NKÜBAP AR nolu proje ANA TANRIÇA KÜLTÜNÜN HELLEN-ANADOLU İLİŞKİLERİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "NKÜBAP AR nolu proje ANA TANRIÇA KÜLTÜNÜN HELLEN-ANADOLU İLİŞKİLERİ"

Transkript

1 NKÜBAP AR nolu proje ANA TANRIÇA KÜLTÜNÜN HELLEN-ANADOLU İLİŞKİLERİ Yürütücü: Dr.Seher Selin ÖZMEN 2015

2 T.C. NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ ANA TANRIÇA KÜLTÜNÜN HELLEN-ANADOLU İLİŞKİLERİ Seher Selin ÖZMEN KLASİK ARKEOLOJİ ANABİLİM DALI TEKİRDAĞ 2015 Her hakkı saklıdır.

3 ÖNSÖZ Arkeoloji biliminin amacı insanoğlunun geçirdiği evreleri, gelişim sürecini, geçmişten bugüne ortaya koyduğu kültür varlıkları yoluyla yorumlamak ve aydınlığa kavuşturmaktır. Kazılarda ele geçirilen buluntular arasında, insanlığın binlerce yıl öncesindeki inanışlarına ışık tutacak kült nesneleri önemli bir yer tutmaktadır. Arkeoloji biliminin bulguları ve disiplinler arası çalışmaların katkıları ile Ana Tanrıça kültüne dair araştırmalar 20. yüzyılın ortalarından bu yana önem kazanmıştır. Bu araştırmada, Anadolu da Ana Tanrıça kültü, Hellen-Anadolu ilişkileri bağlamında ele alınmıştır. Tarih öncesi devirlerden Hellenistik Devrin sonuna kadar Anadolulu Ana Tanrıça yı temsil eden semboller, kült nesneleri ve epigrafik kaynaklar bir arada değerlendirilmiş ve kronolojik düzende ifade edilmiştir. Bu araştırma, Namık Kemal Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri tarafından NKUBAP AR No lu proje olarak desteklenmiştir. i

4 TEŞEKKÜR Bu çalışmayı yapmamı öneren ve çalışmam sırasında desteğini esirgemeyen değerli hocam Prof. Dr. Neşe Atik e teşekkürü borç bilirim. Dr. S.Selin ÖZMEN ii

5 İÇİNDEKİLER Önsöz. i Teşekkür. ii İçindekiler iii Özet... iv Abstract... v Giriş Anadolu da Ana Tanrıça Kültü Neolitik Devir Tunç Devri (M.Ö ) Demir Devri - Geometrik / Karanlık Devir (M.Ö ) Frigler Geç Hititler Urartular Arkaik (M.Ö. 7-6 yy.lar) ve Klasik (M.Ö yy.lar) Devirler Hellenistik Devir (M.Ö. 3-1 yy.lar) Kibele ile Attis Söylencesi Gereç ve Yöntem Bulgular ve Tartışma / Sonuç.. 14 Kaynakça iii

6 ÖZET Bilimsel Araştırma ANA TANRIÇA KÜLTÜNÜN HELLEN-ANADOLU İLİŞKİLERİ Seher Selin ÖZMEN Namık Kemal Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı Anadolu nun çoktanrılı kültleri içerisinde Ana Tanrıça kültü, binlerce yıl en üst sıralarda yer almıştır. Mitolojide hiçbir tanrı ya da tanrıçaya, Ana Tanrıça kadar çeşitli ad ve sıfatlar verilmemiştir. Bu ad ve sıfat çokluğu, Ana Tanrıçanın evrensel bir nitelik kazandığını göstermektedir. Ana Tanrıça, doğanın yaşamölüm döngüsü içerisinde doğurganlığının gücü ile tarih öncesi dönemden günümüze kadar Anadolu nun en önemli ve en eski Tanrıçası kabul edilmiştir. Neolitik devirden Hristiyanlığın ortaya çıkışına kadarki süreçte Anadolu da Ana Tanrıça kültünün varlığı ve önemi, arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan kutsal alanlar ve buralardan elde edilen çeşitli formlardaki kült nesneleri ile kanıtlanmıştır. Neolitik devir Ana Tanrıça kültü araştırmalarında, Çatalhöyük ve Hacılar gibi kazı alanlarından elde edilen buluntular, Anadolu da Ana Tanrıça kültünün ilk izleridir. Bundan sonrasında Bin Tanrılı Hitit panteonunda, Geç Hititlerin ve Urartuların inanışlarında farklı adlar ve formlarda da olsa Ana Tanrıça kültünün devam ettiği görülmektedir. Bununla beraber kültün en karakteristik ve en kalıcı özellikleri, Tanrıçaya Matar yani Ana adının verildiği yer olan Orta Anadolu da Frigya da biçimlenmiş ve zaman içinde buradan geniş bir alana yayılmış, Batı Anadolu, Avrupa ve hatta Kuzey Afrika coğrafyasını kaplamıştır. Bu makalede, Anadolu da Ana Tanrıça kültünün Neolitik devirden Hellenistik Devrin sonuna kadarki durumu, ulusal ve uluslararası literatürden elde edilen veriler ve arkeolojik buluntular ışığında ve Hellen-Anadolu ilişkisi bağlamında ele alınacaktır. Anahtar Sözcükler: Anadolu, Ana Tanrıça, Kült, Kibele, Hellenistik. iv

7 ABSTRACT Scientific Exploration HELLENISTIC - ANATOLIAN RELATIONSHIP OF MOTHER GODDESS CULT Seher Selin ÖZMEN Namık Kemal University Science-Literature Faculty Department of Classical Archaeology Mother Goddess cult, for thousands of years, took the most important place among the other polytheistic cults of Anatolia. No gods or goddesses, were given as many names and epithets in mythology as the Mother Goddess. This variety of names and epithets indicates the Mother Goddess universal role. Mother Goddess with her power of fertility in the life-death cycle in nature has been accepted as the most important and ancient goddess of Anatolia from prehistoric times to the present day. The existence and importance of the Mother Goddess cult in Anatolia from the Neolithic period until the rise of Christianity has been proved with the cult objects in various forms obtained from sanctuaries by the archaeological excavations. In researchs about Neolithic period Mother Goddess cult, findings in Çatalhöyük and Hacılar are the first traces in Anatolia. Thenceforth it is seen that the Mother Goddess cult continued even though the different names and forms in the beliefs of the Hittite pantheon with "thousand gods", Late Hittites and Uratu. However, the most characteristic and most enduring features of the cult was formed in Phrygia in Central Anatolia where the Goddess called as Matar means Mother and the cult spread over time from there to a large area, and affected West Anatolia, Europe and even the North Africa. In this article, influence of the Mother Goddess cult in Anatolia from the Neolithic period until the end of the Hellenistic period will be discussed in the light of the data derived from the national and international literature and archeological findings also in the context of the Hellenistic-Anatolian relationship. Keywords: Anatolia, Mother Goddess, Cult, Cybele, Hellenistic. v

8 GİRİŞ Kült kelimesi (Fr. culte, Lat. cultus ), sözlük anlamı olarak, insanoğlunun tanrıya ve ilahi varlıklara inancı, bağlılığı ve saygısını göstermek amacıyla yaptığı dini törenlerin tümünü kapsamaktadır. Bu tapınımı gerçekleştirirken kullanılan nesneler ise kült nesnesi olarak kabul edilir. Ana Tanrıça kültünün temelinde, dişi bir ilahi varlığa inanç duyarak O na ait kutsal alanlar oluşturmak, O nu çağrıştıran sembolleri kullanarak çeşitli nesneler üretmek ve adaklar sunmak bulunmaktadır. Bu inancın, insanlığın yerleşik hayata geçmesinden çok daha önceleri Paleolitik Devir de de var olduğu, Avrupa nın güneyindeki mağaralarda bulunmuş olan ve Venüs olarak adlandırılan kadın heykelcikleri ile kanıtlanmıştır. Litvanya asıllı Amerikalı arkeolog Marija Gimbutas, Avrupa daki Neolitik Devir buluntularını da Ana Tanrıça kültü ile ilişkilendirmiştir. Anadolu da ise bilinen en eski kült merkezi olan ve Çanak Çömleksiz Neolitik Devir in A evresine, yaklaşık MÖ ile arasına tarihlenen Urfa Göbekli Tepe buluntuları, insanlığın avcılık ve toplayıcılıktan tarımsal yaşama geçişinde eril tanrı inancını göstermektedir. Buradaki insan ve hayvan kabartmaları arasında dişiliği gösteren tek önemli buluntu, anneliği ya da bereketi temsil etmeyen cinsel birleşme sahnesidir (Hodder and Meskell, 2010: 39-40). Anadolu da Ana Tanrıça kültünün başlangıcının Neolitik Devir e tarihlenmesi, İngiliz arkeolog James Mellaart ın 1950 ler ve 1960 lardaki Hacılar ve Çatalhöyük kazılarından elde ettiği bulgulara dayanmaktadır. Mellaart a göre Çatalhöyük ve Hacılar'da ortaya çıkan buluntular, Mezopotamya uygarlığından çok önceki bir dönemde Ana Tanrıça'nın Anadolulu olduğunu göstermektedir. Mellaart, her iki yerleşim yerinde elde edilen buluntulardan özellikle kadın heykelciklerini, Hitit, Frigya ve Hellen uygarlıklarını etkilemiş olan Ana Tanrıça Kültü ile ilişkilendirmiş, bunların Frigyalılar ın Ana Tanrıçasının öncülü olan bir tanrıçayı temsil ettiklerini öne sürmüştür. Çatalhöyük te günümüzde de süren kazı çalışmaları, İngiliz arkeolog Ian Hodder başkanlığında, 1993 te tekrar başlatılmıştır. Heykelcikler üzerinde çalışan Prof. Lynn Meskell ve Dr. Carolyn Nakamura ya göre, toprak ve taştan biçimlendirimiş Çatalhöyük figürinleri, anthropomorphic / insan betimli, zoomorphic / hayvan betimli ve tanımlanamayanlar olmak üzere üç tipte gruplandırılmıştır. Anthropomorphic olanlar da insan, insanımsı ve şematik olarak ayrılmıştır (Meskell ve Nakamura, 2006: 109). Çatalhöyük ün ekonomik ve sosyal yapısının, yerleşme düzeninin, yapıların işlevlerinin ve sembollerin yeniden değerlendirildiği bu süreçte, Mellaart ın Ana Tanrıçayla özdeşleştirdiği heykelcikler de tartışma konusu olmuştur (Hodder and Meskell, 2010: 15, 35). 1

9 Bir din tarihçisi olan Mircea Eliade ye göre Çatalhöyük'ün leoparlı tanrıçası, Hititlerin tanrıça Hepat ı ve Frigler in Kybele'si arasındaki ilişki, Anadolu'da Hıristiyanlığın girişine kadar şaşırtıcı bir dinsel sürekliliğe işaret etmektedir (Eliade, 2003a: 176). Ana Tanrıça kültünün bu dikkat çekici sürekliliği, 20. yüzyılın başlarından itibaren, disiplinler arası bir çalışma konusu olarak ele alınmıştır. Analitik Psikolojinin kurucusu, yılları arasında yaşamış İsviçreli psikiyatrist Carl Gustav Jung un Ortaklaşa Bilinçdışı ismini verdiği öğretisi, Ana Tanrıça kültünün kökenini araştıran bilim insanları için önemli bir dayanak oluşturmuştur. Jung a göre insan zihni, onun evrimi tarafından biçimlendirilir ve bireyin varoluşundaki geçmişle kurulan bağlantı, onun yalnızca kişisel geçmişini değil, tüm insanlığın evrimini içerir. Ortaklaşa bilinçdışı, Jung un arketip dediği doğum, ölüm gibi ilk tip ya da kök imgelerden oluşur. Kök imgeler, insanın vaktiyle atalarının geliştirmiş olduğu tepkilere benzer eğilimler göstermesine neden olur. Her insan doğuştan getirdiği ortak kök imgelere sahiptir. Jung birbirini etkilemesi imkansız olan kültürlerde dahi ortak semboller keşfetmiş, aynı sembolleri hastalarının rüyalarında da gözlemlemiştir. Alman Psikiyatrist Erich Neumann ve Amerikalı mitolojist ve yazar Joseph John Campbell da Jung un öğretisinin destekleyicileri olmuşlardır. Neumann a göre Analitik Psikoloji, Ana Tanrıça kök imgesinden bahsederken, herhangi bir somut görüntüyü değil; insanda var olan içsel bir imgeyi kastetmektedir. Bu psişik olgunun sembolik ifadesi, insanoğlunun söylenceleri ve sanatsal yaratılarında bulunabilir (Neumann, 1974: 3). Bireyin özel yaşam deneyimi, kök imgelerin hangi özel biçim ve yolla ifade edileceğini belirler. Her kültürün kendine özgü koşulları ile farklı biçimlerde anlatılagelseler de dünyanın farklı coğrafyalarında ortaya çıkan söylencelerin pek çok benzer konu içermesi, ortaklaşa bilinçdışının varlığını göstermektedir (Rosenberg, 2003; 13). Alman dil bilimcisi Walter Burkert, insanlığın geçmişte ne idi ise bugün de o olduğunu (Burkert, 1983: xx) söylerken, inancı, insanlığın tarihsel ve toplumsal gelişiminde geleneğe ve iletişime bağlı sürekli bir olgu olarak görmüştür. Burkert, İsviçreli antropolog ve kültür tarihçisi J. J. Bachofen in 1861 de yayımlanan Das Mutterrecht/Analık Hukuku adlı kitabında dile getirdiği, Prehistorik devirde insanlığın toplumsal konum itibarı ile analık hukukunun babalık hukukundan daha önce belirleyici olduğu bir dönem yaşadığı varsayımını fantastik bir teori olarak görmüştür. Burkert a göre Prehistorik insanın böyle bir toplumsal düzeni oluşturması olanaksızdır ve bu ancak inançla açıklanabilir (Burkert, 1983: 80). Bilim insanlarının varsaydığı gibi, kültünün en eski döneminde böyle bir tanrısal varlık, yerel bir verimliliğin sahibesi olarak düşünülmüş olsa da Sümer de, M.Ö lerde, ilk yüksek uygarlığın tapınaklarında Ana Tanrıçaya tapınma, bundan çok öteye varmıştır (Campbell, 1995: 11). 2

