PP - 1 BACİLLUS SUBTİLİS İÇERİKLİ BİYOPESTİSİTİN BAZI PROBİYOTİK BAKTERİLERİN ANTİBİYOTİK DUYARLILIĞINA ETKİSİ
|
|
- Yeter Togan
- 8 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1
2 PP - 1 BACİLLUS SUBTİLİS İÇERİKLİ BİYOPESTİSİTİN BAZI PROBİYOTİK BAKTERİLERİN ANTİBİYOTİK DUYARLILIĞINA ETKİSİ HİKMET KATIRCIOGLU 1, SEMRA MİRİCİ 1, MUSTAFA YILDIZ 2, SEVİLAY KÜLÜK 1, DÜRDANE KAYA 1 1 GAZİ ÜNİVERSİTESİ 2 ANKARA ÜNİVERSİTESİ Pestisit terimi kısaca pest (zararlı, haşarat) adı verilen zararlı canlıları öldürmek için kullanılan madde anlamına gelir. Biyopestisit ise hayvan, bitki, bakteri ve çeşitli mineraller gibi birçok doğal maddeden elde edilen ve zararlılarla mücadelede kullanılan ürünlerdir. Bu çalışmada, Türkiye tarım bölgelerinde yaygın olarak kullanılan Bacillus subtilis içerikli biyopestisitin toprak bakterilerinden Bacillus sp. in ve probiyotik bakterilerden L. acidophilus un antibiyotik duyarlılığına etkisi incelenmiştir. Antibiyotik olarak penisilin (penicillin-10u), oksasilin (oxacillin-1mcg) ve siprofloksasin (ciprofloxacin-5 mcg) kullanılmıştır. Penisilin ve oksasilin beta-laktam grubu, siprofloksasin ise kinolon grubu antibiyotiklerdendir. Biyopestisitin antimikrobiyal aktivitesinin ve MIC değerlerinin belirlenmesinde Bacillus subtilis, E. coli, S. aureus ve Salmonella sp. kullanılmıştır. İncelenen bakteriler üzerinde biyopestisitin iki dozu (stoktan ml-mic konsantrasyonu ve 1 ml) denenmiştir. Elde edilen verilere göre bu bakterilerin beta-laktam antibiyotiklerine duyarlılıklarının MIC konsantrasyonu uygulandığında azaldığı ve toprağa uygulanan dozda da azalmanın devam ettiği tespit edilmiştir. Kinolon grubu antibiyotikte ise her iki dozda da dikkate değer bir değişiklik saptanmamıştır. Biyopestisit, antibiyotik duyarlılık, probiyotik
3 PP - 2 PİYASADA SATILAN ENDÜSTRİYEL KEFİRLER İLE EVDE TORULA MAYASIYLA YAPILAN KEFİRLERİN MİKROBİYOLOJİK ANALİZİ CANAN ŞİRİN 1, FİLİZ SAĞLAM 2, NEVRİYE GÖNÜLLÜ 1, MURAT GÜNAYDIN 1 1 İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ TIBBİ MİKROBİYOLOJİ ANABİLİM DALI 2 BAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TIBBİ MİKROBİYOLOJİ ANABİLİM DALI Kefir, süt ve kefir taneleri inkübasyonu ile elde edilen ekşimsi bir içecektir. Kefirin diğer fermente süt ürünlerinden farkı, çok sayıda mikroorganizmanın metabolik aktivitesi sonucunda oluşmasıdır. Bu mikroorganizmalar, laktik asit bakterileri, laktozu fermente eden mayalar ve asetik asit bakterileridir. Bu çalışmanın amacı, piyasada satılan endüstriyel üretim kefirler ile elden-ele paylaşılan torula mayalarında bulunan mikroorganizmaları tespit etmektir. Markette satılan 7 çeşit endüstriyel kefir ve 7 çeşit torula mayası çalışmaya dahil edildi. Standart öze ile 10 µl kefir doğrudan, torula mayaları bir gece sıvı tiyoglikolatlı besiyerinde bekletildikten sonra, kanlı, çikolatamsı, Mac Conkey agar ve chromagar besiyerlerine ekildi ve 370C de 48 saat inkübe edildi. Üreyen değişik morfolojideki her koloniden saf kültür elde edildi ve otomatize mikrobiyoloji sistemi (Phoenix, BD) ve MALDI-TOF (Bruker) ile tanımlandı. Çalışılan birinci marka kefirden Lactococcus lactis ssp lactis, Streptococcus bovis ve Acinetobacter baumanii ; ikincisinde Lactococcus lactis ssp lactis ve Escherichia coli; üçüncüsünde Bacillus licheniformis, Streptococcus termophilus, Leuconostoc pseudomesenteriolum, Leukonostoc lactis, Leukonostoc acidophilus ve diğerlerinde