Siyer Mektebi Müfredatı IMAN ŞEHRI MEDINE. MESCID-I NEBEVÎ ve Mescidin Fonksiyonları. Prof. Dr. Mustafa AĞIRMAN

Benzer belgeler
Haydin Câmiye Pazartesi, 31 Ekim :26

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

CAMİLERİN EĞİTİM FONKSİYONU

Teravih Namazı - Gizli ilimler Sitesi

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

İÇİNDEKİLER İTİKAD ÜNİTESİ. Sorular

Islam & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği

İçindekiler. Günlük namazlar. Cemaatle namaz. Cuma namazı. Bayram namazı. Cenaze namazı. Teravih namazı. Namazın insana kazandırdıkları

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn

Hac ve Umre İle İlgili Mekânlar

Gençlik Eğitim Programları 7. SINIF SİYER-İ NEBİ

CİHADA DENKTİR Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki hac ve umredir Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir.

Spor (Asr-ı Saadette) Prof.Dr. Vecdi AKYÜZ

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...1

tarafından yazıldı. Pazartesi, 13 Ağustos :33 - Son Güncelleme Pazartesi, 13 Ağustos :52

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

5 Peygamberimiz in en çok bilinen dört ismi hangileridir? Muhammed, Mustafa, Mahmud, Ahmed.

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Şimdi gelin, Saadet Asrında yaşayan kadınların cami ile münasebetine bakalım, bunun şimdiki duruma ne kadar uyduğunu düşünelim.

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

NAMAZ. 2 Namaz kimlere farzdır? Ergenlik çağına gelmiş, akıllı ve Müslüman olan herkese farzdır.

UMRE YAPMANIN FAZİLETİ

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Bilmeceli-Bulmacalı-Oyunlu. Namaz Kitabım. Bilal Yorulmaz

Hz. Ebû Eyyûb el-ensari (r.a) Perşembe, 14 Nisan :11

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Dua. Dua İbadetin Özüdür. Niçin ve Nasıl Dua Edilir? Kur'an'dan ve Hz. Peygamber'den Dua Örnekleri BÖLÜM: 2

PEYGAMBERLİKTEN SONRA EN YÜCE MAKAM ŞEHÂDET Cumartesi, 28 Şubat :06

ÜMMETİN GELECEK NESLİ ÇOCUKLARIMIZA NAMAZ EĞİTİMİ NASIL VERİLEBİLİR? Gelecek Nesle Doğru

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRETİN İLK YILLARINDA DİĞER BAZI GELİŞMELER

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla MÜŞRİKLERLE İLİŞKİLER SERİYYE VE GAZVELER

Kadınların Savaş ve Sağlıkla İlgili Hizmetleri

En hayırlı söz faydalı olandır. Faydasız bilgide hayır yoktur. Lüzumlu olmayan bilgiden de bir fayda temin edilemez.

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRİ-2 YAHUDİLERLE İLİŞKİLER KAYNUKAOĞULLARININ MEDİNEDEN ÇIKARTILMASI

BEP Plan Hazırla T.C Osmangazi Kaymakamlığı HAMİTLER TOKİ MTAL Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

MUHAMMED BAKIR EL-MECLİSÎ NİN VE BAZI ŞİÎ ÂLİMLERİN HZ. AİŞE HAKKINDAKİ BAZI SÖZLERİ

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

İÇİNDEKİLER. Takdim... 9 İTİKAD ÜNİTESİ. I. BÖLÜM Din Din Ne Demektir? Dinin Çeşitleri İslâm Dini nin Bazı Özellikleri...

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

6. TEBLİĞ HZ. PEYGAMBER İN MEKKE DÖNEMİ FAALİYETLERİ

İsimleri ilk önce Berre idi, Zatı saadetleri ile evlendikten sonra ismini değiştirip Meymune koydular.

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

namazı kılmaları hususunda şöylesi bir yanlış ve tehlikeli bir uygulama vardır.

Yeryüzü benim için mescit ve temiz kılınmıştır. Ümmetimden

3. HAFTA. : Mekkî Dönem ve Tevhîdî Mücadele 2. HAFTA

Ebü l-hasen Ali bin Ebi Talip el-kureyşi

EDİRNE İL MÜFTÜLÜĞÜ 2015 MERKEZ 4. DÖNEM VAAZ (EKİM, KASIM, ARALIK) VE İRŞAT PROGRAMI

Ramazan: Hicri takvimin dokuzuncu ayıdır. Ramazan-ı Şerif veya Oruç Ayı da denilir.

