YENİDOĞAN SEPSİSİNİN TANI VE İZLEMİNDE C-REAKTİF PROTEİN İLE PROKALSİTONİN DEĞERLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "YENİDOĞAN SEPSİSİNİN TANI VE İZLEMİNDE C-REAKTİF PROTEİN İLE PROKALSİTONİN DEĞERLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI"

Transkript

1 T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Klinik Şefi : Prof. Dr. Fahri Ovalı YENİDOĞAN SEPSİSİNİN TANI VE İZLEMİNDE C-REAKTİF PROTEİN İLE PROKALSİTONİN DEĞERLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI UZMANLIK TEZİ Dr.Sadık Topuzoğlu İSTANBUL-2009

2 TEŞEKKÜR Bizlere sunmuş olduğu eğitim ve çalışma ortamı nedeniyle hastanemiz Başhekimi Sayın Doç.Dr.Ayşenur Celayir e, Uzmanlık eğitimim süresince bilgi ve deneyimlerini paylaşarak yetişmemde önemli katkıları olan, tez çalışmam esnasında yardım ve hoşgörüsünü esirgemeyen saygıdeğer hocam Prof.Dr. Fahri Ovalı ya, Eğitim sürem içerisinde bana yapmış oldukları büyük katkılarından dolayı değerli hocalarım Şef Doç.Dr. Aysu Say a, Şef Doç.Dr. Abdülkadir Bozaykut a, Şef Uzm.Dr. Feyza Yıldız a, Asistanlığım süresince sık sık çalışma fırsatı bulduğum bilgi, destek ve yardımlarını gördüğüm Klinik Şef Yardımcılarımız Dr.Meral İnalhan a, Dr.Feray Güven e ve kliniğimizdeki tüm uzman doktorlara, Beş yıl boyunca birlikte çalıştığım, dostluk ve arkadaşlıklarını hissettiğim tüm asistan arkadaşlarıma, özellikle tez çalışmamdaki yardımlarından ötürü Dr.Dilşad Koca, Dr.Selma Çakmakcı, Dr.Emek Uyur, Dr.Sevil Dorum, Dr.İsmail Tavsu, Dr.Erdal Sarı ya, Saygı ve teşekkürlerimi sunarım. Hayatım boyunca bana verdikleri karşılıksız sevgi, güven ve herşey için; başta yakın zamanda kaybettiğim üzüntüsünü derinden hissettiğim babama, canım anneme ve aileme sonsuz teşekkürler Dr.Sadık TOPUZOĞLU 2

3 İÇİNDEKİLER GİRİŞ ve AMAÇ 5 GENEL BİLGİLER 6 MATERYAL ve METOD 34 BULGULAR 37 TARTIŞMA 54 SONUÇLAR KAYNAKLAR 64 3

4 KISALTMALAR AAG : Alfa-1-asit glikoprotein ABD : Amerika Birleşik Devletleri AG : Aminoglikozid BOS : Beyin omurilik sıvısı CRP : C-reaktif protein EMR : Erken membran rüptürü ESR : Eritrosit sedimantasyon hızı GBS : Grup B streptokok GİS : Gastrointestinal sistem G-CSF : Granülosit koloni stimülan faktör GM-CSF : Granülosit makrofaj koloni stimülan faktör Ig : İmmünglobulin IL : İnterlökin IVIG : İntravenöz İmmünglobulin KNS : Koagülaz-negatif stafilokok LP : Lomber ponksiyon LPS : Lipopolisakkarit MRKNS : Metisilin rezistan koagülaz-negatif stafilokok MRSA : Metisilin rezistan Staphylococcus aureus MSS : Merkezi sinir sistemi MSSA : Metisilin sensitif Staphylococcus aureus NPD : Negatif prediktif değer PCT : Prokalsitonin PPD : Pozitif prediktif değer RDS : Respiratuvar distres sendromu SS : Sefalosporin TDP : Taze donmuş plazma TNF : Tümör Nekrozis Faktör 4

5 GİRİŞ VE AMAÇ Yenidoğan sepsisi yaşamın ilk ayında sistemik enfeksiyon bulgularının olduğu ve kandan etken patojenin izole edildiği klinik bir sendromdur. Tanı ve tedavisindeki gelişmelere rağmen yenidoğan sepsisi, bebeklerde önemli bir mortalite ve morbidite nedeni olmaya devam etmektedir. Sepsis tanısında altın standart bir veya daha fazla kan kültüründe patojenin (bakteri veya fungus) izole edilmesidir. Ancak, doğumdan önce anneye antibiyotik verilmiş olması, kan kültürü alınmadan önce bebeğe antibiyotik başlanmış olması, kültür için alınan kanın yeterli miktarda olmaması, bakteri yoğunluğunun düşük olması, yenidoğanlarda bakteriyeminin özellikle enfeksiyonun erken evrelerinde geçici ve kısa süreli olabilmesi yenidoğan sepsislerinde patojen mikroorganizmanın kan kültürü ile saptanmasını engelleyebilmekte ve sepsisin her vakada kültürle kanıtlanması olanaksız hale getirmektedir. Bu nedenle yenidoğan sepsisi tanısı için ayrıca klinik ve laboratuvara dayalı yardımcı tanı yöntemleri önerilmiştir (1,2,3). İdeal olarak yardımcı tanı yöntemlerinin sepsisi yüksek oranda tanıması, sepsis olmadığında ise sepsisi ekarte edebilmesi istenir. Fakat yine de tarama testlerinden hiçbiri enfeksiyonu tanımlama yönünden yeterli duyarlılığa sahip olmadığı için, sepsis tanısı koymak ve ampirik tedavi başlamak için klinik değerlendirme önem kazanır. Yardımcı tanı yöntemleri, klinik bulgu ve belirtilere ilave olarak, antibiyotik tedavisine başlama ve antibiyotik tedavisinin kesilmesi kararının verilmesinde yardımcıdır (1,2,4). Yardımcı tanı yöntemlerinin başlıcaları, beyaz küre ve ilişkili göstergeler ve akut faz reaktanlarıdır. Akut faz reaktanlarının başlıcaları ise, C-reaktif protein, fibrinojen, seruloplazmin, fibronektin, prealbumin, haptoglobin, serum amiloid A ve orosomukoid ile son yıllarda sıkça kullanılmaya başlanan prokalsitonindir. Seri ölçümleri yapıldığında artmış CRP yenidoğan enfeksiyonunu belirlemede oldukça yararlı bir yöntemdir. Prokalsitonin (PCT), ise sepsiste yardımcı tanı testi olarak kullanılan sensitivitesi yüksek bir belirteçtir. Dolaşımdaki PCT düzeyindeki artış, enfeksiyon başlangıcından itibaren iki saat içinde olmaktadır ve CRP deki artıştan daha öncedir. Prokalsitoninin, yenidoğan sepsisinde tarama testi ve hatta tanı kriteri olabileceği yönünde çalışmalar mevcuttur (2,4,5). Bu çalışmadaki amacımız, yenidoğan sepsisinin erken tanısı ve takibi açısından CRP ile prokalsitoninin incelenmesi ve karşılaştırılması idi. 5

6 GENEL BİLGİLER Enfeksiyon, normalde steril olan vücut dokuları, sıvıları veya vücut boşluklarının patojenik veya patojenik olması mümkün organizmalarca invazyonu ile gelişen patolojik bir süreçtir (6). Sepsis konağın enfeksiyona verdiği sistemik enflamatuar yanıttır. Ağır sepsiste tek bir organda disfonksiyon ve hipotansiyon mevcuttur. Septik şok; ağır sepsis ile birlikte sıvı tedavisi ve inotropik tedavi gerektiren hipotansiyon varlığını tanımlar. Tam destekleyici tedaviye rağmen birden fazla organda yetmezlik gelişmesi multiorgan disfonksiyonu sendromudur (2,6). Yenidoğan sepsisi ise yaşamın ilk 28 gününde ortaya çıkan ve genellikle pozitif kan kültürü ile karakterize sistemik bir enfeksiyondur (7). Mortalitesi yüksek olmakla beraber, sağ kalan yenidoğanlarda merkezi sinir sistemi (MSS) tutulumu, septik şok veya hipoksemiye bağlı nörolojik sekeller görülebilir (8). EPİDEMİYOLOJİ Yenidoğan sepsisi insidansı 1000 canlı doğumda 1-5 arasında değişirken prematüre bebeklerde 1000 canlı doğumda 26 lara kadar çıkmaktadır (9). Sepsis insidansı gebelik yaşı ile ters orantılıdır. Çok düşük doğum ağırlıklı prematüre bebeklerde bu oran % 30 lara çıkabilir (10). Sepsis mortalitesi oranı enfeksiyon etkenine göre değişmektedir. Bu oran gram-negatif bakteriler ve fungal enfeksiyonlarda %30 ların üstüne çıkarken, grampozitif bakterilerin neden olduğu sepsiste % 10 lar civarındadır (11). Herhangi bir risk faktörü bulunmayan miadında doğmuş yenidoğanlarda erken yenidoğan sepsisi hemen hemen olanaksızdır (13). Perinatal enfeksiyon için birçok risk faktörü tanımlanmıştır. Yenidoğan sepsisinde tanı koymak oldukça zor olduğundan bu risk faktörlerinin önceden belirlenmesi tanıya yaklaşımda önem kazanır (8,12). Bu risk faktörleri maternal(obstetrik) ve neonatal olarak iki ana başlık altında sınıflandırılabilir. A) MATERNAL RİSK FAKTÖRLERİ 1)Erken membran rüptürü (EMR) : Erken membran rüptürü, fetal zarların doğumun başlamasından en az bir saat önce yırtılması ve amnion sıvısının dış ortama akmasıdır. Böylece fetus ve dış ortam arasındaki bariyer ortadan kalkar (17,18). Membranların açılmasından doğuma kadar geçen sürenin 24 saatten (hatta 18 saatten) daha uzun olması neonatal sepsis için risk oluşturur(19). Yenidoğanda enfeksiyon riski EMR de % 1, 6

7 prematüre yenidoğanda EMR varlığında % 4-6 a, korioamnionitte % 10 civarına çıkmaktadır (4,20). 2)Korioamnionit : Korioamnionitin klinik tanısı, annede 38 C ve üzeri ateş varlığında fetal taşikardi, uterin hassasiyet, kötü kokulu vajinal akıntı, maternal lökositoz bulgularının en az ikisinin mevcudiyeti ile konulur (11,19). Korioamnionit varlığında kanıtlanmış neonatal sepsis insidansı %3-8'dir (4). Koriamnionit nedeni olan mikroorganizmalar aerobik ve anaerobik streptokoklar, aerobik gram negatif koliform bakteriler, bacteriodes ve fusobacterium türü anaeroplardır (21). 3)Annenin GBS ile kolonizasyonu : ABD de gebe kadınların %15-40 ında vajinal, rektal veya rektovajinal GBS kolonizasyonu olduğu bildirilmiştir (1,22). Ülkemizde yapılan çalışmalarda GBS kolonizasyonu oranı % 2-7 arasında bulunmuştur (23,24). GBS ile kolonize annelerde önerilen intrapartum kemoprofilaksi ( ampisilin veya penisilin) GBS sepsis riskini dramatik olarak azaltır. İntrapartum profilaksinin geç başlangıçlı GBS sepsisini önleyici etkisi yoktur. GBS ile maternal kolonizasyon sepsis riskini % 1 arttırırken buna prematürite, maternal ateş, EMR, korioamnionit eklenmesi bu riski oldukça arttırır (1,3,4,6). 4)Maternal ateş : Sepsis riski maternal ateş 37,5 C üzerinde olduğunda 4 kat artarken 38 C üzerine çıktığında 10 kat artmaktadır (4). Doğumdan önce veya sonra 24 saat içinde annede ateş olması sıklıkla erken neonatal sepsise neden olan GBS veya Escherichia coli (E. coli) gibi patojenlere bağlı korioamnionit, bakteriyemi veya endometritin habercisi olabilir (3,22). 5)Annede idrar yolu enfeksiyonu ve asemptomatik bakteriüri : Annede idrar yolu enfeksiyonu prematüre doğum ve / veya korioamnionit riskini artırarak neonatal sepsis riskini arttırır (25). Annenin düşük sosyoekonomik düzeyi, prematüre doğumu ve intrauterin gelişme geriliğini arttırarak; asemptomatik bakteriüri ise prematüre doğum olasılığını arttırarak yenidoğanda sepsis ve enfeksiyon riskini yükseltir (26). Siyah ırktan annelerin bebeklerinde sepsis olasılığı, Asya kökenli annelerinkinden daha düşüktür (19,26). Bunların dışında cinsel yolla bulaşan hastalıkların bulunması, gebelik öncesi var olan kronik hastalıklar, genital sistem anomalileri, malnutrisyon, annede preeklampsi, HELLP sendromu, hipertansiyon, polihidroamnios, çoğul gebelik maternal risk faktörleri arasındadır (27). 7

