ANKARA İLİ HUZUREVLERİNDE YAŞAYAN BİREYLERDE HALİTOZİS SIKLIĞININ VE BUNU ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ. Şehrazat EVİRGEN ÖZDEN

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ANKARA İLİ HUZUREVLERİNDE YAŞAYAN BİREYLERDE HALİTOZİS SIKLIĞININ VE BUNU ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ. Şehrazat EVİRGEN ÖZDEN"

Transkript

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ANKARA İLİ HUZUREVLERİNDE YAŞAYAN BİREYLERDE HALİTOZİS SIKLIĞININ VE BUNU ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ Şehrazat EVİRGEN ÖZDEN ORAL DİAGNOZ VE RADYOLOJİ ANABİLİM DALI DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Prof.Dr. Candan S. PAKSOY 2009-ANKARA

2 ii Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Oral Diagnoz ve Radyoloji Doktora Programı çerçevesinde yürütülmüş olan bu çalışma, aşağıdaki jüri tarafından Doktora Tezi olarak kabul edilmiştir. Tez Savunma tarihi: Prof. Dr. Candan S. PAKSOY Jüri Başkanı Prof.Dr. Elif ÜNSAL Doç.Dr. Bengi ÖZTAŞ Doç.Dr. Tuncer ÖZEN Doç.Dr. Murat ÖZBEK

3 iii İÇİNDEKİLER Kabul ve onay... ii İçindekiler... iii Önsöz... vi Simgeler ve Kısaltmalar... vii Şekiller... viii Çizelgeler... ix Resimler... xi 1.GİRİŞ 1.1. Halitozisin Tanımlanması Halitozisin Tarihçesi Halitozisin Oluşumu Halitozisin Etyolojisi Ekzojen Nedenler Endojen Nedenler Ağız Kaynaklı Nedenler Dil Xerostomia (Ağız kuruluğu) Periodontitisler ve Diğer Enflamasyonlu Durumlar Oral Kandida Oral Kanserler Ağız Dışı Nedenler Solunum Sistemi Burun ve Sinüsler Yabancı cisimler Tonsiller Farinks Akciğerler Gastrointestinal Sistem Psikojenik Nedenler...25

4 iv 1.5. Halitozisin Sınıflandırılması Halitozisin Teşhisi Duyularla Yapılan Ölçümler Organoleptik Ölçümler Kendi Kendine Değerlendirme (Self Assesment) ve VAS Skalası (Visual Anolog Scale) Mikrobiyal Testler Gaz Kromatografi Sülfid Monitörleri (Halimeter) Son yıllarda Geliştirilen Yeni Yöntemler Dil sülfid probları Breathtron Elektronik Burun β Galaktosidaz Aktivitesinin Ölçülmesi Tükürük İnkübasyon Testleri Amonyak Monitörleri Ninhidrin Metodları Halitozisin Tedavisi Halitozisin Tedavisi İçin Yapılmış Çalışmaların Etkinlikleri Halitozisle İlgili Daha Önce Yapılmış Epidemiyolojik Çalışmalar Yaşlılık ve Halitozis GEREÇ VE YÖNTEM Tanımlayıcı Bilgilerin Değerlendirilmesi Anamnez Bilgilerinin Değerlendirilmesi Klinik Muayenenin Değerlendirilmesi İntraoral Muayene Protezlerin Değerlendirilmesi Periodontal Durumun Değerlendirilmesi Dilin Değerlendirilmesi Laboratuvar Bilgilerinin Değerlendirilmesi Organoleptik Ölçümler...65

5 v VSC Ölçümleri ve Halimeter BULGULAR TARTIŞMA SONUÇ VE ÖNERİLER...99 ÖZET SUMMARY KAYNAKLAR EK1. Halitozis Anamnez Formu EK.2.Hasta Aydınlatılmış Bilgi ve Onam Formu...113

6 vi ÖNSÖZ Halitozis çağlar boyunca insanların hem psikolojik hem de fiziksel sağlıklarını etkileyen bir bulgu olmasına rağmen bu konuyla ilgili çalışmalar son zamanlarda yoğunluk kazanmıştır. Halitozisin özellikle ağız hijyenine yeterli ilgiyi gösteremeyen yaşlılarda prevalansını değerlendirmek amacıyla bu çalışmayı yaptık. Bu tez çalışmamızda huzurevlerinde yaşayan bireylerin halitozis değerlerini elde etmekte çeşitli zorluklarla karşılaştık. Bakıma muhtaç bu yaşlı bireylerin ağız muayenesi ve ağız kokularının değerlendirme sonuçlarını ortaya koymaya çalıştık. Doktora tezimin hazırlanmasında desteklerini ve yardımını her zaman hissettiren başta danışmanım Sayın Prof.Dr. Candan S. PAKSOY olmak üzere, Oral Diagnoz ve Radyoloji Anabilim Dalı nın değerli öğretim üyeleri Sayın Prof.Dr. Nuri Yazıcıoğlu, Sayın Prof Dr. Sebahat Görgün, Sayın Doç.Dr. Bengi Öztaş, Öğretim görevlisi Dr. A.R. İlker Cebeci, çalışma arkadaşlarım Dr. Kaan Orhan, Dr. Kıvanç Kamburoğlu na, Hacettepe Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim dalı emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Bihter Yazıcıoğlu na ve Öğretim üyesi Doç Dr. Songül Vaizoğlu na, istatistiksel analizlerin yapılmasını sağlayan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Bioistatistik Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç Dr. Atilla Elhan a, Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Orhan Atakol a ayrıca Ankara ili sınırlarında bulunan Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Ankara Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi, Süleyman Demirel Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi, Ümitköy Huzurevi Alzheimer Hastası Yaşlılar Gündüzlü Bakım Merkezi, Emekli Sandığına bağlı Emekli Sandığı 75. Yıl Dinlenme ve Bakımevi, Keçiören Belediyesi Güçsüzler Yurdu, Dernek ve Vakıflara ait olan Güçsüzler Yurdu Derneği Huzurevi, Özel Akyurt Vakfı Akyurt Yaşam Evi, Polatlı Huzurevi Yaptırma ve Yaşatma Derneği Huzurevleri görevlilerine teşekkürlerimi borç bilirim. Hayatım boyunca sevgilerini her zaman hissettiğim aileme teşekkür ederim.

7 vii SİMGELER VE KISALTMALAR ACE ADA BANA CPITN DMF DNA Eh FDA FPD KOAH Ng ph PHI ppb SHÇEK TCI VSC WHO Anjiyotensin Converting Enzim American Dental Association Benzoyl-DL-argnine-2 Naphthylamide Community Periodontal Index of Treatmant Needs Decayed- Missing-Filled İndex Deoksiribonükleik Asit Oksidasyon Redüksiyon Potansiyeli Food and Drug Administration Flame Photometric Detector Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı Nanogram Hidrojen potansiyeli Protez Hijyen İndeksi Parts- per billion Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Tongue Coating Index Volatile Sulphur Compounds Dünya Sağlık Örgütü

8 viii ŞEKİLLER Şekil 1.1. Gaz Kromatografi çalışma prensibi...43 Şekil Schubert-Schubert protez hijyen indeksine göre değerlendirilen bölgeler...62 Şekil CPI sondu..63 Şekil 3.1. Logaritmik halimeter ölçümleri ve organoleptik ölçümler..78

9 ix ÇİZELGELER Çizelge 1.1. Halitozisde oluşan gazlar ve karekteristik kokuları...6 Çizelge 2.1. Ankara da Huzurevlerinde yaşayanların kaldıkları huzurevlerine göre cinsiyet dağılımı...57 Çizelge 2.2. Ankara da Huzurevlerinde yaşayanların öğrenim durumları ve medeni durumlarının cinsiyete göre dağılımı...58 Çizelge 2.3. Ankara da Huzurevlerinde bireylerin sistemik hastalıklarının ve ilaç kullanımlarının dağılımı...60 Çizelge 3.1. Kaldıkları huzurevlerine göre halitozisli bireylerin VSC değerlerinin dağılımı...69 Çizelge 3.2. Halitozisli bireylerde cinsiyete göre VSC değerlerinin dağılımı...70 Çizelge 3.3. Halitozisli bireylerde öğrenim durumuna göre VSC değerlerinin dağılımı...71 Çizelge.3.4. Halitozisli bireylerde sistemik hastalıkların VSC değerlerine göre dağılımı.72 Çizelge 3.5. Halitozisli bireylerde ilaç kullanımının VSC değerlerine göre dağılım...73 Çizelge3.6. Halitozisli bireylerde ağız kokusu şikayetlerinin VSC değerlerine göre dağılımı...73 Çizelge 3.7. Halitozisli bireylerde sigara kullanımının VSC değerlerine göre dağılımı...74 Çizelge 3.8. Halitozisli bireylerde VSC değerlerinin ağız solunumuna göre dağılımı...75 Çizelge 3.9. Halitozisli bireylerde ağız kuruluğuna göre VSC değerlerinin dağılımı...75 Çizelge Halitozisli bireylerde ağızda kötü tat hissine göre VSC değerlerinin dağılımı...76 Çizelge Halitozisli bireylerde protez kullanımına göre VSC değerlerinin dağılımı.76

10 x Çizelge Halitozisli bireylerde CPITN skorlarının VSC değerlerine göre dağılımı...77 Çizelge Halitozisli bireylerde tedavi gereksinimlerinin VSC değerlerine göre dağılımı...77 Çizelge Halitozisli bireylerde TCI skorlarının VSC değerlerine göre dağılımı...77 Çizelge Halitozili Bireylerde Organoleptik ölçüm skorlarının VSC değerlerine göre dağılımı...78 Çizelge Kaldıkları huzurevi, cinsiyet, öğrenim durumu, sigara kullanımı, ağız solunumu, ağız kuruluğu ve protez kullanımına göre organoleptik ölçüm skorlarının dağılımı...79 Çizelge Sistemik hastalık ve ilaç kullanımının organoleptik ölçüm skorlarına göre dağılımı...80 Çizelge CPITN skorlarının organoleptik ölçüm skorlarına göre dağılımı...83 Çizelge Organoleptik ölçüm skorlarının lojistik regresyon analizinde değerlendirilmesi...84

11 xi RESİMLER Resim 1.1. Oral Chroma...45 Resim 1.2. Halimeter...47 Resim 1.3. Breathtron...49

12 xii

13 1 1.GR 1.1. Halitozisin Tanımlanması Halitozis, fetor ex ore, fetor oris, oral malodor ve bad breath terimleri, ekspirasyon havasındaki ho olmayan veya itici kokuları tarif etmek için kullanılır (Messadi ve ark., 2003). Terminolojik açıdan terimleri tek tek incelediimizde; fetor ex ore terimi sinüslerle ilikili olan ve aız içindeki nedenlerden ortaya çıkan kokuları tanımlamak için uzun süredir kullanılmaktadır. Halitozis ise Latince de nefes anlamına gelen halitus, durum anlamına gelen osis terimlerinin birlemelerinden olumutur. Bad breath ile aynı anlamda kullanılabilen halitozis terimi gastrointestinal sistem, solunum sistemi ve böbrekler gibi bazı sistemik durumlardan kaynaklanan aız kokularını ifade eder. Dier bir terim olan oral malodor ise aızdan kaynaklanan itici kokuları tanımlamak için kullanılmıtır (Messadi ve ark., 2003). Terminoloji konusundaki kabul edilebilen tartımalar 1939 dan günümüze kadar devam etmektedir. Bazı hekimler gerçek bir hastalık olmayıp bir semptom olarak kabul edilen kötü nefes veya dier oral malodorların tanımında halitozis ve bad breath terimlerinin birbirlerinin yerine kullanılabileceini söylemilerdir. Bu durumu anlatmak için hangi terim kullanılırsa kullanılsın, sonuçta hastalar veya etrafındaki kiiler genellikle bu durumu, toplumsal açıdan kabul edilemez bir problem olarak tanımlamaktadırlar. (Mc Dowell ve Kassebaum, 1993) te Touyz, oral malodorun, aızdan yayılan kötü kokuların genel bir terimi olduunu belirtmitir. Ancak oral malodor terimi aızdan gelen bir kokunun varlıını anlatmakla birlikte, bu kokunun kaynaı veya nedenleri hakkında bilgi vermemektedir. Oral malodor terimi ozostomia, stomatodysodia, halitosis ve fetor oris/fetor ex ore; gibi aız kokularının hepsini içerir. Ancak alt terminoloji için

14 2 kokuyu tehis etmek gerekir. Bu nedenle hastalardaki oral malodorun varlıının nereden kaynaklandıına karar vermek klinisyenler için çok önemlidir. Çünkü farklı etyolojiler, farklı tedaviler gerektirmektedir (Touyz, 1993). ORAL MALODOR OZOSTOMA STOMATODYSODA HALTOZS FETOR ORS/ FETOR EX ORE a. fizyolojik b. patolojik c. psikolojik Ozostomia (ozo- koku, stoma- aız); üst solunum yollarına balı olarak ortaya çıkan kokudur. Etyolojisinde üst solunum yollarından kaynaklı tümörler, farenjit, larenjit, tonsillit, dier üst solunum yollarındaki enflamasyonlar vardır (Touyz, 1993). Stomatodysodia (stoma-aız, dysodia-kötü koku); alt solunum yollarında bulunan hastalıklardan kaynaklanan kokulardır. Etyolojileri arasında alt solunum yollarının enfektif ve nekrotik durumları, bronit, bronektazi, pnomoni, tüberküloz, pulmoner abse, amfizem, sekonder enfeksiyonlar, sekelleriyle pulmoner infarktlar ve mukus birikimleri bulunmaktadır (Touyz, 1993). Fetor oris ( fetor itici ho olmayan koku, oris-aız); aız içindeki durumlardan kaynaklanan kokudur. Halitozis ise fizyolojik, patolojik ve psikolojik olabilmektedir. Eer patolojik bir halitozis varsa, bu durum gastrointestinal sistem veya metabolik hastalıklardan kaynaklanmaktadır (Touyz, 1993).

