Dört Görüş. Türkiye nin AB Üyeliğinin Fırsat Maliyeti: Yıllık Bir Fikir Egzersizi. Giriş. Türkiye Avrupa Birliği ne Canlılık ve Coşku Getirecek

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Dört Görüş. Türkiye nin AB Üyeliğinin Fırsat Maliyeti: Yıllık Bir Fikir Egzersizi. Giriş. Türkiye Avrupa Birliği ne Canlılık ve Coşku Getirecek"

Transkript

1 Türkiye nin AB Üyeliği nin Fırsat Maliyeti: Dört Görüş Türkiye nin AB Üyeliğinin Fırsat Maliyeti: Yıllık Bir Fikir Egzersizi Hakan Alt nay Giriş Michael Lake Türkiye Avrupa Birliği ne Canlılık ve Coşku Getirecek Carl Bildt Türkiye nin AB ye Katılımı: Bir İnanç Meselesi mi? Norbert Walter İstikrarlı Bir Doğu Akdeniz Paulina Lampsa Avrupa nın Değişen Paradigmalarında Türkiye nin Yeri Hakan Yılmaz

2 Türkiye nin AB Üyeliği nin Fırsat Maliyeti: Dört Görüş Açık Toplum Vakfı 1. Baskı Mayıs 2009, stanbul ISBN Cevdet Pa a Cad. Mercan Apt. No. 85/11, Bebek, 34342, stanbul-türkiye Tel: Editörler: Michael Lake, Hakan Alt nay, Gökçe Tüylüo lu Çeviri : Zuhal Bilgin Tasarım: Rauf Kösemen, Myra Sayfa Tasarımı: Myra Baskı: Artpres Matbaacilik Nato Cad. No:2 K:5 Seyrantepe- İstanbul Tel: Bu kitapta yer alan görüşler yazarlara aittir.

3 Türkiye nin AB Üyeliğinin Fırsat Maliyeti: Yıllık Bir Fikir Egzersizi Hakan Altınay, Açık Toplum Vakfı Genel Sekreteri Açık Toplum Vakfı olarak, Türkiye nin Avrupa Birliği ne yaklaştıkça giderek daha da açık bir toplum haline geldiğine yürekten inandığımız için AB- Türkiye ilişkileriyle yakından ilgileniyoruz. Aynı şekilde, AB Türkiye yi kabule hazır hale geldikçe, AB deki açık toplum değerlerinin giderek güçlendiğine inanıyoruz. Aynı derecede önemli saydığımız bir başka konu ise, Türkiye AB üyeliğine kabul edildiğinde, yeni Birliğin açık toplum değerlerini dünyaya yaymada çok daha iyi bir konumda olacağı. Açık Toplum Vakfı dostlarından bir grup, Ocak 2009 da aklımızda bu hedeflerle bir araya geldiğimizde, gerek Türkiye de gerekse Avrupa nın geri kalanında Türkiye nin Avrupa Birliği ne katılımının temel çekiciliği konusundaki uzlaşmanın buharlaşarak kaybolduğunu gördük ve bundan hayli tedirgin olduk. Gelinen noktada her iki taraftan da elimizde, kendini süreci ilerletmeye adamış aktivistler ve bürokrasiler dışında pek de fazla birşey bulunmuyor; siyasi kararlılık ise eriyip gitmiş durumda. Bunun üzerine biz de, AB-Türkiye ilişkilerinin kademeli olarak derinleşmesinin ve Türkiye nin nihai üyeliğinin neden tüm tarafların lehine olduğunu hatırlamak için, analitik değerlendirmelerine ve entelektüel cesaretlerine itibar ettiğimiz kişilere, Türkiye nin AB üyeliğinin fırsat maliyeti konusundaki perspektiflerini sormaya karar verdik. İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt, eğer AB Türkiye ye sırtını dönerse, bunun onun açıklık karakterine ve dünyanın iyiliği yönünde bir güç olma iradesine ters düşeceği konusunda uyarı yapıyor. Deutsche Bank Baş Ekonomisti Norbert Walter, Avrupa nın kendini bir müzeye dönüştüremeyeceğini savunarak Türkiye nin sürdürülebilir büyüme konusundaki orta vadeli görünümüne dikkat çekiyor. Yunan PASOK Partisi nin Uluslararası İlişkiler Sorumlusu Paulina Lampsa, istikrarlı ve müreffeh bir Doğu Akdeniz in fırsat maliyetinin altını çiziyor. Ve Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Hakan Yılmaz, eğer AB-Türkiye ilişkileri başarısızlığa uğrarsa, bunun Avrupa nın farklılıkla başa çıkmak konusunda can alıcı bir fırsattan vazgeçmesi, Türkiye nin de Avrupa yla yeniden aynı zaman dilimine buluşmak için önemli bir fırsatı kaçırması anlamına geleceğini iddia ediyor. Bu cevaplar hiçbir surette fırsat maliyetleri konusunda sarf edilebilecek son sözler olmayıp, daha ziyade zihin açıcı bir fikir egzersizine keyif verici bir başlangıcı mahiyetinde. İlgili herkesi kendi bilançosunu çıkarmaya çağırıyoruz. 1

4 1990 ların başından beri, Türkiye nin AB ye olan yolculuğuna katılan ve izleyen Michael Lake e, bizimle birlikte bu egzersiz üzerine düşündüğü ve çalıştığı için müteşekkiriz. Çalışmanın zamanlaması tesadüfi değil. Robert Schuman ın, Avrupa Birliği konusundaki o cesur vizyonunu sunduğu 9 Mayıs 1950 den beri 9 Mayıs, Avrupa ya inananların, bu eşsiz ve cesur, barış, refah ve özgürlük projesi nin ne kadar yol aldığını ve daha başka nelerin yapılması gerektiğini gözden geçirmeye zaman ayırdıkları gün olmuştur. Açık Toplum Vakfı olarak biz, bu fikir egzersizini her yıl tekrarlamaya ve Avrupa Birliği nin başarısına inanan farklı Türk ve Avrupalıları, AB-Türkiye ilişkisinin fırsat maliyetleri konusundaki fikir egzersizine dahil etmeye kararlıyız. 2

5 Giriş Michael Lake Avrupa Birliği nin Türkiye ( ) ve Macaristan nezdindeki ( ) eski Büyükelçisi Açık Toplum Vakfı, benden Türkiye nin AB ye nihai entegrasyonunun başarısızlıkla sonuçlanması, bir başka deyişle katılım programının süresiz olarak kesildiğinin ilanı, hatta süreçten vazgeçilmesi durumunda, bunun iki tarafa da olan fırsat maliyetleri konusunda Türk ve AB uzmanlarının kaleme aldığı denemelerden meydana gelen bir kitapçığın hazırlanmasına katkı yapmamı istediğinde, tereddüt ettim. Sürmekte olan ciddi finansal ve ekonomik durgunluk, istihdam azalması ve yatırımlar ve ticaretteki düşüş koşullarında, herhangi bir öngörüde bulunmak için çok ilerilere bakmak ve belki daha da önemlisi, başarı ya da başarısızlığın sonuçlarını tahmin etmek zorlaşıyor. Arka planda siyasetçilerin ya da medyanın fark etmediği bir sürü teknik çalışma yürütülürken, siyaseten Türkiye nin katılım programının rastgele esen rüzgarların insafına bırakıldığı yönünde ciddi kaygılar var. 3 Ancak biraz düşününce, buna değeceğine ikna oldum. Türkiye de hatırı sayılır miktarda katılım öncesi AB fonunun harcanması dâhil, arka planda, siyasetçilerin ya da medyanın fark etmediği bir sürü teknik çalışma yürütülürken, siyaseten Türkiye nin katılım programının rastgele esen rüzgarların insafına bırakıldığı yönünde ciddi kaygılar var. Pek fazla yönlendirilmeyen ve ilerlemesinin önüne ciddi diplomatik ve kasti AB engelleri çıkarılan Türkiye ile müzakereler, neredeyse durma noktasına gelmiş bulunuyor. En azından, dışarıdan böyle gözükmekte. Bu koşullar altında, sürece siyasal ve kamusal ilgiyi canlı tutmamız, onun ilgisizlikten ölmesine izin vermeyip kendimize, Avrupa Birliği nin Türkiye ile ciddi bir niyetle müzakereye oturma taahhüdünde bulunduğunu, beraberinde Türkiye nin de üyelik koşullarını yerine getirmeye yönelik reform sürecini daimi olarak canlı tutacağını taahhüt ettiğini hatırlatmamız, sadece değerli bir çaba değil aynı zamanda bir zorunluluk. Bu konuda siyasi ve kamusal uzlaşma önemli bir rol oynar; bu çifte uzlaşma ne AB de ne de Türkiye de herhangi bir suretle tamam değil ve doğrusu, oluruna bırakmalar ve ertelemeler yüzünden bu uzlaşma zayıflamaktadır.

6 Yine de, içinde bulunduğumuz yeni, genç 21. Yüzyılda bile, müzakere eden iki taraf arasındaki değer ve standart farklılıklarını uzlaştırmada epey büyük gelişme kaydedildi; ne kadar yol alındığını görmek için, sırf Türkiye de görev yaptığım 90 lardaki yedi yıla dönüp bakmam yeterli. Bu, önemli paydaşlar tarafından muazzam miktarda siyasi ve teknik sermaye harcanarak başarılmıştır ve onların ardılları da topluma karşı görevlerinin gereği olarak, zaten verilmiş taahhütleri sürdürme yükümlülüğünü taşımaktadırlar. Eğer bu cesaret gerektiriyorsa, bu cesaret gösterilmelidir. Türkiye nin, sürmekte olan krize, tüm AB üyesi ülkeler ve mevcut AB adaylarının hepsinden değilse de çoğundan daha iyi dayanmış olması ve halen dayanmakta olması da ilginçtir. Bu gerçeği ve toparlanmaya başlayan bir Avrupa da iş yokluğunun, temel işleri yerine getirecek ve bizim refahımızın ve emekli maaşlarımızın faturasının ödenmesine yardım edecek işçilerin yokluğuna dönmesi durumunda -ki dönecektir-, Türkiye nin oynaması fiilen garanti olan pozitif rolü baltalamak, ancak en cahilinden bir sorumsuzluğun divaneliği olabilir. Üstelik Türkiye nin son beş yıldaki olağanüstü büyüme hızı, her ne kadar aynı hızla olmasa da, beklenen üyelikten önce GSMH nin ikiye ya da üçe katlanması noktasına kadar yoluna devam edeceğe benzemektedir. 4 Kısa denemelerden oluşan bu kısa derlemede bazı boşluklar da var. Bunlardan biri, bahislerin gayet yüksek seyrettiği ve anlatıların sürekli değiştiği enerji konusu. Bir diğeri de, Müslüman göçmen nüfusu sürekli artan bir Avrupa ve Müslüman toplumda demokrasiyi yaşatan yeryüzünün yegâne ülkelerinden ve dünyanın 17. büyük ekonomik gücü olan bir Türkiye arasında köprü oluşturmanın stratejik ve toplumsal önemi. Özellikle AB okurlarının Hakan Yılmaz ın denemesi üzerine dikkatle düşünmesi gerektiğine inanıyorum. Söz konusu deneme, Türkiye nin I. Dünya Savaşı ndan sonra Avrupa dan Avrupai değerleri, ilkeleri ve hukuk sistemlerini aldığına, ancak Avrupa nın II. Dünya Savaşı ndan sonra standartlarını, değerlerini ve yasalarını değiştirmesi üzerine, Türkiye seçkinlerinin on yıllar boyunca değişime karşı başarılı bir mücadele yürüttüğüne işaret ediyor. Ve bu durumun, AB üyeliği beklentisiyle, ancak şimdi değişip değişmeyeceğini sorguluyor.

