İŞÇİ BÜLTENİ. Haklarımız ve geleceğimiz için 1 Mayıs a! Gücümüz Birliğimizden Gelir! facebook.com/iscilerinbirligidernegi.ibd

Transkript

1 Gücümüz Birliğimizden Gelir! İŞÇİ BÜLTENİ facebook.com/iscilerinbirligidernegi.ibd İşçi Bülteni Özel Sayı Nisan 2015 Haklarımız ve geleceğimiz için 1 Mayıs a! Sağlı-sollu düzen siyasetinin tüm unsurlarıyla seçimlere hazırlandığı şu günlerde işçi sınıfı ve emekçileri bundan çok daha önemli bir gün bekliyor Mayıs ı! Diğer taraftan bu yılki 1 Mayıs, sınıfa yönelik saldırıların, devlet terörünün, gericiliğin, kadın cinayetlerinin, Ortadoğu da emperyalizmin yol açtığı yıkımların arttığı bir süreçte karşılıyoruz. Tüm açgözlülüğüyle işçi sınıfı ve emekçilerin kazanılmış haklarına göz koyan sermaye sınıfı, grev hakkını fiilen elinden aldığı işçi sınıfının kıdem hakkına da göz koymuş bulunuyor. Ve daha birçok saldırı yasası sırayla hayata geçmeyi bekliyor. İşçi sınıfı ve emekçiler Mayısı nı işte böyle tarihsel bir süreçte karşılıyor. Her ne kadar işçi ve emekçilere, 7 Haziran da gerçekleşecek seçim sonuçları tüm sorunlar için sihirli bir çözümmüş gibi gösterilse de, bu, büyük bir yanıltma çabasından başka birşey değildir. Şu günlerde sıklıkla bahsedilen algı operasyonları ndan biri daha bu kez elbirliğiyle, büyük bir düzen koalisyonu tarafından yapılmaktadır. İşçi sınıfı ve emekçilerin dikkati seçimden çıkacak sonuçlara çekilmekte, seçim sandıklarına yönlendirilmektedir. Oysa bilinmektedir ki bu düzende siyaset de, ekonomi de, hak ve özgürlükler alanının genişletilmesi de emekçilerin gerçekleştirdiği toplumsal eylemlere göre şekillendirilmektedir. Asıl kazanımlar sokağın gücüyle olmakta ve böyle güvence altına alınabilmektedir. İşçi sınıfı ve sermaye arasında süregelen sınıf çatışmasında 1 Mayıslar ın yeri de bundan kaynaklı hep önemli olmuştur. 1 Mayıs sadece tarihsel değeri ve anlamı açısından değil, bu savaşımın en önemli bir cephesi olduğu için de bu önemini hep korumuştur. Sömürü düzeni yıkılıncaya kadar da aynı önemi taşıyacaktır. Sermaye devleti, olağan zamanlarda parça parça gerçekleştirdiği ekonomik, siyasi saldırılar karşısında işçi ve emekçilerin gösterdiği tepkileri izlemekte, saldırılarına bu doğrultuda devam etmektedir. Elbette ki bu 1 Mayıs ta da Taksim Meydanı yine bu nedenlerden kaynaklı ayrı bir z taşımaya devam etmektedir. Bu düzeni sandığa değil, şaltere uzanan eller değiştirecek Kapitalist sistemin mezar kazıcıları olan işçi sınıfı gücünü üretimde tuttuğu yerden almaktadır. Üretilen her şeyin gerçek sahibi olan işçi ve emekçiler, kendi ellerinden çıkan tüm bu zenginlikleri kardeşçe paylaşabilmek için bu sömürü düzenine son vermek zorundadırlar. Bunun yolu ise nasırlı ellerin sandığa değil, şalterlere uzanmasıyla açılacaktır.