KUBÂ KÖYÜ Perşembe, 29 Kasım :14

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. İbadet nedir? niçin yapılır? İbadetler ile ilgili kavramlar. Başlıca İbadetler. Camiyi Tanıyalım BÖLÜM: 1

Cİ'RÂNE. Heyet. Terceme: Muhammed Şahin Tetkik: Ali Rıza Şahin

ÖĞRETİM YILI. MÜFTÜLÜĞÜ KUR AN KURSLARI İBADET DERSİ DÖNEM DÜZEYE GÖRE DERS PLÂNI

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

İşin Başı İslam, Direği Namaz, Zirvesi Cihaddır Perşembe, 17 Mayıs :08

22:40 AYETİNİN KURAN DAKİ KOORDİNATLARI

7. KEVSER SÛRESİ ÖĞRENELİM

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

SEN ONLARIN ARALARINDA İKEN, ALLAH ONLARA AZAP ETMEZ Cuma, 18 Haziran :45

Size iki şey bırakıyorum; onlara sımsıkı sarılırsanız kurtuluşa erersiniz: Biri Allah ın kitabı Kur an, diğeri de Ehl-i beytimdir.

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur.

O erler ki, gönül fezasındalar, Toprakta sürünme ezasındalar. Yıldızları tesbih tesbih çeker de, Namazda arka saf hizasındalar.

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Teravih Namazı. Namazı Bozan Durumlar. Namazın İnsana Kazandırdıkları. Kunut Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3

SAYILI ADIMLARLA ELDE EDİLEN MİLYONLARCA SEVAPLAR

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRİ-4 YAHUDİLERLE İLİŞKİLER NADİROĞULLARININ MEDİNEDEN ÇIKARTILMASI

Sadîk-i Ahmak yani ahmak dost şiddetli düşmandan,din düşmanından daha fazla verir.

Dr. Mehmet Sürmeli tarafından yazıldı. Perşembe, 07 Ekim :45 - Son Güncelleme Perşembe, 21 Ekim :00

EDİTÖRDEN. Allah ın Adıyla

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA

1. Araştırma 2. Eleştirel düşünme 3. Karar verme 4. Türkçeyi doğru, etkili ve güzel kullanma

İÇİNDEKİLER KISALTMALAR...10 ÖNSÖZ...12 GİRİŞ...16 I- İSRÂ VE MİRAÇ KELİMELERİNİN MANALARI...16 II- TARİH BOYUNCA MİRAÇ TASAVVURLARI...18 A.

Hac & Umre Kültür Turları Uçak Bileti

DENİZ BİNBOĞA 6- D 296

6. SINIF. Oturan, duran, kovsuz, gıybetsiz Hakk Muhammed Ali deyip evine vara, tüm canların Yüce Allah dildeki dileğini, gönüldeki muradını vere!

MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ

T.C. ÇEKEREK KAYMAKAMLIĞI ÇEKEREK ANADOLU ĐMAM HATĐP LĐSESĐ ÜMMETĐ SABAH NAMAZINA GĐDEN GENÇLER UYANDIRACAK

Siyonist rejim emrivakilerle fiili durum oluşturarak, dünyayı bu yeni duruma alıştırmak istiyor

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

Bazı Dini/Tarihi Yapıların Sırları

5. Peygamberimizin Medine'ye hicret ettikten sonra yaptırdığı caminin adı nedir? 1. Aşağıdakilerden hangisi dinin faydalarından biri değildir?

T.C BAŞBAKANLIK. Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü CAMİLERİN AÇIK TUTULMASI GENELGESİ

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

PEYGAMBERİMİZİN ARKADAŞLARI

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KADİR GECESİ

M. Sinan Adalı. İllustrasyonlar: Sevgi İçigen. yayın no: 114 NASIL MÜSLÜMAN OLDULAR? / 2

ÖZEL BİLFEN İLKÖĞRETİM OKULU ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

NAMAZ DİNİN DİREĞİDİR..

