BAROK DÖNEMDE MÜZİK. Kazım ÇAPACI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "BAROK DÖNEMDE MÜZİK. Kazım ÇAPACI"

Transkript

1 Kazım ÇAPACI BAROK DÖNEMDE MÜZİK B arok Dönem, Rönesans Döneminin toplumsal ve ekonomik bunalımına karşı, soyluların kültürel ve sanatsal alanda egemenliğini ilan ettiği bir dönemdir. Dönem, adını Portekizce barocco (düzgün olmayan inci) kelimesinden almıştır. Başlangıçta Barok deyimi Rönesans sanatına tepki olarak doğan yeni ve hareketli bir mimari üslup için kullanılmaktaydı. Bu yeni dönem, müzikte, anlatımda ayrıntılara dek inen ağırbaşlı ve görkemli bir üslubu biçimlendirir. Her çağda olduğu gibi Barok Dönem de de müzik, dönemin diğer sanatlarıyla (mimari, edebiyat, resim) benzer özellikler taşır. Bu dönemde sanatın her alanında görülen aşırılık ve süsleme, müzikte de en belirgin özellik olmuştur Ezgiyi yorumlayan parti ön plana çıkar, öteki sesler eşlikçi durumunda kalır. Bu yazı tekniğine armoni adı verilmiş, majör ve minör tonaliteleri kullanılmıştır. Çokses hesapları dikey olarak yapılmıştır. Dönemin sonuna doğru armoni sistemi aydınlığa kavuşmuş, gam ve akorun analizi yapılıp tanımlanmıştır. Akorların kurallara uygun sınıflaması ve kullanımıyla her türlü etkinin elde edilebileceği savunulmuştur. Şifreli bas, insan sesini desteklemek amacıyla yaygın şekilde kullanılmıştır. XVI. yy ortalarından Johann Sebastian Bach ın ölüm tarihi olan 1750 tarihine kadar olan süreyi kapsayan Barok Dönem, Erken ve Olgun Barok Dönem olmak üzere iki dönem hâlinde incelenir. Erken Barok Dönemde senfonik orkestralar oluşmaya başlamış, kantat ve opera gibi sahne sanatları filizlenmiştir. Gabrieli, Monteverdi, Frescobaldi, Carissimi bu dönem besteciler arasındadır. Cladio Monteverdi nin opera eserleri Erken Barok Dönemin en önemli yeniliklerinden olmuştur. Uzun cümleli, süslü, zaman zaman karmaşık ve gösterişli bir anlatım sergileyen bu dönem eserlerinde kontrpuanla homophone yazının birlikte kullanılması, dolgun ve görkemli bir üslubun biçimlenmesini kolaylaştırmıştır. Burada kullanılan homophone sözcüğünün anlamı, eşlikli tek sestir. Olgun Barok Dönemindeki konçertolar, solo çalgı ve orkestra topluluğunun karşıtlığından doğmuştur. Bu dönemde öne çıkan dört büyük besteci; Jean Philippe Rameau, Antonio Vivaldi, Johann Sebastian Bach, George Friedrich dir. Abartılı süslemelere tepki olarak doğan Rococo akımı Olgun Barok Dönemde ortaya çıkmıştır. 1

2 Rönesans Dönemi müziğinin durgun, duygulu anlatımına karşın serbestlik, coşku ve karşıtlık içeren müzikal anlatım, Barok Dönemin en önemli özelliklerini oluşturur. Müzikteki bu anlatım zenginliği ses gürlüklerini gösterme ihtiyacını doğurmuş ve ses gürlüğünü gösteren işaretler ilk kez bu dönemde ortaya çıkmıştır. Barok Dönemin ideal ses anlayışı tiz bir ses ve gücü çalgılarla artırılmış bas sesin yalın bir armoniyle birleştirilmesi ilkesine dayanır. Sürekli bas olarak anılan bu özellik Barok Dönemi bestecilerinin armoniyi zenginleştirmeleriyle ortadan kalkar. Bu dönemde çalgısal müzikteki gelişmeyle önceki dönemlerden farklı olarak ritim ve eserin sonuna gelindiğini belirten kadans belirginleşmiştir. Barok müzik yalnızca sedası bakımından değişmiş olmakla kalmamıştır. Çünkü biz onu bambaşka koşullarda, örneğin Aziz Matta Pasyonu nu Kutsal Cuma yortusunda kilisede toplanan o zamanki Leipzigliler olarak değil, konser salnunda dinleriz. Yine de onlardan daha az duygulanmayabiliriz. Seslerin her değişikliğinde nota mantığı varlığını sürüdürebilir; bununla da kalmaz; bu, bizim dilimizdir. müziğin normal akışını engellemeksizin eseri bir nakış gibi süslerler. Bu süslemelerden bazıları şunlardır: Trillo (tril), ana ses ile komşu ses arasında çok hızlı gidip gelerek uygulanır ve uzun sürer. Mordente (mordan), asıl sesle komşusu arasındaki çok hızlı gidiş gelişle asıl sesin belirginleşmesini amaçlar. Acciaccatura (açakatura), birinci sesin çarpıp kaçmasıyla asıl sesin vurgulanmasına denir. Çarpma. Appoggiatura (apajiytür), melodideki bir notayı öne çıkarmak amacıyla önceden komşu notayı bir çırpıda seslendirmektir. Anticipation (antisipasyon), akor içindeki bir sesin gelmesi beklenen yerden ve zamandan biraz önce getirilmesi işlemidir. Barok Dönemi müziğiyle ortaya çıkan duygusal abartı ve süslemeler, notaları ve sembolleriyle, müziğin anlatımını güçlendiren unsurlar olmuşlardır. Bu dönemde müzik eserlerinde kullanılan normalden küçük ebatlardaki notalar ve özel işaretler şeklinde karşımıza çıkan süslemeler, 2

3 BAROK DÖNEMDE KULLANILAN FORMLAR Bu dönemde müzik biçimlerindeki keskinlik eğilimi, belli formların ortaya çıkmasını hazırlamıştır: süit, sonat, konçerto, konçerto grosso, füg, aria, resitatif gibi. Passion, kantat, oratoryo ve operalar bestelenmiş, senfonik orkestralar oluşmaya başlamış, farklı ses ve çalgılar için değişik partiler yazma geleneği; suit, prelüd ve konçertoların doğmasını sağlamıştır. Tema ve çeşitleme yöntemi Barok Dönemin başından sonuna gelişme göstermiştir te Bach, enstrümantal biçim olan füg bestelemeye başlamıştır. Yalın bir temanın füg ve kanon yöntemleriyle ayna benzeri tersten okunarak çeşitlendirilebileceğini göstermiştir. Bu tarzda yazılan Toccato, fantasia, partita, passacaglia (paskalya) bu dönemde ortaya çıkan yeni çeşitleme biçimleridir. Solo çalgılardan oluşan bir topluluğa tüm orkestranın karşılık verdiği concerto grosso yaygınlık kazanmıştır. Rönesans ile birlikte kilise dışına çıkan besteciler, soyluların desteği ile saraylarda müzik yapmaya başlamışlardır. Bu dönemde tüm müzik türlerinde değişiklikler oluşmuş, armoni öğesindeki gelişmeler ve kromatik aralıkların kullanımı bugün kullandığımız majör ve minör dizilerin belirginleşmesini sağlamıştır. Çalgılar ve enstrumantal müzikteki ilerlemeler sonucunda sonat, canzona, riccercare ve toccata gibi yalnız çalgılar için bestelenen müzik biçimleri ortaya çıkmıştır. 1. Concerto grosso.. Geniş konçerto. Barok Dönemde sonat formuna göre yazılmış konçerto. Solistler grubu ile orkestranın diyalogu üzerine kurulu eserdir. Küçük bir çalgı grubunun, orkestranın geri kalan çalgılarıyla karşıt durumda olduğu yapıttır. Bugünkü konçertolar, konçerto grosso nun gelişimden oluşmuştur. 2. Oratorio. Kutsal konulu bir metin üstüne çalgılar, koro ve solistler tarafından söylenmek üzere yazılmış, sahnelenmeyi gerektirmeyen tür. 3. Toccata. Tek bölümlü bir çalgı müziği parçası olarak XVI.yy da doğan ve Barok Dönem boyunca özellikle org ve çembalo gibi klavyeli çalgılar için yazılmıştır. İtalyanca dokunuş anlamına gelir. 4. Concerto. Uluslararası sanat müziğinde solo çalgı ve orkestra için, iki temalı sonat formunda yazılan etkileyici, görkemli eser biçimi. Antonio Vivaldi bu formun babası olarak anılır. 3

4 5. Füg. Müzik sanatında önemli ve değerli bir yeri olan, özünde taklit sanatına dayalı, armoninin olanaklarından yararlanarak kontrpuan tekniği ile yazılmış Barok Dönem müzik biçimi. Latince kaçış anlamına gelir. Füg te seslerin birbiri ardına sıralanması, kovalamayı andırmaktadır. Kontrpuan yazısı biçimlemelerinden biridir. Tema (konu) önce tek başına bir seste sunulur, sonra diğer sesler birbirleri ardından kontrpuansal kurallarla konuyu izler. XV. ve XIV. yy larda basit kanonlar anlamına gelirdi. Polifonik geleneğe dayanarak füg bu yüzyıllarda gelişmiştir. Kuralların sıkılığı ve tonal karakterin olanaklarından yararlanarak, XVIII. yy ın ilk yarısında füg ü doruk noktasına eriştiren J.S. Bach olmuştur. 6. Opera. Eser anlamında müzikli sahne oyunu. Bu formun ilk örneği 1597 de Ottavio Rinnucini ( ) nin şiirsel metni üzerine Jacopo Peri ( ) nin bestelediği Dafne adlı eserdir. Partisyonu günümüze ulaşmamıştır. 7. Passion. İsa nın yaşamını ve çarmıha gerilme öyküsünü dile getiren motet benzeri bir tür. 8. Suite. Aynı tonda benzer biçimde ama değişik etkilerde olan dans parçalarının birbirini izlemesinden oluşan çalgı müziği biçimi. Bölümleri genellikle; allemande, courante, sarabande, gigue şeklinde sıralanır. Opera ve Oratorio İ talya, XVII.yüzyılda siyasal açıdan İspanyol hakimiyetindeydi. Napoli Kral yardımcılığı, Sicilya, Sardinya, Milano Dükalığı ve Toskana yı yöneten İspanya, hegomanyasını dolaylı olarak Kilise Devleti üstünde hissettiriyordu. Toplumun moral çökme işaretleriyle yeni doğan özgür düşünce tohumlarının aynı zamanda bulunduğu bu karışık ortamda, müzik tek eğlence ve çeşitli sınıfları bir araya getirebilen tek sanatsal biçimdi. XVII. yüzyılın müzik olayı, lirik dramın yani operanın yaratılışıdır. Bu müzikli gösteriler, soyluların sarayında doğmuş ve oldukça kısa bir sürede ücretle girilen halk tiyatrolarına yerleşmiştir. Müziğin tiyatro gösterilerine katılması ilk kez değildi. Antik çağdan beri müzik, sahne müziği gibi sunulurdu. Fakat XVII. yüzyılın başında doğan ve büyük bir güçle kendisini kabul ettiren olay, yalnız müzik için tasarlanmış temsilin doğuşudur. Opera, o dönemde yaygın olan monodik şarkıdan doğmadı. Madrigal sanatının gelişip yaygınlık kazandığı XVI. yüzyılda bile aynı polifonik eserin sadece luth ya da sadece viol ya da gitar gibi tek enstrüman eşliğinde solo ses için trnskripsiyonlarına bolca rastlanıyordu. Opera, bu tarzın aksine reçitatifin bulunuşundan doğdu. Yani, konuşulan dili müzikal olarak ifade etmek demek olan yepyeni bir sanattan. Bir dramın tamamen müzikle sunuluşunda, sözlerin şarkıcılar tarafından ifadesi olayı XVI. yüzyılın sonlarıyla XVII. yüzyıl başının en dikkate değer buluşudur. Gerçekten de reçitatifin bulunuşuyla müzik artık koro, bale, ara müziği, aria, madrigal de olduğu gibi ikinci derecedeki rolünden sıyrılmış, şiirle aynı sıraya yerleşmiştir. Barok dönem operasının tanımı, solo sesler korolar, danslar ve orkestra için yazılmış lirik dram şeklindedir. Opera sözcüğü Latince eser demek olan opus ve operis sözcüklerinden gelir. Başlangıçta operanın türünü belirtmek gerekliydi. Opera sacra (kutsal opera), opera seria (ciddi opera), opera buffa (komik opera) gibi. Operaya lirik dram da denir. Eski Yunan da tiyatro için yazılan manzum metne dram, bestelenen drama ise lirik dram deniyordu. Çünkü lyr çalgısı Antik Yunan da yaygındı. Bu antik çalgı, günümüzde bile müziğin sembolü kabul edilir. XVIII ve XIX. Yüzyıl 4

5 operalarının uvertür, entrodüksiyon, aryalar, düetler, triolar, kuartetler, kentetler, sextetler, septetler, oktetler.. vb., baleler, korolar ve final gibi çeşitli parçalardan kurulmasına karşılık başlangıç operalarının parça türleri çok sınırlıdır. Operaların dramatik akışları içinde gerektiği yerde parçalar ara müziği (interlude) ile ayrılır. Flaman okulunun polifonik yazısında üst sese üstünlük verilmişti ve çalgı eşlikleri kontrpuan tekniği ile gerçekleştirilmekteydi. İtalya da Floransa da 1600 lere doğru doğan ve gelişimi çok hızlı olan bu yeni müzik biçimi, XV ve XVI. yüzyılların müziğini sönükleştirdi. Bu gelişmeleri anlamak için Rönesans Floransası na bakmak gerekir. Floransa da, Grek sanat idealine dönerek Eflatuncu bir estetiği yeniden yaratmak düşüncesi, sanatçıları birleştiren güçlü bir amaç olmuştu. Başrolü müziğe veren bir tiyatro göstergesi oluşturmak için müziğin trajediye, dizelerin anlamını ve ifadesini bulandırmadan eklenmesi gerekiyordu. Varnio Kontu Giovanni Bardi ve Jacopo Korsi nin desteklediği bir grup seçkin sanatçı ve entelektüel, antikitenin yüksek bir anlatım aracı olan Grek trajedisini canlandırmak için deneysel çalışmaları yapıyordu. Bu toplantılarda sanatta devrim sayılabilecek görüşler ortaya atılırdı. Soyluların sarayında çalışan ve Camerata adı verilen bu grup, besteci, ozan ve şarkıcılardan oluşuyordu. Bunlar, kontrapuantik kargaşadan uzak, konuşmaya elverişli, şiir ve müziği eşdeğerde birleştiren, Antik Yunan yalınlığına uygun ve onu yeniden diriltecek eserler vermeye çalışıyorlardı. Ancak yeni ve duyulmamış bir şey buldular: Opera. Opera, gün ışığına çıkmadan önce, uzun bir gelişme çizgisini aşmamış olan tek müzik biçimidir. Bardi Sarayı nda yapılan çalışmalarda, tek sesli ezgiyi bağımsız hale getirmek için kontrpuandan uzaklaşmak gerektiğine inanılıyordu. O sıralrda, sözlerle uyum sağlayan yalın ve doğal ezgiler düşünülüyordu. Camerata nın toplantılarında bu düşünceleri savunan Vincenzo Galilei ( ), Dante nin İlahi Komedya sının Ugolin sahnesini bu tanımlara uygun olarak besteledi ve viyola eşliğinde kendisi söyledi. (Vincenzo Galilei, astronom Galileo Galilei nin babası, besteci ve luth ustası). Grubun çok beğendiği, onun dışındaki bestecilerin tepkiyle karşıladıkları bu müziğin armonisi çok fakir ve başarısızdı. Buna karşın Bardi Sarayı ndaki çalışmalar sürdü. Bu arada, yine Floransalı Camerata da yer alan amatör bir besteci, Emilio del Cavalieri ( ), iki pastoral yazdı: Il Satiro ve Disperazione del Fileno. Cavalieri, bu eserlerde farklı bir şarkı söyleme tarzı kullandı. Bunu da Recitando (anlatır gibi) deyimi ile ifade etti. Floransaki akademik çalışmalar, Cavalieri nin açtığı yoldan ilerledi. Şarkıcı ve besteci Giulio Caccini ( ) ve Jacopo Peri ( ) bu yeni üslubun kurallarını saptadılar. Müzikte, konuşmaya benzer doğal bir şarkı tarzı aradılar. Caccini, Yeni Müzik adlı eserinde şöyle diyordu : İyi şarkı söylemek için süslü ezgilere gerek yoktur. Bir eseri bestelerken ya da icra ederken düşünceyi, sözleri iyi anlamak, onları zevk ve heyecanla ifade etmek, kontrpuan bilmekten daha önemlidir te Peri, ozan Rinnucini nin metni zerine Daphne adlı pastorali besteledi. Eser, Floransa da Kont Korsi nin sarayında temsil edildi ve halk tarafından çok beğenildi. Bundan üç yıl sonra, gerçek bir opera olmamakla beraber, ilgi çekici bir eser doğdu: Orazio Vecchi ( ) nin Amphiparnasso su. Üç perde ve bir ön bölümden kurulu olan eser bir pastorale, yani sahnelenmeye uygun madrigaller dizisidir. 5

6 1600 yılı, büyük operanın doğuş yılıdır. Peri, yine Rinnucini nin metni üzerine Euridice yi yazmıştır. Eser, 6 Ekim 1600 de Pitti Sarayı nda, Floransalı seçkin entellektüeller önünde temsil edildi. Peri nin Euridice si, günümüze ulaşabilmiş ilk operadır. Aynı yıl Roma da Emilio del Cavalieri nin Rapperantatione di Anima et di Corpo adlı eserinin temsili yapıldı. Mediciler tarafından siyasi bir görevle Roma ya göndeirlmiş olan Cavalieri, reçitatif tarzındaki şarkıyı böylece Roma ya taşımış oldu. Çağın en önemli bestecisi Monteverdi dir. Monteverdi, yeni operanın ateşli taraftarlarından biriydi. Orpheo dan (1607) Poppe nin Taç Giymesi ne kadar (1643) yazdığı bir seri opera, derin duyarlılığın ve yüksek anlatım gücünün ürünü oldu. (bkz. Monteverdi). İtalya da opera alanındaki çalışmalar sürdü. Roma da şarkıcı besteciler okulu kuruldu. İtalya da opera alanındaki çalışmalar sürerken Roma da şarkıcı besteciler okulu açıldı Francesco Cavalli Serse adlı operasıyla parlarken, Marc Antonio Cesti üçbölümlü aryayı besteleyen ilk besteci oldu.. Venedik te Symphonia adı verilen çalgı müziklerinin sıkıştırılması da bu dönemin yenilikleri arasındadır. Venedik, aynı zamanda, hareketsiz dram olan kantat ın oğduğu yerdir. Chapel Royal of Naples İtalya nın sınırları dışına taşan opera, dünyayı fethetti. Lirik eserler Avrupa ya yayıldı ve hemen Amerika ya sıçradı. İtalyan orkestra şefleri ve şarkıcılar durmaksızın seyahat etmeye başladılar. Avrupa prenslerinin saraylarında ün kazandılar. Halk üzerindeki etkileri büyük oldu. Ziyaret ettikleri ülkelerin müzik yaşamında hatırı sayılır bir yer tuttular. Onların diktatörlüğü, 150 yıl boyunca yalnız tiyatrolarda değil, aynı zamanda saraylarda, hatta kiliselerde sürdü. Ancak, İtalyan operasının egemenliği, bir süre sonra öteki ülkelerde tepki uyandırmaktan geri kalmadı. Alessandro Stradella nın eserleri ilk koçertolar tarihinde olduğu kadar opera tarihinde de önemli sayılır. XVII. yüzyıl sonu ile XVIII. Yüzyıl başında Napoli, operanın parlak bir uygulama alanı olmuştur. Bu kentin verdiği en önemli besteci, Napoli ekolünün de kurucusu olan Alessandro Scarlatti dir ( ). Napoli Kral Kilisesi nin baş mugannisi ve konservatuvar öğretmeni olan Scarlatti, 125 opera, çok sayıda oratorio, missa ve çalgısal eser vermesine karşılık, çağında yeteri kadar iyi değerlendilememiştir. Floransa operası sözlere ağırlık vermişti güzel sesleriyle tanınan Napolililer arsında Bel Canto, gerçek bir zafer kazandı. Etkileyici ezgiler ön plana geçti. Artık İtalyan operasının özellikleri iyice belirginleşmişti. İngiliz estetiğinin ilk ürünleri Henri Purcell,n eserlerinde kendini gösterdi. Fransa da bu dönemde, Floransa doğumlu Jean Baptiste Lully parladı. Almanya ve Avusturya da İtalyan Operası kendini kolayca kabul ettirdi. Johann Wolfgang Franck ( ), Reinhardt Keiser ( ), 6

7 Johann Casper Kerll ( ), Johann Joseph Fux ( ), Johann Adolp Hasse ( ) ulusal opera kavramına yaklaşan eserler veremediler ve İtalyanca sözler üzerine opera yazmakla yetindiler. F RANSA VE İTALYA DA XVIII. YÜZYIL KOMİK OPERASI VE BOUFFON LAR SAVAŞI Fransa da Komik Opera Fransa Opera komiği, ulusal panayır tiyatrolarının bir ürünü olarak ortaya çıktı. St Laurent Panayır Tiyatrosu nda 1674 yılında kuklalar kullanarak opera taklidi temsiller verildi. Dört yıl sonra da gerçek aktörlerle, dans ve şarkıların yer aldığı bir oyun sahneye kondu. Fransız operasının kurucusu (1669) olan Jean Baptiste-Lully, bunların yasaklanmasını sağladı. Bu olay üerine, panayır aktörleri, yalnız jestlere ve mimiklere dayanan oyunlar sunmaya başladılar. Sahnede, üzerine bası şarkı sözleri yazılı levhalar bulunurdu. Müziğin sırası gelince, dört kemanla bir obua ya indirgenmi olan orkestra başlangıç ölçülerini çalar, seyirciler de hep birlikte şarkı söylemeye başlarlardı. Aktörler, oyunun gerektirdiği hareket ve mimiklerle gösteriyi sürdürürlerdi. Halkın pek hoşuna giden bu garip uygulama, 1716 ya kadar sürdü. Bu sırada bir tiyatro sahibi, şarkı, dans ve çalgı müziğinin yer aldığı oyunlar sergileme izni elde edince, Jean-Joseph Mouret gibi besteceilerin de bu türde eser vermesi ile gelişen bu gösterilere Opera Komik adı verildi. İtalya da Opera Buffa İtalyan Oprea Buffa sı (Gülünç Opera), Opera Seia (Ciddi Opera) denen Büyük Opera türünden doğdu. Müzikli trajediler olan ilk İtalyan operalarının gülünç ögeler taşıdığı da oluyordu. Zamanla bu ögeler birleştirilerek Ciddi Opera da iki perde arasında seyirciyi oyalamak için sunulmaya başladı. Bu küçük gösteler daha sonra müzikli komediler olarak bağımsız biçimde geliştiler. Stradella, Allessandro Scarlatti, Pergolezi, Galuppi gibi besteciler bu tarzda eserler verdi. Bu eserler, kısa bir üvertür, aryalar ve akıcı resitatifleden oluşuyor, hiçbir şekilde konuşma bölümleri taşımıyorlardı. Bu bakımdan Fransız komik operasından ayrılıyorlardı. Sahne müzik niteliklerini tam olarak taşıyan İtalyan opera buffaları, müzikte taklit ögelerine büyük yer verir ve genellikle gerçek yaşamdan seçilen konuları işlerdi. Bouffon lar Savaşı 1746 Ekim inde Paris Comedie-İtalienne Tiyatrosu nda Pergolesi nin La serva Padrona sının ilk temsili oldukça sessiz geçti yılında bir İtalyan topluluğu tarafından gerçekleştirilen ikinci temsil çok büyük bir başarı sağladı. Bu olay, Bouufon lar savaşaının ndeni değilse bile, bahanesi oldu. O tarihte de müzikseverler günümüzdeki gibi iki düşman sınıfa ayrılmıştı. Birinci grupta toplananlar, müzziği ne özel kültür ne de özel bir dikkat gerektirmeyen sevimli bir eğlence, bir dinlenme aracı olarak görüyorlardı. Öteki grupta ise, müziği anlayabilmek için hazırlayıcı çalışmalara, araştırmalara ve başarısı oldukça zor ödenen uyum sağlamaya gerek duyanlar yer alıyordu. Kısacası, birinciler kolay müziği seviyordu, ikincilerse bilgiyle yazılmış olanı İtalyanlar, dinleyiciyi tembelliğe itiyorları. Oysa Rameau nun armonilerini anlamak gerekiyordu. Opera Buffa nın tarafarları ile Fransız müziğini savunanlar arasında şiddetli tartışmalar başladı. Kraliçe, Bouffonları tutuyordu. Kral ve Pampoudor ise Fransız müziğini koruyorlardı. La SErva Padrona nın temsillerinde; Durante nin, Jonelli nin Rinaldo da Capua nın oldukça sıraddan eserlerinin temsillerinde, iki parti iki loca altında gruplaşıyorlardı.: Kral köşesi, kraliçe köşesi Kavgaların, şiddetli hicivlerin, düellorların, gizli mektupların, sert tartışmaların yer aldığı bir mücadeleydi bu Rousseau nun Fransız müziği üzerine mektup undan anlaşıldığına göre kraliçe ve taraftarlarının bğenisi hiç de ulusal bir zemine dayanmamaktadır. Rousseau der ki: Fransız müziğinde ne melodi, ne de ölçü vardır. Çünkü dil buna uygun değildir. 7

8 Fransız şarkısı, kulağı tıamalayan bir havlama gibidir. Fransız besteciler, ses müziği yazmakta usta değildirler, ayrıca nüanslarında Fransızca karşılıkları yoktur. Rousseau nun eleştirileri sürüp gitmektedir. Ancak o, böylece gelecekteki Fransız ulusal operasının da tanımın apmış oluyordu. Rameau nun müziği ise ona bilgiççe, karmaşık, gürültülü ve anlaşılmaz geliyordu. Kendisi de la Serva Padrona nın etkisiyle yalın,hafif, kolay anlaşılır Köyün Falcısı adı önemsiz operayı yazan Jean Jacques Roesseau nun görüşleriyle, Rameau ve Lully nin müziğini savunanların anlayışını uzlaştırmayı başaran, bir Alman besteci oldu: Christoph Willibald Gluck. O ratorio. XVII. yüzyılın en gözde biçimlerinden olan oratorio, solo sesler, ses grupları, koro ve orkestra tarafından icra edilen dini drama verilen addır. Oratorio sözcüğü, dua etmek anlamına gelen orave fiilinden gelir. Roma da, Ruhani Meclis in toplantı salonu olan Orator da icra edilen kutsal esere, bu yere görelikle oratorio denmiştir. Oratorio ile orta çağınkutsal oyunları (Mystéete ler) arasında ilişki olmakla beraber doğumu operayla aynı döneme rastlar. İkisinin de vatanı İtalya dır. Oratorya, ilk doğandır ve biçimini iki Romalıya, Emilio del Cavalieri ile Giacomo Carissimi ye ( ) borçludur. Roma da kilise müziğini yönlendiren Carissimi, solo kantatın gelişmesinde ve XVII. yüzyılın başında kutsal konulu opera gibi görülen oratorionun biçimsel yönde genişleyerek bağımsızlığını kazanmasına önemli rol oynamıştır. Carissimi nin oratorioları sahne için değil, kilise için düşünülmüştür. Bu bakımdan bestecinin Jephte, Judicium, Salamonis, Jonas ve Baltazar oratoriolarında reçitatif olarak şarkı söyleyen bir anlatıcı kullanılmıştır. Opera ve oratorionun başlangıçtaki gelişmeleri paralel olmuş, ancak daha sonra ayrılmakla kalmamışlar, rakip duruma geçmişlerdir. Opera, halk tiyatrosuna karşı zafer kazanırken; oratorio, tiyatroyla ilgili her şeyi atmış, kostüm, dekor ve her türlü sahne aksiyonundan arınmıştır. Bu durumda, parçaların ve konunun bütünlüğünü sağlayacak yarı konuşur yarı şarkı söyler üslupta bir anlatıcının varlığı kaçınılmaz olmuştur. XVII. yüzyılda Giacomo Carissimi nin getirdiği anlatıcı (historicus), sahne hareketi, dekor ve kostüm gibi ögelerin yerine geçmiştir. Oratorio da konunun din olması şartının zaman zaman dışına çıkıldı. Hareketsiz dram olan oratorionun modern yaratıları, dinsel konuları bıraksalar da yüksek ve seçkin bir felsefeyle, bir idealle ya da doğanın hemen hemen kutsla sayılan gerçekleriyle iç içe olmaktan vaz geçmediler. Oratorio da ayrı ayrı birçok parçadan oluşmuştur. Solo ve korolar arasına aria, düet, trio vb biçiminde ezgiler yerleştirilmiştir. Orkestra eşliği parçaları ayırmaya yarar. Uvertür, ara müziği ve marşlar, yalnız orkestranın çaldığı parçalardır. İtalya da Emilio del Cavalieri, Rappresantatione di Anima et di Corpo adlı eseriyle daha çok dinsel opera yazarı olarak kendini gösterir. Carissimi nin operaları ise, ön plana çıkan korosu ve seyrek armonilemesi ile XVII. yüzyılın ilk yarısında biçimlenmeye başlayan kanatla akrabalık kurmuştur. Bu dönemin önemli ürünlerinden birini Alessandro Stradella vermiştir. Bestecinin San Giovanni Battista adlı oratoriosu zengin anlatımıyla dikkati çeker. 8

9 A lmanya da Dinsel Müzik Almanya da oratorio ve onunla akraba olan passion, dinsel kantat gibi müzik biçimleri, Schutz, Schein, Csheidt, Praetorius, Buxtehude, Pachelbel, Kuhnau, Rosenmüller, Demantius, Teile, Löeve gibi müzisyenlerde gelişti. XVII. yüzyılın en önemli Alman teorisyen ve bestecilerinden biri olan Turinge li Michael Praetorius ( ), Hans Leo Hassler gibi Venedik Okulu nun en ileri besteleme yöntemleriyle Alman geleneklerini birleştirerek Lutherci felsefeye uygun, arı ve görkemli bir üslubun oluşmasında rol oynamıştır te Brunswick Dükü nün Chapel ustası olan ve ölene dek bu görevde kalan Praetorius anıtsal eserler vermiştir. Alman dinsel müziğinin gelişmesinde iki İtalyan besteci, Giovanni Gabrieli ve amcası Andrea Gabrieli önemli etken olmuşlardır. Bu iki büyük öüretmenin ellerinde kişilik kazanan Hassler, Sweelinck ve Schütz, özümsedikleri üslubu ve yarattıkları geleneği iki kuşak (yaklaşık yüz yıl) ileriye taşıyabilmişlerdir. Saksonya nın dünyaya verdiği dev besteciler arasında Üç Büyük S diye anılan ve birer yıl arayla doğan Schütz, Schein ve Scheidt, Alman müzik geleneğinin temel taşları kabul edilir. Y üksek Barokun mantıktan aldığı zevkin bir sonucu da Scarlatti nin sonatlarının ve Bach ın enstrümantal yapıtlarındaki o denli sık olan dans bölümlerinin ilkesini oluşturan, her biri tekrarlanan, ikincisi birinciyi yansıtan iki bölümlü parça gibi standart biçimsel tiplerinin artan önemiydi. Duru simetrinin (tekrar ve yansıtımın) yöntemine uygun değişiklikle (önerme-yanıt ile) kaynaşması, dönemim özelliğidir ve buna, da capo aria, füg ve konçerto gibi bu denli yaygın ve birbirinden çok farklı olan yapıtlarda da rastlanabilir. Bunlardan da capo aria yalnızca opera seria da değil, dinsel yapıtlarda ve kantatlarda da her zaman vardı. Füg de pek çok amaca uyabiliyordu. Bugün özellikle Bach la birleştiriliyor olsa da, fügler Sweelinck in öğrencileri kuşağının eski stildeki kontrpuan yeni armoni biçemiyle birleştirme ustalığının devam ettirildiği Almanya da yetişen çoğu besteci tarafından yazıldı. Bu aşamada fügler için tercih edilen biçim, klavye müziğiydi ve çoğunlukla bu gibi yapıtlar doruğa çıkış formları nedeniyle bir prelüd, br toccata ya da passaglia yı örten bir kapanış işlevine sahip olacaklardı. Besteci ya da icracı olan barok müzisyenler yapıtlarına uzanlatım (retorik) biliminden kazandıkları anlayışı getirdiler ve bir fügün sergileme bölümünden (exposition) çıkıp anlatım sonuna (peroration) girmesi, konuşmadakine benzer. Bir füg melodik bir konu ile başlar, sırayla giren hemen hemen her keresinde toplam dörde yakın bir ses tarafından mutlaka taklit edilir. Bir kez seslerin tümü söylenirken, olağan olarak tam taklitten kopuş olacaktır. Konudaki bir öge, olasılıkla böyle geliştirilebilir. Bunun ardından hepsi, izleyen aşamalarda çoğunlukla (bütün ses aralıklarının tersine çevrildiği, tizlerin pes, peslerin tiz olduğu) ornatımla (inversiyon) ve (değerleri iki kat uzun olan nota değerleriyle sona varışa uygun görkemli bir yavaşlama yaratan) artırımla (augmentation) sunulacak olan konuyla ilgili taklit bölümler ve ara pasajlar içinde ilerler. 9

10 Füg esas olarak bir Alman formu olmasına karşın, konçerto her yerde vardır. Terimin kökeni İtalyanca dır ve artık kesin biçimde tanımlanan konçertolar, enstrümentalistlerin birlikte konser verdikleri parçalardı. İlk örnekleri, 1700 dolaylarında, aralarında Bologna da Giuseppe Torelli ( ) ve Venedikli Tomaso Albinoni ( ) nin bulunduğu barok bestecilerden geldi. Konçertonun her yerde var olması, kökenbilimsel (etimolojik) akrabası olan konserin her yerde var olmasından ileri gelir. 18. yüzyılın ilk yıllarında Telemann, üniversite kenti Leipzig te düzenli müzik yapan ve Bach ın oraya besteci-koro şefi görevine atandığı 1723 te hala varlığını sürdürmekte olan bir forum olan collegium musicum u kurdu. Bach ın başlıca görevleri, kilise için rutin dini törene hemen hemen haftada bir, bir kantat yazıp prova ve icra etmek, aynı zamanda da collegium için de beste yapacak vakit ayarlamaktı. Venedik te dinsel metin icraları kadar, sonat ve konçertolar içeren konere benzer ayinler, kibar dinleyicileri kentin kalabalık gayrimeşru çocuk nüfusu için kurulmuş olan kurumlara çekti. Vivaldi, 1703 te kızlar için kurulan böyle bir sığınma yurduna atanmıştı. Paris te en çok tutulan konser dizileri 1725 te kurulan ve aynı şekilde din ve enstrümental müzik karışımlarına adanan Concert Spirituel idi. Bu sırada Handel Londra da, Avrupa nın en zengin konser yaşamına ulaşmıştı; bir yandan da kente başka ülkelerden, ya turne yapmak ya da kalmak üzere art arda müzisyenleri getiriyordu. Besteciler ve icracılar Londra ya opera için de geliyorlardı. François Raguenet gibi birçok İngiliz centilmen de İtalya daki operadan çok büyük haz alıyor ve yurtlarında daha fazla sayıda opera olmasını istiyorlardı. Bu amaçla, 1705 te İtalyan operasını sunmak üzere bir şirket kuruldu ve bu şirket, 1710 daki ilk gelişinde Handel in en çok dikkatini çeken şey oldu. Şarkıcılar, rakip besteciler gibi, İtalya dan getirtildi, hepsi yanlarında operanın peşi sıra taşıdıkları mutad taşkınlığı, bencilliği ve entrikaları da getirdiler, ama aynı zamanda Handel in göz kamaştırıcı partisyonlarının gelmesini de tetiklediler. Handel, librettolarını büyük ölçüde son İtalyan repertuarından aldı, ama özellikle de capo aria ları en çok dramatik çıkış sağlayacak şekilde yerleştirdi. Sahnenin kapanış aşamasında oyunun şatafatlı giysiler kuşanmış ve heyecanla elektriklenmiş durumdaki kişileri, (aralarında bir reçitatifin bulunduğu durumlarda) bir solo parçanın ardından yüksek sesle tiriller çığırıyorlardı; bu ancak, işlenen konunun ilerleyişi sırasında ölmüş olan kişilerin de aralarında yer aldığı bütün karakterlerin koroya katılacakları son sahnede değişiyordu. İtalya da olduğu gibi başlıca karakterleri kastratolar seslendiriyordu; böylece neredeyse tüm yapıt tiz seslerin-aryaların işlediği öfkeyi, sevinci ve acıyı canlandıran ve Handel in keşfettiği öz sunumunun çift anlamlılıklarını ve saçmalıklarını da dile getirebilen seslerin gösterisi haline gelecekti. Hepsi İtalyan olan yıldız şarkıcılara ödenen akıl almaz ücretler, basında saldırılara ve akıl almaz rekabete yol açtı. Londra daki opera kendi başarı yolundan felakete saptı, Handel in birçok yapıtını rafa kaldırdı. Handel in bu operalarının büyük bir bölümü, kastratolar için yazılmış kahramanlık rollerini üstlenecek yeteri kadar kontrtenorun yetiştiği, yapımcılarla izleyicilerin sihirli çekiciliği güzellikle, düzenbazlığı gergin duygu ile birleştiren bir sanata değer verdikleri 1980 lere kadar sahneye geri dönmedi. Bach ın müzikli dram alanındaki büyük denemeleri - Aziz Matta Pasyonu ile ondan önceki Aziz Yuhanna 10

11 İncili ne dayanan denemesi (1724) Handel İn opera ile uğraştığı, örneğin Guilio Cesare in Egitto (Julius Sezar Mısır da, 1724) yu ve Rodelina yı (1725) yarattığı sırada geldi. Bazı bakımlardan aradaki zıtlık çok büyüktür. Bach, dinleyicilerini daha çok cemaat üyelerinin- her birinin hemen hissedeceği ve açıkça katılacağı bir öykü anlatıyor, buna karşılık opera seria larda olduğu tarzda, Handel in operaları, ana karakterin gizli kuşkuları ve arzularını çarpıcı şekilde dışa vurdukları yabancı diyarlara yerleştiriliyordu. Bach ın pasyonlarında zıtlıklara faklı bir biçimde bakmak üzere olayları yoğun bir anlatım ve yorum içinde sunmasına karşın, bunlar Handel de sahnede rol alıyordu. Ayrıca, Handel in sadece varlıklı bir kentin en zenginlerine hitap etmesine karşın, Bach ın pasyonları giriş bileti almayı gerektirmiyordu. Yine, Bach ta merkezi öyküyü sunan tenoz İncil yazarıyla karşılıklı söyleşen İsa yı söyleyen bas solisttedir, buna karşılık Handel de heyecan her şeyin üstündedir. Handel in aria ları çok hızlı ve gösterişlidir ve çoğunlukla bir cadenza nın (şarkıcının isterse katılabileceği bir süsleme) eklenmesiyle daha hızlı ve gösterişli kılınmıştır; zaten bir yıldız, alkışlanmaktan emin olmadan sahneden ayrılmaz. Buna karşılık Bach ın şarkıcıları yerlerinden ayrılmıyorlardı ve onlar için alkış yersiz olacaktı. Tempoları buna uygun olarak daha ılımlı olabiliyordu. içermesi bakımından olağanüstü zengindir), mütevazı bir orkestra ve sürekli bas eşliğinde altı şarkıcı düzenindedir ve kanıtlar Bach ın kantat ve passionlarının da aynı büyüklükteki güçler tarafından söylendiğini düşündürür. Hem Bach ın, hem de Handel in aryaları, vokal çizgiye yol gösteren ve gölgeleyen bir solo çalgıyla quasi düetler (sözde düet, düetimsi) olarak icra edilir. Bach ın aryaları, Handel in aryaları gibi da capo formundadır ve bu form, açımlanmakta olan anlatımı temponun yavaşladığı bir ana getirir. Bunu farklı nedenlerle, Handel de anlatımda, Bach ta düşüncede, ama aynı form içinde ve tek heyecan türlerine yoğınlaşarak böyle yapar. Bu dönemin müziği, her kesimde tek bir simetri ve tekrar kurarak sonuna kadar korunacak belli bir anlatım türüne sahip olur. Gerçekte da capo aria nın kontrastı buna dayanır; ruh hali birden değişir ve hemen hemen duygusal bir anahtara bir dokunuşuyla aniden geri döner ve ister opera, ister dinsel müzikle ilgili olsun, barok müzikal dramın öz doğası haline gelir. Solistler, bu uzatılan şiddetle tutkulu kararlılık anlarında kendilerini dile getirirler. Bu dönemin tarihinde ve söylencelerinde, solo müzisyenin tek başına dinleyen bir kişi için rahatlatıcı olarak çaldığı müzik, sık sık yeniden ortaya çıkar. Bach ın 1741 de yayımlanan bir saat süren, klavye parçaları dizisi, Goldberg Çeşitlemeleri konusunda, Johann Gottlieb Goldberg ( ) adlı bir erkek çocuğun, efendisinin uykusuzluğunu iyileştirmek üzere çalması için yazılmış olduğuna ilişkin, olasılıkla uydurma olan açıklama bunun başka bir örneğidir. Bu gibi öykülerin arkasında, icracı müzisyenlerin icraların değerlendirilmesindeki değişme yatar; artık değer verilen büyük icra ustalığından çok, özel rahatlama ve avutmadır. Bu iki tip çalışma arasında benzerlikler de vardı. Tipik Handel operası normal olarak iki kastrato ya da önemli rollerde üç kadın (Giulio Cesare sekiz rol 11

12 GOLDBERG ÇEŞİTLEMELERİ BWV 988 (Goldberg Variations BWV 988: Klavierübüng) Barbitüratlar çağından önce uykusuz zenginler uyumak için başka yollara başvururlardı. Yüksek dozda müzik birebir ilaç sayılır ve bunu uygulamak üzere bir de yatılı müzisyen tutulabilirse bu, hastaya şifaya kavuşmuşçasına iyi gelirdi. Bach ın Goldberg Çwşitlemeleri adıyla anılan 2 Klavyeli Klavesen İçin Bir Raya Üzerine Değişik Varyasyonlar ı, müzik tarihinde ilk kez, uykusuzluğa çare bulmak için ısmarlanan bir beste olarak ün kazanmıştır. Bach ın yaşam öyküsünü 1801 de ilk kez yazan Göttingen Müzik Direktörü Johann Nikolaus Forkel ( ) e göre Goldberg Çeşitlemeleri (1741), Rusya nun Dresden Büyükelçisi Kont Hermann Carl von Kaiserlingk için bestelenmiştir. Forkel in ilettiklerinin doğruluğu kuşkulu olmakla beraber Aria mit verschiedenen Veraenderungen (Muhtelif Çeşitlemeli Arya) başlığı altında 1741 ya da 17422de yayınlanan ve tüm dünyada tanınan eserin bu sevimli adını Goldberg e borçluyuz. J.S: Bach ın Johann Theophilius Gottlieb Goldberg ( ) adlı öğrencisi, zengin Kont Kaiserlingk tarafından kendisinin uyku vericisi olarak tutuldu. Konttan çağrı alınca Goldberg, yatak odasının yanındaki odaya ayaklarının ucuna basarak girer ve oradaki klavseni yavaşça çalardı. Zaman gelir bir oturuşta saatlerce çalar, repertuarı tükenirse doğaçlama yapardı. Daha sonra Kaiserlingk in aklına bir fikir geldi. Kendisine uyku getirici özel bir besteye sahip olmanın iyi olacağını düşündü. Goldberg ona, bu işi hocasının yapmasını önerdi. Bunun üzerine Johann Sebastian Bach ile sözleşme yapıldı. Bach, altın bir kupa içinde iki yüz düka karşılık (başka bir kaynağa göre de 100 Louis altını bulunan bir enfiye kutusu), her dinleyeni uyutması kesin olan bir parça bestelemeyi kabul etti. Bunun sonucunda, günümüzde Goldberg Çeşitlemeleri olarak bilinen otuz çeşitlemeli görkemli arya ortaya çıktı. Bu parça Kont Kayserling i memnun etmekle kalmadı, uyuttu da. Oysa günümüzde dinleyiciler, kontrpuantal çeşitlemeleri izleyip keyfine varmak için uyanık kalıyorlar ve bu ninni nin bestecisini alkışlıyorlar. Bach ın yaşamında tek bir besteden en çok para kazandığı ve 1742 de basılan bu çeşitlemeler, 1725 yılına ait Anna Magdelena Bach ın müzik defterinden alınan bir şarkı üzerine kurulmuştur. ¾ lük ölçüde, Sol Majör tonda ve ağır bir dans olan sarabande biçiminde yazılmış sakin, zarif ve süs notalarıyla bezenmiş 34 mezürlük arya, 30 çeşitlemeyle işlenerek bir müzik anıtı yaratılmıştır. Bach ın klavyeli çalgı alanındaki besteleri arasında bir zirve oluşturan eser, parlak İtalyan virtüözlüğünü, zarif Fransız besteciliğini, sağlam Alman tekniğini kapsar. Önemli olan özelliklerinden biri de, çeşitlemelerin aryanın melodisi üzerine değil de, bas partisi üzerine yazılmasıdır. Ayrıca üçü dışında hepsi sol majör tonda olan otuz çeşitleme, usta bir düzenle on gruba bölünmüştür. Her grup serbest stilde teksesliden (unison) dokuz sesliyr kadar kanonları içerir. Bu arada bazı çeşitlemeler klavsenin tek klavyesinde, bazen de her iki klavyede çalınır. Bach ın bu eseri bestelediği ve bugün Berlin Müzik Yüksekokulu nda bulunan klavsen iki klavyelidir. Bach ın otuz çeşitlemenin on ikisinde iki klavye kullanımını öngördüğü klavsen parçaları olsa da, Goldberg Çeşitmeleri nin piyanistlerin repertuarına girmesi çok uzun sürmemiştir. Bugün, zaman zaman piyano ile de yorumlanan eser, ancak klavsenden piyano için bir düzenleme olarak dikkate alınabilir. 3/4 lük ölçüdeki 1. Çeşitleme aryanın doğal bir devamıdır. Sevimli bir dansa benzeyen iki sesli bir buluş (invention) şeklinde sürer. 2/4 lük ölçüdeki 2. Çeşitleme aryanın bas partisi üzerine iki sesli bir benzetim (imitation) katılımıyla, üç sesli akıcı bir inventioon a dönüşür. 3. Çeşitleme 12/8 lik ölçüde, pastoral havada ve teksesli bir kanondur. Eserin yorumu konusunda düşüncelerini açıklayan ünlü piyano virtüözü Ferruccio Busoni ( ) ilk sesin, obua gibi, anlamlı şekilde öne alınarak; ikinci sesin de, flüt gibi, yumuşak ve geri planda çalınması ve böylece tını renklerindeki farkı belirlemeyi önermektedir. 3/8 lik ölçüdeki 4. Çeşitleme dört sesli, enerjik bir dans biçimindedir. Onu izleyen 5. Çeşitleme, 3/4 lük ölçüde, iki klavyede çalınan bir 12

