-BİRİNCİ BÖLÜM HADİSLERİNİLK YAZILI KAYNAKLAR

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "-BİRİNCİ BÖLÜM HADİSLERİNİLK YAZILI KAYNAKLAR"

Transkript

1 -BİRİNCİ BÖLÜM HADİSLERİNİLK YAZILI KAYNAKLAR Hadislerin tedvin tarihi bakımından mebdere pek yakın sayılamayacak bir devreni mahsulü olan Buhârî nin el-câmi u ş-şahîh nin veya bu mahiyette hadis mecmualarını kaynaklarını araştırılması, hadis mecmualarını kaynaklarını araştırılması, hadis edebiyatını birçok meselesini izahıyla sık sıkıya alâkalıdır. Hadislerin ilk defa yazı ile tespiti, tespit edilen malzemenin toplanması -veya kendine has tabiriyle tedvini- ve nihayet muayyen bablar halinde tasnifi, bahis konusu hadis mecmualarını teşekkülüne kadar geçen tekâmül safhalarını ifade eder. Kaynaklarını tespiti bakımından Buhârî nin Şahîh i-ileride tafsil edileceği veçhile- zikredilen merhalelere ait meselelerin izahına, aynı kategoriye dahil musannaflardan daha ziyade muhtaçtır. Hadis edebiyatını kaynaklarıyla alâkalı ilk ve belki de en mühim mesele, hemen hemen hadisler kadar eski olup, onların yazı ile tespit edilmesine cevaz veya ademi cevazın varid olup olmadığı yolunda açılan münakaşalar ve bunların neticelerine aittir. Hadisi in yazıyla tespitin yasaklayan veya yazılmış hadislerin hâını emreden, 1 buna mukabil, hafızasını zayıflığından şikayet edenlere sağ elinden faydalanmasını tavsiye eden hadislerin, 2 bazen bizzat Peygamber den bazen de aynı sahabeden 3 nakledilmesi 4 keyfiyeti veya kendisine mahsusu ifadesiyle takyîd in aleyhindeki rivayetlerin mevcudiyetine rağmen, yazı ile tespit faaliyetini zarureti, henüz nisbeten erken bir devirden itibaren mezkûr tezadı ortadan kaldırmayı hedefleyen tevilci bir faaliyetin ortaya 1 Te vîlumuhtelifi l-hadis s.365 ve Takyîdu l- ilm, s Tirmizî, ll.111; Takyîdu l- ilm, s Takyîdu l- ilm, s Râmahurmuzî, 67a(s. 385).

2 Çıkmasına âmil olmuştur. Aynı mevzu üzerine birbirini nakzeder gibi görünen hadisleri arzettiği tezadı tevil etmek maksadıyla müstakil bir eser meydana getiren İbn Kuteybe (öl. 275), 5 Ebû Sa îd el- Hudrî nin Peygamber den naklen rivayet ettiği. Kur an dan başka benden bir şey yazmayınız; Kur an dan gayrı benden bir şey yazan, yazdıklarını yok etsin. Şeklindeki hadis 6 ile bu husustaki müsaadekâr hadisler arasındaki tenakuzu, ya Sünnet in Sünnet ile neshi veya yazıya vukufları yahut bilgi seviyeleri bakımından birbirinden farklı bulunan sahabenin bazısına bu hususta müsaade verildiği, bazısını ise bundan mahrum bırakıldığı şeklinde tevil eder. 7 Bu meseleyi kitabını bir babında ele alan Râmahurmuzî nin (öl. 260) tevili 8 bir tarafa bırakılırsa- ciddi bir tenkide tâbi tutup aşağı yukarı halleden ilk kimse el-hatîb el-bağdâdî (öl. 463) olmuştur. O mezkur meselenin halline tahsis ettiği Takyîdu l- İlim adındaki eserinde, 9 birbirine mütenakız malzemeyi sistemli bir şekilde toplamış leh ve aleyhindeki haberleri âdeta kronolojik bir tasnife tâbi tutarak hadislerin yazı ile tespiti lehindeki tabiî tekamülün seyrini muvaffakiyetli bir şeklinde çizebilmiştir. El-Hatîb el-bağdâdî, bu husustaki haberleri sıralayıp okuyucuyakafi bir fikir verdiğine kanaat getirdikten sonra meseleni halline dair düşüncelerini şöyle ifade ediyor: Demek ki, İslamiyet in ilk devirlerinde, Kur an dan gayrı şeylerin Kur an a benzetilmemesi ve Kur an bırakılıp da başka şeylerle uğraşılmaması için, yazıyı hoş görmüyorlardı. Kadim kitaplardaki doğru ve yanlış taraflarla, halk ile bâtılın tefriki kolay olmadığından, bunlarla iştigal etmek yasak olunmuştur. Kur an zaten onlardan müstağni kılıyordu. İslam ın ilk devirlerine hadislerin yazılması memnu idi zira Hadis ve Sünnet in ilk devirlerinde hadislerin yazılması memnu idi, zira Hadis ve Sünneti in inceliğine vâkıf ulema (=fukahâ) ile Kur an metinin sair elfâzdan tefrike edebilecek seviyede kimseler azdı. Arapların çoğu fakih değildi ve fukahâ meclislerinde devamlı olarak bulunamıyorlardı. Karşılarında çıkan elalâde yazılan Kur an a sokup Allah ın sözü zannetmek tehlikesinden uzak değildirler Te vîlumuh telîfi l-hadis adlı eseri için bkz. Brockelmann, Suppelement, l Lâ tektubû annîsivâ l-kur ân ve-men ketebe ğayre l-kur ânife l-yemhunu, Takyîdu l- ilm, s Bunun iki manası vardır. Evveli, bu Sünnet in Sünnet ile neshi olabilir. Şöyle ki, Peygamber, önceğ sözlerini yazılmasını yasak etmiş sonra Saniyen, hadislerin yazılmasına ait müstesna diğer sahabe ümmi idi, yazıyı iyi ve doğru yazmak kendileri için mümkün olmadığından, yanlışlık yapmasınlar diye hadisleri yazmaktan nehyolunmuşlardı. Abdullâh b. Amr a ise, bu hususta yanlışlık yapmayacağı bilindiği için müsaade olunmuştu (Te vîlu muhtelifi l-hadîs s ). 8 Râmahurumuzî 67 (s. 386). 9 Takyîdu l- ilm in yazmaları ic in bkz. Brock. Suppl l. 563 Basması için bkz. Kaynakça ve Kısaltmalar. 10 Takyîd l- ilm, s. 57 vd. bl. Mesela bizzat Ebû Sa îd el-hudrî nin naklettiği ilk hadisi nesh eden diğer bir hadîs rivayet ettiğine işaret olunarak şöyle denilmektedir: Ebû Sa îd el-hudrî kendisinden Kur an ı ve teşehhüd duasını yazdıklarını haber vermektedir. Bu haberde, daha önce ileri sürdüğümüz düşünceni delili mevcuttur: Bidayette Allah ın kitabından sayılmayan şeyin ona benzetilmesinden ve Kur an ın ihmal edilip başka şeylerle uğraşılmasından endişe duyuluyordu. Bu endişe ortadan kalkıp hadislerin yazılmasına ihtiyaç hasıl olunca sahabe nasıl teşehhüd duasını yazılmasında mahzur görmedilerse hadislerin yazılmasında mahzur görmedilerse, hadislerin yazılması işini de nahoş karşılamadılar; zira bu iki keyfiyet arasında, Kur an dan sayılama bakımından bir fark yoktur. Ashab, yazdığı şeyleri ancak ihtiyatlı olmak şartıyla yazarlardı, yazmayı hoş görmemeleri de ancak ihtiyatlı olmak arzusundan ibaretti (Takyî-du l ilm, s ).

3 El-Hatîb el-bağdadî ve muasırı İbn Abdulleberr in (öl.463) faaliyetleri, 11 bu mevzuda daha sonraki devirlerde iştigalden müstağni kılmamış olmasına rağmen 12 hadislerin kitabeti veya takyîdu l- ilm meselesini kafi derecede aydınlatmıştı. Geçen asrın ortalarında hadislerin ilk yazılı vesikalarını araştıran Sprenger, her iki grubun fikrini destekleyen bol malzeme toplamış ve el-hatîb el-bağdâdî nin adı geçen eserinden geniş çapta faydalanmıştır. 13 Onun bu tezini esas olarak ele alıp yeni birçok malzeme ilave eden Goldziher, İslami kaynakların nokta nazarını göz önüne almadan, bu mütekabil hadisleri ashâbu l-hadîs ile ashâbu rre yin mektebine mensub kimseler hukukun hür teşekkülünün önüne engel olarak çıkan yazılı emirleri ortadan kaldırmaya çalışmışlardır. 14 Yazıyla tespitin lehindeki hadislere mukabil diğer hadisleri bu mektebin mensubları 11 İbn Abdilber, Câmi ubeyâni l- ilmi ve fadlihi adlı eserini bir kısmını(l.44-47) bu hususa tahsisetmiştir. Mezkûr kitap için bkz. Brock., G. l 2 454; Suppl. L. 629 ve Kaynakça ve Kısaltmalar. 12 El-Kâdî lyâd ın el İlâ i 40a43b (s ) ve İbn Cevzî nin Telbî suiblîs i ( ); daha fazlabilgi için bkz. Takyîdu l ilm s. 14, dipnot The Origine and progress of wiriting adıyla The Journal of the Asiati Society of Bengal de (XXXV (1856), ) neşretmiş olduğu etüdünden maalesef mezkûr mecmuanın İstanbul da nüshası bulunmadığından doğrudan doğruya istifade mümkün olmamış, Goldziher in yaptı nakillerden faydalanılmıştır. Muh. Stud., ll. 6, 175, Muh. Stud, ll

4 vazetmişlerdir. 15 Ve aṣḥâbu l-hadîsten olan Ebû Dâvûd es-sicistânî (öl. 277), 16 Sunen inden ara sıra yazılı notlardan faydalandığı için, hadislerin yazıyı tespitin yasak eden rivayetlere işaret etmemiştir. 17 el-hatîb el-bâğdâdî nin yukarıda adı geçen eserini nâṣiri, 18 Goldziher in bu görüşün bir vehim olarak adlandırmakta ve okuyucuyu bu vehimden kurtarmaya çalışmaktadır. 19 Burada meselenin mevzuun dışında kalan münakaşasına iştirak edilmeden sadece, Buhârî nin Şahîh ine tekaddüm eden devrin veya onu ortaya koyan literatürünilk safhalarını aydınlatılabilmesi için birçok benzeri arasından bazı misaller seçilerek, kendilerinden faydalanmaya çalışılacaktır. Yazı ile tespitin lehinde istiṣhad edilen birçok hadise mukabil aleyhteki rivayetlerin birkaç asır boyunca ileri sürülmesi hatta bunların bizzat hadisler yazanlar tarafından tekrarlanıp durması keyfiyeti, bize kitabetten nehy işini başka bir vechedisin göstermektedir. İşaret edilen raviler herhalde elde ettikleri bilgiyi sadece kağıtta bulundurup asla hafızalarına yerleştirmeyen kimselere karşı bu kâbil haberleri birer ihtar olarak ileri sürüyorlardı. Mesela böyle bir ihtar, el-câmi u l kebîr ve le- Câmî u s-ṣağir gibi musannaf kitap sahibi olan es-sufyân es-sevrî (öl. 161) 20 tarafından ileri sürülmüştü. 21 Hatta böyle bir endişenin sevkiyle birçok kimse hadis ezberlemek için yazıdan faydalanıyor eve tam olarak ezberlediklerine kani olduktan sonra hafızalarındakini günü birinde ihmaline sebebiyet vermemesi için yazılı metni imha ediyorlardı. 22 Yazdıklarını yok edenler arasında çok zaman yaptığına pişman olanlar, 23 ömürlerini bir kısmında yazmayı hoş görmediklerine 24 veyahut hiç yazmamış olmalarına nedamet duyanlar da bulunuyordu. 25 Ömürlerini sonlarına doğru kitaplarını yok edenler veya kendinde sonra imhînı vasiyet edenler de az değildir. 15 Muh. Stud., ll Bkz. Goldziher, Zahiri iten, s Muh. Stud., ll. 198, dipnot 5. Ebû Dâvûd es-sicistânî nin ara sıra yazılı notlardan istifade etmiş olması keyfiyeti Goldziher in hadis kitaplarını kaynaklarına dair hususi fikridir. İleride izah edileceği veçhile, mevzubahis kitapların bütün kaynakları yazılıdır 18 Bu kitap 1949 da Şam da Yûsuf el- aṣṣ tarafından neşrolunmuştur. Bkz. Kaynakça ve kısaltmalar. 19 Takyîdu l- ilm, Mukkadime, s , naşirde biraz da Goldziher in Takyîdu l- ilm in kıymetin azaltılmış ve onu okuyuculara yanlış arzetmiş olmasından doğan bir gayret vardır. Hakikatte bu eseri notunda, dolaylı olarak mevzubahis eden Goldziher, daha ziyade Sprenger in malzemesinden faydalanmış görünmekte, Takyîdu l- ilm den bu hususta herhangi bir ibare nakletmemektedir (Bkz. Muh. Stud., ll. 189). 20 İbnu n-nedim, el-fihrist, s Bu kâbil haberler için bkz. Takyîdu l- ilm s. 58; Sunnenu d-dârimî, l Birçokmisaliiçin bkz. Takyîdu l- ilm, s , Câmi u beyâni l- ilm, l. 66 vd. 23 Bkz. Takyîdu l- ilm, s. 60; Câmi u beyâni l- ilm, l Takyîdu l- ilm, s Tezkiretu l-huffâz. L. 137.