İLİM HALKALARI PROJESİ

Edeb Ya Hu! Cumartesi, 03 Ocak :31

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

Transkript:

2016-2017 Siyer Mektebi Müfredatı IMAN ŞEHRI MEDINE MESCID-I NEBEVÎ ve Mescidin Fonksiyonları 6. DERS Prof. Dr. Mustafa AĞIRMAN Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

96 İMAN ŞEHRİ MEDİNE MESCID-I NEBEVÎ ve Mescidin Fonksiyonları GIRIŞ İslâm da îmandan sonra en büyük hakîkat namazdır. Namaz, dinin direğidir. Biz, Yüce Allah ın Kur ân-ı Kerim de ve Hz. Peygamber in hadîs-i şeriflerde salât kelimesi ile ifâde ettikleri bu ibâdetin Farsça tercümesi olan namaz ı almış ve dilimizde hep onu kullanmışız. Salât kelimesi, Kur ân-ı Kerim de duâ ve namaz anlamında olmak üzere 78 âyette tekil, 53 âyette çoğul olarak geçer. Ayrıca 3 âyette namaz kılanlar (musallîn) şeklinde kullanılır. Diğer yandan, 14 âyette çoğul emir kalıbıyla namaz kılınız, 4 âyette tekil olarak namaz kıl buyurulurken, 24 âyette geçmiş zaman kalıbıyla namaz kılanlar dan söz edilir. 10 kadar âyette de sallâ (duâ etti, namaz kıldı) fiili ile yine duâ ve namaz konusu yer alır. [1] Pek çok hadiste de benzer kelimelerle namaza yer verilmesi bu ibâdetin önemini ortaya koyar. Namaz, münferit (tek başına) kılınabileceği gibi cemaatle de kılınır. Asıl olan da câmide veya mescidlerde cemaatle kılmaktır. Namazı yalnız başına kılmaktansa cemaatle kılmak daha güzeldir. Namazını câmide cemaatle kılan, evde veya işyerinde tek başına kılandan daha çok sevap kazanır. Yüce Allah, Kur ân-ı Kerim de Namazı dosdoğ- [1] M. Fuâd Abdülbâkî, el-mu cemü l-müfehres li elfâzi l-kur âni l-kerîm, Kahire 1996, Salât, Sallâ, Kâme, Ekâme maddeleri.

6. DERS Mescid-i Nebevî ve Mescidin Fanksiyonları 97 ru kılın, zekâtı verin rükû eden(müminler)le birlikte rükû edin [2] buyurarak müminleri cemaatle namaz kılmaya teşvik etmektedir. Bu konuda Hz. Peygamber de şöyle buyurmaktadır: Bir kimsenin câmide cemaatle kıldığı namaz, sahibine, işyerinde ve evinde kıldığı namazdan yirmi beş derece daha fazla sevap kazandırır. Şöyle ki, bir kişi güzelce abdest alır, sonra başka hiçbir maksatla değil, sadece namaz kılmak üzere câmiye gelirse, câmiye girinceye kadar attığı her adım sebebiyle bir derece yükseltilir ve bir günahı bağışlanır. Câmiye girince de, namaz kılmak için orada durduğu sürece, tıpkı namaz kılıyormuş gibi sevap kazanır. Sizden biriniz namaz kıldığı yerden ayrılmadığı, kimseye eziyet etmediği ve abdestini bozmadığı müddetçe melekler: Allâh ım! Ona merhamet et! Allâh ım! Onu bağışla! Allâh ım! Onun tevbesini kabul et! diye duâ ederler. [3] Hz. Peygamber, Medine ye hicret ettikten sonra şehrin merkezinde, altı ay gibi kısa bir zaman içerisinde bir mescid yaptırdı ve beş vakit namazı bu mescidde cemaatle kılmaya başladı. Hz. Peygamber, bu sünnetini ölünceye kadar devam ettirdi. Şehir dışına çıktığı zaman yerine bir vekil tayin ederdi; kendisi dönünceye kadar bu vekil, imâmlık görevini yerine getirirdi. Vefatından önceki hastalığında da, Hz. Ebû Bekir i bu göreve tayin etmiş, o da Hz. Peygamber in vefatına kadar, mescidde cemaate imâm olup on yedi vakit namaz kıldırmıştı. [4] Hz. Peygamber, Medîne de yaptırdığı bu mescidde hem beş vakit namazı cemaatle kılıyor hem de cemaatine dersler ve sohbetler yapıyordu. Mescide devam eden cemaat de hem ibâdetini yapıyor hem de dînî konuları birinci ve yetkili ağızdan öğreniyorlardı. Hz. Peygamber, bu sohbetleri daha ziyâde sabah namazından sonra yapıyordu. Bayanlar için ayrı bir zaman ayırmıştı, onları da o zaman bilgilendiriyordu. Dolayısıyla Hz. Peygamber in zamanında mescid, hem ibâdet merkezi hem de ilim merkeziydi. Sonradan gelen Müslümanlar, Hz. Peygamber in mescid yapma ve namazları cemaatle kılma sünnetine önem vermiş ve bu sünnetin yaşaması için ellerinden gelen her türlü gayreti göstermişlerdir. Dünyanın değişik [2] Kur ân-ı Kerîm, el-bakara sûresi, 2/43. [3] Buhârî, Salât 87, Ezân 30, Büyû 49; Müslim, Tahâret 12, Mesâcid 272. [4] Taberî, Ebû Ca fer Muhammed b. Cerîr, Târîhu l-ümem ve l-mülûk (tah: Muhammed Ebu l-fadl İbrâhim), Beyrut 1997, III, 197.

