BALKANLARLA SÜREKLİ İŞBİRLİĞİ ve TEMAS PROJESİ

Transkript

1 BALKANLARLA SÜREKLİ İŞBİRLİĞİ ve TEMAS PROJESİ KOSOVA - MAKEDONYA ZİYARET RAPORU ncooperation [Metni yazın] Sayfa 1

2 PROJE HAKKINDA PROJENİN ADI Balkanlarla Sürekli İşbirliği ve Temas PROJENİN SÜRESİ 2 Yıl (Nisan Nisan 2015) PROJENİN AMACI Balkanlardaki soydaş ve akraba topluluklarımızı temsil eden sivil toplum kuruluşları ve toplum liderlerini ziyaret ederek sağlıklı bir durum analizi yapmak ve gelecek yıllar için sürekli ve etkili bir işbirliği zemini tesis etmek. PROJENİN KAPSAMI A) Projenin Kapsadığı Balkan Ülkeleri Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Arnavutluk, Makedonya, Kosova, Karadağ, Sırbistan, Bosna Hersek, Hırvatistan, Slovenya. Projenin ilk üç ayında tüm Balkan ülkelerine ziyaret ve temaslar tamamlanacak, ihtiyaç gereken ülkelere ikinci veya üçüncü turlar yapılacaktır. B) Projenin Kapsadığı Faaliyet Alanları Eğitim, Ekonomi, Medya, Sosyal Yardımlaşma C) Proje Kapsamında Planlanan Faaliyetler 1- Çalıştaylar Her yıl iki defa olmak üzere toplam 4 çalıştay gerçekleştirilecektir. - Balkanlarda Medya - Balkanlarda Ekonomi - Balkan Entellektüeller Birliği - Balkan Öğrenciler Birliği

3 2- Sempozyum/Forum Her sene bir defa olmak üzere iki sempozyum veya forum gerçekleştirilecektir. 3- Balkan Gençlik Buluşmaları Geniş ve dar kapsamlı farklı buluşmalarla farklı seviye ve sahadaki gençler bir araya getirilecek ve hem arzu edilen konularda eğitim çalışmaları yapılacak hem de sürekli bir istişare zemini temin edilecektir. 4- Alan Araştırmaları Profesyonel araştırma şirketleriyle işbirliği içerisinde Balkanlardaki Türkiye algısı ve imajını inceleyen bir çalışma proje çerçevesinde gerçekleştirilecektir. Balkan gençliğinin profili konulu bir diğer alan araştırması yine profesyonel araştırma kurumlarına yaptırılacaktır. 5- Sürekli Eğitim Çalışmaları - Sivil toplum kuruluşları arasında kurulacak kalıcı işbirliği zeminleri ile bilhassa sosyal ve kültürel sahada sürekli eğitim çalışmalarının yapılmasına çalışılacaktır. 6- Karşılıklı Sivil Toplum Kuruluşu Ziyaretleri - Proje süresince ilgili STK lar belli bir program çerçevesinde ziyaret edilerek projeye katkı sunmaları sağlanacaktır. 7- Yayınlar - Raporlar - Makaleler - Mülakatlar PROJE ORTAKLARI İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) Bursa Büyükşehir Belediyesi Osmanlı Eğitim ve Kültür Derneği

4 PROJE YÜRÜTME KURULU Cihangir İŞBİLİR İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) Genel Koordinatörü Ali Sait ADİLOĞLU Ak Parti Osmangazi Gençlik Kolları Başkanı Olcay KOCATÜRK U.Ü.İlahiyat Fakültesi Araştırma Görevlisi Ahmet Hüsrev ADİLOĞLU Osmanlı Eğitim ve Kültür Derneği Başkan Yardımcısı Kemal UYSAL E-Gençlik Derneği Başkanı PROJE DANIŞMA KURULU Av.Ali KURT İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) Genel Sekreteri İstanbul, TÜRKİYE Adnan İSMAİLİ Merhamet Kültürel İnsani Yardım Teşkilatı Başkanı Üsküp, MAKEDONYA Rıfat BAKAN Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş Genel Müdürü Bursa, TÜRKİYE Mustafa Kemal ŞERBETÇİOĞLU Bursa Milletvekili ve Türkiye-Kosova Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Ankara, Türkiye Önder MATLI Bursa Milletvekili Ankara, Türkiye Hüseyin ŞAHİN Bursa Milletvekili Ankara, Türkiye RAPORTÖR Olcay KOCATÜRK U.Ü.İlahiyat Fakültesi Araştırma Görevlisi

