TÜRK HİJYEN VE DENEYSEL BİYOLOJİ D E R G İ S İ



Benzer belgeler
DİYARBAKIR KENT MERKEZİNDE BARSAK PARAZİT PREVALANSI 2001 THE PREVALENCE OF INTESTINAL PARASITES IN DIYARBAKIR CITY IN 2001

2000 YILINDA KUDUZ AŞI MERKEZİNE BAŞVURAN HASTALARIN DEĞERLENDIRİLMESİ EVALUATION OF THE PATIENTS ADMITTED TO RABIES VACCINATION DEPARTMENT IN 2000

Bir üniversite hastanesi parazitoloji laboratuvarında belirlenen intestinal ve hepatik parazitler

Sivas Belediyesi Çevre-Gıda ve Tıbbi Tahlil Laboratuvarına Yıllarında Başvuran Hastalarda Bağırsak Parazit Dağılımlarının İncelenmesi

S A H A A R A Ş T I R M A S I

ULUSAL GIDA REFERANS LABORATUVARI (UGRL) DERGĐSĐ

Tokat Halk Sağlığı Laboratuvarında Ocak 2007 Aralık 2009 Yılları Arasında Saptanan Bağırsak Parazitlerinin Dağılımı

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TEZ YAZIM KURALLARI

GEREÇ VE YÖNTEM BULGULAR

YILLARI ARASI EDİRNE BÖLGE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ GIDA GÜVENLİĞİ İNCELEME SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ.

:Harran Üniversitesi Sağlık Hizmetleri MYO Şanlıurfa. Derece Alan Üniversite Yıl Sağlık Hizmetleri Meslek Ön lisans

MAKALENİN HAZIRLANMASI

Teoman Zafer APAN 1 Ayşegül TAYLAN ÖZKAN 2 Ümran DAĞAŞAN ÖZLÜK 3 ÖZET

UZM. DR. SALİH MAÇİN Şırnak Devlet Hastanesi

TÜRKĠYE DE KUDUZ VE YÜRÜTÜLEN ÇALIġMALAR

28 Eylül Dünya Kuduz Günü (1) NEDEN? yıl önce bugün (28 Eylül 1895 de) aramızdan ayrıldı Dünya Bilimine,

Van da İlköğretim Okulu Öğrencilerinde Saptanan Bağırsak Parazitozları

Vet. Hekim Ahmet SAFRAN

KUDUZ VE KUDUZ RİSKLİ TEMAS

EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ UZMANLIK EĞİTİMİ TEZ YAZIM KURALLARI

YEDİ DAKİKA YEDİ BÖLGE: ENDEMİK ENFEKSİYONLAR- EGE BÖLGESİ

Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler

Kuduzda Korunma ve İmmünoprofilaksi Uygulamaları Dr. Cemal BULUT

Kocaeli Medical J 2017; 6; 1:63-67 ARAŞTIRMA MAKALESİ/ ORIGINAL ARTICLE ABSTRACT. Rabia Akel Taşdemir 1, Ayşe Ferdane Oğuzöncül 2, Edibe Pirinçci 2

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ HASTALIĞI (KKKA) VE KARADENİZ BÖLGESİ NDEKİ DURUMU

EGE ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJE KESİN RAPORU EGE UNIVERSITY SCIENTIFIC RESEARCH PROJECT REPORT. 4,5 cm

İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Bitirme Tezi Yazım Kılavuzu

Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi nin resmi yayın organıdır.

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesinde Farklı Yıllarda Bağırsak Parazit Dağılımlarının Değerlendirilmesi

Bu sayının Hakemleri

ENFEKSİYON KONTROL KOMİTELERİNİN GÖREVLERİ VE SAĞLIK ÇALIŞANLARINDA ENFEKSİYON KONTROLÜ ve ÖNLENMESİ

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

Ordu ilinde bağırsak parazitleri sıklığı

Yozgat İl Merkezinde Farklı Sosyo-Ekonomik Bölgelerdeki İki İlköğretim Okulunda Bağırsak Parazitlerinin Araştırılması

YAYIM İLKELERİ VE MAKALE YAZIM KURALLARI. Yayım İlkeleri

TÜRKİYE DEKİ ÜÇ TIP FAKÜLTESİNİN SON ÜÇ YILDAKİ YAYIN ORANLARI THE THREE-YEAR PUBLICATION RATIO OF THREE MEDICAL FACULTIES IN TURKEY

T.C. KARABÜK ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ. Karabük Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Tez Hazırlama Kılavuzudur

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ANABİLİM DALI TEZİN BAŞLIĞI ADI SOYADI DANIŞMAN ADI SOYADI

Asist. Dr. Ayşe N. Varışlı

AYNI YÖREDE BULUNAN 242 BİREYİN PROTETİK MUAYENE BULGULARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

ÇEVRE SICAKLIĞININ SOĞUTMA ÇEVRİMİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ

MARMARA COĞRAFYA DERGİSİ MARMARA GEOGRAPHICAL REVİEW

Poster Nasıl Hazırlanır?

Bir Eğitim Araştırma Hastanesi nde üç yıllık bağırsak parazitlerinin dağılımı: Retrospektif bir Çalışma

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu

yıllarında Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Laboratuvarı na başvuran hastalarda bağırsak parazitlerinin dağılımı

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu

KUDUZ HASTALIĞINA KARŞI HAVADAN AŞILAMA VE KUDUZ HASTALIĞI İLE MÜCADELE

İlköğretim Çağındaki Çocuklarda Bağırsak Parazitlerinin Ağırlık ve Boy Persentil Değerlerine Etkisi (*)

TEZ VE RAPOR YAZIM YÖNERGESİ *

SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ LUMPY SKIN DISEASE (LSD) Hastalık Kartı. Hazırlayan. Dr. M. Fatih BARUT Vet. Hekim

Hasta ve/veya enfekte materyal ile potansiyel teması olan tüm personel

Hazırlayan

BİLİMSEL MAKALE YAZMA. Doç. Dr. Mine Esin OCAKTAN

Tıp Bilişimi 05 Bildiri Hazırlama Kılavuzu

KUDUZLA MÜCADELEDE MODEL VE ÖNERİLER,SAHA UYGULAMALARINDAKİ SORUNLAR

Yoğun Bakım Ünitesinde Gelişen Kandida Enfeksiyonları ve Mortaliteyi Etkileyen Risk Faktörleri

T.C. DİCLE ÜNİVERSİTESİ VETERİNER FAKÜLTESİ DEKANLIĞI GÜZ DÖNEMİ DERS PROGRAMI

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ

ARASI EDİRNE BÖLGE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ İÇME KULLANMA SUYU İNCELEME SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ. Faruk YORULMAZ 1 ÖZET

ENERJİ PİYASA VE DÜZENLEME DERGİSİ YAZIM KURALLARI. Büyük harf, 12 punto, kalın, tek satır aralıklı ve ortalayarak yazılmalıdır.

Gıda Zehirlenmeleri. 10,Sınıf Enfeksiyondan Korunma. Gıda Zehirlenmeleri. Gıda Zehirlenmeleri. Gıda Zehirlenmeleri. Gıda Zehirlenmeleri

Tez Yazım Esasları. 2.Yazım Özelliği

TOTBÝD Dergisi. Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliði Derneði Dergisi Cilt 7 Sayý Yazým Kurallarý. Dernek Baþkanýndan.

Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi nde Giardia intestinalis ve Entamoeba histolytica/dispar prevalansı: Dört yıllık izlem

T.C BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ VETERİNER FAKÜLTESİ GÜZ YARIYILI DERS PROGRAMI 1. SINIF

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

ACİLDE İNFEKSİYON HASTALIKLARINA YAKLAŞIM SİMPOZYUMU

Maymun Çiçek Virüsü (Monkeypox) VEYSEL TAHİROĞLU

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu

KORUMA. Doç. Dr. Levent GÖRENEK GATA İnfeksiyon Hastalıkları ve Kl. Mik. AD.

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ

Dr. Mustafa ÇETİNDAĞ. EĞİTİM BİLGİLERİ. Veteriner Fakültesi Parazitoloji Veteriner Fakültesi

Celal Bayar Üniversitesi Hastanesi Parazitoloji Polikliniği nde Yılları Arasında Saptanan Bağırsak Parazitlerinin İnsidansı

HARRAN ÜNİVERSİTESİ BİRECİK MESLEK YÜKSEK OKULU SİSTEM ANALİZİ VE TASARIMI DERSİ PROJE HAZIRLAMA VE YAZIM KILAVUZU

Şimşek A., Koçhan A., Çakmak F.: Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Kliniğine.. Dicle Üniv Vet Fak Derg 2015: :1(3):15-20

DOÇ. DR. ASIM KALKAN SBÜ HASEKİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ACİL TIP KLİNİĞİ

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinin Beş Yıllık ( ) Kansere Bağlı Ölüm Kayıtlarının Değerlendirilmesi

KAFKAS ÜNİVERSİTESİ VETERİNER FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM DÖNEMİNDEN İTİBAREN GEÇERLİ DERS MÜFREDATI

Alan Üniversite Yıl. Alan Üniversite Yıl. Alan Üniversite Yıl

Doç. Dr. Turgay TEKİNAY. GÜDAM Müdürü ARA

Değerli meslektaşlarımız,

PERSONEL YARALANMALARI İZLEM TALİMATI

HUKUK FAKÜLTESİ DERGİSİ

12. Antimikrobik Kemoterapi Günleri. Bilimsel Program Nisan. Askeri Müze, Harbiye - İstanbul

İlköğretim Dördüncü Sınıf Öğrencilerinde Bağırsak Parazitlerinin Varlığının Araştırılması

ÖZGEÇMİŞ. 4. Görev Yerleri

Bu sayının Hakemleri

İstanbul Bölgesi Kan Donörlerinde HBsAg, Anti-HCV ve Anti-HIV Seroprevalansı

TİFO. Tifo; Paratifo; Enterik Ateş;

Türkiye de Su Kaynaklı Tularemi Salgınlarının Değerlendirilmesi

HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI KİMLERE YAPILIR? HEPATİT B RİSKİ OLAN KİŞİLER

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ AKADEMİK YAKLAŞIMLAR DERGİSİ YAZIM KURALLARI

TRABZON GÖĞÜS HASTALIKLARI HASTANESİ ÇALIŞANLARINDA HBV, HCV VE HIV SEROPREVALANSI *

Olgularla Parazitoloji. Doç. Dr. Gülay ARAL AKARSU Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Parazitoloji Bilim Dalı

ÇALIŞMANIN AMACI: Türkiye de erişkinlerde ( 20 yaş) metabolik sendrom sıklığını tespit etmektir.

