İÇİNDEKİLER Stefan Füle, Egemen Bağış İle Görüştü. Tüm Yetkiler, AB Bakanı nda Toplandı. Dış Ticaret Beklenti Anketi Açıklandı

Transkript

1 İÇİNDEKİLER Stefan Füle, Egemen Bağış İle Görüştü Tüm Yetkiler, AB Bakanı nda Toplandı Dış Ticaret Beklenti Anketi Açıklandı Türkiye deki Reformlara 2,5 Milyar Euro AB Desteği Güney Kıbrıs Dönem Başkanlığı nda AB İle İlişkiler Dondurulacak Türkiye, Rekabet Gücü Siralamasinda 39.Ülke Arnavutluk, Türk Mallarına Gümrük Vergisini Kaldırdı Dünya Ticaret Örgütü nden AB Ticaret Politikasına Dair Değerlendirme Çin in Hammadde İhracat Kısıtlamaları Mercek Altında AB de Perakende Ticaret Hacmi Düşüyor Karayolu Taşımacılığına Yeni Takograf Kuralları Geliyor AB, Bütçesini Hazırladı Avrupa Enerji Verimliliği Fonu Faaliyete Geçti Elektrikli/Elektronik Ekipmanlardaki Tehlikeli Kimyasal Yasağı Genişletildi AB Yeni Gıda Etiketleme Kuralları Getiriyor AB nin Yeni Hedefi, Kolaylaştırıcı Anahtar Teknolojiler AB, Ortak Balıkçılık Politikası nda Reforma Gidiyor

2 STEFAN FÜLE, EGEMEN BAĞIŞ İLE GÖRÜŞTÜ Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle, Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirdiği Türkiye ziyareti çerçevesinde, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış ile görüştü. Yeni hükümetin AB ile ilişkilere ivme kazandırma çabalarını desteklediğini belirten Füle, önümüzdeki dönemin çok daha verimli ve etkin çalışmalarla geçeceği yönündeki beklentisini ortaya koydu. Türkiye nin, Ek Protokol ü uygulamaya koyması (liman ve havaalanlarının Güney Kıbrıs a açılmasını da sağlayacak şekilde) gereğine dikkat çeken Füle, bu yönde bir kararın üyelik sürecine olumlu katkıları olacağını belirtti. AB Bakanı Egemen Bağış ise, ilişkilerde yeni beyaz sayfalar açmak için doğru bir zamanlama olduğuna dikkat çekerken, bunun için diyalog, dayanışma ve dürüstlük gibi unsurların ön plana çıkarılması ve tarafların önyargılarını aşmaları gereğini vurguladı. Bağış, ayrıca, bugün gelinen aşamada AB'nin Türkiye'nin üyeliğini, Türkiye'nin ise AB sürecini Kıbrıs konusuna ipotekleme lüksünün olmadığına dikkat çekti. Füle ile fasılların müzakereye açılmasının önündeki engelleri de görüştüklerini belirten Bağış, Eylül ayında daha kapsamlı bir görüşme için Brüksel'e gideceklerini belirtti. Füle'nin vize ile ilgili bazı yapıcı öneriler sunduğunu da aktaran AB Bakanı, bu önerileri hükümetin diğer üyeleri ve Başbakan Erdoğan ile değerlendirdikten sonra, konuya ilişkin görüşlerini en geç Eylül ayındaki toplantıda AB tarafına ileteceklerini ifade etti. TÜM YETKİLER, AB BAKANI NDA TOPLANDI 8 Temmuz 2011 tarihli Resmi Gazete de yayımlanan 2011/7 sayılı Genelge ile AB makamları ile gerçekleştirilecek tam üyelik müzakerelerinde "Türkiye Cumhuriyeti'nin Avrupa Birliği Nezdindeki Müzakere Heyeti Başkanlığı" ve "Başmüzakereci" görevinin, AB Bakanı Egemen Bağış tarafından yürütülmesi kararlaştırıldı. Bugüne kadar Dışişleri Bakanı tarafından yürütülen Müzakere Heyet Başkanlığı nın da Başmüzakereci konumundaki AB Bakanı na verilmesi üzerine, Avrupa Birliği kurumlarıyla gerçekleştirilecek müzakerelerin tüm koordinasyonu ve yönlendirilmesi AB Bakanlığı nezdinde tek elde toplandı. m&main= DIŞ TİCARET BEKLENTİ ANKETİ AÇIKLANDI Ekonomi Bakanlığı tarafından üçer aylık dönemler halinde uygulanan ve 2011 yılı üçüncü çeyrek beklentilerini içeren en son Dış Ticaret Beklenti Anketi, 18 Temmuz 2011 tarihinde açıklandı. Türkiye nin dış ticaretine yön veren firmaların yakın geçmişe ve mevcut duruma ilişkin değerlendirmeleri ile gelecek döneme yönelik beklentilerini yansıtan söz konusu anket, bu konuda yol gösterici endeksler oluşturuyor. 0 ile 200 arasında değerleri içeren endekste, 100 den büyük değerler, beklentilerin artış yönünde olduğunu, 100 den küçük değerler ise beklentilerde düşüş olduğunu gösteriyor. Ankete göre; İhracat Beklenti Endeksi, 2011 yılının üçüncü çeyreğinde, ikinci çeyreğe göre 20,4 puan azalmış bulunuyor yılının ikinci çeyreğinde 142,9 olan Endeks, üçüncü çeyrekte 122,6 seviyesinde gerçekleşmişti yılının üçüncü çeyreğinde, ikinci çeyreğe oranla, mevsim normallerinin altında ihracat sipariş düzeyine sahip olduklarını belirten firma sayısında bir miktar artış görülürken; firmaların büyük çoğunluğu halihazırda kayıtlı ihracat sipariş düzeyini mevsim normallerinde değerlendiriyor. Öte yandan, İthalat Beklenti Endeksi nde de bu yılın 3. çeyreğinde, 2. çeyreğe göre 8,2 puanlık bir gerileme kaydedildi. 2

