekan süs bitkiciği ise Türkiye de hala çok yaygın olmayan ve sınırlı deneyime sahip bir sektör. Dünya genelinde yıllık geliri 35 milyar Avro yu aşan süs bitkileri sektörüne ilgi her geçen gün daha da artıyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre bu yıl Eylül ayındaki ihracat, 2010 yılının aynı ayına göre yüzde 16,21 artarken, en yüksek ikinci ihracat artışı yüzde 86,76 ile süs bitkileri sektöründe yaşanıyor. İhracattaki büyük artışa rağmen, Türkiye nin bu pastadan payı dünya genelinde yalnızca binde 7 oranında. Yaklaşık 35 ülkeye lar civarında olduğu, yine bu hacmin 100-150 milyon dolarını da ithalatın oluşturduğu tahmin ediliyor. İhracat ise kesme çiçek dışarıda tutulursa 4-5 milyon dolar civarında. Üretimin artmasının, maliyetleri de azaltacağına dikkat çeken uzmanlar, ülkemizde bu sektördeki üretimde herhangi bir standardizasyonun olmaması nedeniyle üreticilerin rekabet edebilirliğinin çok az olduğunu vurguluyor. Sektör, yüksek ihracat potansiyelinin yanı sıra istihdam fırsatları da içerirken, işverenler bu alanda çalışacak nitelikli eleman ihtiyacının karşılanamamasından yakınıyor. Dünyadaki artan talebe daha fazla yerli üretimle yanıt vermeyi hedefleyen Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, sektörün Türkiye de geliştirilmesi için Sivil Toplum Diyaloğu Programı kapsamında Türkiye nin dış mekan süs bitkisi ithalatının yüzde 70 in yaptığı İtalya dan Mantova Ticaret Odası ve Mersin Turunçgil Üreticileri Birliği ile ortaklaşa bir proje yürütüyor. 150 bin Avro bütçeli projeleri ile hızla büyüyen bu sektörden Türkiye nin en yüksek faydayı sağlamasını hedefleyen STK temsilcileri, Türkiye deki dış mekan süs bitkileri sektörünün uluslararası piyasadaki rekabet edebilirliğini kalıcı şekilde artırmak için çalışıyor. Proje yetkilileri, üreticiler, akademisyenler ve yatırımcılarla birlikte Türkiye açısından karlı ve avantajlı bir kalkınma stratejisi geliştiriyor. Sektördeki nitelikli insan gücü ihtiyacının karşılanabilmesi için üreticilerin yanı sıra ilgili öğrenci gruplarının da eğitim programlarına dahil edilmesine dikkat ediliyor. Proje kapsamında, ayrıca, sektöre yönelmek isteyen firmalara yönelik bir yatırım rehberi hazırlanıyor. 10 11

Her ne kadar 2010 tatlı su ıstakozu olarak da bilinen kerevit. Kerevit, özel- Isparta Ticaret ve Sanayi Odasının Süleyman Demirel 2011 ihraç sezonunda likle Avrupa ve Amerika da büyük ilgi görüyor. Kereviti Üniversitesi ve Çek Cumhuriyeti nden South Bohemia tüm zamanların en üretimden pazarlamaya kadar destekleyen Çin, dünya Üniversitesi ile birlikte yürüttüğü 135 bin Avro luk proje- fazla iç fındığı ihraç pazarında hakimiyet kurarken, Türkiye bu alandaki ünü- de kerevit üretiminin yeniden canlandırılması için il ge- edilerek rekora ulaşıl- nü yavaş yavaş kaybediyor. Geçtiğimiz yıllarda kerevit nelinde bilinçlendirme kampanyaları da yürütüyor. Türkiye de Aflatoksin Nedeniyle Yıllık 40 Bin Ton Fındık Kaybı Var İhracat gücünün artırılması yalnızca gelişmekte olan sektörlerde faaliyet gösteren STKların ana hedefi değil. Türkiye nin en güçlü ihracat potansiyeline sahip fındık sektörü için de sektördeki önde gelen STKlar ihracat gücünü azami seviyelere çıkarmak için standartlarını yükseltici projeler yürütülüyor. Türkiye, dünya fındık üretiminin yüzde 75 ini, ihracatının ise yüzde 70 ini elinde bulunduruyor. Dünya genelinde böylesine büyük bir tekel oluşturmanın karşılığı ise milli ekonomiye yılda yaklaşık 2 milyar dolarlık bir döviz girdisi anlamına geliyor. Dünya fındık tüketiminin