2 Yaşamak direnmektir Günümüz Türkiye sinde işçi sınıfı azgın bir baskı ve zulümle karşı karşıya. Peki, bu baskı ve zulüm bizleri yıldırmalı mı? Yıllardır kazandığımız haklar bir bir gasp ediliyor. Özellikle AKP iktidarı ile bu daha da azgınlaştı. Günümüzde hakkını arayan işçiler coplarla, gazlarla, göz altılarla korkutulmaya çalışılıyor. Genel anlamıyla ise evet efendimci bir toplum yaratılmaya çalışılıyor. AKP, göreve geldiği yıldan beri rantçılığıyla, yolsuzluklarıyla, ihale fesatlarıyla, kendi yandaşlarına iş imkanı sunmuş ve yandaşlarının önünü açmıştır. Ne yaparsa sermayedarların çıkarlarına göre yapmıştır. Freni patlamış kamyon gibi durdurulamaz bir şekilde yasalar geçmiştir. Taşeron sistemi, esnek çalışma sistemi vs. sermaye sınıfı tarafından yönetilen bir ülkede sorunlar ve dolayısıyla sorumsuzluklar sonucu işçi ölümlerini beraberinde getirmiştir. Ölen işçilerin karşılığında milyon dolarlık A.Ş. lere 3,5 bin lira gibi cezalar kesilmiştir. AKP nin dostu sermaye, düşmanı ise işçi sınıfıdır. Peki, bunlar böyle gelişirken, biz işçiler ne yaptık? Sadece sustuk Takım tutar gibi parti tuttuk. Sonuçta ne oldu, öldük, süründük, ezildik Yapacak tek şey var! İşçi sınıfının rengi, dili olmamalı. Bizi sistem partilerinden kimsenin korumadığını sınıfa iyi anlatmalıyız. Buna oy vermezsek o kazanır aldatmacalırına gelmemek gerektiğini, hiçbir partinin bizim derdimize derman olmayacağını bilmek gerektiğini iyi anlamalı ve iyi anlatmalıyız. Özellikle işçileri korkutma politikasının, ancak birlikte hareket ettiğimizde, bizim için güzel sonuçlar vereceğini görmeliyiz. Kaybedeceğimiz zincirlerimizden başka hiçbir şeyimizin olamadığını, birlikte hareket ettiğimizde kazanacağımız bir dünya olduğunu anlamamız gerekiyor. Bu işin gereği sizlere öncülük edecek kişilere destek verin ve haksız yere işten çıkartılan işçileri yalnız bırakmayın. Bugün için onlara sesinizi çıkartmazsanız yarın sizin için sesini çıkartacak kimsenin kalmadığını görürsünüz. Çünkü üreten biziz tüketen onlar. İnsan gibi yaşayacak bir ücret ve bir hayat istiyoruz. Yaşamaktan ve direnmekten korkmayalım. Yaşamak için cüretkar ve dirençli olunmalıdır. Aksi halde düzene uymak için kendinden yontanlar, tükenip giderler. Kristal-İş üyesi bir işçi DEV TEKSTİL 1. Genel Meclis Toplantısı gerçekleştirildi DEV TEKSTİL 1. Genel Meclis Toplantısı 28 Mart Cumartesi günü sendikanın İstanbul Esenyurt taki genel merkez binasında gerçekleştirildi. DEV TEKSTİL in toplantının değerlendirme kararlarına ilişkin açıklaması şöyle: Tekstil sektörünün tablosu ve örgütlenme politikamız başlığı altında gerçekleştirilen tartışmalarda tekstil işkolunun genel tablosu, Türkiye ekonomisinde tuttuğu yer, tekstil işkolunda sınıf profili üzerine tartışmalar yürütüldü. Yanı sıra işkolunda patron örgütlerinin tutumu da diğer bir alt başlık olarak yer aldı. Tekstil işkolunda yaklaşan