Dünyada ve Türkiyede Hepatit B ve Hepatit C Epidemiyolojisi. Dr Meral Sönmezoğlu Yeditepe Üniversitesi Hastanesi

Bölüm başlıkları : Ortada, tamamı büyük harf, 12 punto, kalın, numaralama 1 GİRİŞ biçimindedir.

Kolistin ilişkili nefrotoksisite oranları ve risk faktörlerinin değerlendirilmesi

Transkript:

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI REFİK SAYDAM HIFZISSIHHA MERKEZİ BAŞKANLIĞI TÜRK HİJYEN VE DENEYSEL BİYOLOJİ D E R G İ S İ ISSN 0377-9777 RESAMENS YAYIN ORGANI CİLT 5 9 5 9 V O L U M S A Y I 1, 2, 3 1, 2, 3 N U M B E R YIL 2002 2 0 02 Y E A R TURKISH BULLETIN OF HYGIENE AND EXPERIMENTAL BIOLOGY

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI REFİK SAYDAM HIFZISSIHHA MERKEZİ BAŞKANLIĞI TÜRK HİJYEN VE DENEYSEL BİYOLOJİ DERGİSİ Y ıl: 2002 Cilt: 59 N o : 1,2,3 ISSN 0377-9777 TURKISH BULLETIN OF HYGIENE AND EXPERIMENTAL BIOLOGY Year: 2002 Vol: 59 N o: 1,2,3

TÜRK HİJYEN V E DENEYSEL BİYOLOJİ DERGİSİ Sahibi : Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı adına Başkan Uzm. Dr. Mustafa Aydın ÇEVİK YAYIN KURULU Uzm.Dr.Efsun AKBAŞ (Yayın Kurulu Başkanı) Dr.Demet KURTOĞLU (Yayın Kurulu Başkan Yrd.) Zir.Yük.Müh.Dr.Fügen DURLU-ÖZKAYA (Yayın Kurulu Sekreteri) Uzm.Dr.Tülay YALÇINKAYA (Üye) Uzm.Dr.Süreyya BARUN (Üye) Kim.Müh.Bil.Uzm.Canan YEŞİLYURT (Üye) Kim.Yük.Müh.Dr.Meral YENİOVA (Üye) Uzm.Dr.Mesude YILMAZ (Üye) Bio.Bil.Uzm.İsmail KUTLU (Üye) Teknik Yönetmen : Nevzat IŞIK İngilizce Düzeltmen: Dr.Alper AKÇALI Bilgisayar Dizgi : Murat DUMAN REFİK SAYDAM HIFZISSIHHA MERKEZİ BAŞKANLIĞI Yayın ve Dokümantasyon Müdürlüğü Ankara -TÜRKİYE Senede üç defa çıkar The bulletin is issued three times a year

TÜRK HİJYEN VE DENEYSEL BİYOLOJİ DERGİSİ Yazı İnceleme Kurulu TURKISH BULLETIN OF HYGIENE AND EXPERIMENTAL BIOLOGY Editorial Board AKGÜN Yurdanur Prof.Dr. Osmangazi Ü.T.F., Mikrobiyoloji AD AKIN Levent Prof.Dr. H.Ü.T.F. Halk Sağlığı AD AKTAŞ Firdevs Prof.Dr. G.Ü.T.F Enf. Hast. Ve Kli. Mik. ALAEDDİNOĞLU Gürdal Prof.Dr. ODTÜ Biyoloji ALTINSAAT Çiğdem Doç.Dr. A.Ü.V.F. Fizyoloji AD ASLIM Belma Doç.Dr. G.Ü. Fen-Edeb. Fak. Biyoloji Böl. AYHAN Kamuran Prof.Dr. A.Ü.Z.F. Gıda Müh. Böl. AYLAN Orhan Vet.Hek.Dr. Etlik Veteriner Araştırma Müdürlüğü BALK Mevhibe Uzm.Dr. Yüksek İhtisas Hast. BERKEM Rukiye Uzm.Dr. S.B.Ank.Eğ.ve Arş.Hast.Mik. ve Kl.Mik. BOZKURT Atilla Prof.Dr. H.Ü.T.F. Farmakaloji AD BURGU İbrahim Prof.Dr. A.Ü.V.F., Viroloji AD ÇETİNKAYA Salih Uzm.Dr. R. S. H. M. B, Serum Çiftliği ÇEVİK Cemal Prof.Dr. G.Ü.T.F. Biyokimya AD ÇOKSÖYLER Nafi Prof.Dr. Van Yüzüncüyıl Üniv., Gıda Müh.Böl. ÇOLAK Reyhan Y.Doç.Dr. A.Ü. Fen Fak. Biyoloji Böl. ÇÖPLÜ Nilay Uzm.Dr R. S. H. M. B, Salgın Hast. Arş. Md. ERKMEN Osman Doç.Dr. Gaziantep Ü.M.F., Gıda Müh.Böl. ERGÜVEN Sibel Prof.Dr. H.Ü.T.F. Mikrobiyoloji AD ESEN Nuran Y.Doç.Dr. 9 Eylül Ü.T.F. Mikrobiyoloji AD GÜRKAN Saime İsmet Doç.Dr. Ege Ün.M.F. Biyomüh. Böl. GÜRSEL Asuman Prof.Dr. A.Ü.Z.F., Süt Tekn.Böl. HALKMAN Kadir Prof.Dr. A.Ü.Z.F. Gıda Müh.Böl. İMİR Turgut Prof.Dr. G.Ü.T.F. İmmünoloji AD KARABIÇAK Nilgün Uzm.Dr. R. S. H. M. B.,Salgın Hast. Arş.Md. KARAKOÇ Esra Uzm.Dr. S.B. Ankara Eğ.ve Araş.Hast.Kl.Mik. KART Ahmet Prof.Dr. H.Ü.T.F. Tıbbi Biyoloji AD KAYA Sezai Prof.Dr. A.Ü.V.F. Farmakoloji ve Toksikoloji AD KILIÇ Banu Doç.Dr. Çukurova Ü.Tıp. F.Balcalı Has. KILIÇ Selçuk Uzm.Dr. R. S. H. M. B., Salgın Hast. Arş.Md. KOCAGÖZ Tanıl Doç.Dr. H.Ü.T.F. Mikrobiyoloji AD KORUKOĞLU Gülay Uzm.Dr. R. S. H. M. B., Viroloji LEVENT Belkıs Uzm.Dr. R. S. H. M. B.,Salgın Hast. Arş.Md. MELLİ Mehmet Prof.Dr. A.Ü.T.F. Farmakaloji AD ÖZER Nazmi Prof.Dr. H.Ü.T.F. Biyokimya AD ÖZKAYA Etem Uzm.Dr. R. S. H. M. B., Viroloji Lab. Şefliği ÖZSAN Murat Prof.Dr. A.Ü.T.F. Mikrobiyoloji AD ÖZSOY Metin Uzm.Dr. R. S. H. M. B., Viroloji Lab. Şefliği ÖZTEK Zafer Prof.Dr. H.Ü.T.F. Halk Sağlığı AD PEKCAN Gülden Prof.Dr. H.Ü. Beslenme ve Diyetetik Bölümü PİYAL Birgül Doç.Dr. A.Ü. Sağlık Eğitim Fak. ROTA Seyyal Prof.Dr. G.Ü.T.F. Mikrobiyoloji AD SARIMEHMETOĞLU Belgin Doç.Dr. A.Ü.V.F. Besin Hij. ve Tekn. AD SULU Nesrin Prof.Dr. A.Ü.V.F. Fizyoloji AD ŞAHİN İzzet Prof.Dr. Erciyes Üniv. T.F. Parazitoloji AD ŞENER Burçin Doç.Dr. H.Ü.T.F. Mik. ve Kli. Mik. AD. TANYÜKSEL Mehmet Doç. Dr. GATA Mikrobiyoloji AD TEMİZ Ayhan Prof.Dr. H.Ü. Müh. Fak. Gıda Müh. Böl. TUNAİL Nezihe Prof.Dr. A.Ü.Z.F., Gıda Müh.Böl. TUNCER Meral Prof.Dr. H.Ü.T.F. Farmakaloji AD TUNÇKANAT Ferda Prof.Dr. H.Ü.T.F. Mik. ve Kli. Mik. AD. TÜMBAY Emel Prof.Dr. Ege Ü.T.F. Mik. ve Kli. Mik. AD. USTAÇELEBİ Şemsettin Prof.Dr. H.Ü.T.F. Viroloji AD ÜNAL Nilay Uzm.Dr. Ankara Şap Enstitüsü Müdürlüğü YILMAZ Işık Mik.Uzm. R. S. H. M. B., Gıda ve Bes.Arş.Md. * Yazı İnceleme Kurulu listesi, son bir yıl içinde yazı gönderilen danışmanların adlarını içermektedir.