neredeyse tamamına yakını yüzde 91 lik oranla- AB ve diğer Avrupa ülkeleri tarafından gerçekleştiriliyor. Avrupalıların fındığa bu kadar düşkün olma sebepleri aslında ithal ettikleri fındıkların yüzde 80 ini çikolata ve şekerleme mış olsa da, sektörde söz sahibi sivil toplum kuruluşları tedbiri elden bırakmayarak fındığın en büyük sorunu olan aflatoksine karşı ciddi çalışmalar başlattı. Fındık üretiminde başı çeken illerden Ordu daki Ticaret ve Sanayi Odası yetkilileri, toplanan fındıklarda oluşan küfün yarattığı aflatoksin maddesinin verdiği zararları ortadan kaldırmak amacıyla, fındık sektöründe bulunan yüzlerce aktöre yönelik bir dizi eğitim faaliyeti ve bilgilendirme çalışmaları yürütmeye başladı. Avrupa Birliğinin finanse ettiği yaklaşık 95 bin Avroluk bütçeye sahip olan Ordu da Aflatoksinsiz Fındık isimli proje, aflatoksin nedeniyle Türkiye deki yıllık 40 bin ton olan fındık kaybını en aza indirmeyi hedefliyor. Proje ayrıca fındığın patozlanmasına (ayıklanmasına) ilişkin bir teknik standart da geliştiriyor. Sektördeki AB standartlarına nasıl erişilebileceği hakkındaki bilgiyi ise proje ortaklarından olan ve dünya fındık üretiminde ikinci ve üçüncü sıralarda bulunan Almanya ve İtalya dan gelen uzmanlar veriyor. Türkiye, Eylül 2010- Ağustos 2011 arasındaki fındık ihracat sezonunda 281 bin 330 ton iç fındık ihraç ederek, karşılığında 1 milyar 783 milyon 567 bin 587 dolar gelir sağlamıştı. Proje sayesinde bu oranın en az yüzde bir artırılması hedefleniyor. tüketimini en çok yapan Avrupa ülkelerinin talebinin yüzde 75 ini Türkiye karşılarken, şu an için ihraç rakamları 10 bin tondan 300 tona düşmüş durumda. Bunun en büyük sebepleri de aşırı ve bilinçsiz avlanmanın yanısıra, tarımsal atıkların gölde yarattığı kirlilik sonucu kerevit nüfusunun ciddi ölçüde azalmış. Bir dönem kerevit alanında Türkiye nin en önemli üretim sahaları arasında yer alan Isparta daki sivil toplum kuruluşları kerevit üretimini yeniden canlandırmak için harekete geçti. AB tarafından desteklenen Sivil Toplum Diyaloğu kapsamında proje geliştiren Isparta Ticaret ve Sanayi Odası, üreticilere sürdürülebilir avlanma, doğru pazarlama teknikleri, gıda güvenliği, ilgili AB mevzuatı gibi teorik eğitimlerin yanı sıra Eğirdir Gölü nde uygulamalı olarak kerevit avlama ve işleme tesislerinde kerevit işlemeleri gibi işbaşında eğitimler veriyor. AB Bakanlığı tarafından desteklenen program kapsamında projelerini hayata geçiren STKlar, bir yandan AB standartlarını takip etmedikleri için AB pazarlarında çok az yer bulan yerli üreticilerinin rekabet edebilirliğini artırmasına destek olurken, diğer yandan da üçüncü sektör olarak Türkiye deki meşruiyetini ve güvenilirliğini güçlendiriyor. sanayiinde kullanıyor olması. Elbette AB pazarlarına girmek için yüksek üretim, paketleme ve pazarlama standartlarının takip edilmesi gerekiyor. Kerevitin Kıymeti Türkiye nin zengin üretim potansiyeline sahip olduğu ancak ihracat gücünü arttıramadığı bir diğer ürün de 12 13

Türkiye Afet Lojistiğine Hazır Mı? Akademi Beykoz Dergisi sekizinci sayısında; Afet Lojistiği dosyası kapsamında AKUT kurucu üyesi ve Başkanı Nasuh Mahruki röportajı, Dr. Doğan Karadoğan ın (Stratejik Lojistik Yönetim ve Afet-Deprem Lojistik Uzmanı), Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu nun (İstanbul Teknik Üniversitesi Afet Yönetimi Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanı) ve Oruç Kaya nın (O2 Lojistik Yönetim Danışmanlık) yazıları ile bir kez daha afet ve afet lojistiği konusunu inceliyor.