3 Firmaların faaliyet gösterdikleri sektörlere ilişkin belirttikleri ilk 3 öncelikli sorun ise; hammadde, ara malı fiyatlarının, enerji ve lojistik maliyetlerinin yüksekliği olarak saptandı. İhracat yapan firmaların %73 ü döviz kurlarının sektörlerini olumsuz etkilediğini kaydederken; ithalatçı firmaların %22 si, döviz kuru nedeniyle ithal fiyatının daha cazip olmasını ithalat nedenleri olarak gösteriyor. Anket ile ilgili yazılı bir açıklama yapan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan; 2011 yılının üçüncü çeyreğinde ihracat beklentisinde yaşanan 20,4 puanlık azalmanın nedeni olarak, Euro bölgesinde Türkiye nin ihracatının önemli bölümünü gerçekleştirdiği birçok ülkenin büyük bir borç krizi eşiğinde olmasını gösterirken; halk ayaklanmaları nedeniyle Libya, Mısır ve Tunus gibi ülkelerde geçici olarak azalan ihracat beklentisinin yeniden yükseleceğini kaydetti yılının Ocak-Mayıs döneminde Afrika ve Ortadoğu ülkelerine 14,7 milyar dolarlık ihracat yapıldığına dikkat çeken Çağlayan, bu bölgelerin Türkiye ihracatının %27 lik bölümünü oluşturduğunu belirtti. Çin, Hindistan, Endonezya gibi diğer Asya ülkelerine de ihracat artış beklentisinin yavaşlayarak sürdüğü kaydedildi. Ekonomi Bakanı, ithalat beklentisinin azalmasında da, Avrupa da yaşanan krizin etkisinin bulunduğuna dikkat çekti. Avrupa bölgesinde yaşanan borç krizinin Yunanistan ve Portekiz gibi görece olarak küçük ülkelerin ardından Avrupa bölgesinin üçüncü ve dördüncü en büyük ekonomileri olan İtalya ve İspanya gibi ülkelere sıçramasının, Türk ihracatçısının siparişlerini etkileyeceği endişesi doğurduğu ve bunun da firmaların ihracat beklentilerinin düşmesine neden olduğu kaydedildi. Türkiye nin Avrupa ülkelerine ihracatı, 2011 yılının Ocak-Mayıs döneminde %57 seviyesinde bulunuyor. TÜRKİYE DEKİ REFORMLARA 2,5 MİLYAR EURO AB DESTEĞİ Avrupa Komisyonu; Arnavutluk, Bosna-Hersek, Yugoslavya, Hırvatistan, İzlanda, Sırbistan, Kosova ve Türkiye de süren reformlara yönelik olarak dönemi için mali destek planlarını tamamladı. Çok Yıllı Endikatif Planlama Belgeleri olarak adlandırılan bu planlar, AB nin Katılım-öncesi Yardım Programı IPA kapsamında sağlanıyor için IPA kapsamındaki mali destek, toplamda 5,5 milyar euro luk bir meblağ oluşturuyor. Diğer ülkelerden daha yüksek oranda bir destek alması öngörülen Türkiye ye tahsis edilen meblağ ise 2,5 milyar euro. Fonların; yargı ve kamu yönetimi reformu, eğitim reformu, bölgesel işbirliği, sivil toplumun güçlendirilmesine yönelik olarak kullanılması öngörülürken; stratejik altyapı projelerine yatırımda bulunulması da planlanıyor. Böylelikle, mali destekten yararlanan ülkelerin, ekonomik krizden kalıcı bir şekilde çıkabilmelerinin sağlanması hedefleniyor. Mevcut IPA fonlarının yaklaşık %10 luk bir dilimi ise, Batı Balkanlar ve Türkiye ile çoktaraflı ilişkilerin güçlendirilmesi ve böylelikle bölgesel işbirliği düzeyinin artırılması için tahsis edilecek. Bu çerçevede dönemi için yaklaşık 521 milyon euro luk bir fon kaynağı ile desteklenecek alanlar, şu şekilde: sınır-ötesi sorunların giderilmesi, daha yakın bir işbirliği aracılıığyla fonların etkinliğinin sağlanması, mevcut araçların güçlendirilmesi ve uzmanlar arasında ağlar oluşturulması. Son yıllarda katılım öncesi yardımın sektörel temelde planlanmasına öncelik veren AB, sağladığı fonlarla, ağırlıklı olarak özel sektörün geliştirilmesine, çevreye, ulaştırmaya, iklim değişikliğiyle mücadele ve enerjiye odaklanıyor. uilanguage=en 3