10 Anadolu lu Ana Tanrıça Kibele ye dair tek söylence, Tanrıçanın Hellen Panteonu na girdiği dönemde ortaya çıkan Kybele ve Attis söylencesidir. Kibele ve Attis söylencesi, türünün örneği olan diğer söylenceler gibi insanların bu dünya ve sonrası için maddi ve manevi gereksinimlerini karşılayacak bir Tanrıçaya ve Tanrıya inanma istekleri ve bu isteğin antropomorfizm / insanlaştırma ile somut hale getirilmesidir. Doğayı ve mevsim değişmelerinin nedenlerini, ölüm ve yeniden doğuş döngüsü ile açıklayan (Erhat, 2008:184), Mısır mitolojisinde Isis ve Osiris, Sümer de Inanna ve Dumuzi, Babil de Iştar ve Tammuz, Suriye ve çevresinde Anat ve Baal, Hellen de Aphrodite ve Adonis Tanrıça ve Tanrı çiftlerine dair söylenceler buna örnektir (Erdem, 2004: 275). Bu araştırmanın amacı, alan yazın derlemesi ve arkeolojik veriler ışığında, Neolitik Devir den Hellenistik Devir in sonuna dek Ana Tanrıça kültünün Anadolu daki sürekliliğini ortaya koymaktır. 3

11 1. ANADOLU DA ANA TANRIÇA KÜLTÜ 1.1. Neolitik Devir Diyarbakır/Çayönü nde ele geçen hamile kadın heykelcikleri ile Urfa / Nevali Çori de ele geçen bir kap parçasının üzerindeki el ele tutuşmuş hamile kadın ile erkek bezemesi, M.Ö. 7. Binde Ana Tanrıça kültünün ortaya çıktığını göstermektedir. Neolitik Devir de, insanlığın tarıma dayalı yerleşik yaşam biçimine geçişi ile doğa olayları, doğum ve ölüm döngüsü içerisinde anlamlandırılmaya başlanmıştır. Neolitik Devir insanı, kadını doğuran, besleyen ve neslin devamını sağlayan varlık olarak kutsallaştırmıştır (Atik, 2004: 267). İngiliz arkeolog James Mellaart ın yılları arasındaki Çatalhöyük ve Hacılar kazılarında, M.Ö. 6. binin ortalarına tarihlenen, abartılı karın ve kalça ile dişiliğin vurgulandığı çok sayıda Ana Tanrıça heykelciği ele geçirilmiştir. Bunların çoğu, hamile ya da emziren çıplak kadın betimlemeleridir. Bunların yanı sıra taştan ve mermerden yapılmış az sayıda erkek heykelciği de bulunmuştur. Çatalhöyük te günümüzde de süren kazı çalışmaları, İngiliz arkeolog Ian Hodder başkanlığında, 1993 te tekrar başlatılmıştır yılında bulunan, başı kopmuş bir şişman kadın heykelciğinin, karın bölgesinin arkasında tesadüfen açılmış bir oyukta, yabani bir tahıl türüne ait tohum tanesine rastlanmıştır yılında yine Çatalhöyük te bulunan, oturur pozisyonda göğüslerini tutan hamile kadın heykelciğinin arkası çevrildiğinde, kolların çok ince olduğu ve iskelete ya da çok zayıf bir insanın kemiklerine benzeyen bir betimleme yapıldığını görülmektedir. Hodder a göre bu heykelcik, atasına benzeyen bir kadın, ölümle özdeşleştirilen bir kadın ya da ölüm ve hayatın birleşimi olarak yorumlanabilir. Bu heykelcik nasıl yorumlanırsa yorumlansın, Çatalhöyük teki kadın betimlemeleri önemini, analık ve yetiştirme dışında, ölümle de bağdaştırmamız gerektiğini göstermektedir. ( reports/2005/ar05_02.html.). Bu örnekler, hem hayat veren hem hayat alan dolayısıyla yaratan kadın bedeninin, toprağın bereketi ile özdeşleştirildiğini göstermektedir. Toprağın kışın canlılığını yitirip, baharda tekrar canlanması kadın bedeniyle sembolize edilmiştir. Diğer yandan Tanrıçanın birçok heykelcikte aslan ve leopar gibi hayvanlarla bir kompozisyon içerisinde yer alması, kişiliğinin hayvanlara da hükmeden yanını vurgulamaktadır (Aydıngün, 2005: 16-18) Tunç Devri (M.Ö ) M.Ö. 3. binyılda, Tunç Devri nin başlangıcında, Anadolu da büyük kentlerin kurulmaya başlaması ile siyasi örgütlenme de ortaya çıkmıştır. Öte yandan madenden yapılma alet ve silahlar, erkeğin savaşçı gücü ile toplumda ön planda olduğu bir sürece işaret etmektedir. Ticaretin yaygınlaşması da erkeği önceki devirlere göre daha saygın bir konuma getiren etkenlerdendir. 4

12 Bununla beraber Samsun/Horoztepe de bulunan ince ve uzun oranların hakim olduğu emziren tanrıça heykelcikleri gibi örnekler, Ana Tanrıça kültünün önemini kaybetmediğini göstermektedir (Atik, 2004: ). İlk Tunç Devri nin kadın betimlemeleri önceki devirlerden çok farklı olarak yassı ve ince bedenli heykelcik ve idollerdir. Bu devirde taş, mermer, kil, kemik, maden, deniz kabuğu gibi malzemelerden üretilmiş olan heykelcikler ve idoller geçmişin görkemli Ana Tanrıça imajını daha insani hale getirmiştir. İdoller ayrıca Ana Tanrıça imajını soyut ve iki boyutlu betimleme ile devam ettiren semboller olmuşlardır (Aydıngün, 2005: 29-35). Tunç Devri nin en önemli uygarlığı, MÖ 2000 yıllarında Anadolu'ya göç ederek yerli Hatti Beyliklerini ortadan kaldıran Hititler dir. Hititler, MÖ 1750 sıralarında Kızılırmak çevresinde merkezi bir krallık kurmuşlardır. İlk Hitit kralı, Hattuşalı anlamına gelen Hattuşili dir. Anadolu da bugün başkent Hattuşa/Boğazköy ün yanı sıra Alacahöyük, Alişar, Eskiyapar, Kültepe, Acemhöyük gibi önemli Hitit şehirlerinin kalıntıları bulunmaktadır. Hatti Beylikleri zamanında Mezopotamya ile kurulan ticaret ilişkilerinin sağladığı kültürel etkileşim Hitit inanç yaşamına da yansımış, Hititler Ana Tanrıçanın yanı sıra Mezopotamya uygarlığının doğaya hükmeden tanrılarına da tapınmaya başlamışlardır (Atik, 2004: 270). İmparatorluk döneminde, Mezopotamya ve Suriye'nin kuzey bölgelerinde yaşayan ve Hint-Avrupa ailesinden olmayan Hurriler in kültürünü büyük ölçüde özümseyen Hititler in Panteonunda Sümer-Akkad kökenli tanrılarla, Anadolu ve Hurri tanrıları yan yana yer almıştır (Eliade, 2003a: 176). Bu yüzden Hititler in ülkesine Bin Tanrı İli denmiştir. Başında ilk çiftin yer aldığı büyük bir aile olarak algılanan geniş Hitit panteonunda her büyük kentin bir tanrısı bulunmaktaydı. Bu ilk çift, Hitit ülkesinin koruyucuları olan Fırtına Tanrısı ve Arinna nın Güneş Tanrıçası idi (Alparslan, 2013: 412). İmparatorluğun sonlarına doğru Kral III. Hattuşili ve Kraliçe Puduhepa çiftinin hükümdarlığı zamanında ülkede dinde sadeleşmeyi gerçekleştirecek bir dizi reform hareketi başlatılmıştır. Buna göre Arinna nın Güneş Tanrıçası ve anne kimliği ile öne çıkan Tanrıça Hepat özdeşleştirilmiştir (Sevinç, 2008). Hepat ın kutsal hayvanları, tarih öncesinden beri var olan sürekliliği doğrulayacak biçimde aslan ya da leopardır. Ülkenin kraliçesi, gök ve yerin kraliçesi, bütün Hitit krallığının koruyucusu olarak yüceltilen Güneş Tanrıçası, bu nitelikleri ile daha önceki Ana Tanrıça betimlemelerini anımsatmaktadır (Eliade, 2003a: 177). Kraliçe Puduhepa nın öncülük ettiği tanrıçaları özdeşleştirme icraatına en güzel örnek Yazılıkaya açık hava tapınağıdır. Yazılıkaya Boğazköy e çok uzak olmayan doğal bir kaya oluşumudur. İmparatorluk döneminde kayaların üzerine Hitit panteonunun aldığı son durumu gösteren bir tanrılar alayı işlenmiştir. Burada kadın tanrıların başını çeken Hepat kutsal hayvanı aslanın üzerinde tasvir edilmiştir (Sevinç, 2008). 5

13 MÖ 1200 lerde Batı dan gelen Ege Göçlerinin saldırıları eski gücünü kaybeden Hitit İmparatorluğu na son vermiş, başta Boğazköy olmak üzere bütün Hitit şehirleri yakılıp yıkılmıştır Demir Devri - Geometrik / Karanlık Devir (M.Ö ) Anadolu da, MÖ arası İlk Demir Devri, MÖ arası Orta Demir Devri ve MÖ arası Son Demir Devri olarak tanımlanır. Batı ve Orta Anadolu için Trak topluluklarının Anadolu'ya gelişi, Hitit İmparatorluğu'nun yıkılışı, siyasal ve kültürel birçok değişikliği de beraberinde getirmiştir. Orta Demir Devri nde, İç Anadolu da Frig ve Lidya gibi krallıklar, Ege kıyılarında ise İyon Kent Devletleri oluşmuştur. Güneydoğu Anadolu'da Geç Hititler ve Doğu Anadolu da, katı merkeziyetçi devlet yapısıyla Urartu Krallığı, önemli bir siyasi güç olarak ortaya çıkmıştır. Kimmer, İskit ve sonunda Pers istilası ve hakimiyetine kadar da Anadolu Demir Çağı krallıkları ve toplulukları siyasi varlıklarını korumuşlardır (Konyar, 2013: 241). Ana Tanrıça kültü, Geç Hitit ve Urartu uygarlıklarında da kültürel etkileşime dayalı benzer semboller gösterse de karakteristik özelliklerini Frigya da bulmuştur Frigler Anadolu topraklarına, Hitit İmparatorluğu nun yıkılma sürecinde, bu sürecin bir parçası olarak görülebilecek göçler olmuştur. Yunan coğrafyacı ve yazar Strabon, Frigler in M.Ö lü yıllardan itibaren Balkanlar dan Boğazları aşarak Anadolu ya göç eden Trak kökenli boylardan biri olduğunu yazmıştır. Yunan tarihçi ve yazar Herodotos, Avrupa daki yurtlarında Makedonyalılar a komşu olan Frigler in Byrig adı ile anıldığını, Asya ya göç ettikten sonra adlarını Frig olarak değiştirdiklerini yazmıştır (Sevin, 2001: ). Frigler M.Ö. 750 den sonra Anadolu da siyasi bir topluluk olarak ortaya çıkmışlardır. Kral Midas döneminde ise tüm Orta ve Güneydoğu Anadolu ya egemen, güçlü bir krallık olmuşlardır. Frigya nın kapsadığı coğrafya Ankara, Afyonkarahisar ve Eskişehir in tamamı; Konya, Isparta ve Burdur un kuzey; Kütahya nın ise batı bölümüdür. Alişar, Boğazköy, Kültepe, Alacahöyük, Gordion ve Pessinus en önemli Frigya merkezleridir. Hint-Avrupa kökenli olmaları ve hem Hellen hem Geç Hitit etkileri altında kalmalarına rağmen Frigler, kısa sürede Anadolululaşarak özgün bir kültür oluşturmuşlardır (Akurgal, 2005: 265). Kral Midas, bir yandan doğu ve güneydoğu Anadolu da Urartu, Kuzey Suriye ve Assur ile diğer yandan batıda Batı Anadolu sahilleri ve Kıta Yunanistan ile ilişkiye giren Anadolu nun ilk Demir Çağ kralı olarak haklı bir üne sahip olmuştur (Sivas, 2007: 10-11). 6

