Akdeniz Kıyısında Bir Ortaçağ Kenti: Olympos



Benzer belgeler
KONURALP TEKNİK GEZİ RAPORU

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı. Anadolu Üniversitesi Yılı Side Kazısı Çalışmaları. (12 Temmuz-8 Eylül 2010)

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

AYASULUK TEPESİ VE ST. JEAN ANITI (KİLİSESİ) KAZISI

HABERLER ÖZBEKİSTAN-TÜRKİYE ULUSLARARASI ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR PROJESİ: ÖZBEKİSTAN DA YERKURGAN MERKEZ TAPINAĞI 2013 YILI ARKEOLOJİK KAZI ÇALIŞMASI

BEÇİN KALESİ KAZISI KALE ÇEŞMESİ SONUÇ RAPORU

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

02 Nisan MĠMARLIK BÖLÜM BAġKANLIĞINA,

ARKEOJEOFİZİKSEL ÇALIŞMA RAPORU

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 ULUDERE

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 2 SASANİLER-İSPANYA EMEVİLERİ-TULUNOĞULLARI

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

MUGLA LETOON ANTİK KENTİ ÖZDİRENÇ UYGULAMALARI

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI İZMİR 1 NUMARALI KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR

COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI

15. MÜZE ÇALIŞMALARI ve KURTARMA KAZILARI SEMPOZYUMU

YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MİMARLIK FAKÜLTESİ - MİMARLIK BÖLÜMÜ RESTORASYON ANABİLİM DALI YERLEŞİM DOKULARININ ÇÖZÜMLENMESİ

Teos Çevre Düzenleme Projesi ve Uygulanması İle İlgili Çalışmalar:

HİERAPOLİS, 06/08/14-21/08/14 ÇALIŞMALARI MERMER RESTORASYONU ÇALIŞMALARI

TARİHİ BAHÇELERDE RÖLÖVE ve RESTORASYON DERSİ. Restitüsyon Rölöve Restorasyon Rehabilitasyon Renovasyon

Myra ve Andriake nin sırları aydınlanıyor... Myra ve Andriake, Saint Nicholas, Antalya Arkeoloji Müzesi. 8-9 Aralık 2012 / 1 Gece 2 Gün

içindekiler Bölüm I Planlama Sürecine İlişkin Öneriler... 15

MUĞLA-BODRUM-MERKEZ ESKİÇEŞME MAHALLESİ-BARDAKÇI MEVKİİ 9 PAFTA 14 ADA 70 ve 90 PARSELLER KORUMA AMAÇLI İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ PLAN AÇIKLAMA RAPORU

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI TARİHİ BAHÇELERDE RÖLÖVE VE RESTORASYON

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

PERVARİ İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

Edirne Köprüleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

GEVALE KALESĠ KAZI ÇALIġMALARI

2419 ADA 45 PARSEL MİMARİ PROJE RAPORLARI

STRATONIKEIA ANTİK KENTİ SU YAPILARI. Antik kent Muğla Milas yolu üzerindedir. Aşağıda görüldüğü gibi Helenistik kurulmuştur.

ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU KAZI DESTEĞİ: POLEMAİOS ONUR ANITININ KAZI, RESTİTÜSYON VE RESTORASYON RAPORU

HALFETİ İLÇEMİZ. Halfeti

T.C. İZNİK KAYMAKAMLIĞI Kılıçaslan İlkokulu Müdürlüğü İLÇEMİZİ TANIYOR, TANITIYORUZ

Tel: (224) Tel iç hat: Faks: (224) Faks iç hat: temel terim, kavramlar.

2419 ADA 45 PARSEL MİMARİ PROJE RAPORLARI

KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ MESKUN VE GELİŞME KIRSAL KONUT ALAN YERLEŞİMLERİ TASARIM REHBERİ

ANTAKYA SAMANDAĞ GEZİSİ I 25 HAZİRAN 2012 MUSA DAĞI SİMON DAĞI

ŞANLIURFA YI GEZELİM

ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ JANDARMA KARAKOLU

SELANİK ESKİ CUMA CAMİSİ

ASSOS KAZISI 2015 YILI SONUÇ RAPORU yılı çalışmaları kapsamında aşağıda listelenen alanlarda kazı çalışmaları gerçekleştirilmiştir (Resim 1).