Grup TİS süreci de bu başlıkta ele alındı. Grup TİS süreci politikasının genel hatları saptandı. Genel Meclis Toplantısı nın ikinci gündemini DEV TEKSTİL işleyişi, koordinasyon ve sendika yasal prosedürü oluşturdu. Bu başlık altında devrimci sınıf sendikacılığı ekseninde DEV TEKSTİL in işleyişi, işkolunda gerçekleştirilecek müdahalenin merkezileşmesi, merkez ve temsilciliklerin koordinasyonunun sağlanması konuşuldu. Yasal prosedür, Sendikalar Kanunu, yönetmelikler vb. üzerinde duruldu. Üçüncü başlık olarak Örgütlenme/tanıtım çalışmaları ve 1. Genel Kurul sürecinin örgütlenmesi ele alındı. Bu başlık altında ise, örgütlenmenin amaç ve ilkeleri, sendikanın ilke, amaç ve mücadele anlayışının başta tekstil işçileri olmak üzere geniş işçi ve emekçilere taşınabilmesi için yapılacak çalışmalar üzerinde duruldu. Toplantıda dördüncü başlık olarak yayınlar tartışıldı. Beşinci başlık olarak ise 1 Mayıs süreci üzerine yürütülen tartışmalarla DEV TEKSTİL in 1 Mayıs çalışmaları tartışıldı. 2

3 Greif te Söz, Yetki, Karar İşçilerin olmalı! Hadımköy Greif işçileri taşeron çalışmaya, kölece çalışma koşullarına karşı yükseltilen bir bayraktı. Hadımköy Greif işçileri sağlam bir taban örgütlülüğü kurarak verdikleri mücadele sonrası Greif patronu taşeronluğu kaldırmak zorunda kalmıştır. Örgütlendikleri işbirlikçi DİSK/Tekstil Sendikası'nın kirli oyunları ile direnişleri sonlanmış fakat talepleri ona rağmen bir kısmı patron tarafından kabul edilmiştir. Şimdi ise Greif te temsilcilik ve delege seçimleri gündem de. DİSK/Tekstil Sendikası'nın geçen günlerde yaptığı açıklamada seçimler, özgür ve demokratik bir ortamda ve herkesin seçimlere katılarak yapıldığı ifade edildi. Fakat biz biliyoruz ki işler öyle demokratik ve özgür bir şeklide yürümüyor. Tam tersine sendika temsilcilik seçimlerinde kendi dalaverelerini yapabilecek, işçileri oyalamada, kandırmada uzman bir temsilciyi en iyi aday diye gösterecek sonra onu seçtirecektir. Bunu ise biraz demokratik ve özgür sözlerine bulayarak görünüşü de kurtarmaya çalışacaklardır. Mücadelesi işçiler için olmayan sadece koltuğunu düşünen tüm sendika yöneticileri aynı lafları tekrarlarlar. Sendikanın inisiyatifinin dışında aday olanlar (ki genelde seçilemez) ise adeta Ali Cengiz oyunları ile ya kendi hizasına çekmeye çalışılır ya da bir yolunu bulup uzaklaştırılır. Bu oyunları sendikalı olan tüm işçiler çok iyi bilmektedir. Örneklersek DİSK/Tekstil Sendikası Genel Başkanı Rıdvan Budak, geçtiğimiz günlerde CHP gibi bir düzen partisinden milletvekili aday adayı oldu. Kendisinin seçilememe ihtimalini düşünerek sendikanın seçimlerini erteledi. Yani milletvekili olamazsa yine başkanlığa aday olarak devam edecek. Peki, temsilcilik seçimlerimiz nasıl olmalı? Bizi temsil edecek olanların temsiliyet kıstasları ne olmalı? İşte bu soruların yanıtı geçen yıl gerçekleşen Greif işgalindedir. Hadımköy