T Ü R K H İ J Y E N V E D E N E Y S E L B İ Y O L O J İ D E R G İ S İ Y A Z I M K U R A L L A R I 1. Türk Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi, Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi Başkanlığı yayın organıdır. 2. Dergide mikrobiyoloji, farmakoloji, toksikoloji, biyokimya, gıda güvenliği, çevre sağlığı ve halk sağlığı ile ilgili alanlardaki özgün araştırma, olgu sunumu ve derleme niteliğinde bilimsel yazılar yayımlanır. 3. Derginin dili Türkçe dir. 4. Dergi dört ayda bir çıkar ve üç sayıda bir cilt tamamlanır. 5. Gönderilen yazılar Dergi Yayın Kurulu nca değerlendirildikten sonra ve konu ile ilgili üç Yazı İnceleme Kurulu üyesinden ikisinin olumlu görüşünü aldığında yayımlanmaya hak kazanır. Bu Kurulların, yazının mesajını değiştirmeyen her türlü düzeltme ve kısaltmaları yapma yetkileri vardır. 6. Yazılar daha önce başka bir yerde yayımlanmamış olmalıdır. 7. Dergi de yayımlanan yazıların yayın hakkı Türk Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi ne aittir. Yazarlara telif ücreti ödenmez. Yazıların bilimsel ve hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir. 8. Dergi; Uluslararası Tıbbi Dergi Editörleri Kurulu nun Biyomedikal Dergilere Teslim Edilecek Metinlerde Aranan Ortak Özellikler başlıklı bildirisinde (Br Med J 1988; 296: 401-4) metinlerin yazılma şeklini belirleyen kuralları temel alır ve Madde 9 da verilen bu kurallara uygun olmayan metinler değerlendirmeye kabul edilmez. 9. Metinler; A4 kağıtların yalnız bir yüzüne, tamamı iki satır aralıkla, 12 pt, Arial veya Times New Roman yazı karakteri kullanılarak ve kenarlardan en az 3 er cm boşluk bırakılarak, bilgisayarda yazılmalıdır. Araştırma ve olgu sunumu şeklindeki yazılar mutlaka aşağıda belirtilen düzene uygun olmalıdır: Başlık Sayfası: Başlık (Türkçe), Yazarlar, Kurum, Yazışma Adresi şeklinde düzenlenmelidir. Yazar ad ve soyadları açık yazılmalı, kurum(lar) belirtilmeli, yazışmalardan sorumlu yazarın adı ve adresi, telefon, faks ve varsa e-posta adresi ayrıca verilmelidir. Yazı bir bilimsel toplantıda tebliğ edilmişse bu sayfada belirtilmelidir. Özet sayfası: Metin başlıklarıyla birlikte Türkçe ve İngilizce özetleri içermelidir. Özetler 150 kelimeyi aşmamalıdır. Anahtar sözcükler, 3-10 sözcük arasında olmalı ve Index Medicus un Medical Subject Headings de (MeSH) yer alan terimler kullanılmalıdır. Ana Metin: Özgün araştırmalarda sırasıyla Giriş, Gereç ve Yöntem, Bulgular, Tartışma, olgu sunumlarında ise Giriş, Olgu(lar), Tartışma kısımlarını içermelidir. Metin içinde geçen Latince mikroorganizma isimleri ilk kullanımda tam ve açık yazılmalı, italik basılmalarını sağlamak amacıyla altı çizilmeli, daha sonraki kullanımlarında kısaltılarak yazılmalıdır (örn; P s e u d o m o n a s a e r u g i n o s a... P. a e r u g i n o s a..). Yanında birim gösterilmeyen ondan küçük sayılar yazı ile yazılmalı, rakam ile yazılan sayılara takılar kesme işareti ile eklenmelidir (örn; beş olgu..., olguların 36 sı..). Boyama yöntemi Gram büyük harfle yazılmalı, Gram (-) yerine Gram negatif, basil yerine bakteri veya çomak sözcükleri kullanılmalıdır. Antibiyotik isimleri dil bütünlüğü açısından Türkçe okunduğu gibi yazılmalıdır. Derleme yazılarda özet ve anahtar kelimelere gerek yoktur. Kaynak sayısı 40 ı aşmamalıdır. Olgu sunumlarında kaynak sayısı sınırlı tutulmalı, giriş ve tartışma kısımları kısa ve öz olmalıdır. Metinde yalnız standart kısaltmalar (MIC, MBC, DNA, RNA, CDC, WHO, cfu, mm, iv., ml., gibi..) kullanılmalıdır. Başlık ve özette kısaltma yapılmamalıdır. Yazılar bir zorunluluk olmadıkça -mişli geçmiş zaman edilgen kip ile yazılmalıdır. Kaynaklar: Kaynaklar geçiş sırasına göre numaralandırılmalı ve numaralar parantez içinde cümle sonlarında verilmelidir. Metinde yazar adı k u l l a n ı l ı y o r s a kaynak numarası parantez içinde yazar adının yanına yazılmalıdır. Özetlerin kaynak olarak kullanılmasından kaçınılmalıdır. Kaynakların yazılışında aşağıdaki örneklere uyulmalıdır. Kaynak bir dergi ise; I-Standart Dergi Makalesi: Altı veya daha az yazar varsa hepsi yazılmalıdır; yazar sayısı yedi veya daha çoksa yalnız ilk üçünü yazıp et al. [ve ark.] eklenmelidir. Derginin isim kısaltması Index Medicus a uygun olmalıdır. You CH, Lee KY, Chey RY, Menguy R. Electrogastrographic study of patients with unexplained nausea, bloating and vomiting. Gastroenterology 1980; 79: 311-4. II-Yazarı verilmemiş makale Anonymous. Coffee drinking and cancer of the pancreas [Editorial]. Br Med J 1981; 283: 628. III-Dergi eki Frumin AM, Nussbaum J, Esposito M. Functional asplenia: demonstration of splenic activity by bone marrow scan [Abstract]. Blood 1979; 54 (Suppl 1): 26a. Kaynak bir kitap ise; Eisen HN. Immunology: an introduction to molecular and cellular principles of the immun response. 5th ed. New York: Harper and Row, 1974: 406 Kaynak kitabın bir bölümü ise; Weinstein L, Swartz MN. Pathogenic properties of invading microorganisms. In: Sodeman WA Jr, Sodeman WA, eds. Pathologic physiology: mechanism of disease. Philadelphia: WB Saunders, 1974: 457-72. Tablo, şekil ve grafikler: Her tablo, şekil, grafik ayrı bir sayfaya basılmalıdır. Tablolar yalnızca alt ve üst çizgiler içermeli; gerekmedikce ara sütun çizgileri çizilmemelidir. Tablo başlığı tablo üst çizgisinin üstüne yazılmalı, açıklayıcı bilgiye dipnotta yer verilmeli, uygun simgeler (*,,,..gibi) kullanılmalıdır. Şekil, grafik ve kimyasal formüler Şekil 1:..., şeklinde alt kısımda numaralandırılmalıdır. Fotoğraflar maksimum 127x173mm. boyutlarında, kaliteli, parlak kağıda basılmış olmalı; arkasına yumuşak bir kurşun kalemle makale başlığı ve şekil numarası yazılıp ayrı bir zarf içinde yazıya eklenmelidir. 10.Metinlerin tamamı 3.5 bir diskete kopyalanmış olarak ve basılmış üç nüsha ile bir zarf içinde gönderilmelidir. İlişikte, Yayın Kurulu Başkanlığı na bir üst yazı yazılmalı; metnin tüm yazarlarca okunduğu ve onaylandığı, yazının kabul edilmesi halinde telif hakkının Dergiye devredileceği belirtilmelidir. 11.Yayımlanmış gereçleri yeniden basmak veya deney konusu olan insanların fotoğraflarını kullanmak için alınan izinler, insanlar üzerinde ilaç kullanarak yapılan klinik araştırmalarda ilgili etik kurullarının onayları ve gönüllülerden yazılı bilgilendirme ile olur alındığına dair belgeler birlikte gönderilmelidir. Y A Z A R L A R İ Ç İ N Y A Z I D E Ğ E R L E N D İ R M E L İ S T E S İ Makalenizi göndermeden önce lütfen bu bölümdeki maddeleri inceleyiniz ve eksiklerinizi gideriniz! 1. Eksiksiz doldurulmuş ve bütün yazarlarca imzalanmış telif hakkı devir formu hazırlandı. 2. Makale üç kopya olacak şekilde hazırlandı. 3. Özetler, tablolar, kaynaklar, vb... dahil olmak üzere metnin tamamı çift aralıklı yazıldı. 4. Yazı karakteri 12 pt ya da 3 mm boyutunda Arial veya Times New Roman ile yazıldı. 5. Metin sayfanın yalnız bir yüzüne yazılarak her bir kenardan 3 er cm boşluk bırakıldı. 6. Yazar isimleri açık olarak yazıldı. 7. Her yazarın bağlı bulunduğu Kurum adı, yazar adının yanına numara verilerek başlık sayfasında belirtildi. 8. Yazışmalardan sorumlu yazarın adı, adresi, telefon-faks numaraları ile (varsa) e-posta adresi verildi. 9. Türkçe ve İngilizce başlıklar yazıldı. 10. Türkçe ve İngilizce özetlerin kelime sayısı (<150) kontrol edildi. 11. Türkçe ve İngilizce anahtar kelimeler (MeSH e uygun) verildi. 12. Tüm kısaltmalar gözden geçirildi ve standart olmayan kısaltmalar düzeltildi. 13. Metin içinde geçen orijinal Latince mikroorganizma isimlerinin altları çizildi. 14. Tablolar yazım kurallarına uygun olarak ve her biri ayrı bir sayfada verildi. 15. Kimyasal formüller ve grafikler (siyah-beyaz/pattern) yazım kurallarına uygun olarak ve her biri ayrı bir sayfada olacak şekilde hazırlandı. 16. Fotoğraf boyutları maksimum 127x173mm olup arkasına makale başlığı ve şekil numarası yazıldı ve ayrı bir zarfa kondu. 17. Kaynaklar cümle sonlarında parantez içinde verildi. 18. Metin içinde yazar adı kullanılan yerlerde kaynak numarası yazar adının yanına yazıldı. 19. Kaynaklar metin içinde kullanım sırasına göre ardışık sıralandı. 20. Kaynaklar metin sonunda metin içinde verildiği sırada listelendi. 21. Kaynaklar gözden geçirildi ve tüm yazar adları, ifade ve noktalamalar yazım kurallarına uygun hale getirildi. Türk Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı Yayın ve Dokümantasyon Müdürlüğü 06100 Sıhhiye - ANKARA Tel: (0 312) 433 70 01 Fax: (0 312) 433 70 00 E-posta: thbd @ saglik.gov.tr

