RUHANİYETİN GİZLİ GÜCÜ Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hz. nin 28 Nisan 2012 Sohbeti, Destur Ya Seyyidi. La İlahe ill'allah, La İlahe ill'allah, La İlahe ill'allah Seyyidina ve Nebiyyuna Muhammedun Resulullah, sallallahu aleyhi ve sellem, ve şerrefe ve kerrem ve meccede ve azzam. Ey Rabbimiz bizi affeyle. Esselamu aleyküm, ey katılanlarımız. Hazır bulunup katılmanızı, kendisini mutlu etmek için veya vakit öldürmek için veya dertlerini unutmak için sinemada film seyreden biri gibi yapmayın. Dikkatinizi verin! Ne kadar dikkat ederseniz Sema'dan daha da çok himmet, destek yetişir bu sohbetimiz için. Konuşmak da kolaylaşır, katılanlarımızın duyması da kolaylaşır, ve ayrıca anlaşılması da kolaylaşır. Ve asıl önemli husus, hakikaten önemli olan anlamaktır. Anlamaya gayret ediyorum, ama ilahi destek olmazsa benim anlamaya çalışmam bir işe yaramaz, faydasızdır. Ve şimdi, mütevazi bir şekilde burada oturuyoruz. Ve ayrıca, inananlar olarak burada oturuyoruz. İnanç yoksa, bu insanlık için en düşük mertebedir. Bu mertebeden daha aşağısını bulamazsınız. Anlayışı yoksa, anlayış bittiğinde onun mertebesi en aşağıdadır. Ey Rabbimiz, bize anlamayı nasib et. Ey en çok tazim edilen Peygamberimiz, kulluk mertebeleri içinde en şerefli olan ve tazim edilen, anlamak için senin şefaatini isteriz. Ve insanlar; belki 5 kişi olur, fark etmez. Belki 10 kişi olur dinleyen, fark etmez. Sema'dan gelen mükafat geri alınmaz. O gelen lütuf, yalnız 5 kişiye verilir. Bir ilahi lütuf gelir ki belki 6 milyar insana verilir. İnsanlar umursamaz, "Bana ne" der. Eğer umursamıyorsanız, Cenab-ı Allah emreder: "Katılıp bir şeyler almak isteyenlere ver". Bu yüzden dünyanın sonunda, ahir zaman olup Kıyamet Günü yaklaştığında, insanlar Hakikatlerden daha da fazla kaçar. İnsanların çoğunluğu yalnız maddesel yönleriyle meşguldürler. Bu yüzden şimdi, çok az insan ilgilenir. Belki Majeste Kraliçe, belki Ekselans Bubama? Belki Bubama (Obama) da ilgilenip bakar. Zannediyor ki, bu (başkanlık) ünvanına ulaşınca sonsuza kadar kendinde kalır. Böyle zanneder ve düşer. Bu "ed dünya Mekkâre"dir- bu dünya üzerindeki hayat insanoğlu için en aldatıcı şeydir. Herkesi aldatır ama, bazı insanlar anlar ve geri döner. Bazı insanlar da dikkat etmez, daha fazlasını ister hep- her seferinde şeytan onları aldatır, tuzağına düşürür ve onlar da düşerler. Düştüklerinde, o aşağısı Evrenin Karanlıklar Merkezidir ki şimdi bakıp görürler onları ve "Kara Delikler var" derler. Bu yalnız bir tahayyüldür çünkü bizim kapasitemiz atmosferden ilerisine yetişemez, oradan ilerisinde birşey yoktur. Ama onlar bir kılıf uydururlar. Yaldızlarla süslerler yalanlarını, bu yalnız hayaldir, zandır. "Evrenin başlangıcı bir atomdu" diyerek hayal ederler. Bu hayaldir, hakikat değildir. Sonra o atom patlar, ve derler ki saniyenin trilyonda birinde madde çıkar, dağılır ve uzayı doldurur. Bu şeytani bir fikirdir. Ve şimdi diyorlar ki "Pozitif ilmi takip ediyoruz". Nedir bu pozitif? www.saltanat.org Page 1