sırasıyla; Bacillus cereus, Hafnia alvei, Streptococcus termophilus; Enterococcus durans, Streptococcus termophilus, Enterococcus faecalis, Lactobacillus fermentum; Lactococcus lactis ssp lactis, Bacillus oleronius, Bacillus sonorensis, Bacillus licheniformis ve Leukonostoc lactis, Streptococcus termophilus üredi. Çalışmaya dahil edilen kefir mayalarından sırasıyla Lactobacillus paracassei, Streptomycetes spp., Citrobacter spp., Enterococcus faecalis,roultella ornitholytica; Bacillus cereus, Klebsiella pneumoniae, Pantoea aglomerans,streptococcus bovis, Lactococcus lactis, Streptococcus uberis; Hafnia spp, Klebsiella oxytoca, Enterococcus faecalis, Pediococcus pentosaceus, Staphylococcus auricularis, Serratia liquefaciens; Hafnia spp, Klebsiella pneumoniae, Streptococcus acidominimus, Enterococcus faecalis, Streptococcus dysgalactica; Raoultella ornitholytica, Lactobacillus paracasei, Enterococcus faecalis,lactococcus paracasei, Lactococcus lactis,lactococcus graviae,streptococcus bovis, Streptococcus acidominimus; Candida kefiran, Candida robusta, Candida kefir, Enterococcus faecium, Streptococcus acidominimus ve Lactococcus lactis üredi. Piyasalarda satılan kefirlerde beklendiği gibi zengin bir mikroorganizma içeriğine raslanmadı. Çalıştığımız ürünlerde sadece bir veya iki laktik asit bakterisi ve kontaminant bakteriler üredi.her ne kadar, anaerop kültür ve moleküler yöntemlerin kullanımı mikroorganizma tespit etme olasılığımız arttırsa da, kefirde bulunması beklenen mikroorganizmaların çoğu konvansiyonel aerop kültürle üretilebilmektedir. Tespit ettiğimiz kontaminant bakterilerin iyi bilinen patojen bakteriler olması, ülkemizde satılan bazı kefir türlerinin sağlık açısından bir risk oluşturabileceğine ve kefir üretiminin denetimi uygun standardlara göre yapılması gerektiğini ortaya koymaktadır. Kefir, torula mayası, kontaminasyon
4 PP - 3 KOLON MİKROBİYOTASI VE KOLOREKTAL KANSER MEKANİZMASINDA ETKİLİ PROTEİNLERİN TANIMLANMASI VE HOMOLOJİLERİNİN BİOİNFORMATİK TEKNİKLER İLE İNCELENMESİ AYŞE CANER 1, YÜKSEL GÜRÜZ 2, AYFER HAYDAROĞLU 3 1 EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ, PARAZİTOLOJİ ANABİLİM DALI, EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ, SAĞLIK BİOİNFORMATİĞİ ANABİLİM DALI, EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ, KANSER BİYOLOJİSİ VE İMMUNOLOJİSİ ANABİLİM DALI 2 EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ, PARAZİTOLOJİ ANABİLİM DALI 3 EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ, KANSER BİYOLOJİSİ VE İMMUNOLOJİSİ ANABİLİM DALI Kolorektal kanser (KRK), görülme sıklığı bakımından tüm kanserler arasında 4. sırada, kanser ölümleri arasında 3. sırada yer almaktadır. Bireysel olarak KRK hastalarında intertümoral heterojenite ve aynı tümör içinde farklı genetik mutasyonlar taşıyan multiple koloniler tanımlanmıştır. Bunun genetik faktörlerden, gen ekspresyonu ve metilasyonuna bağlı olduğu bildirilmiştir. KRK kök hücrelerinin keşfi başka bir intratumoral heterojenite tabakasının varlığını açıklamaktadır. Kanser kök hücreleri fenotip ve moleküler özellikleri iyi tanımlanmış bir populasyon olarak düşünülmüştür. Toplanan kanıtlar genetik, epigenetik ve mikroçevresel faktörler ile devamlı olarak şekillenen dinamik bir populasyon olduğunu göstermiştir. Son yıllarda kolon kriptlerindeki yüksek bakteri konsantrasyonunun ve mikrobiotanın kök hücrelere etkisi ve tümör oluşumundaki rolünün