5 KOSOVA - MAKEDONYA ZİYARET RAPORU GİRİŞ Türkiye ile Balkanlar arasındaki bağ ve yakınlık, resmî-coğrafi sınırlara hapsedilemeyecek kadar derindir; belirli bir zaman aralığıyla mukayyet görülemeyecek kadar tarihî, dinî ve kültürel bir arka plana yaslanmaktadır. Birinin mahiyeti diğeri olmadan açıklanamaz. Asırlarca aynı devletin çatısı altında yaşamış bu toplumların herhangi birinin tarihi öbüründen bağımsız yazılamaz. Belli bir gelecek vizyonu ortaya koymak için de yine aynı kuşatıcı bakışa olan şiddetli ihtiyaç göz ardı edilemez. Dolayısıyla Balkanlar ve Türkiye arasındaki temas ve işbirliği konusu Türkiye de hem devlet hem de sivil toplum düzeyinde kalıcı gündem maddesi olmayı fazlasıyla hak etmektedir. Bu anlayıştan hareketle ve bölgede 2009 yılından bu yana gerçekleştirdiği yoğun temaslardan elde ettiği ilhamla İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB), Balkanlarla Sürekli İşbirliği ve Temas adlı bir projenin öncülüğünü üstlenmiştir. Bursa Büyükşehir Belediyesi ile Osmanlı Eğitim ve Kültür Derneği (Bursa) projenin diğer ortaklarıdır Nisan ayı itibarıyla beş kişilik yürütme kurulu tarafından gerçekleştirilen Kosova ve Makedonya ziyaretleriyle projenin hayata geçmesi yolunda ilk adımlar atılmıştır. Aynı ekip önümüzdeki ramazan ayına kadar Balkanları şehir şehir, köy köy dolaşarak toplumun bütün kesimleriyle istişari toplantılar yapmayı, proje taslakları oluşturmayı ve bu projeleri yakın, orta, uzun vadeli olacak şekilde uygulanmaya hazır hâle getirmeyi hedeflemektedir. Daha dört günlük ilk temaslar sırasında bile 20 yi aşkın proje üzerinde görüş birliğine varılmıştır. İki yıla yayılması planlanan bu proje sonunda varılmak istenen temel hedef, başta Türkiye ile Balkanlar arasında, bunun bir uzantısı olarak da bütün İslam ülkeleriyle Balkanlar arasında kalıcı bir işbirliği zemini oluşmasını sağlamaktır. Bu noktada projenin isminde geçen sürekli kelimesi âdeta bir anahtar kavram olarak öne çıkmaktadır. Zira bu bölgeye yönelik yürütülen faaliyetlerin ortak sıkıntısı soyut projeler