15 3 Kokularla ve tatlarla ilgili olan bazı tanımlamalar ise u ekildedir: Ozanea; burun mukozasında atrofi, pis kokulu akıntı ve koku duyusunda azalma ile ortaya çıkan burun iltihabıdır. Fetor narium; burundan gelen kötü kokudur. Dysosmia; koku alma duyusunda yetersizlik veya bozukluktur. Hyperosmia; koku alma duyusunun çok keskin oluu ve kokuya aırı duyarlılık olmasıdır. Parosmia; mevcut olmayan kokuları algılama ve hissetmeyle belirgin duyu bozukluudur. Cacosmia; mevcut olmadıı halde ho olmayan kokular hissetme hali. Parosmia nın bir çeididir. Anosmia; koku alma hissinin olmayııdır. Euosmia; normal koku alma hali Hyperuosmia; kötü ve güzel olan kontrast kokuları birbirinden ayıramama durumu Cacogeusia; Hoa gitmeyen tat, aızda kötü tat aız kokusuyla birbirini tamamlayan duyulardır. Dysgeusia; tat almada azalma, bozulma görülür (Touyz, 1993) Hypergeusia; tat alma duyusunda aırı bir artı gösterme durumudur. Ageusia; tat yokluu eklinde kendini gösteren duyusal bozukluktur (Courtney, 2002). Tat ve koku duyusu fonksiyonlarını, reseptörlerde ve innervasyonda bir problem olduu zaman tam anlamıyla yapamaz. Bir duyunun bloke olması ya da yeterli olmaması dierinin hissedilmesini de olumsuz etkilemektedir (Touyz, 1993). Bu durumun bir örnei metabolik bir hastalık olan trimetilamnuriada oluan aız kokusu ile beraber dysgeusia ve dysosmiada görülmektedir (ADA, 2003).

16 4 1.2 Halitosisin Tarihçesi Halitozisin tarihçesine bakıldıında bu konuda yazılan bilgilerin çok eskiye dayandıı görülmütür. En eski örnek, 2000 yıl önce evli çiftlerden herhangi birinin, aız kokusundan ikayetçi ise evlilik anlamasının bozulabileceini gösteren belgelerdir. Benzer referanslar Yunan, Roma ve slam kültürlerinde de görülebilir (Sanz ve ark., 2001) Oral malodora ait yazılı bilgiler Yunan ve Roma antik kültürlerine dayanmaktadır. Akdeniz ülkelerinde insanlar binlerce yıl önce, nefesi temiz kokulu hale getirmek için Pistacia lentiscus aacından (sakız aacı) rezin elde ederek çinemilerdir. Bu, belki de orijinal sakızın ilk kullanılııdır. Musevi ve slam öretilerinde kötü aız kokusuyla ilikili problemlerden uzun uzun bahsedilmitir. Musevilerin kitabı olan Talmud da birçok aız çalkalama formulleriyle ilgili bilgiler verilmitir (Rosenberg, 1996a). Aız kokusunun giderilmesinde farklı corafyalarda farklı metodlar kullanılmıtır. Irak ta karanfil, talya da maydanoz ve karabiber, Tayland da guava adı verilen tropikal bir meyvenin kabukları, Brezilya da tarçın, Uzakdou da anason ve Çin de yumurta kabuu kullanımı gibi örnekler verilebilir. (Rosenberg, 1996 a) 1874 te Howe, ngilizce olarak aız kokusu ile ilgili bir kitap yayınlamıtır. Konuyla ilgili deneysel çalımalar ise 60 yıl öncesine dayanmaktadır (Rosenberg, 1996 a) lerde Fosdick ve ark., oral malodorun bilimsel temelini kurarak, kokunun kaynaını ölçen ve ozmoskopi olarak adlandırılan aleti gelitirmilerdir (Sanz ve ark., 2001) lı yıllardan beri bu konuyla ilgili çalımalar yapan Tonzetich ve ark., tarafından, oral malodor ve Volatile Sülfür bileenleri arasındaki ilikiyi kuran gaz kromatografi teknii gelitirilmitir (Rosenberg, 1995 a).

17 lerde ise gaz kromotografi aletinin aız için selektif dedektörleri gelitirilmitir. FPD dedektörlerinden düük seviyedeki sülfür bileenlerini daha iyi seçen ve duyarlı olan spesifik sülfür kemilüminesans detektörleri gelitirilmitir (Rosenberg, 1995 a) den sonra konuyla ilgili çalımalar younluk kazanmıtır larda yeni sülfid monitörlerinin kullanımı ve bir sülfid monitörü olan halimeter gelitirilmitir de dil sülfid probları ile ilgili çalımaların balaması ve 2004 de elektronik burun denilen aygıtların gelitirilmesi deneysel olarak sürdürülmektedir. (Morita ve ark., 2001; Tanaka ve ark., 2004). 1.3 Halitozisin Oluumu Halitozisi oluturan gazların, büyük oranda Volatil Sülfür bileenleri olduu görülmektedir. Bunlar hidrojen sülfit, metil merkaptan ve dimetil sülfitdir. Bununla birlikte halitozisin oluumunda sülfür bileenlerinden baka volatil aromatik bileenleri (indole, skatole) organik asitler (asetik asit, propionik asit) ve aminler (cadaverine, putrescine) bulunmaktadır (McDowell ve Kassebaum, 1993). Aızdaki volatile sülfür bileenleri ve aminlerin kimyasal formülleri ve karekteristik kokuları u ekilde sıralanır.

18 6 Çizelge 1.1. Halitozisde oluan gazlar ve karakteristik kokuları (Tangerman, 2002), (Lee ve ark., 2004), (Krepsi ve ark., 2006) Koku oluumundaki Koku Karakteristik kimyasalların adları oluumundaki kimyasalların kimyasal formulleri kokuları Sülfür Bileenleri Hidrojen sülfit H 2S Çürümü yumurta kokusu Metil merkaptan CH 3SH Feçes kokusu Dimetil sülfit CH 3SCH 3 Ho olmayan tatlı koku Dimetil disülfit CH 3SSCH 3 Keskin koku Alil merkaptan CH 2=CHCH 2SH Sarımsak kokusu Alil metil sülfit CH 2=CHCH 2SCH 3 Sarımsak kokusu Propil merkaptan CH 3CH 2CH 2SH Ho olmayan keskin koku Metil Propil sülfit CH 3CH 2CH 2 SCH 3 Soan kokusu Karbon disülfit CS 2 Hafif ho olmayan keskin koku Nitrojen içeren bileenler Amonyak NH 3 ekerli koku Üre Aminler Dimetilamin (CH 3) 2 NH Balık kokusu Trimetilamin (CH 3) 3 N Balık kokusu 1,5 diaminpentan(kadaverin) C 5 H 14 N 2 Kadavra kokusu 1,4 diaminpentan(putreskin) C 5 H 14 N 2 Çürümü et kokusu Alkol 1-peopxy-2 proponol Ketonlar, ketoasidozlar Aseton kokusu Fenil bileenleri ndol Skatol Piridin Alkalinler 2-metil propan Kısa zincir ya asitleri Isovalerik asit Propionik asit Bütrik asit C 5H 10O 2 Terli ayak kokusu

19 7 Halitozisi oluturan gazların belirlenmesi için çalımalar son 40 yıldır sürdürülmektedir de Tonzetich ve Richter halitozisin oluumundaki gaz komponentlerini incelediinde, ilk olarak hidrojen sülfit ve metil merkaptan gazlarını bulmulardır. Yine Schmidt ve ark., 1978 de yaptıkları çalımada bu gazların gaz kromotografi ve organoleptik ölçümlerle korelasyonunu bulmulardır de Tonzetich ve ark., indole, metilamin ve kadeverinin tükürük örneklerinde koku artıı yapmadıını göstermilerdir. Bununla birlikte 1994 de Goldberg ve ark., 52 hasta ile yaptıkları bir çalımada kadeverin ve putreskin seviyelerini, VSC deerlerini ve organoleptik ölçümleri karılatırmılardır. Kadaverin skorlarının hem sülfid monitöründeki VSC deerleri ile, hem de organoleptik ölçümlerle istatistiksel olarak anlamlı korelasyonu olduunu, fakat putreskinin bu ekilde korelasyon göstermediini bulmulardır (Goldberg ve ark., 1994). Furne ve ark., 2002 de Hidrojen sülfit, metilmerkaptan, dimetilsülfit, karbondisülfit konsantrasyonlarını gaz kromatografi yöntemiyle aratırmılardır. Bu ölçümlerde sırasıyla yüksek konsantrasyondan düüe doru hidrojen sülfit metilmerkaptan ve dimetilsülfiti bulmulardır (Furne ve ark., 2002). Metil merkaptanın organoleptik ve gaz kromatografi ölçümlerinde hidrojen sülfitten daha fazla rol aldıı ve düük seviyelerde bile ortaya çıktıı daha sonraki çalımalarda gösterilmitir (Awano ve ark., 2004). Aızdaki VSC bileenlerinin üretimi ve ortaya çıkması birçok lokal faktöre balıdır. Bu faktörler tükürük, O 2 konsantrasyonun azalması, bakterilerin üremesi, bakterilerin metabolizmaları için yeterli alt yapının bulunmasıdır (McDowell ve Kassebaum, 1993). 1) Tükürük: Halitozis oluumunda tükürük önemli bir etkendir. Tükürüün halitozis oluumuna katkı salama kriterleri u ekilde gruplanabilir; a) Tükürüün ph ı ve protein miktarı b) Periodontal hastalık ve tükürük c) Tükürüün akıkanlıı

20 8 a) Tükürüün ph ı ve protein miktarı: Tükürüün aız kokusunun oluumundaki etkisi, birçok mekanizmanın farklı faktörler ve etkileimleriyle olan birleimidir. Örnein, kokunun olumaması için ideal ph 6,5 olarak kabul edilirken, dier faktörlerin ortaya çıkmasıyla bu ph da da koku oluabilmektedir. Bunun nedeni, tükürükte serbest olan glikoz ve karbonhidratların glikoproteinlerle iliki halinde bulunarak, bu protein komponentlerinin artıını salaması ve ideal ph ortamında koku artıına neden olmasıdır (Sanz ve ark.,2001). Aslında alkali ve asidik ph mekanizmaları aynı zamanda bunları nötralize etmeye yarayan mekanizmalarıda ortaya çıkarır. Bunlardan ilki, asidik ph da lizin, histidin, ornitin gibi aminoasitlerin dekarboksilasyonu ve karbondioksitin ortaya çıkması ile ph için basınç oluturmasıdır. Dieri ise aminoasitlerin deaminasyonudur ve alkalin ph da oluur, serin, glutamin ve asparagin açıa çıkar, asitler ve amonyak oluur. lk mekanizma daha kuvvetlidir, ph basınç arttıkça nötraliteye doru gider (Kleinberg ve Codipily, 1996) de Tonzetich peptid bileenlerindeki serbest dolaan aminoasitlerin açıa çıkarken bile, sistin ve methionin gibi bazı VSC bileenlerinin tükürükteki konsantrasyonlarını yükselterek, oral malodor üretimini gelitirdiini bulmutur (Messadi ve ark., 2003). Oral malodor oluumunda ph ı etkileyen bir dier faktör proteinlerin ve peptidlerin aminoasitleridir. Kükürt içeren aminoasitlerden sistein, sistin ve methioninin açıa çıkmasıyla koku üretimi de balamı olur. Aminoasitler özellikle bakterilerin hidroliz ileminden hemen sonra hazır halde bulunurlar ki, bu da koku oluumuna neden olur (Kleinberg ve Westbay, 1992). b) Periodontal hastalık ve tükürük: Deneysel gingivitis çalımalarında, plak kalınlıının arttıı durumlarda gingivitisin de arttıı ortaya konulmaktadır. Yumuak dokularda Gr(-) bakteriler protein yıkımında daha fazla rol alırlar ve bununla beraber aminoasitleri açıa çıkarırlar. Sonuçta ortaya amonyak, aminler, propionat, bütrat, hidrojen sülfür, metil merkaptan çıkar. Bunlar hem periodontal dokularda zarara yol açar, hem de halitozise neden olurlar. Yapılan aratırmalarda tükürükteki

21 9 putrefikasyonun ve kokunun üretiminin periodontal hastalıklarla birlikte arttıı gösterilmitir. Bu da Gr (-) anaerob bakterilerdeki artıa, gingival kanamaya ve gingival cep sıvısındaki protein substratlarının yüksekliine balanmıtır. Gr (-) bakterilerin artıını salayan mekanizma ise, azalmı tükrük miktarı (xerostomia), ortamda bakterilerin kullanabilecei karbonhidratların varlıı ve tükürük ph ındaki artıtır (Kleinberg ve Westbay, 1992). VSC bileenlerinin periodontal patogenezi u ekilde açıklanabilir: Oral mukozanın permeabilitesinin artıı Oral mukozaya endotoksin ve PGE 2 penetrasyonu Kollajen çözünürlüünün artıı Kollajen indirgenmesinin artıı DNA sentezinin baskılanması Sitoplazmaya prolin geçiinin baskılanması PMN ler tarafından aktif oksijen üretiminin artması Protein sentezinin baskılanması (Yaegaki, 1996,) c) Tükürük akıkanlıı ve miktarı, VSC üretimine önemli katkıda bulunmaktatır. Tükrüün akı hızı özellikle uyku sırasında azalır, oksijen temini en alt düzeye iner ve koku oluur (Kleinberg ve Westbay, 1992). Ayrıca tükürük, çineme ilemi sırasında, epitel hücrelerinin ve bakterilerin çok fazla ortamda bulunmasına neden olur. Kükürt içeren aminoasitlerin en büyük kaynaını epitel hücreleri oluturur, çünkü bakteriler en çok bunlara tutunmaktadırlar. Epitel yüzeylerine yapıan mikroorganizmalar basit hareketlerle oral mukozadan ayrılarak tükürüe geçebilir. (Kleinberg ve Westbay,1992) Tükürük akıkanlıından baka tükürük miktarı da plak oluturma sırasında önemli rol oynar. Aız içinde tükürük miktarı farklılıklar göstermektedir. Tükürük miktarı az olan bölgeler daha az oksijen taırlar ve anaerobik ortam olutururlar. Dil dorsumu, bukkal sulkus, sublingual bölgeler aynı zamanda plak oluturmaya elverili bölgeler olduklarından halitozisin kolaylıkla olutuu bölgelerdir. Aynı ekilde