98 İMAN ŞEHRİ MEDİNE yerlerindeki Müslümanlar, Hz. Peygamber in Medîne de yaptırdığı mescidi esas alarak kendi kültür ve estetik anlayışlarına göre câmiler yaptılar. Şehirlerini görkemli câmilerle, câmilerin yanındaki ilim merkezi medreselerle ve şehâdet parmağı gibi semâya yükselen minârelerle tezyîn ettiler. Bu câmiler, kıyâmete kadar devam edecek olan İslâm Medeniyeti nin temel taşlarıdır. Bilinmelidir ki, İslâm Medeniyeti işte bu merkezlerden doğmuştur. İslâm Medeniyeti, aslında bir câmi medeniyetidir. İslâm, bir çekirdek gibi câmide toplanmış, bu çekirdekten de bir medeniyet zuhûr etmiştir. Şimdi bu medeniyetin doğduğu merkezi yani Medine Mescidi ni görelim. MEDÎNE MESCIDI Mescid, Arapça da eğilmek, tevâzu ile alnı yere koymak mânâsına gelen sücûd kökünden secde edilen yer anlamında bir mekân ismidir. Secde, namazın rükünleri içinde en önemlisi, Allah a yakınlığın bir göstergesi, O na karşı saygılı ve tevâzulu olmanın sembolik bir ifadesidir. Bu sebepten dolayı namaz kılınan mekânlara secde edilen yer mânâsında mescid denilmektedir. Hz Peygamber in hadislerinde de mescid kelimesi namaz kılınan yer anlamında kullanılmıştır. [5] Mescid kelimesi, Kur ân-ı kerim âyetlerinde tekil ve çoğul olmak üzere yirmi beşten fazla yerde geçmektedir. Bu âyetlerden onaltısı Mescidü n- Nebî, biri Mescidü l-aksâ, bir diğeri de Hz peygambere suikast düzenlemek amacıyla münâfıklar tarafından yapılan Dırâr Mescidi ile ilgilidir. Kalan âyetlerde ise genel olarak ibâdet edilen yerden bahsedilmektedir. [6] Hz. Peygamberin hayatında Müslümanların bir araya toplanıp ibâdet edebilecekleri geniş çapta mescid, ilk defa hicretten sonra Kubâ köyünde, sonra da Medine de yapılmıştır. Hz. Peygamber in hayatı anlatılırken mutlak olarak mescid kelimesi kullanıldığında kastedilen, Medine Mescidi dir. Medine Mescidi şu merhalalerden sonra yapılmıştır. Hz. Peygamber, Mekke de İslâm dinini tebliğe başlayınca müşriklerin tepkisi ile karşılaştı. Kendisine yapılan baskı ve hakaretlere rağmen zaman zaman Mescid-i Haram da namaz kılardı. İlk Müslümanlar da evlerinde, vâdilerde gizlice ibâdet ederlerdi. O günlerde Erkam b. Ebi l-erkam ın evi [5] Bkz. Buhârî, Mesâcid 1-6; Müslim, Mesâcid 1-10. [6] M. Fuâd Abdülbâkî, el-mu cem, Secede maddesi.