5 Onlar bunu, kendilerinden sonra kitaplarına birçok şey ilave edilmesi veya bazı şeylerin düşürülmesi ve nihayet yanlışlıklarını esas sahibine atfı endişesiyle yapıyorlardı. 26 Yazıyla tespite karşı mütereddit bir vaziyet takınan kimselerin yanında, kitabeti, hadisin daha çok kullanılan tabiriyle, ilmin ilk şartı addedenler vardı. Daha tâbiîn arasında yazılı olmayan ilmin ilim addedilemeyeceğini söyleyenlere rastlamak mümkündür. 27 İmam Mâlik in kendisine vedaya gelmiş olan bir dostuna, son üç tavsiyesinden biri hadisleri salâhiyetli zevattan yazmak olmuştu. 28 Hadislerin yazılmasını lehinde ortaya konabilecek birçok misalin yanında, tâbiîn zamanında ve hatta daha sonraki devirlerde yazıyı ayıplayanların bulunduğu da görmek mümkündür. Fakat onlar herhalde ehemmiyetsiz bir azınlık idiler. Onların muarızların reddelilleri arasında Kur an dan ayetler göstermek yolu da vardı. Onlar, kitabetin meşruiyetinin birçok ayette teyid edildiğini, hatta bunun bir sünnet-i ilâhiye olduğun iddiaya da imkan buluyorlardı. 29 Hadislerin yazılması karşısındaki zayıf mukavemet âdeta fantesizt bir mahiyette ta altınca asra kadar zaman zaman görüldü. Bu görüşün mensubları, kitabetin bekasını karşısına hâfızanın parlak misallerini vererek çıkıyorlar; bazen bu misallerini birçok beyitle ifade ediyorlardı. 30 Herhalde onların mukavemeti hadisin daha sahabe zamanında yazıyla tespitine mâni olmamıştır. Geçen asırda Sprenger, İslami kaynaklarını muhtelif vesilelerle bahis mevzuu etiği hadisin ilk yazılı vesikalarını araştırıp muhtelif ṣaḥîfe lerin isimlerini vebir araya toplamak imkanını buldu 31 ve daha sonra Goldziher bunlara yeni isimleri ilâve etti. 32 Sahîfe ve Cuz diye adlandırılan bu ilk hadis vesikaları, ileride göreceğimiz veçhile, ikinci ve üçüncü asırda meydana gelecek olan musannaf külliyatın gerek doğrudan doğruya ve gerekse dolayısıyla malzemelerini bir kısmını teşkil etti. 33 Sahifeleriyle 26 Takyîdu l- ilm, s. 61, Câmi u beyânu l- ilm, l Sunenu -Dârimî böyle bir haberi tâbiînden Mu âviye b. Kurâ dan nakletemektedir. Men lem-yektub ilmehulem-yu adde ilmuhu ilmen. (l. 126), aynı zamanda bkz. Takyîdu l- ilm, s. 109 ve Câmi u beyâni l- ilm, l Câmi u beyâni l- ilm. l Takyîdu l- ilm, s Bunun birçok misali için bkz. Muh. Stud., ll Journal of asiatic Societiy of Bengal XXXV (1856), s. 317 vb. 32 Muh. Stud., ll İleride mufassal olarak üzerinde duracağımız bu mesele için burada aydınlatıcı bir misal verelim: Muslim in, Hemmâm b. Munebbih in Sahîfe sinden birçok hadis aldığını şarih en-nevevî vazıh olarak ifade etmektedir. Esasen Muslim in bu gibi kaynaklardan nakil hususunda kendine hasbir metodu vardı. Bkz. Nevevî, Şerhu Muslim. l. 34 ve Muslim, l. 16, Şerhu Muslim, ll. 259.

6 Meşhur olan sahabeden mervi hadislerin kontrolü ikinci ve üçüncü asırlarda bu sahabenin sahifelerinde bulunup bulunmadığı araştırılmak suretiyle yapılırdı. 34 Şahîfe siyle en çok meşhur olanlarını başında Abdullâh b. Amr gelmektedir. Hasseten onun sahifesi es-sâdikadiye adlanırdı. 35 Kaynakların bize sakladığı malumata göre, sahifeleriyle meşhur olan sahabe okur, dinleyiciler hadisleri kaydederlerdi. Bu kayıt işin için lüzumlu kağıt bulunmayınca,bazen hadisler ya nalınlar veya elvâh adı verilen muhtelif yası maddeler üzerine yazılırdı. 36 Mesela Sa îd b. Cubeyr in Abdullah b. Abbâs ın sahifesinde zapt ettikleribu şekilde idi. 37 Abdullâh b. Abbâs ın sadece hadisleri ihtiva eden kitabı değil, aynı zamanda bazı filolojik malumatı h^vi Kur an tefsir de Sahîfe diye adlandırılıyordu. 38 Sahâbenini Bazılarına isnat edilen ve hadis musannıflarını elinde birkaç asır kaynak vazifesi gören sahife ve cuz ler bir tarafa bırakılacak olursa Abdullâh b. Abbâs a nisbet edilen tefsir müstesna, kaynakların, muhtelif vesilelerle mübhem olarak haber verdiği kitaplar yığından bize kadar muayyen isimler dışında herhangibir şey intikal etmiş değildir. Mesela hadisleri yazmış olmasıbakımından Abdullâh b. Amr ı kendisine tercih ettiği söylene Ebû Hureyre nin 39 yanında Peygamber in sözlerini ihtiva eden birçok kitabın bulunduğu rivada Peygamber in sözlerini ihtiva eden birçok kitabın bulunduğu rivayet edilir. 40 el-hasen el-basrî yanında bulunan bu mahiyette birçok 34 Burada iki misal verelim. Ya kûb b Atâ babasını sahabeden rivayet etmiş olduğu bir Sahîfe yi onun esas ravilerinden başka yollarla dinlemiş olduğu hadislerle mukabele edince Sahife nin bunların hepsini ihtiva etmediğini görmüştü. (Mukkadimetu l-cerhi ve t-ta dil s. 39.)Sufyân b. Uyeyne de (öl. 198) Câbir b. Abdillâh dan ravisi Ebû Sufyân ın rivayet ettiklerini onun sahifesini muhtevasından ibaret olduğunu söylemiştir. Haddesenâ, Abdurrahmân haddesenâ Ebû Bekr b. Ebî Hayseme fi-mâ ketebe ileyye, haddesenâ Ebî haddesenâ Sufyân b. Uyeyne, kâle: Hadîsu, Ebî Sufyân an Câbir, innemâhiye sahîfetun. (Mukaddimetu l-cerih ve -ta dil s. 46) 35 İbn Kuteybe, Kitâbu l-ma ârif, s ; Takyîdu l- ilm, s: 94-95, Câmi u beyâni l- ilm, l Bunun misalleri için bkz. Takyîdu l- ilm, s Takyîdu l- ilm, s Bu sahifenin mevzubahisedilen nüshası için bkz. En-Nahhâs en-nâsih, ve l-mensûh, s. 12 ve Fethu l-bârî, Vll. 332; filolojik malzeme ihitva ettiğini ileride göreceğiz. 39 Câmi u beyâni l- ilm, l Age., l. 74.

7 Çok kitabı, meraklılarına zaman zaman arz edermiş. 41 Kaynaklarda bu kâbil umumi mahiyetteki kitap haberlerine sık sık rastlamak mümkündür. 42 Mezkûr kitapları muayyen isimler altında meydana getirenler hadis ravilerini tabakalara ayıranlarca- umumiyetle tâbiîn in orta tabakası diye adlandırılan kimseler arasında rastlanmaktadır. 43 Bu tabakanın başında zikredilen el-hasan el-basrî(öl. 110), Muâhid (öl. 103)ve İkrime (öl. 107) gibi birçoklarını birer tefsir sahibi oldukları anlaşılmaktadır. 44 Kaynaklarda zikri geçen bu tefsirlerin, dahasonraki asırların müfessirlerine, sahih rivayetlerle intikal ettiği anlaşılmaktadır. Mesela Sa lebî (öl. 427), el- Keşfve l- beyân adlı tefsirinin 45 mukaddimesinden, bu gibi kitaplar hakkında oldukça kıymetli malumat vermektedir. Onun vâzıh olarak bildirdiği senelerden anlaşıldığına göre, o tefsirini telifi esnasında, bu kâbil kitaplardan birçoğunu muhtelif rivayetler halinde gelen nüshalarına müracaat etme imkanına sahip bulunmuştur. 46 Daha sonraki müelliflerin, Tabelrî nin (öl. 310) kendisinden önceki literatürün büyük bir kısmını nakleden tefsirini rivayetlerini kaynakları olarak saydıkları eserler arasında, bu ilk devrin mahsulü birçok tefsir bulunmaktadır. 47 Bize kadar gelmemiş olmaklaberaber,sahabe vetâbiînin ilk ve ikinci tabakasına hadisleri tahrîc ederken, şârihlerin bize dolaylı olarak vermiş oldukları malumattan ve aynı tip tefsirlerin daha müteahhir olup bize kadar intikal etmiş bulunanlarından, muhtevalarını büyük bir kısmının hadislerden ibaret olduğun öğreniyoruz. Tâbiînin ikinci tabasından bugün elimizde birkaç nüshasıbulunan, el-hasen el-basrî nin, Mekke nin şeref ve fazâiline tahsis olunmuş risâlesinin 48 muhtevası da aynı mahiyettedir. Kaynakların daha ziyade kitap çokluğundan bahsettiği devir, tâbiînin müteahhir devresini teşkil eden hasetten Zuhrî yi (öl. 124) içine alan safhadır. 49 Bu safha, umumiyetle kaynaklarda hadissin tedvin 41 Takyîdu l- ilm, s Mesela Câmi u beyâni l- ilm, l Burada daha zilyade Zehebî in Tezkiretu l-huffâz ının tabakalarına tâbi olunacaktır. Onun el-muğnî fi tabakâti l-muhaddisîn adlı eseri (bkz. Weisweiler. 84) taksim bakımından farklıdır. 44 Mucâhid in tefsirini tilmizlerine imla ettirdiği, kitaplarını istinsahı için onları evine götürmeyi itiyat edindiği rivayet edilir. (Takyîdu l- ilm, s. 105). 45 Brock., G. l ; Suppl., l İbnu n-nedîm, Kâtib Çelebi ve terceme-i hâllerini zikri sırasında birçok kaynak bu tefsirlerden bahseder. 47 Bkz. İrşâdu l-erîb, Xlll Nüshaları için bk. Brock., G. l 2. 66, Suppl., l Tezkiretu l-huffâz. l. 101 vd.

8 devri ve Zuhrî ilk müdeviin sayılır. 50 Hadislerin çoğalması üzerindeki âmillerden sarf-ı nazarla, bunların sahife ve cüzler halinde tespiti üzerinde, siyasî mülâhazalar veya mezhep mücadeleleri de rol oynuyordu. Mesela Şia mensubları kendi doktrinlerini takviye için vesika mahiyetinde olan yazılı kaynaklara Sünnilerden daha çok ehemmiyet veriyorlardı. 51 Bir kısmı apokrif olmakla beraber, Ebû Ca fer et-tûsî nin (öl. 403) Fihrist i, 52 bu devre ait birçok isim saklamıştır. Buna mukabil sünnî olan Zuhrîrini deemeviler tarafından hadislerin cem ine memur edildiğini biliyoruz. 53 Hadislerin Tedvini Hadisin tedvini bahis mevzuu edildiği zaman umumiyetle Zuhrî ilk müdevvin olarak gösterilir 54 ve onun devrini Emevi idaresini Umer b. Abdil azîz in hilâfetine rastlayan safhası, hadis tedvinini başlangıcı sayılır. Hadis edebiyatını, terceme-i haller münasebetiyle, hadislerin nakil kaidelerini izahında (tanhammulu l- ilm meselesinde), hulâsa muhtelif vesilelerle yazılı kaynaklara ait verdiği haberler, bu adı geçen devri böyle bir mebde olmaya müsait gösteriyor. Hadislerin sahîfe adlı birtakım yazılı vesikalara dayandığını göstermek hususunda selefi Sprenger in mesaisini devam ettir Goldziher. 55 Aksine, İslami kaynaklar tarafından gösterilen ilk tedvin çağını takriben bir asır kadar geç başlatmak ve bu devri Zuhrî den ilk musned hadis kitaplarını meydana geldiği üçüncü asır başlarına kadar indirmek istiyor. Kitabında bu tedvin işini başlangıcı ayırmış olduğu kısmı ehemmiyetli bir yer işgal eder. 56 Hadislerin tedvin devrini değiştirmek veya bir asır kadar tehir etmek iç in takip ettiği yol oldukça çetrefildir ve tezatların bizzat kitabında mevcuttur. Nedense onun, bir defa tasavvur etmiş olduğu neticeye varmak için bazı garip izahları vardır. Bunu münakaşasına girişmeden evvel kaydedelim ki, Goldziher in tezat olarak tasavvur ettiği ve dolayısıyla ortadan kaldırmaya çalıştığı iki ayrı menşe vardır. Bunlardan biri hadislerin 50 Bkz. Mesela Câmi u beyâni l- ilm, l Goldziher, Muh. Stud., l. 10 ve bunun delilleri için bkz. Aynı müellifini Betirâgezur Literaturgeschichte des Schî a s Brock., Suppl., l El-Muvatt (eş-şeybânî rivayeti), s. 389 ve bkz. Goldziher Muh. Stdu., ll. 39. Müellif aynı zamanda Journal of asitaic Society of bengal XXV (1856),s. 322, no. 71 e işaret ediyor. 54 Câmi u beyâni l- ilm, l. 73. Fethu l-bârî, l Tedrîbu araâvî, s. 25. Tenciru l-havâlik, l. 4. Zurkânî, l Muh.Stud., ll. N Muh. Stud., ll