7 Türkiye Avrupa Birliği ne Canlılık ve Coşku Getirecek Carl Bildt İsveç Dışişleri Bakanı Avrupa Birliği ve Türkiye, 3 Ekim 2005 te katılım müzakerelerini başlattıklarında, bu, Birlik üyelerinden 1957 Roma Antlaşması nda ve 1993 Kopenhag kriterlerinde yazılanların hala geçerli olduğu konusunda gelen açık bir mesajdı. Bu mesaj, gücünü Avrupa devletleri arasındaki giderek artan işbirliğinden alan açık bir birlik olan Avrupa Birliği, müktesebatını kabul eden tüm Avrupalı ülkelere açık olduğu idi. Geride bıraktığımız beş genişlemeye yön veren temel ilke bu olmuştur; ben Hırvatistan la sürmekte olan müzakelerde de, Batı Balkan ülkeleriyle girilecek süreçte de temel ilkenin bu olacağından kesinlikle eminim. Ve birkaç üye ülkedeki bazı tereddütlere rağmen- reform süreci tamamlandığında, AB nin Türkiye ye karşı olan yükümlülüklerini yerine getirmemesi için geçerli hiçbir sav göremiyorum. Özellikle konu reform sürecine geldiğinde, Türkiye nin katılımına ilişkin olarak bugün zaman zaman söylenenleri fazla büyütmemek gerekiyor. Reformlar tamamlanıp başarıyla hayata geçirildiğinde, bugünkünden çok farklı bir ülkeyle; insan haklarının çok fazla ağırlık kazandığı ve tabandan yükselen çözümlerin giderek daha çok şey ifade ettiği, tepeden inme müdahalelerin ise zemin kaybettiği bir Türkiye ile karşılacağız. Karşımızda, askeriyenin tıpkı diğer tüm demokrasilerdeki gibi bir rol oynadığı ve yargının insan haklarıyla bireysel özgürlükleri savunduğu bir ülke olacak. O zaman böyle bir Türkiye, Avrupa ailesinin, birliğe katılan herkesle aynı haklara sahip, eşit bir üyesi olarak görülecektir. Önümüzdeki en kritik meselelerden biri kuşkusuz, Türkiye nin katılım süreci. Ben, Prag da olduğu gibi Türk Parlamentosu nda da Türkiye nin üyeliğinin ve devam eden reformların Avrupa için iyi ve Türkiye için hak olduğunu belirten Başkan Obama ya katılıyorum. 5 Türkiye nin daha şimdiden Amerika Birleşik Devletleri nden sonra Avrupa Birliği nin ikinci en önemli stratejik ortağı olduğunu savunuyorum.

8 Avrupa Birliği için önemli olan sadece ülkenin büyüklüğü ve stratejik önemi değil. Ben ayrıca, Türkiye nin daha şimdiden Avrupa Birliği nin Amerika Birleşik Devletlerin den sonraki ikinci en önemli stratejik ortağı olduğunu da savunuyorum. Bu kısmen Türkiye nin kendi içindeki değişimlerden ve onun bölgesel bir aktör olarak oynadığı rolün giderek artan öneminden, kısmen de geçtiğimiz Ağustos ta Gürcistan ı işgalinden beri Rusya yla bozulan ilişkilerden kaynaklanıyor. Avrupa için bir bütün olarak Doğu Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinin önemi aşikar. Tarih bu konuda yeterince şey söylüyor, ama bölgenin Güneydoğu Avrupa için gelecekte taşıyacayağı anlam da ondan aşağı değil. Burası, günümüzün çatışmaya en gebe bölgesinin bitişik komşusu ve Ortadoğu ile Orta Asya dan yapılan petrol ve doğal gaz ithalatının transit bölgesi. AB üyeliğine uygun şekilde modernleşmiş yeni Türkiye, müreffeh ve özgür bir toplum inşa etme açısından büyük fırsatlar sunacak. Öte yandan birliğe canlılık ve coşku da katacağı gibi, özgül perspektifiyle Avrupa Birliği politikalarını da zenginleştireceğine eminim. 6 Türkiye nin AB üyeliği, geçmişin farklılıklarının üstesinden gelmenin, geleceği inşa etmenin Avrupa yolu olduğunu; toplumlarımızın -ister Hristiyan, ister Müslüman olsun- sahip oldukları kültürel ve dini gelenek farklılıklarının bir çatışma kaynağı değil de, yaratıcılık kaynağı olabileceğini gösterecek. Türkiye nin Kafkaslar, Orta Asya ve Ortadoğu konusunda sahip olduğu derin bilgi ve taşıdığı sorumluluk, AB nin Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası nı muhakkak zenginleştirecek. Ama bunun yanısıra, Türkiye nin AB üyeliği, geçmişin farklılıklarının üstesinden gelmenin, geleceği inşa etmenin Avrupa yolu olduğunu; toplumlarımızın -ister Hristiyan, ister Müslüman olsun- sahip oldukları kültürel ve dini gelenek farklılıklarının bir çatışma kaynağı değil de, yaratıcılık kaynağı olabileceğini gösterecek. Bu aynı zamanda dünyanın geri kalan kısmına da, açık Avrupa mızın ve diyaloğa, saygıya ve anlayışa dayalı bir gelecek kurabilmek için, geçmişin çatışmalarının ve şimdinin zıtlaşmalarının üstesinden gelmede bir güç olma isteğimiz başta olmak üzere- niteliklerine dair de güçlü bir mesaj gönderecek. Türkiye yi kabul edip etmeme meselesi, sonunda gelip, bizim başka kültür ve geleneklerden gelen ülkelerle işbirliğine ve aynı zamanda, onlara geleceğe

9 dair esin kaynağı olmaya - gerçekten açık bir Avrupa kurmaya mı, yoksa kültürlerle ve en nihayetinde ülkelerle- uzun dönemli bir zıtlaşmaya mı kayacağımız sorusuna dayanacak. Şurası çok açık ki, Türkiye nin eninde sonunda Avrupa Birliği üyesi olması konusunda, ahlaki taahhüdümüz kadar, son derece ciddi stratejik bir çıkarımız da bulunuyor. Eğer kapsayıcı nitelikteki Birliğimizi muhafaza etme görevini yerine getiremezsek, sonunda kendimizi Avrupa nın sınırlarını çizmenin yıkıcı ve tehlikeli sürecine kapılmış buluruz. Avrupa nın doğusunu gösteren kalın kalın çizgiler çekilmiş haritalar çizmek, Roma Antlaşması ndan bu yana edinilen bir çok tarihsel kazanımı riske atacak bir süreçtir. Böyle bir süreç, bu çizgilerin öteki tarafında kalmaktan korkan bölgeler ya da uluslar üzerinde silinmez izler bırakacaktır. Ne denli zayıf ya da cılız olursa olsun, eğer Avrupa yla bütünleşme ışığı sönerse, ortada ırkçı milliyetçiliğin ya da başka efendilere itaat isteyen güçlerin cirit atmaya başladığını görmemiz işten bile olmayacak. 7 Eğer bu gerçekleşirse, söz konusu haritaların üzerindeki sınırlar bizi asla, o sınırların ötesinde olup bitenlerin sonuçlarından koruyamayacak. İşte o zaman Açık Avrupa yavaş yavaş bir Avrupa Kalesi ne dönüşecek ve bugünkü birliğin yumuşak gücü ortadan kalkacak. Önümüzdeki genişlemelerin gelecek yıllarda nasıl ele alınacağı, geleceğin Avrupası için ciddi sonuçlar getirecek. Bence bizim, Batı Balkanlar daki ülkelerin Avrupa yla bütünleşmesi yolunda ahlaki bir sorumluluğumuz var ve ilerlemenin yolu belli koşulları yerine getirmekten geçse de, bizler bu koşulları yerine getirmelerinde onlara yardımcı olmak için elimizden gelen gayreti göstermeliyiz. Şurası çok açık ki, Türkiye nin eninde sonunda Avrupa Birliği üyesi olması konusunda, ahlaki taahhüdümüz kadar, son derece ciddi stratejik bir çıkarımız da bulunuyor. Türkiye nin üyeliği, ülkenin Avrupa doğrultusunda modernleşme sürecinin zirveye ulaşması anlamına geleceği gibi, bütün Doğu Akdeniz ve Karadeniz bölgesindeki istikrar beklentileri üzerinde de, kesinlikle olumlu bir etki yapacak. Birliğin geleceği açısından, çok az sayıda konu, bundan daha büyük bir stratejik öneme sahip.

10 Türkiye nin AB ye Katılımı: Bir İnanç Meselesi Mi? Norbert Walter Deutsche Bank Baş Ekonomisti 8 Batı dünyasının aydınlanmış toplumlarında, kendinize ait sağlam tezler ortaya koyduğunuzda, karşınızdaki insanları düşüncelerini değiştirmeye ikna etmenin mümkün olduğuna dair, değişmez bir inanış vardır. Batı üniversitelerinde eğitim almış entelektüellerin motivasyonu başka ne olabilir ki? Evet, onlarca sohbet programının şu yanlış görüşten geçindiği doğrudur: Gösterinin sonunda, tezlerin doğruladığı bir pozisyonun, en azından daha ikna edici olduğu sanılır. Durumun genellikle böyle olmadığı gerçeği, tezlerin gücüne olan inancı hiçbir biçimde azaltmaz. Bu yanlış anlayışın sürmesinin temelinde, bir kendini aldatmanın olduğu inkar edilemez: görüşlerimizin olgulara ve bilgiye dayandığına inancımız tamdır. Oysa gerçeklik farklıdır: çoğu vakada görüşler tezi takip etmez, tez görüşlerin ardından gider. Üstelik bu yeni bir görüş de değil: iletişim araştırmaları alanına son derece önemli bir katkı yapan, Avusturya doğumlu Amerikalı Paul F. Lazarsfeld, daha 1940 ta İnsanların Seçimi adlı tebliğinde, seçmenlerin esas olarak kendi siyasi kanaatlarini destekleyen bilgilere ilgi duyduğunu ifade ediyordu. Son olarak, Jürgen Habermas tan beri bilgiyle ilgi arasındaki ilişki, sosyolojik kuramın ayrılmaz bir parçası olmuştur. Türklerin yeniden Viyana kapılarına dayanacağından ve Batı nın düşüşe geçeceğinden korkan muhafazakar sabit fikirliler kendilerini Batı uygarlığını kurtaracak son savaşçılar zannetmektedir. Tezleri peşin hükümlü fikirlerin arkasına saklanması en çok, söz gelimi aile politikası, sosyalizm mi yoksa kapitalizm mi, nükleer enerji ve Türkiye nin Avrupa Birliği ne katılımı - gibi ilke meseleleri tartışıldığında belirgin hale gelir. Özellikle Türkiye söz konusu olduğunda, ilk bakışta tartışma gibi görünen bir tür din savaşı gözler önüne serilmeye başlar. Daha yakından bakıldığında, çekişenlerin yalnızca kendi kanaatlerini desteklemek üzere kanıt toplamaya girişen yeminli dogmacılar olduğu görülür. Birbirine sokulma ihtiyacı duyan Eski Sol, bu tartrşmada Çokkültürlülük Projesi ni Avrupa