6 olarak kalmalarıyla birlikte devamlılıktan uzak bulunmalarıdır. BalkanlarlaSürekli İşbirliği ve Temas projesi bir ölçüde bu itiyadı değiştirmenin azmiyle ve ilhamıyla şekillenen bir atılımdır. Proje kapsamında eğitim, medya, ekonomi ve sosyal dayanışma gibi faaliyet başlıkları öne çıkmaktadır. İki yıl boyunca bu alt başlıklarla ilgili 4 çalıştay ve 2 forum tertip edilecektir. Bunlara ilişkin düşüncelerin son şeklini almasında Kosova ve Makedonya ziyaretlerindeki istişarelerin önemli katkısı olmuştur. Zaten asıl amaç, tepeden inme plan ve yaklaşımlarla o bölgeyi projenin nesnesi gibi telakki etmeden tüm aşamalara birlikte şekil vermektir. Zira oraya vereceğimiz katkı kadar alacağımız şahsi ve içtimai dersler de hayati öneme sahiptir. Bütün bu şartlar muvacehesinde, her bakımdan destek ve katkıya açık olan bu proje tüm ülkemiz için tarihî bir fırsat niteliğindedir. Ziyaretler zincirinin ilk ayağında temasların yürütüldüğü Kosova ve Makedonya bölgeleri projenin genel yapısı ve işleyişi hakkında bize önemli köşe taşları elde etme imkânı vermiştir. Bunlara ilişkin izlenim ve notları ayrı ayrı beyan etmekte yarar görüyoruz. KOSOVA Bosna Hersek le birlikte 90 lı yıllardaki savaşta en ağır hasarı gören bölgelerden biri olan Kosova, bağımsızlığını 2008 yılında ilân etmiş oldukça genç bir devlettir. Şu an itibarıyla yaklaşık 100 ülke tarafından resmen tanınmıştır. Ancak ne yazık ki savaşın yaralarını hâlâ tam olarak saramamıştır. Balkanlarla Sürekli İşbirliği ve Temas projesi kapsamında nisan ayının ilk haftası itibarıyla başlatılan temasların birinci adımı Kosova ziyareti olmuştur. Bunda, Kosova nın hem devlet olarak hem de sahip olduğu nüfus bakımından Balkanlardaki hattâ Avrupa daki en genç ülke olmasının, bununla birlikte içinden geçtiği kritik dönüşüm sürecinin etkisi büyüktür. Dolayısıyla Balkanların durum analizi yapılırken en keskin ve en zengin problem örneklerini verecek ülke Kosova dır. Bu öngörünün ne denli isabetli olduğu ziyaret süresince tecrübeyle de kesinlik kazanmıştır. Makedonya nın ilk seyahatte Kosova yla birlikte düşünülmesinde ise coğrafi ve kültürel yakınlıklarının yanında, Sayın Adnan İsmaili ile projenin hemen başında

7 yapılması planlanan danışma toplantısının da büyük payı vardır. Projenin danışma kurulunda da yer alan Adnan İsmaili, Balkanlardaki hizmet ufku ve bölge hakkındaki derin vukufiyeti ile projenin çerçevesinin netleşmesinde ve zenginleşmesinde önemli katkı sağlamıştır. Adnan İsmaili nin, 20 Kasım 2011 de İDSB tarafından İstanbul da düzenlenen toplantıda tebliğ olarak sunduğu Balkan Raporu kamuoyunun malûmudur. 4-6 Nisan 2013 tarihlerinde gerçekleşen Kosova temasları boyunca Priştine, Gilan, Prizren ve Lipyan şehirlerinde 10 ayrı kurum/kuruluşla ve 50 den fazla kişiyle istişari görüşmeler yapılmıştır. Halkın yaşayışına doğrudan somut katkıları olacak projelerin hedeflendiği bu organizasyonda sokaktaki, kahvedeki, camideki kısacası günlük hayat akışı içindeki bütün toplum kesimleriyle istişare etmek bilhassa önem verilen bir konu olmuştur. Bu temaslar sırasında görülmüştür ki Kosova, tarihî ve kültürel bağlarımızın en güçlü olduğu Balkan ülkelerinden biridir. Herhangi bir şehrinin herhangi bir caddesinde yapılacak sıradan bir gezintide dahi görülebileceği üzere çok yoğun bir genç nüfus potansiyeline sahiptir. Ancak bunların, Kosova nın geleceğini inşa etme yolunda haiz olması gereken maddi ve manevi donanım açısından git gide büyüyen bir yetersizlik içinde oldukları, neredeyse bütün merciler tarafından dile getirilen acı bir gerçektir. Yine ne yazık ki önce Amerika Birleşik Devletleri sonra Avrupa Birliği olmak üzere bölgede hâkim olan siyasi unsurların, buradaki gençliğin dinî ve kültürel köklerinden uzaklaşması yolunda ciddi bir propaganda ve faaliyet yürütmekte oldukları belirtilmektedir. Hıristiyan olmayan ama Müslüman da kalamayan, manipülasyona açık seküler bir gençlik inşa etmek temel hedeftir. Böylece Kosova nın geleceğini ipotek altına almak mümkün olacaktır. Bu şartlar nezdinde, gençler üzerinde odaklanan projelere duyulan ihtiyaç kat i ve acildir. Görüşülen STK larda özellikle öne çıkan beklenti, hem müspet hem de dinî ilimlerle mücehhez, ahlâki vasıflarıyla ülkenin kalkınmasında rehberlik görevi üstlenebilecek gençlerin yetişmesidir. Buna yönelik olarak Türkiye ye organize bir şekilde öğrenci göndermeye devam edilmesi, ama daha da önemlisi, o öğrencilerin Türkiye de sağlıklı bir eğitim periyodundan geçmeleri ve doğru bir sosyal ortama sahip olmaları için yöntemler üretilmesi gerekmektedir. Zira görüşülen bazı ilgililerin ifadelerine göre, Türkiye de eğitim alıp ülkelerine geri dönen öğrenciler arasından Türkiye karşıtı propaganda yapanlar bile çıkmaktadır. Bu öğrencilerin