Greif işçileri işe ilk başta bölüm bölüm komiteler kurarak başladılar. Ardından bölüm komitelerinde yapılan tartışmalar ve alınan kararlar kendi seçtikleri temsilcilerle fabrika komitesine gönderildi. Fabrika komitesi tüm tartışmaları ve kararları gözden geçirdikten sonra tüm işçilerin katıldığı toplantılarda karar altına alınarak hayata geçirildi. Yani hiçbir zaman ipleri sendikacılara bırakmadılar ve sendikaya alınan kararları uygulattılar. Ve elbette ki, onları temsil edecek olanı da kendileri seçtiler. Greif te temsilcilerin görevi sadece işçilerin aldığı kararları, talepleri, istekleri dışarıya yansıtmaktı. Onun dışında verilen mücadele tüm işçilerin omuzlarındaydı. Orada bürokratik bir yapılanma değil, tabanın yani işçinin iradesi vardı. O özgür ve demokratik sözcükleri, gerçek anlamıyla Hadımköy Greif işçilerinin örgütlenme modelinde vardı. O işçi iradesi kendisini fiili-meşru eylemlerde gösterdi. Dünün hayal bile edilemediği Greif te taşeronluğun kalkması, bugün gerçek oldu. Yani sözün, yetkinin, kararın işçide olması için taban örgütlülüklerimizi kurmaktan başka çare yok. Komitelerimizi kurup gerçek temsilcilerimizi kendimiz seçmeliyiz. Eğer bizi temsil etmiyor ve irademizin dışında başka şeyler yapıyorsa derhal komitelerde alınan kararla görevden almalıyız. Gerçek, adil ve özgür bir temsilcilik seçiminin yegâne yolu da ancak taban örgütlülüklerinden çıkan kararlar sonucu olur. Unutmayalım ki, sendika bizim önümüzden değil arkamızdan gelmelidir. Çünkü sendika bizim sözümüz dışında başka söz, bizim vereceğimiz yetkinin dışında yetki, bizim vereceğimiz kararın dışında karar vermemelidir. 3 Söz, yetki, karar işçilere! Taban örgütlülüklerimiz gücümüzdür!

4 Yaşasın 1 Mayıs, y Taleplerimizi haykırmak için 1 Mayısʼa! 1 Mayıs ta işçilerin, meydanlara çıkıp taleplerini gür sesleri ile dile getirmelerini, susmayıp, yılmayıp baskılara aldırmadan alanlarda olmasını istiyorum. İşçilerin mücadeleden vazgeçmeyip haklarını kazanıncaya kadar kararlılıkla sorunlara karşı durmaları gerektiğini düşünüyorum. 1 Mayıs emeğin, alınterinin coşkusuyla kutlanması gerekirken bugün bunun yerine şiddet, kan ve gözyaşı reva görülüyor. Bizi, korumakla görevlendirilenler vicdan dışı emirleri ile saldıranları hatırlıyorum. Emeğin bayramı olan 1 Mayıs ta herkesi Taksim'e çağırıyorum. Ortaçağ karanlığına karşı 1 Mayısʼa! Bir kargo işçisi Ülkemizin üstüne iyice çöken kara bulutlara, dizginsiz baskıya ve sefalete karşı alanlarda olmamız gerekir. Üstekilere "han hamam, alttakilere din iman" pompalayan zihniyete karşı, sarayda 1000 TL ilk bardakta su içerken, emekçilere 900 TL ile 1 ay geçinmesini söyleyecek kadar pervasız olanlara karşı emeğe ekmeğe adalete sahip çıkmak adına tüm emekçilerin 1 Mayıs ta alanlarda olması gerektiğine inanıyorum. Her alanda orta çağ iktidarından hesap sormak adına herkesi 1 Mayıs a bekliyorum Tekstil