22 10 tükürük akıı ve miktarı azaldıından, plak kalınlıının arttıı interproksimal bölgeler koku oluumunda en uygun yerlerdir (Loesche ve Kazor, 2002). 2. Azalmı oksijen konsantrasyonu: Halitozise ortamın oksijen miktarının da etkisi vardır. Oksijenin yokluunda koku oluumu daha fazla olmaktadır. Oksijenin halitozise iki yönlü etkisi olmaktadır. Birinci durum tükürüün oksijen salayarak koku oluumunu inhibe etmesi, ikinci durum ise okside olabilen substratları taıyarak bunlar için oksijen tüketimini artırmasıdır (Sanz, 2001). O 2 tüketiminin esas olarak %20 si glikoproteinlerden oluan karbonhidratların, peptidlerin ve proteinlerin alt gruplara indirgenmesinde kullanılmaktadır. Karbonhidratlar ve proteinler alt gruplarına indirgenirse tükrüün inhibe edici etkisi ortaya çıkar. Tükürük bu ekilde bir taraftan oksijen salayarak koku oluumunu inhibe eder, bir taraftan da okside olabilen substratları taıyarak oksijen tüketimini ve halitozis oluumunu attırır. Bu mekanizmanın hangi oranda etkili olacaı da tükürük akı hızına balıdır. Hızlı akı, oksijenin daha fazla ortamda bulunması, tükürük proteinlerinin ve peptidlerinin alt gruplarına indirgenmesi, tükrüün inhibe edici etkisini ortaya çıkarmaktadır. Yava akı nedeniyle oksijen temini alt düzeyde olduundan koku oluumunda inhibe edici etki ortadan kalkar ve rahatlıkla halitozis oluur (Kleinberg ve Westbay, 1992). 3. Bakterilerin üremesi: Aızdaki mikroorganizmaların halitozis oluumundaki rolü çok önemlidir. Mikroorganizmaların yokluunda koku komponentleri oluamaz. Bakterilerin beslenme ve üremelerinde çevre etkenlerinin önemi büyüktür. Ortamın PH ı, oksijen konsantrasyonu ve oksidasyon redüksiyon potansiyeli önem taımaktadır. Oksidasyon redüksiyon potansiyeli mikroorganizmaların beslendikleri ortamda bulunan ve elektron aktarımına balı olan bir güçtür. Elektronların bir maddeden baka bir maddeye geçileri sırasında bir potansiyel farkı oluur. Bu fark, Milivolt cinsinden ölçülebilmekte ve Eh simgesi ile ifade edilebilmektedir. Anaerob mikroorganizmalar düük bir oksido-redüksiyon potansiyeli olan yani fazla redükleyici, dolayısıyla oksijen tutucu negatif Eh potansiyeline sahip ortamlarda

23 11 ürerler. Ortamın Eh ı çeitli nedenlerden düerse oksijen varlıında bile anaerob bakterilerin üremesine uygun bir durum ortaya çıkar (Bilgehan, 1987; s.:73). Halitozis oluumuna Gr (+) ve Gr ( ) bakterilerin etkisi olmaktadır. Gr (+) bakteriler eker zincirlerindeki glikoproteinleri açıa çıkararak Gr (-) proteolitik bakterilerin proteinlerin bozulmasını salayacak ekilde koku oluumuna karıtırmaktadırlar. Gr ( ) bakterilerde özellikle aminoasitlerin bozunması sırasındaki oksijen kullanımı, dier bakterilere oranla çok daha fazladır. (Scully ve Felix, 2005). Bu nedenle VSC oluumundaki etkileri daha büyüktür (Kleinberg ve Westbay, 1992). Mc Namara ve ark., yaptıkları bir çalımada invitro metodlarla halitozisde rol oynayan Gram (-) bakterileri göstermilerdir (Sanz ve ark., 2001). En önemli bakteriler Porphyromonas gingivalis, Prevotella intermedia, Fusobacterium nucleatum, Bacteroides (Tannerella) forsythensis ve Treponema Denticoladır (Scully ve Felix, 2005). Daha sonra yapılmı aratırmalarda VSC üretiminin farklı türlerde de olduu gösterilmitir. Peptostreptococus, Eubakterium, Selenomonas, Cpeda gibi spesifik bakteriler elde edilmitir. Treponema denticola ve Porphromonas endodontalis mikroorganizmaları gibi, periapikal enfeksiyonlar veya periodontitisli kiilerde görülen, salıklı bireylerde nadiren bulunan mikroorganizmalar tespit edilmitir (Sanz ve ark., 2001). Helicobacter pilori gibi dier mikroorganizmaların da koku oluumuna karıtıı ile ilgili çalımalar bulunmaktadır (Scully and Felix,2005). Invitro çalımalarda anaerobik mikroorganizmalardan Gr(-) bakterilerin çounun halitozis oluumuna katıldıı, ancak in vivo çalımalarda hangi organizmaların rol oynadıı çok açık deildir (ADA, 2003). Boever ve ark., dil yüzeyindeki halitozisi ve bakteri örneklerini BANA testi ile inceledikleri çalımada Treponema denticola, Porphromonas gingivalis, Provetalla intermedia, Bacteroides forsythensis, Fusobacterium nucleatum bulmular ve tedavi ile bakteri örneklerinin azaldıını göstermilerdir. Dil bakteri üretiminde önemli yer kaplamaktadır ( Boever ve Loesche,1995) Dil üzerindeki kaplanmanın halitozis ve özellikle periodontal bakterilerin olaya karıması önemlidir. Bu konu ile ilgili yapılmı çalımada dil debris örnekleri

24 12 alındıktan sonra PCR yöntemi ile 5 periodontal bakterinin oranlarına bakılmıtır. Dil üzerinde yüksek oranda P. ntermedia, T forsythia bulunmutur. Halitozis olanlarda T. Forsythia oranı fazla ve düük oranda p. Gingivalis bulunmutur. 5 periodontal patojen bakteri oranı ve dil skorları arasında istatistiksel olarak farklılık yoktur. VSC bileenlerinden H 2 S konsantrasyonlarında P. ntermedia ve P. Nigrescens CH 3 konsantrasyonlarında P. Gingivalis, P. Nigrescens ve P. ntermedia bulunmutur. Bu bakteriler VSC konsantrasyonları ile korelasyon göstermekle birlikte organoleptik ölçümlerde korelasyon görülmemi olması dil yüzeyindeki dier bakterilerinde organoleptik ölçümlerde rol oynadıını göstermitir (Tanaka ve ark., 2004). Halitozis ve Enterobakteri, Klebsiella prevalansı ile ilgili yapılmı çalımada protez kullanan hastalarda Enterobakteri ve Klebsiella yüksek oranda çıkmıtır (Goldberg ve ark., 1997) yılında Grzegorek Gr(-) bakterilerin üremesi için en önemli faktörün aminoasitler olduunu, aminoasitlerin yüksek proteinlerle beslenen kedi köpek gibi hayvanlarda fazla olduundan yola çıkarak bu hayvanlarla temas halindeki insanlarda bakteri geçii nedeniyle halitozisin olabileceini aratırmılardır. Çalımanın sonucunda halitozis ikayeti ile bavuran hastaların %80 inin evcil hayvan besledii ortaya çıkmıtır. (Grzegorek ve ark., 2005). Aslında temel olarak VSC üretimi tükürükte, gingival cepte, dilde ve azın dier bölgelerinde var olan bakterilerin putreaktif aktivitesiyle oluur. Bu aktiviteyi salayan yapıtaı tükürükte serbest bulunan methionin, sistin ve sistein gibi sülfür içeren bazı aminoasitler, veya protein substratlarının proteolizisi sonucu olumu substratlardır. Oral kavitenin farklı bölgelerinden dökülmü epitel hücreleri ve yayılmı lokositler de bu gibi substratların en önemli kaynaıdır (Sanz ve ark., 2001). Sanz ve ark., VSC nin üretimini u ekilde göstermilerdir:

25 13 VSC üretimi Diette bulunan proteinler Tükürükte bulunan proteinler Gingival sıvıda bulunan proteinler Bakterial enzimler Aızda var olan enzimler Peptidler Dier aminoasitler Sülfür içeren aminoasitler Anaerobik gram negatifler Volatile sülfür bileenleri Malodor 1.4 Halitozisin Etyolojisi Halitozis etyolojisi üç ana grupta incelenebilir. 1. Ekzojen nedenlere balı halitozisler 2. Endojen nedenlere balı olan halitozisler: a) Aız kaynaklı nedenler b) Aız dıı nedenler c) laç kullanımına balı nedenler 3. Psikojenik: a) Pseudo halitozis, b) Halitophia (Lee ve ark., 2004)

26 Ekzojen Nedenler: Bu nedenle oluan halitozisler geçicidir ve genellikle alınan yiyeceklerle ilgilidirler. Alkollü içecekler, sigara kullanımı geçici halitozise neden olur. Soan ve sarımsak gibi bazı yiyeceklerin sülfür oranı yüksektir. Sülfür intestinal sistemden kan dolaımına geçerek, akcierlerden, soluk verme sırasında koku olarak hissedilir (Lee ve ark., 2004). Sigara kullanımı yalnızca akcierler ve aızdaki VSC konsantrasyonunu yükseltmekle kalmaz, aynı zamanda oral mukozanın kuruluuna neden olduu için aız kokusunu kötületirir (Lee ve ark., 2004) Endojen Nedenler: Bunlardan kaynaklı halitozis, aız veya aız dıı kaynaklı nedenlerden oluabilir Aız kaynaklı Nedenler: Dil: Salıklı periodontal dokular ve iyi oral hijyene sahip bireylerde, aız kokusu olmasının nedeni dilin posterior dorsum bölgesidir. Bazı çalımalar, aız kokusu olan hastalarda halitozis nedeninin % 85 inin oral kavitede olduunu göstermitir. Dil kaplanmasıyla ilgili yapılan birçok çalımada yalı hastalarda dil kaplanmasının genç hastalara göre daha fazla olduudur. Bunun nedeni yalı hastaların beslenme alıkanlıklarındaki deiimler, oral hijyenin salanamaması, tükürük akı hızındaki azalma, fungiform papillaların sayısındaki azalma ve filiform papillaların yaa balı artııdır. Aynı sebeplerden ötürü normalde hafif pembe veya beyaz renkte olan dil yalanmaya balı olarak renk deiikliine uramaktadır. Pek çok çalıma putrefikasyon yapıcı mikrofloranın ve VSC üretiminin en çok dilin dorsum bölgesinde olduunu ortaya çıkarmıtır. Dil kaplanmasının ne oranda olduunu deerlendirmek için çeitli indeks sistemleri gelitirilmitir (Danser ve ark., 2003).

27 15 Miyazaki ve ark., dil kaplanmasını dil dorsumunun kaplanma durumuna göre deerlendirmiler ve bu deerlendirme metoduna Tongue Coating Index (TCI) adını vermilerdir. Bu indekse göre; 0: Gözle görülmeyen (kaplanma yok) 1: Dil dorsumunun 1/3 ünden az yüzeyi kaplanmı 2: Dil dorsumunun 2/3 ünden az yüzeyi kaplanmı 3: Dil dorsumunun 2/3 ünden fazla yüzeyi kaplanmı(danser ve ark., 2003). Winkel ise farklı bir indeks sistemi ortaya koymutur. W.T.C.I adını verdii indekste A, B, C, D, E, F eklinde dil dorsumunu 6 bölgeye ayırmı, bu bölgelere u ekilde skorlar vermitir. 0: Kaplanma yok 1: Hafif kaplanma 2: iddetli kaplanma Bu skorların 6 bölge için toplamını alarak elde edilen deer, alınan kiinin dil kaplanması deeri olmutur (Danser ve ark., 2003). Yaegaki ve ark., dil kaplanmasını kaldırıp miktarını ölçerek deerlendirilmesini salayan bir indeks gelitirmilerdir. Dil yüzeyi tükürükten izole edildikten sonra dil kaplanması terminal sulkustan dil ucuna doru dil kazıyıcısıyla kaldırılır. Pamuk peletle dil yüzeyi temizlendikten sonra serum fizyolojik emdirilmi peletin ıslak aırlıı tartılarak deerlendirilir(danser ve ark., 2003). Bosy ve ark., ise dil dorsumunun kaplanması miktarını gözle deerlendirmi ve aır, orta, az, ya da hiç kaplanma yok eklinde belirlemilerdir. (Bosy ve ark., 1994). Chen, dil kaplanmasını renk ve nicelik bakımından incelemitir. Renk bakımından beyaz, sarı, gri ve siyah olarak sınıflandırmıtır. Nicelik bakımından ise kuru, kaygan, kuru ve pürüzlü, kısmen kıllı, kıllı dil olarak sınıflandırmıtır (Danser ve ark., 2003).

