(1992) e göre 14 türle (cahirinus, cilicicus,cinneraceus, ignitis, kempi, louisae, minous, mullah, nesiotes, percivali, russatus, spinossissimus,

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "(1992) e göre 14 türle (cahirinus, cilicicus,cinneraceus, ignitis, kempi, louisae, minous, mullah, nesiotes, percivali, russatus, spinossissimus,"

Transkript

1 I.Projenin Türkçe ve İngilizce Adı ve Özetleri -Proje Başlığı: Dikenlifare ( Acomys cilicicus Spitzenberger,1978) nin Taksonomisi, Biyolojisi ve Yayılışı -Taxonomy, Biology and Distribution of Spiny Mice ( Acomys cilicicus Spitzenberger,1978) -Özet Bu araştırmada 272 post ve kafatasından oluşan örnek serisi ile araziden canlı olarak laboratuara getirilip laboratuar koşullarında üreme sonucu oluşan 512 bireyden oluşan toplam 784 örnek kullanıldı. Silifke (Mersin) yakınlarında altı lokaliteden canlı ve ölü olarak elde edilen bu örneklerle, arazi ve laboratuarda toplanan veriler yaklaşık üç yıl süreyle değerlendirildi. Sonuçta Türün Taksonomisi, Biyolojisi ve Yayılışı konularında orijinal önemli bulgular elde edildi. -Abstract In this research, a 784 sample serie that consist of 272 fur and skull and 512 alive individuals that is collected from the field was used. These samples which collected as alive and dead from 6 localities of Silifke (Mersin). The conclusion of this research is the original and importand datas was obtained about their taxonomy biology and distribution of the species. II. Amaç ve Kapsam Acomys cinsi, Palearktik Bölge de Girit, Kıbrıs, Anadolu ve İran nın güneyi, Filistin, Arabistan Yarımadası, Hindistan ın kuzeybatısı ve Afrika da yayılış gösterir. Bu cins çok geniş bir alanda yayılış göstermesine karşın, Ellerman, J.R. and Morrisson-Scott, T.C.S. (1951) ve Corbet, G.B. (1978) e göre iki tür (cahirinus ve russatus) ve 10 alttürle, Wilson, D.E. and Reeder D.A.M. (1992) e göre 14 türle (cahirinus, cilicicus,cinneraceus, ignitis, kempi, louisae, minous, mullah, nesiotes, percivali, russatus, spinossissimus, subspinasus, wilsoni) temsil edilmektedir. Türkiye den Acomys cinsinin ilk kaydı Lehmann (1966) tarafından Silifke den verilmiş olup, araştırıcı Türkiye den aldığı örnekleri Acomys cahirinus ve daha sonra aynı bölgeden aldığı örnekleri ise 1969 yılında A.nesiotes olarak teşhis etmiştir yılında Spitzenberger yine Silifke den aldığı Acomys örneklerini, Kıbrıs (nesiotes) ve Girit Adası (minous) ndaki türlere ait örneklerle karşılaştırmış, Silifke örneklerinin beden, ardayak ölçüsü ile kesici ve molar dişlerinin yapısı bakımından farklı olduğunu kaydederek Silifke deki Acomys populasyonunu yeni bir tür, Acomys cilicicus olarak tanımlamıştır. Daha sonra Macholan et. al. (1995) ile Kıvanç vd. (1996) Silifke den aldığı Acomys örneklerinin karyotip özelliklerini inceleyerek buradaki populasyonun bu özellikler bakımından da farklı olduğunu ve A. cilicicus türünün geçerli bir tür olduğunu kaydetmişlerdir. Bu çalışmanın amacı, sadece Silifke (Mersin) den kaydedilen ve Türkiye için endemik bir tür olan dikenlifarenin, Türkiye deki kesin yayılış alanını belirlemek, taksonomik durumunu gözden geçirmek, biyolojisi hakkında bilgi toplayarak türün geleceği ve korunması hakkında gerekli bulguları elde etmek ve böylece Türkiye deki bilimsel yapısını tüm detaylarıyla ortaya çıkarmaktır. 1

2 III. Materyal ve Yöntem Bu araştırma birbirini tamamlayan iki aşamada yapıldı. Birinci aşama arazi çalışması, ikinci aşama laboratuar çalışması şeklinde yürütüldü. Arazi çalışmalarında türün yayılış alanının tespiti amacıyla farklı bölgelere kapan kuruldu, yaşama alanı ve yaşam tarzı hakkında veri toplandı. Örneklerin yakalandığı bölgeler birer istasyon olarak ele alındı. Bu bölgelerden yakalanan örneklere göre yayılış alanı saptandı. Bu bölgelerin koordinatları Silifke-Mersin istikametinde tablo halinde verildi. Laboratuar çalışmalarında, A. cilicicus un yayılış alanı olan Silifke Bölgesinden bir erkek ve iki dişi canlı örnek laboratuara getirilerek kafeslerde üreme, beslenme, bireysel ve toplumsal davranışla ilgili veriler elde etmek amacıyla yaklaşık üç yıl süreyle günlük tutularak gözlendi. Araştırmada, araziden kapanla ölü olarak yakalanan örneklerle, laboratuarda doğup ölen örneklere ait toplam 247 post, kafatası, iskelet ve bu örneklere ait arazi notu ile, canlı olarak laboratuara getirildikten sonra üreme sonucu oluşan 512 canlı örnek ve bu örneklere ait tutulan günlük veriler amaç doğrultusunda değerlendirildi. Ayrıca 1995 ve 2003 yıllarında toplanmış 25 post ve kafatasından oluşan örnek serisi ile Kıbrıs tan elde edilmiş A. nesiotes e ait 12 karşılaştırma örneğinin doldurulmuş post ve baş iskeleti, ayrıca arazide konuyla ilgili tutulan notlar bu araştırmada kullanıldı. Böylece araştırma bulguları, toplam 796 örneğe ait veriler değerlendirilerek elde edildi. Yayılış alanındaki Acomys populasyonlarından ölü yakalanan örneklerle, laboratuarda ölen örneklerin dört standart dış ölçüsü ( Tümboy, kuyruk, ardayak ve kulak ölçüsü mm. olarak) ile ağırlık (gr. olarak) alındıktan sonra postu bozulmamış olanlar müze örneği şeklinde tahnit edildi, postu bozulmuş olanların ise yalnız baş ve mümkünse iskeleti alındı. Ayrıca arazide ölü yakalanan her örneğin eşeyi, testis, uterus ve gebelik durumu, varsa embriyo sayısı kaydedildi. Baş ve iskeletler temizlenerek kurutuldu. Üreme ile ilgili veriler ve örneklerdeki diş aşınımı dikkate alınarak tüm örnekler ergin ve ergin olmayanlar şeklinde iki sınıfa ayrıldı. Ayrıca tüm örnekler Spitzenberger (1978) in tanımladığı yaş gruplarına ayrılarak literatürde belirtilen bulgularla karşılaştırılması sağlandı. Her kafatasından literatürde verilen karakter ölçüleriyle birlikte gerekli görülen toplam 16 karakter ölçüsü, kompas ve mikrometreyle ergin örneklerden alınarak literatür bulgularıyla karşılaştırıldı. Laboratuarda kafeslerde canlı olarak üç yıl kadar gözlenen örnekler için günlük tutuldu. Hemen hemen her gün üreme, beslenme, bireysel ve toplumsal davranış ile ilgili gözlemler kaydedildi. Elde edilen veriler literatür ve arazi çalışmalarından sağlananlarla karşılaştırılıp değerlendirilerek türün doğum süresi, yavru ve yavrulama sayısı, gelişme ve üreme periyodu; arazide yakalanan örneklere ait mide kapsamları lup altında incelenerek elde edilen verilere ve laboratuarda verilen besin tiplerine göre beslenme şekli ve diyeti; kafesteki canlı örneklerin bireysel ve toplumsal yaşamdaki çeşitli davranışları izlenerek türün yaşam şekli ve çeşitli davranışları saptandı. 2

3 IV. Analiz ve Bulgular TÜRÜN TAKSONOMİSİ Acomys cilicicus Spitzenberger, 1978 (Dikenlifare) Tip Yeri: Türkiye, Mersin Silifke nin 20 km doğusu. Yayılış Alanı: Tür örneklerinin yakalandığı lokaliteler birer istasyon olarak ele alındı. Böylece türün Silifke Bölgesinde bulunduğu lokaliteler ve bu lokalitelere ait koordinatlar saptanarak, türün günümüzdeki yayılış alanının sınırları bulunmuş oldu. Türün bulunduğu lokalitelerin koordinatları Silifke-Mersin istikametinde aşağıda tablo halinde verildi. 3

4 İstasyonlar Koordinatlar Deniz SeviyesindenYükseklik 1. İstasyon (Silifke-Mersin istikametinde Silifke den yaklaşık 5 km. uzaklıkta) 2. İstasyon (Altın Orfe Oteli karşısı) N / E 68 m N / E 50m. 3. İstasyon (Silifke-Mersin istikametinde Silifke den yaklaşık 18 km. uzaklıkta) N / E N / N / E 30m. 70m. 99m. 4. İstasyon (Silifke-Mersin istikametinde Silifke den yaklaşık 20 km. uzaklıkta) 5. İstasyon (Silifke-Mersin istikametinde Silifke den yaklaşık 21 km. uzaklıkta) 6. İstasyon (Kız kalesinin karşısı) N / E 43 m N / E 35m N / E 13m. Habitat: Bu tür günümüzde Silifke nin 5 km doğusundan başlayıp 25. km ye kadar devam eden, büyük kısmı yerleşim ve taş ocağı işletimi nedeniyle tahribata uğramış ancak bazı küçük kayalık alanlar şeklinde kalmış dar bölgelerde bulunmaktadır. Bu blok şeklindeki kalker kayalar bitki topluluğu bakımından oldukça fakir olup daha çok maki topluluklarını içermektedir. Ayrıca yer yer keçiboynuzu ve meşe ağaçlarına, farklı türde çalılıklara da rastlanmaktadır.(foto) Türün yaşama alanındaki bitki topluluklarının teşhisleri yapılarak habitatın daha iyi şekilde anlaşılması sağlanmıştır. 4

5 Yaşama alanındaki bitkileri gösteren tablo. Bitkinin bilimsel adı Bitkinin Türkçe adı Bitkinin tipi Phillyrea latifolia Akçakesme Çalı Calycatome villosa Azgan Çalı Phlomis sp Otsu Micromeria mrytifolia Otsu Styrax officinalis Tespih Çalı Euphorbia sp. Sütleğen Echium sp. Engerek otu Otsu Inula heterolepis Pistacia lentiscus Sakız (Fıstık) Çalı Papaver sp. Gelincik Otsu Medicago sp. Yonca Lathyrus sp Daphne sericea Çalı Paliurus spina-christi Karaçalı Çalı Savla viridis Adaçayı Olea europea var.oleaster Zeytin Ağaç-Çalı Urgenia maritima Ada Soğanı Trifolium sp. Üçgül Malva sylvestris Ebegümeci Bromus sp Galium sp. Yoğurt Otu Pinpinella sp. Anason Hieracium sp Minuartia sp Quercus coccifera Kermes Meşesi Çalı Ceratonia ciliqua Keçiboynuzu Ağaç-Çalı 5