araştırılması önem kazanmaktadır. Bu nedenle kolon kanser kök hücre gelişimini kontrol eden genler, proteinler, sinyal yolakları ve transkripsiyon faktörlerin yanında mikrobiyota da kolon kanseri biyolojisinde çok önemli olmaktadır. Bu çalışmada kolon florasını kontrol eden protein ve genlerin identifikasyonu ile kolon kanser kök hücre gelişiminde etkili olan transkripsiyon faktörleri ve proteinlerin arasındaki homoloji biyoinformatik tekniklerle araştırılmıştır. Bunun için öncelikle kolon kök kanser hücresi sırasında ve mikrobiyal florada etkili olan en önemli transkripsiyon faktörleri ve moleküller belirlenmiştir. Bu proteinlerin nükleotid ve aminoasit sekansı EMBLBANK ( ac.uk/embl/), UCSC ( ucsc.edu) ve Uniprot ( uniprot.org) siteleri kullanılarak elde edilmiştir. Sekonder yapıları ve homolojileri için Psipred ve PSI-BLAST ( post-translokasyon modifikasyonlar için NetCGlyc 1.0, NetPhos 2.0 Server ( ve Sulfinator ( proteinlerin fiziksel ve kimyasal özellikleri için Protparam ( programı kullanılmıştır. Makromoleküler yapının modellenmesinde UCSF Chimera ( ucsf.edu/chimera) software programı ile çalışılmıştır. Elde edilen veriler sonuçunda mikrobiyota ile kolorektal kanserogenezis arasındaki moleküler ve hücresel ilişkiler belirlenmiştir. Bu veriler normal gelişim sırasında gerçekleşen kolorektal kanser sürecini ve regülasyonunu daha iyi anlamamızı sağlayabilecek ve her iki alanda da yapılacak olan tanı, tedavi ve koruma çalışmalarında rehber oluşturabilecektir. Mikrobiyoma,kolorektal kanser, biyoinformatiks
5 PP - 4 HELİCOBACTER PYLORİ ENFEKSİYONU OLAN BİREYLERDE TEDAVİ ÖNCESİ VE SONRASI BESLENME DURUMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA AYÇIL ÖZTURAN, SANİYE BİLİCİ GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ BESLENME VE DİYETETİK BÖLÜMÜ Giriş ve amaç: Helicobacter Pylori (H. Pylori) enfeksiyonu iştah ve besin alımını etkilemektedir. Bu araştırma; H. pylori enfeksiyonu olan hastalarda iştah ve beslenme durumunun değerlendirilmesi amacıyla planlanıp yürütülmüştür. Materyal ve metod: Çalışma, Gazi Üniversitesi Hastanesi Gastroenteroloji Polikliniğine başvuran, fonksiyonel dispepsisi olan, endoskopik değerlendirme sonrasında H.pylori tanısı konmuş, son 3 ay içerisinde antibiyotik tedavisi almayan, kronik bir hastalığı olmayan, kortikosteroid kullanmayan ve gebe/ emziklik durumu bulunmayan 40 hasta üzerinde yürütülmüştür. Sosyo-demografik özellikleri ve beslenme alışkanlıklarına yönelik sorular ile basitleştirilmiş beslenme iştah anketi (SNAQ) uygulanmış, tedavi öncesi ve 6 haftalık tedavi protokolü sonrasında 24 saatlik geriye dönük besin tüketim kaydı alınmış ve bazı antropometrik ölçümleri yapılmıştır. Sonuçlar: Yaş ortalaması 37.7±11.3 yıl olan hastaların tedavi öncesi ve sonrasındaki ortalama SNAQ skoru değerleri arasında (sırasıyla; 12.73±1.87 ve 16.1±1.3) istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olduğu ve 6 ay içinde en az %5 vücut ağırlığı kaybı riski altında oldukları saptanmıştır. Tedavi sonrasında bireylerin vücut ağırlığı, BKI, bel çevresi ve boyun çevresi değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı artışlar olduğu görülmüştür (p>0.05). Bireylerin ortalama 2,6±0,5 ana öğün tükettiği, %27,5 inin yemek/içecekleri çok sıcak/çok soğuk tüketmeyi tercih ettikleri; %57,5 inin yemeklerini hızlı (15 dk dan az) tükettikleri, %30 unun sofrada tuz ve %67,5 inin acılı baharatları kullandıkları