14 Frigya dilinde yazılmış birkaç yüz metin günümüze kalmış olsa da bunlar genellikle birkaç sözcük ya da özel isimden oluşan kısa ifadelerdir. Yazıtlardan elde edilen en önemli bilgi, tanrıçanın adının Matar yani Ana sıfatı ile birlikte kullanıldığıdır. Frigler, Hint-Avrupa ailesinden bir dil kullanmışlardır. Matar, bugün bu dil ailesine mensup Avrupa dillerinde mother / anne anlamıyla hala devam etmektedir. Frigya nın politik gücünün zirvede olduğu M.Ö. 8. yüzyılın sonu ile 7. yüzyılın başlarında hükümdar olan Midas ın adı da bir yazıtta geçmektedir. Bununla birlikte Ana Tanrıça kültü açısından önem taşıyan ve sonraki tarihlerde Hellen de de Kybele kültü ile bağlantılı olacak Ates ve Baba adları da yazıtlarda yer almaktadır (Roller, 2013: 88-94). Ana Tanrıça kültü hakkında asıl bilgi kaynağı, tüm Phrygia kültürel etki alanına yayılmış olan zengin arkeolojik malzemedir. Frigya Ana Tanrıça betimleri arasında en büyük ve en iyi korunmuş olan etkileyici beş büyük figür, Gordion da, Ankara da Bahçelievler ve Etlik te, Ayaş ta ve Boğazköy de bulunmuştur. Ayaş ta bulunan bağımsız heykel dışındakiler, Tanrıçanın, kapı eşiğini anımsatan dikdörtgen bir mimari yapının içerisinde gösterildiği, taş ya da kayalara oyulmuş kabartmalardır. Ana Tanrıça, Gordion ve Bahçelievler kabartmaları ile Ayaş heykelinde sol elinde bir kuş ve sağ elinde bir içki kabıyla gösterilmiştir. Boğazköy kabartması ise Tanrıçanın iki yanında duran ve biri flüt diğeri lir çalan iki çocukla betimlenmiş olması nedeniyle özel bir örnek oluşturmaktadır (Roller, 2013: 97-99). Hemen hemen bütün örneklerde Tanrıçanın görünümü birbirinin aynıdır. Her zaman olgun bir kadın olarak betimlenen tanrıça, başı, gövdesi ve bacakları tamamen önden gösterilmiş biçimde dimdik durur. Kolları genellikle gövdesi üzerine çaprazlama kıvrılmış olup, elinde çeşitli cisimler tutar. Bedeni yoğun kumaş kıvrımlarıyla örtülüdür: Boynuna dek kapalı, uzun kollu, uzun ve bol etekli, belde kemerle toplanan bir elbise giyer. Bol ve epeyce kalın kumaştan yapılmış, vücut hatlarını göstermeyen bir giysidir. Tanrıça genellikle uzun, kat kat yükselen, polos denen bir başlık giyer. Bu başlıktan çıkan uzun bir örtü, tanrıçanın etek ucuna dek iner. Çoğunlukla bu örtünün bir ya da her iki ucu kemere sıkıştırılmıştır. Örtü o bölümde pliler halinde tanrıçanın eteğinden aşağıya dökülür. Bu kabartmaların yanı sıra Matar figürünün içerisinde yer almadığı yalnızca mimariden ibaret olan Midas Anıtı gibi örnekler de vardır. Burada, kapı eşiğinin tabanındaki oyuklar, bayram gibi özel günlerde Tanrıçanın bir tasvirinin yerleştirilerek onurlandırıldığını göstermektedir. Matar kabartmalarının krallığın güvenliğini sağlamak istercesine Boğazköy ve Gordion daki gibi şehir kapılarının yakınında, Ankara yakınları ve dağlık Frigya gibi ulaşım güzergahları boyunca ve Arslankaya gibi verimli vadilerin girişinde stratejik noktalara yerleştirilmiş olması da anlamlıdır. 7

15 Kimmer saldırıları sonucunda Orta Anadolu nun egemenliği M.Ö. 7. yüzyılın son çeyreğinde Frigler den Lidyalılar a geçmiştir. Frigya Pers egemenliğine girdikten sonra da eski tapınım yerleri kullanılmış, Hellenistik Devir boyunca Ana Tanrıça tapınımı, anıtların, kült ve adak nesnelerinin giderek Hellenleşmesi biçiminde devam etmiştir. Taş ve pişmiş toprak kabartmalardan oluşan zengin buluntu grubu Hellenistik Gordion da ele geçmiştir. Frigyalılar, sadece maden ve ağaç işçiliğinde, dokumacılıkta ve müzikte (Akurgal, 1998: 265) değil, inanç biçimlerinde de Hellenler i etkilemişlerdir. Midas Şehri de Hellenistik ve Roma dönemlerinde kült merkezi olarak varlığını sürdürmüş ve Ana Tanrıça kültü Hristiyanlık hakim olana dek Anadolu da yaşatılmıştır (Roller, 2007: ) Geç Hititler Hitit devletinin yıkılmasını takiben, Anadolu da kurulan Geç Hitit devletleri, Hitit kültürünü devam ettirmekle birlikte Ana Tanrıça kültünün de devamlılığını sağlamışlardır. Bu dönemde Ana Tanrıça Kubaba adıyla anılmıştır. Güney Doğu Anadolu da Geç Hitit politik merkezlerinden biri olan Kargamış ta M.Ö. 9. ve 8. yüzyıllarda tapınılan Kubaba nın görsel imgeleri ile Frigya nın Ana Tanrıçası arasında özellikle dış görünüş açısından benzerlikler vardır (Roller, 2013: 69-70) Urartular Van Gölü ve çevresinde yaklaşık M.Ö. 860 ile 580 tarihleri arasında Urartular önemli bir devlet kurmuşlardır. Çivi yazısı kitabelere göre, Urartuların tanrı ve tanrıçalardan oluşan geniş bir Panteon içerisinde başlıca üç tanrıya inandıkları düşünülmektedir. Başka kaynaklarca desteklenmemekle birlikte Akurgal bu tanrılardan Güneş Tanrısı Şivini nin büyük olasılıkla bir tanrıça olduğunu ifade etmiştir (Akurgal, 1988: 176). Urartular, M.Ö. I. Binin ortalarında Medler in aynı bölgelerde güçlü bir devlet kurmalarıyla yıkılmıştır. Urartular ile Phrygia arasında resmi ilişkilerin bulunduğu, yazılı kaynaklardan anlaşılmaktadır. Bu da iki toplum arasında kültürel etkileşimin varlığını göstermektedir. Urartu ile Frigya inançları arasındaki taşıyan en önemli benzerlik, her iki halkın da ilahi gücün kayalık bölgelerde olduğuna inanmaları ve ilahi varlığı kapıya benzer bir çerçeve içinde düşünmüş olmalarıdır (Roller, 2013: 82-85). Urartular, bu çerçevenin içini, arkasında ilahi varlığın bulunduğu kapalı bir kapı gibi tasarlamış; Frigler ise Ana Tanrıçayı bu çerçeve içinde betimlemişlerdir. Urartu uygarlığında Frigya ve Lidya'dakine eş bir Ana Tanrıça kültünün varlığından söz etmek mümkün değildir. Bununla birlikte yaşam biçimi olarak daha muhafazakar bir yaklaşım içinde olan Urartular da, kadına dair arkeolojik bulgular, Batı kültürüyle doğrudan bir etkileşim içinde olan Frig ve Lidya toplumlarından daha fazladır (Konyar, 2013: 244). 8

16 1.4. Arkaik (M.Ö. 7-6 yy.lar) ve Klasik (M.Ö yy.lar) Devirler M.Ö. 8. yüzyıl, uzun bir dönemde dünyaya liderlik etmiş olan doğunun son altın çağı olmuştur. Bu dönemde doğu dünyasını Mısır, Fenike, Babil, Assur, Geç Hitit ve Urartu uygarlıkları temsil ederken denizci olan Hellenler in doğu ile ilişkileri başta Mısır olmak üzere Akdeniz in doğu kıyısı boyunca yerleşmiş Fenikeliler, Güneydoğu Anadolu ve Suriye de Geç Hititler ve Halep e kadar inmiş olan Urartular ile kurulmuştur (Akurgal, 2005: ). Anadolu nun M.Ö. 7. yüzyıl başlarında Kimmerler in saldırısına uğraması, aynı zamanda Frigya ve Lidya baskısı İyonlar ın gelişmesini engelleyen faktörler olmuştur (Akurgal, 1988: 202). M.Ö. 6. yüzyılın başlarında Anadolu nun Ana Tanrıçası nın kıta Yunanistanı nda tapınım görmeye başlaması, Batı Anadolu daki Yunan kentlerinde kültün devem ettirilmesi ile bağlantılıdır. Miletos, Smyrna gibi kentlerde bulunan adak kabartmaları bunun kanıtıdır. Ana Tanrıça kültünün İyonya kentlerinde tanınması, Frigya ve Lidya ile kurulan ilişkiler ile açıklanabilir. Miletos un İyonya birliğinin lideri konumunda olması da kültün buradan yayılışını sağlamıştır. İyonya daki Yunan kentlerinde bulunan naiskoslar, Anadolu lu Ana Tanrıça nın Hellenleştirilme sürecinde önce ayakta ve sonra aslan atribüsü ile oturur pozda olmak üzere görsel imajında oluşan değişimleri göstermektedir. M.Ö. 6. yüzyılın sonlarına doğru Ana Tanrıça nın atribüleri arasına Tymphanon / Tef de girmiş ve Tanrıçanın betimlemelerinde daima sol elinde yer almıştır (Roller, 2013: ). Lidya Krallığı nın M.Ö. 546 da Persler tarafından yıkılması ile Anadolu iki yüzyılı aşkın bir süre Pers egemenliğinde kalmıştır (Akurgal, 1988: ). M.Ö. 5. ve 4. yüzyıllarda Batı Anadolu daki Yunan kentlerinde Ana Tanrıça betiminin azlığı, Pers egemenliği altında İyonya nın güçsüzleşmesi ile ilgili olmalıdır çünkü Hellenistik Devir kalıntıları Ana Tanrıça kültüne ilginin azalmadığını kanıtlamaktadır (Roller, 2013: 171). Sardes yakınlarında bulunan bir yazıt, Lidya da Ana Tanrıça inancının çok eskilere dayandığını gösterdiği gibi, MÖ. 4. yüzyıl başlarına tarihlenen bir kabartma da, tanrıçanın bölgede varlığını sürdürmekte olduğunu göstermiştir. Söz konusu kabartmada, ayakta duran ve kucağında bir karaca olan Artemis in sağ tarafında, aslanını kucaklamış olan Tanrıça Meter durmaktadır. En sağda ise, daha kısa boylu gösterilmiş iki tapınıcı yer almaktadır. Tanrıça Artemis in, Meter e göre biraz daha uzun betimlenmesi, bölgede Artemis tapınımının daha önemli olduğunu göstermektedir (Roller, 2013: 232). 9

17 1.5. Hellenistik Devir (M.Ö. 3-1 yy.lar) Büyük İskender in M.Ö. 333 tarihinde Persleri yenmesi ve M.Ö. 334 te Hellespontus u /Çanakkale Boğazı nı geçmesi Hellen uygarlığı ve bütün dünya için büyük önem taşıyan yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. Roma İmparatoru Augustus ile son bulan bu dönemde Hellen uygarlığı Asya ve Afrika ya kadar uzanmış, doğu ve batı arasında bir kültür etkileşimi oluşmuş, dış görünümü ile Hellen, ancak özünde doğulu bir dünya görüşü ortaya çıkmıştır. Hellenistik dönem boyunca iki farklı yönetim söz konusu olmuştur. Pontus Krallığı ve Kommagene Krallığı nın doğulu kültürel yapılarına karşılık, Batı Anadolu da M.Ö yıllarında Aiolia ve İyonya Pergamon Krallığı ve M.Ö yıllarında Bithynia Krallığı Hellen uygarlığının temsilcileri olarak hüküm sürmüşlerdir (Akurgal, 1988: ). Frigya Ana Tanrıçasının Gordion, Pessinus ve Sardes gibi kentleri giderek Hellenleşmiş, Pergamon Ana Tanrıça kültünün önemli bir merkezi haline gelmiştir. Hellenleşmiş Ana Tanrıça için Phrygia daki Matar a benzer biçimde ve aynı anlama gelen Meter sıfatı Kybele adı ile birlikte kullanılmıştır. Gordion da bu dönemde heykelcikler ve adak nesneleri üzerindeki Yunan etkisinin ötesinde Ana Tanrıça, görsel imajıyla tamamen Hellenleşmiştir (Roller, 1991: 128). Frigyalı Matar ın atribülerinden biri olan aslan yanında olduğu halde Yunan giysisi khiton içinde ve elinde tef ile betimlenmiştir. Frigyalı Matar kültünün bazı yönleri korunmakla birlikte Anadolu ve Yunan tarzının karışımı yeni bir Meter oluşmuş, bu unvanın arkasına da yer adından gelen bir sıfat eklenmiştir (Meriç, 2013: 67). Anadolu nun ormanlarla kaplı dağlarında Ana Tanrıçaya ait kült merkezleri bulunmaktadır. Bundan dolayı Meter adından sonra Tanrıçanın sıfatları olarak dağ isimleri kullanılmıştır. Bu, Ana Tanrıçanın Frigyalı Matar dan beri süregelen ve Helenistik Devir de de devam eden bir özelliğidir (Roller, 2013: 236). Meter bu dönemde Anadolu daki yerini, aristokrasiye dayalı Yunan panteonunun Olympos Tanrılarıyla paylaşmış ve kent merkezlerinde tapınım gören en önemli Tanrıça olmamakla birlikte yine de dağlık, kırsal kesimde tapınılan ve halkın gözünde saygı gören bir Tanrıça olmayı sürdürmüştür. Zeus un erkek egemen dinine rağmen Ana Tanrıça kültünün devam etmesi, tarım toplumunun ölüm ve yeniden doğumdan oluşan yaşam çemberini toprakta gözlemlemeleri ve böylelikle toprağa ve onun bereketi ile toplumlarının geleceğini güvence altına alacak olan Tanrıçaya bağlanmaları ile açıklanabilir (Rosenberg, 2003; 26). 10