28 16 Dilin, VSC oluumuna büyük oranda katkısı olduuna dair çalımalar indeks sistemleri yardımıyla yapılmıtır. Seemann ve ark., 2001 de VSC deerlerini ölçtükleri 30 bireyin katıldıı bir çalıma yapmılardır. VSC ölçümleri sonucunda 130 ppb ve üzeri olanlar halitozisli olarak deerlendirilmitir. Dil temizlemenin ne kadar etkili olduunu belirlemek için hastaları 3 gruba ayırmılar ve haftada bir kez randevu vererek 4 hafta izlemilerdir. Birinci grup, dil temizleyicisi denilen di fırçası ve dil kazıyıcısı ile ikinci grup dil kazıyıcısı ve üçüncü grup da di fırçası ile dil temizliini gerçekletirmilerdir. Dil temizlii yapıldıktan sonraki 25 dakikaya kadar, dil temizleyicisi ile yapan grubun VSC deerlerindeki azalma, di fırçası ile yapan gruptan anlamlı düzeyde farklılık göstermitir. 15 dakika sonraki VSC ölçüm deerlerinde, dil temizleyicisini kullanan gruptaki VSC deerlerindeki azalma, dil kazıyıcısından daha az olarak bulunmutur ( Seemann ve ark., 2001). Pedrazzi ve ark., 2004 yılında 5 kiilik 2 gruba ayırdıkları 10 salıklı bireyden 2 hafta süreyle dil temizliini ilk hafta di fırçasıyla, ikinci hafta dil kazıyıcısı ile yapmasını istemilerdir. Çalımaya baladıkları durumda ve sonuç VSC deerleri arasında dil kazıyıcısı ile % 75, di fırçası ile %40 oranında azalma görülmütür (Pedrazzi ve ark., 2004). Bununla birlikte Yaegaki ve Coil dil kazıyıcısı ve erikin di fırçası ile dil temizlii yapmanın dil yüzeyinde mikrotravmalar meydana getireceini, bu mekanik stimulusların dil yüzeyinde karsinojenik hücre deiimlerine neden olabileceini bildirmilerdir Bu yüzden küçük dil fırçalarının veya çocuk fırçalarının kullanılmasını önermilerdir (Yaegaki ve Coil, 2000). Çiçek ve ark., 2003 de aız kokusunda dil fırçalamanın etkinliini ortaya çıkarmak amacıyla aız kokusu olan 40 kiiyi deerlendirmilerdir. Bu hastalar iki grup halinde deerlendirilmitir. Birinci grubun oral hijyeni salanmı ve her gün dil fırçalama ile % 12 lik klorheksidin glukonat kullandırılmıtır. kinci gruba ise, aynı

29 17 oral hijyen verilmi, fakat dil fırçalamasıyla dil temizlii yapması istenmemitir. Tedaviden sonraki VSC ölçümlerinde birinci grupta % 64 oranında iyileme gözlenirken, ikinci grupta ise % 7,1 oranında iyileme görülmütür. Bu da dil fırçalamanın önemini vurgulamaktadır (Çiçek ve ark., 2003) Xerostomia (Aız Kuruluu) Aız kuruluu aız kokusunun en önemli faktörlerinden birisidir. Azalmı tükürük akımı azın kendini temizleme mekanizmasının ortadan kalkmasına ve aız kokusundan sorumlu mikroorganizmaların Gr(-) e doru deimesine neden olur. Aız kuruluu romatoid artrit, Sjögren sendromu gibi otoimmün hastalıklarda, sistemik lupus eritematozus, sklerodermada görülebilir. Bu hastalıklardan baka diabetik hastalar, kronik hepatitliler, radyoterapi ve kemoterapi alan hastalar ve aız solunumu yapanlarda oluabilir. Dehidrasyon, vitamin eksiklikleri, menapoz ve emosyonel bozukluklardan baka, bazı ilaçlar da aız kuruluu yapabilmektedir. Bu ilaçlar; antihistaminikler, antidepresanlar, antipsikotikler, antihipertansifler, antikolinerjikler, diüretikler ve narkotiklerdir. Gece boyunca tükürük bezlerinden az düzeyde tükürük salgılanıı, protein materyallerindeki artı, ph ın bazik geliimi ve Gr(-) bakterilerde artı nedeniyle sabahları aız kokusu ortaya çıkmaktadır. lerleyen ya ile birlikte ilaç kullanımının artması yalı bireylerde aız kuruluu prevalansının artmasına neden olmutur (Thomson, 2005). Ya ve aız kuruluu prevalansı bazı çalımalarda u ekilde bildirilmitir. Johnson ve ark., 1984 de sveçte 154 yalı bireyin % 42 sinde aız kuruluu Osterberg ve ark., 1984 de 70 ya üstü 973 bireyin %20 sinde aız kuruluu Fure ve Zickert., 1990 da 55, ya arası sveçdeki yalılarda stimule edilmemi tükürükte %22,5 oranında aız kuruluu, Narhi ve ark., 1992 de aız kuruluunu % 12, stimule edilmemi tükürükte ise % 47 oranında azı kuruluu bulmulardır.

30 de ise 368 Finli bireyde stimule edilmemi tükürükde %27, Gilbert ve ark., 1993 de Florida da Huzurevlerinde kalan 600 bireyde anketle elde ettii verilerle %39, Thomson ve ark, 1993 de Yeni Zelandalı 65 ya üstü 359 bireyde anketle elde ettii verilerle %20, Locker ve ark., 1993 de Ontorio huzurevlerinde kalan 50 ya üstü 907 bireyde yine anket bilgileriyle elde ettii verilerle % 18, Thomson ve ark., 1999 da Güney Avusturalya da 60 ya üzeri 700 bireyde %21 stimule edilmemi tükürükde %22, Caplan ve ark., 1997 de Güney Carolina da 65 ya üstü 818 bireyde stimüle edilmi tükürükde %35, Nederfors ve ark., 1997 de 60 ya üstü 1424 sveçli bireyde anket bilgileriyle elde ettii verilerde % 34 oranında aız kuruluu bulmulardır (Thomson, 2005). Aız kuruluunun tedavisinde, ilaçlarla ilikili aız kuruluunda medikal konsultasyonlar hastanın salıını riske atmaksızın alternatif tedaviler bulmak için önemlidir. Hastaya tükürük salınımını stimüle etmek için ekersiz sakızlar veya yapay tatlandırıcılı ekerler kullanmasını, bol sıvı gıdalar tüketmesini isterken kafeinli içeceklerden kaçınması önerilir. Dier bir yöntem ise karboksiselülozdan yapılan yapay tükürüktür. En yaygın olarak günde 5 10 mg pilokarpin veya son zamanlarda günde 3 kez verilen cevimelin hidroklorit (evoxac) ın etkili olduu bulunmutur. (Messadi ve ark., 2003). Halitozis ile tükürük akı hızının ilikisini inceleyen çalımalar sürmektedir. Koshimune ve ark., yaptıkları çalımada tükürük akıının azalmasının halitozis oluumuna etkisi, akı hızı, VSC seviyesi ile ilikisini deerlendirmeyi amaçlamılardır. Tükürük akı hızını dinlenme halindeki ve stimüle ederek ölçtükleri 174 hasta üzerinde yaptıkları çalımada VSC konsantrasyonun her durumda anlamlı korelasyon göstermediini bulmulardır. Fakat VSC konsantrasyonları ve dil kaplanması skorları arasında dinlenme halindeki tükürüün akı hızı 0,1 ml/dk dan daha az ise anlamlı iliki bulunmutur p<0.05. Lojistik regresyon analizinde ise dinlenme halindeki tükürük akı hızı 0,1 ml/ dk dan küçük olanlar, dil skoru 1 den

31 19 büyük olanlar, cep derinlii 4 den büyük olanlar alınmı ve bu parametrelerin hidrojen sülfit ve metil merkaptan konsantrasyonlarıyla ilikisi deerlendirilmitir. Dinlenme halindeki tükürük akı hızı ile metil merkaptan ve hidrojen sülfit arasında, dil kaplanması 1 den büyük olanlar ile hidrojen sülfit arasında anlamlı ilikiler bulunmutur (p<0.05). Sonuçta tükürük akı hızının aırı düük olması ile halitozis arasında iliki olduu ve bu akı hızında dil kaplanması ile periodontal salıında VSC konsantrasyonlarını etkiledii ortaya çıkmıtır (Koshimune, 2003). Queiroz ve ark., 121 hasta ile yaptıkları çalımada stres yaratan durumlarda tükürük akı hızı ve VSC konsantrasyonları arasındaki ilikiyi deerlendirmilerdir. 71 Di hekimlii örencisinde yapılan bu çalımada sınavdan 1 hafta önce VSC deerlerinin ortalaması 73,6± 45,5 ppb tükürük akı hızı 0,52±0,29 ml/ dk iken sınav günü ortalama VSC deerleri 113±69,0 ppb ve tükürük akı hızı 0,32±0,18 ml/ dk olarak bulunmutur. Stresle beraber tükrük akı hızında azalma görülürken ortalama VSC deerlerinde artı olmaktadır. Bu verilerde istatistiksel olarak anlamlılık göstermektedir (p<0,05). 1 hafta sonrasında ise ortalama VSC deerleri 64,3±50,1ppb ve tükürük akı hızı 0,57±0,33 ml/dk -1 olarak bulunmutur. Stres VSC deerlerinin artında predispozan bir faktör olmasına ramen tükürük akıını azaltan mekanizma açıklanamamıtır. Aynı çalımada 27 premenstrual sendromu olan kadınla olmayan 23 kadını premenstrual, menstrual ve menstruasyonsuz dönemlerindeki ortalama VSC deerlerini ve tükürük akı hızını karılatırmılardır. Premenstrual sendromlu kadınların premenstrual dönemde ortalama VSC deerleri 78,4 ±38,9 ppb mensturual dönemde 81,3±34,4 ppbdir. Premenstrual sendromsuz kadınların mensturasyon döneminde ortalama VSC deerleri 75,7±26,8 olarak ölçülmü ve bu VSC deerleri mensturasyonsuz dönemdeki 56,8 ±20,3 ppb olan VSC deerine göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek bulunmutur (p<0,05). Premenstruasyon döneminde sendromlu kadınlardaki VSC deerleri sendromsuz gruba göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksektir (p<0,05). Menstruasyon sikluslarında VSC deerleri farklılık gösterirken, tükürük akı hızında deiiklik olmamıtır (Queiroz ve ark., 2002).

32 Periodontitisler ve Dier Enflamasyonlu Durumlar Aız kokusunun oluumunda gingivitis ve periodontitis gibi inflamasyonlar oldukça yaygındır. Aız içinde bulunan fistüller, di abseleri koku sürecini balatabilirler. Çürükler gıda birikimine yol açarak kokunun salımını salarlar. Açık ülsere yaralar, fissürler ve papillalar, gıda birikimi için uygundur. Dil ve mukoz membranı içeren herpetik gingivostomatitis, Vincent stomatiti, difteri, kızamık gibi bazı enfeksiyonlar belirgin doku yıkımına, tükürük akıkanlıında deiime ve kokuya neden olurlar. Oral inflamasyonlarla birlikte sigara gibi irritanların kullanımı, sistin ve methionin gibi tükürük proteinlerinin artıına neden olur. Bu aminoasitler halitozisin oluumunda VSC için anahtar olarak bilinmektedirler (Messadi ve ark., 2003). Yaegaki ve Sanada 1992 yılında periodontitisli hastalarda, VSC ye dönüen disülfit oranının periodontal cepte arttıını, VSC nin %60 ının dil dorsumundan olutuunu, dil kaplanmasının kontrol grubundan 4 kat daha fazla olduunu ve dil dorsumunda VSC üretimi ve metil merkaptan / hidrojen sülfit oranının arttıını ileri sürerek yaptıkları çalımada bunu kanıtlamılardır. Tonzetich ve ark., 1979 da oral mukozanın permeabilitesini artırarak ve protein, kollogen sentezini azaltarak, halitozisin periodontitisi hızlandırdıını göstermilerdir. Hidrojen sülfidin sistein gibi thiolden, metil merkaptanın da methioninden orjin aldıı bilinmektedir. Bununla birlikte hidrojen sülfidin aızda metil merkaptana dönüebilecei de öne sürülür. Methionin 2 ketobutrat amonyak ve metil merkaptandan oluur. Periodontitisli hastalarda 2 ketobutrattın önemli ölçüde arttıı bu çalımada ispatlanmıtır. Sonuç olarak periodontitiste VSC üretimi periodontal cepler ve dilde meydana gelir. Bununla birlikte tükürük disülfid konsantrasyonu periodontitis iddeti ile ilikilidir, fakat metil merkaptan konsantrasyonunun artmasına katkıda bulunmaz (Yaegaki ve Sanada, 1992) de Yaegaki ve arkadaları periodontal hastalık iddeti ve dil yüzeyindeki birikintiler arasında VSC üretimi açısından iliki aratırmılardır. Dil yüzeyindeki birikintiler kaldırılmadan önce ve kaldırıldıktan sonra gaz kromatografi ile analiz yapmılardır. Periodontal hastalıın balangıç aaması veya daha ileri durumlarında