13 arabeski andırır. 6. Çeşitleme yine 3/4 lük ölçüde, sakin, iki sesli bir kanondur ve ikinci sesi bir tam ses daha tizdir. 6/8 lik ölçüde ve zarif bir Siciliano havasındaki 7. Çeşitleme, 3/4 lük ölçüdeki hareketli, parlak ve iki klavyede çalınan, seslerin çakışması bakımından modern piyanoda yorumu çok zor olan 8. Çeşitleme izler. 9. Çeşitleme koyu seslerle canlandırılan üçlü bir kanondur ve tek klavyede çalınır. 10. Çeşitleme neşeli ve dört sesli bir fughetta dır; teması aryanın bas partisini açıkça duyurur.12/8 lik ölçüdeki canlı 11. Çeşitleme, iki klavyede ellerin çapraz çalışıyla ve 16 lık notalı triolelerle dikkati çeker. 12. Çeşitleme deki dörtlü kanon ise karşıt bir hareketle, bir önceki çeşitlemeyi yanıtlar. 13. Çeşitleme lirik bir intermezzo havasındadır. F. Busoni partisyonun bu bölümüne Andante con grazia (Zarif çalınan bir andante) başlığını yazmaktan kendini alıkoyamamıştır. 14. Çeşitleme 3/4 lük ölçüde, parlak ve virtüöz yapıdadır: Triller, süs notaları, sıçrayışlar, ellerin adeta birbirine karışacakmış gibi çalışı, klavye ustalığı yönünden çekicidir. 15. Çeşitleme, minör tondaki üç çeşitlemeden birincisi olan beşli kanon, şikâyetçi ve ağıtsal etkileriyle eseri böler. Konserde bazen ara verilen bu bölümden sonra 4/4 lük ölçüdeki 16. Çeşitleme, adeta ikinci bölümü başlatan bir Fransız uvertürü stilindedir ve bu bölümün daha canlı ve parlak olacağını müjdeler. Çeşitlemenin ilk bölümü (uvertür) aryanın başını, ikinci bölümü fughetta ise aryanın sonunun bas partilerini ve armonisini belirgin bir şekilde duyurur. 17. Çeşitleme, 3/4 lük ölçüde iki klavye için kaprisli şekilde sunulan iki sesli bir invention dur. 18. Çeşitleme olan 4/4 lük ölçüdeki, kararlı havadaki altılı kanon tek klavyede çalınır. 3/8 lik ölçüdeki 19. Çeşitleme zarif yapıdaki bir menuet e benzer. 3/4 lük ölçüdeki 20. Çeşitleme de heyecan yeniden başlar. Modern piyanoda çalınması çok zor staccatolarla iki klavyede yorumlanır. 21. Çeşitleme Sol Minör tonda, 4/4 lük ölçüde yedili kanondur ve patetik bir izlenim bırakır. XVI. yüzyılda kullanılan bir beste türü olan Ricercare yi anımsatan, ancak sağlam ve modern yapılı olan 22. Çeşitleme, devrimci bir yazış tekniğiyle Liszt e öncülük etmiştir. İki sesli, 16 lık notalarla dolu pasajlar, birbirini 1/8 lik arayla kanon şeklinde izler. 23. Çeşitleme 3/4 lük ölçüde, üstün bir teknik gerektiren iki klavye için yazılmıştır. İki sesli 16 lık pasajlarla başlar; ikinci bölmede Liszt i anımsatan, iki el için güçlü figürler içerir. Oktavlarla belirlenen sekizli kanon olan 24. Çeşitleme de ise, bu şekilde güç problemler yerine lirik ve pastoral bir hava egemendir. 3/4 lük ölçüdeki ve iki klavyede çalınan 25. Çeşitleme minör tonda olan sonuncusudur. Hüzünlü, patetik yapısı ve kromatik armonileriyle Bach ın en sesli adagio larından biridir. Dinleyicileri derin bir ruh zenginliğyle saran bu bölüm için Busoni, birinci klavyede çalınan melodiyle birlikte ikinci klavyedeki eşlik partilerinin de ön plana alınarak gözetilmesini belirtmiştir. 26. Çeşitleme de aryanın bas partisi Haendel tarzı törensel şekle dönüşür. 27. Çeşitleme, dokuzlu kanon destekleyici bas partisine gerek duyurmadan gelişir. 28. ve 29. Çeşitleme lerdeki Liszt e benzer akor triller yapının çok daha bağımsız ve yeni oluşunu belirler. İleride Beethoven in sonatlarında işleyeceği gibi, orta seslerdeki trillerle melodi ve basların uyumu, virtüöz bir finale yol açar. 30. Çeşitleme, müzikal bir şakaya benzer. Tanınmış iki halk şarkısı kontrpuanla ustaca bir potpuri şeklinde armonize edilmiştir. Çoktan beri sana gelmedim ve Lahanalar ve şalgamlar yüzünden kaçtım adlı bu iki şarkıdan sonra, başlangıçtaki arya bütün güzelliğiyle duyulur. Bu çeşitlemeleri ölen annesi için gözyaşları içinde piyanoda çalan Johannes Brahms, Nasıl bir müzik bu! Bir merhem sanki! Bach ın dertli kalpleri teselli gücü var demişti. Tekrarlar gözetilmeden dakika süren Goldberg Çeşitlemeleri ile ilgili bir olay da vardır: Çağımızın ünlü piyanistlerinden, Beethoven ve Brahms yorumlarıyla seçkinleşen Arthur Schnabel ( ), program dışı parça çalmamasıyla tanınırmış. Konser bitince ne kadar alkışlanırsa alkışlansın, dinleyicileri selamlar ve salondan çıkarmış. Ancak bir konserin bitiminde çılgınca alkışlanmış, müzikseverler salonu terketmesine izin vermemişler. Schnabel bunun üzerine tabureye oturmuş ve 90 dakika sürecek olan Goldberg Çeşitlemeleri ni çalmaya başlamış. 13

14 J.S. Bach Variations Goldberg BWV 988 Pierre Hantai (1992) Goldberg variations Goldberg variations Goldberg variations Goldberg variations Goldberg variations olarak nitelediği şeyi yeni bir arayış anlamına geliyordu. Bu, dinlemenin doğruluğuna yakınlık, dolayısıyla insanın ilgisini daha canlı tutan dinamik bir orkestra yazış stiline ve duygunun doğruluğuna yakınlıktı. Büyük kentlerin çoğunda konser ve opera yaşamı saray tarafından desteklendiği halde, müzik gitgide burjuvaziye daha fazla hitap ediyordu. Basımcılar sadece büyük konaklarda ya da müzik toplantılarında kullanılan konçertoları ve yeni senfonileri basmaya devam ettiler, ama özellikle Londra da bu ticaret gitgide mütevazi evlerde icra edilen şeylere: şarkılara, oda müziğine ve yavaş yavaş yükselişini sürdüren piyano ciltlerine dönüşmekteydi de Londralı piyano yapımcısı Johannes Zumpe, aynı Pazar için küçük bir duvar piyanosu nu piyasaya sürdü. XVII. Yüzyılda Çalgıların Gelişmesi ve Yeni Çalgı Müziği Türleri XVII. yy a kadar kullanılan çalgılar, lavta, lyr, viol, clavecin, clavicord, org, davullar ve nefesli çalgılardı. Eski enstrümanlarda şöyle bir kayda rastlanır : çalmak ya da söylemek için. Demek ki, besteciler çalgı ve ses müziği arasında henüz bir ayırım yapmıyorlardı. Avrupa da bağımsız bir çalgı müziğinden söz etmek için XVII. yy a kadar beklemek gerekir. XVII. yüzyılda Avrupa müziğinde yeni bir tekniğin geliştiği görülür: Tek ses akımı (monodie). XVII. yüzyıl monodie si eşlikli tek ses anlamını taşır. Bu yeni akımda çalgıcılar, şarkıcının söylediği ezgiyi, yeni armoni sistemine uyarak destekliyorlardı. Böylece çalgılar gitgide gelişti ler ve 1760 lardaki müzik, Versailles ve Postdam gibi saraylardaki konserlerde, bunların yanısıra Londra ve başka kentlerde halkın bir araya geldiği yerlerdeki konserlerdi içine alan ve sergilenen solo parçadan, senfoni ve konçertoya kaar her türlü enstrümental müziği kapsayan konser müziği ve İtalyan operası anlamına geliyordu. Bu, aynı zamanda çoğunlukla, Rousseau nun doğaya yakınlık Monteverdi nin modern orkestrası, çalgı yapımcılarının daha ileri düzeyde çalışmalarını hazırladı. Bu da çalgıların gelişmesini sağladı. Artık çalgılar, eşlik edecekleri bir ses partisi olmadan da tek başlarına çalınıyordu. Bestecilerin çalgı müziği yazmaya başlamaları, yeni müzik türlerinin doğmasına yol açtı. Yalnız enstrümanla çalınan müzik, önce İtalya ve Fransa da gelişti. XVII. yüzyılda Alman besteciler 14

15 ise, başlangıçta bu ülkelerin müziğinin etkisinde eser verdiler. İleri teknikleri ile XVIII. yüzyılın büyük bestecilerini, Bach ve Haendel i hazırladılar. Böylece, Avrupa uluslarının o gne kadar süregelen müzik etkinliklerinde durum tersine döndü. Daha önce Fransızların dünya estetik ölçülerine, İtakyanların da opera kanalıyla Avrupa sanatına egemen olmuşken, XVIII. yüzyılda önderlik görevini Alman sanatçılar üstlenmiştir. XVII. yüzyılda en çok kullanılan çalgı olan lavta, doğudaki uda çok benzer. Bu döznemde lavta ve klavsen için süitler yazıldı. kullanılan theorbe ile kalın sesli lavta, bir süre ön plana çıktı. Klavsen sanatının gelişmesi, lavtanın silinmesine neden oldu. İlk klavsenciler, akor zorlamaları, çözümlerde gecikmeler, ritim düzensizliği gibi ritmik ve tonal bulanıklıklar taşıyan eserler verdiler. Bu durum, klavsencilerin lavta tekniği ile beste yapmalarından kaynaklanıyordu. Ayrıca, klavsende anlatım olanakları kısıtlı olduğundan klavsenciler, lavta ustalarının sık sık başvurdukların süslemelerden yararlanıyorlardı. Lavtayı orkestradan kaldıran Haydn dır. Süit, peşpeşe dizilen küçük dans parçalarından oluşur: Allemande/Courante/Sarabande/Gigue gibi Allemande: Almanya da ortaya çıkmıştır. Dört zamanlı ve ılımlı tempoludur. XVII ve XVIII. yüzyıl dans süitlerinin başında yer alan allemande, giderek bir sonat ya da senfoninin birinci bölümü haline dönüşecekti. Allemande nin ölçüsü olan iki ve dört zaman ile dansın hareketinin ılımlılığı ögesi (Allegro moderato gibi) sonatın birinci bölümünde kullanıldı. Courante: XVI. yüzyıl Fransız danslarındandır. Ritmleri noktalı, çevik ve ölçüsü üç zamanlıdır. Sarabande: Gitar eşlikli bir İspanyol dansıdır. Üç zamanlı, ağır ve süslüdür. Gigue: 6/8 ya da 6/4 gibi üç zamanlı, hızlı tempolu bir İngiliz dansıdır. İrlanda kökenli, çok canlı ve komik tavırlı olan gigue, XIV. Louis zamanında Fransa ya girmiştir. Müzisyenler, dans amacı dışında da gigue ler yazmıştır. Bu tür gigule lere ilk kez büyük klavsenci François Couperim de rastlanır. İlk süitlere daha sonra başka dans parçaları da eklenmiş ve yedi, sekiz bölümlü süitler yazılmıştır. Fransa da Çalgı Müziği Bir önceki yüzyılın lavta ustaları, karmaşık ritmli prelüdler, dans süitleri besteleyerek 1600 yıllarına kadar sanatlarını icra ettiler. Şarkı eşliğinde İlk büyük Fransız klavsencisi, Jacques Champion de Chambonniéres dir ( ). Rameau ve Couperin onu izlemiştir. Müzik tarihine geçen 7 müzisyen Couperin den sonuncusu olan ve Le Grand (büyük) lakabı ile anılan François Couperin, klavsene yeni bir estetik, yeni bir ton getirmiştir te Versaille Sarayı orgcusu olan sanatçı, kral ailesindeki çocukların müzik eğitimlerini de üstlenmişti. Çalgı müziği kadar, kilise müziği de ilgi çekicidir. Tasviri oda müziği incelikler ve hicivle doludur. Apotheose de Corelli (Corelli nin tanrısallaştırılması), apotheose de Luly adlı eserlerinde, Corelli ve Lully nin stillerini saygıyla taklit eder. Kilise müziği soyludur ve anlatım yönünden dikkate değer derinliği vardır. Geleceğin klasikçilerinin uzak habercisi olan Couperin in klavsen eserleri, gereksiz süslerden kurtulmuş duygulu ve yalın güzellikleriyle dikkati çekerler. Fransız klavsencileri, aynı zamanda org ustalarıydılar. Jean Titelouze ( ), Fransız org ekolünün kurucusudur. Fransız ekolünde org, 15

16 tuşlara klavsen üslubunu hatırlatan bir zarafet ve hafiflikle dokunarak çalınırdı. Bu yüzyılın tanınmış orgcuları arasında Louis Marchand ve Nicholas Gringy anılır. XVII. yüzyıl Fransa sında az sayıda olmakla beraber, flüt için de eserler verilmiştir. Genelde ise o çağda flüt ve viol, klavsen için yazılmış bir eser seslendirilirken, ezgiyi belirginleştirmek için kullanılırdı. İtalya da Çalgı Müziği XVII. yüzyıl müziği İtalya da daha çok keman için verilen eserlerle gelişti ve büyük önem kazandı. Sonatın doğuşu da bu sırada oldu. Bu dönemde iki tür sonat yazıldı: Org ya da başka enstrümanlar için kilisede seslendirilmek amacıyla Sonata da Chiesa lar ve kilise dışında icra edilen Sonata da Camera lar yani Oda sonatları. Sonatlar, biçim olarak XVI. yüzyıl partitalarından ya da süitlerinden doğmuştur. Partitalar Yavaş/Hızlı /Yavaş/Hızlı tempo sıralanışı içindeki Allemande /Courante/Sarabande/Gigue gibi halk havalarından esinli dans parçalarından oluşurdu. Sonatlarda da bu sıralanış aynı kaldı. Ancak, bölüm başlıkları artık dans parçalarının adını taşımıyordu. Tempo başlıkları bölüme adını veriyordu: Allegro moderato gibi Başka bir deyişle sonat, İtalya da süite verilen addır. Latince sonare (tınlama) fiilinden gelir. Bu sözcük, Latince şarkı söylemek anlamında olan cantare sözcüğünün karşıtıdır. Bu bakımdan, sonat tınlatılan, kantat söylenen anlamını taşır. Önceleri, bir enstrümantal süitin birinci parçasına sonat denmiştir. Giderek, bütün süitin, başlangıç parçasının adı ile anılması geleneği doğmuştur. Corelli nin keman ve klavsen için yazdığı bir sonatında olduğu gibi: Sonate- Prelude/Allemande/Courante/Sarabande/Gigue. Corelli, 4 bölümlü sonat biçiminin yaratıcısıdır (yavaş/hızlı/yavaş/hızlı). Bu biçim, geleceğin klasik sonatını hazırlamıştır. Başlangıçta sonatın bütün bölümlerinin ritmik yapısı ve tonu aynıydı. Daha sonra sonatta her bölüm, armonik bir hareketle tonikten kalkıp dominanta giden ve orada bir süre kaldıktan sonra yine toniğe dönen iki parçadan oluştu. Bu dönemde İtalya da keman yapımında ve keman için üretilen eserlerde önemli aşamalar gerçekleşti. Rebec ve Crowth un gelişmesinden doğan viéle ve viole (ya da viola) dan XV. yüzyıl sonu ile XVI. yüzyıl başlarında keman doğdu. Monteverdi, orkestrada viola da gamba (bacak violü), viola da braccio (kol violü), violino piccolo (keman) kullandı. Başlangıçta bunlar ses rengi ve tınlama bakımından zayıf çalgılardı. XVII. yüzyıldan başlayarak Gaspara da Salo, Andrea Amati, Antonio Stradivari bugünün lütyelerini hayran bırakan keman ve viyolalar yaptılar. Besteciler, bu gelişmeye ilgisiz kalmadılar. Keman için çeşitli sonatlar yazıldı. Ancak, ses müziği anlayışı ile yazılan keman partileri başlangıçta opera aryalarını anımsatıyordu. Yalnız keman için yazan ilk İtalyan bestecisi Biagio Marini ( ) dir. XVII. yüzyıl oda müziğinin en önemli bestecilerinden biri olan Giovanni Battista Vitali, 4,5 ve 6 çalgı için sonatlar yazmıştır. Çağın en önemli ve verimli bestecilerinden biri de Arcangelo Corelli dir. Hem teorisyen, hem keman ustası olarak Tartini ( ), orgcu ve klavsenci Frescobaldi ( ), Domenico Scarlatti ( ), enstrümanların ifade ve teknik olanaklarını zorlayan önemli eserler vermişlerdir. Konçerto türü XVII. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Giuseppe Torelli ( ) ilk keman 16

17 konçertosunu yazmasıyla tanınır. Latince concertus sözcüğü, ayrı seslerin birlikte tınlaması anlamına gelir. Konçertoda tek çalgı, büyük bir çalgı grubuna karşı çalar. Bazen de bir grup çalgı, daha büyük bir çalgı grubunun karşısındadır. Buna da konçerto grosso adı verilir. Almanya da Çalgı Müziği Almanya da salt çalgı için yazılan müzikler, İtalyan ve Fransız bestecilerin etkisinde gelişti. Bu dönem bestecileri arasında yalnız keman için sonatlar yazan Franz von Biber ( ), orgu klavsen üslubundan kurtaran, klavsen süitleri ve füg tarzında koral prelüdleriye Bach ı hazırlayan en önemli bestecilerden biri olan Johann Pachelbel ( ), Frescobaldi nin öğrencisi, orgcu ve besteci Froberger ( ), Marienkirche nin orgculuğu gibi önemli bir göreve atandıktan sonra Lübeck i Kuzey Avrupa nın en seçkin müzik merkezi haline getiren ve serbest org kompozisyonları ile Bach ı derinden etkileyen orgcu ve besteci Dietrich Buxtehude ( ), Leipzig St Thomas Kilisesi nin büyük Bach dan önceki kantoru olan ve klavsen sonatları le tanınan Johann Kuhnau ( ) anılmaya değer. 17

18 BAROK DÖNEMDE KULLANILAN ÇALGILAR - KLAVSEN - R önesans taki bağımsız seslerin oluşturduğu çokseslilik yerine besteciler, bu dönemde güçlü bir tiz sesin yanında bas sesinin (basso continio (sürekli bas) gücünün belirli bir çalgı ile arttırılmasını istemişlerdir. Barok müziğinin özelliği olan sürekli bas çalgıları, lavta, klavsen, org ve gitardır. Bu dönemde çalgılar arasında zıtlık anlayışına dayanan yapı ve abartılı süslemeler ile ifade zenginliği en üst düzeyde kullanılmıştır. XVII. yüzyıl çalgı müziğinde klavsenin önemli yeri vardır. Yapımı İtalya da gerçekleşen çalgılardan biri de klavsendir. Bu çalgıya İngiltere de önceleri Virginal, daha sonra da Harpsichord, İtalya da Clavicembalo ya da Arpicordo, Fransa da Clavecin, Almanya da Flügel ya da Klavicimbal denmiştir. İngiliz Rückers ailesinin klavsen yapımında, klavseni geliştirmede rolü olmuştur. XVII. yüzyılda hemen her evde klavsen bulunması modaya uygundu. Fransızların klavsen, Almanların çembalo, İngilizlerin harpsikord ismini verdikleri metalik sesli bir çalgıdır. Gelecekte klavsenin yerini piyanoya bırakmasına karşın aralarında önemli ayrılıklar vardır. Piyanodan daha hafiftir. Piyanoda ses, küçük, tahta çekiçlerin tellere vurması ile oluşurken (ki bu da piyanonun kimi zaman vurmalı çalgılar kategorisine girmesine neden olur), klavsende tuşlara bağlı mızraplar telleri çeker. Bu nedenle sesi gitara benzer. Nüans yapılamaz ve notalar hep aynı uzunluktadır. Böylelikle piyano ve klavsen tını ve renk bakımdan da birbirlerine benzemezler. Barok Dönemin en önemli çalgısı olan klavsen, piyanonun atası olan bir çalgı olarak bilinmekle beraber piyano ile tek benzer yanı, iki çalgının da klavyeli olmasıdır. İlk klavsen on dördüncü yüzyılın sonlarına doğru İtalya'da yapılmıştır yılında piyanonun icadından sonra birçok besteci yine klavsen için eser yazmaya devam etmiştir. Klavsen, on sekizinci yüzyıl sonlarına doğru yerini giderek yaygınlaşan piyanoya bırakmıştır. Klavsende seslerin yavaş yavaş kuvvetlenmesi (crechendo-kreşendo) ya da hafiflemesi (decrechendo-dekreşendo) olanağı yoktur. Bugün kullanılan klavsen genellikle iki klavyelidir. Bununla beraber, tek klavyeli, üç ya da dört klavyeli olanlar 18

19 da vardır. Bugün, pedallar yardımıyla hem tını hem de ses şiddeti değiştirilebilir. XVII. yüzyılda orkestra yöneticileri, klavsen başından orkestrayı yönetirlerdi. Klavsen için eşlik partisi yazılmazdı. Klavsenci, belirli baslar üzerinde doğaçlama çalardı. Buna basso continuo (sürekli bas) ya da şifreli bas adı verilirdi. Bas hattı üzerine yazılan rakamlar, armoniyi belirlerdi. Klavsen için müzik yazan besteciler arasında Kuhnau, ilk klavsen sonatının yaratıcısıdır. İngiltere de William Byrd ( ), Orlando Gibbons ( ), Henry Purcell ( ), Fransa da Rameau ( ) klavsen müziğini geliştirdiler. Winchester Cathedral Organ - ORG - O rg, Barok müziğinde en iyi anlatım araçlarından biri olmuştur. En eski çalgılardan biridir. Nefesli çalgılar grubundandır. Efsaneler, orgu Pan ın yaptığını söyler. Tevrat ta da org sözcüğü geçer (Jubal ın elinde bir arp ya da org taşıdığını anlatan bölüm). Ancak bunun bugün anladığımız orgla bir ilişkisi olmadığı açıktır. Milattan önce 2. yüzyılda İskenderiye de yaşamış bir mühendis, mekanizması su ile işleyen bir org yapmıştır. Ktesibios adlı bu mühendisin yaptığı çalgının bugünkü orga benzediği düşünülmektedir. XIV. yüzyıla kadar Gregor melodilerini basit olarak duble eden, destekleyen orgun yapımı XI. yüzyıldan başlayarak belli bir gelişme göstermiştir. O zamana kadar en büyük org, İngiltere de Winchester Katedrali nde idi. 100 borusunun 26 körüğünü 10 kişi çalıştırırdı. XVII. yüzyılda füg, org için en geçerli biçimlerden biriydi. Sweelinck ( ) ve Frescobaldi, füg biçimini geliştirdiler. Füg, Bach la zirveye ulaştı. 19

20 - BAROK DÖNEM BESTECİLERİ - Barok Dönem bestecileri müziğin nasıl şekillenmesi gerektiğine karar vererek bu uygulamaları gelenek haline getirmişlerdir. Barok Dönem bestecilerine göre müzik, en genel tanımıyla, duygulardaki harekettir ve bu hareketin başlıca amacı dinleyiciyi etkilemektir. Besteciler metnin ön planda olması ve müziğin metne hizmet etmesi gerektiği anlayışını kabullenmişler ve kişisel duygularını ifade etmekten çok genel olarak insani duyguları anlatmayı amaçlamışlardır. Barok Dönemde birçok alanda kendini gösteren abartılı anlatım bestecilerin eserlerinde de kendini göstermiştir. Rönesans taki çoksesliliğin durağan ritmik kalıpları yerine besteciler daha canlı, özgür ve sözü ön plana çıkaran, recitatif (konuşur gibi) stili benimsemişlerdir. Besteciler dinî ve din dışı çalgısal ve sözün ön planda olduğu yeni biçim ve türlerde eserler bestelemişlerdir. Kilise makamları yanında majör ve minör dizileri kullanmışlardır. Rönesans Dönemindeki çokseslilik yöntemi olan kontrpuan yerine müziklerinde armonik çoksesliliği kullanmışlardır. Erken ve olgun Barok Dönemi bestecileri yaptıkları çalışmalar ve müziğe getirdikleri yeniliklerle sonraki dönemlere ışık tutmuşlardır. 20

21 Orazio VECCHI 6 Aralık 1550, Modena 19 Şubat 1605, Modena. Geç Rönesans dönemi İtalyan bestecisi. Madrigal komedileri, özellikle L Amfiparnaso çok ünlüdür. Madrigal komediler, opera tarzının öncüleri olarak kabul edilir. 21

22 Gasparo da SALO 20 Mayıs 1542, Salò 14 Nisan Gasparo di Bertolotti. Keman yapımcısı ve kontrbas icracısı. Yaptığı enstrümanlardan 80 adedi hala varlığını sürdürmektedir : kemanlar (küçük ve büyük), alto ve tenor viyola, viyol, viyolin ve çift bas, ceteras. 22

23 Andrea AMATI Antonio STRADIVARI Violin Ailesi olarak bilinen violin, viola, çello tasarımcısı ve yapımcısıdır. Temel şekil, boyut, materyal ve yapım tekniklerini standardize etmiştir te Lorenzo de Medici, AMati ye bir mektup yazarak lavta gibi kaliteli malzemeden yapılmış ama çalınması kolay bir enstrüman yapmasını sipariş etti. Böylece keman doğdu. Amati, Kral adını verdiği ilk çelloyu 1538 ve 1574 te yaptı. Yaptığı çok sayıda enstrüman Fransız devrimine kadar yoğun olarak kullanıldı, sonrasına ancak 14 adedi kalabildi. Rönesans Döneminde çalgı müziğinin önem kazanması çalgı kalitesinin önemini artırmış ve müzisyenlerin bu anlamdaki arayışları özellikle keman yapımında bazı ailelerin öne çıkmasını sağlamıştır. Bu dönemin en önemli keman yapımcıları Amati, Guarneri ve Stradivari aileleridir yılları arasında yaşayan, dünyanın en büyük keman yapımcılarından sayılan İtalyan Antonio Stradivari kemanın yanı sıra arp, viyolonsel, gitar ve viyola da üretmiş, ölümüne dek yaklaşık binin üzerinde çalgı yapmış, daha sonra taklit edilmeye çalışılsa da Stradivarius adı verilen ünlü kemanın benzerleri yapılamamıştır. 23

24 Carlo GESUALDO yaptırdığı anahtarlarıyla kapıları açarak yatak odasında karısıyla âşığını basar. Gözü öylesine dönmüştür ki, ikiliyi defalarca bıçaklar, kurşunlar; tüm öfkesini çıkardıktan sonra günahkâr bedenleri sarayın dış kapısının önüne atar. Cinayetin nasıl işlendiği, o gün bütün ayrıntılarıyla tutulan ve ne ilginçtir ki günümüze kadar ulaşan polis kayıtlarında mevcuttur. Bu hunharlığı sıradan biri yapsaydı cezası herhalde idam olurdu ama Gesualdo Venosa Prensi ydi. Yargılanma ihtimali yoktu. Ama o kaçmayı tercih etti çünkü bu katliamın intikamının alınmak isteneceğinden ürküyordu. Napoli ye yüz kilometre ötedeki bir tepede kurulu Gesualdo kasabasında bulunan şatosuna (Este Şatosu) sığındı yılları arasında yaşayan Erken Barok Dönem bestecisi ve Venosa prensi. Eşliksiz koro için yazdığı 5,6,7 partili madrigallerle armonik yazıya eğilim gösteren öncü bir yaklaşımı bilinçle gerçekleştirmiştir. Dönemin ileri bir aydını olarak yetişen Gesualdo, soylu ve zengin olmanın avantajıyla bilim adamları ve sanatçıları çevresinde toplamıştı. Venosa Prensi Carlo Gesualdo nun 16 Ekim 1590 tarihinde Napoli nin göbeğindeki sarayında işlediği çifte cinayetin müzik tarihinde bir benzeri daha yoktur. Pescara Markizi nin kızı Donna Maria d Avalos, Gesualdo nun 1586 yılında evlendiği kuzenidir. Bu tarihten iki yıl sonra yakışıklı Andria Dükü Fabrizio Carafa ile aşk yaşamaya başlayan Maria, yasak ilişkisini Gesualdo dan iki yıl boyunca saklamayı başarır. Ta ki, katliam günü gelip çatana kadar... O gün, ava gitme bahanesiyle Napoli nin San Domenico Maggiore Meydanı na bakan sarayından ayrılan prens yarı yoldan geri döner, önceden yedeklerini 1594 yılında Leonora d Este ile ikinci evliliğini yapan Gesualdo aynı yıl Ferrara ya gidip burada besteci Luzzaschi ile çalıştı (Çocukluğundan beri müzikle içli dışlı olan Gesualdo lavta ve klavsen çalıyordu). Rönesans ve erken barok dönemin dindışı vokal müziği olan madrigallerden oluşan ilk kitabını bestelediği Ferrara yı bırakıp yeniden şatosuna dönerek burada ölene kadar münzevi ama müzikle, madrigalle dolu bir hayat yaşadı. Gesualdo nun, her biri beş ses için bestelenmiş toplam altı madrigal kitabı vardır. Onu müzik tarihinde benzersiz kılan şey, katilliğinden de öte, madrigallerinin çağının çok ötesine geçen maceracı müzik dilidir. Gesualdo dan sonra 19 uncu yüzyıla gelene kadar hiçbir besteci teknik açıdan bu kadar ileri bir müzik yazamamıştır. Sıradışı armonik ilerleyişler, beklenmedik akorlar, vahşi bir kromatizm Gesualdo madrigallerine damga vuran cüretkâr yeniliklerdir. Dönem madrigalistlerinin hepsinde var olan sözcük renklendirme tekniği Gesualdo da çok ileri safhaya ulaşmıştır. Metinlerini de kendisinin yazdığı sanılan madrigallerinin sözlerinde aşk, acı, ölüm, ıstırap, vecd o kadar kilit konumda yer alır ki insan bu sözcükler üzerindeki ısrarın ardında yatanı merak ediyor. Aslında nedeni açıktır: Gesualdo işlediği cinayetlerden duyduğu 24

25 pişmanlığı karanlık ve huzursuz madrigalleri yoluyla dile getirmeye çalışmıştır. Gesualdo nun yaşamının son yıllarında iyice depresyona girip, şatosunda vücudunu uşaklarına her gün düzenli biçimde kırbaçlattığı söylenir. Gesualdo o cinayetleri işlemeseydi eğer, yüzyıllar sonra Stravinski ye bile esin kaynağı olacak bu devrimci madrigalleri yazabilir miydi? Kim bilir? Peki neden şimdi Gesualdo? Çünkü 1613 yılında, şatosunda münzevi bir hayat sürerken öldü katil besteci. Sırlarını, pişmanlığını, acılarını yanına katıp bu dünyadan göçeli tam 400 yıl oldu. 25

26 Jacopo PERI 20 Ağustos 1561, Roma 12 Ağustos 1633, Floransa. İtalyan besteci ve şarkıcı. Çok gür, kızıla kaçan sarı saçlı olduğu için il zazzerine lakabıyla da anılmıştır. İlk opera eserini hazırlayan bestecidir. Yaşamı. Roma da doğdu ama Floransa da yaptı. Önce Floransa da bir kilisede müzisyenlik, yani org çalgıcılığı ve ayin şarkıcılığı yaptı. Sonra 1599 da Floransa Nın Toskana Dükü payesiyle yöneticisi olan Medici sülalesinden I. Ferdinand Medici ve onun ölümüyle II. Ferdinand Medici sarayında müzisyenlik yaptı. Sarayda sahnelenen tiyatro oyunları ve madrigaller için müzik besteledi ve çalgıcılık yaptı. Bu arada opera tarzının ilk müzdeleyicisi olarak kabul edilen La Pellegrina adını erdiği bir intermedi eseri hazırladı lı yıllarda Floransa nın en önemli müzik destekleyici patronlarındna olan Jacopo Corsi ile çalıştı. Bu kişinin etrafında toplanan sanatkarlar o zamanda ortaya çıkarılan sanatların, yan, müzik, tiyatro, resim vb., 2000 yıl önceki antik klasik Yunanistan ve antik klasik Roma dönemlerinde yaratılan sanatın çok daha alt düzeyinde kaldığına inanmaktaydılar ve sanatların klasik görüşlere göre yeniden canlandırılması (Rönesans) gerektiğinde hemfikirdiler. Örneğin tiyatro sanatında Klasik Grek yazarlarının şekillerinde ve üslubunda trajediler ve komediler yazılıp halka açık olarak temsil edilmesini istemekteydiler. Müzik şarkıcılığı alanında bir önceki on yılda Floransa Camerata şarkıcılarının geliştirdiği monodoni adı verilen bir basso continuo çalgılar eşliğinde solo şarkılardan oluşan şarkı eserleri bestelenmeye başlanmıştı. Fakat sadece bir sıra monodoniden oluşan konserlerin can sıkıcı olabileceği hemen anlaşıldı ve (bir hikayenin söylenebileceği) resitatifler ve (şarkıcının hislerini şarkıyla açıklayabilecekleri) aryalar geliştirildi. Bununla yetinmeyen Peri ve Corsi, şair Ottavio Rinuccini ye birbirine bağlı tek bir hikayeyi anlatan bir seri şarkılar metni hazırlattırıp bir sıra monodoni eserinin birbirini bir hikayeyi ve temayı işleyen şairin metnine göre takip edecek yeni bir şarkı tarzı ortaya çıkardılar ve bu ilkelere uyarak Dafne adlı bir eseri besteleyip, yapımlayıp temsil ettiler. Bu yeni sanat tarzına opera adı verildi ve Dafne, ilk opera eseri oldu. Ne yazık ki bu eserin çoğu zamanımıza ancak bazı ufak parçalar halinde gelebilmiştir. 6 Ekim 1600 de Floransa da Medici Sarayı nda Eudice adlı ilk opera eseri temsil edildi. Bu eserin metnini Rinucci yazmıştı, müziği ise Jacopo Peri tarafından bestelenmişti. Bu eser monodoni (ya da İtalyanca stile tappresantatio ) stili şarkılarla bir pastoral dram oyunundan oluşmakta ve eserin tamamı şarkı halinde sunulmaktaydı. Şarkıcılar Vittoria Archilei ve Jacopo Peri ile bazı bölümlerde resitatifleri sunan Guilo Caccini idi. Bu eser günümüze kadar gelmiştir ama bir tarihsel eser olarak hiç sahnelenmemektedir yılı müzik tarihçileri için önemli bir tarihtir. Bu tarihte ilk opera bestelenmiştir ve müzikte Barok döneminin bu tarihte başladığı kabul edilmektedir. Peri, Euridiece den sonra, diğer bestecilerle birlikte, birkaç opera daha hazırladı ve diğer saray eğlencelerine müzik katkıları oldu. Ancak öldüğü dönemde Peri nin opera stili, Monteverdi ve diğer genç bestecilerin opera eserlerine göre, çok eski moda görünüşe geçmişti. Ama ne olursa olsun, Peri nin ilk operasının kendinden sonra gelen opera bestecilerine çok büyük etkisi olduğu kabul edilmektedir. Opera eserleri La Pellegrina (1589) Euridice (1600) Tetide (1608) Adone (1611) La liberazione de Tirreno e d'arnea La Sposalizio di Medoro e Angelica La Flora Son üç opera eseri Da Gagliana ile ortaklaşa hazırlanmıştır. 26

27 Jean TITELOUZE 1562/3-24 Ekim 1633 Erken Barok dönem Fransız besteci, orgcu, ozan. Fransız org ekolünün kurucusudur. Fransız ekolünde org, tuşlara klavsen üslubunu hatırlatan bir zarafet ve hafiflikle dokunarak çalınırdı. 27

28 Hans Leo HASSLER 26 Ekim 1564, Nürnberg 8 Haziran 1612, Frankfurt. Geç Rönesans Erken Barak dönemi Alman besteci ve orgcu. Eserleri : Canzonette (Nuremberg, 1590) Cantiones sacrae (Augsburg, 1591) Madrigals (Augsburg, 1596) Neüe teüsche Gesäng nach Art der welschen Madrigalien und Canzonetten (Augsburg, 1596) Masses (Nuremberg, 1599) Lustgarten neuer Deutscher Gesäng (Nuremberg, 1601) Sacri concentus (Augsburg, 1601 and 1612) Psalmen und christliche Gesäng (Nuremberg, 1607) Pslamen simpliciter (Nuremberg, 1608) Kirchengesäng (Nuremberg, 1608) Venusgarten (Nuremberg, 1615) (instrumental music) Litaney teütsch (Nuremberg, 1619) Trois entrées 28

29 Claudio MONTEVERDI Efsanesi) 1607 yılında tamamladı. Dük 1612 de öldükten sonra Venedik te San Mark kilisesindeki yeni görevine maestro di cappella (müzik yönetmeni) olarak başlamıştır.. İlk büyük opera kompozitörü olarak kabul edilir ten başlayarak yüzyıl boyunca en ünlü orgcuların icralarına sahne olan Venedik St Marco Kilisesi orgculuğunu yapan ve mükemmel bir kilise müzisyeni olan Monteverdi, yeni Opera nın ateşli taraftarlarından biriydi. Bu sanatla antik trajedinin soylu haleflerini tanıttığına inanıyordu. 15 Mayıs 1567, Cremona, İtalya 29 Kasım 1643 Venedik, İtalya Geç Rönesans - Erken Barok döneminin İtalyan müzisyeni, opera bestecisi, şarkıcısı. Yaşamında üne kavuşan sanatçı uzun hayatı boyunca hem Rönesans, hem Barok dönemi eseri sayılabilecek eserler vermiş ve zamanının müzik döneminde değişiklikler yaratmıştır. Armonideki modern anlayışın öncüsü olmuştur. İtalyan kenti Cremona da 1567 de doğdu. 16 yaşındayken Cremona Katedrali nde Ingegneri ile çalışmaya başladı. Yirmi yaşına girmeden yenilikçi olmasa bile çağdaş üslupta dini ve dindışı eserler içeren müzik kitapları yayımladı yılında Dük Vincenzo Gonzaga ya yaylı sazlar icracısı olarak hizmet verdi da şarkıcı Claudio de Catteneis ile evlendi. Bu evliliğinden üç çocuğu oldu. Monteverdi, Floransa operalarından etkilenmişti. İlk operası olan "La favola d'orfeo" yu (Orfeo 1607 de Mantua da seslendirililen ilk operası Orpheo, Peri nin Euridice sinin modelini izlemekle beraber, Monteverdi nin yazısı sürekli olarak gelişti. Orpheo dan (1607), Pompe nin Taç Giymesi ne (1643) kadar yazdığı bir seri opera, derin duyarlılığının ve yüksek anlatım gücünün ürünü oldu. Müzikle, inasani duyguların ifadesindeki başarısı, önceleri kulağa aşırı bir yorgunluk yüklediği bahanesiyle eleştirilere yol açmakla beraber, yetenekleri yalnız ülkesinde değil, bütün Avrupa da tanınmakta gecikmedi. Monteverdi nin operaları, gerçekte opera ile aratorio arasında bir geçiş niteliğindedir. Henüz aksiyondan oldukça mahrum tablolar, uzun resitatiflerle bunlar allegoriler dizisi gibidir. Ancak, heyecansal dili çok iyi tanıyan, canlı, coşkusal ritmler yaratan ve operaya madrigal ve motet biçiminin koral yazısını sokan Monteverdi nin orkestrasyonu da çağdaşlarından dikkate değer biçimde ileridir. Çalgı eşliklerini zenginleştirmesi, aria, düet ve triolar kullanması, çözülmemiş akorlara yer vermesi, minör dominant yedili akorunu ve triton aralığını ilk kez kullanması, melodide yarttığı olağanüstü anlatım gücü, onu ilerici bir besteci yapar. Monteverdi, Orpheo dan başlayarak çağı için modern bir orkestra kullandı enstrümanın duruma göre yer aldığı bu orkestranın yaklaşık kadrosu şöyleydi: 5 Fransız kemanı, 10 soprano viyola, 3 bas viyola, 2 kontrbas viyola, 2 klavsen, 2 büyük lavta, 4 trombon, 2 org ya da bourdon, 1 çifte arp, 1 regal, 2 kornet, 1 flageolet (recorder yani blok flüt), 1 kleron. 29

30 Uzaktan, Gluck ve Wagner in habercisi kabul edilen Monteverdi nin orkestraya verdiği önem, bu çağa karakteristiğini kazandıran güçlü bir armonik stilin doğmasına yol açmıştır de Venedik in ilk opera binasının açılmasından sonra Monteverdi opera bestelemeye yoğunlaşmış; ancak bu eserlerinden sadece iki tanesi günümüze ulaşabilmiştir: "Il ritorno d'ulisse in patria" ve "l'incoronazione di Poppea" (Poppea nin Taç Giymesi). Bu eserlerden ikincisi, onun en büyük şaheseri kabul edilir. Bestecinin yaratıcılığı Shakspeare e benzetilir. Üzerinde çalıştığı formları değiştirip geliştirmiştir ile 1638 yılları arasında yazdığı, madrigallerden oluşan 8 kitaplık seriyle müziğe büyük katkı yapmıştır' operaya büyük yenilikler getirmiştir. Armonideki modern anlayışın öncüsüdür. Monteverdi, yaşamı boyunca Venedik halkından büyük saygı görmüş, mezarının bulunduğu Frarri kilisesi'ne bir anıt dikilmiştir. 30