8 durumunun ülkemizde özel bir takibi ve koordinasyonu gerektirdiği açıktır. Diğer yandan Kosova da gerekli kadroların yetişmesi yolundaki çalışmaların bir ayağı da mutlaka oradaki eğitim merkezlerinin en alt düzeyden en üst düzeye kadar hızla artırılmasıdır. Bu noktada öncelikli alanlar iyi belirlenmeli, tedricîlik esasına özen gösterilmelidir. Meselâ TİKA yetkililerinin bir iletişim fakültesi bulunmadığını aktardığı Priştine de böyle bir fakülte açılması yolunda adım atmak, medyanın buradaki etkinliği göz önüne alınırsa ciddi faydalara müncer olan bir adım gibi görünmektedir. Kosova da bakan yardımcılığı, anayasa mahkemesi üyeliği gibi önemli seviyelerde görevli bulunan şahıslarla, büyükelçilikle, TİKA ve Yunus Emre Vakfı gibi kuruluşlarla sürekli işbirliği hâlinde olmanın da, yukarıda bahsi geçen türdeki adımların suhuletle atılabilmesi için yadsınmaması gereken bir tutum olduğu aşikârdır. Kosova da din eğitiminin bulunmayışı, okullarda okutulan tarih kitaplarının saptırmalarla dolu oluşu ve gençlerin yetişmesi konusundaki zaruret; eğitim öncelikli projeleri bir kat daha değerli kılmaktadır. Avrupa Birliği ülkelerinin burada yaymaya çalıştığı kanaat, Türklerin Kosova daki millî kimliği yok etmek için tarihî çarpıtmalar yaptığı yönündedir. Sözde Türkiye dinî vurguyu da bu amaçla kullanmaktadır. Oysa Kosovalı Müslümanlar net olarak beyan ediyorlar ki, bir Kosovalı, Müslümanlığını kaybettiği gün millî kimliğini de kaybetmiş demektir. Müslümanlığı elinden alınan bir Arnavut la bir Sırp arasında pek de fark yoktur. Konuyu kimin çarpıttığının ve işin aslının ne olduğunun anlaşılması yolunda tarihî gerçeklerin aydınlatılması elzemdir. En doğru yol da Kosova da eğitime yön veren kesimin bunu kendisinin yapabileceği seviyeye ulaşmasıdır. Bu noktada anahtar görevi ifa edecek temel unsur Osmanlı Türkçesidir. Oradaki arşivleri Türkiye den giden araştırmacıların inceleme ve çevirmesi işlemi faydadan hali olmamakla birlikte bu konuda Kosova da bir uzmanlık zemini oluşması daha kalıcı bir çözümdür. Orada buna dair ciddi bir talep ve heyecan olduğu hemen hemen her görüşmede açığa çıkmıştır. Bu yolda çeşitli Osmanlıca kursları ve eğitim faaliyetleri gerçekleştirme konusu oradaki görüşme noktalarıyla şimdiden karara bağlanmış maddelerin başında gelmektedir. Son olarak, Batılı devletlerin yoğun ilgisine ve kontrol çabasına rağmen Kosova da yükselen bir Türkiye imajı olduğu açıkça gözlemlenen bir gerçektir. Ancak halkın nezdindeki bu yükselişin yerleşik siyasete aksettiği pek söylenemez. Yine de TİKA nın, Türk Taburunun, Yunus Emre Vakfının ve benzer kuruluşların faaliyetleri, Kosova daki Türkiye algısına değerli