6. DERS Mescid-i Nebevî ve Mescidin Fanksiyonları 99 mescid haline gelmişti. Hz Peygamber, ashâb-ı kirâm ile burada hem sohbet yapar hem de namaz kılardı. [7] Müslümanlar, Mekke de mevcut şartlar içerisinde ibâdetlerini rahatlıkla yapabilecekleri bir mescid inşâ etme imkânı bulamadılar. Bazı sahâbîler, evlerinin bir bölümünü mescid haline getirerek Müslümanların toplu ibâdet ve eğitim ihtiyaçlarının karşılanmasına çalıştılar. Hz. Ebû Bekir in ve Ammar b. Yâsir in, Mekke de evlerinin bahçesinde yaptırdıkları mescidler, bu tür mescidlerdendir. Bu iki mescid, Müslümanlar tarafından ilk inşâ edilen mescidlerdir. Kendine âit olan mescidde yanık ve güzel sesi ile Kur ân-ı Kerim okuyan Hz. Ebû Bekir, bazı kimselerin İslâm a sempati duymasına sebep oluyor, bu da müşriklerin tepkisini çekiyordu. Müşriklerin, İslâm a karşı tepkileri arttıkça Müslüman olanların sayıları da artıyordu. Bu sırada Müslüman olanlardan biri de Hz. Ömer di. Hz. Ömer, İslâm dinini kabul ettikten sonra Müslümanlar, Mescid-i Haram da açıkça namaz kılmaya başladılar. [8] Akabe bey atlerinden sonra Müslüman olan Medineliler, toplu namaz kılmak için bir mescide ihtiyaç duymuş, sonradan Medine Mescidi nin yapıldığı arazideki bir hurma kurutma harmanının etrafını çevirerek mescid haline getirmişlerdi. Kıblesi Kudüs e doğru olan bu mescidde Ebû Umâme Es ad b. Zürâre arkadaşları ile birlikte namaz kılardı. Hz. Peygamber in Mekke den Medîne ye olan hicretinden önce burada Cuma namazı da kılınmıştı. [9] İlk muhâcirler, Kubâ ya geldiklerinde burada bir mescid yapmışlar ve Ebû Huzeyfe nin âzatlısı Sâlim in arkasında namaz kılmışlardı. Hz. Peygamber in Medine de ilk Cuma namazını Sâlim oğullarının mescidinde kıldığına dâir rivâyet de [10] onların hicretten önce bir mescidlerinin olduğunu göstermektedir. [7] Ahmet Önkal-Nebi Bozkurt, Câmi, DİA, VII, 47. [8] İbn Hişâm, Ebû Muhammed Abdülmelik, es-sîretü n-nebeviyye (tah: Mustafa es-sekkâ ve arkadaşları), Beyrut 1971, II, 63-64; İbnü l-esîr, İzzüddîn Ebu l-hasen Ali b. Muhammed, el-kâmil fi t-târîh, Beyrut 1965, II, 86. [9] İbn Sa d, Ebû Abdillah Muhammed, et-tabakâtü l-kübrâ, Beyrut 1985, I, 239; İbnu Kayyim el-cevziyye, Şemsüddîn Ebû Abdillah, Zâdü l-meâd fî hedy-i hayri l-ibâd (nşr. Tâhâ Abdurraûf Tâhâ), Mısır 1970, II, 62. [10] İbn Hişâm, es-sîre, II, 140; İbn Sa d, et-tabakât, III, 87; Belâzürî, Ahmed b. Yahyâ, Ensâbü l-eşrâf (nşr. Süheyl Zekkâr- Riyâd Ziriklî), Beyrut 1996, I, 312.