6 Dış Morfolojik Karakterler: Dorsalde renk griden kahverengiye kadar değişen renk çeşitliliği göstermektedir. Ayrıca yavru ve ergin post farkı da görülmektedir. Erginlerin bazılarının dorsal post rengi menekşe grisi, bazılarındaysa sarımsı kahverengidir. Yavruların dorsal post rengi menekşe grisi olup, dorsalde kahverengi renklenmeler ve kıllarda yaşın ilerlemesine paralel olarak sertleşmeler görülmektedir. Karın kısmı kirli beyaz olup sırt ve karın rengi yanlarda kesin bir sınırla ayrılmaktadır. Genellikle böğürlerde ve kısmen de dikenlerde bej- kum rengi bulunmaktadır. Kuyruğun üst taraf rengi ise sırt rengiyle uyumlu, kuyruğun alt tarafı, ön ve arka ayaklar tümüyle beyaz renklidir. Kulaklar tamamen gri olup kulakların kepçesi çevresinde yarım ay şeklinde bir beyazlık vardır. Bazı örneklerin göz altında küçük beyaz bir leke bulunmaktadır. Dikenler çok sert olmayıp, batıcı değildir. Bel bölgesinden başlayarak kuyruk başlangıcına kadar devam ederler. Kafatası Karakterleri ve Diş Yapısı: Kafatası kemikleri ince ve narin yapıda olup, Rostral kısım kısa, dar ve sivrilmiştir. Zygomatic yaylar dışa doğru fazla çıkıntı oluşturmaz. İnterorbital genişlik oldukça dardır. Kesici dişler orthodont olup, diş formülü 1003/1003 dür. A. cilicicus un alt ve üst molar sırası kısadır. Molarlar zayıf, narin yapıdadır. M 1 in taçtan en büyük genişliği oldukça küçüktür. M 2 nin t 3 kısmı indirgenmiştir. M 1 de proksimal durumda, distale oranla bir kısalma bulunmaktadır. Spitzenberger in 3 farklı türden saptadığı ve geliştirdiği yaş grupları, bu araştırmadaki örnekler için de geçerli olduğu görüldü. Böylece örneklerin yaş grubu aşağıda bir tablo halinde verildi. 1. Yaş grubu : M 3 diğer molarların seviyesine tam yaklaşmamış, henüz aşınmamış. 2. Yaş grubu : M 3 diğer molarların seviyesine tam yaklaşmış, henüz aşınmamış. 3. Yaş grubu : M 3 aşınma izleri taşıyor. 4. Yaş grubu : M 3 kuvvetli, M 1-2 zayıf aşınma izleri taşıyor. 5. Yaş grubu : M 3 kuvvetli, M 1-2 açıkça aşınmış. 6. Yaş grubu : M 1ç-3 kuvvetli olarak aşınmış. Phallus Karakterleri : Glans penis kısmı şişkin olan phallus un üzerinde ancak lup altında görülebilen baştan kaideye doğru gittikçe büyüyen dikenler bulunmaktadır. A B C Phallus un dorsal (A), ventral (B) ve lateralden (C) görünüşü. 6

7 Çizelge : A. cilicicus' a ait ergin örneklerin iç ve dış karakter ölçüleri Dış ve iç karakterler n: Örnek Sayısı S: Sınırlar X: Ortalama ss: Standart sapma Tümboy mm 210,67mm 16,86 Kuyruk mm 102,8mm 9,32 Ardayak mm 20,12mm 1,34 Kulak mm 17,60mm 2,04 Ağırlık gr 42,05gr 17,09 Nispi kuyruk ,3-64mm 95,9mm 10,35 uzunluğu Beden Uzunluğu mm 107,41mm 11,38 Condilobasal 31 30,44-19,57mm 27,39mm 2,16 uzunluk Interorbital genişlik 44 5,61-4,60mm 5,13mm 0,25 Rostrum un en 42 4,87-3,17mm 3,67mm 0,28 büyük genişliği Zygomatic genişlik 24 15,77-12,44mm 13,69mm 1,03 Üst molarların taçtan 44 4,22-3,55mm 3,91mm 0,21 uzunluğu Üst molarların 44 4,77-3,88mm 4,45mm 0,23 alveolden uzunluğu Alt molarların taçtan ,33mm 3,65mm 0,15 uzunluğu Alt molarların 46 4,33-3,33mm 3,79mm 0,23 alveolden uzunluğu Mandibul uzunluğu 46 17,27-13,18mm 15,15mm 1,12 Kesici nin yandan en 44 2,22-1,22mm 1,69mm 0,23 büyük genişliği Kesicinin önden en 43 2,44-1,55mm 2,08mm 0,19 büyük genişliği M' genişliği 45 2,11-1,22mm 1,53mm 0,29 Mı genişliği 44 1,89-1mm 1,29mm 0,26 Karyolojisi: Bu türün karyotip özellikleri daha önce Macholan et. al. (1995) ve Kıvanç vd. (1997) tarafından saptanmıştır. Bu çalışmada da canlı örnekler kullanarak karyotip özellikleri tekrar araştırılmıştır. Bu araştırma sonucuna göre A. cilicicus ta 2n=36, NF=70, NFa=66 dır. Bu türde karyotip özelliğini üç ayrı grup şeklinde açıklamak mümkündür. 1. grup, 14 çift metasentrik kromozom içerir, 2. grup, 2 çift submetasentrik kromozom içerir, 3. grup, 1 çift akrosentrik kromozom içerir. X kromozomu geniş subtelosentrik ve Y kromozomu çok küçük akrosentriktir. Y kromozomu karyotipin en küçük elamanıdır. 7

8 Tartışma: Lehmann (1966) Türkiye de Mersin Silifke arasındaki Kumkugu köyündeki bir evden aldığı örneği Acomys cahirinus olarak teşhis etmiştir. Araştırıcı tahnit edilmemiş örneğin dorsal post rengini ağaç kahverengisi ve sarımsı kahverengi böğürlerin renginin omuz rengiyle aynı olduğunu ve üst taraf renginin beyaz olan alt taraf renginden kesin bir sınırla ayrıldığını belirtmiştir. Lehmann 1969 yılında yine aynı bölgeden Kumerlove ve Middendorf un elde ettiği örnekleri A. nesiotes olarak teşhis etmiştir ve bu örneklerin dorsal post rengini ağaç kahverengisi gri karışımı, böğürleri ise ağaç kahverengisi olarak tanımlamıştır. Zimmerman 1953 yılında Girit dikenlifaresinin ve Spitzenberger 1978 yılında üç Acomys türünün sırt rengini kuvvetli ipek gibi parlayan menekşe grisi rengi olduğunu belirtmişlerdir. Spitzenberger (1978) sırttaki menekşe grisi rengin, başta ve yanak kıllarında ayrıca sırtın arka tarafına kadar uzanarak dikenlerde de görülmekte olduğunu ve bu gri tonun böğürlerde bej-kum rengine dönüşmekte olduğunu kaydetmiştir. Bu çalışmada yılları arasında elde edilen örneklerde yaşa bağlı olarak kürk renginin değişiklik gösterdiği saptandı. Buna göre yavrularda dorsal post rengi menekşe grisi, erginler ise bazı örneklerde menekşe grisi, bazılarında ise sarımsı kahverengi olduğu görüldü. Bu durum Spitzenberger (1978) in dorsal post rengi tanımına kısmen uymaktadır. Dorsal post rengi menekşe grisi olanlarda sırttaki gri tonun böğürlerde bej-kum rengine dönüşmekte olduğu ancak bu bej-kum renginin yavru erginleşirken dorsaldeki dikenlerde kısmen varlığı saptandı. Bu durum yavru erginleştikten sonrada devam etmektedir. Literatürde bu konuyla ilgili bilgi mevcut değildir. Karın rengi, kuyruğun üst taraf rengi literatür bilgileriyle uyumludur. Kuyruğun alt tarafı, ön ve arka ayaklar tümüyle beyaz renklidir. Kulaklar tamamen gri olup kulak kepçesi çevresinde yarım ay şeklinde bir beyazlık vardır. Bazı örneklerin gözaltında küçük beyaz bir leke bulunmaktadır. Bu bilgilere literatürde rastlanmadı. Bu çalışmada A. cilicicus örneklerinden alınan ölçüler Spitzenberger (1978) in kaydettiği ölçülerle özdeştir. Ayrıca alınan ölçüler Lehman 1966 ve 1969 da aldığı ölçülerle de uyumludur. Ayrıca Spitzenberger (1978) in üç türden saptadığı ve geliştirdiği yaş grupları, araştırma örnekleri için de geçerli olduğu görüldü. A.nesiotes le karşılaştırma : A. cilicicus ve A. nesiotes renk bakımından homojen olup alt ve üst taraf rengi böğürlerde kesin olarak ayrılmıştır. Karın kısmıyla dorsal kısım arasındaki kesin ayırım A. nesiotes te daha belirgindir. Kuyruğun alt ve üst taraf rengi iki türde de birbiriyle uyumludur. 8

9 A. cilicicus ta zygomatic yaylar A. nesiotes deki gibi çok geniş bir şekilde dışarı çıkıntı yapmamaktadır. Rostrumun en büyük genişliği A. cilicicus ta A. nesiotes e nazaran daha küçüktür. Mandibul uzunluğu ise A. nesiotes de daha fazladır. I 1 -f ( kesicinin önden en büyük genişliği) A. cilicicus ta daha küçüktür. M 2 deki t 3 bölgesi indirgenmiştir. 1995'te Macholan et. al.1997'de ise Kıvanç vd. tarafindan yapılan karyolojik çalışmalara göre A. cilicicus' un kromozom sayısı 2n=36, otozomal kol sayısı NFa=66, NF=70'dır. Zahavi ve Wahrmann (l956)' ın A. nesiotes' le ilgili yaptığı karyolojik çalışmada A. nesiotes in kromozom sayısı A. cilicicus' tan farklı olup, 2n=38, otozomal kol sayısı NFa=66 ve NF=68'dir. Spitzenberger 1978 yılında yaptığı çalışmada Sudan, Kıbrıs, Girit ve Anadolu örneklerinin ölçülerini, bu çalışmadaki örneklerin ölçüleriyle karşılaştırıldığında, Anadolu ve Kıbrıs örneklerinin kesicilerin önden en büyük genişliği, zygomatic genişlik, rostrumun en büyük genişliği, mandibul uzunluğu ve kulak ölçüleri bakımından farklı olduğu saptandı. Spitzenberger in nispi kuyruk uzunluğu bakımından Anadolu ve Kıbrıs populasyonunun farklı olduğunu kaydetmesine karşılık, ölçü değerlerini vermemiştir. Bu çalışmada Anadolu ve Kıbrıs örneklerinin nispi kuyruk uzunluğunun farklı olmadığı görüldü. TÜRÜN BİYOLOJİSİ Beslenme Biyolojisi: Laboratuar ve arazi gözlemlerine göre türün besin stoku yapmadığı görüldü. Türün beslenmek amacıyla aldığı besin tipleri, araziden ölü olarak yakalanıp mideleri alınan örneklerin, saptanabilen mide kapsamına ve laboratuarda canlı olarak beslenen örneklere verilen besin çeşidine göre saptandı. Laboratuarda 11 örneğe ait mide kapsamı incelendi ve içerikte teşhis edilemeyen bitki parçalarının yanında çok miktarda Insecta ya ait vücut parçaları, yumurtaları ve Chilopoda ya ait ağız parçaları bulundu. Laboratuarda canlı olarak beslenen örnekler ayçekirdeği, yer fıstığı, elma, mısır, palet yem, ateş dikeni, bisküvi, buğday, ekmek, kıvırcık, pastırmayı besin olarak tercih edip, verilen havuç, salatalık, patates ve maydanoz gibi besinleri tercih etmedikleri saptandı. Laboratuarda verilen besinler ve tercih oranlarını gösteren tablo. Besin Çeşidi Bebe Bisküvisi Ayçekirdeği Besin Tercih Oranı XXXXX XXXXX 9 Besinin Veriliş Şekli ve Zamanı Küçük Parçalar Halinde- Her Gün Her Gün Buğday XXXX Her Gün Yer Fıstığı XXXX Ayda 1-2 kez Mısır kuru ve taze olarak XXXX Her Gün Ekmek XXX Haftada 1-2 kez Salatalık X Her Gün Kıvırcık XX Her Gün Elma XX Her Gün Piyasa Tavuk Yemi (Palet XX Her Gün Yem) Pastırma XXX Ayda 1-2 kez Ateş Dikeni XXXX Haftada bir kez XXXXX- Tüm bireylerce tercih edilen, XXXX- Çok tercih edilen ( Tüm bireylerin yarısından fazlası tüketiyor), XXX- Daha az tercih edilen ( Tüm bireylerin yarısına yakını tüketiyor),