11 çapında sahneleme şansı görmektedir. Türklerin yeniden Viyana kapılarına dayanacağından ve Batı nın düşüşe geçeceğinden korkan muhafazakar sabit fikirliler ise kendilerini Batı uygarlığını kurtaracak son savaşçılar zannetmektedir. Her iki taraf da Türkiye nin katılımının önemini anlamaktan uzaktır. Türkiye nin AB üyeliğini desteklemekteki başlıca motivasyon, sadece AB yi daha renkli ya da çeşitli hale getirmek olamaz. Etrafımızdaki dünya her zamankinden daha da hızlı değişirken, fiyatı ne olursa olsun statüskoyu korumanın ve Avrupa yı bir müzeye dönüştürmenin bedelini kaldıramayız. Dahası, giderek ortadan kalkmaya başlayan Hristiyan dünyasının sözcülüğüne savunmak bizim motivasyonumuz olamaz. Bize düşen, daha ziyade önümüze çıkan tarihi bir fırsatın, AB yi daha büyük bir siyasi ve iktisadi güçle donatma, yeni pazarlar açıp yeni müttefikler edinme, AB ye taze bir kan getirme ve bunu sürdürme fırsatını tartıp, muhtemelen kabul etmektir. Etrafımızdaki dünya her zamankinden daha da hızlı değişirken, fiyatı ne olursa olsun statüskoyu korumanın ve Avrupa yı bir müzeye dönüştürmenin bedelini kaldıramayız. 9 Her fırsat gibi Türkiye nin katılımı da, sunduğu fırsatlara karşı tartılması gereken riskler barındırmaktadır. Halihazırdaki olaylara söz gelimi Hristiyanlara karşı hoşgörüsüsüzlük gibi- dikkat çekerek katılımı reddeden herkes, Avrupa nın gelişimini kamçılayanın, bütünleşme sürecinin kendisi (örneğin, Portekiz ve İspanya daki çoğulculuk ve demokrasi) olduğunu bilerek görmezden gelmektedir. Aynı mantık sık sık öne sürülen, Türkiye nin AB ye katılımının getireceği yapısal ve tarımsal transferlerden kaynaklanacak maliyetler konusunda da geçerlidir. Ancak bütünleşmemenin de kuşkusuz bütçe kalemlerinin ötesine geçen ve güvenlik ve siyasetle ilgili maliyetleri içeren fırsat maliyetleri vardır. Bize düşen, daha ziyade önümüze çıkan tarihi bir fırsatın, AB yi daha büyük bir siyasi ve iktisadi güçle donatma, yeni pazarlar açıp yeni müttefikler edinme, AB ye taze bir kan getirme ve bunu sürdürme fırsatını tartıp, muhtemelen kabul etmektir.

12 Birkaç ay önce yayınlanan bir çalışmada, başka birçok nedenin yanısıra, Türkiye nin, etkileyici bir büyüme trendi gerçekleştirme şansının yüksekliği bakımından da AB ye katılımı lehinde görüş bildirdim. Ekonomik ve finansal krizin derinliği kuşkusuz bu coşkuya hiç değilse kısa vadede- gölge düşürmüş bulunuyor. Bununla beraber Türkiye nin orta vadeli görünümü hiç bozulmadan kalmıştır. Eğer ülkedeki siyasi durum sarsılmazsa ki AB ye katılım beklentileri, bunun önemli bir çıpasıdır- Türkiye nin ekonomik potansiyeli, sürekli yüksek büyümenin yolunu açmış demektir. Bu beklentiler, katılım hususunun bir causa finita olarak kabulü için yeterli midir? Hayır, Türkiye nin AB ye katılımı üzerine açık bir tartışma mümkün olmalıdır ve bu kaçınılmazdır. Ancak, belki daha az ideolojik bir yaklaşım tartışmaya yarar getirecektir. Her iki tarafın da biraz daha gevşek bir tutum sergilemesi, değişime daha açık bir ortam, ve görüşlerini ortamdaki değişikliklere uydurma konusunda isteklilik yararlı olacaktır. Birleşme sonrası Almanyası, Adenauer dönemi Almanyası ndan ne kadar farklıysa, bugünün Türkiyesi de 1950 ler Türkiyesi nden o kadar farklıdır. Karşılıklı iktisadi ve kültürel ilişkilerin değerinin daha iyi anlaşılması, Türkiye için de AB için de çok faydalı olacaktır. Pek çok inisiyatifi başlatarak zaten varolan işbirliğine görünürlük kazandırdıkları için Türkiye deki ve özellikle Almanya daki Türk firmalarına müteşekkirim. 10 Türkiye nin Avrupa Birliği ne üye olmasının reddi, halen iki ana teze dayandırılmaktadır: Birincisi, Türkiye topraklarının sadece yüzde 5 inin Avrupa da bulunması. Bu su götürmez bir olgudur. Ancak bizim topluluğumuzun siyasi ve iktisadi geleceği açısından bu kadar önemli bir kararı, keyfi bir sınıra dayandırmamız saçma olur. Tarih ve kültürümüz bu sınırın geçilmesinden büyük fayda görmüştür: Homeros, Büyük İskender ve R oma imparatorları bunun kanıtıdır. İkinci tez, AB nin halihazırda siyasi olarak daha fazla üyeyi kabule hazır olmadığıdır. Ancak bu Türkiye nin sorunu değil, AB nin sorunudur. Eğer Türkiye nin katılımı üzerinde dönen tartışma Avrupa nın daha kolay ayak uydurabilen, daha esnek ve daha kolay yönetilebilir hale gelmesine katkıda bulunursa, Avrupa nın dünyadaki göreli ağırlığı büyük ölçüde artar. Başarı şansı ise yüksektir. Eğer AB istikametinden şaşmaz ve Türkiye de reform rotasından sapmazsa, Türkiye Avrupa Birliği ne 15 yıl içinde katılabilir. Fransa nın, tam üyeliğe sebebiyet verecekleri gerekçesiyle sonradan çeşitli fasılların açılmasını engelleme kararı, köklü ve güvenilir uluslararası davranış kurallarına ters düşmektedir.

13 AB ve Türkiye, 1960 lardan bu yana birlikte pek çok şey başarmıştır. Dolayısıyla, bu ilişkinin potansiyelinden sonuna kadar yararlanma fırsatını sersemce heba edemeyiz. Horst Köhler in, sözleşmelere uyma kuralının, Avrupa kültürümüzün bir parçası olduğu biçimindeki duruşu, tez peşinde koşan, ideolojik yaklaşım sahiplerinin tümüne ilham vermelidir: Ahde vefa ilkesi. Türkiye örneğinde bu, Avrupa devlet ve hükümet başkanlarının, Türkiye nin AB yle katılım görüşmelerine başlamasında hemfikir oldukları anlamına gelir. Katılım müzakereleri yürümektedir. Avrupa ve Türkiye nin yapacağı en iyi şey işbirliğine gitmek, karşılıklı birşeyler öğrenmek ve birlikte ilerlemektir; benim yeni Avrupa dan dilekler listemde bunlar var. Fransa nın, tam üyeliğe sebebiyet verecekleri gerekçesiyle sonradan çeşitli fasılların açılmasını engelleme kararı, bu köklü ve güvenilir uluslararası davranış kurallarına ters düşmektedir. 11

14 İstikrarlı Bir Doğu Akdeniz Paulina Lampsa PASOK Partisi Uluslararası İlişkiler Sorumlusu, Türk-Yunan Forumu Üyesi Türkiye nin Avrupa beklentileri önündeki somut engellerin Türkiye-Yunanistan husumetinin sürmesi ve Kıbrıs sorunu olduğu, son on yıl içinde iyice ortaya çıktı. Birçok Avrupalı karar alıcı, Kıbrıs sorunu çözülmeden ve Türkiye- Yunanistan ilişkileri normalleşmesi yönünde somut bir gelişme görülmeden, Türkiye nin AB üyeliği hedefine ulaşmasının muhtemel olmadığının altını çizmekteler. Bu tür varsayımlar, kuşkusuz zaman zaman Türkiye nin AB ye tam üyelik beklentileri konusuna büyük bir şüpheyle yaklaşan Avrupa hükümetlerinin başka gündemlerini gizliyor. Yine bazı Avrupa hükümetlerinin, ellerine fırsat geçtiğinde Türkiye- Yunanistan ilişkilerini ve Kıbrıs meselesini genişleme sürecini engellemek için kullanabilecekleri de çok net. 12 Bu bağlamda Türkiye nin AB ye katılımı yolundaki asıl açılımın, Aralık 1999 da toplanan Helsinki Avrupa Konseyi nde alınan tarihi karar olduğunu hatırlamak gerekiyor. Konsey, AB-Türkiye ilişkilerinin gelişmesine ivme kazandırmak yönünde atılmış koca bir adım olan bu kararı almakla, Yunanistan ın Türkiye ve AB konusundaki geleneksel veto siyaseti ne bir son verdi. Bu, Helsinki kararının, Türkiye nin Avrupa beklentileri, Türk-Yunan ilişkilerinin normalleşmesi ve Kıbrıs sorununun çözümü arasında bağ kurmasıyla mümkün oldu. Sonuçta, Türkiye nin AB üyeliği yolundaki ilerleyişi, Türk-Yunan ilişkileri ve Kıbrıs taki ilerlemeye ilişkilendirilmiş oldu. Atina, daima Türkiye yi tarihi baş düşmanı olarak gören bir siyasal kültür içinde işgörmek zorunda kalmıştı. Yunanistan ın, dış politikasını rasyonelleştirmesi ve siyasi seçkinlerinin dünya görüşünü dönüştürmesi için büyük bir çaba gerekti. Yunanistan ın AB-Türkiye ilişkileri karşısındaki politikasını değiştirmesine yol açan unsurlar nelerdi? Birincisi, 1996 Kardak krizinin iki ülkeyi savaşın eşiğine getirmesiydi. Bu olay, açık anlaşmazlık konularından kaynaklanan tehlikeleri gözler önüne serdi.

