Bedri Rahmi (1913-1975) hem ressam, hem de şair olarak haklı bir üne ulaşmayı başarır. Halk tarafından çok sevilip tutulması, öz kaynaklara, halkın verimlerine gönülden bağlılığı ile açıklanabilir. Bir bakıma halktan aldığını, kendi akıl ve gönül süzgecinden geçirerek yine halka verir. Düz yazıları da nerdeyse şiire yaklaşır ve senlibenli bir samimiyet içerir. 1929 da İstanbul Güzel Sanatlar Lisesi ne giren Eyüboğlu, ilk şiirlerini de lise yıllarında iken yazdı. Resimlerinde geleneksel halk sanatlarından seçtiği motifleri başarılı bir biçimde kullandı. Şiirlerinde de halk edebiyatının masal, deyiş gibi türlerine duyduğu hayranlık hissedilir. Güngör Özyiğit bilgi@gencgelisim.com Bedri Rahmi (1913-1975) hem ressam, hem de şair olarak haklı bir üne ulaşmayı başarır. Halk tarafından çok sevilip tutulması, öz kaynaklara, halkın verimlerine gönülden bağlılığı ile açıklanabilir. Bir bakıma halktan aldığını, kendi akıl ve gönül süzgecinden geçirerek yine halka verir. Düz yazıları da nerdeyse şiire yaklaşır ve senlibenli bir samimiyet içerir. 1 / 5
1929 da İstanbul Güzel Sanatlar Lisesi ne giren Eyüboğlu, ilk şiirlerini de lise yıllarında iken yazdı. Resimlerinde geleneksel halk sanatlarından seçtiği motifleri başarılı bir biçimde kullandı. Şiirlerinde de halk edebiyatının masal, deyiş gibi türlerine duyduğu hayranlık hissedilir. 1940 lardan sonra duvar resimlerine yönelen Bedri Rahmi, Paris te İnsan Müzesi nde ilkel kavimlerin sanatını inceledikten sonra güzelin yararlı, yararlının güzel olabileceği fikrini benimsedi ve eserlerinde bu görüşü yansıttı. 1950 de mozaik çalışmalarına başladı ve bu alanda uluslararası başarılar elde etti. 1958'de Uluslararası Brüksel Sergisi için 272 m²'lik bir mozaik pano gerçekleştirdi ve bu eseriyle serginin büyük ödülü olan altın madalyayı kazandı. Bundan bir yıl sonra, Paris'teki NATO yapısı için, şimdi Brüksel'de bulunan, 50 m²'lik bir mozaik pano hazırladı. 1960 ve 1961'de iki kez ABD'ye gitti. Orada birçok geziye katıldı, konferanslar verdi ve resim çalışmaları yaptı. 1969'da Sao Paulo Bienali'nde onur madalyası kazandı. Yararlandığı kaynağın değeri konusunda şunları söyler: Köy türkülerinden ve köy nakışlarından yararlanmak, bana ekmekten sudan faydalanmak kadar açık geliyor. Bunlarda milyonlarca insanın birbirine eklenmiş emeği, tecrübesi, göz nuru var. Köy türkülerinde, nakışlarında hepimizin olan bir öz vardır. Bu öz, yüzyılların ve yüzbinlerin emeğinden doğan bir baldır. Bedri Rahmi Eyüboğlu nun şiirleri ve yazıları resim sanatının renklerini taşıdığı gibi, resimlerinde de bir renk cümbüşü içinden şiirsel bir coşku fışkırır. 1961-62 yıllarında Amerika gezisi sonrasında, orada edindiği yeni esinlemelerle Bedros adını verdiği bir dizi otoportre yapar. Öylece kendi yüzünün değişik görünümlerinde iç dünyasını sergiler. Resimlerinin yanı sıra, Bedri Rahmi nin Mozaik Tekniği ile işlenmiş duvar panoları 1000 m2 yi aşar. Resmin her dalında verimler sunan Eyüboğlu, çoğu tanınmış birçok ressamın yetişmesine de emek verir. Işığa Kavuşan Her Şeyi Aşk İle Resmetmek 2 / 5