10 XX- Kısmen tercih edilen ( Bireylerin az bir kısmı tüketiyor), X- Nadiren yenen ( Mecbur kalınmadıkça tüketilmiyor). Arazide yakalanan örneklerin mide içeriklerini gösteren tablo. Phylum Classis Ordo Familia Besin tipi n/örne k sayısı Insecta Orthoptera - Göz ve anten 2 Arthropoda Insecta Coleoptera - Bacak 2 Insecta Hymenoptera Formicidae Tüm karınca ve 7 vücut parçaları yumurtaları (23 adet) 2 Insecta Lepidoptera - Tırtıl 1 Chilopoda Ağız parçaları 3 - Tüm yaprak 1 Türün beslenme diyetine göre omnivor olduğu söylenebilir. Zira genelde bitki tohumları, bazı bitkilerin kabuk, filiz ve yaprak gibi kısımlarını yediği gibi, yaşadığı ortamda daha çok Insecta örnekleri özellikle de karınca ve böcek türlerine ait larva yediği gerek mide kapsamı gerekse laboratuarda verilen karınca ve pastırmayı besin olarak alması, ayrıca kendi yavrularının özellikle de erkek yavruların baş, iç organ, kas gibi kısımlarının yemesi bu türün omnivor bir beslenme şekline sahip olduğunu ve türde kanibalimz in bulunduğunu göstermektedir. Üreme Biyolojisi: Bu türün üreme biyolojisinin tespitinde, arazide gebe örneklerden elde edilen verilerle, laboratuarda doğum yapan örneklerden saptanan veriler kullanıldı ve 2003 yıllarına ait arazi verileri, proje kapsamında yılları arasında elde edilen arazi ve laboratuar verileri birlikte değerlendirilerek türün üreme periyodu, gebelik süresi, her bir doğumdaki yavru ve yavrulama sayısı, ergenlik süresi, doğum şekli, çiftleşme davranışı gibi üreme biyolojisi ile ilgili bulgular saptandı. Ayrıca Spitzenberger 1978 yılında yaptığı çalışmada, Viyana ve Alexander Koenig Müze örnekleri içinde Temmuz ve Eylül aylarına ait iki dişi örneğin embriyo ve uterustaki embriyo izinin kaydı bulunmaktadır ve 2003 yıllarında Ağustos, Eylül, Ekim aylarında arazi çalışmaları yapılıp örnek alınmasına karşın, yalnız 1995 Eylül ayındaki örneklerde embriyoya rastlanmıştır. Bu ve Spitzenberger e ait veriler birlikte üreme periyodunun saptanmasında dikkate alındı. Üreme periyodunun, yavru ve doğum sayısının tespitinde, arazi ve laboratuar bulguları birer tablo halinde ele alınarak değerlendirildi. 10

11 Arazide ve laboratuarda embriyonun saptandığı yıllar, sayısı ve özelliği, ayları gösteren tablo. Embriyonun saptandığı yıllar Arazi Saptanan embriyo sayısı ve özelliği 2 emb. 1 sağ- 1sol (14x9mm.) 3 emb. tek taraflı (6x7 mm.) 2 emb. tek taraflı (8x5mm.) 2 emb. 1 sağ- 1sol - Embriyonun saptandığı aylar Eylül 2004-Arazi Emzikli Ağustos Arazi 3 emb. 2sağ-1sol - Nisan 2006-Laboratuar 1 emb. tek taraflı (2,5x2mm.) 3 emb. 2 sağ-1sol (43x41mm.) Haziran Laboratuar koşullarında yılları arasında saptanan yavru ve doğum sayısı ile doğumların gerçekleştiği ayları gösteren tablo. Doğum gerçekleştiği yıllar Yavru ve doğum sayısı Doğum gerçekleştiği aylar yavrulu 2 doğum Mayıs yavrulu 2 doğum Haziran yavrulu 1 doğum Temmuz yavrulu 4 doğum Ağustos yavrulu 2 doğum Eylül yavrulu 3 doğum Ekim yavrulu 1 doğum Kasım yavrulu 2 doğum Aralık 2004 toplam doğum yavrulu 10 doğum Ocak yavrulu 6 doğum Şubat yavrulu 5 doğum Mart yavrulu 9 doğum Nisan yavrulu 8 doğum Mayıs 11

12 yavrulu 17 doğum Haziran yavrulu 19 doğum Temmuz yavrulu 12 doğum Ağustos yavrulu 6 doğum Eylül yavrulu 4 doğum Aralık 2005 toplam doğum yavrulu 15 doğum Ocak yavrulu 11 doğum Şubat yavrulu 22 doğum Mart yavrulu 18 doğum Nisan yavrulu 22doğum Mayıs yavrulu 27 doğum Haziran yavrulu 23 doğum Temmuz yavrulu 4 doğum 10 Ağustos a kadar 2006 toplam doğum 142 Genel toplam doğum 255 Bu türde üreme, yukarıdaki tablodan da görüldüğü gibi tüm yıl boyunca devam etmektedir. Bu nedenle türün üreme periyodunun tüm yıl boyunca devam ettiği, ancak arazi verilerindeki eksik aylar nedeniyle de en azından bu türün tüm yıl boyunca üreme potansiyeline sahip olduğu söylenebilir. Esasında bu türün, yayılış alanında, besin ve hava koşullarının uygun olması durumunda tüm yıl boyunca ürediği ve ancak bu nedenle hızla bozulan yaşam koşullarına rağmen hala varlığını devam ettirebildiği, üreme potansiyelinin yüksek olmasına bağlı olduğu laboratuar ve arazi gözlemleri de teyit etmektedir. Türün gebelik süresi, laboratuarda izlenen doğum olaylarına göre gün arasında değişmektedir. Her bir doğumdaki yavru sayısı ise 1-3 arasındadır. Daha az sayıdaki (Yaklaşık 18 doğum) tek yavrulu doğumların daha çok yeni ergenlik çağına ulaşan bireylerde ve obez dişilerde olduğu görüldü. En fazla doğum (Yaklaşık 151 doğum) iki yavrulu doğum olarak gerçekleşti. Üç yavrulu doğumlar (Yaklaşık 64 doğum) ise saptanan tüm doğumların ¼ oranında olduğu görüldü. Değerlerin yaklaşık olarak ifade edilme nedeni, bir kafes içinde örneklerin toplu olarak bulunması (Bazen birey, ebatları 60x60x80cmlik bir kafeste yaşaması gibi) ve 1-2 gün içinde çok sayıda doğumun bir anda görülmesi sırasında yavruların ana dışında emzikli diğer bireylerce de emzirilmesi nedeniyle, bazı gözlem hatası olabileceği düşünülerek yaklaşık olarak ifade edilmiştir. Yapılan gözlemlerde 2004 yılı son yarısından ve 2005 yılı ilk yarısı içinde bir bireyde beş kez diğer bir bireyde yedi kez doğum olayı takip edilebildi. Yani 12

13 ergin bir dişinin teorik olarak yılda 9 kez doğum yapabileceği kabul edilirse, gerçekte yıllık yavrulama sayısının bu teorik değere yakın olarak gerçekleşebileceği söylenebilir. Yavrular, gözleri kapalı ve hemen hemen çıplak doğmaktadır. Gözler, 24 saat sonra aralanmaya başlar, ikinci günde aralanma artmış olup yavrular görebilmekte, üçüncü günde ise tamamen açılmaktadır, ancak biraz çekik görünen gözlerin tamamen normal şeklini yani daire şeklini alması yaklaşık bir haftayı bulmaktadır. Yine yeni doğanlarda sivrice olan yüz şekli de gözlerin açılmasına paralel olarak yanakların dolmasıyla yuvarlak olan normal şeklini almaktadır. Yavrular ilk hafta içinde devamlı yuvada kalarak anne tarafından emzirildiğinden, yavrularda bu sırada hızla bir büyüme görülmektedir. Doğum sonrası ortalama vücut ağırlıkları 5 gr. civarında olan yavruların, bir hafta sonunda yaklaşık iki katı ağırlığa ulaştığı saptandı. 8-9 gün sonra özellikle erkek yavruların yuvadan dışarı çıkarak dalları kemirdiği, taze mısır ve çekirdek yiyebildiği gözlendi. Ancak emzirme olayının bazı durumlarda, (Bu durumun tamamen annenin davranışına bağlı olduğu izlendi) üç hafta kadar devam ettiği ancak genelde ikinci hafta sonunda emzirme olayının bittiği görüldü. Tür bireyleri sosyal topluluklar şeklinde yaşadıklarından bir doğum sonucu oluşan yavrular, eğer toplulukta başka emzikli dişler varsa yavruların bu dişler tarafından da emzirildiği, yani yavruların anaları dışında diğer dişiler tarafından da beslendiği saptandı. Emzikli dişilerin emzirme olayında her hangi bir tepki göstermedikleri de izlendi. Yavruların emme olayında her hangi bir rekabete girmedikleri, altı adet olan memeleri sırayla emdikleri(foto), her bir memede yaklaşık üç dakika kadar kalıp, daha sonra başka bir memeye geçtiği görüldü. Bu arada yavru memeye bir vantuz gibi yapıştığından, emme bittikten sonra memenin uzamış ve kızarmış olduğu, bir süre sonra kendini kısmen topladığı, ancak emzirme olayının bitiminden çok sonra normal şekline geldiği gözlendi (Foto). Ana yavrularını emzirirken bir taraftan da devamlı temizlediği, diliyle yavrunun poposunu eşey organı bölgesini sırtını ayaklarının altına kadar yaladığı görüldü. Bu sayede yavru temizlendiği gibi, emme sırasında yutulan gazların da çıkmasının sağlandığı izlendi. Meme emen bir yavrunun görünüşü Emzirme bittikten sonra memenin uzamış ve kızarmış görüntüsü 13

14 Acomys cilicicus ta göğüs ve kasık memelerinin şematik görünüşü P: Pektoral, a: Abdominal, i: Inguinal Bölgeler. Kafeslerde birey sayısı arttığı zamanlarda genellikle baskın erkekler tarafından özellikle yeni doğan veya 1 5 günlük erkek yavruların öldürüldüğü, hatta bu yavruların öncelikle beyin ve iç organları olmak üzere kaslarının yendiği saptandı. Ayrıca yakın akraba arası gen akışı olması nedeniyle genetik hastalıklara sahip olarak doğan yavruların da öldürüldüğü saptandı. Araştırmanın başladığı 2004 yılında kafeslere konulan bir erkek ile iki dişinin bulunduğu sırada, ilk doğumdan bir hafta sonra da erkek yavrunun ergin erkek tarafından öldürüldüğü gözlendi. Bu tip olayların nedenleri olarak, a) Erkeğin dişiyi tekrar çiftleşmeye zorlaması, b) Erkeklerin çoğalması durumunda, kafeste erkek sayısının artmasını engellemek ve böylece oluşacak rekabetin önlenmesi, c) Baskın erkekten başka bir erkekle çiftleşmenin sonucu oluşan gen akışının önlenmesi, d) Kalabalık kafeslerde birey sayının artması sonucu yavruların dişiler tarafından yeterince korunamaması, e) Kanibalizm in görülmesi, söylenebilir. Buna benzeri olaylar 2004 Mayıs 2006 Ağustos arasında baskın erkekler tarafından öldürülmüş ve bir kısmı yenmiş yüze yakın yavru ölüsüne rastlandı (Foto). Doğum sonrası yapılan gözlemlerde annenin yavrunun dışardan görülmesi ya da yerinin belirlenmesi durumunda yavrularını ensesinden ağzıyla tutarak başka bir yuvaya veya kafese taşıdığı, annenin yavrularını korumak için erkekleri kovaladığı, yavrular en az bir haftalık oluncaya kadar yanlarından çok uzun süreli ayrılmadığı, yuvada başka ergin dişilerin bulunduğu durumlarda yavruların korunmasında diğer dişilerinde aktif rol aldığı, yani yavrunun çevresinde bulunmak suretiyle erkekleri yaklaştırmadığı veya yavruları aralarında gizledikleri, yuva girişlerinde yatarak devamlı bulunmak suretiyle içerdeki yavru ve diğer bireyleri tehlike durumunda uyardıkları izlendi. Yavrular sütten kesilinceye veya erginleşinceye kadar viyk, viyk şeklinde kuş sesine benzer ses çıkardıkları saptandı. Ergin bireyler tarafından yenmiş yeni doğan yavruların fotoğrafları: 14

15 Doğum yapan dişilerin doğumdan sonra tekrar çiftleşip gebe kalabildikleri saptandı. Testisleri şiş olan yani sperm üreterek yeterli oranda stoklayan erkeklerin baskın hale geldiği, diğer erkekleri kovaladığı, devamlı kafes içinde dolaşarak dişilerin arka kısımlarını koklayarak yumurta üretiminin olup olmadığını anlamaya çalıştıkları, eğer dişilerden birisinde ovulasyonun oluşumunu bunu koku yoluyla anlamakta, dişinin arkadan sırtına çıkmaya çalışmakta ve bu arada dişinin kaçtığı, erkeğin devamlı kovaladığı, bu kovalama işi dişinin yorulması veya bir yerde sıkışması durumunda erkek hemen dişinin sırtına abanırken arka ayaklarından birini kaldırarak vajina bölgesine spermini püskürtmekte, bu olayın bir iki saniye içinde gerçekleştiği gözlendi. Dişinin sonradan tekrar kaçtığı, bu sırada erkeğin ise penis bölgesinde kısa bir temizlik yaparak tekrar dişiyi aramaya başladığı izlendi. Dişini bulunması halinde tekrar kovalamanın başladığı ve böylece bu sürecin yaklaşık yarım saat veya daha fazla sürdüğü, bu arada birçok kez çiftleşme olayının gerçekleştiği saptandı. Çiftleşmenin bitiminin stok spermlerin bitimine bağlı olduğu söylenebilir. Genelde ilk yavrunun doğumu yuva içi veya dışında annedeki kasılmaları sonucu geçekleşiyor. Anne doğumdan sonra hemen yavru ile ilgilenmiyor. Bu arada doğan yavru yerde yatıyor ve zaman zaman viyk, viyk bağırıyor veya ayağa kalkmaya çalışıyor veya sendeleyerek yürüyor. Bir süre sonra ikinci doğum ve bu süreden sonra da varsa üçüncü doğum gerçekleşiyor. Annenin, yavrularıyla ilgilenmesi kendini toparlamasından, bazen de 1-2 saat gibi uzunca bir zaman sonra gerçekleşiyor. Öncelikle yavrularını temizliyor ve bu arada ortamdaki plasentalar anne veya çevredeki bireyler tarafından yeniyor, daha sonrada anne yavrularını ağzıyla enselerinden tutarak emniyetli bir yere taşıyor ve yavruları emziriliyor. Bu taşıma işinin yavrular fark edildiği zamanlarda da gerçekleştirildiği gözlendi. Bazı doğumlarda ölü yavrular görüldü. Bir doğum esnasında amnion kesesinin patlayıp yüz bölgesi, ağız kısmı, kafatası ve kulaklar olarak tüm bölgelere yapışması sonucu yavrunun nefes alamadığı ve ölü doğduğu saptandı(foto). Ayrıca 15