17 Ağustos DEPREMİ, Türkiye nin Son 50 Yılda Yaşadığı En Büyük Travmaydı Röportaj: Okutman Mehtap Tunç kanı, Ulusal Güvenlik ve Stratejik Araştırmalar Derneği Böyle bir manzara karşısında kur- Fotoğraf: Onur Yalçın AKUT Arşivi UGSAD, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi, Sualtı Araştırmaları Derneği SAD, Gezginler Kulübü üyesi ve Ortak tarma çalışmalarını nasıl örgütlüyorsunuz? Kurtarma öncelikleri İdealler Derneği kurucu üyesidir. neye göre belirleniyor? AKUT, Türkiye nin en önemli ve etkili sivil toplum kuruluşlarından biridir. Kuruluş hedefiniz dağ ve diğer doğa koşullarında doğru ve etkin arama ve kurtarma düzenlemekti, ancak özellikle 1999 depremi sonrasında AKUT özellikle deprem afetleri sonrasında en önemli yardım kuruluşu ve kamuoyunun en güvendiği kurum haline geldi. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Kurtarma ekibi, o operasyon bölgesine geldiğinde birinci önceliği aslında, en kısa sürede, en fazla insana, en çok faydayı sağlamaktır. Kısıtlı kaynaklarla asla tam olarak yetişemeyeceğiniz bir problemle boğuşmak zorunda kalıyorsunuz. Ülkemizde giderek ihtiyacı daha fazla hissedilen arama kurtarma konusunda faaliyet gösterecek uzman bir ekibin gönüllülük prensibinden yola çıkarak bir dernek çatısı altında bir araya gelmesi fikri üzerindeki çalışmalar sürerken, 1995 yılı Aralık ayında Uludağ Keşiştepe de yapılan bir arama kurtarma operasyonunda AKUT kendi adını ilk defa kullanarak yer aldı ve 1996 yılı başında da AKUT Arama Kurtarma Derneği resmen kuruldu. Ali Nasuh MAHRUKİ, Sovyet Asya nın 7000 metreden yüksek beş tırmanışını da tamamlayarak, Rusya Dağcılık Federasyonu tarafından KAR LEOPARI unvanı verilen Mahruki, Everest Dağı na tırmanan ilk Türk ve dünyadaki ilk müslüman dağcı ve YEDİ ZİRVELER projesini tamamlayan dünyanın en genç dağcısı oldu. 8000 metreden yüksek Cho Oyu, Lhotse ve K2 dağlarına oksijen desteksiz olarak tırmandı. 15 yıl aradan sonra Everest Dağı na bir kez daha tırmandı. Türkiye, İran, Pakistan, Hindistan, Nepal, Sıkkım, Tibet, Bhutan ve Avrupa nın çeşitli ülkelerinde motosiklet seyahatleri yaptı. Arama Kurtarma Derneği AKUT kurucu üyesi ve baş- 17 Ağustos Türkiye nin son 50 yılda yaşadığı en büyük tramvaydı. Gerçekten çok ağır bir travmaydı ve Türkiye deki bütün kurumlar hazırlıksız yakalandı. Acil durumlar ya da afet yönelik hazırlık yapmış olan kurumlar bile hazırlıksız yakalandı. Bu yüzden o süreçte insanların sisteme olan güveni ciddi anlamda sarsıldı. Yine yalnız kaldıklarını hissettiler. Nerde bu devlet çıkışı vardır ya işte öyle bir hal almıştı. 