31 Michael PRAETORIUS yazıkları unutulmazdır. PAlestrina yı deyim yerindeyse yerden yere vurmuştur. Zira besteciye göre Kontrpuanın dantel gibi işlenmesi, müziğin iyi olduğu anlamına gelmemektedir. İçerik süsten, önemlidir.. 15 Şubat? 1571, Creuzburg 15 Şubat 1621, Wolfenbüttel. Alman besteci, orgcu, müzik teorisyeni. Bir protestan rahibinin oğluydu te Frankfurt üniversitesine devam etti. Bu şehirdeki Marienkirche nin orgcusu oldu dan sonra Braunschweig dükünün kapellasında görev aldı, Wolfenbüttel deki kilisenin müzik yöneticisi oldu. Beste ve müzik kuralları alanında 1605 ten 1623 e kadar birçok eser yayımladı. Müzikte, Luther Ortodoksluğunu temsil eden besteleri, XVII. yy. Almanya sının en önemli eserleri sayılır ve İtalyan müziğinin çeşitli akımlarını yansıtır. Praetorius, ilk motet lerinde Lassus un, sonra Viadana nın, G. Gabrieli nin tekniğini benimsedi. Bütün eserlerinde Liedmotete ye, yani ruhanî ilâhilere ve sağlam bir kontrapunto yazı tarzına bağlı kaldı. Praetorius un Sintagma Musicum adlı üç ciltlik eseri, kontrpuan, çalgı bilgisi, icracılıkta teknik ve yorum, form bilgisi üzerine çağı için yeni ve değerli bir incelemedir. Syntagma Musicum adlı, müzik tarihinin kilometre taşlarından biri olan çalışmasında, Giovanni Pierluigi da Palestrina için Praetorius, zengin ritm ve anlatım özellikleri taşıyan eserleriyle geleceğin müzikçilerini etkilemiştir. 9 ciltlik Musae Sioniae sinde tam 1244 adet koral vardır te Brunswick Dükü nün Chapel ustası olan ve ölene dek bu görevde kalan Praetorius anıtsal eserler vermiştir. Tümü yirmi cildi bulan eserlerinin arasında en önemli olanları şunlardır: Musae Sioniae, Musarum Sioniarum Motectae et Psalmi Latini, Missodia Sionia, Hymnodia Sionia, Eulagodia Sionia, Terpsichore, Concert-Gesang, Polyhymnia Exercitatrix, Puericinium v.b. Dinî bestelerinin başına koyduğu nazarî giriş (Leitur-godia Sionia Latina), eski müzikle kilise müziği üstüne yazdığı tarihî nitelikteki Syntagma Musicum ( ) adlı incelemenin hareket noktasıdır. Başlıca eserleri: 1244 dinsel şarkı içeren 9 bölümlü Musea Sioniae ( ) 2-8 sesli 60 motet ten oluşan Eulogodia Sionia (1611) madrigaller 4 sesli dindışı Alman şarkıları Viole keman ya da üflemeli çalgılar için 5 partili toccata ve canzone ler içeren Thalia XVII. yüzyıl Fransız bestecilerinin 4-6 partili dans havaları düzenlemesi olan Terpischore (Caroubel, Beauchamps, Le Bret, La Fond vb) İtalyan bestecileri tarzında motet demeti 31

32 Girolama FRESCOBALDI verilen eserler koleksiyonu 19. yüzyıl sonlarına kadar kontrpuvan öğrenmek ve kullanmak için model teşkil etmekteydi. 9 Eylül 1583, Ferrara, İtalya 1 Mart 1643, Roma. Müzisyen, besteci, klavyeli çalgılar virtüözü. Erken Barok dönem içinde klavyeli çalgılarla yapılan müzik için en önemli besteci olduğu kabul edilir. Frescobaldi'nin çocuk iken olağanüstü hatta dahice müzik yeteneği olduğu bilinmektedir. İlk hocası Ferrara'da "Luzzasco Luzzaschi". Ama müziği zamanının birçok İtalyan müzisiyeninden etkilendiği bildirilir ve bunlar arasında "Ascanio Mayöne", "Giovanni Maria Trabacı", ve "Claudio Merulo" sayılır sonlarından önce Roma'da en önemli kilise binası olan St. Peter Bazilikası nda orgcu olarak çalışmaya başladı. Bu görevde, bazı aralıklarla, hayatı sonuna kadar bulundu. Frescobaldi'nin basılmış olan eser koleksiyonları 17. yüzyıldaki müziğe en etkili birçok müziksel parça ihtiva etmektedir. O yüzyılın ve sonrasının en önemli bestecileri, bunlar arasında dikkati çeken Johann Jakob Froberger, Johann Sebastian Bach, Henry Purcell Froscabaldi'nin müziğinden büyük ilham almışlardır. Froscabaldi'nin en iyi bilinen kilise örgü parçalarını ihtiva eden Fiori musicallı' (1635) adı 32

33 Heinrich SCHÜTZ 8 Ekim 1585, Kösritz, Saksonya 6 Kasım 1672, Dresden. İlk Alman operasını besteleyen Barok dönem Alman bestecisidir. Bach tan yüz yıl önce yaşamış olan Schütz, çağının en saygın bestecilerinden biridir. Alman Barok müziğinin kilit taşı kabul edilir. Birçok madrigal ve sahne müziği yazmıştır. Eserleri Alman polifonik yazı ile İtalyan tarzına uygun bas eşlikli melodik yazı arasında köprü sayılır dan başlayarak Cassel Saray Chapelle inde korist olarak yer aldı. Orta halli bir ailenin oğluydu. Önce, genel eğitim veren gymnasium u bitirdi de Marburg Üniversitesi nde hukuk öğrenimine başladı da Hessel-Cassel Kontu Moritz tarafından Gabrieli nin yanında öğrenim görmek üzere Venedik e gönderildi. Bu değerli hocanın ölümüne dek onunla çalıştı. Sonra, Mantua da Monteverdi nin yeni sanatını inceleri. Almanya ya dönerken hem Gabrieli nin polifonisini, hem de Floransa nın ilerici anlayışını benimsemişti. Eserlerinde bunu Alman üslubuyla birleştirdi. Ülkesine döndüktan sonra 1613 te Cassel Saray Orgcusu, 1617 de Dresden Electoral Saray Kapelmeister i oldu. Uzunca bir aradan sonra, yılları arasında Venedik i yeniden ziyaret etti. Daha sonra, 1637 ve son olarak arasında Dresden e dönen sanatçı, ölene dek oradan ayrılmadı. İlk yayınlanan eserleri, İtalyan madrigali stilindedir (1611). Lutherci (protestan) kilise için yazdığı bir dizi dinsel eserde (David Psalm ı, 1619; Göğe Yükseliş Öyküsü, 1623; Kutsal Şarkılar, 1625; Symphoniae Sacre, üç volüm, ) Gabrieli nin seçkin polikoral stilini, Monteverdi nin opera stilinden bazı ögeleri ve continuolu madrigal stilini, İtalyan çağdaşlarının ses ve enstrüman için konçertant stilini uyguladı. Alman motetlerinden oluşan Musicalia Chorum Sacrum (1648) da continuolu 5-6 ve 7 ses kullandı. 12 Kutsal Şarkı da ce Christmas Oratoriosu nda İtalyan stili ve Lutherci polifonik gelenek arasında mükemmel bir denge yarattı. Schüzt, üç passionunda (St. Matta, St. Lucas, St. Yohanna) erken Lutherci passiona uygun olarak, İncil sözleri üzerine eşliksiz şarkı modeline nefis örnekler verdi. Choral melodi tarzını, kendisinden önce ve sonra gelenlerden daha az kullandı. Schütz, salt çalgı müziği yazmadı. Symphoniae Sacrae ler, Concerte ler, adlarının düşündürdüğünün tersine gerçekte çalgı eşlikli ses parçalarıdır. Schütz de, sesin değer kazandığı reçitatif ve rappresentatif tarz, İtalyan operasındaki teatral yapıdan arınmış, tanrısal sözlerin derinliğine uygun olağanüstü bir ifadecilik kazanmıştır. Bununla beraber, eserlerinden derin bir şekilde heyecan verici dramatik bir güç yansır. Bu sonuç yalnız ses müziğini ve choral tarzı kullanışındaki ustalığa değil, aynı zamanda çağın bilinen bütün enstrümantal kaynaklarından gereğince yararlanmasına da bağlıdır. Org, viol, keman, luth, flüt, cornet, fagot, trompet, trombon gibi enstrümanlar, Schütz de anlatım olanaklarını dikkate değer şekilde ortaya koymuşlardır. 87 yaşında inme sonucunda ölmüştür. 33

34 Johann Hermann SCHEIN Musşca Boscareccia (1621). Basso continuo ve üç ses için villanella tarzında şarkılar. Diletti Pastorali (1624). Basso contiuo ve madrigal stilinde 5 partili koral parçalar. Banchetto Musicale. Bütün bölümlerde aynı temanın kullanıldığı Variation-Suite. Studenten Schaumass (1626). 5 sesli din dışı şarkılar. 20 Ocak 1586, Grünhain, Saksonya 15 Kasım 1630, Leipzig da Dresden Saray Chapelle İnde başladığı müzik öğrenimini, yatılı öğrenci olarak girdiği Pforta Rahipler Okulu nda sürdürdü de Leipzig Üniversitesi ne girdi de Weissenfels de, von Wolffersdorf ların özel öğretmeni, 1615 de Weimar Sarayı na Chapelle Ustası, 1616 da Leipzig ST. Thomas Kilisesi ne Sethus Calvisius tan ( ) sonra kantor oldu. Yaşamının sonuna dek bu görevde kalan Schein in en başarılı olduğu alan, çok sesli şarkılarla dans süitleridir. İtalyan monodik stili, choral melodiye uygulayan ilk Lutherci Alman bestecidir. Başlıca eserleri: Cymbalum Sionium (1615. İlk yayınıdır bu eser, daha önce Hans Leo Hassler ve Praetorius un yazdığı çok korolu Venedik stiline uygundur. İki bölümlü Opera Nova ( ). Basso Continuolu 2,3,4 ve 5 sesli koraller. Venus-kraenzlein (1609). 5 partili koral şarkılar, çalgısal danslar ve şarkılar. 34

35 Samuel SCHEIDT Fantaizie le Fugue ler Missa Magnificat lar Org için Psaume ler Org için koralleri toplayan Tabulaturbuch (1650) 8 sesli Cantiones Sacre ler (1620) 2-12 sesli ve enstrümanlı Concerti Sacrae ler ( ) 2 ses ve basso continuolu Newe Geistliche Concerte ( ) 2 ses ve enstrümanlar için Liebliche Kraftblümlein (1635) Tabulatura Nova başlıklı eseri, Protestan koral ezgilerinin orgla parafrazıdır. Kontrpuan tekniğine göre, bir düşüncenin geliştirilmesi ve genişletilmesi olayına dayalı bu tarz çalışma, XVIII. yy da Bach la olağanüstü bir incelik kazanmıştır. Bu kontrpuansal dil, Pachelbel ve Böhm yoluyla Johann Sebastian Bach a ulaşmış ve onda Chorale Prelude tekniği ve anlatımı içinde kusursuzluğa erişmiştir. 24 Mart 1587, Halle 4 Kasım 1654, Halle. Erken Bark dönem, Alman besteci, orgcu, müzik öğretmeni. Çağında besteci ve orgcu olarak büyük ün yapmıştır. Öğrenimini Hollanda da, Venedik ekolünün yetirtirdiği en seçkin bestecilerden biri olan Jan Pieterszoon Sweelinck in yanında yapmıştır. Sweelinck in çeşitlemeleri ve fantazileriyle geleceğin büyük füg ekolünü hazırlamasında en büyük etken, Scheidt ve Scheidemann gibi çok seçkin öğrencileridir da Halle de St. Moritz Kilisesi orgcusu ve Brandenburg Margrave ı Christian Wilhelm in kapelmeisteri olan Scheidt, XVII.yy ALmanyası nın en büyük kontrpuan ustalarından biriydi. Koralleri, teknik kusursuzluklarının yanı sıra temalarının heyecansal yapısıyla da dikkat çekiyordu. Eserleri: Tabulatura Nova (1624). Hymne ler Koral çeşitlemeler Tocccata lar 35

36 Biagio MARINI 5 Şubat 1594, Brescia - 20 Mart 1663, Venedik. İtalyan virtüöz kemancı ve besteci. Yalnız keman için yazan ilk İtalyan bestecisidir. Hem enstrümantal, hem vokal müzik yazmasına karşın, yenilikçi enstrümantal kompozisyonlarıyla tanınır. Solo ve eşlik keman performans yelpazesini genişletmiştir. Keman yanısıa, kornet, fagot ve trombon için de eserleri vardır. 36

37 Jacques Champion de CHAMBONNIERES 1601/ Fransız klavsenci, dansçı, besteci. İlk büyük Fransız klavsencisidir. 37

38 Francesco CAVALLI dolayısıyla yine Paris i ziyaret etti da 73 yaşında Venedik te öldü. Cavalli, opera seyircisine yeni gelişmekte olan yeni tür opera sanatı müziği tarzını beğendirip sevdirmesi dolayısıyla, olasılıkla kendi kuşağının en önemli bestecisidir. Bu tavrı ilk ortaya çıkaran Claudio Monteverdi 'nin büyük sayıda müzik enstrümanları gerektiren ve bu nedenle operanın ancak belli önemli merkezlerde odaklanmasına neden olan yaklaşımı aksine, birçok küçük sayıda seyirci ihtiva eden opera kitlelerinin sınırlı kaynaklarına uygun "basso continuo" tipi yaylı sazlar orkestrası ile Cavalli'nin operaları bu yeni opera sanatının Avrupa'ya yayılmasına büyük bir destek olmuştur. İtalyan erken barok dönemi bestecisidir. Asıl adı Pier Francesco Caletti-Bruni olup kendisine mali destek sağlayan Venedikli soylu olan Cavalli adı ile bilinmektedir da Venedik te San Marco Bazilikası koro şarkıcısı olarak müzik kariyerine başladı da aynı kurumda birinci orgcu oldu ve 1668 de şapelmaster olarak bu kurumun en yüksek müzik mevkiine geçti. Bu kadar uzun süren bir kiliseye bağlı müzik kariyerine rağmen Cavalli bir opera bestecisi olarak bilinmektedir. Monteverdi nin öğrencisi olan Cavalli, Serse adlı operasıyla parlamıştır. Cavalli'nin 33 opera eseri bestelediği ama ancak günümüzde bunlardan 27si Venedik Sen Marko kütüphanesinden Nazionale Marciana arşivinde korunmuş olması dolayısıyla elimize geçmiştir. Bazı operalarının kopyaları da diğer arşivlerde bulunmaktadır. 9 tane opera eseri daha ona atıf edilmiştir; ama müziği kaybolduğu için bu atıfları kesinleştirmek imkânsız bulunmaktadır. Operalarına ek olarak, Cavalli Venedik polikoro tarzı ile bir "Magnificant" ayini, daha tutucu bir tarzda diğer kilise koro muziği ve bazı enstrümental müzik bestelemiştir. Venedik te ilk opera evi açıldığı zaman 1639 da opera sahnesi için Le nozze di Teti e di Peleo (Teti ve Peleo nun Evlenmesi) adlı ilk eserini besteledi. Bundan sonra Venedik te bestelenen ve yayımlanan eserleriyle büyük ün kazandı. 1660da Serkeş adlı kendi bestelediği opera eserinin Fransa da ilk yapımı için Paris e davet edildi. 1662de Ercolle Amante (Seven Herkül) eserinin Louvre Sarayı nda Fransız Kralı XIV. Louis in evlenme töreni için yapımı 38

39 Johann Jakob FROBERGER 19 Mayıs Mayıs Alman Barok besteci, klavye virtüözü, orgcu. Dönemin ünlü bestecileri arasındadır. Yaptığı birçok seyahat sayesinde Avrupa daki hemen hemen her büyük besteciyi etklemiştir. 39

40 Marc Antonio CESTI Pietro Marc Antonio Cesti. 5 Ağustos 1623, Arezzo, İtalya -14 Ekim 1669, Floransa. İtalyan Barok dönem opera müziği bestecisidir. Üç bölümlü ariayı ilk kullanan bestecidir. Önce bir keşiş olarak orgculuk ve kantat besteciliği yapmış, sonra dinsel olmayan müzisyenliğe geçerek tenör olarak şarkıcılık, lirik opera eserleri besteciliği yapmıştır. Daha sonra Innsbruck ta, Floransa da, roma ve Viyana da asli görevle ya da yardımcı olarak müzik direktörü (maestro di cappella) olarak görev yapmıştır. Müzik eğitimini o yörede bulunan çeşitli usta müzisyenlerden almıştır de bşr Fransisken Tarikatı manastırına keşiş olmuştur ve Antonio adı bu keşişlik adıdır. Bir keşiş olarak Volterra şehrinde bulunmaktayken, büyük olasılıkla siyasi ve parasal gücü ile müzisyenleri koruyan Medici ailesinin desteğini kazanmak için dinsel olmayan müzik yapmaya dönmüştür. Burada Salvator Rosa adlı bir şairle tanışmış ve bu şair, Cesti nin hazırladığı birçok kantat için libretto yazmıştır. Cesti nin bir keşiş olarak yaşamı ile tenör şarkıcılığı ve opera başarıları giderek birbiriyle çatışmaya başlamıştır de Fransisken tarikatı manastır yetkilileri tarafından Francesco Cavalli nin hazırladığı Iason operasında tenör olarak rol aldığı için lanetlenmiştir de Innsbruck ta bulunan Arşidük Ferdinand Karl ın sarayında müzisyenlik görevine başlamış; bu görevde iken 1654 te Cesare Amante (Sevdalı Sezar) operasını bestelemiş ve Komidenhaus un açılışı için Kleopatra adlı operasını revize etmiştir 1655 te Katolik mezhebine girmeyi kabul edip İsveç kraliçelik tahtından feragat eden İsveç Kralşçesi Kristina nın Innsbruck u ziyareti sırasında Arşidük Ferdinan ın emriyle hazırlanan şenlikler için Argia adlı operasını bestelemiştir. O görevden ayrıldıktan sonra, Floransa da ve sonra da Papalık Devleti için müzik direktörü (maestro di cappella) görevlerinde bulundu. Roma da Sistine Şapeli nde şarkı söylediği belgelidir de Fransız düşesi Marguerite-Louise d!orléeans ile Medici Kontu nun Floransa da düğün merasimleri arasında hazırladığı Doria operasını sahneledi. İsveç Kraliçesi Kristina nın Innsbruck u 1662 deki ikinci ziyareti sırasında ise hazırladığı Magnanimita d!alessandro (İskender in Asiliği) adlı operasını sahneledi da Viyana da Habsbueg Avusturya İmparatoru I. Ferdinand ın sarayına yardımcı müzik editörü olarak atandı. Aynı yıl Orontea adlı opera seria bestesi ikinci kez Teatro SS Giovanni e paolaé da oynandı de Habsburg Avusturya İmparatoru I. Leopold ile İspanya prensesi Marguerite ile evlenmesi dolayısıyla Viyana daki şenlikler için II Pomp d Oro adlı operasını hazırladı.bu operanın librettosunu Sbarra hazırlamıştı ve eserdeki birkaç arya imparatorun kendisi tarafından bestelenmişti. Viyana da imparatorun sarayında hala görevine devam etmekte iken 1669 da Floransa ya yaptığı bir ziyaret sırasında birdenbire hastalanıp hayata gözlerini yummuştur. 40

41 Giovanni LEGRENZI Vaftiz 12 Ağustos Mayıs İtalyan besteci ve organist. XVII. yüzyıl sonlarında Venedik in en önemli bestecilerinden biriydi. Venedik Mendicanti Konservatuvarı direktörüydü te Venedik St. Marco Kilisesi koro yöneticiliğine getirildi. Birçok opera, enstrümantal ve vokal müzik bestelemiştir. Oratorio ve kantatlarıyla da tanınır. Kısa da capo formunun ve üçlü sonatın ilk uygulayıcılarından biridir. Eserlerinin çoğu günümüze ulaşmamıştır. en iyi bilinen eserleri enstrümantal sonatlarıdır. Tiridate (1668) Eteocle e polinice (1675) La divisione del mondo (1675) Adone in cipro (1676) Germanico sul reno (1676) Totila (1677) Creso (1681) Antioco il grande (1681) Pausania (1681) Lisimaco riamato da alexandro (1682) Ottaviano cesare agusto (1682) Giustino (1683) I due cesari (1683) L'anarchia dell'imperio (1683) Publio elio pertinance (1684) Ifianassa e melampo (1685) Oratoryoları Oratorio del giuditio (1665) Oratorio della passione (1671) Sedecia (1671) Il creation del mondo (1672) Sisara (1672) Moisè (1672) La vendita del cuor humano (Or il prezzo del cuor humano) (1673) La morte del cor penitente (1673) San giovanni battista (1673) Adamo et eva (1674) Gli sponsali d ester (1675) Decollatione di s. giovanni (1678) Erodiade (lib. neri) (1687) Erodiade (lib. piccioli) (1687) Antonio Vivaldi nin de hocasıdır ve bestecinin ilk eserlerinde Legrenzi etkisi görülür. Tomaso Albinoni ve Antonio Lotti gibi birçok ünlü nestecinin de hocalığını yapmıştır. Operaları Nino, il giusto (1662) L'achille in sciro (1663) Zenobio e radamisto (1665) 41

42 Johann Jacop LÖWE 1629, Viyana -1703, Lüneburg. Alman Barok besteci ve orgcu. Schütz ün öğrencilerindendir. Wolfenbüttel de kapelmeisterlik yaptıktan sonra Lüneburg St. Nicholas Kilisesi nde orgcu ve besteci olarak ününü duyurdu (1682). Opera, bale, enstrümantal süitler, solo ses için şarkılar da yazmış olan Löwe, Lüneburg Gymnasiumu nda okuyan genç Johann Sebastian Bach ı org üslubu ile etkilemiştir. 42

43 Giovanni Battista VITALI 18 Şubat 1632/1644, Bologna 12 Ekim İtalyan besteci ve violinist. XVII. yüzyıl oda müziğinin en önemli bestecilerinden biridir. 4,5 ve 6 çalgı için sonatlar yazmıştır. 43

44 Jean-Baptiste LULLY 28 Kasım 1632, Floransa, İtalya 22 Mart 1687 İtalyan asıllı besteci, kemancı, balet. Çalışma hayatının hemen hemen tümünü Fransa'da XIV. Lois in sarayında müzisyen olarak geçirdi de Fransız vatandaşlığına geçti. Zamanının en ünlü Fransız bestecisi olarak bilinmektedir. Lully yeni çıkan İtalyan stili operanın müzik ve şarkılarının Fransızca diline pek uymadığını çalışma hayatının başında anlayıp Fransızca 'ya daha uygun şarkıları kapsayan yeni bir opera türü yaratmıştır. Böylelikle Fransız opera stilinin babası Lully sayılmaktadır. Operalar yanında bale için müzik ve ayinler için kilise müziği de bestelemiştir. Gençliğinde Paris e gelerek XIV. Louis in sarayına giren ve kısa zamanda yeteneklerini kabul ettiren Lully, 1669 da Paris Operası nı kurmuştur. Avrupa nın en seçkin orkestrasını yaratarak hem Fransa nın müzik yaşamında hem de kendi eserlerinde, sistemli çalışması ve düzenleyici nitelikleriyle seçilmiştir. Floransa da doğmasına rağmen, dönemin Fransız org müziği bestecileriyle çalışmış olması nedeniyle Fransız zevkine bağlı alan Lully, başlangıçta Moliére ile işbirliği yapmıştır. Aktör ve dansçı olarak katıldığı Moliéere in komedibaleleri için müzik yazmıştır. Lully ye gelinceye kadar dikkate değer bir opera bestecisinin çıkmamasının nedeni, halkın bale ile yetinmesiydi. Lully, Fransızların bale sevgisini uzun süre paylaştı, hatta bir ara Fransız dilinde opera bestelemenin olanaksızlığını da savundu. Daha sonra Paris Operası için her yıl bir opera yazarak dikkate değer bir repertuar oluşturdu. Ozan Quinalult ile işbirliğinden yararlı sonuçlar aldı. Cadmus et Hermion, Alceste, Thése, Atys, Isis, Psiché, Persée, Phaeton, Amadis gibi birçok operasında Fransız dilinin özelliklerini korudu ve Fransız estetiğine bağlı kalmayı başardı. Operaların başında yer alan symphonialarında temel biçimi kurarak geleceğin Senfonisini hazırladı. Eşliksiz reçitatif yerine, eşlikli reçitatif kullandı. İtalya da doğan opera, önceleri şarkılı bir parça ile başlardı. Monteverdi ve Scarlatti, girişte salt çalgı müziği kullanma geleneğini yerleştirdiler. Scarlatti nin Symphonia!ları çabuk/yavaş/çabuk tempo sıralaması içinde üç bölümdenm oluşuyordu. Lully, şekilde değişiklik yaptı. Lully nin enstrümental giriş müziğinin bölümler şöyle sıralanıyordu: Önce yavaş bir birinci bölüm, ortada fugato ile yazılmış hızlı bir ikinci bölüm ve son olarak, bir dans havası olan üç zamanlı menuet in kullanıldığı bir üçüncü bölüm Pek fazla okul veya konservatuvar eğitimi almadı; ama üstün yetenekli olduğu için kendi kendini yetiştirdi. Gitar ve keman çalmayı ve balet olarak bale dansı yapmayı da kendi kendine öğrendi da Fransiz "Guise Dükü"'nün oğlu tarafından Fransa'ya götürüldü ve Fransız "Montpensiere Düşeşi Anne Marie Louise d'orléans"'in yanına önce hizmetkâr olarak sonra da ona İtalyanca dil dersleri vermek üzere girdi. Paris'te hem birçok konserlere giderek hem de Nicolas Métru adlı muzisiyenden muzik teorisi dersleri alarak sanatını 44

45 geliştirdi. 20 yaşına yetiştiği zaman mükemmel bir besteci, kemancı ve dansçı balet olmuştu de Fransa Kralı XIV. Louis için Versay Sarayında çalışmaya başladı ve 1653de sarayda balet oldu. "Ballet des nuit (Gece Balesi)" adlı bir eğlence balesi için müziği besteledi. Bu balenin müziğini çok beğenen XIV. Louis tarafından sarayın entrümental müzik bestecisi olarak ve 24 kemandan oluşan Grand Band adı verilen saray orkestrasına şef olarak atandı. Bu orkestranin disiplinsiz hareketleri dolayısıyla Kral'ın izini ile Petits Violons' adini verdigi once 16 sonra 20 kemandan oluşan yeni bir orkestra kurdu ve bu orkestrayı gayet sıkı bir eğitimden geçirmeye koyuldu. Bu orkestra ile kendi tercihi olan fazla müziksel süsü bulunmayan parçalardan oluşan bir repertuar kurdu. Versay Sarayı'nda oyun yazarı olarak gorev yapan Moliere ile ortaklaşa çalışmalara baladı ve Moliere'in Le Mariage forcé (Zoraki Evlenme) (1664), L'Amour médecin (Aşk Doktoru) (1665) ve Le Bourgeois gentilhomme (Kibarlık Budalası (1670) gibi ünlü komedilerine eşlik yapacak müzik besteledi. Moliere ile birlikte bir önemli Fransız sanat geleneği olacak Komedi-bale tarzını gelistirdi. Kral yaşlandıkca, (özellikle 1670den sonra) bale dansı yapamayıp temsillere katkısı ve ilgisi azaldı. Lully bu sefer yeni bir tarz olarak İtalya'da geliştirilen opera bestelemeye önem verdi. Alceste (1674), Thésée (1675), Atys (1676), Phaéton (1683) ve Armide (1686) adlı klasik operalar hazırladı. Kral ve maliye nazırı Jean-Baptiste Colbert desteği ile Fransa'da opera temsil edilmesi patentini ve her türlü müzik eseri notalarının yayınlanması tekel imtiyazları 1867de ölene kadar Lully'ye verildi. Bu geniş eleştiriye uğradı. Özellikle Lully'nin müzikli kukla oynatılmasını kabul etmeyişi çok şikâyete neden oldu. Lully bu imtiyazlardan büyükçe bir servet yapmayı başardı. Lully, arkadaşı ve kendi gibi müzisiyen olan Michel Lambert'le evli olmakla beraber, devamlı olarak bir hovarda olmakla, hem başka kadınlarla hem de erkeklerle aşk hayatı yaşamakla tanındı. Bu davranışları çok geniş söylentilere ve birkaç büyük skandala konu olduysa da Lully, Kral XIV. Louis tarafından desteklenmesi ve hatalarının hemen affedilmesi dolayısıyla, bu söylenti ve skandallardan pek zarar görmedi. 1661de Fransız vatandaşlığına geçti. 1662de Kraliyet Ailesi için Usta Müzisiyen ünvanı verildi. Ayni yil evlendiğinde evlilik vesikalarını kral ve kraliçe şahsen imzaladılar. 1650li ve 1660li yıllarda Kral için birçok bale eserinin müziğini ve dansların koreografisini hazırladı. Bu balelerde de baş balet olarak görev yaptı. Kral da bale dansını sevmekte ve şahsen dans ederek bunlara katkı yapmaktaydı sonlarına doğru Fransa Kralı hastalanmıştı ve iyilestiği zaman bu iyileşmeyi kutlamak için Lully'den yeni bir müzik konseri hazırlamasını istedi. Bu konser 8 Ocak 1687 de verildi. Orkestra bir Latince Te deum ilahi bestesini çaldı. Lully orkestra şefliğini yapmaktaydı. O zamanlar orkestra şefleri orkestrayı idare etmek için küçük orkestra şefi batonu kullanmazlardı ve şef ritmi ve birliği büyük bir değneği yere vurarak sağlardı. Lully orkestrayı idare ederken bu büyük değneği ayak başparmağına 45

46 kazayla vurdu. Bu vurma ile ortaya çıkan yara ve abse enfeksiyonla büyüdü ve septik hale geldi. Lully doktorlara ayak başparmağını operasyonla kesmelerine izin vermedi. Ampütasyon gerekmeden iyileştireceğini söyleyen bir şarlatan hekime güvenerek ampütasyonu reddetti. Gangren, daha sonra tüm bacağına yayıldı. Kısa süre sonra, 22 Mart 1687 de hayatına gözlerini yumdu. Öldüğü zaman Lully'nin epeyce serveti olduğu ortaya çıktı. Mirasçılarına Paris şehrinde 5 ev, kırsal alanlarda iki kır evi ve livre frank nakit miras bıraktığı bildirilir. Lully bestelerini Barok müziğin gelişmiş olduğu "Orta Barok Dönemi"'de hazırlamıştır. Hızlı ve canlı ritimde müzik ve özellikle dans edilebilir müzik, bestelemeyi tercih etmiştir. Lully besteleri ile Paris ve hatta Fransız müzik zevkini değiştirmiş olduğu kabul edilmektedir. Eserlerinde o zamana kadar kullanılmayan veya çok az kullanılır müziksel çalgılar kullanmaya önem vermiştir. Zamanının ünlü oyun yazarı ve Fransız sarayında çalışan Moliere ile yakın şahsi arkadaşlık kurmuş ve birlikte eserler vermiştir. Moliere ve Lully yeni bir müziksel şekil olan ve tiyatro, komedi ve baleyi bileştiren comedie-ballet tarzını bulmuşlardır. getirerek ve hatta bestecinin çağdaşı Rean RAcine in trajedilerindeki Fransızların beğendikleri şarkı, şiir ve keskin etkililiği koruyarak operayı Fransız ruhuyla yeniden yarattı. Uvertürleri (orkestral bölümlerin giriş parçaları) ile, ağır ve görkemli başlangıcınu canlı fügal müziğin (yani, füg tarzında bir taklit içinde gelişen bir temanın) izlediği Fransız üvertürü olarak tanınan türü yaratmıştır. Bu üvertür türü değişmez bir norm olarak yalnızca Fransa da varlığını sürdürmedi, aynı zamanda Purcell, Handel ve Bach için de bir model oluşturdu. Lully nin standart bir özellik kazandırdığı bir başka form olan chaconne ya da ondan neredeyse ayırt edilemeyecek olan passacaglia da böyleydi. Bunların her biri yinelenen ağır yürüyüşlü bir bas üzerinde çeşitlemelerden oluşur ve operanın görkem ve saygınlığında bir doruk anını temsil eder. Lully, Paris in en güçlü bestecisiydi ve ondan sonra gelenleri başarısız kılarak yıllarca sahnelerde kaldı. Monteverdi, neredeyse tamamen unutulup gitmişti. Buna karşılık, Lully den sonraki besteciler kuşağı, 20. yüzyıl sonlarına kadar hemen hemen unutulmuş bir dönem olsa da Fransız müziğinin başka alanlarında çok başarılı ve yaratıcı bir dönemini sürdürdüler. Lully bundan başka tragédie en musique (müzikli trajedi) veya tragédie lyrique (lirik trajedi) adi verilen yeni bir Fransız opera tarzı yaratmıştır. Hazırladığı opera eserlerinde bestelediği şarkıları resitatif ya da arya olarak ayırıp sınıflandıracağına, hızlı olarak geçen olaylar halinde bu iki tür şarkıyı birleştirip kaynaştırmıştır. Lully, kulağa hoş gelen ve ritim açısından dile uygun olan esenek bir tür resitatif (wzgisiz konuşma) icat ederek, dans ögesini öne çıkararak (drama çoğunlukla olabildiğince çabuk sona erer, böylece gösteri bir dans dizisi içinde renk renk çiçek açar), ramp ışıklarının karşı yanından (varlığı üstü kapalı bir şekilde hitap edilen XIV. Louis ile) gelen görkemi sahne üzeri dünyasından yansır bir duruma 46

47 Dietrich BUXTEHUDE eğilimlerini temsil ediyordu. Onun karşısındaysa, İtalyan anlayışına daha yakın düşen Güney Alman müzik idealini savunmakta olan Froberger ( ), Ebred, Kerl, Pachelbel ( ) gibi besteciler vardı. 1637, Helsinborg (Oldesloe da doğduğu da iddia edilir) 1707, Lübeck. Danimarkalı besteci ve orgcu. XVII. yy Almanya sında dinsel müziğin önemli adlarından biridir. İlk müzik derslerini ve terbiyesini babasından almış kısa zamanda yetişip gelişerek organist olarak çeşitli vazifelerde bulunmuştur de Lübeck te Saint-Marie kilisesinde Franz Tunder ın ölümüyle boşalan yere organist tayin edilmiş ve büyük Kilise Konserleri (Abend Musiken) düzenlemiştir. Tam 40 yıl boyunca bu görevde kalmıştır. Org bestecisi ve virtüözü olarak parıltısı tüm Almanya ya yayılmıştır. Johann Sebastian Bach, onun tavsiyelerini alabilmek için bir ay süren yolculuğu göze aldığında 20 yaşındaydı. J.S. Bach da dahil olmak üzere devrin ünlü müzisyenleri birçok defa Beuxtehude yi dinlemek için Lüebeck e gitmişlerdir. Buxtehude, Reinken, Scheidemann, Praetorius ve Scheidt ile beraber Kuzey Almanya nın müzik 47

48 Bernardo PASQUINI 7 Aralık 1637, Toskana 22 Kasım 1710, Roma. İtalyan opera ve kilise müziği bestecisi, virtüöz klavyeci. Luciana San Lorenzo Kilisesi nde torağa verildi. 48

49 Alessandro STRADELLA 3 Nisan 1639/ Şubat 1682 İtalyan barok besteci. Müzisyenliği kadar, ona gerçek bir roman kişiliği kazandıran fırtınalı yaşamıyla anılır. Eserleri ilk konçertolar tarihinde de önemli sayılır. Operaları arasında La Forza dell amor paterno ve II Corispero dikkati çeker. XIX. Yüzyılda birçok yazara ve besteciye melodramı için konu olan Stradella nın yaşamı, XVII. Yüzyıl İtalyası nın otantik bir ifadesi olmuştur. Bıçaklanarak öldürülen Stradella nın renkli yaşamı 1837 de Miedermeyer e, 1844 te Flotov a, 1846 da Schimoun a, 1852 de Boccacio ya eserleri için ilham vermiştir. Dehası, kişisel ve yüksek ilhamlı eserlerin doğmasını hazırlamıştır. 49

50 Johann Adam REINCKEN 6 Sonates with suites for strings and basso continuo, 'Hortus Musicus' (Hamburg, 1688) 10 Aralık? Kasım Jan Adams, Jean Adam, Reinken, Reinkinck, Reincke, Reinicke, Reinike adlarıyla da bilinir. Alman besteci ve orgcu. XVII. yüzyılın en önemli Alman bestecilerinden biridir. Scheidemann ın öğrencisi ve St. Catherşne Kilisesi orgcusu olarak onun halefidir. Genişletilmiş fantezi stilindeki koral prelüdleri, dönemin Alman org müzikçileri tarafından örnek alınmıştır. Buxtehude nin arkadaşıdır. J.S. Bach üzerinde büyük etkisi olmuştur. Günümüze çok az sayıda eseri gelebilmiştir. Eserleri : 2 chorale fantasias for organ: An Wasserflüssen Babylon, Was kann uns kommen an für Not 4 Toccatas (G major, G minor, A major, G major (by Frescobaldi?) Fugue in G minor (authenticity uncertain) 8 suites for harpsichord 3 sets of variations for harpsichord 50

51 Heinrich Ignaz Franz BIBER 12 Ağustos Mayıs 1704 Bohemian-Avusturyalı besteci ve kemancı. Keman tarihinin en önemli bestecilerinden biridir. 51

52 Johann THEİLE 29 Temmuz Haziran 1714 Erken Barok dönem Alman bestecisi. Adem ve Havva operası ile tanınır. Schütz ün öğrencisi ve Rosenmülleri in ardından Wolfenbüttel e kappelmeister (1678) olarak atanan Theile, Hamburg Operası nın açılışı için Adem ve Havva Siengspiel i, Orontos Operası, 1-4 sesli aria ve canzonettalarla enstrümantal parçaların yazarı olmakla beraber, St. Mattheus passion u ile dikkati çeker. 52

53 Johann PACHELBEL babasının arkadaşı, ağabeyinin de öğretmeniydi. Pachelbel in orgculuk ve müzik direktörlüğü görevi 1678 de Erfurt da, 1690 da Stutgart ta, 1692 de Gotha da, 1695 te Nremberg St. Sebeldus Kilisesi nde sürdü. Pachelbel, zamanının ünlü Alman bestecilerinden biriydi. O zamanlarda İtalyan sanatının etkisine rastlamak mümkün; Frescobaldi, Carissimi, Kerll (öğretmeni), Gabrieli birçok müzisyene ilham vermiştir. Ayrıca ünlü besteci Johann Sebastian Bach'ın müzik stiline de birçok etkide bulunmuştur. Klavsen süitleri ve org için füg stilinde koral prelütleriyle J.S. Bach ın en önemli seleflerinden biridir. Başlıca eserleri Musicalische Ergötzung 1691 Hexachordum Apollinis 1699 Canon Re majör 1680 civarı 1 Eylül Mart 1706 Alman Barok müzik bestecisi. Güney Alman Org Ekolü nin en önemli temsilcilerinden biridir. Daha çok Kanon in D major adlı eseriyle bilinir. Bach ailesi ile yakın dosttur. Org için yazdığı eserlerle ün kazanmıştır. Genellikle ciddi karakterde eserler ve daha çok varyasyonla işlenen süit biçiminde eserler yazmıştır. Hafif müziğe de uyarlanan ünlü Kanon u yanında, pek çok fantasia, füg, prelüd, toccata, chaconne ve dinî koro eserleri bestelemiştir. Babası şarap tüccarı olan Pachelbel, 1 Eylül 1653'te Nürnberg de doğdu. Altdorf ve Ratisbonne'da üniversite düzeyinde müzik eğitimi aldı. Ayrıca ünlü besteci Johann Kaspar Kerll'in öğrencisi oldu e kadar Heinrich Schwemmer ile, bu tarihten sonra Viyana da Kerl ile çalıştı de Eisenach Wartbour Şatosu nda Saray orgcusu olan Pachelbel, Johann Sebastian Bach ın 53

54 Arcangelo CORELLI çalışmaları altı opus numarası altında toplanmıştır. Çağdaşı olan birçok besteci tarafından da kullanılan bir dans ezgisi La Follia üzerinde çeşitlemeleri ve opus 8 numaralı Christmas Konçertosu ünlüdür. Arcangello Correli bir toprak sahibi ailenin beşinci çocuğu olarak zamanında "Ferrara ili"'ne bağlı (günümüzde Ravenna ilinde) Fusignano küçük kentinde 1653'de doğdu. İlk müzik eğitimini yerel müzikçilerden aldığı kabul edilmektedir. Müziğe olan yüksek yeteneği dolayısıyla 1666'da 13 yaşında iken 1666'da Bologna'ya müzik eğitimine gitmiş ve oradaki "Accademia Filarmonica" adlı konservatuvardaki isim yapmış Leonardo Brugnoli ve Giovanni Benvenuti kemancılardan dersler almıştır. 17 Şubat 1653, Fusignano, İtalya 8 Ocak 1713, Roma. İtalyan müzisyen, besteci ve keman virtüözüdür. Besteleri ile Barok müzik stilinin önemli bestecilerinin başında gelir. Benevoli ve Allegri nin öğrencisi olan Corelli, kemana gereği gibi ilgi gösteren, kemanın niteliklerini işleyen ilk bestecidir. La Folia başlıklı sonatı, bu bakımdan güzel bir örnektir. Modern keman çalma tekniğinin kurucusu olarak daha sonraki kemancılar üzerinde büyük etkisi olmuştur. Dört bölümlü sonat biçiminin yaratıcısıdır (yavaş/hızlı/yavaş/hızlı). Tüm orkestra topluluğuyla iki kemanın nöbetleşerek iş gördüğü, bir trio sonat genişletimi olan konçerto grossoyu icat eden besteci olarak tanınır. Roma da sürgünde olan İsveç in Katolik Kraliçesi Chiristina nın hizmetinde çalışan Corelli nin çoğu popüler sonat ve trio sonat serilerinden oluşan 1671'de Roma'ya geçip orada önce "Saint-Louis- Des-Français Kilisesi"'nde ve sonra da "Teatro Çapranıca"'da kemancılık yapmaya başlamıştı. Papa'nın şapelinde şarkıcı olan Matteo Simonelli'den kompozisyon dersler almaktaydı. Corelli 19 yaşında iken 1672'de Paris'de çok başarılı konserler verdi ve bu başarısı ile Avrupa'da isim yaptı. 1681'de Almanya'da Baverya Prensi hizmetinde bulundu ile 1685 arasında arkadaşı olan kemancı ve besteci Cristiano Farinelli'nin evinde çok zaman geçirdi. 1685'de Roma'da yerleşti. Roma'da sürgünde olan İsveç 'in Katolik Kraliçesi İsveç'li Christina 'nın hizmetinde çalışıp onun için sonatlar besteledi ve kraliçenin davetlerinde müzik orkestralarına şeflik yaptı. Kardinal Benedetto Pamphili ve Pietro Ottoboni'den mali destek alıp bu patronların destegi ile Corelli mali sorunlardan ayrı olarak kendini müziğe, kemana ve besteciliğe vermeye imkan buldu. Orkestra şefliğine bir örnek 1687'de İngiltere Elçisi şerefine Akademi'nin verdiği bir büyük konserde Corelli'nin 150 yaylı sazlar çalgısı ve 100 kadar koro şarkıcısından oluşan müzik topluluğuna şeflik 54

55 yapmasıdır ile 1890'da Modena 'ya geçip "Modena Dükü 1708'de kendini şehir hayatından iyice ayırdığı zaman Kardinal Ottoboni'nin sarayında rahat bir hayat sürmeye başladı. Resim ustalarından satın aldığı tablolarla çok değerli bir resim koleksiyonu topladı. Yakın akraba ve ailesine mali yardımlarda bulundu. 1708'de Napoli 'ye siyaret gittiği zaman "Napoli Kralı" tarfından çok iyi karşılandı. Corelli Roma'nın müzik sosyetesinin başında gelmekteydi ve en yüksek soylu Romalılar tarafında tutulmaktaydı. Kardinal Ottoboni'nin sarayındaki Pazartesi Konserleri bu sosyetenin baş toplanma yeri haline gelmiştir."'nden büyük destek gördü. Bu arada keman dersleri de vermekteydi. Öğrencileri olan ünlü Francesco Geminiani ve Pietro Locatelli ve diğerleri Albinioni'den öğrendikleri ve onun kendisinin ortaya çıkardığı keman çalma stilini Avrupa'ya yaymaya başladılar. Corelli Roma'da 1713'de öldü. Mirası marklık bir servetti ve resim koleksiyonun değeri ise çok daha yüksekti. Corelli mirasını destekçisi ve arkadaşı olan Kardinal Ottobiani'ye bıraktı ama o da bunu Corelli'nin akrabalarına dağıttı. Corelli en önemli antik Roma eseri olan Pantheon 'da mezara verildi. Op.4: 12 "sonate da camera" (2 keman 1 kontinuo icin trio sonat) (Roma 1694) Op.5: 12 Suonati a violino ve klavsen (6 "sonate da chiesa" ve 6 "sonate da camera" keman ve kontinuo icin) (Roma 1700) The last sonata is a set of variations on La Folia. Op.6: 12 "concerti grossi" (8 "concerti da chiesa" ve 4 "concerti da camera" 2 keman, viyolonsel, telli "ripieno" ve kontinuo icin) (Amsterdam 1714) Ayrica "opus" numarasi verilmemis ama Corelli'ye ait bir kompozisyon olmasi cok olasi su eserler varsir: Sinfonia in D minor, WoO 1 Sonata a Quattro, WoO 2 (Rogers, Amsterdam, 1699 ) Sonata a Quattro, WoO 3 (Rogers, Amsterdam, 1699 supheli) Sonata a Quattro Trumpet, 2 keman icin, WoO 4 6 Sonate a tre, WoO 5 10 (Amsterdam 1714) Çağdaşı olan birçok besteci tarafından da kullanılan bir dans ezgisi 'La Follia' üzerinde çeşitlemeleri ve Op.8 numaralı 'Christmas Konçertosu' ünlüdür. Eserleri Corelli besteleri 48 trio sonat, 12 keman ve continuo sonat ve 12 koncerto grossi'den oluşmaktadır.. Corelli'nin çoğu popüler sonat ve trio sonat serilerinden oluşan çalışmaları altı "opus" numarası altında toplanmıştır: Op.1: 12 "sonate da chiesa" (2 keman 1 kontinuo icin trio sonat) (Roma 1681) Op.2: 12 "sonate da camera" (2 keman 1 kontinuo icin trio sonat) (Roma 1685) Op.3: 12 "sonate da chiesa" (2 keman 1 kontinuo icin trio sonat) (Roma 1689) 55

