KALP TRANSPLANTASYONU SONRASI UZUN DÖNEM HAYATTA KALIMI BELİRLEYEN RİSK FAKTÖRLERİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "KALP TRANSPLANTASYONU SONRASI UZUN DÖNEM HAYATTA KALIMI BELİRLEYEN RİSK FAKTÖRLERİ"

Transkript

1 T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İSTANBUL KARTAL- KOŞUYOLU YÜKSEK İHTİSAS EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ KOŞUYOLU KALP CERRAHİSİ MERKEZİ KALP ve DAMAR CERRAHİSİ KLİNİĞİ KALP TRANSPLANTASYONU SONRASI UZUN DÖNEM HAYATTA KALIMI BELİRLEYEN RİSK FAKTÖRLERİ Kalp ve Damar Cerrahisi İhtisas Tezi Dr. Başar SAREYYÜPOĞLU İSTANBUL 2006 Tez Danışmanı: Doç. Dr. M. Kaan Kırali - 1 -

2 DİZİN Bölümler Sayfa Özet 4 İngilizce Özet 6 1. Genel Bilgiler Zamanla Değişen Hayatta Kalım Ölüm Nedenlerine Genel Bakış Birinci Yıl İçindeki Mortalite Tüm nedenlerden ölüm ve risk faktörleri Erken greft yetersizliğine bağlı ölüm ve risk faktörleri Rejeksiyona bağlı ölüm ve risk faktörleri Enfeksiyona bağlı ölüm ve risk faktörleri Geç Dönem Mortalite Tüm nedenlerden ölüm ve risk faktörleri Allogreft vaskülopatiye bağlı ölüm ve risk faktörleri Malign hastalıklara bağlı ölüm ve risk faktörleri Günümüz Hayatta Kalım Beklentileri Materyal ve Metod Çalışma Grupları Veritabanı Hazırlanması Operatif Teknikler ve İmmünsupresif Tedavi Kalp Transplantasyonu Sonrası İzlem İstatistiksel Analiz

3 3. Bulgular Temel Karekteristikler Preoperatif Bulgular Perioperatif, Postoperatif Bulgular ve İzlem Rejeksiyon Enfeksiyon Uzun dönem hayatta kalıma etki eden risk faktörleri Tartışma ve Sonuç Tartışma Kısıtlamalar Sonuç Kaynaklar

4 ÖZET Giriş: Kalp nakli sonrası kısa ve orta dönem sonuçların verildiği ulusal literatürlerde sonuçlar kabul edilebilir düzeylerdedir. Günümüzde kalp naklinin uzun dönem sonuçlarını ve uzun dönem hayatta kalım için prediktif faktörleri araştıran ulusal bilimsel çalışma ise yoktur. Bu çalışmanın amacı, merkezimizde gerçekleştirilen kalp transplantasyonlarının uzun dönem sağ kalımlarını etkileyen faktörlerin araştırılmasıdır. Materyal ve Metod: Kliniğimizde yılları arasında 39 hastaya kalp transplantasyonu uygulandı. Bu hastaları 2 yıldan daha kısa sürede kaybedilen (Grup A: 16 hasta) ile 2 yılı aşkın süredir hayatta kalan (Grup B: 17 hasta) hastalar olmak üzere iki gruba ayırdık. Çalışmaya dahil edilen tüm hastaların preoperatif, perioperatif ve postoperatif bilgileri incelenip karşılaştırma yapılarak uzun dönem hayatta kalım üzerine etkili olabilecek prediktörler belirlenmeye çalışıldı. Hastaların hepsi üçlü immunosupresyon rejimi (siklosporin, azotiyopürin, kortikosteroid) ile takip edildi. Bulgular: Multi-varyans analiz, genç donör yaşının (p = 0.03), erkek vericinin (p = 0.05), pre-transplant renal fonksiyon değerlerinin (p = 0.019), kısa iskemik (p = 0.05) ve aortik kros klemp (p = 0.02) sürelerinin, postoperatif az kan ürünü transfüzyonunun (p = 0.009), rejeksiyonun iyi monitorizasyonunun (p = 0.003) uzun dönem hayatta kalımı olumlu yönde etkileyen faktörler olduğunu gösterdi. Bu sonuçlara paralel olarak da Grup B de daha düşük preoperatif kreatinin değerleri, daha genç donör yaşı ve daha fazla erkek donör yüzdesi saptandı. Bu grup daha az inotrop, prostoglandin I2 ve kan ürünü ihtiyacı gösterdi

5 Sonuç: Kalp nakli, kısa ve uzun dönem hayatta kalım oranlarının iyileştirilmesi ile gerçek bir tedavi yöntemi olacaktır. Bu amaçla genç erkek donörlerden, en kısa sürede nakledilecek donör kalbi uzun dönem sağ kalımı en olumlu etkileyen etmen olarak karşımıza çıkmaktadır. Kalp naklinde esas gaye, iskemik süreyi mümkün olduğunca kısaltmak ve postoperatif izlemi çok sıkı uygulamak olmalıdır

6 SUMMARY Background: Short- and median-term results of cardiac transplantation are acceptable in the national literature. Long-term survival following cardiac transplantation is common under cyclosporine use. In recent data there was not a national study identifying long-term results and predictive factors associated with long-term survival. The aim of this study was to evaluate risk factors associated with the long-term survival following cardiac transplantations in our center. Method: Thirtynine patients were operated on cardiac transplantation between 1989 and Our study population consisted of 16 patients (Group A) who survived > 1 month, but died < 2 years after cardiac transplantation and 17 patients (Group B) who survived more than 2 years. Evaluating preoperative, perioperative and postoperative data, two groups were compared and multivariate analysis was used to identify which factors predicted long-term survival. All patients had triple immunosupresive therapy (cyclosporine, azothiopurine, corticosteroid). Results:, Multivariate analysis showed that younger donor age (p = 0.03), male donor (p = 0.05), pre-transplant renal functional level (p = 0.019), shorter ischemic (p = 0.05) and aortic kross-klemp time (p = 0.02), postoperative less blood product transfusion (p = 0.009), better monitorization of rejection (p = 0.003) were risk factors effecting longterm survival. Group B had lower pre-transplant creatinine levels, more younger donor age and more male donor percentages. This group needed lesser inotrops, prostaglandin I2 and transfusions of blood products

7 Conclusion: By improving short and long-term survivals, cardiac transplantation would be a real curative treatment modality. In this purpose avaliablity of the donor hearts, from younger male donors with the shortest ischemic times, would be the best factors improving long-term survival. The main strategy in cardiac transplantation should be shorthening ischemic times and applying strict postoperative follow-up

8 1. GENEL BİLGİLER 1.1. Zamanla Değişen Hayatta Kalım Kalp transplantasyonu, Christiaan Barnard ın gerçekleştirdiği ilk kalp naklinden sonra ilgi odağı haline gelmişse de, olumsuz erken dönem sonuçları nedeni ile çoğu merkez tarafından kısa sürede terk edilen bir yöntem haline dönüştü. Bunu takip eden ilk yıllarda kalp transplantasyonu sadece küçük birkaç grup tarafından sürdürülmekteydi yılları arasında hayatta kalım ilk yıl için %30, iki yıl için ise %20 olarak bildirilmekteydi. Ancak yetersiz immunosupresyona rağmen, birkaç merkezin (Stanford, Cape Town, Paris LaPitie Hastanesi) tekrarlayan başarıları ile 1970 lerde bir yıllık hayatta kalım %60 lar seviyesine ulaştı. Siklosporinin klinik kullanıma girmesiyle birlikte kalp transplantasyonunun prognozu dramatik olarak iyileşti. 1 Siklosporin döneminden önce kardiyak transplantasyon Rus ruleti olarak kabul ediliyordu ve yaklaşık üç hastadan biri rejeksiyondan veya enfeksiyondan kaybediliyordu. Hastaların üçte biri tekrarlayan erken enfeksiyonlar veya rejeksiyonlar ile savaşarak genelde düşük bir hayat kalitesi ile aylar boyunca hayatta kalabilirken, sadece diğer üçte biri uzun dönem iyi bir yaşam sürdürebiliyorlardı. Siklosporinin klinik kullanıma girmesinden sonra erken hayatta kalım eğrilerindeki olumlu gelişmeler görüldü lerde ise siklosporinin yanı sıra azotiopürin ve prednizolonun immunosupresyon tedavisinde kullanımı ile hayatta kalım oranlarında artış daha belirgin hale geldi ve bu üçlü tedavi modalitesi standart immunosupresyon tedavisi olarak kabul edildi. Şüphesiz ki siklosporinin hayatta kalım oranını yükseltmesindeki başarısında diğer faktörler (endomiyokardiyal biyopsinin 1972 yılında rejeksiyon tanısında kullanılmaya başlaması ve diğer gelişmeler gibi) de rol oynadılar

9 1990 lar boyunca kardiyak transplantasyon, tecrübeli merkezlerde benzer klinik sonuçlar ile gelişmiş ve olgunlaşmış bir tedavi seçeneği olarak kabul gördü. Geniş bilgi havuzları kullanılarak yapılan bazı çalışmalarda, donör ve alıcıya ait preoperatif ve perioperatif faktörlerin kardiyak transplantasyon sonrası uzun dönem hayatta kalım ile korele olduğu bulundu. 2,3 Bu tecrübeler ışığında son on yılda kalp nakli bekleme süreleri uzarken, acil bakleme döneminden transplantasyona giden verici oranlarını yükseldi ve uzun iskemik zamanlar ile inotrop destek altındaki donor kalplerin kullanımı arttı. 4 Bu değişikliklerle birlikte çoğu merkezde bir-yıllık hayatta kalım oranları yükseldi veya en azından benzer şekilde kaldı. 4,5 Amerika Birleşik Devletleri nde Cardiac Transplantation Research Database (CTRD) tecrübesi 40 tan fazla deneyimli merkez tarafından elde edilen sonuçlar neticesinde oluşturuldu Ölüm Nedenlerine Genel Bakış Kalp naklinin başarısı, erken-orta-uzun dönem hayatta kalım sonuçları ve yaşam kalitesi ile birlikte değerlendirilir. Son 25 yıldaki gelişmeler kalp transplantasyonunu takip eden ilk üç ay içerisinde görülen komplikasyonların (erken greft yetmezliği, enfeksiyon, rejeksiyon) neden olabileceği mortaliteyi dramatik olarak düşürmüşse de, kalp naklinin erken başarının esas belirleyicisi ilk bir yıllık hayatta kalım oranıdır. Büyük çoğunlukla ilk yıl hayatta kalım başarısı ile kliniklerin sürdürdükleri kalp nakli programları değerlendirilmiştir. Ölümün nedenleri, ilk bir yıl ile karşılaştırıldığında takip eden yıllarda farklılıklar gösterir. Örnek olarak erken greft yetersizliği, rejeksiyon ve enfeksiyon ilk yıl içinde ölüm nedenlerinin %60 ını oluştururken, takip eden yıllarda bu oran %25 e düşmektedir. Bu üç neden yerine allogreft vaskülopatisi ve malign hastalıklar ön plana geçerler (ilk yıl içinde %10 iken, sonraki yıllarda %50). Bu nedenle - 9 -

10 ölüm nedenleri ve yol açan risk faktörleri ilk yıl ve takip eden dönem olarak irdelenmelidir. Pekçok tekli veya çoklu merkezli çalışma ölümün prediktif faktörlerini incelemiş olsa da, şimdiye kadar yapılan en kapsamlı çalışma yılları arasındaki 10 yıllık dönemi kapsayan ve 7283 kalp naklinin incelendiği çok merkezli CTRD analizidir. 6 Kalp nakli sonrası mortalite risk faktörleri ve yol açtıkları ölüm nedenleri Tablo 1 de gösterilmiştir. Tablo 1A. Verici açısından ölüm için risk faktörleri ve ölüm nedenleri. RİSK FAKTÖRÜ Toplam Erken greft yetmezliği Enfeksiyon Rejeksiyon Koroner arter hastalığı İleri Yaş < < < < Kadın Erkek 0.03 Hepatit C (+) 0.02 Anormal EKO Diyabet CMV (+) 0.04 Uzamış iskemik zaman < < Alıcı - verici BMI uygunsuzluğu (yüksek) CMV (-) alıcı ve CMV (+) verici HLA uygunsuzluğu (4-6) Malign hastalıklar

11 Tablo 1B. Alıcı açısından ölüm için risk faktörleri ve ölüm nedenleri. RİSK FAKTÖRÜ Toplam Erken greft Enfeksiyon Rejeksiyon Koroner arter hastalığı Malign hastalıklar yetmezliği Alıcı ileri yaş Alıcı genç yaş < < < < < Beyaz erkek Zenci < < < Obezite < Kaşeksi Etiyoloji Konjenital İskemik < Idiyopatik Diğer 0.03 Pulmoner hastalık 0.03 Periferik damar hastalığı 0.03 Herpes negatif ay içinde sigara kullanımı Sigara kullanımı 0.04 Gut Kokain kullanımı preop düşük kreatin klirensi Perop yüksek kreatinin < PASP - PCWP Ortalama SAB PRA > 10 < Önceki sternotomi < > 1 den fazla sternotomi Ventilatör < < IABP 0.01 VAD ( 14 gün) VAD (> 14 gün) Erken transplantasyon < < < BMI = vücud kitle indexi; CMV = sitamegalovirüs; HLA = insan lökosit antijeni; IABP = intra-aortik balon pompası; PASP = pulmoner arter sistolik basıncı; PCWP = ortalama pulmoner kapiller kama basıncı; PRA = panel reaktif antikor; SAB = sağ atriyum basıncı; VAD = ventrikül destek cihazı