33 21 VSC nin kaynaını paslı dil olarak bulurken, ciddi periodontitis vakalarında VSC nin en önemli üretim yerinin periodontal cep olduu sonucuna varmılardır (Yaegaki ve Coil.,1998). Periodontal hastalıkla halitozisin ilikisine bakıldıında, salıklı bireylerle gingivitisli bireylerin VSC deerleri gingival inflamasyon arttıkça artı gösterdii ve azaldıkça da tekrar eski durumuna döndüü görülmektedir (Ko, 1996) Tanzetich ve Mc Bride, porphyromonasın patojenitesinin metil merkaptanın hidrojen sülfitten 12 kat daha fazla üretilmesine neden olduunu göstermilerdir. Bu çalıma periodontal patojenik mikroorganizmaların aızda metil merkaptanın üretimini hızlandırdıını ortaya koymutur. Ayrıca bu sonuçlar periodontitisli hastalarda VSC nin ana ürününün metil merkaptan olduu, aız hijyeni iyi olan salıklı bireylerde ise hidrojen sülfidin etkin olduudur. Bu sonuçların ayrıca önemi psikosomatik eilimli hastaların ve fizyolojik halitozislerin artmı orandaki hidrojen sülfit tesbitiyle tehis edilebileceidir. (Tonzetich ve Mc Bride,1981). Periodontitisli hastalarda VSC konsantrasyonu ve cep derinlii arasında pozitif bir korelasyon bulunmakta olduunu gösteren çalımalar bulunmakla birlikte, Bosy ve Rosenberg periodontal hastalık ve halitozisin ciddiyeti arasında bir iliki bulamamıtır (Ratcliff ve Johnson,1999) (Bosy ve ark,1994) Oral kandida Uzun dönem antibiotik veya kortikosteroid kullanımı aızda mantar enfeksiyonlarının görülmesine neden olabilir. Kemoterapi veya radyoterapi altındaki immunosupresif hastalarda, HIV enfeksiyonlu hastalarda, diabetiklerde, hastalıkları süresince herhangi bir dönemde kandida oluabilir. Kandida enfeksiyonları bozuk tatlı veya çürük meyve kokusu gibi kokular üretirler. Kandida enfeksiyonları clotrimazole veya nystatin gibi antifungal ajanlar kullanılarak tedavi edilir ve aız kokusu giderilebilir. (Messadi ve ark., 2003)

34 Oral Kanserler Aızdaki primer benign ve malign tümörlerde gaz ve koku oluumuna neden olan nekrotik dokular, kan sızıntısı, yiyecek birikimi ve sekonder enfeksiyonlarda kötü koku oluabilir. Lösemi hastaları, radyoterapi ve kemoterapi alan hastalarda doku yıkımı, anaerobik bakteri akümülasyonu, koku yapan gazların ortaya çıkması için uygun ortam salar (Messadi ve ark., 2003) Aız Dıı Nedenler Aız kokusunun ana kaynaı aız boluu olmasına ramen, pek çok sistemik durum da aız kokusuna neden olabilir Solunum sistemi Burun ve sinüsler Aız veya burun kaynaklı kokunun ayırtedilmesi için ekspire edilen havanın ayırt edilmesi gerekir. Bu, direkt olarak hastanın azının kapatılıp burnundan hava vermesi ve bunun test edilmesi ile anlaılır. Eer burundan daha güçlü bir koku gelirse, burun, nazofarinks veya sinüslerde bir hastalık olduu söylenebilir. Kronik sinüzit, burun kaynaklı halitozisin nedeni olabilir. Kronik sinüzit olgularında postnazal akıntı, kendisine ait mikrofloranın olduu dil köküne doru ilerleyerek kronik enfeksiyonun ve kötü kokunun olumasına neden olur (Messadi ve ark., 2003).

35 Yabancı cisimler Çocuklar ve zihinsel engelliler burunlarına kaıt parçaları oyuncak, fındık, fıstık gibi maddeleri kaçırabilirler. Burunda herhangi bir yabancı cisim varlıı enflamasyona, sekonder enfeksiyona ve kötü kokuya neden olabilmektedir (Messadi ve ark., 2003) Tonsiller Tonsillerin tekrarlayan enfeksiyonları ve adenoidler kronik foliküler tonsillite neden olabilir. Tonsillerdeki derin kriptalar tükürük, yiyecek ve nekrotik artıkları barındırabilir. Eer bunlar doal yollarla temizlenmeyecek olursa tonsillite sebep olabilir. Bu inflamasyonla beraber genellikle halitozise neden olabilir. (Messadi ve ark., 2003). Ansai ve Takehara nın 2002 yılında vaka raporu sunumlarında; boazına takılan bir eyler olması ve duyarlılık hissetmesi ikayetiyle klinie bavuran müzisyen bir hastanın aız muayenesi ve gaz kromotografi cihazı ile halitozis deerlendirmesi yapılmıtır. Aız muayenesi sonucunda sa tonsilin kriptalarında 2 adet tonsillolit tesbit etmilerdir. Daha önceki bilgiler tonsillolitin halitozise neden olmadıı yönündeydi. Fakat bu çalımada tonsillolitin alınması sonrasında gaz kromotografi cihazında hidrojen sülfit seviyesinde belirgin ekilde düme tesbit edilmesi dolayısıyla artık tonsillolitin de halitozise neden olabilecei ortaya konmutur (Ansai ve Takehara, 2002).

36 Farinks Orafarinkste görülen çeitli enfeksiyonlar, ülserasyonlar, ilikler veya neoplazik oluumlar halitozise sebep olabilir. Astım hastalarında kullanılan uzun süreli inhale kortikosteroidler solunum yolları florasında deiikliklere ve orofarengeal kandidiazise neden olabilir. Posterior farinks ve özefagus birleiminde yer alan Zenker s divertikulumuna birikintiler dolayısıyla kötü koku oluabilmektedir (Messadi ve ark., 2003) Akcierler Akcier absesi, nekrotize pnomoni, akcier kanseri ve tüberkülozda halitozis önemli bir semptom olarak bulunabilir. Bronektazi, kronik dilatasyon ve geni bronların destrüksiyonu eklinde ortaya çıkar. Bu durum aniden gelien öksürüe, kötü kokulu mukopürülan eksudaya neden olur. Akcierler genellikle metabolizmadan kaynaklanan kötü kokunun kaynaıdır. Bu metabolik ürünler dolaım vasıtasıyla akcierlere ulaır, soluk verilen havayla dıarı atılır. Bunların arasında aromatik gıdalar (sarımsak, soan, alkol, yüksek ya oranlı gıdalar) ve ketozis (diabetik ketozis) bulunur. Nitratlar, alkol, kloral hidrat, ve iodin içerikli ilaçlar da aynı etkiyi yaparlar (Messadi ve ark., 2003) Gastrointestinal sistem Özefagal reflu, pilorik stenoz gibi özefagal kapanıtaki zayıflama, inhibisyonda aız kokusu görülmektedir. Bir motor bozukluk olan achalasia da (sfinkterlerin gevememesi, spazmın çözülmemesi) özefagusun peristaltik hareketlerinde deiim olmaktadır. Bu da özafagal sfinkterlerde gevemelere, mide içerii boaltımının tam yapılamamasına, gıda, likit, tükürük retansiyonuna ve dolayısıyla halitozise neden

37 25 olmaktadır. Gastroözafagal reflu, malabsorbsiyon sendromları, gastrik karsinomlar ve bazı enterik enfeksiyonlar halitozise katkıda bulunurlar (Messadi ve ark., 2003) yılında Moshkowitz ve ark., 132 hastada gastrointestinal sistem hastalıkları ve halitozisle ilikisini aratırmılardır. Gastroözofagal reflü ve halitozis varlıı ve ciddiyeti arasında yüksek oranda korelasyon bulmulardır. Fakat benzer korelasyonu peptik ülser, dispepsi, H.Pylori enfeksiyonları arasında bulamamılardır. Konuyla ilgili çalımaların artması ve halimeter, gaz kromotografi gibi objektif metodların kullanılması bu tip çalımaların güçlenmesi için gereklidir (Moshkowitz ve ark., 2007). H. pylori ve halitozis arasındaki bir baka aratırmada H. Pylori bakterisinin tesbiti için üreaz testi yapılmıtır. 80 hastanın 31 inde H. Pylori pozitif olarak bulunmutur. Gaz kromatografi sonuçlarında H. Pylori pozitif grupta hidrojen sülfit ve dimetil sülfit konsantrasyonları yüksek bulunmutur (Hoshi ve ark., 2002) Psikojenik nedenler Psikojenik halitozis pseudo halitozis veya halitophia olarak ortaya çıkmaktadır. Pseudohalitozis de hasta halitozis den ikayetçidir, fakat hastanın aız kokusu bakaları tarafından hissedilmemektedir. Halitophia da ise hasta sürekli olarak aız kokusu olacaından endie duymaktadır (Lee ve ark., 2004). Dier taraftan halitozisi olan, fakat bu durumdan kendilerinin haberdar olmadıı milyonlarca insan vardır. Bu durum da Bad Breath Paradox olarak isimlendirilir(eli ve ark., 2001). Philips in tanımladıı olfactory referans sendromunda hasta kendisinde koku olduunu iddia eder. Fakat bakaları tarafından bu koku tanımlanamaz. Bu sendroma sahip hastaların obsesif özellikleri, emosyonel bozuklukları, utangaç kiilikte oldukları görülür. Bu sendromun bir tipi de delusyonel halitozisdir (Eli ve ark., 2001).

Memorial Hastanesi İç Hastalıkları Bölüm Koordinatörü Prof. Dr. Yavuz Baykal Ağız kokusunun nedenleri ve önlemenin yolları hakkında bilgi verdi.

Memorial Hastanesi İç Hastalıkları Bölüm Koordinatörü Prof. Dr. Yavuz Baykal Ağız kokusunun nedenleri ve önlemenin yolları hakkında bilgi verdi. Ağız Kokusuna Karşı Dilinizi de Fırçalayın Memorial Hastanesi İç Hastalıkları Bölüm Koordinatörü Prof. Dr. Yavuz Baykal Ağız kokusunun nedenleri ve önlemenin yolları hakkında bilgi verdi. İSTANBUL - Sağlıklı

Detaylı

ÇOCUKLUK VE PUBERTE ÇAĞINDA PERİODONTAL DURUM VE AĞIZ KOKUSUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ

ÇOCUKLUK VE PUBERTE ÇAĞINDA PERİODONTAL DURUM VE AĞIZ KOKUSUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÇOCUKLUK VE PUBERTE ÇAĞINDA PERİODONTAL DURUM VE AĞIZ KOKUSUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ A. Tuncer KARAMAN PERİODONTOLOJİ ANABİLİM DALI DOKTORA

Detaylı

PERİODONTAL DURUM VE ORAL HİJYEN ALIŞKANLIKLARININ AĞIZ KOKUSU ÜZERİNE ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

PERİODONTAL DURUM VE ORAL HİJYEN ALIŞKANLIKLARININ AĞIZ KOKUSU ÜZERİNE ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ K.K.T.C. YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PERİODONTAL DURUM VE ORAL HİJYEN ALIŞKANLIKLARININ AĞIZ KOKUSU ÜZERİNE ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Başak KUŞAKCI ŞEKER Periodontoloji Programı

Detaylı

OROHEKS % 0,2 ORAL SPREY

OROHEKS % 0,2 ORAL SPREY OROHEKS % 0,2 ORAL SPREY FORMÜL %0.2 klorheksidin glukonat içerir. Yardımcı madde olarak; gliserin, limon esansı ve nane esansı içerir. Bir püskürtme 0.15 ml dir ve 0.0003 g klorheksidin glukonat içerir.

Detaylı

ÇÜRÜK AKTİVİTE TESTİ (ÇAT):

ÇÜRÜK AKTİVİTE TESTİ (ÇAT): ÇÜRÜK AKTİVİTE TESTİ (ÇAT): Çürük risk değerlendirmesinin bir parçası olarak 1- Her yaş için ağız diş bakımını öğretmek için; 2- Hamilelerde; 3- Ortodonti hastalarında; 4- Yaygın restorasyon çalışmalarında;

Detaylı

Ağız Kokusu. Dr. Ömer Şentürk

Ağız Kokusu. Dr. Ömer Şentürk Ağız Kokusu Dr. Ömer Şentürk Ağız kokusu (halitozis) Latinceden halitus ve osis kelimelerinden türeyen ve ağızda oluşan, hem kişiyi hem de etrafındaki insanları rahatsız eden çirkin kokuya denir. Halitozis

Detaylı

Etkin Madde Klorheksidin glukonat (%1)tır. Yardımcı madde olarak; Kuş üzümü aroması, Kiraz aroması ve Nane esansı içerir.

Etkin Madde Klorheksidin glukonat (%1)tır. Yardımcı madde olarak; Kuş üzümü aroması, Kiraz aroması ve Nane esansı içerir. KULLANIM KILAVUZU KLORHEX ORAL JEL Birim Formülü Etkin Madde Klorheksidin glukonat (%1)tır. Yardımcı madde olarak; Kuş üzümü aroması, Kiraz aroması ve Nane esansı içerir. Tıbbi Özellikleri Klorheksidin

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Özge GÖKTÜRK * Yrd. Doç. Dr. İnci DEVRİM **

Yrd. Doç. Dr. Özge GÖKTÜRK * Yrd. Doç. Dr. İnci DEVRİM ** Derleme/Review AĞIZ KOKUSU HALITOSIS Yrd. Doç. Dr. Özge GÖKTÜRK * Yrd. Doç. Dr. İnci DEVRİM ** Makale Kodu/Article code: 1395 Makale Gönderilme tarihi: 12.11.2013 Kabul Tarihi: 01.04.2014 ÖZET Kötü ağız

Detaylı

AĞIZ KOKUSU VE PERİODONTİTİS İLE İLİŞKİSİ

AĞIZ KOKUSU VE PERİODONTİTİS İLE İLİŞKİSİ T.C. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dalı AĞIZ KOKUSU VE PERİODONTİTİS İLE İLİŞKİSİ BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Buse ÖNCÜ Danışman Öğretim Üyesi: Prof. Dr. Şule SÖNMEZ

Detaylı

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Hastalıkların tedavisinde kat edilen yol, bulaşıcı hastalıklarla başarılı mücadele, yaşam koşullarında düzelme gibi

Detaylı

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir.