Nasıl pozitif yapıyorsunuz onu? Siz insanları aldatmak istiyorsunuz ki bu koca evreni kim yarattı, sormasınlar. "Allah vardır" demedikleri sürece, "Allah yaratmıştır" demedikleri sürece böyle saçma.. İddia mı yoksa o yaptıkları şeyler.. Bazen tez yazarlar. Arapça söyleme onu berbat eden. Tövbe Estağfirullah. Şimdi söveceğim onlara. Merhaban. Oooo, önce selam vermeyi unuttuk. Ama bu bizim konuşmamızı götüren önemli bir şeydi- bir mukaddime, önsöz yapmak. Beyaz Saray gibi, bir sürü basamak vardır önünde. Basamak olmadan içine giremezsiniz. Şimdi bizim söylediğimiz de basamak kabilindedir, gerçek ilim merkezine girmek isteyenler için konuşmamız gereken şeylerdir. Ve siz de anlamaya çalışmalısınız. Bu yüzden şimdi, "Esselamu aleyküm ey katılanlarımız" diyoruz. İnsanoğlu, hepimiz Adem ve Havva'dan geldik, Adem ve Havva da topraktan. Ama insanlar bir ünvana ulaşınca zannederler ki insanlar tarafından bu kendilerine verilen, gerçek bir ünvandır. Hayır! Hakiki ünvan, sayısız varlık arasında insan olarak yaratılmanızdır. Ve, bu gezegendeki en önemli varlık olmakla iftihar edebilirsiniz; "Ben bir şeyim" diyebilirsiniz. Bir şeysiniz, birşey olduğunuzu iddia ediyorsunuz. "Ben bir şeyim" dediğinizde bu devamlı olmalıdır. Ama siz bir hududa ulaşıyorsunuz ve size "Dur, buraya kadar" diyorlar. Ki siz kendinizi birşey zannediyor, taklit ünvanlarınızla gururlanıyordunuz. Ve sizi yaratan Alemlerin Rabbi, Peygamberlerine insanlara şunu sormalarını emretti: "Siz kimsiniz?" "Ben ilk insan Adem ve Havvanın evlatlarından biriyim". Bu doğrudur. Diğerleri, sizin "Şusun busun" diyerek birbirinize verdiğiniz ünvanlardır. Ve, Adem ve Havva'da topraktandır. Burada yanlış birşey var mı? Yok. Bu yüzden, insanlara "Esselamu Aleykum" diyoruz. "Yaşama hoşgeldin! Ey küçük, yeni doğdun. Sen kendi başına mı geldin buraya?" Size bakar, duyar ve bakar ama bir cevap veremez. Çünkü henüz anlayacak kadar olgunlaşmamıştır. Bu demektir ki herşey adım adım ya yükselir ya da aniden karanlık yerlere düşer. Ve şimdi, Euzubillahimineşşeytanirracim diyoruz- her zaman şeytani tezlerden kaçıyoruz. Bütün o tezler insanların inançlarını değiştirmek içindir. Çünkü insanların inançları kuvvetli bir temel üzerine bina edilmiştir. Ama onların tezleri asla kuvvetli bir temel üzerine oturmaz. Hayır, bu onların zannıdır. Ve zannınız size hiçbir zaman birşey vermez. Bir insan zan ederse, kendi kendine düşünür ve kendine göre doğru olan bir karar verir. Ama kimse ona "Doğrusun" demez. "Hayır, benim dediğim, benim tezim en iyisidir veya seninkinden daha iyidir" derler. Ve biz bütün mahlukatın içerisinde en nurlular olmak üzere yaratıldık, cismani ve ruhani olarak. Bizim cismimiz, insanın cismi-maddesi seçilmiştir. Ve tamamlandığında, suda yüzen uçakların inşası gibi. İnsanlar zanneder mi ki onlar kendi kendine suda yüzer, gider? Bu yanlış bir fikirdir. Çünkü o koca uçağın içinde