AKROPOLİS de ONARIM YÖNTEMLERİ Eylül-2011

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ MİMARLIK FAKÜLTESİ - MİMARLIK BÖLÜMÜ EĞİTİM VE ÖĞRETİM PROGRAMI

Muhammet ARSLAN KARS KÜMBET CAMİİ (ONİKİ HAVARİLER KİLİSESİ)

demir ve bronz çağlarının kalıntılarına ulaşılmış, medeniyetlerin doğup yıkıldığı Mezopotamya toprakları üzerindeki Ürdün de, özellikle Roma ve

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA

2011 YILINDA DOĞU ANADOLU BÖLGESİN DE URARTU BARAJ, GÖLET ve SULAMA KANALLARININ ARAŞTIRILMASI ALİKÖSE KANALI

BURGAZ KAZILARI 2008 YILI ÇALIŞMALARI

DASKYLEİON 2011 KAZI SEZONU ÇALIŞMALARI

MARSEILLES GEZİ MASSALIA MARSİLYA HAZİRAN 2011

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

Aspendos Antik Kenti Sponsorluk Dosyası

AYA THEKLA YERALTI KİLİSESİ

LİKYA TURU MAYIS 2015

TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ

NOTION ARKEOLOJIK YÜZEY ARAŞTIRMASI, 2016

2013 YILI TRİPOLİS ANTİK KENTİ KAZI VE RESTORASYON ÇALIŞMALARI

Urla / Klazomenai Kazıları

MEHMET İHSAN MERMERCİ OTELCİLİK VE TURİZM MESLEK LİSESİ COMENIUS PROJESİ A TRIP ACROSS EUROPE FAALİYET RAPORU

YAYLALARDAKİ ARAZİ KULLANIM DEĞİŞİMİNİN CBS İLE İZLENMESİ: TRABZON ÖRNEĞİ. Yrd. Doç. Dr. Mustafa ATASOY

TÜRKİYE DOĞAL VE KÜLTÜREL VARLIKLARI KORUMA ENVANTERİ ENV. NO. SİT ADI

HİERAPOLİS KAZISI Hierapolis - Pamukkale Missione Archeologica Italiana


AR&GE BÜLTEN. Kültür Turizmi ve İzmir

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

Muhteşem Pullu

İşte böylesine bir tatil isteyenler içindir Assos. Ve Assos ta yapılacak çok şey vardır:

ŞEYHÜLİSLÂMLIKTAKİ BİNALARIN MİMARÎ ÖZELLİKLERİ

Kisleçukuru Manastırı: Antalya da Bilinmeyen Bir Bizans Manastırı. Dr. Ayça Tiryaki 24 Mart Dr. Ayça Tiryaki

KÜLTÜR VARLIKLARI, ANITSAL YAPILAR, SİTLER vb. ÇEVRE VE PEYZAJ TASARIMI

TEKNİK RESİM 6. HAFTA

SİVEREK'TE TARİHİ ESERLER VE CAMİLER

TARİHİ AMASYA CADDESİ ÜZERİNDEKİ ZİLE EVLERİ. Emine Saka AKIN 1 Adnan SEÇKİN 2 ÖZET

KEMER KEMER. 352 Dünden Bugüne Antalya

BİNA ÖLÇEĞİNDE KORUMA TEKNİKLERİ

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 SİLOPİ

Turizmde Arz (Tarihsel Çekicilikler)

ALBEY DEN GELEN BYZANTION ANTİK KENTİ SUYOLU BYZANTION ANTİK KENTİNDEN. DERLEME MEHMET BİLDİRİCİ Park Apartmanı Şişli İstanbul

YAZ 2015 SAYI: 305. şehir tanıtımı

İzmir İli Arkeolojik Yüzey Araştırmaları

KARTEPE-MAŞUKİYE-SAPANCA GEZİMİZ

Aphrodite nin Kenti Aphrodisias

Roma mimarisinin kendine

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 3 FATIMİLER-GAZNELİLER

Beşparmak, Karakümes ve Marçal Dağları'ndan oluşan dağlara "Batı Menteşe Dağları" denir.

Doğal ve doğal olmayan yapı ve tesisler, özel işaretler, çizgiler, renkler ve şekillerle gösterilmektedir.

BURSA ĠLĠ ĠÇĠN ZEMĠN SINIFLAMASI VE SĠSMĠK TEHLĠKE DEĞERLENDĠRMESĠ PROJESĠ

Tatil ve Yöre Rehberi

TÜRKİYE DE MÜZECİLİK VE MÜZECİLİK TARİHİ

TEKİRDAĞ- MALKARA. G-17-b-13-b PAFTA. Kültür Merkezi Alanı Oluşturulması ve Yeşil Alan Yer Değişikliği NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU

FOSSATİ'NİN "AYASOFYA" ALBÜMÜ

ULAŞIM YOLLARINA İLİŞKİN TANIMLAR 1. GEÇKİ( GÜZERGAH) Karayolu, demiryolu gibi ulaşım yollarının yuvarlanma yüzeylerinin ortasından geçtiği