12 1.3. Birinci Yıl İçindeki Mortalite Tüm nedenlerden ölüm ve risk faktörleri Günümüzde bir aylık, üç aylık ve bir yıllık hayatta kalım oranları, yılları arasındaki 10 yıllık dönemi kapsayan ve 7283 kalp naklinin incelendiği çok merkezli CTRD çalışmasında bildirilmiştir. 6 Ölüm riski, kalp transplantasyonunu takip eden erken dönemde en yüksektir ve takiben hızla azalarak ilk yılın sonlarına doğru sabit değerlere ulaşır. Geç dönem mortalite riski zamanla yavaşça yükselerek yedinci yıl sonuna doğru belirginleşir. İlk yıl içindeki major risk faktörleri Tablo 2 de listelenmiştir. Uzamış iskemik zaman, ileri yaşlı donör ve ventilatör destekteki alıcının oluşturduğu olumsuz sonuçlar iyi bilinmektedir. 7 Tablo 2. Kardiyak transplantasyon sonrası ölüm nedenleri. Mortalite < 1 yıl 1-3 yıl 3-5 yıl 5-10 yıl Toplam Nedenleri N % * N % N % N % N % Erken greft yetmezliği Enfeksiyon Rejeksiyon Allogreft koroner arter hastalığı Malignite Diğer Toplam Bilinmeyen Toplam

13 İlginç bir bulgu ventriküler destek cihazının kullanım süresidir. Ventriküler destek cihazı kullanımını takiben kısa bir dönemde (< 14 gün) transplantasyona giden hastalarda, daha uzun dönem destek alan hastalara göre daha olumsuz sonuçlar elde edilmiştir. Bu bize ventriküler destek cihazlarının transplant öncesi geri dönüşümlü kalp harici dokuların hasarlarında düzelmeye yardımcı olduklarını, fakat bu düzelmenin en az 3-4 hafta aldığını göstermektedir. Diğer yandan uzamış ventriküler destek cihazı kullanımının kendine özgü sorunları ile transplantasyon riskini arttırdığı da bir gerçektir. Belirgin obezite ve kaşeksi ölüm için risk faktörleridir. Grady ve arkadaşlarının 8 bir çalışmasında ideal vücut ağırlıklarının %140 ından fazla kiloya sahip olan erkek hastaların belirgin olarak daha kötü erken ve orta dönem sonuçları sahip olduğu gösterildi. Mevcut renal disfonksiyon, eş zamanlı böbrek nakli de yapılmazsa kalp transplantasyon riskini arttırır. Diyaliz, enstrümentasyon, enfeksiyon risklerinin yanında siklosporin seviyelerinin kararlı düzeylere ulaşması da engellendiğinden erken dönemde rejeksiyon ile daha sık karşılaşılabilinir. Azalmış idrar çıkışı, yüksek dolum basınçlarına neden olur. Bütün bunlar hastanın rezervini azaltarak erken greft disfonksiyonuna, enfeksiyona ve rejeksiyona neden olabilir. Günümüzde kreatinin seviyesi 2.5 mg/dl üzerinde iken kombine kalp ve böbrek nakli yapmadan sadece kalp naklini tercih edecek merkez sayısı çok azdır. ISHLT raporuna göre az transplantasyon merkez hacmi (< 10/yıl) bir ve beş yıllık mortalite için prediktör olarak tanımlanmıştır

14 1.3.2 Erken greft yetersizliğine bağlı ölüm ve risk faktörleri Transplantasyon sonrası ilk üç aydaki ölümlerin en önemli nedenidir. On yıllık CTRD tecrübesinde akut greft yetmezliğinin mortalitesi %2.7 olarak verilirken, son zamanlarda donör seçimi ve miyokardiyal prezervasyonun efektivitesini gösterildi. 7 Erken greft yetmezliğinin risk faktörleri şüphesiz ki donöre (azalmış miyokardiyal rezerv) ve alıcıya (yeni transplante edilen organa karşı stres) ait durumlarla ilgilidir. Bu risk faktörlerinin pekçoğu birbiriyle entegredir. Pekçok çalışma erken greft yetmezliğinin artan riski için uzamış donör iskemik zamanı göstermiştir. Young ve arkadaşlarının 9 yaptığı bir çalışmada uzamış iskemik zaman, hastane mortalitesi için bir risk faktörünü oluşturur. Kardiyak prezervasyon için günümüz metodları ile uzamış iskemik zaman riski 5 saatten sonra belirgin olur. 3 Bu durum uzun mesafe organ temininde veya alıcının kompleks reoperasyonları nedeniyle istemeden oluşabilir. Yüksek dozlarda inotrop desteği, baskılanmış miyokardiyal fonksiyon veya azalmış periferik vasküler rezistansı (bu durumda yüksek doz inotropik destek subendokardiyal iskemiye ve potansiyel nekroza neden olabilir) gösterebilir. Young ve arkadaşlarının 9 yaptığı çalışmada gösterilmiştir ki > 20 µg/kg/dak dozlarda alınan inotrop desteği (dopamin veya dobutamin), ek ajanlar olsun veya olmasın akut kalp yetmezliği ve erken mortalite için bağımsız bir risk faktörüdür. Donör kalpte deprese sistolik fonksiyonlar, ciddi azalmış rezervler muhtemel subendokardiyal iskemi veya infarkt için işarettir ve tüm bunlar beyin ölümü sonrası gerçekleşen katekolamin fırtınasına ikincil olarak gelişir. Ekokardiyografik duvar hareket anomalileri bağımsız bir risk faktörü olarak tanımlanmıştır. 9 Başlangıçtaki hafif veya orta düzey sol ventrikül depresyonu kalbin kullanılmasına kontrendikasyon

15 oluşturmaz. Pratikte, dopamin veya dobutamin desteğinde orta düzeyde yükselmeler veya donör ciddi derecede hipertansifse ard-yükün azaltılması sıklıkla ventrikül sistolik fonksiyonlarını normale döndürür. Başlangıç ejeksiyon fraksiyonu %40 ın üstünde, inotropik dozları orta düzeyde, dolum basınçları normal seviyelerde olan kalplerin klinik kullanımında implantasyon sonrası iyi kardiyak fonksiyonlar elde edilir. Yine de, artan donör yaşı ve uzamış iskemik süre mevcudiyetinde donör ekokardiyografisinde duvar hareket bozukluklarının etkisi, zayıf sonuçlar (erken greft yetersizliği) için prediktiftir. 9 İleri donör yaşı miyokardiyal rezervlerde genel azalmayla birliktedir. 9,10 Diğer risk faktörlerinin zararlı etkilerini kuvvetlendirir. Donör ve alıcı arasındaki ölçü farklılıkları aşırı olmadıkça genellikle iyi tolere edilir. Ufak bayan donörlerden iri erkeklere yapılan transplantasyonlarda erken greft yetmezliği için yüksek risk bulunmaktadır yıllık CTRD çalışması cinsiyetten bağımsız olarak küçük donörden yapılan nakillerde bunu göstermiştir. Küçük donörden büyük alıcıya nakil genç donör ve kısa iskemik sürelerde iyi tolere edilirken, yaşlı donör ve uzamış iskemik zamanlarda zayıf tolere edilir. 7 Geleneksel kalp nakli klavuzlarında alıcıdan %20 daha az tartılan donör akut kalp yetmezliği için risk oluşturur. Eğer donör genç, kalp normal ve iskemik süre 3.5 saatten az ise, alıcı kilosu ne olursa olsun 72 kg üstü donör uygun olur. Aşırı büyük donör kalbi kullanımı (atletik, hipertrofik) alıcı perikardınca sınırlandırılarak fizyolojik tamponada maruz kalır. Kostrikte perikard nedeni ile ana ve sol pulmoner arter kompresyonu oluşabilir. Önceki operasyonlar ve konjenital kalp hastaları transplantasyon işlemini daha kompleks hake getirdiklerinden erken greft yetmezliği için bir risk oluştururlar. 3,9-15 -

16 Yüksek pulmoner rezistans erken greft yetersizliği için risk faktörüdür. 9,11 Önemli olan pulmoner vasküler rezistansın değerinden çok reaktivitesidir. Pulmoner vasküler rezistansın 4 Wood ünitenin veya pulmoner sistolik kan basıncının 55 mmhg nın üstünde olduğu hastalarda reversibilitenin gösterilebilmesi için nitrik oksit, milrinon veya nitrogliserin infüzyonu ve hatta sol ventrikül destek cihazı kullanımı denenir. 10 yıllık CTRD analizine göre erken greft yetmezliğinde bir risk faktörü olarak artmış vasküler rezistans en iyi şekilde sistolik transpulmoner gradient olarak gösterilebilir (pulmoner arter sistolik basıncı ve pulmoner kapiller wedge basıncı arasındaki fark). Bazı çalışmalar artmış pulmoner vasküler rezistansın olumsuz etkilerinin, belki de azalan kardiyak rezerve bağlı olarak, transplantasyon sonrası 6-12 aya kadar sürebileceğini söylemektedir. 12 Donör havuzunu arttırabilmek için marjinal donörlerin kullanımı erken greft yetmezliği olasılığını arttırabilir. 13 Donör havuzunu genişleterek (örneğin daha yaşlı donör seçimi) transplantasyon imkanının artırılması ve böylece beklerken ölümün azaltılması arasındaki denge, gelişebilecek erken greft yetmezliği nedeniyle (daha az optimal donörler nedeniyle) artacak olan mortalite oranı deneyimli transplant ekiplerinin bile karar verme yeteneklerini zorlamaktadır. 10 Azalmış miyokardiyal rezervi olan donörler (50 yaş üstü, 5 saatlik iskemik zamanı aşan donör) rezervi azalmış kritik durumdaki alıcılar (respiratuar destek altındaki) için kullanıldığında erken greft yetmezliği olasılığı artar. Sınırdaki alıcılara kullanılan sınırdaki donör kalpleri olumsuz sonuçlar doğurmaya mahkum gibidir

17 Rejeksiyona bağlı ölüm ve risk faktörleri İlk 30 gün içindeki rejeksiyona bağlı mortalite iki nedenden dolayı oluşur: hiperakut veya hızlanmış akut rejeksiyon. Donör seçimi öncesi ve sırasında uygulanan immunosupressif tedaviler ile bu fatal komplikasyon çok nadir olarak görülebilir. Oysa ki, akut hücresel rejeksiyon erken mortalitenin %20 sinde görülen esas nedendir. 9 Rejeksiyondan ölüm ilk ay içinde en fazladır ve takip eden aylarda bu risk giderek azalır. Fatal rejeksiyon riski hiçbir zaman kaybolmaz, ancak ilk yıl sonrasında görülmesi olağan değildir. Genç yaş daha kuvvetli bir immün yanıt oluşturabilirken, zenci ırkında HLA antijenlerinde daha fazla değişkenlik vardır. 14,15 Yüksek preoperatif pulmoner arter sistolik basınç gradiyenti (pulmoner arter sistolik basıncı - kapiller kama basıncı); yüksek kapiller kama basıncı, reaktif pulmoner arter hipertansiyonu ve sağ ventriküler yetmezliği ile seyrederek hemodinamik kararsızlık yaratan rejeksiyona daha düşük tolerans oluşmasına neden olabilir. Benzer şekilde ileri donör yaşı, kardiyak rezervin azalmasına neden olduğundan hemodinamik yetersizlik ile rejeksiyona neden olabilir. Sitamegalovirus varlığı tekrarlayan rejeksiyonlar için risk faktörü olarak verilmiştir, ve bu analiz CMV uyumsuzluğunun (CMV negatif alıcı ve CMV pozitif donör) rejeksiyon ölümü için bir risk olduğunu gösterir. Yüksek derecelerde HLA uyumsuzluğu da hafifçe fatal rejeksiyon riskini arttırır. 16,17 De Mattos ve arkadaşları iki DR uyumsuzluğunun (0 ve 1 uyumsuzluğa göre) 1 yıl azalmış hayatta kalım için prediktör olduğunu tanımlamışlardır. 18 Panel reaktif antikor (PRA) yüzdesi bazı çalışmalarda rejeksiyon ölümü için risk faktörü olarak gösterilmese de, PRA nın artmış seviyeleri Lavee ve arkadaşlarının 20 yaptığı çalışmada transplantasyon sonrası akut veya kronik rejeksiyondan ölüm için bir

18 prediktör olarak tanımlanmıştır. Renal transplantasyon için de benzer bulgular saptanmıştır. 17,19 Belki de en ilginci fatal rejeksiyonun, CTRD çalışmasının 10 yılı süresince progresif olarak azalmasıdır. Bu immünsupresif modalitelerdeki gelişmeler ve son 10 yılda olan tedavi şekillerine bağlıdır Enfeksiyona bağlı ölüm ve risk faktörleri Günümüzde kalp nakli sonrası ilk bir ay içerisindeki ölümlerin %10-15 i enfeksiyon nedeniyle olur ve aynı şekilde ilk yıl içirisindeki ölümlerin de önde gelen nedenlerindendir. 9 Son on yılda fatal enfeksiyon insidansında bir azalma mevcuttur. 3,21-27 Fatal enfeksiyonlar için risk faktörleri Tablo 3 de verilmiştir. Enfeksiyona karşı azalmış direnç, genel rezervleri az kritik hastalar, komplike postoperatif seyir ve cerrahi riskli durumlar enfeksiyonu artıran risk faktörleri olarak ön plana çıkar. Donör risk faktörleri de, daha düşük donör kalbi rezervine ve postoperatif deprese kalp fonksiyonlarına neden olacağından önemlidir. Benzer risk faktörleri çok-merkezli başka çalışmalarda da saptanmıştır. Smart ve arkadaşlarının 28 yaptığı çalışmada mantar enfeksiyonlarında mortalite %23 ile en yüksek bulunmuş, bunu protozoal, bakteriyel ve viral enfeksiyonlar takip etmişti. Çoklu-merkezli CTRD çalışmasında CMV enfeksiyonları için major risk faktörü transplantasyonu takip eden ilk ayda herhangi tipte yüksek sayıda enfeksiyon geçirilmesidir. 29 Donör ve alıcı risk faktörlerinin olumsuz etkileri, özellikle pretransplant ventilatör desteği gerektiren, uzamış iskemik zaman ile yaşlı donör vericiden kalp alan düşkün yaşlı hastalarda daha belirgindir. Beklenen enfeksiyon nedeniyle yüksek mortalite bu durumlarda transplantasyon yapılması konusunda