18 Hellenistik Devir de Batı Anadolu nun Ionia bölgesinde kırsal kesimdeki Ana Tanrıça tapınım alanlarından en önemlisi Metropolis kenti yakınlarındaki Gallesion Dağı nda bulunan Meter Gallesia Kutsal Alanıdır. Metropolis İzmir ili Torbalı ilçesi sınırlarında kurulmuş bir antik kenttir yılından bu yana devam eden kazılarda Ana Tanrıçaya ait kutsal alan, mağaralar ve çok çeşitli buluntular tespit edilmiştir. Ana Tanrıçanın kült alanı olarak Gallession dağı yamaçlarındaki Tapınak mağaranın oluşturulması ve bu sıfatla anılması, Metropolis de Kybele nin resmi olarak kent yönetimi tarafından onurlandırıldığını göstermektedir (Meriç, 2013: 68). İyonya bölgesine dahil olan kentler içinde Kybele kültü açısından özellikle Phokaia kenti büyük önem taşımaktadır. M.Ö. 6. yüzyılın başlarında Phokia kentinde Kybele adına oluşturulan açık hava kutsal alanı Hellenistik Devir de de kullanılmıştır. Bu kent sınırlarındaki Değirmenli Tepe kaya Kutsal Alanı, Liman Kutsal Alanı ve kayaya oyulmuş Altınmağarası Tepesi Kutsal Alanı ile İncir ve Orak Adalarındaki açık hava tapınakları Kybele tapınımı için kullanılmıştır yılında Prof. Dr. Ömer Özyiğit başkanlığında yeniden başlatılan Phokia kazıları halen devam etmektedir. Athena Tapınağı nın kuzey yamacında ve adalarda deniz kıyısında kayaya oyulmuş olarak bulunan kaya tapınım alanları, Kybele kültünün Phokaia da çok önemli olduğunu ortaya koymuştur. Athena Tapınağı nın bulunduğu kayalık tepede kayalar içerisine oyulmuş olarak çeşitli çaplarda daire biçiminde ve yine çeşitli büyüklüklerde dikdörtgen biçiminde libasyon çukurlarına rastlanmıştır. Bu çukurların varlığı Athena Tapınağı ndan önce bu alanda Kybele ye tapınıldığını göstermektedir (Özyiğit, 2010: 390). Batı Anadolu da Mysia Bölgesi kentlerinden Pergamon, Kybele tapınımının önemli bölgelerinden biridir. Pergamon antik kentine 6 km uzaklıktaki yüksek bir tepede yer alan Kapıkaya Kutsal Alanında Kybele tapınımı için kullanılan bir mağara ve içinde bir su kaynağı bulunmaktadır. Kente 30 km uzaklıktaki Aspordenon Dağı ndaki/yunt Dağı Mamurt Kale'de yapılan kazılarda Hellenistik dönemde ve öncesinde Ana Tanrıça kültünün izlerine rastlanmıştır. Mamurt Kale Meter Aspordene Tapınağı, antikçağ yazarlarından Strabon un da kaydettiği gibi Hellenistik Devir de M.Ö. 3. yüzyılın başlarında Ana Tanrıça onuruna Attaloslar hanedanlığının kurucusu Philetairos tarafından inşa ettirilmiştir. Tapınak tabanı ve tapınak çevresinden biri adak, ikisi onur yazıtı olmak üzere toplam üç adet epigrafik buluntu ortaya çıkarılmıştır. Attaloslar tarafından büyük değer verilen bu kültün devamına ilişkin en önemli kanıtlar, kazılarda ortaya çıkarılan sikkeler ve tapınak tabanından elde edilen, ayakta ya da oturur şekilde, tamamen giyimli, başında bir taç, elinde tympanon, dizlerinde bir aslan ya da iki yanında birer aslan ile tasvir edilmiş terrakotta heykelciklerdir (Üreten, 2006: ). 11

19 Pergamon da Ana Tanrıça kutsal alanı olabileceği düşünülen yerde insan boyunda, oldukça etkileyici bir Tanrıça Meter heykeli bulunmuştur. Burada Tanrıça, ayak koyma yeri olan ve özenle işlenmiş bir tahtta oturmaktadır. Göğüs altından kemerli bir khiton ve dizlerine sarkan dökümlü bir pelerin giymiştir. Pelerinin yatay kıvrımları, khitonun düşey kıvrımlarıyla bir zıtlık oluşturmuştur. Tanrıçanın tahtın koluna dayalı sol kolunun üst kısmında büyük olasılıkla ayrıca yapılmış olan bir tympanonun oturması için bırakılmış yuvarlak bir oyuk bulunmaktadır. Pergamon un her yerinde Tanrıçayı betimleyen çok sayıda, taş ve terrakota heykelcik de bulunmuştur. Bu heykelciklerden iki tanesi, Tanrıçayı başında kule biçiminde yüksek bir taçla göstermiştir. Bu taç, Tanrıçanın Roma heykellerinde çok yaygınlaşacak olan kuleli tacın en eski örneklerindendir (Roller, 2013: ). Tanrıça Meter in, Kuzeybatı Anadolu kentlerinde de tapınım gördüğü anlaşılmaktadır. Meter kültü, hem Khalkedon, hem de Kyzikos ta saygı görmüştür. Kyzikos ta ona Meter Dindymene olarak tapınılıyordu. Kyzikos ta, tanrıçaya kurban sunma sahnelerinin betimlendiği yazıtlı adak kabartmaları oldukça fazladır. Kybele Troas bölgesinde İda Dağı nın Tanrıçası Mater İdaia olarak tapınım görmüştür. Karia bölgesinde yer alan Halikarnassos kentinde de Meter e tapınım yapıldığı, MÖ. 3. yüzyıla tarihlenen bir yazıttan anlaşılmaktadır (Roller, 2013: ). 2. KİBELE İLE ATTİS SÖYLENCESİ Roller, Ana Tanrıçanın oğlu, sevgilisi ve başrahibi Attis le ilgili söylencenin M.Ö. 4. yüzyılın ikinci yarısından sonra Yunanistan da ortaya çıktığını, oradan Ege adalarına ve Yunanistan ın kuzeyindeki Yunan kentlerine yayıldığını söylemektedir. Hellenistik dönemde Ana Tanrıça Kybele kültü ile bağlantılı dini ayinler hoş karşılanmamaktaydı. Bu nedenle Hellen ve Roma aydınları Tanrıların Büyük Anası ile ilgili bazı tuhaf ritüelleri, Tanrıçanın rahiplerinin hadım oluşu gibi kült uygulamalarını açıklayabilmek için böyle bir söylence oluşturmuşlardır (Roller, 2013: ). Phrygia daki yazılı kaynakların azlığı göz önüne alındığında, yüzyıllar sonra Klasik Çağ yazarları tarafından kaleme alınmış olan Kybele ve Attis söylencesinin çok çeşitli anlatımlarının olması ve bunların tutarsızlık göstermesi doğaldır. Erhat ın Ovidius, Pausanias ve Arnobius tan aktardığı Ana Tanrıça ile Attis söylencesine göre Tanrıça, Attis adlı bir gence aşıktır. Attis ise Pessinus kralının -bazı kaynaklarda kral Midas'ın- kızıyla evlenmek üzeredir. Tanrıça düğün yerinde Attis in karşısına dikilerek onu çıldırtır ve kendi kendini hadım etmesini sağlar. Akan kan toprağı sular, bitkilerin fışkırmasına yol açar ve bir çam ağacı ortaya çıkar. Bereket efsanelerinde görülen bu ölüm-doğum kurgusu, Ana Tanrıça kültünde bir çeşit kurban töreniyle gerçekleşmekte, Attis in erkekliğini keserek kendini Tanrıçaya kurban etmesi gibi baş rahibin de kanlı bir törenle kendi eliyle kendini hadım etmesi gerekmekte idi. 12

20 Akan kanın toprağa karışması ile yitirilen erkeklik gücü bütün doğaya geçmekte ve bereket evrensel bir nitelik kazanmaktadır (Erhat, 2008: ). Attis in görsel imajı ilgili olarak da aynı durum söz konusudur. Phrygia da Ana Tanrıçayı temsil eden yirmiden fazla heykel ve rölyef bulunduğu halde Roma döneminden önce Attis e dair hiçbir örnek bulunmamıştır. Frigya da çok az sayıda bazı küçük erkek figürlerinin Tanrıçaya eşlik ettiği durumlarda da bunlar, ne giyim ne atribü olarak Yunan Attis betimlemesine uygundur. Frigya dini metinlerinde Attis adının ilk ortaya çıkışı, onun yönetici sınıfın etkili bir üyesi, belki de krallığının baş ilahesine karşı O nu yüceltmekten sorumlu başlıca dini memur olarak kralın ta kendisi olduğunu göstermektedir. Frigya arka arkaya Lidya, Pers ve Yunan egemenliğine girdiğinde kralın siyasi ve askeri rolü ortadan kalkmış ancak rahiplik görevi devam etmiş, kraliyet adı olan Attis, Frigya kutsal alanlarında Ana Tanrıçanın başrahibi unvanı olarak kullanılmıştır. Sonuç olarak Phrygia daki Ana Tanrıça kültü içinde Attis adı bir tanrı adı değil, dini bir statüdür Attis in görsel imajı Hellen yaratımıdır. Attis Yunan kültüne Ana Tanrıçanın yoldaşı, Frigyalı kökeni ile sağlam bağları olan bir tanrısal varlık olarak girmiştir. Frigya da Attis, Tanrıçanın hizmetinde bir insan olarak anıtlarda hiç temsil edilmemiş farklı bir figürdür (Roller, 1994: ). Metropolis antik kenti Gallession dağı Uyuzdere mağarası kült buluntuları da Roller ın bu saptamasını doğrulamaktadır. Yüzlerce figürin içinde kesin olarak Attis olarak tanımlanan bir figürin bulunamamıştır. Attis ten yazılı kaynaklarda Poimen / Çoban olarak da söz edilmektedir. Çobanların sürülerini güttüğü bir yer olarak halen önemini koruyan çam ormanlarıyla kaplı Uyuzdere mağarasının etekleri bu bakımdan Attis söylencesinin geçebileceği çok uygun bir mekan olarak algılanmış olmalıdır. Attis törenlerinde mağara, Ana Tanrıçayla kutsal evlenmenin yapıldığı yer olarak da geçmektedir. Tanrıçanın mağaralarının özellikle çam ormanlarıyla kaplı dağların yamaçlarında bulunması ve Meter in sıfatlarında hep dağ isimlerinin olması bu nedenledir (Meriç, 2013: 68). Bununla beraber Pergamon kenti Mamurt Kale buluntuları içerisinde kilden yapılmış, üzerinde bir flüt çalgıcısı tasviri ile Attin yazısının bulunduğu kırık bir kap parçası Attis i çağrıştırması nedeniyle dikkate değerdir (Üreten, 2006: 216). Kibele Yunan Panteonuna girdikten sonra kişiliği Hera, Rhea, Demeter, Gaia, Artemis ve Afrodit gibi tanrıçalara bölünmüş; antik kaynaklarda bazen Zeus un annesi Rhea, tarım ve bereket tanrıçası Demeter ve toprak ana olarak Gaia ile özdeşleştirilmiştir. Bereketle ilintili mitolojinin ölüm ve yeniden doğuş döngüsünde Kibele ve Attis söylencesi de başka türlü efsaneler yoluyla Yunan Panteonunda yer almıştır. Demeter'le Persephone, Afrodit ile Adonis söylenceleri baharın gelişini, doğanın yıllık yeniden doğuşunu anlatmaktadır. 13