17 Ağustos depreminde herkes bir kere önce o şoku yaşadı, savaş gibi bir şeydi aslında, bir de bunlarla mücadele edecek unsurların geriden gelmesi de ayrı bir tepki yaşanmasına neden oldu. Bu tepkiye tabii ki her şey yansıdı. Güvenilirlik anketleri yapıldığında Kızılay ne yazık ki çok kötü bir sınav verdi 17 Ağustos depreminde. Şuanda çok iyi bir noktada, ama o dönem de kötü bir sınav vermişti. Belediyeler, medya, Türkiye Büyük Millet Meclisi, hükümet bunların hepsinin güvenilirliği en alt kademeydi. Çünkü vatandaş hizmet istiyor. Vatandaş problemlerine çözüm bulunmasını istiyordu. Afet dediğiniz şey zaten çözümü çok zor olan bir şey. Maharet süreci afete dönüştürmemektir. Deprem dünyanın her yerinde oluyor. Önemli olan o depremi afete dönüştürmemekti işte. 17 Ağustos Depreminde afetinde ötesinde bir durum söz konusuydu. Akut un çabasını, emeğini hatta gönüllerin hayatlarını tehlikeye sokacak kadar girişimlerde bulunmasını tüm Türkiye gördü o dönem. Hatta bütün Dünya gördü iletişim sayesinde. Bu durum Akut u en güvenilir kurum haline getirdi, tabii ki Türk Silahlı Kuvvetleriyle birlikte. Bizim için çok büyük bir gurur, çünkü bizler bu ülkenin evlatlarıyız ve Türkiye de en güvenilir kurum seçiliyoruz. Bundan daha gurur verici bir durum olamaz. Üst düzey bir güven duyulunca daha da dikkat etmeye çalıştık. Zaten AKUT un 5 değerinden iki tanesi dürüstlük ve güvenilirlik. Yani biz operasyonel takım olduğumuz halde 5 nin iki tanesi ahlak üzerine kuruludur. Çünkü ahlak üzerine kurulmayan hiçbir şey sürdürülebilir ve kalıcı olamaz. Bunu çok iyi biliyoruz. 99 depremiyle millet tarafından tescil edilince bu bizi daha çok dikkatli ve her yaptığımıza daha özen gösterir hale getirdi. İki sorumluluğumuz var. Bir tanesi operasyonel, diğeri de toplum bilinçlendirme. Operasyonel işin artık son noktası zaten. Toplum bilinçlendirme, risk azaltma çalışmalarında da aslında o kadar operasyona çıkma gereğini de ortadan kaldırabilirsiniz. Daha az operasyona ihtiyaç olur. Bilinçli toplum, bilinçli yurttaş, afetlere dayanıklı toplum alt yapısını oluşturmuş bir toplum olabilirsiniz. Dolayısıyla bizim paralel sorumluluğumuz operasyonel olduğu kadar operasyonlara ihtiyaç duyulmasını engelleyecek, azaltacak şekilde de toplumu bilinçlendirme çalışmalarıdır. Kitleleri etkileyen bir afet sonrası yardım için bölgeye gittiğinizde korkunç bir manzara ile karşılaşıyorsunuz. O kısıtlı kaynaklarla çok sayıda, en fazla faydayı sağlamak odaklı hareket ediyorsunuz. Bu işin yaklaşımıdır. Bir de bu süreç içerisinde arama kurtarmanın birinci sorumluluğu önce kendisine karşıdır. İkinci sorumluluğu ekip arkadaşlarına karşı, kurtarma üçüncü sırada gelir. Yani üçüncü sırada kurtarılacak kişi gelir. En temel yaklaşımlardan biri de, ek kazalara yol açmamaktır. Problemli bir bölgeye giriyorsunuz. Ne yaparsanız yapın ikinci bir kazaya yol açmayın. Önce o olay sınırlandırılır ve onun içerisinde çözüm üretilir. Tabi bunu yaparken de kendinizi riske atmamalısınız. Eğer bize bir şey olursa hiç kimseyi kurtaramayız. Mutlaka bizim ayakta kalmamız lazım. Gönüllülerimizden istediğimiz aslında, problem çözme kabiliyeti olan insan olmalılar. Çünkü hiçbir operasyon birbirine benzemez. Benzer gibi görünür ama benzemez. Detaylarında