4 GÜNEY KIBRIS DÖNEM BAŞKANLIĞI NDA AB İLE İLİŞKİLER DONDURULACAK 61. Hükümet'in kurulması sonrası ilk yurtdışı ziyaretini KKTC'ye gerçekleştiren Başbakan Erdoğan, ziyareti öncesi ve sırasında sert mesajlar verdi. Kıbrıs sorununa çözüm bulunmaz ise, Rum kesiminin AB Dönem Başkanı olacağı Temmuz 2012 de, altı ay boyunca AB ile ilişkileri donduracaklarını belirtti. Temmuz ayı başında Kuzey Kıbrıs a gerçekleştirdiği bir ziyaret sırasında, Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da, Güney Kıbrıs tek başına AB Dönem Başkanlığı nı üstlenmeden sorunun çözüme kavuşturulacağını umduğunu belirtmişti. AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ise, bu konuda daha ılımlı bir tablo sergiliyor. Kıbrıs konusunda Türkiye'nin 'bir adım önde olma' politikası sonucunda Rum tarafının da aradaki açığı kapatabilmesi için kendilerine bir fırsat tanımak gerektiğine inandığını belirten Bağış, Kıbrıs konusunda verilen sözlerin tutulmasını beklediklerini vurguladı. Öte yandan, 7 Temmuz günü Cenevre de Kıbrıs ın her iki kesiminin de liderleri arasında yeni bir görüşmeye ev sahipliği yapan BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, bir takvim belirledi. Buna göre; Ekim ayına kadar Kıbrıslı liderlerin, hızlandırılmış görüşmeler çerçevesinde tüm temel konuları müzakere ederek bir plan ortaya koymaları ve Ekim ayında New York ta üçlü bir zirve düzenlenmesi bekleniyor. BM çatısı altında yıl sonuna kadar üstdüzey katılımlı uluslararası bir konferans düzenlenmesi de öngörülürken, konferansa garantör devletlerin (Türkiye, Yunanistan ve İngiltere) ve AB nin de katılması planlanıyor. Konferansın başarılı sonuçlanması durumunda ise, Mayıs ayına kadar adada bir referandum düzenlenmesi öngörülüyor. KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas, 21 Ekim'e kadar devam edecek yoğunlaştırılmış görüşme sürecinin ilk toplantısına 25 Temmuz günü başladı. Bu sırada Avrupa Komisyonu da, Kıbrıs'ta son dönemde yaşanan gelişmelerin üzerine, Kıbrıs'a tam zamanlı bir temsilci atadı. Komisyon Başkanı Jose Manuel Barroso'nun danışmanı olan, daha önce de AB'nin Dış Politika eski yetkilisi Javier Solana'nın danışmanlığını yürütmüş olan Jorge César das Neves, Kıbrıs'taki yarı zamanlı AB Temsilcisi Leopold Maurer'in yerini alacak. TÜRKİYE, REKABET GÜCÜ SIRALAMASINDA 39.ÜLKE Uluslararası Yönetim Geliştirme Enstitüsü (IMD) tarafından 1989 dan beri her yıl hazırlanan Dünya Rekabet Gücü Yıllığı nın 2011 yılı çalışması yayımlandı. Ülkelerin rekabet güçlerini; hükümet etkinliği, ekonomik performans, altyapı ve iş ortamının etkinliği ana başlıkları altında toplanan 331 kritere göre değerlendiren çalışmada, 59 ülke karşılaştırılıyor. Raporda ABD ve Hong Kong, en rekabetçi ülkeler olarak kaydediliyor. Türkiye ise, 2011 Rekabet Gücü araştırmasında, önceki yıla oranla 9 basamak yükselerek 39. sıraya çıktı. Böylelikle Türkiye, Meksika ile birlikte rekabet gücünü en fazla artıran ülke olarak gösteriliyor. Bununla birlikte, yatırım çekme ve ihracat alanlarında Çek Cumhuriyeti, Polonya ve Estonya gibi önemli rakiplerin gerisinde kalan Türkiye, birçok OECD ve AB üyesinin başarı ivmesini de yakalayamadı. 13 basamak yükselerek en büyük başarıyı Hükümet etkinliği kriterinde yakalayan Türkiye, iş ortamının etkinliği kriterinde 7, ekonomik performans kriterinde 4, altyapı kriterinde ise sadece 1 basamak ilerleme kaydetti. 59 ülke arasında ekonomik performans kriterinde 46. sırada bulunan Türkiye, altyapı kriterinde ise 44. sırada yer alıyor Yıllığı na göre; Türkiye nin bir önceki yıla oranla gelişme kaydettiği alanlar; GSYH artışı, doğrudan yabancı yatırım girişi, bütçe açığının önlenmesi, Ar&Ge ve eğitim harcamaları olarak gösteriliyor. Türkiye nin 2010 yılına oranla gerilediği alanlar arasında ise; vergi kaçakçılığı, uygulamadaki patent sayısı, cari açık, hayat pahalılığı ön plana çıkıyor. IMD ye göre Türkiye nin en güçlü olduğu yönler; genç nüfusu, GSYH artışı, döviz kuru istikrarı ve 4