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir. Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir. Proteinlerin yapısında; Karbon ( C ) Hidrojen ( H ) Oksijen

Detaylı

Agresif ve Kronik Periodontitisli Hastalarda Ağız Kokusunun Karşılaştırılması

Agresif ve Kronik Periodontitisli Hastalarda Ağız Kokusunun Karşılaştırılması İnönü Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 2012; 2: 34-38. Orijinal Araştırma Makalesi Agresif ve Kronik Periodontitisli Hastalarda Ağız Kokusunun Karşılaştırılması Comparison of Halitosis in Patients

Detaylı

Ağız Kokusu Ve Güncel Tedavi Yaklaşımları

Ağız Kokusu Ve Güncel Tedavi Yaklaşımları Derleme EÜ Dişhek Fak Derg 2015; 36_2: 56-59 Ağız Kokusu Ve Güncel Tedavi Yaklaşımları Oral Malodor And Current Treatment Perspectives Gökhan Özkan, Ali Toptaş Adnan Menderes Üniversitesi Diş Hekimliği

Detaylı

03. En Muhtemel Sayı (EMS) Yöntemi (5 li EMS) 03.01. EMS Yönteminde Dilüsyon Kavramı

03. En Muhtemel Sayı (EMS) Yöntemi (5 li EMS) 03.01. EMS Yönteminde Dilüsyon Kavramı 03. En Muhtemel Sayı (EMS) Yöntemi (5 li EMS) En muhtemel sayı yöntemi, tüp dilüsyon yönteminin gelitirilmi eklidir. Bu yöntemde, materyalden FTS ile standart 1 : 9 oranında dilüsyon yapılır. Dilüsyonlardan

Detaylı

HALİTOZİSİN DMFT İNDEKSİ İLE İLİŞKİSİ

HALİTOZİSİN DMFT İNDEKSİ İLE İLİŞKİSİ A.Ü. Diş Hek. Fak. Derg. 36(1) 31-36, 2009 HALİTOZİSİN DMFT İNDEKSİ İLE İLİŞKİSİ The Relationship Between Halitosis and DMFT Index Doç. Dr. Bengi ÖZTAŞ* Dr. Dt. Şehrazat EVİRGEN* ABSTRACT The aim of this

Detaylı

KİMYASAL VE FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ SEBEBİYLE MİKROBİYEL GELİŞMEYE EN UYGUN, DOLAYISIYLA BOZULMAYA EN YATKIN, GIDALARDAN BİRİDİR.

KİMYASAL VE FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ SEBEBİYLE MİKROBİYEL GELİŞMEYE EN UYGUN, DOLAYISIYLA BOZULMAYA EN YATKIN, GIDALARDAN BİRİDİR. KIRMIZI ETLER KİMYASAL VE FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ SEBEBİYLE MİKROBİYEL GELİŞMEYE EN UYGUN, DOLAYISIYLA BOZULMAYA EN YATKIN, GIDALARDAN BİRİDİR. ETTEKİ ENZİMLER VE MİKROBİYEL AKTİVİTE BOZULMANIN BAŞLANGICIDIR.

Detaylı

Hücre zedelenmesi etkenleri. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

Hücre zedelenmesi etkenleri. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 Hücre zedelenmesi etkenleri Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 Homeostaz Homeostaz = hücre içindeki denge Hücrenin aktif olarak hayatını sürdürebilmesi için homeostaz korunmalıdır Hücre zedelenirse ne olur? Hücre

Detaylı

Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K DPE 603 Fiziksel, psikolojik, sosyal gelişim ve davranış

Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K DPE 603 Fiziksel, psikolojik, sosyal gelişim ve davranış PEDODONTİ Ders Koordinatörü: Prof. Dr. Serap Çetiner, scetiner@neu.edu.tr DersSorumluları: Prof. Dr. Serap Çetiner, scetiner@neu.edu.tr Prof.Dr. Şaziye Aras, saziye_aras@yahoo.com Prof.Dr. Leyla Durutürk,

Detaylı

İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız Mikrobiyolojisi Laboratuvarı

İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız Mikrobiyolojisi Laboratuvarı YURT GENELİNDE SERBEST DİŞHEKİMLERİ / DİŞ KLİNİKLERİ / DİŞHEKİMLİĞİ FAKÜLTELERİNE SUNULAN HİZMETLER Çürük Aktivite Testi (ÇAT) Tükürük akış hızı ve tükürük tamponlama kapasitesi tayini Mutans streptokoklarının

Detaylı

Halitozis: Teşhis, Sınıflama ve Tedavi

Halitozis: Teşhis, Sınıflama ve Tedavi Ondokıız Mayis Univ Dis Hekim Fak Derg 2005; 6 (2): 115-121 DERLEME Halitozis: Teşhis, Sınıflama ve Tedavi Halitosis: Diagnosis, Classification and Treatment Emre BODRUMLU*, Hülya KÖPRÜLÜ*, A. Pınar SUMERf

Detaylı

DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDE HALİTOZİS VE ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDE HALİTOZİS VE ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ A.Ü. Diş Hek. Fak. Derg. 35(3) 127-138, 2008 DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDE HALİTOZİS VE ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ Assessment of Halitosis in Students of Faculty of Dentistry and

Detaylı

Etiolojik Hastalık Öncesi Erken Geç Tedavi Faktörler Dönem Belirtiler Belirtiler Planlaması Sonuç (Prepatogenez) (Patogenez)

Etiolojik Hastalık Öncesi Erken Geç Tedavi Faktörler Dönem Belirtiler Belirtiler Planlaması Sonuç (Prepatogenez) (Patogenez) AĞIZ DĐŞ SAĞLIĞINA GELENEKSEL VE TIBBĐ YAKLAŞIM Etiolojik Hastalık Öncesi Erken Geç Tedavi Faktörler Dönem Belirtiler Belirtiler Planlaması Sonuç (Prepatogenez) (Patogenez) Örnek: Diş çürükleri: -Tükürüğün

Detaylı

AMİNO ASİT, KANTİTATİF (PLAZMA, İDRAR)

AMİNO ASİT, KANTİTATİF (PLAZMA, İDRAR) Klinik Laboratuvar Testleri AMNO AST, KANTTATF (PLAZMA, DRAR) Kullanım amacı: Plazma ve idrarda kantitatif amino asit ölçümüne, amino asit metabolizma bozukluklarının araştırılması sırasında ihtiyaç duyulur.

Detaylı

Solunum Sistemi Fizyolojisi

Solunum Sistemi Fizyolojisi Solunum Sistemi Fizyolojisi 1 2 3 4 5 6 7 Solunum Sistemini Oluşturan Yapılar Solunum sistemi burun, agız, farinks (yutak), larinks (gırtlak), trakea (soluk borusu), bronslar, bronsioller, ve alveollerden

Detaylı

KANALİZASYONLARDA HİDROJEN SÜLFÜR GAZI OLUŞUMU SAĞLIK ÜZERİNE ETKİLERİ

KANALİZASYONLARDA HİDROJEN SÜLFÜR GAZI OLUŞUMU SAĞLIK ÜZERİNE ETKİLERİ KANALİZASYONLARDA HİDROJEN SÜLFÜR GAZI OLUŞUMU SAĞLIK ÜZERİNE ETKİLERİ Bu Çalışma Çevre Orman Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sayın Prof. Dr. Mustafa Öztürk tarafından 2006 yılında yapılmıştır. Orijinal

Detaylı

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MÜFREDATI

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MÜFREDATI I. YARIYILI T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2016-2017 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MÜFREDATI B 601 Temel Biyokimya I Zorunlu 3 0 3 4 B

Detaylı

Proteinler. Fonksiyonlarına göre proteinler. Fonksiyonlarına göre proteinler

Proteinler. Fonksiyonlarına göre proteinler. Fonksiyonlarına göre proteinler Proteinler Canlılarda miktar olarak en çok bulunan biyomoleküllerdir. Amino asit birimlerinden oluşurlar Yapısal ve işlevsel olabilirler Genlerle aktarılan kalıtsal bilginin ortaya çıktığı moleküllerdir.

Detaylı

Prolidaz; Önemi ve güncel yaklaşımlar

Prolidaz; Önemi ve güncel yaklaşımlar Prolidaz; Önemi ve güncel yaklaşımlar Dr. Ahmet Çelik Sütçü İmam Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı 1. Kahramanmaraş Biyokimya Günleri 7-9 Kasım 2013 Kahramanmaraş Başlıklar Tarihçe,Tanım

Detaylı

Periodontoloji nedir?

Periodontoloji nedir? Periodontoloji 1 2 Periodontoloji Periodontoloji nedir? Periodontoloji, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir dişhekimliği

Detaylı

Mikroorganizmalar gözle görülmezler, bu yüzden mikroskopla incelenirler.

Mikroorganizmalar gözle görülmezler, bu yüzden mikroskopla incelenirler. 10. Sınıf Enfeksiyondan Korunma 2.Hafta ( 22-26 / 09 / 2014 ) ENFEKSİYON ETKENLERİNİN SINIFLANDIRILMASI 1.) BAKTERİLER 2.) VİRÜSLER Slayt No : 2 Mikroorganizmaların Sınıflandırılması ; a.) Sayısal Yöntem,

Detaylı

AMİNO ASİTLER. COO - H 3 N + C a H R

AMİNO ASİTLER. COO - H 3 N + C a H R AMİNO ASİTLER AMİNO ASİTLER H 3 N + C a H R a-amino Asit (AA) Yapılarında Amino (-NH 3 + ) grubu Karboksil (- ) grubu Yan zincir ( R ) taşıyan organik bileşiklerdir (a-amino karboksilik asitler) Kısa zincirli

Detaylı

AĞIZ KOKUSU T.C. Ege Üniversitesi. Dişhekimliği Fakültesi. Periodontoloji Anabilim Dalı BİTİRME TEZİ. Stj. Diş Hekimi Sümeyra AKKOÇ

AĞIZ KOKUSU T.C. Ege Üniversitesi. Dişhekimliği Fakültesi. Periodontoloji Anabilim Dalı BİTİRME TEZİ. Stj. Diş Hekimi Sümeyra AKKOÇ T.C Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dalı AĞIZ KOKUSU BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Sümeyra AKKOÇ Danışman Öğretim Üyesi: Prof. Dr. Nurcan BUDUNELİ İZMİR- 2014 ÖNSÖZ Ağız

Detaylı

RUMİNANT RASYONLARINDA MAYA KULLANIMI VE ÖNEMİ

RUMİNANT RASYONLARINDA MAYA KULLANIMI VE ÖNEMİ RUMİNANT RASYONLARINDA MAYA KULLANIMI VE ÖNEMİ Rumen mikroorganizmaların (bakteriler,protozoalar ve mayaların) bir denge içinde çalıştırdığı kusursuz bir makinedir. Yüksek et-süt verimi isterken bu hayvandaki

Detaylı

I. YARIYIL TEMEL BİYOKİMYA I (B 601 TEORİK 3, 3 KREDİ)

I. YARIYIL TEMEL BİYOKİMYA I (B 601 TEORİK 3, 3 KREDİ) T.C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL TEMEL BİYOKİMYA I (B 601 TEORİK 3, 3

Detaylı

HALİTOZİS (AĞIZ KOKUSU)

HALİTOZİS (AĞIZ KOKUSU) HALİTOZİS (AĞIZ KOKUSU) Dr.Dt.H.Hüseyin KÖŞGER* Yrd.Doç.Dr.Hasan YELER* ÖZET Halitozis (ağız kokusu) ağızdan nefes yoluyla çıkan kötü koku durumu olarak tanımlanmaktadır ve sıklıkla, volatil sülfür bileşiklerinin

Detaylı

Romatizma ve Tedavisi Hakkında Yanlışlar ve Doğrular

Romatizma ve Tedavisi Hakkında Yanlışlar ve Doğrular Romatizma ve Tedavisi Hakkında Yanlışlar ve Doğrular BR.HLİ.067 Romatizma hastalıkları toplumda oldukça sık görülen hastalıklardır. Bunların sıklıkla günlük yaşamı etkilemesi, kişinin yaşam kalitesini

Detaylı

Gıda artıkları, Ölü epitel hücreleri, Bakteriler, Nötrofil gibi hücrelerden oluşan yumuşak eklenti

Gıda artıkları, Ölü epitel hücreleri, Bakteriler, Nötrofil gibi hücrelerden oluşan yumuşak eklenti DENTAL PLAK Materia alba Gıda artıkları, Ölü epitel hücreleri, Bakteriler, Nötrofil gibi hücrelerden oluşan yumuşak eklenti Hava-su spreyi ile, hastanın ağzını çalkalamasıyla kolayca uzaklaşır. Pellikül

Detaylı

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu. Yaşlı Bakım-Ebelik. YB 205 Beslenme İkeleri

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu. Yaşlı Bakım-Ebelik. YB 205 Beslenme İkeleri Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Yaşlı Bakım-Ebelik YB 205 Beslenme İkeleri Uzm. Dyt. Emine Ömerağa emine.omeraga@neu.edu.tr YAŞLANMA Amerika da yaşlı bireyler eskiye göre

Detaylı

Esrar kullanımı dengeleniyor, gençler arasında gördüü rabetin azaldıına dair belirtiler var

Esrar kullanımı dengeleniyor, gençler arasında gördüü rabetin azaldıına dair belirtiler var YILLIK RAPOR 2007: ÖNEML NOKTALAR AB uyuturucu raporunun ilettii olumlu mesajlar, uyuturucuya balı ölümlerin yüksek düzeyi ve artan kokain kullanımıyla gölgeleniyor (22.11.2007, LZBON AMBARGO 10.00 CET)

Detaylı

BELEDYELERDE NORM KADRO ÇALIMASI ESASLARI

BELEDYELERDE NORM KADRO ÇALIMASI ESASLARI BELEDYELERDE NORM KADRO ÇALIMASI ESASLARI Belediyelerin görevlerini etkin ve verimli bir ekilde yerine getirebilmeleri için ihtiyaç duydukları optimal (ihtiyaçtan ne fazla ne de az) kadronun nicelik ve