15 O sırada yeni kurulmuş olan PASOK hükümeti anlaşmazlıkların yönetiminin, tehlikeli bir krizi önlemeye yetmediğini gördü. Bir anlaşmazlık çözme politikası da gerekliydi. İkincisi, dış politikasına yeni bir yaklaşım getiren Yunan hükümetinin, Yunanistan ın bölgedeki ve Avrupa daki rolü çerçevesinde pro-aktif bir politika formüle etmesiydi. İki taraflı yerine çok taraflı bir yaklaşımı yeğleyen hükümet, özellikle Türkiye ye karşı olan tutum ve politikalarını değiştirmede siyasi cesaret gösterdi. Atina, daima Türkiye yi tarihi baş düşmanı olarak gören bir siyasal kültür içinde işgörmek zorunda kalmıştı. Yunanistan ın, dış politikasını rasyonelleştirmesi ve siyasi seçkinlerinin dünya görüşünü dönüştürmesi için büyük bir çaba gerekti. Bazı Avrupa hükümetlerinin, ellerine fırsat geçtiğinde Türkiye-Yunanistan ilişkilerini ve Kıbrıs meselesini, genişleme sürecini engellemek için kullanabilecekleri çok net. Üçüncü olarak, Yunanistan ı avrobölgesine sokma çabaları, onun dış politikası üzerinde de olumlu etkiler yaptı. Daha önce de işaret edildiği gibi Yunanistan ın politikası yavaş yavaş Avrupa doğrultulu bir hale geldi. Dolayısıyla Yunanistan, kollektif Avrupa yaklaşımı içinde iş görmeye başladı. 13 Dördüncüsü, hem Atina da hem de Lefkoşa da, Kıbrıs sorununun ancak Avrupa çerçevesinde çözülebileceğinin giderek daha fazla anlaşılmasıydı. Yani, Kıbrıs ın Avrupa umutları, sorunu çözme sürecini yeniden harekete geçirmede bir katalizör olabilirdi. Beşincisi, Kardak krizinden sonra iki ülkede de, sivil toplumun farklı kesimleri arasında yatay bağlar geliştirme gereğinin apaçık ortaya çıkmasıydı. O noktaya kadar toplumsal düzeyde hiçbir kesim arasında gerçek bir işbirliği olmamıştı. Bu çoklu yatay yakınlaşmalar yolunun mimarı, iki komşu ülkenin uzun vadeli bir barış içinde bir arada yaşamasının, ancak böyle bir yaklaşımla mümkün olabileceğine inanan, o sıradaki Dışişleri Bakanı George Papandreou ydu. Türkiye ve Yunanistan Dışişleri Bakanları İsmail Cem ve George Papandreou, Haziran 1999 da, ekonomi, göç, turizm, çevre, kültür ve STK lar gibi sektörlerde işbirliğini teşvik eden bir anlaşma imzaladılar. Böylece, Türk Yunan Forumu gibi ikinci yol diplomasisi gruplarının ve akademisyenler, medya mensupları, iş dünyası dernekleri, kadın örgütleri, öğrenciler ve yerel yönetimler ağlarının kurulmasının da önü açılmış oldu. Bu ağlar deprem diplomasisi olarak adlandırılan şeyi gerçek bir başarıya dönüştürmede etkili oldular ve bu başarı da, karşılığında, Türk- Yunan ilişkilerinin zaman içinde gelişmesine yardımcı oldu. Bütün bu gelişmelerin

16 sonuçları neler oldu? Başlıca sonuç, AB- Türkiye ilişkilerinde, çok daha ümit verici, yeni bir dönemin açılmasıydı ki bu da karşılığında Türkiye-Yunanistan ilişkilerinin çerçevesini çizdi. Aynı derecede önemli bir başka gelişme, donmuş olan Kıbrıs sorununun buzlarının çözülmesi ve adanın Avrupa beklentilerinin, hem uluslararası camianın, hem de Kıbrıslı Türklerin ve Rumların çabalarını, soruna kapsamlı bir çözüm bulunması yönünde seferber etmelerinin itici gücü olmasıydı. Dahası, Helsinki süreci sivil toplum düzeyinde karşılıklı algıların dönüşmesine de yol açtı. Yani giderek bir karşılıklı anlayış ve güven kültürü oluştu. Bu da, ileriki yıllarda gayet çarpıcı sonuçlar veren yeni iktisadi işbirliği yollarının yanısıra, kıta sahanlığı ve irtibatlı konuların araştırılmasına yönelik görüşmelerin ve bir dizi Güven Artırıcı Önlem in formüle edilmesinin de kapısını açtı. Helsinki sonrası dönemde, Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs ve AB yi bir kazan-kazan senaryosuna götürebilecek tek yol, istikrarlı ve güvenli bir Doğu Akdeniz bölgesi için yeni bir stratejik vizyon ortaya koymaktır ten bu yana, Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde hiçbir büyük adım atıldığını görmedik. Yeni hükümetin Başbakanı Kostas Karamanlis in, Yunan dış politikasının özellikle Türkiye ye yönelik genel ilkelerini resmen reddetmediği doğrudur. Ancak, bu hükümet dış politika konularında daha geleneksel bir yaklaşımla iktidara gelmiştir. Simitis-Papandreou politikasının aksine, çok taraflı değil de ikili ilişkiler düzeyi vurgulanmaktadır. Simitis-Papandreou ikilisinin pro-aktif politikasından esasta vazgeçilerek bekle gör yanı ağır basan, daha edilgen bir politika benimsenmiştir. Bu politika da kapsamlı bir dış siyaset stratejisinden günlük konuların yönetimine geçilmesini getirmiştir. Dolayısıyla Karamanlis hükümeti 1999 Helsinki mirasından, bekleyen Türk-Yunan meselelerine çözüm bulma yönünde yararlanmayı ve üzerine birşeyler koymayı becerememiştir. Sonuçta: 1. Yatay sivil toplum bağlarını pekiştirme yönündeki çabalar donduruldu. 2. Temel sorunların çözümünün araştırılmasına yönelik görüşmeler devam etse de, hiçbir ilerleme sağlanmıyor gibi görünmekte. 3. Hiç ilerleme olmamasından avantaj sağlamak için, meydan katı milliyetçi çevrelerin Yunanistan ile Türkiye arasındaki eski önyargıları hortlatmasına bırakılmıştır. 4. Kıbrıs sorunu konusunda, başlangıçta müzakere sürecine dahil olma konusunda ağırdan alan hükümet, Kıbrıs Rumları nın Nisan 2004 te Annan Planı nı reddetmesi üzerine, iyice ayak sürümeye başlamıştır.

17 Her ne kadar Yunanistan, Türkiye nin AB ye katılımının en istikrarlı destekleyicilerinden biriyse de, bu ataletin sonunda iş, Türkiye nin üyeliği önüne gerçek engeller çıkarılmasına kadar varabilir, özellikle de mevcut Kıbrıs görüşmelerinde hiçbir atılım olmazsa. Ankara nın AB ye katılımının engellenmesinin, Türkiye deki demokratikleşme sürecine yardımcı olmayacağı muhakkaktır. Bu aynı zamanda, Türk toplumunun Batı ya yabancılaşması yönünde gerçek bir tehlike doğuracak ve eğer Türkiye nin AB ye katılımı engellenirse, totaliter, köktenci ve yabancı düşmanı akımlar güçlenecektir. Türkiye de son yıllarda kaydedilen siyasi alanın güçlenmesi, dinamik bir sivil toplumun doğması ve çeşitli tabu konuların kamuoyunda tartışılmaya başlanması gibi ilerlemeler, AB kriterlerini yerine getirme çabalarına bağlanabilir. Bu yüzden, Avrupa ya sırt çevirmiş bir Türkiye nin batılı jeopolitik çıkarlar açısından bir istikrarsızlık unsuru olabileceğini görmezden gelmek de zordur. Katılım müzakerelerinin açık uçlu karakteri, Türkiye nin Avrupa standartlarına ve müktesebatına uymak için gereken adımları atmadan, AB nin tam üyesi olamayacağına işaret etmektedir. Ancak Türkiye ye, müzakerelerin sonucu hakkında zamanından önce olumsuz mesajlar vermek, sadece amaca ters sonuçlar doğurur. Halihazırdaki açmazdan çıkabilmek için, ilgili tüm siyasi aktörlerin: a) Güneydoğu Avrupa, Ortadoğu ve Kafkaslar daki bölgesel gelişmeleri; b) bir bütün olarak AB ve Avrupa-Atlantik ailesinin stratejik önceliklerini dikkate alması gerekmektedir. Helsinki sonrası dönemde, Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs ve AB yi bir kazan-kazan senaryosuna götürebilecek tek yol, istikrarlı ve güvenli bir Doğu Akdeniz bölgesi için yeni bir stratejik vizyon ortaya koymaktır. 15 Bunun Avrupa nın da çıkarına olduğu açıktır ve böyle bir yaklaşım aynı zamanda, İsrail-Filistin çatışması dahil diğer bölgesel anlaşmazlıkları çözme çabaları bakımından da temel teşkil etmektedir. Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümü, çok kültürlü toplumların birarada varolmasının sadece mümkün olmakla kalmayıp, barış ve istikrarın da temeli olduğunun çok sağlam bir göstergesi olacaktır. Yunanistan ve Kıbrıs açısından, yüzünü Avrupa dan çevirmiş bir Türkiye, ne yapacağı kestirilemez ve tehlikeli bir komşu olabilir. Bütün bu nedenlerle Yunanistan-Türkiye-Kıbrıs üçgenini, Türkiye nin Avrupa yolunu açacak, bölgesel bir barış üretim laboratuvarına dönüştürme yolunda insiyatif almak ve yaratıcı politikalar üretmek büyük önem taşımaktadır.

18 Avrupa nın Değişen Paradigmalarında Türkiye nin Yeri Hakan Yılmaz Boğaziçi Üniversitesi Türkiye nin Avrupa haritasına dahil edilip edilmemesini belirleyen en önemli tarihsel unsurlar hala I. Dünya Savaşı, II. Dünya Savaş ve Soğuk Savaş olmaya devam etmektedir. Bu nedenle bu savaşların tesis ettiği, etrafa saçtığı ve hakim kıldıkları kadar tahrip ettiği, geçersiz kıldığı ya da savunulamaz hale getirdiği paradigmalara da daha yakından bakmakta yarar var. Kısaca denilebilir ki Türkiye I. Dünya Savaşı ndan sonra ortaya çıkan Avrupa paradigmasına (siyasi değer, tutum ve kurumlara) ayak uydurmayı becermişken, II. Dünya Savaşı ndan sonra ön plana çıkan Avrupa paradigması alanının büyük ölçüde dışında kalmıştır. Soğuk Savaş sonrası dönem ise, kendi adına, Türkiye deki siyasi rejim ve toplumsal kültürün Avrupa yla yeniden aynı zaman dilimine buluşması için post-modern bir fırsat penceresi yaratmıştır. 16 I. Dünya Savaşı nın sonunda ve iki dünya savaşı arası dönemde, Türkiye Avrupa yla az çok tamam bir paradigmatik eşzamanlılık yaşadı, ancak II. Dünya Savaşı nı müteakkiben bu eşzamanlılığın bozulduğu bir döneme girerek Avrupa paradigmasından saptı. I. Dünya Savaşı sonrasında, Kemalist reformların da bir sonucu olarak, siyasi kurumları, eğitim sistemi, hukuk sistemi, sembolizmi ve ideolojisiyle dönemin Batı Avrupa sının siyasi-kültürel gelişmelerine ayak uydurmayı başaran Türkiye hakkında yazan Avrupalı yazarlar, aslında Atatürk dönemi Türkiyesi ne, ülkenin Batılılaşma anlamında ulaşabildiği en ileri nokta olarak bakar ve 1950 sonrası Türkiye sinin, çeperdeki güçlerin ulusal siyasete ağırlığını koymasıyla Batılılaşmadan kopmaya başladığını ve siyasal kültür, tutum ve kurumlarının yeniden bir gelenekselleşme sürecine girdiğini iddia ederler. I. Dünya Savaşı nın ardından, Batı Avrupa da önde gelen siyasal-kültürel değerler ve kurumlar neydi? Bunların başında devletçilik (modern bir devletin kurulması), milliyetçilik (devletin bir millet ve bir de milli ekonomi kurması), cumhuriyetçilik (mutlakiyet karşıtlığı) ve laiklik (siyasi topluluğun ana kurucu ilkeleriyle dünyayı anlama ve anlamlandırmanın temel öncüllerinin dinden değil akildan türemesi) gelmekteydi ler ve 1930 lar, faşizm ve komünizm vasıtasıyla zirveye ulaşan devletçilik ve milliyetçiliğin, altın yıllarıydı. Bu zaman zarfında, ön planda olan kalkınma ve devletti; demokrasi ve birey değil. Ve gerek siyasal-kültürel, gerek günlük yaşam değer ve kurumları bakımından Kemalist Türkiye ile Batı Avrupa arasındaki eşzamanlılık kurulması, yine bu zaman zarfında başlamıştı. Bu eşzamanlılık, en aşikar biçimiyle kendini, bazı temel