İÇİNDEKİLER ARAŞTIRMALAR 1. Metin ÖZSOY, Selçuk YAKIŞTIRAN, Erkan ÖZKAN 2000 yılında Kuduz Aşı Merkezine başvuran hastaların değerlendirilmesi 1-6 2. Ali CEYLAN, Hamit ACEMOĞLU, Nezahat ÖZERDEM, Davut ÖZBAĞ, Kadri GÜL Diyarbakır kent merkezinde barsak parazit prevalansı 2001 7-12 3. Gülbin ÖZÇELİKAY Serbest eczane atıkları ve yönetimi üzerinde bir çalışma 13-20 4. M.Ali SARAÇLI, Hakan AYDOĞAN, Ayten KÜÇÜKKARAASLAN, Mustafa ÖZYURT, A.Celal BAŞUSTAOĞLU İdrar örneklerinin bakteriyolojik incelemesinde yeni bir kromojenik agarın kullanılabilirliğinin değerlendirilmesi 21-24 5. Ş.Nesrin ONGUN, Öznur POYRAZ Tavşanlarda (Oryctolagus cuniculus) çevre sıcaklığının yaşama gücü, büyüme, beden sıcaklığı ve kan değerlerine etkisi 25-42 6. Abbas Yousefi RAD, Tansel ERKE, Ahmet ARSLANTÜRK, Necati BİNGÖL, Volkan MADENCİOĞLU Kan donörlerinde HBsAg, anti-hcv, anti-hiv 1/2 ve Treponema Pallidum antikor seroprevalansı 43-50 7. Faruk YORULMAZ 1988-1998 yılları arası Edirne Bölge Hıfzıssıhha Müdürlüğü gıda güvenliği inceleme sonuçlarının değerlendirilmesi 51-56 DERLEMELER 8. Berk BURGU Üriner myiasis 57-60

CONTENTS RESEARCH ARTICLES 1. Metin ÖZSOY, Selçuk YAKIŞTIRAN, Erkan ÖZKAN Evaluation of the patients admitted to Rabies Vaccination Department in 2000 1-6 2. Ali CEYLAN, Hamit ACEMOĞLU, Nezahat ÖZERDEM, Davut ÖZBAĞ, Kadri GÜL The prevalence of intestinal parasites in Diyarbakır city in 2001 7-12 3. Gülbin ÖZÇELİKAY A study on the waste of community of pharmacy and their management 13-20 4. M.Ali SARAÇLI, Hakan AYDOĞAN, Ayten KÜÇÜKKARAASLAN, Mustafa ÖZYURT, A.Celal BAŞUSTAOĞLU Evaluation of usefulness of a new chromogenic agar in the bacteriological examination of urine samples 21-24 5. Ş.Nesrin ONGUN, Öznur POYRAZ The effects of ambient temperature on survival rate, growth, body temperature and hematological values of rabbits (Oryctolagus cuniculus) 25-42 6. Abbas Yousefi RAD, Tansel ERKE, Ahmet ARSLANTÜRK, Necati BİNGÖL, Volkan MADENCİOĞLU Seroprevalence of Hepatitis B virus surface antigen, anti-hepatitis C Virus, anti-hiv 1/2 and Treponema pallidum antibodies in blood donors 43-50 7. Faruk YORULMAZ Evaluation of reports on food safety examined by Edirne Regional Hygiene Laboratory, between 1988-1998 51-56 REVIEWS 8. Berk BURGU Uriner miasis 57-60

ARAŞTIRMA Cilt 59, No 1,2,3, S : 1-6 Türk Hij Den Biyol Derg 2002 2000 YILINDA KUDUZ AŞI MERKEZİNE BAŞVURAN HASTALARIN DEĞERLENDIRİLMESİ Metin ÖZSOY 1 Selçuk YAKIŞTIRAN 2 Erkan ÖZKAN 3 ÖZET Kuduz tüm dünyada yaygın bir enfeksiyon hastalığıdır. Özellikle geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde önemli mortalite nedenlerinden biridir. Ülkemizde her yıl yaklaşık 82 000 şüpheli hayvan ısırığıyla karşılaşılmakta ve her yıl üç-beş kişi kuduzdan kaybedilmektedir. Biz bu çalışmada Ankara da kuduz aşı istasyonumuza şüpheli hayvan ısırığıyla gelen kişileri sosyodemografik özellikleri ve uygulanan tedavi yönünden araştırdık. Çalışmada hayvan ısırığıyla gelenlerin adı, soyadı, yaşı, cinsiyeti, ısıran hayvanın türü kaydedildi. 2000 yılı içinde istasyonumuza başvuran 1530 kişiden 1032 si (%67) erkek, 438 i (%33) kadındı. 1530 kişiden 1524 ü (%99.5) aşı programına alındı. Başvuran kişilerde uygulanan aşılama programı sonunda herhangi bir ciddi yan etkiye rastlanmadı. Isırık vakalarının %68 inden köpeklerin sorumlu olduğu saptandı. Yaş gruplarına bakıldığında tüm yaş gruplarının ısırık olaylarına maruz kaldığı gözlendi. Buna karşın ısırık olayına duyarlılık yönünden yaş grupları arasında fark yoktu. Sonuç olarak ülkemiz için hala önemli bir tehlike olan kuduza karşı başıboş hayvanlarla mücadele ve toplumumuzun eğitimi önem kazanmaktadır. Anahtar kelimeler: Kuduz, hayvan ısırığı, epidemiyoloji EVALUATION OF THE PATIENTS ADMITTED TO RABIES VACCINATION DEPARTMENT IN 2000 SUMMARY Rabies is an endemic infectious disease and one of the most important cause of human mortality in especially underdeveloped and developing countries. In our country 82 000 people applied with suspected animal bites to health-care units every year, and among them three-five deaths occurred. In this study we investigated sociodemographic characteristics and applied treatment to those people applying with suspected animal bites to the rabies vaccination department in Ankara. Their names, surnames, gender, age, and kind of animal were all recorded. In the year 2000, vaccination was given to 1524 persons of total 1530 case applied to the rabies vaccination dept. In Ankara, 1032 (67%) of total 1530 were male and 498 (33%) female. There were no adverse events after programme. 68% of cases were dog bite. There was no difference in sensitivity to bite in all age groups although all age groups exposed to animal bite. This study showed that public education programmes and stray-animals control programmes are too important to prevent rabies in our country. Key words: Rabies, animal bites, epidemiology GİRİŞ Kuduz halen bir çok ülkede yaygın olarak görülen bir enfeksiyon hastalığıdır. İngiltere ve İskandinavya dışında dünyanın hemen tüm bölgelerinde endemik olarak kabul edilmektedir. Özellikle geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde önemli bir mortalite nedenidir (1). Ülkemiz halen * Bu makale 15-19 Ekim 2001 de Adana da yapılan Enfeksiyon Hastalıkları Kongresinde poster olarak sunulmuştur. 1 Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı, Viroloji Laboratuar Şefliği, Ankara 2 Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı, Zehir Araştırmaları Müdürlüğü, Ankara 3 Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı, Kuduz Aşı İstasyonu, Ankara Geliş tarihi: 07.01.2002 Kabul ediliş tarihi: 13.09.2002 Yazışma adresi: Dr.Metin ÖZSOY, Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı, Viroloji Laboratuvar. Şefliği, Sıhhiye, Ankara VOL 59, NO 1,2,3, 2002 1

ÖZSOY, YAKIŞTIRAN, ÖZKAN. 2000 YILINDA KUDUZ AŞI MERKEZİNE BAŞVURAN HASTALARIN DEĞERLENDIRİLMESİ köpek kuduzunun görüldüğü tek Avrupa ülkesidir. Primer olarak hayvan hastalığı olan kuduz, hasta hayvanların ısırmasıyla insanlara geçmektedir. Kuduz virusunun esas olarak hayvanların salyasında bulunduğu bilinirken, gözyaşı, idrar, serum, beyin-omurilik sıvısı ve diğer vücut sıvılarının da enfeksiyoz olabileceği düşünülmelidir. Klinik belirtiler başladıktan sonra tedavi şansı yoktur. Bu nedenle tedavi enfeksiyoz virusun sinir sistemine girmeden ortadan kaldırılması ve nötralize edilmesine yöneliktir (2). Gerek gelişmekte olan gerekse gelişmiş ülkelerde köpek dışındaki evcil hayvanlar kuduzun % 5-20 sinden sorumludur. Vakaların çoğundan köpek sorumlu olmakla birlikte kedi, sığır, domuz ve diğer çiftlik hayvanlarından da kuduz bulaşabilmektedir (3). Tüm sıcak kanlı hayvanlar kuduz ile enfekte olabilirler. Tilki, çakal, kurt en fazla duyarlı hayvanlardır. Bunların dışında fare, sincap gibi küçük kemiricilerle, kuş ve sürüngenlerin nadiren insanlara kuduz bulaştırdıkları rapor edilmiştir (1). HDCV ile yapılan aşılamalarda; enjeksiyon yerinde ağrı, eritem, ödem ve kaşıntı gibi lokal yan etkiler; baş ağrısı, bulantı, karın ağrısı, sersemlik hissi ve kas ağrısı gibi sistemik reaksiyonlar; Guillian-Barre sendromu benzeri nörolojik tablo beklenmektedir. Bizim yaptığımız çalışmada sadece iki kişide lokal reaksiyon görüldü. Kuduzda hastalık belirtileri geliştiğinde, insanda bilinen en yüksek mortaliteye sebep olduğundan (%100), kuduz gelişiminin önlenmesi gereklidir. Yeni geliştirilmiş aşı ve immün globulinlerin, klinik bulgular başlamadan önce, temas geliştikten sonra uygulanması kuduz gelişimini önleyebilir. Bu amaçla günümüzde geliştirilmiş en etkili aşı, insan diploid hücre kültürü kuduz aşısı (HDCV) olup inaktif bir aşıdır (3). Biz bu çalışmada Ankara da kuduz aşı istasyonumuza şüpheli hayvan ısırığıyla gelen kişilerin kayıtlarını değerlendirdik. GEREÇ VE YÖNTEM 2000 yılı içinde şüpheli hayvan ısırığıyla Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Kuduz Aşı istasyonuna gelen hastalar kaydedildi. Her ısırık vakası için yaş, cinsiyet, ısıran hayvanın türü, ısıran hayvana ait bilgiler kaydedildi. Başvuran hastalar okul öncesi (0-5 yaş), okul çağı (6-15 yaş), genç erişkinlik (16-30 yaş), orta yaş (31-45), orta yaş üstü (46+) şeklinde gruplandırıldı. Isırık vakalarından hayvanın evde takip edilebildiği altısı hariç tümü aşı programına alındı. Bu arada ısıran hayvan eğer takip edilebiliyorsa 10 gün gözetim altına alındı. 10 gün boyunca hastalık belirtisi göstermeyen hayvanların ısırdığı kişilerde aşı programına son verildi. Aşı uygulanan kişiler, aşının yan etkileri açısından, en uzun aşı periyodu olan 28 gün boyunca izlendi. BULGULAR Çalışmaya alınan 1530 vakadan, 1032 si (%67) erkek, 498 i (%33) kadındı. Isırık vakalarının 1035 i (%68) köpeklerden, 381 i (%25) kedilerden, 92 si (%6) farelerden kaynaklanmıştı. 22 (%1) ısırık vakası ise diğer hayvanlar tarafından oluşturulmuştu (Tablo 1). Tablo 1. Isırık vakalarının dağılımı hayvan türlerine göre Hayvan türü Sayı Yüzde Köpek 1035 68 Kedi 381 25 Fare 92 6 Diğer 22 1 Toplam 1530 100 Isırık vakalarında yaş dağılımı Tablo 2 de görülmektedir. Tablodan da anlaşılacağı üzere 0-5 yaş grubu dışında diğer yaş gruplarının hemen hemen eşit oranda ısırık olaylarından etkilendiği görülmektedir. Tablo 2. Isırık vakalarının yaş gruplarına göre dağılımı Yaş grubu Sayı Yüzde 0-5 104 6 6-15 347 23 16-30 436 29 31-45 306 20 46+ 337 22 Toplam 1530 100 2 TÜRK HİJ DEN BİYOL DERGİSİ