9 katkılar sağlamaktadır. Bununla birlikte örneğin Gilan bölgesinde, Türkiye kaynaklı faaliyet ve organizasyonlarda Prizren ve Mamuşa ya göre daha geri planda kaldıkları hissi hâkimdir. Kosova da Türkiye nin maddi imkânlarını, sivil insiyatifini dengeli ve sürekli bir şekilde seferber edebilmek; üst düzey kurumların ve siyasi mekanizmaların çalışmalarını tabana yayabilmek ve ülkeyi bütün etnik ve dinî unsurlarıyla huzura kavuşturacak kadroların yetişmesini sağlayabilmek için onlarca proje başlığı bu ziyaretle birlikte şimdiden gündemdeki yerini almış bulunmaktadır. MAKEDONYA Balkanlarla Sürekli İşbirliği ve Temas projesi kapsamında gerçekleşen ilk seyahatin ikinci ayağı olan Makedonya, Yugoslavya nın parçalanmasından sonra kurulan devletlerden biridir. Nüfusunun yarıya yakını Müslüman olup bunların büyük çoğunluğunu Arnavutlar teşkil etmektedir. Ülkenin güneyine ilişkin sebeplerden ötürü Yunanistan la ve bunun dolayımında Avrupa Birliğine üye olma konusunda Avrupa devletleriyle birtakım sorunlar yaşamaktadır. Balkan projesi için Makedonya merkezî konumdaki ülkelerden biridir. Zira projenin danışma kurulunda da yer alan önemli isimlerden biri olan Adnan İsmaili Makedonyalıdır ve Balkanlarla ilgili değerli faaliyetlerini burada sürdürmektedir. Makedonya ziyaretinin hemen başında kendisiyle yapılan toplantı son derece verimli geçmiştir. Âdeta ülkenin kültürel haritasını oluşturan köşe taşları değerlendirilmiştir. Bunun yanında Balkanların genel durumu hakkında da önemli ipuçları ortaya çıkması memnuniyet verici olan diğer noktadır. Ele alınan konular ışığında görülmektedir ki Makedonya da birçok İslâmi sivil toplum kuruluşu çeşitli alanlarda faaliyet yürütmektedir. Bunlar temelde iki ayrı yapıda mütalaa edilebilir: selefî-vahabi çizgisinde olanlar ve ehl-i sünnet anlayışı üzere olanlar. Ehl-i sünnet mihverli oluşumlar da Türkiye ye daha yakın bulunan ve A.İ. Begoviç in tarzını temsil edenler; Müslüman Kardeşler anlayışına bağlı olanlar ve diğer İslami hareketler şeklinde tasnif edilebilir. Bu kuruluşlarla da irtibatlı olarak özellikle Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa Osmangazi Belediyesi ve İstanbul Bayrampaşa Belediyesi nin bölgeye ciddi destekler