16 düşük şeklinde doğan ve hemen hemen yeni doğan bir yavrunun vücut ölçülerinin yarısına sahip olan bir yavru doğumuna da rastlandı. Doğum esnasında amnion kesesi patlayarak zar tüm yüz bölgesine, ağız kısmına, kafatası ve kulaklara yapışmış olan yavrunun plasentalı görünüşü Uterusta bulunan embriyolar Plasentası henüz ayrılmamış yeni doğmuş yavrular Üç-dört günlük bir yavruyla erken doğmuş bir yavru Davranış : Bu tür bireyleri soliter olmayıp, sosyal topluluklar şeklinde yaşadıkları saptandı. Topluluk üyeleri birbirlerini koklamak suretiyle tanıdıkları görüldü. Bir topluluğa dışarıdan bir birey girdiği zaman topluluğun yeni gelen bireyi kabul etmediği devamlı taciz etmek suretiyle topluluğun dışına çıkarmaya çalıştığı izlendi. Bu arada topluluk üyelerinin bireyi yaraladığı, 16

17 hatta öldürecek kadar ileri gittiği belirlendi. Yavruları, bazen kafasını sert bir şekilde hareket ettirerek veya kuyruğunu ısırarak cezalandırdıkları görüldü. Topluluk üyeleri arasında hiyerarşiye ve saygıya dayalı bir sıralanma görüldü. Bireylerin birbirlerine çok fazla hoşgörülü davrandıkları, birbirlerini temizledikleri, bir birey diğerinin değişik vücut bölgelerini diliyle yaladığı, kuyruğunu kesici dişleriyle ısırma şeklinde temizlediği, bu arada temizlenen bireyin de her hangi bir tepki göstermediği izlendi. Ayrıca bir birey besinini yerken bir diğerinin yiyeceği ağzından aldığı, yiyeceği alınan bireyin hiç bir tepki göstermediği sayısız şekilde gözlendi. Ancak bazen yavruların, erginler kafasını sert bir şekilde hareket ettirmek veya kuyruğunu ısırmak şeklinde yavruları cezalandırdığı gözlendi. Kafesler arasındaki boru şekline olan ara geçitten geçmede tam bir hiyerarşi hakimdi. Eğer borunun içinde biri varsa veya geçiyorsa diğer bir birey hiçbir tepki göstermeden geçidin tamamen boşalmasını bekledikleri gözlendi. Eğer birçok birey varsa bunların hiyerarşiye bağlı olarak sırayla geçtikleri görüldü. Gerek bireyler gerekse ana ve yavrular birbirleri üzerine çıktığında veya birbirlerini ittiklerinde yine bir tepkinin oluşmadığı, birbirleri üzerinde yatarak uyudukları, dinlendikleri gözlendi. Kafes içindeki kutu yuvaların giriş deliklerinin başlangıcı, devamlı yaşlı bireyler tarafından kapatılarak içerinin görülmesi ve ışığın yuva dışında bulunan bireylerin girmesinin engellendiği izlendi. Böylece ergin dişilerin yuvanın ve yavruların korunmasında rol aldıkları saptandı. Tehlike anında veya yuva rahatsız edildiğinde baskın erkeklere kendilerini feda edercesine öne çıkmakta ve kolay kolay kaçmayarak dikkati kendi üzerine çektikleri görüldü. Kafeslerin temizliği sırasında tam bir panik yaşanmakta, sağa sola kaçan ve gizlenmeye çalışan bireyler, temizlik yapıldıktan sonra yeni yuva ve dallar üzerinde devamlı gezinerek, kokuları büyük oranda kaybolduğundan yeni yapıyı tanımaya çalışmaktadır. Bu tanıma işi yarım saate yakın dallarda dolaşmak, yuvaya girip çıkmak şeklinde devam etmekte ve böylece tüm kafeste büyük bir hareketlilik yaşanmaktadır. Baskın erkek diğer erkekleri devamlı kovalamakta, karton yuvanın yakınına sokmadığından bu erkekler devamlı dallarda, karton yuvanın üstünde veya kafesin üst kısımlarındaki tellerde uyumakta ve dinlenmekte olduğu gözlendi. Baskın erkek, zaman zaman özellikle de çiftleşme davranışı sırasında, bazen de bireyler arasındaki hiyerarşik sıralanmanın oluşması sırasında, bireylerin birbirlerini kovaladıkları, yakaladıkları sırada ısırdıkları, hatta vücudun çeşitli bölgelerinden parça kopardığı görüldü. Isırmalar en çok kuyruk bölgesinde ve kulaklarda görüldü. Bu nedenle de topluluk içinde kuyruklarda giderek kısalma, kuyruksuz erkekler, kulağı parçalanmış bireylerin oluştuğu, bazen de ense, sırt veya kalça bölgelerinden parça koparılması sonucu ağır yaralanmaların olduğu belirlendi. Ancak bu yaralanmalar nedeniyle ölüm olayına rastlanmadı ve yaralanan bireylerin yaralarının sonradan iyi olduğu saptandı. Erkek kavgaları veya üreme davranışları sırasındaki kovalamalar esnasında, mücadele dışındaki diğer bireylerin tedirgin olduğu ve bir kenarda hareketsiz olarak durdukları görüldü. Kovalanan erkek korktuğu ve strese girdiğinden genellikle sırt dikenleri dikilmiş olarak kamburca durduğu ve zaman içinde devamlı korkan erkekte pigment kaybına bağlı post renginde bir renk açılması olduğu görüldü. Renk kaybına bir neden de laboratuardaki düşük nem oranın olduğu söylenebilir. 17

18 Baskın erkek tarafından kovalanmış dalda istirahat halindeki bireyler Kuyruğu ve bedeni yaralanmış ve renk kaybına uğramış bireylerin görünüşü 18

19 V. Sonuç ve Öneriler Sonuç olarak : Arazi ve laboratuar çalışmaları sonucunda A.cilicicus un sadece Silifke bölgesinde yayılış gösterdiği, ancak daha önce tek bir lokaliteden bilinen türün altı farklı lokaliteden varlığı saptanarak, türün daha geniş bir yayılışa sahip olduğu saptandı. -Türün, bu çalışma ile saptanan taksonomik bulgular sonucunda da literatürde verildiği şekli ile geçerli bir tür olduğu teyit edilmiş oldu. -Gerek laboratuar, gerekse arazi çalışmalarından elde edilen verilerin değerlendirilmesi sonucunda, literatürde tamamen eksik olan türün biyolojisi konusu, elde edilen çok sayıda orijinal bulgularla büyük oranda aydınlatılmış ve böylece bilime katkı sağlanmış oldu. -Yine türün davranışı ile ilgili bilgilerin büyük oranda eksikliği, bu çalışma ile elde edilen orijinal bulgularla giderilmeye çalışılmış ve türün yaşam şekli ile tür bireylerinin büyük oranda davranışlarının tanınması sağlanmıştır. -Ayrıca türün yayılış alanındaki habitat tahribi nedeniyle büyük baskı altında olduğu, eğer kısa bir zaman içinde gerekli tedbirler alınmazsa, bu endemik türün tamamen ortadan kalkabileceği, yine bu çalışmalar sonucunda anlaşılmıştır. -Proje süresi iki yıl olarak planlanmış, fakat süre bitiminde bazı çalışmalarda gözlemlerin devam etmesi ve kesin sonuçların tam olarak alınamaması nedeniyle altı aylık bir uzatma süresi de alınmıştır. Ancak yapılan çalışmalar tam olarak tamamlanmış olarak kabul edilemez. Zira henüz laboratuarda 400 e yakın örnekle ilgili gözlemeler devam etmekte ve yeni bilgiler elde edilmektedir. Bu arada türün biyolojisi ve davranışı ile ilgili çok sayıda kamera çekimi yapıldı ve bu çekimlerin henüz değerlendirilmesi tam olarak yapılamadı. Ayrıca laboratuarda üreyen bireyler doğada başka bir bölgeye aşılanarak burada takip edilecek ve böylece ortadan kalkması engellenmesi ile ilgili çalışmalar henüz sonuçlanmamıştır. Ancak konuyla ilgili olarak 132 canlı birey bu türün yaşadığı bölgeye bırakılmış ve takibe alınmıştır. Bu nedenlerle en az iki yıl daha çalışmaların devam etmesi gerekmekte olup yeni çalışmalar da planlanmaktadır. Yapılan çalışmaların kesinlik kazanması durumunda ele alınan konularda yayın yapılacaktır. BAP için hazırlanmış olan kesin rapor bulguların bir kısmını içermektedir. Saygılarımla, Prof.Dr. Erkut KIVANÇ A.Ü.Fen Fak. Biyoloji Bölümü Proje Yöneticisi 19

20 VI. Kaynaklar Barome, P., Lymberakis, P.,Monnerot, M. and Gautun, J., Moleeular Phylogeneties and Evalutian Vol. 18,No.I,.January,pp Bate, D The Mammals of Cyprus. Proc.zool.soc, London, II: n The Occurrence of Acomys In Cyprus. Ann.Mag.Nat.Hist., II: Corbet, G.B., The Mammals of palearctic region: a taxonomic review. Cornell Univ. Press., London and Ithaca. Ellerman, J. R. and Morrison-Scott, T.C.S., Checklist of Palearktic and Indian Mammals British Museum (Natural History), Harrison, D.L. and Bates, P.J.J., The Mamma1s of Ararbia. Harr. Zool. Mus. Pub. Sec. Edition. England. Kıvanç, E., Sözen, M., Çolak, E., Yiğit, N.,1997. Karyo1ogical and Phallic Aspects of Spiny Mouse, Acomys cilicicus Spitzenberger, 1978 (Rodentia: Muridae) in Turkey. Tr. J. of Zoology 21, TÜBİTAK. Lehmann, E., Ein Nachweis der Stachelmaus (Acomys cahirinus) Lehmann, E., Eine neue Saugetieraufsammlung aus der Türkei in Museum Koenig (Kumerloeve-Reise 1968). Zool. Beitr., 15: Lidiker, W.Z A Phylogeny of new Guinea rodent genera based on phallie morphology. J. Mammalogy. 49 (4), , 22. Macholan, M., Zima, J., Cervena, A. and Cerveny, J., Karyotype of Acomys cilicicus Spitzenberger, 1978 (Rodentia: Muridae). Mammalia, 59 (3), Mitchell, P Note on the Cypriote Spiny Mouse. Proe.zool.soe. London, II: Niethammer, J. Und Krapp, F Haendbuch der Saeugetiere Europas, l.wiesbaden: Spitzenberger, F., Die Stachelmaus von Kleinasien. Acomys cilicicus n. Sp. (Rodentia, Muridae). Ann. Naturhistor. Mus., Wien, 81: , Die Saugetierfauna Zypern. Teil I:. Insectivora und Rodentia. Ann. Naturhist. Mus.. 81: 401. Wilson, D.E. and Reeder, DA. M.,1992. Mammal Species of The World: a taxonomic and geographic reference. Smithsonien Institute Press., Zahavi, A. and Wahrman, J., Choromosome races in the genus Acomys (Rodentia: Murinae). Bull. Res. Coun. Israel, 5: 316. Zimmermann, K., Die Rodentia Kretas. Z. Saeugetierk. 17:

21 VII. Ekler a) Mali Bilanço ve Açıklamalar nolu proje bütçesi YTL ( TL.) olarak kabul edilmiştir yılları arasında proje belirtilen ve daha sonra ihtiyaç görülen 10 adet örnek koruma kafesi, bir adet GPS ile bir adet projektion cihazı alınmış ve üç aya yakın arazi çalışması yapılarak projendeki tüm bütçeden toplam YTL ( TL.) harcanmıştır. Geriye harcanmadan kalan miktar ise YTL. ( TL.) dır. Yaklaşık üç yıldır laboratuarda canlı olarak beslenen türe ait bireylerin besin masrafı araştırıcı tarafından karşılanmıştır. b) Makine ve Teçhizatın Konumu ve İlerideki Kullanımına Dair Açıklamalar (BAP Demirbaş numaraları dahil) Örnek Koruma Kafesi Sony DCV TRV 355 Projektion Cjihazı - Magellan GPS ( BAP Demirbaş numarası belli değil) 21

22 T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ KESİN RAPORU Proje Başlığı: Dikenlifare ( Acomys cilicicus Spitzenberger,1978) nin Taksonomisi, Biyolojisi ve Yayılışı Proje Yürütücüsünün İsmi: Erkut KIVANÇ Proje Numarası : Başlama Tarihi : 30 Haziran 2003 Bitiş Tarihi : 30 Nisan 2006 Rapor Tarihi :15 Eylül 2006 Ankara Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Ankara - " 2006 " 22

23 23

Pror. Dr. Erkut KIVANÇ danışmanlığında, Seda Kıralp tarafından hazırlanan bu çalışma 06/07/2005 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından Biyoloji Ana Bilim

Pror. Dr. Erkut KIVANÇ danışmanlığında, Seda Kıralp tarafından hazırlanan bu çalışma 06/07/2005 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından Biyoloji Ana Bilim ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ KIBRIS DİKENLİ FARESİ Acomys nesiotes BATE 1903, NİN TAKSONOMİSİ VE BİYOLOJİSİ Seda KIRALP BİYOLOJİ ANA BİLİM DALI ANKARA 2005 Her hakkı saklıdır

Detaylı

Rattus norvegicus, Mus musculus).