8 B) NEONATAL RİSK FAKTÖRLERİ 1)Prematürite ve düşük doğum ağırlığı : Prematürite, erken başlangıçlı sepsis riskini artıran ana faktördür. Gebelik yaşları 37 haftanın altında olan bebeklerde erken neonatal sepsis riski term bebeklere göre kez artmıştır. Bu durum, kısmen transplasental olarak anneden bebeğe geçen IgG yapısındaki antikorların azlığı ve bebeğin immatür immün sistemi ile ilişkilidir. Ayrıca bir enfeksiyonun prematüre doğumu tetiklemesi de söz konusu olabilir gr ın altındaki bebeklerde term bebeklere kıyasla erken sepsis 25 kat daha fazla görülür ve mortalitesi de 4 kat fazladır.(3,4,22). Yenidoğan sepsisi olan bebeklerde yapılan bir çalışmada doğum kilosu 1500 gr ın altındaki bebeklerde sepsise bağlı mortalitenin, doğum tartısı gr arasında olanlara göre iki kat, doğum tartısı 2500 gr üzerinde olanlardan yedi kat fazla olduğu bildirilmektedir (26). 2) İntrapartum ve postpartum yapılan girişim ve uygulamalar : Biberonla beslenmenin enfeksiyon için predispozan faktör olduğu gösterilmiştir. Endüstriyel süt formüllerinde, anne sütünde bulunan ve gram-negatif enterik basillere karşı lokal gastrointestinal koruyucu etkisi olan bakteriyel aglütininler ve demir bağlayıcı protein bulunmaz. Anne sütü ayrıca immünolojik korumada rol oynayan immünglobülinler, makrofajlar ve lenfositler içerir (19,26). Daha önceden antibiyotik kullanmış olmak, hastanede uzun kalış süresi, yoğun bakımda bir hemşirenin çok sayıda bebek bakması, endotrakeal tüp, intravasküler kateter uygulaması, ventriküloperitoneal şant gibi araçların kullanılması, kontamine parenteral sıvılar, lipid emülsiyonları da enfeksiyon riskini arttırır (11,13,19). 3)Cinsiyet : Term erkek bebeklerin sepsis insidansı, term kız bebeklerden iki kat daha fazladır (4,22). Fakat bu fark düşük doğum ağırlıklı bebeklerde bu denli belirgin değildir. Term erkek yenidoğanlarda daha sık sepsis görülmesinin nedeni çok açık olmamakla beraber X e bağlı immünregülatör genlerle ilgili olabileceği kaydedilmiştir (13,19). 4)Diğer nedenler : Metabolik hastalıklarda enfeksiyon gelişme riski yüksektir. Galaktozemili yenidoğanlarda bozulmuş nötrofil fonksiyonu gram-negatif sepsisine (Escherichia coli) zemin hazırlar (13,19). Meningomyelosel gibi konjenital malformasyonlarda deri bütünlüğü ortadan kalktığı için, asplenide ise opsonizasyon fonksiyonu azaldığı için sepsis ve menenjit riski artar. Yenidoğana uygulanan steroid veya demir tedavisi, konjenital immün yetmezlikler, obstrüktif üropati gibi durumlar da yenidoğanda sepsise eğilim yaratır (13,28). 8

9 SINIFLANDIRMA Klasik olarak bulguların ortaya çıkış zamanına göre neonatal sepsis ikiye ayrılmaktadır. Erken başlangıçlı sepsis yaşamın 7.gününden önce, geç başlangıçlı sepsis yaşamın 7-30 günleri arasında ortaya çıkan sepsistir (2,3,11). Bu klasik tanımlamaya karşı bazı kaynaklarda yaşamın 3, 4 veya 5.gününde ortaya çıkan sepsis erken başlangıçlı sepsis olarak adlandırılmaktadır (1,4,6,11,14,16). Günümüzde neonatal sepsisin üçüncü kategorisi olarak çok geç başlangıçlı sepsis terimi de kullanılmaktadır. Çok geç sepsis 30.günden taburculuğa kadar geçen süre içinde gelişen sepsistir (3,15). 1) Erken başlangıçlı sepsis : Erken başlangıçlı sepsiste maternal obstetrik komplikasyonlar ve prematürelik başlıca risk faktörleridir. Erken membran rüptürü, koryoamnionit, doğum esnasında ve öncesinde annede mevcut olan enfeksiyonlar, septik ve travmatik doğum, prematürite ve düşük doğum ağırlığı sebep olan önemli nedenlerdendir. Çeşitli patojen mikroorganizmalar ve vajina florası membranların rüptürü ile beraber, fetüs ve amnion sıvısına geçer (28,29). Patojen genellikle doğum kanalından kazanılır ve multisistemik tutulum görülür. Erken başlangıçlı sepsiste klinik bulgu ve semptomlar genellikle yaşamın ilk 48 saati içerisinde görülür. Erken neonatal sepsise en sık neden olan patojenler sırasıyla GBS ve E. coli'dir. Grup A, C ve G streptokoklar, Streptococcus viridans, enterokoklar, Streptococcus pneumoniae, tiplendirilemeyen Haemophilus influenzae daha az sıklıkta görülen etken mikroorganizmalardır. Erken neonatal sepsise yol açan etkenler arasında Listeria monocytogenes'in nadir görüldüğü bildirilmektedir. Erken başlangıçlı neonatal sepsiste vaka fatalite hızı %10-20'dir (3,4,11,22,26). 2) Geç başlangıçlı sepsis : Geç başlangıçlı sepsiste maternal obstetrik komplikasyonlar nadirdir, bebeklerin çoğu matürdür. Mikroorganizma doğum kanalından, hastaneden veya toplumdan kazanılabilir. Erken başlangıçlı sepsise göre obstetrik komplikasyonlarla ilişki daha azdır. Multisistemik veya fokal tutulum görülebilir. Koagülaz negatif stafilokoklar son 20 yıldır geç neonatal sepsisin en sık görülen ana etkeni haline gelmiştir. Bu durum gebelik yaşları ve doğum ağırlıkları düşük riskli popülasyonun ve bunları yaşatmak için uygulanan invazif işlemlerin artmasına bağlanmaktadır. Staphylococcus aureus'un da geç neonatal sepsisin önemli bir etkeni olmaya devam ettiği günümüzde stafilokoklardaki metisilin direnci giderek önem kazanmaktadır. Enterokoklar da geç neonatal sepsisin başlıca etkenlerindendir. Geç neonatal sepsise yol açan GBS'lar doğum sırasında vertikal olarak 9

10 alınabilecekleri gibi hastanede el teması ile de bulaşabilir. Gram negatif organizmalar, geç neonatal sepsisin nedeni olarak geçmişe göre daha az görülmektedir. Bunlar arasında en sık rastlananlar Enterobacter, Klebsiella, Pseudomonas ve Serratia türleri olup çoklu antibiyotik direnci gösterebilirler ve kural olarak hastanede kazanılırlar. Fungal enfeksiyonlar, özellikle Candida ve Aspergillus'a bağlı olanlar servislerde geç enfeksiyonlarda patojen olarak giderek daha sık görülmektedir. Geç başlangıçlı sepsiste vaka fatalite hızı %5-10'dur (3,11,14,15). Nozokomiyal enfeksiyonlar önlendiğinde geç başlangıçlı sepsis azalması beklenir. Nozokomiyal enfeksiyonların önlenmesi için el yıkama kurallarının uygulanması, bebeğin erken beslenmesi, dikkatli cilt bakımı verilmesi, damar girişimlerinin azaltılması, kateterizasyon ve ventilasyon sürelerinin mümkün olduğunca azaltılması gerekir (30). 3) Çok geç başlangıçlı sepsis : Çok geç sepsisli bebekler genellikle prematüre ve ileri derecede düşük doğum ağırlıklı olup, doğumdan sonra haftalarca hastanede izlenip tedavi edilmişler bebeklerdir. Enfeksiyon hastaneden veya nadiren toplumdan kazanılır. Multisistemik veya fokal tutulum görülebilir Çok geç başlangıçlı sepsiste fatalite %5'in altındadır. Genellikle etkenler koagülaz negatif stafilokoklar (KNS) ve kandida türleridir (3,11,12). Başlangıç zamanına göre yenidoğan sepsisinin sınıflandırılması, Tablo 1 de görülmektedir. Tablo 1: Ortaya çıkış zamanına göre yenidoğan sepsisinin sınıflandırılması Özellik veözellikleri Erken sepsis Geç sepsis Çok geç sepsis Başlangıç Yenidoğan sepsis insidansı 7.günden önce 1000 canlı doğumda 7-30.günlerde 1-5 arasında 30.günden değişirken sonra bu oran prematüre bebeklerde 1000 canlı doğumda 26 lara kadar çıkmaktadır (9). Sepsis insidansı gebelik yaşı ile ters orantılıdır. Çok Gebelik süresi %25 i < 37. hafta sıklıkla matür sıklıkla < 30. hafta düşük doğum ağırlıklı prematüre bebeklerde bu oran % 30 lara Risk faktörleri maternal, intrapartum sıklıkla yok prematürelik komplikasyonlar sık Etkenin kaynağı doğum kanalı doğum kanalı. nozokomiyal, nozokomiyal, toplum toplum Sık görülen bulgular multisistemik multisistemik veya multisistemik veya (nonspesifik bulgular) fokal fokal 10

11 ETYOLOJİ Yenidoğanda sepsise neden olan etkenler, hastanın yaşı, enfeksiyonun anneden, toplumdan veya hastaneden kazanılmış olması, yenidoğanın immün durumu ve altta yatan hastalığa göre değişiklik gösterir. Erken neonatal sepsise en sık neden olan patojenler GBS ve E. coli'dir. Grup A, C ve G streptokoklar, Streptococcus viridans, enterokoklar, Streptococcus pneumoniae, Haemophilus influenzae, Listeria monocytogenes daha az görülen etkenlerdir. Staphylococcus aureus, enterokok türleri, klebsiella, enterobakter türleri ve koagülaz negatif stafilokoklar erken sepsisin nadir etkenlerindendir (1,3,4,16). Ülkemizde yapılan çalışmalar gelişmiş ülkelerde rapor edilenin aksine erken sepsiste GBS'lerin en sık görülen patojenler arasında yer almadığını, Klebsiella türleri ve Staphylococcus epidermidis'in sık görüldüğünü göstermektedir (31). Koagülaz negatif stafilokoklar geç neonatal sepsisin en sık görülen etkenidir (3,14). Bunun nedeni gebelik yaşları ve doğum ağırlıkları düşük riskli popülasyonun ve bunları yaşatmak için uygulanan invazif işlemlerin artmasıdır (14,15,30). S. aureus ve enterokoklar da geç sepsisin başlıca etkenlerindendir. Gram negatif bakteriler, GBS'ler, L. monocytogenes, kandida ve aspergillus geç sepsise neden olabilir (1,4). Ülkemizde yapılan çalışmalar da geç sepsiste en sık izole edilen patojenin koagülaz negatif stafilokoklar olduğunu göstermektedir (31,32). Yenidoğan sepsisine yol açabilen mikroorganizmalar Tablo 2 de gösterilmiştir. Tablo 2: Yenidoğan sepsisine yol açabilen mikroorganizmalar Gram-pozitif aerobik bakteriler Staphylococcus aureus Koagülaz-negatif stafilokoklar B grubu streptokoklar C, A, G, D grubu streptokoklar Streptococcus viridans Streptococcus pneumiae Listeria monocytogenes Neisseria meningitidis Anaerob bakteriler Bacteroides fragilis Clostridium perfringens Clostridium septicum Clostridium sordelli Gram-negatif aerobik bakteriler E. coli Klebsiella türleri Pseudomonas aeruginosa Haemophilus influenzae Salmonella türleri Citrobakter türleri Gardnerella vaginalis Proteus türleri Serratia türleri Shigella Diğer Borrelia burgdorferi Mantarlar( candida, aspergillus) Virüsler 11

12 Grup B streptokoklar (GBS) erken sepsis olgularının çoğundan sorumludur. Gelişmiş ülkelerde GBS enfeksiyonları için profilaktik antibiyotik kullanımı sonrası özellikle düşük doğum ağırlıklı bebeklerde erken sepsis insidansı azalmıştır (33). GBS (Streptococcus agalactica) deri, boğaz, dışkı, idrar, serviks, vagina gibi vücudun değişik bölgelerinden izole edilebilirler. Koyun eritrositli ortamda dar bir beta hemoliz yapan, kapsüllü, gram pozitif fakültatif diplokoklardır. Kapsül polisakkarit antijenlerine göre; tip 1a, 1b, 1c, 2, 3, 4, 5, 6 ve tiplendirilemeyen GBS türleri vardır. Polisakkarit antijenlerine ek olarak yüzeyel protein antijenleri de patojeniteyi arttırır. En sık sepsis etkeni türleri tip 1,2,3 tür. Başka klinik komplikasyonlar olmadan sadece annenin GBS ile kolonizasyonu % 1-5 oranında yenidoğanda sepsis riskine neden olur. Annedeki yoğun kolonizasyon ile bebekte invazif erken hastalık gelişme riski artar (33,34). Annenin genitoüriner sisteminde bulunan patojenik bakteri intrapartum veya neonatal dönemin hemen başında vertikal bulaşla bebeği kolonize eder. Hamile kadınların %5-40 ının genital ve/veya alt gastrointestinal kanalından alınan örneklerden GBS izole edilebilir. Bu kolonize kadınlardan doğan bebeklerde vertikal bulaşma oranı %20-70 arasında değişir. Yoğun bir şekilde kolonize olmuş bebeklerde erken ve geç hastalık riski de artmıştır (35). Escherichia coli dış ortamda yaygın olarak bulunan, normal bağırsak florasının en önemli elemanlarından olup yenidoğanda bakteriyemi ve sepsisin en önemli nedenlerindendir. E.coli basilleri enterobacteriaceae ailesinden gram negatif fakültatif anaerob mikroorganizmalardır (36). Gram (-) enterik basiller arasında E.coli son 60 yılda en sık rastlanan etkendir (19). Koliform bakteriler annenin doğum kanalında mevcuttur ve birçok yenidoğan bu bakterilerle kolonize olur. Oldukça kompleks antijenik bir yapıya sahip olan E.coli, birçok değişik tipte somatik(o), flagellar(h) ve kapsül antijenine (K) sahiptir. K1 kapsül polisakkarit kapsül antijeni içeren E.coli sepsisli yenidoğanlarda sık izole edilmiş ve özellikle neonatal menenjit etkeni olarak (menenjitli yenidoğanlardan izole edilen E.coli suşlarının %75-85 inde ortaya çıkmıştır (37). Listeria monocytogenes aerop ve fakültatif anaerop, spor oluşturmayan μm uzunluğunda gram-pozitif bir basildir. İnsanda bulunan ve hastalığa yol açan sadece L.monocytogenes tir. İnfeksiyon genellikle oral yolla bulaşır. Besin kaynaklı Listeria infeksiyonlarının çoğunun özellikle iyi kaynatılmamış veya iyi pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri, çiğ meyva ve sebze, iyi pişmemiş balık, kırmızı et tüketimi ile bulaştığı bildirilmektedir (15,16). Sağlıklı erişkinlerin %5 inin dışkısından Listeria izole edilmiştir. Risk grubu olan hastalarda (yenidoğanlar, gebeler, immün yetmezlikli hastalar, malignensi hastaları) bakteri hematojen yolla vücutta pek çok yere yayılırken, santral sinir sistemine de 12