19 yasaların, özellikle Medeni Kanunun asıl gövdesinin doğrudan doğruya Batı Avrupa dan alınmasında gösterir. Aslında, dönemin İlk Feminizm Dalgası nın yansıması çerçevesinde yürürlüğe konan ve daha sonraları Türkiye de Kemalist Feminizm olarak nitelenen kadın hakları alanı itibariyle Türkiye, o sırada birçok Avrupa ülkesinden daha eşitlikçi olan hukuk sistemiyle övünmekteydi. Türkiye deki siyasi rejim ve toplumsal kültürün Avrupa yla yeniden aynı zaman dilimine buluşması için post-modern bir fırsat penceresi bulunmaktadır. II. Dünya Savaşı ndan sonra, faşizmin yenilgiye uğratılmasının ve Sovyet sisteminin Doğu Avrupa yı kapsayarak içine kapanmasının ardından, Batı Avrupa devleti, devletçiliği, milleti ve milliyetçiliği eleştiren yeni bir siyasalkültürel yolu arşınlamaya ve insan hakları, azınlık hakları ve demokrasiyi ön planda tutmaya başladı. Bu evrenin en somut göstergelerinden biri, 1960 lar boyunca imzalanan ve daha sonra da Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi gibi örgütlerce onanan, temel haklar ya da negatif haklar kavramının çok ötesine geçen, ekonomik ve sosyal haklar, kültürel haklar, kadın hakları ve çocuk hakları gibi pozitif haklar bildirgeleridir. Kısaca, I. Dünya Savaşı ndan sonra devlet, millet, kalkınma ve mutlakiyetçilik karşıtlığı olarak cumhuriyetçilik kavramları öne geçmişken, II. Dünya Savaşı ndan sonra bunların yerine devlet çıkarına ve genelde devlet kavramına karşı duyuian şüphe, totaliterlik karşıtlığı (faşizm karşıtlığı ve komünizm karşıtlığı), demokrasi, birey ve ulus-altı azınlıklar geçti. Ve Batı Avrupa nın II. Dünya Savaşı sonrası siyasal kültürünün altını çizen temel kavram, hiç şüphesiz haklar ya da insan hakları kavramı oldu. 17 İşte bu evrede, Türkiye Batı Avrupa nın yeni siyasal kültürüne ayak uydurmada güçlük çekmeye ve Türkiye ile Batı Avrupa nın siyasal değer ve kurumları arasındaki uçurum açılmaya başladı. Eşzamanlılıktaki bu bozulma kendini her alanda aynı derecede belli etmedi. Ama yine de, özellikle haklar alanında gayet barizdi. Haklar alanı, Tanzimat ve Sevr sendromları 1 yüzünden, halen Türkiye nin demokratikleşmesinin en temel ikilemlerinden birini teşkil etmektedir. Tanzimat ve Sevr sendromları, Soğuk Savaş ın komünizm karşıtlığının da eklenmesiyle, bir dizi negatif ve pozitif hakkın, özellikle de sosyal ve kültürel hakların, bu hakların ağır riskler içerdiğini düşünen Türk karar alıcılar tarafından kabulünü zorlaştırdı. Türkiye nin, I. Dünya Savaşı öncesi dönemin devletçilik, 1 Türkiye de Tanzimat ve Sèvr sendromlarının bir kavramsallaştırılması için, bkz. Hakan Yılmaz, Turkish Conservatism and the Idea of Europe, Between Europe and the Mediterranean: The Challenges and the Fears, Yay. Haz. Thierry Fabre ve Paul Sant Cassia, New York: Palgrave MacMillan, 2007, s

20 milliyetçilik ve devlet çıkarı kavramlarıyla belirlenen Avrupa siyasal kültürüne saplanıp kalan Avrupa ve Avrupalılık anlayışı, Avrupa nın II. Dünya Savaşı sonrası, haklar ve birey kavramları üzerine oturan yeni siyasal kültürüne uymakta güçlük çekmeye başladı. Bu noktada büyük bir çelişki açık seçik kendini ortaya koydu. Bir yandan, Türkiye nin henüz hala devlet kurma ve millet kurma süreçlerini tam olarak tamamlamadığı, yani bir başka deyişle I. Dünya Savaşı öncesi sorunlarını çözmeye kadir olamadığı ve bu yüzden II. Dünya Savaşı sonrası siyasi kültürüne kucak açmanın ülkeyi parçalara ayıracağı söyleniyordu. Ama öte yandan da, Türkiye nin, bunca şüpheyle bakılan ve tamamen II. Dünya Savaşı sonrası değerleri üzerine inşa edilmiş Avrupa Birliği ne girmeye tarihsel olarak hakkı olduğu öne sürülüyordu. Avrupa Birliği nin bir parçası olma sürecinin en önemli boyutu ve Türkiye yi tekrar Avrupa haritasına koymanın en can alıcı kriteri, siyasal değerler alanının tekrar eşzamanlı hale getirilmesidir. Uyum yasaları adı takılan yeni Medeni Kanun, Ağustos 2002 yargı reformları ve sonraki tüm reformlar, sözü edilen bu tekrar eşzamanlı hale getirmeyi en azından hukuk alanında gerçekleştirmeye doğru atılan adımların sonuçlarıdır. 18 Avrupa nın ve Türkiye nin onun içindeki yerinin resmi, Soğuk Savaş sonrası kuşak için değişmeye başladı. Herşeyden önce, 1970 lerin kuzey genişlemesi (İngiltere, İrlanda ve Danimarka) ve 1980 lerin güney genişlemesi (Yunanistan, İspanya, Portekiz) ile başlangıç fikrine zaten ihanet etmiş olan eski güzel Charlemagne Avrupası, 2004 te Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin de dahil edilmesiyle kelimenin tam anlamıyla yıkılmış oldu. İkincisi, coğrafya fikrinin kendisi değişmeye ve coğrafya bir yer olma anlamından giderek uzaklaşıp, daha çok bir uzam (space) anlamına gelmeye başladı. Soğuk Savaş sonrası kuşak, Avrupa yı birbirine komşu ülkelerden meydana gelen bütün bir fiziki yer olarak tasavvur etmekten çıkıp, onu adeta şehirler, bölgeler, web siteleri, caddeler, ırmaklar, otoyollar, internet tartışma grupları, spor müsabakaları, film festivalleri, müzik festivalleri, şarkı yarışmaları, iş merkezleri, havaalanları, tatil yerleri, sağda soldaki arkadaşlar, STK lar, akademik toplantılar, restoranlar ve müzelerden oluşmuş bir kırk yamalı bohça olarak görmeye başladı. Herşey bir ülkenin, bir şehrin, bir üniversitenin, bir müzenin, bir bireyin, yeni oluşan Avrupa uzamında kendine bir yer açmak için göstereceği çabaya ve kendisinin ne kadar donanımlı, duyargaları açık, istekli, yaratıcı, hayal gücü geniş ve maharetli olduğuna bağlıdır. Bu yeni, post-modern Avrupa uzamı, küreselleşme diliyle yeniden tanımlanmış bir Avrupa dır ve kendisi de doğmakta olan küresel uzamın bir parçasıdır. Yerden uzama geçişin maddi koşullarını, e-postadan SMS e ve Easy Jet e kadar

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1 ( STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1 Yeni Dönem Türkiye - Suudi Arabistan İlişkileri: Kapasite İnşası ( 2016, İstanbul - Riyad ) Türkiye 75 milyonluk nüfusu,

Detaylı

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı. TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ HAFTA 2 Roma Antlaşması Avrupa Ekonomik Topluluğu AET nin kurulması I. AŞAMA AET de Gümrük Birliğine ulaşma İngiltere, Danimarka, İrlanda nın AET ye İspanya ve Portekiz in AET ye

Detaylı

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - İtalya İlişkileri: Fırsatlar ve Güçlükler ( 2014 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen

Detaylı

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Polonya İlişkileri; Fırsatlar ve Riskler ( 2016 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen

Detaylı

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ STRATEJİK VİZYON BELGESİ ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ Ekonomi, Enerji ve Güvenlik; Yeni Fırsatlar ( 20-22 Nisan 2016, Pullman İstanbul Otel, İstanbul ) Karadeniz - Kafkas coğrafyası, tarih boyunca

Detaylı

Avrupalıların Müstakbel Bir AB Üyesi Olarak Türkiye ye Bakışları ve Türkiye nin Avrupalılaşma Sorunları

Avrupalıların Müstakbel Bir AB Üyesi Olarak Türkiye ye Bakışları ve Türkiye nin Avrupalılaşma Sorunları Avrupalıların Müstakbel Bir AB Üyesi Olarak Türkiye ye Bakışları ve Türkiye nin Avrupalılaşma Sorunları Merkezi Finans ve İhale Birimi AB ve Türkiye Arasında Sivil Toplum Diyaloğunun Geliştirilmesi Üniversiteler

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü

Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü AVRUPA BİRLİĞİNEDİR? Hukuki olarak: Uluslar arası örgüt Fiili olarak: Bir uluslararası örgütten daha fazlası Devlet gibi hareket

Detaylı

Avrupa Birliği Yol Ayrımında B R E X I T

Avrupa Birliği Yol Ayrımında B R E X I T Avrupa Birliği Yol Ayrımında B R E X I T 2016 Brexit, yani İngiltere nin Avrupa Birliği nden (AB) ayrılması olarak ifade edilen kavram, İngilizcede Britain (Britanya ve Exit (çıkış) kelimelerinin birleştirilmesiyle

Detaylı

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Fransa İlişkileri; Fırsatlar ve Riskler ( 2016 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen ekonomisi

Detaylı

ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ

ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ ÇERÇEVE SUNU Gülçiçek ÖZKORKMAZ Başkanlık Baş Danışmanı Mukim Özel Temsilciler Direktörü ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI ve TÜRKİYE ÜZERİNE

Detaylı

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme ( 2017-2021 Türkiye - Malezya ) Türkiye; 80 milyonluk nüfusu, gelişerek

Detaylı

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016 TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ No.12, ARALIK 2016 TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ NO.12, ARALIK 2016 ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI 30 Kasım 2016 Çarşamba günü Ortadoğu Stratejik

Detaylı

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 STRATEJİK VİZYON BELGESİ ( TASLAK ) TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Arjantin İlişkileri: Fırsatlar ve Riskler ( 2014 Buenos Aires - İstanbul ) Türkiye; 75 milyonluk

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ SİGORTA MÜKTESEBAT REHBERİ

AVRUPA BİRLİĞİ SİGORTA MÜKTESEBAT REHBERİ AVRUPA BİRLİĞİ SİGORTA MÜKTESEBAT REHBERİ Hazırlayan: Berna Özşar Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği AB, Mevzuat ve Projeler Birimi Uzmanı AVRUPA BİRLİĞİ SİGORTA MÜKTESEBAT REHBERİ TSRŞB Yayın

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

DİASPORA - 13 Mayıs

DİASPORA - 13 Mayıs DİASPORA - 13 Mayıs 2015 - Sayın Başkonsoloslar, Daimi Temsilciliklerimizin değerli mensupları, ABD de yerleşik Diasporalarımızın kıymetli temsilcileri, Bugün burada ilk kez ABD de yaşayan diaspora temsilcilerimizle

Detaylı

Amerikan Stratejik Yazımından...