Rattus norvegicus, Mus musculus). 眵 ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ NİN KEMİRİCİ (RODENTIA : MAMMALIA) FAUNASI AHMET ONARAN BİYOLOJİ ANABİLİM DALI ANKARA 2005 诲诲诲眷 眷 Her hakkı

Detaylı

MEMELİ BİYOLOJİSİ M.YAVUZ MEMELİLERİN YAŞAMINA BİR BAKIŞ

MEMELİ BİYOLOJİSİ M.YAVUZ MEMELİLERİN YAŞAMINA BİR BAKIŞ MEMELİ BİYOLOJİSİ M.YAVUZ MEMELİLERİN YAŞAMINA BİR BAKIŞ MEMELİLERİN SİSTEMATİKTEKİ YERİ Classis: MAMMALIA Subclasis : Metatheria: Marsupialia: Keseli Memeliler Ordo : Diprotodontia (İki ön dişliler) 10

Detaylı

zeytinist

zeytinist 1 T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ EDREMİT MESLEK YÜKSEKOKULU Zeytincilik ve Zeytin İşleme Teknolojisi Programı Öğr. Gör. Mücahit KIVRAK 0 505 772 44 46 kivrak@gmail.com www.mucahitkivrak.com.tr 2 3 4 ZEYTİN

Detaylı

Aşağıda mitoz bölünme safhaları karışık olarak verilmiştir.

Aşağıda mitoz bölünme safhaları karışık olarak verilmiştir. 2015/2016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ ÖRNEK 8.SINIFLAR 1.DÖNEM 1.YAZILI Adı Soyadı : No: Sınıf: Resimdeki türlerin bazı hücrelerindeki kromozom sayılarını yazınız. (4x2p) Aşağıda mitoz bölünme

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 61 DAVRANIŞ

11. SINIF KONU ANLATIMI 61 DAVRANIŞ 11. SINIF KONU ANLATIMI 61 DAVRANIŞ DAVRANIŞ Canlıların çevrelerindeki canlı veya cansız varlıklardan gelen uyarılara göre oluşturdukları tepkiye davranış denir. Canlıların davranışlarını inceleyen bilim

Detaylı

Ordu Üniv. Bil. Tek. Derg., Cilt:5, Sayı:1, 2015,50-55/Ordu Univ. J. Sci. Tech., Vol:5, No:1,2015,51-55

Ordu Üniv. Bil. Tek. Derg., Cilt:5, Sayı:1, 2015,50-55/Ordu Univ. J. Sci. Tech., Vol:5, No:1,2015,51-55 Ordu Üniv. Bil. Tek. Derg., Cilt:5, Sayı:1, 2015,50-55/Ordu Univ. J. Sci. Tech., Vol:5, No:1,2015,51-55 TÜRKİYE DE CORDULEGASTER (INSECTA: ODONATA) CİNSİNİN DURUMU VE CORDULEGASTER PİCTA DA GÖRÜLEN VARYASYONLAR

Detaylı

Bilim adamları canlıları hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve mikroskobik canlılar olarak dört bölümde sınıflandırmışlar.

Bilim adamları canlıları hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve mikroskobik canlılar olarak dört bölümde sınıflandırmışlar. 1- Canlının tanımını yapınız. Organizmaya sahip varlıklara canlı denir. 2-Bilim adamları canlıları niçin sınıflandırmıştır? Canlıların çeşitliliği, incelenmesini zorlaştırır. Bu sebeple bilim adamları

Detaylı

8. Familya: Curculionidae. Sitophilus granarius (L.) (Buğday biti) Sitophilus oryzae (L.) (Pirinç biti)

8. Familya: Curculionidae. Sitophilus granarius (L.) (Buğday biti) Sitophilus oryzae (L.) (Pirinç biti) 8. Familya: Curculionidae Sitophilus granarius (L.) (Buğday biti) Sitophilus oryzae (L.) (Pirinç biti) Sitophilus granarius (L.) Erginler koyu kahve veya kırmızımsı gri renkte, 3-5 mm. boydadır. Baş kısmı

Detaylı

Dryocosmus kuriphilus(kestane gal arısı)sürvey Talimatı. Dryocosmuskuriphilus(Yasumatsu) (Kestane gal arısı)

Dryocosmus kuriphilus(kestane gal arısı)sürvey Talimatı. Dryocosmuskuriphilus(Yasumatsu) (Kestane gal arısı) Dryocosmus kuriphilus(kestane gal arısı)sürvey Talimatı Zararlı Organizma Dryocosmuskuriphilus(Yasumatsu) (Kestane gal arısı) Sınıf: Insecta Takım: Hymenoptera Familya:Cynipidae Tanımı Konukçuları Zarar

Detaylı

DENEY HAYVANLARI ANATOMİSİ

DENEY HAYVANLARI ANATOMİSİ DENEY HAYVANLARI DENEY HAYVANLARI ANATOMİSİ Deney Hayvanı: Hipotezi bilimsel kurallara göre kurulmuş araştırmalarda ve biyolojik testlerde kullanılan hayvanlardır. Günümüzde en sık kullanılan deney hayvanları;

Detaylı

AYI (Ursus arctos) SAYIMI

AYI (Ursus arctos) SAYIMI AYI (Ursus arctos) SAYIMI Artvin, Şavşat, Meydancık 22-24 Mayıs 2013 T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü 12. Bölge Müdürlüğü, Artvin Şube Müdürlüğü Telefon :

Detaylı

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI Dünyamızda o kadar çok canlı türü var ki bu canlıları tek tek incelemek olanaksızdır. Bu yüzden bilim insanları canlıları benzerlik ve farklılıklarına göre sınıflandırmışlardır.

Detaylı

EGE ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJE KESİN RAPORU EGE UNIVERSITY SCIENTIFIC RESEARCH PROJECT REPORT

EGE ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJE KESİN RAPORU EGE UNIVERSITY SCIENTIFIC RESEARCH PROJECT REPORT EGE ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJE KESİN RAPORU EGE UNIVERSITY SCIENTIFIC RESEARCH PROJECT REPORT PROJE NO: 2010-Fen-057 (Doktora) TÜRKİYE VE KIBRIS ADASINDA DAĞILIŞ GÖSTEREN KÖR YILAN, Typhlops

Detaylı

Sakız Koyunu. Prof.Dr.. Orhan KARACA. Adnan Menderes Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü, AYDIN

Sakız Koyunu. Prof.Dr.. Orhan KARACA. Adnan Menderes Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü, AYDIN Sakız Koyunu Prof.Dr.. Orhan KARACA Adnan Menderes Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü, AYDIN SAKIZ Türkiye ve Yunanistan ın ortak ırkıdır Adını, İzmir in Çeşme ilçesine komşu olan Yunanistan

Detaylı

zeytinist

zeytinist 1 T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ EDREMİT MESLEK YÜKSEKOKULU Zeytincilik ve Zeytin İşleme Teknolojisi Programı Öğr. Gör. Mücahit KIVRAK 0 505 772 44 46 kivrak@gmail.com www.mucahitkivrak.com.tr 2 3 4 ZEYTİN

Detaylı

GENEL RODENT KONTROLÜ VE TARLA FARELERİ İLE MÜCADELE

GENEL RODENT KONTROLÜ VE TARLA FARELERİ İLE MÜCADELE GENEL RODENT KONTROLÜ VE TARLA FARELERİ İLE MÜCADELE A. GENEL RODENT KONTROLÜ Kemirgenler olarak tabir edilen rodentler, üreme ve canlı kalma gücü çok yüksek, depo, ambar, tarla vb gibi uygun yerlerde

Detaylı

Araştırma Makalesi / Research Article

Araştırma Makalesi / Research Article BEÜ Fen Bilimleri Dergisi BEU Journal of Science 1(2), 107-113, 2012 1(2), 107-113, 2012 Araştırma Makalesi / Research Article Bitlis İli nden Anadolu Yer Sincabı, Spermophilus xanthoprymnus (Bennett,

Detaylı

LABORATUVAR-6 KONU-2 Hücre - IV.Kromozomlar ve Genler

LABORATUVAR-6 KONU-2 Hücre - IV.Kromozomlar ve Genler LABORATUVAR-6 KONU-2 Hücre - IV.Kromozomlar ve Genler Biçimlenmiş ve yoğunlaşmış kromatin materyaline kromozom denir. Kromozomlar Mitoz ve/veya Mayoz bölünmenin Profaz safhasında görülmeye başlar ve Metafaz

Detaylı

8. Sınıf Fen ve Teknoloji

8. Sınıf Fen ve Teknoloji Canlı vücudunu oluşturan karakterleri üremeyle nesilden nesile aktarılmasını inceleyen kalıtım birimine genetik denir. Anne ve babadan gelen eşey hücreleri zigotu oluşturur. Bu hücrelerle birlikte gelen

Detaylı

10. SINIF KONU ANLATIMI. 16 ÜREME BÜYÜME GELİŞME Döllenme ve Aile Planlaması Soru Çözümü

10. SINIF KONU ANLATIMI. 16 ÜREME BÜYÜME GELİŞME Döllenme ve Aile Planlaması Soru Çözümü 10. SINIF KONU ANLATIMI 16 ÜREME BÜYÜME GELİŞME Döllenme ve Aile Planlaması Soru Çözümü DÖLLENME Dişi üreme sistemine giren sperm hücreleri yumurta hücresinin salgıladığı FERTİLİZİN sayesinde yumurta hücresini

Detaylı

A. EġEYĠN BELĠRLENMESĠ

A. EġEYĠN BELĠRLENMESĠ Modern Genetik Biyoloji Ders Notları A. EġEYĠN BELĠRLENMESĠ Bazı omurgasız hayvanlarda ve tam çiçek bulunduran bitkilerin büyük çoğunluğunda hem dişi hem de erkek organ birlikte bulunur. Bazı canlılarda

Detaylı

VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM

VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM ÜNİTE 1 VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ - 1 Ad :... Soyad :... Vücudumuzu ayakta tutan, hareket etmemizi sağlayan ve bazı önemli organları koruyan sert yapıya iskelet denir. İskelet

Detaylı

10. Sınıf II. Dönem Biyoloji Dersi 1. Yazılı Sınavı

10. Sınıf II. Dönem Biyoloji Dersi 1. Yazılı Sınavı Ad Soyadı: No: Tarih: 10. Sınıf II. Dönem Biyoloji Dersi 1. Yazılı Sınavı 1) Modern genetik veya biyoteknoloji çalışmalarına 4 örnek veriniz. İstediğiniz birini açıklayınız. (10p) 2) Diploit bir erkek

Detaylı

zeytinist

zeytinist 1 T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ EDREMİT MESLEK YÜKSEKOKULU Zeytincilik ve Zeytin İşleme Teknolojisi Programı Öğr. Gör. Mücahit KIVRAK 0 505 772 44 46 kivrak@gmail.com www.mucahitkivrak.com.tr 2 3 4 Zeytin