19 tartışma yaratır. Transplantasyon öncesi uzamış entübasyon, santral kateterizasyon ve intravenöz hatlar nedeniyle oluşan bakteriyel kolonizasyonlar bu tip hastalarda fatal bakteriyel pnömonilerin ve bakteriyemilerin sık görülmesine neden olur. Tablo 3. Enfeksiyon ölümleri için risk faktörleri. ERKEN FAZ SABİT FAZ RİSK FAKTÖRÜ Relatif risk p Relatif risk p ALICI İleri yaş 1.46 < Obezite Kaşeksi Diyabet Pulmoner hastalık Sigara kullanımı Listelenirken düşük kreatin klirensi Transplantasyonda yüksek kreatinin Ortalama sağ atriyum basıncı Önceki sternotomi Ventilatör İntra-aortik balon pompası VAD, 14 gün veya daha az VERİCİ İleri Yaş 1.29 < Hepatit C pozitif Uzamış iskemik zaman 1.88 <

20 1.4. Geç Dönem Mortalite Tüm nedenlerden ölüm ve risk faktörleri Kardiyak transplantasyonun uzun dönem etkileri incelendiğinde geç dönem ölüm nedenleri ve bunlar için risk faktörleri önem kazanır. Spesifik nedenlerle ölüm, transplantasyonu takip eden yıllara göre değişkenlik gösterir. Erken greft yetmezliği, rejeksiyon ve enfeksiyon ilk yıl içindeki ölümlerin başını çekerken, takip eden yıllarda allogreft vaskülopatisi, malignansiler ve bilinmeyen nedenler geç dönem kayıpların başlıca nedenlerini oluşturur. İlk beş yılın sonunda mortalitenin %50 den fazlası malignansiler veya allogreft koroner arter hastalığı nedeniyle olur. İlk yıl içindeki mortalitede tanımlanan risk faktörleri transplantasyon zamanında tanımlanabilirken, zıttı olarak bu bölümde incelenecek risk faktörleri için transplantasyon öncesi değişkenlerin ve transplantasyonu takip eden yıl içindeki olayların analizi gerekmektedir. Transplantasyon sırasında ileri yaş, geç dönem mortalite için bir risk faktörü olarak gösterilmiştir. 30 Transplantasyon öncesi insülin bağımlı diyabet, geç dönem için olumsuz bir etkendir. 31 İlk yılın sonundaki azalmış ejeksiyon fraksiyonu, kronik allogreft disfonksiyonu kanıtı olarak gösterilerek transplantasyon sonrası geç dönemde kötü bir sonucu predikte eder. Bu sonuç özellikle hemodinamik bozulma ile seyreden tekrarlayan rejeksiyon ataklarında, humoral ve hücresel rejeksiyonlar sonucunda telafuz edilir. Mills ve arkadaşları 32 sol ventrikül fonksiyonlarını baskılayan bir rejeksiyon atağının ve inotropik ajan kullanım ihtiyacının orta dönem sonuçları olumsuz etkilediğini ve takip eden 12 ay içerisinde %40 mortaliteye neden olduğunu göstermişlerdir. Takip eden mortalitede diğer risk faktörleri endomiyokardiyal biyopside vaskülit saptanması ve transplantasyon sonrası sirküle olan anti-hla antikorlarının gösterilmesidir

21 Allogreft vaskülopatisine bağlı ölüm ve risk faktörleri Allogreft vaskülopatisi çoğu zaman, kalp nakli sonrası uzun dönem hayatta kalımın major sınırlayıcısı olarak gösterilir. Transplantasyonu takip eden yıllarda fatal allogreft koroner arter hastalığı riski artarak devam eder. 37 Allogreft vaskülopatisinden geç dönem ölümün en önemli nedeni, transplantasyon sonrası birinci yılda gelişmeye başlayan koroner arter hastalığıdır. 38 Artan donör yaşı, fatal koroner arter hastalığı için riski daha da artırır. 39 Bazı çalışmalarda ileri kalp yetmezliğinin iskemik etiyolojisi, geç dönem allogreft vaskülopatisi oluşmasında bir risk faktörü olarak tanmlanmıştır. Şaşırtıcı bir bulgu da 10 yıllık çoklu merkezli çalışmalarda genç alıcı yaşının (20 yaş altı) allogreft koroner arter hastalığı için bir risk faktörü olmasıdır. Genç (20-30) ve ileri yaşlar (> 50) koroner oklüziv hastalıklara bağlı greft kaybının güçlü risk faktörleri olarak tanımlanmıştır. 40 Tüm bunlar allogreft vaskülopatisinin transplante edilen kalbe bağlı immünolojik fenomen ve hızlanmış ateroskleroz arasında geçen kompleks bir döngüye bağlı olduğunu destekler. Genç yetişkinlerin daha güçlü immün yanıtının, fatal koroner arter olaylarında belirgin bir artışa neden olduğunu düşünmekteyiz. Beş yıllık bir sürede 20 yaşındaki bir alıcıda 60 yaşındaki alıcıya göre %4 lük fatal koroner arter hastalığı risk artışı söz konusuyken bu yaşlı donörler söz konusu olduğunda bu risk katları ile artış gösterir. 39 Sigara içiminin allogreft vaskülopatisi gelişiminde önemli bir risk faktörü olduğuna inanılır. Uzun dönem hayatta kalım için sigara kullanımının dikkatli monitorizasyonu ve kullanılmasının önlenmesi, savunulması gereken bir politikadır

22 Malign hastalıklara bağlı ölüm ve risk faktörleri Fatal malign hastalıklar riski transplantasyonu takip eden yıllarda progresif olarak artar. Malign hastalık olasılığının immünsuprese hastalarda normal popülasyona göre daha yüksek olduğu gösterilmiştir. De Salvo ve arkadaşlarının 41 yaptığı çok merkezli çalışmalarda transplant sonrası hastaların %8 inin primer ölüm nedeni malign hastalıklar olarak görülmüştür. Posttransplant lenfoproliferatif hastalıklar ve akciğer kanseri en sık görülen fatal malign hastalıklardır. Geç dönem malign hastalıkların azaltılması hedefe yönelik bazal immünsupresyon, parsiyel toleransın indüksiyonu ve erken malign hastalıkların hızla önlenmesi ile sağlanabilir. İlk yıl içerisinde gelişen malign hastalıklar, takip eden fatal malign hastalıklar için en güçlü prognostik faktörlerdir. Ayrıca pretransplant malign hastalık hikayesi, malign hastalık nedeni ile transplantasyon sonrası dönemde ölüm için belirgin bir risk faktörüdür. 41 Transplantasyon sırasında ileri yaş (özellikle > 60 yaş) malign hastalık nedeni ile ölüm için bir risk faktörüdür. 30 Sigara içiminin olumsuz etkileri (listeye girişten 6 ay öncesine kadar) özellikle yaşlı, beyaz, erkek alıcılarda tanımlanmıştır. Bu özellikle sigaraya bağımlı gizli kanser taramalarının (özellikle akciğer kanseri) önemini vurgular. Bu ilişki transplantasyon öncesi ve sonrasında sigaranın bıraktırılmasındaki katı politikaları destekler Günümüz Hayatta Kalım Beklentileri Kalp transplantasyonundaki son 20 yıldaki major gelişmeler olumlu sonuçlarını en dramatik olarak transplantasyonu takip eden erken aylarda gösterir. Günümüzde bir aylık hayatta kalım çoğu merkezde %95, ilk yıl hayatta kalım ise nerdeyse %85 ten

23 fazladır. Hedef hayatta kalım süresi, transplantasyon öncesi tanımlanabilen çoklu alıcı risk faktörleri ile ileri düzeyde bağıntılıdır. Son 10 yılda belirtilen Cleveland Klinik sonuçlarına göre kardiyak transplantasyona giden hastaların bir yıllık hayatta kalım süresi %90 a yaklaşırken, beş yıllık oran %78 e ulaşmıştır. Transplantasyonun 3 farklı 10 yıllık dönemi incelendiğinde hayatta kalımın giderek artış gösterdiği görülmüştür. Geç dönem hayatta kalımda, azalmış erken dönem mortalitenin etkili olduğu görülmektedir. Transplantasyonu takiben orta ve geç dönem hayatta kalımın prediktörlerini transplantasyon öncesi belirlemek daha güçtür ve hayatta kalım genellikle transplantasyon sonrası gelişen rejeksiyon, enfeksiyon, allogreft koroner arter hastalığı ve malign hastalıklar ile bağlantılıdır. Son 15 yıldır transplantasyon uygulanan hastalara ait bildirilen 10 yıllık hayatta kalım oranı %50-60 civarındadır. 42 Son dönem kalp yetmezliğinin efektif uzun dönem tedavi seçeneği olabilmesi için 10 yıllık hayatta kalımda ulaşılmak istenen hedef değer %70-75 dir. Bu, düşük erken mortalite ve rejeksiyon, enfeksiyon, allogreft koroner arter hastalığı ve malign hastalıklardan bağımsız olarak orta-geç dönem mortalitelerin engellenmesi ile olabilir. Şüphesiz ki bu, yeni immünsupresif tedaviler ve parsiyel toleransı arttıran (bu sayede rejeksiyonları ve uzun dönem kronik immünsupresyonu azaltan) modaliteler ile sağlanacaktır

24 2. MATERYAL ve METOD 2.1 Çalışma Grupları 1989 ile Ocak 2006 arasında Koşuyolu Kalp Eğitim ve Araştırma Hastanesi nde toplam 39 adet hastaya kardiyak transplantasyon uygulandı. Tüm hastalar üçlü immunosupresyon (siklosporin, azotiyopürin, kortikosteroid) rejimi altında takip edildi. Uzun dönemi etkileyen faktörlerin araştırılması için transplantasyonu takip eden 1-24 ay arasında kaybedilen hastalar (Grup A) ile transplantasyonu takip eden > 24 ay süre hayatta kalan hastaları (Grup B) çalışmaya dahil edildi. 2.2 Veri Tabanı Hazırlanması Transplant alıcı ve vericilerinin pre-transplant klinik ve demografik bilgileri, perioperatif ve rejeksiyon, enfeksiyon, uzun dönem komplikasyonları içeren takip bilgileri prospektif olarak toplanarak bir bilgisayar veri tabanına kaydedildi (Koşuyolu Transplantasyon Veritabanı). Bu veri tabanını kullanarak çalışma grubumuz retrospektif olarak incelendi. 2.3 Operatif Teknikler ve İmmünsupresif Tedavi Donör kalplerin beyin ölümü tanısı almış vericilerden kardiyektomisi ve ortotopik kalp transplantasyonu operasyonu daha önceden belirtildiği gibi yapıldı dan bu yana standart Shumway tekniği kullanılıyordu yılında merkezimizde bikaval teknik ile de operasyonlar başlatıldı. Bütün hastalarda başlangıç immünsupresyon tedavisi aynı olup siklosporin, azotiopürin ve kortikosteroidi içermekteydi

25 2.4 Kalp Transplantasyonu Sonrası İzlem İmmünsupresyon tedavisi arttırılmak durumunda kalan hastalar belirgin rejeksiyon olarak tanımlandı. Endomiyokardiyal biyopsi, ekokardiyografi ve pace elektrokardiyografi rejeksiyon tanısında başvurulan tekniklerdi. Ekokardiyografide segmenter hareket kusuru olan selektif hastalarda koroner anjiyografi uygulandı. Ana epikardiyal koroner arterde > %50 lezyon greft koroner allogreft vaskülopati olarak tanımlandı. Belirgin enfeksiyon intravenöz antibiyoterapi ihtiyacı gösteren enfeksiyon epizodu olarak tanımlandı. Alıcıların ve vericilerin HLA tiplendirilmesi standart serolojik ve moleküler DNA teknikleri ile yapıldı İstatistiksel Analiz Tüm istatistiksel analiz SPSS 13.0 kullanılarak yapıldı. İstatistiksel belirginlik p < 0.05 değerleri ile sağlandı. Bilgiler ortalama ± standart sapma olarak gösterildi. Gruplar arası temel karakteristikler ve belirlenen risk faktörlerinden non-parametrik olanlar kikare (Fischer in exact testi), parametrik olanlar da tek yönlü Anova testleri kullanılarak karşılaştırıldı. Hayatta kalım ve major komplikasyonlardan bağımsızlık (rejeksiyon, enfeksiyon, transplant allogreft vaskülopati) Kaplan-Meier metodu ile test edildi. Sonuçlar ortalama ± hata olarak verildi. Gruplar arası karşılaştırma Log-rank testi ile karşılaştırıldı. Tüm hastaların mortalitesine etki eden faktörler Cox-regresyon analizi ile test edildi. Analiz edilen faktörler: 1) Demografik değişkenler [transplantasyon sırasında donör ve vericinin yaşları, alıcı/ verici cinsiyeti, donörün ölüm sebebi] 2) Alıcı/verici demografik uygunsuzluklar (cinsiyet uygunsuzluğu, vücud kitle oranı uygunsuzluğu)