56 Giuseppe TORELLI 22 Nisan Şubat 1709 İtalyan besteci, kemancı, öğretmen. İlk keman konçertosunu yazan bestecidir. Uzun yıllar Almanya da yaşamış, Viyana ve Ansbach da saray müzikçiliği yapmıştır. Trio sonatları, sonatları, senfonileri, solo konçertoları döneminin en parlak örnekleridir. 56

57 Henry PURCELL 10 Eylül Kasım 1695, Londra Erken Barok Dönemi nin İngiliz müzisyen, opera bestecisi, orgcu. William Shakespeare in A Midsummer Night s Dream (Bir Yaz Gecesi Rüyası) adlı eserinden uyarlanan Fairy Queen (Periler Kraliçesi) için yazdığı fon müziği ile tanınır. Bunun dışında 100'ü aşkın bestesi ve Dido ve Aenas isimli minyatür operası vardır. meslektaşının aksine bu grupların sahnelemesi için besteler yapmayı utanç verici olarak görmedi ve bestelerini verdi. Sadece sahne müziği alanında değil, müziğin her alanında eserler verdi. Dönemdeki güçlü İtalyan etkilerine rağmen İngiliz estetiğinin ilk ürünleri Purcell in eserlerinde kendini göstermiştir. Önce Wesminister Kilisesi, sonra Krallık Chapeli orgcu ve bestecisi olan Purcell, hemen her türde yazmıştır: tiyatro müziği, kilise müziği, çalgısal müzik, kısa ode lar, antik şarkılar, kutsal şarkılar, oda müziği, klavyeli çalgılar için çeşitli eserler vererek, İngilizlerin en orijinal ve yetenekli bestecisi olmaya hak kazanmıştır. Purcell in düş gücü ile teknik ustalığını birleştirdiği solo şarkılarını aşan olmamıştır. Dikkate değer geleneksel formları içinde ilginç bir kişisel yol izleyen çalgısal müziğinin yanında 6 operasından Dido and Kneas, King Arthur, The Fairy Queen operaları, İtalyan müziğinin etkilerini sarsmayı başarmıştır. Bununla beraber, bu eserlerin İtalyan bestecilerin buluşları olan ögeleri taşıması doğaldır yılında yaratıcılığının doruğunda iken hayatını kaybetti yılında Purcell Derneği nin kurulmasından sonra, Purcell in bütün yapıtlarının yayımlanmasına yönelik girişimler başladı te çalışmalarının tamamı 32 cilt olarak bir araya getirildi. Bir saray müzisyeninin oğlu olan Purcell, 1677 de, 18 yaşındayken, II. Charles ın yaylı çalgılar orkestrasının besteciliğine, 1679 da Westmininister Abbey orgculuğuna atandı. Ömrünün 25 yılını Westminister da geçirdi ve 3 ayrı krala hizmet etti. Saraydaki görevlerinin yanı sıra operalar, sahne müzikleri ve oda müziği bestelemekle uğraştı. O dönem İngiltere de müzik dünyasındaki önemli gelişmelerden birisi, halk konserlerinin gerçekleştirilmeye başlaması ve çeşitli müzik gruplarının kurulması idi. Henry Purcell, pek çok 57

58 Alessandro SCARLATTI 2 Mayıs 1659/1660, Palermo, Sicilya -24 Ekim 1725, Napoli. XVII. yüzyıl sonu ile XVIII. Yüzyıl başında Napoli, operanın parlak bir uygulama alanı olmuştur. Bu kentin verdiği en önemli besteci, Napoli ekolünün de kurucusu olan Alessandro Scarlatti dir. A.Scarlatti, özellikle opera eserleri ve oda kantatları ile ünlüdür. Scarlatti, o zaman Sicilya Krallığı idaresinde olan Palermo da doğdu. Roma da Ciacomo Carissimi nin hocalığı altında çalıştı. Bazı araştırmacılar Scarlatti nin ilk müzksel kompozisyonlarında kuzey İtalyalı müzisyen ve müzik hocaları olan Alessandro Stradella ve Giovanni Legrenzi nin etkilerinin bulunduğunu ve bu nedenle büyük olasılıkla Kuzey İtalya da da müzik eğitimi gördüğünü ileri sürmektedirler. Daha sonra, Katolikliği kabul edip tahtından feragat ederek Roma da yaşamaya başlayan eski İsveç Kraliçesi Kristina nın yanında müzik direktörlüğü (maestro di cappella) görevini almıştır. Şubat 1684 te Napoli de Napoli Krallığı veliahtının yanında müzik direktörü görevine geçmiştir. Bu görevi çok önemli bir Napoli Krallığı soylusunun metresi ve opera şarkıcısı olan kızkardeşi aracılığıyla ele geçirdiği bilinmektedir. Bu görevde iken Napoli Devleti nin özel olarak gerektirdiği müzik parçalarını bestelemekle kalmayıp, anlamlılıkları ve akıcılıkları ile çok popüler olan çok sayıda opera da hazırlamış ve bunlar Napoli de bu dönemde yapımlanmıştır de Scarlatti Napoli den ayrıldı. Napoli devletinin idaresinin İspanya asıllı krallar ve idarecilerden Avusturya asıllı hükümdar ve idarecilere geçene kadar Napoli ye dönmedi. Napoli den uzakta olduğu bu dönemde, Floransa yakınlarında özel bir tiyatrosu bulunan Toskana Dükü III. Ferdinando de MEdici nin yanında çalışarak onun tiyatrosunda yapımlanan özel opera eserleri hazırladı. Sonra Roma da Kardinal Ottoboni nin yanında benzer göreve geçti ve bu yeni patronu ona 1703 te Roma daki Santa Maria MAggiore Bazilikası müzik direktörü görevine geçmesi için destek ve yardım sağları de Venedik ve Urbino şehirlerini ziyaret etti de Napoli ye dönüp eski müzik direktörü görevine yeniden geçti ve bu görevde 1717 ye kadar kaldı. Napoli deki seyirciler onun müziğine çok alışkın oldukları için Scarlatti nin yeni eserlerine özel bir ilgi göstermememkteydiler. Oysa aynı ve benzeri eserleri Roma da çok tutulmaktaydı. Bu nedenle, bu dönemde Roma daki Teatro Capranica, Scarlatti nin en tanınmış eserleri olan Telemaco (1718), Marco Attilio Regolo (1719) ve La Griselda (1721) ile bazı kilise müziği eserlerinin seyirciye sunulması için baş sahnelenme merkezi oldu. Scarlatti, son olarak Sereneta eserini bitiremeden 1723 te Napoli de öldü. Müziğinin Değerlendirilmesi Scarlatti, XVII. yüzyıl İtalyan vokal müzik stillerinin Floransa, Venedk ve Roma gibi merkezlere geliştirilmiş şekli olan Erken Barok Dönemi müzik ile Mozart ile zirvesine ulaşan XVIII. yüzyıl 58

59 Klasik müzik arasında bağlantı sağlayan bir bestecidir. Scarlatti nin müzik kariyerinin ilk eserleri (özellikle Gli equivoci nel sembiante (1679); L honestà negli amori (1680); Il Pompeo (1683) ve 1685 e kadar bestelediği diğer operalarında) resitatiflerle ve bazan yaylı sazlar kuarteti, bazan sadece continuo eşliğinde birçok küçük ve güzel aryalarla dolu, çok değişken ama daima iyi yapılmış Barok tipi eserlerdir dan sonra ostinato basları ve iki kıtlık aryaları arkada bırakıp, İtalyan Uvertürü Formı ve De Kapo tipi aryaları geliştirmiştir. Bu tip yeni gelişmeler içeren operaların en iyi bilinenleri La Rosaura (1690) ile Pirro e Demetrio (1694) dir. ayrılmamıştır. Yine de bu operalar arasında L'Eraclea (1700) gibi çok parlak eserler bulunmaktadır. Floransa da Ferdinando de Medici için bestelediği operalar kaybolmuştur. Ancak Scarlatti bu dönemde prens ile yaptığı yazışmalarında bu eserlerin çok içten ve samimi bir ilham verici yaratıcılık hevesiyle hazırlandığını ifade etmektedir de Venedik te bestelediği Mitridate Eupatore Scarlatti nin opera şaheseri olarak kabul edilmektedir. Bu eser, Napoli de bestelediği her operadan içerdiği teknik ve entelektüel güç bakımından kat kat üstündür ve o zamana kadar yaptıpı opera bestelerindeki müzikten çok üstün bir müzik içermektedir. L'amor volubile e tiranno (1709); La principessa fedele (1710) ve Tigrane (1714) adlı Napoli deki son dönemi opera eserleri, hislere hitap etmekten çok, gösterişli ve etkin olmaya önem vermektedir. Bu eserlerde orkestrasyon modern operalara daha çok yaklaşmıştır. Seslere refakat etme görevi yaylı sazlar kuartetine bırakılmış, klavsen bir refakat aleti olmaktan çıkartılıp, gürültülü bir nakarat (retornello) aletine dönüştürülmüştür. Scarlatti, Teodora (1697) operasında ise orkestrayı retornello aleti olarak kullanmayı ilk kez denemiştir den sonra Napoli sarayının zevklerine uyması gereği ve birbiri arkasını izleyen sırayla yeni opera eserler yazması gerektiğinden bu eserlerdeki opera aryaları için daha konvansiyonel bir ritim kullanmaya başladı. Bu eserlerindeki şarkıların hızla ve revizyondan pek geçmemiş şekilde hazırlanmış oldukları belirgin olarak hissedilmektedir. Bunların orkestrasyonunda obualar ve trompetlere yer verilmesi, getirdiği bir yenilik olmakla beraber genellikle orkestrasyonda eski usullerden Roma da sahnelenmek üzere hazırladığı son operaları, içlerinde daha derin şiirsel hisler bulundurmakta, geniş ve vakurlu bir melodi stili içermekte, daha güçlü bir dramatik anlam ifade etmekte ve daha modern orkestrasyon stili içermektedirler. Güçlü dramatik ifadeler özellikle, ilk dafa 1686 da Olimpia vendicata kullandığı, refakat edilen resitatiflerde bulunmaktadır. Scarlatti'nin modern orkestrasyon gelişmesine bir katkısı, kornoları ilk defa opera orkestrası içine alıp onların seslerini çok çarpıcı bir şekilde kullanmasıdır. Hepsi birbirine benzer karakterler gösteren ve Scarlatti'ye has bir stilde olan operalar, oratoryolar ve serenatları yanında, Scarlatti solo ses için 500den çok solo oda kantatası hazırlamıştır. Bunlar 59

60 zamanında konsere girmemişler ve bestelerinin yazmaları arasında kalmışlardır. Bunları incelemek fırsatı bulan 20. yüzyıl müzik bilginleri bu eserlerin zamanının en ileri oda müziği besteleri olduğunu ve bunların konserlerde icra edilmemesinin zamanının büyük müzik kayıplarından başında olduğunu ifade etmektedirler. İki yüz kadar kilise muzigi parcasi besteledigi iddia edilmekle beraber elimizdeki eserlerden bunu çok abartılmış olduğu kabul edilmektedir. Genellikle bu kilise müziği, diğer tazrlardaki müzik eserlerinin arasında görece daha az önemlidir. Ancak, 1721 de hazırlamış olduğu San Cecili Mass Ayini stili, ileride J.S. Bach ve Beethoven tarafından hazırlanan muhteşem kilise Mass ilahilerine öncü ve önderlik görevi yapmıştır. Hazırlamış olduğu enstrümantal müzik, bestelediği vokal parçalar ile karşılaştırılırsa, bu enstrümantal parçaların çok eski, hatta antik usullere uyduğu görülür. Bunlar ilgi çekmekle beraber, hiçbir müzikal yenilik getirmemişlerdir. Birçok otorite, vokal müzikte yaptığı devrim niteliğindeki yeniliğin enstrümantal müzikte tekrarlanmamasına biraz şaşmaktadır. Eserleri Napoli Kral Kilisesi nin baş mugannisi ve konservatuvar öğretmeni olan Scarlatti, 125 opera, çok sayıda oratorio, missa ve çalgısal eser vermesine karşılık, çağında yeteri kadar iyi değerlendilememiştir. Oğulları Domenico Scarlatti ve Pietro Flippo Scarlatti de tanınmış klasik batı müziği bestecileridir. Lirik opera eserleri Scarlatti'nin 50 kadar opera eseri hazırladığı bilinmektedir. - Gli equivoci nel sembiante - L'honestà negli amori - Tutto il mal non vien per nuocere (revizyon Dal male il bene) - Il Pompeo - La guerriera costante - L'Aldimiro, o vero Favor per favore - La Psiche, o vero Amore innamorato - Olimpia vendicata - La Rosmene, o vero L'infedeltà fedele - Clearco in Negroponte - La santa Dinna - Il Flavio - L'Amazzone corsara, veya Gerçek Alvilda - La Statira - Gli equivoci in amore, veya Gerçek La Rosaura - L'humanità nelle fiere, veya Gerçek Il Lucullo - La Teodora augusta - Gerone tiranno di Siracusa - Il nemico di se stesso - L'amante doppio, o vero Il Ceccobimbi - Pirro e Demetrio - Il Bassiano, veya Gerçek Il maggior impossibile - La santa Genuinda, veya Gerçek L'innocenza difesa dall'inganno (2 Perde) - Le nozze con l'inimico, veya Gerçek Analinda - Nerone fatto Cesare - Massimo Puppieno - Penelope la casta - La Didone delirante - Comodo Antonino - L'Emireno ovvero Il consiglio dell'ombra - Il prigioniero fortunato - Anacreonte - Gl'inganni felici - L'Eraclea - Odoardo - Dafni - Laodicea e Berenice - Il pastore di Corinto - Tito Sempronio Gracco - Tiberio imperatore d'oriente - Il Flavio Cuniberto - Arminio - Turno Aricino - Lucio Manlio l'imperioso - Il gran Tamerlano - Il trionfo della libertà - Il Teodosio - L'amor volubile e tiranno - La principessa fedele - La fede riconosciutadramma pastorale per musica - Giunio Bruto, o vero La caduta dei Tarquini (3 perde) - Il Ciro - Scipione nelle Spagne - L'amor generoso - Tigrane - La virtù trionfante dell'odio e dell'amore - Telemaco 60

61 - Il trionfo dell'onore - Il Cambise - Marco Attilio Regolo - Griselda Enstrümental eserleri Klavyeli çalgılar için - Toccata klavsen için - Toccata Re-minor - 10 partito basso obbligato (1716) - Toccatalar Birinci ve ikinci kitap (Sol-majör, Laminör, Sol-majör, La-minör, Sol-majör, re minör, reminor, la-minör, sol-majör, fa-majör) - 2 senfoni klavsen (1699) - Toccata klavsen etüdü - Toccata klavsen veya organ için - Toccata mi-minör - 3 toccata her biri füg ve minuet takibi ile (1716) - "La follia" üzerine varyasyonlar (1715) - 6 adet konçerto: klavsen ve yaylı sazlar için Diğer çalgılar için - 12 senfoni - konçerto grosso (1715) - 6 yedi kısımlı konçerto - iki keman, violonsel obligato, iki keman, tenör ve bass continuo (fa-minor, do-minor, fa-majör, sol-minor, re-minor, mi-majör; 1724) - 4 sonata kuarteti, 2 keman, viola ve violonsel için (faminor, do-minor, sol-minor, re-minor) - 9 sonata (konçerto) flüt, 2 keman, violonsel ve basso continuo (re-majör, la-minor, do-minor, la-minör, lamajör, do-majör, sol-minor, fa-majör, la-majör; 1725) - Sonata fa-majör. flüt, 2 keman ve basso continuo için - Sonata re-majör. flüt, 2 keman ve basso continuo için - Sonata la-majör. 2 flüt, 2 keman ve basso continuo için - Sonata fa-majör. 3 flüt ve basso continuo için - 3 sonata: violonsel ve basso continuo (re-minor, dominor, do-majör) - Suit fa-majör. flut ve basso continuo için( 1699) - Suit sol-majör. flut ve basso continuo için (1699) Teorik çalışmalar - Regole per principianti (1715) - Discorso sopra un caso particolare di arte ( 1717) - Canoni: Tenta la fuga ma la tenta invano; Voi sola; Commincio solo; 2 canoni a 2-15 fuge a 2 - Studio a quattro sulla nota fermia - Varie partite obligate al basso - Toccate per cembalo - Varie introduttioni per sonare e mettersi in tono delle compositioni (1715 ca.) 61

62 Johann KUHNAU 6 Nisan 1660, Geising, Saksonya 5 Haziran 1722, Leipzig. Kilise kantatlarıyla dikkati çeken bir besteci ve orgcudur. Müziğin yanı sıra, Leipzig te hukuk öğrenimini tamamladıktan sonra aynı yerde St. Thomas Kilisesi ne orgcu (1684), üniversiteye müzik direktörü ve St. Thomas a kantor (1701) oldu ( yılları arasında, Thomas Kilisesi nin büyük Bach dan önceki kantorudur). İlk klavsen sonatının yaratıcısıdır. En önemli eserleri arasında sayılan kilise kantatları yanında, klavyeli çalgılar için yazdığı çok sayıda parça, XVII. ve XVIII. yy çalgı müziğinde dikkate değer bir yer tutar. Bibliche Historien adlı eseri ise programlı müziğin çok erken örneklerinden biri olarak kabul edilir. 62

63 Friedrich Wilhelm ZACHAU 14 Kasım 1663, Leipzig, Almanya 7 Ağustos 1712, Halle, Almanya Triedrich Wilhelm Zachow olarak da bilinen Alman müzisyen ve besteci. atanmıştır. Friedrich döneminde bu görevde kalmıştır. Bu dönemde besteler hazırlamış ve hazırladığı kantatlar dolayısıyle bütün Almanya';da isim yapmıştır. Aynı zamanda müzik öğrencisi de yetiştirmiştir. Öğrencilerinden en tanınmışı Georg Friedrich Händel'dir. Handel, henüz 7 ve 9 yaşları arasında iken Zachau'nun öğrencisi olup ondan keman, org, obua ve klavsen çalmayı, beşte yapmayı öğrendi. Ustasına büyük saygı duyan Handel, 1710 yılında kendisini ziyaret etmişti ve Zachau'nun 1712'de ölümünden sonra eşine yardımda bulunmuştu te Zachau, Halle kentinden Weimar Saray Orgculuğuna talip oldu. Zachau yerine Bach ın tercih edilmesi Bach ın ününün artmasına neden oldu. Zachau'un müzik besteleri yaşadığı 17. yy döneminin diğer Alman bestecileri gibi Alkan Baroku stilindeydi. Zachau'un besteleri arasına yüz küsur klavsen parça, elli kusur org parçaları (prelüdler, fügler, koro parçaları vb.); 34 dinsel kantata ve 1 mass ayini bulunmaktadır. 1663'de Leipzing'de doğan Zachow büyük olasılıkla küçük yaştan itibaren müzik eğitimini Leipzing şehirinin profesyonel müzikçilerinden olan babası kemancı Heindrich Zachow'dan almıştır. Babasi Eilenburg şehrinin orgcusu olduktan sonra bu şehirde orgcu Johann Hildebrand ve koro şefleri olan Johann Schelle ve Basılıus Petritz'den dersler almıştır. Ama Friedrich daha 10 yaşında iken viol, obua, org ve klavsen çalgılarını çok ustaca çaldığı bildirilmektedir. Babasının Eilenburg şehirindeki müzisiyen loncasında usta olarak müzisiyen çırak ve kalfaları yetiştirdiği belgelidir. Friedrich'in de bu loncaya bağlı olarak 5 yıl kadar süren müzisiyen lonca eğitiminden sonra usta müzisiyen olduğu belirtilmektedir. Friedrich Wilhelm Zachau 21 yaşında iken 1684'de Samuel Ebart adlı org ustasının yerine Halle'de ki Liebfrauenkırche Katedrali'ne orgcu olarak 63

64 François COUPERIN 10 Kasım 1668, Paris 11 Eylül 1733 Fransız besteci, orgcu, klavsenci. Couperin organistleri hanedanının üçüncüsü, kuşkusuz en önemlisidir. Müzikal açıdan yetenekli olan Couperin ailesinin diğer üyelerinden ayırt etmek için Büyük Couperin olarak adlandırılır. J.S. Bach ın mektup arkadaşıdır. Babası ST. Gervais Kilisesi nin orgcusudur. Babasını 10 yaşındayken kaybetti, annesi tarafından aile dostu ve yine bir orgcu olan Jacques Thomelin in yanına yerleştirildi. O kadar yetenekliydi ki daha küçücükken, kilise konseyi tarafından alınan bir kararla 18 yaşında kilisenin orgcusu olacağı ilan edilmişti. Gerçekten daha 14 yaşındayken St. Gervais te vekâleten orgculuk yapmıştı da çok zengin bir ailenin kızı olan Marie-Anne Ansault ile evlendi. Karısının ailesinin bağlantıları sayesinde bir yıl sonra Piéces d Orque yayınlandı. Bir anda ünlendi ve birkaç yıl sonra (1693) Versaille Sarayı nın dört orgcusundan biri olan sanatçı, kral ailesindeki çocukların müzik eğitimlerini de üstlenmişti. Yavaş yavaş Pari sosyetesinin aradığı bir ad olmaya başlamıştı. Kağıt üzerinde sarayın baş müzisyeni görünen, St. Gervais ten abisi Michel- Richard Delalande ile rekabeti giderek kızışıyordu.1713 teki Piéces de Clavecin ününü iyice pekiştirdi. XIV Lois in ölümünden sonra gerek L Art de Toucher le Clavecin (klavsen çalma sanatı), gerekse de Leçons de Ténébres ile Fransa nın en saygı duyulan bestecisi haline geldi. Bir adet de kendisi hakkında, Le Couperin, beste yapmıştı lerde sağlığı bozulmaya başladı, durmadna üretiyordu. 1724, belki de Annus Mirabilis i oldu. Arcangelo Corelli nin trio sonata formunu geliştirdi. Le Parnasse, L Apothese de Lully, Les Nations u besteledi. Bu eserlerden L Apothese de Lully, 193 yıl sonra Tombeau de Couperin de çınlamıştır da sağlığı aşırı derecese bozuldu ve 1733 te öldü. Bach ile yazışmaları ne yazık ki bugünlere ulaşmamıştır. Bach, ne yazık ki bu yazışmaları reçel kavanozlarının ağzını kapatmak için kullanmış. Couperin in müziği, yalnızca Fransız klavye çalma ve notalama geleneğinde beste yaptığı için, az tanınan bir müzikti. Yapıtlarının çoğu kırk beşinden sonrasına tarihlendiği için, geç başlamış ya da en azından geç bitirmiş bir besteci olan Couperin e belleği, bütün bir beşeri tipler ve beşeri davranışlar silsilesini sevecen bir ironiyle izleme olanağı sağlamıştı. Empresyonistlerin örnek aldığı bir bestecidir. Eserlerine başlık koymuştur. Başlık, eserin konusunu anlatmaktadır. François Couperin, klavsene yeni bir estetik, yeni bir ton getirmiştir. Çalgı müziği kadar, kilise müziği de ilgi çekicidir. Tasviri oda müziği incelikler ve hicivle doludur. Apotheose de Corelli (Corelli nin tanrısallaştırılması), apotheose de Luly adlı eserlerinde, Corelli ve Lully nin stillerini saygıyla taklit eder. Kilise müziği soyludur ve anlatım yönünden dikkate değer derinliği vardır. Geleceğin klasikçilerinin uzak habercisi olan Couperin in klavsen eserleri, gereksiz süslerden kurtulmuş duygulu ve yalın güzellikleriyle dikkati çekerler. Angele Hewitt ve Alexandre Tharaud dan Couperin in eserlerini dinlemek çok keyiflidir. 64

65 Louis MARCHAND 2 Şubat 1669, Lyon 17 Şubat 1732 Fransız besteci, orgcu, klavsenci. Orgcu bir ailenin içine doğmuş ve kısa sürede zamanının en iyi bilinen Fransız virtüözlerinden biri olmuştur. 65

66 Giovanni Battista BONONCINI Astianatte (1727) Alessandro in Sidone (1737) Diğer eserleri Messe brevi (1688) Divertimenti da camera (1722) XII Sonatas for the Chamber (1732) Lidio, schernito amante (cantata) 18 Temmuz 1670, Modena, İtalya 9 Temmuz 1747, Viyana, Avusturya. İtalyan Barok besteci ve viyolonsel virtüözü. İtalya, Avusturya ve Almanya daki çeşitli görevlerden sonra İngiltere Krallık Müzik Akademisi nde görevlendirildi. Marlborough Dükü nün desteği ve politik nedenlerle Handel in karşısına rakip olarak çıkarılmıştır. Operaları Serse Operası (1694) Il trionfo di Camilla (1696) L'amore eroica fra pastori (1696) La clemenza di Augusto (1697) La fede pubblica (1699) Cefalo (1702) Etearco (1707) Maria fuggitivo (1708) Astarto (1720) L'odio e l'amore (1721) Crispo (1721) Griselda (1722) Erminia (1723) Calphurnia (1724) 66

67 Antonio CALDARA Barok müzik döneminde yaşamış bir klasik Batı müziği bestecisidir. Caldar, Venedikte 1670 ya da 1671de doğdu. Babası kemancıydı. Venedik in ana katedrali olan San Marco Bazilikası korosuna çocukken girdi ve burada Giovanni Legrenzi adlı bir müzisyenin hocalığı altında birkaç müziksel çalgı çalmayı da öğrendi. Bazilika maaş listelerinde önce kontralto ses ve viyolonsel çalgıcısı olarak ve sonra da viyola ve benzer çalgılar olan viyola da spalla ve violoncino çalgıcısı olarak maaş aldığı görülmektedir. Müzisyen loncası olan St Cecila Loncası kurucu üyesi ve çalgıcılar loncası (arte di sonodori) üyesi olduğu da görülür da ilk operası olan L Argene küçük bir tiyatroda sahnelendi li yıllarda Caldara ismi bilinen bir besteci ve kendi kendinin patronu olarak çalışan şarkıcı ve çalgıcı olarak Venedik te hayatını sürdürdü ve 1997de sırasıyla Il Tirsi ve La promessa serbata (Tutulan vaat) adlı operaları besteleyip yayınlandı ve bu sıralarda konserler için oratoryolar da bestelemeye başladı da Mantua ya Mantua Dükü Ferdinando Carlo nun sarayında tiyatro ve kilise müziği ustası (maestro di capella da chiesa e da teatro) görevini aldı. Bu Dük ün karısı Fransızdı, kendisi Fransa hayranı idi ve İspanya Veraset Savaşı nda İtalya yı da işgal eden Fransızlarla ittifak yapmıştı. Fransızlar bu savaşı kaybedince Fransızlar İtalya dan çıkmak zorunda kaldılar ve Mantua Dükü de kendi ülkesinden ayrılmak ve sarayı da dağılmak zorunda kaldı. Mantua dan mecburen ayrılan Caldara da 1707 de Barcelona ya gitti. Sonra Avusturya İmparatoru olacak Avusturyalı Karl Barcelona da İspanyol krallığına aday olarak yerleşmiş ve bir saray örgütü kurmuştu ve Caldara bu kral adayının saray örgütünde müzisyen olarak görevlendirildi. Bu görevdeyken birkaç opera besteleyip sahneletti. Bunlar İspanya da temsil edilen ilk İtalyan operaları olmuştur da Caldara Romaya Cerveteri Prensi yanında müzik şefi (maestro di capella) oldu ve bu görevde 1716ya kadar kaldı. Birkaç kere Viyana giderek orada imparatorun müzisyeni olma araştırmaları yaptı. Roma daki görevi sırasında evlendi. Bestecilik yönünden bu dönem Caldara çok verimli oldu: 150 solo kantata, 50 in üstünde ikili kantata, 4 opera ve 9 oratoryo hazırlayıp bunların yayımlanmasını sağlayabilmişti da Viyana da Avusturya İmparatorluğu sarayında Yardımcı Kapellmeister görevine atandı ve hayatının sonuna kadar bu görevi korudu. 26 Aralık 1736 Viyana da öldü. Viyana da iken 34 opera ve 25 oratoryo bestelediği bildirilmektedir. Kilise için hazırlamış olduğu bestelerin sayısı hala bilinmemektedir. 200 tane Mezmur için beste, 100 taneyi aşkın bir sayıda Mass ayini için beste ve daha çok değişik dinsel ayin besteleri hazırladığı bildirilmektedir. Caldara operalar, kanatatalar ve oratoryolar için besteci olarak bilinmektedir. Bunlardan bazıları için libretto yu ünlü librettocu Metastasio nun hazırladığı bilinir. Ayrıca çok büyük sayıda kilise ayin müziği hazırlamıştır. 67

68 Tomaso ALBINONI Daha sonra opera sanatçısı Margherita Raimondi ile evlenmiştir. Eşi Raimondi 1721 yılında ölmüştür. 1740'da Fransa'da Albinoni keman sonatlarını kapsayan bir eser yayınlanmış ve bu eserin başlığında Albinoni'nin ölümünden sonra yayınlandığı ifade edilmiştir. Bundan dolayı muzik bilimcileri Albinoni'nin 1740'tan hemen önce öldüğü varsayımını kabul etmekteydiler. Fakat yeni araştırmalarla Tomaso Albinoni'nin 1751'de diyabet hastalığından ölmüş olduğu Venedik San Barnaba kilisesi mahalle yaşam kayıtlarında bulunmuş ve böylece gerçekte onun 1751'e kadar Venedik'te hiç eser vermeden yaşadığı belgelenmiştir. Albinoni 80 civarında opera bestelemiştir. Fakat eserlerinin çoğunun orijinal partisyon notaları 1945 Dresden bombardımanında yok olmuştur yıllarında operaları İtalya dışında Münih'te tanıtılmıştır. 8 Haziran 1671, Venedik,-İtalya - 17 Ocak 1751 Venedik Klasik Batı müziği bestecisi, kemancı. İlk keman konçertolarından birinin yazarıdır. Vivaldi nin yakın dostudur. Bach ta derin bir hayranlık uyandırmıştır. Bach, Albinoni nin temalarımdan birçoğunu eserlerinde kullanmıştır. Melodi yaratma gücü, eserlerindeki sağlam biçim ve işçilik gibi özellikleriyle Konçerto Grosso ve Solistli Koncerto türlerinin belli başlı yaratıcılarındandır. Sol Minör Adagio adlı eseri 1945 yılında yeniden keşfedilmiş ve okunması son derece güç olan el yazması notalarını, Remo Giazotto yeniden yazmıştır. Varlıklı bir ailenin çocuğu olan Albinoni müzikle maddi sıkıntılar olmaksızın ilgilenme şansına sahip olmuştur. Ailenin en büyük çocuğu olmasından dolayı babasının ölümünden sonra aile şirketlerinin sorumluluğunu almıştır. Dilettante Veneto ile müziğe amatör olarak adım atan besteci, Musico de Violino ile kariyerine devam etmiştir. Albinoni bugün kendisinin yazmadığı, 1945 te bir İtalyan müzik tarihçisi Remo Giazotto nun birkaç mezürden yola çıkarak bir araya getirdiği Sol minör adagio ile anımsanır. Oysa Alessandro Scarlatti nin opera üvertürüne getirdiği hızlı-yavaş-hızlı kalıbını benimseyerek ilk konçertoları yazan besteci olarak tarihte gerçek bir yeri vardır. Vatandaşı Vivaldi, bu kalıbı hızla ve geniş çapta yayılan bu yapıtlarda yüzlerce kez tekrarlamıştır. Başlıca eserleri ve yayınlandığı yerler Op. 1 : 12 Suonate a tre, Venedik 1694; Op. 2 : 6 Sinfonie & 6 concerti a 5, Venedik 1700; Op. 3 : 12 Baletti a tre, Venedik 1701; Op. 4 : 6 Sonate da chiesa pour violon & B.C., Roger'de yayınlanmış Amsterdam 1709 civarı; Op. 5 : 12 Concerti a cinque (& B.C.), Venedik 1707; Op. 6 : 12 Trattenimenti armonici per camera pour violon, violone et clavecin, Amsterdam 1712 civarı; Op. 7 : 12 Concerti a cinque pour un ou deux hautbois & cordes, Amsterdam 1715; 68

69 Op. 8 : 6 Balletti e 6 Sonate a tre, Amsterdam 1722; Op. 9 : 12 Concerti a cinque pour un ou deux hautbois & cordes, Amsterdam 1722; Op. 10 : 12 Concerti a cinque pour 3 violons, alto, violoncelle & B.C., Amsterdam (? ); Bu eserlerinden başka sanatçının el yazısı halinde saklanan yaklaşık yirmi adet eseri de mevcuttur. 69

70 Francesco Antonio BONPORTI 11 Haziran 1672, Trento 19 Aralık 1749, Padua. Trşo ve solo sonatların ağırlıkta olduğu İtalyan oda müziği bestecisi ve rahip. Bach ın el yazısıyla kopya edilmiş bulunan Keman ve Şifreli Bas İçin Envarsiyonları (1712), yanlışlıkla (Bach ın ölümünden sonra) Bach yayınları arasında yer almıştı. Müzikal çalışmaları arasında yayınlanmış on iki operadan oluşur. 70

71 Nicholas GRIGNY 8 Eylül Kasım 1703 Fransız besteci ve orgcu. 71

72 Antonio VIVALDI olarak çalıştı. Öksüzler yurdunda barınan kimsesiz küçük kızlara bütün enstrümanların, hatta trompetin bile öğretilmesi Vivaldi ye zengin tını ve renk araştırmaları yapabileceği bir toplulukla çalışma olanağı sağlıyordu yılında bu görevinden ayrılmak zorunda kaldı. Bu dönemde Vivaldi besteci olarak dikkat çekmeye başladı. Op.1 sonat seti 1705 yılında yayımlandı da Op.2 keman sonatını Danimarka Kralı IV. Frederik e ithaf eden Vivaldi, bu sıralarda konçerto yazmaya başlamıştır. Hollandalı yayıncı Estienne Roger, Vivaldi nin 12 konçertodan oluşan L'estro Harmonico adli eserini yayımladı. Bu dönemin en etkili müziksel yayını oldu. Almanya dışına hiç çıkmayan Bach in müziğinin İtalyan yanının oluşmasında önemli bir yeri vardır te Vivaldi nin konçertolarını duyan Quantz, Albinoni ile birlikte Vivaldi ye konçertoda reform yapmaları için ödenek bağlamıştır. 4 Mart 1678; Venedik - 28 Temmuz 1741, Viyana. İtalyan barok klasik müzik bestecisi, virtüöz kemancı ve rahip. "Kızıl rahip" lakabıyla tanınan Vivaldi, beş yüzden fazla konçerto bestelemiştir ve konçertonun babası olarak anılır. En bilinen eseri, Dört Mevsim Konçertosu (1725) adlı eseridir. Bu muhteşem eser bile, İkinci Dünya Savaşı ndan sonra uzunçalar plağın ortaya çıkışından önce pek bilinmiyordu. Eserlerindeki çocuksu hava, yaş arası çocuklar için yazmasından kaynaklanır. Babası, önceleri berberlik yapmış, daha sonra ise başarılı bir kemancı olmuştu. Vivaldi, ilk müzik eğitimini babası Giovanni Battista Vivaldi den, sonra da Legrenzi den almıştır. Annesi ise bir terzinin kızıydı. Bir papaz eğitimi alan Antonio Vivaldi 1703 yılında resmen papazlık görevine atandı. Ama aynı yıl başka bir işe daha girdi. Ospedale della Pietà adındaki bir kızlar yetimhanesinde keman öğretmeni oldu. Buradaki görevi yetim ya da sakat kızlara keman çalmayı öğretmek ve onlara konserlerde seslendirmeleri için her ay iki konçerto yazmaktı. Kısa süreli birkaç kesinti dışında orada öğretmen, orkestra yöneticisi ve besteci 1723 ile 1724 te Roma daki karnaval mevsimi için üç opera yazdı. Yine 1723 te Vivaldi, Pieta nın yöneticileriyle ayda iki konçerto besteleme konusunda anlaştı te yazdığı eseri Op. 8, Il cimento dell'armonico e dell'inventione ile ünü daha da yayıldı. Bu yıllarda opera sanatçısı Anna Giraud ile ilişkisi başladı de görevde yaptığı Ferrara nın yöneticileriyle Vivaldi arasında sergilenecek operaların seçimi konusunda çıkan anlaşmazlık Vivaldi nin işinden olmasına yol açtı. Bu olayın ardından Vivaldi, Amsterdam a yerleşti de Graz da Anna yı dinlemek için Avusturya ya yaptığı yolculuğu sırasında Viyana da konakladığı bir dulun evinde öldü. Hemen aynı gün kimsesizler mezarlığına gömüldü. Orkestra yöneticisi ve keman ustası olarak Viyana, Mantua ve Roma ya sayısız konser gezisi yapan, 1723 te Roma da Papa nın önünde çalan Vivaldi, dünyaca tanındıktan sonra tam bir unutulmuşluğa gömülmüş sefil bir durumda öldü. Vivaldi, farklı enstrümanlardan yararlanmayı çok seviyordu. Hiç kimse viyolonselden solo enstrüman olarak onun yararlandığı kadar yararlanmamıştır. 72

73 Fransız Barok müziğinde nefesli çalgılar ağırlıktayken, onun müziğinde yaylı çalgılar önem kazanır. 230 keman konçertosunun yanında, flüt, obua, çello, viyola, mandolin konçertoları vardır. Klasik müzikle ilgisi olmayanların bile bildiği Dört Mevsim Konçertosu en sevilen eseridir. araştırmalar sonucunda Vivaldi'nin yüzlerce eseri gün ışığına çıkmaya başladı. Günümüzde pek çok müzikoloğun çalışması, Vivaldi nin önemini ortaya çıkardı ve onu, bir zamanlar Venedik te sahip olduğu üne yeniden kavuşturdu. Vivaldinin dini ve din dışı önemli ses müziği dışında sayısız çalgı müziği vardır. Yaklaşık bin eser 75 ikili ve üçlü sonat, 23 senfoni, çeşitli enstrüman grupları için 454 konçertosu bilinir. Bunlara 43 opera, 2 oratorio, 40 kadar dinsel eseri de eklemek gerekir. Önerilen dinlemeler Op 10,2 No lu Flüt konçertosu Gece Kendisinin 94 tane opera yazdığını söylemesine karşın, bunların ancak 50 si günümüze ulaşabilmiştir. Bitmek tükenmek bilmeyen bir müzik dehası olan Vivaldi nin hırslı ve güçlü kişiliği, müziğine de yansımıştır. Çalgı müziği biçimlerini geliştirmesindeki büyük önemi, solist çalgıcıyı orkestra ile karşılaştırma tekniğini geliştiren ilk besteci olması, senfoninin Haydn ve Stamitz için örnek olacak prototipini hazırlaması Vivaldi yi XVIII. yüzyılın ilk yarısının en önemli bestecilerinden biri yapmıştır. Mendelssohn, Bach ın eserlerini, Büyük Kantor un ölümünden 75 yıl sonra gün ışığına çıkardığı zaman Vivaldininkiler de onlarla birlikte gömüldükleri karanlıktan çıktılar. Çünkü Bach, Vivaldi nin pek çok eserinin başka çalgılar için düzenlemesini yapmıştı. Vivaldi'nin adı yüzyılımıza dek pek tanınmamış, Bach ın tekrar keşfine kadar yüz yıl kadar unutulmuştur. Ancak 1920'den sonra yapılan 73

74 Jan Dismas ZELENKA Johann Dismas Zelenka olarak da bilinir. 16 Ekim Aralık 1745 yılları arasında yaşamıştır. Barok dönemin en önemli Çek bestecisidir. Müziği kontrpuan ve harmonik yaratıcılığı ile dikkat çeker. Bach ın Dresden deki Katolik çağdaşıdır. 74

75 Johann MATTHESON edilmesi gerektiğine dair tartışmaları sonucunda Mattheson neredeyse Handel'i kılıcıyla öldürüyordu. Sonradan barıştılar. 1704'te Hamburg'daki İngiliz büyükelçisinin oğlu Cyrill Wich'in özel öğretmeni oldu ve daha sonra babası büyükelçi John Wich'in özel sekreteri oldu. Bach ile olan tartışmalarının temelinde bu kıymetli özel öğrenciyi Mattheson'un Handel'den çaldığı iddiası olduğu söylenir. Mattheson, diplomatik görevini 1715'te Cyrill Wich, babasının yerine büyükelçi oluncaya kadar sürdürdü. 1709'da bir İngiliz rahibin kızı olan Catherine Jennings ile evlendi yılında Hamburg Katedrali'nin müzik direktörü oldu. 1719'da işitme duyusunu yitirdi ve 1728'de sağırlığı nedeniyle görevini bıraktı. 28 Eylül 1681, Hamburg 17 Nisan 1764 Alman org ve klavsen ustası, şarkıcı, aktör, ozan, sözlük yazarı, diplomat, besteci ve teorisyen. İlk profesyonel müzik eleştirmeni olarak tanınmıştır. Zengin bir vergi tahsildarının oğlu olan Mattheson, 6 yaşından itibaren klavyeli çalgılar, keman ve kompozisyon dersleri aldı; 9 yaşında beste yapmaya başladı. 15 yaşında kadın rollerinde oynamak üzere soprano olarak Hamburg Operası'na girdi. Sesi kalınlaştıktan sonra tenor olarak operada kaldı. 1703'te Hamburg'da besteci Handel ile tanıştı. Aynı yıl ikisi de Lübeck kentine giderek emekli olan Dietrich Buxtehude'in yerine orgcu olmak için talip oldu. Ancak her ikisi de, görevi alabilmek için Buxtehude'nin kızı ile evlenme şartını öğrenince bu işten vazgeçti, derhal Hamburg'a geri döndü. Mattheson ve Handel, 1704'teki bir tartışma yüzünden ilişkilerine ara verene kadar çok yakın arkadaştı. Mattheson'un bestelediği Kleopetra Operası'nın provası sırasında eserin nasıl icra Mattheson, artık müzik icra edemediği için kitap yazmaya yöneldi ve çok sayıda kitap yazdı. Bunlardan bir tanesi, Bach'tan bahseden ilk yazılı eserdir. En önemli kitabı Der vollkommene Capellmeister'dir. Grundlage einer Ehren-Pforte adlı eserinde 149 bestecinin hayatını incelemiştir. Yazdıkları, döneminin müzik dünyasını anlamak için en önemli kaynak olmuştur. Mattheson, 1730'lara kadar verimli bir besteci idi. Özellikle dinsel müzikler ve operalar besteledi ancak eserlerinin çoğu II. Dünya Savaşı sırasında ortadan kayboldu. Yıllar sonra el yazmalarının Hamburg bombalanmadan önce Devlet Kütüphanesi'nden Dresden'deki güvenli bir yere taşındığı, Rus askerler tarafından oradan alınıp St. Petersburg'a götürüldüğü ve savaş sonrasında Mattheson ve J.S. Bach'ın eserlerine meraklı bir Ermeni akademisyen tarafından Erivan'a getirildiği ortaya çıktı. 1998'de 4 operası ve orotoryolarının çoğu Almanya'ya iade edildi. El yazmaları günümüzde Hamburg'da korunmaktadır. 75

76 Georg Philipp TELEMANN Johanneum a kantor, Hamburg un başlıca beş kilisesine de müzik direktörü olarak atandı ve ölene dek aynı yerde kaldı. Vaftizoğlu Carl Philipp Emanuel Bach bu geleneği devam ettirmiştir. Hamburg da çalışan Telemann ın Bach ve Handel in ikisiyle de ilişkileri vardı. Teleman, onlardan çok daha üretkendir, eldeki bütün Alman, İtalyan ve Fransız geleneklerinden yararlanmıştır. Günümüzde Bach daha büyük bir besteci kabul edilmekle birlikte, Telemann, yaşadığı dönemde müzikal yeteneklerinden ötürü daha tanınan bir besteci olmuştur. 14 Mart 1681, Magdeburg, Almanya 25 Haziran 1767, Hamburg, Almanya. Telemann, çağdaşları arasında büyük bir üne ulaşmıştı. Bu ün öylesine parlaktı ki J.S. Bach ınkini gölgelemişti. XVIII. yüzyılda, dostu ve hayranı olduğu Bach tan daha önemli bir yere sahipti. Kuhnau nun ölümünden sonra ST. Thomas Kilisesi kantorluk görevinin Bach a verilmesinin nedeni de, Leipzig otoritelerinin üzerine düşmesine karşın, Telemann ın bu görevi reddetmiş olmasıydı. Alman müzisyen, bestecidir. Çok değişik sayıda müzik aletini virtüöz olarak çalabilir. Kendi kendini yetiştirmiştir. Besteleri Alman Barok müzik stilindedir de Leipzig Üniversitesi nde hukuk ve dil öğrenimi yaptığı yıllarda Handel ile tanışmış ve onun gibi pek çok sabat eserini inceleyerek besteciliği öğrenmiştir. Tüm zamanların en üretken bestecisi olarak bilinir ve Johann Sebastian Bach 'ın çağdaşı, Georg Friedrich Handel 'in de yakın arkadaşıdır e kadar Leipzig te bir müzik kollegyumunun müdürlüğünü ve orgculuğunu yapan Teleman, daha sonra Sorau da Prens Promnitz in şapel ustası (kapelmeister) olunca Polonya ve Fransız müziğini derinlemesine inceleme olanağı bulmuştur de Eisenach ta, 1712 de Francfort-sur-le Main de şapel ustalığı görevlernden sonra Eisenach, Frankfurt ve Hamburg ta hep parlak görevlerde kaldı. Bach ın aksine ve Hamburg taki durumuna rağmen gitgide barok sanattan ve Protestan kilisesinin dünyasından ayrıldı. Özel olduğu ölçüde ulusal bir sanatın, stil galan ın şekillenmesine katıldı. Öte yandan, onun eserlerinin sanat değerini inkar etmeden Almanya da klasisizmi hazırlayan besteciler arasında kesin bir rol 76