21 Demeter'in, kızının yokluğundan duyduğu üzüntü, Afrodit in Adonis e özlemi kısır kış mevsimine neden olsa da söylence, onların yıllık birleşmelerini, her yılın bir bölümünü birlikte geçirebilmekten duydukları mutluluğu vurgulamaktadır (Rosenberg, 2003; 26). 3. GEREÇ VE YÖNTEM Bu araştırmada, Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemlerinden biri olan Doküman İncelemesi ya da Belgesel Tarama (Karasar, 2004:183) Yöntemi kullanılmıştır. Buna göre, öncelikle araştırmanın konusu ile doğrudan ilgili, en kapsamlı ve güncel kaynağa ulaşılarak çıkış noktasını oluşturacak veriler elde edilmiş; bu çıkış noktasından yararlanılarak araştırmayı derinleştirecek yeni kaynaklara ulaşılmış ve alan yazın derlemesi yapılmıştır. Araştırmanın sınırları içerisinde oluşturulan tarihsel ve coğrafi çerçevede yazılı kaynaklar ile arkeolojik buluntulardan yararlanılmıştır. 4. BULGULAR VE TARTIŞMA / SONUÇ İnsanoğlu varoluşundan itibaren yaşadığı zamanın koşulları ile ortaya çıkan gereksinimlerini karşılayacak, elde etiklerini koruyup devamlılığını sağlayacak olan ilahi güce inanmıştır. Çeşitli ritüeller yoluyla pekiştirilen bu inanç, kimi zaman erkek; kimi zamansa kadın formunda heykelcikler ya da idollerle insanlaştırılıp somut olarak ifade edilmiştir. İnsanın, doğanın zorlukları karşısında yaşam mücadelesi verdiği Paleolitik devirde erkeğin gücüne dayalı avcılık önemli olmuş ve dolayısı ile inanç, erkeğin ön planda olduğu semboller ile ifade edilmiştir. Neolitik devirde ise tarıma dayalı yerleşik düzene geçildikçe toprakla özdeşleştirilen kadının doğurganlığı öğe ön plana çıkmış ve Ana Tanrıça inancı oluşmuştur. Bu, erkeğin dışlanmadığı ancak Erkeği doğuran ana olarak Tanrıçanın ön sırada yer aldığı bir süreç olmuştur. Çayönü, Çatalhöyük ve Hacılar buluntuları Neolitik devirde Anadolu da Ana Tanrıça kültünün varlığını doğrulamaktadır. O devirde Ana Tanrıça tapınımı bugün bizim anladığımız anlamda sistematik bir inanç ya da Bachofen in öne sürdüğü anaerkil bir toplumsal düzen olmasa da feminist yaklaşımdan farklı bir görüşle, dişil ve eril güç arasındaki doğal düzenin günümüze dek uzanan öngörüsü olarak yorumlanabilir. Çatalhöyük buluntuları, o devirdeki inancın, şimdiki ve sonraki yaşamda bereketin sürekliliğine odaklandığını ve bunun da Ana Tanrıça kimliğinde simgelendiğini göstermektedir. Yan yana bitişik nizamda yapılmış, damlardaki açmalardan girilen evler; sokakların olmayışı; ölülerin evlerin içine gömülerek yaşamdan soyutlanmaması; kutsal alanların gündelik yaşam içinde yer alması gibi özellikler, Çatalhöyük te her türlü ayrımdan uzak, eşitlikçi ve barışçıl bir toplumsal yaşam oluşturulduğunu göstermektedir. 14

22 Tunç Devri nde, ticaretin gelişmesi ile erkeğin öneminin artması, bu uygarlıkların çok sayıda tanrı ve tanrıçadan oluşan geniş Panteonları içerisinde Ana Tanrıçanın hala değer verilen bir ilahi varlık olmakla birlikte tek başına ve en önemli sayılmamasına neden olmuştur. Demir Devri nde Ana Tanrıçanın Frigya daki üstün konumu, Kral Midas ın inançla güçlendirdiği siyasi bir durum olarak yorumlanabilir. Anadolu ya, göçmen Trak boylarından biri olarak gelen ve diğerleri gibi bir beylik kuran Frigler in güçlü bir krallık olarak ortaya çıkması, kurucu lider Gordios tan sonra krallığı devralan oğlu Midas ın Ana Tanrıçayı krallığın koruyucusu olarak sınırlardaki kutsal alanlarla onurlandırması ve kendini O nun oğlu olarak göstermesi ile gerçekleşmiştir. Ana Tanrıça kültünün Frigya da bu denli benimsenmesi ve kalıcı hale getirilmesinde önemli bir soru, Midas ın tarihsel akış içerisinde kendine daha yakın olan uygarlıkların erkek egemen panteonlarına rağmen krallığını güçlendirmek için yanına neden Ana Tanrıçayı aldığıdır. Midas ın izlediği bu siyasette, çoğalmak ve kalıcı olmak için berekete duyulan gereksinim ve eşitlikçi, barışçıl bir toplum arzusunun yanı sıra Jung un Ortaklaşa Bilinçdışı öğretisine dayalı Ana Tanrıça kök imgesinin etkisi de söz konusu olabilir. Arkaik Dönemin başlarında Anadolu kültleri ile karşılaşan Yunan şehir devletleri kendi inanç sistemi ile mevcut Ana Tanrıça kültünü birleştirmenin yollarını aramışlardır. Özellikle Batı Anadolu merkezli olmak üzere birçok şehir devletinde Ana Tanrıça kültüne ait izler bulunmaktadır. İnsanlığın nüfus olarak çoğaldığı, uygarlığın gelişmesi için daha geniş topraklara ihtiyaç duyulan Hellenistik Devir de, savaşların kazanılmasında erkeğin gücü ön plana çıkmış ve erkek egemen Hellen Panteonunda Ana Tanrıça yine ikinci sırada yer almıştır. 15

23 KAYNAKÇA Akurgal, E. (2005). Anadolu Kültür Tarihi. Ankara: TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları. Akurgal, E. (1988). Anadolu Uygarlıkları. İstanbul: Net Turistik Yayınları. Alparslan, M.D. ve Alparslan, M. (Ed.), (2013). Hititler. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. Atik, N. (2004). Anadolu da Ana Tanrıça Kültünden Çok Tanrılı İnanca Geçiş. Sanat ve İnanç/1(ss ). İstanbul: MGSÜ-TSTUAM Yayınları. Aydıngün, Ş. (2005.). Kentleşme ve Tuncun Keşfi: İlk Tunç Çağı nın Kutsal Bedenleri. Tunç Çağı nın Gizemli Kadınları Sergi Kataloğu. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. Burkert W. (1983). Homo Necans The Anthropology of Ancient Greek Sacrificial Ritual and Myth. (Translated by Peter Bing). University of California Press. Burkert W. (1998). The Orientalizing Revolution Near Eastern Influence on Greek Culture in the Early Archaic Age Revealing Antiquity. Campbell, J. (1995). Batı Mitolojisi-Tanrının Maskeleri. (Çev. K. Emiroğlu). Ankara: İmge Kitabevi. Eliade M. (2003a). Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi - Taş Devrinden Eleusis Mysterialarına. İstanbul: Kabalcı Yayınevi. Eliade M. (2003b) Demirciler ve Simyacılar. İstanbul: Kabalcı Yayınevi. Erdem, Z. (2004). Antik Çağ Mitoslarında Ölüm ve Yeniden Doğuş İnancı. Sanat ve İnanç/1(ss ).İstanbul: MGSÜ-TSTUAM Yayınları. Erhat, A. (2008). Kybele. Mitoloji Sözlüğü. Frazer J. G. (2004) Altın Dal -Büyü ve Din Üzerine Bir Çalışma. Yapı Kredi Yayınları. Gimbutas, M. (1974).The Gods and Goddesses of Old Europe. Thames&Hudson. Gimbutas, M. (2006). The Language of the Goddess. Thames&Hudson. 16

24 Hodder, I. and Meskell, L. (2010). The Symbolism of Çatalhöyük in its Regional Context. Ian Hodder (Ed.) Religion in theemergence of Civilization Çatalhöyük as a Case Study (ss ). Cambridge University Press. İplikçioğlu, B. (2007). Hellen ve Roma Tarihinin Anahatları. İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları. Konyar, E. (2013). Demir Çağı nda Anadolu da Kadın: Urartu, Frig ve Lidya, Anadolu da Kadın (Ed. M. Darga), İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. Mellaart, J. (1967). Çatalhüyük a Neolithic Town in Anatolia. Thames&Hudson. Mellaart, J. (1988). Yakındoğu nun En Eski Uygarlıkları. (Çev. Bilgi Altınok). İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları. Meskell, L. ve Nakamura, C. (2006). Çatalhöyük Figürinleri. Topraktan Sonsuzluğa Çatalhöyük Sergi Kataloğu (ss ). Yapı Kredi Yayınları. Neumann, E. (1991). The Great Mother - An Analysis of the Archetype. Bollingen Series. Özyiğit, Ö. (2010) Yılı Phokaia Kazı Çalışmaları, 32. Kazı Sonuçları Toplantısı, 3.cilt, 390. Roller, L. E. (1994). Attis on Greek Votive Monuments: Greek Godor Phrygian? (pp ). Hesperia: The Journal of the American School of Classical Studies at Athens. Vol. 63, No. 2 (Apr.-Jun., 1994). Roller, L. E. (1991). The Great Mother At Gordion: The Hellenization of an Anatolian Cult (pp ). The Journal of Hellenic Studies, Vol Roller, L. E. (2007). Frig Dini ve Kült Uygulamaları (ss ). Friglerin Gizemli Uygarlığı Sergi Kataloğu, Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık. Roller, L. E. (2013). Ana Tanrıça nın İzinde Anadolu Kybele Kültü. İstanbul: Alfa Yayınları. Rosenberg, D. (2003). Dünya Mitolojisi-Büyük Destan ve Söylenceler Antolojisi. İstanbul: İmge Kitabevi. Sevin, V. (2001). Anadolu nun Tarihi Coğrafyası. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları. 17

25 Sevinç, F. (2008). Hitit Dininde Arinna nın Güneş Tanrıçası Ve Onunla Özdeş Tutulan Diğer Tanrıçalar. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Journal of the Institute of Social Sciences Sayı 1, Bahar Sivas, T. T. (2007). Frigler ve Frig Uygarlığı (ss. 9-14). Friglerin Gizemli Uygarlığı Sergi Kataloğu, Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık. Üreten, H. (2006). Mamurt Kale de Meter Aspordene Kültü. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi 46,

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1 ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1 Frigler Frigler Troya VII-a nın tahribinden (M.Ö. 1190) hemen sonra Anadolu ya Balkanlar üzerinden gelen Hint Avupa kökenli kavimlerden biridir.

Detaylı

ANADOLU UYGARLIKLARI (RÖLYEF) KABARTMA ESERLERİ. Burcu Aslı ÖZKAN

ANADOLU UYGARLIKLARI (RÖLYEF) KABARTMA ESERLERİ. Burcu Aslı ÖZKAN ANADOLU UYGARLIKLARI (RÖLYEF) KABARTMA ESERLERİ Burcu Aslı ÖZKAN İlk Çağda Anadolu da kurulan bazı uygarlıklar Hitit, Frig,Urartu, Lidya. HİTİTLER MÖ(1700) Başkenti Hattuşa (Boğazköy) Malatya Orta Anadolu

Detaylı

Frigler Frigler Troya VII-a nın tahribinden (M.Ö. 1190) hemen sonra Anadolu ya Balkanlar üzerinden gelen Hint Avupa kökenli kavimlerden biridir. Frig tarihini Frigler in yeterli sayıda yazılı belge bırakmamış

Detaylı

URARTU UYGARLIĞI. Gülsevilcansel YILDIRIM

URARTU UYGARLIĞI. Gülsevilcansel YILDIRIM URARTU UYGARLIĞI Gülsevilcansel YILDIRIM 120213060 Urartular MÖ birinci yüzyılın başında, Van Gölü ve çevresinde önemli bir devlet Kuran ve günümüze kadar buradaki uygarlıkları etkilemiş bir kavimdir.

Detaylı

Anadolu eski çağlardan beri insanların dikkatini çekmiş, önemli bir yerleşim ve uygarlık merkezi olmuştur.

Anadolu eski çağlardan beri insanların dikkatini çekmiş, önemli bir yerleşim ve uygarlık merkezi olmuştur. Bilim Tarihi I Ders Notları ESKİÇAĞ DA BİLİM ANADOLU MEDENİYETLERİ Anadolu eski çağlardan beri insanların dikkatini çekmiş, önemli bir yerleşim ve uygarlık merkezi olmuştur. Hititler Anadolu da kurulan

Detaylı

ANADOLU DA ANA TANRIÇA KYBELE KÜLTÜ. Seher Selin ÖZMEN 1

ANADOLU DA ANA TANRIÇA KYBELE KÜLTÜ. Seher Selin ÖZMEN 1 Humanitas, 2016; 4(7): 381-397 http://humanitas.nku.edu.tr ISSN: 2147-088X DOI: http://dx.doi.org/10.20304/husbd.62240 AraĢtırma-Ġnceleme ANADOLU DA ANA TANRIÇA KYBELE KÜLTÜ Seher Selin ÖZMEN 1 Öz: M.Ö.