10 verdikleri kaydedilmelidir. Çalışmalar daha ziyade kültür eserlerinin ihyasını ve sosyal dayanışma organizasyonlarını içermektedir. Sivil toplum kuruluşlarının savaş bitene kadar dayanışma biçimleri, savaşın yıkıcı etkisi karşısında maddi ve manevi varlığı ayakta tutmaya odaklanmışken savaş sonrasında ise barışın tesis edilmesine ve kalkınmaya yoğunlaşmıştır. Sosyal yardımlaşma yönünden Makedonya daki Müslümanların hayli şuurlu ve aktif olduklarının görülmesine karşılık yeni nesilleri yetiştirmede, ekonomik rekabette yeterli seviyede olunduğu söylenemez. Çeşitli derneklerin yetkilileri tarafından vurgulanan konular arasında bu ekonomik dengesizlik de vardır. Ülkenin batı kesimi maddi açıdan çok daha gelişmiş vaziyettedir. Nispeten yoksulluğun hissedildiği doğu tarafında ise dağlarda Yörükler, şehirlerde de kısmen Yörük kısmen de kendini Türk sayan Romen vatandaşlar yaşamaktadır. Bu bölgede camisi hiç olmayan ya da harap durumda bulunan çok sayıda Müslüman köyün var olduğu bildirilmiştir. Bunların hızla ihyası ve çalışacak kadroların yetiştirilmesi ve/veya Türkiye den gönderilmesi hayli önem arz eden konular arasındadır. Zira Müslüman kimliğine ait izlerin gün geçtikçe zayıfladığı, elîm bir vakıa olarak dikkati çekmektedir. Bütün bu eserler arasında İştip te yer alan ve Sultan 2. Abdülhamid in yaptırmış olduğu Hamidiye Medresesi apayrı bir başlık olarak gündemdeki yerini almalıdır. Makedonya daki en kritik bölgelerin başında Üsküp e 50 küsur kilometre mesafedeki Preşova gelmektedir. Burada civarında Türk yaşamaktadır. Aliya nın yeşil hattında son derece kritik bir noktayı oluşturan Preşova daki Türk nüfusu, maddi ve manevi açıdan ihmal edilmemelidir. Aksi hâlde hızla devam etmekte olan göçler sonunda buradaki Türk varlığının erimesi acı ve kaçınılmaz bir son olacaktır. Türkiye nin Makedonya daki varlığı sevinç ve memnuniyetle karşılanmaktadır. Özellikle belediyelerin ve Hüdai Vakfı gibi sosyal kuruluşların etkinliği bariz şekilde hissedilmektedir. Bunlarla birlikte MÜSİAD ın bu topraklarda aktif hâle gelmesi çok sayıda faydayı beraberinde getirebilir. Zira buraya yönelen maddi-manevi ilginin yerini bulması hayli önemli bir konudur. Ne yazık ki Türkiye nin yardımlarından daha çok Makedonların (Hıristiyan) istifade ettiği yönünde baskın bir kanaat fark edilmektedir. Müslümanlar bu durumu şu sözle özetliyorlar: Sevgi, Türklere ve Arnavutlara; para ise Makedonlara gidiyor. Temaslar esnasında gündeme gelen başka bir konu daha üzerinde ciddi bir ihtimam gerektirecek mahiyettedir. O da, 90 lı yıllara kadar Müslümanlar katında bir Sırp simgesi