13 yerleşebilir. Özellikle L.monocytogenes hücresel immünitesi bozulan hastalarda ve yenidoğanlarda meninjit veya sepsis gibi bir çok ağır infeksiyona neden olur. Gebe kadınlarda asemptomatik vajinal ve fekal taşıyıcılık transplasental enfeksiyon veya doğum sırasındaki temas ile yenidoğanın sporadik hastalığına neden olabilir (38,39,40). Listeria monocytogenes de anneden transplasental geçişle veya asendan intrauterin enfeksiyon sonucu erken başlangıçlı yenidoğan sepsisine neden olabilir. Etken, doğum kanalından geçerken veya doğumdan sonra çevresel kaynaklardan bulaşırsa yenidoğanda geç başlangıçlı enfeksiyona yolaçabilir (11,13,19). Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri nde neonatal sepsisin en büyük nedeni gram negatif mikroorganizmalar iken, 1980 ve 1990 lardan sonra koagülaz-negatif stafilokoklar (KNS) en büyük grubu oluşturmuştur (41). KNS lar cilt ve mukozaların normal florasında bulunur ve preterm yenidoğanlarda hastane kaynaklı sepsisin en büyük nedenidirler (42). Türkiye de yapılan son calısmalarda nozokomiyal sepsis etkeni olarak KNS nın ilk sıralarda yer aldığı dikkat çekmektedir. Ülkemizde Ö. İlter ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada grup B streptokoklar erken sepsiste en sık görülen etken ik iken; geç sepsiste koagülaz negatif stafilokoklar % 40 lık bir oranla etken olarak ilk sırayı almıştır (43,44). Diğer yandan, Samancı ve ark. yaptığı bir diğer çalışmada ise, erken sepsisteki en önemli etkenler stafilokoklar iken, nozokomial enfeksiyonlarda gram negatif enterik basiller ilk sırayı almıştır (45). KNS lar, başta Staphylococcus epidermidis olmak üzere son yıllarda bütün dünyada önemi artan nozokomiyal patojenlerdir. Vasküler kateter ve protez materyali varlığı KNS bakteriyemilerinde en sık saptanan risk faktörleridir. Ayrıca bu bakteriler yenidoğan ve nötropenik hastalardaki sepsislerin önde gelen nedenleri arasındadır (46). S. aureus geç sepsisin başlıca etkenleri olması yanında nadiren erken sepsis nedeni de olabilirler. Neden olduğu enfeksiyonların morbidite ve mortalitesi yüksektir. Deri lezyonları yaygın olması etkenle ilgili ipucu verir. Diğer sepsis etkenlerine göre daha az sistemik enfeksiyon yapsa da kemik, eklem, deri, göbek enfeksiyonlarının en sık nedenidir. Kemik eklem ve akciğerlere hızla yerleşip çoğalarak hızlı bir seyir gösterir (33). Gram-negatif basillerin önemi, hem erken hem geç sepsise neden olmaları itibarıyla özellikle gelişmekte olan ülkelerde gittikçe artmaktadır. Sepsise neden olan türlerin çoğu normal bağırsak florasında bulunmaktadır ve bağırsak dışı organlarda çoğalarak enfeksiyona neden olurlar. Bu türler arasında Klebsiella, pseudomonas, serratia, proteus, citrobacter ve enterobacter türleri sayılabilir. Gelişmekte olan ülkelerde de aynı etkenlere ek olarak salmonella ve shigella türleri de sepsis nedeni olmaktadır. Gram negatif 13

14 basillerle meydana gelen sepsis fulminan seyirlidir ve özellikle pretemlerde mortalitesi ve morbiditesi yüksektir (47,48). Candida enfeksiyonları, özellikle uzun süre yenidoğan yoğun bakım birimlerinde yatan erken doğmuş veya düşük doğum ağırlıklı bebeklerde görülebilen önemli hastane kökenli enfeksiyonlardan birisidir. Riskli yenidoğanlarda nadir görülmesine karşın, genellikle yaygın kandida sepsisi şeklinde seyreder ve erken tedavi edilmeyenlerde ölümle sonuçlanabilir (49,50). PATOGENEZ Sepsis, bakteri, virüs, mantar, protozoa veya riketsiya enfeksiyonlarına verilen sistemik inflamatuar bir yanıttır. Sepsis, SIRS (systemic inflammatory response syndrome) nedenlerinden biridir. Enfeksiyöz proçes ile SIRS birlikteliği sepsise işaret eder. Sistemik inflamatuar yanıt sendromu (SIRS) enfeksiyon dışında travma, yanık, pankreatit gibi klinik durumlara da bağlı olabilir. Sistemik inflamatuar yanıt sendromu, aşağıda belirtilen kriterlerden en az ikisinin bulunması olarak tanımlanabilir. -Hiper veya hipotermi -Taşikardi -Takipne -Artmış veya azalmış beyaz küre sayısı (51). Sepsis erken tanınıp tedavi edilmezse, ciddi sepsise, septik şoka, çoklu organ disfonksiyonu sendromuna (MODS: multi organ dysfunction syndrome) ve ölüme yol açabilir (51). Yenidoğan sepsisin patogenezi multifaktöriyel olup, intrauterin çevre, konağa ait faktörler, çevresel faktörler ve patojene ait özellikler patogenezde rol oynar. Yenidoğanların humoral, fagositik ve hücresel immünitesindeki immatürasyon sepsise yatkınlık sağlar. Ayrıca hipoksi, asidoz ve metabolik dengesizlikler neonatal konakçı savunmasını bozar. İmmün sistemin zayıf olması, yenidoğan sepsisini kolaylaştırıcı faktörlerin başında gelir. Fagositoz fonksiyonu her safhada azalmıştır, kemotaksis yeteneği zayıftır, adhezyon, fagositoz, bakterisidal aktivite azalmıştır (11). Yenidoğanlarda kompleman aktivasyonunun klasik ve alterne yollarının fizyolojik defektleri yetersiz bakteriyel opsonizasyon nedenlerinden biridir (52). T lenfosit sayısal yetersizliği yanında, B lenfositlerin plazma hücresine dönüşümünde yetersizlik ve Ig düzeylerinde yetersizlik 14

15 mevcuttur. 32. gestasyon haftasından önce IgG nin plasental geçişi yeterli değildir. Enflamasyon ve savunma mekanizmasında rol oynayan fibronektin yenidoğanlarda düşüktür. Kemik iliği nötrofil depoları kolayca tükenerek nötropeni gelişebilir. Laktoferrin ve transferin gibi demir bağlayan antibakteriyel proteinler düşüktür. Gram negatif bakterilere karşı opsonizasyonda rol oynayan spesifik bakterisidal antikorlar IgM sınıfından olduğundan ve bu Ig ler plasentadan geçemediğinden dolayı yenidoğanlar gram negatif enfeksiyonlara yatkındır. Ayrıca metabolik dengesi daha hassas olan yenidoğanda hiper-hipoglisemi, hipoksi, asidoz enfeksiyon oluşumunu kolaylaştırır (53,54). Perinatal risk faktörlerinin bulunması, prematüre ve düşük doğum ağırlığı, erkek cinsiyet yenidoğanda iyi bilinen risk faktörlerindendir. Bunların yanında yenidoğana uygulanan invaziv girişimler (kateterler, entübasyon, elektrod, proplar vb.), geniş spektrumlu antibiyotik kullanımı enfeksiyona zemin hazırlar. Yenidoğan ünitelerinde personel yetersizliği, personelin hijyen eksikliği (özellikle el temizliği) enfeksiyonu kolaylaştıran çevresel nedenlerdendir (11,13,19,33). Risk faktörlerinin varlığında mikroorganizmaların kan akımına katılımıyla bakteriyemi oluşur. Mikroorganizmalar kendi virulans özelliklerine ve konağın durumuna bağlı olarak birçok organ ve dokulara invaze olup metastatik odak oluştururlar. Bu odaklar akciğer, meninks, böbrek, dalak, kemik ve eklemlerde olabilir. Bu invazyonlar sonucunda sepsis; pnömoni, menejit, piyelonefrit, osteomiyelit ve septik artritle beraber olabilir. Yenidoğan veya fetus 4 farklı mekanizma ile enfekte olur: 1)Transplasental Enfeksiyon: Listeria monocytogenes, Treponema pallidum, Mycobacterium tuberculosis fetusa anne kan dolaşımından geçerek enfeksiyona yol açabilir. Bebeğin bu yolla enfekte olması enderdir (55,56). 2)Assendan yol: Annenin genital traktusunda kolonize olan mikroorganizmalar, rüptüre membranlar yoluyla asendan olarak amniyona ve fetusa ulaşarak enfeksiyona yol açabilirler. Özellikle membranların erken yırtılması veya amniyon sıvısının mekonyumla karışması söz konusu ise bu yol önem kazanır (57,58). 3)Doğum sırasında ve doğum kanalından geçerken enfeksiyon: Doğum sırasında deri, mukoza, konjunktiva, nazofarenks, orofarenks kolonize olur. Organizmanın çoğalmasını izleyerek üst solunum yolu veya diğer odaklardan kana invazyonu gerçekleşir. Bakteriyeminin ardından enfeksiyonun metastatik odakları ortaya çıkar ve merkezi sinir sistemi, akciğer, dalak, böbrek, kemik gibi organ tutulumu gerçekleşir (56). 15

16 4)Postnatal Enfeksiyon: Doğumdan sonra hastane veya ev koşullarında göbek, deri ve mukozalardan sistemik dolaşıma geçen bakteriler septisemi oluşturabilir (56). KLİNİK BULGULAR Yenidoğan sepsisinde semptom ve bulgular genellikle nonspesifiktir. Sepsis bulguları çok değişken olabilir. İyi gitmekte olan bir yenidoğanda saptanan anormal bir bulgu sepsis belirtisi olabilir. Bazen bir sisteme özgü bulgular görülebilirken sıklıkla multisistemik bulgular tabloya hakim olur. Sepsis; kalp hastalıkları, gastrointestinal sistem hastalıkları, hematolojik, metabolik, nörolojik ve respiratuar hastalıklarla sıklıkla karışır (3,4). Yenidoğanın aktivitesinin azalması, genel durum bozukluğu ve iyi emmeme ilk fark edilen bulgulardandır. En sık görülen bulgular ise letarji, vücut ısısı dengesizliği, abdominal distansiyon olup, apne, konvülziyon, hipotansiyon ve şok tehlikeli bulgularındandır (59). Isı değişiklikleri : Çevresel etkiler ve ateşi olan bir anneden doğan bebekteki ilk 1-2 saat içindeki ateş dışlandıktan sonra, ateşin < 36 C veya > 37.8 C olarak bir saatten fazla devam etmesi, aksi kanıtlanana kadar enfeksiyon lehine düşünülmelidir. Term bebeklerde ateşe daha sık rastlanırken, pretermler genelde hipotermiye daha yatkındırlar (33). Kardiopulmoner bulgular : Taşikardi veya bradikardi, hipotansiyon, periferik dolaşım bozukluğu, kapiller dolum zamanında uzama (>3 sn), aritmiler ve hipotansiyon (genelde geç ortaya çıkar), şok görülebilir. Respiratuvar distress, septik yenidoğanların %90 ında görülen en önemli semptomdur. Apne, taşipne veya oksijen ihtiyacında artmadan mekanik ventilasyon gerektirecek kadar ağır RDS bulguları olabilir. İlk 24 saatte veya özellikle 1. haftadan sonra ortaya çıkan apnede sepsis düşünülmelidir. Çekilmeler, burun kanadı solunumu ve inlemeler de sepsise işaret edebilir (8,12,13). Gastrointestinal sistem bulguları : Batın distansiyonu, emmede zayıflık, gastrik residü, gaitada gizli kan, kusma, ishal, ileus bulunabilir. Hepatomegali genelde intrauterin başlayan sepsislerde görülen bir bulgudur. Hem eritrosit yıkımına hem de bakteriyel endotoksinlere bağlı karaciğer disfonksiyonundan kaynaklanan direkt ve indirekt hiperbilirubinemi görülebilir (13). Santral sinir sistemi bulguları : Letarji, tiz sesle ağlama, konvülziyon irritabilite, hipo veya hipertoni, huzursuzluk, fontanel bombeliği, tremor, hiporefleksi gibi bulgular saptanabilir. Deri bulguları : Siyanoz, cutis marmaratus, solukluk, peteşi, purpura, skleroz ve açıklanamayan sarılık gibi bulgular ortaya çıkabilir. Deri üzerinde abse, sellülit, impetigo, 16