100 İMAN ŞEHRİ MEDİNE Hz. Peygamber, hicret sırasında Medine ye üç-beş km. uzaklıkta olan Kubâ da Amr b. Avf oğulları yurdunda Külsüm b. Hidm in evinde bir müddet misâfir olarak kaldı. Bu misafirliği esnasında burada bir mescid yaptırdı. Temeli bir nevi merasimle atılan bu mescid, 66х66 zirâ ebadında kare şeklinde ve dört duvardan ibâret bir yapıydı. Kur ân-ı Kerim de temeli takvâ üzere kurulu mescid [11] ifadesinin de işte bu Kubâ mescidi için olduğu rivâyetleri vardır. [12] Hz. Peygamber, Kubâ dan Medine ye giderken yol boyunca yanlarından geçtiği kişiler, kendisini evlerine dâvet ettiler. Ancak Hz. Peygamber, devesinin serbest bırakılmasını istedi ve mescidin yapılacağı yeri tespit edeceğini kast ederek, onun bu işte görevli olduğunu söyledi. Şehir merkezine doğru ilerleyen deve, Mâlik b. Neccâr oğullarının evlerinin önünde bir düzlükte çöktü. Hz. Peygamber, devesinden inerken İnşallah, bizim makamımız ve menzilimiz işte burasıdır. [13] buyurdu. Bilindiği gibi Hz. Peygamber, Medine ye geldikten sonra Ebû Eyyûb el-ensârî nin evinde misafir olarak kaldı. [14] Ebû Eyyûb el-ensârî ye misâfir olduğu günlerde bu yeri, sahipleri Sehl ve Süheyl adlarındaki iki yetim kardeşten satın alarak, buraya Mescid-i Nebevî yi yaptırdı. Hz. Peygamber, yaptırdığı bu mescidin doğu tarafına kendisi için ev, giriş tarafına da bekârlar için kalma yeri (suffa) yaptırdı. Mimarlığını ve mühendisliğini kendisinin, işçiliğini de ashâb-ı kirâmın yaptığı bu külliye yedi ay içerisinde bitti. Bu külliye mescid, hucurât ve suffa olmak üzere üç bölümden ibaretti. 1. Mescid: Mescidin arsası, Es ad b. Zürâre nin himâyesinde olan Sehl ve Süheyl isimli iki yetim kardeşin malıydı. Hz. Ebû Bekir, Hz. Peygamber in emri ile on dinar (altın para) ödeyerek arsayı satın aldı. Muhâcir ve Ensâr el ele [11] Kur ân-ı Kerîm, et-tevbe sûresi, 9/108. [12] İbn Sa d, et-tabakât, I, 244; Semhûdî, Nûreddin Ali, Vefâu l-vefâ bi ahbâri dâri l- Mustafâ (tah: Muhammed Muhyiddîn Abdülhamid), Beyrut 1971, I, 251; Köksal, M. Asım, İslam Tarihi, İstanbul 1987, VIII, 12. [13] Semhûdî, Nureddin ali b. Ahmed, Vefâu l-vefâ bi Ahbâr-i Dâri l-mustafa, Beyrut, 1995, I, 122. [14] Mes ûdî, Ebu l-hasen Ali b. Huseyn, Mürûcü z-zeheb ve meâdinu l-cevher (nşr. Muammed Muhyiddîn Abdülhamîd), Mısır 1964, II, 286; İbnü l-esîr, el-kâmil, II, 109; İbn Kayyim, Zâdü l-meâd, II,61.

6. DERS Mescid-i Nebevî ve Mescidin Fanksiyonları 101 vererek inşaatı başlattılar. Önce arsa tesviye edildi ve temeller kazıldı. Bu esnada insan kemikleri çıktı. Demek ki, çok önceki yıllarda burası kabristan olarak kullanılmış. Çıkan kemikler başka yere nakledildi ve yine toprağa gömüldü. Temeller taştan, duvarlar kerpiçten yapıldı. Hurma ağaçlarının gövdeleri sütun olarak kullanıldı. Mescidin içine dikilen sütunlar yine hurma ağaçları ile birbirine irtibatlandırıldı. Üzeri, hurma dalları ve yaprakları ile gölgelik şeklinde kapatıldı. Zemine, kum döşendi. İnşaat işinde Hz. Peygamber de Müslümanlar ile birlikte bedenen çalışıyor, inşaat alanına kerpiç taşıyor, bir yandan da şöyle diyordu: Bu yük Hayber yükü değildir. Bu, Rabbimize karşı icra edilen en iyi ve en temiz bir iştir. [15] Hz. Peygamber, bu sözleriyle, taşımakta oldukları yükün dünya menfaati için olmadığını; insanların Hayber den ticaret gayesi ile getirdikleri hurma ve kuru üzüm gibi maddî metalardan daha hayırlı ve hoş olduğunu ifade buyuruyordu. Medine mescidi kare şeklindeydi. Kenar uzunluları yüzer zira [16] duvar yükseklikleri de yedi zira idi. Temelleri üç zira olarak kazılmıştı. Bir mihrabı, üç kapısı vardı. Kıblesi, Kudüs e doğruydu. Hz. Peygamber, hicretin sekizinci yılına kadar, hutbeleri, mihrabın yanına konulan bir hurma kütüğünün üzerinde okurdu. Sekizinci yılda, üç basamaklı bir minber yaptırıldı. Mescidin aydınlatılması, Temim ed-dârî nin Şam dan getirdiği kandillerle yapılmıştır. Hz. Peygamber, Temim in bu işine çok memnun olmuş ve şöyle buyurmuştur: Sen, bizim mescidimizi aydınlattın. Allah da senin dünya ve âhiretini aydınlatsın. [17] Mescid in namaz kılınacak yerinde kadınlar için de ayrı bir bölüm vardı. Kadınlar da günde beş vakit mescide gelirler ve namazlarını cemaatle kılarlardı. Ezan okunduktan sonra önce erkekler gelir, mesciddeki yerlerini alır, sonra da kadınlar gelir, kendileri için ayrılan bölüme geçerlerdi. Namaz bittikten sonra hemen kadınlar evlerine dağılırlar, erkekler biraz beklerlerdi. Bu esnada erkekler, Hz. Peygamber e sorular sorar cevaplarını [15] Buhârî, Menâkıbu l-ensâr 45. [16] Zira: Orta parmağın ucundan dirseğin ucuna kadar olan kısımdır. (Âsım Efendi, Kâmus Tercemesi, III, 241) Buna göre bir zira, yaklaşık 75 cm dir. [17] Halebî, İnsan, II, 278.