Amerikan Stratejik Yazımından... Amerikan Stratejik Yazımından... DR. IAN LESSER Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri ve Jeopolitik Aldatma veya bağımsız bir Kürt Devletinden yana olmadığını ve NATO müttefiklerinin bağımsızlığını

Detaylı

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ Hazırlayan: Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik Görünümü IMF düzenli olarak hazırladığı Küresel Ekonomi Görünümü

Detaylı

Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği Yayınları Araştırma Eserleri Serisi Nu: 7. Emeviler den Arap Baharı na HALEP TÜRKMENLERİ

Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği Yayınları Araştırma Eserleri Serisi Nu: 7. Emeviler den Arap Baharı na HALEP TÜRKMENLERİ Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği Yayınları Araştırma Eserleri Serisi Nu: 7 Emeviler den Arap Baharı na HALEP TÜRKMENLERİ Dr. Ahmet Emin Dağ İstanbul, 2015 Emeviler den Arap Baharı na HALEP TÜRKMENLERİ

Detaylı

Göç ve Serbest Dolaşım Eğilimler ve Engeller. Ayşegül Yeşildağlar 16.09.2010 Ankara, Turkey

Göç ve Serbest Dolaşım Eğilimler ve Engeller. Ayşegül Yeşildağlar 16.09.2010 Ankara, Turkey Göç ve Serbest Dolaşım Eğilimler ve Engeller Ayşegül Yeşildağlar 16.09.2010 Ankara, Turkey Türkiye den AB ne Göç 1961 den itibaren göçün değişen doğası 60 lar : Batı Avrupa da niteliksiz işgücü ihtiyacı

Detaylı

Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor!

Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor! Amway Avrupa nın Dünya Girişimcilik Haftası na özel 16 Avrupa ülkesinde yaptırdığı Girişimcilik Anketi sonuçları açıklandı! Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor! Amway Avrupa tarafından yaptırılan

Detaylı

AB KRİTERLERİ IŞIĞINDA TÜRKİYE NİN UYUM SÜRECİ VE BEKLENTİLER

AB KRİTERLERİ IŞIĞINDA TÜRKİYE NİN UYUM SÜRECİ VE BEKLENTİLER AB KRİTERLERİ IŞIĞINDA TÜRKİYE NİN UYUM SÜRECİ VE BEKLENTİLER DOÇ. DR. ÇİĞDEM NAS İKTİSADİ KALKINMA VAKFI GENEL SEKRETERİ SUNUM PLANI AB İLE İLİŞKİLERDE DÖNÜM NOKTALARI MÜZAKERELERDE SON DURUM VE SORUNLAR

Detaylı

YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı

YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı Aralık 05, 2014-3:06:00 Başbakan Davutoğlu, bedelli askerlik konusunun Yüksek Askeri Şura'da (YAŞ) görüşüldüğünü ve olumlu kanaatlerin ifade edildiğini söyledi. Başbakan

Detaylı

AESK ve Türkiye REX. Dış İlişkiler. Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi

AESK ve Türkiye REX. Dış İlişkiler. Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi AESK ve Türkiye REX Dış İlişkiler Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi AB-Türkiye Karma İstişare Komitesi (KİK) 16 Kasım 1995 te AESK, Ankara Anlaşmasında bulunan: Ortaklık Konseyi; Avrupa Parlamentosu,

Detaylı

TÜRKİYE - ÇİN STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

TÜRKİYE - ÇİN STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - ÇİN STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme ( 2017-2021 Türkiye - Çin ) Türkiye; 80 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen

Detaylı

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ? TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ? Dr. Fatih Macit, Süleyman Şah Üniversitesi Öğretim Üyesi, HASEN Bilim ve Uzmanlar Kurulu Üyesi Giriş Türk Konseyi nin temelleri 3 Ekim 2009 da imzalanan Nahçivan

Detaylı

Türkiye ve Avrupa Birliği

Türkiye ve Avrupa Birliği Türkiye ve Avrupa Birliği Türkiye ve Avrupa Birliği İlişkisi Avrupa Birliği 25 Mart 1957 tarihinde imzalanan Roma Antlaşması'yla Avrupa Ekonomik Topluluğu adı altında doğdu. Türkiye 1959 yılında bu topluluğun

Detaylı

tepav Mart2011 N201139 POLİTİKANOTU Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

tepav Mart2011 N201139 POLİTİKANOTU Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı POLİTİKANOTU Mart2011 N201139 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Sarp Kalkan 1 Politika Analisti, Ekonomi Etütleri Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Cari açık, uzun yıllardan

Detaylı

YÖNETİM KURULU BAŞKANI MUSTAFA GÜÇLÜ NÜN KONUŞMASI

YÖNETİM KURULU BAŞKANI MUSTAFA GÜÇLÜ NÜN KONUŞMASI KEMAL KILIÇDAROĞLU NUN KONUK KONUŞMACI OLDUĞU TOPLANTI YÖNETİM KURULU BAŞKANI MUSTAFA GÜÇLÜ NÜN KONUŞMASI 1 ARALIK 2014 İZMİR Cumhuriyet Halk Partisi nin çok değerli Genel Başkanı ve çalışma arkadaşları,

Detaylı

Çarşamba İzmir Basın Gündemi

Çarşamba İzmir Basın Gündemi 16.09.2015 Çarşamba İzmir Basın Gündemi Krizler arasında Devrim Özkan Her şeyin dünyadaki tüm gelişmelerden etkilenebildiği yeni bir çağda yaşıyoruz. Son iki yüzyıllık dönemde dünyadaki tüm ekonomik

Detaylı

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU 4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU Yeni Dönem Türkiye - AB Perspektifi Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı: Fırsatlar ve Riskler ( 21-22 Kasım 2013, İstanbul ) SONUÇ DEKLARASYONU ( GEÇİCİ ) 1-4. Türkiye

Detaylı

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK Daha kapsayıcı bir toplum için sözlerini eyleme dökerek çalışan iş dünyası ve hükümetler AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK Avrupa da önümüzdeki

Detaylı

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi tarafından tam algılanmadığı, diğer bir deyişle aynı duyarlılıkla değerlendirilmediği zaman mücadele etmek güçleşecek ve mücadeleye toplum desteği sağlanamayacaktır.

Detaylı

EUROBAROMETRE 71 AVRUPA BİRLİĞİ NDE KAMUOYU

EUROBAROMETRE 71 AVRUPA BİRLİĞİ NDE KAMUOYU Standard Eurobarometer European Commission EUROBAROMETRE 71 AVRUPA BİRLİĞİ NDE KAMUOYU BAHAR 2009 ULUSAL RAPOR ÖZET TÜRKİYE Standatd Eurobarometre 71 / Bahar 2009 TNS Görüş ve Sosyal Bu araştırma Avrupa

Detaylı

Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi. Avrupa Ekonomik ve Sosyal

Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi. Avrupa Ekonomik ve Sosyal Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi ve y Uzun bir ortak tarih Türkiye, Avrupa Ekonomik Topluluğu na (EEC) katılmak için ilk kez Temmuz 1959'da başvuru yaptı. EEC yanıt

Detaylı

GENEL BAŞKANIN MESAJI

GENEL BAŞKANIN MESAJI GENEL BAŞKANIN MESAJI Küresel ekonomik kriz, ekonomiyi kalıcı olarak küresel dünyanın birinci önceliği haline getirdi. İkibinli yılların ilk dönemine yıkıcı bir savaş olan ABD nin Irak işgali damgasını

Detaylı

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Maruf Vakfı Genel Merkezinin Açılışına Katıldı. Maruf Vakfı Genel Merkez açılışı, Vakfımızın Zeytinburnu ndaki merkezinde

Detaylı

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ 13 1.1.Türkiye Ekonomisine Tarihsel Bakış Açısı ve Nedenleri 14 1.2.Tarım Devriminden Sanayi Devrimine

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ BÜLTENİ AB SERVİSİ SAYI:15 NİSAN 2004/2

AVRUPA BİRLİĞİ BÜLTENİ AB SERVİSİ SAYI:15 NİSAN 2004/2 Hazırlayan: Müge ÇAKAR İÇİNDEKİLER 1. AB- TÜRKİYE SON DAKİKA 1.1. AB-Türkiye İlişkileri nde Kıbrıs 2. AB den ÖNEMLİ BAŞLIKLAR 2.1. Avrupa Birliği nde Tarihi Genişleme AVRUPA BİRLİĞİ BÜLTENİ AB SERVİSİ

Detaylı

5. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU Türkiye - AB Sivil Diplomasi İnşası: Kapasite İnşası Yönetimi ve Çok Boyutlu İşbirliği

5. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU Türkiye - AB Sivil Diplomasi İnşası: Kapasite İnşası Yönetimi ve Çok Boyutlu İşbirliği STRATEJİK VİZYON BELGESİ 5. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU Türkiye - AB Sivil Diplomasi İnşası: Kapasite İnşası Yönetimi ve Çok Boyutlu İşbirliği ( 20-21 Kasım 2014, İstanbul - Türkiye ) Avrupa Birliği çerçevesinde

Detaylı

Avrupalıların Müstakbel Bir AB Üyesi Olarak Türkiye ye Bakışları ve. Türkiye nin Avrupalılaşma Sorunları

Avrupalıların Müstakbel Bir AB Üyesi Olarak Türkiye ye Bakışları ve. Türkiye nin Avrupalılaşma Sorunları Avrupalıların Müstakbel Bir AB Üyesi Olarak Türkiye ye Bakışları ve Türkiye nin Avrupalılaşma Sorunları Merkezi Finans ve İhale Birimi AB ve Türkiye Arasında Sivil Toplum Diyaloğunun Geliştirilmesi Üniversiteler

Detaylı

TOPLAM 30 TOPLAM 30 TOPLAM 30

TOPLAM 30 TOPLAM 30 TOPLAM 30 1. YARIYIL ULS 101 Uluslararası İlişkiler I 6 Z 3 0 3 ULS 103 Siyasi Tarih I 5 Z 3 0 3 SKY 107 Siyaset Bilimi 4 Z 3 0 3 SKY 103 Hukuka Giriş 5 Z 3 0 3 TDİ 101 Türk Dili I 2 Z 2 0 2 YDİ 101 Yabancı Dil

Detaylı

Sayın Büyükelçiler, Değerli Kongre üyeleri, Çok değerli dostum Sayın Zügayir ve Brosh, Kıymetli basın mensupları,

Sayın Büyükelçiler, Değerli Kongre üyeleri, Çok değerli dostum Sayın Zügayir ve Brosh, Kıymetli basın mensupları, Sayın Büyükelçiler, Değerli Kongre üyeleri, Çok değerli dostum Sayın Zügayir ve Brosh, Kıymetli basın mensupları, Ankara Forumunun beşinci toplantısını yaptığımız için çok mutluyum. Toplantıya ev sahipliği

Detaylı

Bursa Yakın Çevresi Deprem Tehlikesi ve Kentsel Dönüşüm

Bursa Yakın Çevresi Deprem Tehlikesi ve Kentsel Dönüşüm Bursa Yakın Çevresi Deprem Tehlikesi ve Kentsel Dönüşüm Oğuz Gündoğdu ACİL DURUMLAR PANELİ KalDer Bursa Şubesi Çevre ve İş Güvenliği Kalite Uzmanlık Grubu 27 Mayıs 2015 Ülkemizde çağdaş anlamda Afet Yönetimi

Detaylı

Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti

Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti TEPAV Değerlendirme Notu Şubat 2011 Cari işlemler açığında neler oluyor? Ekonomide gözlemlenen

Detaylı

2. Gün: Stratejik Planlamanın Temel Kavramları

2. Gün: Stratejik Planlamanın Temel Kavramları 2. Gün: Stratejik Planlamanın Temel Kavramları Virpi Einola-Pekkinen 11.1.2011 1 Strateji Nedir? bir kağıt bir belge bir çalışma planı bir yol bir süreç bir ortak yorumlama ufku? 2 Stratejik Düşünme Nedir?