5 piyasa değişiklikleri karşısında şirketlerin uyum kapasitesi. Buna karşın, kadınların işgücüne katılımı, kısa vadeli faiz oranları, gelir vergisi oranları, cari açık, istihdam, enflasyon ve ileri teknoloji ürün ihracatı ise, Türkiye nin henüz zayıf kaldığı yönler olarak belirtiliyor. ARNAVUTLUK, TÜRK MALLARINA GÜMRÜK VERGİSİNİ KALDIRDI AB ye potansiyel aday ülkelerden Arnavutluk, ülkeye girecek Türk mallarına 1 Ağustos 2011 tarihinden itibaren gümrük vergisi uygulamayacağını açıkladı. Karar; Arnavutluk ile Türkiye arasında tesis edilen Serbest Ticaret Anlaşması nın yürürlüğe girmesi dolayısıyla alındı. Türkiye nin en fazla ticaret yaptığı üçüncü ülkeler arasında yer alan Arnavutluk ile gerçekleştirilen Serbest Ticaret Anlaşması nın, iki ülke arasındaki ticaret hacmini önemli oranda artıracağı tahmin ediliyor. DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ NDEN AB TİCARET POLİTİKASINA DAİR DEĞERLENDİRME Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), Avrupa Birliği nin ticaret politikasına ilişkin hazırladığı onuncu değerlendirme raporunu yayımladı yılından beri yaşanan küresel ekonomik ve mali krizlere karşın, AB nin korumacı önlemleri artırmak yerine, pazarını dışarıya açmayı yeğlemesi, DTÖ nün raporundaki olumlu değerlendirmelerin başında geliyor. Öte yandan, son iki yıldır AB nin ticaret politikasında yaşanan şeffaflık da, DTÖ nün övgü ile karşıladığı gelişmelerden biri olarak kaydedildi. AB nin Güney Kore ile imzaladığı Serbest Ticaret Anlaşması nın 1 Temmuz 2011 itibariyle yürürlüğe girmesi, AB nin yeni ticaret stratejisi kapsamında üçüncü ülkelerle serbest ticaret anlaşmaları yapma hedefine ivme kazandırmış bulunuyor. DTÖ nün değerlendirme raporunda ise, AB ye yönelik ithalatın %85 lik diliminin en fazla kayrılan ülke (most favoured nation) kapsamında gerçekleştiğine dikkat çekiliyor. Raporda; Doha müzakere sürecinin ilerlemesine önemli katkılar sağladığı belirtilen AB nin pirinç ve şeker ithalatındaki tarife kotalarını kaldırmasının, gelişmekte olan ülkelerin Avrupa pazarlarına erişim imkanını kolaylaştıran bir unsur olarak altı çiziliyor. Öte yandan, AB nin anti-damping önlemlerine en çok başvuran DTÖ üyeleri arasında yer alması da, raporda önemli bir yer tutuyor yılı başında, AB tarafından 125 farklı anti damping önleminin uygulandığı ve bunların %45 lik bölümünün Çin e karşı olduğu kaydediliyor. AB nin fikri mülkiyet hakları konusundaki girişimlerini artırdığına ve ticari marka kayıt ücretlerini azalttığına dikkat çekilen Rapor da, bu alandaki reformlara karşın, AB nin henüz ortak bir patent sistemi kuramadığına işaret ediliyor. ÇİN İN HAMMADDE İHRACAT KISITLAMALARI MERCEK ALTINDA AB, ABD ve Meksika tarafından Çin e karşı, bu ülkenin bazı hammaddelere (boksit, kok kömürü, flüorit, magnezyum, manganez, silikon metal, silion karbit, sarı fosfor ve çinko) ihracat kısıtlamaları getirdiği gerekçesiyle açılan davada, Dünya Ticaret Örgütü kararını verdi. Kotalar, ihracat vergileri, minimum ihracat fiyat 5

6 sistemi ve ilave prosedürler gibi kısıtlamalar getirilen hammadde kaynaklarından bazıları, dünya üzerinde sadece Çin de bulunuyor. Bu durum ise, Avrupa da yerleşik kimya, çelik, demir-dışı ve metal endüstriler ile bu endüstrilerin müşterileri (ilaç, seramik, elektronik, otomotiv sektörleri vb.) için ciddi endişe kaynağı teşkil ediyor. DTÖ nün, söz konusu kısıtlamaların çevresel nedenlerden ötürü meşru sayılamayacağı ve kaldırılmaları gerektiği yönündeki kararında; ilgili hammaddelerin ticaretine getirilen kısıtlamaların çevre koruma amacına ulaşmakta etkili olamayacağına, keza üretimde de aynı şekilde bir kısıtlamaya gidilmediğine dikkat çekildi. DTÖ ye göre; bir ülke eğer kendi iç piyasasında doğal kaynaklarını sürdürülebilir ve çevre-dostu