102 İMAN ŞEHRİ MEDİNE alırlar ve yahut da Hz. Peygamber, kısa sohbeti ile onları bir müddet meşgul ederdi. Sonra da erkekler evlerine veya işlerine giderlerdi. 2. Hucurât: Bilindiği gibi Hz. Peygamber, Medine ye hicret ettikten sonra bir müddet Ebû Eyyûb a misâfir oldu. Bu esnada başlatılan mescid inşaatı ile birlikte, Hz. Peygamber in ikâmet edeceği iki tane oda yapıldı. Hz. Peygamber, Mekke den Medine ye hicret ederken Hz. Sevde ile evli, Hz. Âişe ile de nişanlıydı. Kızlarından Zeyneb, Ebu l Âs ile Rukayya da Hz. Osman ile evliydiler. Diğer iki kızı Ümmü Gülsüm ve Fatıma bekârdırlar. Hz. Ali ile birlikte Hz. Peygamber in hane halkı, beş kişiden ibâretti. Bilindiği gibi Hz. Ali, küçük yaştan beri Hz. Peygamber in evinde kalıyordu. Mescid inşaatı tamamlandığı zaman sayısı iki olan odalara daha sonraki yıllar ilaveler yapıldı. Hz. Peygamber, daha sonraki yıllarda evlendiği her hanımı için bir oda yaptırmıştır. Kıble nin değişmesinden sonra, kıbleye dönüldüğünde sol tarafta kalan duvara bitişik vaziyette yapılan odaların sayısı dokuzdur. Bu odalardan ayrı olarak, devlet hazinesi olarak yapılan bir oda daha vardır ki, buranın anahtarı ve sorumluluğu mescidin müezzini Hz. Bilal de bulunurdu. 3. Suffa: Suffa kelimesi, lügatte gölgelik mânâsına gelir. Binanın giriş kısmı, geniş selamlık, üzeri örtülü avlu, yüksek bir yer mânâlarına da gelir. Medine mescidinin girişinde, üzeri hurma dalları ve yaprakları ile örtülü, hafif yüksekten bir yer vardı; işte oraya Suffa denilirdi. Kıblenin değişmesinden önce mescidin güney tarafında bulunan bu sundurma, kıblenin değişmesinden sonra kuzey tarafına alındı. Burası kimsesiz, evi olmayan Müslümanlar için yapılmıştı. Muhâcir ile Ensâr ın kardeş ilan edilmesinden sonra Medine ye hicret edenler burada kalırdı. Bunlara ev temin edilince buradan ayrılır, evlerine geçerlerdi. Bekâr olan delikanlılar da evleninceye kadar burada kalırdı. Burada kalanlara Ashâbu s-suffa veya Ehlu s-suffa denirdi. Medine ye gelen elçiler ve misâfirler de burada ağırlanırdı. Burada kalanların geçimini Hz. Peygamber temin ederdi. Bazen bunları Müslümanların evlerine dağıtır, bazen de alır kendi evine götürürdü.