9 tedvini, diğeri ise hadislerin tasnifidir. İslami kaynakların bu ikisi için ileri sürmüş oldukları tarif bariz şekilde birbirinden ayrıdır. Birincisi için evvelu men devvene l hadîs. 57 İkincisi için evvelumen sannefe l-kutub 58 tâbirini kullanırlar. Birincisiyle hadislerin kitaplarda toplanmasını, ikincisiyle. İşte kaynakların bu iki mebde için bahis mevzuu etiği tarih ayrıdır ve şüphesiz ki, tedvin tasniften evveldir. Nasılsa Goldziher bu farka dikkat etmemiş, yani tedvin ile tasnif devrini birbirinden ayırmamış ve dolayısıyla İslami kaynakların bu ikisi için farklı olarak gösterdiği iki tarih arasında bir tezadın mevcut olduğunu farzetmiş, birin ortadan kaldırmaya çalışarak, tedvine ait haberleri ve kaynaklarını zayıf addederek bu neticeye ulaşmıştır. Onun sözü geçen münakaşa ve görüşlerini olduğu gibi nakline ve sonra münakaşasına çalışacaktır; o, şöyle demektedir: Müslüman müelliflerin, hadislerin cem ine dair vermiş oldukları en eski haber, Muhammed b. el- Hasen eş Ṣeybânî vasıtasıyla Mâlik b. Enes ten ll. Umeri in Ebû, Bekr b. Amr b. Hazm a Peygamber in hadisin veya sünnetini veya Umer in ahbârına dair ne varsa topla ve bana yaz;ben ilmin silinip âlimlerin ortadan çekileceğinden korkuyorum. şeklinde verdiği yazılı emirden ibaret olan rivayettir. Bu haber çok zaman ele alınmış ve sık sık hadislerin yazılı mebdeini tespit için kendisinden faydalanılmıştır. Modern edebiyat tarihi birçok defa buna tarihî bir karakter atfetmiştir. Şüphesiz biz bununla daha ziyade II. Umer in seleflerini dine karşı lakaydilerini silmek ve İslam idaresinde yeni bir devri başlatmak gayretinden ibaret bir hamiyetin bahis mevzuu edildiğini hatırlıyoruz. Bundan başka ll. Umer in hadisleri yazdırma ve cemettirme arzusu ileberaber, bazı hadislerin bahusus Amrabint Ubeydillâh b. Ka b b. Mâlik (öl. 106) tarafından mahfuz sahifelere istinsah ettirdiğini biliyoruz. Söylenildiğine göre, Halife, İbn Şihâb ez-zuhrî ye hadislerin yazılması emrini vermiştir. (Kitâbe levâ il inde kadim otoriteleri işaret eden) Suyûtî ye göre bu mecmua, bu sahada yapılan ilk deneme olmuştur. Böylece, adı geçen Halife ye karşı hürmet ve takdirle dolu bir neslin, onun ismiyle hadis edebiyatı arasında sıkı bir münasebet kurabilmek için ne kadar gayret gösterdiğini ve aynı zamanda, onun, Peygamber in bazı sözlerini sahih şeklide muhafaza hususundaki gayretinde fukahâdan geri kalmadığına inandıklarını görüyoruz. Bunun beraber, muhtelif taraflardan tedavüle çıkarılmış haberlerin arzettiği tezatlar yüzünden hadislerin sistematik cem ini Umer b. 57 Câmi u beyâni l- ilm.l. 73, Fethu l-bârî, ı. 174; Tenvîru l-havâlik, l. 6; zukânî, l Râmahurmuzî, el-muhdasu l-fâsıl (Şehid Ali Ktb.), 126 b. (s. 611); Tenvîru l-havâlik, l. 7. Ayrıca, tedvin vetasnif istilahları arasındakifark için bkz. Lis3anu l- Arab. Tâcu l- arûs (d-v-n ve ş-nşf maddeleri)

10 Abdil azîz in teşvikine hasreden Şeybânî nin işaret etiği tarihin bu edebiyatın mebdei olduğunu kabul etmiyoruz Goldziher bu husustaki haberlerin biraz daha münakaşasını yaptıktan sonra şöyle demektedir: Fakat İslami edebiyat tarihini hadis edebiyatının mebdeine dair diğer haberleri çok daha müspet görünmektedir. Hatta bu haberler -göreceğimiz veçhile- bu edebiyatta bir müddet sonra gerçekleşmiş olan bir merhaleyi, onun daha bu 2. asırdaki gelişme aşamasını bir özelliği olarak önce alırlar.* O, bu sözüyle de İslami kaynaklarda ilk musannaf eserler için zikredilen tarihi bile bir hayli önce olması lazım gelen ilk tedvin için caiz görmeyerek, nedense aynı şey olarak farzettiği tedvin ve tasnifin mebdeini bir asır kadar sonraya almak istiyor. 59 Onun, bu tedvin ve tasnifin mebdei için İslami kaynakların zikretmiş olduğu iki ayrı devri birbirine karıştırmış olduğu ifadesinden vâzıhan anlaşılıyor. Bu yüzdendir ki, o kaynakların haberlerini mütenakız buluyor. Hakikate hiçbir kaynak, hadislerin sistematik cem ini Umer b. Abdil azîz in teşvikine hasretmiş ve hadislerin tasnifini onun devrine kadar götürmüş değildir. Kaynaklar sadece hadislerin tedvini ile onun arasında bir münasebet kurmaya çalışırlar. Emevi devletinin, hadisini kitabetine yabancı olmadığı, Zuhrî yi yazmaya zorladıkları ve bunu delilleri, bizzat Goldziher in kitabında zikredilmiştir. 60 Diğer taraftan o, aynı şey için ileri sürülen iki tarihten birincisin ortadan kaldırabilmek için Mutvatta ın ṣeybânî rivayetiyle gelen haberini zayıf buluyor, 61 diğer kaynaklarla takviye edilmemiş olduğun ifade etmek istiyor. Aynı haberi İbn Sa d Kitâbu t-tabakâti l-kebîr inde; Buhâri, Şahîh inin Kitâbu l- ilm kısmında 62 ve Kitâbu t-târîhi ssağir inde, 63 Dârimî, Sune inden 64 ve daha sonraki birçok kaynak zikretmiştir. Bununla beraber, hiçbiri Ebû Bekr b. Amr b. Hazm ı (öl. 120) Goldziher in iddiası hilafına ilk müdevvin kabul etmiş olmayıp, sadece Umer b. Abdill azîz in ona bu hususta emir verdiğini, onun da birkaç kitap meydana getirdiğini kaydederler. İlk müdevvin onun da birkaç kitap meydana getirdiğini kaydederler. 65 İlk müdevvin *Mud. Stud. ll Muh. Stud., ll Muh. Stud., ll. 38, bu haber içinbkz. El-Muvatta (ṣeybâni rivayeti), Babuiktitâbi l- ilm, s Tabakât, ll. 2, 134; Vlll Buhârî, l. 31, Fethu l-bârî, l. 174, Aynî,l ; Goldziher müteahhir kaynaklarda, mesela Zurkânî de bunun Buhârî tarafından da nakledildiğini görmüşse de,yerini tespit edemediğini söylemektedir. (Muh. Stud., ll. 210, Dipnot2) 63 Et-Târîhu s-sağîr, s Sunenu d-dârimî, l İmam Mâlik, Buhârî ve Dârimî nin rivayetlerinde, Ebû Bekrb. Umer b. Hazm ın bu emir üzerine birkaç kitap meydana getirdiği ve Umer b. Abdil azîz in, bukitaplar kendisine gönderilmeden vefat ettiği rivayeti yoktur. Mezkûr rivayet dolaylıolarak elde edilbilen bir rivayettir. (Bkz. Tenvîru l-havâlik ll. 6; Zukrânî, l. 10)

11 olarak daima Zuhrî gösterilir. Zuhrî nin devrinde, hadis kitaplarıyla muhaddislerle ve hayatlarıyla ilgili rivayetlerden de anlaşıldığı veçhile, hafıza artık hadis naklini tek vasıtası olmaktan çıkmış, fonksiyonu geniş ölçüde yazıya intikal etmiş bulunuyordu. Zuhrî ye hadis ihtiva eden kitaplar getirilir; kendisinden rivayet edilip edilmeyeceği sorulur ve böylece kitabın muhtevasını teşkil eden hadisler onun adına isnad silsilesine alan senedlerle rivayet edilirdi. 66 Yahut bizzat o, elinde yazılı hadis mecmualarını, tilmizlerine kendinden rivayet etmeleri maksadıyla verirdi. 67 Maamafih aynı devre ait haberler Zuhrî nin muasırlarını da birçok kitaba sahip olduğun göstermektedir. Hadisleri yazmaya Emevi halifeleri tarafından zorlandığını söyleyen Zuhrî nin 68 bilahare yazmış olduğu hadisler, Halife Velîd in öldürülmesinden sonra saray kütüphanesinden nakledilirken birkaç hayvan yükü teşkil edecek kadar çoğalmıştı. 69 bilahare yazmış olduğu hadisler, Halife Velîd in öldürülmesinden sonra saray kütüphanesinden nakledilirken birkaç hayvan yükü. 70 bilahare yazmış olduğu hadisler, Halife Velîd in öldürülmesinden sonra saray kütüphanesinden nakledilirken birkaç hayvan yükü almalarını şart koşardı. 71 Mezkûr devrin kitaplarına ait çoğaltılabilecek haberlerin şekli de en enteresan olanı, Zuhrî nin karısın kocasını etrafında daima gördüğü kitap yığınının, eve getirilecek olan diğer üç zevceden daha tahammül edilemez olduğun söylemiş olmasıdır. 72 Zuhrî ve muasırları zamanında veya hicrî asrın başında kitaplarını artık bahis mevzuu olmaya başladığı zamanlarda hadislerin bir kısmını şifahi nakil usulüyle rivayet edildiği görülüyor. Esasen hadis kitaplarını hangi devirden sonra, malzemelerini tamamen yazılı 66 Semi tu Yahy^b. Ma tîn yekûlu. Haddesenâ Ebû Hamza Hadesenâ Ubeydullâh b. Umerkâle, Kuntu erâ z-zuhrî yu tîbi lkitâbî mâ kara e velâkuri e aleyhi fe-yukâlu lehû nervî hâzâ anke? Fe-Yekûlu. Ne am(el-kif s. 318.) 67 An Abdilmelikb. Yahyâ b. Abbâd b. Abdillâh b. ez-zubeyr ene İbn Şihâb ez-zuhri defa a ilâ ba diaṣ ḥâdîse min aḥaâdisihifî tûmâr fekâle: hâzihi ahâdîsîhuzhâfe-hadisbihâ. Fe-kabile zâlikie minhu (el-kifaye, s. 319). 68 Kâle z-zuhrî: Kunnâ nekrahu l-kutube hattâ ekrahnâ aleyhi s-sultân fe-kerihnâ ennemne ahu nâs (Hilyetu l-evliyâ, lll. 363). 69 Abdurrezzḳâle: Semi tu Ma meran yekûl: Kunnâ nerâ innâ ḳadeksernâ ani z-zuhrî ḥattâ ḳutile l-velîd, fe-izâ d-defâtiru ḳad ḥumilet ala d devâbbi min hizânetihî,yekûlumin ilmi z-zuhri (Hilyetu l-evliyâ, lll. 36). 70 Su âlâtu l-âcurrî, 2 b (l.284). 71 İbn Ḳuteybe,Kitâbu l-ma ârif, s Bin Hallikân, el-vefeyât, l. 644.

12 kaynaklardan aldığı hususunda kat i bir şey söylemek imkanından mahrum bulunuyoruz. Bununla, beraber, bize kadar gelmiş olan hadis müdevvenatından bulunan senedler zincirindeki ravilerin, ileride izah edileceği veçhile, yapılacak mukayesesinden sonra, bu devrin tayinin, takribî bir şekilde mümkün olacağını tahmin ediyoruz. Muhakkak olan bir şey varsa, o da şudur: Hadislerin menşeinden uzaklaşıldıkça ve materyal çoğaldıkça kitaplar hadislerin muhafazasının inkar kabul etmez bir vasıtası olduklarını pek gecikmeden bir zaruret halinde ortaya koymuş bulunuyorlardı. El-Hatîb el-bağdâdî, hadislerin kitaplar halindeki tedvininin tabiî gelişmesini şöyle izah etmektedir: Hadislerin yazılması işi bir müddet nahoş karşılandıktan sonra, geniş çapta tatbik sahası buldu ve hadislerin kitaplar halinde tedvinine başlanıldığı; zira rivayetler yayılmış ve isnadlar uzamış, ricâlin adları, künyeleri, nisbetleri çoğalmış ve senedlerin ifade tarzı muhtelif şekilleri almış, hulâsa insan hafızası şu saydıklarımızı zaptedebilmekten âciz kalmış, (yazılı) hadis ilmini sadece hafızaya dayanan bir bilgiden sağlam olduğu hakikati ortaya çıkmıştı 73 Hadislerin Nakli (Tahammulu l- İlm) Buhâri nin el-câmi u ș-șaḥîḥ ini kaynaklarını etüdün kolaylaştırmak maksadıyla bahis mevzuu ettiğimiz kitâbetu l- ilm meselesi kadar ve belki de daha çok mühim bir diğer mesele de, hadislerin naklini kanunlarından ibaret olan taḥammulu l- ilm meselesidir. Hadis edebiyatını bu iki meselesinden ikincisi başlangıç safhasında ehemmiyetini diğeri kadar isbat edememiş ise, de hadis veya rivayetlerin tespiti üzerindeki faaliyetler bakımından daha mühim bir yer işgal etmektedir. Kitâbetu l- ilm veyahut hadislerin yazılması meselesi üzerindeki münakaşa, Emevi Devleti nin sonralarına doğru hemen hemen ciddi olarak ehemmiyetin kaybetmiş yahut hadislerin yazıyla tespitine mühalefet pek zayıf bir gayretten ileri geçmemiş bulunmasına rağmen, ikincisi, yani taḥammulu l- ilm muhaddisler arasında daha ziyade Emevi Devleti nin hitamında üçüncü asrın 74 sonlarına kadar çok sıkı şartlara tâbi tutulmuştur. Hadislerin ve haberlerin yahut kendisine haseki ifadesiyle ilmin şahısdan şahısa, dolayısıyla nesille intikali, esas kaynaktan 73 Takyîdu l- ilm, Malum olduğu üzere buasır el-kutubu -sitte nin ortaya konduğu devirden ibarettir.