biçimde kullanmıyorsa, DTÖ kuralları kapsamındaki istisnalardan yararlanamaz. Ayrıca, söz konusu istisnaların, çevreyi koruma adı altında yerel üreticileri uluslararası rekabetten koruma amacıyla kullanılması da mümkün değil. DTÖ nün aldığı bu karar; küresel ticaret sistemi çerçevesinde temel bir unsur olan hammadde tedarikinde serbestlik konusunda Dünya Ticaret Örgütü nün tüm üyelerinin birbirine bağımlı olduğunu bir kez daha göstermiş oldu. Keza, hammaddelere erişimin ayrımcı olmayan bir temelde sağlandığı durumda, tüm ülkelerin kazançlı çıkacağı öngörülüyor. AB DE PERAKENDE TİCARET HACMİ DÜŞÜYOR Perakende ticaret hacmi, 2011 yılı Mayıs ayında, bir önceki aya oranla euro alanında ve AB-27 de %1,1 oranında azaldı. Perakende satış endeksinde bir önceki yılın aynı dönemiyle kıyaslandığında ise Euro alanında %1,9 lük, AB-27 de ise %1,4 lük bir düşüş kaydedildi. Öte yandan, Mayıs 2011 de yiyecek, içecek ve tütün ticaret hacmi, AB-27 de %1,8; euro alanında ise 0,6 lık bir azalma sergilerken, yiyecek dışındaki sektörlerde euro alanında %0,9 luk, AB-27 de ise %1,1 lik bir düşüş yaşandı. Üye ülkeler arasında perakende ticaret hacmindeki en keskin düşüşler ise; %3,7 ile Danimarka da gerçekleşirken, bu ülkeyi %3,1 ile Portekiz ve %2,8 ile Almanya takip etti. En yüksek artışlar ise %3 ile Lüksemburg da, %2 ile Letonya da ve %1,5 ile Malta da gerçekleşti. N&guiLanguage=en KARAYOLU TAŞIMACILIĞINA YENİ TAKOGRAF KURALLARI GELİYOR Avrupa Komisyonu, uydu konumlandırma gibi yeni teknolojik olanaklardan tam olarak yararlanılması için takograf kurallarının gözden geçirilmesine yönelik bir öneri getirdi. Böylelikle, hile yapılmasının daha da zorlaşması ve idari külfetin azalması sonucunda şirketlerin yılda 515 milyon dolarlık bir tasarrufta bulunmaları bekleniyor. Öte yandan, araç kullanma süreleri ve dinlenme dönemlerine dair kurallara daha fazla uyulması yoluyla, sürücülerin daha iyi korunması; yol güvenliğinin artırılması ve adil bir rekabet ortamının tesis edilmesi planlanıyor. Halihazırda Avrupa çapında altı milyon kamyon ve otobüste takograf bulunuyor. Amaç ise; sürücülerin ve taşımacılık şirketlerin, karayolu taşımacılığı mevzuatına uyumunun denetlenmesi yılında, yeni araçlar için dijital takograf zorunluluğu getirilen Avrupa Birliği nde, Komisyon tarafından getirilen yeni öneride ise 1985 ten bu yana geçerli olan yasal çerçevenin günümüz şartlarına uyarlanması amaçlanıyor. Yasa önerisi ile birlikte 6

7 sunulan Tebliğ de, Avrupa Standardizasyon Komitesi CEN in takograf ekipmanlarının bazı parçaları için belirlediği standartların, Komisyon tarafından nasıl kullanılacağı da belirtiliyor. Sunulan öneride birçok yenilik bulunuyor: Uydu konumlandırma sistemi aracılığıyla bulunulan mevkinin tespit edilmesi sayesinde, sürücüler ve karayolu taşımacılığı şirketlerinin yılda 349 milyon dolar düzeyinde kâr elde etmeleri öngörülüyor. Ayrıca, güzergahın daha iyi denetlenmesi ve lojistik zincirinin örgütlenmesi için daha fazla bilgi sağlanması da, bu önerinin getirileri arasında yer alıyor. Uzaktan iletişim sağlanması yoluyla, yol kenarında araçlara yapılan denetimlerin etkinliğinin artırılması hedefleniyor. Bu önerinin, idari külfetlerde yılda 34,5 milyon dolarlık bir düşüş sağlayacağı öngörülüyor. Akıllı taşımacılık sistemlerine eklemlenmek için spesifik bir arayüz oluşturulması. Takograf kalibrasyonu için yüksek standartlar getirilerek hileli uygulamaların önlenmesi. Sürücü ehliyeti ile dijital takografla birlikte kullanılan sürücü kartının birleştirilmesi yoluyla, sürücü kartlarının hileli şekilde kullanımının önlenmesi ve idari maliyetlerde yılda 100 milyon dolarlık bir düşüş hedefleniyor. Takograf spesifikasyonlarının sürekli güncellenmesi yoluyla, yüksek güvenlik seviyesi elde edilmesi planlanıyor. uilanguage=en AB, BÜTÇESİNİ HAZIRLADI Avrupa Komisyonu, AB nin dönemi için çok yıllı mali çerçevesine ilişkin teklifini 29 Haziran