17 omfalit veya granülom gibi lezyonlar bulunabilir. Derideki sklerem ise tehlikeli bir bulgudur (9,11,13). Metabolik bulgular : Metabolik asidoz, kan glukozu regülasyonu bozukluğu (hiper-hipoglisemi) atakları görülebilir. Ayrıca artrit veya osteomyelit gelişenlerde ilk bulgu, ilgili ekstremiteyi hareket ettirememe veya hareket esnasında ağlama olabilir (13,33). Başlangıç döneminde genelde bir sisteme ait ve sınırlı semptomlar görülürken daha geç dönemlerde kardiak, respiratuar, renal yetmezlik, pulmoner hipertansiyon, şok, karaciğer disfonksiyonu, serebral ödem ve tromboz, adrenal hemoraji ve/veya yetmezliği, kemik iliği disfonksiyonu (anemi, trombositopeni, nötropeni) ve yaygın damar içi pıhtılaşma tablosu görülebilir. Yenidoğan sepsisinde görülen klinik bulgular Tablo 3 de özetlenmiştir. Tablo 3: Yenidoğan sepsisinde klinik bulgular GENEL BULGULAR genel durum bozukluğu, soluk görünüm, ısı düzensizliği, hipotermi, ateş, ödem, hipoaktivite, beslenme güçlüğü KARDİOVASKÜLER bradikardi/taşikardi hipotansiyon siyanoz HEMATOLOJİK sarılık splenomegali peteşi, purpura, kanama METABOLİK metabolik asidoz, hiperglisemi hipoglisemi SOLUNUM SİSTEMİ apne, dispne hırıltı, burun kanadı solunumu retraksiyonlar, taşipne GASTROİNTESTİNAL SİSTEM diyare, hemotokezya abdominal distansiyon kusma, hiperbiluribinemi hepatomegali,gastrik rezidü MERKEZİ SİNİR SİSTEMİ huzursuzluk / letarji, tremor, konvülziyon, zayıf spontan hareketler, düzensiz solunum fontanel kabarıklığı, tiz ağlama, hipo-hipertoni DERİ BULGULARI solukluk, abse sklerama, selülit cutis marmoratus, omfalit hiperemi, peteşi, impetigo 17

18 TANI Yenidoğanda sepsis için optimal tanı stratejilerinin tanımlanması zordur. Yenidoğan sepsisinde vaka atlanmaması ve erken tanı konulması hem bebeğin yaşatılması hem de sekellerin önlenmesi açısından önemlidir. Yenidoğanın sepsis açısından araştırılma ve tedavisine klinik bulgu ve semptomlara dayalı olarak karar verilir (2,4). Sadece klinik bulgulara dayanarak sepsis tanısını koymak oldukça zor olduğu için çeşitli laboratuar yöntemleri geliştirilmiştir. Sepsis tanısı için yapılması gereken, klinik ve laboratuar bulgularını birlikte değerlendirilerek karar vermektir. Maternal ve fetal risk faktörleri ile ya da klinik olarak enfeksiyon düşündüren bir yenidoğanda sepsisin kesin tanısını koyan en spesifik metod bakterinin santral bir vücut sıvısından izolasyonudur. Kesin tanı için bakteriler kan, beyin omurilik sıvısı (BOS), idrar, periton, plevra, eklem boşluğu veya orta kulak sıvıları yanında kemik iliği, karaciğer, dalak gibi dokulardan izole edilebilir. Teşhis için kullanılan testlerin hiç birisi özgün, duyarlı ve güvenilir değildir (29). Bu yüzden sepsis tanısında kullanmak üzere bir takım klinik ve laboratuar bulgularının kombine olarak kullanıldığı skorlama sistemleri mevcuttur. Bu sistemlerden biri, özellikle riskli bebekler için kullanılan EMR li yenidoğanlarda sepsis skorlamasıdır. Bu skorlama sistemine göre 3 ve üzerinde puan alan bebekler sepsis kabul edilerek tedavi başlanır (60,61) (Tablo 4). Tablo 4:EMR li bebeklerde skorlama (60) PUAN Gebelik haftası > 37 hafta hafta < 34 hasta APGAR skoru > < 5 Annede korioamnionit veya bebekte midede yok Var lökosit 1 gün 2 gün EMR süresi * * Rüptür sonrası geçen hergün için 1 puan verilir. - Toplam puan 3 ve üzeri ise tam kan sayımı, periferik yayma yapılır, CRP, kan kültürü alınır - Erken sepsis tedavisi başlanır. - Antibiyotik başlanan bebeklerde 6. saatte akciğer grafisi çekilir. - Ampirik başlanan antibiyotiğe 2-3 gün devam edilir ve daha sonra tekrar değerlendirilir. 18

19 Şüpheli sepsis olgularına klinik yaklaşım sağlayan bir diğer yöntem de Töllner sepsis skorlama sistemi dir. Bu skorlama sistemine göre; 5 puan altı (0-4) sepsis şüphesi olmayan yenidoğanları, 5-10 puan sepsis şüphesini, 10 puan üzeri ise olası sepsise işaret eder (62) (Tablo 5). Tablo 5: Töllner sepsis skorlama sistemi (62) PUAN Deri renginde değişiklik yok orta belirgin * Periferik dolaşım bozukluğu yok bozuk belirgin Hipotoni yok orta belirgin Bradikardi yok var Apne yok var Respiratuar distress yok var Hepatomegali yok > 4cm GİS bulgusu yok var Lökosit sayısı yok lökositoz lökopeni Sola kayma yok orta belirgin Trombositopeni yok var Metabolik asidoz normal >7.2 < 7.2 * 4 puan verilir. Sepsisten şüphelenilen bir bebekte spesifik tanı testleri bir patojenin vücut sıvılarında varlığını göstermek, nonspesifik sepsis tarama testleri ise enfeksiyon riskini değerlendirmek için kullanılır (4). Sepsis tanısı için kullanılan tanısal testlerin güvenilirliğinin sınırlı olması ve hızlı sonuç vermemeleri nedeniyle tedavi başlanması klinik tabloya göre yapılmalıdır. Ancak klinik şüphe olmasa da pozitif test sonuçları tedaviye başlanmasını gerektirir. Bu yüzden ideal tarama testin negatif prediktif değeri ve pozitif prediktif değeri yüksek olmalıdır. Fakat her tarama testi için bunu söylemek mümkün değildir. En spesifik tanısal test olan kan kültürü bile birçok yanlış negatif sonuç nedeniyle altın-standart test olma özelliğini kaybetmiştir (4). Kan kültüründe mikroorganizma her zaman izole edilemeyebilir. Bu yüzdendir ki ; ABD Enfeksiyon Kontrol Komitesi tarafından, kültürü negatif yada kan kültürü olmayan, sepsis kliniği bulunan yenidoğanlara klinik sepsis tanımlaması yapılmıştır (63). 19

20 SPESİFİK TANISAL TESTLER 1)Kan kültürü : Genel kabul gören görüşe göre neonatal sepsis tanısında altın standart bir veya daha fazla kan kültüründe patojenin izole edilmesidir (3). Birden fazla kan kültürü alınması kontaminasyona bağlı üremeleri dışlamak için yararlıdır. Bunun yanında aralıklı bakteriyemi ve dolaşımda yoğunluğu az bakteri varlığında, kan kültürü alınırken yetersiz miktarda kan alınması durumunda, kanın kültürde dilüe olması ve anneye intrapartum dönemde antibiyotik tedavisi verilmesi durumunda farklı yerlerden birden fazla kan kültür alınması önerilmektedir (36,37). İdeal olarak bir kan kültürü, antiseptik solüsyonla tamamen silinerek temizlenmiş ve kurumaya bırakılmış bir periferik venden alınmalıdır. Bu amaçla, alkol ile klorheksidin veya iyodin içeren solüsyonlar kullanılmalıdır. Yenidoğan bebeklerde kültür için optimum kan hacmi ml'dir. Ancak bu miktarı 1-2 ml ye çıkarmak pozitif kan kültürü şansını arttırır. Yenidoğan bebeklerden alınan kan kültürlerinde üremelerin %90'dan fazlası 48 saat sonunda saptanır. Listeria monocytogenes, Haemophilus influenza ve mantarlar için bu süre biraz uzayabilir. Bu yüzden erken başlangıçlı yenidoğan sepsisi patojenleri modern kültür sistemleri ile ilk 48 saat içerisinde saptanabilirse de kültür vasatlarında üreme olup olmadığı bir hafta takip edilmelidir. Yenidoğanlarda kan kültürünün sepsis için sensitivitesi en iyi şartlarda %50-80'dir. Sadece bir kez kan kültürü alındığında enfekte bebeklerin %10-15'inde etken üretilemez. Bu nedenlerle yenidoğan sepsisinde pozitif kan kültürü tanı koydurur ancak negatif kan kültürü sepsis tanısını ekarte ettirmez. İlk saatte olan üreme hemen daima anlamlıdır. Fakat mikst üreme, alışkın olunmayan bir mikroorganizma üremesi, klinikle uygun olmayan üreme ve inkübasyondan sonraki ilk 72 saatte olmayan üreme şüpheyle karşılanmalıdır (3,4,22,33). 2)BOS (Beyin omurilik sıvısı) incelenmesi ve kültürü : Genel olarak sepsisli yenidoğan bebeklerin %20-25'inde sepsise menenjit eşlik eder. Bu nedenle erken, geç veya çok geç başlangıçlı yenidoğan sepsisinden şüphelenilen tüm bebeklere (kan kültürü pozitif olsun veya olmasın) LP (lomber ponksiyon) yapılıp, BOS incelenmesi ve kültürü yapılması tartışmalıdır. Bunun için lomber ponksiyon, kan kültürü pozitif, sepsis kliniği olan ve/ veya menenjit bulguları (letarji, konvülziyon, apne, fontanel bombeliği, hipo-hipertoni) olanlara yapılmalıdır (3,4,9). BOS ta hücre sayımı, hücre tipi tayini, biyokimyasal incelemeler, gram ve Wright boyama yapılır, kültür alınır. BOS ta polimorfonükleer hücre sayısı 30/mm³ ten fazla ise kuvvetle muhtemel menenjit lehinedir. BOS proteinin üst sınırı termlerde mg/dl, pretermlerde 370 mg/dl dir. Bu düzeyler menenjitte genellikle yükselir. BOS glukozunun 20

21 düzeyi, kan glukozunun % 50 veya fazlası oranda olmalıdır. Bu oran kan glukozunun %30 undan aşağı olduğu durumda bakteriyel menenjitle uyumludur (64). Hızlı sonuç veren testlerin (BOS ta gram boyama ile bakteri veya lateks aglütinasyon testi ile antijen aranması) duyarlılıkları düşüktür ve bir kısmı antibiyotik kullanımından etkilenir. Enflamatuvar sitokinlerden TNF-alfa ve IL-6 nın BOS taki düzeyleri (özellikle IL-6) erken tanıya oldukça yardımcı olmasına rağmen daha çok araştırma gerektirmektedir. Polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) ile BOS ta antijen aranması erken tanıya yardımcı olur fakat pahalı bir yöntemdir (33,65,66,67). Beyin omurilik sıvısının kültürü menenjit tanısında güvenilirdir. Kültür 72 saat içinde sonuçlanır. Ancak kültür-negatif menenjit ; antibiyotik alanlarda, beyin absesinde veya Mycobacterium hominis, U. Urealyticum gibi atipik etken varlığında ve virüs (enterovirus, HSV) enfeksiyonlarında görülebilir (4,11). 3)İdrar kültürü : İdrar kültürü, çoğunlukla geç sepsis araştırılmasında kullanılmaktadır. Yapılan çalışmalar yasamın ilk 24 saatindeki sepsis araştırılmasında pek yararının olmadığı gösterilmiştir. Fakat daha sonraki günlerde yapılan sepsis araştırılmasında kan kültürü ile korele olarak, yüksek oranda pozitif bulunmuştur. Torba ile alınan idrar kontaminasyona açık olduğu için sonuçlarına fazla güvenilmemelidir. Uygun şartlarda kateter veya suprapubik aspirasyonla alınmış idrarlarda ise lökositlerin ve bakterilerin görülmesi üriner enfeksiyon olarak kabul edilmelidir. Bu şekilde alınmış idrarda yanlış pozitif kültür riski de azalır. Ancak yaşamın ilk 72 saatinde idrar miktarı az ve bu dönemde idrar yollarına bakterilerin hematojen yayılımı seyrek olduğu için erken başlangıçlı sepsis tanısında değerli bir parametre değildir (68,69). 4)Diğer kültürler : Yaşamın ilk 12 saati içerisinde alınan trakeal aspirasyon kültürlerinin yararlı olduğu bildirilmiştir. Sepsisten şüphelenilen ve pnömoni veya solunum yetmezliği nedeniyle entübasyon ve ventilasyon gereken bebeklerde trakeal aspirat kültürleri alınması tanı şansını arttırır. Deri ve yumuşak dokulardaki enfeksiyon odaklarından sürüntü kültürü veya biyopsi alınabilir. Eklem enfeksiyonu şüphesi varsa eklem aspirasyonu yapılabilir. Doğumdan hemen sonra alınan mide aspirat kültürleri amnion sıvısının enfeksiyonunu gösterse de yenidoğan sepsisini göstermez. Dış kulak yolu ve göbek çevresinden alınan kültürlerde üreme olması ise ancak anne kaynaklı enfeksiyonu düşündürür (4,11,13). Yaygın fatal enfeksiyon varlığına rağmen hemokültürde üreme olmayabilir. Literatürde bildirilen değişik çalışmalarda postmortem kültür ve otopsilerde sepsis olduğu 21