Detaylı

ANADOLU DA ANA TANRIÇA KÜLTÜ

ANADOLU DA ANA TANRIÇA KÜLTÜ Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 2, Sayı: 8, Aralık 2014, s. 154-164 ANADOLU DA ANA TANRIÇA KÜLTÜ Özet Ebru ORAL 1 Ana Tanrıça Kültü tarihin en eski dönemlerinden itibaren farklı coğrafyalarda

Detaylı

Mitosta, arkaik anaerkil yapı Ay tanrıçalığı ile Selene figürüyle sürerken, söylencenin logosu bunun tersini savunur. Yunan monarşi-oligarşi ve tiran

Mitosta, arkaik anaerkil yapı Ay tanrıçalığı ile Selene figürüyle sürerken, söylencenin logosu bunun tersini savunur. Yunan monarşi-oligarşi ve tiran Ay tanrıçası Selene, Yunan mitolojisinde, Güneş tanrısı Helios un kız kardeşidir. Ay ı simgeler. Selene de Helios gibi bir arabayla dolaşırdı. Selene nin arabasını iki at, katır ya da boğa çekerdi. Zeus

Detaylı

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu Prof. Dr. Bülent Yılmaz Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü E-posta : byilmaz@hacettepe.edu.tr

Detaylı

YERYÜZÜNDE YAŞAM ANADOLU VE MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI

YERYÜZÜNDE YAŞAM ANADOLU VE MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI YERYÜZÜNDE YAŞAM ANADOLU VE MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI ANADOLU VE MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI YUNAN ANADOLU MEZAPOTAMYA İRAN MISIR HİNT ANADOLU VE MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI GENEL ÖZELLİKLERİ: 1- Genellikle iklim

Detaylı

PROTOHİSTORYA VE ÖNASYA ARKEOLOJİSİ ANABİLİM DALI 2015-2016 LİSANS EĞİTİM PROGRAMI

PROTOHİSTORYA VE ÖNASYA ARKEOLOJİSİ ANABİLİM DALI 2015-2016 LİSANS EĞİTİM PROGRAMI ANADAL EĞİTİM PROGRAMI ZORUNLU DERSLERİ 1. SINIF 1. YARIYIL 1 2 YDİ 101 YDA 101 YDF 101 GUS 101 GUS 103 HYK 101 BED 101 3 ATA 101 Temel Yabancı Dil İngilizce/ Basic English Temel Yabancı Dil Almanca/ Basic

Detaylı

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU 23.9.2017 Arkeoloji Bölümü Düzey Teori Uyg. Lab. AKTS ARK101 - Arkeolojiye Giriş I L 2 0 0 4 Arkeoloji bilimine alt yapı

Detaylı

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU 27.2.2017 Arkeoloji Bölümü Düzey Teori Uyg. Lab. AKTS ARK101 - Arkeolojiye Giriş I L 2 0 0 4 Arkeoloji bilimine alt yapı

Detaylı

MAMURT KALE DE METER ASPORDENE KÜLTÜ *

MAMURT KALE DE METER ASPORDENE KÜLTÜ * Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi 46, 1 (2006) 211-222 MAMURT KALE DE METER ASPORDENE KÜLTÜ * Hüseyin Üreten ** Özet Bu makale, önemli bir yerel kült olan Meter Aspordene ve tanrıçanın

Detaylı

2015-2016 ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ KESİNLEŞMİŞ HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT

2015-2016 ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ KESİNLEŞMİŞ HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT CUMA PERŞEMBE ÇARŞAMBA SALI PAZARTESİ 2015-2016 ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ KESİNLEŞMİŞ HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT 1.SINIF 2.SINIF 3.SINIF 4.SINIF 08.00-09.00 ARK437 Arkeoloji Uygulamaları

Detaylı

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur. Çekerek ırmağı üzerinde Roma dönemine ait köprüde şehrin bu adı ile ilgili kitabe bulunmaktadır. Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur. Antik Sebastopolis

Detaylı

URARTULAR. topografik özelliklerinden dolayı federasyon üyelerinin birbirleriyle bağları gevşekti.

URARTULAR. topografik özelliklerinden dolayı federasyon üyelerinin birbirleriyle bağları gevşekti. E T KİNLİK 5 URARTULAR U Y G A R L I K L A R T A R İ H İ - I A Y D A N D E M İ R K U Ş K AY N A K 1 : 178 (Lloyd, Seton, Türkiye nin Tarihi, Tübitak Yayınları, 2007, s. 106) K AY N A K 2 Hitit İmparatorluğu

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI İÇİNDEKİLER Yunan Uygarlığı Hakkında Genel Bilgi Yunan Dönemi Kentleri Yunan Dönemi Şehir Yapısı Yunan Dönemi

Detaylı

Tarih Öncesi Çağlar - PREHĠSTORĠK DEVĠRLER

Tarih Öncesi Çağlar - PREHĠSTORĠK DEVĠRLER Tarih Öncesi Çağlar - PREHĠSTORĠK DEVĠRLER 1. TaĢ Çağı a) Eski Taş / Kaba Taş (Paleolitik Çağ) = (M.Ö. 2.000.000-10.000) b) Orta Taş / Yontma Taş (Mezolitik Çağ) = (M.Ö. 10.000-8.000) c) Yeni Taş / Cilalı

Detaylı

Uygarlığın Doğuşu ve İlk Çağ Uygarlıkları Video Flash Anlatımı 2.ÜNİTE: UYGARLIĞIN DOĞUŞU VE İLK UYGARLI

Uygarlığın Doğuşu ve İlk Çağ Uygarlıkları Video Flash Anlatımı 2.ÜNİTE: UYGARLIĞIN DOĞUŞU VE İLK UYGARLI Uygarlığın Doğuşu ve İlk Çağ Uygarlıkları Video Flash Anlatımı 2.ÜNİTE: UYGARLIĞIN DOĞUŞU VE İLK UYGARLI 1.KONU: TARİHÎ ÇAĞLARA GİRİŞ 2.KONU: İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI 1.K0NU TARİHİ ÇAĞLARA GİRİŞ İnsan, düşünebilme

Detaylı

İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI

İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI Kelime anlamı İki nehrin arası olan Mezopotamya,

Detaylı

KLA 311 YUNAN ve ROMA İKONOGRAFİSİ APHRODİTE

KLA 311 YUNAN ve ROMA İKONOGRAFİSİ APHRODİTE KLA 311 YUNAN ve ROMA İKONOGRAFİSİ APHRODİTE Doç. Dr. Erhan Öztepe Sunum içerisinde kullanılan görseller telif hakkına sahip olup yalnızca eğitim amaçlıdır. Başka amaçlarla kullanılamaz Yunan tanrılar

Detaylı

A D I Y A M A N Ü N İ V E R S İ T E S İ

A D I Y A M A N Ü N İ V E R S İ T E S İ A D I Y A M A N Ü N İ V E R S İ T E S İ F E N E D E B İ Y A T F A K Ü L T E Sİ A R K E O L O J İ B Ö L Ü M Ü T A N I T I M K İ T A P Ç I Ğ I 2018-2019 İ Ç E R İ K B ö l ü m ü m ü z M i s y o n & V i z

Detaylı

BATI MÜZİĞİ TARİHİ 1. ÜNİTE İLK ÇAĞ DÖNEMİ MÜZİĞİ

BATI MÜZİĞİ TARİHİ 1. ÜNİTE İLK ÇAĞ DÖNEMİ MÜZİĞİ BATI MÜZİĞİ TARİHİ 1. ÜNİTE İLK ÇAĞ DÖNEMİ MÜZİĞİ İÇERİK Müzikoloji nedir? Müzik tarihinin Müzikoloji içindeki yeri Müzik tarihinin temel kavramları Etimoloji (Müzik kelimesinin kökeni) Kültürel evrim

Detaylı

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS İÇERİKLERİ

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS İÇERİKLERİ ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS İÇERİKLERİ I. SINIF (I. ve II. Yarıyıl) ARK 101-102 Arkeolojiye Giriş I-II (2) AKTS (3) Arkeolojinin tanımı, amacı, sınırları ve

Detaylı

Latmos Dağları / Beşparmak Dağları Benzersiz bir doğal/kültür alanı kaybolmanın eşiğinde

Latmos Dağları / Beşparmak Dağları Benzersiz bir doğal/kültür alanı kaybolmanın eşiğinde Latmos Dağları / Beşparmak Dağları Benzersiz bir doğal/kültür alanı kaybolmanın eşiğinde 1. Ege kıyılarından bir görünüş. 2. Bafa Gölü nün güneyinden göle bakış. Önde MS 13. yy Bizans Dönemi ne ait bir

Detaylı

Th. Bossert, B. Alkım ve H. Çambel tarafından yapılan yüzey araştırmaları sırasında tespit edilmiştir.

Th. Bossert, B. Alkım ve H. Çambel tarafından yapılan yüzey araştırmaları sırasında tespit edilmiştir. KARATEPE Çambel, H., 1948, Karatepe. An Archaeological Introduction, Oriens I. pp.147-162 Çambel, H., 1949, Karatepe., Belleten XIII/49. s.21-34. Bossert, Th., Alkım, U.B., Çambel, H., 1950, Karatepe Kazıları

Detaylı

İnsanların var oluşundan yazının icadına kadar olan döneme denir. Tarih öncesi devirlerin birbirinden

İnsanların var oluşundan yazının icadına kadar olan döneme denir. Tarih öncesi devirlerin birbirinden Tarih Öncesi Devirlerde Anadolu Video Ders Anlatımı TARİH ÖNCESI DEVİRLERDE ANADOLU Türkiye tarih öncesi devirlerde üzerinde birçok medeniyet kurulan çok önemli bir yerleşim merkeziydi. Ülkemizin tarihi

Detaylı

KLA 311 YUNAN ve ROMA İKONOGRAFİSİ DEMETER

KLA 311 YUNAN ve ROMA İKONOGRAFİSİ DEMETER KLA 311 YUNAN ve ROMA İKONOGRAFİSİ DEMETER Doç. Dr. Erhan Öztepe Sunum içerisinde kullanılan görseller telif hakkına sahip olup yalnızca eğitim amaçlıdır. Başka amaçlarla kullanılamaz DEMETER DEMETER büyük

Detaylı

TANER ÖZDEMİR TÜRK TELEKOM NURETTİN TOPÇU SOSYAL BİLİMLER LİSESİ TARİH ÖĞRETMENİ ZAMAN VE TAKVİM

TANER ÖZDEMİR TÜRK TELEKOM NURETTİN TOPÇU SOSYAL BİLİMLER LİSESİ TARİH ÖĞRETMENİ ZAMAN VE TAKVİM ZAMAN VE TAKVİM Takvim zamanı günlere, aylara, yıllara bölme metoduna takvim adı verilir. DİKKAT: Takvimlerin ortaya çıkmasında insanların ekonomik uğraşları önemlidir. UYARI: Hicri takvimin başlangıcı

Detaylı

Yrd.Doç.Dr. MURAT ÇEKİLMEZ

Yrd.Doç.Dr. MURAT ÇEKİLMEZ Yrd.Doç.Dr. MURAT ÇEKİLMEZ Arkeoloji Bölümü Klasik Eğitim Bilgileri Arkeoloji Bölümü 2001-2005 Lisans Adnan Menderes Üniversitesi Arkeoloji Pr. 2005-2008 Yüksek Lisans Adnan Menderes ÜniversitesiSosyal

Detaylı

COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI

COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI Fen Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü 4. Sınıf öğrencilerine yönelik olarak Arazi Uygulamaları VII dersi kapsamında Yrd. Doç. Dr.

Detaylı

Administrator tarafından yazıldı. Perşembe, 18 Ağustos :29 - Son Güncelleme Perşembe, 18 Ağustos :42

Administrator tarafından yazıldı. Perşembe, 18 Ağustos :29 - Son Güncelleme Perşembe, 18 Ağustos :42 Antik Çağda Söke'yi bilmek için Antik Çağda Türkiye'yi bilmek gerekir ESKİ ÇAĞLARDA TÜRKİYE VE ÇEVRESİ A. ESKİ ÇAĞLARDA TÜRKİYE 1. Türkiye'nin Tarih Öncesi Dönemlerini Aydınlatan Merkezler Anadolu: Küçük

Detaylı

Urla / Klazomenai Kazıları

Urla / Klazomenai Kazıları Urla / Klazomenai Kazıları Oniki İon kenti arasında anılan Klazomenai, Urla-Çeşme yarımadasının kuzey kıyısında, İzmir Körfezi'nin ortalarında yer almaktadır. Klazomenai arazisinin (khora) doğuda Smyrna

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : İLKÇAĞ TARİHİ Ders No : 0020100003 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim

Detaylı

Turizmde Arz (Tarihsel Çekicilikler)

Turizmde Arz (Tarihsel Çekicilikler) Turizmde Arz (Tarihsel Çekicilikler) TARİH Miras ilişkileri T O P L U M MİRAS K Ü L T Ü R DOĞA ÇEVRE MİRASIN KAPSAMI MİRAS ÇEKİCİLİKLERİ ÇEVRE MEKAN YER İNSAN PEYZAJLAR YAPISAL UNSURLAR ÇALIŞMA ALANLARI

Detaylı

ANA TANRIÇA KÜLTÜ Elif Ersoy

ANA TANRIÇA KÜLTÜ Elif Ersoy ANADOL U A Y D I N L A N M A V A K F I 1 ANA TANRIÇA KÜLTÜ Elif Ersoy "Bir zamanlar, Gökler, denizler ve kayalar, Birbirlerinden ayırt edilemeyecek halde imişler. Fakat birdenbire ortada bir musiki ötmüş;

Detaylı

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI TÜRKİYE DOĞAL VE KÜLTÜREL VARLIKLARI ENVANTERİ ENV. NO. 58.01.0.02 ÇİMENYENİCE KÖYÜ, KÖROĞLU TEPELERİ, I39-a4 MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI İL SİVAS İLÇE HAFİK MAH.-KÖY VE MEVKİİ Çimenyenice Köyü GENEL

Detaylı

Prof.Dr. ASLI SARAÇOĞLU

Prof.Dr. ASLI SARAÇOĞLU Prof.Dr. ASLI SARAÇOĞLU Arkeoloji Bölümü Klasik Eğitim Bilgileri 1985-1989 Lisans Atatürk Üniversitesi 1989-1991 Yüksek Lisans Atatürk Üniversitesi 1992-1997 Doktora Atatürk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü

Detaylı

Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak bulunurdu. Yönetim binası, resmî yapılar ve pazar meydanları tapınağın etrafında yer alırdı.

Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak bulunurdu. Yönetim binası, resmî yapılar ve pazar meydanları tapınağın etrafında yer alırdı. M.Ö 2000 den itibaren Eski Yunan da ve Ege de polis adı verilen şehir devletleri ortaya çıkmıştır. Bunlardan en önemlileri Atina,Sparta,Korint,Larissa ve Megara dır. Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak

Detaylı

TARİHİN BAŞLANGICI ve ÇAĞLAR

TARİHİN BAŞLANGICI ve ÇAĞLAR Alper ERCAN 6/B 112 TARİHİN BAŞLANGICI ve ÇAĞLAR M.Ö. 3200 yılında yazının bulunuşu ile o dönemlerin insanları hakkında bilgilerimiz hızla artmıştır. Bilim adamları da insanlık tarihini yazılı yazısız

Detaylı

Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi Journal of Book Notices, Reviews and Translations

Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi Journal of Book Notices, Reviews and Translations www.libridergi.org Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi Journal of Book Notices, Reviews and Translations SAYI IV (2018) T. AKÇAY, Yunan ve Roma da Ölü Kültü. Ankara 2017. Bilgin Kültür Sanat Yayınları,

Detaylı

ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ II. TASLAK HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT

ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ II. TASLAK HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT CUMA PERŞEMBE ÇARŞAMBA SALI PAZARTESİ 2015-2016 ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ II. TASLAK HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT 1.SINIF 2.SINIF 3.SINIF 4.SINIF -ABCDEFGHIJK 10.00-11.00 MÜZ151 Müziğin

Detaylı

Yazı Menu. 1 - Anadolu Uygarlıkları. Hititler. Frigyalılar. Lidyalılar. Urartular. İyonyalılar. 2 - Kültür ve Uygarlık. Devlet Yönetimi.

Yazı Menu. 1 - Anadolu Uygarlıkları. Hititler. Frigyalılar. Lidyalılar. Urartular. İyonyalılar. 2 - Kültür ve Uygarlık. Devlet Yönetimi. Yazı Menu 1 - Anadolu Uygarlıkları Hititler Frigyalılar Lidyalılar Urartular İyonyalılar 2 - Kültür ve Uygarlık Devlet Yönetimi Din ve İnanış 1 / 12 Sosyal ve Ekonomik Hayat Yazı-Dil-Bilim-Sanat 3 - Uygarlıkların

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Tarihteki Önemli Buluşlar Bilim, Türk ve İslam Devletlerinde yaşayan bilginler ile yükseliyor Coğrafi Keşifler...

İÇİNDEKİLER. Tarihteki Önemli Buluşlar Bilim, Türk ve İslam Devletlerinde yaşayan bilginler ile yükseliyor Coğrafi Keşifler... 4. ÜNİTE İÇİNDEKİLER Tarihteki Önemli Buluşlar... 6 Bilim, Türk ve İslam Devletlerinde yaşayan bilginler ile yükseliyor...21 Coğrafi Keşifler... 26 Rönesans... 32 Reform... 36 Mucitler... 43 Düşünce, sanat

Detaylı

TARİH 1.

TARİH 1. TARİH 1 16.02.2017 ARİF ÖZBEYLİ ERBAA ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ TARİHİ ÇAĞLARA GİRİŞ... VE,TARİH YAZIYLA BAŞLAR TARİHİ ÖNCESİ DEVİRLER Taş Devri (MÖ.600.000-5500) Kalkolitik Dönem (MÖ.5500-2500) Maden Devri

Detaylı

T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLGİLER ENSTİTÜSÜ TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLGİLER ENSTİTÜSÜ TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLGİLER ENSTİTÜSÜ TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI I. YARIYIL II. YARIYIL Adı Adı TAR 501 Eski Anadolu Kültür 3 0 3 TAR 502 Eskiçağda Türkler 3 0 3 TAR 503 Eskiçağ Kavimlerinde

Detaylı

Th. Bossert, B. Alkım ve H. Çambel tarafından yapılan yüzey araştırmaları sırasında tespit edilmiştir.

Th. Bossert, B. Alkım ve H. Çambel tarafından yapılan yüzey araştırmaları sırasında tespit edilmiştir. KARATEPE Çambel, H., 1948, Karatepe. An Archaeological Introduction, Oriens I. pp.147-162 Çambel, H., 1949, Karatepe., Belleten XIII/49. s.21-34. Bossert, Th., Alkım, U.B., Çambel, H., 1950, Karatepe Kazıları

Detaylı

TARİH BOYUNCA EKMEK. Dr. Ahmet UHRİ Ege Üniversitesi Arkeolog, Gıda Mühendisi, Öğretim Üyesi

TARİH BOYUNCA EKMEK. Dr. Ahmet UHRİ Ege Üniversitesi Arkeolog, Gıda Mühendisi, Öğretim Üyesi TARİH BOYUNCA EKMEK Dr. Ahmet UHRİ Ege Üniversitesi Arkeolog, Gıda Mühendisi, Öğretim Üyesi DIŞARIDA BİR DİLİM EKMEK GİBİYDİ GÖK İlhan Berk (Bir kıyı kahvesinde) LEŞ YİYİCİLİKTEN TAHIL DEVRİMİNE GİDEN

Detaylı

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DOKTORA PROGRAMI DERSLER VE KUR TANIMLARI

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DOKTORA PROGRAMI DERSLER VE KUR TANIMLARI TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DOKTORA PROGRAMI DERSLER VE KUR TANIMLARI GÜZ DÖNEMİ DERSLERİ Kodu Dersin Adı Statüsü T P K AKTS TAE 700 Özel Konular Z 5 0 0 30 TAE 701 Kültür Kuramları ve Türkiyat Araştırmaları

Detaylı

MED SANATI: Arkeolojik kaynaklar ise çok sınırlıdır. Iran arkeolojisinde Demir Devri I I I. safhasıdır (Orta Batı İran da: ).

MED SANATI: Arkeolojik kaynaklar ise çok sınırlıdır. Iran arkeolojisinde Demir Devri I I I. safhasıdır (Orta Batı İran da: ). MED SANATI: Arkeolojik kaynaklar ise çok sınırlıdır. Iran arkeolojisinde Demir Devri I I I. safhasıdır (Orta Batı İran da: 850-500). Ö n e m l i M e d merkezleri: Nush-i Jan, Godin II Safha, ve Baba Jan

Detaylı

Anadolu Medeniyetleri Kaynakçası

Anadolu Medeniyetleri Kaynakçası Anadolu Medeniyetleri Kaynakçası Murat, L. (2008). "Hitit Tarihi-Cografyasında Hakmiš ve İštahara Ülkelerinin Konumu". Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları

Detaylı

Lidyalılar Batı Anadolu'da hala etkin olan Kimmerleri Kızılırmak'ın ötesine sürerek bu tehlikeye kalıcı olarak son vermişlerdir.

Lidyalılar Batı Anadolu'da hala etkin olan Kimmerleri Kızılırmak'ın ötesine sürerek bu tehlikeye kalıcı olarak son vermişlerdir. Lidyalılar Lidya nın Ege kıyılarından doğuda Göller Bölgesi'ne, kuzeyde Gediz Irmağı havzasından güneyde Muğla bölgesine kadar olan alanı kapladığı kabul edilir. Hitit Krallığı'nın yıkılıncaya kadar ilgi

Detaylı

Doğu Akdeniz de Tarım ve Şehirleşme Süreci. Elif Ünlü Boğaziçi Üniversitesi - Tarih Bölümü

Doğu Akdeniz de Tarım ve Şehirleşme Süreci. Elif Ünlü Boğaziçi Üniversitesi - Tarih Bölümü Doğu Akdeniz de Tarım ve Şehirleşme Süreci Elif Ünlü Boğaziçi Üniversitesi - Tarih Bölümü Arkeoloji insanların kültürlerini ortaya çıkarıp, belgelemek ve analizlerini yapmak suretiyle maddi kültür ve çevresel

Detaylı

Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25).

Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25). Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25). Tarihsel süreç içinde aile kavramının tanımı, yapısı, türleri

Detaylı

YAKIN DOĞU ARKEOLOJİSİ / GEÇ-HİTİT KRALLIĞI

YAKIN DOĞU ARKEOLOJİSİ / GEÇ-HİTİT KRALLIĞI YAKIN DOĞU ARKEOLOJİSİ / GEÇ-HİTİT KRALLIĞI Timothy P. Harrison PATİNA KRALLIĞI NIN BAŞKENTİ TELL TAYINAT Kazı çalışmaları, bit hilani olarak adlandırılan birkaç büyük saray kompleksini ve zarif bir şekilde

Detaylı

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir. Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir. Kuzeyde Sırbistan ve Kosova batıda Arnavutluk, güneyde Yunanistan,

Detaylı

THRAKİA DA ANA TANRIÇA KÜLTÜ

THRAKİA DA ANA TANRIÇA KÜLTÜ T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ THRAKİA DA ANA TANRIÇA KÜLTÜ GAMZE POLAT TEZ DANIŞMANI YRD. DOÇ. DR. IŞIK ŞAHİN EDİRNE 2013 i İÇİNDEKİLER

Detaylı

KLA 311 YUNAN ve ROMA İKONOGRAFİSİ HADES

KLA 311 YUNAN ve ROMA İKONOGRAFİSİ HADES KLA 311 YUNAN ve ROMA İKONOGRAFİSİ HADES Doç. Dr. Erhan Öztepe Sunum içerisinde kullanılan görseller telif hakkına sahip olup yalnızca eğitim amaçlıdır. Başka amaçlarla kullanılamaz Yeraltındaki ölüler

Detaylı

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları Yrd. Doç. Dr. Yiğit H. Erbil, Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı

Detaylı

000579F.KULAKOĞLU 11/28 URARTU. ÖLÜ GÖMME GELENEKLERI ve MEZAR MİMARLIĞI F.KULAKOĞLU000579AÜ /28

000579F.KULAKOĞLU 11/28 URARTU. ÖLÜ GÖMME GELENEKLERI ve MEZAR MİMARLIĞI F.KULAKOĞLU000579AÜ /28 000579F.KULAKOĞLU 11/28 URARTU ÖLÜ GÖMME GELENEKLERI ve MEZAR MİMARLIĞI F.KULAKOĞLU000579AÜ00057911/28 ÖLÜ GÖMME GELENEKLERI 000580F.KULAKOĞLU 11/28 İki tarzda ölü gömme geleneği: 1.Yakmadan ve 2. yakarak.

Detaylı

AKSARAY ÜNİVERSİTESİ SABİRE YAZICI FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ LİSANS DERS KATALOĞU I.SINIF 1.YARIYIL ZORUNLU DERSLER (1.

AKSARAY ÜNİVERSİTESİ SABİRE YAZICI FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ LİSANS DERS KATALOĞU I.SINIF 1.YARIYIL ZORUNLU DERSLER (1. AKSARAY ÜNİVERSİTESİ SABİRE YAZICI FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ LİSANS DERS KATALOĞU I.SINIF 1.YARIYIL ZORUNLU DERSLER (1.DÖNEM) ARK 101 Prehistorik Arkeoloji Terminolojisi I 2 0 2 3 ARK 103

Detaylı

Arap Yarımadasından Mezopotamya'ya gelen Sami kökenli bir kavimdir.

Arap Yarımadasından Mezopotamya'ya gelen Sami kökenli bir kavimdir. Akadlar,Babiller,Asurlular ve Elamlılar Video Ders Anlatımı AKADLAR M.Ö. 2350 2150 Arap Yarımadasından Mezopotamya'ya gelen Sami kökenli bir kavimdir. Samiler tarafından Orta Mezopotamya da Kral Sargon

Detaylı

Frig Uygarlığı Mimarisi

Frig Uygarlığı Mimarisi Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Mimarlık Bilgisi Dersi Frig Uygarlığı Mimarisi İçindekiler Frigya Krallığı (Slayt 3-5) Frigya nın Bıraktığı Önemli Eserler1 (Slayt 6-7) Frigya

Detaylı

bilgilerle feminizm hakkında kesin yargılara varıp, yanlış fikirler üretmişlerdir. Feminizm ya da

bilgilerle feminizm hakkında kesin yargılara varıp, yanlış fikirler üretmişlerdir. Feminizm ya da YANLIŞ ALGILANAN FİKİR HAREKETİ: FEMİNİZM Feminizm kelimesi, insanlarda farklı algıların oluşmasına sebep olmuştur. Kelimenin anlamını tam olarak bilmeyen, merak edip araştırmayan günümüzün insanları,

Detaylı

Antik Yunan Kentleri (Polis)

Antik Yunan Kentleri (Polis) Antik Yunan Kentleri (Polis) Batı dünyasında gerçek anlamıyla kentin gelişmesi ise Antik Yunan kentleri ile başlamıştır. Atina, Korent, Isparta, Siraküza ve Miletos gibi kentler, hem askeri ve ticari bir

Detaylı

İktisat Tarihi II. IV. Hafta

İktisat Tarihi II. IV. Hafta İktisat Tarihi II IV. Hafta İnsan Bilgisinde Devrim - devam Çağdaş yabanlarda olduğu gibi eski çağlarda tıp kuramının özü büyüydü. II. Devrimden sonra Babil de doktorlar aynı zamanda rahipti. Mısır da

Detaylı

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders Dr. İsmail BAYTAK Orta Asya Tarihine Giriş Türk Adının Anlamı: Türklerin Tarih Sahnesine Çıkışı Türk adından ilk olarak Çin Yıllıklarında bahsedilmektedir. Çin kaynaklarında

Detaylı

İlkel Köyden Kente Geçiş Süreci

İlkel Köyden Kente Geçiş Süreci İlkel Köyden Kente Geçiş Süreci Yerleşik Yaşama Geçişte Buğdayın Önemi Buğday dayanıklı bir bitkidir. Zengin toprakta, fakit toprakta yetişir. Uzun süre saklanabilir. Besin değeri zengindir. Çeşitli şekillerde

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI KASIM EKİM 07-08 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı TARİH VE TARİH YAZICILIĞI