IDYMA (GÖKOVA AKYAKA) ÇEVRESİNDE IDYMA KENTİNE AİT

Abd-i Kethüda (Cücük) Camisi

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 GÜÇLÜKONAK

Transkript:

Akdeniz Kıyısında Bir Ortaçağ Kenti: Olympos Doç. Dr. Yelda Olcay Uçkan 23 Ocak 2008 http://www.obarsiv.com/e_voyvoda_0708.html Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi'nde yapılan konuşma metni, araştırmacıların kişisel kullanımları için web sayfamıza konulmaktadır. Bu konuşma metinleri, ticari amaçlarla çoğaltılıp dağıtılamaz veya Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi'nin izni olmaksızın başka kurumlara ait web sitelerinde veya veritabanlarında yer alamaz. Akdeniz Kıyısında Bir Ortaçağ Kenti: Olympos Yelda Olcay Uçkan Son yıllarda turistik açıdan çeşitli kanallarda tanıtımı artan Olympos, özellikle gençlerin yoğun olarak tercih ettiği bir tatil yöresi olarak karşımıza çıkıyor. Öte yandan bütün turizm baskısına karşın kent hâlâ ana karakterlerini içeren birçok unsuru da korur durumdadır. Antalya nın yaklaşık 80 km güneyinde yer alan Olympos antik kenti, günümüzdeki adıyla Çıralı ve Yazır köyüne yakın bir konumda bulunuyor. Kent topografik açıdan daha çok vadiler arasında kalmış durumda. Kente karakter kazandıran en önemli unsur, ortasından geçen Olympos (Akçay) çayı. Dolayısıyla bir nehir veya bir çay tarafından ikiye bölünen bir antik kentle karşı kaşıyayız. Bu konum Olympos a kentsel düzenleme açısından Anadolu da ve belki birçok antik kentte görmediğimiz özgün bir özellik katıyor. Doğudan Akdeniz e açılan ve aynı zamanda korunaklı bir liman içeren Olympos, arka sırttan da yüksek dağlara dayanmış bir kent konumunda. Bugün 1960 lı yıllarda dağların içinden açılan yolla ulaşılan kentin arka tarafı antik dönemde tamamen dağlık ve oldukça korunaklıydı. Olympos un en korunaksız yeri denize bakan kısmıdır; bu nedenle de kent denizden aldığı saldırılar ve darbelerle karşımıza çıkıyor. 1

Günümüzde Olympos antik kentinin teritoryası içinde yer alan Yanartaş ın Olympos tan ayrı düşünülmemesi gerekiyor. Yanartaş ya da antik ismiyle Khimaira mitolojik bir öyküyle bağlantılıdır. Khimaira isimli bir canavarı öldüren Bellerephontes in hikâyesini konu edinen bu öyküyle bağlantılı alan, günümüze gelen veriler ışığında önemli bir kült yeri olarak değerlendirildiğinden yakınında yer alan Olympos la ilintilidir. Burada yer alan kiliseler, özellikle de Hıristiyanlık dönemine ait yapı toplulukları ortaçağda ya da Bizans döneminde Yanartaş ile Olympos arasında fiziksel bir bağlantının olabileceğini kanıtlar niteliktedir. Olympos un tarihçesi bize bu kentin M.Ö. 2. yüzyıldan itibaren var olduğunu gösteriyor. Bu dönemlerden başlayarak Olympos un korsanlık için önemli bir merkez olduğunu biliyoruz. Kentle ilişkisi bulunan korsan Zeniketes in Lykialı bir demirci olduğu ve korsanlar arasında lider konuma çıktığı veya en azından yerel bir bey ya da haydut topluluğunun lideri olduğu düşünülüyor. Tarihi kaynaklara dayanarak, kentle işbirliği içinde olan Zeniketes başta olmak üzere bu dönemdeki pek çok korsanın burada ciddi bir şekilde faaliyet gösterdiğini söyleyebiliyoruz. Bazı araştırmacılar Zeniketes in varlığını Olympos un hemen üst kısmında, bugün Musa Dağı olarak bilinen yerde sürdürdüğünü ileri sürseler de onun Olympos ta yaşamış olduğu olasılığı daha yüksektir. Romalılar tarafından hâkimiyetine son verildikten sonra muhtemelen Musa Dağı ndaki yerleşime çıkarak orada yaşadığı da söylenebilir; ancak bunu kesin olarak kabul etmek henüz mümkün değil. Roma döneminde, Lykia Birliği içerisindeki seçkin üyelerden biri haline gelen Olympos un, Lykia daki diğer kentler arasında önemli bir konuma yükseldiğini biliyoruz. Günümüzdeki veriler Hırıstiyanlığın kentte çok erken dönemlerden itibaren var olduğunu gösteriyor. Tarihi kaynaklara göre kentin ilk piskoposu olarak bilinen ve aynı zamanda Patara piskoposu olan Methodios, Patara yı ziyaret eden Roma kumandanı Maksimianos Daia nın da katıldığı mahkeme tarafından idam edilmiştir. Methodios tan sonra piskoposluk görevini yürüten birkaç isim biliyoruz. 4. yüzyılın başında Olympos ta Hıristiyanlığa ilişkin faaliyetler olduğu görülüyor; bu da bölgenin özellikle Bizans yerleşimi ya da tarihi açısından önemli bir veridir. 6. yüzyıldan sonra, özellikle erken Bizans olarak tanımlayabileceğimiz dönem sonrasının ise biraz karanlık olduğu görülüyor. Aslında genel olarak Lykia için karanlık olan bu dönemde, denizden ve karadan gelen Arap akınlarıyla İmpartorluğun zor günler yaşadığı izlenebilir. Arapların özellikle denizden saldırarak Lykia kıyılarını oldukça olumsuz etkilediğini biliyoruz. Bunun yanı sıra bölgenin coğrafi yapısından ve fay hatlarından kaynaklanan doğal afetlerin de olumsuz etkisinden söz etmekte fayda vardır. Tarih boyunca depremlerle sarsılan 2