22 kanıtlanan hastaların premortem kan kültürlerindeki üreme oranının %81-82 olduğu bildirilmiştir (70). 5)Antijen saptama testleri : Vücut sıvılarında bakteri hücre duvarı veya kapsüler karbonhidrat antijenlerini gösterilmesini sağlar. Bu amaçla counter immünoelektroforez ve lateks aglütinasyon testleri kullanılır. Kan, idrar ve BOS daki bakteriyel antijenler bu yöntemlerle saptanabilir. GBS ların neden olduğu enfeksiyonların tanısı için idrar lateks partikül aglütinasyon testi hızlı, ucuz ve kolay bir testtir. Bu testin sensitivitesinin %67, pozitif prediktif değerinin ise % 56 olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle bu test tanımlayıcı bir diagnostik test olma kriterlerini karşılayamamaktadır (71). GBS antijeni saptama dışında yenidoğan pratiğinde kullanımları sınırlıdır. Kan kültürü kadar duyarlı olmamaları ve yanlış pozitif sonuçlara neden olabilmeleri sebebiyle de fazla kullanılmamaktadırlar (13,33,71). NONSPESİFİK YARDIMCI TANISAL TESTLER 1.Hematolojik incelemeler : -Lökosit göstergeleri : Total lökosit sayısı, periferik yaymada mutlak nötrofil sayısı (ANS), immatür/total nötrofil oranı (I/T) ve immatür nötrofil sayısı sıklıkla başvurulan parametrelerdir (1,3,6). Total lökosit sayısı kan alınma zamanı, kan örneğinin alınma yeri (venöz, kapiller veya arteriyel), bebeğin aktivitesi (aşırı ağlama) ve enfeksiyon dışı durumların varlığına (periventriküler hemoraji, konvülziyon, asfiksi gibi) göre değişebildiğinden diğer lökosit göstergeleri ile birlikte değerlendirilmelidir. Otomatik sayım yapan cihazlar eritrosit öncüleri çekirdekli olan normoblastları da yanlışlıkla lökosit olarak sayabilir. Pek çok çalışma yenidoğan sepsisinde total lökosit sayısının üst sınırı olarak mm³ kabul etmesine rağmen literatürde, total lökosit sayısının değerli olduğuna dair çok az kanıt mevcuttur (41). Yapılan çalışmalarda da sepsisin erken tanısı için 24 saat içerisinde seri total lökosit sayısı monitörizasyonunun daha yararlı olduğu belirtilmektedir (1,2,3,4,33). Total lökosit sayısının < mm³ olması yenidoğan sepsisi ile korele olabilmesine rağmen, sensitivitesi % 29, buna karşın spesifitesi % 91 dir. (72). ANS için alt sınır doğumda 1800/mm³, 12. saatte 7200/mm³, 72. saatte de 1800/mm³ dür. İlk 48 saat içinde nötropeni (ANS <1500/mm3), enfeksiyon tanısı için nötrofiliden daha değerli bir parametredir, 48. saatten sonra ise hem nötropeni hem de nötrofili enfeksiyon için önemli hale gelir (73). 22

23 İmmatür nötrofil sayısının(band), enfekte olmayan yenidoğanlarda artması nadir görülür. Enfeksiyona cevap olarak kemik iliğinden genç hücrelerin perifere çıkışı artar. Fakat bu cevap genellikle gecikmeli olarak meydana gelir. Bu nedenle sepsisin erken tanısı için kullanılmaz. Bu nedenle total immatür nötrofil sayısının artması halinde gizli bakteriyeminin daha dikkatli bir şekilde araştırılması gerekir. Total immatür nötrofil sayısı duyarlı olmamasına rağmen gerçek pozitiflik değeri yüksektir. Enfeksiyon için immatür nötrofillerin total nötrofillere olan oranı (I/T), ANS dan daha kullanışlıdır. I/T oranı, sağlıklı yenidoğanlarda yaşamın ilk 24. saatinde 0.16 olup, bu 60.saatte 0.12 ye düşer. 32 hafta ve altındaki yenidoğanlerde üst sınır daha yüksektir. I/T nötrofil oranının duyarlılığı %60-90 dır (59). Total immatür nötrofil sayıları ile I/T oranının özgünlüğü ise % dür (74). Yenidoğanın ağır bakteriyel enfeksiyonlarında nötrofillerde toksik granülasyon, Döhle cisimciği, vakualizasyon gibi lökositlerde kalitatif dejeneratif değişiklikler görülebilir (75). -Trombosit sayısı : Yenidoğan sepsisinin özgün olmayan ve geç bir bulgusudur..umbilikal kateterler, asfiksi, mekanik ventilasyon, mekonyum aspirasyonu, kan değişimi ve NEK gibi sepsise yol açabilen durumlarda kültürler negatif olsa bile tek basına trombositopeni görülebilir. Maternal trombositopeni ve hipertansiyonda da trombositopeni gelişebilir. Bu nedenlerden dolayı, trombosit sayımı yenidoğan sepsisi tanısında çok güvenilir değildir (9,13,19). Bahsedilen hematolojik parametrelerin kullanılması ile Rodwell ve ark. tarafından yenidoğan sepsisinin erken tanısı için yedi parametreden oluşan (anormal lökosit, nötrofil ve çomak sayısı, artmış I/T, I/M (>0.3) oranı ile lökositlerdeki dejeneratif değişiklikler ve trombositopeni) hematolojik skorlama sistemi geliştirilmiştir (76). Toplam skorun 3 veya üzerinde olması sepsis ihtimalinin yüksek, 2 ve altında olması düşük olduğunu gösterir. 3 ve üzerindeki puanlarda sensitivite %96, spesifite %78 iken negatif prediktivite değeri de %99 bulmuştur (8,11,73,76) (Tablo 6). 23

24 Tablo 6: Rodwell hematolojik skorlama sistemi (76) PARAMETRE ANORMAL DEĞER SKOR I/T nötrofil oranı > Total PMN sayısı Düşük veya yüksek 1 I/M nötrofil oranı İmmatür lökosit sayısı Yüksek 1 Lökosit sayısı 5000 /mm3 veya Doğumda /mm3 (12-24 saatte /mm3) (2.günden sonra /mm3) 5000 veya Nötrofillerde dejeneratif değişiklikler Vakuolizasyon, toksik granülasyon ve döhle cisimcikleri 1 Trombosit sayısı < /mm Akut Faz Proteinleri : Enfeksiyon, travma veya hücresel hasarın sebep olduğu inflamasyon varlığında karaciğerde sitokinlerin, özellikle IL-1, IL-6 ve Tümör Nekrozis Faktör-alfa (TNF-alfa) aracılığı ile sentezlenen proteinlerdir. Bunlar arasında eritrosit sedimentasyon hızı (ESR), C-Reaktif Protein (CRP), fibrinojen, fibronektin, serum mukoproteinleri, kompleman komponentleri, haptoglobulin, prokalsitonin (PCT), serum amiloid A (SAA) sayılabilir. Bu proteinler yaşamın çok erken dönemlerinde gestasyonun 4-5 inci haftalarında sentez edilmeye başlanırlar. İnflamasyon olayındaki tam rolleri bilinmez, çoğunlukla primitif özgün olmayan savunma mekanizması olarak görülürler (49,50). Bu akut faz reaktanlarının plazma yarılanma ömürleri ve enflamasyona yanıt hızları birbirinden farklıdır. Hızlı, otomatik ve kantitatif immünoassaylerin geliştirilmesi, akut faz reaktanlarının klinik kullanımını artırmıştır. Ancak yüksek bulunan değerlerin enfeksiyöz veya nonenfeksiyöz nedenlere bağlı olup olmadığını tespit etmek zordur (13,77,78). -Eritrosit sedimentasyon hızı (ESR) : Mikro-ESR yenidoğan sepsisinde kullanılan ucuz ve kolay uygulanabilen bir yöntemdir. Yenidoğanlarda ilk 14 gündeki normal mikrosedimantasyon değerleri, bebeğin yaşına (gün olarak yaş) 3 eklenmesi ile bulunur. İlk 2 haftadan sonra ise maksimal değer mm/saat arasında değişir. İnflamasyon dışı 24

25 nedenlerden etkilendiği için sepsis tanısında ESR nin kullanımı sınırlıdır. Bakteriyel enfeksiyonlarda ESR sıklıkla artmasına rağmen bu artış geç dönemde meydana gelebileceğinden, erken tanı için kullanılması güvenilir değildir. Öte yandan, iyileşen hastalarda bile uzun süre yüksek kalabilir ve bu nedenle tedavinin değerlendirilmesinde de kullanımı uygun değildir. Hemolizde yalancı pozitiflik, DIC de ise yalancı negatiflik görülebilir. CRP ve I/T den daha az sensitif olmakla beraber spesifitesi daha iyidir (13,19). -C-reaktif protein (CRP) : Birbirine benzer 5 alt birimin bir araya gelmesiyle oluşan dalton ağırlıklı bir glikoproteindir. Bu protein adını pnömokokun C polisakkaridi ile karşılaştığında, presipitasyon yapma özelliğinden almıştır. Akut faz proteini olan CRP en başta enfeksiyon olmak üzere yaralanma, cerrahi, travma, tümör ve doku nekrozu gibi inflamatuar veya ateş durumlarına cevap olarak karaciğerde sentezlenir. CRP üretimi için major uyaran IL-6 dır. Bunun yanında IL-1 ve TNF-alfa, CRP üretimini stimüle edebilirler. CRP dolaşıma bir kez girdikten sonra immün yanıta katılır, zedelenmiş hücre duvarı ile CRP-ligand komplekslerini oluşturur. Bu kompleks kompleman aktivasyonu yapar ve fagositik hücrelere bağlanır, böylece immün cevap kuvvetlenir. Plasentadan geçmez ve konsantrasyonu gestasyon yaşına göre değişmez (79). CRP pahalı olmayan, kantitatif veya semi-kantitatif metotlarla her zaman ölçülebilen ve laboratuarda otomatik olarak değerlendirilen bir testtir. Yenidoğan sepsisinin tanısında çok kullanılır. Yenidoğanda CRP için üst limit 1 mg/dl olarak tespit edilmiştir. Enfeksiyöz olayın başlamasından 4-6 saat sonra CRP salınımı başlar, saatte zirve noktaya ulaşır ve inflamasyon gerileyince miktarı azalır. Serumdaki yarılanma ömrü 5-7 saattir. Tedavinin başlaması ile birlikte CRP düzeyleri düşmeye başlar ve bu düşüş, tedavinin seyrinin ve etkinliğinin izlenmesinde kullanılabilir. CRP nin yenidoğan enfeksiyonunu göstermede en çok seri ölçümler sonucunda faydalı olduğu görülmüştür. Bunun için de en fazla saat ara ile, en az 2 ölçüm yapmak gerekir. Mekonyum aspirasyonu, respiratuvar distres sendromu, perinatal asfiksi, maternal ateş, erken membran rüptürü ve intraventriküler hemoraji gibi enfeksiyon dışı nedenler de CRP artışına neden olduğundan özgünlüğünü azaltmaktadır Yenidoğan sepsisinde CRP nin duyarlılığının değişik çalışmalarda %75 ile 93, özgünlüğünün ise %62 ile %95 arasında değiştiği saptanmıştır (4,11,26, 80-87). -Prokalsitonin(PCT) : Prokalsitonin (PCT) moleküler ağırlığı yaklaşık 13 kilodalton(kda) olan, 116 aminoasid içeren polipeptid yapısında bir hormondur. Bu hormon, tiroid bezinde üretilen ve 32 aminoasid içeren kalsitoninin prekürsörü olarak ilk kez 1989 yılında Ghillani ve arkadaşları tarafından tanımlanmıştır. Aktif kalsitonin, tiroid bezinin C 25

MENENJİTLİ OLGULARIN KLİNİK VE LABORATUAR ÖZELLİKLERİNİN RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ

MENENJİTLİ OLGULARIN KLİNİK VE LABORATUAR ÖZELLİKLERİNİN RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ MENENJİTLİ OLGULARIN KLİNİK VE LABORATUAR ÖZELLİKLERİNİN RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Mine SERİN 1, Ali CANSU 1, Serpil ÇELEBİ 2, Nezir ÖZGÜN 1, Sibel KUL 3, F.Müjgan SÖNMEZ 1, Ayşe AKSOY 4, Ayşegül

Detaylı

ÇOCUKLARDA İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARI (TANI&GÖRÜNTÜLEME) DOÇ.DR. DENİZ DEMİRCİ ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÜROLOJİ ANABİLİM DALI

ÇOCUKLARDA İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARI (TANI&GÖRÜNTÜLEME) DOÇ.DR. DENİZ DEMİRCİ ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÜROLOJİ ANABİLİM DALI ÇOCUKLARDA İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARI (TANI&GÖRÜNTÜLEME) DOÇ.DR. DENİZ DEMİRCİ ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÜROLOJİ ANABİLİM DALI Uriner enfeksiyon Üriner kanal boyunca (böbrek, üreter, mesane ve

Detaylı

KOLONİZASYON. DR. EMİNE ALP Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D.