13 Uzaklaşıldıkça, gittikçe ehemmiyet kesbeden bir hâl alıyor; Peygamber den ve ashâbından devralınan hadislerin nakli etrafında, yeni şahıslar araya girdikçe, yeni yeni meseleler ortaya çıkıyordu. Çok zaman geçmeden yazını bu işe ciddi bir şekilde iştirakiyle, tamamen İslam camiasına has ve diğer muhitlerle münasebeti bulunmayan bir müessese meydana geldi. 75 Bunun esasını, bir hadisi mümkün olduğu kadar ilk kaynağından çıktığı şekilde muhafaza etmek, bir şey ilavesine, yahut herhangi bir şeyin düşmesine mâni olmak arzu ve gayreti teşkil ediyordu. Bir ravi bir hadisi diğer bir raviden naklederken, rivayeti ifade için hangi tabiri kullanacaktı ve hatayı önlemek içi en salim yol hangisi idi, hangisi caiz değildi ve rivayeti matlub olan hadis, bulunduğu yazılı kaynaktan nasıl nakledilebilecekti? İşte bu ve benzer meseleler muṣṭ alaḥ l-ḥadîs kitaplarında birbirinden farklı kıymetler ifade eden sekiz kısım halinde incelenir. 76 Teferruat bir tarafa bırakıldığı taktirde, bunlar, semâ, kırâ a icâze, munâvele, kitâbe veya mukâtebe, bir şeyhin tilmizine bir hadis veya kitabın diğer bir şahıstan kendine semâ yoluyla geldiğini ifade ile iktifası, fakat tilmizine kendisinden rivayet için izin vermemiş olması hâli (i lâm) vaṣiyye ve vicâde den ibarettirler ve kendi aralarında diğer birçok tâli kısımlar ihtiva ederler. Biz burada bunları, sadece Buhârî nin, kendinden evvelkilerden ne şekilde aldığını aydınlatmaya yetecek kadar, pek muhtasar olarak ve en basit tarifleriyle bahis mevzuu edeceğiz. Semâ Şeyhin hıfz veya kitabında bulunan hadisin tilmiz tarafından dinlenilmesidir. Burada şeyh, taḥammulu l- ilmin muteber yollarıyla, bahis mevzuu hadisin rivayeti kendisine gelmiş olan kimsedir. Ḳırâ a Tilmizin veya diğer bir şahsın bir veya birçok hadisi, kitaptan veya ezberden şeyhe okuyup; şeyhin, bunu, hıfzında bulunan ile veya elindeki nüshadan takip ederek dinlemesidir. İcâze Umumî olarak iki kısımdır: a) Rivayet sahibini muayyen bir şeyin rivayeti için izin vermesidir. Mesela: Sana, Buhârî veyahut rivayeti uhdemde bulunan kitapların rivayet hakkını verdim. demesidir. b)muayyen bir şahsa gayr-i muayyen bir şeyin icazetini vermesidir. 75 Bunun tamamıyla İslami muhtin malı oluşu fikri için bkz.goldziher, Muh. Stud., ll Mesela bkz. Tedrîbu r-râvî,s

14 Mesela: Sana bütün mesmuatımın veya bütün rivayetlerimin icazet hakkını verdim. Demiş olmasıdır ki,bu da rivâli bakımdan kıymeti gittikçe azalan dokuz kısımihtiva eder. Munâvele Şeyhin tilmizine semâ ının aslını veya onun ile mukabele edilmiş bir nüshasını verip: Bu benim filandan semâ ımdır veya rivayetimdir; benden rivayet et. veya sana benden rivayet etme hakkını verdim diyerek bunları ona ya tamamen veya istinsah şartıyla vermesi veyahut tilmizin, şeyhinin asıl nüshasına veya ondan istinsah ve mukabele edilmiş bir nüshasını şeyhine arzetmesi, şeyhin de bunu dikkatlice ve teemmül ederek gözden geçirmesi, tilmizine Bu benim hadisimdir veya rivayetimdir; bunu benden rivayet et. Demesidir. Kitâbe veya Mukâtebe Şeyhin, mesuunu veya mesmuu olan hadislerin bir kısmını, huzurunda veya uzakta bulunan bir kimseye kendi yazısıyla yazması veya yazdırmasıdır. Bu da iki şekilde, ya şeyhin Sana yazdıklarımın icazetini verdim. demesi veya böyle bir şeyi kaydetmemesi şeklinde olur. Taḥammulu l- ilm kaidelerini altıncısı, tarifinden de anlaşılacağı veçhile, şeyhin tilmizine bir hadis veya kitabın semâ yoluyla kendisine geldiğini söylemiş, fakat bunu benden rivayet et. Kaydını tasrih etmemiş bulunmasıdır. Vaṣiyye Şeyhin vefatına yakın veya yolculuğa çıkacağı esnada, kitabını, herhangi bir kimse tarafından rivayetini vasiyet etmiş olmasıdır. Vicâdi Bir kimse tarafından muasır olsun veya olmasın, rivayet yoluyla kendisine gelmiş olmayan -kitabın son ravisinin el yazısıyla bulunan- hadislerin veya kitapların ele geçirilmiş olmasıdır. Muhaddisler arasında birbirinden farklı değerler bulan hadis rivayetini bu muhtelif kısımları bir dereceye kadar nevilerine delalet eden ifadeler kazanmışlardı. Bunu için hadis naklini muhtelif aksamını bahis mevzuu edene kaynaklarda, bu kısımlarla birlikte elfâẓ diye bir ıstılâhın geniş bir yer işgal ettiği görülür. Bunlar hadislerin senedlerinde bulunup, ilk ve son ravinin arasında geçen şahısların sayısına göre artıp azalan (semi nâ, ḥaddesnâ, ahberenâ, enbe enâ) ve bir de bunların müfred şekillerinden (semi tu vs.) ibaret tabirlerdir. İstimalleri çok zaman muhaddisin hususiyeti ve hadis naklindeki titizlik ve lakaydisiyle sıkı sıkıya bağlıdır.

15 Hadis senedlerini müşterek ifadesinden anlaşıldığına göre, ashâb, Peygamber den ḳâle tabiriyle naklediyordu. İlk tâbiînin sahabeden nakilde hangi üslûbu kullandığını vâzıh olarak bilemiyoruz. Belki pek de müşterek bir üslûba kullandığına vâzıh olarak bilemiyoruz. Belki pek de müşterek bir üslûba kullandığını vâzıh olarak bilemiyoruz. Belki pek de müşterek bir üslûba sahip değildiler. Esasen bu tâbirin hadislerin menşeine nisbetle yeni şahıslar araya girdikçe ehemmiyeti artıyordu. Oldukça eski kaynakların bize sakladığı malumata göre, hadisleri ilk defa isnat eden Zuhrî (öl. 124) idi. 77 Filhakika ona tekaddüm eden devirden bize kadar kalan birkaç risâlenin ihtiva ettiği hadis ve ahbarın isnaddan ve isnadın mezkûr elfâzdan mahrum olduğungörüyoruz. El-Ḥasen el-baṣrî ye (öl.110) ait Feḍâ ilu Mekke, 78 Abîd b. Şerriyye el Curhumî ey nisbet edilen Ahbbâru l-yemen ve eş âruhâ ve ensâbuhâ alâl l- vefâ ve l-kemâl 79 adlı risaleleri, Vehb b. Munebih in (öl. 114) ibn Hişâm (öl. 218) redaksiyonundaki Kitâbu t-tîcân fi mulûki Ḥimyer inden 80 mahfuz kısımları, Peygamber ve ashâbından menkul hadis ve haberlerin ne aradaki ravilerini zikrederler ve ne de bunlar için devamlı bir şekilde kullandıkları tâbirler vardır. Hicretin 153 üncü yılında ölen Ma mer b. Râşid in devrimize kadar itikal etmiş olan el-câmi inin ve İmam Mâlik in Muvaṭṭ a ının ihtiva ettiği hadis senedlerindeki elfâz, ilk isnad işini Zuhrî ile başladığı veyahut onun devrine rastladığı hususundaki haberleri teyid eder mahiyettedir. Zuhrî yi takip eden veya ondan sonra gelen ilk muhaddisler tabakası, hadislerde insanda işini ve raviler zincirin birbirine bağlayan elfâzı, hadisin sıhhati için şart koşuyorlardı. Hatta bu lafızları ihtiva etmeyen hadisler hiçbir ehemmiyeti haiz değildi. Şu be (öl. 160) Senedinde ahberenâ ve ḥaddesenâ tâbirleri bulunmayan hadisler abur cuburdur. derdi. 81 Umumiyetle bu lafızlarla taḥammulu l- ilmin muhtelif kısımları arasında münasebet kurulmaya çalışılır ve bunların birbirlerinden farklı kıymetlerine, adı geçen elfâzdan münasib olanı kullanılmak suretiyle işaret edilir. Bu lafızların muhtelif asırlardaki istimalleri üzerinde yapılan tarihî bir tenkit, bunların Muslim e (öl. 261) tekaddüm eden muhaddisleri arasında henüz bir seyyaliyet ifade ettiğini gösteriyor. Buhârî nin kaynaklarını tetkik ederken, bu tâbirlerin istimalinde, sonraki nesiler tarafından ona izafe edilenlerin bir kısmını tahakkuktan uzak olduğun göreceğiz. 77 Semi tu Mâliken yekûbu: evvelu men esnede l-ḥadîse,ibnşihâb(muḳaddimâtu l-cerḥi, ve t-ta dil, s Brock., G. l 2, 67, Suppl., l Brock., Suppl., l Brock., Suppl., l El-Kifâye,s Kulliḥadîsin leyse fihi ahberenâ ve ḥaddesenâ, fe-huvehallun ve baḳlun.

16 El-Hatîb el-bağdâdî, senedlerdeki elfâzın değer bakımından en yükseğini semî tu sonra ḥaddesenâ daha sonra enbe ena ve nebbeenâ olduğun söyler. Daha sonraki usûlcüler, buna itiraz ederler. 82 Adı geçen lafızlar, ehemmiyetsiz denebilecek ihtilaftan ve devirlerin istimalleri arasındaki değişikliklerden sarfı nazar edilecek olursa, umumiyet ile semâ ve kırâ at a delâlet ederler. 83 Bir hadisin senedinde son raviye gelen lafızlar kendilerinde herhangi bir değişiklik yapılmayacak kadar mutlak bir değer ifade ederdi. Mesela ḥaddesenâ fulân kâle haddesenî fulân şeklindeki bir senedin lafızlarını ahberenâ veya ḥaddesenî gibi küçük bir değişikliğe tâbi tutmak kat îyyen tecviz edilemezdi. Ancak bunu hadis rivayetinde manayı esas tutan kimseler hoş görürdü. 84 Umumiyetle ikinci asrın ikinci yarısında yaşayan muhaddisler hadis naklini birçok kısmına tatbik edilebilmesi bakımından ahberenâ yı tercih ediyorlardı. Buhârî nin şuyûhunun şeyhlerinden Abdullâh b. el-mubârek (öl. 181) ve Huşeym b. Beşîr (öl. 211) ve Yezîd b. Hârûn (öl. 212) bunu tercih ederdi. 85 Bazı muhaddisler bu tabirlerini hiç değiştirmezlerdi. Hata Buhârî nin şârihleri, bazen ḥaddesenâ İsḥâḳ şeklinde mübhem kalan yerlerde bu şahsın hangi İshâk olduğun tespit için müteakip lafza bakarlardı. Şayet bu lafız ḥaddesenâ ise onun İsḥâḳ b. Manşûr, ahberenâ ise, İshâk b. Râhûye olduğun anlarlardı. Zira ikincisin, hadislerinde aslaḥaddesenâ yı kullanmadığını biliryorlardı. 86 İmam Şâfu î ye (öl. 204) göre, tilmizin şeyhine okuduğu hadisler için ahberenâ, şeyhin tilmize okudukları için de ḥaddesenâ tabirin kullanmak lazımdı. 87 Bununla beraber, birçok meşhur muhaddis nazarında, 82 El-Kifaye,s ; Tedrîbu r-râvî,s Bkz. Mesela Tedribu r-râvî, s El-Kifâye, s El-Kifâye,s Fetḥu l-bârî, Vlll El-Kifâye, s Meşhur muhaddislerin bu husustaki tercihleri hakkında en-nevevî bize oldukça kıymetli malumat vermekte ve Muslim i kastederek şöyle demektedir. Birin ancak şeyhinden dinlemiş ahberenâ yı şeyhe okumuş olduğu hadisler için kullanırdı. Bu Şâfi î nin ve arkadaşlarını, şarklı (Mağrib mukabili olarak kullanılır) muhaddislerin ekserinin, Muḥamed b. el-hasen el-cevherî el-mıṣrî İbn Cureyc el-evzaî, İbn Vehb ve en-nesâ î nin mezhebidir. Ehl-i hadis arasında en çok yaygın ve maruf olan budur. Şeyhe okunanlar için ḥaddesenâ ve ahberenâ tâbirini kullanmanın cevazına birçok kimse zahib olmuştur. Bu, Zuhri Mâlik Sufyân b. Uyeyne, Yaḥyâ b. Sa îd el-kaṭṭ an ın Buhârî nin, Hicâzlı ve Basralı birçok muhaddisin mezhebidir. (Şerḥu Muslim, I. 33).