26 3) Donör ve alıcının immünolojik faktörleri, kan grupları, seropozitivite 4) Altta yatan alıcı kalp hastalıkları, kardiyomiyopati etiyolojisi, transplant listesinde bekleme süreleri, yetmezlik ile yatış sayısı, çoklu organ yetmezliği, karaciğer fonksiyon testleri, diyabet, renal fonksiyon bozuklukları. 5) Peroperatif faktörler (donör iskemik zamanları, transplant öncesi durum, inotrop veya intraaortik balon desteği) 6) Reel iskemik süre, kardiyopulmoner bypass zamanları, postoperatif pulmoner arter basıncı, postoperatif inotrop ihtiyacı ve süresi, drenaj, kan ürünleri miktarı ve ihtiyacı, mobilizasyon zamanları 7) Rejeksiyon monitorizasyonu, postoperatif ekokardiyografi 44, pace elektrokardiyografi 45,46, kardiyak biyopsi 8) Hipertansiyon, aritmi, konjestif yetmezlik, rejeksiyon atakları, enfeksiyon, renal fonksiyon bozuklukları

27 3. BULGULAR 3.1. Temel Karekteristikler Çalışma periyodu boyunca 16 hasta > 1 aydan uzun < 2 yıldan kısa hayatta kalırken (Grup A), 17 hasta > 2 yıldan uzun (Grup B) hayatta kaldı. Buna göre geriye kalan 6 hastadan üçü halen hayatta oldukları, ama 2 yılı aşkın süreyi tamamlayamadıkları; birinde heterotopik kalp transplantasyonu uygulandığı; diğer ikisi ise ilk ay içinde kaybedildiği için çalışma dışında bırakıldı. Grupların temel karakteristikleri ve risk faktörlerinin karşılaştırılması Tablo 4 de verilmektedir. Tablo 4: Grupların demografik veriler yönünden karşılaştırılması. Grup A (n = 16) Grup B (n = 17) p Ortalama takip (ay) 9.1 ± ± 26.4 < Demografik değişkenler Alıcı cinsiyet %94 E, %6 K %76 E, %24 K 0.17 Alıcının yaşı 31.6 ± ± Donör yaşı 30.1 ± ± Alıcı kilo 63.5 ± ± Erkek donör %50 % Etyolojik faktör Dilate Kardiyomiyopati %25 % Diğer faktörler Listede bekleme süresi (ay) 7.3 ± ±

28 3.2. Preoperatif Bulgular Preoperatif bulgular Tablo 5 de gösterilmiştir. Grup B de daha uzun semptom süreleri ile takip gözlendi. Ekokardiyografik veriler yönünden gruplar karşılaştırıldığında preoperatif ölçülen mitral yetmezliği haricinde anlamlı fark yoktu. Preoperatif kreatinin değerleri her iki grup arasında anlamlı farklılık gösteriyordu. Grup B de kalp nakli öncesinde daha düşük kreatinin düzeyleri saptandı. Grup A da daha çok hasta, kalp nakli öncesinde inotrop destek ile yoğun bakım takibi ihtiyacı gösterdi

29 Tablo 5: Grupların preoperatif veriler yönünden karşılaştırılması. Grup A (n = 16) Grup B (n = 17) p Semptom Süresi (ay) 15 ± ± NYHA-pre 3.75 ± ± KTİ 0.59 ± ± SVSSÇ 6.63 ± ± SVDSÇ 6.9 ± ± MY 2.94 ± ± TY 0.19 ± ± EF 21.7 ± ± PAB 46.1 ± ± Aile Hikayesi %6 % Üre 54.8 ± ± Kreatinin 1.16 ± ± Status 1 * %44 % Akciğer Fonk. Bozukluğu %6 % Karaciğer Fonk. Bozukluğu %13 % Böbrek Fonk. Bozukluğu %19 % NYHA: NewYork Heart Fonksiyonel kapasite, KTİ: Kardiyotorasik index, SVSSÇ: Sol ventrikül sistol sonu çapı, SVDSÇ: Sol ventrikül diyastol sonu çapı, MY: Mitral yetmezliği, TY: Triküspid yetmezliği, EF: Ejeksiyon fraksiyonu, PAB: Pulmoner arter basıncı, Fonk.: fonksiyon. * Status 1 kriterleri taşıyan inotrop destek altındaki hastalar

30 3.3. Perioperatif, Postoperatif Bulgular ve İzlem Perioperatif ve postoperatif bulgular Tablo 6 da gösterildi. Grup A ve Grup B arasında iskemik süreler karşılaştırıldığında anlamlı farklar gözlendi. Soğuk iskemik süre karşılaştırıldığında Grup A da, Grup B ye göre daha uzun süreler gözlendi. Operasyon süresi olarak aortik kros klemp zamanları (AKK) hesaplandığında Grup A da daha uzun süreler saptandı. Operasyon sonrası inotorop kullanım süresi, prostavazin ihtiyacı Grup A da Grup B ye göre anlamlı farklılık gösterdi. Sinus nodu disfonksiyonu Grup A da hastaların %37 sinde gözlendi. Yoğun bakım izleminde Grup B de Grup A ya göre daha az kan transfüzyonu ihtiyacı görüldü. Ölüm sebeplerine göre uzun-dönem grup daha az rejeksiyon ve enfeksiyon yüzdeleri gösterirken, kısa-dönem gruba göre daha çok greft koroner arter hastalığı ve kronik rejeksiyon yüzdeleri gösterdi

31 Tablo 6: Grupların perioperatif veriler ve postoperatif izlem yönünden karşılaştırılması. Grup A (n = 16) Grup B (n = 17) p Anastamoz tekniği * %81 % İskemik süre (dakika) ± ± AKK zamanı (dakika) 83.6 ± ± 10.2 < Toplam iskemik süre ** (dakika) ± ± İnotrop süresi (gün) 6.75 ± ± Prostavazin kullanımı %88 % Sinüs ritmi %63 % Kalıcı pace kullanımı %38 % Çıkış PAB (mmhg) 39.2 ± ± Entübasyon süresi (saat) 27.5 ± ± Drenaj (ml) ± ± Dekateterizasyon (gün) 8 ± ± Transfüzyon (kan ünite) 5 ± ± Mobilizasyon (gün) 4.75 ± ± Yoğun bakım kalış (gün) 30.5 ± ± Hastane kalış (gün) 87.1 ± ± Renal fonksiyon bozukluğu %38 % Enfeksiyon %63 % Red %81 %

32 Biyopsi %19 % Anti-rejeksiyon terapi %75 % Rejeksiyon monitorizasyon %56 % Akut rejeksiyon %69 %12 < Kronik rejeksiyon %6 %71 < Erken NYHA 1.63 ± ± Erken mortalite *** %56 %0 < Geç mortalite %44 % AKK: Aortik kros klemp zamanı, NYHA: NewYork Heart Fonksiyonel kapasite, PAB: Pulmoner arter basıncı,. * Ortotopik, bikaval ortotopik. ** Donör aortaya kros yerleştirdikten alıcı aortadan kros klembin kaldırılmasına kadar geçen süre. *** Hastane kalım süresi içindeki mortalite

33 Kardiyak transplantasyon uygulanan tüm hastaların hayatta kalım ve takip süreleri Şekil 1 de verilmiştir. Buna göre en uzun takip süresi iki hastamızdaki 98 aydır. Hastalarımızdan %66 sı (n=22) bir yıldan uzun hayatta kalmıştır. Hastaların %33 ü (n = 11) kalp nakli sonrası üçüncü yıllarını tamamlamışlardır. Çalışma gruplarının Kaplan- Meier eğrileri Şekil 2 de verilmiştir. Şekil 1 : Alıcı hastaların hayatta kalım süreleri. AY Takip edilen Exitus

34 Survival Functions 1,0 0,8 grup censored Cum Survival 0,6 0,4 0,2 0, süre Şekil 2 : Kardiyak transplantasyon sonrası kümülatif hayatta kalım. Mortalite nedenlerinin gruplara göre dağılımı Tablo 7 de verilmiştir. Grup A da bir hasta, akut rejeksiyon şüphesi ile kardiyak biyopsi alınırken sağ ventrikül rüptürü ve akut tamponad nedeniyle kaybedildi. Enfeksiyon nedeniyle kaybedilen hastalardan birinde tanısı konmuş enterobacter sepsisi diğerinde ise gram (-) sepsis nedeniyle ölüm gözlendi. Diğer iki hasta, birinde neisseria, diğerinde klepsiella pnömonisi gözlenerek kaybedildi. Grup A da altı hasta ilk bir yıl içinde akut rejeksiyon atağı ile kaybedildi

35 Bu hastalardan ikisi ikinci rejeksiyon atağından sonra kaybedildi. Grup B deki dört hasta hospitalize edildikten kısa dönem sonra ekokardiyografide saptanan segmenter hareket kusurları ve ejeksiyon fraksiyonlarında düşme ile kronik rejeksiyon tanısı alarak kaybedildi. Bunlardan birine operasyon sonrası 71. ayında koroner anjiyografi yapılarak greft koroner arter hastalığı tanısı konuldu. Tablo7: Grupların mortalite nedenleri yönünden karşılaştırılması. Grup A (n = 16) Grup B (n = 17) Mortalite N = 16 (%100) N = 7 (%41) İatrojenik 1 Akut böbrek yetmezliği 1 Enfeksiyon 4 Pnömoni 2 Sepsis 2 Rejeksiyon 7 4 Akut 6 Kronik 1 4 Ventriküler fibrilasyon 2 3 Ani ölüm

36 3.4. Rejeksiyon Grup A da 11 hastada, Grup B de iki hastada ilk bir yıl içerisinde belirgin rejeksiyon atağı gözlendi. Grup A da altı hasta rejeksiyon atağı ile kaybedildi. Grup B de ise yedi hasta da kronik rejeksiyon nedeniyle mortalite gözlendi. Ventriküler fibrilasyon nedeniyle gözlenen geç ölümler de kronik rejeksiyon nedeniyle ölüm olarak kabul edildi. Grup B de iki hastanın koroner anjiyografisi çekilerek greft koroner arter hastalığının (GKAH) kesin tanısı konuldu. Yine bu grupta 12 hastada transplantasyonu takip eden 1 yıl sonrasında ekokardiyografide yeni saptanan segmenter hareket kusurları saptandı Enfeksiyon Grup A da 10 hastada, Grup B de üç hastada belirgin enfeksiyon atağı gözlendi. Grup A da 4 hastada enfeksiyon nedeniyle exitus gözlendi. İki hastada sepsis gözlenirken hastalardan biri enterobacter sepsisi, diğeri gram negatif sepsis nedeniyle kaybedildi. Bir hasta neisseria pnömonisi, diğeri klepsiella pnömonisi nedeniyle ex oldu

37 3.6. Uzun Dönem Hayatta Kalıma Etki Eden Risk Faktörleri Univaryans analiz genç yaş ve erkek cinsiyet donör, yüksek alıcı kilosu, alıcı düşük preoperatif kreatinin değerleri ve kısa iskemik süreler, postoperatif transfüzyon miktarı, hastane kalış dönemi erken fonksiyonel kapasite, ilk 6 ay rejeksiyon monitorizasyonu ve geçirilen rejeksiyon ataklarının istatistiksel olarak uzun dönem yaşam ile ilgili belirgin faktörler olduklarını göstermiştir. (Tablo 8) Tablo 8: Uzun dönem hayatta kalım ile ilgili risk faktörleri. Risk Faktörü %95 CI p Demografik değişkenler Donör yaşı 0.03 Erkek donör 0.05 Alıcı kilo Preoperatif kreatinin Peri-operatif değişkenler Soğuk iskemik süre Aortik kros klemp zamanı Postoperatif transfüzyon miktarı Postoperatif İzlem Erken fonksiyonel kapasite Rejeksiyon monitorizasyonu Rejeksiyon atakları

38 Genç donör yaşı, alıcının düşük preoperatif kreatinin değerleri, kısa iskemik süreler, erken fonksiyonel kapasite, ilk 6 ay rejeksiyon monitorizasyonu uzun dönem yaşam ile ilgili belirgin faktörler olarak bulundu (Tablo 9). Tablo 9: Uzun dönem hayatta kalım ile ilgili faktörlerin çoklu lojistik regresyon analizi. Risk Faktörü %95 CI p Donör yaşı 0.03 Erkek donör 0.05 Preoperatif kreatinin Soğuk iskemik süre AKK Postoperatif transfüzyon miktarı Erken fonksiyonel kapasite Rejeksiyon monitorizasyonu