Detaylı

Ayxmaz/biyoloji. Öğrencilerin sonuçlarına göre, katalaz hangi ph düzeyinde en iyi çalışır A) 1 B) 4 C) 7 D) 10 E) 14

Ayxmaz/biyoloji. Öğrencilerin sonuçlarına göre, katalaz hangi ph düzeyinde en iyi çalışır A) 1 B) 4 C) 7 D) 10 E) 14 1- Katalaz bitki ve hayvan dokularında bulunan bir enzimdir. Katalaz hücre solunumunda oluşan hidrojen peroksiti (bir toksin) su ve oksijen gazı haline dönüştürerek birikimini önlemeye yardımcı olur. 10

Detaylı

Halitosis (Ağız Kokusu)

Halitosis (Ağız Kokusu) güncel gastroenteroloji 13/2 Halitosis (Ağız Kokusu) Elmas KASAP, Müjdat ZEYBEL, Hakan YÜCEYAR Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı, Manisa GİRİŞ Halitosis Latinceden halitus

Detaylı

İÇİNDEKİLER Birinci Bölüm HİJYEN ve SANİTASYON İkinci Bölüm GIDA HİJYENİ, TANIMI ve ÖNEMİ Üçüncü Bölüm PERSONEL HİJYENİ

İÇİNDEKİLER Birinci Bölüm HİJYEN ve SANİTASYON İkinci Bölüm GIDA HİJYENİ, TANIMI ve ÖNEMİ Üçüncü Bölüm PERSONEL HİJYENİ İÇİNDEKİLER Birinci Bölüm HİJYEN ve SANİTASYON Hijyenin Tanımı ve Önemi... 1 Sanitasyon Tanımı ve Önemi... 1 Kişisel Hijyen... 2 Toplu Beslenme Sistemlerinde (TBS) Hijyenin Önemi... 3 Toplu Beslenme Sistemlerinde

Detaylı

DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE ETKİSİ

DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE ETKİSİ T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI VİH-YL 2007 0002 DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE

Detaylı

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK GİRİŞ Yaygın anksiyete bozukluğu ( YAB ) birçok konuyla, örneğin parasal, güvenlik, sağlık,

Detaylı

TIBBİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI

TIBBİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI TIBBİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI SAĞLIK BİLİMLERİ ENSİTÜSÜ İ Yüksek Lisans Programı SZR 101 Bilimsel Araştırma Yöntemleri Ders (T+ U) 2+2 3 6 AD SZR 103 Akılcı İlaç Kullanımı 2+0

Detaylı

SİGARA KULLANAN VE KULLANMAYAN BİREYLERİN PERİODONTAL DURUMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

SİGARA KULLANAN VE KULLANMAYAN BİREYLERİN PERİODONTAL DURUMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI SİGARA KULLANAN VE KULLANMAYAN BİREYLERİN PERİODONTAL DURUMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI ÖZET: Birçok araştırma periodontal sağlıkla sigara kullanımı arasında önemli bir ilişki olduğunu göstermiştir. Bu gerçeği

Detaylı

4.SINIF İÇ HASTALIKLARI STAJ PROGRAMI Öğretim Üyeleri: Prof. Dr. Mehmet BAŞTEMİR, Doç. Dr. Selman ÜNVERDİ, Yrd. Doç. Dr.

4.SINIF İÇ HASTALIKLARI STAJ PROGRAMI Öğretim Üyeleri: Prof. Dr. Mehmet BAŞTEMİR, Doç. Dr. Selman ÜNVERDİ, Yrd. Doç. Dr. 4.SINIF İÇ HASTALIKLARI STAJ PROGRAMI Öğretim Üyeleri: Prof. Dr. Mehmet BAŞTEMİR,, GRUP 1 Stajyer Öğrenciler için Haftalık Çalışma Programı* 1. Hafta (16-20 Ekim 2017) Saat 16 Ekim 2017 Pazartesi 17 Ekim

Detaylı

İşyerinde oluşan hastalığa neden olan, sağlık ve

İşyerinde oluşan hastalığa neden olan, sağlık ve MESLEKİ RİSKLER VE İŞ HİJYENİ İş Hijyeni; İşyerinde oluşan hastalığa neden olan, sağlık ve iyilik ilik halini i bozan, işçiler il ve toplumdaki bireyler arasında önemli ölçüde huzursuzluk ve verimsizlik

Detaylı

DÖNEM 1- A, 3. DERS KURULU (2015-2016)

DÖNEM 1- A, 3. DERS KURULU (2015-2016) DÖNEM 1- A, 3. DERS KURULU (2015-2016) DERS SAATİ DERS ADI DERS KONUSU DERSİ VEREN ÖĞRETİM ÜYESİ 4. DK 1. Hafta 07 Aralık Pazartesi Mikrobiyoloji Mikrobiyolojinin tarihçesi ve mikroorganizmalara genel

Detaylı

DENEY RAPORU. Askıda Katı Madde Tayini ve Nessler Yöntemi le Amonyak Tayini (5 No lu deney)

DENEY RAPORU. Askıda Katı Madde Tayini ve Nessler Yöntemi le Amonyak Tayini (5 No lu deney) M.H ilmi EREN 04-98 - 3636 www.geocities.com/mhilmieren Çevre Kimyası Salı 7.Deney Grubu DENEY RAPORU DENEY ADI Askıda Katı Madde Tayini ve Nessler Yöntemi le Amonyak Tayini ( No lu deney) DENEY TARH 04

Detaylı

ÖĞRENİM HEDEFLERİ Öğrenciler 3. sınıfın sonunda;

ÖĞRENİM HEDEFLERİ Öğrenciler 3. sınıfın sonunda; 3. SINIF VE Bu sınıfta öğrencilere, yaşamın evreleri içinde ve organ sistemleri temelinde hastalık oluşumunun genel özellikleri, nedenleri, temel mekanizmaları, patolojik bulguları, laboratuvar ve görüntüleme

Detaylı

4- Solunum Sisteminin Çalışması : Solunum sistemi soluk (nefes) alıp verme olayları sayesinde çalışır.

4- Solunum Sisteminin Çalışması : Solunum sistemi soluk (nefes) alıp verme olayları sayesinde çalışır. SOLUNUM SİSTEMİ Canlılar yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmek için enerjiye ihtiyaç duyarlar. İhtiyaç duyulan bu enerji besinlerden karşılanır. Hücre içerisinde besinlerden enerjinin üretilebilmesi için,

Detaylı

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük

Detaylı

SEVELAMER HEMODİYALİZ HASTALARINDA SERUM ELEKTROLİT DÜZEYİ, METABOLİK VE KARDİOVASKÜLER RİSKLERİ VE SAĞKALIMI ETKİLER

SEVELAMER HEMODİYALİZ HASTALARINDA SERUM ELEKTROLİT DÜZEYİ, METABOLİK VE KARDİOVASKÜLER RİSKLERİ VE SAĞKALIMI ETKİLER SEVELAMER HEMODİYALİZ HASTALARINDA SERUM ELEKTROLİT DÜZEYİ, METABOLİK VE KARDİOVASKÜLER RİSKLERİ VE SAĞKALIMI ETKİLER Siren SEZER, Şebnem KARAKAN, Nurhan ÖZDEMİR ACAR. Başkent Üniversitesi Nefroloji Bilim

Detaylı

MUSK MUALLM MEKTEBNDEN GÜNÜMÜZE MÜZK ÖRETMEN YETTRME PROGRAMLARINDAK YAYLI ÇALGI ÖRETMNE LKN SINAMA-ÖLÇME-DEERLENDRME DURUMLARININ NCELENMES

MUSK MUALLM MEKTEBNDEN GÜNÜMÜZE MÜZK ÖRETMEN YETTRME PROGRAMLARINDAK YAYLI ÇALGI ÖRETMNE LKN SINAMA-ÖLÇME-DEERLENDRME DURUMLARININ NCELENMES MUSK MUALLM MEKTEBNDEN GÜNÜMÜZE MÜZK ÖRETMEN YETTRME PROGRAMLARINDAK YAYLI ÇALGI ÖRETMNE LKN SINAMA-ÖLÇME-DEERLENDRME DURUMLARININ NCELENMES 1. GR Yrd.Doç.Dr.Cansevil TEB *1924-2004 Musiki Muallim Mektebinden

Detaylı

Çocuklarda ve Gençlerde Ağız Kokusu

Çocuklarda ve Gençlerde Ağız Kokusu ÇOCUKLARDA VE GENÇLERDE AĞIZ KOKUSU Zuhal KIRZIOĞLU ve ark. DERLEME / REVIEW. Çocuklarda ve Gençlerde Ağız Kokusu ORAL MALODOR IN CHILDREN AND ADOLESCENTS Prof.Dr. Zuhal KIRZIOĞLU, a Dt. Derya CEYHAN a

Detaylı

Lourdes. Serbest Radikallerle Savaşan SAĞLIK ve GENÇLİK DOLU SU

Lourdes. Serbest Radikallerle Savaşan SAĞLIK ve GENÇLİK DOLU SU Lourdes Serbest Radikallerle Savaşan SAĞLIK ve GENÇLİK DOLU SU Serbest Radikaller Yaşlanma sürecinin en önemli unsurlarından biri serbest radikallerin hücrelerimiz ve DNA mıza verdiği zararlardır. Serbest

Detaylı

KAVRAMSAL ÇERÇEVE/TANIMLAR HÜTF HALK SAĞLIĞI AD. HAZIRLIĞIDIR (EYLÜL 2016)

KAVRAMSAL ÇERÇEVE/TANIMLAR HÜTF HALK SAĞLIĞI AD. HAZIRLIĞIDIR (EYLÜL 2016) KAVRAMSAL ÇERÇEVE/TANIMLAR HÜTF HALK SAĞLIĞI AD. HAZIRLIĞIDIR (EYLÜL 2016) BEKLENTİLER! AMAÇ Bu dersin sonunda tüm katılımcılar sağlık ilgili kavramları açıklayabileceklerdir. ÖĞRENİM HEDEFLERİ Dersin

Detaylı

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Travma ve cerrahiye ilk yanıt Total vücut enerji harcaması artar Üriner nitrojen atılımı azalır Hastanın ilk resüsitasyonundan sonra Artmış

Detaylı

PLAK KAYNAKLI PERİODONTAL HASTALIĞIN ETYOLOJİSİ MİKROBİYAL DENTAL PLAK

PLAK KAYNAKLI PERİODONTAL HASTALIĞIN ETYOLOJİSİ MİKROBİYAL DENTAL PLAK PLAK KAYNAKLI PERİODONTAL HASTALIĞIN ETYOLOJİSİ MİKROBİYAL DENTAL PLAK Oral kavitede mikrobiyolojik dengenin bozulması ile ekoloji değişir. Yararlı türler (S.salivarius, S.mitis..vb) azalır, patojen türler

Detaylı

Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması

Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması Melis Demirci, Özlem Tünger, Kenan Değerli, Şebnem Şenol, Çiğdem Banu

Detaylı

Doç. Dr. Orhan YILMAZ

Doç. Dr. Orhan YILMAZ Yazar Ad 145 Doç. Dr. Orhan YILMAZ İnsanda yaş ilerledikçe tüm organlarda görülebilen yaşlanma işitme organında da görülür ve bu arada işitme duyusu da gün geçtikçe zayıflar. Yaşlılığa bağlı olarak gelişen

Detaylı

Probiyotik suşları. Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı

Probiyotik suşları. Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Probiyotik suşları Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı İnsan ve bakteri ilişkisi İnsan vücudundaki bakterilerin yüzey alanı = 400 m 2 (Tenis kortu kadar) İnsandaki gen

Detaylı

PROTEİNLER. -Proteinlerin Yapısında Bulunan Elementler. -Aminoasitler. --Kimyasal Yapılarına Göre Amino Asitlerin Sınıflandırılması

PROTEİNLER. -Proteinlerin Yapısında Bulunan Elementler. -Aminoasitler. --Kimyasal Yapılarına Göre Amino Asitlerin Sınıflandırılması PROTEİNLER -Proteinlerin Yapısında Bulunan Elementler -Aminoasitler --Kimyasal Yapılarına Göre Amino Asitlerin Sınıflandırılması - Esansiyel olan veya olmayan amino asitler -Proteinlerin Kimyasal Özellikleri

Detaylı

ANEMİYE YAKLAŞIM. Dr Sim Kutlay

ANEMİYE YAKLAŞIM. Dr Sim Kutlay ANEMİYE YAKLAŞIM Dr Sim Kutlay KBH da Demir Eksikliği Nedenleri Gıda ile yetersiz demir alımı Üremiye bağlı anoreksi,düşük proteinli (özellikle hayvansal) diyetler Artmış demir kullanımı Eritropoez stimule

Detaylı

DERS ĐÇERĐKLERĐ GÜZ YARIYILI: GMB 501 Uzmanlık Alan Dersi (4 0 0)

DERS ĐÇERĐKLERĐ GÜZ YARIYILI: GMB 501 Uzmanlık Alan Dersi (4 0 0) DERS ĐÇERĐKLERĐ GÜZ YARIYILI: GMB 501 Uzmanlık Alan Dersi (4 0 0) Gıda Mühendisliği Anabilim Dalında Enstitümüz tarafından yüksek lisans tez programları kabul edilen yüksek lisans öğrencileri için danışman

Detaylı

ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ

ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ Dr. Şua Sümer Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Enf. Hast. ve Klin. Mikr. AD 17 Mayıs 2016 Prostetik eklem ameliyatları yaşlı popülasyonun artışına

Detaylı

Doğada yaşayan canlıların tamamı hücrelerden oluşmuştur. Canlılardan bazıları tek bir

Doğada yaşayan canlıların tamamı hücrelerden oluşmuştur. Canlılardan bazıları tek bir CANLILIK HÜCREYLE BAŞLAR 1- Canlıların Ortak Özellikleri : Çevremizdeki varlıklar canlı ve cansız varlıklar olarak iki grupta toplanırlar. Cansız varlıklar katı, sıvı ve gaz halindeki maddelerden oluşur.