17 Mezkur elfâzden biri diğerini yerine geçebilirdi. Sufyân b. Uyeyne nin (öl. 198) nazarında elfâzın hepsini aynı değerde bulunduğunu Buhârî rivayet eder. 88 El-Evza î (öl. 157): Senden pek çok şey yazdım, bunlar için hangi tâbiri kullanayım? diyen tilmizine şöyle cevap vermişti. Sana yalnız olarak okuduklarım için ḥaddesenî birçok kimseyle beraber bulunduğun esnada okudukların için ahberenî, seni de aralarında bulunduğun birçok kimseye okunanlar için ahberenî, tek başına sana icâzetini vermiş olduğum şeyler için haberin, tek başına sana icâzetini vermiş olduğum şeyler için haberenî sana diğer birçok kimse ile birlikte icâzetini vermiş olduklarını için ise habberenâ tâbirin kullanırsın. 89 Hadis naklini, kısaca bahis müvzuu ettiğimiz şekillerini bir kısmını oldukça erken bir devirde ele alındığı ve değerlendirildiği anlaşılıyor. Hatta kaynaklar bize samâ ve kırâ atin Alî b. Ebî Tâlib ve İbn Abbâs zamanında bilindiği; birincisin şeyhe okumak ile şeyhten dinlemeyi müsavi bulunduğu, diğerini ise, sâmilerine: Benim size okumam ile sizin bana okumanız arasında bir fark yoktur. Dediğini naklederler. 90 Tâbiînden olan bazı muhaddislerin de aynı mesele üzerinde muhtelif fikirlerini kaynaklar muhafaza etmektedirler. Ezcümle Zuhrî bu hususta müsamahakâr davranır ve huzuruna getirilen bir kitabın kendisinden dinlenmemiş veya huzurunda okunmamış olmasına rağmen, şahsından rivayet etmelerine cevaz verilmiştir. 91 Muṣṭ alaḥu l-ḥadîs kitaplarında birçok kola ayrılan bu kısımların her biri sıhhatleri bakımından birbirlerinden ayrı kıymetlere sahiptirler. Muhaddisler de kendi prensiplerine göre bir kısmını tercih, diğer bir kısmını terkederler. Umumiyetle usûl kitapları meşhur muhaddislerin, hangilerini muteber tanıdıkların kaydederler. Buhârî ve Taḥammulul- ilm Hadis naklini, tâbir-i mahsusuyla taḥammulu l- ilmin muhtelif kısımlarından hangisi Buhârî nin tercih ettiği hususunda oldukça mühim 88 Buhârî, l el-kifêy, s Râmahurmuzî, el-muḥadisu l-fâṣıl, 76 b. (s ) ve Tedrîbu r-râvî s. 131; İbn Abbâs dan rivayet edilen için bkz. Tirmizî, ll El-Kifâye, s. 318.

18 Bir ihtilaf vardır. Bu ihtilaf erek kitabının şerhinde ve gerekse uṣûlu l-ḥadîs kitaplarının alâkalı bablarında görülür. Büyük hadis kitaplarının değerleriyle, tercih ettikleri nakil yolları arasında daima bir münasebet kurmaya çalışıldığı için, Buḫârî nin Ṣaḥīḥ indeki bazı hususiyetlerin izahında, taḥammulu l- ilmin Buḫârî için tecviz edilmeyen kısımlarını izlerini arayanlarla, bu kitabı en üstün şartların çerçevesinde mülahaza eden şârihlerin tevilleri arasında oldukça mühim bir fark vardır. Biraz ileride mümkün mertebe mufassal bir şekilde izahına çalışılacak olan bu mesele hakkında, daha evvel şunu söyleyelim kim, Buḫârî nin, taḥammulu l- ilm adı verilen hadislerin nakli işinde takip ettiği yoluna izahındaki ihtilâf, Ṣaḥīḥ inin birçok hususiyetine karşı gösterilen anlayışta da tebarüz etmektedir. Birincisinde esas neticeye varılamadığı için, birçok hususiyeti de -biraz ileride göreceğimiz veçhile- vuzuhtan mahrum kalmıştır. Hadis edebiyatının bu en çok işlenen musannafının kaynaklarının izahında, aynı devirde yaşayan şârihlerinin anlayışları arasında büyük tezadlar bulunduğunu, hatta bir şârihin, kitabın muhtelif yerlerini şerhinde, aynı meselinin mükerrer izahında bazen tenakuza düştüğünü göreceğiz. Buḫârî, Ṣaḥīḥ inin Kitâbu l- ilm adını vermiş olduğu kısmında muhtelif bablar halinde taḥammulu l- ilmin muhtelif şekillerini tespite çalışmıştır. Fakat, kitabının mezkur kısmında, bahis mevzuu meselede daha evvelki birçok muhaddisin mezhebi hakkında ehemmiyetli denecek derecede bir bilgi bulunmasına rağmen, kendi kitabında neyi tercih ettiğini vâzıh olarak öğrenmek kâbil değildir. Daha sonraki asırlarda onun taḥammulu l- ilmdeki mezhebinden bahsetmek isteyenler, Ṣaḥīḥinde vermiş olduğu materyelden vâzıh neticeler çıkaracak kadar faydalanmamışlardır. Umumiyetle musned hadisler îrâd etmesi lazım gelen kitabında, bol bol mu allaḳ haberler ileri süren Buḫârî nin, Kiâbu l- ilm diye ayırmış olduğu faslında, geniş çapta, hocası el-ḥumeydî nin Kitābu n-nevādir inden faydalandığı anlaşılmaktadır. 92 Buḫârî, kitabının mezkur yerinde taḥammulu l- ilmin en muteber vasıtası olarak kabul edilen semâ ı, yani şeyhin tilmizine okuduğu hadisleri, âdeta izahtan müstağni addedip 93 diğer babları kısmen ele 92 Onun burada ḳāle tâbirini müteakibend îrâd ettiği hadislerden başka ve ḥtecce ba ḍuhum veya ve ḥtecce ba ḍu ehli -Ḥicāz fi l-munāvele gibi, başkalarından aldığını sarih olarak gösteren ibareler de vardır. İbn Ḥacer bize bu hususta Buḫârî nin şeyhi el-ḥumeydî nin Kitābu n-nevādir inden aldığını söylemektedir (Fetḥu l-bārī, I. 137). Onun ifadesinden anlaşıldığına göre kendinden evvel Buḫârî nin, mezkur eserle olan münasebetine işaret edenler de varmış, ayrıca bkz. Fetḥu l-bārī, I Zira birçok muhaddis, yalnızca, bizzat şuyuhtan dinledikleri hadislere itibar ediyor, şeyhe okunanların kabul etmiyordu. Ayrıca fetḥu l-bārī

19 almaktadır. Ḳırâ a ve arḍ ın el-ḥasen el-aşrî, Sufyân es-sevrî ve İmam Mâlik tarafından câiz görüldüğünü rivayetle, âdeta kendisini de aynı şeye kail olduğunu ifade etmektedir. 94 Sufyân es- Sevrî nin tilmiz tarafından şeyhe okunan hadisler için ḥaddesenī tâbirini kullanmakta bir beis görmediğini, yine Sufyân ve Mâlik in nazarında, şeyhin tilmize okumasıyla tilmizin şeyhe okuması arasında bir fark bulunmadığını, 95 Sufyân b. Uyeyne indinde ḥaddesenā ve enbe enā tâbirlerini müsavi olduğunu, şeyhi Ḥumeydî den nakleder. 96 Taḥammulu l- ilmin ḳırâa ve arḍ nevinden sonra munâveleyi ele alır. Fakat Buḫârî nin ifadesinde munâvele ile mukâtebe birleşmiş gibidir: el-munāvele ve kitābu ehli'l- ilm bi l- ilm ilā l- ilm. 97 Bu babınşerhi esnasında, ibn Ḥacer şöyle söylemektedir: Musannıf semâ ve arḍ dan fâriğ olduktan sonra 98 ekseriyet nazarında nakil işinin muteber diğer nevilerine; şeyhin, tilmizine 99 kitabını: Bu benim filan kimseden, semâ ım ve bu benim tasnifimdir, benden rivayet et. Diyerek vermesi demek olan munâveleye ve şeyhin hadisini kendi eliyle yazması veya güvendiği bir kimseye yazdırması veya yazdırdıktan sona isteyene göndermesi, kendisinden rivayetine izin vermesi demek olan mukâtebeye geçmiş, böylece her ikisini bir seviyede göstermiştir. Halbuki birçok kimse munâveleyi diğerine tercih eder. 100 Daha sonraki usûl kitaplarında sekiz kısım halinde mülahaza edilen taḥammulu l- ilmin, diğer nevilerini Buḫârî nin saymamasından, bunları tecviz etmediği manasını anlayanlar olmuştur. Mesela şârih ibn Ḥacer: Musannıf, hadis naklini muhtelif kısımlarından, munâvelenin gayrı el-icāzeti lmucerrede ani l-munāvele veyahut mukâtebeyi, vicâde ve vaṣiyyeyi sıhhatlerine kâil olmuyormuş gibi zikretmemiştir. demektedir. 101 el-ḫaṭ îb el-bağdâdî, Buḫârî nin adını, hadisin icâze yoluyla rivayetini tecviz eden muhtelif tabakadan birçok büyük muhaddisle birlikte ziretmekte ise de, 102 İbn Ḥacer, Buḫârî yi icâzenin cevazına 94 Buḫârî, I Buḫârî, I Buḫârî, I Buḫârî, I İbn Ḥacer in buifadesine rağmen, Buḫârî nin semâ dan bahsetmediği ve taḥammulu l- ilm in en müreccah nev i oluşu sebebiyle zikrinden istiğna gösterdiği anlaşılmaktadır. 99 Burada tilmizi diye tesmiye edilen şahsın muhakkak şeyh ile doğrudan doğruya temasta bulunması gerekmez. Bunun, hadis talebinde bulunan herhangi bir şahıs olduğu da vakidir. Esas tâbiri ṭ ālibu l-ḥadīs tir. 100 Fethu l-bārī, l Fethu l-bārī, ı El-Kifāye, s. 314.

20 muhalif göstermekte ısrara etmektedir. 103 Fakat onun bu ısrarının, kitabın kaynaklarıyla olan münasebetlerini tetkikinin doğurduğu netice ile bağdaşmayacağını biraz ileride göreceğiz. Buḫârî nin, Ṣaḥīḥ inde mukâtebeyi zikretmemiş olmasına rağmen, bazı tâbirlerinden buna kâil olduğun neticesini çıkarmakta güçlük çekmemişlerdir. Bir hadisin senedi esnasında ketebe ileyye Muḥammed b. Beşşār (öl. 252) kaydı için Suyûṭ î: Buḫârî,şeyhlerinden, bundan başka hiçbirinden mukâtebe yoluyla rivayet etmemiştir. Fakat gerek Buḫârî ve gerek Muslim in hadislerini senedlerinde aynı yollardan çıkarmış oldukları hadisler arasında mukâtebe ile gelmiş olanlar vardır. demektedir. 104 Buḫîrî nin mezkur hadisin izah etmek mecburiyetinde kalan İbn Ḥacer, ondan aynı zamanda mukâtebeyi uzaklaştırmak istediği için: Buḫârî, Muḥammed b. Beşşâr a çok itimat etmemiş olsaydı ondan mukâtebe yoluyla rivayet etmezdi. demektedir. 105 Hulâsa olarak burada şunu kaydedebiliriz ki İbn Ḥacer, Buḫârî nin taḥammulu l- ilmin muhtelif envaından semâ, kırâ a ve ard, munâvele ve bir dereceye kadar mukâtebeyi tecviz, diğerlerini reddettiğini göstermeye çalışmaktadır. Yukarıda teferruatını bir tarafa bırakarak izahına çalıştığımız, muhaddislerin ıstılahınca taḥammulu l- ilm adı verilen, hadis naklini muhtelif nevilerini tarifinden anlaşılıyor ki, üçüncü asrın mahsulü büyük hadis masannafatına tekaddüm eden asırda, tamamıyla yazılı olan bir edebiyat ve bunu naklini kanunları bahis mevzuudur; ve taḥammulu l- ilm adıyla anılan muhtelif kaideler, esasında yazılı bir hadisin nakil yollarını muhtelif şekilleridir. Fakat hadislerin ilk nakli sırasında, bazı ṣaḥîfelerin varlığına rağmen, şifahi rivayetin de bir nakil vasıtası olması ve bir hadisin sıhhati için, onu Peygamber den kimin duyduğunun tespiti zarureti isnad müessesesini meydana getirmiştir. Kaynaklarda Hadisleri ilk isnat eden kimse Zuhrî dir (öl. 124.). şeklinde bir kayda 106 rastlandığı zaman, isnad zaruretini daha 103 Fetḥu l-bārī, l Tedrību r-rāvī,s Bir hadisin senedinde mukâtebe alametlerini bulunması şeyhin, veya şeyhin birkaç tabaka ötedeki şeyhlerini bu hadisi mukâtebe yoluyla almış olduklarını gösterir bir tâbirin bulunması demektir. 105 Tehzību t-tehzīb,lx Muḳaddimetu l-cerḥu, ve t-ta dîl,s.20, İbn Ebî Ḥâtim in rivayetine göre, Zuhrî yi isnadın müessisi olarak ifade eden bu hüküm İmam Mâlik e aittir. Tirmizî nin de verdiği bir habere göre, ( Şerḥu t-tirmizī, XIII. 328) Zuhrî isnadsız bir hadisi sakat bir vücuda benzetirmiş, Tirmizî nin verdiği misale göre isnadsız bir hadis, tâbiînden bir kimsenin ḳāle Resūlullāh ilḫ. deyip aradaki ravileri açıklamadan nakli şeklinde olurdu.

Ebû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu

Ebû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu Ebû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu Cilt/Volume: II Sayı/Number: 1 Yıl/Year 2016 Meridyen Derneği hadisvesiyer.info Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları 2012, 472 sayfa.