77 oynamadığı ileri sürülebilir. Eserlerinde birleşen tartışılmaz bilgisi, derin ve yumuşak espirisi, az rastlanır fantezisi, Telemann ı kusursuzluğun zirvesine çıkarmıştır. Der Tod Jesu ("İsa'nın Ölümü") Die Donner-Ode ("The Ode of Thunder") Die Tageszeiten ("The Times of the Day") Der Tag des Gerichts ("The Day of Judgement") Telemann o kadar üretkendi ki bestelerinin sayısını bilmezdi. Sık sık seyahat edip gittiği yerlerdeki müzik tarzlarını çalışmış ve bunları bestelerine yansıtmıştı. Eserleri arasında 40 tan fazla opera, 16 oratorio, yılın tüm pazarları ve bayramları için 12 albüm tutan kantatlarının da bulunduğu kilise müziği, modern kantatları, orkestra ve oda müziği için kompozisyonları anılmaya değer. Eserlerinden bazıları, çağının pek bilinen biçimlerindendir ve el alışkanlığı ile yazılmışa benzerler. Ancak ne olursa olsun bu eserler, XVIII. yüzyılın en seçkin bestecilerinden birini ortaya koymuşlardır. Besteci aynı zamanda çoklu keman ya da trompet gibi sıra dışı enstrüman kombinasyonları için yazdığı konçertolarla da bilinir. Eserleri Sofra müziği olarak bilinen Ziyafet Müzikleri en önemli eseri olarak kabul edilir. Der Geduldige Socrates (1721) Der Schulmeister 77

78 J. Christoph GRAUPNER 13 Ocak 1683, Kirchberg 10 Mayıs 1760, Darmstad Barok dönem Alman klavsenci ve bestecisi. 78

79 Jean-Philippe RAMEAU 25 Eylül 1683, Dijon, Fransa 12 Eylül,1764 Paris XVIII. yüzyılın en önemli Fransız besteci ve müzik teoricisidir. Sahne yapıtları ve klavyeli çalgılar için yaptığı bestelerle ünlüdür. Klasik operanın öncülüğünü yapmıştır. Operalarındaki egzotik sahneler, zengin koro, dans ve betimleyici orkestra müziği sanatının başlıca özelliğidir Fransızca opera besteciliğinde Jean-Baptiste Lully yerini almıştır ve yine Fransız François Couperin ile klavsen için müzik besteleyen en önemli Fransız bestecidir. Doğduğu kent olan Dijon da kilise orgcusu olan babasından çok küçük yaşta müzik öğrenen Rameau, eğitimini Cizvitler okulunda yaptı. Disiplinsiz gençliğindeki tek kararlı şey müzik tutkusuydu de atandığı Auvergne de Clermont Kilisesi orgculuğu sırasında klavsen eserleri ve üç kantat yayınladı da görevden ayrıldı. Ani yön değişiklikleri içinde yaşayan Rameau, anlaşmalarına hiçbir zaman sonuna kadar bağlı kalmadı. Avignon dan Clermont-Ferrand a, Paris ten Dijon a, Dijon dan Lyon a gidip durdu. Sonunda kesin olarak Paris e döndü (1723) ve ölünceye kadar orada kaldı. Rameau'nun Paris dışında taşrada geçirdiği çalışma hayatının ilk yılları hakkında elimizde ayrıntılı bilgi bulunmamaktadır. Ama Paris'e geldikten hemen sonra 1722 de yayınlamış olduğu klasik harmoni üzerine monagrafi "Traité de l'harmonie réduite à ses principes naturels" (Doğa kuramlarına indirgenmiş armoninin incelenmesi) ile hemen kendine isim yapmış ve bu eser günümüze kadar klasik batı müziğinin en önemli ana teorik kitaplardan biri olma niteliğini korumuştur. Bu kitapta, üstün bir zeka ve akıcı bir inceleme yeteneği ile yeni dikey yazının sorunlarını ortaya koydu. Rameau, yeni teorik müzik sistemi adlı eserini de armoni ile ilgili düşüncelerini yalın bir tarzda halka tanıtmak amacıyla yazmıştı. Paris te yayınlanan bu eser, amacına ulaştı. Bir tanışıklığın yardımıyla saraya müzik öüretmeni ve kilise orgcusu olan bestecinin sorumluluğuna Saray Orkestrası ile Saray Tiyatrosu da verildi. Elli yaşına geldiği zaman opera besteciliği kariyerine girmesi ile (özellikle Hippolyte et Aricie (1733), Les Indes galantes (Yürekli Hintliler) (1735), Castor et Pollux (1737), Dardanus (1739) ve Plate (1745) klasik operalarıyla) büyük bir opera bestecisi olarak ün yapmıştır. Toplam 36 opera yazdı. Kuramsal çalışmalarını da kesintisiz sürdürdü yılında 81 yaşında ölen Rameau, münzevi, cimri ve aksi bir insan olarak tanınırdı. Yalnızlığı çok sevdiği için çağdaşları da yaşamı hakkında pek bir şey bilmezlerdi. Zihinsel yetilere önem veren, tekniğin temel sorunlarını kavradıktan ve çözümledikten sonra eserlerinde bunları uygulayan Rameou, aynı zamanda parlak bir solistti. Fransız müziğinin renklerini görkemli ve kendine özgü bir tarzda savunan Rameau, gerçek bir bağımsızdı. 79

80 1706, 1724, 1731 yıllarında yayınladığı üç klavesen kitabı, 1741 tarihli konser parçaları, büyük motetleri (Laboravi, Quam Dilecta, Inconvertendo), birkaç kantat (Sadık çoban, Orphée, Sabırsız) eserleri arasında önemli yer alır. 36 operasından Hippolite et Aricie, Castor et Pollux, Dardanus, opera balelerinden Les Indes Galantes, La Guirlande anılmaya değer. sınıflandırılması ve kullanılması ile her türlü etkinin elde edilebileceğini ifade ediyordu. Armonik sesler, Rameau teorisinin temelidir. Rameau'nun müziği 18. yüzyılda çok popüler olmakla beraber; bu yüzyıl sonunda unutulmaya başlanmış; 19. yüzyılda tamamen unutulmuş ve 20. yüzyıllarda akademisyen müzikçilerce gösterilen ciddi çalışmalarla tekrar popülerlik kazanmıştır. Günümüzde Rameau'nun müziksel eserlerinin temsilleri, konserleri ve ses kayıtlarıyla onun müzisyen olarak üstün yetenekliliğinin yeniden kabul edildiğini açıkça ortaya çıkarmaktadır. Rameau, François Couperin ile birlikte 18. yüzyıl Fransız klavsen ekolünün öncülerinden biridir. Fakat bu iki müzisyenin çok farklı tarzları vardır. Teorik çalışmaları ise, yeni sistemin aydınlığa kavuşması bakımından değer taşır. Armoni kuralları bir yüzyıldan beri uygulanıyordu. Ancak bunlara ilk ve orta çağ çoksesliliği kurallarının da karıştığı oluyordu. Rameau, akorun tanımın yapıyor ve gam ın sadece bir ses dizisi olmadığını, tonalitenin temel akorlarından doğduğunu söylüyordu. Akor sayısının sonsuz olmayıp, sadece iki akordan oluştuğunu açıklıyordu : Akor partfait majçr ve akor partfait minör (mükemmel majör akor ve mükemml minör akor). Birincisi, bir telin ¼ e, 1/5 e ve 1/6 ya bölünmesinden; ikincisi ise, aynı telin 4, 5 ve 6 ile çarpılmasından doğuyordu. Rameau, her akorun ve her akor sıralamasının kendine özgü bir etkisi ve bir anlamı olduğunu belirterek bunların kurallara uygun Rameau'nun müziği çok istisnai şekilde ileri müzik teorisini iyi bilen bir bestecinin bestelerinde bu bilgisini göstermeye çalışması, yani hüner gösterme, niteliklidir. Bu şekilde besteler teoricilere ve entelektüellere hitap etme ile tenkit edilebilmektedir. Oysa Rameau müzik sanatı ile hislere de hitap etmeye hedef almış ve bunda da başarılı olmuştur. Rameau'nun kendi sözleriyle "sanatını sanat içinde saklamayı" başarmıştır. Rameau'nun müziği daha önce hiç kullanılmamış teknikleri kullanması dolayısıyla çok yenilik getirmiştir ama bu yenilikler eski moda şekiller ve bünye içinde saklanmıştır. Bu nedenle Rameau'nun eserleri besteci Lully'nin takipçilerini çok karmaşık harmonilerinden dolayı rahatsız etmekte idi ve bunlar onu bir müziksel devrimci olarak görmekteydiler; diğer taraftan Fransa'da sosyal ve politik devrime önayak olan müziğinin sadece içeriğine bakan ve ortaya çıkarılan sesleri hiç önemli saymayan "philosophelar" tarafından reaksiyoner olarak görülmekte idi. Zamanının müzikçilerinden gördüğü anlayışsızlık dolayısıyla Rameau muziksel deneyler yapmaktan 80

81 kaçınmıştır. Örnegin "Hippolyte et Aricie" adlı operasının ikinci "Trio des Parque" üçlüsünün ilk bestesi, şarkıcıların bu şarkıyı ya bestelenen şekilde söylemeye yanaşmamaları ya da söylemeye yetenekleri olmadığı için iki temsilden sonra Rameau tarafından temsil edilen versiyondan çıkartılmıştır. Rameau'nun eserlerinin kataloglanma ve dizin numaralanması Sylvie Bouissou ve Denis Herlin tarafından hazırlanan Rameau Catalogue Thématique adlı eserde verilen CT rumuzlarıyla verilmiştir. Enstrümental eserleri RCT 1-12 Motetler RCT Kanonlar RCT Şarkılar RCT Kantatalar RCT Opera ve sahne eserleri Müzikli trajediler Baleli operalar Pastoral kahramanlı eserler Lirik komediler Komedi bale Baleler Kayıp eserleri Operalar Opera komik için ek müzik Yazılı teorik eserleri 81

82 Domenico SCARLATTI Portekiz kralı V. Jean in şpel ustası, kızlarınında müzik öğretmeni oldu. Bundan sonraki durağı Segovia idi. Daha sonra Madrid e gitti (1729). Orada, Portekiz Kralı V. Jean e adadığı Essercizi per gravicembalo başlıklı ünlü klavsen parçalarını yazdı. Ritimlerinin ve temalarının seçimi, enstrümantal ustalık gösterileri, serbest stilleri, armoniye dayalı devrimci arayışları, zengin ve şiirsel anlatımlarıyla öne çıkan bu eserler, Domenico Scarlatti yi çağının en özgün bestecilerinden biri yapmıştır. Hayal gücünü yine bunun zıddına, zengin tek bir türe, durmadan değişen klavyeli çalgı sonatına iyice yoğunlaştırmış ve yalnızca tek bir yapıt cildi yayımlamıştır. Çok az sayıda eseri yaşadığı dönemde basılma şansı bulmuştur. Sonraki 250 yıllık dönemde dağınık şekilde yayınlanmışlardır. Buna karşın özellikle Chopin, Brahms, Bartok, Horowitz gibi Romantik Dönem bestecilerini sonatları ile etkilemiştir. 26 ekim temmuz 1757, Madrid, İspanya. Yaşamının büyük bölümünü İspanya ve Portekiz de geçiren İtalyan besteci. Barok dönemde yaşamış olmasına karşın, müziği daha çok klasik dönemi etkilemiştir. Babası da kendisi gibi ünlü bir besteci olan Alessandro Scarlatti dir. 16 yaşında Napoli Sarayı na orgcu ve besteci olarak girmiş ve 17 yaşında bestelediği iki operanın Ilgiustino ile L Ottavia nın ertesi yıl Krallık Sarayı nda temsiliyle ün kazanmıştır. Babasından aldığı eğitimi, Gasparini, Paskini, Handel den öğrendikleriyle zenginleştirmiştir. Daha sonra Roma da Polonya Kraliçesi Marie-Casimire nin hizmetine girerek operalar yazmıştır: Tolemeo (1711), Tetide in Sciro (1712), Amor d un Ombra (1714). Marie-Casimire Roma yı terk edince Scarlatti, Portekiz elçiliğine ve Vatikan Giulia Kilisesine şapel ustası oldu. 10 sesli Stabat Mater, Missere, Missa ve son operaları Ambleto ve Berenice bu dönemde doğdu. Sonra Vatikan dan ayrılmak istedi. Kalmak için gittiği İngiltere de bu olanağı bulamadı ise de 1720 de Amor d un Ombra operasının II Narciso adı altında temsili ona başarı sağladı. Aynı yıl Lizbon a gitti ve orada Scarlatti nin oda sonatları, kontrapuantik zenginlikleri yanısıra, ezgilerinin ihmal edilmeyişi, zarafetleri ve sade güzellikleri ile dikkat çeker. Çoğu ikili formda, tek bölümlük, her biri en az üç dakika olan beş yüz elli beş adet klavsen için sonat bestelemiştir. Bunlar, ileri armonik arayışın kanıtıdır. İki bölümlü formun dışında olan bu eserlerde bitmez tükenmez değişikliği, çok özgün teknik buluşları içinde akıcılıkları ve bütünlükleri, ellerin birbiri üzerinden geniş atlamalarını gerektiren ezgisel bağlantıları, kısa aralıklarla hemen tekrar edilen notalar, dissonan akorlar gitar tekniğini çağrıştırır. Sayıları 600 ün üstünde olan bu tek bölümlü parçalar, genellde sonat olarak adlandırılır. Ancak bu eserleri, C.Ph.E.Bach, HAydn ve Mozart ın sonatlarından ayırmak gerekir. Modern piyano tekniği bu sonatlardan geniş ölçüde etkilenmiştir. İçlerinden bazıları hem akortsuz tonların ya da grupların, hem de uzak tuşların alışılmadık kullanımında harmonik canlılık göstermektedir. Besteci, ritim ve müzikal sözdizimi konularında da bir öncüdür. İspanya da çabuk unutulan Domenico Scarlatti ye hak ettiği yeri Essercizi başlıklı klavsen eserlerinin İngiltere de Roseingrave tarafından yapılan yeni baskısı 82

83 kazandırmıştır da Czerny, 1906 da Longo, bu ustanın prodüksiyonlarının önemini ortaya çıkarmışlardır. Klavsen virtüözü Scott Ross 1985 yılında bestecinin doğumunun 300. yıldönümünde 555 sonatı da icra etmiştir. Günümüz müzik okullarındaki eşlikleme derslerinde örneklenen ve öğretilen kişi olarak büyük bir üne kavuşmuştur. 83

84 George Frideric HANDEL Johann Sebastian Bach ile aynı yıl, Almanya nın Halle kentinde (Bach ın doğduğu Eisenach kentinden 80 km uzaklıkta) doğan Handel, bir berber-cerrahın oğludur. XVII. yüzyılın son çeyreğinde, birbirinden birkaç hafta arayla Saksanyo da doğan bu iki dev besteci, birbirlerine pek yakın kentlerde yaşadıkları halde, ölünceye kadar hiç karşılaşmadılar. Yüzyıl sonra, Beethoven ve Schubert için de aynı şey söylenecekti. Saksonya nın müzik tarihinde ayrıcalıklı bir yeri vardır. XVII. ve XVIII. yüzyılların büyük orgcu ve bestecileri orda ortaya çıktı. Hans Leo Hassler, Bac ailesinin büyük bölümü, Henrich Schütz, Samuel Scheidt, Johann Hermann Schein, Rosenmüller, Weckmann, Andreas Düben, Üç krieger, Johann Theile, Christian Ritter, Erlebach, Zachow, Kuhnau, Heinichen, Valentin Hausmann, Johann Gottfried Walter, Handel ve Bach tan önce Almanya nın bu özel bölgesinde doğmuş müzisyenlerdi. 23 Şubat 1685 Halle-Almanya - 14 Nisan 1759 Londra- İngiltere. Müzik tarihine opera, oratoryo, kantat, düet gibi vokal eserleriyle geçen Alman besteci. Yapıtlarında, Alman ağırbaşlılığı, İtalyan tatlı dilli, Fransız görkemi ve İngiliz koral geleneği birleşir. Opera, oratoryo, kantata ve düet gibi daha çok vokal müzik örnekleri ile müzik tarihine geçmiştir. Zamanında hiçbir bestecinin ulaşamadığı kadar uluslararası üne kavuşmuştur. Rinaldo isimli operası büyük ilgi görmüştür. Bestelediği Su Müziği kendisine çifte maaş getirmiş ve tarihe bıraktığı en ünlü çalgı yapıtı olmuştur. 42 yaşından sonra İngiliz vatandaşı olmuş, Georg Friedrich Häendel olan adını George Frideric Handel olarak değiştirmişti. Hiç bir ülkenin ulusal biçemini simgelemeyen uluslararası nitelikte bir besteci olan Handel, yaşamında büyük üne kavuşmuş ve ününü ölümünden sonra da sürdürmüştür. Handel in ailesi Silezya kökenliydi. Kazan yapımcısı büyükbaba Valentin, 1582 de Breslau da doğmuş, 1609 da Saale nehri kıyısındaki Halle ye yerleşmişti. En küçük oğlu, Handel in babası Georg, orduda cerrah iken, Saksonya dükünün mabeyncisi oldu. Baba Handel, 60 yaşından sonra ikinci evliliğini Lutherci bir rahibin kızı olan Dorothée Taust ile yaptı. Dört çocuklarından ikincisi, 1685 te doğan Georg Friedrich idi. Ailenin yüksek moral değerlerini, yeteneklerini ve direnme gücünü almış olan bu çocuk, Handel adını ölümsüzleştirdi. Babası, çok küçük yaşta müzik için olağanüstü yatkınlık gösteren oğlunu cesaretlendirmek niyetinde değildi. Müziğe büyük ilgi duyan Handel, babasının karşı çıkmasına rağmen geceleri tavan arasında bulduğu bir klavikord ile gizli gizli müzik çalışmaya başlamıştı. Ancak, saray müzisyenleri yakın dostuydu. Küçük Handel le ilgilendiler. Weissenfels sarayına yapılan b,r yolculuktan sonra Saksonya düküne ve onun kapel ustası Johann Philipp Krieger e dinletilen Handel, henüz yedi yaşındaydı. Babası, prensin ısrarları üzerine hukuk eğitimi kararından vazgeçmeden müzik eğitimine razı oldu. 84

85 Babası, ona 1684 ten beri kentin en büyük kilisesi olan Mariankirche nin orgcusu olan, besteci ve müzik yönetmeni olan Friedrich Wilhelm Zachow dan ders aldırmaya razı oldu. Zachow ona önce klavyeli çalgıların tekniğini, sonra kontrpuan, füg ve koral çeşitleme yazısını öğretti. Handel, keman, obua, org, klavsen çalmasını öğrendi. Daha sonra sıra kompozisyon enstrüantasyoa geldi. Zachow un İtalyan ve Alman sonat ve kantatlarını içeren önemli bir koleksiyonu vardı. Bu eserleri karşılaştırarark ve analiz ederek çalıştılar tarihli el yazması bir kopyayı Handel yaşamı boyunca yanından ayırmadı. Zachow, Kerll, Froberger, Alberti, Ebner ve Strungh gibi eski ustaların eserlerinden örnekleri biraraya getiren bu defter, genç müzikçiye kompozisyon sanatının sırlarını açıyordu. Johann Cristoph Schmidt ile dostluğuna, org ve obua virtüözü ve besteci olarak başarılarına rağmen, Hamburg a gitme projesini gizlice olgunlaştırdı. Katedralle yaptığı kontratı yenilemedi. Kısa bir süre önce Hamburg a yerleşmiş Halle li sanatçıların yardımıyla 1703 yılının mart sonunda doğduğu kenti terketti. Hamburg a gitmek için yolu Hannover den geçiyordu. Burada, Agostino Steffani adlı ilginç bir kişiyle yanıştı. Elçi, Katolik papaz, şarkıcı ve besteci olan Steffani, Hannover Prensi nin müzik direktörüydü. Lirik eserleri, Handel İn vokal stil anlayışında olumlu etkiler yaptı. Handel House Museum, Londra Philip Mercier (1730) tarafından yapılmış portre. 11 Şubat 1697 de Georg Handel öldü. Georg Friedrich, serbestçe müzk eğitimini sürdürebilecekken, 10 Şubat 1702 de babasının isteğine uyarak Halle Üniversitesi Hukuk Fakültesi ne kaydını yaptırdı ama kilise orgcusu olarak müzikle ilgilenmeyi sürdürdü; aynı yıl 13 Martta katedrale orgcu oldu. Buradaki mükemmel enstrümanı kullanmak, onu yetenekleri konusunda bilinçlendirdi. Üniversite derslerini izlerken, Schütz ün eski bir öğrencisi, Zachow un da yakın dostu olan Johann Theile nin operalarını etüd etmeye zaman ayırabiliyordu. Bu arada, Michael Hyntch in kurduğu Obuacılar Birliği ile de ilgilendi. Halle deki yoğun yaşamına - üniversitede Hamburg lu ozan Heinrich Brockes, Telemann ve 1703 te Reinhardt Keiser in yönettiği Hamburg Alman Operası'na ikinci kemancı-besteci olarak atandı. Yeteneklerine karşın Keiser in dağınık bir kişiliği vardı. Bu nedenle bir süre sonra kendisiyle beraber tiyatroyu da çıkmaza soktu. Handel burada Jonann Mattheson ile tanıştı. İkisi beraber Lübeck e Mariankirche nin ünlü orgcusu ve besteci Buxtehude yi dinlemeye gittiler. Yaşlı usta emekliliğe hazırlanıyordu. İkisi de bu göreve talip oldu, ancak bu görevi alabilmek için Buxtehude nin kızıyla evlenme şartını öğrenince vaz geçtiler. (Handel ve Mattheson un dostluğu kısa sürdü ve düelloya kadar varan bir olayla sona erdi, ancak daha sonra yeniden barıştılar.). 85

86 Hamburg a döndükten sonra Handel dört opera yazdı : Alimira, Nero, Daphne, Florindo. Bunlardan ilk ikisi 1705 te, henüz 19 yaşındayken hemen sahnelendi ve büyük ilgiyle karşılandı. Tiyatronun işleri kötü gitmeye başlayınca genç usta Prens Gaston de Medici nin davetini kabul ederek İtalya ya yöneldi. Orada, bir yolculuk sırasında Hamburg da Almira nın başarısını alkışlamış olan Medici nin yanında destek buldu. Floransa da Rodrigo yu yazdı. Kentten kente dolaşırken Roma, Napoli ve Venedik te dostlar edindi, Lotti ve Marcello ile tanıştı. Prens Sarayları ve Akademiler için birçok enstrümantal eser, Latin ilahileri ve kantatlar besteledi. İtalya da klavsen ve org ustası olarak efsanevi bir ün kazandı. Daha sonra Alassendro Scarlatti, Domenico Scarlatti, Corelli ve Pasquini ile tanışan Handel, kabul edildiği Cardinal Ottoboni nin sarayında toplumun seçkinlerine katıldı. Ottoboni, ünlü bir messen di (messen: sanat eserlerinin üretimi, sunulması, korunmasına yönelik destek sağlayan kişilere verilen, rönesans döneminde ortaya çıkan unvan). onun isteğiyle iki Latin Oratoriosu yazdı: Resurrezione ve Il triomfo del Tempo. Napoli de Kardinal Grimani ile tanıştı. Grimani ona güzel bir opera librettosu sağlamıştı: Agrippina. Eserin ilk temsili 2 Aralık 1709 da Venedik te yapıldı ve büyük bir coşkuyla karşılandı. Çeşitli italyan kantatalarını bu dönemde yazdı. İtalyan kantatalarında geliştirdiği İtalyan diline uygun melodi akışı, onun operalarındaki başarılarına ışık tutmuştur. Bu zaferden sonra Paris e gitmek istiyordu ama dostu ve koruyucusu Steffani onu Hannover Chapelle nin yönetimi konusunda ikna etti da çıktığı İtalya seyahatinden 4 yıl sonra döndü. İtalya seyahati sonunda Hannover e giderek kısa bir dönem müzik yönetmenliği yaptı. Kısa bir süre sonra izin alarak İngiltere ye gitti, 1710 Aralık ayında İngiltere deydi. 15 günde Rinaldo Operasını yazdı. Purcell in ölümünden sonra İngiltere de İtalyan tarzında operalar moda olmuştu. Bu bakımdan Rinaoldo çok parlak bir başarı sağladı. Handel, İngiltere de ikinci bir vatan bulmuştu. Rinaldo nun satışı editörüne 1500 İngiliz lirası kazandırmıştı. Bir kuruş bile alamayan Handel itiraz etti: Gelecek sefer siz besteleyeceksiniz, satış işini ben üstüme alacağım!. Hannover e döndüğünde, Rahip Steffani yi ve Jean Baptiste Farinal yönetimindeki Fransız sanatçılardan oluşan mükemmel saray orkestrasını yeniden buldu, ama Kraliçe Anne ın Sarayını ve Britanya salonlarını özlüyordu. Bu arada Prenses Caroline için düetler yazan Handel, bir yandan da İngilizce öğrendi de patronu olan Hannover Valisinden geçici olarak izin alıp İngiltere ye giden Handel, oraya yerleşti ve bir daha dönmedi. Koruyucularının yüreklendirdiği Handel, orada parlak bir duruma kavuştu. İngiliz vatandaşı oldu ve orada tam 47 yıl yaşadı. 86

87 Handel, İngiltere ye gittiğinde Lord Burlington adındaki sanat koruyucusu bir kişinin evine yerleşmiş, dönemin büyük edebiyatçıları ile dost olmuştu. Handel kısa sürede kendisini saraya kabul ettirmeyi başardı de Il Pastor Fido ve Teseo sahnelendi. Bunlar Rinaldo kadar heyecan yaratmadıysa da Kraliçe Anne ın emriyle Utrecht barışını kutlamak için yazdığı Te deum (1713) büyük başarı kazandı. Artık Hannover Sarayını düşündüğü yoktu. Kont Burlington un sarayında sakin sanatçı yaşamını sürdürmekteyken 1714 Ağustosunda Kraliçe Anne ansızın öldü. Hannover Elektörü 1. Georg adıyla İngiltere tahtına geçti ve Westminister de taç giymek için Londra ya geldi. Handel le karşılaşmaları iç açıcı olmadı. Handel, eski elektörünün eseflerine hedef olmaktan kaçamadıysa da, Amadigi operasının başarısı kralı yumuşattı. Söylentiye göre Handel, Su Müziği adlı (Water Music, 1717) orkestra süitini I. George a kendini affettirebilmek için Thames Nehri üzerindeki bir kayık partisinde kullanılmak üzere eşlik olarak bestelemişti. Bu eserin ihtişamı, krala kırgınlığını unutturdu. Kral, Thames nehrini salla dolaşırken dinlediği ve üç kez tekrarlattığı esere büyük hayranlık duydu. Handel in gelirini iki kat arttıran bu eser, onun en önemli çalgı yapıtı oldu da Kral, Hannover e bir yolculuk yaptı. Handel, Krala eşlik etmekle görevlendirilmişti. Bu geziden Halle ye uğrayarak annesini görmek ve son Alman eseri Brockes e göre Passioné unu bitirmek için yararlandı. Daha önce aynı metni Keiser ve Telemann mistik tiyatro türünde bestelemişlerdi. Handel in passionu, Hamburg un Dome Katedrali nde Mattheson yönetiminde selendirildi (1717). Handel, İngiltere ye döndü arasında Chandos dükünün özel Chapelle ini yönetmek üzere müzik direktörü olarak görevlendirildi. Eserlerini hala İtalyan stilinde yazmaya devam eden Handel, bir yandan da İngiliz müziğinin kendine has yönlerini araştırmaktaydı. Bu dönemde bütün stilleri ve kompozisyon biçimlerini incelemeyi sürdürdü. Yazısı daha güçlü, daha kişiseldi. Bu görevde bulunduğu yılları arasında 11 Chandos Anthem i, 3 Te deum, Acis and Galatea operası, Esther oratoriosunun ilk versiyonu (Haman and Mordecai maskı) ile 8 klavsen süitinin doğduğı bu yıllar, bu savaşçının en huzurlu yılları sayılır. Handel, 1719 da 8 gün için doğduğu yer olan Halle e gitmişti. Bu sırada Bach, 32 km ötedeki Cöthen de yaşıyordu. Bach ın Handel e duyduğu hayranlık, karısının yardımıyla onun eserlerinin kopyasını çıkarmasından belidir. Bach ın Handel ile görüşmek istediğini bilen Bach ın patronu ve dostu Cöthen prensi Leopold, kendisine atını ödünç vermişti. Bilinmeyen bir nedenle bu görüşme gerçekleşmedi. Handel, gençken Roma ve Venedik te geçirdiği yaklaşık iki yıl sırasında, Corelli ve öteki İtalyanları doya doya dinledi. Oysa Bach ın müziğini olasılıkla az tanıyordu ve en zorlu müzik çağdaiı ile karşılaşma zahmetine girişmedi. Çağdaş oldukları halde ayrı dünyalarda yaşıyorlardı. Handel in Londra için yazmış olduğu operalar, başka bir yerde zor sahnelenirdi. Bach ın müziğinin çoğu da, ailesinden miras aldığı Lutherci gelenek içinde aynı koşullarda yerel koşullara uygundu. Handel yılları arasında, İtalyan Operası türünde eserleri temsil etmek amacıyla, harcamaları Kral arafından ödenen Kraliyet Müzik Akademisi (King s Theatre, Haymarket) in yöneticisi oldu. Handel, Bononcini ve Ariosti ile işbirliği yapmak zorundaydı. Bononcini ile Handel in rekabeti, ikisinin de yarış edercesine opera yazmalarına neden 87

88 oldu. Handel, bu dönemde en güzel operalarını besteledi. Aktör ve aktrisler arasındaki entrikalar ve rekabet tiyatroyu zayıflatmıştı. Bononcini in parıltısı yavaş yavaş sönünce, Londra dan ayrıldı. Halk, İtalyan operasından bıkmıştı. Handel İn başarısı Akademi yi iflastan kurtaramadı de grup dağıldı. Endişe ve yorgunlık, Handel in II. Georg un tahta çıkması dolayısıyla 4 taç giyme Anthem i yazmasını engelleyemedi. Kral II. George için yazdığı Zadok the Priest o günden beri İngiltere deki tüm taç giyme törenlerinde çalınmaktadır. Akademi nin kapanmasından sonra Handel, rejisör Heidegger ile işbirliği yaparak yeni bir tiyatro binası kiraladı. En iyi sesleri bulup onlarla çalışabilmek için Venedik e gitti. O sırada, gözleri görmeyen annesinin felç geçirdiğini öğrendi. Hemen Halle ye geçti. Orada, Wilhelm Friedemann Bach, onu ziyaret ederek Leipzig teki babasının davetini iletti. Handel, daveti geri çevirdi. nedenle Messiah ın ilk seslendirilişi Dublin de yapıldı. Olağanüstü başarı kazanan bu eseri, İngiliz müzik dünyasının en sevilen koral yapıtı olmuştur. İsa nın yaşamını öyküleştiren bu eser ile Handel, geniş halk kitlelerini de coşturabilecek bir müzik yaratabildiğini kanıtladı. Handel, 1743 te eseri kral ve soyluların huzurunda yönetmeyi kabul etti. Eserin Londra daki sahnelenişinde "Hallelujah korosu" bölümünde Kral II. George un kendini tutamayarak heyecanla ayağa fırlaması nedeniyle bu bölümün ayakta dinlenmesi gelenekselleşti. Messiah ın çalınışından sonra Handel popüler olmuş, hiçbir şey ününü engelleyememiştir. Bir yıl yokluktan sonra yeniden İtalyan Operası için savaşmak üzere Londra ya döndü. Hasse ve Porpora ile rekabet halinde arka arkaya operalar besteledi. Yılda 2-3 opera yazarak, entrikalarla yıpranarak, iflasla sıkıştırılmış, hastalıklara üç kez galip gelmiş bir savaş süresinde, 20 yıl boyunca, İtalyan Operası nı düşman bir topluma kabul ettirmek için direnmişti. Halk, İtalyan Operası nı tutmuyordu, sonunda tiyatrosunu kapattı. Öfkeli, çok çalışmaktan sağlığı bozulmuş, direnci zayıflamıştı. Kısmi felç oldu. Tedavi için Aix-la Chapelle e gitti. Güçlükle iyileşerek Londra ya döndü. İtalyan tipi operaların modası geçince Handel, 1740 ta kesin olarak operayı bıraktı, İngilizce oratoryolar yazmaya başladı. En ünlü oratoriolarını bu tarihten başlayarak verdi. Bestelediği 26 oratoryo İngiliz müziğini yıllarca etkilemiştir de 24 gün içinde (22 Ağustos 14 Eylül 1741) şaheseri olan Messiah (Mesih) oratoryosunu yazdı. Hemen arkasından Samson a başladı; onu da 29 Ekim de bitirdi. Handel in Londralılara güveni kalmamıştı. Bu Handel, bu eserin başarısından sonra dinsel içerikli oratoryolar veya oratoryo tipi mitolojik operalar besteledi. Oratoryolarının her birinde İncil den bir öykü anlattı. Bu tür eserlerinin sonuncusunu 1751 de yazdı. Handel, oratoryolarıyla birlikte bir org konçertosu yazmayı ve oratoryonun arasında bu eseri yorumlamayı gelenek haline getirdi. Bu şekilde 16 org konçertosu yazmıştır. 88

89 1750 Şubat ayında son kez Saale kıyılarını görmek istedi. Bu, Almanya ya yaptığı son yolculuk oldu. Ertesi yıl, görme duyusunu kaybetme tehlikesi başgösterdi. Jephta nın son bölümünü zorlukla tamamladı. Üç kez katarakt ameliyatı oldu ama körlükten kurtulamadı. Bundan sonra yazamadı da Thomas Hudson tarafından Londra da yapılmış olan portresi Son yedi yılını tam bir yalnılık ve iç hesaplaşmalarıyla geçirdi. Zaman zaman oratoriolarının icrasında hazır bulunması ve konser arasında org konçertolarından birini çalması, bu sessizliği bozan tek etkinlikti da kutsal cumartesi günü, uzun süredir ışığı görmeyen gözleri kapandı.görkemli bir cenaze töreniyle Westminster Abbey de Shakespeare, Purcell ve Tennyson un yanında toprağa verildi. Handel in müziğinin çoğu XX. yüzyıla kadar gözardı edilmiştir. Çağının ve öncesinin bütün düşünce tarzlarına ve estetik anlayışına açık, Avrupa da geçerli olan hangi ulusal stilde olursa olsun yazmayı başarabilen Handel, Bach gibi, birbirine zıt estetiklerin kavşağında, büyük sanatçı sezgisiyle kendine gerekli olanı özümseyerek kişisel bir uslup yaratmıştır. İtalyanlardan vokal yazıyı, Almanlardan kantat tekniğini, Fransızlardan klavsen tekniği ve Lully Operası nın üslubunu, Corelli ve Vivaldi den Konçertoları, Buxtehude den de org eserlerini esinlenmiştir. Purcell e ezgisel zarafetiyle, netliğini ve İngiliz üslubunu borçludur. Çağdaşı Büyük Kantor gibi, bu çeşitli ögelerin sentezinden ortaya çıkan çok kişisel ve zengin bir anlatım tarzı ile kolayca ayırt edilen üstün bir yazı inceliği Handel in anıt güzelliğindeki eserlerini ve sanatını oluşturmuştur. Handel, 1753 te görme duyusunu iyice yitrmişti. Müzik tarihinin ironilerinden birisi de Handel in de Bach ın da ileriki yaşlarında katarakt nedeniyle görme duyusunu yitirmeleri, aynı göz doktoru (John Taylor) tarafından narkozsuz ameliyat edilmeleridir. Bach, bu ameliyatta kullanılan kirli araçlar nedeniyle kan zehirlenmesi geçirerek ölmüştür. Handel in ise ameliyat sonrasında gözleri tamamen kör olmuş ancak konserlerini sürdürmüştür. Handel önceleri belleğine güvenmekteydi, daha sonra doğaçlama yaparak çalmayı sürdürdü; zamanla kendi yalnızlığına çekildi. Hiç evlenmemiş ve bir aşk söylentisinde adı geçmemiştir. 6 Nisan 1759 da Messiah ın bir seslendirilişi sırasında klavsen çaldı. Yordundu, eve dönüşte yatmak zorunda kaldı. Kutsal Cuma günü ölmek istediğini söylüyordu. Paque bayramında, 14 Nisan Handel, müzik tarihine vokal eserleriyle geçmişse de başta Su Müziği olmak üzere çok sayıda orkestra müziği eseri ile çalgı müziğine de büyük katkıları vardır. Bir Barok Dönemi bestecisi olan Handel in eserleri bazı yönleriyle klasik dönem(orotoryalarıyla orta sınıfa seslenmesi gibi), hatta romatik döneminin 89

90 (operalarında doğayı betimlemesi gibi) işaretlerini de vermektedir. Efsanevi bir kolaylıkla 39 opera; 166 Duo, Trio ve solo ses için kantatlar; çeşitli enstrümanlar için 37 sonat ve trio; psaume lar; motetler; Te deum 20 anthe; birçok klavsen parçası; 12 org konçertosu; oekestra için 18 konçerto grosso; 2 passion; 32 oratorio; ayrıca açık hava kutlamaları için eksiksiz bir repertuar yazdı (en önemlileri Water Music ve Fireworks Music dir). Psaume (Psalmody): kutsal kitabın sözleri üzerine müzik yapmanın en eski tarzıdır. Anglikan Kilisesi nin çokça kullandığı bu tarzda, sözler ayrı taraflarca antifon tekniğinde söylenir. Te deum: XVI. yüzyıl Anglikan Kilisesi sabah dualarında yer alan Te deum, dört partili, kesin ritimli ve plainchant (plansong) a dayalı bir kompozisyon biçimiydi. Bu biçim XX. yüzyıl bestecilerinin de sevdiği bir türdür. Handel, 1730 larda dikkatini gitgide operadan kendi icadı bir müzik türü olan İngilizce oratoryaya çevirdi; bu türde, İtalyan şarkıcılarıyla tiyatro yapımlaının aşırı para ve zaman israfından sakınarak tiyatro konusunda kendi yeteneklerini uygulayabildi ve II. George un taç giyme töreni (1727) için görkemli antemlerle İngiliz koral müzik geleneğini yerleştirdi. Handel, Londra daki burjuva dinleyici kitlesinin pekişmesiyle, İngiliz zevkinde oluşan gelişmeye oratoryo ile uyum gösterdi. Bu dinleyici, İtalyan operasının duygusal tirillerini kaldıramıyor ya da bütçesi bu operalara izin vermiyordu, buna karşılık duygusallığın yine, ama örtülü bir şekilde katılabildiği ruhsal yücelmeyi vaat eden müziğe çok alışıktı. Handel, Rameau ile aynı zamanda ve hemen hemen aynı yaşta, yaratıcı zevke belirgin özellikleri olan aksiyonların katıldığı bir dizi koro yazdı; bunlar Rameau nun danslarına karşılık gelir. Handel in 1749 dan yaşamının sonuna kadar Londra da her yıl yeniden canlandırdığı o yapıtlardan biri Messiah idi (Mesih, 1741) ve yaşamının sonuna kadar, gözleri kör olduktan sonra bile, böyle yapmaya ve programı tamamlamak için bir konçertoda org çalmaya devam etti. Anthem: Reformdan sonra Anglikan Kilisesi, Katolik Kilisesi nin bazı biçimleriniaz çok değiştirerek kullandı. Anthem, bunlardan biridir. Roma Kilisesi nin Latince Motet inden esinli, bağımsız hatlarla gelişen, İngilizce metne dayalı bir kompozisyon türüdür. Koro ve solistler tarafından antifonik bir tarzda icra edilir; sabah ve akşam dualarında yer alırdı. Handel in oratorioları, opera ile aynı kökenden geldiklerini yadsımaz. Yapıları ve dramatik örgüleri 90

91 bakımından sahnede temsil edilebilecek özelliklere sahiptirler. Operaları da bir konser salonunda icra edilebilecek müzik bütünlüğü taşırlar.haydn dan Schumann a, Liszt teb Cesar Frank a kadar pek çok besteciyi etkilemiş olan bu oratorioların büyük bölümü, İncil konularından esinlidir: Joseph ve kardeşleri Mısır da, İsrail Mısır da, Joshua, Deborah, Jephta Samson, Saul, Solomon Athalia, Suzanna, Belsazar, Esther, Judas Maccabaeus, Messiah, Theodora Din dışı oratorioları arasında Acis ve Galatea, Alexandre ın Bayramı, Allegro il Pensieroso ed il Moderato, Semele, Heracles, Alceste, Hercukes, Gerçeğin ve zamanın zaferi önemli eserlerişdir. Operalarına geldince, başlangıçta Hamburg Operası için yazdığı Almira, Nero, Daphne, Florindo, İtalya da bestelediği Rodrigo, Agrippina, İngiltere de doğan ve sahnelenen Rinaldo, II PAstor Fido, Teseo, Silla, Amadigi, Radamisto, Floridante, Flavio, Giulio Cesare, Rodelinda, Admeto, Alessandro, Lotaro, Orlando, Arianna, Ariodante, Alcina, Atalanta, Berenice, Serse, Imeneo, Deidamia, yıllarının eserleri arasındadır. Handel in enstrümantal eserleri önemlidir. Bunlardan konçerto grossoları, tarzının modellerini oluştururlar. Handel, oda müziği dalında ilk eserini iki obua ve klavsen için sonat besteleyerek vermiştir. Flüt, blok-flüt, keman, iki keman için sonatları klavsen eşliklidir. Bunlar genellikle iki ağır iki çabuk bölümün kontrast yapacak şekilde peşpeşe sıralanmasıyla oluşurlar. Bunlar henüz İtalyan sonatlarında olduğu gibi süit özelliklerine yakındır. Bu eserlerin anlatımı, adagiolarında düşsel ve ağıtlı, füg yazısının kullanıldığı allegrolarında ise canlı ritimli ve enerjiyle yüklüdür. Handel böylece büyük Viyana klasiklerinden Gluck, HAydn, Mozart ve Beethoven i haber vermektedir. (1724); Rodelinda (1725); Orlando Furioso (1733); Ariodante; Alcina (1735); Berenice (1737); Serse (1738). Oratoryolar (30'dan fazla oratoryosu vardır) Est-her(1732); Acis ve Galatea (1718,1732); Athalia (1736); Alexander's Feast (1736); Saul (1739); Israelin Egypt (1739); Messiah (1742); Samson (1743); Semele (1743); Belshazzar (1744); Judas Maccabaeus (1746); Joshua (1747); Solomon (1748); Jephtha (1751). Diğer vokal müzikleri Chandos için 11 anthem, taç giyme törenleri için 4 anthem; Te Deum ve Jubilate (1713), 100'den fazla İtalyan kantatası; Kraliçe Anne'in doğumgünü için kaside (1713); 9 Alman Aryası (1729); triolar, düetler ve çeşitli şarkılar. Orkestra müziği Su Müziği (Water Music) (1717); 6 konçerto grosso (1734); 12 Büyük Konçerto (1740); Music for Royal Fireworks (1749); org konçertoları, süitler, uvertürler. Oda müziği Trio sonatlar, blokflüt, flüt, keman, obua sonatları. Klavsen yapıtları Süitler, dans bölümleri, aryalar, prelüdler, chaconne'lar ve fügler. "Harmonious Blacksmith" (Uyumlu Demirci Ustası)-1720'de yazdığı 5. Klavsen Süiti'nin ilk seti olan arya ve çeşitlemelerdir. Başlıca Eserleri Operalar (40'tan fazla operası vardır) Almira (1705); Agrippina (1709); Rinaldo (1711); Silla (1714) Jul Sezar (Griulio Cesare in Egitto) 91

92 Handel in hastalıkları Handel in siklotimi ya da mani gibi bir psikiyatrik hastalığı vardı. Olasılıkla artrit gibi romatizmal bir hastalığı da vardı, zira sık sık kaplıcalara gidiyordu de bir omuzunda felç ortaya çıktı, bilişsel bozuklukları da oldu. Depresif duygudurmdaydı ve aşırı alkol tüketiyordu. Özöfajit, gastrit, duodenit ya da duodenum ülseri gibi sindirim sistemi bozuklukları vardı. Görme bozukluğu sonunda tam körlüğe dek ilerledi. Bunun altında katarakt, (glokom gibi) başka bir göz hastalığı, serebrovasküler hastalık ya da alkole bağlı optir sinir hasarı yatabilir. 8 Nisan da geçirdiği baygınlıktan 6 gün sonra olasılıkla kalp krizi sonucunda öldü. (Jasna Pucarin-Cvetkovi, 2011). 92