Detaylı

Kanser tedavisi sırasında sağlıklı bir diyet hemen hemen başka zamanlardakiyle aynıdır. Her gün çeşitli gıdalar yemeniz gerekir.

Kanser tedavisi sırasında sağlıklı bir diyet hemen hemen başka zamanlardakiyle aynıdır. Her gün çeşitli gıdalar yemeniz gerekir. KANSER HASTALARINDA BESLENME DESTEĞİ Dengeli ve sağlıklı beslenme sadece tedavi gören kanser hastaları için değil tedavi sonrası süreçte de sağlıklı yaşamı oluşturan önemli unsurlardan biridir. Kanser

Detaylı

PORTER MODEL: ULUSLARARASI REKABET ÖZLEM ÖZ ODTÜ LETME BÖLÜMÜ

PORTER MODEL: ULUSLARARASI REKABET ÖZLEM ÖZ ODTÜ LETME BÖLÜMÜ : ULUSLARARASI REKABET ÖZLEM ÖZ ODTÜ LETME BÖLÜMÜ Genel Çerçeve Makroekonomik, Politik ve veyasal Çevre Rekabet Edebilirliliin Mikroekonomik Temelleri irket irket Stratejisi Stratejisi Mikroekonomik Mikroekonomik

Detaylı

2)Subatomik parçacıklardan oluşan radyasyon. α, β ışınları

2)Subatomik parçacıklardan oluşan radyasyon. α, β ışınları B) RADYASYON UYGULAMALARI Radyasyon = enerji yayılması 1)Elektromanyetik radyasyon. UV, X ve γ ışınları 2)Subatomik parçacıklardan oluşan radyasyon. α, β ışınları İyonizan ışınların canlı hücreler üzerine

Detaylı

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık ÖZEL FORMÜLASYON DAHA İYİ Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALİYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA İÇİN AGRALYX

Detaylı

PALYATİF BAKIMA KABUL VE TABURCU KRİTERLERİ GAMZE SEZER

PALYATİF BAKIMA KABUL VE TABURCU KRİTERLERİ GAMZE SEZER PALYATİF BAKIMA KABUL VE TABURCU KRİTERLERİ GAMZE SEZER PALYATIF BAKIM HIZMETLERI YÖNERGESI «Palyatif Bakım Hizmetlerinin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönergesi» 09.10.2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir*.

Detaylı

VAY BAŞIMA GELEN!!!!!

VAY BAŞIMA GELEN!!!!! VAY BAŞIMA GELEN!!!!! DİYABET YÖNETİMİNDE İNSÜLİN POMPA TEDAVİSİNİN KAN ŞEKERİ REGÜLASYONUNA OLUMLU ETKİSİ HAZIRLAYAN: HEM. ESRA GÜNGÖR KARABULUT Diyabet ve Gebelik Diyabetli kadında gebeliğin diyabete

Detaylı

Yoğun Bakımlarda İnfeksiyon Kontrolü: Haricen Klorheksidin Uygulanmalı mı?

Yoğun Bakımlarda İnfeksiyon Kontrolü: Haricen Klorheksidin Uygulanmalı mı? Yoğun Bakımlarda İnfeksiyon Kontrolü: Haricen Klorheksidin Uygulanmalı mı? Dr. Funda YETKİN İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Sunum Planı Klorheksidin

Detaylı

%0.2 klorheksidin glukonat içerir. Yardımcı madde olarak; gliserin, limon esansı ve nane esansı içerir.

%0.2 klorheksidin glukonat içerir. Yardımcı madde olarak; gliserin, limon esansı ve nane esansı içerir. KLORHEX GARGARA BİRİM FORMÜLÜ %0.2 klorheksidin glukonat içerir. Yardımcı madde olarak; gliserin, limon esansı ve nane esansı içerir. TIBBİ ÖZELLİKLERİ Klorheksidin bir biguanid antiseptiktir ve genel

Detaylı

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ BESLENME ÜNİTESİ BESLENME DEĞERLENDİRME KILAVUZU

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ BESLENME ÜNİTESİ BESLENME DEĞERLENDİRME KILAVUZU ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ BESLENME ÜNİTESİ BESLENME DEĞERLENDİRME KILAVUZU KLK-HAB-BES İlk yayın Tarihi : 15 Mart 2006 Revizyon No : 04 Revizyon Tarihi : 03 Ağustos 2012 İçindekiler A) Malnütrisyon

Detaylı

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın Canlının en küçük birimi Hücre 1665 yılında ilk olarak İngiliz bilim adamı Robert Hooke şişe mantarından kesit alıp mikroskopta

Detaylı

Periodontoloji nedir?

Periodontoloji nedir? Periodontoloji Periodontoloji nedir? Periodontoloji, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir dişhekimliği dalıdır. Periodontoloji,

Detaylı

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi Giriş: Kronik Böbrek Hastalığı (KBH); popülasyonun

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ Sağlık hizmeti veren, Doktor Ebe Hemşire Diş hekimi Hemşirelik öğrencileri, risk altındadır Bu personelin enfeksiyon açısından izlemi personel sağlığı ve hastane

Detaylı

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX! Özel Formülasyon DAHA İYİ Yumurta Verimi Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Detaylı

21.11.2008. I. Koenzim A nedir? II. Tarihsel Bakış III. Koenzim A nın yapısı IV. Asetil-CoA nedir? V. Koenzim A nın katıldığı reaksiyonlar VI.

21.11.2008. I. Koenzim A nedir? II. Tarihsel Bakış III. Koenzim A nın yapısı IV. Asetil-CoA nedir? V. Koenzim A nın katıldığı reaksiyonlar VI. Hazırlayan: Sibel ÖCAL 0501150027 I. Koenzim A nedir? II. Tarihsel Bakış III. Koenzim A nın yapısı IV. Asetil-CoA nedir? V. Koenzim A nın katıldığı reaksiyonlar VI. Eksikliği 1 2 Pantotenik asit (Vitamin

Detaylı

Tanı ve Tedavi Planlaması. Prof.Dr. Kıvanç Kamburoğlu Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı

Tanı ve Tedavi Planlaması. Prof.Dr. Kıvanç Kamburoğlu Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı Tanı ve Tedavi Planlaması Prof.Dr. Kıvanç Kamburoğlu Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı Hastalıkların uygun ve doğru tedavisi için ilk koşul doğru

Detaylı

-Kloroplast ve mitokondri bulunmaz fakat bu organellerde bulunan aynı bulunur.

-Kloroplast ve mitokondri bulunmaz fakat bu organellerde bulunan aynı bulunur. BAKTERİLER GENEL ÖZELLİKLERİ: -Prokaryot hücre yapılı, tek hücreli canlılardır. -Halkasal DNA ya sahiptirler. Bazı bakterilerde plazmit bulunur. Plazmit: Küçük ve halka şeklinde DNA parçacıklarıdır. Bakterilerin

Detaylı

*Barsak yaraları üzerine çalışmalarda probiyotikler, yaraların iyileşmesi ve kapanması amaçlı test edilmiştir.

*Barsak yaraları üzerine çalışmalarda probiyotikler, yaraların iyileşmesi ve kapanması amaçlı test edilmiştir. * *Aşılama öncesinde ve beraberinde probiyotik kullanma veya aşının içine serokonversiyon oranını arttıracağına inanılan suşların eklenmesi ilgili çalışmalar son birkaç yılda hızla artmıştır. *Şimdiye

Detaylı

Aminoasitler proteinleri oluşturan temel yapı taşlarıdır. Amino asitler, yapılarında hem amino grubu (-NH2) hem de karboksil grubu (-COOH) içeren

Aminoasitler proteinleri oluşturan temel yapı taşlarıdır. Amino asitler, yapılarında hem amino grubu (-NH2) hem de karboksil grubu (-COOH) içeren AMİNO ASİTLER Aminoasitler proteinleri oluşturan temel yapı taşlarıdır. Amino asitler, yapılarında hem amino grubu (-NH2) hem de karboksil grubu (-) içeren bileşiklerdir. Amino asitler, hem bir asidik

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

Demir Eksikliği Anemisi Profilaksisi İçin Uygulanan Demir Replasman Tedavisi ile Diş Çürüğü Arasındaki İlişkinin İncelenmesi

Demir Eksikliği Anemisi Profilaksisi İçin Uygulanan Demir Replasman Tedavisi ile Diş Çürüğü Arasındaki İlişkinin İncelenmesi Demir Eksikliği Anemisi Profilaksisi İçin Uygulanan Demir Replasman Tedavisi ile Diş Çürüğü Arasındaki İlişkinin İncelenmesi İbrahim Eker 1, Eda Arat Maden 2,Onur Erdem 3, Eyüp Çırak 3, Gökhan Aydemir

Detaylı

Hipoglisemi-Hiperglisemi. Dr.SEMA YILDIZ TÜDOV Özel Diabet Hastanesi İstanbul

Hipoglisemi-Hiperglisemi. Dr.SEMA YILDIZ TÜDOV Özel Diabet Hastanesi İstanbul Hipoglisemi-Hiperglisemi Dr.SEMA YILDIZ TÜDOV Özel Diabet Hastanesi İstanbul Diabetin Acil Sorunları Hipoglisemi Diabetik Ketoz ( veya Ketoasidoz) Hiperosmolar Nonketotik Durum Laktik Asidoz Hipoglisemi

Detaylı

1-GİRİ 1.1- BİYOKİMYANIN TANIMI VE KONUSU.-

1-GİRİ 1.1- BİYOKİMYANIN TANIMI VE KONUSU.- 1-GİRİ 1.1- BİYOKİMYANIN TANIMI VE KONUSU.- Biyokimya sözcüğü biyolojik kimya (=yaşam kimyası) teriminin kısaltılmış şeklidir. Daha eskilerde, fizyolojik kimya terimi kullanılmıştır. Gerçekten de Biyokimya

Detaylı

Kemoterapi Hastalarında Tedavi Uyumunun Arttırılmasında Eczacı Danışmanlığı

Kemoterapi Hastalarında Tedavi Uyumunun Arttırılmasında Eczacı Danışmanlığı Kemoterapi Hastalarında Tedavi Uyumunun Arttırılmasında Eczacı Danışmanlığı 3. Ulusal Hastane ve Kurum Eczacıları Kongresi 23-27 Mart 2016, Muğla Uz. Ecz. Metin Deniz KARAKOÇ Denizli Devlet Hastanesi Hasta

Detaylı

Tekrarlayan Üriner Sistem Enfeksiyonlarına Yaklaşım. Dr.Adnan ŞİMŞİR Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji AD

Tekrarlayan Üriner Sistem Enfeksiyonlarına Yaklaşım. Dr.Adnan ŞİMŞİR Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji AD Tekrarlayan Üriner Sistem Enfeksiyonlarına Yaklaşım Dr.Adnan ŞİMŞİR Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji AD ÜSE Tüm yaş grubu hastalarda en çok rastlanılan bakteriyel enfeksiyonlar İnsidans 1.000 kadının

Detaylı

2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 2. SINIF RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ TEORİK DERS PROGRAMI

2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 2. SINIF RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ TEORİK DERS PROGRAMI 2. SINIF RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ TEORİK DERS PROGRAMI 1. hafta Konservatif Diş Tedavisine giriş, Diş yüzeyi terminolojisi 2. hafta Kavite sınıflandırması ve kavite terminolojisi (Sınıf I ve II kaviteler)

Detaylı

Bakteriler, virüsler, parazitler, mantarlar gibi pek çok patojen hastalığın oluşmasına neden olur.

Bakteriler, virüsler, parazitler, mantarlar gibi pek çok patojen hastalığın oluşmasına neden olur. Dr.Armağan HAZAR ZATÜRRE (PNÖMONİ) Zatürre yada tıbbi tanımla pnömoni nedir? Halk arasında zatürre olarak bilinmekte olan hastalık akciğer dokusunun iltihaplanmasıdır. Tedavi edilmediği takdirde ölümcül

Detaylı

SOLUNUM SİSTEMİ VE EGZERSİZ

SOLUNUM SİSTEMİ VE EGZERSİZ SOLUNUM SİSTEMİ VE EGZERSİZ Egzersiz sırasında çalışan kaslar, ihtiyaç duydukları enerji için oksijen (O 2 ) kullanır ve karbondioksit (CO 2 ) üretir. Akciğerler, hava ile kanın karşılaştığı ı organlardır.

Detaylı

25.03.2015. Mikroorganizmalar; nükleus özelliklerine göre prokaryot ve ökaryot olmak üzere iki grupta incelenir.

25.03.2015. Mikroorganizmalar; nükleus özelliklerine göre prokaryot ve ökaryot olmak üzere iki grupta incelenir. BAKTERİLERİN DİĞER MİKROORGANİZMALARLA KARŞILAŞTIRILMASI BAKTERİLERİN DİĞER MİKROORGANİZMALARLA KARŞILAŞTIRILMASI Mikroorganizmalar; nükleus özelliklerine göre prokaryot ve ökaryot olmak üzere iki grupta

Detaylı

ŞİZOFRENİ HASTALARINDA TIBBİ(FİZİKSEL) HASTALIK EŞ TANILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

ŞİZOFRENİ HASTALARINDA TIBBİ(FİZİKSEL) HASTALIK EŞ TANILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ ŞİZOFRENİ HASTALARINDA TIBBİ(FİZİKSEL) HASTALIK EŞ TANILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Mehmet Emin Demirkol Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı AMAÇ Bu çalışmada

Detaylı