ÖZSOY, YAKIŞTIRAN, ÖZKAN. 2000 YILINDA KUDUZ AŞI MERKEZİNE BAŞVURAN HASTALARIN DEĞERLENDIRİLMESİ Kuduz aşı istasyonumuza başvuran 1530 kişiden, 1524 üne (%99,5) aşı programı uygulandı. Kendi aşılı köpekleri tarafından ısırılan altı kişi (%0,5) 10 gün gözlem önerilerek, aşı uygulanmayıp takip edildi. Ayrıca 33 hastaya kuduz antiserumu uygulandı. 1524 olgudan 650 sine 3 dozluk aşı, 874 ine ise 5 dozluk aşı programı uygulandı. TARTIŞMA Kuduz, ihbarı zorunlu bir hastalıktır. Ülkemizde her yıl yaklaşık 82 000 kişi hayvan ısırığı nedeni ile sağlık kurumlarına başvurmaktadır. Bu ısırık vakalarından %95 i aşı programına alınmaktadır (4). Halen mevcut uygulamaya göre ısıran hayvan aşılı ve sahipliyse ilk 10 gün gözlem altında tutulmakta bu süre içinde hayvan ölür ya da kaybolursa aşı programına alınmaktadır. Hayvan başıboş ya da vahşi ise hemen aşı programına alınmaktadır. Yara temizliği yapıldıktan sonra gerekirse antimikrobiyal başlanmaktadır. Yüz bölgesi yaralanmalarında ve geniş doku kaybının da bulunduğu şüpheli ısırık olaylarında kuduz antiserumu uygulanmaktadır. Kuduz aşı şeması 0, 3, 7, 14, 28. günlerde olmak üzere beş doz şeklinde deltoid kasına uygulanmaktadır (5). 0,1 ml lik aşı dozunun 0, 3, 7. günlerde iki ayrı bölgeye 30, 90. günlerde bir bölgeye intradermal olarak uygulanmasının aynı derecede etkili olduğu görülmüştür. Hayvan ısırığı olaylarının çok fazla görüldüğü, günde en az altı ısırık başvurusunun yapıldığı merkezlerde, aynı flakon birçok kişiye kullanıldığından, bu uygulamanın daha düşük maliyetli olduğu görülmüştür. Çünkü aşı flakonu bir kez açıldığında, 24-48 saat içerisinde tüketilmediği takdirde etkisini yitirmektedir (6). Bugün için uygulanan aşılar; insan diploid hücre aşısı (human diploid cell vaccine=hdcv), fetal sığır böbrek hücre aşısı (fetal bovine kidney cell=fbkc), primer civciv embriyo aşısı (primary chick embriyo cell=pcec), saflaştırılmış vero kuduz (purified vero rabies vaccine=pvrv) kültüründen elde edilen aşılarıdır. Bu aşılarda ciddi yan etkiler görülmemektedir. Aşılama sonucunda enjeksiyon yerinde lokal sıcaklık artımı, ağrı, eritem, ödem ve kaşıntı gibi lokal yan etkiler; başağrısı, bulantı, karın ağrısı, sersemlik hissi ve kasağrısı gibi sistemik reaksiyonlar, çok nadiren de Guillian-Barre sendromu benzeri nörolojik tablo gelişebilmektedir. Bizim yaptığımız çalışmada hiçbir ciddi yan etki (yüksek ateş, döküntü, ödem vb.) gözlenmezken, sadece iki vakada lokal sıcaklık artımı saptanmıştır. Sağlık Bakanlığı, Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü nün yayınladığı Kuduz Korunma ve Kontrol Yönergesine göre fare gibi diğer küçük kemiriciler tarafından ısırılan ve teması olanlara aşılamaya gerek olmadığı bildirilmektedir. Buna göre, ortalama %10 luk aşılama gereksiz yere yapılmaktadır. Kuduzun endemik olarak görüldüğü ülkelerde, halen insan kuduzuna az da olsa rastlanan ülkemizde olduğu gibi, köpeklerin çoğu aşılanmamış, başıboş ve sahipsiz şekilde caddelerde dolaşmaktadır. Yılda kuduzdan 25 000-30 000 kişinin öldüğü Hindistan da vakaların %96 sı köpekler yoluyla insanlara geçmektedir. Bu ülkede yapılan postmortem incelemelerde kedi ve köpeklerin yarısından çoğunda kuduz virusuna rastlanmıştır. Çoğu köpek sahibi hayvanını tam aşılatmamış, ya da kısmi aşılama uygulatmış, son aşılama hakkında güvenilir bilgi veremeyecek durumdadır (6). Ülkemizde de aşılamanın düzenli yapılması kayıtların düzenli tutulmasının yanında belediyelere ait barınaklarda toplanan sahipsiz hayvanların sahiplendirilmesi de sorunun çözümüne katkıda bulunacaktır. 20. yüzyıla kadar İngiltere de kuduz oldukça yaygındı. Hastalık hayvanların ağızlarının bağlanması, başıboş köpeklerin ortadan kaldırılması, ülkeye giren kedi ve köpeklerin karantinaya alınması gibi tedbirlerle yokedilmiş durumdadır. Böylece İngiltere 1922 den beri kuduz görülmeyen ülke konumuna gelmiştir (7). Kuduz hastalığının insidansı erkeklerde kadınlara göre daha yüksek bulunmuştur. Bunun nedeni olarak, erkeklerin açık havada çıplak dolaşmaları söylenebilir (1). Bizim çalışmamızda da ısırık vakalarının %67 sini erkekler oluşturmaktadır. Amerikada yapılan bir çalışmada ısırık VOL 59, NO 1,2,3, 2002 3

ÖZSOY, YAKIŞTIRAN, ÖZKAN. 2000 YILINDA KUDUZ AŞI MERKEZİNE BAŞVURAN HASTALARIN DEĞERLENDIRİLMESİ vakalarının %75 inden köpeklerin sorumlu olduğu görülmüştür (8). Bizim yaptığımız çalışmada da ısırık vakalarının % 67 sinden köpeklerin sorumlu olduğu görülmüştür. Aynı çalışmada 16 000 ısırık vakasından sadece 556 sına (%3) temas sonrası profilaksi uygulanmıştır. Bizde ise 1530 ısırık vakasından 1524 üne (%99.5) aşı programı uygulanmıştır. Bizde temas sonrası aşılama oranının yüksek olmasının nedeni olarak başıboş hayvanların özellikle köpeklerin, sayıca çokluğu söylenebilir. Uygulanan aşı programı üçlü ve beşli olarak yapılmıştır. Kuduz aşı programı uygulanan 1524 olgudan 650 sinde (%43) ısıran hayvanın takibi yapıldığı için 10 gün içinde yapılan üç dozluk aşı programı yeterli görülmüştür. Takip edilen hayvanlarda kuduz belirtilerine rastlanmamıştır. 874 (%57) olguda ise ısıran hayvan takibi yapılamadığından beş dozluk aşı programı uygulanmıştır. Türkiye genelinde toplam her yıl ortalama 82 000 ısırık vakası olmakta bunların %99.5 ine aşı uygulanmaktadır. Her bir aşı için ortalama 10 Amerikan Doları olduğundan bunun toplam maliyeti çok büyük rakamlara ulaşmaktadır. Bu toplam maliyet başıboş hayvanların kayıt altına alınmasında ve aşılama programların yürütülmesinde kaynak teşkil edebilir. Bugün ülkemizde, Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilen yöntemlerle kuduz tanısı üzerine çalışan sekiz merkez vardır. Yapılan çalışmaya göre ülkemizde hayvan kuduzunda %98.5 le ilk sırayı köpek ve kedi gibi evcil hayvanlar almaktadır (9). ABD de yapılan postmortem bir çalışmada hayvan kuduz vakaları arasında en büyük oranın vahşi hayvanlara ait olduğu (%92.4) görülmüştür (10). Gelişmiş ülkelerde evcil hayvan kuduzuna rastlanmazken, insan kuduzu vakalarının büyük çoğunluğu vahşi hayvanlarla temas sonucu olmaktadır. Bugün Avrupa da kuduz enfeksiyonuna en duyarlı hayvan tilkidir (1). Avrupa da tilkilerin ağız yoluyla immünizasyonu uygulaması, ilgili ülkelerde kuduz insidansında belirgin bir azalmaya yol açmıştır (11). Yine ülkemizde de başıboş köpeklerin ağız yoluyla aşılanması konusunda da çalışmalar yürütülmektedir (12). Burada başıboş hayvanların sahiplenilmesi ya da belirli alanlarda toplanmasının önemi ortaya çıkmaktadır. Yapılan çalışmalarda, muhtemelen daha fazla temasa maruz kaldıklarından, 5-14 yaş grubu çocuklarla, 50 yaş üzeri erişkinlerde kuduzun daha fazla görüldüğü saptanmıştır (3). Bizim çalışmamızda hemen her yaş grubunun hayvan ısırığına duyarlı olduğu, buna karşın 0-5 yaş grubunda maruziyetin daha az olduğu görülmektedir. Bunun nedeni olarak sokak hayvanlarının mesleki, eğitim gibi nedenlerle sokağa çıkan herkes için potansiyel olarak tehlike teşkil ettiği söylenebilir. Sonuç olarak, ülkemizde hala önemini koruyan kuduz hastalığının önlenmesinde, başıboş hayvanlarla mücadele, maruz kalındıktan sonra aşı ve immünglobulin tedavisi, toplumun hastalık ve korunma konusunda eğitimi, öncelikli konuların başında gelmektedir. KAYNAKLAR 1. Haznedaroğlu T. Kuduz. In: Topçu Willke A, Söyletir G, Doğanay M (Eds). İnfeksiyon Hastalıkları. 1.Baskı. Ankara: Nobel Tıp Kitabevi, 1996: 885-901. 2. Haupt W. Rabies risk of exposure and current trends in prevention of human cases. Vaccine 1999; 17: 1742-9. 3. Fishbein DB, Bernard KW. Rabies. pp: 1527-43, In: Mandell GL, Benett JE, Dolin R (Eds) Principle and Practice of Infectious Disease. 4th ed: New York: Churchill Livingstone, 1995. 4. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Çalışma Yıllığı 1996-1999. 2001: 108-9. 4 TÜRK HİJ DEN BİYOL DERGİSİ