93 Johann Sebastian BACH Zamanının en büyük orgcusu olarak tanınan Bach ın eseri, besteciliğinin farkına varamayan bir topluma bıraktığı 58 büyük albümden oluşur. Oratorio, missa, passion gibi büyük biçimleri olduğu kadar, süit, konçerto, fantezi, füg, prelüd, caprice gibi çalgısal türleri ya da kısa dansları kolaylık ve başarıyla yazdı. Bütün biçimleri, hatta komik şarkıları bile denemesine karşın hiç opera yazmadı. Sınırlı bir dünyada yaşayan Bach ın bilgisinin sınırsızlığı ve müziğinin evrenselliği şaşırtıcıdır. Yine de Schütz, Schein, Scheidt, Telemann, Pachelbel, Buxtehude gibi ustaların oluşturduğu yükseltinin zirvesinde yer alan Bach ı yetiştiren kültür düzeyini kavramak zor değildir da Haussmamm tarafından yapılmış portresi - 21/31 Mart 1685, Eisenach 28 Temmuz 1750 Dünyaca ünlü Alman Barok müzik bestecisi ve orgcu. Armoni ile orta çağın yarattığı kontrpuanı aynı kesinlik ve ustalıkla kullanan Bach da dini polifoni espirisi, Palestrina dan sonra son kez canlanmıştır. Bir bestecinin, birbirinden tamamen ayrı iki çokses tekniğini, yatay bir yazı sistemi olan kontrpuanla, dikey bir yazı sistemi olan armoniyi aynı kolaylıkla ve kendisine malederek kullanması hayranlık vericidir. Bunun için Bach, hem geçmişin sentezi, hem de geleceğin habercisi olmuştur. O kadar ki, ölümünden sonra müzik estetiği ve tekniği alanında her şey değişmiştir. Leipzig St Thomas Kilisesi nin 28 yıllık büyük kantoru olan Bach öldüğünde, Haydn 18 yaşındaydı, 6 yıl sonra Mozart doğdu. Bu iki ustanın elinde, homofoni yani armoniye dayalı eşlikli ezgi tekniği gittikçe gelişerek kişilik kazandı. Hemen hemen bütün bireyleri müzisyen olarak yetişmiş ve yüzyıllarca sürmüş uzun bir sülâlenin en yüksek doruğunu oluşturan Johann Sebastian Bach ı yalnızca soyadı ile Bach olarak anabiliriz. Çünkü bu kocaman ailenin öteki üyeleriyle karşılaştırılamayacak kadar büyük bir sanatçı olmuştur. Bach ve ailesi 16. ve 17. yüzyıllar boyunca hep müzisyenler yetiştirmişlerdir. Sanki dedelerden torunlara dek bütün aile bireyleri birbirine müzik ile bağlanmıştı diyebiliriz. Bach ailesinin bilinen en eski bireyi Weit Bach 1555 de doğup 1619 da ölmüştür. Fırıncı ve değirmenci idi. XVI. yüzyılda Presburg a yerleşmişti. Gotha yakınlarındaki Wechmar köyündendir. Bir aralık Macaristan a gitmiş fakat oradaki Katolikler arasında kendi Protestanlığından dolayı tedirgin olarak yine köyü Wechmar a dönmüştür. Cytringen denen küçük bir lavta çalardı. Weit Bach ın oğlu Hans Bach, aşağı yukarı 1580 de doğup 1626 da vebaya tutularak ölmüştür. Halıcı ustasıydı. Aynı zamanda köy çalgıcılığı yapar, gitar çalardı. Şen, neşeli bir adamdı. Bunun oğullarından biri, Christoph Bach ( ) Erfurt ile Arnstadt da müzisyendi. Hans ın ikiz 93

94 oğullarından Johann Ambrosius ( ) Erfurt ile Eisenach da kemancıydı. Johan Sebastian Bach ise Johan Ambrosius un oğludur. Aile giderek daha geniş bir alanda etkinlik göstermeye başladı. Öyle ki, bu müzisyenler tarihte etkinlik gösterdikleri yerlerin adıyla anılır oldular : Halleli Bach, Milanolu Bach, Londralı Bach, BElinli Bach, Hamburglu Bach demek geleneği yerleşti. Bach ailesinden 21 ünlü müzisyen çıktı. Babası Johann Ambrosius, 1671 de saray müzisyeni olarak Eisenach a yerleşmişti. Eğitiminin yanısıra oğluna keman dersleri veriyordu. Kuzeni orgcu ve klavsenci Johann Cristoph ( ) aynı yerde yaşıyordu. Küçük Bach, onu sürekli olarak dinleyebiliyordu. Çocukluğu ve gençliği tam bir müzik ortamında geçti. Sayıları 120 yi bulan bireyleri gün boyunca müzik yaparlardı. Sonra, beğenilen eserler, ailenin özel arşivine kaldırılırdı. Bach ailesi o kadar çok müzisyen yetiştirmiştir ki Bach demek sanki müzisyen demek olmuştu. Bach ailesi aralarında sık sık toplanır ve müzik toplantıları yaparlardı. Eisenach ( ), Ohrdruf ( ) ve Lüneburg ( ) yılları Johann Sebastian Bach, 21 Mart 1685 de Eisenach ta doğdu. Bu kasaba tarihte adını birkaç kez duyurmuştu de ünlü minnesingerler toplanmak için buradan geçmişlerdi. Martin Luther King 1521 de İncil i burada Almanca ya çevirdi. Bu çevirinin müzik üzerinde ilham yönünden büyük etkileri oldu. Hristiyan Kilise şarkısının en uygun anlatım biçimi olan koral, Bach ın temel biçimlerinden birini oluşturur. J.S: Bach 1694 te annesini, 1695 te de babasını kaybetti. Bunun üzerine Ordruf ta yaşayan abisi olan Orgcu Johann Christoph Bach ( ), öksüz kalan kardeşini büyütme görevini üstlendi. Ünlü orgcu Pachelnel ve Froberger le çalışmış olan Christoph, küçük Bach a ders vermeye başladı. J.S. Bach böylece abisi aracılığıyla Pachelbel in bağlı olduğu Güney Almanya org geleneğini ve yazı tarzını tanıdı. Ordruf lisesinde 15 yaşına kadar öğrenim gördükten sonra, Erdman adında bir dostla Lüneburg St Michael Gymnasium una gönderildi. Burada olağanüstü güzel sesinden dolayı hemen koroya alındı. Lüneburg yılları, ilk araştırmalarını yönlendirdi. XVI. ve XVII. yüzyıl müzik eserleri yönünden hayli zengin olan kitaplıktan tam anlamıyla yararlandı. İncelediği ve kopya ettiği partisyonlar aracılığyla tanıdığı bestecilerin yanısıra iki orgcu dikkatini çekti: Dresden de Heinrich Schütz ün öğrencisi olan yaşlı Jacop Löwe ( ) ve 1698 den beri St Johannes Kilisesi orgcusu 94

95 olan Georg Böhm. Johann S.Bach, Lüneburg daki Mattehaus Kilisesi'ne soprano olarak girdiğinde henüz 15 yaşındaydı. O sırada besteci Georg Böhm Lüneburg da Johannes Kilisesi'nin orgculuğunu yapıyordu. Böhm, Kuzey Almanya org ekolüne bağlıydı. J.S.Bach bu ustadan çok yararlandı. Bach ın org için yazdığı ilk eserlerde Böhm ün etkileri görülür. Fransız müziğini tanıdı. Grigny nin org kitabını kpya etti. Hamburg, bu dönemde Kuzey Alman Protestan Müziği nin merkezi idi. Genç müzisyen burada yalnız bu büyük geleneği derinlemesine tanımakla kalmadı, org yapımında da önemli bilgiler elde ederek bu konuda uzmanlaştı. Bütün bu ilişkiler ve partisyonları kopya yoluyla edindiği bilgiler, onun eğitiminde mütevazı öğretmenlerden çok daha fazla etkili oldu. Weimar (1703), Arnstat ), Mühlhausen ( ) St. Johannes Kilisesi J.S.Bach bilgisini arttırmaya o kadar hevesliydi ki Lüneburg da bulduğu olanaklarla yetinemeyerek büyük bestecilerin eserlerini dinlemek için Böhm ün tavsiyelerini izleyerek Hamburg a kadar yürüyerek yolculuk yapmayı göze aldı ve orada Brunckhorst un yönettiği saray müzisyenlerini dinleyerek sanat gereksinimini karşılamaya çalıştı. St. Catherine Kilisesi orgcusu Reinken i dinledi. Reinken, Sweelinck ekolüne bağlı olarak H. Scheidemann ın öğrencisiydi. Bach, böylece bir kez daha yüz yıl geriye inen önemli bir gelenekle karşı karşıya geldi. Bach ın Reinken le bundan sonraki görüşmesi, 1720 de Köthen de çalıştığı sırada gerçekleşti. Bach, 100 yaşına yaklaşmış olan usta müzisyeni son kez ziyaret etti. Lüneburg St. Michael Gymasium unda iken tatillerde Hamburg a yaptığı ziyaretlerin yanısıra Celle sarayına gidiyordu. Sarayda, Fransız asıllı bir soylu olan Poitou lu Prenses Eleonore d Olbreuse, sürgündeki Fransız müzikçilerle bir orkestra kurmuştu. Bach, burada Couperin, Lebegue, Dieupart gibi bestecilerin eserlerini dinleyerek Bach ın üstlendiği ilk ciddi görev Saksonya-Weimar Dükü Johann Ernst in orkestrasında kemancılık görevidir. Bu orkestradaki müzisyenler Macar kıyafetleri giyerlerdi. Elbet Bach da öyle yaptı. Burada çok az kaldı, çünkü ilgisi çocukluğundan beri org üzerinde yoğunlaşmıştı. Aynı yıl, Arnstadt Dükalığı nda St. Bonifacius Kilisesi orgculuğuna geçti. Kilise müziğindeki ilk ürünleri bu döneme rastlar te ilk kantatını verdi ve kısa sürede orgdaki ustalığını kanıtladı. Bu görevde orgu kendi kişisel biçimine göre çalışı kilise yönetiminin hoşuna gitmiyordu ve Cemaati şaşkına döndürüyorsunuz şeklinde eleştiriler alıyordu. Orta Almanya nın Protestan Müziği ndeki gelişmiş durumuna karşın ülkenin kuzeyi sürekli olarak ilgisini çekmiştir. 1705/1706 da, tanınmış orgcu Bextehude yi dinlemek ve her türlü müzik etkinliklerinden haberdar olmak için yaya olarak Baltık kıyısındaki Lübeck e gitti. Tatili çok kısaydı ama Bach, Buxtehude nin olağanüstü incelmiş ve arılaşmış sanatının büyüsüyle kendini çeviren dünyayı unutarak izin süresini aştı. Arnstadt daki efendiler onu şiddetle kınadılar. Arnstadt a onu çağıran ödevleri düşünmeden günler birbirini kovalayınca sonunda yerine yeni bir orgcu buldular. Bu genç kız gelecekte eşi olacaktı. Bach 1707 de Mühlhausen deki Blasius kilisesinin orgculuğunu yapmak için Arnstadt ı terk etti. G. 95

96 Ahle nin arkasından orgcu olduğu burada da fazla kalmadı. Kentin İnanırlarını bölen düşünce ayrılıkları kilisede çalışan Bach ın durumunu doğal olarak etkiledi ve yeniden Weimar a döndü. Weimar ( ) Sax-Weimar Dükü Wilhelm Ernst, 1703 te yanında kısa süre çalışan genç müzisyenin, kemancı ve viyolacı olarak yeteneklerini hatılrlayınca onu ilk görevine çağırdı. Burada, Johann Gottfried Walter ( ), 1701 den beri ST. Johannes Kilisesi orgcusu olarak çalışıyordu. Hans Bach ın büyük oğlunun orunu olan Johann Bernard Bach ( ) ın öğrencisiydi. Bu eski tanışıklık ve dostluktan yararlı bir işbirliği doğdu. Bach, 1707 de kuzeni Maria-Barabara Bach ile evlendi. Ertesi yıl, sağlığında basılmış tek kantatı olan Gott ist mein König kantatını yayınladı. Maria-Barbara dan yedi çocuğu oldu. Bunlardan Wilhelm Friedemann ( ) ve Carl Philippe Emanuel ( ) müzik tarihine mal oldu. Gottfried Bernhard ( ) dikkate değer bir kişilik gösteremeden öldü. Weimar da İtalyan bestecileri keşfeden Bach, Albinoni ( ), Giovanni Legrenzi ( ), Corelli, Bonporti ( ), Vivaldi nin partisyonlarını inceledi. Albinoni nin temaları üzerine de bir füg yazdı. Bonporti nin ve Frescobaldi nin eserlerini kaopya ederek çözümledi. Vivaldi nin birçok konçertosunu başka çalgılar için düzenledi. Bach 1708 yılında Weimar sarayı orgculuğu ile oda müzikçiliği görevine, 1714 de saray orkestrasının birinci kemancılığına atandı. O yıllarda başkemancılar ya da klavsenciler orkestrayı yönetirdi te Handel in org öğretmeni Zachau, Halle kentinden Weimar Saray Orgculuğuna talip oldu. Zachau yerine Bach ın tercih edilmesi ününün artmasına neden oldu de usta bir orgcu olarak açılıp birçok kente gitti ve bu yolculuk sırasında Prusya nın Kassel kentinde bir dinleti verirken bir eserinin pedal melodisini olağan üstü çaldığından dinletide bulunan ve bir süre İsveç kralı olan Hessen dükü Friedrich kendinden geçercesine coşarak parmağındaki değerli yüzüğü çıkarıp Bach a hediye etmiştir. Bach bu dönemde Kassel, Weissenfels, Dresden Saraylarının müzik yaşamlarıyla ilşki kurdu. Alçakgönüllü Bach ın ünlü Fransız orgcusu Luis Marchland ile yarıştırılmak istemesi yine bu döneme rastlar. Bu kişi fazlaca övünen ve parlak çalmak haricinde yüzeysel bir çalış biçimi olan biriydi. Dresden de saraylılar önünde bir klavsen dinletisi vererek o denli büyük başarı kazanmıştı ki yüksek bir ücretle sarayda tutulması istenmişti. Saray görevlilerinden Volumier adında bir Belçikalı Bach ın üstünlüğüne inandığından Parisli ustayla boy ölçüşmek üzere Bach ı çağırttı. İki usta arasında yarışma yapılacağı halka duyuruldu. Fakat Bach yarışma yerine geldiğinde rakibi Marchand ı orada göremedi. Çünkü adamcağız başına gelecekleri önceden değerlendirip kaçmıştı! Bu olaydan sonra Bach ın onuru ve ünü bir kat arttı. Ama kendisi her türlü gösteriş eğiliminden uzak, alçak gönüllü bir insan olduğundan dolayı bu olaya önem vermedi. Hatta bu olaydan söz ederek kendisini kışkırtmaya çalışanlar olduğunda Bach hemen sözü başka konuya kaydırır, Marchand olayını kapatırdı. Daha sonra ünlü besteci ve eleştirmen Teleman şöyle yazıyordu: Kimse orgda Handel i geçemez ve ekliyordu: Bach hariç. Bach 1717 de Samuel Drese den açılan Weimar sarayı kapel ustalığına kendisinin getirilmeyişine çok 96

97 sinirlendi ve öfkesini o kadar şiddetle açığa vurdu ki Weimar dükü onu dört hafta hapsetti. sırasında Händel in Halle ye uğradığını haber alınca sadece onu görmek için Halle ye gitti. Fakat Bach oraya ulaştığında Händel in kentten ayrıldığını öğrendi ve boş boş dönmek zorunda kaldı. (Händel 1729 da yeniden Halle ye gelmişti. Fakat Bach o sıralarda yolculuğa çıkamayacak kadar hasta olduğundan dolayı en büyük oğluyla bir haber gönderdi ve Händel i Leipzig davet etti. Fakat ne yazık ki Händel bu davete uyamadı. Händel in son yolculuğu Bach ın ölümüyle sonuçlanan 1750 yılına rastlar.) Yüzündeki asimetri, geçirdiği felce işaret ediyor Köthen ( ) Bundan sonra Bach, Köthen de Anhalt Prensi Leopold un Saray Kapelmeisterliği için yaptığı çağrıyı kabul ederek görevinden ayrıldı ve 1717 de Anhalt Saray Müzik Direktörü oldu. Köthen de org bulunmadığı gibi koro da yoktu. Yalnız orkestra ile oda müziği grupları vardı. Bundan dolayı Bach yalnız orkestra ve oda müziği eserleri bestelemeye başladı. Uzun süre org ve kilise kantatlarına yöneldikten sonra burada modern enstrümantal müzik yazmaya başladı. Zaten yaşamı boyunca aldığı çeşitli görevler hep onun müzik yaratıcılığını etkilemiş ve kendisi hangi görevde bulunuyorsa orada eline geçen olanaklara göre eserler bestelemiştir. Çok sayıda din dışı eseri bu dönemin ürünüdür. Bach, boş zamanlarında orgların restorasyonu için deneyimlerinden yararlanılmasına izin veriyordu. Bach, Georg Friedrich Händel i çok beğeniyor ve onunla buluşmayı çok istiyordu. Ama bu iki büyük Alman ustanın bir araya gelmeleri kaderlerinde yokmuş da Händel, Londra daki Haymarket Operası için eserler yazmak üzere Almanya ve İtalya yı dolaşmaya çıkmıştı. Bach bu dolaşmalar Ertesi yıl Karlsbadt da karşılaştığı Brandenburg Valisi Christian Ludwig ten altı tane konçerto grosso siparişi aldı. Brandenburg Konçertoları adıyla anılan bu konçertolar, enstrümantal müziğin çok önemli örneklerindendir. Her biri başka bir orkestra topluluğu için olan ve 1721 de Brandenburg Dükü Christian Ludwig e adayarak adını ebeleştirdiği altı konçertodan oluşan settir. Hiçbir müzik, plak kaydının başlamasından bu yana olduğu kadar çok değişmemiştir. Örneğin, Brandenburg Konçertosu, Wilhelm Furtwaengler in yönetimindeki Berlin Filarmonisi tarafından 1930 da çalındığı zaman, güçlü bir şekilde romantik ve senfonikti; oysa yakın zamanların topluluklarında farklı bir biçimde canlılık ve eski malzemeyi çağdaş kaynaştırımlara sahip olmuştur. Aynı partisyon, ten başlayarak Alman besteci Max Reger in dört el piyano uyarlamasında ve ABD nin elektronik müzik sanatçısı Wendy Carlos sayesinde, 1968 deki ilk yapımından 2000 de yeniden yapılan özgün biçimine kadar kendi tarihsel bakış açısını taşıyan sanal müzik aletleri için müzik olarak dinlenebilir. Çoğu kez, Bach ın müziğinin ne kadar dönüştürülürse dönüştürülsün, canlı kalabileceği söylenir. -canlı kalır ama doğru yapıldığı ölçüde ve Brandenburg örnekleri bizi bir yapıt la neyi kastettiğimizi, nasıl icra edileceğini ve düzenlenebileceğini, bir partisyonun değerini arttırmayı mı, yoksa karikatürleştirmeyi mi içerdiğini düşünmeye davet eder- ve bu, aynı dönemde benzer örnekler veren Handel için de doğrudur. Aynı 97

98 şekilde Bach ve Scarlatti nin klavsen için yazdıkları müzik, mutlu bir rastlantı sonucu piyanoya uyar de Köthen dükü Bach ile birlikte Karlsbad da dek bir yolculuk yaptı ve bu yolculuktan geri döndüklerinde Bach karısı Maria-Barbara nın ölmüş ve toprağa verilmiş olduğunu öğrendi. Artık Köthen de kalmak istemiyordu çünkü o güne dek müziğe büyük önem ve Bach a derin bir saygı basleyen dük 1721 de Anhalt-Bernburg soyundan genç bir prensesle evlenmiş ve Bach ın söylediğine göre bu prenses kocasını müzikten uzaklaştırmış ve başka konulara yöneltmişti. Bundan dolayı Bach Köthen de sıkılmaya başladı. başka konulara yöneltmişti. Bundan dolayı Bach Köthen de sıkılmaya başladı. Bunula birlikte karısının ölümünden bir buçuk yıl kadar sonra ve dükün evlenmesinden bir hafta önce değerli bir şarkıcı olan ve henüz 20 yaşında olan Anna Magdelena Wülcken ile evlenmişti. Bach ın Köthen den ayrılışının yalnızca dükün müziğe olan ilgisizliği değildi. Köthen halkının çoğu Kalvin ci olduğundan kentteki en iyi okul da Kalvin ci okulu idi. Bach Luther ci olduğundan dolayı 1en büyüğü 12 yaşında olan çocuklarını Kalvin ciler okuluna göndermek istemiyordu. Bununla birlikte karısının ölümünden bir buçuk yıl kadar sonra ve dükün evlenmesinden bir hafta önce saray trompetçisi J.W. Wülcken in kızı ve değerli bir şarkıcı olan, henüz 20 yaşında olan Anna Magdelena Wülcken ( ) ile evlendi. Bu evlilikten dünyaya gelen altısı erkek, yedisi kız on üç çocuktan Johann Christoph Friedrich ( ) Bückeburg Lu Bach, Johann Christian ( ) ise Milano lu ve Londra lı Bach diye anılacaktı. Bach ın iki evliliğinden dünyaya gelen 20 çocuktan 9 u kız, 11 i erkekti. Bunlardan yalnızca 10 u yaşadı. Bach ın Köthen den ayrılışının yalnızca dükün müziğe olan ilgisizliği değildi. Köthen halkının çoğu Kalvin ci olduğundan kentteki en iyi okul da Kalvin ci okulu idi. Bach Luther ci olduğundan dolayı 1en büyüğü 12 yaşında olan çocuklarını Kalvin ciler okuluna göndermek istemiyordu de Köthen dükü Bach ile birlikte Karlsbad da dek bir yolculuk yaptı ve bu yolculuktan geri döndüklerinde Bach karısının ölmüş ve toprağa verilmiş olduğunu öğrendi. Artık Köthen de kalmak istemiyordu çünkü o güne dek müziğe büyük önem ve Bach a derin bir saygı basleyen dük 1721 de Anhalt-Bernburg soyundan genç bir prensesle evlenmiş ve Bach In söylediğine göre bu prenses kocasını müzikten uzaklaştırmış ve Leipzig ( ) Leipzig deki Thomas Okulu ve kilisesinin kantoru ya da başka bir deyişle koro şefi ve öğretmeni olan Johann Kuhnau 1722 de öldü. Şehir Meclisi bu önemli görevi iki ünlü besteciye teklif etti: Georg Philip Telemann ( ) ve J. Christoph Graupner ( ). Teleman görevi kabul etmedi. Gaupner de Darmstadt dükünün sarayında müzik yöneticisiydi. Dük onun ayrılmasına kesinlikle izin vermeyince Thomas kilisesi ile okulun arasında bir yarışma yapıldı. Bu yarışmada Bach başarı gösterdiyse de yönetim kurulu Gaupner den ümidi kesmediğinden birkaç ay daha beklemeyi yeğledi. Sonunda Gaupner den kesin ret yanıtı geldi. Bunun üzerine kurul en iyi müzisyenleri elde etmeye olanak bulamadığından dolayı orta nitelikli müzisyenlerden seçmek zorunda kaldığını belirterek Bach ın atanmasını onayladı.. 98

99 Oysa Bach da Thomas kilisesinin kantorluğuna pek teşne değildi. Dostlarından Georg Erdmann a yazdığı bir mektupta, daha yüksek bir konumu olan kapel ustalığından kantorluğa geçmenin pek hoş bir şey olmadığını yazıyor. Bu konuda etken olan neden çocuklarının öğrenimiydi. Bach, aynı yıl içinde (1723), bir Kutsal Perşembe günü, St. Johannes e göre passionunu icra ettirerek yeteneklerini kanıtladı. Thomas kilisesindeki koro ve orkestrası kantor yönetirdi. Olağan Pazar günleri mutlaka iki kiliseden birinde kantat seslendirilirdi. Bach, Leipzig deki görevinde yaşamının sonuna kadar kaldı. St. Mattheus a göre passion, Noel Oratoriosu, Si minör missa, motetler, org için koraller, büyük kantatlar, klavsen partitaları, Clavecin Bien Tempere nin ikinci cildi, kromatik fantezi ve füg, Goldberg Çeşitlemeleri, orkestra süitleri, Bir Müzik Armağanı, Füg Sanatı ve daha birçok parça burada doğdu. Bach ın Thomas kilisesi kantorluğuna atanması sırasında bu kilise yangında yanmış olan eski St. Bonifaz kilisesinin yerine yapılmış yeni bir yapı idi. Elbet orgu da yeniydi. (Şu anda yaklaşık 300 yıllık olan bu org kullanılmamaktadır. Yalnız bazı parçaları anı olarak saklanmaktadır.) St. Bonifaz okulu 1212 yılında kurulmuştu. Bu okulun yönetimi 1543 de kent yönetim kuruluna geçmiştir. Bach ın kantorluğa atanması sırasında yönetim kurulu, rektör, rektör yardımcısı kantor ile beş kişiden oluşuyordu. Rektör ile kantorun konutları okul içindeydi. Kantor dört sınıfın öğrencisi ile ilgilenirdi. Bu dört sınıfta 55 öğrenci vardı. Bach Thomas Okulu ndaki öğrencilere Perşembe dışında her gün toplu olarak koro dersi verirdi. Perşembe günü ise öğrenciyle birlikte kiliseye giderdi. Leipzig deki kiliselerin koridorlarına Thomas Okulu koro sağlardı. Bundan başka Thomas ile Nikolai kiliselerinde orkestra eşlikli dinleti geleneği vardı. Her iki kilisenin birer orgcusu bulunuyordu. Bach kantorluk görevinden başka bir de Thomas Okulu nun dördüncü ve üçüncü sınıflarına Latince dersi vermekle yükümlüydü. Ayrıca üniversitenin resmi törenlerinde akademik müzik şefi olarak katılmak, okulun belli öğrencilerine olağan koro dersi dışında org, klavsen, keman öğretmek de onun görevleri arasındaydı. Bunca çalışmaya karşın eline geçen para çok azdı. Sanatçı 28 Ekim 1730 günü Georg Erdmann a yazdığı bir mektupta şöyle diyor: Şimdiki yıllığım 700 thaler kadardır, arada ek gelir olursa artar. (thaler o dönemin Almanya sında kullanılan para birimidir.) Bu da gömülen cenazelerin sayısına bağlıdır. Havalar sağlığa uygun gidince ek gelir azalıyor. Sözgelimi geçen yıl cenaze sayısı eksildiğinden dolayı ek gelirden 100 thaler içeri girdim. Thüringen de 400 thaler alırken daha iyi 99

100 geçiniyordum. Burada iki katı elime geçiyor olsa da yaşamın pahalılığından dolayı yine de sıkıntı çekiyorum. Size aile durumumu anlatayım: İlk eşim Köthen de öldüğünden dolayı ikinci kez evlendim. İkinci evliliğimden bir oğlum ile iki kızım sağdır. Büyük oğlum hukuk okuyor. Ötekisi birinci sınıfta, biriyse ikinci sınıfa devam etmektedir. En büyük kızım daha evlenmemiştir. İkinci evliliğimden olan çocuklar henüz çok küçüktürler: oğlanların en büyüğü altı yaşında. Fakat hepsinin müziğe ilgileri var. Ailemle bir çalgı grubu kurabileceğimize eminim. Özellikle şimdiki karımın güzel bir soprano sesi var, büyük kızım da iyi şarkı söyler vb. 700 Thaler azımsanmayacak bir ücretti. Ancak, işi çok yorucuydu. Üstleriyle ilişkileri güçtü, öğretmenlik görevleri de kötü düzenlenmişti. Okul müdüründen, ruhani meclise ve şehir meclisine kadar hepsi Bach ın amiriydi. Büyük eserlerin icrasında her zaman zorluklar çıkardı. Geleneğe göre Bach, Thomas Schule de müzik ve Latince eğitiminden de sorumluydu. Elinde hiçbir zaman yeterli sayıda müzisyen olmadı. Sarayda çalışan müzisyenlerden arta kalan kent müzisyenleri, öğrenciler ve eğitimini üstlendiği disiplinsiz yeni elemanlarla eserleri seslendirmek zorundaydı. Bu kadro ile Bach, kentin müzik yaşamından, St. Thomas ve St. Nicholas gibi başlıca iki kilisenin müziğinden, kentin ve üniversitenin önemli günlerinin tören müziğinden sorumluydu. Çalışmalar günlerini tamamen dolduruyordu. Çok kısıtlı olan boş zamanları ise, silsile halindehi üslerine meram anlatmakla, şehit meclisiyle ya da Üniversitenin rektöreü Ernesti ile tartışmalarla kararıyordu te Telemann tarafından kurulmuş olan Collegium Musicum, arasında Bach ın yönetimine verildi. Onlarla ayda iki kez konser vermek zorundaydı. Ayrıca, bütün Leipzig dönemi boyunca yazdığı dini ve din dışı kantatlarının değişimli olarak seslendirilmesi de buradaki etkinlikleri arasındaydı. Bu çalışmalara, 1728 e kadar Köthen Evi nde, arasında Weissenfels Evi nde kappelmeisterliği de eklemek gerekir. Bu arada Bach, en önemli eserlerinden biri olan Si Minör Missa sını Elektör Prense gönderdi ve Saray Besteciliği sıfatını kazanarak durumunu güçlendirdi. Bach sadece kalabalık ailesinin geçimini sağlamak için yolculuklara çıkmış, yarışmalara katılmış, konserlerde olağanüstü orgunu ve doğaçlama gücünü sergilemiştir. Bu yolculuklara Saksonya ve Thuringe de pek çok kantor ve orgcu ile tanıştı. Evini ziyaret eden sanatçılar, onun için gerçek bir sevinç kaynağı oldular. Bu günlerin ilginç olaylarından biri de Bach ın ünlü Silberman Orgu nda çalması ve bu yapımcının ilk pianofortelerini bir uzman olarak dinlemesidir. Bach ayrıca Hasse, Benda, Weiss, Kropfgag gibi ünlü lavtacılarla tanıştı, eserlerini dinledi. Handel i tanımak için sonuç alamadığı bir girişimde daha bulundu. Bach, 1742 de son 12 yılın etkinliğini, gençliğinde Lüneburg ta tanıdığı Luther inancının kaynağına yaklaşan ilişkilerinin özeti olan bir müzik geleneği üstünde yoğunlaştırdı ve var olan bütün tarzları ve 100

101 üslupları içeren bir gelenek içinde devleşti. Oysa, büyük kantorun son stilini başlangıç döneminde, besteci ve eleştirmen Scheibe ( ) onu, yalnızca geçmişin temsilcisi olarak tanımlamak yanılgısına düşmüştü. Bach ın oğullarından Carl Philippe Emanuel, Podsdam da Prusya Kralının sarayında müzisyendi. Oğlunun isteği üzerine Kral 2. Frederic i ziyarete giden Bach, Kralın verdiği tema üzerine (tema regium) doğaçlama yaptı. Bu gösteri çok büyüh bir heyecanla karşılandı. Leipzig e dönen Bach, 2. Frederic İn büyük ilgisine karşılık olarak bestelediği Bir Müzik Armağanı adlı eserini krala gönderdi de çizilmiş Bach portresi Son Hastalıkları ve Ölümü ( ) Leipzig e döndükten sonra Bach ın gittikçe artan hastalıkları kendisini de yakınlarını da endişelendirmeye başlamıştı. Özüne karşı pek sert davranan Bach ilk sıralarda bu rahatsızlıkları iki kat etkinlikle alt etmeye uğraştı. Fakat bu sefer ilaçlar yetersiz kalıyordu. Hele gözlerinden çok rahatsızdı. Eskiden beri miyop olan gözleri fazla çalışmaktan ve notaları kopyalamaktan yorulmuş, yavaş yavaş görmez olmaya başlamıştı da gözlerine yapılan ameliyat başarısızlıkla sonuçlanarak 1750 ye doğru tamamen kör olmasına yol açtı. Kimi yazarlara göre körlüğünün nedeni olasılıkla temporal arterittir (Jasna Pucarin-Cvetkovi, 2011). Bach ın körlüğü cesaretini, sabrını ve dinsel inancını hiç sarsmadı. O yine çalışmalarını sürdürüyordu. Gözlerinden dolayı karanlık bir odada kalmaya mahkûm olmasına karşın damadı ve çömezi J. Chr. Altnicol ( ) e son koral ini söyleyip yazdırıyordu. Bu koral En büyük sıkıntılara düştüğümüzde (Wenn wir in höchsten Nöthen sein) sözleri ile başlıyordu. Bach ölümünün yaklaştığını hissedince o koralin başına Tanrım işte katına çıktım tümcesini yazdırmıştır. Füg sanatı ve org için 18 büyük koralin son üçünü Altnicol dikte etmişti. Gerçi ölümünden yaklaşık on gün önce gözleri yeniden görmeye başladıysa da mumun son alevine benzeyen bu iyileşme pek geçici kaldı. Sonunda yüksek ateşle bir inme geldi ve yapılan sağaltım yarar sağlamayarak 28 Temmuz 1750 akşamı saat dokuza çeyrek kala, 66 yaşında hayatını kaybetti. Elinden çıkan son notalar, üstünde çalıştığı Füg Sonat ın bir bölümüydü. Burada ikinci temayı oluşturan notalar, Si bemol, La, Do, Si bekar, alfabetik okunuşlarıyla B, A, C, H, bestecinin adını şekillendiriyordu. Oğlu Karl Philippe Emanuel, eserin üstüne şu notu düştü: Bu füg de Bach adı, bir kontrsüje olarak yerleştirilmiştir. Yazar, ölmüştür. Korkusuzca ve derin bir felsefeyle eserlerinde yer verdiği, tınılarında hemen hemen sıcak ve büyük bir görünüşe bürünen ölüm, onunla eseri arasına girmişti. Ölümünün, geçirdiği inmeden kısa süre sonra gelişen terminal pnömoniye bağlı olduğu olasılığı üzerinde durulmaktadır (Jasna Pucarin-Cvetkovi, 2012). Bach, 31 Temmuz 1750 de Leipzig St. Thomas Kilisesi nin güney duvarının gölgesinde toprağa verildi. 101

102 Eserleri Bach ın yazdıklarının yarısının bile günümüze kalmamış olduğu tahmin edilmektedir. Dini müziği kadar din dışı ve çalgısal eserleri de önemlidir. Sadece 5 yılda yazdığı kantatların sayısı 200 ü bulur. Dört passionundan sadece St. Johannes e göre ve St. Mattheus a göre passionları kalmıştır. Eserlerinin çoğu kaybolmuştur. Bach ın eserlerini sınıflamak zordur. Bazıları ilk sırayı oratoryalarına verir. Kuşkusuz, ilk planda passionlarını anmak gerekir. Eserlerinin türü, bulunduğu görevlerle sınırlanmıştır. Bu nedenle kompozisyonları, çeşitli yerlerdeki kalış tarihleriyle bağlantı gösterir. konçerto; keman, flüt, viyola da gamba (viyolonsel) sonatları, süitler ve partitalar kalmıştır. Klavsen eserlerine 1722 de Clavecin Bien Tempéré nin birinci kitabı eklendi. 30 Invention ve Symphonie ( ); İngiliz ve Fransız süitleri, Fantaisie chromatique ve Fugue (1720, son şekli 1730); Wilhelm Friedman Bach için Küçük Kitap (1720), Anna Magdalena için Küçük Kitap (1722) ve 16 konçerto daha. Bunlar özellikle İtalyan bestecilerinin eserlerinin klavsen transkripsiyonlarıdır. Birinci grup, 1708 e kadar Mülhausen ve Arnstadt yıllarını kapsar. Bunlar, org eserleri, kilise kantatları, motetler, klavsen eserlerinden oluşur. Bach bu dönemde, kendinden önce gelenlerin örneklerine bağlı kalmıştır den sonra Weimar da yeni bir tarzın eşiğinden geçer. Kantata reçitatif ve aria ekler, kantatın başında ve sonunda serbest yeni metinlere karşı bir denge sağlar. Weimarg dönemindeki org eserlerinden Orgelbühlein günümüze kadar kalmıştır. Koral çalışması için bir tür metod olan bu değerli eser, bazı yazarlara göre, Köthen dönemine aittir. Bach, org eserlerinde eski Alman geleneğine bağlı kaldı. Bu gelenek, Buxtehude, Pachelbel, J. Michael Bach, Georg Böhm ve J. Bernhard Bach ile temsil edilmektedir de başlayan Köthen deki çalışmaları onu kilise kantatı ve org müziğinden tamamen vazgeçirememiştir. Sayısı 40 ı bulan din dışı kantatları da buna eklenebilir. Ancak Köthen dönemine egemen olan tür, özellikle enstrümantal müziktir yılından, 6 konçerto grosso; orkestra üvertürleri (do majör ve si minör); keman konçertoları (la minör ve mi majör); iki keman için Enstrümanatal müzik için yeni biçim sorununun onu Weimar daki ilk günlerden başlayarak uğraştırmasına karşın, Bach ın İtalyan ustaların örneğinden hareket ederek Konçerto biçiminde derinleşmesi Köthen dönemine rastlar. Bach a atfedilen 25 konçerto transkripsiyonundan 10 tanesi Vivaldi ye aittir. Büyük ustanın, konçerto türünde Vivaldi yi tercih ettiği açıktır. Şaşırtıcı olan, örnek olarak İtalyan ustaları seçmesine karşın, onda bu izleri yakalamanın zorluğudur. Bach ın bu modelden öğrendiği her şey, tamamen farklı bir stilin éorta Almanya Geleneği tipik stilinin biçim anlayışından süzülür ve daha sıkı, daha derin, daha hesaplı ve dengeli, daha bilge bir kişiliğin potasında eritildikten sonra yeniden doğar. İtalyan eserlerinde aydınlık, yakalanması kolay bir yerleştirme ve polifoninin bütün akrabalığına karşın, az sıkışık bir yazı tarzı vardır. Başka bir deyişle, çok ses dokusu daha gevşektir. Oysa Bach da her eser, karmaşık bir inşa planını izleyerek düzenlenmiştir. Bu yapı tarzı, sıkıştırılmış silsileler ortasında her partiyi, topluluğun 102

103 konumundaki her ayrıntıyı bağlar. Bach ın her eseri düzenin, saflığın ve benzerisz bir espirinin aydınlattığı yüksek bir yalınlığın sembolüdür. Köthen de yazdığı enstrümental eserler olsun, vokal eserler olsun, aynı karakteristiği gösterirler. Bu, Bach ın Arnstadt, Mülhausen ve Weimar da yazdığı ve henüz geleneğe sıkıca bağlı olan ilk kantatlarından başlayarak ortaya çıkan aynı kişisel stildir. Bach ın 1722 de Kötken de başladığı St. Mattheus a göre passionu ertesi yıl Leipzig e yerleştikten sonra seslendirildi yıllarının ürünü olan 6 kantatı, yine aynı tarihte yazdığı Noel Oratoriosu na aldı. Bu eserde, ruhsallıkla dünyasallığı ayıran sınırlar birbirine yaklaşmıştır. Gerçekte, bizzat oratorio da genel anlamda, din töreni ile konser arasında yer alan bir türdür. Ancak, Bach ın passionlarına olduğu kadar kantatlarına da operaya ait ögeler sokmasına karşın, bu ögeler yepyeni bir işlev kazanırlar. Bunlar, passionlarına egemen olan bütünlük düşüncesine boyun eğerek yeni bir anlam kazanılar. Sanat eserinin en temel özelliği olan bu bütünlük, yalnız besteleme tekniğine değil, aynı zamanda metnin üstün bir felsefeyle özümsenmesi ve müzikal düşünceye çevrilmesindeki başarıya bağlıdır. İncil metnine uyan St. Johannes e göre passion, St. Mattheus a göre passion dan çok daha dramatik bir anlam taşır. Buna karşılık St Mattheus a göre passion, daha lirik, daha içe dönük ve daha bilgecedir. Passionlarında bütün hatlar, anıtsal oranlarda büyütülmüştür. Metinler, bestecinin başlıca esin kaynağıdır. Bach, bu tür eserlerinde her zaman metinden yola çıkarak onları eski ve büyük bir geleneğin sembolleriyle yüklü dini bir espiri üzerine inşa eder. Ünlü Jesus Meine Freunde Motet i St. Johannes e göre passion u ile aynı döneme rastlar. Öteki 6 moteti de Leipzig dönemi ürünüdür. Bu eserler artık çağdaşlarını çok geride bırakmıştır te Noel in ilk günü için yazdığı Re Majör Magnificat ı gibi Si Minör Missa sı da Lutherci tören kurallarını kısmen aşar arasında çeşitli dönemlerde yazılan eserin Kyrie ve Gloria bölümlerini Bach, 1733 te Dresden Sarayı nda sunmuştur. Bu dönemin eenstrümantal eserleri arasında org için 6 sonat (1728), Clavierübung I, II (1731 ve 1735). İkincisi Fa Majör İtalyan Konçertosu nu da içine alır ta vokal eserlerinde bir azalma görülür da III. Clavierübung unu verir. Bu albümde, Weimar dönemine air koraller vardır tarihli 6 korali, kilise kantatlarından alınmış vokal korallerin klavyeli çalgılar için transkripsiyonudur. Leipzizg başlıklı 18 koralinin büyük bölümü Weimar da yazılmıştır. Bu eserler, arasında tamamlanmıştır. Bach ın duygulu olduğu ölçüde arı kalabilen koralleri benzersiz bir içtenliğin ürünüdür. Bu nedenle, biçimlerinden ileri gelen ciddiyetlerini ve ağırlıklarını duyurmazlar. Onlar, lirik, içe dönük ve derin bir şekilde heyecan varici dramla yoğunlaşırlar. Bach, uzun süre önce yazdığı parçaları yeniden ele alarak Clavecin Birn Tempéré nin 2. Kitabını 1744 te tamamlamıştır. Prelüd ve füglerden oluşan bu almümün kesin veriyonu, öğrencisi Altnicol ün elinden çıktı. Bach ta, kilise müziği ile enstrümantal müzik arasında bağlar vardır. Vokal eserlerinde, bazı kantatlarında, enstrümantal eserlerinden parçalara rastlanır. Örneğin, 1. Brandenburg konçertosunun ilk bölümü, Flasche Welt dir trau ich nicht kantatının sinfoniasını oluşturur. 103

104 Üç yüzyıl boyunca egemen olan dini ve din dışı polifoni, üstünde arpejli ve çarpıcı bileşimler taşıyan bu yatay hatlı sistem, Bach ın eserleriyle sonuna ulaştı. Bach, kendisinden önce var olan biçimleri kusursuzluğun zirvesine ulaştırdı. İki temalılığın önemini önceden gördü. Bas partisine, kişilik ve yapının ilk ögesini oluşturan bir süreklilik kazandırdı. Sözcüklere renk vermeye ve düşünceyi canlandırmaya çalışırken en güçlü kontrpuanı kullandı. Ricercare, kanon ve özellikle füg biçimleri için büyük tutkusu, düşüncelerini bütün sözlerden ve somut anlatımlardan sıyırmasını sağladı. Samimi inanvı, eserlerine kişiliğinin damgasını vurdu. Ölümünden sonra eserleri unutuldu. Üççeyrek yüzyıl sonra Beethoven, Mendelssohn, Schumann, Chopin, Liszt ve Cesar Frank ın emekleriyle eserleri yeniden canlandı. Ancak, Bach ın gerçek önemini kazanması ve eğilimi ne olursa olsun bütün bestecilerin Büyük Kantor un düşüncesini ve örneğini yaşatması XX. yüzyılda gerçekleşti. Bach ı, Handel ve Telaman dan ayıran şey, onların aksine halkın beğenisine boyun eğmemesi, çağın gereklerini izlememesi, hoşa gitme endişesi duymaması, tanrıya yönelişindeki derin ve ciddi samimiyet, felsefesindeki engin boyutlardır. J.S.Bach'ın eserleri BWV numaralarıyla indekslenmektedir; kısaltma Bach Werke Verzeichnis (Bach Eserleri Kataloğu) kelimelerinin baş harflerinden oluşur. Katalog, Wolfgang Schmieder tarafından derlenerek 1950 yılında basılmış; kronolojikten ziyade tematik olarak düzenlenmiştir. Örneğin BWV 525'ten BWV 748'e kadar olan eserleri org için yazılmıştır. Org eserleri BWV Trio Sonatlar BWV Prelüd ve fügler BWV Sekiz küçük prelüd ve füg BWV Küçük org fügleri BWV Org için 6 konçerto Klavsen eserleri BWV İki ve ç sesli envansiyonlar İngiliz suitleri BWV Fransuz suitleri BWV Altı partita BWV Eşit düzenlenmiş klavye BWV Prelüd, füg, fantezi, sonatlar BWV İtalyan Konçerto, Fa majör BWV 971 Solo Klavsen için Konçertolar BWV Goldberg Varyasyonları (30 Çeşitlemeli Aria) BWV Lavta eserleri BWV Oda müziği eserleri BWV Solo Keman için 3 Sonat ve 3 Partita BWV Solo keman için 3 sonat ve 3 partita BWV Solo viyolonsel için 6 Suit BWV Keman ve Klavsen için 6 sonat BWV füg, sonlatlar Konçertolar ve orkestra eserleri BWV Keman Konçertoları BWV Brandenburg Konçertoları BWV Klavsen Konçertoları BWV Orkestra Suitleri (Uvertürler) Kanonlar BWV BWV 1079 Müzikal Sunu (The Musical Offering/Musicalisches Opfer) BWV 1080 Füg Sanatı (Die Kunst der Fuge/The Art of the Fuga) Kantatlar BWV Motetler BWV Missalar BWV Oratoryolar ve passionlar BWV Dört sesli koraller BWV