KOLONİZASYON. DR. EMİNE ALP Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D. KOLONİZASYON DR. EMİNE ALP Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D. KOLONİZASYON Mikroorganizmanın bir vücut bölgesinde, herhangi bir klinik oluşturmadan

Detaylı

Kateter İnfeksiyonlarında Mikrobiyoloji Doç. Dr. Deniz Akduman Karaelmas Üniversitesi it i Tıp Fakültesi İnfeksiyon hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D Kateter infeksiyonlarında etkenler; kateter

Detaylı

Eklem Protez Enfeksiyonlarında Antimikrobiyal Tedavi

Eklem Protez Enfeksiyonlarında Antimikrobiyal Tedavi Eklem Protez Enfeksiyonlarında Antimikrobiyal Tedavi Dr. Çağrı Büke Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı 26.12.15 KLİMİK - İZMİR 1 Eklem protezleri

Detaylı

DİRENÇLİ BAKTERİ ENFEKSİYONLARINA KARŞI KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER

DİRENÇLİ BAKTERİ ENFEKSİYONLARINA KARŞI KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER DİRENÇLİ BAKTERİ ENFEKSİYONLARINA KARŞI KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER 1. Vankomisin Vankomisin, Nocardia Orientalis in (eskiden Streptomyces orientalis olarak bilinen) belli suşlarından elde edilen amfoterik

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ Sağlık hizmeti veren, Doktor Ebe Hemşire Diş hekimi Hemşirelik öğrencileri, risk altındadır Bu personelin enfeksiyon açısından izlemi personel sağlığı ve hastane

Detaylı

Yaşamın ilk ayında bakteriyeminin eşlik ettiği sistemik bulgularla seyreden bir klinik sendromdur.

Yaşamın ilk ayında bakteriyeminin eşlik ettiği sistemik bulgularla seyreden bir klinik sendromdur. NEONATAL SEPSİS Yrd. Doç. Dr. Duran Karabel Tanım Yaşamın ilk ayında bakteriyeminin eşlik ettiği sistemik bulgularla seyreden bir klinik sendromdur. Etiyolojik ajanların çoğunu bakteriler ve kandida oluşturur.

Detaylı

Piyelonefrit Tedavi süreleri? Dr Gökhan AYGÜN CTF Tıbbi Mikrobiyoloji AD

Piyelonefrit Tedavi süreleri? Dr Gökhan AYGÜN CTF Tıbbi Mikrobiyoloji AD Piyelonefrit Tedavi süreleri? Dr Gökhan AYGÜN CTF Tıbbi Mikrobiyoloji AD Neden? Daha az yan etki Ekonomik veriler DİRENÇ! Kollateral hasar! Kinolon Karbapenem Uzun süreli antibiyotik baskısı Üriner Sistem

Detaylı

Kan Kültürlerinde Üreyen Koagülaz Negatif Stafilokoklarda Kontaminasyonun Değerlendirilmesi

Kan Kültürlerinde Üreyen Koagülaz Negatif Stafilokoklarda Kontaminasyonun Değerlendirilmesi Kan Kültürlerinde Üreyen Koagülaz Negatif Stafilokoklarda Kontaminasyonun Değerlendirilmesi Gülden Kocasakal 1, Elvin Dinç 1, M.Taner Yıldırmak 1, Çiğdem Arabacı 2, Kenan Ak 2 1 Okmeydanı Eğitim ve Araştırma

Detaylı

Multipl organ yetmezliği ve refrakter hipotansiyon

Multipl organ yetmezliği ve refrakter hipotansiyon SEPSİS S VE TANI KRİTERLER TERLERİ Orhan ÇINAR Yrd.Doç.Dr..Dr. GATA Acil Tıp T p Anabilim Dalı XI. Acil Tıp Güz Sempozyumu Samsun 2010 Epidemiyoloji ABD de yılda 750.000 hasta Her gün 500 ölüm %20-50 mortalite

Detaylı

Laboratuvar Uygulamaları - İdrar Kültürleri. M. Ufuk Över-Hasdemir Marmara Üni. Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Laboratuvar Uygulamaları - İdrar Kültürleri. M. Ufuk Över-Hasdemir Marmara Üni. Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Laboratuvar Uygulamaları - İdrar Kültürleri M. Ufuk Över-Hasdemir Marmara Üni. Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Üretra kalıcı mikroflorası KNS (S. saprophyticus hariç) Viridans ve non-hemolitik

Detaylı

Sepsis ve Septik Şok:

Sepsis ve Septik Şok: Sepsis ve Septik Şok: Sepsis;enfeksiyona karşı gelişen sistemik inflamatuvar yanıtı tanımlamaktadır. Hayatı tehdit eden bir enfeksiyondur ve Yoğun Bakım Ünitelerinde (YBU) ölümlerin en önemli nedenidir.

Detaylı

Koryoamniyonitin Neonatal Sonuçlara Etkileri. Prof.Dr.Esin Koç Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı

Koryoamniyonitin Neonatal Sonuçlara Etkileri. Prof.Dr.Esin Koç Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı Koryoamniyonitin Neonatal Sonuçlara Etkileri Prof.Dr.Esin Koç Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı Tanım Amniyotik sıvı, plasenta ve/veya decidua nın infeksiyonu -Klinik koryoamniyonit

Detaylı

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA PNÖMONİ. Mehmet Ceyhan 2016

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA PNÖMONİ. Mehmet Ceyhan 2016 ÇOCUKLUK ÇAĞINDA PNÖMONİ Mehmet Ceyhan 2016 PNÖMONİ Akciğer parankiminin inflamasyonudur Anatomik olarak; Lober pnömoni Bronkopnömoni İnterstisiyel pnömoni Patolojik olarak: Alveollerde konsolidasyon ve/veya

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Duran Karabel

Yrd. Doç. Dr. Duran Karabel Yrd. Doç. Dr. Duran Karabel Tanım Yaşamın ilk ayında bakteriyeminin eşlik ettiği sistemik bulgularla seyreden bir klinik sendromdur. Etiyolojik ajanların çoğunu bakteriler ve kandida oluşturur. Bunun yanında

Detaylı

GEBELİKTE SİFİLİZ. Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği

GEBELİKTE SİFİLİZ. Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği GEBELİKTE SİFİLİZ Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği SİFİLİZ TANIM T.pallidum un neden olduğu sistemik bir hastalıktır Sınıflandırma: Edinilmiş (Genellikle

Detaylı

Kemik ve Eklem Enfeksiyonları. Dr Fahri Erdoğan

Kemik ve Eklem Enfeksiyonları. Dr Fahri Erdoğan Kemik ve Eklem Enfeksiyonları Dr Fahri Erdoğan KEMİK VE EKLEM ENFEKSİYONLARI Erken tanı ve tedavi Sintigrafi, MRI Artroskopik cerrahi Antibiyotik direnci Spesifik M.Tuberculosis M. Lepra T.Pallidumun Nonspesifik?

Detaylı

NEONATOLOJİDE YENİLİKLER. Doç. Dr. Esra Arun ÖZER Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Kliniği

NEONATOLOJİDE YENİLİKLER. Doç. Dr. Esra Arun ÖZER Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Kliniği NEONATOLOJİDE YENİLİKLER Doç. Dr. Esra Arun ÖZER Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Kliniği Preterm bebeklerde NEK in önlenmesinde probiyotikler Meta-analiz Probiyotiklerin etkileri GIS in

Detaylı

Yenidoğan Sepsisi Tanı ve Tedavisinde Son Gelişmeler

Yenidoğan Sepsisi Tanı ve Tedavisinde Son Gelişmeler Yenidoğan Sepsisi Tanı ve Tedavisinde Son Gelişmeler Dr Uğur DİLMEN Dr Ş Suna OĞUZ Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı EAH Yenidoğan Kliniği, Ankara E-mail ugurdilmen@gmail.com 1 Yenidoğan sepsisinde yüksek

Detaylı

Gebelik ve Trombositopeni

Gebelik ve Trombositopeni Gebelik ve Trombositopeni Prof.Dr. Sermet Sağol EÜTF Kadın Hast. ve Doğum AD Gebelik ve Trombositopeni Kemik iliğinde megakaryosit hücrelerinde üretilir. Günde 35.000-50.000 /ml üretilir. Yaşam süresi

Detaylı

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr. Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi Dr. Aslı KANTAR GİRİŞ GENEL BİLGİLER Akut böbrek hasarı (ABH) yenidoğan yoğun bakım

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARINDA GÖRÜLEN İNFEKSİYON ETKENLERİ

HEMODİYALİZ HASTALARINDA GÖRÜLEN İNFEKSİYON ETKENLERİ HEMODİYALİZ HASTALARINDA GÖRÜLEN İNFEKSİYON ETKENLERİ Dr. Talât Ecemiş Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji A.D. Venöz ulaşım yolu Arteriyovenöz şantlar Kateterler

Detaylı

Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader

Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader OLGU 1 İkinci çocuğuna hamile 35 yaşında kadın gebeliğinin 6. haftasında beş yaşındaki kız çocuğunun rubella infeksiyonu geçirdiğini öğreniyor. Küçük

Detaylı

FEBRİL NÖTROPENİ TANI VE TEDAVİ

FEBRİL NÖTROPENİ TANI VE TEDAVİ FEBRİL NÖTROPENİ TANI VE TEDAVİ Dr. Kaya Süer Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Tanımlar / Ateş Oral / Aksiller tek seferde 38.3 C veya üstü Bir

Detaylı

Prof. Dr. Özlem Tünger Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Prof. Dr. Özlem Tünger Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Prof. Dr. Özlem Tünger Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Yoğun bakım hastası Klinik durumu ciddidir birden fazla tanı multi organ yetmezliği immunsupresyon sepsis travma Klinik durumu ilerleyicidir

Detaylı

ANTİFUNGAL TEDAVİ: PRE-EMPTİF Mİ EMPİRİK Mİ? Prof. Dr. Ayper SOMER İstanbul Tıp Fakültesi Pediatrik İnfeksiyon Hastalıkları

ANTİFUNGAL TEDAVİ: PRE-EMPTİF Mİ EMPİRİK Mİ? Prof. Dr. Ayper SOMER İstanbul Tıp Fakültesi Pediatrik İnfeksiyon Hastalıkları ANTİFUNGAL TEDAVİ: PRE-EMPTİF Mİ EMPİRİK Mİ? Prof. Dr. Ayper SOMER İstanbul Tıp Fakültesi Pediatrik İnfeksiyon Hastalıkları Ankara, 28 Şubat 2010 PEDİATRİDE İNVAZİF MANTAR İNFEKSİYONU İÇİN RİSK GRUPLARI

Detaylı

SPONDİLODİSKİTLER. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR

SPONDİLODİSKİTLER. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR SPONDİLODİSKİTLER Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR Vertebra Bir dizi omurdan oluşur Vücudun eksenini oluşturur Spinal kordu korur Kaslar, bağlar ve iç organların yapışacağı sabit bir yapı sağlar. SPONDİLODİSKİT

Detaylı

Ventilatör İlişkili Pnömoni Tanısında Endotrakeal Aspirat Kantitatif Kültürü ile Mini-Bal Kantitatif Kültürü Arasındaki Uyum

Ventilatör İlişkili Pnömoni Tanısında Endotrakeal Aspirat Kantitatif Kültürü ile Mini-Bal Kantitatif Kültürü Arasındaki Uyum Ventilatör İlişkili Pnömoni Tanısında Endotrakeal Aspirat Kantitatif Kültürü ile Mini-Bal Kantitatif Kültürü Arasındaki Uyum Dr.Sibel Doğan Kaya Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Detaylı

Normal Mikrop Florası. Prof.Dr.Cumhur Özkuyumcu

Normal Mikrop Florası. Prof.Dr.Cumhur Özkuyumcu Normal Mikrop Florası Prof.Dr.Cumhur Özkuyumcu Vücudun Normal Florası İnsan vücudunun çeşitli bölgelerinde bulunan, insana zarar vermeksizin hatta bazı yararlar sağlayan mikroorganizma topluluklarına vücudun

Detaylı

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları Nozokomiyal SSSİ En ciddi nozokomiyal enfeksiyonlardan biri Morbidite ve mortalite yüksektir. Nozokomiyal SSSİ Tüm HE %0.4 ünden sorumlu. En sık görülen formları: Bakteriyel

Detaylı

ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ

ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ Dr. Şua Sümer Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Enf. Hast. ve Klin. Mikr. AD 17 Mayıs 2016 Prostetik eklem ameliyatları yaşlı popülasyonun artışına

Detaylı

Hematolog Gözüyle Fungal İnfeksiyonlara Yaklaşım. Dr Mehmet Ali Özcan Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı İzmir-2012

Hematolog Gözüyle Fungal İnfeksiyonlara Yaklaşım. Dr Mehmet Ali Özcan Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı İzmir-2012 Hematolog Gözüyle Fungal İnfeksiyonlara Yaklaşım Dr Mehmet Ali Özcan Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı İzmir-2012 Nötropenik hastalarda fungal infeksiyonlar Nötropeni invaziv

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Neonatoloji BD Olgu Sunumu 12 Ekim 2017 Perşembe

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Neonatoloji BD Olgu Sunumu 12 Ekim 2017 Perşembe Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Neonatoloji BD Olgu Sunumu 12 Ekim 2017 Perşembe Uzman Dr. Fatih Kılıçbay Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı

Detaylı

OLGULARLA PERİTONİTLER

OLGULARLA PERİTONİTLER OLGULARLA PERİTONİTLER Stafilacocus Epidermidis Sevgi AKTAŞ Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Periton Diyaliz Hemşiresi Peritonit Perietal ve visseral periton membranının enflamasyonudur. Tanı