39 4. TARTIŞMA ve SONUÇ 4.1. Tartışma Pekçok araştırmacı kalp transplantasyonu sonrası hayatta kalımla ilişkili olan risk faktörleri tanımlamıştır. Değişik araştırmalar arasında risk faktörlerinin kabul edilir farklılıkları söz konusudur. Unos/Ishlt raporları ( bile yıllık değişimler göstererek araştırılan popülasyonlara göre değişen multivaryans analiz sonuçları bildirir. Popülasyon olarak ulusumuzu içeren analiz çalışmaları olmasına rağmen, risk faktörlerinin irdelendiği bu tip bir çalışma bugüne kadar yapılmamıştır. 47,48 Tanımlanacak risk faktörleri donör kalplerin uygun teminini ve eşlendirilmesini, alıcıların prognozlarının tayinini ve mevcut tedavilerin geliştirilmesini sağlayacaktır. Kliniğimizde gerçekleştirdiğimiz kalp transplantasyonu olgularının uzun dönem incelemesinde mortaliteye etki eden risk faktörlerini araştırdığımız bu çalışmada, her iki grup arasında belirgin farklılıklar tespit ettik Donör yaşı ve allogreft koroner arter hastalığı Çok merkezli bilgiler ileri yaşın zayıf hayatta kalım için belirgin risk faktörü olduğunu göstermektedir. 3,49 Çalışmamızda ortalama donör yaşı, uzun dönem grupta belirgin olarak düşük saptandı (p = 0.03). Daha genç alıcılarda antijenik duyarlılık olumsuz sonuçlar doğursa da bizim gruplarımız arasında böyle bir yaş dağılım farkı mevcut değildi. İleri donör yaşının artan allogreft koroner arter hastalığı için belirgin risk faktörü olduğunu bildiren yayınlar vardır. 38 Çalışmamızda uzun dönem grupta daha fazla allogreft koroner arter hastalığı gözlemledik. Ama kısa dönem gruptaki hastaların %69 u 1 yıl içinde kaybedildiğinden iki grubun allogreft koroner arter hastalığı

40 yönünden karşılaştırılması mümkün olmadı. İleriye yönelik takip protokollerinde, alıcının allogreft koroner arter hastalığı açısından değerlendirmesinin yapılabilmesi için, her yıl kardiyak sintigrafi çekilmesi ve belki de multislayt bilgisayarlı tomografi ile koroner arterlerin incelenmesi yer almalıdır. Koroner anjiyografi invaziv bir girişim olduğundan endikasyon konulduğu zaman uygulanmalıdır Obezite Obezite hipertansiyon, dislipidemi, diyabet ve koroner arter hastalığı ile birlikteliği dolayısıyla mortalite için genel popülasyonda belirgin bir risk faktörüdür. Kalp nakli uygulanmış hastalarda sık gözlemlenir ve çoğu araştırmacı obeziteyi ve hiperlipidemiyi allogreft koroner arter hastalığı ve immünsupresyonun başarısızlığı ile ilişkilendirmiştir. 50,51 Grady ve arkadaşları 8 pretransplant obezitenin akut rejeksiyon veya allogreft koroner arter hastalığını arttırmaksızın mortaliteyi artıran bir risk faktörü olduğunu ileri sürmektedirler. Yüksek alıcı kilosu ve vücud kitle indeksi, postoperatif zayıf hayatta kalım ile ilişkilendirilebilinir. Ancak bu çalışmada literatürün aksine, uzun dönem yaşayan gruptaki alıcıların kısa dönem hayatta kalan gruptaki alıcılara göre daha kilolu olduklarını gözlemledik. Fakat obezitenin beklenen komplikasyonlarını, gruplarımız arasında anlamlı bir fark olarak gözlemlemedik. Belki de hasta grubumuzdaki tüm hastaların gerçek anlamda obez olmadıkları, sadece fazla kilolu olmaları nedeni ile ciddi bir komplikasyon oluşmadığı düşünülebilir. Operasyon öncesi kilolu olan hastalarımızdan uzun dönem grupta 2, kısa dönem grupta ise yalnızca bir hastamızda oral antidiyabetiklerle regüle edilmesi gereken diyabet gelişti. Dislipidemik medikasyon ise ilerde gelişebilecek allogreft koroner arter hastalığından korunmak için tüm hastalarımıza uygulandı

41 Cinsiyet Bazı çalışmalarda erkek alıcı sıklığı daha kısa dönem takip gruplarında gözlenmiş olup bunun nedeni erkek cinsiyetinde daha sık görülen iskemik kardiyomiyopati etyolojisi olarak düşünülmüştür. 52,53 Bu yayınlarda iskemik kardiyomiyopati etyolojisi ilerde gelişebilecek allogreft koroner arter hastalığı nedeni olarak gösterilmiştir. Genç donör yaşı ve erkek cinsiyeti uzun dönem hayatta kalım için anlamlı bir etken olarak kabul edilmektedir. Prendergast ve arkadaşlarının 54 yaptığı çalışmada erkek donör ve bayan alıcı birlikteliğinin ilk bir yıl içinde artmış rejeksiyon ile sonuçlanacağı belirtilmiş ve bunun nedeni olarak da bayanlardaki artmış immün cevap veya bayan alıcının boyut uyumsuzluğu düşünülmüştür. Lietz ve arkadaşları 55 da bayan alıcıların ilk 6 ay içindeki yüksek akut rejeksiyon insidansına dikkat çekmiş ve enfeksiyon nedeniyle erken mortaliteden (< 6 ay) bahsetmişlerdir. Fakat allogreft koroner arter hastalığı transplantasyon sonrası ilk yılda bayan cinsiyette daha az görülmektedir. 52 Donör cinsiyeti Grup B de erkek cins ağırlıklıydı ve daha genç donörlerden oluşmaktaydı. Çalışmamızda uzun dönem grupta dört, kısa dönem grupta ise bir adet bayan hastamız mevcuttu. Her ne kadar çalışmamızdaki alıcı hastalarımızın cinsiyetleri yönünden anlamlı bir fark saptanamadı ise de (p = 0.17), donör cinsiyetleri açısından kısa dönem grupta daha çok bayan verici kalbi olduğu saptandı (p = 0.05) Bekleme zamanı Çalışmamızda kalp nakli bekleme süresinin uzun dönem sağ kalım için belirgin bir risk faktörü olarak saptanamamış olmasına karşın, literatürde uzamış kalp nakli bekleme sürelerinin erken mortalite için belirgin risk faktör olduğu bildirilmektedir. 49,50 Geliştirilmiş kalp yetmezliği tedavi seçenekleri listelerde bekleme sürelerini, ikincil

42 organ hasarı gelişmeksizin arttırmıştır. Bu çalışmada uzun dönem grubu bireylerinin daha uzun bekleme ve semptom sürelerine sahip olduğunu gözlemledik. Bunun yanında her iki grup arasında kardiyak transplantasyon öncesi anlamlı status kriterleri farklılığı yoktu. Uzamış bekleme süreleri, Grup B deki hastalarımızda kalp nakli öncesinde belirgin organ disfonksiyonuna neden olmamıştı. Bunun nedenini uzun dönem gruptaki alıcı hastaların daha erken listeye alınmalarına ve kalp nakli için daha elektif kriterlerde yaklaşılmasına bağladık Rejeksiyon Çalışmamızda kısa dönem grupta 10 hastada en az bir rejeksiyon atağı gözlemledik. İlk yıl içinde hastaların %69 unu rejeksiyon ve erken greft yetmezliği nedeniyle kaybettik. Uzun dönem grupta da üç hasta ilk yıl içinde akut rejeksiyon atağı geçirdi. Uygun tedavi ile bu hastaların hayatta kalmaları sağlandı. Literatürde erken dönemde geçirilen akut rejeksiyon ataklarının geç dönemlerde gelişebilecek allogreft koroner arter hastalığı için bir risk faktörü olacağına dair yayınlar bildirilmiştir. 49,50 Çalışmamızda uzun dönem hayatta kalım için belirlediğimiz iki yıllık süre düşünüldüğünde, rejeksiyonun kendisi bir risk faktörü olmaktan çok transplantasyon sonrası uç bir komplikasyon olarak karşımıza çıkmıştır. Rejeksiyonun gözlemlenmesi, hasta için bağımsız bir olay olarak değerlendirilse de, zayıf hayatta kalım için bir sonuç ve etken olarak görülmektedir Enfeksiyon Enfeksiyon nedeniyle mortalite ile sonuçlanmamış vakalar üzerinden değerlendirme yapmamak gerekir. Vaka sayımız sınırlı olmasına karşın Grup A da daha

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr.

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr. BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr. Aslı KANTAR Akut rejeksiyon (AR), greft disfonksiyonu gelişmesinde major

Detaylı

Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER***

Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER*** Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER*** Süleyman Demirel Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji AD*, Biyokimya AD**, Kalp Damar Cerrahi

Detaylı

HCV POZİTİF RENAL TRANSPLANT HASTALARINDA POSTTRANSPLANT DİYABET GELİŞİMİ RİSKİ ARTMIŞ MIDIR?

HCV POZİTİF RENAL TRANSPLANT HASTALARINDA POSTTRANSPLANT DİYABET GELİŞİMİ RİSKİ ARTMIŞ MIDIR? HCV POZİTİF RENAL TRANSPLANT HASTALARINDA POSTTRANSPLANT DİYABET GELİŞİMİ RİSKİ ARTMIŞ MIDIR? Abdullah ŞUMNU 1, Erol DEMİR 2, Ozan YEĞİT, Ümmü KORKMAZ, Yaşar ÇALIŞKAN 2, Nadir ALPAY 3, Halil YAZICI 2,

Detaylı

KARDİYOJENİK ŞOK ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI

KARDİYOJENİK ŞOK ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI KARDİYOJENİK ŞOK ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI KARDİYOJENİK ŞOK-TANIM Ø Kardiyojenik şok (KŞ), kardiyak yetersizliğe bağlı uç-organ hipoperfüzyonudur. Ø KŞ taki hemodinamik

Detaylı

EŞ ZAMANLI KALP VE BÖBREK TRANSPLANTASYONU YAPILAN BİR OLGU

EŞ ZAMANLI KALP VE BÖBREK TRANSPLANTASYONU YAPILAN BİR OLGU EŞ ZAMANLI KALP VE BÖBREK TRANSPLANTASYONU YAPILAN BİR OLGU Şahin N, Göktaş B, Küçükyorgancı S, Kabukçu HK, Titiz TA Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon AD, Antalya GİRİŞ Hem

Detaylı

U.Topuz, T.Akbulak, T.Altunok, G.Uçar, K.Erkanlı, İ.Bakır İstanbul Mehmet Akif Ersoy GKDC Eğ. Ar. Hastanesi

U.Topuz, T.Akbulak, T.Altunok, G.Uçar, K.Erkanlı, İ.Bakır İstanbul Mehmet Akif Ersoy GKDC Eğ. Ar. Hastanesi U.Topuz, T.Akbulak, T.Altunok, G.Uçar, K.Erkanlı, İ.Bakır İstanbul Mehmet Akif Ersoy GKDC Eğ. Ar. Hastanesi Tarihçe Tarihsel olarak ilk extrakorporeal dolaşım ve kardiyopulmoner bypas(kbp)larda prime volumu

Detaylı

TKD/TKYK KORONER BAKIM İLERİ KLİNİK UYGULAMALAR SERTİKASYON PROGRAMININ ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI

TKD/TKYK KORONER BAKIM İLERİ KLİNİK UYGULAMALAR SERTİKASYON PROGRAMININ ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI TKD/TKYK KORONER BAKIM İLERİ KLİNİK UYGULAMALAR SERTİKASYON PROGRAMININ ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI Kardiyovasküler olaylar tüm dünyada en önemli ölüm nedenidir. İnsan ömrünün uzaması kardiyak sorunu olan

Detaylı

TRANSPLANTASYONDA İNDÜKSİYON TEDAVİSİ. Dr Sevgi Şahin Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi

TRANSPLANTASYONDA İNDÜKSİYON TEDAVİSİ. Dr Sevgi Şahin Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi TRANSPLANTASYONDA İNDÜKSİYON TEDAVİSİ Dr Sevgi Şahin Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi TRANSPLANTASYONDA İMMUNSUPRESİF TEDAVİ İndüksiyon İdame Kurtarma Am J Surg 2009 Transplantation 2006 İndüksiyon tedavilerinin

Detaylı

DOĞUMSAL KALP HASTALIĞI OLAN YENİDOĞANLARDA ERKEN DÖNEM PROGNOZ

DOĞUMSAL KALP HASTALIĞI OLAN YENİDOĞANLARDA ERKEN DÖNEM PROGNOZ DOĞUMSAL KALP HASTALIĞI OLAN YENİDOĞANLARDA ERKEN DÖNEM PROGNOZ Müşerref KASAP, Özge ALTUN KÖROĞLU, Fırat ERGİN, Demet Terek, Mehmet YALAZ, Reşit Ertürk LEVENT, Yüksel ATAY, Nilgün KÜLTÜRSAY Ege Üniversitesi

Detaylı

Nebile ÖZDEMİR Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Organ Nakli Merkezi

Nebile ÖZDEMİR Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Organ Nakli Merkezi Nebile ÖZDEMİR Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Organ Nakli Merkezi TÜRKİYEDE BÖBREK NAKLİ 1975 yılında canlı 1978 yılında kadavra E.Ü.T.F Hastanesi Organ Nakli Uygulama ve Araştırma Merkezi 1988

Detaylı

PERİOPERATİF ANEMİ. Dr. Hüseyin İlksen TOPRAK İnönü Ün. Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Rean AD

PERİOPERATİF ANEMİ. Dr. Hüseyin İlksen TOPRAK İnönü Ün. Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Rean AD PERİOPERATİF ANEMİ Dr. Hüseyin İlksen TOPRAK İnönü Ün. Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Rean AD 1 SORU? Anemi Neden Önemli? 2 SORU? 3 İnsidans Önemi ANEMİ Tanı Tedavi 4 Anemi Nedir? WHO Hb < 13 g/dl Hb