105 The Art of Fugue (Die Kunst der Fuge) Contrapuctus XIV final sayfası YİRMİ BİR ÜNLÜ BACH Veit Bach Hans Bach Johann Bach Heinrich Bach Cristophe Bach Johann Segidus Bach Johann Christ. Bach Johann Michael Bach Ambrosius Bach J. Bernhard Bach Nikolaus Bach Maria-Barbara Bach J.S. Bach Joh. Christ. Bach Joh. Ernest Bach Friedmann Bach Karl.Ph.Em.Bach J.Got.Bern.Bach J.Ch.Fried. Bach Joh.Christ. Bach Bernard Bach Maria Barbara nın Oğulları Anna Magdelena nın Oğulları 105

106 kitapta toplamış ve bütün bu tonların uygun bir biçimde akort edilmiş bir çalgıda nasıl çalınabileceğine dikkat çekmek üzere Das wohltemperierte Clavier (Tam Uyuşumlu Klavye, 1722) başlığını vermiştir. Bu, aynı ses aralığının bölünmesinin değişik biçimleri arasında doğal farklılık nedeniyle bir sorundu. Örneğin, bir oktav, üç majör triad a (öt. La - Do#, Do# - Fa, Fa La) eşdeğer olmalıydı; ama bu aralıklar kendi salt frekanslarına oranla (5:4) akort edilince, toplamları bir oktavdan eksik olur. Dolayısıyla üçlülerin uyması için genişletilmesi gerekir. 17.yy sonlarında majörminör sistemin etkisi artarken kullanımda olan ton ve akor çeşitleri iyice büyüdü; böylece müzisyenler faklı tamperamanlarla faklı tampere aralıklar ortaya attılar, bunun sonucunda bütün armoni türleri kullanılabildi. Keman için solo sonat BWV 1001, Adagio M ozart ve Beethoven, Bach ın bazı klavye müziklerini etüt malzemesi olarak bilirlerdi. Oysa en büyük yapıtı, Kutsal Cuma yortusunda kiliselerde icra edilmek üzere yazdığı, İsa nın çarmıha gerilmesini ve buna ilişkin derin dşünceleri anlatan Aziz Matta Pasyonu (1727), Mendelssohn un bu yapıtı bir yüzyıl sonra, 1829 da yönetişine kadar dinlenilmemiş bir durumda kalmıştı; Bach ın çok küçük bir bölümünün dışındaki müziğinin tümünün düzenli olarak icra edilmesi için bir yüzyılın daha geçmesi gerekmişti. B ach ın org fügleri, besteci-icracı çifte becerisiyle genel olarak büyük bir kiliseyi dolduracak ve büyük bir cemaati etkileyecek büyüklüğe sahiptir, buna karşılık onun ev klavyesi için yazdığı prelüd ve fügler, bunları çalan kişinin parmaklarına hitab eder. Bach, hepsi majörminör tonlarda olan bunun gibi yirmidört parçayı bir 106

107 Johann Cristoph BACH Alman müzisyen ve besteci. Johann Sebastian Bach ın ağabeyidir yılında Ohrdurf Michaeliskirche de orgcu olmuştur. 6 Aralık 1642, Arnstadt 31 Mart 1703 Barok dönem Alman besteci ve orgcusu. Johann Sebastian Bach ın babası Ambrosius Bach ın ( ) amcası Heinrich Bach ın oğludur. Vokal ve enstrümantal eserleri yanında Ich lasse dich nizcht başlkılı moteti ile dikkat çeken Johann Cristoph Bach, Eisenacht ta orgcu ve besteci olarak çalışmıştır Johann Michael BACH Motetleri ve org için eserleriyle tanınmıştır. Johann Sebastian Bach ın babası Ambrosius Bach ın ( ) amcaoğludur. Johann Cristoph Bach ın ( ) 6 yaş küçük kardeşi olan Johann Michael in en küçük kızı Maria Barbara, Johann Sebastian Bach ın ilk eşi olmuştur. Johann Cristoph BACH 16 Haziran 1671, Erfurt 22 Şubat 1721, Ohrdurf. 107

108 Wilhelm Friedemann BACH 22 Kasım 1710, Weimar 1 Temmuz 1784, Berlin. Alman besteci ve icracı. Johann Sebastian Bach ve Maria Barbara Bach ın ikinci çocuğu ve en büyük oğludur. Müzik öğrenimini önce babasına, daha sonra kemancı Johann Gottlieb Graun ( ) a ve Manseburg a borçludur. Babasının onun eğitimi için yazdığı (küçük org kitabı, klavierübung, Invention, Symphonie, Clavecin Bien Témpéré nin ilk prelüdleri, org için 6 sonat) eserlerin niteliği ve teknik özellikleri, Friedemann ın klavsen ve org ustası olmasında en önemli rolü oynadı. Bach In bütün çocuları bu eserlerdn eğitimleri için yararlandı. Friedemann, Thomasschule (ST. Thomas Okulun) nda, babasının öğrencisi olarak parlak çalışmalarından sonra Leipzig Üniversitesi nde matematik ve felsefe derslerine devam etti. Müzikolog Karl Geiringer in yzdığına göre (1899- ) Bach, çocukları arasında en çok W. Friedemann ile ilgileniyordu. Oğlunun arkadaşlığını seviyordu. Her ikisi de Dresden yoculuklarını bir bayram halinde sokuyorlardı. Operaya gidiyorlar, müzisyenleri ziyaret ediyorlardı. Babasının gösterdiği şefkat ve özen, Friedemann ın bşlangıcını kolaylaştırdı. Ancak, bunlar daha sonra mutsuzluğunun nedeni oldu. Babsının ona bağladığı büyük umudun bilincindeydi. Bu, onun için itici güç olduğu kadar, onu ezen faktör de oldu de Dresden de St. Sophie Kilisesi orgcusu, 1746 da Halle, Notre-Dame Kilisesi kantoru ve kentin müzik direktörü olan Friedemann, 1747 de II. Frederic in sarayına babasıyla birlikte gitti de babasının ölümü onun için yıkım oldu. Dengesi o kadar bozuldu ki, ertesi yıl Dorothea-Elisabeth Georgi adlı zengin bir kızla yaptığı mutlu evlilik bile durumunu düzeltmeye yetmedi. Halle deki görevini bıraktı. Darmstadt da ve Brunswick te de çalışamadı. İçine girdiği başıboşlukta kentten kente gitti, konserler verdi. Çağın gazetelerinde onun için övgü dolu yazılar yazılıyordu: Heyecanları esrikliğe döndürebilen her şey, düşüncelerdeki yenilik, temaların şaşırtıcı serimi, Graun unkine layık bir armoni içinde uzakta kaybolan dissonanslar, güç, zarafet, bize sevinci ve acıyı aynı anda taşımak için bu ustanın parmaklarında birleşmişlerdi 1774 te Berlin e yerleşti. İlk resitalleri büyük heyecana yol açtı. Son 10 yıl ise karanlık ve sefalet içinde geçti ten başlayarak gariplikleri büyüdü. Kaynaklarını tüketti, hasta, babasının konçertolarından birini eserlerinden birine aktarmış, aksine kendi kompozisyonlarından ikisine Johann Sebastian Bach imzasını atmıştı. Friedemann ın, doğaçlama, orgculuk ve bestecilikteki kabul edilen dehasına rağmen yaşamını yoksullukla geçirdi ve öyle öldü. Aynı zamanda yeğeni olan, besteci Wilhelm Friedrich Ernst Bach ile karıştırılmamalıdır. Eserleri Eserlerinin büyük bölümü seslendirlmemiştir. Ses müziği Missa Breve reminör, Noel Kantatı, Motet (Heilig Heilig) Orkestra müziği senfoniler Oda müziği iki flüt için, iki alto için düolar, alto ve basso continuo için sonat. Piyano müziği 12 sonat, 11 füg, 42 polonez, 11 fantezi, 12 konçerto. 108

109 Carl Philipp Emanuel BACH kendini tamamiyle müziğe adamaya kesin olarak karar verdi. Birkaç ay sonra Prusya Kralı II. Frederick (Büyük Frederick) tarafından (Frederick'in prensliği zamanında), Sylvius Leopold Weiss'in referansıyla kraliyet hizmetine kabul edildi. Frederick'in 1740'ta krallığa yükselmesiyle Carl Philipp kraliyet orkestrasının üyesi oldu. O dönemde Avrupa'nın en önemli klavye ustalarındandı ve 1731'den beri yazdığı eserler arasında 30 kadar sonat, harpsikord ve klavikord için konser parçaları bulunmaktaydı. Berlin'de solo klavye için, Berlin Portreleri de dahil olmak üzere (en ünlüsü La Caroline'dir) çeşitli müzikal parçalar besteledi. Ününü Kral Frederick ve Büyük Württemberg Dükü için bestelediği iki sonatla sağlamlaştırdı ve 1746'da oda müzisyeni pozisyonuna yükseltildi. 8 Mart 1714, Weimar 14 Aralık 1788, Hamburg. Alman besteci. Johann Sebastian Bach ve Maria Barbara Bach ın beş oğlundan ikincisidir. Berlinli Bach diye anılır. Klasik öncesi dönemin önde gelen bestecilerinden olup, klasik dönemin kurucularından biridir. Eserleri Rokoko ve Klasik dönem kapsamında da incelenebilmektedir. On yaşındayken babasının 1723'de kantoru olduğu Leipzig'deki Aziz Thomas Okulu'na (St. Thomas School) girdi ve aynı zamanda Leipzig (1731) ve Frankfurt (1735) üniversitelerinde hukuk eğitimine devam etti. 1738'de 24 yaşında hukuk derecesini aldı ve aynı andan hukuk kariyerini bir kenara bırakarak Berlin'de kaldığı süre içinde, babasının etkilerinin diğer eserlerinde alışılmış olandan daha yoğun bir şekilde kendini hissettirdiği Magnificat (1749), Easter kantatı (1756), birkaç senfoni, en azından üç şarkı seti, birkaç dini olmayan kantat ve diğer birkaç eser bestelemiştir. Ancak temel olarak klavye üzerine odaklanmış olup yaklaşık ikiyüz sonat ve Mit veränderten Reprisen( ) dahil olmak üzere diğer solo eserleri bestelemiştir. Kendi eserleri kadar, diğer bestecilerinde eserlerinn seslendirilmesine özen göstermiştir. Handel İn Mesih Oratoryosu, Haydn ın Stabat Mater i, babasının Si Minor Missa sı gibi Besteciliği babsından öğrenmesine karşın, kısa sürede daha homophone ve daha heyecansal bir stile yönelmiştir. C: Ph. Emanuel, babasında hayran olanan, ama - daha yalın, daha direkt bir müziği ve İtalyan operasının zafer kazandığı bir çağda artık modası geçmiş sayılan polifonik ustalıklara karşı yönetilen harekette başı çekiyordu. Lirik müziğe alışmış dinleyiciyi tedeirgin etme tehlikesi altında senfonik bir müzik yaratmak söz konusuydu. Bu hareket, XVIII. yüzyılda babasından daha ünlü olan ve büyük Bach diye anılan C. Ph. Emanuel e bağlanıyordu. 109

110 Emanuel, üç bölümlü olan ve allegrosunda iki kontrast tema bulunan klasik sonat formu nun yaratıcısı kabul edilir. Birçok çağdaşının derinlik ve güçlülük bahanesiyle ona empoze ettiği iniltili ve abartılı yapaylıklara yanaşmamış, böylece eseri, modaya uygun cılız duygusallık yerine, gerçek tutku ile canlanmıştır. Bu eser, Haydn, Mozart ve Beethoven i derinden etkilemiştir. Araştırmacıdır. Klavsenin ses sorunlarını araştırmış ve bulduğu çözümleri Klavye Enstrümanlarını Çalmanın Gerçek Sanatı Üzerine Deneme (Versuch über die wahre Art das Clavier zu spielen)( ) adlı teorik inceleme eserinde açıklamıştır. Bu kitap, 18. yy ortası müzik uygulamaları konusunda son derece aydınlatıcıdır yılında üçüncü baskısına ulaşmış olan eser, besteciyi dönem Avrupa'sının önde gelen müzik kritiklerinden biri yapmıştır. 1768'de Hamburg'da Telemann dan kapellmeister görevini devralmış, bu görevin etkisiyle kilise müziğine daha çok yönelmiştir. Sonraki yıl büyük güzelliğinin yanı sıra plan bakımından Felix Mendelssohn'un Elijah'ına benzerliğiyle de ilgiyi hak eden Die Israeliten in der Wüste oratoryosunu bestelemiştir. Çok sayıda kompozisyonları (52 konçerto, 22 passion, 200 çeşitli parça passion, kantat, litani, motet ve diğer dini ve dindışı eserler- ) etkileyici ve canlıdır. Aynı dönemde, enstrümental kompozisyondaki dehası, Franz Joseph Haydn'ın kariyerinin etkisiyle daha da gelişmiştir. Haydn ve Beethocen tarafından yararlı bir şekilde etüd edilmiştir. 14 Aralık 1788'de Hamburg'da 74 yaşında ölmüştür. Müzikal Stili ve Mirası 18. yüzyılın ikinci yarısı boyunca çok ünlü olmuştur. Stili, babasınınkindn çok farklıdır; dha fantazist, daha parıltılı, daha hafif Johann Christian Bach ile de yakınlığı bilinen Wolfgang Amadeus Mozart'ın Bach için "O baba, biz çocuklarıyız. Eğer aramızdan biri iyi bir şey yaparsa, bu onun öğrettiği şeydir" dediği bilinmektedir. Ludwig van Beethoven onun dehasına büyük ve içten bir hayranlık beslemiştir. Bu konumunu büyük ölçüde, müzikal formun evriminde çok önemli bir dönemi işaret eden klavye sonatlarına borçludur. Stil berraklığı, anlatımdaki incelik ve dokunaklılık ve yapısal tasarımdaki özgürlük ve çeşitlilikle; İtalyan ve Viyana okullarından tümüyle kopmuş, bunun yerine, birkaç kuşak sonra yaygın olarak benimsenecek olan bir yaklaşımla döngüsel ve doğaçlamalı formlara yönelmiştir. Soyut enstrümantal formların duygusal içeriğini derinleştirmiş ve modern anlamda piyano kullanım tarzının yaratılmasında nihai rol oynamıştır. Yapıtları içerik olarak buluşlarla, daha da önemlisi uç derecede bir öngörülemezlikle doludur ve tek bir yapıtının içinde bile geniş bir duygusal aralığa (gidişgelişlere) sahiptir. Lassus, Monteverdi ve Gesualdo'nun zamanından beri armonik rengi kendi için özgürce kullanan, belki de ilk önemli bestecidir. Böyle bakıldığında, Birinci Viyana Okulu nun en önemli temsilcileriyle kıyaslanabilecek önemdedir. Kullandığı dramatik sonat stilinin Klasik dönem ustaları Haydn, Mozart ve Beethoven üzerinde çok güçlü etkisi vardır. Etkileri çağdaşlarıyla sınırlı kalmayıp, Felix Mendelssohn ve Carl Maria von Weber'e kadar uzanmaktadır. Klasik dönemin ilk bestecileri arasında yer alan Haydn şöyle diyordu: Beni derinlemesine inceleyenler, Emanuel e büyük borçlarım olduğunu, 110

111 onun stilini yakaladığımı ve onu dikkatle etüd ettiğimi anlayacaklardır. Mozart da kendi hesabına Johannes Brahms C.P.E. Bach'a büyük saygı duymuş ve bazı yapıtlarını yeniden düzenlemiş olsa da, Robert Schumann'ın "Yaratıcı bir müzisyen olmasına rağmen babasının çok gerisinde kalmıştır." şeklindeki ünlü açıklamasının da gösterebileceği gibi, 19. yüzyıl boyunca adı önemsenmemiştir. Helmuth Koch'un 1960'larda senfonilerini yeniden keşfedip kayıtlarını yapmasıyla ve Hugo Ruf'un klavye sonatları kayıtlarını yapmasıyla, C.P.E. Bach'ın yeniden doğuşu başlamıştır. Eserlerinde güçlü bir kişilik, renkli bir orkestrasyon ve preromantik eğilimler vardır. Konçertolarından hiçbiri ağbisi W. Friedmann ın düzeyine erişmemiştir. Ancak iki klavsen ve büyük orkestra için rapsodik eğilimler taşıyan sonatlarına özel bir yer vermek gerekir. Carl, sağlığında derin etkiler yapan ve müziğin devrimine katkısı olan bir bestecidir. Klavsen Metodları olarak denemeler de yazan Emanuel in Klavyeye gerçek dokunma tarzı adlı incelemesi onun çalgısal arayışta ne ölçüde duyarlı olduğunu ve araştırmalarında Garip e kadar gidebildiğini ortaya koymaktadır. Eserleri Eserlerinin büyük çoğunluğu sağlığında yayınlanmıştır: Ses müziği 2 oratorio, 22 passion, çok sayıda kantat, Gellart ın şiirleri üzerine ezgiler Orkestra müziği Yaylılar için 6 senfoni Klavsen müziği Preussesche Sonaten, Württembergische Sonaten, 6 sonat albümü, Amatörler için Fantasie ler, solo klavsen için toplam 210 parça, rondolar, 52 konçerto. Oda müziği piyano, keman sontları, triolar. 111

112 Johann Cristoph BACH Vokal eserleri 6 oratorio, kantatları, 1 opera (Die Amerikanerin) Oda müziği sonatlar, dörtlüler, üçlüler Orkestra müziği senfoniler kençerto grossolar Çalgı müziği çeşitli çalgılar için konçertolar. 21 Haziran 1732, Leipzig 26 Ocak 1795, Bückeburg Johann Sebastian Bach ın ikinci eşinden olma, dokuzuncu oğludur. Annesi Anna Magdelana dır. Bückeburg lu Bach olarak da anılır. Bach In oğulları arasında en dengeli ve klasik olanıdır. 18 yaşında Bückeburg ta Kont Wilhelm von Schaumburg-Lippe nin hizmetine girdi ve 1778 de Londra da bulunn küçük kardeşi Johann Christian ı görmek için yaptığı yolculuk dışında son günlerine kadar orada yaşadı de evlendi. Aynı yıl kontun bestecisi ve orkestra şefi oldu. Çalışmalarıyla Bückeburg u Avrupa nın önemli müzik merkezlerinden biri haline getirdi. Klavye sonatları, senfoniler, oratoryolar, ayinler için koro parçaları ve motetler, operalar ve şarkılar yazmıştır. Oda müziği, konçertoları ve konçerto grossoları, çağı için önemli eserlerdir. Bunlardan bazıları Mozart ınkilerle kıyaslanabilecek bir yetkinlik gösterir. Eserlerinden başlıcaları: 112

113 Johann Christian BACH 5 Eylül Ocak Klasik dönem Alman bestecisi. Johann Sebastian Bach ın on birinci çocuğu ve en küçük oğludur. John Bach, Londralı Bach, İngiliz Bach adlarıyla da tanınır. Öğrencisi olduğu abisinden 21 yaş küçüktü. Babasının, W. Friedemann kadar onu da sevdiği söylenir. Ancak, Bach ailesinde atmosfer artık hüzünlü idi. Baba, 50 yaşındaydı. St. Thomas ın rektörü ile sürekli anlaşmazlık içindeydi ve görme yeteneği giderek zayıflıyordu. Johann Christian bu ortamın ve küçük oğıl olmanın tepkisini ileride gösterecekti. 15 yaşındayen babasını kaybetti. W. Friedemann kardeşini Berlin e götürdü. O sıralarda Berlin e yerleşmiş bulunan Carl Philippe Emanuel Bach, küçük kardeşinin eğitimini üstlendi ve onu seçkin bir klavye virtüözü haline getirdi. Ancak, ailesinden operayla ilgilnene tek kişi Johann Christian idi. Emanuel in gösterdiği dirence karşın Milano ya giderek orada Katolik olan ve Giovanni Bach diye anılan Christian, ünlü Padre Martini ie çalıştı. Milano yılları, birbiri ardından pek çok operanın doğumunu hazırladı. Bunların büyük bölümü Napoli de seslendirildi. Katolik olduktan sonra Milano katedrali orgculuğuna atandı de onun başarılarını bilen bir İtalyan emprazaryonun çağrısını kabul ederek İngiltere ye gitti ve kraliçe Charlotte nin yanına müzik ustası olarak girdi. Kraliçeye klavsen derleri verdi, flüt çalan krala eşlik etti, prenseslere müzik öğretti. Joannn Christian, bu kez John Bach olmuştu. O sıralarda Mozart 8 yaşındaydı ve İngiltere de bulunuyordu. İngiltere de tanıdığı genç Mozart ın dostu ve rehberi oldu, onun konçerto stilini etkiledi, Stamizt in orkestra ve senfoni ile ilgili teorilerini ona açıkladı. Polonyalı eleştirmen ve müzik yazarı Wyzewa ya göre Mozart, J.C. Bach ı, çağının bütün öteki ustalarından fazla inceledi ve taklit etti. Joseph Haydn ın kardeşi Michael Haydn dışında Bütün gençliği boyunca J. Christian ın stilini hatta espirisini örnek aldı. Opera alanında, yumuşaklığı dramatik yoğunlukla karışık sevimliliği ve tatlılığı, doğrudan doğruya J.Christian ın operalarından ileri gelir. Onlara, hemen hemen, dehasından başka bir şey eklememiştir. Bu da mükemmel bir güzelliğin sırrı ve çok yüksek bir düzeydeki duyguları ifadeye yarayan dilin kullanılışındaki kişisel özelliktir. İngiltere de Krallık Tiyatrosu besteciliğine atanan Christian, 1764 te ilk Abonman Konserleri ni düzenledi. Mannhem için çok sayıda opera yazdı. Eserleri Avrupa nın diğer kentlerinde de sahnelendi te Paris Operası için Amadis des Gaules ü besteledi; ancak eser, müzikseverlerin kendilerini alabildiğine kaptırdıkları Buffonlar Savaşıénın hüküm sürdüğü Paris te başarısızlığa uğradı. Londra da da aynı sonuçla karşılaşıldı. Johann Christian ın durumu Londra ya gelen birçok yarışmacı nedeniyle de sarsılmıştı de öldüğü zaman liralık borç bırakmıştır. Operalarından başka, kilise müziği (do minör requiem), senfonileri, 3 piyano konçertosui kantatlar, ortoryolr, çok sayıda oda müziği eserleri vardır. Piyano konçertoları Beethoven in habercisidir. Klavyeli çalgılar için fa minör ve do minör sonatları bir tarafta babasına, öbür tarafta Mozart a bağlanır. Johann Christian Bach, klasik 113

114 dönemin en özgün bestecilerinden biri olarak görülür. Hatası, parıltılı olmak için kolaylığa ve Stil Galant daki hafifliğe kaymış olmasıdır. Babasının Leipzig ten öğrencisi olan K.F. Abel ile birlikte büyük başarı kazanan konserleri yerleştirmiştir. 114

115 Domenico ZIPOLI 17 Ekim 1688, Prato, İtalya 2 Ocak 1726 yılları arasında yaşamış, İtalyan barok besteci. Yaşamının son yıllarını Güney Amerika da geçirmiştir. Cizvit misyonerler arasındaki en başarılı müzisyen olarak bilinir. Müziklerine son yıllarda giderek artmakta olan ilgi, süreç içinde yeniden değerlendirmenin daimi özelliği olabilecek döneme işaret eder. 115

116 Giuseppe TARTINI ruhumu kendi kontrolüne aldığını söyledi. Ve benim bütün isteklerimi hissetmeye başlamıştı, bir ara kemanımı eline alıp neler çalabilir acaba, diye geçirdim içimden. O benim bu isteğimi bilerek kemanı eline aldı ve o ana kadar duymadığım bir ustalık ve güzellikle o güne kadar kimselerin duymamış olduğu bir müzik parçasını baştan sona çalıverdi. Sonra terler içerisinde uyandıktan sonra rüyamda şeytanın çaldığı müziği notaya dökmeye çalıştım... Ama nafile... Elimden geldiğince rüyamda duyduğuma benzetmeye çalıştım. ancak itiraf etmeliyim ki rüyamda duyduğum müzik, sonradan yazdığım sonattan çok daha güzeldi." 8 Nisan Şubat 1770 İtalyan Barok besteci ve kemancı. Öğrenimine on yedi yaşındayken başlamıştır. Edebiyat, hukuk ve teoloji okumuş, bir yandan da müzik bilgisini ilerletmiştir. Şeytan Trilleri Sonatı (Devil s Thrill Sonata) en güç ve ünlü eserlerinden biridir. Bu eser keman virtüozitesini gösterir. Solo keman için olan bu eser modern standartlarda bile icrası çok zor olan, çift duraklı bir dizi tiril içeren bir eserdir (Bir XIX. yy efsanesine göre, sol elinde altı parmağı olan Tartini, bu trilleri daha kolay çalabiliyordu). Şeytan Trilleri Madame Blavatsky tarafından aktarılan başka bir söylencede Tartini şöyle demiştir : «Bir gece yatağımda yatarken, rüyamda şeytanı gördüm, yani kendisini bana öyle tanıttı, ve benim 116

117 Giovanni Battista PERGOLESI 4 Ocak 1710, Jessi, Marche, İtalya -16 Mart 1736, Pozzuoli, İtalya. Napolili besteci, org ve kaman sanatçısı. Aldığı müzik eğitimini, kontpuana duyduğu doğukluk nedeniyle yarım bıraktı ve en iyi bildiği şeyi, basit müziği yaptı. O güne dek öğrendikleri ile operaya yöneldi. Kısa yaşamında dramatik müzikte birçok yenilik yaptı. İnsan sesine yazdığı eserlerle dikkati çekti. Döneminde intermezzolarıyla beğeni topladı. Pergolesi özellikle "Comedia dell arte" adı verilen klasik İtalyan komedilerinin müzikal ve lirik elemanlarla pekleştirilmesi olan "Opera buffa" tarzının ilk bestecilerinden birisidir. Kısa ve trajik yaşamının ürünlerinden La Serva Padrona (Hanım olan hizmetçi) ve II Maestro di Musica adlı operaları komik operanın öncüsü sayılır. Bu eserler yalnız Verdi ve Puccini için değil, Avrupalı meslektaşları için de hayranlık uyandırıcı birer prototip olmuşlardır. İlk operası "li Maestro di Musica" olup, müzikal bir intermezzodur. Aynı tarzda yazılmış olan La Conversione adlı eseri, yılında sahnelenmiştir. La Serva Padrona ilk kez 1733 te, ciddi operası Il Progionier Superbo nun ikinci ve üçüncü perdeleri arasında oynanmıştır. İlk operalarından Serva Padrona ile kazandığı başarı üzerine Roma da Metastasio nun L olimpiade sini sahneye koymak üzere tutuldu ve gerçekten de nadir güzellikte bir opera besteledi. Gariptir ki, eser pek tutulmadı. Bunun yerine yetenek olarak dengi bile olmayan Egidio Romualdo Duni nin eseri anlamsız bir çılgınlıkla yüceltildi. Bunun üzerine gösterilen tavırdan rahatsız olan Duni, Pergolesi nin eserini kendisinkinden fazla överek, haksızlığı tamire çalıştıysa da, Pergolesi olayın kızgınlığı ve düş kırıklığı ile Napoli ye döndü ve dikkatini dini müziğe verdi. Roma ya bir kez daha geldiğinde koltuğunun altında bir mass ve bir de vespers bulunuyordu. Kamuoyu bu kez bestecinin yeteneğine kayıtsız kalmadı ve kendisini coşkuyla karşıladı. Ancak hassas ruhlar, hassas bedenleri mesken tutar deyişine uygun olarak, zaten zayıf olan Pergolesi nin sağlığı, yaşadığı sıkıntıları daha fazla taşıyamaz hale gelmişti. Zedelenmiş ruhu ve bedenini dinlendirmek için bir sahil kasabası olan Torre Del Greco ya taşındı. Bir andan tefekkür ruhundaki yaraları onarırken, diğer yandan da Orfeo ve Euridice, Salve Regina ve hepsinin ötesinde Stabat Mater gibi başyapıtları bu dönemde yarattı. Çok geçmeden ölümüyle tüm İtalya yı yasa boğdu. Özellikle Roma da kıymet bilmezliklerinden dolayı pişman olanların çok olduğu söylenir. L olimpiade yeniden sahneye kondu ve iki yıl önce eserle alay edenler, bu kez gözyaşı dökerek izlediler. Opera yıllarca gösterimde kaldı. Bunu 1742 yılında İngiltere turnesi izledi. Eser, İngiltere yi bir süre ayağa kaldırdıysa da, çok geçmeden bir başka İtalyanın, Niccolo Jommelli nin aynı addaki operasının gelişi ile ortalık yatıştı. Günümüzde hala geçerliliğini sürdüren bir bestesi Stabat Mater adlı ilahidir. Son yapıtı olan bu bestesi, eski yapıtlarından oldukça farklı bir tarzda yazılmıştır. Stabat master, basit yapısı ve melodideki doğallık, duygu yoğuluğu ile benzerlerinden bir adım öne çıkar. Zaman zaman tekrara ve monoton 117

118 ritimlere takılı kalsa da, bu bir kusur değildir; tam aksine, esere perdahlanmış, kendi içinden yansıyan bir parıltı ile aydınlanan mermer görüntüsü verir. Hamisi Prens Stiglione için yazılmış trio sonatları, piyano parçaları, senfonileri ve konçertoları vardır. Complete Keyboard Works of Pergolesi adlı kitapta sadece 6 sonat ve 3 süiti vardır. Sonatları kısa ve tek bölümlüdür. Re minör olan 3. süitindeki gavota temaları, daha sonra Stravinsky tarafından Pulcinella adlı bale eserinin süitinde kullanılmıştır. 26 yaşındayken olasılıkla veremden ölmüştür. Pergolesi 35 ine dek yaşasaydı ne olacaktı, müzik nasıl gelişecekti tahmin etmek güç. Zira Pergolesi nin 26 yaşında ölmeden hemen önce ulaştığı müzik yazısı, normal koşullarda ancak yüzyılı devirip, her şeyi yaşayıp, her müzikal yoldan defalarca geçmiş bir dehanın gelebileceği bir duruluktadır. Erken ölümünün dinleyiciye verdiği acı, temelde bundan kaynaklanmaktadır. Bazıları tarafından Mozart a gerek ikisinin de ölümlerine doğru başyapıtlar bestelemesi, gerekse de toplu mezara gömülmeleri açısından benzetilir. 118

119 Bach ve Handel in ölümünden sonra Avrupa Müziğinde genel durum ve Viyana nın müzik merkezi oluşu Bach ve Handel in ölümü, dünyanın siysal, ekonomik ve sosyal yönden değişimini olgunlaştıran bir geçiş sürecine rastlar. Doğal olarak bu değişim, bütün sanatlarda yankılarını bulmuştur de doğan opera, polifoninin zararına gelişmişti. Kontrpuan, saf enstrümantal biçimleriyle İtalyan operası önünde gerilemiş ve yeni stil olan eşlikli meoldi, Barok çağın temsilcisi olmuştu. XVIII. yüzyıl sona ermeden Fransız ihtilali ve Amerka nın bağımsızlığı, çağa yeni bir görünüm kazandırmıştı. Bütün bunlar, kuşkusuz bşrdenbire olmadı. Gerçekte bu oluşum, XVIII. yüzyılın ilk yarısında başlamış, 1740 larda müzikte belirtilerini ortaya koymuştu. Bu siyasal, ekonomik ve sosyal geçiş sürecinde, krallık sarayları Barok müziğin parıltılarıyla canlanıyordu. Bu gösterişli saraylarda müzik, soyluları duygulandırmaktan ya da heyecanladımaktan çok, sevimli ya da yüzeysel bir vakit geçirici olarak rol oynuyordu. İlhamlı bestecilerim Stil Galant tan uzaklaşacak cesaretleri yoktu. Saray törenlerinden doğmuş ünlüler, düzenli, sınırlı etkiler altında boğulmuşlardı. Oysa kral da olsalar, insanların duyguları ve tutkuları vardı. Bunları anlatmak, süsleyip yeni kılıklar içinde insanlara sunarak onları rahatlatmak için yapılacak tek şey, operaya yönelmekti. Böylece, bir yılı aşkın bir süre içinde opera egemen oldu. Bach ın ve oğullarının büyüklüğüne, Tartini, Vivaldi ve Corelli gibi İtalyan müzik dehalarının sanatına ve prestijine karşın... XVIII. yüzyılın ortalarında doğru İtalya, okadar uzun süre elinde tuttuğu müzikal üstünlüğünü kaybetti. Yeni kuşaklar, operanaın zaferlerinden çığunu unuttu ve dramatik başarılar yüzünden, zamanında eserleri sönükleşen öteki bestecilere yöneldi. Kültür merkezi haline gelen bazı Avrupa kentleri Avant-Garde espirinin yoğunlaştığı yerler olarak genel ilgiyi çekmeye başladılar. Müzik üstünlüğü Orta Fransa dan Flaman kentlerine geçmesi; Flaman kentlerinin meşaleyi Rönesans İtalya sının kentlerine terk etmek zorunda kalması gibi, ırası gelince Viyana üstünlük kazandı ve 150 yıla yakın bir süre, Avrupa nın en önemli müzik merkezi olma onurunu elinde tuttu. Bu güzel kentin tarihi, Roma öncesi antikitesine kadar dayanır. Coğrafi konumuyla önemlidir. Çünkü Avrupa yollarının kesişme noktasında yer alır. Romalıların, Slavların, Almanların ve Fransızların Viyan da karşılaşması doğaldı. Binlerce yıllık Tuna yolu üzerinde inşa edilmiş olan Viyana, her zaman önemli bir stratejik nokta oldu. Asya dan gelen akınlara karşı bir kale niteliğini taşıyan, 200 yıla yakın bu akınlarla tehdit edilen ve Türk kuşatmasına uğrayan bu kent, 1683 ten sonra çabucak önem kazandı. Sanatçı ve bilim adamlarının Viyana ya akını XVIII. yüzyılda başladı. Böylece Avusturya nın başkentinde kozmopolit bir ortam doğdu. Burada Fransız zarafeti, Slav melankolisini hafifleeten İtlayan neşesine karışıyor, Almanların ağrıbaşlı netliği Macar gururunu ve İspanyol azametini yumuşatıyordu. Bu etkiler (ister klasik müzikte, ister ölümsüz valslerinde) Viyana müziğinde kolayca fark edilir lerde İtalyan stili hala Tuna kıyısındaki başkentte egemendi. Ancak halk opera türüne doymuştu. Müzik, yön değiştirmekte gecikmedi, çlgı müziği ön plana geçti. Olabildiğince soylular gibi davranmaya çalışan zenginler de orkestral müziğin gelişmesinde önemli rol oynadılar. Kişizade saraylarındaki küçük müzik toplulukları, ev sahibinin ve ailesinin hizmetçi kadrosundaydı. Oda müziği böylece gelişti. Ilık yaz gecelerinde serenadlar, bahçelere renk katar oldu. Gazeteler, bazan bütün bir sütunu, alto (viyola) çalmasını bilen bir aşçcı ya da iyi flüt çalması şart olan bir oda uşağı tutmak isteyenlerin ilanlarına ayırıyordu. Bir buçuk yüzyıl süreyle Viyana ile şu ya da bu tarzda bağı olmayan besteciye rastlanmadı. Bunlardan ilki C. Willibald Gluck oldu. 119

120 Christoph Willibald GLUCK günümüze kadar ulaşamadı e kadar bu ülkede yazdığı 100 kadar eseri yönetti. Bu tarihte Londra dan çağrıldı. Yolunun Paris ten geçmesi, ona Rameau nun eserlerini dinleme fırsatı verdi. Londra da, Handel in bir zamanlar inatla savaştığı Haymarket Tiyatrosu için üç opera yazdı. Artık, en iyi Avrupa sahnelerinde Gluck un operaları sahneleniyordu de İmparatoriçe Marie- Therese tarafından Saray Tiyatrosu Besteciliği ne atandı. Bu, Bach ın öldüğü, 18 yaşında bir delikanlı olan Haydn ın büyük yokluklar içinde mesleğe başladığı yıldı yılından sonra Viyana'ya dönen Gluck, "Orfeo ed Euridice", "Alcaste", "Armida", "Iphigenia in Aulis" ve "Iphigenia in Tauris"i yazmıştır. 2 Temmuz 1714, Erasbach 15 Kasım 1787, Viyana. Alman besteci. Bohemya sınırından pek uzak olmayan Palatinat ta Weidenwang köyünde doğdu. Müziği Cizvitler okulunda öğrendi. Şan, şkavken, org ve keman derleri aldı. Müzisyenlik mesleğine Prag da başladı. Ailesinin ormancı olmasından dolayı çocukluğunu çeşitli şehir ve kasabalarda geçirdi. 1727'de Komotau'da ilk müzik derslerini almaya başladı, yılları arasında Prag'da çağın ünlü bestecileriyle beraber çalıştı. Chernohosky den aldığı keman dersleri sanatında ilerlemesini sağladı da Prens von Lobkowitz'in desteğiyle Viyana ya gitti. Bir konserde tanıtıldığı Prens Melzi ile İtalya ya gitmeye karar verdi. Milano da besteci Sammartini ile çalıştı de lirik drama yöneldi. Milano Tiyatrosu için "Artaserse" adlı ilk operasını besteledi, 1746'da Londra'ya geçti, birbiri ardına verdiği operalarla ün sağladı. Ancak, bu partisyonlarıdan hiçbiri Operada yaptığı yenilikler tüm Klasik Dönem boyunca geçerli olan uluslararası bir opera türü yaratmıştır. İlk yapıtları opera seria türündedir. İtalyan operasında reformun gerekliliğini savunarak yılları arasında yazdığı üç başyapıt ile reformcu amaçlarını kanıtlamıştır. Ününün zirvesindeyken Gluck, ani bir gelişme gösterdi. Operanın giderek bayağılaştığını düşünüyordu. Bu sanatı içine düştüğü krizden kurtaracak bir yol ararken Dramatik müzik sanatının ancak, metinden hareketle, Monteverdi nin fornülünün izleyerek kurtulabileceğini anladı: Sözler ustalıklı olmalı, melodinin esiri değil Gluck, bu eski ideale dönerken, operaya üstün bir moral anlam vermek, onu daha soylu ve evrensel kılmak istedi. Düşlediği ortağı Calsabigi de buldu. İtalyan ozan Raniero de Calsabigi 1761 de Viyana ya gelerek 120

KLASİK DÖNEM MÜZİĞİ. Kazım ÇAPACI

KLASİK DÖNEM MÜZİĞİ. Kazım ÇAPACI Kazım ÇAPACI KLASİK DÖNEM MÜZİĞİ 1750-1827 Klasik dönemin evreleri Müzikte klasisizm, XVIII. yüzyılın ikinci yarısı ile XIX. yüzyılın başlarını kapsayan dönem müziğini karakterize eden estetik eğilimi

Detaylı

3. Rönesans Müziğini Oluşturan Ekoller 4. Rönesans ta Toplu Müzik Yapma Anlayışı

3. Rönesans Müziğini Oluşturan Ekoller 4. Rönesans ta Toplu Müzik Yapma Anlayışı 3. Rönesans Müziğini Oluşturan Ekoller 4. Rönesans ta Toplu Müzik Yapma Anlayışı İçerik Rönesans Müziğini Oluşturan Ekoller Rönesans ta Toplu Müzik Yapma Anlayışı Rönesans Döneminde Başlıca Müzik Türleri

Detaylı

Yarışma Sınavı. 5 Aşağıdakilerden hangisi bir opera eseri değildir? A ) Figaro'nun Düğünü. C ) Fındıkkıran D ) Carmen E ) Idomeneo

Yarışma Sınavı. 5 Aşağıdakilerden hangisi bir opera eseri değildir? A ) Figaro'nun Düğünü. C ) Fındıkkıran D ) Carmen E ) Idomeneo MÜZİK (SHNE SNTLRI) ÖĞRETMENİ 1 "Manon Lescavt" operasının bestecisi aşağıdakilerden hangisidir? G.Bizot G.Verdi W: Mozart G.Puccini Lv.Beethoven 5 şağıdakilerden hangisi bir opera eseri değildir? Figaro'nun

Detaylı

Bachfest Ankara BACHFEST

Bachfest Ankara BACHFEST Bachfest Ankara 2 Büyük bir heyecanla başladığımız, keyfine doyamayıp bir yıla yaydığımız festivalimizin üçüncü konserini yapıyor olmanın mutluluğunı yaşıyoruz. Heyecandan geceyi gündüzü şaşırdığımız,

Detaylı

MÜZİK KÜLTÜRÜ Editörler

MÜZİK KÜLTÜRÜ Editörler MÜZİK KÜLTÜRÜ Editörler Zeki NACAKCI - Alaattin CANBAY Yazarlar Doç. Dr. Ahmet Serkan Ece - Doç. Dr. Alaattin Canbay Doç. Dr. Ebru Temiz - Doç. Dr. Esra Dalkıran Doç. Dr. M. Kayhan Kurtuldu - Doç. Dr.