Detaylı

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ Mehmet Uçum 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri a. Tartışmanın Arka Planı Ülkemizde, hükümet biçimi olarak başkanlık sistemi tartışması yeni

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

2000 li Yıllar / 6 Türkiye de Dış Politika İbrahim KALIN Arter Reklam 978-605-5952-27-3 Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011

2000 li Yıllar / 6 Türkiye de Dış Politika İbrahim KALIN Arter Reklam 978-605-5952-27-3 Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011 Seri/Sıra No 2000 li Yıllar / 6 Kitabın Adı Türkiye de Dış Politika Editör İbrahim KALIN Yayın Hazırlık Arter Reklam ISBN 978-605-5952-27-3 BBaskı Tarihi Ağustos-2011 Ofset Baskı ve Mücellit Ömür Matbaacılık

Detaylı

GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI

GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI (2015) GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI İRAN ANLAŞMASININ TÜRKİYE ÜZERİNE POTANSİYEL ETKİLERİ İRAN ANLAŞMASININ TÜRKİYE ÜZERİNE POTANSİYEL ETKİLERİ İran ın nükleer programı üzerine dünya güçleri diye

Detaylı

Türkiye, Avrupa nın en girişimci ülkesi

Türkiye, Avrupa nın en girişimci ülkesi Amway Avrupa nın Dünya Girişimcilik Haftası na özel 12 Avrupa ülkesinde yaptırdığı Girişimcilik Anketi sonuçları açıklandı! Türkiye, Avrupa nın en girişimci ülkesi Amway Avrupa tarafından yaptırılan 2011

Detaylı

2 Ekim 2013, Rönesans Otel

2 Ekim 2013, Rönesans Otel 1 MÜSİAD Brüksel Temsilciliği Açı çılışı ışı 2 Ekim 2013, Rönesans Otel T.C. AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış,.... T. C. ve Belçika Krallığının Saygıdeğer Temsilcileri, 1 2 STK ların Çok Kıymetli

Detaylı

Rusya nın DTÖ Üyeliğinin Türk-Rus Ticari İlişkilerine Olası Etkileri

Rusya nın DTÖ Üyeliğinin Türk-Rus Ticari İlişkilerine Olası Etkileri Rusya nın DTÖ Üyeliğinin Türk-Rus Ticari İlişkilerine Olası Etkileri Türkiye ve Rusya Rusya, Türkiye tarihinde önemli yer tutmuş bir coğrafya Geçmişte ve günümüzde Rusya ile olan ilişkilerimiz DTÖ üyeliği

Detaylı

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı DÜNYA - SİYASET 2012 yılının Şubat ayında Tunus ta yapılan Suriye nin Dostları Konferansı nın ikincisi Nisan 2012 de İstanbul da yapıldı. Konferansta Esad rejimi üstündeki uluslararası baskının artırılması,

Detaylı

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir. Sevgili Meslektaşlarım, Kıymetli Katılımcılar, Bayanlar ve Baylar, Akdeniz bölgesi coğrafyası tarih boyunca insanlığın sosyal, ekonomik ve kültürel gelişimine en çok katkı sağlayan coğrafyalardan biri

Detaylı

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni GSO-TOBB-TEPAV Girişimcilik Merkezinin Açılışı Kredi Garanti Fonu Gaziantep Şubesi nin Açılışı Proje Değerlendirme ve Eğitim Merkezi nin Açılışı Dünya Bankası Gaziantep Bilgi Merkezi Açılışı 23 Temmuz

Detaylı

SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ VE STRATEJİK İLETİŞİM PLANLAMASI

SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ VE STRATEJİK İLETİŞİM PLANLAMASI SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ VE STRATEJİK İLETİŞİM PLANLAMASI Stratejik İletişim Planlaması -1 İletişim temelinde, plan ve strateji vardır. Strateji bilgi üretimine dayanır. Strateji, içinde bulunduğumuz noktadan

Detaylı

SİVİL GLOBAL GLOBAL SİVİL DİPLOMASİ İNŞASI PROGRAMI Potansiyelin Keşfi

SİVİL GLOBAL GLOBAL SİVİL DİPLOMASİ İNŞASI PROGRAMI Potansiyelin Keşfi STRATEJİK VİZYON BELGESİ SİVİL GLOBAL 2015-2023-2053 GLOBAL SİVİL DİPLOMASİ İNŞASI PROGRAMI Potansiyelin Keşfi (2015-2023-2053) Globalleşme süreci ülkeleri ekonomik, siyasi ve sosyolojik bakımdan üç temel

Detaylı

TÜRKİYE - GANA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

TÜRKİYE - GANA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - GANA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme ( 2017-2021 Türkiye - Gana ) Türkiye; 80 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen

Detaylı

BÜYÜK OLMAK BÜYÜK DAVRANMAKLA OLUR!

BÜYÜK OLMAK BÜYÜK DAVRANMAKLA OLUR! BÜYÜK OLMAK BÜYÜK DAVRANMAKLA OLUR! Ülke yönetiminde söz sahibi olup, sorumluluk makamlarını temsil edenler iyi yönetim sergilediklerini her fırsatta kamuoyuna yüksek vurgularla belirtmektedirler. Yöneticilerin

Detaylı

Güncel Jeo-Politik ve D-8 Cuma, 08 Aralık :55

Güncel Jeo-Politik ve D-8 Cuma, 08 Aralık :55 Dünya da politik dengeler dinamik bir yapıya sahiptir. Yüzyıllar boyunca dünyada haritalar, rejimler ve politikalar değişim içerisindedirler. Orta çağ Avrupa sı ve Fransız ihtilali ile birlikte 17. Yüzyılda

Detaylı

ÜYE DEVLET HÜKÜMETLERİ TEMSİLCİLERİ KONFERANSI. Brüksel, 25 Ekim 2004 CIG 87/1/04 EK 2 REV 1. Konu :

ÜYE DEVLET HÜKÜMETLERİ TEMSİLCİLERİ KONFERANSI. Brüksel, 25 Ekim 2004 CIG 87/1/04 EK 2 REV 1. Konu : ÜYE DEVLET HÜKÜMETLERİ TEMSİLCİLERİ KONFERANSI Brüksel, 25 Ekim 2004 CIG 87/1/04 EK 2 REV 1 Konu : Hükümetlerarası Konferans Nihâi Senedi ne ek Bildirgeler ve Nihâî Senet NİHÂÎ SENET NS / Anayasa 1 30

Detaylı

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası STRATEJİK VİZYON BELGESİ SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası Yakın geçmişte yaşanan küresel durgunluklar ve ekonomik krizlerden dünyanın birçok ülkesi ve bölgesi etkilenmiştir. Bu süreçlerde zarar

Detaylı

Anket`e katılan KOBİ lerin ait olduğu branş 10,02% 9,07% 5,25% 3,10% Enerji sanayi. Oto sanayi. Gıda sanayi. Ağaç sanayi. İnformasyon teknolojisi

Anket`e katılan KOBİ lerin ait olduğu branş 10,02% 9,07% 5,25% 3,10% Enerji sanayi. Oto sanayi. Gıda sanayi. Ağaç sanayi. İnformasyon teknolojisi Metodoloji Anket`e katılan KOBİ lerin ait olduğu branş 25,0% 2 17,42% Birden fazla cevap 22,20% 15,0% 1 5,0% 12,89% 10,02% 9,07% 7,88% 8,11% 6,21% 5,97% 5,25% 5,49% 5,25% 3,10% 12,17% 10,26% 2,86% 3,58%

Detaylı

TÜRKİYE - KATAR STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

TÜRKİYE - KATAR STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - KATAR STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme ( 2017-2021 Türkiye - Katar ) Türkiye; 80 milyonluk nüfusu, gelişerek

Detaylı

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı, Türkiye nin İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı nın Geliştirilmesi Projesi nin Açılış Toplantısında Ulrika Richardson-Golinski a.i. Tarafından Yapılan Açılış Konuşması 3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği

Detaylı

Ayşegül DEDE / Etüd Araştırma Servisi / Uzman 2009 YILI TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ GENEL DEĞERLENDİRME

Ayşegül DEDE / Etüd Araştırma Servisi / Uzman 2009 YILI TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ GENEL DEĞERLENDİRME Ayşegül DEDE / Etüd Araştırma Servisi / Uzman 2009 YILI TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ GENEL DEĞERLENDİRME 2009 yılı, Türkiye-AB ilişkileri için son derece önemli bir dönüm noktasıdır. 2008 yılı AB açısından verimli

Detaylı

tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki

tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki 14.11.2013 tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki Tablo 1 Sosyal BilimlerEnstitüsü İletişim Bilimleri Doktora Programı * 1. YARIYIL 2. YARIYIL İLT 771 SİNEMA ARAŞTIRMALARI SEMİNERİ 2 2 3 10 1

Detaylı

tiftung Mercator Mercator Vakfı

tiftung Mercator Mercator Vakfı tiftung Mercator Mercator Vakfı Mercator Vakfı nın Çalışmaları Üzerine Amaçlarımıza ulaşmak için 2008/09 yıllarında Mercator 2013 - fikirlere ilham vermek, hedeflere ulaşmak başlığı altında geliştirmiş

Detaylı

Çepeçevre Karadeniz Devam Eden Sorunlar, Muhtemel Ortakl klar - Güney Kafkasya ve Gürcistan aç s ndan

Çepeçevre Karadeniz Devam Eden Sorunlar, Muhtemel Ortakl klar - Güney Kafkasya ve Gürcistan aç s ndan Çepeçevre Karadeniz Devam Eden Sorunlar, Muhtemel Ortakl klar - Güney Kafkasya ve Gürcistan aç s ndan Hasan Kanbolat 8 Ağustos ta Güney Osetya Savaşı başladığından beri Güney Kafkasya da politika üreten,

Detaylı

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı Orta Doğu Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı Ali SEMİN BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı 56 Stratejist - Temmuz 2017/2 Orta Doğu da genel olarak yaşanan bölgesel kriz ve

Detaylı

ViZYON BELİRLEME ÇALIŞMASI. Hazırlayan: Mustafa YILMAZ- Uzman (PKB)

ViZYON BELİRLEME ÇALIŞMASI. Hazırlayan: Mustafa YILMAZ- Uzman (PKB) ViZYON BELİRLEME ÇALIŞMASI Hazırlayan: Mustafa YILMAZ- Uzman (PKB) Strateji seçimi İş konuşmak için bir kamp yerini seçen iki rakip firma yöneticisinin karşısına bir ayı çıkar. Yöneticilerden biri hemen

Detaylı

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK TürkİYE KADIN DERNEKLERİ FEDERASYONU Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu 1976 Yılında kurulmuş ülke genelinde 50.500 üyesi

Detaylı

JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK

JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, TPQ yla gerçekleştirdiği özel söyleşide Rusya ile yaşanan gerginlikten Ukrayna nın

Detaylı

İktisat Tarihi

İktisat Tarihi İktisat Tarihi 7.5.18 SAVAŞLAR VE EKONOMİK PERFORMANS Savaş 10 milyon askerin ölümüne, 20 milyonunun yaralanmasına neden oldu. Ekonomik açıdan uzun dönemde fizik yıkımdan daha zararlı olan normal ekonomik

Detaylı

Yükseköğretim Kurumlarımızın Mühendislik Fakültelerinin Kıymetli Dekanları ve Çok Değerli Hocalarım..