bir sürü farklar çıkar. Aslında o farklar bir operasyonu en faydalı nasıl yönetebileceğinizi ortaya koyan şeylerdir. O yüzden gönüllünün gerçekten çok iyi gözlem yapabilen, analiz yapabilen, bu süreç içerisindeki değişkenleri, aralarındaki ilişkiyi gözlemleyebilen, biri biriyle yan yana gelirse nasıl bir durum ortaya çıkabileceğinin farkında olan ve problem çözme yeteneği olan insanların olması gerekiyor. Eğer bir deprem bölgesine girildiyse, yapılması gereken o zaman hangi binanın altında yaşayan bir kazazede olduğuna ulaşmaktır. Biz oraya gidene kadar 16 17

aradan zaman geçiyor. O zaman içinde zaten o bölgede- gibi önemli unsurlar da ortaya çıkıyor. Çocuklar varsa, bizle aynı zamanda Rusya daki ekip oraya vardı. Nasıl Akut un bir kendi gönüllülerine verdiği eğitimler var. Bir ki yerel insanlar kendi aralarında bir sürü şey yapıyorlar. işte o çocuklarla süreç boyunca ilgilenilmesi gerekmek- haberi alıp geldiniz? diye konuştuğumuzda, Bizim bir de dış kurumlara yaptığımız eğitimler vardır. Kendi gö- Çıkarabildiklerini çıkarıyorlar. Çıkaramadıklarıyla konu- tedir. En büyük tramvayı çocuklar yaşıyor çünkü orada. bilgisayar programımız var. Tüm bu coğrafyayı tespit nüllerimiz operasyonel anlamda yetişiyorlar. Konular şup moral vermeye çalışıyorlar. Biz geldiğimiz zaman Onlarla konuşacak, onlarla oynayacak, psikolojik destek edecek bir alan için analiz sistemi kurduk dediler. Bu ise enkaz sonrası deprem, seller, teknik kurtarma, ara- hemen kendi kriz merkezimizi oluşturuyoruz operasyon verecek bir ekibinde olması gerekiyor. Çok boyutlu bir sistem de 7.2 lik depremde işte şu bölge de, örneğin, on ma ya da köpekli arama olarak çeşitlenmektedir. Arama bölgesinde. Eğer bölgenin bir kendi yerel kriz merkezi süreçtir bu. Ama birinci görev tabii ki insan hayatı kur- bin ile yirmi bin arasında can kaybı olur çıktısını vere- ve kurtarmanın arasındaki süreç içerindeki her bir uz- varsa çok iyi. Ama 17 ağustosta yoktu böyle bir merkez. tarmaktır. Önce ona göre hareket ediliyor. biliyor. Onu görür görmez düğmeye basıp gelmişlerdi manlık alanına göre kendi de bölümlere ayrılıyor. Bun- 17 ağustosta biz kendi kriz merkezimizi oluşturduk ve bütün istihbaratları biz orada topladık. Vatandaş, nerede enkaz varsa orada toplanıp canlı var mı diye toplanıyor. AKUT olarak afet halinde lojistik süreçleri nasıl organize ediyorsunuz? bölgeye. Çok kuvvetli bir ekip bölgeye kaydırdık dediler. 1999 yılında Rusların elindeki bir bilgisayar programı ile hareket etmeleri büyük nimet. O programı ile hangi böl- lar birinci, ikinci, üçüncü kademe olarak ayrılır. Bunların dışında AKUT gönüllüsünün alması gereken nöbet sistemi var ve herkese sıra ile nöbet geliyor. AKUT ta çalan Ya orada komşusu var ya akrabası, tanıdığı ya da birisi var orada onu hayata bağlayamaya çalışan. Bizi ilgilendiren o hayata bağlamaya çalışan kişi, çünkü bizi oraya götürecek olan o. Tek tek bütün binaları