bölgede yaşanan olumsuzluklardan Olympos un da etkilenmiş olması kaçınılmazdır. Bu nedenlerle, 6. ve 7. yüzyıl sonrası için Olympos un tarihini açıklamak ya da tarihi hakkında bilgi vermek zordur. Haçlı seferleri sırasında kentte bir yerleşimin olduğu, Venedik ve Cenevizlilerin kentin bazı bölgelerinde varlıklarını sürdürdükleri düşünülüyor. Özellikle Haçlı seferleriyle gelen grupların kentte birtakım değişiklikler yaparak bir süre burada yaşamlarını sürdürdükleri olasıdır. 15. yüzyıla gelindiğinde bütün Teke Yarımadası, Antalya ve civarının Osmanlılar tarafından ele geçirildiğine tanık olunur; ancak Türklerin bölgeye gelişinden sonra çok ilginç bir şekilde Olympos ta yerleşim olmadığı, Türk dönemi yerleşimine ilişkin herhangi bir verinin saptanmaması nedeniyle söylenebilir. Bölgenin yaşlıları tarafından aktarılan bilgilere göre 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başlarında Yörükler tarafından kışlak olarak kullanılan kentte, bazı mekânlar geçici olarak kullanım amaçlarına uygun biçimde düzenlenmiştir. Bununla birlikte 1850 li yıllarda Kıbrıslı Hacı Hasan isimli bir şahsın burada bir su kanalı ve buna bağlantılı değirmen yaptığı anlatımının doğruluğu, kentin içindeki mevcut kalıntılardan izlenmektedir. Olympos daki çalışmalar, 2000 yılında yüzey araştırması olarak başladı; çünkü arkeolojik kazılara geçmeden önce antik kentin yapı stoklarının mevcut durumuyla belgelenmesi gerekiyordu. Bu nedenle sayısal ortama aktarılmış şekilde bir kent planı oluşturuldu. Kent planının oluşturulması çok önemliydi; çünkü kazı ancak kent planı oluşturulduktan sonra yapılabilirdi. Kent planını oluşturarak nerede olduğumuzu ve nasıl bir yeri kazdığımızı memleket koordinatlarına oturmuş bir biçimde görebiliyoruz. Kent planının sayısal durumunu gösteren haritası bugün istediğimiz kadar yapının yaklaşık ölçülerini ve poligon noktalarını görebilmemizi sağladığı gibi, bunların ölçümlerini yapabilmemize de büyük katkı sağlıyor. Bu çalışmanın ardından gelecek olan ikinci aşamada, nasıl bir kentle karşı karşıya olduğumuzu, hangi dönemlere ait ne tür yapılara sahip olduğumuzu anlamayı hedefledik. Bu amaçla oluşturulan kent planı çerçevesinde, tanımlanabilen ve kullanım amaçları çözümlenebilen yapıların işlevlerini belirleyerek aynı zamanda bir dönemleme çalışması yaptık. Kentin kronolojik haritasında Hellenistik, Roma ve Bizans dönemine ait yapılar gösteriliyor. Burada, geniş bir sürece yayılan Bizans döneminin erken, orta ve geç Bizans olarak ayrılması gerekse de bugün bunu konuşmanın erken olduğunu düşünüyoruz; dönemleri henüz netleşmeden tanımlamanın bizi yanlış yönlendirebileceğini bildiğimiz için şimdilik Bizans olarak genelledik. 3