Detaylı

GÜZ DÖNEMİ SEÇMELİ DERS LİSTESİ

GÜZ DÖNEMİ SEÇMELİ DERS LİSTESİ V. Bilgi Kitapçığı (Program Katalogu Bilgileri) Program Tanıtımı Programı farklı yönlerden ( misyon, amaçlar, hedefler, programın gücü, mezunlar için fırsatlar vb. açılarından), akademik bir bakış açısıyla

Detaylı

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız Disiplinlerüstü Temalar Kim Olduğumuz Bulunduğumuz mekan ve zaman Kendimizi ifade etme Kendimizi Gezegeni paylaşmak Bireyin kendi doğasını sorgulaması, inançlar ve değerler, kişisel, fiziksel, zihinsel,

Detaylı

TÜRK-ALMAN EGITIM PLATFORMU 1. `EGITIM FUARI BASARILI GEÇTI

TÜRK-ALMAN EGITIM PLATFORMU 1. `EGITIM FUARI BASARILI GEÇTI Portal Adres TÜRK-ALMAN EGITIM PLATFORMU 1. `EGITIM FUARI BASARILI GEÇTI : www.euturkhaber.com İçeriği : Haber Tarih : 03.02.2017 : http://euturkhaber.com/turk-alman-egitim-platformu-1-egitim-fuari-basarili-gecti/

Detaylı

İktisat Tarihi II. 2. Hafta

İktisat Tarihi II. 2. Hafta İktisat Tarihi II 2. Hafta İKİNCİ DEVRİMİN BAŞLANGICI İkinci bir devrim kendine yeterli küçücük köyleri kalabalık kentler durumuna getirmiştir. Bu dönemde halk yerleşiktir. Köyün kendisi toprak elverdikçe

Detaylı

tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki

tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki 14.11.2013 tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki Tablo 1 Sosyal BilimlerEnstitüsü İletişim Bilimleri Doktora Programı * 1. YARIYIL 2. YARIYIL İLT 771 SİNEMA ARAŞTIRMALARI SEMİNERİ 2 2 3 10 1

Detaylı

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Journal of the Institute of Social Sciences Sayı Number 1, Bahar Spring 2008, 175-195

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Journal of the Institute of Social Sciences Sayı Number 1, Bahar Spring 2008, 175-195 Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Journal of the Institute of Social Sciences Sayı Number 1, Bahar Spring 2008, 175-195 HİTİT DİNİNDE ARİNNA NIN GÜNEŞ TANRIÇASI VE ONUNLA ÖZDEŞ TUTULAN DİĞER TANRIÇALAR

Detaylı

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS 31. 32. Televizyonda hava durumunu aktaran sunucu, Türkiye kıyılarında rüzgârın karayel ve poyrazdan saatte 50-60 kilometre hızla estiğini söylemiştir. Buna göre, haritada numaralanmış rüzgârlardan hangisinin

Detaylı

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ AST101 ASTRONOMİ TARİHİ 2017-2018 Güz Dönemi (Z, UK:2, AKTS:3) 4. Kısım Doç. Dr. Kutluay YÜCE Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Antik Yunan Bilimi Sokrat Öncesi Dönem

Detaylı

Göbekli. Uygarlık Tarihinin Karakutusu: Bugün Şanlıurfa kent merkezine yaklaşık 15 km uzaklıkta

Göbekli. Uygarlık Tarihinin Karakutusu: Bugün Şanlıurfa kent merkezine yaklaşık 15 km uzaklıkta Uygarlık Tarihinin Karakutusu: Göbekli Yazan: Yrd. Doç. Dr. TULGA ALBUSTANLIOĞLU Bugün Şanlıurfa kent merkezine yaklaşık 15 km uzaklıkta uygarlık tarihi bilgilerimizi altüst edecek önemli bir merkezde

Detaylı

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölümü Bölüm/Program Dersi DERS TANIM BİLGİLERİ Dersin Adı Mimarlık Tarihine Giriş Dersin Kodu Teori Uygulama Laboratuvar AKTS Kredisi

Detaylı

KLA 311 YUNAN ve ROMA İKONOGRAFİSİ APOLLON

KLA 311 YUNAN ve ROMA İKONOGRAFİSİ APOLLON KLA 311 YUNAN ve ROMA İKONOGRAFİSİ APOLLON Doç. Dr. Erhan Öztepe Sunum içerisinde kullanılan görseller telif hakkına sahip olup yalnızca eğitim amaçlıdır. Başka amaçlarla kullanılamaz Yunan tanrılar topluluğunun

Detaylı

Aphrodite nin Kenti Aphrodisias

Aphrodite nin Kenti Aphrodisias Aphrodite nin Kenti Aphrodisias Kenan Eren Yrd. Doç. Dr., Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Aphrodisias antik kenti ve Aphrodisias Müzesi, antik kentte son 50 yılda yoğunlaşan kazı

Detaylı

ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ KESİNLEŞMİŞ HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT

ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ KESİNLEŞMİŞ HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT CUMA PERŞEMBE ÇARŞAMBA SALI PAZARTESİ 2015-2016 ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ KESİNLEŞMİŞ HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT 1.SINIF 2.SINIF 3.SINIF 4.SINIF 08.00-09.00 ARK437 Arkeoloji Uygulamaları

Detaylı

BASIN METNİ 16.01.2012 BEYLİKDÜZÜ MİGROS ALIŞVERİŞ MERKEZİ ÇOCUK KÜLTÜR SANAT FESTİVALİ. Thema Anadolica!

BASIN METNİ 16.01.2012 BEYLİKDÜZÜ MİGROS ALIŞVERİŞ MERKEZİ ÇOCUK KÜLTÜR SANAT FESTİVALİ. Thema Anadolica! BASIN METNİ 16.01.2012 BEYLİKDÜZÜ MİGROS ALIŞVERİŞ MERKEZİ ÇOCUK KÜLTÜR SANAT FESTİVALİ Thema Anadolica! ECE TÜRKİYE - BEYLİKDÜZÜ MİGROS ALIŞVERİŞ MERKEZİ NDE UNUTULMAZ BİR KÜLTÜR-SANAT SERÜVENİ Thema

Detaylı

2015-2016 GÜZ YARIYILI ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ 1. ÖĞRETİM HAFTALIK DERS PROGRAMI PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA 08-30 09-00 ARK131

2015-2016 GÜZ YARIYILI ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ 1. ÖĞRETİM HAFTALIK DERS PROGRAMI PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA 08-30 09-00 ARK131 I.SINIF 2015-2016 GÜZ YARIYILI ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ 1. ÖĞRETİM HAFTALIK DERS PROGRAMI 08-30 09-00 ARK131 Minos ve Myken Çağı Mimarlığı 09 15 ARK131 10 15 Minos ve Myken Çağı Mimarlığı 10 30 11 00 ARK101 Arkeolojiye

Detaylı

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR Mit, Mitoloji, Ritüel DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Kelime olarak Mit Yunanca myth, epos, logos Osmanlı Türkçesi esâtir, ustûre Türkiye Türkçesi: söylence DR. SÜHEYLA SARITAŞ

Detaylı

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı SANAT TARİHİ I Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı Ege coğrafyası: - Ege dünyası M.Ö. 16. yüzyıldan M.Ö. 1200 e kadar Miken çağının etkisinde kalmıştır. - M.Ö. 1200-1050 yılları arası Batı

Detaylı

M.Ö. 1200' LERDEN GÜNÜMÜZE ANADOLU UYGARLIKLARI

M.Ö. 1200' LERDEN GÜNÜMÜZE ANADOLU UYGARLIKLARI M.Ö.. 1200' LERDEN GÜNÜMÜZE G ANADOLU UYGARLIKLARI M.Ö.. II. binin sonlarında, nda, boğazlar üzerinden Anadolu'ya olan Deniz Kavimleri GöçG öçleri köklk klü değişikliklere ikliklere neden olur. Anadolu'nun

Detaylı

İlk insan topluluklarının anaerkil düzende bir yaşantılarının olup olmadığı 19. yüzyıldan günümüze dek hala daha tartışılmakta olan bir konudur (1).

İlk insan topluluklarının anaerkil düzende bir yaşantılarının olup olmadığı 19. yüzyıldan günümüze dek hala daha tartışılmakta olan bir konudur (1). ANA TANRIÇA KÜLTÜ "Bir zamanlar, Gökler, denizler ve kayalar, Birbirlerinden ayırt edilemeyecek halde imişler. Fakat birdenbire ortada bir musiki ötmüş; Gökler ve denizler gene bir kâinat teşkil etmekle

Detaylı

HELEN VE ROMA UYGARLIKLARI

HELEN VE ROMA UYGARLIKLARI HELEN VE ROMA UYGARLIKLARI DERS NOTLARI-ŞİFRE ETKİNLİK TANER ÖZDEMİR DETAY TARİHÇİ TÜRK TELEKOM NURETTİN TOPÇU SOSYAL BİLİMLER LİSESİ TARİH ÖĞRETMENİ HELEN UYGARLIĞI Makedonyalı İskender in doğu ile batı

Detaylı

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ ANABİLİM DALI DERS KATALOĞU

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ ANABİLİM DALI DERS KATALOĞU ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ ANABİLİM DALI DERS KATALOĞU 20.9.2017 Arkeoloji Programı Düzey Teori Uyg. Lab. AKTS ARKE501 - Antik Çağ Yontu Sanatı I YL 3 0 0 5 Understanding

Detaylı

Sikkeler: (Sağda) Tanrısal gücün simgesi Ammon/Zeus un koç boynuzuyla betimlenen İskender. (Solda) Elinde kartal ve asa tutan Tanrı Zeus

Sikkeler: (Sağda) Tanrısal gücün simgesi Ammon/Zeus un koç boynuzuyla betimlenen İskender. (Solda) Elinde kartal ve asa tutan Tanrı Zeus T KİNİK 1 ANCAK ÖÜMÜN DURDURABİDİĞİ, DOĞUNUN V BATNN GNÇ İMPARATORU İSKNDR İN KİŞİİĞİ V SRİ K a yn a k 1 : H N U Y G A Amenhotep Tapınağı nda Amon-Ra ve firavun İskender rölyefi R Kay n a k 2 : Ğ Sikkeler:

Detaylı

Anadolu Medeniyetleri Kaynakçası

Anadolu Medeniyetleri Kaynakçası Anadolu Medeniyetleri Kaynakçası Murat, L. (2008). "Hitit Tarihi-Cografyasında Hakmiš ve İštahara Ülkelerinin Konumu". Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları

Detaylı

KLA 109 ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİSİ. 10. Hafta Doç. Dr. Serdar Hakan ÖZTANER KLA ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİ Ege Göçleri Dor Göçleri

KLA 109 ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİSİ. 10. Hafta Doç. Dr. Serdar Hakan ÖZTANER KLA ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİ Ege Göçleri Dor Göçleri KLA 109 ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİSİ 10. Hafta Ege Göçleri Dor Göçleri Kaynakça: R. Drews, Tunç Çağı nın Sonu, (Çev. T.Ersoy-G.Ergin), 2014. A.M. Mansel, Ege ve Yunan Tarihi, 1947. O. Tekin, Eski Yunan

Detaylı

The Byzantine-Era Daily Use Pottery Found in the Thermal Spring in Allianoi

The Byzantine-Era Daily Use Pottery Found in the Thermal Spring in Allianoi ALLIANOI ANTİK ILICASI NDA ÜRETİLEN ERKEN BİZANS DÖNEMİ GÜNLÜK KULLANIM KAPLARI* **Hande YEŞİLOVA Öz Allianoi antik ılıcası içersinde, Geç Roma Erken Bizans Dönemi yerleşiminde bulunan, seramik fırınlarında

Detaylı

Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri (Sumeroloji) Anabilim Dalı, 2001.

Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri (Sumeroloji) Anabilim Dalı, 2001. ÖZGEÇMİŞ YRD. DOÇ. DR. ESMA ÖZ I. Adı Soyadı Esma ÖZ E-posta: (kurum/özel) eoz@ybu.edu.tr; esmao443@gmail.com Cep Telefonu: 0506 934 32 13 İş Adresi: Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Esenboğa Merkez

Detaylı

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı SANAT TARİHİ I Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı Romanesk Sanat Tarihsel arka plan 375 yılındaki Kavimler Göçü'yle başlayan karışıklıklardan sonra Roma İmparatorluğu 395 yılında Doğu ve Batı

Detaylı

ŞAMANİZM DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2

ŞAMANİZM DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2 DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 ŞAMANİZM Şamanizmin tanımında bilim adamlarının farklı görüşlere sahip olduğu görülmektedir. Kimi bilim adamı şamanizmi bir din olarak kabul etse de, kimisi bir kült olarak kabul

Detaylı

ORTA /OLGUN BRONZ ÇAĞ M.Ö

ORTA /OLGUN BRONZ ÇAĞ M.Ö ORTA /OLGUN BRONZ ÇAĞ M.Ö.2500-2000 Anadolu uzun bir duraklama sürecinden sonra Olgun Bronz Çağ da yeniden parlak bir dönem yaşar. Yazı henüz kullanılmamakla birlikte uygarlık üstün bir düzeye ulaşmıştır.

Detaylı

AR&GE BÜLTEN. Kültür Turizmi ve İzmir

AR&GE BÜLTEN. Kültür Turizmi ve İzmir Kültür Turizmi ve İzmir Ümit ÇİÇEK Ege Bölgesi, Anadolu nun batısında, tarihin akışı içerisinde birçok farklı medeniyete ev sahipliği yapmış, suyun hayat verdiği nehirleri ile bereketli ovalara sahip bir

Detaylı