işçisi Yasaklara karşı 1 Mayısʼa 1 Mayıs işçilerin meydanlara çıkıp özgürce haklarını savunduğu bir gün olması gerekirken, bugün yasaklardan kaynaklı özgürce haklarımızı dahi dile getirip savunamıyoruz. Biz işçilerin kazanılmış hakları bir bir tırpanlanıyor. Yeni çıkartılanı çalışma yasası bunun en önemli göstergesi. Bunun için işçiler alanlara inip seslerini duyurmalı ve haklarını geri alınmasın için mücadele etmeli. Bütün işçi ve emekçileri 1 Mayıs a davet ediyorum. Pansa Panel den Metal işçisi

5 aşasın sosyalizm! Emekçi kadınlar hesap sormak için 1 Mayıs ta alanlara! Emeğin bayramı yaklaşıyor. İşçi sınıfının patronlara karşı gücünü gösterdiği, taleplerini haykırdığı 1 Mayıs yaklaşıyor. Zorbalıkla yönetilen bu düzenin baskılarına ve zulmüne karşı direnen işçi sınıfı yine alanları dolduracak. Yine biz buradayız diyecekler. Bu 1 Mayıs ta yine işçi ve emekçiler üreten nasırlı elleriyle zorbalığa meydan okuyacaklar. Dünyayı üreten biz işçilerin üzerinden palazlanan sermaye sınıfı işçi sınıfına açlık, yoksulluk reva görürken biz işçi ve emekçi kadınları daha fazla ezmekte, üzerimizden daha fazla kar sağlamakta. Bizi dört duvar arasına hapsederek, ev içi emeğin yükünü sırtımıza bindirerek, üretimden yoksun bırakan bizi edilgen hale dönüştüren bu sermaye düzeninden hesap sormak için mücadele alanlarına olmalı taleplerimizi haykırmalıyız. Bizi yedek iş gücü görerek istedikleri zaman fabrikalara çağıran ihtiyaçları bittiğinden gerisin geri evin yolunu gösteren sermaye düzeninden hesap sormak için; Bizi çifte sömürüye maruz bırakan, esnek, kuralsız, parça başı işlerde çalışmaya iten sermaye düzeninden hesap sormak için; Özgecanları haince katleden ve hala katletmeye devam eden kokuşmuş düzenden hesap sormak için; Kadın cinayetlerin artık katliam boyutuna dönüştüren her geçen gün boyutunun arttığı kokuşmuş düzenden hesap sormak için; Gericiliğe, şiddete, zorbalığa karşı 1 Mayıs ta işçi sınıfının kızıl bayrağı altında birleşelim, haykıralım. İşçilerin Birliği Derneği Emekçi Kadın Komisyonu 1 Mayıs Emekçi kadınlar 1 Mayıs a! 1 Mayıs işçi ve emekçi kadınların günüdür. Biz kadınlar çok çalışmamıza rağmen emeğimizin karşılığını alamıyoruz ayrıca patronlar üzerimizden daha çok palazlanıyor. Biz kadınların daha çok bir araya gelmemiz lazım. Önce evimizde sonra işimizde ve sokakta bütün haklarımız için mücadele etmeliyiz. Ev işçisi kadın

6 Seçim aldatmacasına karşı 1 Mayıs ta alanlara! Önümüzde 1 Mayıs yaklaşıyor. Bugün demokrasi aldatmacası ile önümüze sandık koyup birbirinden farklı olmayan vekilleri seçmemizi isteyecekler. Yani aslında kim seçilirse seçilsin sermaye düzeninin bekasını istemiş olacaklar. Meclis sadece bu düzeni ayakta tutmaya yarar. İşçi sınıfı ve ezilen haklar mevcut soygun ve çürümüş sömürü düzeninden ancak ve ancak köklü bir sınıfsal bir devrimle kurtulabilirler. 