ÖZSOY, YAKIŞTIRAN, ÖZKAN. 2000 YILINDA KUDUZ AŞI MERKEZİNE BAŞVURAN HASTALARIN DEĞERLENDIRİLMESİ 5. Kuduz Korunma ve Takip Yönergesi Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü 2001. 6. Dutta JK. Human rabies in India: epidemiological features, management and current methods of prevention. Tropical Doctor 1999; 29: 196-201. 7. Cox M, Barbier EB, White PCL, Newton-Cross GA, Kinsella L, Kennedy HJ. Public preferences regarding rabies-prevention policies in the UK. Pre Vet Med 1999; 41: 257-70. 8. Moore DA.Sischo WM, Hunter A, Miles T.Animal bite epidemiology and surveillance for rabies posexpozure prophylaxis. J Am Vet Med Assoc 2000; 217 (2): 190-4. 9. Aylan O, Yörük İ, Ün H. Rabies in Turkey, 1987-1996; Etlik Vet Mik Derg, 1998; 9: 3-8. 10. Krebs JW, Rupprecht CE, Childs JE. Rabies surveillance in the United States during 1999. J Am Vet Med Assoc 2001; 218: 1097. 11. Müller T, Schlter H. Oral immunization of red foxes (Vulpes Vulpes L) in Europe -a Review- Etlik Vet Mik Derg, 1998; 9: 35-60. 12. Müller W, Güzel T, Aylan O, Kaya C, Cox J, Schneider L. The feasibility of oral vaccination of dogs in Turkeya European Union supported project. Etlik Vet Mik Derg, 1998; 9: 61-70. VOL 59, NO 1,2,3, 2002 5

ÖZSOY, YAKIŞTIRAN, ÖZKAN. 2000 YILINDA KUDUZ AŞI MERKEZİNE BAŞVURAN HASTALARIN DEĞERLENDIRİLMESİ 6 TÜRK HİJ DEN BİYOL DERGİSİ

ARAŞTIRMA Cilt 59, No 1,2,3, S : 7-12 Türk Hij Den Biyol Derg 2002 DİYARBAKIR KENT MERKEZİNDE BARSAK PARAZİT PREVALANSI 2001 Ali CEYLAN 1 Hamit ACEMOĞLU 1 Nezahat ÖZERDEM 2 Davut ÖZBAĞ 3 Kadri GÜL 2 ÖZET Barsak parazitozları dünyanın hemen her bölgesinde, kalabalık ve alt yapısı bozuk olan yerlerde yüksek oranda görülür ve sıklığı; içme suyu kanalizasyon, altyapı, çevre koşulları vb sanitasyon düzeyi ile değişiklik gösterir. Ülkemizde Barsak parazitozları sorununun çözülememesinin nedenini, bu alanda yapılan çalışmaların multidisipliner bir anlayışla ve entegre bir biçimde yürütülememesinde aramak gerekir. Bu çalışma Diyarbakır il merkezinde yaşayanlarda barsak parazit sıklığını ortaya çıkarmak amacıyla planlanmıştır. Diyarbakır yerleşim yerine ve şehir altyapı durumuna göre üç bölgeye ayrılmış ve toplam olarak 429 kişiden alınan dışkı örnekleri incelenmiştir. Araştırmaya katılanların %39.4 ünde parazit bulunmuştur. İncelenen 429 dışkı örneğinin; %16.9 unda Giardia intestinalis, %8.0 inde Entamobea coli ve %5.2 sinde ise Entamoeba histolytica saptanmıştır. 168 kişide toplam olarak 199 parazit kist ya da yumurtası saptanmış olup bunların 167 si (%83.9) protozoon, 32 tanesi (%16.1) helminttir. Anahtar kelimeler: Parazitoz, Prevalans, Diyarbakır THE PREVALENCE OF INTESTINAL PARASITES IN DIYARBAKIR CITY IN 2001 SUMMARY Intestinal parasites are detected nearly all around the world. They increase especially in the areas that are crowded and have bad sanitational levels. Incidence ofintestinal parazites change according to the sanitation status. In our country, the problem of intestinal parasites has not been solved because of the control and prevention studies are not multidisiplinear and integrated. This study was aimed to investigate the prevalence of intestinal parasites Diyarbakır city. Diyarbakır was divided into 3 regions according to the settlement and substructure conditions. Stool or fecal specimens taken from 429 persons were investigated and 39.4%, of them were found with pamsite.the name and percentage of parasites were identified as follows: G.intestinalis 16.9%, Entamoeba coli 8.0% and Entamoeba histolytica 5.2%. Parasite cysts or eggs were detected totally in 168 stool samples, in 199 parasites. Totally in 199 parasites, 167 (83.9%) of them protozoon and 32 (16.1%) of them helmint. Key words: Parasites, Prevalance, Diyarbakır GİRİŞ Fekal-Oral (dışkı) yolla bulaşan hastalıklar gelişmekte olan ülkelerde önemli bir sorundur ve bunların bulaşmasını coğrafik, jeolojik, iklimsel, biyolojik, sosyal, kültürel ve ekonomik birçok faktör etkilemektedir. Yurdumuzda en önemli fakat uygun koşullarda kontrol altına alınabilen enfeksiyon hastalıkları fekal-oral yolla bulaşan hastalıklardır (1). Bunlardan barsak parazitlerinin 1 Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı A.D., Diyarbakır 2 Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji A.D., Diyarbakır 3 Dicle Üniversitesi Veteriner Fak. Anatomi Anabilim Dalı, Diyarbakır Geliş tarihi: 27.12.2001 Kabul ediliş tarihi:19.06.2002 Yazışma adresi: Ali CEYLAN, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı A.D., Diyarbakır VOL 59, NO 1,2,3, 2002 7

CEYLAN, ACEMOĞLU, ÖZERDEM, ÖZBAĞ, GÜL. DİYARBAKIR KENT MERKEZİNDE BARSAK PARAZİT PREVALANSI 2001 prevalansının yüksek olması, küresel yaygınlık, ülkemizdeki çevre koşulları, halkın sağlık eğitim düzeyi ve sağlık örgütlerimizin arzu edilen düzeyde hizmet vermeyişi yüzünden özellikle kırsal alanda ve kentlerin gecekondu bölgelerinde halk sağlığı açısından büyük sorun olmaya devam etmektedir. Barsak parazitleri dünyanın hemen her bölgesinde, kalabalık ve alt yapısı bozuk olan bölgelerde, yüksek oranda görülür ve sıklığı sanitasyon düzeyi ile değişiklik gösterir (2-5). WHO raporlarında dünyada 1 milyar kişinin Ascaris lumbricoides ile enfekte olduğu ve barsak tıkanmaları nedeniyle yılda 1550 kişinin öldüğü bildirilmektedir (3). Tüm dünyada yaygın olan barsak parazit enfeksiyonları çoğu bölgelerde yüksek prevalans göstermektedir. Bu nedenle 1986 yılında WHO Expert Committe kararlarında birincil derecede sağlık hizmetleri aktiviteleri ile konuya çözüm getirilebileceği vurgulanmıştır (6, 7). Parazit hastalıkları ile savaşım, koruyucu hekimlik alanını kapsayan zorunlu bir etkinlik olmasının yanı sıra insan kaynağımızın gelişmesine de katkıda bulunacak yaşamsal bir görevdir (9,10). Ülkemizde barsak parazitozları sorununun çözülememesinin nedenini, bu alanda yapılan çalışmaların multidisipliner bir anlayışla ve entegre bir biçimde yürütülememesinde aramak gerekir. Yeteri kadar temiz su sağlanamaması, katı ve sıvı atıkların toprak yüzeyini kirletmesi, vektör kontrolü ve besin sanitasyonu ile ilgili önlemlerin etkin biçimde uygulanamayışı gibi birçok çevre koşul-ları daha çok belediyeler ve diğer kamu kuruluş-larının çabaları ile çözülebilecek sorunlardır (8). Diyarbakır birçok yöremizde olduğu gibi altyapı sorunlarının henüz bitirilemediği illerimizden biridir. Yakın zamanda yaşanan yoğun göç, yetersiz olan kanalizasyon ve altyapıyı daha da yetersiz hale getirmiştir. Şehirde yaşanan sık su ve kanalizasyon şebeke arızaları, su kesintisi fekal-oral yolla bulaşan hastalıkların artmasına, hatta zaman zaman su kaynaklı salgınların yaşanmasına neden olmaktadır. Dicle Barajı ndan getirilmesi planlanan içme suyu şebekesinin yanı sıra eksik ve yetersiz olan kanalizasyon şebekesinin tamamlanması ile birlikte yakın zamanda belki de bu tür salgınlar artık görülmeyecektir. Bu çalışma Diyarbakır il merkezindeki altyapısı çok eski olan Suriçi, yer yer kanalizasyon şebekesinin bulunmadığı gecekondu bölgesi ve bu iki yerleşim yerine göre daha iyi bir altyapıya sahip olan yenişehir bölgesinde yaşayanlarda barsak parazit sıklığını ortaya çıkarmak amacıyla planlanmış kesitsel, tanımlayıcı bir çalışmadır. YÖNTEM Bu çalışma Diyarbakır il merkezinde yürütülmüştür. Diyarbakır kent merkezinin nüfusu yaklaşık 600 000 civarındadır (11). Diyarbakır da parazit sıklığı son yıllarda yapılan çalışmalarda %32 ile %40 civarında değişmektedir (12). Buna göre Epiinfo 2000 istatistik programında parazitoz sıklığı için örnek büyüklüğü 143 olarak bulunmuştur. Diyarbakır, yerleşim yerine ve şehir altyapı durumuna göre apartman, gecekondu ve Sur içi (eski Diyarbakır) olarak üç bölgeye ayrılacağı düşünülerek örnek büyüklüğü üç katı (429) alınmıştır. Daha önceki deneyimlerimizden yola çıkarak; dışkı toplamada güçlüklerle karşılaşılacağı ve kişilerin araştırmaya katılma yüzdesinin %70 civarında olacağı düşünülmüş ve 600 kişiye ulaşmak hedeflenmiştir. Nüfusa orantılı olarak tabakalı örneklem yöntemi ile sokaklar seçilmiştir. Yirmi sokak ve her sokaktan altı hane olmak üzere 120 eve gidilmiştir. Evdeki kişilerle görüşülmüş, araştırma hakkında bilgi verildikten sonra her eve evde yaşayan kişi sayısı kadar, (yaklaşık 600 adet) dışkı kabı verilmiştir. Ertesi gün bu evlere gidilerek toplam 426 kişinin dışkı örneği bulunan kaplar geri alınmıştır. Daha sonra D.Ü. Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji A.D. laboratuvarında flotasyon, nativ ve lugol boyama yöntemi ile parazitolojik inceleme yapılmıştır. Veriler SPSS for Windows programında değerlendirilmiş, % ve Khi kare testleri uygulanmıştır. BULGULAR Araştırmaya toplam 426 kişi alınmış ve katılanların yaş ve cinsiyet dağılımı Tablo 1 de verilmiştir. Tabloda görüldüğü gibi araştırma kapsamına alınanların %14.1 i 0-4 yaş grubu, 8 TÜRK HİJ DEN BİYOL DERGİSİ