insanoğlundan canlı biri olması lazımdır. O koca uçağa başka hiçbir varlık hükmedemez. Ama bir adam gelir, o koca uçağın yanında parmak kadardır, ama gelir ve kumanda köprüsünü, kumanda köşkünü kaldırıp oturur. O koca uçak onun hükmü altındadır. Böyle yapınca (düğmeye basınca) o koca uçak yüzmeye başlar. Buna basınca daha da kuvvetle yüzdürür. O parmak kadar adam olmasa olmaz. Çünkü ona, o koca uçağı hareket ettirme yetkisi bahşedilmiştir. www.saltanat.org Page 2
Ve siz, sizin yaradılışınız bir uçağın gövdesinin inşasından çok daha önemlidir. Bizim cismaniyetimiz koca uçaktan çok daha mühimdir. Onun tek özelliği çok büyük bir gövdesinin olmasıdır sadece, okyanusta yüzen bir ada gibi. Ama siz, sizin yaradılışınız çok daha önemlidir. Çünkü, ana rahminde üç 40 günden sonra size gelen "Kaptan", İlahi Emir birini yollar ki ona "ruhaniyetimiz" deriz. Yollar ve ona der ki: "Git ve bu yeni doğanın kontrolünü al. Hayatının sonuna kadar bu kimseyi gözeteceksin". Bu yüzden insan o kadar önemlidir ki kimse onun hakikatini, gerçek varlığını bilemez. Ve herkesin bir cismaniyeti, cismi ve ruhaniyeti vardır. Eğer ruhaniyeti cismine gelmezse işe yaramaz, hemen alıp mezara koyarlar. Hergün görüyoruz. "Ne oldu?" "(Ahirete) geçti gitti" "Nasıl gitti? Trenle mi? Gemiyle mi? Uçakla mı?" "Sana gitti diyorum" "Nereye gitti? New York'a mı gitti? Washington DC'ye mi?" "Yo, bunların hiçbiri değil". Evet bu çok acayip, merak uyandıran bir olaydır. Dün yürüyor, yiyor içiyor, dans ediyor ve daha fazla para kazanmak için dünyanın peşinde koşuyordu. Ve bugün ayakları taşımıyor artık o kimseyi. Ve o kimse de Amerikan Bankasının başkanıydı, UN. Yok yahu UN (BM) değil US. Us (yues) deme (İngilizcede) eşek demektir. "Bu Amerikalılar dan aldığımız İngilizce bir kelime. Bu yüzden US desek de fark etmez, sövmektir o". "Yok, biz o anlamda kullanmıyoruz". Evet, o adam dün koşuyordu bugün ayağa bile kalkamaz. Ne oldu? Hala insanlar, bütün milletler bu noktaya hiç dikkat etmezler. Dün koşuyorduk bugün hareket bile edemiyoruz. O gizli güç nedir? Bu, bütün milletlerin ve liderlerinin en büyük mesuliyetidir, bunu öğretmiyorlar. İnsan, insanoğlu Varoluştaki yaradılışın en üst mertebesidir. Onlar, Gökler için yaratılmıştır. Ama uçaklarının en son noktasına geldiklerinde kaptanı bağlayıp alıyorlar: "Sen gel, bırak bunu". Bizim cismaniyetimiz de o uçak gibidir. (Şimdi sen cismini) bırak ve gel bakalım Hakikat neymiş görmek için. Ama artık şansını kaybettin, çünkü bütün hayatını, gayretini heba ettin. Kaybettin, ve hiçbir şey anlamıyorsun. Geldiğin gibi geri gidiyorsun. Ve üzgünüz ki ebedi bir ünvan ve mertebeye ulaşma şansını kaybettin. Kaybettin bu şansı, heba ettin. Kısa bir hayatın ve onun zevklerinin peşinde koşuyordun. Ebedi Hayatı hiç düşünmüyordun ki; biz onun için bir sürü, binlerce İlahi Zatlar gönderdik; sizi uyandırmaları için ve düşünmeniz için, bilmeniz, sormanız ve Yaradanın lütfu olan mülkünüze gelmeniz