Bedri Rahmi resim sanatını şöyle tanımlar: Resim, ışığa kavuşan her şeyi büyük bir aşk ile inceleme ve bu aşkı renkler ve çizgiler aracılığı ile insanlara aşılama sanatıdır. Resmin fotoğraftan farkını da şu şekilde belirtir: En büyük zenginliğini büyük bir aşkla doğayı incelemede bulduğumuz ressam, bize incelediği doğayı yalnız bir objektif kayıtsızlığı ile yansıtmaz. Bir doğa parçasına kendi sevgisini, kendi heyecanını, kendi yüreğini katar ve doğa ancak bir imbikten süzüldükten sonra, insanoğluna yepyeni bir biçimde görünmek, onları tam anlamıyla ilgilendirmek ve düşündürmek fırsatını bulur. Hiçbir sanatın renkten resim kadar sorumlu olmadığına değinen Bedri Rahmi, Yunus a öykünerek Bir renk kondurmak gerek / melekler dahi bilmez ola der. Resim yapanın renklerle düşünmesi gerektiğini söyler: Ressam ancak kendi eliyle kardığı renkler kadar ressamdır. Ona göre resim sanatı dört direğe dayanır. Bunu şiirsel bir dille bakın ne güzel anlatır: Dört küheylan çeker arabamızı Biri çizgi, biri teke, biri renk Biri de mini minnacık benek Bedri Rahmi, resim sanatında gelişebilmenin usta-çırak ilişkisinden geçtiğini her fırsatta belirtir. Ustanın alacağını aldıktan sonra, sıra dünyaya açılmaya gelir. Dil öğrenmenin, müze gezmenin, sanat çevreleriyle haşır neşir olmanın gereğini bildirir. Başarılı öğrencilerini sene sonu uğurlarken, vaktiyle yanında yetiştiği İbrahim Çallı ustanın ona söylediği sözü, o da öğrencilerine aktararak şöyle der: Benden alacağınızı aldınız. İstikamet Avrupa müzeleri. Marş, marş! 3 / 5
Bedri Rahmi nin yanında yetişmek isteyenler, onun atölye girişinde asılı duran şu yeminine uymak zorundadırlar: YEMİN Bugüne kadar resim sanatı alanında Yapıla gelmiş alanları inceleyeceğime Kendini bütün dünyaya kabul ettirmişler Arasında beni en çok saranlarını ayırarak Onlara kendi aramalarımı, denemelerimi Katacağıma Alışılagelmiş, basmakalıp, hazırlop Klişeleşmiş, çiğnene çiğnene tadı tuzu Kalmamış hiçbir şeyi tekrarlamayacağıma Elimden çıkan her çizgiye, her lekeye Her renge, her beneğe Kendi aklımı, kendi tecrübemi, kendi tasamı Kendi ömrümü, yüreğimi basacağıma Aldığım nefes, içtiğim su, bastığım toprak Gözüm, kulağım, burnum, Elim, belim, dilim, derim üstüne Yemin ederim. Yemini bozduğum gün buradan giderim. Resimlerini şiirsel coşku ile kuşatan Eyüboğlu. şiirlerine de rengi katarak, sözle resim çizer gibi şiir yazar: Bahar ve Biz Yılda bir kere çıldırır ağaçlar sevincinden Rabbim ne güzel çıldırır. Yılda bir kere uzatır avuçlarını yaprak; Sevincinden titreyerek. Yılda bir kere kendini verir toprak Yılda bir kere yarılır bahçeler hazdan Rabbim ne güzel yarılır. Biz de bir kere sevinebilseydik. Çiçek açmış ağaçlar gibi çıldırasıya. 4 / 5
Kimbilir belki bir gün sulh olunca Biz de deliler gibi seviniriz, Ağaçları ve baharı taklit ederiz Renkli bez parçalarıyla donatırız şehri Renkli ampuller asarız pencerelerden Kimbilir belki bir gün sulh olunca Biz de çatır çatır çatlarız binbir yerimizden Ağaçlar gibi. bu yazılarda ilginizi çekebilir: Nobelli Yazarlardan Tadımlık Sözler Okunan Bir Blogger mı Olmak İstiyorsun? O Zaman Acilen Bunları Uygula! 2011 Nobel Barış Ödülü nü Alan 3 Kadından 3 Barış Mesajı Hayatınızı Kolaylaştıracak 101 Pratik Bilgi! Van Depreminde Soğuk Havayı Isıtan Sıcak Yürekler Necip Fazıl dan Merhamet Üzerine Evrensel ile Ulusalı Buluşturan Bir Genç Kalem: ÖMER SEYFETTİN Sevdiğin Kadardır Ömrün Dünyadan Atasözleri Hammurabi Kanunlarında Deprem Güvenliğine İlişkin Maddeler Dünyada Uygulanmakta Olan Garip ama Gerçek Yasaklar Zeka Kokan Yaklaşımlar! Baş Köşedeki Sinsi Düşman: Muhterem Televizyon Ünlülerden Hazır Cevaplar Çay Keşfedilmeseydi Ne Olurdu? 5 / 5