Detaylı

Çok Kesitli Bilgisayarlı Tomografik Koroner Anjiyografi Sonrası Uzun Dönem Kalıcı Böbrek Hasarı Sıklığı ve Sağkalım ile İlişkisi

Çok Kesitli Bilgisayarlı Tomografik Koroner Anjiyografi Sonrası Uzun Dönem Kalıcı Böbrek Hasarı Sıklığı ve Sağkalım ile İlişkisi Çok Kesitli Bilgisayarlı Tomografik Koroner Anjiyografi Sonrası Uzun Dönem Kalıcı Böbrek Hasarı Sıklığı ve Sağkalım ile İlişkisi Hamza Sunman 1, Mustafa Arıcı 2, Hikmet Yorgun 3, Uğur Canpolat 3, Metin

Detaylı

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI Bariatrik ameliyatlar sadece kilo kaybı sağlayarak fiziksel değişim sağlamazlar, asıl önemli olan kilo kaybı sonrası vücudumuz için bu 7 önemli

Detaylı

Ani Kardiyak Ölüm: Önleyebilir miyiz? Doç. Dr. Yakup Ekmekçi Özel Ankara Güven Hastanesi

Ani Kardiyak Ölüm: Önleyebilir miyiz? Doç. Dr. Yakup Ekmekçi Özel Ankara Güven Hastanesi Ani Kardiyak Ölüm: Önleyebilir miyiz? Doç. Dr. Yakup Ekmekçi Özel Ankara Güven Hastanesi DİYALİZ-MORTALİTE 200 ölüm/1000 hasta-yıl. USRDS-2011 En önemli ölüm nedeni kardiyak hastalıklardır. USRDS -2011:

Detaylı

İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar

İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar Dr. Dilek Çolak 10 y, erkek hasta Olgu 1 Sistinozis Böbrek transplantasyonu Canlı akraba verici HLA 2 antijen uyumsuz 2 Olgu 1 Transplantasyon öncesi viral

Detaylı

İMMUNADSORBSİYON GEÇ BAŞLANGIÇLI ANTİKOR ARACILI REJEKSİYONDA ETKİNDİR

İMMUNADSORBSİYON GEÇ BAŞLANGIÇLI ANTİKOR ARACILI REJEKSİYONDA ETKİNDİR İMMUNADSORBSİYON GEÇ BAŞLANGIÇLI ANTİKOR ARACILI REJEKSİYONDA ETKİNDİR Yaşar Çalışkan¹, Ozan Yeğit², Yasemin Özlük³, Erol Demir¹, Ayşe Serra Artan¹, Aydın Türkmen¹, Alaattin Yıldız¹, Mehmet Şükrü Sever¹

Detaylı

BÖBREK NAKLİ SONRASI HİPERÜRİSEMİ GELİŞİMİ İLE İLİŞKİLİ RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI. Dr. Şahin EYÜPOĞLU

BÖBREK NAKLİ SONRASI HİPERÜRİSEMİ GELİŞİMİ İLE İLİŞKİLİ RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI. Dr. Şahin EYÜPOĞLU BÖBREK NAKLİ SONRASI HİPERÜRİSEMİ GELİŞİMİ İLE İLİŞKİLİ RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI Dr. Şahin EYÜPOĞLU Giriş Hiperürisemi, böbrek nakli sonrası yaygın olarak karşılaşılan bir komplikasyondur. Hiperürisemi

Detaylı

Anti-HLA Antikorlar ve Transplantasyon

Anti-HLA Antikorlar ve Transplantasyon Anti-HLA Antikorlar ve Transplantasyon ne zaman, ne yapmalı? Prof.Dr. Ali ŞENGÜL Medicalpark Antalya Hastane Kompleksi İmmünoloji bölümü Anti-HLA Ab Oluşumu Gebelik Transfüzyon Transplantasyon İyi HLA

Detaylı

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr. Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi Dr. Aslı KANTAR GİRİŞ GENEL BİLGİLER Akut böbrek hasarı (ABH) yenidoğan yoğun bakım

Detaylı

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK TORAKAL EPİDURAL ANESTEZİ VE FEMORAL BLOK YÖNTEMİ A.DOSTBİL*, H.BAŞEL**, Ö.TEKİN***, M.ÇELİK*, A.AHISKALIOĞLU*, AF.ERDEM* *ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

SOLİT ORGAN TRANSPLANTASYONU ve BK VİRUS ENFEKSİYONLARI Doç. Dr. Derya Mutlu Güçlü immunsupresifler Akut, Kronik rejeksiyon Graft yaşam süresi? Eskiden bilinen veya yeni tanımlanan enfeksiyon etkenleri:

Detaylı

hs-troponin T ve hs-troponin I Değerlerinin Farklı egfr Düzeylerinde Karşılaştırılması

hs-troponin T ve hs-troponin I Değerlerinin Farklı egfr Düzeylerinde Karşılaştırılması hs-troponin T ve hs-troponin I Değerlerinin Farklı egfr Düzeylerinde Karşılaştırılması Tuncay Güçlü S.B. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Biyokimya Bölümü 16-18 Ekim 2014, Malatya GİRİŞ Kronik

Detaylı

Karaciğer Nakli. Dr Sezai YILMAZ İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi MALATYA

Karaciğer Nakli. Dr Sezai YILMAZ İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi MALATYA Karaciğer Nakli Güncel Yaklaşımlar Dr Sezai YILMAZ İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi MALATYA Karaciğer Nakli Malatya Deneyimi ABD Karaciğer Nakli Verileri -2007 ABD Karaciğer Nakli Verileri -2008

Detaylı

YOĞUN BAKIMDA AKUT KALP YETMEZLİĞİNE YAKLAŞIM

YOĞUN BAKIMDA AKUT KALP YETMEZLİĞİNE YAKLAŞIM YOĞUN BAKIMDA AKUT KALP YETMEZLİĞİNE YAKLAŞIM Doç. Dr. Ali Serdar Fak Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Şubat 2009 Tanım: Kalp yetmezliği semptom ve bulgularının hızlı ortaya

Detaylı

KRONİK AMR TEDAVİ EDİLMELİ Mİ? EVET DR. ÜLKEM ÇAKIR ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

KRONİK AMR TEDAVİ EDİLMELİ Mİ? EVET DR. ÜLKEM ÇAKIR ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ + KRONİK AMR TEDAVİ EDİLMELİ Mİ? EVET DR. ÜLKEM ÇAKIR ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ + RENAL ALLOGREFTİN UZUN DÖNEM SAĞKALIMI 1 yıllık sağkalım %95 5 yıllık sağkalım %80 10 yıllık sağkalım %50 USRDS,

Detaylı

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden

Detaylı

GİRİŞ. Serebral Oksimetre (NIRS) kardiyak cerrahide beyin oksijen sunumunun monitörizasyonunda sıklıkla kullanılmaktadır

GİRİŞ. Serebral Oksimetre (NIRS) kardiyak cerrahide beyin oksijen sunumunun monitörizasyonunda sıklıkla kullanılmaktadır Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ankara Ayşegül Özgök, Ümit Karadeniz, Dilek Öztürk, Dilan Akyurt, Hija Yazıcıoğlu GİRİŞ Serebral Oksimetre (NIRS) kardiyak cerrahide beyin oksijen

Detaylı

AORT KAPAK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D.

AORT KAPAK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D. AORT KAPAK HASTALIKLARI Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D. AORT STENOZU Valvular Subvalvular Supravalvular VALVULAR STENOZ Romatizmal AS Akut romatizmal

Detaylı

Arteriyel Switch Ameliyatı Yapılan Yenidoğanlarda Serum C-Reaktif Proteinin cut-off Değerleri

Arteriyel Switch Ameliyatı Yapılan Yenidoğanlarda Serum C-Reaktif Proteinin cut-off Değerleri Arteriyel Switch Ameliyatı Yapılan Yenidoğanlarda Serum C-Reaktif Proteinin cut-off Değerleri Beril Özdemir 1, İlkay Erdoğan 2, Nazmi Mutlu Karakaş 1, Murat Özkan 3, Mustafa Agah Tekindal 4, Kahraman Yakut

Detaylı

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyak Yoğun Bakım Sertifika Programı

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyak Yoğun Bakım Sertifika Programı Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyak Yoğun Bakım Sertifika Programı Tanım: Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara Hastanesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalında uygulanacak olan 2 yıllık kardiyoloji

Detaylı

SÜT ÇOCUKLARINDA UZUN SÜRELİ PERİTON DİYALİZİNİN SONUÇLARI

SÜT ÇOCUKLARINDA UZUN SÜRELİ PERİTON DİYALİZİNİN SONUÇLARI SÜT ÇOCUKLARINDA UZUN SÜRELİ PERİTON DİYALİZİNİN SONUÇLARI Gülseren PEHLİVAN, Nur CANPOLAT, Şennur ERKUT, Ayşe KESER, Salim ÇALIŞKAN, Lale SEVER İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı

Detaylı

PULMONER HİPERTANSİYONUN. Prof Dr Sait Karakurt Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Ana Bilim Dalı

PULMONER HİPERTANSİYONUN. Prof Dr Sait Karakurt Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Ana Bilim Dalı PULMONER HİPERTANSİYONUN YBÜ de TEDAVİSİ Prof Dr Sait Karakurt Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Ana Bilim Dalı YBÜ-pulmoner hipertansiyon PULMONER VENÖZ HİPERTANSİYON

Detaylı

Kardiyak Problemler ve Karaciğer Nakli

Kardiyak Problemler ve Karaciğer Nakli Kardiyak Problemler ve Karaciğer Nakli Dr. Hüseyin İlksen TOPRAK Karaciğer Nakli Enstitüsü Problem Karaciğer nakli Kardiyak Problemler Hasta Sayısı Giderek Artıyor KC Problemi KPB New York Eyaletinde 1998

Detaylı

Perioperatif Sağ Ventrikül Yetersizliği. Emre Çamcı İstanbul Tıp Anesteziyoloji AD.

Perioperatif Sağ Ventrikül Yetersizliği. Emre Çamcı İstanbul Tıp Anesteziyoloji AD. Perioperatif Sağ Ventrikül Yetersizliği Emre Çamcı İstanbul Tıp Anesteziyoloji AD. Tanım Sıklık ve önem Fizyopatoloji Klinik tablolar Önlem ve Tedavi Kalp yetersizliği: Yapısal veya fonksiyonel bozukluk

Detaylı

Kalp Yetersizliğinde Güncel Tedavi Doç. Dr. Bülent Özdemir

Kalp Yetersizliğinde Güncel Tedavi Doç. Dr. Bülent Özdemir Kalp Yetersizliğinde Güncel Tedavi Doç. Dr. Bülent Özdemir Kalp yetmezliği Ventrikülün dolumunu veya kanı pompalamasını önleyen yapısal veya işlevsel herhangi bir kalp bozukluğu nedeniyle oluşan karmaşık

Detaylı

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER Varlık Erol, Cengiz Aydın, Levent Uğurlu, Emre Turgut, Hülya Yalçın*, Fatma Demet İnce* T.C.S.B. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi,

Detaylı

Pulmoner hipertansiyon hastalarının takibinde fraksiyone ekshale nitrik oksitin yeri

Pulmoner hipertansiyon hastalarının takibinde fraksiyone ekshale nitrik oksitin yeri Pulmoner hipertansiyon hastalarının takibinde fraksiyone ekshale nitrik oksitin yeri Nilay Orak Akbay*, Züleyha Bingöl*, Nuran Gökbulut*, Esen Kıyan*, Ekrem Bilal Karaayvaz**, Mehmet Kocaağa**, Ahmet Kaya

Detaylı

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV Sunu planı NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON DOÇ. DR. HAKAN TOPAÇOĞLU İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Neden Endikasyonlar Kontrendikasyonlar Hasta seçilmesi Komplikasyonlar Solunum yetmezliği IMV

Detaylı

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA SIVI KONTROLÜ

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA SIVI KONTROLÜ PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA SIVI KONTROLÜ LALE AKKAYA Periton Diyaliz Hemşiresi CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA VE UYGULAMA HASTANESİ 25. ULUSAL BÖBREK HASTALIKLARI DİYALİZ VE TRANSPLANTASYON HEMŞİRELİĞİ

Detaylı

Levosimendanın farmakolojisi

Levosimendanın farmakolojisi Levosimendanın farmakolojisi Prof. Dr. Öner SÜZER Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji AbD 1 Konjestif kalp yetmezliği ve mortalite 2 Kaynak: BM Massie et al, Curr Opin Cardiol 1996

Detaylı

POSTTRANSPLANT DİABETES MELLİTUS DR. ÜLKEM YAKUPOĞLU ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ INTERNATIONAL HOSPITAL ORGAN NAKLİ MERKEZİ

POSTTRANSPLANT DİABETES MELLİTUS DR. ÜLKEM YAKUPOĞLU ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ INTERNATIONAL HOSPITAL ORGAN NAKLİ MERKEZİ POSTTRANSPLANT DİABETES MELLİTUS DR. ÜLKEM YAKUPOĞLU ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ INTERNATIONAL HOSPITAL ORGAN NAKLİ MERKEZİ Transplant İlişkili Hiperglisemi (TAH) Posttransplant Diabetes Mellitus

Detaylı

FEN kurs 2009 risk değerlendirmesi

FEN kurs 2009 risk değerlendirmesi FEN kurs 2009 risk değerlendirmesi Prof. Dr. Volkan Korten Marmara Üniversitesi Tıp T p Fakültesi İnfeksiyon Hastalıklar kları ve Klinik Mikro. ABD. Risk? Başlangıç tedavisine yanıtsızlık değil. Ciddi