için. Kaybettiniz bunu. Şimdi, Euzubillahimineşşeytanirracim diyoruz. Çünkü her yerde yanlış fikirler görüyorsunuz. Üniversiteler, akademiler, liseler, kolejler, her yerde "Yaratıcı yok" diye öğretiyorlar, "Allah yok". Haşa! Estağfirullah. Gençlik için yeni bir bina kurarken esas noktaları bu. Neden onları "Allah yok" diyerek aldatmaya çalışıyorsunuz? Allah olmasa siz nasıl buradasınız? Kim koydu bizleri buraya? Söyleyin. Kim koydu bu gezegeni buraya kendi ekseni etrafında dönmesi için? Sonra, kendi yörüngesinde akarak güneşin etrafında döner. Bunu görüyorsunuz, sonra da gördüğüze "bu yanlıştır" diyorsunuz. Çünkü Hakikat, her zaman kapatılmıştır. Hakikatlere ulaşmak öyle kolay değildir. Bu yüzden Cenab-ı Allah Peygamberler yollamıştır, biraz olsun aralayıp görebilmeniz için. Görünce de "Uf,Allah Allah" der hayrete düşersiniz. Şeytan da gelip "Kapat, kapat, o yalnız hayaldir" der. "Nasıl hayal? Bak burada işte". Bakarlar, bakarlar: "Bunu hiç görmemiştim, www.saltanat.org Page 3
hiç düşünmemiştim, ve hiç anlamamıştım.." İşte bu anlayıştır. Biz anlamak üzere buraya gönderildik ama insanlar hiç kıymeti olmayan şeylerin peşinde koşar. Kıymeti yok, evet. 2 ay önce bu dünya hep sapsarıydı, kuru otlar ve yapraklarla. Şimdi bakıyorsunuz değişmiş, yemyeşil bir elbise giydirilmiş. Nasıl olabilir bu? Yeni nesile hiç böyle şeyleri anlatmıyorlar ki anlasınlar. Hala yanlış fikirleri takip ediyorlar. Ki onların hepsi şeytani öğretilerdir. Marks kim? Darvin kim? Bu adam kim? Şu filozof kim? Neden Hz Musa'nın söylediklerine dikkat etmiyorsunuz? Neden Hz İsa'nın ne söylediğini sormuyorsunuz? Neden Efendimiz Hz Muhammed'in (sav).. Ayağa kalk! Ne söylediğine bakmıyorsunuz? Neden mani oluyorsunuz? Bütün başkanlar, hükümetler ki Cenab-ı Allah onları halklarının üzerine çoban olarak koymuştur, insanları yanlış yollardan men etmezler de onları şeytani fikirlere akın ettirirler. Biz buradayız, belki en zayıf bir kuluz ama 70 değil 80 şeytan gelse Cenab-ı Allah'ın şerefi için onların fikirlerini ayağımın altına alırım. Çünkü anlayış geliyor. Ve anlayış Allah'tan gelen İlahi bir lütuftur. Anlamanız lazım! Anlamazsanız yarın sizi tabuta koyup toprağın altına gömerler. Allah bizi affeylesin. Ey insanlar, ey insanlar, bu insanoğlunun liderleri için bir hitaptır. Bu, sürüden çobanlarına bir hitaptır. Çobanlar yanlış yolda, ve sürüleri de yanlış yolda. Yanlış yolda gittikleri zaman kurtlar yer onları, biterler. Her yerde şeytan vardır. "Şeytan yok" demeyin. Şeytan her yerde. Bu yüzden bizim Selefi alimlerine soruyorum: Ey alimler, "ves selâmu alâ menittebeal hudâ-hidayete tâbî olanlara selâm olsun" (20:47). Yanlış yolda olanlara "esselamu aleykum" diyemezsiniz. "Ves selâmu alâ menittebeal hudâ" demelisiniz. Doğru yol üzere olanlara Esselam diyebilirsiniz. Soruyorum, siz ne dersiniz, bir kimse bana soruyor: "Ey Şeyh, senin fikrin nedir, şeytan her yerde mi?" Veya şu hususta sizin fikriniz nedir: dünyada şeytanın