kendi kaynaklarımız ile kontrol etmemizin zor olabilir. Tabii ki yabancı bir yere gittiğimizde bunu da yapıyoruz. Ama bölgede zaten oluşan bilgi toplama alanı varsa, o bilginin hemen bize ulaştırılmasını yönetmekte gerekir. Bir kriz masası varsa gittiğimiz yerde o zaman iş daha kolay olabiliyor bizim adımıza. Kriz masası tüm bilgileri zaten ekiplere söylüyor. Biz ise şu kadar kişiyiz ekipte, şu kadar iş yapabilecek kapasite ile geldik, bize iş verin diyoruz. O kriz merkezinin başındaki kişide, sizin imkân kabiliyetlerinize göre burada arama kurtarma ekiplerini topluyor ve şuradaki mahallede şu kadar kişi binanın altında, şu kadar kişinin sesi geliyor ya da şu mahalledeki kimseye şu zamanda kadar ulaşılmamış gibi bilgiler veriyor. Sürekli ekipler geribildirim yapıyor yani şuradaki iki kişi çıkarıldı diye. Bir afet durumunda arama ve kurtarma çalışmalarını etkileyen faktörler nelerdir? En önemli özelliği ölçeğidir. Ne kadar insan etkilendi, nasıl bir lojistik sağlanabilir, nasıl bir coğrafyaya sahip, nasıl bir kaynak aktarmak gerekir böyle bir bölgeye. Tabii ki biz işin arama kurtarma tarafındayız. Bu çok boyutlu ve çok kapsamlı bir süreçtir. Arama kurtarma ile de iş bitmiyor. Arama kurtarmanın ötesinde bir yerden sonra bu insanların bakım, barınma, yeme, içme, hijyen, sağlık Öncesinde bir planlamanın yapılması gerekiyor. Problemin büyüklüğüne göre hareket ediliyor. Van depreminde çok enkaz var denildiğinde, Türkiye nin dört bir tarafından insanlar yardıma gitti. Bizimde ekibimizden 17 tane gönüllümüz hareket etti. Çözüme ihtiyaç olduğunu ön görmemiz durumunda, çok ciddi bir kapasite ile gittik. Ama ilk haberini aldığımızda, bu kadar büyük kapasite ile harekete geçmemiştik. Çünkü ilk haberle Kandilliden yapılan açıklamada 6.6 büyüklüğünde olduğunu, yanlış hatırlamıyorsam, sonra 7.2 ye çıktı. 6.6 bizde bütün alarm zillerini çaldırtmadı. Evet orada bir travma var, muhtemelen yıkılan binalarda var ve gidip mutlaka bakılması lazım dedik. Bingöl ekibi en yakın ekip olduğundan, hemen onlara haber verip, onları harekete geçirdik zaten. Erzurum, Rize ve Trabzon tarafındaki ekiplere de siz hazır olun, ama bakıyoruz hala duruma dedik. Ama Bingöl ü hemen yola çıkarmıştık. Bir süre sonra o 6.6 değil de 7.2 olduğu, 500 ile 700 kişi arasında ölüm olabileceği haberi gelince Kandilliden, bu sefer alarm çaldı tabii ki. Çünkü bu daha ciddi bir durumdu. Mutlaka daha etkili hareket etmek gerekiyor. Bunun üzerine Türkiye deki birçok ekibimizdeki gönüllülerimizi bölgeye kaydırdık. Mesela Ege den de geldiler, Bodrum İzmir ekiplerini kaydırmaya gerek yoktu, ama bir şekilde onlar kendi kaynakları ile ulaşma imkânları bulup geldiler bölgeye. Asıl önemli olan işte işin ölçeğidir. Ölçemediğiniz hiçbir şeyi yönetemezsiniz derler. O yüzden doğru ölçekler konulmalı. Mesela 99 depreminde biz bölgeye koşturarak gittik. Ben Gölcük teki ekibin başındaydım, ama neredeyse gede, ne