Detaylı

ATRİYAL FİBRİLASYON Atriyal fibrilasyon En sık görülen aritmi Epidemiyoloji Aritmiye bağlı hastaneye yatanların 1/3 ü AF li. ABD de tahmini 2.3 milyon, Avrupa da 4.5 milyon insan AF ye sahip. Sıklığı

Detaylı

Böbrek transplantasyonu hastalarının retrospektif analizi Retrospective analysis of kidney transplanted patients

Böbrek transplantasyonu hastalarının retrospektif analizi Retrospective analysis of kidney transplanted patients Dicle Tıp Dergisi, 2009 Cilt: 36, Sayı: 2, (75-79) ARAŞTIRMA YAZISI / ORIGINAL ARTICLE Böbrek transplantasyonu hastalarının retrospektif analizi Retrospective analysis of kidney transplanted patients Tamer

Detaylı

YILIN SES GETİREN MAKALELERİ

YILIN SES GETİREN MAKALELERİ YILIN SES GETİREN MAKALELERİ Dr. Yeşim Uygun Kızmaz SBÜ Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğt. ve Araş. Hastanesi Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Aylık Toplantısı 25.12.2018,

Detaylı

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Doç. Dr. Onur POLAT Hasar Kontrol Cerrahisi 1992 yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Hasar Kontrol Cerrahisi İlk aşama; Kanama ve kirlenmenin

Detaylı

1. HİZMET KAPSAMI: UÜ-SK KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI HİZMET KAPSAMI

1. HİZMET KAPSAMI: UÜ-SK KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI HİZMET KAPSAMI Rev. No : 03 Rev.Tarihi : 28 Şubat 2012 1 / 7 1. HİZMET KAPSAMI: Kardiyoloji Anabilim Dalı, erişkin ayaktan ve yatan hastalara tanı ve tedavi hizmetleri sunmaktadır. Bu hizmet haftada 7 gün ve 24 saat

Detaylı

ACS de yeni biyolojik markırlar MEHMET KOŞARGELİR HNH 2014-DEDEMAN

ACS de yeni biyolojik markırlar MEHMET KOŞARGELİR HNH 2014-DEDEMAN ACS de yeni biyolojik markırlar MEHMET KOŞARGELİR HNH 2014-DEDEMAN Biyomarkırlar (Tanı) Sınıf 1: Faydalı (Kanıt seviyesi:a) Kardiak spesifik troponin (troponin I veya T hangisi kullanılıyorsa) ACS semptomları

Detaylı

BİRİNCİ BASAMAKTA PRİMER İMMÜN YETMEZLİK

BİRİNCİ BASAMAKTA PRİMER İMMÜN YETMEZLİK 1 İmmün sistemin gelişimini, fonksiyonlarını veya her ikisini de etkileyen 130 farklı bozukluğu tanımlamaktadır. o Notarangelo L et al, J Allergy Clin Immunol 2010 Primer immün yetmezlik sıklığı o Genel

Detaylı

Kronik Hipotansif Diyabetik Hemodiyaliz Hastalarında Midodrin Tedavisinin Etkinliği

Kronik Hipotansif Diyabetik Hemodiyaliz Hastalarında Midodrin Tedavisinin Etkinliği Kronik Hipotansif Diyabetik Hemodiyaliz Hastalarında Midodrin Tedavisinin Etkinliği M E T I N S A R I K A Y A, F U N D A S A R I, J I N I G Ü N E Ş, M U S T A F A E R E N, A H M E T E D I P K O R K M A

Detaylı

LVAD TAKILAN HASTALARDA DRİVELİNE ENFEKSİYON GELİŞİMİNİN SOSYOEKONOMİK DURUMLA İLİŞKİSİ

LVAD TAKILAN HASTALARDA DRİVELİNE ENFEKSİYON GELİŞİMİNİN SOSYOEKONOMİK DURUMLA İLİŞKİSİ LVAD TAKILAN HASTALARDA DRİVELİNE ENFEKSİYON GELİŞİMİNİN SOSYOEKONOMİK DURUMLA İLİŞKİSİ 73. PROJE GRUBU ARAŞTIRMACILAR: MOHD TAWFIQ FAWZI - AMANULLAH ERKİN,ZAİD ABDULRAZEG, JAWAD MAHALİS, OĞÜZ YILDIRIM

Detaylı

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı)

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı) Sevgili Arkadaşlarım, CANTAB için en önemli çalışmamız CHARM Çalışmasıdır.. Eğitimlerde söylediğim gibi adınız-soyadınız gibi çalışmayı bilmeniz ve doğru yorumlayarak kullanmanız son derece önemlidir.

Detaylı

TRANSPLANTASYON- KRONİK REJEKSİYON. Dr Sevgi Şahin Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Nefroloji B.D.

TRANSPLANTASYON- KRONİK REJEKSİYON. Dr Sevgi Şahin Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Nefroloji B.D. TRANSPLANTASYON- KRONİK REJEKSİYON Dr Sevgi Şahin Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Nefroloji B.D. KRONİK REJEKSİYON SÜRECİ Diyalize dönüş Rejekte transplantlı diyaliz hastalarında morbidite

Detaylı

Serap Kalaycı, Halide Oğuş, Elif Demirel, Füsun Güzelmeriç, Tuncer Koçak

Serap Kalaycı, Halide Oğuş, Elif Demirel, Füsun Güzelmeriç, Tuncer Koçak Koroner Arter Bypass Greftleme Operasyonlarında Esmolol Hidroklörür ve Magnezyum Sülfatın Laringoskopi ve Trakeal Entubasyona Bağlı Hemodinamik Yanıta Etkileri Serap Kalaycı, Halide Oğuş, Elif Demirel,

Detaylı

Trakea Rüptürü. Nadir Bir Entübasyon Komplikasyonu. Doç. Dr. Aydın KARAKUZU Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Lefkoşe, KKTC Nisan 2011

Trakea Rüptürü. Nadir Bir Entübasyon Komplikasyonu. Doç. Dr. Aydın KARAKUZU Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Lefkoşe, KKTC Nisan 2011 Trakea Rüptürü Nadir Bir Entübasyon Komplikasyonu Doç. Dr. Aydın KARAKUZU Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Lefkoşe, KKTC Nisan 2011 1 Klinik Öykü Ş.Ş., 75 yaş, erkek, Asenden Aort Anevrizması

Detaylı

Düşüğe Neden Olan Bir Hipertansif Fibromusküler Displazi Vakası. A Case of Hypertensive Fibromuscular Dysplasia Leading To Abortus

Düşüğe Neden Olan Bir Hipertansif Fibromusküler Displazi Vakası. A Case of Hypertensive Fibromuscular Dysplasia Leading To Abortus Düşüğe Neden Olan Bir Hipertansif Fibromusküler Displazi Vakası A Case of Hypertensive Fibromuscular Dysplasia Leading To Abortus Mehmet Mustafa TABAKCI1, Cüneyt Toprak1, Anıl Avcı1, Ramazan Kargın1 1

Detaylı

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: I- TEMEL BİLİMLER Anesteziye Giriş: Anestezide Fizik Kurallar Temel Monitörizasyon Medikal Gaz Sistemleri Anestezi Cihazı Vaporizatörler Soluma sistemleri,

Detaylı

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi Hipertansiyon Tedavisi: Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi Hipertansiyon Sıklık Yolaçtığı sorunlar Nedenler Kan basıncı hedefleri Tedavi Dünyada Mortalite

Detaylı

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Kliniği

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Kliniği HEPATİT VEYA KARACİĞER TRANSPLANTASYONU SONRASI APLASTİK ANEMİ: KLİNİK ÖZELLİKLER VE TEDAVİ SONUÇLARI Özlem Tüfekçi 1, Hamiyet Hekimci Özdemir 2, Barış Malbora 3, Namık Yaşar Özbek 4, Neşe Yaralı 4, Arzu

Detaylı

VAKA SUNUMU. Dr. Arif Alper KIRKPANTUR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ünitesi

VAKA SUNUMU. Dr. Arif Alper KIRKPANTUR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ünitesi VAKA SUNUMU Dr. Arif Alper KIRKPANTUR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ünitesi ÖYKÜ 58 yaşında, erkek hasta, emekli memur, Ankara 1989: Tip 2 DM tanısı konularak, oral antidiyabetik

Detaylı

Kardiyak Resenkronizasyon Tedavisi (CRT)

Kardiyak Resenkronizasyon Tedavisi (CRT) Kardiyak Resenkronizasyon Tedavisi (CRT) Dr. Sabri Demircan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji ABD September 20, 2014 Kardiyoloji Semineri 2009 1 Kalp Yetersizliğinin Ciddiyeti Ölüm Nedenleri

Detaylı

Akut böbrek hasarının (ABH) önlenmesi: hangi sıvıyı tercih edelim? Doç.Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

Akut böbrek hasarının (ABH) önlenmesi: hangi sıvıyı tercih edelim? Doç.Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Akut böbrek hasarının (ABH) önlenmesi: hangi sıvıyı tercih edelim? Doç.Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı ABH nın önlenmesi neden önemli >2 kreatinin tayini yapılmış, 9210 yoğun

Detaylı

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM Dünya genelinde 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmekte Gelişmiş ülkelerde artan prevalansa sahip Hasta veya toplum açısından yüksek maliyetli bir hastalık

Detaylı

TRANSPLANTASYONDAN DİYALİZE DÖNEN HASTADA İMMÜNSÜPRESİF TEDAVİ. Dr. Ebru Aşıcıoğlu

TRANSPLANTASYONDAN DİYALİZE DÖNEN HASTADA İMMÜNSÜPRESİF TEDAVİ. Dr. Ebru Aşıcıoğlu TRANSPLANTASYONDAN DİYALİZE DÖNEN HASTADA İMMÜNSÜPRESİF TEDAVİ Dr. Ebru Aşıcıoğlu NIDDK USRDS EPİDEMİYOLOJİ A.B.D. de böbrek nakli sonrası diyalize dönen hasta oranı %4-5 (2010 yılında 5588 kişi) Kanada

Detaylı

TÜRKİYE de BÖBREK TRANSPLANTASYONUNDA GÜNCEL DURUM

TÜRKİYE de BÖBREK TRANSPLANTASYONUNDA GÜNCEL DURUM TÜRKİYE de BÖBREK TRANSPLANTASYONUNDA GÜNCEL DURUM Dr. Aydın TÜRKMEN İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı 17.04.15 Antalya TİGED Kongresi Yıllara Göre Yapılan Nakil Sayıları 2015 65 ruhsatlı merkez

Detaylı

Postoperatif Noninfeksiyoz Ateş. Dr.Dilek ARMAN GÜTF Enfeksiyon Hastalıkları AD

Postoperatif Noninfeksiyoz Ateş. Dr.Dilek ARMAN GÜTF Enfeksiyon Hastalıkları AD Postoperatif Noninfeksiyoz Ateş Dr.Dilek ARMAN GÜTF Enfeksiyon Hastalıkları AD GT, 62 y, kadın Nüks tiroid papiller CA Kitle eksizyonu (özefagus ve trake den sıyırılarak) + Sağ fonksiyonel; sol radikal

Detaylı

UYKU. Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya...

UYKU. Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya... UYKU Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya... Sırça tastan sihirli su içilir, Keskin Sırat koç üstünde geçilir, Açılmayan

Detaylı

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi Kahramanmaraş 1. Biyokimya Günleri Bildiri Konusu: Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi Mehmet Aydın DAĞDEVİREN GİRİŞ Fetuin-A, esas olarak karaciğerde

Detaylı

Hazırlayan ekip : Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çalışma Grubu. Üyeler - Dr.Baktash Morrad - Dr.Ayşe Hüseyinoğlu - Dr.

Hazırlayan ekip : Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çalışma Grubu. Üyeler - Dr.Baktash Morrad - Dr.Ayşe Hüseyinoğlu - Dr. Genç Kardiyologlar Grup Sorumlusu - Prof.Dr.Oktay Ergene Bilimsel İçeriğin Değerlendirilmesi, Son Düzenleme - Prof.Dr. Recep Demirbağ Düzenleme, Gözden Geçirme - Uz.Dr.Rida Berilğen - Uz.Dr.Barış Düzel

Detaylı

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan

Detaylı

Ameliyat Riskinin Değerlendirilmesinde Akciğer Kapasitesi Akif Turna

Ameliyat Riskinin Değerlendirilmesinde Akciğer Kapasitesi Akif Turna Ameliyat Riskinin Değerlendirilmesinde Akciğer Kapasitesi Akif Turna Ameliyatın Riski Ameliyatın Riski Major akciğer ameliyatı yapılacak hastalarda risk birden fazla faktöre bağlıdır. Ameliyatın Riski

Detaylı

TND Böbrek Sağlığı Otobüsü

TND Böbrek Sağlığı Otobüsü Sık görülen, Morbidite ve mortalitesi yüksek olan, Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, Büyük ekonomik yük getiren, Farkındalığı ve erken tanısı düşük olan, Önlenebilen veya geciktirilebilen bir hastalıktır.