1 Mayıs ın tarihçesinde de bu böyledir. Geçmişte nasıl 8 saatlik iş günü sorunsa bugün de sorundur. Bugünde dolaylı bir şekilde günde 14 saat işçiler çalışması gerekiyor. Biz ne zaman burjuvazinin can damarı üretimi durdurup alanlara çıkarsak o zaman burjuva sisteme diz çöktürürüz. Her şeyden önce kitlelere ve onların dönüştürücü gücüne güvenmeliyiz. Bizlere rejim içi çözümler dayatılıyor. Dünyada ve Türkiye de kapitalist sistem bunalımı yaşıyor. Bunalımlar savaşlara yol açıyor. Savaşlarda sosyal devrimleri, yani alt üst oluşları getirecek. Daha bu günden bunun belirtileri, vardır. Tarihte de örnekleri yaşanmıştır. Çağımız emperyalist savaşlar ve işçi devrimleri çağıdır. Düzenin seçim aldatmacasına karşı fiili-meşru sınıf mücadelesiyle 1 Mayıs alanlarında patronlara karşı temel sınıf olarak işçi kimliğiyle gücümüzü göstermeliyiz. Gün 1 Mayıs, gün birleşme, dayanışma, dayanışma günüdür. Onun için bütün işçi ve emekçiler olarak her zaman olduğu gibi Taksim 1 Mayıs alanında olacağız. Gerçek çözüm devrimde kurtuluş sosyalizmde! İç güvenlik paketi hükümsüzdür! Aylardır İç güvenlik paketi diye bir yasadan bahsediliyor. Kime, neye göre iç güvenlik sağlanacağı en sonunda açıklanan maddelerle anlaşılmış oldu. Bir emekçi Bir süredir iktidarın koltuklarının sallandığı gün gibi ortada. Artık işçi-emekçiler, gençler, kadınlar yaşamlarındaki bin bir sorun yüzünden isyan aşamasına geldi. Asgari ücrete yapılan %6+6 lık sefalet zammı, metal işçilerinin yasaklanan grevi, gençliğin gelecekten kaygıları ve her gün cinayet boyutuna ulaşan kadın cinayetleri, temel gıda ve ihtiyaçların fahiş fiyatlara çıkması, savaşlar, katliamlar insanlığı çileden çıkartan, isyan noktasına getiren bir boyuta ulaştı. Zulmünü her geçen gün arttıran sermaye iktidarı, bu zorbalığı karşısında karşılaşacağı her türlü tepkiyi bastırmak için iç güvenlik paketini gündeme getirdi ve polis devleti uygulamalarını yasal güvence altına almış oldu. Nitekim 2013 ün Haziran ayında yaşanan öfke patlaması ile milyonlar sokaklara dökülmüş, özgürlük ve gelecek talepleri ile alanları günlerce zapt etmişlerdi. Şimdi yine böylesi bir patlama öncesinde işçi-emekçilere önceden polis copunu, silahını göstermeyi düşündükleri, paketin içindeki maddelerle anlaşılmış oldu. Ancak işçi, emekçilerdeki bu büyüyen öfkeyi çıkardıkları yasalarla bastırabilmeleri mümkün olmayacaktır. Nasıl ki yıllar önce DGM leri kapattıran, fiili meşru grev hakkını yasal güvence altına aldıran işçi eylemlilikleri yaşandı. Ve bu eylemlilikler farklı boyutlarda devam ediyor. Metal grevinin yasaklanması ardından haklarımızı ancak fiili-meşru mücadeleyle kazanırız diyen metal işçileri var. Artık sokaklara çıktık, geri dönmeye niyetimiz yok diyen kadınlar var. Gelecekleri için mücadele 6 eden işçiler var. Bugünde bu yasa karşısında işçiler-emekçiler ayağa kalkmalı ve hakları ve gelecekleri için bu yasayı sokakta parçalamalılar.