Yükseköğretim Kurumlarımızın Mühendislik Fakültelerinin Kıymetli Dekanları ve Çok Değerli Hocalarım.. Yükseköğretim Kurumlarımızın Mühendislik Fakültelerinin Kıymetli Dekanları ve Çok Değerli Hocalarım.. Sizlerle tekrar bir arada olmaktan mutluluk duyduğumuzu ifade ederek, hoş geldiniz diyor; şahsım ve

Detaylı

GELİR POLİTİKALARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

GELİR POLİTİKALARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GELİR POLİTİKALARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MİSYON ÇALIŞMASI Tablo 1. Misyon Çalışması Sonuçları Konsolide Misyon Sürdürülebilir kalkınma ve toplumsal refahı arttırmak için, mali disiplin içerisinde, kaynakların

Detaylı

Özet. Gelişen küresel ekonomide uluslararası yatırım politikaları. G-20 OECD Uluslararası Yatırım Küresel Forumu 2015

Özet. Gelişen küresel ekonomide uluslararası yatırım politikaları. G-20 OECD Uluslararası Yatırım Küresel Forumu 2015 G-20 OECD Uluslararası Yatırım Küresel Forumu 2015 Gelişen küresel ekonomide uluslararası yatırım politikaları Ekonomi Bakanligi Ev Sahipliginde Özet 5 Ekim 2015 Hilton Istanbul Bosphorus Hotel İstanbul,

Detaylı

R A P O R. Doç. Dr. Fatih YARDIMCIOĞLU Arş. Gör. Furkan BEŞEL. Mayıs 2015

R A P O R. Doç. Dr. Fatih YARDIMCIOĞLU Arş. Gör. Furkan BEŞEL. Mayıs 2015 R A P O R 1 Doç. Dr. Fatih YARDIMCIOĞLU Arş. Gör. Furkan BEŞEL Mayıs 2015 Sunuş 4.264 kişi ile yüz yüze görüşme şeklinde yapılan anket bulgularına dayanan bu rapor, Mart- Nisan 2015 tarihinde Sakarya ilinin

Detaylı

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014 Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye ile Kürdistan arasındaki ekonomik ilişkiler son yılların en önemli rakamlarına ulaşmış bulunuyor. Bugünlerde petrol anlaşmaları ön plana

Detaylı

tepav Tasarruf kamudan başlar Nisan2012 N201124 DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

tepav Tasarruf kamudan başlar Nisan2012 N201124 DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı DEĞERLENDİRMENOTU Nisan2012 N201124 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Sarp KALKAN 1 Analist, Ekonomi Etütleri Tasarruf kamudan başlar Türkiye nin cari açık sorunu ve bunun altında yatan

Detaylı

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi Araştırma üç farklı konuya odaklanmaktadır. Anketin ilk bölümü (S 1-13), Türkiye nin dünyadaki konumu ve özellikle ülkenin

Detaylı

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19 09/04/2010 BASIN BİLDİRİSİ Anayasa değişikliğinin Cumhuriyetin ve demokrasinin geleceği yönüyle neler getireceği neler götüreceği dikkatlice ve hassas bir şekilde toplumsal uzlaşmayla değerlendirilmelidir.

Detaylı

tepav Ocak2013 N201307 TÜRKİYE DE YOLSUZLUK ALGISI ÜZERİNE NOTLAR DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

tepav Ocak2013 N201307 TÜRKİYE DE YOLSUZLUK ALGISI ÜZERİNE NOTLAR DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı DEĞERLENDİRMENOTU Ocak01 N0 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Evren AYDOĞAN 1 Araştırmacı, Yönetişim Çalışmaları Uluslararası Şeffaflık Örgütü nün- Transparency International (TI), Yolsuzluk

Detaylı

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ Ünite 4 Doç. Dr. Nuray ERTÜRK KESKİN Türkiye deki kamu politikası belgelerinin tanıtılması amaçlanmaktadır. Kamu politikası analizinde görüş alanında olması gereken politika belgeleri altı başlık altında

Detaylı

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır. 1992 yılına gelindiğinde çevresel endişelerin sürmekte olduğu ve daha geniş kapsamlı bir çalışma gereği ortaya çıkmıştır. En önemli tespit; Çevreye rağmen kalkınmanın sağlanamayacağı, kalkınmanın ihmal

Detaylı

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Milletlerarası Ticaret Odası Değişen Küresel Ekonomi ve Türkiye Toplantısı 7 Mart 2014, İstanbul

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Milletlerarası Ticaret Odası Değişen Küresel Ekonomi ve Türkiye Toplantısı 7 Mart 2014, İstanbul Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Milletlerarası Ticaret Odası Değişen Küresel Ekonomi ve Türkiye Toplantısı 7 Mart 2014, İstanbul Saygıdeğer Konuklar, Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Öncelikle, Sayın

Detaylı

2. Gün: Finlandiya Maliye Bakanlığı ve Birimleri

2. Gün: Finlandiya Maliye Bakanlığı ve Birimleri 2. Gün: Finlandiya Maliye Bakanlığı ve Birimleri Virpi Einola-Pekkinen 11.1.2011 1 2 Maliye Bakanlığının Yönetim Birimleri Limited Şirketler Kurumlar Ticari işletmeler ve fonlar HANSEL LTD SATIN ALMA KURUMU

Detaylı

------------- İSLAM DÜNYASI ------------- İSTANBUL ÖDÜLLERİ SUNUŞ

------------- İSLAM DÜNYASI ------------- İSTANBUL ÖDÜLLERİ SUNUŞ ------------- İSLAM DÜNYASI ------------- İSTANBUL ÖDÜLLERİ SUNUŞ İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Platformu (İSTTP); TASAM öncülüğünde İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi devletlerin temsilcileri ile dünyanın

Detaylı

ACR Group. NEDEN? neden?

ACR Group. NEDEN? neden? ACR Group NEDEN? neden? CİNSİYET YÜZDE % Kadın Erkek 46,8 53,2 YAŞ - - - - - - 18-25 26-35 20,1 27,6 36-45 46-60 29,4 15,2 60+ 7,7 I. AMAÇ Bu çalışmanın amacı, aylık periyotlar halinde düzenlediğimiz,

Detaylı

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ 2013. Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ 2013. Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2 ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ 2013 Başkent Pekin Yönetim Şekli Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2 Nüfus 1,35 milyar GSYH 8,2 trilyon $ Kişi Başına Milli Gelir 9.300 $ Resmi

Detaylı

YALOVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS MÜFREDATI

YALOVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS MÜFREDATI YALOVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS MÜFREDATI 2010 Eğitim Öğretim Bahar Dönemi ZORUNLU DERSLER Uluslararası Ġlişkilerde Araştırma ve Yazma

Detaylı

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık İÇİNDEKİLER FİNANS, BANKACILIK VE KALKINMA 2023 ANA TEMA SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA: FİNANS VE BANKACILIK ALT TEMALAR Türkiye Ekonomisinde Kalkınma ve Finans Sektörü İlişkisi AB Uyum Sürecinde Finans ve Bankacılık

Detaylı

6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU

6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU STRATEJİK VİZYON BELGESİ ( TASLAK ) 6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU İslam Ülkelerinde Çok Boyutlu Güvenlik İnşası ( 06-08 Mart 2015, Serena Hotel - İslamabad ) Güvenlik kavramı durağan değildir.

Detaylı

Gençlerin Katılımına ilişkin Bildirgenin tanıtımı Gençlerin Yerel ve Bölgesel Yaşama Katılımına İlişkin Gözden Geçirilmiş Avrupa Bildirgesi

Gençlerin Katılımına ilişkin Bildirgenin tanıtımı Gençlerin Yerel ve Bölgesel Yaşama Katılımına İlişkin Gözden Geçirilmiş Avrupa Bildirgesi Gençlerin Katılımına ilişkin Bildirgenin tanıtımı Gençlerin Yerel ve Bölgesel Yaşama Katılımına İlişkin Gözden Geçirilmiş Avrupa Bildirgesi Barış sosyal birlik beraberlik kültürler arası diyalog katılım

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 11 Mayıs 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 11 Mayıs 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 12 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Çağlar Kuzlukluoğlu 1

Detaylı

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir. İçişleri Bakanı Sayın İdris Naim ŞAHİN nin Entegre Sınır Yönetimi Eylem Planı Aşama 1 Eşleştirme projesi kapanış konuşması: Değerli Meslektaşım Sayın Macaristan İçişleri Bakanı, Sayın Büyükelçiler, Macaristan

Detaylı

MAHİR ÜNAL DÜNYA TURİZM FORUMU AÇILIŞINA KATILDI

MAHİR ÜNAL DÜNYA TURİZM FORUMU AÇILIŞINA KATILDI MAHİR ÜNAL DÜNYA TURİZM FORUMU AÇILIŞINA KATILDI Bakan Ünal: Terörün bir savaş aracı ve daha da kötüsü uluslararası rekabette bir avantaj aracı haline dönüştürülme isteği hepimizin birlikte karşı çıkması

Detaylı

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI: DÜNYADAKİ VE TÜRKİYE DEKİ YERİ VE ÖNEMİ. Düşünce Kuruluşları genel itibariyle, herhangi bir kâr amacı ve partizanlık anlayışı

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI: DÜNYADAKİ VE TÜRKİYE DEKİ YERİ VE ÖNEMİ. Düşünce Kuruluşları genel itibariyle, herhangi bir kâr amacı ve partizanlık anlayışı DÜŞÜNCE KURULUŞLARI: DÜNYADAKİ VE TÜRKİYE DEKİ YERİ VE ÖNEMİ Furkan Güldemir, Okan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Tarihsel Süreç Düşünce Kuruluşları genel itibariyle, herhangi bir kâr amacı ve partizanlık

Detaylı

KARADENİZ EKONOMİK İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ 25. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ ZİRVESİ BİLDİRİSİ. (İstanbul, 22 Mayıs 2017)

KARADENİZ EKONOMİK İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ 25. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ ZİRVESİ BİLDİRİSİ. (İstanbul, 22 Mayıs 2017) KARADENİZ EKONOMİK İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ 25. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ ZİRVESİ BİLDİRİSİ (İstanbul, 22 Mayıs 2017) Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ) Üye Devletleri Devlet ve Hükümet Başkanları olarak bizler,

Detaylı