Detaylı

MEMELİ BİYOLOJİSİ M.YAVUZ MEMELİLERİN YAŞAMINA BİR BAKIŞ

MEMELİ BİYOLOJİSİ M.YAVUZ MEMELİLERİN YAŞAMINA BİR BAKIŞ MEMELİ BİYOLOJİSİ M.YAVUZ MEMELİLERİN YAŞAMINA BİR BAKIŞ MEMELİLERDE BOŞALTIM SİSTEMİ Memeliler homoithermal ve endotermik fizyolojileri nedeniyle, poiklothermal ve ekzotermik omurgalılara oranla daha

Detaylı

BÖCEKLERDE VÜCUDUN BÖLÜMLERİ

BÖCEKLERDE VÜCUDUN BÖLÜMLERİ BÖCEKLERDE VÜCUDUN BÖLÜMLERİ Böceklerde vücut tipik olarak 1. Cephalon (Baş) 2. Thorax (Gövde) 3. Abdomen (Karın) olmak üzere 3 ana bölgeden oluşur. Ergin böceklerde çoğunlukla birbirinden açıkça ayrılabilen

Detaylı

MARD N DEK Nannospalax ehrenbergi (NEHRING, 1898) (RODENTIA: SPALACIDAE)TÜRÜNÜN MORFOLOJ K VE KARYOLOJ K ÖZELL KLER

MARD N DEK Nannospalax ehrenbergi (NEHRING, 1898) (RODENTIA: SPALACIDAE)TÜRÜNÜN MORFOLOJ K VE KARYOLOJ K ÖZELL KLER Mardin deki Nannospalax ehrenbergi (Nehring, 1898) (Rodentia: Spalacidae)Türünün C.B.Ü. Fen Bilimleri Dergisi ISSN 1305-1385 C.B.U. Journal of Science 1.1 (2005) 29 36 1.1 (2005) 29 36 MARD N DEK Nannospalax

Detaylı

F. Takım: Coleoptera

F. Takım: Coleoptera F. Takım: Coleoptera 1. Familya: Dermestidae a)anthrenus museorum L. (Çekmece böceği) b)trogoderma granarium Everst. (Khapra böceği) a)anthrenus museorum L. (Çekmece böceği) Erginleri 3 mm. kadar olan

Detaylı

Solem Organik / Ürün Kullanımı

Solem Organik / Ürün Kullanımı Solem Organik / Ürün Kullanımı Bitki Türü Gübre Uygulama zamanı Dozlama / saf gübre Arpa, Buğday, Yulaf, Çavdar, Darı, Süpürge Darısı, Kara Buğday Uygulama Metodları K Ekim Öncesi, Yılda 1 defa 20-200

Detaylı

3) Aşağıda verilen ifadelerden hangisi mayoz bölünmenin sebep olduğu faydalardan değildir?

3) Aşağıda verilen ifadelerden hangisi mayoz bölünmenin sebep olduğu faydalardan değildir? 1) 3) Aşağıda verilen ifadelerden hangisi mayoz bölünmenin sebep olduğu faydalardan değildir? A) Genetik yapısı aynı hücreler oluşur. B) Tür içi çeşitliliğin ortaya çıkmasını sağlar. C) Eşeyli üreme için

Detaylı

Anadolu da farklı bölgelerde yayılış göstermesine karşın temas bölgelerinde melezlerin bulunduğunu kaydetmiştir.

Anadolu da farklı bölgelerde yayılış göstermesine karşın temas bölgelerinde melezlerin bulunduğunu kaydetmiştir. 1.GİRİŞ Apodemus Kaup, 1829 cinsine ait Anadolu dan bugüne kadar Danfort ve Alston (A. mystacinus, 1877, tip yeri: Zebil, Bolkar Dağı, Mersin) yeni bir tür; Barrett-Hamilton (A. sylvaticus tauricus, 1900,

Detaylı

*Soy ağacı: Bireylerin atalarını şekil ya da sembollerle gösteren tabloya soy ağacı denir. Dişiler; yuvarlak erkekler ise kare şekli ile gösterilir.

*Soy ağacı: Bireylerin atalarını şekil ya da sembollerle gösteren tabloya soy ağacı denir. Dişiler; yuvarlak erkekler ise kare şekli ile gösterilir. SOY AĞAÇLARI *Soy ağacı: Bireylerin atalarını şekil ya da sembollerle gösteren tabloya soy ağacı denir. Dişiler; yuvarlak erkekler ise kare şekli ile gösterilir. Evlenmeler, iki birey arasında yatay çizgiyle

Detaylı

LABORATUVAR-6 KONU-2 Hücre - IV.Kromozomlar ve Genler

LABORATUVAR-6 KONU-2 Hücre - IV.Kromozomlar ve Genler LABORATUVAR-6 KONU-2 Hücre - IV.Kromozomlar ve Genler Biçimlenmiş ve yoğunlaşmış kromatin materyaline kromozom denir. Kromozomlar Mitoz ve/veya Mayoz bölünmenin Profaz safhasında görülmeye başlar ve Metafaz

Detaylı

HAMAMBÖCEKLERİ ve MÜCADELE YÖNTEMLERİ

HAMAMBÖCEKLERİ ve MÜCADELE YÖNTEMLERİ HAMAMBÖCEKLERİ ve MÜCADELE YÖNTEMLERİ HAMAMBÖCEKLERİ ve MÜCADELE YÖNTEMLERİ HAMAMBÖCEKLERİ Ordo (Takım): Blattoptera (Hamam böcekleri) Vücutları kahverengi tonlarında, yassı ve ovaldir. Antenler çoğunlukla

Detaylı

ZEHİRSİZ DOĞA MANTARLARI. Yrd.Doç.Dr. Halil DEMİR

ZEHİRSİZ DOĞA MANTARLARI. Yrd.Doç.Dr. Halil DEMİR ZEHİRSİZ DOĞA MANTARLARI Yrd.Doç.Dr. Halil DEMİR TÜRKİYE NİN YENEN MANTARLARI Ülkemiz sahip olduğu flora ve iklim koşulları nedeniyle değişik ortamlarda yetişen doğa mantarları yönünden oldukça zengindir.

Detaylı

zeytinist

zeytinist 1 T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ EDREMİT MESLEK YÜKSEKOKULU Zeytincilik ve Zeytin İşleme Teknolojisi Programı Öğr. Gör. Mücahit KIVRAK 0 505 772 44 46 kivrak@gmail.com www.mucahitkivrak.com.tr 2 3 4 Zeytin

Detaylı

Böceklerdeki Davranış Şekilleri Bölüm: 1 Böceklerde Bazı Yönelim Davranışları... 3

Böceklerdeki Davranış Şekilleri Bölüm: 1 Böceklerde Bazı Yönelim Davranışları... 3 İÇİNDEKİLER GİRİŞ 1 Böceklerdeki Davranış Şekilleri... 2 Bölüm: 1 Böceklerde Bazı Yönelim Davranışları... 3 1.1. Renge Yönelim Davranışları... 3 1.2. Harekete Yönelim Davranışları... 6 1.3. Şekle Yönelim

Detaylı

TÜR NE DEMEKTİR? TÜR TÜR

TÜR NE DEMEKTİR? TÜR TÜR TÜRLEŞME TÜR NE DEMEKTİR? Diğer popülasyonlardan evrimsel olarak bağımsız ve kendi aralarında üreyebilen (fertil döller verebilen) popülasyonlar topluluğuna TÜR (species) denir. Ortak atalara sahip olan

Detaylı

2003 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI

2003 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI 2003 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI 1. Bir hücrede oksijenli solunum, protein sentezi, fotosentez olaylarının tümünün gerçekleşebilmesi için, bu hücrede; I. ribozom, II. kloroplast, III. mitokondri,

Detaylı

ÜNİTE:1 CANLILARDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME

ÜNİTE:1 CANLILARDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME ÜNİTE:1 CANLILARDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME HÜCRE: Canlıları oluşturan en küçük yapı birimine hücre denir.bütün canlılar hücrelerden oluşmuştur. * İnsanlar, hayvanlar, bitkiler, tek hücreli canlıların

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 52. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-12 HAYVANLAR ALEMİ 3- OMURGALI HAYVANLAR SORU ÇÖZÜMÜ

ADIM ADIM YGS-LYS 52. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-12 HAYVANLAR ALEMİ 3- OMURGALI HAYVANLAR SORU ÇÖZÜMÜ ADIM ADIM YGS-LYS 52. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-12 HAYVANLAR ALEMİ 3- OMURGALI HAYVANLAR SORU ÇÖZÜMÜ Halkalı solucanlar çift cinsiyetli olmalarına rağmen döllenme kendi kendine değil, iki ayrı

Detaylı

Bunları Biliyor musunuz? MİTOZ

Bunları Biliyor musunuz? MİTOZ MİTOZ Canlının en küçük yapı biriminin hücre olduğunu 6. sınıfta öğrenmiştik. Hücreler; hücre zarı, sitoplazma ve çekirdekten meydana gelmiştir. Hücreler büyüme ve gelişme sonucunda belli bir olgunluğa

Detaylı

BODRUMLU GİRİŞİMCİ YENİ BİR TAVUK IRKI YARATMAK İSTİYOR

BODRUMLU GİRİŞİMCİ YENİ BİR TAVUK IRKI YARATMAK İSTİYOR BODRUMLU GİRİŞİMCİ YENİ BİR TAVUK IRKI YARATMAK İSTİYOR YENİ IRKIN YUMURTALARINDA AMAÇ, EKONOMİK, SAĞLIKLI VE FAYDALI OLMALI Bodrumlu bir girişimci Dünyanın en çok yumurtlayan tavuk cinsini üretmek istediğini

Detaylı

MEMELİ BİYOLOJİSİ M.YAVUZ MEMELİLERİN YAŞAMINA BİR BAKIŞ

MEMELİ BİYOLOJİSİ M.YAVUZ MEMELİLERİN YAŞAMINA BİR BAKIŞ MEMELİ BİYOLOJİSİ M.YAVUZ MEMELİLERİN YAŞAMINA BİR BAKIŞ Memeli sınıfı omurgalıların en en gelişmiş sınıfı kabul edilir. Günümüzde yaklaşık 6000 kadar türle temsil edilmektedir. Yavrularını beslemek üzere,

Detaylı

"Yaşayan Bahar", ilkbahar mevsiminin gelişini kutlamak üzere tüm Avrupa ülkelerinde gerçekleştirilen bir etkinlik.

Yaşayan Bahar, ilkbahar mevsiminin gelişini kutlamak üzere tüm Avrupa ülkelerinde gerçekleştirilen bir etkinlik. Günün çevre haberi: "Yaşayan bahar" Baharın habercileri "kırlangıçlar" "leylekler" "ebabiller"... Tüm Avrupa'da doğa severler bu habercilerin yolunu gözlüyorlar... Siz de katılmak ister misiniz? "Yaşayan

Detaylı

LYS ANAHTAR SORULAR #6. Mitoz ve Mayoz Bölünme Eşeyli ve Eşeysiz Üreme İnsanda Üreme

LYS ANAHTAR SORULAR #6. Mitoz ve Mayoz Bölünme Eşeyli ve Eşeysiz Üreme İnsanda Üreme LYS ANAHTAR SORULAR #6 Mitoz ve Mayoz Bölünme Eşeyli ve Eşeysiz Üreme İnsanda Üreme 1) 2n = 40 kromozomlu memeli türünde, Dişinin ovaryumlarında yumurta hücresi oluşurken anafaz I evresinde gonozomların

Detaylı

BİY455 OMURGASIZLAR BİYOLOJİSİ II

BİY455 OMURGASIZLAR BİYOLOJİSİ II BİY455 OMURGASIZLAR BİYOLOJİSİ II ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN FAKÜLTESİ BİYOLOJİ PHYLUM ARTHROPODA GENEL ÖZELLİKLERİ Günümüzde yaşayan canlılardan; yengeçler, karidesler, ıstakozlar, su pireleri, çıyanlar,

Detaylı

GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR GELİŞİM Büyüme, olgunlaşma ve öğrenme ürünü olarak sürekli ilerlemeyi kapsayan bir değişmedir. BÜYÜME Vücudun sadece boy, kilo ve hacim olarak artmasıdır. OLGUNLAŞMA

Detaylı

Alman Çoban Köpeği (Alman Kurdu) Irk Standartları AlmanKurtlari.com. SempatiVeteriner tarafından yazıldı.