Detaylı

Buhârî nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar*

Buhârî nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar* Buhârî nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar* Ali ÇELİK** 228 İslam kültür, bilim ve teknoloji alanlarına dair çalışmalarıyla tanınan, kaynakların özgünlükleri ve iç dinamiği noktasından hareket ederek

Detaylı

İLH107 HADİS TARİHİ VE USULÜ (ARAPÇA)

İLH107 HADİS TARİHİ VE USULÜ (ARAPÇA) Ankara Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı Açık Ders Malzemeleri Ders izlence Formu Dersin Kodu ve İsmi Dersin Sorumlusu Dersin Düzeyi İLH107 HADİS TARİHİ VE USULÜ (ARAPÇA) YRD. DOÇ.

Detaylı

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır. İslam çok yüce bir dindir. Onun yüceliği ve büyüklüğü Kur an-ı Kerim in tam ve mükemmel talimatları ile Hazret-i Resûlüllah (S.A.V.) in bu talimatları kendi yaşamında bizzat uygulamasından kaynaklanmaktadır.

Detaylı

HADİS TARİHİ VE USULÜ

HADİS TARİHİ VE USULÜ HDİS TRİHİ VE USULÜ DİKKT! Bu testte 25 soru bulunmaktadır. Cevaplarınızı, cevap kâğıdınızın Hadis Tarihi ve Usulü testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz. 1. şağıdakilerden hangisi Esbabu Vürûdi l- Hadîs

Detaylı

İÇİNDEKİLER. G r 17 I. YÖNTEM ve KONUNUN SINIRLANDIRILMASI 17 II. TERMİNOLOJİ 23

İÇİNDEKİLER. G r 17 I. YÖNTEM ve KONUNUN SINIRLANDIRILMASI 17 II. TERMİNOLOJİ 23 İÇİNDEKİLER KISALTMALAR 11 ÖNSÖZ 13 G r 17 I. YÖNTEM ve KONUNUN SINIRLANDIRILMASI 17 II. TERMİNOLOJİ 23 B r nc Bölüm KLASİK İSLÂMÎ PARADİGMA ve ORYANTALİST PARADİGMA 25 I. ORYANTALİST PARADİGMA ve KURUCU

Detaylı

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ. EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ www.almuwahhid.com 1 Müellif: Şeyhu'l-İslam İbni Teymiyye (661/728) Eser: Mecmua el-feteva, cilt 4 بسم هللا الرحمن الرحيم Selefin, kendilerinden sonra gelenlerden daha alim, daha

Detaylı

Hadis Istılahları. ADL: Râvînin hadîsi bozmadan rivâyet eden dürüst bir müslüman olması. AHZ: Bir şeyhden hadîs almak.

Hadis Istılahları. ADL: Râvînin hadîsi bozmadan rivâyet eden dürüst bir müslüman olması. AHZ: Bir şeyhden hadîs almak. Hadis Istılahları Her ilim dalının bir terminolojisi olduğu gibi hadîs ilimlerinin de ıstılahları vardır. Hadîs ıstılahları anlaşılmadıkça hadîs usûlü de anlaşılamaz. Hadîs ıstılahları çok sayıda olduğu

Detaylı

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livata Haddi 71 LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livatanın cezası zina cezasından farklıdır. Her ikisinin vakıası birbirinden ayrıdır, birbirinden daha farklı durumları vardır. Livata,

Detaylı

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen Muâz b. Cebel'in Hz. Peygamber in (s.a.v.) sorduğu

Detaylı

İÇİNDEKİLER KISALTMALAR...10 ÖNSÖZ...12 GİRİŞ...16 I- İSRÂ VE MİRAÇ KELİMELERİNİN MANALARI...16 II- TARİH BOYUNCA MİRAÇ TASAVVURLARI...18 A.

İÇİNDEKİLER KISALTMALAR...10 ÖNSÖZ...12 GİRİŞ...16 I- İSRÂ VE MİRAÇ KELİMELERİNİN MANALARI...16 II- TARİH BOYUNCA MİRAÇ TASAVVURLARI...18 A. İÇİNDEKİLER KISALTMALAR...10 ÖNSÖZ...12 GİRİŞ...16 I- İSRÂ VE MİRAÇ KELİMELERİNİN MANALARI...16 II- TARİH BOYUNCA MİRAÇ TASAVVURLARI...18 A. Eski Kavimlerde Miraç...18 1. Çeşitli Kabile Dinleri...19 2.

Detaylı

ARAPÇA YAZMA ESERLERİN DİZGİSİNDE TAKİP EDİLECEK YAZIM KURALLARI

ARAPÇA YAZMA ESERLERİN DİZGİSİNDE TAKİP EDİLECEK YAZIM KURALLARI ARAPÇA YAZMA ESERLERİN DİZGİSİNDE TAKİP EDİLECEK YAZIM KURALLARI 1. Âyetlerin yazımında Resm-i Osmânî esas alınacaktır. Diğer metinlerde ise güncel Arapça imlâ kurallarına riâyet edilecek, ancak özel imlâsını

Detaylı

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ Bu Beldede İlim Ölmüştür Rivayet edildiğine göre Süfyan es-sevrî (k.s) Askalan şehrine gelir, orada üç gün ikamet ettiği halde, kendisine hiç kimse gelip de ilmî bir mesele hakkında

Detaylı

KUR AN TİLÂVETİNDE MÜKEMMELLİK/ HİLYETÜ T-TİLÂVE Fİ TECVÎDİ L-KUR ANİ L-KERÎM

KUR AN TİLÂVETİNDE MÜKEMMELLİK/ HİLYETÜ T-TİLÂVE Fİ TECVÎDİ L-KUR ANİ L-KERÎM KUR AN TİLÂVETİNDE MÜKEMMELLİK/ HİLYETÜ T-TİLÂVE Fİ TECVÎDİ L-KUR ANİ L-KERÎM (Rihâb Muhammed Müfid Şakakî, çev. F. Yasemin Mısırlı, Guraba Yayıncılık, 2012, 326 s.) Yaşar AKASLAN * Günümüz kırâat otoriteleri

Detaylı

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU e-makâlât Mezhep Araştırmaları, IV/2 (Güz 2011), ss. 179-183. ISSN 1309-5803 www.emakalat.com ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU Halil İbrahim Bulut, Araştırma Yayınları, Ankara, Nisan 2011,

Detaylı

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn RAMAZAN GECELERİNDE KILINAN NAMAZIN CEMAATLE EDÂSININ MEŞRULUĞU ] ريك Turkish [ Türkçe Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn Terceme: Muhammed Şahin Tetkik: Ali Rıza Şahin 2011-1432 وعية اجلماعة يف قيام رمضان»

Detaylı

TEZ TANITIMI VE DEĞERLENDİRME

TEZ TANITIMI VE DEĞERLENDİRME TEZ TANITIMI VE DEĞERLENDİRME Dr. Muammer BAYRAKTUTAR Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Öğretmeni Sabri KIZILKAYA, İsnad ve Metin Çözümlemeleri Bağlamında Geleneksel ve Yeni Yaklaşımlar, Yayınlanmamış Doktora

Detaylı

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır. 6.MEKTUP MEVZUU : a) Cezbe ve sülûk husulünün beyanı. b) Celâl ve cemal sıfatları ile terbiye almak. c) Fenanın ve bekanın beyanı. d) Nakşibendî tarikatına mensub olmanın üstünlüğü. Belâ ve musibet için

Detaylı

Sünnet inkarcılarının dayandıkları en bariz şüphelerinden birisi, hadis yazılması ve buna has sahifelerde toplanılmasını nehyeden nebevi yasaklamadır.

Sünnet inkarcılarının dayandıkları en bariz şüphelerinden birisi, hadis yazılması ve buna has sahifelerde toplanılmasını nehyeden nebevi yasaklamadır. 1. ŞÜPHE: HADİSLERİN YAZILMASI HAKKINDAKİ NEBEVİ YASAK Sünnet inkarcılarının dayandıkları en bariz şüphelerinden birisi, hadis yazılması ve buna has sahifelerde toplanılmasını nehyeden nebevi yasaklamadır.

Detaylı

İçindekiler GENEL PRENSİPLER. Birinci B ö l ü m : HUKUK NİZAMI :

İçindekiler GENEL PRENSİPLER. Birinci B ö l ü m : HUKUK NİZAMI : İçindekiler B Î R İ N C İ K İ T A P GENEL PRENSİPLER Birinci B ö l ü m : HUKUK NİZAMI : 1. Hukuk ne demektir? Sah. 1 2. Hukuk bir ilim midir?» 1 3. Hukuk nizamı ve hukuk mekanizması» 3 4. Beşerî cemiyetler»

Detaylı

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19 Önsöz Kur an tefsirleri üzerine yapılan araştırmalar bir hayli zenginleşmesine karşın, yüzlerce örneğiyle sekiz-dokuz asırlık bir gelenek olan tefsir hâşiyeciliği, çok az incelenmiştir. Tefsir hâşiye literatürü;

Detaylı

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır Tevafuk birbirine denk gelmek, birbiriyle uygun vaziyet almak demektir. Tevafuklu Kur anda tam 2806 Allah lafzı pek az müstesnalar

Detaylı

TEŞKİLATLANMA VE KOLLEKTİF MÜZAKERE HAKKI PRENSİPLERİNİN UYGULANMASINA MÜTEALLİK SÖZLEŞME

TEŞKİLATLANMA VE KOLLEKTİF MÜZAKERE HAKKI PRENSİPLERİNİN UYGULANMASINA MÜTEALLİK SÖZLEŞME TEŞKİLATLANMA VE KOLLEKTİF MÜZAKERE HAKKI PRENSİPLERİNİN UYGULANMASINA MÜTEALLİK SÖZLEŞME Bu sözleşme, ILO'nun temel haklara ilişkin 8 sözleşmesinden biridir. ILO Kabul Tarihi: 18 Haziran 1949 Kanun Tarih

Detaylı

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma Question İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma (s.a)'nın mushafı hakkındaki sözleri idi. Allah-u Teâlâ tarafından Hz. Fatıma Zehra (s.a)'ya ilham edilen

Detaylı

Türkçeye Tercüme Edilen Hadis Kitaplarında Geçen Zayıf Hadislerin Numaraları

Türkçeye Tercüme Edilen Hadis Kitaplarında Geçen Zayıf Hadislerin Numaraları Türkçeye Tercüme Edilen Hadis Kitaplarında Geçen Zayıf Hadislerin Numaraları Ebu Davud, Tirmizi, İbn Mace, Nesai, Edebu l-mufred, Muvatta, İbn Carud, Taberani (Mucemu s-sagir) İçindekiler 1- Sünenu İbn

Detaylı

İçindekiler KIYMETLİ EVRAK. Yirmi Dördüncü Bölüm ESASLAR :

İçindekiler KIYMETLİ EVRAK. Yirmi Dördüncü Bölüm ESASLAR : İçindekiler D Ö R D Ü N C Ü K İ T A P KIYMETLİ EVRAK Yirmi Dördüncü Bölüm ESASLAR : Sahife 301. Şekil serbestisi prensipi 1 :i02. Vazıı kanunca istenilen şekil 1 303. Akitte mahfuz kalan şekil 2 304. Fikir

Detaylı

V Ön Söz Birinci fasıl: İşletme İktisadının Esasları 3 A. İşletme ve işletme iktisadının mahiyeti 3 I. İşletmenin mâna ve tarifi 3 II. İşletme iktisadı ilminin mahiyeti 8 III. İşletme iktisadı ilminin

Detaylı

MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya

MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya ÖTÜKEN MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya Üniversitesi, Tarih Bölümü nden mezun oldu. 2008 yılında

Detaylı

34 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARININ KAPATILMASI HAKKINDA SÖZLEŞME

34 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARININ KAPATILMASI HAKKINDA SÖZLEŞME 34 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARININ KAPATILMASI HAKKINDA SÖZLEŞME Aynı konudaki 96 sayılı sözleşmenin onaylanması sonucu yürürlükten kalkmıştır ILO Kabul Tarihi: 8 Haziran 1933 Kanun Tarih ve

Detaylı

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ Kur an-ı Kerim : Allah tarafından vahiy meleği Cebrail aracılığıyla, son Peygamber Hz. Muhammed e indirilen ilahi bir mesajdır. Kur an kelime olarak okumak, toplamak, bir araya

Detaylı

HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI DİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI 46 5. HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ UYGULANMASI 5.1. HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ TEMEL FELSEFESİ VE GENEL AMAÇLARI Hadis; Peygamberimizin söz,

Detaylı

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ 1 KİTAB VE SÜNNETE DAVET YAYINLARI 1435 HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ irtibat kitabvesunnet@gmail.com

Detaylı

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205) Zikir, hatırlayıp yâd etmek demektir. İbâdet olan zikir de Yüce Allah ı çok hatırlamaktan ibârettir. Kul, Rabbini diliyle, kalbiyle ve bedeniyle hatırlar ve zikreder. Diliyle Kur ân-ı Kerim okur, duâ eder,

Detaylı

BİR İMAM-HATİP HOCASININ HADİS BİLGİSİ: HADİS USÛLÜ DERSLERİ

BİR İMAM-HATİP HOCASININ HADİS BİLGİSİ: HADİS USÛLÜ DERSLERİ BİR İMAM-HATİP HOCASININ HADİS BİLGİSİ: HADİS USÛLÜ DERSLERİ Arş. Gör. Mahmut SABUNCU Vücuda getirildikleri dönemin ilim anlayışlarına ayna tutan en önemli belgelerden olan kitaplar kimi zaman ve maalesef

Detaylı

HER NEVİ MADEN OCAKLARINDA YERALTI İŞLERİNDE KADINLARIN ÇALIŞTIRILMAMASI HAKKINDA SÖZLEŞME

HER NEVİ MADEN OCAKLARINDA YERALTI İŞLERİNDE KADINLARIN ÇALIŞTIRILMAMASI HAKKINDA SÖZLEŞME HER NEVİ MADEN OCAKLARINDA YERALTI İŞLERİNDE KADINLARIN ÇALIŞTIRILMAMASI HAKKINDA SÖZLEŞME ILO Kabul Tarihi: 4 Haziran 1935 Kanun Tarih ve Sayısı: 9 Haziran 1937 / 3229 Resmi Gazete Yayım Tarihi ve Sayısı:

Detaylı

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu Question Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu belirtir misiniz? Kur an ın lafızdan soyut olduğu bir merhale var mıdır? Answer: Her şeyin lâfzî

Detaylı

CUKUROVA UNIVERSITESI ILAHIYAT FAKULTESI. lllll. güz donemi. ISLAM HUKUK USULU I -ders planları-

CUKUROVA UNIVERSITESI ILAHIYAT FAKULTESI. lllll. güz donemi. ISLAM HUKUK USULU I -ders planları- CUKUROVA UNIVERSITESI ILAHIYAT FAKULTESI lllll ISLAM HUKUK USULU I -ders planları- güz donemi 2015 m-hayta@hotmail.com ders planı ve yönteme dair merhaba arkadaslar, Öncelikle, yeni eğitim ve öğretim döneminiz

Detaylı

Abdestte başı mesh etmenin şekli

Abdestte başı mesh etmenin şekli Abdestte başı mesh etmenin şekli ] ريك Turkish [ Türkçe Bir Grup Âlim Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2012-1433 يفية مسح الرأس يف الوضوء» اللغة الرت ية «جاعة من العلماء رمجة: مد شاه مراجعة:

Detaylı

Birinci İtiraz: Cevap:

Birinci İtiraz: Cevap: Bazı din bilginleri tutulmalarla ilgili bazı itirazlarda bulunarak bu konuda şüpheler uyandırmaya çalışmışlardır. Ulemaların itirazlarından bazıları cevaplarıyla birlikte aşağıya sıralanmıştır. Birinci

Detaylı

insan toplum Değerlendirmeler

insan toplum Değerlendirmeler insan toplum Değerlendirmeler the journal of humanity and society Bekir Kuzudişli, Şîa ve Hadis: Başlangıcından Kütüb-i Erbaa ya Hadis Rivayeti ve İsnad, İstanbul: Klasik Yayınları, 2017, 596 s. Değerlendiren:

Detaylı

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir?

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Kısacası

Detaylı

Abdest alırken kep ve şapka veya kufiyenin üzerini mesh etmenin hükmü. Muhammed Salih el-muneccid

Abdest alırken kep ve şapka veya kufiyenin üzerini mesh etmenin hükmü. Muhammed Salih el-muneccid Abdest alırken kep ve şapka veya kufiyenin üzerini mesh etmenin hükmü ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 202-433 ح م ملسح القبعة والكوفية

Detaylı

HADİS TARİHİ VE USULÜ (İLH1007)

HADİS TARİHİ VE USULÜ (İLH1007) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. HADİS TARİHİ VE USULÜ (İLH1007) KISA

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan İÇİNDEKİLER Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan Teveffi Kelimesi Ve Resulüllah ın Açıklaması İmam Buhari Ve Teveffi

Detaylı

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de. 2014 İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de. 2014 İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te 9 da AK YIL: 2012 SAYI : 164 26 KASIM 01- ARALIK 2012 BÜLTEN İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI T E Ş K İ L A T İ Ç İ H A F T A L I K B Ü L T E N İ 4 te Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır

Detaylı

Memlüklerin Son Asrında Hadis -Kahire 1392-1517- Halit Özkan

Memlüklerin Son Asrında Hadis -Kahire 1392-1517- Halit Özkan Cilt/Volume: I Sayı/Number: 1 Yıl/Year 2015 Meridyen Derneği hadisvesiyer.info Memlüklerin Son Asrında Hadis -Kahire 1392-1517- Halit Özkan İstanbul: Klasik Yayınları 2014 (İkinci Basım), 240 sayfa. İslâm

Detaylı

VAHYĐN ÇEŞĐTLERĐ VE KUR AN-I KERĐM Muhammed b. Tavît et-tancî Terc.: Hüseyin Atay

VAHYĐN ÇEŞĐTLERĐ VE KUR AN-I KERĐM Muhammed b. Tavît et-tancî Terc.: Hüseyin Atay e-makâlât Mezhep Araştırmaları, IV/1 (Bahar 2011), ss. 387-391. Muhammed b. Tavît et-tancî Özel Sayısı ISSN 1309-5803 www.emakalat.com VAHYĐN ÇEŞĐTLERĐ VE KUR AN-I KERĐM Muhammed b. Tavît et-tancî Terc.:

Detaylı

T.C. VELÎ SEMPOZYUMU. Prof. Dr. Ali Rafet ÖZKAN KASTAMONU

T.C. VELÎ SEMPOZYUMU. Prof. Dr. Ali Rafet ÖZKAN KASTAMONU T.C. ST MO U VE S TES III. ULUSL SI EY -I VELÎ SEMPOZYUMU E T Prof. Dr. Ali Rafet ÖZKAN E T Y IMCIL I Doç. Dr. Burhan BALTACI Ar. r. Be a A i e D C r. Do. Dr. A o an A DO DU Ar. r. Nuran SARICI 06-0 Ma

Detaylı

TÜRKİYE DİYANET VAKFI YAYINLARI

TÜRKİYE DİYANET VAKFI YAYINLARI Kitâbü Takrîbi l-garîb Kāsım b. Kutluboğa (ö. 879 h. / 1474 m.) Tahkik Dr. Öğr. Üyesi Osman Keskiner TÜRKİYE DİYANET VAKFI YAYINLARI Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 743 İSAM Yayınları 200 Klasik

Detaylı

Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? Muhammed Salih el-muneccid

Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? Muhammed Salih el-muneccid Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? حكم تكر لعمر م يكو بينهما ] تريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : TÜRK DİLİ I Ders No : 00700400 : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 2 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim Tipi Ön Koşul

Detaylı

Tefsir Usulünün Yapısı ve İşlevi Süleyman Karacelil Ankara: Gece Kitaplığı, 1, sayfa.

Tefsir Usulünün Yapısı ve İşlevi Süleyman Karacelil Ankara: Gece Kitaplığı, 1, sayfa. Tefsir Usulünün Yapısı ve İşlevi Süleyman Karacelil Ankara: Gece Kitaplığı, 1, sayfa. Tefsir sahasında usul konusunun önemli bir tartışma alanı olduğu bilinen bir husustur. Özellikle tefsirin bir usulünün

Detaylı

Kitap Tanıtımı ve Değerlendirmeler

Kitap Tanıtımı ve Değerlendirmeler Kitap Tanıtımı ve Değerlendirmeler Emevîler Döneminde İktidar-Ulemâ İlişkisi * Tanıtan: Ahmet Yasin TOMAKİN1 Ankara 2008, Ankara Okulu Yayınları, 286 sayfa Eser giriş bölümü ve ardından; Emevî iktidarı

Detaylı

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ حكم الصلاة مع الجماعة ] باللغة التركية [ Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid ألفه الشيخ: محمد صالح المنجد Terceme edenler Muhammed Şahin ترجمه: محمد

Detaylı

Hadiste Sened Tenkidi Halil İbrahim Kutlay

Hadiste Sened Tenkidi Halil İbrahim Kutlay Hadiste Sened Tenkidi Halil İbrahim Kutlay İstanbul: Elif Yayınları, 2015, 349 Sayfa. Cilt/Volume: III Sayı/Number: 1 Yıl/Year 2017 Meridyen Derneği hadisvesiyer.info Hz. Peygamber in söz ve fiillerinin

Detaylı

Farklı Yönleriyle Endülüs Hadisçiliği, Mustafa ÖZTOPRAK, Sinop 2013, 152 sayfa.

Farklı Yönleriyle Endülüs Hadisçiliği, Mustafa ÖZTOPRAK, Sinop 2013, 152 sayfa. 1 Farklı Yönleriyle Endülüs Hadisçiliği, Mustafa ÖZTOPRAK, Sinop 2013, 152 sayfa. Farklı Yönleriyle Endülüs Hadisçiliği adlı kitap beş makaleden oluşmaktadır. Birinci makalede Hadis İlminin Endülüs e Girişi,

Detaylı

DOI: /fsmia

DOI: /fsmia FSM İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi FSM Scholarly Studies Journal of Humanities and Social Sciences Sayı/Number 8 Yıl/Year 2016 Güz/Autumn 2016 Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi

Detaylı

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86) 1) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86) 2) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: Müslüman ın Müslüman üzerindeki hakkı

Detaylı

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir. Hastalık ve Yolculukta: Eğer bir insan hasta ise ve yolcu ise onun için oruç tutmak Kur an-ı Kerim de yasaktır. Bazı insanlar ben hastayım ama oruç tutabilirim diyor veya yolcuyum ama tutabilirim diyor.

Detaylı

Oryantalistlerin Hadisleri Tarihlendirme Yaklaşımları

Oryantalistlerin Hadisleri Tarihlendirme Yaklaşımları Oryantalistlerin Hadisleri Tarihlendirme Yaklaşımları Süleyman Doğanay İFAV Yayınları, İstanbul 2013, 263 s. Batılı araştırmacılar, hadislerle alakalı çeşitli metotlar geliştirerek çokça çalışmalar yapmışlar

Detaylı

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır. 4.MEKTUP MEVZUU : a) Mübarek ramazan ayının faziletleri. b) Hakikat-ı Muhammediye'nin (kabiliyet-i ulâ) beyanı.. Ona ve âline salât, selâm ve saygılar.. c) Kutbiyet makamı, ferdiyet mertebesi.. NOT : İMAM-I

Detaylı

Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar]

Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar] Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar] Ezan Vakti uygulaması sadece bir ezan vakti icin yola baş koymuş zamanla gelişerek farkli ozelliklere sahip olmuş çok faydalı ve önemli bir

Detaylı

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ a. 14.Yüzyıl Orta Asya Sahası Türk Edebiyatı ( Harezm Sahası ve Kıpçak Sahası ) b. 14.Yüzyılda Doğu Türkçesi ile Yazılmış Yazarı Bilinmeyen Eserler c.

Detaylı

Üstadımızın mezkûr beyanında, Kur'an ın her ayetinin üç hükmü içine aldığı belirtilmiştir. Bu hükümler şunlardır:

Üstadımızın mezkûr beyanında, Kur'an ın her ayetinin üç hükmü içine aldığı belirtilmiştir. Bu hükümler şunlardır: Sorularlarisale.com "Kur'an ın her kelamı üç kaziyeyi müştemildir. Birincisi, bu Allah ın kelamıdır. İkincisi, Allah ca murad olan mana budur. Üçüncüsü, mana-yı murad budur..." İzah eder misiniz? "Kur'an

Detaylı

لا حرج من قضاء رمضان ا صف ا اk من شعبان

لا حرج من قضاء رمضان ا صف ا اk من شعبان Ramazan ayından kalan kaza orucunu, Şaban ayının ikinci yarısında tutmakta bir sakınca yoktur لا حرج من قضاء رمضان ا صف ا اk من شعبان ] تر [ Türkçe Turkish Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed

Detaylı

Hadisleri Anlama Yöntemi The Method Of Understanding Of Hadith

Hadisleri Anlama Yöntemi The Method Of Understanding Of Hadith Hadisleri Anlama Yöntemi The Method Of Understanding Of Hadith Mustafa IŞIK Laçin Yayınları, Kayseri, 2014, 346 sayfa. Tanıtan: Nurullah AGİTOĞLU* İslâm ın temel kaynaklarından olan hadislerin rivayeti

Detaylı

BİRİNCİ KISIM: Feraiz Mukaddime. 1 inci Fasıl BİRİNCİ BAB

BİRİNCİ KISIM: Feraiz Mukaddime. 1 inci Fasıl BİRİNCİ BAB İ Ç İ N D E K İ L E R Lügatler 5 Ön söz, 7 BİRİNCİ KISIM: Feraiz Mukaddime Feraiz lstıhları.... - 9 Velânın mânası, kısımları, hukukî mahiyyeti 11-13 Hesap Istıhlaları 15 BİRİNCİ BAB İrsin Rüknü 17 Terike

Detaylı

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Aynı kökün kesmek, kısaltmak anlamı da vardır. Kıssa, bir haberi nakletme, bir olayı anlatma hikâye etmek. Bu Arapça'da kassa kelimesiyle ifade edilir. Anlatılan hikâye ve olaya da "kıssa" denilir. Buhâri, bab başlıklarında "kıssa"yı "olay" anlamında

Detaylı

ÖZEL DURUM AÇIKLAMA FORMU

ÖZEL DURUM AÇIKLAMA FORMU ÖZEL DURUM AÇIKLAMA FORMU Ortaklığın Ünvanı/Ortakların Adı : Türk Prysmian Kablo ve Sistemleri A.Ş. Adresi : Ömerbey Mah. Bursa Asfaltı Cad. No:51, Mudanya / Bursa Telefon / Faks : (0224) 270 30 00 / (0224)

Detaylı

Nihat Uzun, Hicrî II. Asırda Siyaset-Tefsir İlişkisi, Pınar Yay., İstanbul, 2011, 302 s.

Nihat Uzun, Hicrî II. Asırda Siyaset-Tefsir İlişkisi, Pınar Yay., İstanbul, 2011, 302 s. T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ Cilt: 20, Sayı: 2, 2011 s. 209-213 Kitap Tanıtımı Nihat Uzun, Hicrî II. Asırda Siyaset-Tefsir İlişkisi, Pınar Yay., İstanbul, 2011, 302 s. Hanifi ŞAHİN

Detaylı

Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 756 İSAM Yayınları 202 İlmî Araştırmalar Dizisi 90 Her hakkı mahfuzdur.

Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 756 İSAM Yayınları 202 İlmî Araştırmalar Dizisi 90 Her hakkı mahfuzdur. Mustafa Bülent Dadaş, Dr. 1979 da Adana da doğdu. Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ni bitirdi (2002). Aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü nde Mecelle de Bulunan Hukuk-Dil İlişkisine Yönelik

Detaylı

el-itticâhâtü L-MÜNHARİFE FÎ TEFSÎRİ L-KUR ÂN İ L-KERÎM DEVÂFİ UHÂ VE DEF UHÂ

el-itticâhâtü L-MÜNHARİFE FÎ TEFSÎRİ L-KUR ÂN İ L-KERÎM DEVÂFİ UHÂ VE DEF UHÂ el-itticâhâtü L-MÜNHARİFE FÎ TEFSÎRİ L-KUR ÂN İ L-KERÎM DEVÂFİ UHÂ VE DEF UHÂ Muhammed Hüseyin ez-zehebî, Mektebetü Vehbe, 3. Basım, 1406/1986, 112 s. Harun ABACI* Bu kitapta yazar, eski ve yeni yazılmış

Detaylı

İçindekiler. Kısaltmalar 13 GİRİŞ I. ÇALIŞMANIN KONUSU VE AMACI 15 II. İÇERİK VE YÖNTEM 16 III. LİTERATÜR 17

İçindekiler. Kısaltmalar 13 GİRİŞ I. ÇALIŞMANIN KONUSU VE AMACI 15 II. İÇERİK VE YÖNTEM 16 III. LİTERATÜR 17 İçindekiler Kısaltmalar 13 GİRİŞ I. ÇALIŞMANIN KONUSU VE AMACI 15 II. İÇERİK VE YÖNTEM 16 III. LİTERATÜR 17 BİRİNCİ BÖLÜM MUHAMMED EBÛ ZEHRE NİN HAYATI, İLMÎ KİŞİLİĞİ VE ESERLERİ I. MUHAMMED EBÛ ZEHRE

Detaylı

Arapça Tefsir metinleri müzakere ve münakaşa edilecektir.

Arapça Tefsir metinleri müzakere ve münakaşa edilecektir. Dersin Adı Tefsir IV İLH407 Tefsir IV DERS İZLENCESİ Prof. Dr. Ahmet Nedim SERİNSU Üniversite Adresi/ Bilgileri Dersin web sitesi Ders Kodu Ders hakkında bilgi Süre Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi

Detaylı

14 Türk mevzuatında ticari senetler Bibliyografya... 1 Ehemmiveti... IV. POLİÇE (Genel olarak) ' 65

14 Türk mevzuatında ticari senetler Bibliyografya... 1 Ehemmiveti... IV. POLİÇE (Genel olarak) ' 65 1 İÇİNDEKİLER Sayfa I. KIYMETLİ EVRAK... 3-27 1 Hak ve senet...... 3 2 a) Alacak senetlerinde /... 4 3 b) Emtia senetlerinde... 6 4 c) Ortaklıkla ilgili senetlerde

Detaylı

03-05 Ekim / October 2013. Yrd. Doç. Dr. Mehmet YAZICI

03-05 Ekim / October 2013. Yrd. Doç. Dr. Mehmet YAZICI 03-05 Ekim / October 2013 Yrd. Doç. Dr. Mehmet YAZICI 2014 485 Â Â âm -i Sâ âm tarihinde yetlerdendir, - - â. Bu sebeple ve imâm Ebu, Mâlik, ve benzeri birçok âlime Sâ - kelâm âm eserlerinde mevc - kelâ

Detaylı

Ünite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR

Ünite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR Celâleyn Tefsiri Ünite 1 İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I Doç. Dr. Recep DEMİR 1 Ünite 1 CELÂLEYN TEFSİRİ Doç. Dr. Recep DEMİR İçindekiler 1.1. CELÂLEYN TEFSİRİ... 3 1.2. CELALÜDDİN

Detaylı

Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır.

Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır. Vergi İncelemeleri Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır. İncelemeye yetkili olanlar tarafından lüzum görüldüğü takdirde inceleme,

Detaylı

1. Tacir hükmi şahıs ise yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri ve karar defteri;

1. Tacir hükmi şahıs ise yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri ve karar defteri; Ticari Defterler Bölümüne Git Kanunlarımıza Göre Ticari Defterler TÜRK TİCARET KANUNU TİCARİ DEFTERLER A) Defter Tutma Mükellefiyeti: I Şümulü: Madde 66 Her tacir, ticarî işletmesinin iktisadi ve mali

Detaylı

FAALİYETİNİ TERK EDEN BİR MÜKELLEFİN TERK DÖNEMİNE AİT ZARARLARININ MAHSUBU MÜMKÜN MÜDÜR

FAALİYETİNİ TERK EDEN BİR MÜKELLEFİN TERK DÖNEMİNE AİT ZARARLARININ MAHSUBU MÜMKÜN MÜDÜR FAALİYETİNİ TERK EDEN BİR MÜKELLEFİN TERK DÖNEMİNE AİT ZARARLARININ MAHSUBU MÜMKÜN MÜDÜR KEMAL AKMAZ YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİR BAĞIMSIZ DENETÇİ I- GİRİŞ Bilindiği üzere gelir vergisi uygulamasında ticari kazançlarından

Detaylı

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15 İçindekiler Önsöz 11 Kısaltmalar 15 EBÛ MANSÛR EL-MÂTÜRÎDÎ 17 Hayatı 17 Siyasî ve İlmî Çevresi 20 İlmî Şahsiyeti 22 Eserleri 25 a. Kelâm ve Mezhepler Tarihi 25 b. Usûl-i Fıkıh 29 c. Tefsir ve Kur an İlimleri

Detaylı

Süleyman el Ulvan, geçtiğimiz günlerde annesinin vefatı üzerine geçici olarak serbest bırakımış ve cenaze törenine katılmıştı.

Süleyman el Ulvan, geçtiğimiz günlerde annesinin vefatı üzerine geçici olarak serbest bırakımış ve cenaze törenine katılmıştı. Süleyman el Ulvan Arabistanlı ünlü din adamı Süleyman Ulvan'ın hayat hikayesi hem şahsının politik önemini hem de ülkesindeki 'muhalefet' ilişkilerine ışık tutuyor. 08.05.2017 / 12:00 Suudi rejiminin Dediklerimizi

Detaylı

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ BÖLÜM SİCİLE KAYITLI OLMAYAN GEMİLERİN REHNİ İKİNCİ BÖLÜM SİCİLE KAYITLI OLAN GEMİLERİN REHNİ BİRİNCİ KISIM

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ BÖLÜM SİCİLE KAYITLI OLMAYAN GEMİLERİN REHNİ İKİNCİ BÖLÜM SİCİLE KAYITLI OLAN GEMİLERİN REHNİ BİRİNCİ KISIM İÇİNDEKİLER BEŞİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ DÖRDÜNCÜ BASKIYA ÖNSÖZ ÜÇÜNCÜ BASKIYA ÖNSÖZ VII IX XI İKİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ '. XIII ÖNSÖZ İÇİNDEKİLER LİTERATÜR LİSTESİ XV XVII XXVII GİRİŞ BİRİNCİ BÖLÜM SİCİLE KAYITLI

Detaylı

AYIKLAMA VE İMHA İŞLEMLERİ

AYIKLAMA VE İMHA İŞLEMLERİ AYIKLAMA VE İMHA İŞLEMLERİ AYIKLAMA: Arşiv Malzemesi ile cari işlemleri devresinde bir değere sahip olduğu halde, hukuki kıymetini ve bir delil olma vasfını kaybetmiş, ileride kullanılmasına ve muhafazasına

Detaylı

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN IÇERIK ÖNSÖZ 13 Giriş DİN VE AKAİT Günümüzde Din Algısı Sosyal Bilimcilere Göre Din İslam Açısından Din Dinin Anlam Çerçevesi İslam Dini İslam ın İnanç Boyutu Akait İman İman-İslam Farkı İman Bakımından

Detaylı

TARİHTE İSLAM BİLİM GELENEĞİ

TARİHTE İSLAM BİLİM GELENEĞİ İlim Dallarının Düşünce Temellerini Araştırma Enstitüsü TARİHTE İSLAM BİLİM GELENEĞİ TARİHSEL EPİSTEMOLOJİYE GİRİŞ Alparslan AÇIKGENÇ Yıldız Teknik Üniversitesi 15 Ekim 2011 Ankara Gelenek, bir toplumdaki

Detaylı

TEFSİR TARİHİ VE USULÜ

TEFSİR TARİHİ VE USULÜ TEFSİR TRİHİ VE USULÜ DİKKT Bu testte 25 soru bulunmaktadır. Cevaplarınızı, cevap kâğıdınızın Tefsir Tarihi ve Usulü testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz. 1. yet sayısı yüzden az olan surelere verilen

Detaylı

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15 İçindekiler Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15 Ebû Mansûr el-mâtürîdî 1. Hayatı 21 2. Siyasî ve İlmî Çevresi 25 3. İlmî Şahsiyeti 28 4. Eserleri 31 4.1. Kelâm ve Mezhepler Tarihi 31 4.2.

Detaylı

Faiz Parasıyla Yapılan Evde Namazın Hükmü

Faiz Parasıyla Yapılan Evde Namazın Hükmü Faiz Parasıyla Yapılan Evde Namazın Hükmü Soru: Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu. Benim sorum şudur: Faizden kazanılan para ile yapılan evde kılınan namazın hükmü nedir? Cevap: Aleykum selam

Detaylı

FIKIH LİTERATÜRÜNE GİRİŞ *

FIKIH LİTERATÜRÜNE GİRİŞ * FIKIH LİTERATÜRÜNE GİRİŞ * Fuat SEZGİN ** Tercüme: Said Nuri AKGÜNDÜZ *** Öz Aşağıda çevirisini sunacağımız metin, ilimler tarihçisi Fuat Sezgin in Arapça Kültür Tarihi (GAS) adıyla yazdığı ansiklopedik

Detaylı

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN KUR AN KARANLIKLARDAN AYIDINLIĞA ÇIKARIR Peygamber de (şikayetle): Ya Rabbi! Benim kavmim bu Kur an ı (okumayı ve hükümlerine uymayı bırakıp hatta menedip onu) terkettiler. dedi. (Furkân /30) Elif, Lâm,

Detaylı

CUKUROVA UNIVERSITESI ILAHIYAT FAKULTESI. lllll. güz donemi. ISLAM HUKUK USULU I -ders planları-

CUKUROVA UNIVERSITESI ILAHIYAT FAKULTESI. lllll. güz donemi. ISLAM HUKUK USULU I -ders planları- CUKUROVA UNIVERSITESI ILAHIYAT FAKULTESI lllll ISLAM HUKUK USULU I -ders planları- güz donemi 2015 m-hayta@hotmail.com 2 ders planı ve yönteme dair merhaba arkadaslar, Öncelikle, yeni eğitim ve öğretim

Detaylı

3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet

3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet 3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet Fikret İlkiz Anayasaya göre; herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde

Detaylı

Yaş Doğrulama Metotları

Yaş Doğrulama Metotları Yaş Doğrulama Metotları Yrd. Doç. Dr. Aysun GÜMÜŞ Ondokuzmayıs Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Samsun Birçok kemikleşmiş yapı günlük ve yıllık periyodik birikimler oluşturmak suretiyle

Detaylı

KELÂMÎ MEZHEPLER VE FIRKALAR. Adem Sezgin UZUN 1

KELÂMÎ MEZHEPLER VE FIRKALAR. Adem Sezgin UZUN 1 e-makâlât Mezhep Araştırmaları, VII/1 (Bahar 2014), ss. 261-265. ISSN 1309-5803 www.emakalat.com KELÂMÎ MEZHEPLER VE FIRKALAR Ali Rabbânî Gülpâyigânî, Önsöz Yayıncılık, İstanbul 2014 456 sayfa, Adem Sezgin

Detaylı

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL Önsöz Klasik ilimler geleneğimizin temel problemlerinden birine işaret eden tevil kavramını en geniş anlamıyla inanan insanın, kendisine hitap eden vahyin sesine kulak vermesi ve kendi idraki ile ilâhî

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü 29416 20 NİSAN 2009 GENELGE 2009/ 27

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü 29416 20 NİSAN 2009 GENELGE 2009/ 27 Konu : Eczanelere ilişkin işlemler 29416 20 NİSAN 2009 GENELGE 2009/ 27 Eczanelerin açılış, nakil, devir ve ruhsat iptali işlemleri; 13/10/1992 tarih ve 21374 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Eczaneler

Detaylı

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta İktisat Tarihi I 13-14 Ekim II. Hafta Osmanlı Kurumlarının Kökenleri İstanbul un fethinden sonra Osm. İmp nun çeşitli kurumları üzerinde Bizans ın etkileri olduğu kabul edilmektedir. Rambaud, Osm. Dev.

Detaylı

Tarihin Gölgesinde Me ahir-i Meçhûleden Birkaç Zât Türk Kültürü Dergisi, .A.,

Tarihin Gölgesinde Me ahir-i Meçhûleden Birkaç Zât Türk Kültürü Dergisi, .A., Ali Emirî, Yemen Hatırâtı, Çev: Yusuf Turan Günaydın, Hece Yayınları, Ankara 2007, 119 S. Yemen Memories, Trans: Yusuf Turan Gunaydin, Hece Puslishing, Ankara 2007, 119 P. Yahya YEŞĐLYURT Ali Emirî Efendi

Detaylı

KİTAPLARA İMAN. 1 Vahiy nedir? Allah Teâla nın Cebrail (aleyhisselam) vasıtasıyla peygamberlerine bildirdiği ilahî emirlerdir.

KİTAPLARA İMAN. 1 Vahiy nedir? Allah Teâla nın Cebrail (aleyhisselam) vasıtasıyla peygamberlerine bildirdiği ilahî emirlerdir. TEMEL DİNİ BİLGİLER KİTAPLARA İMAN 1 Vahiy nedir? Allah Teâla nın Cebrail (aleyhisselam) vasıtasıyla peygamberlerine bildirdiği ilahî emirlerdir. 2 Kutsal kitap neye denir? Allah ın emir ve yasaklarını,

Detaylı