da açıkladı. Bütçe teklifine göre; dönemi için, bütçenin, taahhütlerde 1,025 milyar euro (AB Gayrisafi Milli Geliri nin %1,05 i), ödemelerde ise milyar euro (AB Gayrisafi Milli Geliri nin %1 i) olması öneriliyor. AB nin günümüzde karşılaştığı sorunlar ve gelecek dönem ihtiyaçlarına odaklanan bütçe teklifinde, AB çapında katma değer yaratacak ve iç pazarın gelişimine katkıda bulunacak enerji, ulaştırma, bilgi-iletişim teknolojileri projelerine öncelik verilmesi planlanıyor. Bütçede ayrıca, AB nin rekabet gücünü artırmak için araştırma ve inovasyona daha fazla fon ayırmayı hedeflediği göze çarpıyor. Komisyon teklifinde dikkat çeken yeni bir mali araç ise; Avrupa Bağlanıyor (Connecting Europe). Bütçeden ayrılacak 40 milyar euro ve Uyum Fonu ndan aktarılacak 10 milyar euro ile altyapı projelerini desteklemesi öngörülen Fon un, Avrupa çapındaki bağlanabilirliği artırması ve İç Pazar a erişimi kolaylaştırması planlanıyor. Söz konusu mali araç için öngörülen bütçeden 9,1 milyar euro nun enerji sektörüne; 31,6 milyar euro nun ulaştırma sektörüne; 9,1 milyar euro nun ise bilgi ve iletişim teknolojileri sektörüne tahsis edilmesi hedefleniyor. Komisyon, Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı IPA ya bütçesinde 12,5 milyar euro ayırarak; aday ve potansiyel aday ülkelere verilen mevcut desteğin korunacağını gösteriyor. Bununla birlikte; mali yardım kurallarının, her ülkedeki reform ihtiyacı göz önüne alınarak basitleştirilmesi öngörülüyor. Ayrıca, yeni mali dönemde, IPA kapsamında, aday ülkelerin müzakere başlıkları için getirilen kriterleri karşılama konusunda gösterdikleri çabaların ödüllendirilmesi de planlanıyor. Komisyon un IPA ya ilişkin yeni ve ayrıntılı düzenleme teklifini 2011 yılı sonuna kadar sunması bekleniyor. 7

8 Yeni çok yıllı AB bütçesinin daha şeffaf kaynaklara sahip olmasını öngören teklif, üye ükelerin bütçeye doğrudan katkılarının da azaltılmasını planlıyor. Bunun için de, AB nin mali işlem vergisi ile modernize edilmiş KDV den oluşan, kendine ait gelir kaynağını oluşturabileceği bir sistem öneriliyor. Komisyon un teklif ettiği çok yıllı mali çerçevenin yürürlüğe girebilmesi için, Avrupa Parlamentosu ve Konsey in uzlaşısıyla onaylanması gerekiyor. uilanguage=fr AVRUPA ENERJİ VERİMLİLİĞİ FONU FAALİYETE GEÇTİ Avrupa Komisyonu, Avrupa Yatırım Bankası (AYB) ve %70 i İtalyan devletine ait olan Cassa Depositi e Prestiti (CDP) işbirliğinde kurulan ve Avrupa çapında enerji verimliliğini ve yenilenebilir enerji miktarını artıracak projelere mali destek sağlamayı amaçlayan Avrupa Enerji Verimliliği Fonu (European Energy Efficiency Fund) 1 Temmuz itibariyle faaliyete geçti. Fon, kentsel alanlarda en az %20 oranında enerji tasarrufu sağlamayı hedefliyor. Ayrıca, CO 2 ve seragazı emisyonlarının da azaltılmasını öngören Fon un, yenilenebilir enerji projelerine de yatırımda bulunması bekleniyor. Fon dan, ağırlıklı olarak enerji hizmeti veren şirketlerin ve yerel yönetimlerin yararlanması planlanıyor. Fon un projelere vereceği destek ise; ya doğrudan yatırım yoluyla, ya da diğer finans kuruluşlarından kaynak temin etmek suretiyle sağlanacak. Desteklenen projelerden doğabilecek ekonomik riskler için ise, tarafların belli oranlarda katkı sağlamaları planlanıyor. Bunun için Avrupa Komisyonu ndan 125 milyon euro, Avrupa Yatırım Bankası ndan 75 milyon euro, Cassa Depositi e Prestiti den 60 milyon euro ve Deutsche Bank tan 5 milyon euro aktarılması öngörülüyor. ELEKTRİKLİ/ELEKTRONİK EKİPMANLARDAKİ TEHLİKELİ KİMYASAL YASAĞI GENİŞLETİLDİ Avrupa Birliği nde, elektrikli/elektronik ekipmanlarda bulunan ağır metallere ve diğer tehlikeli kimyasallara uygulanan yasak, birçok yeni ürünü kapsayacak şekilde genişletilerek, 21 Temmuz 2011 tarihi itibariyle yürürlüğe girdi. Termostat, tıbbi cihazlar ve kontrol panelleri gibi elektronik ürünlerin güvenliğini artırmayı öngören yeni kurallar, çevreye tehlikeli madde salınımını