11 olarak görülen haç ı, Müslüman ailelerin evlerine kadar sokan Ana Teresa fenomenidir. Göğsünde haçıyla ve iyiliksever imajıyla bir Arnavut kahramanı gibi takdim edilen Teresa bütün ders kitaplarında yer almıştır. Özellikle çocuklar onu göre göre sadece kahramanlığını değil haçı da zamanla kanıksamışlardır. Kendisi 1979 yılında Nobel barış ödülü verilmiş Üsküp doğumlu bir Katolik tir. Bu manada özellikle çocuklara somut getirisi olan projelerin öne çıkarılması yerinde olacaktır. Kırtasiye yardımı gibi küçük destekler bile zihinlerdeki imajın ıslahına büyük katkı sağlayabilir. Makedonya da İslâm a en çok Arnavut Müslümanların sahip çıktığı ifade edilmektedir. Türklerse burada dağınık bir görüntü sergilemektedirler. Birbirinden farklı üç parti bulunsa da bunların koordinasyonlarının zayıf olduğu söylenebilir. Makedonya da sivil kuruluşların üzerinde en çok durdukları konulardan biri de medyanın gücü ve etkisi meselesidir. Hızla bir basın eylem planı hayata geçirilmesi gerektiğine inanılmaktadır. Çünkü burada onların faaliyetlerini doğru ve etkili bir şekilde yansıtacak ya da en azından çarpıtmayacak tek bir yayın organı bulunmamaktadır. Bu sebeple proje kapsamındaki çalıştayların ilkinin medya konusuna tahsisi önemli bir karardır. Bütün bunların yanında geleceğe dönük yatırımlarda yetişmiş kadroların önceliği tartışılmayacak kadar mühimdir. Bu konu, bütün görüştüğümüz kurum ve şahısların üzerinde ittifak ettiği bir zaruret mesabesindedir. Makedonya dan her yıl çok sayıda öğrenci, eğitimine devam etmek üzere Türkiye ye gelmektedir. Onlara yapılan yatırımın müspet bir şekilde ülkelerine dönebilmesi için Türkiye de geçirdikleri sürecin azami bir dikkatle organize edilmesi şarttır. Bununla ilgili, Balkan Öğrencileri Koordinasyon Merkezi kurulması gündeme gelmiştir. Netice-i kelam, Türkiye için gerek Kosova gerek Makedonya Balkanlardaki hayati öneme sahip ülkeler arasında yer almaktadır. Onlarla temas ve işbirliğinin hiçbir siyasi ve sosyal şarta bağlanmadan sürekli kılınması, akrabalık bağlarına ve İslâmi duyarlılığa önem veren her Türk vatandaşını doğrudan ilgilendiren konulardandır. Balkanlarla Sürekli İşbirliği ve Temas projesi ve benzerleri, bu yolda fiilî dua kastıyla atılmış samimi birer adımdır. Sonucu takdir edecek olan ise yalnız Cenab-ı Haktır.

12 Kosova ve Makedonya Temaslarında Ortaya Çıkan Proje Başlıkları 1- Karşılıklı Öğrenci ve Öğretim Görevlisi Değişim Projesi 2- İmam Yetiştirme Projesi 3- Camisi Olmayan Köylere Cami Projesi 4- Arnavutça 300 Bin Elifba Projesi 5- Osmanlı Türkçesi Kursu Projesi 6- Kırtasiye Yardımı Projesi 7- Öğrenci Yetiştirme Projesi 8- Tetova Yurt Projesi 9- Balkan Yetimleri Projesi 10- Okul Öncesi Eğitim Projesi 11- Üsküp Hafızlık Okulu Projesi 12- Yaz Kursları ve Yaz Okulları Projesi 13- Uyuşturucuyla Sivil Mücadele Projesi 14- Cazibeli Gençlik Merkezi Projesi 15- Evlenecek Çiftlere Maddi Destek Projesi 16- Balkan Entellektüller Birliği Projesi 17- Balkan Öğrenciler Birliği Projesi 18- Medya Oluşum ve Gelişim Projesi 19- Ekonomik Gelişim Projesi 20- Balkanlar Web Portal Projesi Kosova-Makedoya Ziyaretleri Sonrası Ankara Temasları Kosova ve Makedonya ya yapılan ziyaretlerin hemen akabinde projeyle ilgili bilgilendirme yapmak ve istişarelerde bulunmak üzere Ankara da bir takım görüşmeler yapıldı. Görüşme yapılan isimler şöyle; Mehmet MUŞ İstanbul Milletvekili Mustafa Kemal ŞERBETÇİOĞLU Bursa Milletvekili, Kosova-Türkiye Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı

13 Önder MATLI Bursa Milletvekili Hüseyin ŞAHİN Bursa Milletvekili Mehmet ERDOĞAN Adıyaman Milletvekili Prof.Dr. Yunus KILIÇ Kars Milletvekili