olmadığı, giremediği bir yer var mıdır? Ben de diyorum ki "Selefi alimlerine sormam lazım, ben bilmem". Bu yüzden Suudi Arabistan'ın Selefi alimlerine soruyorum: "Şeytanın asla gelemeyeceği, giremeyeceği bir yer biliyor musunuz?" Cevabınız: Hayır. Selefi alimleri, şeytan Mekke-i Mükerreme'de olabilir mi? Medine-i Münevvere'de olabilir mi? Ala sakine efdalü salati ve ettemmü teslim. Evet, orada da var. Şeytan olmasa tartışan insanlar olmaz, kavga olmaz. Biz yukarıdan ve aşağıdan katılanlarız, kaç şeytan var? Kutsal Kitaplarda zikredilmiştir. Milyarlarca şeytan mı var yoksa tek bir şeytan mı? Bir şeytan...tek bir şeytan her yerde olabilir mi: Camilerde, kiliselerde, manastırlarda, Yahudilerin sinagoglarında? Biliyor musunuz, oralarda da şeytan var mıdır, gelir mi? "Hayır Efendim". Bir şeytan her yerde oluyor, öyle mi? Selefi alimleri, evet diyor. Biz bu hususta çok bilgi, hikmet sahibi bir kimse değiliz, yaşımız da 90'a yetişmiş, biz yalnız anlamak istiyoruz. Eğer bir şeytan her yerde olabiliyorsa, o zaman inanıyorum ki Efendimiz (sav) de her yerde hazır olabilir. Ama siz bunu kabul etmezsiniz. Şeytan her yerde olabilir de Efendimiz (sav) olamaz?! Bunu ben söylesem, bana müşrik dersiniz. Ben müşrik miyim? Nasıl şeytan her yerde olabilir de Efendimiz (sav) olamaz? Şeytana bu her yerde olabilme yetkisini veren Efendimize (sav) her yerde hazır olabilme yetkisini vermez mi? Nasıl bana 'müşrik' diyorsunuz? Söyleyin bana! Cenab-ı Allah "Ve fîkum www.saltanat.org Page 4
Resûlallâh" buyurur. Öyle mi? "Va lemû enne fîkum resûlallâh-aranızda Allah'ın Resûlü olduğunu biliniz" (49:7) Ayet-i Kerime. Bu hitap yalnız Sahabe için mi, yoksa bizim zamanımıza da geliyor mu? Çünkü Kuran-ı Kerim muhdes (sonradan çıkan) değildir, Kelam-ı Kadim'dir. Bu demektir ki Efendimiz (sav) her zaman sizinledir! Neden bunu söylemiyorsunuz? Yanlış yoldasınız. Öğrenmelisiniz, o hakiki zatlardan öğrenmelisiniz ki onlar şimdi her zaman hazırdırlar, mevcutdurlar. Bir şeyler öğrenmek için onları aramalısınız. "Selefi alimiyim" demeyin. Allah bizi affeylesin, ve bize bir anlayış lütfetsin. Herşey anlamaya bağlıdır. Ve biz de insanların anlaması için gayret ediyoruz Ben zayıf bir kimseyim, ama onlar Batıya, Doğuya, Kuzeye, Güneye vermem için bir şeyler gönderiyorlar. Allah Allah, Allah Allah, Allah Allah, Aziz Allah, Allah Allah, Allah Allah, Allah Allah, Kerim Allah. Allah Allah Allah Allah, Allah Allah, Allah Allah, Allah Allah, Sultan Allah. Biz birşey değiliz, ama Selefi alimlerine başka bir soru soralım. Hz Musa ve Hz İsa'nın durumu nasıldır, ümmetlerini bırakıp gittiler mi? Yoksa onlar da hala Efendimiz (sav) ile birlikte mi? Onlar da Efendimiz Seyyidina Muhammed (sav) ile birliktedir- Allahumme zidhu izzen ve şerefen nuran ve surura Ya Rabbi.. Fatiha. Fatiha Video Link: http://www.saltanat.org/blog/tabid/271/postid/649/the-secret-power-of-spirituality- Ruhaniyetin-Gizli-G-c-en.aspx www.saltanat.org Page 5