önlemeyi hedefliyor. Üye ülkelerin, ürün güvenliğinin artırılmasına ilişkin kuralları iç hukuklarına aktarmaları için 18 aylık bir süre tanınıyor. Elektrikli/elektronik ekipmanlardaki tehlikeli maddelerin kısıtlanması direktifinin gözden geçirilmesi sonucu ortaya çıkan yeni kurallar uyarınca, kurşun, civa, kadmiyum, altıdeğerlikli (hexavalent) krom ve alev-geciktirici PBB ler ve PBDE lere yönelik yasak sürüyor. Bunun yanı sıra, düzenlemenin kapsamı; ürün güvenliği açısından daha uygun alternatiflerin bulunduğu durumlarda, tüm elektronik ekipmanı, kabloları ve yedek parçaları da içerecek şekilde genişletiliyor. Yasaklanan madde listesinin ise, düzenli olarak gözden geçirilmesi öngörülüyor. İlk gözden geçirmenin Temmuz 2014 te gerçekleşmesi; kapsamı genişletilen kurallara ise, 2019 itibariyle uyulması hedefleniyor. REACH Tüzüğü ile uyum düzeyinin artırılmasını öngören yeni kurallara imalatçıların uyumunu kolaylaştırmak için, üye ülkelerin iç hukuklarına aktarım terminleri öncesinde Sık Soruların Soruları içeren Kılavuz Belge nin de ( gözden geçirilmesi planlanıyor. uilanguage=en 8

9 AB YENİ GIDA ETİKETLEME KURALLARI GETİRİYOR AB de, tüketicilerin gıda ürünlerine ilişkin bilgilendirilmesini içeren tüzük, 6 Temmuz da Avrupa Parlamentosu tarafından onaylandı. Gıdaların paketlenmesi, etiketlenmesi, ürün bilgilerinin tüketici ihtiyaçlarına göre düzenlenmesi gibi önemli alanlarda iyileştirmeler getiren tüzük; tüketicilerin ürüne dair yeterli bilgiye erişmesini sağlamayı ve paketli, paketsiz ürünler ile restoran gıdalarının ambalajlarında alerjiye neden olacak içeriklere dair açıklamalarda bulunulmasını öngörüyor. Yeni kurallar sayesinde sağlıklı beslenmek isteyen veya diyet yapan tüketiciler, kullandıkları ürünün enerji, yağ, karbonhidrat, şeker, protein, tuz gibi besin değerleri konusunda daha ayrıntılı bilgilendirilecek ve bu bilgilere mümkün olduğu takdirde paketlerin ön yüzünde yer verilecek. İnternet üzerinden yapılan alışverişlerde ise, satın alma işlemi öncesinde tüketiciye ürün bilgilerinin açık bir şekilde sağlanması hedefleniyor. Et ürünlerinin etiketlendirilmesine ilişkin önemli yenilikler getiren AB; tüketilen domuz, koyun, keçi ve kümes hayvanlarının da yetiştirildikleri yerlerle ilgili bilgilerin tüketiciye sağlanmasını öngörüyor. Ancak, söz konusu üretim yerlerinin AB veya üye devlet ismi ile mi belirtileceğine, Konsey in ilgili düzenlemeyi onaylamasını takiben karar verilecek. Bununla birlikte, alkollü ürünlerin ve trans yağların, etiketleme zorunluluğu dışında bırakılması, eleştirilere neden oluyor. Eylül ayında Konsey tarafından kabul edilmesi planlanan düzenlemenin ardınan, 3 yıl içinde kuralların gıda üreticileri tarafından uygulanmaya başlaması şart koşuluyor. uilanguage=fr AB NİN YENİ HEDEFİ, KOLAYLAŞTIRICI ANAHTAR TEKNOLOJİLER AB, sanayinin inovasyon kapasitesini ve rekabet gücünü artırmak ve Avrupa 2020 stratejisi dahilinde akıllı, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme hedeflerine erişmek amacıyla, bir süredir Kolaylaştırıcı Anahtar Teknolojiler (Key Enabling Technologies) alanında araştırmalarda bulunuyor. İleri düzeyde Ar&Ge, hızlı ve entegre inovasyon döngüleri, yüksek sermaye yatırımları ve yüksek vasıflı istihdamın gerektiği, sermaye ve bilgi-yoğun teknolojiler, kolaylaştırıcı anahtar teknolojiler olarak tanımlanıyor. Günümüzde en gelişmiş ürünlerin temelinde; nanoteknoloji, mikro ve nano elektronikler, fotonikler, gelişmiş malzemeler, biyoteknolojiler ve ileri üretim sistemlerinden oluşan kolaylaştırıcı anahtar teknolojilerin bileşimleri bulunuyor. Söz konusu teknolojiler enerjiden taşımacılığa, imalat sanayiinden, kimya sanayii ve çevreye dek birçok stratejik sektör ve alanda kilit rol oynuyorlar. Dolayısıyla, söz konusu teknolojileri üreten ülkeler, küresel rekabette birkaç adım öne çıkıyor. Eylül 2009 da AB çapında kolaylaştırıcı anahtar teknolojilere yönelik