Alman Çoban Köpeği (Alman Kurdu) Irk Standartları AlmanKurtlari.com. SempatiVeteriner tarafından yazıldı. Aşağıda, alman kurdu için ırk standartları maddeler halinde sıralanmıştır. Bu standartlar FCI Ülkeleri ve klüplerince onaylanarak yürürlüğe konulmuştur. İşte Alman Çoban Köpeği ırk standartları : 1. Kafa

Detaylı

Türkiye Tenthredopsis (Hymenoptera: Symphyta: Tenthredinidae) Tür Sınırlarının Barkodlama Yöntemi İle Saptanması

Türkiye Tenthredopsis (Hymenoptera: Symphyta: Tenthredinidae) Tür Sınırlarının Barkodlama Yöntemi İle Saptanması Türkiye Tenthredopsis (Hymenoptera: Symphyta: Tenthredinidae) Tür Sınırlarının Barkodlama Yöntemi İle Saptanması Sevda HASTAOĞLU ÖRGEN 1, Mahir BUDAK 2, E. Mahir KORKMAZ 2, Hasan H. BAŞIBÜYÜK 3 1 Sivas

Detaylı

fetüs bebek ölüm çocuk İleri yaş yeniyetme yetişkin

fetüs bebek ölüm çocuk İleri yaş yeniyetme yetişkin Döllenmiş yumurta fetüs bebek ölüm çocuk İleri yaş yeniyetme yetişkin Yaşam boyu devam eden biyolojik, bilişsel, sosyal gelişim ve kişilik gelişiminin bilimsel incelemesi Gelişim psikolojisinin başlıca

Detaylı

Bitkilerde Eşeyli Üreme

Bitkilerde Eşeyli Üreme Bitkilerde Eşeyli Üreme İki farklı cinsiyete ait üreme hücrelerinin birleşmesiyle yeni canlılar oluşmasına eşeyli üreme denir. Oluşan yeni canlı, ana canlılardan farklı kalıtsal özelliklere sahiptir. Bitkiler

Detaylı

ORDO: PHTHRİPTERA (HAYVAN BİTLERİ)

ORDO: PHTHRİPTERA (HAYVAN BİTLERİ) ORDO: PHTHRİPTERA (HAYVAN BİTLERİ) Parazit yaşayan bu takım türleri ekonomi ve sağlık açısından önemlidir. Subordo: Mallophaga (Çeneli bitler) Başları göğüs bölgesinden belirgin olarak ayrılmıştır. Gözleri

Detaylı

Kaynak: ANABIC (Associazione Nazionale Allevatori Bovini Italiani Carne) resmi internet sitesi (http://www.anabic.it/index_uk1.

Kaynak: ANABIC (Associazione Nazionale Allevatori Bovini Italiani Carne) resmi internet sitesi (http://www.anabic.it/index_uk1. Kaynak: ANABIC (Associazione Nazionale Allevatori Bovini Italiani Carne) resmi internet sitesi (http://www.anabic.it/index_uk1.htm ) Çok Zayıf Zayıf Orta Şişman Çok Şişman Aksi (Saldırgan) Sakin olmayan

Detaylı

İNSANDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME

İNSANDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME İNSANDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME Canlıların kendine benzer yavrular oluşturmasına üreme denir. Üreme tüm canlılar için ortak özellik olup canlının neslinin devamlılığını sağlar. Canlılar neslini devam

Detaylı

DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER A) BİYOLOJİK ETMENLER KALITIM İÇ SALGI BEZLERİ B) ÇEVRE A) BİYOLOJİK ETMENLER 1. KALITIM Anne ve babadan genler yoluyla bebeğe geçen özelliklerdir.

Detaylı

ANKARA KEÇİSİ. Yayılma Alanı : Ankara ili başta olmak üzere, İç Anadolu bölgesi ile Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinin bazı illeri

ANKARA KEÇİSİ. Yayılma Alanı : Ankara ili başta olmak üzere, İç Anadolu bölgesi ile Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinin bazı illeri ANKARA KEÇİSİ Yayılma Alanı : Ankara ili başta olmak üzere, İç Anadolu bölgesi ile Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinin bazı illeri Verim Yönü : Tiftik ve et Genel Tanımı : Vücut küçük yapılı, ince ve

Detaylı

MEMELİ BİYOLOJİSİ M.YAVUZ MEMELİLERİN YAŞAMINA BİR BAKIŞ

MEMELİ BİYOLOJİSİ M.YAVUZ MEMELİLERİN YAŞAMINA BİR BAKIŞ MEMELİ BİYOLOJİSİ M.YAVUZ MEMELİLERİN YAŞAMINA BİR BAKIŞ MEMELİLERİN SİSTEMATİKTEKİ YERİ Classis: MAMMALIA Günümüzde memeliler üç alt sınıfa ayrılır. Subclasis : Prototheri= Monotremata (Tek Delikliler)

Detaylı

KEMER BARAJ GÖLÜ'NDEKİ Cypr nus carpio L., 1758'NUN BAZI BİYOLOJİK ÖZELLİKLERİ

KEMER BARAJ GÖLÜ'NDEKİ Cypr nus carpio L., 1758'NUN BAZI BİYOLOJİK ÖZELLİKLERİ KEMER BARAJ GÖLÜ'NDEKİ Cypr nus carpio L., 1758'NUN BAZI BİYOLOJİK ÖZELLİKLERİ ÖZET Gülnaz ÖZCAN*, Süleyman BALIK EGE ÜNİVERSİTESİ SU ÜRÜNLERİ FAKÜLTESİ TEMEL BİLİMLER BÖLÜMÜ *gulnazozcan@yahoo.com Bu

Detaylı

GENETİK I BİY 301 DERS 7

GENETİK I BİY 301 DERS 7 GENETİK I BİY 301 DERS 7 İçerik Kısım 1: Genler, Kromozomlar ve Kalıtım Kısım 2: DNA-Yapısı, Replikasyonu ve Varyasyonu Kısım 3: Genetik bilginin ifadesi ve düzenlenmesi Kısım 4: Genomik Analiz Kısım 5:

Detaylı

*Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir.

*Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir. Fen ve Teknoloji 1. Ünite Özeti Hücre Canlılarda Üreme, Büyüme ve Gelişme. *Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir. *Hücrenin temel kısımları: hücre zarı, sitoplâzma ve

Detaylı

Apodemus uralensis, Apodemus flavicollis, Apodemus iconicus and Apodemus mystacinus.

Apodemus uralensis, Apodemus flavicollis, Apodemus iconicus and Apodemus mystacinus. ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ DOĞU KARADENİZ BÖLGESİNDE YAYILIŞ GÖSTEREN APODEMUS KAUP, 1829 (MAMMALIA: RODENTIA) CİNSİNİN MORFOLOJİK ANALİZİ Zeycan CEYHAN BİYOLOJİ ANABİLİM

Detaylı

Populasyon Genetiği. Populasyonlardaki alel ve gen frekanslarının değişmesine neden olan süreçleri araştıran evrimsel bilim dalı.

Populasyon Genetiği. Populasyonlardaki alel ve gen frekanslarının değişmesine neden olan süreçleri araştıran evrimsel bilim dalı. Bu dersin içeriği, Populasyonun tanımı, Alel ve genotip frekansı, Gen havuzu, Gen frekansı, Gerçek/Doğal populasyonlar ve ideal populasyonlar, Populasyon genetiğinin çalışma alanları, HW kanunu -giriş,

Detaylı

SAĞLIKLI BESLENME TABAĞI

SAĞLIKLI BESLENME TABAĞI SAĞLIKLI BESLENME TABAĞI YETERLİ VE DENGELİ BESLENME Beslenme; insanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan enerji ve besin öğelerinin vücuda alınıp kullanılabilmesidir.

Detaylı

Sığırda Dişe Bakarak Yaş Tahmini

Sığırda Dişe Bakarak Yaş Tahmini Sığırda Dişe Bakarak Yaş Tahmini Prof. Dr. Serap GÖNCÜ Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü 01330 Adana Bir sığırın yaşı, değişik metotlarla tahmin edilebilir. Her gün doğan buzağıların

Detaylı

YEŞİL DENİZ KAPLUMBAĞASININ KORUNMASI İÇİN İŞBİRLİĞİ YAPIYORUZ BROŞÜR TR 2017 AKYATAN2016 NIN YOLCULUĞU

YEŞİL DENİZ KAPLUMBAĞASININ KORUNMASI İÇİN İŞBİRLİĞİ YAPIYORUZ BROŞÜR TR 2017 AKYATAN2016 NIN YOLCULUĞU YEŞİL DENİZ KAPLUMBAĞASININ KORUNMASI İÇİN İŞBİRLİĞİ YAPIYORUZ BROŞÜR TR 2017 AKYATAN2016 NIN AKYATAN2016 NIN GÖÇ ROTASI* Cenk Oruç / WWF-Türkiye Cenk Oruç / WWF-Türkiye *18 Temmuz-11 Kasım 2016 tarihleri

Detaylı

Fenotip: Bir canlının gözle görülebilen tüm özelliklerine fenotip adı verilir. Canlının dış görünüşüdür. Genotip ve çevre etkisiyle meydana gelir.

Fenotip: Bir canlının gözle görülebilen tüm özelliklerine fenotip adı verilir. Canlının dış görünüşüdür. Genotip ve çevre etkisiyle meydana gelir. Kalıtım(Genetik) Nedir? İnsanlar çevreleriyle ilgilenmeye başladıktan sonra her dölün daima atasına benzediğini gözlemişlerdir. Bir çocuğun bazı halleri, davranışları, yetenekleri anne ve babasına benzer.

Detaylı

2.Fotosentez sırasında bitkiler: 1 p./ 4. Karbondioksit havadan bitkinin yaprağına nereden girer? 1 p./

2.Fotosentez sırasında bitkiler: 1 p./ 4. Karbondioksit havadan bitkinin yaprağına nereden girer? 1 p./ 6. iyoloji dersi bölgesel yarışma 23.02.2019 IX sınıf CEVAPLAR 1-12 arası verilen soruların doğru cevabını sarınız. ütün sorularda sadece bir taen doğru cevap vardır. 1. Su bitkinin yaprağına nerden girer?

Detaylı

2.KURAMSAL TEMELLER. 2.1 Takım: Rodentia (Mammalia)

2.KURAMSAL TEMELLER. 2.1 Takım: Rodentia (Mammalia) 1.GİRİŞ Ellerman 1948, Kurtonur 1975, Corbet 1978 ve Kıvanç 1986 Pitymys alt cinsinin Türkiye de yayılış gösterdiğini ifade etmişlerdir. Türkiye de yaşayan Microtus (Pitymys) subterraneus ve Microtus (Pitymys)

Detaylı

Canlıların enerji kazanabilmeleri için beslenmeye gereksinimleri vardır.

Canlıların enerji kazanabilmeleri için beslenmeye gereksinimleri vardır. 1- Canlılar neden beslenmeye ihtiyaç duyarlar? Canlıların enerji kazanabilmeleri için beslenmeye gereksinimleri vardır. 2- İnsanlar ve hayvanlar hangi şekilde hareket ederler? İnsanlar ve hayvanlar yer

Detaylı

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 10. Sınıf 1 MİTOZ BÖLÜNME EŞEYSİZ ÜREME

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 10. Sınıf 1 MİTOZ BÖLÜNME EŞEYSİZ ÜREME YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI 10. Sınıf 1 MİTOZ BÖLÜNME EŞEYSİZ ÜREME Hücre döngüsü uzun bir interfaz ve kısa bir bölünme evresinden oluşur. Hücre bölünmesi tüm canlılarda büyüme, gelişme ve onarım sağlar.