6. DERS Mescid-i Nebevî ve Mescidin Fanksiyonları 103 Suffa ashâbı, iş buldukları zaman çalışırlar, diğer zamanlarda mescidde ilim ve ibâdetle meşgul olurlardı. Gücü-kuvveti yerinde olanlar, dağlardan sırtlarında odun getirmek, su taşımak gibi ellerinden gelen her türlü işi yapar, kazandıkları parayla arkadaşlarına yiyecek alırlardı. İffet ve vakarlarına düşkün olduklarından dolayı kimseden bir şey istemezler, şahsiyetlerini zedeleyecek şeylerden uzak dururlardı. Netîce: Mescid, hucurât ve suffa dan oluşan bu külliyeye toptan Medine mescidi denir. Hz. Peygamber in Medine de yaptırdığı bu mescid Müslümanlar için bir tatlı su kaynağı, bir hidâyet rehberi, bir sığınak ve karargâh olmuştur. Bu mescid asr-ı saâdet insanı için bir medrese idi. Hz. Peygamber sahâbesini burada yetiştirdi. Mescid, yabancıların sığınağı, misâfirlerin konağı, yoksul ve zayıfların barınağıydı. Medine ye gelen heyetler, mescidde karşılanır ve suffa da ağırlanırdı. Kendileri ile mescidde konuşulur ve sohbet edilirdi. Medine mescidi hayatın ve devletin merkezi idi. Hz. Peygamber ve dört büyük halife orada otururlar ve devleti oradan yönetirlerdi. Ümmetin meseleleri orada gündeme getirilir, problemler orada ele alınırdı. Hakkında nass bulunmayan konular kitap ve sünnet ışığında orada müzâkere edilirdi. Müslümanlar arasındaki ihtilaflar ve dâvâlar mescide getirilir, Hz. Peygamber de bu dâvâları mescidde çözüme ulaştırırdı. Mescid, bir mâbed olmanın ötesinde; muallimi Hz. Peygamber, talebeleri de onun güzîde ashâbının olduğu bir eğitim öğretim merkezi, bir yatılı okuldu. Mescid, yabancıların sığınağı, misâfirlerin konağı, yoksul ve zayıfların da barınağıydı. Her sınıftan insan, orada ihtiyacını giderecek, kendini rûhi it minâna ulaştıracak şeyleri bulabilirdi. Medine ye gelen heyetler mescidde karşılanır, orada ağırlanır ve kendileriyle orada konuşulur, sohbet edilirdi. Medine mescidi, ordu komutanlığının karargâhıydı. Asker orada toplanır, sancaklar orada verilir, cephe komutanları orada tayin edilir, askere emirler orada verilirdi. Sonra da asker, Allah ın yüce ismine dayanarak gâzilik veya şehidlik umudu ile yola çıkardı. Mescid, Allah a kulluk vazifesinin yapıldığı bir mâbeddi. Kulun saçılan kalbinin parçaları orada bir araya gelir, şaşkın rûhu orada dost doğru yolu bulur, isyankâr nefsi de sükûnete ererdi. Yine orada kulun kalbi, dün-

104 İMAN ŞEHRİ MEDİNE yanın boş işleri ve meşgalelerinden kurtulup Allah ın katına yönelir; rabbânî bir kimliğe bürünerek nefsini kirlerden yıkar ve organlarını hatalardan kurtararak tertemiz bir kalp ve beden ile Allah a yönelirdi. Hz. Peygamber zamanında mescid, sadece beş vakit namaz ve Cuma namazının kılındığı bir namazgâh değildi. Bir mâbed olmasının ötesinde mescid, müderrisi Rasûlullah, talebeleri de onun güzîde ashâbının olduğu bir eğitim öğretim kurumuydu, bir medreseydi, bir ilim ve irfan yuvasıydı. Hz. Peygamber in vefatında sonra İslâm ı Arap yarımadasının dışına taşıyan sahâbe nesli buradaki derslerde yetişti. Ve yine mescid, Hz. Peygamber in, Allah ın indirdikleriyle hükmedip, hasımların arasını bulduğu bir mahkemeydi. İslâm Devleti nin merkezi, askerin karargâhı, hâsılı dînî ve dünyevî işlerin görüldüğü bir merkezdi. [18] [18] Geniş bilgi için bkz. Ahmet Önkal-Nebi Bozkurt, Câmi, DİA, VII, 49-53; Ağırman, Mustafa, Hz. Peygamber Devrinde Mescid Ve Fonksiyonları, İstanbul 1997, s. 109-182.