ortak bir strateji geliştirilmesi konusunda tebliğ yayımlayan AB, söz konusu tebliğin ardından bu alanda uzun vadeli önceliklerin yer aldığı ortak bir strateji belirlemek için Temmuz 2010 da üst düzey bir uzmanlar grubu oluşturmuştu. Uzmanlar grubu, konuya ilişkin nihai raporunu 28 Haziran 2011 de tamamladı. Avrupa Komisyonu nun raporda ortaya koyulan önerileri değerlendirip gerekli istişare sürecini tamamlamasının ardından, 2012 yılı başında bu konuda kendi raporunu açıklaması öngörülüyor. Raporda, kolaylaştırıcı anahtar teknolojilerin Avrupa ekonomisinde sağlayacağı kayda değer büyüme oranlarına dikkat çekilerek, bu alanlardaki istihdam potansiyelinin son derece yüksek olduğu vurgulanıyor. AB nin bu alanda başarılı olabilmesi için kapsamlı bir inovasyon politikası oluşturması gerektiği kaydedilen raporda, sosyal 9

10 sorunların çözümünde de kolaylaştırıcı anahtar teknolojilerin önemli katkı sağlayabileceği belirtilerek, giderek yaşlanan Avrupa da yaşlı nüfusun hastalıklara yatkınlığı dikkate alındığında, fotonik teknolojilerin erken teşhis ve tedavide sunduğu yeni çözümlere dikkat çekiliyor. Ayrıca, söz konusu teknolojilerin sağlık alanında kullanımının, sağlık harcamalarının da azalmasını sağlayacağı belirtiliyor. Kolaylaştırıcı anahtar teknolojiler konusunda Kuzey Amerika ve Doğu Asya başta olmak üzere giderek artan bir küresel rekabet baskısı ile karşı karşıya olan AB nin, gelecekte bu alandaki sanayi altyapısını güçlendirmesi gereğine dikkat çekiliyor. Raporda, Avrupa çapında fikirlerin piyasaya sunulabilir ürünlere dönüştürülmesi için ise; teknolojik araştırmaya, ürün geliştirilmesine odaklı ürün demonstrasyonuna ve dünya standartlarında ileri teknoloji üretimine dayanan üç ayaklı bir strateji öneriliyor. AB, ORTAK BALIKÇILIK POLİTİKASI NDA REFORMA GİDİYOR Avrupa Komisyonu, Ortak Balıkçılık Politikası nın kapsamlı gözden geçirmesine ilişkin teklifini 13 Temmuz da yayımladı. Teklifte önerilen yeni politika; aşırı avlanmanın önüne geçilmesini ve balık stoklarının tükenmesinin önlenmesini öngörüyor. Böylelikle AB çapında balıkçılık politikasına daha iyi yönetim standartları getirilmesi ve önerilen yeni tedbirlerle sübvansiyonlara bağımlılığın sona erdirilerek, sahil bölgelerinde yeni istihdam fırsatları yaratılması hedefleniyor. Sürdürülebilirlik odaklı reform teklifi, balık stoklarının yeniden üremesini tehlikeye atmayacak düzeyde bir avlanma öngörürken, Komisyon, 2015 yılına kadar tüm balık stoklarının sürdürülebilir düzeylerde tüketilmesi için getirdiği öneri ile, stoklarının büyüklüğünü %70 oranında artırmayı hedefliyor. Balıkların ıskartaya çıkarılması uygulamasını sonlandırmak isteyen Komisyon; balıkçıların tuttukları tüm ticari balık türlerini karaya çıkarmaları şartını getirirken, normalin altında boyutlara sahip balıkların insan tüketimi için satılması yasaklanıyor. Önerilen yeni tedbirlerin oluşturduğu yasal çerçeve sayesinde; deniz ürünleri üretim ve arzının artması, ithal ürünlere bağımlılığın azalması ve kıyı bölgelerde büyümenin desteklenmesi hedefleniyor. Ayrıca, sektörün sorunlarına dair önerilerde bulunmak üzere bir Su Ürünleri Danışma Konseyi kurulması öngörülüyor. Öte yandan, yeni politikanın hedeflerine ulaşabilmesi için yeni bir piyasa politikası oluşturulması ve bu çerçevede etiketleme, kalite, izlenebilirlik standartları geliştirilmesi de öneriler arasında bulunuyor. Komisyon un Kasım ayında denizcilik ve balıkçılık politikasına yönelik yeni bir fon mekanizması oluşturması; dönemini kapsayacak 6,7 milyar Euro bütçeli Avrupa Denizcilik ve Balıkçılık Fonu nun sürdürülebilirlik hedeflerini desteklemesi öngörülüyor. Taslağın, Avrupa Parlamentosu ve Konsey tarafından önümüzdeki dönemde görüşülüp, 2013 yılı başında yürürlüğe girmesi planlanıyor. Bununla birlikte, sektörün değişikliklere uyum sağlayabilmesi için, uygulamanın aşamalı olarak hayata geçirilmesi bekleniyor. uilanguage=en 10