Detaylı

Gebede HSV İnfeksiyonu. Dr. Süda TEKİN KORUK Koç Üniversitesi Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü

Gebede HSV İnfeksiyonu. Dr. Süda TEKİN KORUK Koç Üniversitesi Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü Gebede HSV İnfeksiyonu Dr. Süda TEKİN KORUK Koç Üniversitesi Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü Olgu 14 günlük, erkek bebek Şikayeti: Sol kol ve bacakta kasılma, emmeme Hikaye:

Detaylı

Kan Dolaşım Enfeksiyonlarında Karar Verme Süreçleri. Prof. Dr. Aynur EREN TOPKAYA Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD

Kan Dolaşım Enfeksiyonlarında Karar Verme Süreçleri. Prof. Dr. Aynur EREN TOPKAYA Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD Kan Dolaşım Enfeksiyonlarında Karar Verme Süreçleri Prof. Dr. Aynur EREN TOPKAYA Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD Sunum Planı Kan kültürlerinin önemi Kan kültürlerinin değerlendirilmesi

Detaylı

BU İNFLUENZA SALGIN DEĞİL: ÇOCUK VE ERİŞKİN HASTALARIMIZIN DEĞERLENDİRİLMESİ

BU İNFLUENZA SALGIN DEĞİL: ÇOCUK VE ERİŞKİN HASTALARIMIZIN DEĞERLENDİRİLMESİ BU İNFLUENZA SALGIN DEĞİL: ÇOCUK VE ERİŞKİN HASTALARIMIZIN DEĞERLENDİRİLMESİ *Bahar Kandemir, *İbrahim Erayman, **Sevgi Pekcan, ***Ümmügülsüm Dikici, *Selver Can, ***Mehmet Özdemir, *Mehmet Bitirgen *

Detaylı

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ MERAM TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI NEONATOLOJİ BİLİM DALI. Anabilim Dalı Başkanı

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ MERAM TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI NEONATOLOJİ BİLİM DALI. Anabilim Dalı Başkanı T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ MERAM TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI NEONATOLOJİ BİLİM DALI Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Rahmi ÖRS PREMATÜRE BEBEKLERDE GEÇ SEPSİS TANISINDA URINARY

Detaylı

Üriner enfeksiyon ve Vezikoüreteral reflü

Üriner enfeksiyon ve Vezikoüreteral reflü Üriner enfeksiyon ve Vezikoüreteral reflü Doç Dr Haluk Emir Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı Üriner enfeksiyon Üriner sistemde; mikroorganizma invazyonu ve sayısının artması, Çoğunlukla

Detaylı

NEONATAL SEPSİS ve MENENJİT

NEONATAL SEPSİS ve MENENJİT NEONATAL SEPSİS ve MENENJİT Prof. Dr. Ali Bülent Cengiz Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı 13. Ulusal Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Sempozyumu 01 Ekim 2016, Eskişehir

Detaylı

'nosocomial' Yunanca iki kelimeden oluşur

'nosocomial' Yunanca iki kelimeden oluşur 'nosocomial' Yunanca iki kelimeden oluşur 'nosus' hastalık 'komeion' icabına bakmak 'nosocomial' tıbbi tedavi altında iken hastanın edindiği herhangi bir hastalık Tanım Enfeksiyon Hastaneye yatırıldığında

Detaylı

Gebelik ve Enfeksiyonlar. Prof.Dr. Levent GÖRENEK

Gebelik ve Enfeksiyonlar. Prof.Dr. Levent GÖRENEK Gebelik ve Enfeksiyonlar Prof.Dr. Levent GÖRENEK Olgulara Yaklaşım 2 1. TORCH grubu enfeksiyon etkenleri nelerdir? Toxoplasmosis Other (Sifiliz, Varicella zoster ) Rubella Cytomegalovirus Herpes simplex

Detaylı

Riskli Ateşli Çocuklar. Prof Dr Yücel Taştan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Genel Pediatri Bilim Dalı

Riskli Ateşli Çocuklar. Prof Dr Yücel Taştan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Genel Pediatri Bilim Dalı Riskli Ateşli Çocuklar Prof Dr Yücel Taştan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Genel Pediatri Bilim Dalı Ateş ve Ateşli çocuklar Yaklaşımı son 25-30 yıldır sürekli değişen özellikle

Detaylı

Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler

Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış Viral Hepatitler İnfeksiyöz Viral hepatitler A NANB E Enterik yolla geçen Dr. Ömer Şentürk Serum B D C F, G, TTV,? diğerleri Parenteral yolla geçen Hepatit Tipleri A B

Detaylı

Prof Dr Salim Çalışkan. İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi

Prof Dr Salim Çalışkan. İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi Prof Dr Salim Çalışkan İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi FC 12y K Tekrarlayan İYE İYE dikkat çeken noktalar Çocukluk çağında 2.en sık enfeksiyondur Böbrek parankimi zarar görebilir (skar) Skara

Detaylı

Salmonella. XLT Agar'da Salmonella (hidrojen sülfür oluşumuna bağlı olarak siyah) ve Citrobacter (sarı) kolonileri

Salmonella. XLT Agar'da Salmonella (hidrojen sülfür oluşumuna bağlı olarak siyah) ve Citrobacter (sarı) kolonileri Enterobacteriaceae İnsan sağlığı açısından en önemli bakteri ailesidir. Doğal ortamları insan ve hayvan bağırsaklarıdır. Tipik klinik semptomlarla seyreden hastalığın (tifo, basilli dizanteri, veba) etkeni

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Duran Karabel

Yrd. Doç. Dr. Duran Karabel Yrd. Doç. Dr. Duran Karabel İntrauterin Büyüme Geriliği (İUBG) Hesaplanan gebelik haftasında beklenen fetal ağırlığın 10. persentilden daha düşük olması Fetusun büyüme potansiyelini olumsuz yönde etkileyen

Detaylı

The Fetal Medicine Foundation

The Fetal Medicine Foundation Erken Term Dönemde İntrauterin Büyüme Geriliği Olan Fetuslarda Neonatal Asidozu Öngörmede Orta Serebral Arter Tepe Akım Hızı ve Serebroplasental Oranın Kullanımı Rauf Melekoğlu Ayşe Gülçin Baştemur Sevil

Detaylı

HASTA GÜVENLİĞİNDE ENFEKSİYONLARIN KONTROLÜ VE İZOLASYON ÖNLEMLERİ. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

HASTA GÜVENLİĞİNDE ENFEKSİYONLARIN KONTROLÜ VE İZOLASYON ÖNLEMLERİ. Dr. Nazan ÇALBAYRAM HASTA GÜVENLİĞİNDE ENFEKSİYONLARIN KONTROLÜ VE İZOLASYON ÖNLEMLERİ Dr. Nazan ÇALBAYRAM Bir hastanenin yapmaması gereken tek şey mikrop saçmaktır. Florence Nightingale (1820-1910) Hastane Enfeksiyonları

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

SEPSİSTE YENİ TANIMLAMALAR NE DEĞİŞTİ? Doç. Dr. Murat Hakan Terekeci

SEPSİSTE YENİ TANIMLAMALAR NE DEĞİŞTİ? Doç. Dr. Murat Hakan Terekeci SEPSİSTE YENİ TANIMLAMALAR NE DEĞİŞTİ? Doç. Dr. Murat Hakan Terekeci Sepsis enfeksiyona bağlı oluşan günümüzde sık karşılaşılan ve ciddi mortalitesi olan bir durum. -Yaşlı nüfus sayısında artma -İmmünbaskılı

Detaylı

HASTANE ENFEKSİYONLARININ EPİDEMİYOLOJİSİ. Yrd. Doç. Dr. Müjde ERYILMAZ

HASTANE ENFEKSİYONLARININ EPİDEMİYOLOJİSİ. Yrd. Doç. Dr. Müjde ERYILMAZ HASTANE ENFEKSİYONLARININ EPİDEMİYOLOJİSİ Yrd. Doç. Dr. Müjde ERYILMAZ Hastane (nozokomiyal) enfeksiyonları, bir hastanede bulunma ile sebep ilişkisi gösteren, yatan hasta sağlık personeli ziyaretçi hastane

Detaylı

KLL DE. kları ABD Hematoloji BD Bursa

KLL DE. kları ABD Hematoloji BD Bursa KLL DE İNFEKSİYON YÖNETİMİ Dr. Rıdvan R ALİ Uludağ Üniversitesi Tıp T p Fakültesi İç Hastalıklar kları ABD Hematoloji BD Bursa KLL ile ilişkili bilgilerimizde önemli değişiklikler iklikler söz s z konusu

Detaylı

Ia.CERRAHİ PROFİLAKSİ TALİMATI

Ia.CERRAHİ PROFİLAKSİ TALİMATI Ia.CERRAHİ PROFİLAKSİ TALİMATI CERRAHİ BİRİMLERDE ANTİBİYOTİK PROFLAKSİSİ TALİMATI AMAÇ: Operasyon sırasında potansiyel patojen mikroorganizmaların dokularda üremesini engelleyerek cerrahi alan İnfeksiyonu

Detaylı

CİLT MİKROBİYOTASI PROF.DR. NİLGÜN SOLAK BÜLENT ECEVİT Ü. TIP FAK. DERMATOLOJİ AD

CİLT MİKROBİYOTASI PROF.DR. NİLGÜN SOLAK BÜLENT ECEVİT Ü. TIP FAK. DERMATOLOJİ AD CİLT MİKROBİYOTASI PROF.DR. NİLGÜN SOLAK BÜLENT ECEVİT Ü. TIP FAK. DERMATOLOJİ AD CİLT MİKROBİYOTASI CİLT MİKROFLORASI DERİ MİKROBİYOTASI DERİ MİKROFLORASI DERİ Deri en büyük organımız 2 m² alan Vücudu

Detaylı

Kuramsal: 28 saat. 4 saat-histoloji. Uygulama: 28 saat. 14 saat-fizyoloji 10 saat-biyokimya

Kuramsal: 28 saat. 4 saat-histoloji. Uygulama: 28 saat. 14 saat-fizyoloji 10 saat-biyokimya HEMATOPOETİK SİSTEM Hematopoetik Sistem * Periferik kan * Hematopoezle ilgili dokular * Hemopoetik hücrelerin fonksiyon gösterdikleri doku ve organlardan meydana gelmiştir Kuramsal: 28 saat 14 saat-fizyoloji

Detaylı

PERİNATAL HERPES VİRUS İNFEKSİYONLARI. Uzm.Dr.Cengiz Uzun Alman Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları

PERİNATAL HERPES VİRUS İNFEKSİYONLARI. Uzm.Dr.Cengiz Uzun Alman Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları PERİNATAL HERPES VİRUS İNFEKSİYONLARI Uzm.Dr.Cengiz Uzun Alman Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Perinatal dönemde herpesvirus geçişi. Virus Gebelik sırasında Doğum kanalından Doğum

Detaylı

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan

Detaylı

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Nonkardiyojenik Akciğer Ödemi Şok Akciğeri Travmatik Yaş Akciğer Beyaz Akciğer Sendromu

Detaylı

Aşağıdaki 3 kriterin birlikte olması durumunda derin cerrahi alan enfeksiyonu tanısı konulur.

Aşağıdaki 3 kriterin birlikte olması durumunda derin cerrahi alan enfeksiyonu tanısı konulur. TYBD SEPSİS ÇALIŞMASI ENFEKSİYON TANIMLARI Derin Cerrahi Alan Enfeksiyonu(DCAE) Aşağıdaki 3 kriterin birlikte olması durumunda derin cerrahi alan enfeksiyonu tanısı konulur. 1.Cerrahi girişimden sonraki

Detaylı

Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık

Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık Doç. Dr. Onur POLAT Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık personeli gibi hastalardan bulaşabilecek

Detaylı

TOKSOPLAZMA İNFEKSİYONUNUN LABORATUVAR TANISI UZM.DR.CENGİZ UZUN ALMAN HASTANESİ

TOKSOPLAZMA İNFEKSİYONUNUN LABORATUVAR TANISI UZM.DR.CENGİZ UZUN ALMAN HASTANESİ TOKSOPLAZMA İNFEKSİYONUNUN LABORATUVAR TANISI UZM.DR.CENGİZ UZUN ALMAN HASTANESİ KLİNİK Bağışıklık sistemi sağlam kişilerde akut infeksiyon Bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde akut infeksiyon veya

Detaylı

Türkiye de Toplum Kökenli Enfeksiyon Hastalıklarında Neredeyiz?

Türkiye de Toplum Kökenli Enfeksiyon Hastalıklarında Neredeyiz? Türkiye de Toplum Kökenli Enfeksiyon Hastalıklarında Neredeyiz? İzmir İl Sağlık Müdürü Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Uz. Dr. Bediha TÜRKYILMAZ Toplum Kökenli Enfeksiyonlar Toplum kökenli enfeksiyon; önemli

Detaylı

Serap BALAS. Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Serap BALAS. Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Serap BALAS Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kemoterapi, hematoloji ve onkolojide bir tedavi seçeneğidir. Kanser tedavisinde hastalığın sürecini yavaşlatmak, geriletmek

Detaylı

CMV lab.tanı Hangi test, ne zaman, laboratuvar sonucunun klinik anlamı?