Detaylı

STEROİDE DİRENÇLİ NEFROTİK SENDROM OLGULARINDA SİKLOSPORİN TEDAVİSİ: 12 AYLIK TAKİP

STEROİDE DİRENÇLİ NEFROTİK SENDROM OLGULARINDA SİKLOSPORİN TEDAVİSİ: 12 AYLIK TAKİP STEROİDE DİRENÇLİ NEFROTİK SENDROM OLGULARINDA SİKLOSPORİN TEDAVİSİ: 12 AYLIK TAKİP Dr. Murat Şakacı Ankara Eğitim E ve Araştırma rma Hastanesi Nefroloji Kliniği GİRİŞİŞ Steroide dirençli nefrotik sendrom

Detaylı

Kalp Transplantasyonunda 12 Yýllýk Koþuyolu Deneyimi

Kalp Transplantasyonunda 12 Yýllýk Koþuyolu Deneyimi Turkish J Thorac Cardiovasc Surg Dr. Kýrali ve Arkadaþlarý nda 12 Yýllýk Koþuyolu Deneyimi 12-YEAR KOÞUYOLU EXPERIENCE IN CARDIAC TRANSPLANTATION Dr. Kaan Kýrali, Dr. Denyan Mansuroðlu, Dr. Suat Nail Ömeroðlu,

Detaylı

Atrial Fibrilasyon dan Gerçek Kesitler: WATER (Warfarin in Therapeutic Range) Registry den İlk Sonuçlar

Atrial Fibrilasyon dan Gerçek Kesitler: WATER (Warfarin in Therapeutic Range) Registry den İlk Sonuçlar Atrial Fibrilasyon dan Gerçek Kesitler: WATER (Warfarin in Therapeutic Range) Registry den İlk Sonuçlar 1. Ege Üniversitesi İlaç Geliştirme Ve Farmakokinetik Araştırma-Uygulama Merkezi (ARGEFAR) 2. Central

Detaylı

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ ÇOCUK NEFROLOJİ 9.ULUSAL ÇOCUK NEFROLOJİ KONGRESİ KASIM, 2016

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ ÇOCUK NEFROLOJİ 9.ULUSAL ÇOCUK NEFROLOJİ KONGRESİ KASIM, 2016 BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ ÇOCUK NEFROLOJİ 9.ULUSAL ÇOCUK NEFROLOJİ KONGRESİ KASIM, 2016 PEDİATRİK RENAL TRANSPLANT HASTALARINDA POLYOMAVİRUS BK ENFEKSİYONU Begüm Avcı 1, Esra Baskın 1, Kaan Gülleroğlu 1,Özlem

Detaylı

Kalp nakli yapılan hastalarda uzun dönem sağkalımı etkileyen faktörlerin incelenmesi

Kalp nakli yapılan hastalarda uzun dönem sağkalımı etkileyen faktörlerin incelenmesi Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi Turkish Journal of Thoracic and Cardiovascular Surgery Kalp nakli yapılan hastalarda uzun dönem sağkalımı etkileyen faktörlerin incelenmesi Investigation of factors

Detaylı

Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, Önlenebilen veya geciktirilebilen bir hastalıktır.

Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, Önlenebilen veya geciktirilebilen bir hastalıktır. Sık görülen, Morbidite ve mortalitesi yüksek olan, Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, Büyük ekonomik yük getiren, Farkındalığı ve erken tanısı düşük olan, Önlenebilen veya geciktirilebilen bir hastalıktır.

Detaylı

kalp kateterinin kullanımına 11 Ekim 2001 den önce son verildiğini biliyordu veya bilmeliydi.

kalp kateterinin kullanımına 11 Ekim 2001 den önce son verildiğini biliyordu veya bilmeliydi. EMARE A SUÇLARIN TARİFİ Suçlanan Taraf, Tıp Doktoru Charles Canver, 30 Haziran 1986 tarihi veya dolaylarında New York Eyaletinde doktor olarak görev yapmak üzere lisans aldı ve kendisine New York Eyaleti

Detaylı

GERİATRİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA KOMORBİDİTE VE PERFORMANS SKORLAMALARININ PROGNOSTİK ÖNEMİ; TEK MERKEZ DENEYİMİ

GERİATRİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA KOMORBİDİTE VE PERFORMANS SKORLAMALARININ PROGNOSTİK ÖNEMİ; TEK MERKEZ DENEYİMİ GERİATRİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA KOMORBİDİTE VE PERFORMANS SKORLAMALARININ PROGNOSTİK ÖNEMİ; TEK MERKEZ DENEYİMİ Murat Tuğcu, Umut Kasapoğlu, Çağlar Ruhi, Başak Boynueğri, Özgür Can, Aysun Yakut, Gülizar

Detaylı

HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ

HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ Nagihan KARAHAN*, Murat AKSUN*, Senem GİRGİN*, Tevfik GÜNEŞ**, Levent YILIK**, Ali GÜRBÜZ** * İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi II. Anesteziyoloji

Detaylı

Graft Yetersizliğinin Tanı ve Tedavisi. Dr Şahika Zeynep Akı Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Bahçelievler Medical Park Hastanesi

Graft Yetersizliğinin Tanı ve Tedavisi. Dr Şahika Zeynep Akı Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Bahçelievler Medical Park Hastanesi Graft Yetersizliğinin Tanı ve Tedavisi Dr Şahika Zeynep Akı Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Bahçelievler Medical Park Hastanesi Engrafman- Tanım Mutlak nötrofil sayısının > 0.5 x 10 9 /L olduğu ardışık

Detaylı

J Popul Ther Clin Pharmacol 8:e257-e260;2011

J Popul Ther Clin Pharmacol 8:e257-e260;2011 SİTOMEGALOVİRUS (CMV) Prof. Dr. Seyyâl ROTA Gazi Ü.Tıp Fakültesi LOW SYSTEMIC GANCICLOVIR EXPOSURE AND PREEMPTIVE TREATMENT FAILURE OF CYTOMEGALOVIRUS REACTIVATION IN A TRANSPLANTED CHILD J Popul Ther

Detaylı

KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM

KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM YOĞUN BAKIMA HASTANIN KABULÜ Açık kalp ameliyatı yapılan hastaların ameliyathaneden yoğun bakıma transferi entübe

Detaylı

RENAL ARTER DARLIĞI VE HİPERTANSİYON TEDAVİSİ Medikal tedavi daha iyi

RENAL ARTER DARLIĞI VE HİPERTANSİYON TEDAVİSİ Medikal tedavi daha iyi RENAL ARTER DARLIĞI VE HİPERTANSİYON TEDAVİSİ Medikal tedavi daha iyi Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi, Nefroloji Bilim Dalı Renal arter stenozu Anatomik bir tanı Asemptomatik Renovasküler hipertansiyon

Detaylı

ATS 16-20 mayıs 2015-Denver. Dr. Zühal Karakurt

ATS 16-20 mayıs 2015-Denver. Dr. Zühal Karakurt ATS 16-20 mayıs 2015-Denver Dr. Zühal Karakurt 1 17 mayıs 2015-Denver Oturum: Pulmonary critical care and sleep medicine: finding value in medicine in the era of modern medicine Bu oturumda hasta bakımı,

Detaylı

Canlı vericiden yapılan böbrek nakli mi kadavra vericiden yapılan böbrek nakli mi daha başarılıdır?

Canlı vericiden yapılan böbrek nakli mi kadavra vericiden yapılan böbrek nakli mi daha başarılıdır? BÖBREK NAKLİ Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Böbrek nakli modern tıbbın en büyük başarılarından birisidir ve böbrek yetmezliği olan hastalarda tercih edilen tedavi şeklidir. Hastalar böbrek nakli olsa bile yaşamlarının

Detaylı

Kadınlarda Koroner Bypass Operasyonunun Özellikleri ve Sonuçları

Kadınlarda Koroner Bypass Operasyonunun Özellikleri ve Sonuçları Kadınlarda Koroner Bypass Operasyonunun Özellikleri ve Sonuçları DOÇ. DR. GÖKÇEN ORHAN Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi İSTANBUL Euroscore risk sınflaması STS risk

Detaylı

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE):

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE): Pulmoner Emboli Profilaksisi Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD m Pulmoneremboli(PE): Bir pulmonerartere kan pıhtısının yerleşmesi Distaldeki akciğer parankimine kan sağlanaması Giriş Tipik

Detaylı

Koroner Bypass Ameliyatında Mortalite ve Morbiditeye Etki Eden Risk Faktörlerinin Belirlenmesi ve Değerlendirilmesi

Koroner Bypass Ameliyatında Mortalite ve Morbiditeye Etki Eden Risk Faktörlerinin Belirlenmesi ve Değerlendirilmesi Koroner Bypass Ameliyatında Mortalite ve Morbiditeye Etki Eden Risk Faktörlerinin Belirlenmesi ve Değerlendirilmesi A. HAMULU, M. ÖZBARAN, Y. ATAY, H. POSACIOĞLU, İ. ARAS, Suat BÜKET, Alp ALAYUNT, Ö. BİLKAY,

Detaylı

KARŞIYAKA HİPERTANSİYON PREVALANS VE FARKINDALIK (KARHİP) ÇALIŞMASI

KARŞIYAKA HİPERTANSİYON PREVALANS VE FARKINDALIK (KARHİP) ÇALIŞMASI KARŞIYAKA HİPERTANSİYON PREVALANS VE FARKINDALIK (KARHİP) ÇALIŞMASI Hipertansiyon (HT) çağımızın en önemli sağlık sorunu olup mortalite ve morbidite nedenlerinin başında gelmektedir. Türkiye de de tüm

Detaylı

Takrolimus konsantrasyonunda oluşan dalgalanmalar antikor gelişiminde etkili mi?

Takrolimus konsantrasyonunda oluşan dalgalanmalar antikor gelişiminde etkili mi? Takrolimus konsantrasyonunda oluşan dalgalanmalar antikor gelişiminde etkili mi? Gülşah Kaya Aksoy Elif Çomak Atilla Gemici Mustafa Koyun Bülent Aydınlı Halide Akbaş Fahri Uçar Sema Akman Takrolimus (FK506)

Detaylı

HCV İNFEKSİYONU OLAN BÖBREK TRANSPLANTLI HASTALARDA DİREKT ETKİLİ ANTİVİRALLERİN ETKİNLİĞİ

HCV İNFEKSİYONU OLAN BÖBREK TRANSPLANTLI HASTALARDA DİREKT ETKİLİ ANTİVİRALLERİN ETKİNLİĞİ HCV İNFEKSİYONU OLAN BÖBREK TRANSPLANTLI HASTALARDA DİREKT ETKİLİ ANTİVİRALLERİN ETKİNLİĞİ Şafak Mirioğlu¹, Zülal İstemihan¹, Ezgi Şahin¹, Elif Aksoy¹, Erol Demir², Sebahat Usta-Akgül³, Sabahattin Kaymakoğlu⁴,

Detaylı

YOĞUN BAKIM EKİBİNDE HEMŞİRE VE HASTA BAKIMI BURCU AYDINOĞLU HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ

YOĞUN BAKIM EKİBİNDE HEMŞİRE VE HASTA BAKIMI BURCU AYDINOĞLU HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ YOĞUN BAKIM EKİBİNDE HEMŞİRE VE HASTA BAKIMI BURCU AYDINOĞLU HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ 2007 Yoğun Bakım Üniteleri Hasta bakımının en karmaşık Masraflı Teknoloji ile içiçe Birden fazla organı ilgilendiren

Detaylı

Doç. Dr. Halil Coşkun. Dr. Hüseyin Kazim Bektaşoğlu

Doç. Dr. Halil Coşkun. Dr. Hüseyin Kazim Bektaşoğlu Doç. Dr. Halil Coşkun Dr. Hüseyin Kazim Bektaşoğlu GİRİŞ 2010 verilerine göre dünyada erişkinlerde (20-79 yaş) diabet prevalansı %6,4 (285 milyon). 2030 da bu oranın %7,7 ye (439 milyon) yükseleceği öngörülüyor.

Detaylı

Hipotetik vaka sunumu: yüksek kanama riski ve komorbiditeleri olan hastada strok riskinin ve çarpıntının tanımlanması ve yönetimi

Hipotetik vaka sunumu: yüksek kanama riski ve komorbiditeleri olan hastada strok riskinin ve çarpıntının tanımlanması ve yönetimi Hipotetik vaka sunumu: yüksek kanama riski ve komorbiditeleri olan hastada strok riskinin ve çarpıntının tanımlanması ve yönetimi Dr. Mustafa Akçakoyun Kartal Kosuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma

Detaylı

Kalp ve Damar Cerrahisi. Anabilim Dalı

Kalp ve Damar Cerrahisi. Anabilim Dalı Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KALP VE DAMAR CERRAHİSİ ANABİLİM DALI MEZUNİYET SONRASI UZMANLIK EĞİTİM (İHTİSAS) DERSLERİ KALP VE DAMAR CERRAHİSİ ANABİLİM

Detaylı

Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi

Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi İhsan Ateş 1, Mustafa Altay 1, Nihal Özkayar 2, F. Meriç Yılmaz 3, Canan Topçuoğlu 3, Murat Alışık 4, Özcan Erel 4, Fatih Dede 2 1 Ankara Numune Eğitim

Detaylı

ORGAN NAKLİ. Uzm Hem. NURŞEN ALTUĞ ORGAN NAKLİ UYGULAMA ve ARAŞTIRMA MERKEZİ

ORGAN NAKLİ. Uzm Hem. NURŞEN ALTUĞ ORGAN NAKLİ UYGULAMA ve ARAŞTIRMA MERKEZİ ORGAN NAKLİ Uzm Hem. NURŞEN ALTUĞ ORGAN NAKLİ UYGULAMA ve ARAŞTIRMA MERKEZİ RENAL PRELASMAN TEDAVİSİ UYGULANAN HASTA SAYILARI 80000 70000 60000 50000 40000 30000 20000 10000 0 Turk Neph Dial Transpl 2015;24(1):10-16

Detaylı