CEYLAN, ACEMOĞLU, ÖZERDEM, ÖZBAĞ, GÜL. DİYARBAKIR KENT MERKEZİNDE BARSAK PARAZİT PREVALANSI 2001 %16.6 si 5-9 yaş grubu, %16.4 ü 10-14 yaş grubu olmak üzere %47.1 ini 0-14 yaş grubu çocuklar oluşturmaktadır. Cinsiyet dağılımında ise oranlar yaklaşık olarak birbirine eşittir. Tablo 1. Araştırmaya katılanların yaş gruplarına ve cinsiyete göre dağılımı: Yaş grupları Sayı % 0-4 60 14.1 5-9 71 16.6 10-14 70 16.4 15-24 69 16.2 25-49 122 28.6 50-+ 34 8.1 Toplam 426 100.0 Cinsiyet Kadın 217 50.9 Erkek 209 49.1 Toplam 426 100.0 Araştırmaya katılan 426 kişiden 168 inde (%39.4) parazit kist ya da yumurtası saptanmıştır. Parazit saptananların 136 sında (%31.9) tek parazit, 31 inde (%7.3) iki parazit, birinde ise (% 0.2) üç parazit bulunmakta idi (Tablo 2). Tablo 2. Araştırmaya katılanlarda parazitoz sıklığı Parazit durumu Sayı % Parazit var 168 39.4 Parazit yok 258 60.6 Toplam 426 100.0 1 parazit görülen kişi 136 31,9 2 parazit görülen kişi 31 7.3 3 parazit görülen kişi 1 0.2 Kişilerin yaş grupları, cinsiyet ve Sosyo- Ekonomik Düzeye (SED) göre parazitoz görülme sıklığı Tablo 3 de verilmiş olup, 0-4 yaş grubunda %41.7 ve 10-14 yaş grubunda ise %52.9 olmak üzere en yüksek düzeyde parazitoz saptanmıştır (Tablo 3). İstatistiksel olarak; yaş grupları ile parazit görülme arasında anlamlı bir fark görülmed i ğ i (p= 0.16) gibi cinsiyet ile de anlamlı fark bulunmamıştır (p= 0.3). Tablo 3. Kişilerin yaş grupları cinsiyet ve oturdukları yere göre parazitoz görülme sıklığı Yaş Parazit var Parazit yok Toplam Grupları Sayı % Sayı % Sayı % 0-4 25 41.7 35 58.3 60 14.1 5-9 27 38.0 44 62.0 71 16.6 10-14 37 52.9 33 47.1 70 16.4 15-24 27 39.1 42 60.9 69 16.2 25-49 41 33.6 81 66.4 122 28.6 50-+ 11 32.4 23 67.6 34 8.1 Toplam 168 39.4 258 60.6 426 100.0 p= 0.16 Cins Kadın 83 38.2 134 61.8 217 50.9 Erkek 85 41.1 124 58.9 209 49.1 Toplam 168 258 426 100.0 P= 0.3 Oturulan Yer Apartman Böl. 116 39.7 179 60.3 295 69.2 Gecekondu Böl. 43 43.0 57 57.0 100 23.5 Suriçi Böl. 9 29.0 22 71.0 31 7.3 Toplam 168 258 426 100.0 Tablo 4. Araştırmaya katılanlardaki parazit sıklığının parazitlerin cinsine göre dağılımı Parazit Sayı (n=426) % Giardia kisti 67 15.7 Giardia trofozoid 5 1.2 Entamoeba coli 34 8.0 E.histolytica 22 5.2 Blastocystis hominis 21 4.9 H.nana 10 2.3 Ascaris 9 2.1 Trichuris 8 1.9 I.butchili 7 1.6 E.hartmani 6 1.4 Chilomatix mesnili 3 0.7 E.vermicularis 3 0.7 Trichomonas sp. 2 0.5 H.nana 1 0.2 T.saginata 1 0.2 VOL 59, NO 1,2,3, 2002 9

CEYLAN, ACEMOĞLU, ÖZERDEM, ÖZBAĞ, GÜL. DİYARBAKIR KENT MERKEZİNDE BARSAK PARAZİT PREVALANSI 2001 Araştırma sırasında incelenen dışkı örneklerinde saptanan parazitler Tablo 4 te görüldüğü gibidir. En sık rastlanan parazit % 15.7 ile kist ve %1.2 ile trofozoid şekli olmak üzere toplam %16.9 ile G.intestinalis tir. Bunu %8.0 oranında Entamoeba coli ve %5.2 oranında E.histolytica takip etmektedir. Toplam olarak 168 kişide 199 parazit saptanmış olup; bunların 167 si (%83.9) protozoon, 32 tanesi (%16.1) helminttir (Tablo 4). TARTIŞMA Barsak parazitozları halen dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir. Barsak parazitleri ile mücadelede karşımıza çıkan en büyük sorun ülkemizin bozuk çevre koşullarıdır. Yerleşim yerlerinde kanalizasyon sisteminin yeterli olmaması, içme ve kullanma suyunun yetersiz olması, kanalizasyon sularının arıtılmadan akarsulara verilmesi gibi alt yapı ve çevre sorunları Türkiye nin hemen her tarafında rastlanan sorunlardır. Ülkenin çeşitli yerlerinde yapılan araştırmalara göre çok önemli bir faktör, insan dışkısının gübre olarak kullanılması, sulara ve toprağa bırakılan dışkının çevreye yayılması, dolayısıyla kanalizasyon sularının sulamada kullanılması ve dışkılamadan sonra gerekli te-mizliğin yeterince yapılamamasıdır (13). İlçin ve arkadaşlarının (14) 1988 de Diyarbakır da ilkokul öğrencilerinde yaptıkları çalışmada parazitli çocukların oranı %61.40 olarak bildirilmektedir. Suay ve arkadaşları (15) 1995 yılında yaptıkları çalışmada ise yine Diyarbakır da çocuklarda parazit görülme oranını %45.4 olarak bulmuşlardır (15). Araştırmamızda 5 9 yaş grubunda %38.0, 10-14 yaş grubunda %52.9 oranında bulunması; prevalansın zamana bağlı olarak biraz azalmış olmasıyla birlikte Diyarbakır da halen çocukluk çağında parazitozun önemli bir sorun olduğunu göstermektedir. Yine Diyarbakır da Ceylan ve arkadaşları (12) 1999 yılında yaptıkları araştırmada, atıksu ile sulanan tarım alanlarında çalışanlarda parazit sıklığını %62, kontrol grubunda ise %32 olarak bulmuşlardır. Araştırmamızda bulduğumuz %39.4 lük parazitozlu oranı sözkonusu çalışmadaki kontrol grubu ile daha uyumludur. Özbilge ve ark. (16) 1996-1997 yıllarında Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Laboratuarına başvuran hastaların %44.76 sında parazit saptamışlardır. Özer ve ark. (17) 1991 1995 yılları arasında resmi sağlık kuruluşlarının (Hastane, Halk Sağlığı Laboratuarı ve Sağlık Ocakları) kayıtlarını inceleyerek yaptıkları araştırmada, Adıyaman da 13 556 kişinin 8 003 ünde (%59.0), Şanlıurfa da ise 15 469 kişinin 7 713 inde (%49.9) parazit saptamışlardır. Bu tür araştırmalarda kişilerin sindirim sistemi şikayetleri nedeni ile sağlık kuruluşlarına başvurmalarına bağlı olarak parazitoz saptama sıklığının daha yüksek olması beklenir. Çalışmamızda olduğu gibi saha çalışmalarında ise hastalık oranları genellikle daha düşük olur ve prevalansı daha iyi yansıtır. Nitekim Akarsu ve arkadaşlarının (18) Ankara da yaptıkları araştırmada değişik semtlerdeki Sağlık ocaklarına çeşitli nedenlerle başvuran hastalardan alınan 540 dışkı örneğinin 70 inde (%12.96) parazit saptamışlardır. Bu oranın bizim bulgularımızdan daha düşük olması, Ankara nın altyapı sorununun Diyarbakır a göre daha iyi olması ile açıklanabilir. Dicle barajından Diyarbakır a getirilmekte olan arıtılmış ve 3000 Litre/sn debili suyun şehre verilmesi ile önümüzdeki yıllarda Diyarbakır daki parazitoz görülme sıklığının en az Ankara ile aynı düzeylere ineceği umudunu taşıyoruz. Araştırmaya katılanların %31.9 unda tek parazit görülürken %7.5 inde poliparazitizm görülmesi Ceylan ve arkadaşlarının (12) kontrol grubu olarak kullandıkları kişilerde bulmuş olduğu %9.4 lük oran ile uyumludur. Akarsu ve arkadaşları (18) ise Ankara daki çalışmalarında poliparazitizm bulamamışlardır. Bu da Diyarbakır ın altyapı sorunlarının Ankara dan daha fazla olmasına bağlanabilir. Araştırmamızda G.intestinalis p r e v a l a n s ı %16.9 olarak bulunmuştur. Bu oran Akarsu ve arkadaşlarının (18) Ankara da yaptıkları çalışmada %5.7, Oğuztürk ve arkadaşlarının (19) Sivas ta yaptıkları çalışmada ise %5.5 olup bizim bulgularımızdan daha düşüktür. Araştırma grubunda saptanan parazitlerin 10 TÜRK HİJ DEN BİYOL DERGİSİ