Nehirle ikiye bölünmüş olan kentin Roma dönemine ait bir köprüsü bulunuyor; bununla beraber köprü sayısının ileride artması olasıdır. Günümüzdeki verilere dayanarak kentin iki yakasının birbirine bu köprüyle bağlandığını söyleyebiliriz. Tanımlamada kolaylık sağlaması açısından kenti kuzey ve güney olmak üzere iki kısımda ele alıyoruz. Genel olarak baktığımızda kentin güneyinde daha çok Roma dönemi, özellikle de kamu yapılarının ağırlıklı olarak yoğunlaştığını, kuzeyin ise daha çok ortaçağ yapılarını içerdiğini söyleyebiliyoruz. Roma dönemine ait yapı stokunun çoğunu nekropol alanı oluşturuyor. Anıtsal kamu yapısı olarak tiyatro, büyük hamam, köprü, liman mezarları ve tapınağa ait bazı izler saptanmaktadır. Kuzey kent, deniz kenarında akropolle başlar. Akropol olarak adlandırdığımız yer, arkeolojideki akropol tanımını tam olarak içermemekle birlikte bizden önce yapılan araştırmalarda bu şekilde adlandırılmıştır. Farklı veriler sunmadan yerlerin isimlerini değiştirmeyi bilimsel olarak doğru bulmadığımız için biz de şimdilik akropol tanımını kullanmayı sürdürüyoruz. İleride yapılacak olan çalışmalar belki buraya akropol değil ortaçağ kalesi dememizi sağlayacak; fakat şu anda isim değişikliğine gidip bir karmaşa yaratmaktansa bu isimleri kullanmayı tercih ettik. Denizden yaklaşık 50 metre yükseklikte bir bölge olan akropol, günümüzde içerdiği verilerle özellikle deniz tarafından gelecek olan saldırılara karşı korunaklı yüksek duvarlar içeren, içinde birçok birimin var olduğu bir yer; ama bu birimlerin işlevlerini çözmek şu anda mümkün görünmüyor. Sonuç olarak kentin bugün dışarı karşı korunaklı, içeride de çeşitli birimlerin yer aldığı bir yerleşim olarak karşımıza çıktığını söyleyebiliyoruz. İkinci önemli yapı ya da yapı grubu olarak tanımlayabileceğimiz liman anıtsal mezarları, 1991 ve 1992 yılında Antalya Müzesi nden arkeolog Orhan Atvur un Olympos ta yürüttüğü kazı çalışmaları sırasında, kentin kuzey bölümündeki Roma dönemine ait özgün örneklerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Bunlar arasında en çok ilgi çeken, Eudemos adlı bir kaptana ait, üzerinde kaptanın kimliğine özgü gemi kabartması ile kendisine hitaben yazılmış bir şiirin yer aldığı lahittir. Anıtsal mezarlardan sonra karşımıza çıkan kanal, yerel halkın anlatımına göre Kıbrıslı Hacı Hasan adlı bir kişinin burada yaptığı değirmene arkadaki su kaynağından su getirmek amacıyla kullanılmıştır. Bazı araştırmacıların ortaçağ kanalı olarak tanımladıkları bu kanalın içlerinde kilise de olan yapıları ortadan bölerek geçtiği tespit edildiğinden söz konusu kanal iddia edildiği gibi ortaçağa değil, daha sonraki döneme, muhtemelen 19. yüzyıla aittir. Araştırmacıları yanıltan ise su kanalının, bölgedeki yapıların malzemesiyle inşa edilmiş olmasıdır. Bugün kenti ziyaret eden kişilerin yürüyüş yolu haline gelen bu kanal takip edilerek kuzeydoğuya doğru gidildiğinde, Lykiarkh ın mezarı ile karşılaşılır. Geniş bir oda 4