CMV lab.tanı Hangi test, ne zaman, laboratuvar sonucunun klinik anlamı? CMV lab.tanı Hangi test, ne zaman, laboratuvar sonucunun klinik anlamı? Maternal inf.tanısı Fetal inf.tanısı Yenidoğan inf.tanısı Bir test sonucunun doğru yorumlanabilmesi, testin tanı doğruluğunun bilinmesi

Detaylı

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ Engraftman Sendromu Veno- Oklüzif Hastalık Engraftman Sendromu Hemşirelik İzlemi Vakamızda: KİT (+14)-

Detaylı

ENFEKTİF ENDOKARDİT: KLİNİK VE EKOKARDİYOGRAFİ BULGULARI

ENFEKTİF ENDOKARDİT: KLİNİK VE EKOKARDİYOGRAFİ BULGULARI ENFEKTİF ENDOKARDİT: KLİNİK VE EKOKARDİYOGRAFİ BULGULARI Dr. Sadık Açıkel Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Detaylı

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ Prof.Dr.Ayşe Kılıç draysekilic@gmeil.com AMAÇ Lokomotor sistemin temel yapılarını ve çocuklarda görülen yakınmalarını, öykü, fizik muayene ve basit tanı yöntemlerini öğrenmek

Detaylı

Febril Nötropenik Hastada Antimikrobiyal Direnç Sorunu : Kliniğe Yansımalar

Febril Nötropenik Hastada Antimikrobiyal Direnç Sorunu : Kliniğe Yansımalar Febril Nötropenik Hastada Antimikrobiyal Direnç Sorunu : Kliniğe Yansımalar Prof.Dr.Halit Özsüt İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Detaylı

Yoğun bakımda infeksiyon epidemiyolojisi

Yoğun bakımda infeksiyon epidemiyolojisi 1 Yoğun bakımda infeksiyon epidemiyolojisi Dr. Murat Kutlu Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Sunum planı Yoğun bakım infeksiyonları Yoğun

Detaylı

Nocardia Enfeksiyonları. Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Nocardia Enfeksiyonları. Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Nocardia Enfeksiyonları Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Nocardia Enfeksiyonları Nocardia insanlarda ve hayvanlarda lokalize veya dissemine enfeksiyonlardan sorumlu olabilen

Detaylı

Antepartum İntrauterin Hipoksinin Öngörüsü

Antepartum İntrauterin Hipoksinin Öngörüsü Antepartum İntrauterin Hipoksinin Öngörüsü Prof. Dr. H.Mete TANIR Perinatoloji Uzmanı Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Antepartum Fetal ölümler Değişik

Detaylı

İnfektif Endokarditin Antibiyotik Tedavisinde Antimikrobiyal Direnç Bir Sorun mu? Penisilin

İnfektif Endokarditin Antibiyotik Tedavisinde Antimikrobiyal Direnç Bir Sorun mu? Penisilin İnfektif Endokarditin Antibiyotik Tedavisinde Antimikrobiyal Direnç Bir Sorun mu? Penisilin Dr Emel YILMAZ UÜTF-Enf Hast ve Kl Mikrob AD İEÇG-KLİMİK 21.10.2017 İnfektif Endokardit Koruyucu uygulamalara

Detaylı

Dr. Birgül Kaçmaz Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Dr. Birgül Kaçmaz Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Dr. Birgül Kaçmaz Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD İnhaler uygulama İntraventriküler/intratekal uygulama Antibiyotik kilit tedavisi Antibiyotik içerikli

Detaylı

FEN kurs 2009 risk değerlendirmesi

FEN kurs 2009 risk değerlendirmesi FEN kurs 2009 risk değerlendirmesi Prof. Dr. Volkan Korten Marmara Üniversitesi Tıp T p Fakültesi İnfeksiyon Hastalıklar kları ve Klinik Mikro. ABD. Risk? Başlangıç tedavisine yanıtsızlık değil. Ciddi

Detaylı

İYE PATOFİZYOLOJİ İYE PATOFİZYOLOJİ 01.02.2012 BAKTERİÜRİYİ ETKİLEYEN KONAK FAKTÖRLERİ

İYE PATOFİZYOLOJİ İYE PATOFİZYOLOJİ 01.02.2012 BAKTERİÜRİYİ ETKİLEYEN KONAK FAKTÖRLERİ İYE ABD de YD ve çocuklardaki ateşli hastalıkların en önemli sebebi İYE nudur Ateşli çocukların %4-7 sinde gözlenir Semptomatik İYE 1-5 yaş arasında %2 oranında görülürken, okul çağı kızlarda %3-5 arasındadır

Detaylı

Sunum Planı. Hayatı Tehdit Eden. Enfeksiyon. Kimler Risk Altında? Nasıl Sınıflanıyor MSS Enfeksiyonları

Sunum Planı. Hayatı Tehdit Eden. Enfeksiyon. Kimler Risk Altında? Nasıl Sınıflanıyor MSS Enfeksiyonları Sunum Planı Hayatı Tehdit Eden Enfeksiyonlar Dr. Erkan GÖKSU Acil Tıp Anabilim Dalı MSS Enfeksiyonları Ensefalit Erken dönemde oldukça benign bir görüntü Yoğun yumuşak doku nekrozu Sistemik toksisite Yüksek

Detaylı

ÖZEL BİR HASTANEDE YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ

ÖZEL BİR HASTANEDE YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ ÖZEL BİR HASTANEDE YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ *Aysun Çakır, *Hanife Köse,*Songül Ovalı Güral, *Acıbadem Kadıköy Hastanesi GİRİŞ

Detaylı

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin;

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin; KRİYOGLOBÜLİN Cryoglobulins; Soğuk aglutinin; Kriyoglobülin kanda bulunan anormal proteinlerdir ve 37 derecede kristalleşirler. Birçok hastalık sırasında ortaya çıkabilirler ancak vakaların %90ı Hepatit

Detaylı

Tekrarlayan Üriner Sistem Enfeksiyonlarına Yaklaşım. Dr.Adnan ŞİMŞİR Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji AD

Tekrarlayan Üriner Sistem Enfeksiyonlarına Yaklaşım. Dr.Adnan ŞİMŞİR Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji AD Tekrarlayan Üriner Sistem Enfeksiyonlarına Yaklaşım Dr.Adnan ŞİMŞİR Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji AD ÜSE Tüm yaş grubu hastalarda en çok rastlanılan bakteriyel enfeksiyonlar İnsidans 1.000 kadının

Detaylı

KAN DOLAŞIMI İNFEKSİYONLARI VE DAPTOMİSİN

KAN DOLAŞIMI İNFEKSİYONLARI VE DAPTOMİSİN KAN DOLAŞIMI İNFEKSİYONLARI VE DAPTOMİSİN Dr. Kaya Süer Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Kan dolaşımı enfeksiyonlarının tanımı Primer (hemokültür

Detaylı

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ DENEYİMİ

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ DENEYİMİ ERCİYES ÜNİVERSİTESİ DENEYİMİ Doç. Dr. Orhan YILDIZ Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD. KAYSERi Erciyes Üniversitesi Hastaneleri 1300 yatak / 10 milyon

Detaylı

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Doç. Dr. Onur POLAT Hasar Kontrol Cerrahisi 1992 yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Hasar Kontrol Cerrahisi İlk aşama; Kanama ve kirlenmenin

Detaylı

Dr.Müge Ayhan Doç.Dr.Osman Memikoğlu

Dr.Müge Ayhan Doç.Dr.Osman Memikoğlu Dr.Müge Ayhan Doç.Dr.Osman Memikoğlu Bakterilerde antimikrobiyal direncinin artması sonucu,yeni antibiyotik üretiminin azlığı nedeni ile tedavi seçenekleri kısıtlanmıştır. Bu durum eski antibiyotiklere

Detaylı

Fetal tedavide amniyoinfüzyon ve amniyodrenaj

Fetal tedavide amniyoinfüzyon ve amniyodrenaj Fetal tedavide amniyoinfüzyon ve amniyodrenaj Prof.Dr.Cüneyt Evrüke Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıklar ve Doğum ABD, Peinatoloji BD, Adana Amniyoinfüzyon Amniyodrenaj Amniyotik kaviteye

Detaylı

Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2

Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2 Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2 1 Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Radyoloji Ana Bilim Dalı, İzmir 2 Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği, İzmir

Detaylı

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi 03.05.2016 OLGU 38 yaşında evli kadın hasta İki haftadır olan bulantı, kusma, kaşıntı, halsizlik, ciltte ve gözlerde

Detaylı

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler:

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler: LÖKOSİT WBC; White Blood Cell,; Akyuvar Lökositler kanın beyaz hücreleridir ve vücudun savunmasında görev alırlar. Lökositler kemik iliğinde yapılır ve kan yoluyla bütün dokulara ulaşır vücudumuzu mikrop

Detaylı

GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ

GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ Doğuma Hazırlık Doğum Öncesi Eğitim Fetal Aktivitenin İzlenmesi Göğüs Bakımı Emzirmeye

Detaylı

Protez Enfeksiyonlarının Yönetiminde Mikrobiyoloji Laboratuvarının Rolü. Doç. Dr.Burçin Özer MKÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD.

Protez Enfeksiyonlarının Yönetiminde Mikrobiyoloji Laboratuvarının Rolü. Doç. Dr.Burçin Özer MKÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD. Protez Enfeksiyonlarının Yönetiminde Mikrobiyoloji Laboratuvarının Rolü Doç. Dr.Burçin Özer MKÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD. 1 Protez Enfeksiyonları v Eklem replasman cerrahisi, Hasarlı eklemleri

Detaylı

Burcu Bursal Duramaz*, Esra Şevketoğlu, Serdar Kıhtır, Mey Talip. Petmezci, Osman Yeşilbaş, Nevin Hatipoğlu. *Bezmialem Üniversitesi Tıp Fakültesi

Burcu Bursal Duramaz*, Esra Şevketoğlu, Serdar Kıhtır, Mey Talip. Petmezci, Osman Yeşilbaş, Nevin Hatipoğlu. *Bezmialem Üniversitesi Tıp Fakültesi Burcu Bursal Duramaz*, Esra Şevketoğlu, Serdar Kıhtır, Mey Talip Petmezci, Osman Yeşilbaş, Nevin Hatipoğlu *Bezmialem Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Merkezi sinir sistemi

Detaylı

Biyofilm nedir? Biyofilmler, mikroorganizmaların canlı/cansız yüzeye yapışmaları sonucu oluşan uzaklaştırılması güç tabakalardır.

Biyofilm nedir? Biyofilmler, mikroorganizmaların canlı/cansız yüzeye yapışmaları sonucu oluşan uzaklaştırılması güç tabakalardır. Biyofilm nedir? Biyofilmler, mikroorganizmaların canlı/cansız yüzeye yapışmaları sonucu oluşan uzaklaştırılması güç tabakalardır. Birbirine bağlı bu hücreler genellikle kendilerince üretilen hücre dışı

Detaylı

DİYALİZ HASTALARINDA ENFEKSİYON. Dr. Alpay Azap Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

DİYALİZ HASTALARINDA ENFEKSİYON. Dr. Alpay Azap Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD DİYALİZ HASTALARINDA ENFEKSİYON ve BAĞIŞIKLAMA Dr. Alpay Azap Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Neden önemli? Mortalite Maliyet Yaşam kalitesi KBY hastalarında

Detaylı

Hepatit B ile Yaşamak

Hepatit B ile Yaşamak Hepatit B ile Yaşamak NEDİR? Hepatit B, karaciğerin iltihaplanmasına sebep olan, kan yolu ve cinsel ilişkiyle bulaşan bir virüs hastalığıdır. Zaman içerisinde karaciğer hasarlarına ve karaciğer kanseri

Detaylı

Ektopik Gebelik. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012

Ektopik Gebelik. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Ektopik Gebelik Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Tanım Epidemiyoloji Patofizyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Tanım Fertilize ovumun endometriyal kavite dışında

Detaylı

Nonimmun Hidrops Fetalis Tanı ve Yaklaşım. Prof. Dr. Acar Koç Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı

Nonimmun Hidrops Fetalis Tanı ve Yaklaşım. Prof. Dr. Acar Koç Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Nonimmun Hidrops Fetalis Tanı ve Yaklaşım Prof. Dr. Acar Koç Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Sıklık: 1 / 2500 4000 NIHF Tanı Kriterleri: Ascit Plevral efüzyon

Detaylı

BRUSELLA ENFEKSİYONU. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

BRUSELLA ENFEKSİYONU. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği BRUSELLA ENFEKSİYONU Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği SUNU PLANI Mikrobiyoloji Epidemiyoloji Patogenez Klinik bulgular Tanı- Ayırıcı Tanı Tedavi GİRİŞ Brusellozis bir zoonitik

Detaylı

Febril nötropenik hastada tanı ve risk değerlendirmesi. Doç Dr Mükremin UYSAL Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji

Febril nötropenik hastada tanı ve risk değerlendirmesi. Doç Dr Mükremin UYSAL Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Febril nötropenik hastada tanı ve risk değerlendirmesi Doç Dr Mükremin UYSAL Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Giriş Nötropeni genellikle malign bir hastalık tedavisi sırasında kemoterapinin

Detaylı

15.45-16.30: Kan Dolaşımı Enfeksiyonlarına ait Olgu Sunumları (Doç. Dr. Esra Karakoç, SB Ankara Eğitim Araştırma Hastanesi Mikrobiyoloji Kliniği )

15.45-16.30: Kan Dolaşımı Enfeksiyonlarına ait Olgu Sunumları (Doç. Dr. Esra Karakoç, SB Ankara Eğitim Araştırma Hastanesi Mikrobiyoloji Kliniği ) 1. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Ankara YBÜ Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi 3. Ankara Dışkapi Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araşırma Hastanesi 4. Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Detaylı