Detaylı

YAZILIYA HAZIRLIK TEST SORULARI. 10. Sınıf

YAZILIYA HAZIRLIK TEST SORULARI. 10. Sınıf YAZILIYA HAZIRLIK TEST SORULARI 10. Sınıf 1) Hücre döngüsünün interfaz evresini yeni tamamlamış bir hücre ile bu hücrenin döngü sonunda oluşturduğu yeni hücrelerde; I. DNA miktarı II. Gen Sayısı III. Gen

Detaylı

Yafes YILDIZ, Azize TOPER KAYGIN 1 ÖZET

Yafes YILDIZ, Azize TOPER KAYGIN 1 ÖZET III. Ulusal Karadeniz Ormancılık Kongresi 20-22 Mayıs 2010 Cilt: IV Sayfa: 1327-1335 BARTIN DA Sinapis arvensis L. (YABANİ HARDAL) ÜZERİNDE ZARAR YAPAN Pieris brassicae (LINNAEUS, 1758) (LEPIDOPTERA, PIERIDAE)

Detaylı

Quercus ilex L. (Pırnal meşesi)

Quercus ilex L. (Pırnal meşesi) Yayılışı: Quercus ilex L. (Pırnal meşesi) Genel coğrafi yayılış alanı Batı Akdeniz kıyılarıdır. Ülkemizde, İstanbul, Zonguldak, Sinop, Çanakkale, Kuşadası nda 0-450 m ler arasında Carpinus, Laurus, Phillyrea

Detaylı

MEŞE. Bilimsel İsmi: Quercus L. Kullanım Alanları ve İlginç Bilgiler

MEŞE. Bilimsel İsmi: Quercus L. Kullanım Alanları ve İlginç Bilgiler MEŞE Kayıngiller ailesinden olan meşe ağacı 400 ün üstünde türü olan yaprak döken ya da her zaman yeşil olan ağaçlardır. Çok büyüyen ve uzun ömürlü ağaçlardır. Meşe ağacının meyvesi palamuttur. İçindeki

Detaylı

Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama

Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama 4. Hafta Prof. Dr. Gürsel DELLAL Dişi üreme organları organları ve fonksiyonarı Dişi kanatlı hayvanların büyük çoğunluğunda, embriyonel dönemde salgılanan Anti Müllerian

Detaylı

HÜCRE BÖLÜNMESİ A) MİTOZ BÖLÜNME a) Hazırlık evresi:

HÜCRE BÖLÜNMESİ A) MİTOZ BÖLÜNME a) Hazırlık evresi: HÜCRE BÖLÜNMESİ Hücre bölünmesi tüm canlılarda görülen ortak bir özelliktir. Hücre büyüyüp gelişirken madde ve enerji gereksinimleri artar. Sitoplâzma hücre zarına oranla daha hızlı büyümesinden dolayı,

Detaylı

Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Kliniği

Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Kliniği Ergenlik Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Kliniği Nelerden konuşacağız? Ergenlik nedir? Ergenlik sürecinde vücutta nasıl değişiklikler olur? Üreme organları nelerdir ve nasıl

Detaylı

5. Sınıf Fen ve Teknoloji

5. Sınıf Fen ve Teknoloji KONU: Besinler ve Dengeli Beslenme Besinlerin gerekliliği Bütün canlılar büyümek, gelişmek, ve yaşamını sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmek için beslenmeye ihtiyaç vardır. Canlılar koşmak, yürümek

Detaylı

LABORATUAR TİPİ TEPSİLİ KURUTMA SİSTEMİ TK-LAB

LABORATUAR TİPİ TEPSİLİ KURUTMA SİSTEMİ TK-LAB TK-LAB EKSİS ENDÜSTRİYEL KURUTMA SİSTEMLERİ Adres: Yeni Sanayi Sitesi 16. Blok no:29 ISPARTA Tel: 0 246 233 07 90 Web: http://www.kurutma.net E-mail: info@kurutma.net MAKİNE ÜZERİNDE BULUNAN EKİPMANLAR

Detaylı

Simental sığır ırkının anavatanı İsviçre dir. Simental hem süt ve hemde etçi olmalarından dolayı kombine bir sığır ırkıdır. Dünyada bir çok ülkede

Simental sığır ırkının anavatanı İsviçre dir. Simental hem süt ve hemde etçi olmalarından dolayı kombine bir sığır ırkıdır. Dünyada bir çok ülkede BESİLİK BÜYÜKBAŞ SIMMENTAL (SİMENTAL) Simental sığır ırkının anavatanı İsviçre dir. Simental hem süt ve hemde etçi olmalarından dolayı kombine bir sığır ırkıdır. Dünyada bir çok ülkede yetiştirilmektedir.

Detaylı

SARI ÇAY AKARININ ÇAY BİTKİSİ ÜZERİNDE OLUŞTURDUĞU ZARARLANMALAR. RAPOR

SARI ÇAY AKARININ ÇAY BİTKİSİ ÜZERİNDE OLUŞTURDUĞU ZARARLANMALAR. RAPOR SARI ÇAY AKARININ ÇAY BİTKİSİ ÜZERİNDE OLUŞTURDUĞU ZARARLANMALAR. RAPOR Bölgemizin sahip olduğu iklim şartları dolayısıyla günümüze değin çay plantasyon alanlarımızda ekonomik boyutta zarara sebep olabilecek

Detaylı

BİTKİ MATERYALİ II: ANGIOSPERMAE

BİTKİ MATERYALİ II: ANGIOSPERMAE BİTKİ MATERYALİ II: ANGIOSPERMAE Prof.Dr. Yahya AYAŞLIGİL Yrd.Doç.Dr. Doğanay YENER İstanbul Üniversitesi, Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Bitki Materyali ve Yetiştirme Tekniği Anabilim Dalı 23.02.2015

Detaylı

1- Süt ve Sütten Yapılan Besinler

1- Süt ve Sütten Yapılan Besinler Besin Grupları Doğada çok çeşitli besinler bulunmakta ve her besinin besin öğesi bileşimi farklılık göstermektedir. Besin öğelerini tek bir besinle vücudumuza almamız imkansızdır. Besin öğelerinin dengeli

Detaylı

2 Çeşit Populasyon mevcuttur. Gerçek/Doğal Populasyonlar: Örneğin yaşadığınız şehirde ikamet eden insanlar.

2 Çeşit Populasyon mevcuttur. Gerçek/Doğal Populasyonlar: Örneğin yaşadığınız şehirde ikamet eden insanlar. 2 POPULASYON 2 Çeşit Populasyon mevcuttur Gerçek/Doğal Populasyonlar: Örneğin yaşadığınız şehirde ikamet eden insanlar. 2 Çeşit Populasyon mevcuttur İdealize Edilmiş Populasyonlar: Genotip ve alel frekanslarının

Detaylı

BİLMEN LAZIM BİTKİLERİN VE HAYVANLARIN DÜNYASINA TEFEKKÜR PENCERESİNDEN BAKALIM

BİLMEN LAZIM BİTKİLERİN VE HAYVANLARIN DÜNYASINA TEFEKKÜR PENCERESİNDEN BAKALIM BİLMEN LAZIM BİTKİLERİN VE HAYVANLARIN DÜNYASINA TEFEKKÜR PENCERESİNDEN BAKALIM 1 Timsahlar dişlerini kendileri temizleyemezler. Timsahlar yemek yedikten sonra dişlerinin temizlenmesi için ağızlarını açarlar.

Detaylı

6. Familya: Tenebrionidae

6. Familya: Tenebrionidae 6. Familya: Tenebrionidae a) Tenebrio molitor L. (Un kurdu) b) Tenebrio obscurus L. (Esmer Un kurdu) c) Tribolium confusum Duv.(Kırma biti) d) Tribolium castaneum (Hbst.) (Un biti) e) Latheticus oryzae

Detaylı

B unl a r ı B i l i yor mus unuz? MİTOZ. Canlının en küçük yapı biriminin hücre olduğunu 6. sınıfta öğrenmiştik. Hücreler; hücre zarı,

B unl a r ı B i l i yor mus unuz? MİTOZ. Canlının en küçük yapı biriminin hücre olduğunu 6. sınıfta öğrenmiştik. Hücreler; hücre zarı, MİTOZ Canlının en küçük yapı biriminin hücre olduğunu 6. sınıfta öğrenmiştik. Hücreler; hücre zarı, sitoplazma ve çekirdekten meydana gelmiştir. Hücreler büyüme ve gelişme sonucunda belli bir olgunluğa

Detaylı

EVRİM VE FOSİL KANITLAR

EVRİM VE FOSİL KANITLAR EVRİM VE FOSİL KANITLAR http://www.eplantscience.com/index/general_zoology/images/images22/fig002.jpg Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği OMURGALILAR http://www.senescence.info/vertebrates.jpg

Detaylı

10. SINIF KONU ANLATIMI 12 EŞEYLİ VE EŞEYSİZ ÜREME SORU ÇÖZÜMÜ

10. SINIF KONU ANLATIMI 12 EŞEYLİ VE EŞEYSİZ ÜREME SORU ÇÖZÜMÜ 10. SINIF KONU ANLATIMI 12 EŞEYLİ VE EŞEYSİZ ÜREME SORU ÇÖZÜMÜ Eşeysiz Üreme ile ilgili, I. Canlının yararlı özelliklerinin korunmasını sağlar. II. Canlının değişen ortam koşullarına uyumunu artırır. III.

Detaylı

Kısa Dönemli Amaç Davranışlar Araç Gereçler

Kısa Dönemli Amaç Davranışlar Araç Gereçler BEP Plan Hazırla T.C Mamak Kaymakamlığı misket ortaokulu Müdürlüğü Fen Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı Öğrenci : veysal çağrı Eğitsel Performans Canlıları tanır. Uzun Dönemli Amaç : Çevresindeki

Detaylı

Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir

Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir ŞEKER PANCARI Kullanım Yerleri İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir Orijini Şeker pancarının yabanisi olarak Beta maritima gösterilmektedir.

Detaylı

EKİN KURDU (Zabrus Spp.) Özden Güngör Ziraat Mühendisleri Odası Genel Merkez Yönetim Kurulu Başkanı 23.Temmuz Ankara

EKİN KURDU (Zabrus Spp.) Özden Güngör Ziraat Mühendisleri Odası Genel Merkez Yönetim Kurulu Başkanı 23.Temmuz Ankara EKİN KURDU (Zabrus Spp.) Özden Güngör Ziraat Mühendisleri Odası Genel Merkez Yönetim Kurulu Başkanı 23.Temmuz.2015 - Ankara Ekin Kurdu (Zabrus Spp) Ergini Geniş bir baş ve fırlayan sırt kısmının görünüşünden

Detaylı

MAKEDONYA BİYOLOGLAR BİRLİĞİ Biyoloji dersinden 9.sınıflar için Belediye Yarışması TOPLAM PUAN 100. Çözümler: 1. Verilenleri Uygula!

MAKEDONYA BİYOLOGLAR BİRLİĞİ Biyoloji dersinden 9.sınıflar için Belediye Yarışması TOPLAM PUAN 100. Çözümler: 1. Verilenleri Uygula! MAKDONYA BİYOLOGLAR BİRLİĞİ 04.03.2017 Biyoloji dersinden 9.sınıflar için Belediye Yarışması Çözümler: TOPLAM PUAN 100 1. Verilenleri Uygula! 1.1. mbriyonun daha doğrusu fetüsün gelişimi sırasıyla numaralar

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ Sayfa 1 Gözden Geçirme Notları 2011 Yılı (1. Tahmin Sonuçlarına göre) Bitkisel Üretim ve Bitkisel Ürün Denge İstatistikleri I. Bitkisel Üretim Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 26/08/2011 tarihinde

Detaylı

Doğu Karadeniz Bölgesinde Yayılış Gösteren Apodemus Kaup, 1829 (Mammalia: Rodentia) Cinsinin Morfometrik Analizi

Doğu Karadeniz Bölgesinde Yayılış Gösteren Apodemus Kaup, 1829 (Mammalia: Rodentia) Cinsinin Morfometrik Analizi Anadolu Doğa Bilimleri Dergisi 4(1): 17-27, 2013 Araştırma Makalesi Doğu Karadeniz Bölgesinde Yayılış Gösteren Apodemus Kaup, 1829 (Mammalia: Rodentia) Cinsinin Morfometrik Analizi Zeycan HELVACI1*, Ercüment

Detaylı

ANADOLU YABAN KOYUNU

ANADOLU YABAN KOYUNU ANADOLUʼNUN ÖZGÜN HAYVANLARI Cevat Sipahi* ANADOLU YABAN KOYUNU (Ovis gmelinii anatolica) Anadolu Yaban Koyunu, dünyadaki 5 yaban koyunu türünden biri olan Asya Muflonu nun (Ovis gmelinii) 15 alt türünden

Detaylı

CEPHE KAPLAMA MALZEMESİ OLARAK AHŞAPTA ORTAM NEMİNİN ETKİSİ

CEPHE KAPLAMA MALZEMESİ OLARAK AHŞAPTA ORTAM NEMİNİN ETKİSİ CEPHE KAPLAMA MALZEMESİ OLARAK AHŞAPTA ORTAM NEMİNİN ETKİSİ Öğr. Gör. Hakan ÜNALAN (Anadolu Üniversitesi Engelliler Entegre Yüksekokulu) Yrd. Doç. Dr. Emrah GÖKALTUN (Anadolu Üniversitesi Mimarlık Bölümü)

Detaylı

KOYUNCULUK GAP TEYAP İHG

KOYUNCULUK GAP TEYAP İHG KOYUNCULUK GAP TEYAP İHG KOYUN IRKLARI Koyunları verimlerine göre 3 grupta toplayabiliriz. Etçi ırklar, Sütçü ırklar, Yapağıcı ırklar, Bir işletmede yetiştirilecek koyun ırkı seçilirken şu hususları dikkate

Detaylı