mezar olarak düzenlenmiş mezarın içinde, yerden yaklaşık iki metre yükseklikte seki üzerine yerleştirilmiş üç lahit yer alır. Lykiarkh ın mezarından doğuya doğru kanalı takip ederek devam ettiğimizde, 1992 yılı kazılarında ortaya çıkarılan ve işlevi henüz netleşmediği için Mozaikli Yapı olarak adlandırdığımız yapı yer alır. Yapı 1992 yılındaki kazılar sonucu ortaya çıkarılmıştır. Söz konusu yapı iki katlıdır ve mozaiklerinin zenginliği ile dikkati çeker.üst katın taban mozaiklerini doğu ve batı köşelerde yerlerinde görmek mümkündür. Kuzey ve güney taraflarda da ikinci kat duvarları, az da olsa görülebilmektedir. Alt kat, ortada merkezi bir oda ile bunun iki yanında, simetrik olarak sıralanmayan odalardan oluşmaktadır. Odaların kapılarla birbirleriyle bağlantıları vardır. Mozaikli Yapının plan özelliği dini işlevi de olan bir konut görünümünü yansıtır. Olympos ta varlığını bildiğimiz piskoposların konutu olabileceğini düşündürür. Mimari plastik öğelerde rastlanan haç motifleri ve Hıristiyan sanatına özgü betimlemeler, bu tezi doğrular niteliktedir. Yapıda ele geçen sikkelere dayanarak yapının M.S. 560-570 yılları arasında kullanıldığı söylenebilir. Tapınak olarak tanımlanan mekânın bugün varolan kalıntıları cella ile pronaos arasındaki anıtsal kapdır. Olasılıkla doğal afet sonucu toprak altına gömülmüş ve bataklık alanı haline gelmiştir. Giriş kapısı, Orta Çağ da yapılan dini işlevli yapı topluluğunu koruma amacıyla çevreleyen duvarın içine alınarak, yine kapı işleviyle değerlendirilmiştir. Bu alanda tespit edilen yapılar, kilise ve şapeller ile bunlara bağlantılı dini işlevli mekânlardan oluşur. Yapı topluluğu liman caddesi tarafından da yüksek duvarlarla sınırlandırılmış A Alanı dır. Söz konusu alan, kiliselerin yanısıra, farklı işlevlerde olduğu anlaşılan yapılar içermektedir. Birbirleriyle organik bağlantı içinde olan farklı işlevdeki mekanlardan oluşan bu yapı topluluğunu kuzeyden sınırlayan duvar, Roma dönemine tarihlenen tapınağın cellasına açılması gereken giriş kapısı ile hem doğuda hem de batıda birleşmektedir. Yapı topluluğunun doğu-batı yönündeki ana aksı üzerinde yer alan Roma dönemine ait anıtsal kapının olasılıkla Orta Çağ daki ikinci kullanımında, duvarlarla sınırlandırılmış yapı adasına giriş ve çıkışı sağladığı düşünülebilir. A Alanı yapı kompleksini doğu yönünde sınırlayan ve kuzey-güney doğrultusunda uzanan duvar, aynı zamanda yapının doğusunda yer alan ve duvarla aynı doğrultuda uzanan bir sokağı da sınırlamaktadır. Liman caddesinden batıya doğru devam edildiğinde A Alanı nda olduğu gibi caddeye paralel yüksek duvarlarla çevrelenmiş yapı toplulukları yer alır. Bu alandaki avlulu ve çok 5

mekânlı yapıların bazıları iki ve üç katlıdır. Kaba-yonu kesmetaş ve moloztaşla inşa edilmiş mekânların, pencere ve kapı kemerleri tuğladır. Bu yapı topluluklarının bir diğer ortak noktası ise bazılarında mazgal pencereli, üç ve dört katlı kule benzeri mekânların bulunmasıdır. Duvarların iç yüzlerinde gözlenebilen ahşap kiriş delikleri nedeniyle, kat zeminlerinin ahşap olduğu söylenebilir. Ayrıca, avlulu ve çok katlı bu yapılar bir sokak düzeni oluşturur nitelikte ve organik olarak bağlantıları sağlanacak şekilde yönlendirilmişlerdir. Yapı topluluklarının batısında ve kentin kara tarafındaki bitiş noktasında Kuzey Nekropolü yer alır. Kuzey Nekropolü nde serbest duran tekli lahitler ve içlerinde ikili ya da üçlü olarak yerleştirilmiş lahitlerin bulunduğu anıtsal mezar binaları ile karşılaşılmaktadır. Kentin güney bölümü ağırlıklı olarak Roma dönemi yapıları içerir. Gerek mimari üslupları, gerekse boyutlarıyla dikkati çeken Tiyatro, Hamam, Liman Bazilikası gibi yapılar, dönemlerinin önemli prestij yapıları olarak saptanabilir. Söz konusu yapılar, zaman içinde doğal yollarla ve insan eliyle hasar görmelerine rağmen, anıtsallıklarını yitirmemişlerdir. Sahilin güney ucundaki sarp ve yüksek kayalık üzerine, denize ve kentin doğu kısmına hâkim bir noktada inşa edilmiş olan ve yukarıda sözü edilen Güney Kale (Ceneviz Kalesi) savunma amacı dışında da işlevi olduğunu vurgulayan yapı ve mekânlara sahiptir. Kentin güney bölümünde sahile yakın bir konumda yer alan Liman Bazilikası veya Büyük Bazilika olarak tanımlanan yapının mimari üslubu dikkate alınarak erken hıristiyanlık dönemi bazilikası olduğu önerilebilir. Daha önceki yayınlarda Büyük Bazilika olarak kent planında gösterilen yapı, kentin güney kesiminde, Musa Dağı nın eteğinde, kuzey-güney yönündeki eğimli arazide inşa edilmiştir. Kiliseye kuzeyinde ve batısında, yaklaşık eksende bulunan iki kapıdan ulaşılmaktadır. Doğu-batı yönünde üç nefli kilisenin naosunun doğusunda, içten ve dıştan yarım daire planlı apsis bulunmaktadır. Naosun güneydoğusunda, naosa ve doğuya açılan iki girişi olan ek yapı, batısında ise atrium bulunmaktadır. Atriumun batısından başlayarak, naosun kuzeyini üçüncü pencere hizasına kadar çevreleyen bir koridor yer almaktadır. Naosun doğu duvarında, yan neflerin hizasında, eksende üst seviyede iki pencere, kuzey duvarda ise alt seviyede üç pencere görülmektedir. Taşıyıcı olan doğu ve kuzey duvarların kalınlığı ve naosun genişliği 6