CEYLAN, ACEMOĞLU, ÖZERDEM, ÖZBAĞ, GÜL. DİYARBAKIR KENT MERKEZİNDE BARSAK PARAZİT PREVALANSI 2001 %83.9 u protozoon, %16.1 i helmint grubundandır. Özbilge ve arkadaşlarının (16) Şanlıurfa ve Adıyaman da yaptıkları araştırmada ise bu oranlar sırası ile %61.43 ve %38.57 olarak bildirilmiştir. Bu durum helmintlerin daha çok klinik şikayet vermesi nedeniyle kişilerin sağlık kurumuna başvurmasına bağlanabilir. Sonuç olarak Diyarbakır da barsak parazit prevalansı daha önceki yapılan araştırmalara göre düşük bulunmakla birlikte özellikle oyun ve ilköğretim çağındaki çocuklarda hala önemli bir sorun olmaya devam etmektedir. Diyarbakır ın içme suyu ve kanalizasyon sorununun önümüzdeki bir yılda büyük oranda çözüleceği ve daha sonra yapılacak araştırmalarda çok daha düşük oranlarda parazitoz saptanacağını umuyoruz. KAYNAKLAR 1. Ak M, Kırağı D. Amoebozis (içinde GAP Projesini tehdit eden parazit hastalıkları: Özcel M A (Edit.), Türkiye Parazitoloji Derneği yayını, İzmir: E.Ü. Basımevi,1995: 75-96. 2. Tanyüksel M, Haznedaroğlu T, Albay A, Yukarı BA, Demirel K, Gün H. Ankara da bir askeri birliğe yeni katılan askerlerde barsak parazitli sıklığı ve anti-paraziter tedavinin etkinliği. Türk Parazitoloji Dergisi 1995; 19 (4): 498-509. 3. Prevention and Control of Intestinal Parasitic Infections. WHO, Technical Report Series. 1987; 749: 7-69. 4. Public Health Significance of Intestinal Parasitic Infections. Bulletin of WHO, 1987; 65: 575-88. 5. Duran G. Bölgemizde görülen Barsak Parazitlerinin Epidemiyolojik olarak değerlendirilmesi. (Yüksek Lisans Tezi) Diyarbakır: 1992. 6. Kurtpınar H, Mete Ö. Amoebiazisin coğrafi yayılışı, epidemiyoloji ve profilaksisi üzerinde son yıllarda yapılan araştırmalar ve yurdumuzdaki durumu. Ankara Üniversitesi Diyarbakır Tıp Fakültesi Dergisi. 1973; 2: 761 7. Budak S. Giardiozis (İçinde GAP Projesini Tehdit Eden Parazit Hastalıkları: Özcel M.A. (Editör) Türkiye Parazitoloji Derneği yayını, İzmir: E.Ü. Basımevi, 1995: 133-57. 8. Mete Ö. Diyarbakır ve yöresinde 0-6 yaş grubu çocuklarda barsak helmintlerinin yayılışı üzerinde epidemiyolojik araştırmalar. (Doçentlik tezi) Diyarbakır: 1979. 9. Doğan N, Akgün Y. Bozan beldesi ve çevresinde ilkokul çocuklarında bağırsak parazitlerinin araştırılması. Türk Parazitoloji Dergisi 1998; 22 (4): 395-8. 10. Markell EK, Voge M, John DT. Sings and symptoms of parasitic diseases. In Medical Parasitology (7th Ed.) W.B. Sounders Co Philedelphia p, 1992; 380-93. 11. Dağ R. Sayılarla Diyarbakır. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı yayını. Diyarbakır: 1997: 51-68. 12. Ceylan A, Ertem M, Gül K, İlçin E. Paraziter hastalıklar için özel bir risk grubu; kentsel atık suları tarımda kullanan Diyarbakır hevsel bahçelerinde çalışanlar. Türk Parazitoloji Dergisi 2001; 25 (1): 62-5. 13. Unat EK, Altaş K, Öztürk R, ve ark. İstanbul un değişik semtlerinde insanın serbest dışkısının yayılışı (15 ve 30 yıl öncesine göre durum) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Infections, 1989; 20: 179. 14. İlçin E, Mete Ö, Toksöz P. Diyarbakır İl Merkezinde ilkokul öğrencilerinde sosyo-ekonomik düzeyi farklı iki semtte ilkokul öğrencilerinde barsak parazitlerinin dağılımı. İstanbul Halk Sağlığı Bülteni. 4 (13-4), 14-7. 15. Suay A, Mere Ö, Elçi S. 0-7 ve 7-12 yaş grubu çocuklarda barsak parazitlerinin araştırılması. Türk Parazitoloji Dergisi 1995; 19 (3): 381-4. 16. Özbilge H, Seyrek A, Aslan G, Taşçı S, Şanlıurfa ilimizde bağırsak parazitlerinin dağılımı. Türk Parazitoloji Dergisi 1998; 22 (1): 41-3. 17. Özer S, Aksoy G. GAP Bölgesi barsak parazitleri hastalıkları profili ile bazı çevresel faktörler arasındaki ilişkiler ve GAP sonrası sağlık hizmetleri prediksiyon modeli. Türk Parasitoloji Dergisi 1999; 23 (4): 381-4. 18. Akarsu G A, Güngör Ç, Altıntaş K. Ankara da barsak parazitlerinin prevalansı. Türk Parazitoloji Dergisi 2001; 25 (2): 148-50. 19. Oğuztürk H, Çeliksöz A, Değerli S, Özçelik S. Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji laboratuvarına bir yıl içinde başvuran hastalarda barsak parazitlerinin dağılımı. Türk Parazitoloji Dergisi 2001; 25 (2): 151-4. VOL 59, NO 1,2,3, 2002 11

CEYLAN, ACEMOĞLU, ÖZERDEM, ÖZBAĞ, GÜL. DİYARBAKIR KENT MERKEZİNDE BARSAK PARAZİT PREVALANSI 2001 12 TÜRK HİJ DEN BİYOL DERGİSİ

ARAŞTIRMA Cilt 59, No 1,2,3, S : 13-20 Türk Hij Den Biyol Derg 2002 SERBEST ECZANE ATIKLARI VE YÖNETİMİ ÜZERİNDE BİR ÇALIŞMA Gülbin ÖZÇELİKAY 1 ÖZET Bilindiği gibi dünyadaki yaşam dengesinin bozulmasında çevre kirliliğinin büyük rolü bulunmaktadır. Eczane atıkları (yarım kalan, kullanılmamış, son kullanma tarihi geçmiş ilaçlar, majistral ilaç yapımında kullanılan kimyasal maddeler ve bunların kapları, enjeksiyon sonrası oluşan atıklar, ambalaj malzemeleri) da çevre kirliliğinde önemli bir etkendir. Eczane atıklarının yönetimi insan ve çevre sağlığı açısından son derece önemlidir. Bu çalışmada, serbest eczanelerde oluşan atıkların nasıl toplandığı, depolandığı ve imha edildiği incelenmeye çalışılmıştır. Çalışmanın materyalini, 2000 yılında Ankara merkez de bulunan 1303 eczaneden 193 tanesine uygulanan anket formları oluşturmaktadır. Elde edilen veriler SPSS (7.0) istatistik programı ile değerlendirilmiştir. Çalışmanın sonuçlarına göre Eczacıların yaklaşık %14.5 i son kullanma tarihi geçen ilaçları, %50 si enjeksiyon atıklarını çöpe atmaktadır. Anahtar kelimeler: Çevre, eczane, eczane atıkları A STUDY ON THE WASTES OF COMMUNITY OF PHARMACY AND THEIR MANAGEMENT SUMMARY As it is known, environmental pollution has an impotant role on spoiling of life balance in the world. Waste of pharmacy (drugs that completely unused or exceed the expirated date, chemical substances used in production of magistral drugs and their pats and waste of injection and packaging materials) is also a factor in environmental pollution. Management of the waste of pharmacy is very important for people and environmental health. In this study, It was investigated how to store and eliminate of medical waste produced in community pharmacies in Ankara. Material of the study consist of questionery forms applied to 193 of community pharmacist of 1303 at the center of Ankara in 2000. The data have been evaluated by means of SPSS (7.0) statistical package program. According to the results of the study, 14.5% and 50% of the pharmacist throw away the drugs that exceeded the expireted date and waste of injection, respectively. Key words: Enviroment, pharmacy, waste of pharmacy GİRİŞ Ülkemizde 1930 lu yıllardan bu yana uygulanmakta olan mevzuatın bir bölümü doğrudan doğruya, bir bölümü ise dolaylı olarak çevre ile ilgili düzenlemeler getirmektedir. 1982 Anayasasının 56. maddesinde Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir denmekte ve çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların görevi olduğu hükmünü getirmektedir (1). Hızla değişen dünyanın gündeminde 1970 li yılların başından itibaren giderek artan ve insanlığın 1 Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Eczacılık İşletmeciliği Anabilim Dalı Geliş tarihi: 21.01.2002 Kabul ediliş tarihi: 14.06.2002 Yazışma adresi: Gülbin ÖZÇELİKAY, Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Eczacılık İşletmeciliği AD, Ankara VOL 59, NO 1,2,3, 2002 13