tür stokları olduğunu, ne tür bir nüfus olduğunu, ne tür bir zaafları olduğunu biliyor ve deprem yazdığı anda da ne kadar can kaybı olabileceğini ön görüyorlar. Van depreminde Kandilinin yaptığı gibi, Ruslar bunu 99 da yapmıştı. Çok hızlı hareket etti. AKUT, Türk Kızılayı ile afet birliği oluşturmak üzere bir işbirliği yaptı. Bu işbirliğinin içeriğinden söz eder misiniz? AKUT ile Türk Kızılayı arasında bir iş protokolü imzaladık. Zaten uzun zamandır beraber çalışıyoruz. Ama 2003 den beri de bunu resmi protokole dönüştürdük. Türk Kızılayı nın tüm çalışmaları, Uluslar arası Kızılay, Kızıl Haç federasyonunun çizdiği yol haritasında gidiyor. Tüm dünyaya da aynı süreçte işliyor. Her ne kadar yardım ağırlıklı çalışıyor olsalar da, onlarında bir arama kurtarma kapasitesinin olması talep ediliyor Kızıl Haç federasyonları tarafından. Türk Kızılayı da bu kapasiteye ulaşabilmek için AKUT ile böyle bir iş birliği protokolü imzaladı. Doğrudan bundan sonra Türkiye nin destek verdiği afet durumlarında AKUT Türkiye nin arama kurtarma takımı olarak. Türk Kızılay ı Türkiye nin insanı yardım takımı olarak birlikte görev alacaklar diye bir protokol imzaladık. Türkiye de özellikle afetlere karşı genel yaklaşım önlem almak yerine, afet sonrasında eyleme geçmek oluyor. Bu noktada eğitimin önemi tartışılmaz. AKUT un verdiği tüm eğitimler hakkında bilgi verir misiniz? telefonu o yüzden herkes açabilir. İlk haber alımı diye bir eğitimimiz var. İlk yardım eğitimi olmazsa olmaz. Bunların dışında bir dış kurumlara yaptığımız eğitimler var. Özellikle afet bilinçlendirme ile ilgili yaptığımız seminerlerle yürüyen çok etkili bir çalışma alanı var. İlkokuldan tutunda, üniversitelere kadar, pek çok sivil toplum kuruluşlarına kadar çok geniş bir çerçevede eğitim sistemlerimiz var. Bu eğitimler üniversiteye ayrı anlatılıyor, liseye ayrı anlatılıyor, orta öğretime ayrı anlatılıyor, ilkokul çocuklarına ayrı anlatılıyor. Mesajın özü aynı ama onların anlayabileceği bir dille, detaylandırmaları farklı olarak anlatıyoruz. Bir de dış kurumlarda özellikle fabrikalarda, bazı özel sektör işletmelerinde, acil durum yönetim sistemlerinin oluşturulması ve bu çerçevede çalışacak ekiplerin yetişmesiyle ilgili hem arama kurtarma ekiplerinin hem de bu alanda görev alacak insanların eğitim almasıyla ilgili eğitimlerimiz var. Bunlardan AKUT a gelir elde ediyoruz. Devlet tarafından desteklenmediğimiz için kendi kaynaklarımızın kendimizin yaratması gerekiyor. Bu dış kurumlara verdiğimiz eğitim, Akut un operasyonel faaliyetlerini finanse ediyoruz. Ataşehir Belediyesi ve AKUT arasında ilçede Afet Eğitim ve Araştırma Enstitüsü kurulması için karşılıklı protokol imzaladı. Bu enstitü hangi kapsamda çalışmalar gerçekleştirecek? Epeydir hayalimizde olan bir çalışma vardı; 16. yılında AKUT un bir enstitü kurmasıydı. Ataşehir Belediyesi ile birlikte bu enstitüyü kurduk. AKUT Ataşehir Afet ve Acil 18 19