göz önüne alındığında, naosun tonoz ya da kubbe benzeri örtü sistemi yerine, ahşap çatı ile örtülü olduğu öngörülebilir. Bazilika geçildikten sonra Büyük Hamam adı ile bilinen yapıya ulaşılır. İmparator Vespasianus dönemine ait olan yapının duvarları, opus caementicium taklidi harç (molozlu harç), tuğla ve taş kullanılarak polygonal teknikte örülmüştür. Yapının, Ortaçağ da bazı değişiklikler geçirdiği ve olasılıkla farklı işlevler üstlendiği öngörülebilir. Bölgedeki en erken tarihli hamamlardan biri olması ve kentin M.S. 1.yüzyıl içindeki sosyal statüsünü, korsanlık hareketlerine rağmen yitirmeyerek, eski parlak günlerine devam ettiğini yansıtması bakımından önemlidir. Hamam ın doğusunda ve liman yapılarının batısında, bu yapıya göre daha küçük boyutlu olan Küçük Hamam yer alır. Batıya doğru gidildiğinde kentin anıtsal yapılarından biri olan Tiyatro ya ulaşılır. Cavea ve sahne binası yoğun tahribe uğramıştır. M.S. 141 de tüm Lykia yı etkileyen büyük depremde zarar görmüş olmalıdır. Bu tarihten sonra bir onarım geçirip, geçirmediği bilinmemektedir. Yapı, bazı Hellenistik dönem mimari karakteristikleri taşımasına rağmen, Roma Çağı na tarihlendirilmektedir. Tiyatrodan batıya doğru devam edildiğinde, Batı Nekropolü ve Olympos Çayı nın güney yakasındaki tepenin yamaçlarını içine alan Güney Nekropolü uzanır. Buradaki mezarların büyük bir bölümü beşik tonoz örtülü, duvarlarının kısmen düzeltilmiş moloztaş ve harçla örülü, içleri sıvalı, girişleri sürgülü kapaklıdır. Bu tipolojiyle Lykia Bölgesi ndeki örneklerden çok Kilikia Bölgesi ndeki bazı kentlerdeki mezarlar ile parallelik gösterirler. Kentin kuzey ve güney yakası birbirine bir köprüyle bağlanır. Kuzey kentteki liman caddesinden bir ayağı görülen köprünün Olympos Çayı ortasındaki ayağı da dikkate alındığında, kentin güney ve kuzey yakasının üç gözlü bir köprüyle bağlandığı anlaşılabilir. Köprü ayağının bulunduğu kısımda yer alan liman duvarı ise ilginç bir kuruluş olarak karşımıza çıkar. Denize ulaştığı yere kadar, Akçay ın her iki yakasında da devam eden liman duvarının temeli, günümüze ulaşan izlerden Hellenistik döneme kadar indirilebilir. Liman duvarı yer yer nehrin içini dolduran alüvyon dolgunun altında kalmıştır. Günümüze ulaştığı şekliyle değerlendirildiğinde, bu kısımdaki yapıların muhtemelen Orta Çağ da kısmen değiştirildikleri düşüncesi söz konusudur. Şu an kesin verilere sahip olmamakla birlikte, 7