7 Mart ayında en az 139 işçi yaşamını yitirdi! İSİG Meclisi nin yayınladığı iş cinayetleri raporunda 2015 yılının Mart ayında en az 139 işçinin yaşamını yitirdiği belirtilirken yılın ilk üç ayında bu sayının 351 e çıktığı belirtildi. İSİG Meclisi nin raporuna göre, Mart ayında iş cinayetlerinin en çok yaşandığı il olan Urfa da 16, Adana da 10, İstanbul da 7, Bursa da 7, Aydın, Kocaeli ve Konya da ise 6 şar işçi can verdi. Ayrıca tarım, inşaat, taşımacılık, ticaret ve metal işkollarında iş cinayetlerinin yoğunlaştığı Mart ayında iş cinayetinde katledilenlerin 13 ünün kadın ve 126 sının erkek olduğu açıklandı. Kadın işçi ölümleri gizleniyor Kadın işçilerle ilgili yeterli verilere ulaşılamadığını belirten İSİG Meclisi, iş cinayetinde yaşamını yitiren kadınların sayısının da gizlendiğini ifade etti. SGK istatistiklerinde iş cinayetlerinde kadınların oranı yüzde 2 olarak gösterilirken bunun Mart ayında yüzde 9 olduğunun belirlendiği ifade edildi. Raporda Mart ayındaki kadın işçi ölümlerinin tarım, tekstil, sağlık ve belediye işkollarında gerçekleştiği bilgisine yer verildi.! İşçi arkadaş! Ağır çalışma şartlarında kölece çalışıp üç kuruşluk ücrete talim mi ediyorsun? Onurun çiğnenip hakarete mi uğruyorsun? Hakkını aradığın için işten mi atılıyorsun? Hakların için hukuksal destek mi arıyorsun? Patron keyfiyetine yeter deyip sendikalı olmak mı istiyorsun? Desteğe, dayanışmaya, bir yol gösterene mi ihtiyaç duyuyorsun? Yalnız ve çaresiz değilsin! İrtibat:

8 Düzen partilerinin seçim vaadlerine kanmıyoruz! İşçi sınıfının taleplerini savunuyoruz! * Herkese iş, tüm çalışanlara iş güvencesi! * 7 saatlik işgünü, 35 saatlik çalışma haftası! * İnsanca yaşamaya yeterli, vergiden muaf asgari ücret! * Tüm çalışanlar için genel sigorta hakkı! * Herkese parasız sağlık hizmeti! * Herkese her düzeyde parasız eğitim! * Herkese sağlığa ve ihtiyaca uygun ucuz konut! * Topraksız ve az topraklı köylüye toprak! * Emekçi köylünün her türlü borç yükü geçersiz sayılsın! * Her türlü dolaylı vergi kaldırılsın! Artan oranlı gelir ve servet vergisi! * Özelleştirmeye, taşeronlaştırmaya, esnek üretime hayır! * Toplumsal hayatın tüm alanlarında kadın-erkek eşitliği! * Kadınlar üzerindeki her türlü baskıya, eşitsizliğe ve cinsel ayrımcılığa son! * Dış ve iç borç ödemeleri durdurulsun! Tüm borçlar geçersiz sayılsın! * Emperyalistlerle açık-gizli tüm kölelik anlaşmaları iptal edilsin! * Tüm NATO ve ABD üsleri kapatılsın! * Başta NATO olmak üzere emperyalist kuruluşlarla tüm ilişkilere son! * Emperyalist savaşa ve saldırganlığa son! * Sınırsız söz, basın, örgütlenme ve gösteri özgürlüğü! * Tüm çalışanlara grevli ve toplusözleşmeli sendika hakkı! * Tüm faşist-militarist kurumlar dağıtılsın, tüm faşist yasalar iptal edilsin! * Katliamcılar, işkenceciler ve hırsızlar halka açık mahkemelerde yargılansın! * Her türlü ulusal baskı, eşitsizlik ve ayrıcalığa son! * Tüm dillerin tam hak eşitliği! Anadilde eğitim hakkı! * Tüm azınlık milliyetlere kendi dillerini ve kültürlerini kullanma, koruma ve geliştirme hak ve olanağı! 1 Mayıs öncesi gerçekleştireceğimiz Dostların arasında, güneşin sofrasında adlı pikniğimize bütün işçi ve emekçi dostlarımız davetlidir. Araçların kalkış yer ve saati için arayınız. İşçi Bülteni Özel Sayı: 1245 * Fiyatı: 25 Kr * Nisan 2015 * Sahibi ve S. Yazı İşleri Md.: Tayfun Altıntaş * Yayın Türü: Yerel, süreli, siyasi, ayda bir, Türkçe * EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti. * Meşrutiyet Mh. Kodaman Sk. No:111/15 Şişli/İstanbul Tel/Fax: 0 (212) * Baskı: Özdemir Mat. Davutpaşa Cd. Güven Sanayi Sitesi C Blok No: 242 Topkapı / İstanbul Tel: (212)