Detaylı

DÜNYA OPERA TARİHİ OPERAYI HAZIRLAYAN ETMENLER Müzik antik çağlardan beri dinsel törenlerin bir parçasıdır. Özellikle Katolik kilisesinde ayin müziği ya da metni olan Missa nın ortaçağda şarkılı olarak

Detaylı

ADNAN SAYGUN UN KEMAN VE PİYANO SÜİTİNDE TÜRK HALK MÜZİĞİ

ADNAN SAYGUN UN KEMAN VE PİYANO SÜİTİNDE TÜRK HALK MÜZİĞİ ADNAN SAYGUN UN KEMAN VE PİYANO SÜİTİNDE TÜRK HALK MÜZİĞİ TURKISH FOLKLORIC MUSIC IN ADNAN SAYGUN'S VIOLIN AND PIANO SUITES ТУРЕЦКАЯ НАРОДНАЯ МУЗЫКА В СЮИТЕ ДЛЯ СКРИПКИ И ПИАНИНО АДНАНА САЙГУНА Samir GÜLAHMEDOV

Detaylı

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ GAZĠ EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ GÜZEL SANATLAR EĞĠTĠMĠ BÖLÜMÜ MÜZĠK ÖĞRETMENLĠĞĠ LĠSANS PROGRAMI DERS ĠÇERĠKLERĠ

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ GAZĠ EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ GÜZEL SANATLAR EĞĠTĠMĠ BÖLÜMÜ MÜZĠK ÖĞRETMENLĠĞĠ LĠSANS PROGRAMI DERS ĠÇERĠKLERĠ GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ GAZĠ EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ GÜZEL SANATLAR EĞĠTĠMĠ BÖLÜMÜ MÜZĠK ÖĞRETMENLĠĞĠ LĠSANS PROGRAMI DERS ĠÇERĠKLERĠ 1. SINIF II. YARIYIL MZ102A - Müziksel Ġşitme Okuma Yazma II (2-2-3) Akts Kredisi:

Detaylı

JOHN STANLEY İN OP.1 SEKİZ SOLO FLÜT ESERLERİNİN İNCELENMESİ

JOHN STANLEY İN OP.1 SEKİZ SOLO FLÜT ESERLERİNİN İNCELENMESİ EKEV AKADEMİ DERGİSİ Yıl: 18 Sayı: 59 (Bahar 2014) 505 JOHN STANLEY İN OP.1 SEKİZ SOLO FLÜT ESERLERİNİN İNCELENMESİ İzzet YÜCETOKER (*) Hazan KURTASLAN (**) Öz İngiltere, barok dönem müziğinde çok sayıda

Detaylı

DOĞUDA VE BATIDA ORYANTALİZM

DOĞUDA VE BATIDA ORYANTALİZM DOĞUDA VE BATIDA ORYANTALİZM Bodrum Belediyesi nin etkinlik takviminde yerini alan ve yedincisi gerçekleşen olan Karsanat Barok Müzik Festivali, bu yıl da Antik Tiyatro da 9 ve 10 Eylül de halka açık ve

Detaylı

JOHANN SEBASTIAN BACH IN KLAVSEN ESERLERİNDE ANLATIM ÜSLUBU

JOHANN SEBASTIAN BACH IN KLAVSEN ESERLERİNDE ANLATIM ÜSLUBU ISSN: 1309-9876 E-ISSN: 1309-9884 Cilt/Vol. 6 Sayı/No.13 (2016): 211-233 JOHANN SEBASTIAN BACH IN KLAVSEN ESERLERİNDE ANLATIM ÜSLUBU Banu Mustan Dönmez 1*, Akiset Atan 1 1 : İnönü Üniversitesi, Güzel Sanatlar

Detaylı

YAPI FİZİĞİ II HACİM AKUSTİĞİ 1

YAPI FİZİĞİ II HACİM AKUSTİĞİ 1 YAPI FİZİĞİ II HACİM AKUSTİĞİ 1 Prof. Dr. Zerhan YÜKSEL CAN Ar. Gör. Y. Mim. Kasım Çelik Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Yapı Fiziği Bilim Dalı Yapı Fiziği dersleri ve konular Yapı Fiziği

Detaylı

İPEK ÜNİVERSİTESİ KONSERVATUVARI 2016 2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÖZEL YETENEK SINAV KILAVUZU

İPEK ÜNİVERSİTESİ KONSERVATUVARI 2016 2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÖZEL YETENEK SINAV KILAVUZU İPEK ÜNİVERSİTESİ KONSERVATUVARI 2016 2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÖZEL YETENEK SINAV KILAVUZU Sınava Başvuru Koşulları 1. I pek U niversitesi Konservatuvarı Müzik Bo lümünün Özel Yetenek Sınavlarına, 2016

Detaylı

T.C. AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ANTALYA DEVLET KONSERVATUVARI

T.C. AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ANTALYA DEVLET KONSERVATUVARI ONAYLAYAN SÜRÜM NO SAYFA NO 1. TALİMAT DAYANAĞI: Akdeniz Üniversitesi Antalya Devlet Konservatuvarı. tarihli Konservatuvar Kurulu Kararı. 2. AMAÇ VE KAPSAM: Akdeniz Üniversitesi Antalya Devlet Konservatuvarı

Detaylı

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK BÖLÜMÜ PROGRAMLARI ÖZEL YETENEK GİRİŞ SINAVI YÖNERGESİ

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK BÖLÜMÜ PROGRAMLARI ÖZEL YETENEK GİRİŞ SINAVI YÖNERGESİ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK BÖLÜMÜ PROGRAMLARI ÖZEL YETENEK GİRİŞ SINAVI YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönergenin amacı; İstanbul Üniversitesi

Detaylı

Yüksek Lisans Programları: Başvuru Koşulları, Giriş Sınavları, Genel Başarı Değerlendirmesi (2013-2014/Bahar)

Yüksek Lisans Programları: Başvuru Koşulları, Giriş Sınavları, Genel Başarı Değerlendirmesi (2013-2014/Bahar) HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ Yüksek Lisans Programları: Başvuru Koşulları, Giriş Sınavları, (2013-2014/Bahar) 1 İçindekiler Sayfa Nr. Bale Anasanat Dalı Koreoloji Yüksek Lisans Programı

Detaylı

Yarışma Sınavı. 4 Çoksesli korolarda yer alan en kalın erkek sesi. A ) Tenor B ) Bariton C ) Alto D ) Soprana E ) Bas

Yarışma Sınavı. 4 Çoksesli korolarda yer alan en kalın erkek sesi. A ) Tenor B ) Bariton C ) Alto D ) Soprana E ) Bas 1 şağıdakilerden hangisi Doğa sevgisini dile getiren lirik şiirler ve bu şiirlerden bestelenen şarkıları ifade eder? Madrigal Koral Kantat Oratoryo Lirik 4 Çoksesli korolarda yer alan en kalın erkek sesi

Detaylı

Adı: REMBRANDT HARMENSZOON VAN RİNJN Doğum: 15 Temmuz 1606 Leiden Hollanda Milliyeti: Hollandalı Sanat Akımı: Lüministik sanat Alanı: Resim Baskı

Adı: REMBRANDT HARMENSZOON VAN RİNJN Doğum: 15 Temmuz 1606 Leiden Hollanda Milliyeti: Hollandalı Sanat Akımı: Lüministik sanat Alanı: Resim Baskı REMBRANDT Adı: REMBRANDT HARMENSZOON VAN RİNJN Doğum: 15 Temmuz 1606 Leiden Hollanda Milliyeti: Hollandalı Sanat Akımı: Lüministik sanat Alanı: Resim Baskı Ölümü: 4 Ekim 1669 Ünlü Yapıtları: Dr.Nicolaes

Detaylı

Yarışma Sınavı. 4 Bir oyunun perdeleri arasında dekor değişmesine. A ) Imprompu B ) Interlude C ) Doğaçlama D ) Skeç E ) İntermezzo

Yarışma Sınavı. 4 Bir oyunun perdeleri arasında dekor değişmesine. A ) Imprompu B ) Interlude C ) Doğaçlama D ) Skeç E ) İntermezzo 1 19.yy "Bel Canto" tarzını en iyi yorumlayan opera sanatçısı olarak tanınan ve 1923-1977 yıllan arasında yaşamış Yunan asıllı merikalı soprano kimdir? Katia Ricciarelli Placido Domingo Jessye Norma Maria

Detaylı

Igor Fyodorovich STRAVINSKY STRAVINSKY

Igor Fyodorovich STRAVINSKY STRAVINSKY Kazım Çapacı Igor Fyodorovich STRAVINSKY STRAVINSKY Igor Fyodorovich Stravinsky. 17 Haziran 1882, Oranienbaum, Rusya 6 Nisan 1971, New York, ABD). Rus besteci, piyanist, orkestra şefi. 20.yy müziğinin

Detaylı

Ana kavramlar. Milletlerine göre opera. Opera Nedir? Operanın Özellikleri Nelerdir?

Ana kavramlar. Milletlerine göre opera. Opera Nedir? Operanın Özellikleri Nelerdir? Çarşamba 01 Şubat 2012 12:22 - Opera Nedir? Operanın Özellikleri Nelerdir? Opera genellikle tarihi ya mitolojik konulu bir drama eşliğinde ortaya konan müzikal teatral formda bir sahne eseridir. " klasik

Detaylı

PİYANO ANASANAT DALI PİYANO SANAT DALI 11. SINIFA NAKİL VE GEÇİŞ SINAVLARI

PİYANO ANASANAT DALI PİYANO SANAT DALI 11. SINIFA NAKİL VE GEÇİŞ SINAVLARI DEÜ. DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK BÖLÜMÜ PİYANO ANASANAT DALI PİYANO SANAT DALI 11. SINIFA NAKİL VE GEÇİŞ SINAVLARI FARK DERSLERİ MÜFREDATLARI Konservatuvarlar arası geçiş sınavı için öğrenciler sadece

Detaylı

Do sol - re - la ve mi minör gam çalışması yapılır. Çaldığı gam ve makamsal dizilere ait parmak numarası (duate) örneği hazırlamaları istenir

Do sol - re - la ve mi minör gam çalışması yapılır. Çaldığı gam ve makamsal dizilere ait parmak numarası (duate) örneği hazırlamaları istenir 0-05 Eğitim-Öğretim Yılı Konya Çimento Güzel Sanatlar Lisesi ÖĞRENME ALANI : PİYANO ÇALMA TEKNİKLERİ ÜNİTE :.BASAMAK GAM VE MAKAMSAL DİZİ ÇALIŞMALARI EYLÜL 5-9 EYLÜL -6 EYLÜL. Do-sol-re-lami minör gamları.

Detaylı

Yardımcı Piyano OPE 162 Çalışma incelemesi H. Lemoine ( ) Etüt Re majör

Yardımcı Piyano OPE 162 Çalışma incelemesi H. Lemoine ( ) Etüt Re majör Yardımcı Piyano OPE 162 Çalışma incelemesi H. Lemoine (1786-1854) Fransız besteci, eğitimci, piyanist, editördür. Eğitimci olarak tanınmış bestecinin çok sayıda piyano pedagojik repertuvarından sonatları,

Detaylı

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ BESYO TME-110 TEMEL MÜZİK EĞİTİMİ 1.HAFTA

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ BESYO TME-110 TEMEL MÜZİK EĞİTİMİ 1.HAFTA YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ BESYO TME-110 TEMEL MÜZİK EĞİTİMİ 1.HAFTA Hayatta müzik gerekli değildir. Çünkü hayatın kendisi müziktir. Müzik ile ilgisi olmayan varlıklar insan değildir. Eğer söz konusu olan

Detaylı

Bachfest Ankara BACHFEST

Bachfest Ankara BACHFEST Bachfest Ankara 2 2014 yılının ocak ayında başlayan serüvenin ilk konserinde Emma Kirkby, İngrid Seifert ve İzmir Barok topluluğu bizlerle birlikteydi. Coşku ve keyif içerisinde geçen konser sonrasında

Detaylı

Aykurt NUHOĞLU Kadıköy Belediye Başkanı

Aykurt NUHOĞLU Kadıköy Belediye Başkanı 2016 Mart Programı D E Ğ E R L İ K A D I K Ö Y L Ü L E R Yerel yönetim anlayışımızla kentin deneyimini bir araya getiren kültür politikalarımızı çeşitlendirmeyi sürdürüyoruz. Kurumsal olarak ilçemizde

Detaylı

W.A.MOZART IN KV 498 TRİO SUNUN TARİHÇESİ VE ANALİZİ

W.A.MOZART IN KV 498 TRİO SUNUN TARİHÇESİ VE ANALİZİ DOI: 10.7816/idil-03-13-03 İDİL, 2014, Cilt 3, Sayı 13, Volume 3, Issue 13 W.A.MOZART IN KV 498 TRİO SUNUN TARİHÇESİ VE ANALİZİ Anıl ÇELİK 1 ÖZET Bu makalede, klasik dönem bestecisi olan W.A.Mozart ın

Detaylı

LULLY. Kazım Çapacı. 28 Kasım 1632, Floransa, İtalya 22 Mart İtalyan asıllı besteci, kemancı, balet.

LULLY. Kazım Çapacı. 28 Kasım 1632, Floransa, İtalya 22 Mart İtalyan asıllı besteci, kemancı, balet. Kazım Çapacı LULLY 28 Kasım 1632, Floransa, İtalya 22 Mart 1687 İtalyan asıllı besteci, kemancı, balet. Floransa da bir değirmencinin oğlu olarak doğdu. Çocukluğunda gitar çalmayı öğrendi. 1646 da 14 yaşındayken,

Detaylı

KIBRIS HALK TÜRKÜLERININ BAZI

KIBRIS HALK TÜRKÜLERININ BAZI Cavanşir GULIYEV KIBRIS HALK TÜRKÜLERININ BAZI ARMONILEŞTIRME ÖZELLIKLERI Prof.Dr. Cavanşir GULIYEV - KKTC Yakın Doğu Üniversitesinin Sahne Sanatları Fakültesinin öğretim üyesi. Türkünün armonileştirmesi

Detaylı

Sanatın Tanımını yaparmı sınız Nurdan Gül Kökten

Sanatın Tanımını yaparmı sınız Nurdan Gül Kökten Bir duygunun, bir tasarının ya da güzelliğin anlatımında kullanılan yöntemlerin tümü ve bu anlatım sonucu ortaya çıkan üstün yaratıcılıktır. insan yaratıcılığının, yeteneklerinin ve düş gücünün; mimari,

Detaylı

Bachfest Ankara BACHFEST

Bachfest Ankara BACHFEST Bachfest Ankara 2 Başta Johann Sebastian Bach olmak üzere barok dönem bestecilerinin eserlerini dünyanın önde gelen yorumcularından dinleme keyfini tüm bir yıla yaydığımız festivalimizin dördüncü konserinde

Detaylı

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım İLETİŞİM, DİL VE KÜLTÜR 1. İletişim 2. İnsan, İletişim ve Dil 3. Dil Kültür İlişkisi DİLLERİN SINIFLANDIRILMASI VE TÜRKÇENİN DÜNYA DİLLERİ ARASINDAKİ YERİ 1. Dillerin Sınıflandırılması

Detaylı

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak Hanlığı ve Kazakistan konulu bu toplantıda Kısaca Kazak

Detaylı

T.C. AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ANTALYA DEVLET KONSERVATUVARI

T.C. AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ANTALYA DEVLET KONSERVATUVARI 1. TALİMAT DAYANAĞI: Akdeniz Üniversitesi Antalya Devlet Konservatuvarı tarihli Konservatuvar Kurulu Kararı. 2. AMAÇ VE KAPSAM: Akdeniz Üniversitesi Antalya Devlet Konservatuvarı Yaylı Çalgılar Ana Sanat

Detaylı

HAZIRLIK 1. SINIF. * BEYER No: 78,80, 81, 82, 90, 91, 93, 94 ve sonrasından 1 parça

HAZIRLIK 1. SINIF. * BEYER No: 78,80, 81, 82, 90, 91, 93, 94 ve sonrasından 1 parça PİYANO PROGRAMI DERS MÜFREDATI HAZIRLIK 1. SINIF * BEYER No: 78,80, 81, 82, 90, 91, 93, 94 ve sonrasından 1 parça *CZERNY Op. 599 No 18 e kadar 1 Etüd *Serbest bir Parça *GAM Do, Sol, Re, La, Mi, Fa Majör

Detaylı

Kübra YILMAZ, Yudum HACIOĞLU, Kadri ŞAHİN, Abdülkadir Arslan

Kübra YILMAZ, Yudum HACIOĞLU, Kadri ŞAHİN, Abdülkadir Arslan YAYIN KURULU Hazırlayanlar Kübra YILMAZ, Yudum HACIOĞLU, Kadri ŞAHİN, Abdülkadir Arslan YAYINA HAZIRLAYANLAR KURULU Kurumsal Yayınlar Yönetmeni Saime YILDIRIM Kurumsal Yayınlar Birimi Dizgi & Grafik Mustafa

Detaylı

MUS 144 Piyano J.Haydn ( ) Sonate mi minör (Hob.XVI/34) Çalışma incelemesi Avusturyalı besteci Haydn, 104 senfoni, 83 kvartet, 52 sonat, 24

MUS 144 Piyano J.Haydn ( ) Sonate mi minör (Hob.XVI/34) Çalışma incelemesi Avusturyalı besteci Haydn, 104 senfoni, 83 kvartet, 52 sonat, 24 MUS 144 Piyano J.Haydn (1732-1809) Sonate mi minör (Hob.XVI/34) Çalışma incelemesi Avusturyalı besteci Haydn, 104 senfoni, 83 kvartet, 52 sonat, 24 opera vs. yapıtları vardır. Uzun bir ömür yaşamış olan

Detaylı

KARSANAT BAROK MÜZİK FESTİVALİ

KARSANAT BAROK MÜZİK FESTİVALİ KARSANAT BAROK MÜZİK FESTİVALİ Karya Kültür ve Sanat Derneği nin (KARSANAT) düzenlediği VII. KARSANAT BAROK MÜZİK FESTİVALİ bu yıl ilk kez Kontrtenor Kaan Buldular ın Sanat Yönetmenliği nde, değerli sponsorlarımız

Detaylı

Yarışma Sınavı. 5 " Falsetto " nedir? A ) Nota yanlışlığı B ) Erkek şarkıcıların zorlanarak çıkardıkları en ince. ses

Yarışma Sınavı. 5  Falsetto  nedir? A ) Nota yanlışlığı B ) Erkek şarkıcıların zorlanarak çıkardıkları en ince. ses 1 " Carmina Burana " adlı yapıt kimindir? ) Beethoven B ) Mendelssohn C ) C. Orff D ) Mozart E ) Berlioz 5 " Falsetto " nedir? ) Nota yanlışlığı B ) Erkek şarkıcıların zorlanarak çıkardıkları en ince ses

Detaylı

Brighton Ekolü. Film d'art (yapımevi)

Brighton Ekolü. Film d'art (yapımevi) Brighton Ekolü İngiliz fotoğrafçı topluluğudur. Superpoze, yakın çekim, kamera hareketleri görülür. Konulu filmler yapmadılar. Görsel efektlere ve hilelere yer verdiler. Film d'art (yapımevi) Ünlü klasik

Detaylı

GENEL MÜZİK EĞİTİMİNDE TÜRKÜ YA DA TÜRKÜ KAYNAKLI OKUL ŞARKILARININ ÖĞRETİLMESİNDE OKUL ÇALGISI OLARAK GİTARIN YERİ VE ÖNEMİ

GENEL MÜZİK EĞİTİMİNDE TÜRKÜ YA DA TÜRKÜ KAYNAKLI OKUL ŞARKILARININ ÖĞRETİLMESİNDE OKUL ÇALGISI OLARAK GİTARIN YERİ VE ÖNEMİ Okul Şarkılarının Öğretilmesinde Gitarın Yeri ve Önemi GENEL MÜZİK EĞİTİMİNDE TÜRKÜ YA DA TÜRKÜ KAYNAKLI OKUL ŞARKILARININ ÖĞRETİLMESİNDE OKUL ÇALGISI OLARAK GİTARIN YERİ VE ÖNEMİ Giriş Gökhan YALÇIN 1

Detaylı

SUNUM, TARTIŞMA, PANEL. Sunum, Tartışma, Panel

SUNUM, TARTIŞMA, PANEL. Sunum, Tartışma, Panel SUNUM, TARTIŞMA, PANEL Sunum, Tartışma, Panel SUNUM Bilim ve sanat konularında veya herhangi bir konuda dinleyicileri bilgilendirmek amacıyla düzenlenen, bu düzenlemeyi kimi teknolojik aletlerle destekleyerek

Detaylı

T.C. İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK BÖLÜMÜ TÜRK HALK MÜZİĞİ ANASANAT DALI DERS İÇERİKLERİ

T.C. İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK BÖLÜMÜ TÜRK HALK MÜZİĞİ ANASANAT DALI DERS İÇERİKLERİ T.C. İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK BÖLÜMÜ TÜRK HALK MÜZİĞİ ANASANAT DALI DERS İÇERİKLERİ LİSANS I Türk Müziği Nazariyatı I-II (2+0) Kredi: 2 Genel müzik bilgileri. Türk ve Batı Müziği

Detaylı

Ruhumdaki. Müzigin Ezgileri. Stj. Av. İrem TÜFEKCİ. 2013/2 Hukuk Gündemi 101

Ruhumdaki. Müzigin Ezgileri. Stj. Av. İrem TÜFEKCİ. 2013/2 Hukuk Gündemi 101 Ruhumdaki Müzigin Ezgileri Stj. Av. İrem TÜFEKCİ 2013/2 Hukuk Gündemi 101 Ruh halinize göre mi müzik dinlersiniz, müzik mi ruh halinizi değiştirir? Hangi tür olursa olsun o anki duygusal duruma eşlik etmekte

Detaylı

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ GAZĠ EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ GÜZEL SANATLAR EĞĠTĠMĠ BÖLÜMÜ MÜZĠK ÖĞRETMENLĠĞĠ LĠSANS PROGRAMI DERS ĠÇERĠKLERĠ

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ GAZĠ EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ GÜZEL SANATLAR EĞĠTĠMĠ BÖLÜMÜ MÜZĠK ÖĞRETMENLĠĞĠ LĠSANS PROGRAMI DERS ĠÇERĠKLERĠ GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ GAZĠ EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ GÜZEL SANATLAR EĞĠTĠMĠ BÖLÜMÜ MÜZĠK ÖĞRETMENLĠĞĠ LĠSANS PROGRAMI DERS ĠÇERĠKLERĠ 3.SINIF V. YARIYIL MZ301A - Müziksel Ġşitme Okuma Yazma V (2-0-2) Akts Kredisi:

Detaylı

ÇOKSESLİ SAZ ESERLERİ II

ÇOKSESLİ SAZ ESERLERİ II 04.03.2019 ÇOKSESLİ SAZ ESERLERİ II (Türk Müziği Sazları ve Orkestrası İçin) (Tolga Karaca) I ÇOKSESLİ SAZ ESERLERİ II (Türk Müziği Sazları ve Orkestrası İçin) (Tolga Karaca) II (Çoksesli Saz Eserleri

Detaylı

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ DİLEK SABANCI DEVLET KONSERVATUVARI SAHNE SANATLARI BÖLÜMÜ OPERA ANASANAT DALI ŞAN SANAT DALI DERS İÇERİKLERİ

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ DİLEK SABANCI DEVLET KONSERVATUVARI SAHNE SANATLARI BÖLÜMÜ OPERA ANASANAT DALI ŞAN SANAT DALI DERS İÇERİKLERİ T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ DİLEK SABANCI DEVLET KONSERVATUVARI SAHNE SANATLARI BÖLÜMÜ OPERA ANASANAT DALI ŞAN SANAT DALI DERS İÇERİKLERİ LİSANS I.YARIYIL/GÜZ DÖNEMİ 1803151 Şan I (2+0) AKTS: 4 1803152 Kulak

Detaylı

EUGENE BOZZA'NIN ODA MUZIGI ESERLERİNDE OBUANIN YERİ

EUGENE BOZZA'NIN ODA MUZIGI ESERLERİNDE OBUANIN YERİ 147 EUGENE BOZZA'NIN ODA MUZIGI ESERLERİNDE OBUANIN YERİ ÖZET Zerrin TAN* Bu araştırmada, müzik tarihinin son yüzyıllık dönemini kapsayan Çağdaş dönem ve müziği, oda müziğinin tarihsel gelişimi ve Çağdaş

Detaylı

BATI SANATI TARİHİ. Uzm. Didem İŞLEK

BATI SANATI TARİHİ. Uzm. Didem İŞLEK BATI SANATI TARİHİ Uzm. Didem İŞLEK DERSİN İÇERİĞİ Ortaçağ Avrupa Sanatı Rönesans Mimarisi ve Resim Sanatı Maniyerizm Resim Sanatı Barok Mimarisi ve Resim Sanatı Empresyonizm Ekspresyonizm Romantizim Sembolizm

Detaylı

Antonio VIVALDI. 4 Mart 1678; Venedik - 28 Temmuz 1741, Viyana.

Antonio VIVALDI. 4 Mart 1678; Venedik - 28 Temmuz 1741, Viyana. Antonio VIVALDI 4 Mart 1678; Venedik - 28 Temmuz 1741, Viyana. İtalyan barok klasik müzik bestecisi, virtüöz kemancı ve rahip. "Kızıl rahip" lakabıyla tanınan Vivaldi, beş yüzden fazla konçerto bestelemiştir

Detaylı

SINAV HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇİN AŞAĞIDA YER ALAN KAYIT KABUL YÖNERGESİNİ OKUYUNUZ

SINAV HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇİN AŞAĞIDA YER ALAN KAYIT KABUL YÖNERGESİNİ OKUYUNUZ SINAV HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇİN AŞAĞIDA YER ALAN KAYIT KABUL YÖNERGESİNİ OKUYUNUZ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI LİSANS KAYIT KABUL YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar

Detaylı

www.elaresort.com www.elavillas.com /elaresort +90 444 1 352 /elaresort

www.elaresort.com www.elavillas.com /elaresort +90 444 1 352 /elaresort +90 444 1 352 www.elaresort.com www.elavillas.com /elaresort /elaresort Zarafet ve kaliteyle zenginleşen kusursuz bir dünya... L U X U R I S M Luxurism, sadece bir kelime değil; mükemmelliğin heyecan

Detaylı

AASSM KONSERLERİ.

AASSM KONSERLERİ. AASSM KONSERLERİ www.aassm.org.tr AASSM KASIM KONSERLERİ İZDSO & İZDOB KOROSU / ATATÜRK'Ü ANMA KONSERİ SARI ZEYBEK SAHNE KANTATI 10 KASIM 2017, CUMA Saat: 20:30 AHMED ADNAN SAYGUN SANAT MERKEZİ / BÜYÜK

Detaylı

HÜZÜNLÜ VE NEŞELİ EZGİLER

HÜZÜNLÜ VE NEŞELİ EZGİLER 20 ŞUBAT 2019 ÇARŞAMBA 19:30 HÜZÜNLÜ VE NEŞELİ EZGİLER PETROF PİYANOLU TRIO Jan Schulmeister keman Kamil Žvak viyolonsel Martina Schulmeisterová piyano Ana Destekçi Albert Long Hall Klasik Müzik Konserlerinin

Detaylı

Gümüşlük te Festival sahnesinde Keman Piyano düeti

Gümüşlük te Festival sahnesinde Keman Piyano düeti Gümüşlük te Festival sahnesinde Keman Piyano düeti Rus asıllı kemancı Olga Martinova ve Fransız piyanist Jean- Bernard Pommier çifti, 8 Ağustos Cuma akşamı 11. Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali

Detaylı

CENAN AKIN IN VARYASYON SİLSİLESİ*

CENAN AKIN IN VARYASYON SİLSİLESİ* CENAN AKIN IN VARYASYON SİLSİLESİ* CENAN AKIN S CHAIN OF VARIATION Özlem DOĞAN a, Doç. Afak CAFEROVA b a ozlemdogan38@hotmail.com b Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü, caferovaafak@rambler.ru

Detaylı

MÜZİK EĞİTİMİ GİRİŞ UZAK HEDEFLER

MÜZİK EĞİTİMİ GİRİŞ UZAK HEDEFLER MÜZİK EĞİTİMİ GİRİŞ Müzik, insan hayatının sürekli gereksinim ve kültürel gelişiminin bir parçası ve de ihtiyacıdır. O, insanoğlu kimliği ve etkisi ile doğrudan ve yapıcı temas kurarak ses dünyasını, müzik

Detaylı

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR Mit, Mitoloji, Ritüel DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Kelime olarak Mit Yunanca myth, epos, logos Osmanlı Türkçesi esâtir, ustûre Türkiye Türkçesi: söylence DR. SÜHEYLA SARITAŞ

Detaylı

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ GAZĠ EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ GÜZEL SANATLAR EĞĠTĠMĠ BÖLÜMÜ MÜZĠK ÖĞRETMENLĠĞĠ LĠSANS PROGRAMI DERS ĠÇERĠKLERĠ

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ GAZĠ EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ GÜZEL SANATLAR EĞĠTĠMĠ BÖLÜMÜ MÜZĠK ÖĞRETMENLĠĞĠ LĠSANS PROGRAMI DERS ĠÇERĠKLERĠ GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ GAZĠ EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ GÜZEL SANATLAR EĞĠTĠMĠ BÖLÜMÜ MÜZĠK ÖĞRETMENLĠĞĠ LĠSANS PROGRAMI DERS ĠÇERĠKLERĠ 4.SINIF VII. YARIYIL MZ401A - Piyano VII* (1-0-1) Paralel üçlü, altılı, onlu diziler

Detaylı

KARŞIYAKA DAN BOĞAZİÇİ NE

KARŞIYAKA DAN BOĞAZİÇİ NE 13 ŞUBAT 2019 ÇARŞAMBA 19:30 KARŞIYAKA DAN BOĞAZİÇİ NE KARŞIYAKA ODA ORKESTRASI (KODA) şef Rengim Gökmen Ana Destekçi Albert Long Hall Klasik Müzik Konserlerinin gerçekleşmesini mümkün kılan ana destekçimiz

Detaylı

HANDEL. kendisine çifte maaş getirmiş ve tarihe bıraktığı en ünlü çalgı yapıtı olmuştur.

HANDEL. kendisine çifte maaş getirmiş ve tarihe bıraktığı en ünlü çalgı yapıtı olmuştur. HANDEL 23 Şubat 1685 Halle-Almanya - 14 Nisan 1759 Londra- İngiltere. Müzik tarihine opera, oratoryo, kantat, düet gibi vokal eserleriyle geçen Alman besteci. Yapıtlarında, Alman ağırbaşlılığı, İtalyan

Detaylı

D-MARİN DE, 3 TENOR U 3 BİN KİŞİ İZLEDİ

D-MARİN DE, 3 TENOR U 3 BİN KİŞİ İZLEDİ D-MARİN DE, 3 TENOR U 3 BİN KİŞİ İZLEDİ Kurucu destekçiliğini Doğuş Grubu nun, Sanat Yönetmenliğini Yücel Canyaran ın üstlendiği D-Marin Turgutreis Uluslararası Klasik Müzik Festivali, 31 Temmuz/ 1-2-3

Detaylı

2016 YAZ DÖNEMİ. zeytinburnu.bel.tr 444 1984 ATÖLYE ÇALIŞMALARI

2016 YAZ DÖNEMİ. zeytinburnu.bel.tr 444 1984 ATÖLYE ÇALIŞMALARI 2016 YAZ DÖNEMİ zeytinburnu.bel.tr 444 1984 ATÖLYE ÇALIŞMALARI Sevgili çocuklar, Tarih boyunca pek çok farklı tanım yapılmış olsa da en genel haliyle sanat, insanın, dünyadaki varlığını, kendini anlama

Detaylı

TEMEL MÜZİK EĞİTİMİ 5. HAFTA

TEMEL MÜZİK EĞİTİMİ 5. HAFTA TEMEL MÜZİK EĞİTİMİ 5. HAFTA GAMLAR Tam Ses Aralık (ing. whole tone interval) / Yarım Aralık: İki nota arasındaki mesafeye "aralık" denir. Klasik batı müziğindeki eşit tamperaman sistemde, bir tam ses

Detaylı

MEB Okul Öncesi Yeni Programına Uygun MAYIS AYLIK PLAN. 11 Eylül 2013. eğiten kitap

MEB Okul Öncesi Yeni Programına Uygun MAYIS AYLIK PLAN. 11 Eylül 2013. eğiten kitap 5 MEB Okul Öncesi Yeni Programına Uygun AYLIK PLAN eğiten kitap 11 Eylül 2013 i MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI...OKULU AYLIK EĞİTİM PLANI Tarih :... Yaş Grubu :... Öğretmen Adı :... AYLAR KAZANIM VE GÖSTERGELER

Detaylı

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ DİLEK SABANCI DEVLET KONSERVATUVARI SAHNE SANATLARI BÖLÜMÜ OPERA ANASANAT DALI ŞAN SANAT DALI DERS İÇERİKLERİ

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ DİLEK SABANCI DEVLET KONSERVATUVARI SAHNE SANATLARI BÖLÜMÜ OPERA ANASANAT DALI ŞAN SANAT DALI DERS İÇERİKLERİ T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ DİLEK SABANCI DEVLET KONSERVATUVARI SAHNE SANATLARI BÖLÜMÜ OPERA ANASANAT DALI ŞAN SANAT DALI DERS İÇERİKLERİ LİSANS I.YARIYIL/GÜZ DÖNEMİ 1803151 Şan I (2+0) AKTS: 4 Ses eğitiminin

Detaylı

VACCAI METODUNUN SES EĞİTİMİNE YÖNELİK İÇERİK ANALİZİ ÖZET

VACCAI METODUNUN SES EĞİTİMİNE YÖNELİK İÇERİK ANALİZİ ÖZET ISSN:1306-3111 e-journal of New World Sciences Academy 2009, Volume: 4, Number: 3, Article Number: D0004 FINE ARTS Received: December 2008 Accepted: June 2009 Series : D ISSN : 1308-7290 2009 www.newwsa.com

Detaylı

12. Yürüyüşler 1. İng. sequence; Alm. Sequenz; Fr. marche. Türkçede sekvens ve marş isimleri ile de ifade edilir.

12. Yürüyüşler 1. İng. sequence; Alm. Sequenz; Fr. marche. Türkçede sekvens ve marş isimleri ile de ifade edilir. 12. Yürüyüşler 1 Tonal müziğin en önemli araçlarından biri olan yürüyüş 2, melodik ya da armonik bir modelin farklı bir perde üzerinde tekrar edilmesine verilen isimdir. Tekrar edilen bu model kısa bir

Detaylı

TARİHLİ EĞİTİM KOMİSYONU KARARLARI

TARİHLİ EĞİTİM KOMİSYONU KARARLARI Karar Sayısı: 410 11.01.2018 TARİHLİ EĞİTİM KOMİSYONU KARARLARI Güzel Sanatlar Enstitüsü Enstitü Kurulu nun Piyano ve Arp Yüksek Lisans ve Sanatta Yeterlik Programları Yönergesi'nin güncellenmesi hakkındaki

Detaylı

Sergei Vasilievich RACHMANINOFF

Sergei Vasilievich RACHMANINOFF Kazım Çapacı Sergei Vasilievich RACHMANINOFF 1 Nisan 1873, Semionova, Rusya 28 Mart 1943 Beverley Hills, California, ABD. Tatar Kökenli Rus besteci, orkestra şefi, piyanist. XX.yy ın en büyük piyanist

Detaylı

MÜZİK KÜLTÜRÜ Editörler

MÜZİK KÜLTÜRÜ Editörler MÜZİK KÜLTÜRÜ Editörler Zeki NACAKCI - Alaattin CANBAY Yazarlar Doç. Dr. Ahmet Serkan Ece - Doç. Dr. Alaattin Canbay Doç. Dr. Ebru Temiz - Doç. Dr. Esra Dalkıran Doç. Dr. M. Kayhan Kurtuldu - Doç. Dr.

Detaylı

KUZEY DENİZİNDEN BRAHMS TRIO

KUZEY DENİZİNDEN BRAHMS TRIO 21 KASIM 2018 ÇARŞAMBA 19:30 KUZEY DENİZİNDEN BRAHMS TRIO Natalia Rubinstein piyano Nikolai Sachenko keman Kirill Rodin viyolonsel Ana Destekçi Albert Long Hall Klasik Müzik Konserlerinin gerçekleşmesini

Detaylı

müziği bestekârlarındandır? sesliliğin adıdır?

müziği bestekârlarındandır? sesliliğin adıdır? A A 1 Doğal minör moddaki bir dizinin 7. Derecesi üzerine kurulacak bir uygu (akor) hangi nitelikte olur? 33954 A ) Majör B ) Minör C ) Artık D ) Eksik E ) Dominant 4 Geleneksel Türk Sanat Müziği'nde fasıl

Detaylı

Bilkent. Senfoni Orkestrası. Barış Demirezer şef Özgür Deniz Kaya viyolonsel Çağla Turhan trombon

Bilkent. Senfoni Orkestrası. Barış Demirezer şef Özgür Deniz Kaya viyolonsel Çağla Turhan trombon Bilkent Gençlik Senfoni Orkestrası Barış Demirezer şef Özgür Deniz Kaya viyolonsel Çağla Turhan trombon P.I. Tchaikovsky Bir Rokoko Teması Üzerine Çeşitlemeler, Op.33 N. Rimsky-Korsakov Trombon Konçertosu

Detaylı

Değişik müziksel etkinliklere karşı duygular sağlamak ve ilgi uyandırmak

Değişik müziksel etkinliklere karşı duygular sağlamak ve ilgi uyandırmak MÜZİK EĞİTİMİ GİRİŞ Müzik insan hayatının sürekli gereksinim ve kültürel gelişiminin bir parçası ve ihtiyacıdır. O, insanoğlu kimliği ve etkisiyle doğrudan ve yapıcı temas kurarak ses dünyasını, müzik

Detaylı

Uluslararası İzmir Festivali 28 Mayıs'ta başlıyor

Uluslararası İzmir Festivali 28 Mayıs'ta başlıyor On5yirmi5.com Uluslararası İzmir Festivali 28 Mayıs'ta başlıyor Bu yıl "Türkiye'de Çin Kültür Yılı"olması da dikkate alınarak, festival "Aslan" ve "Ejderha" sokak gösterileriyle başlıyor... Yayın Tarihi

Detaylı

2016 2017 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI

2016 2017 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI İTÜ TÜRK MUSİKİSİ DEVLET KONSERVATUARI 2016 2017 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI LİSANS KAYIT KABUL ESASLARI VE GİRİŞ SINAVI KRİTERLERİ www.tmdk.edu.tr 2 İTÜ TÜRK MUSİKİSİ DEVLET KONSERVATUARI Sevgili Aday Öğrencilerimiz;

Detaylı

MİT VE DİN İLİŞKİSİ. (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

MİT VE DİN İLİŞKİSİ. (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 MİT VE DİN İLİŞKİSİ (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Mit ve Din Mitolojiler genel olarak dinsel, ruhani ve evrenin ya da halkların oluşumu gibi yaratılış veya türeyiş gibi temaları içerirler.

Detaylı

Doçentlik Sınav Yönetmeliğinin 4. maddesinin 2/c hükmü yanı sıra aşağıdaki koşullar aranır.

Doçentlik Sınav Yönetmeliğinin 4. maddesinin 2/c hükmü yanı sıra aşağıdaki koşullar aranır. Tablo 4. Güzel Sanatlar Temel Alanı Not: Bu tablo ile ilgili koşullar (41, 42, 43,44, 45, 46), kısaltmalar ve tanımlar dokümanın sonunda yer almaktadır. Kod Bilim Alanı Koşul 41 No 401 Müzik 42 402 Sahne

Detaylı

Şanın Şaşaalı Dünyası'ndan... ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN Yansımalar

Şanın Şaşaalı Dünyası'ndan... ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN Yansımalar Şanın Şaşaalı Dünyası'ndan... ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN Yansımalar Bir opera şarkıcısının yetişmesinde, hem öğrencinin, hem de hocasının ne emekler harcadığı genellikle gözardı edilir. Dinleyicinin çoğu ya

Detaylı

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU VE ÖZEL İLKÖĞRETİM OKULU 29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI ÖZEL SAYISI

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU VE ÖZEL İLKÖĞRETİM OKULU 29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI ÖZEL SAYISI İTÜ GELİŞTİRME VAKFI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU VE ÖZEL İLKÖĞRETİM OKULU 29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI ÖZEL SAYISI 1 Değerli Velilerimiz, Cumhuriyet kültürü; toplumsal temeli olan, aydınlanma felsefesine dayalı,

Detaylı

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ DİLEK SABANCI DEVLET KONSERVATUVARI SAHNE SANATLARI BÖLÜMÜ OPERA ANASANAT DALI ŞAN SANAT DALI DERS İÇERİKLERİ

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ DİLEK SABANCI DEVLET KONSERVATUVARI SAHNE SANATLARI BÖLÜMÜ OPERA ANASANAT DALI ŞAN SANAT DALI DERS İÇERİKLERİ T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ DİLEK SABANCI DEVLET KONSERVATUVARI SAHNE SANATLARI BÖLÜMÜ OPERA ANASANAT DALI ŞAN SANAT DALI DERS İÇERİKLERİ HAZIRLIK SINIFI 1803108 Şan H (1 + 1) Kredi: 1,5 Bu dersin amacı,

Detaylı

1824 yılında Paris Salonu'nda John Constable'ın eserleri sergilendi. Ressamın, kırsal manzaraları bazı genç meslektaşlarını etkiledi.

1824 yılında Paris Salonu'nda John Constable'ın eserleri sergilendi. Ressamın, kırsal manzaraları bazı genç meslektaşlarını etkiledi. Çağdaş Dünya Sanatı 1824 yılında Paris Salonu'nda John Constable'ın eserleri sergilendi. Ressamın, kırsal manzaraları bazı genç meslektaşlarını etkiledi. Bu genç ressamlar, şekilciliği reddedip doğadan

Detaylı

BEYAZ YALI Yalı dekorasyonu deyince, genellikle nostaljik çizgiler, eski ve yeniyi içiçe yaşatan dizaynlar, klasik, y a da y an klasik döşenmiş m ekanlar akla geliyor. Oysa, First için görüntüleûiğimiz

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl

ÖZGEÇMİŞ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl ÖZGEÇMİŞ Adı - Soyadı: Kutup Ata Tuncer Doğum Tarihi: 22/02/1980 Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Sanatta Yeterlik/Doktora Türk Müziği Haliç Üniversitesi Tez Aşaması Yüksek Lisans Eğitim

Detaylı

FAZIL SAY BÜYÜK ALKIŞ ALDI

FAZIL SAY BÜYÜK ALKIŞ ALDI FAZIL SAY BÜYÜK ALKIŞ ALDI Bu yıl 10 uncusu düzenlenen D-Marin Turgutreis Uluslararası Klasik Müzik Festivali, 31 Temmuz/1-2-3 Ağustos tarihleri arasında Bodrum da gerçekleştiriliyor. Festivalin açılış

Detaylı

Kendi bünyesinde oluşturduğu kortej ekiplerinin yanı sıra dünyaca ünlü performans sanatçıları ile başarılı işlerde bir araya gelmiştir.

Kendi bünyesinde oluşturduğu kortej ekiplerinin yanı sıra dünyaca ünlü performans sanatçıları ile başarılı işlerde bir araya gelmiştir. Kendi bünyesinde oluşturduğu kortej ekiplerinin yanı sıra dünyaca ünlü performans sanatçıları ile başarılı işlerde bir araya gelmiştir. Clown felsefesi ve yeni nesil sanat anlayışı ile Clown Art, geliştirdiği

Detaylı

zeytinburnu.bel.tr 444 1984 ATÖLYE ÇALIŞMALARI

zeytinburnu.bel.tr 444 1984 ATÖLYE ÇALIŞMALARI zeytinburnu.bel.tr 444 1984 ATÖLYE ÇALIŞMALARI Sevgili çocuklar, İnsan eşref-i mahlukattır. İnsanı başka canlılardan ayıran, onu canlıların en kıymetlisi ya da en zelili yapacak olan temel bilgiyi, kadim

Detaylı

İktisat Tarihi II. XI. Hafta

İktisat Tarihi II. XI. Hafta İktisat Tarihi II XI. Hafta 19. yy da Ekonomik Gelişmeler 19. yy Avrupa da, sanayinin bir hayat tarzı olarak kesin zaferine şahit oldu. 19. yyda uluslararası ekonomik ilişkilerde ve devletlerin ekonomik

Detaylı

KLAVSEN ve DÜNYA MÜZİĞİ ÜZERİNE BİR SÖYLEŞİ. Doç. Dr. Barbara Maria WILLI. Hazırlayan Buğra Gültek bugragultek@piyanoegitimi.com

KLAVSEN ve DÜNYA MÜZİĞİ ÜZERİNE BİR SÖYLEŞİ. Doç. Dr. Barbara Maria WILLI. Hazırlayan Buğra Gültek bugragultek@piyanoegitimi.com KLAVSEN ve DÜNYA MÜZİĞİ ÜZERİNE BİR SÖYLEŞİ Doç. Dr. Barbara Maria WILLI Hazırlayan Buğra Gültek bugragultek@piyanoegitimi.com www.muzikegitimcileri.net (Lütfen kaynak göstermeksizin alıntı yapmayınız,

Detaylı

DEÜ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ MÜZİK ANASANAT DALI YÜKSEK LİSANS GİRİŞ SINAVLARI İÇİN İSTENEN ESERLER LİSTESİ

DEÜ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ MÜZİK ANASANAT DALI YÜKSEK LİSANS GİRİŞ SINAVLARI İÇİN İSTENEN ESERLER LİSTESİ DEÜ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ MÜZİK ANASANAT DALI YÜKSEK LİSANS GİRİŞ SINAVLARI İÇİN İSTENEN ESERLER LİSTESİ PİYANO A. F. Chopin: Etüdler Aşağıda belirtilen etüdlerden bir tanesi: Op. 10 no: 1, 2, 4, 7,

Detaylı

Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi

Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi Çocukları günlük bakımcıya veya kreşe gidecek olan vede başlamış olan ebeveynlere Århus Kommune Børn og Unge Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi Tyrkisk, Türkçe 9-14 aylık çocuklar hakkında durum ve

Detaylı

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri. C i h a n D e m i r c i Damdaki Mizahçý 90 Yaþýnda Eskimeyen Bir Usta: Haldun Taner Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri. 1986'da yitirdiðimiz Haldun Taner

Detaylı

RÖNESANS DÖNEMİ BAHÇE

RÖNESANS DÖNEMİ BAHÇE RÖNESANS DÖNEMİ BAHÇE Rönesans bahçe sanatı Floransa'da başlamış Roma'da zirve noktasına erişmiştir. Floransa'da villalar şehirden uzak manzaraya hakim tepelere kurulmuştur. Bahçeler oldukça sade, merkezi

Detaylı

DEVLET KONSERVATUVARI

DEVLET KONSERVATUVARI DEVLET KONSERVATUVARI Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı, 1986 yılında, Anadolu'da çağdaş anlamda, Atatürk ilkelerinin ışığında çoksesli Klasik Batı Müziği eğitimi ile Sahne Sanatları Eğitimi verecek

Detaylı

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ GAZĠ EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ GÜZEL SANATLAR EĞĠTĠMĠ BÖLÜMÜ MÜZĠK ÖĞRETMENLĠĞĠ LĠSANS PROGRAMI DERS ĠÇERĠKLERĠ

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ GAZĠ EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ GÜZEL SANATLAR EĞĠTĠMĠ BÖLÜMÜ MÜZĠK ÖĞRETMENLĠĞĠ LĠSANS PROGRAMI DERS ĠÇERĠKLERĠ GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ GAZĠ EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ GÜZEL SANATLAR EĞĠTĠMĠ BÖLÜMÜ MÜZĠK ÖĞRETMENLĠĞĠ LĠSANS PROGRAMI DERS ĠÇERĠKLERĠ 2.SINIF IV. YARIYIL MZ202A - Müziksel Ġşitme Okuma Yazma IV (2-2-3) Akts Kredisi:

Detaylı

MÜZİK EĞİTİMİNDE KULLANILAN ŞARKILARIN MÜZİK ÖĞRETMENLERİ TARAFINDAN PİYANO İLE EŞLİKLENMESİ

MÜZİK EĞİTİMİNDE KULLANILAN ŞARKILARIN MÜZİK ÖĞRETMENLERİ TARAFINDAN PİYANO İLE EŞLİKLENMESİ www.muzikegitimcileri.net Ulusal Müzik Eğitimi Sempozyumu Bildirisi, 26-28 Nisan 2006, Pamukkale Ünv. Eğt. Fak. Denizli MÜZİK EĞİTİMİNDE KULLANILAN ŞARKILARIN MÜZİK ÖĞRETMENLERİ TARAFINDAN PİYANO İLE EŞLİKLENMESİ

Detaylı

FESTİVALDE GÜRCAN VE CEBECİ UNUTULMADI

FESTİVALDE GÜRCAN VE CEBECİ UNUTULMADI FESTİVALDE GÜRCAN VE CEBECİ UNUTULMADI Karya Kültür ve Sanat Derneği nin (KARSANAT) her yıl düzenlediği 7. Karsanat Barok Müzik Festivali sona erdi. Festivalin kapanış gecesinde Alev Gürcan ile Dilek Cebeci

Detaylı