önümüzdeki yıl devam edecek detaylı çalışmalar, yapılarla ilgili bu soru işaretlerinin netleşmesine yardımcı olacaktır. Diğer Antik kentlerin aksine Olympos ta mimari kalıntıların birçoğunun kalın bir toprak tabakası ile kaplanmamış olması çalışmalarda kolaylık sağlamaktadır. Bu sayede kazı çalışmalarına yoğun bir şekilde başlamaksızın kentin mimarisine dair veriler elde edilebilmektedir. Bu durum, temizlik çalışmaları ile eş zamanlı olarak yapıların rölövelerinin de alınabilmesine olanak tanır. Kent içindeki yapılardan bazılarının ikinci hatta üçüncü kat seviyesine kadar duvarlarının ayakta olması bu verilerin değerlendirilmesinde ileri teknoloji ürünlerinden de faydalanmayı gerektirmiştir. Bu çalışma sistemi ileride yapılacak restorasyon çalışmalarına da altlık oluşturacaktır. Bunun için kullanılan cihaz, üç boyutlu tarama yapabilen ve sonuçları mevcut kent dokusu ile memleket koordinatlarına da taşıyabileceğimiz lazer tarayıcıdır. 3D lazer tarayıcı, lazer teknolojisini kullanarak ölçüm yapabilen ve bu ölçümlerle toplanılan veriler kullanılarak mimari ve arkeolojik belgeme ve dökümantasyon elde edilebilmektedir. Bu verilerin hassasiyeti açısal olarak belirlenmekte olup 0.001 dereceye kadar açısal çözünürlükte mesafeye bağlı olarak detaylı ölçüm yapılabilmektedir. Toplanan verilerle (point cloud-nokta bulutu) 3B gerçek modeller oluşturulabilmekte ve plan kesit ve en kesit hazırlanabilmektedir. Örneğin mimari bir rölöve çalışmasında belirli kotlarda alınan plan kesitler, bu yöntem kullanılarak istenilen kotta istenildiği kadar kolayca ve çok hassas bir şekilde çıkarılabilmektedir. Ayrıca tarayıcıya monte edilmiş ve kalibrasyonlu yüksek çözünürlüklü fotoğraf makinası ile çekilen resimler ile hazırlanan orthophoto larla (ölçekli fotoğraf) görünüşler ve bu görünüşlerden CAD çizimleri hazırlanabilmektedir. Bu sayede değişik noktalarda yapılan taramalar birleştirilerek ölçülen alanın üç boyutlu görüntüsü ve gerçek modellemesi elde edilir. Son yıllarda özellikle gençlerin tatil yöresi haline gelen Olympos da ören yeri yoğun bir turizm baskısı altına girmiştir. Özellikle Yazır Köyü bölümünde çoğu izinsiz yapılan ağaç ev ve kulübe biçimindeki konaklama mekanlarının, artan taleple giderek genişlediği gözlenmektedir. Özellikle pansiyonda konaklayan ve günübirlik alanı ziyaret eden müşteriye hizmet amacıyla kurulan büfeler, yeme içme mekânları, ören yerine sızmaya başlamıştır. 8

Denetimsiz ve izinsiz yapılan bu işletmeler, tarihi dokuyu fiziksel ve görsel olarak olumsuz etkilemektedir. Ambalajlı tüketim maddelerinin yanı sıra organik ürünlerin de satıldığı bu birimlerden alınan ürünlerin çöpleri antik kentin içinde çöp yığınları oluşturmaktadır. Bu haliyle Ören yerine gelen ziyaretçiler, aslında antik kenti gezmekten ziyade plaja inen müşterilerdir. Dolayısıyla çoğunun antik kente yaklaşımları, günlük ihtiyaçlarını karşılayan bir alan olmasının ötesine gitmemektedir. Bu etmenler alandaki kültürel mirasın korunmasını güçleştirmekte ve alan giderek tahrib olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır. Ören yerlerini kapatarak değil, yöre halkı ve ziyaretçilerle birlikte korumaya yönelik bir anlayışla alanda kazı, envanter, düzenleme çalışmaları sürdürülmekte; tüm bular alan bütününde yapılacak koruma ve restorasyon çalışmalarının altlığını oluşturmayı amaçlamaktadır. Olağanüstü özveriyle çalışan ekip üyelerine, özellikle teşekkür etmek isterim. Bize inanan ve desteklerini esirgemeyen tüm kişi, kurum ve kuruluşlara minnettarım. Bugün böylesine güzel bir ortamda çalışmalarımızı paylaşmamızı sağlayan Voyvoda Toplantılarının değerli koordinatörü sayın Lorans Izabel Baruh a şükranlarımı sunuyorum. Sabırla dinlediğiniz için teşekkür ediyor ve hepinizi saygıyla selamlıyorum. Çalışmalarımızın ilk aşamasını içeren yüzey araştırması ve kent planı çalışmaları İngilizce ve Türkçe olmak üzere Homer Yayınevi nin arkeoloji serisinden kitap haline getirildi. Sadece bilim insanlarına değil, konuya ilgi duyan herkese hitap eden bu çalışmaların son derece önemli olduğu kanısındayım. Olympos la ilgili olarak ayrıca www.olymposprojesi.com adlı sitemizden bilgi alınabilir. 9