belirlenmiştir. Günlük enerji alımlarının tedavi sonrasında tedavi öncesine göre istatistiksel olarak daha yüksek olduğu (p<0.05), ancak enerjinin protein, yağ ve karbonhidrattan gelen oranları arasında tedavi öncesi ve sonrasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı saptanmıştır (p>0.05). DRI ile karşılaştırıldığında tedavi öncesi ve sonrasında erkek hastaların posa (%78,9 ve %63,2), folat (%36,8 ve %42,1), kalsiyum (%68,4 ve %57,9) ve magnezyum (%78,9 ve %68,4); kadın hastaların ise posa (%61,9 ve %38,1), folat (%61,9 ve %61,9), potasyum (%95,2 ve %95,2), kalsiyum (%71,4 ve%66,7), magnezyum (%61,9 ve%57,1) ve demir (%71,4 ve %71,4) alımları yetersiz bulunmuştur. Tartışma ve Sonuç: H. pylori enfeksiyonu iştah, besin alımı ve BKI değerlerinde azalmaya neden olmaktadır. Beslenme, Helicobacter pylori, İştah
6 PP - 5 PROBİYOTİKLER VE ORAL SAĞLIK ALP KAYAHAN KIVANÇ 2, MERİH KIVANÇ 1, ZUHAL KIRZIOĞLU 3 1 ANADOLU ÜNİVERSİTESİ 2 YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ 3 SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ Mikroorganizmaların vücudumuza zararlı ve hastalıklara neden olduğu kanısı uzun yıllar kabul görmüştür. Oysa günümüzde sayıları giderek artan bilimsel araştırma sonuçları canlı mikroorganizmaların bazı hastalıkların tedavisinde, hatta önlenmesinde kullanılabileceğine işaret etmektedir. Besinlerle birlikte veya ayrı olarak alınan, mukozal ve sistemik immüniteyi düzenleyerek, bağırsaklarda besinsel ve mikrobiyal dengeyi sağlayarak konakçının sağlığını olumlu yönde etkileyen canlı mikroorganizmalara "probiyotik" adı verilir. Probiyotikler gıda komponentleri veya gıda olmayan preparatlar olarak tüketilebilir. Doğal" olanı kullanma ve tüketme alışkanlığının artması ile günümüzde probiyotiklere olan ilgi de artmıştır. Çeşitli gastrointestinal sistem hastalıklarının tedavisinde yardımcı, çocuklarda alerjik reaksiyonların ortaya çıkışını geciktirmede etkin, kadınlarda vajinal ve üriner sistem enfeksiyonlarının tedavi ve önlenmesinde yararlı olduğu ortaya konulmuştur. Antibiyotiklere olan direncin artması dünya genelinde büyüyen bir problem oluşturmaktadır. Bu nedenle alternatif antimikrobiyal yaklaşımların geliştirilmesi için bu alanda çalışan araştırmacılar teşvik edilmektedir. Bu bağlamda terapötik amaçla sağlığı destekleyen bakterilerin bireylere uygulanması, gelişmekte olan alanlar içerisinde önemli bir yer teşkil etmektedir. Son yıllarda ağız ve diş sağlığına yararlı etkileri üzerinde durulmaya başlanmıştır. Ağız sağlığını geliştirmek için bu tür bakterilerin kullanımı henüz başlangıç aşamasındadır. Fakat gastrointestinal bakım amacıyla önleyici ve tedavi edici olarak üretilen probiyotiklerin ağız yoluyla alınması ağız sağlığına etkisi araştırmacılar için ilgi çekici olmaktadır. Bu derlemede ağız içinde kullanılabilecek probiyotik mikroorganizmalar, diş çürüğüne etkisi, potansiyel oral probiyotiklerin hedefleri gözden geçirilerek, bu konuda yapılmış olan çalışmalar irdelenerek ağzı sağlığı açısından probiyotiklerin kullanılabilirliği tartışılmıştır. Ayrıca oral probiyotiklerin güvenirliği ve gelecekte oral probiyotikler ve beklentiler belirlenmeye çalışılmıştır. Oral sağlık, laktik asit bakterileri, oral probiyotik
7 PP - 6 SİRKEDEKİ GİZLİ PROBİYOTİKLER VE PREBİYOTİKLER NİLGÜN H BUDAK, ZEYNEP GÜZEL SEYDİM, ATIF CAN SEYDİM SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ Sirke, mayalar tarafından fermente olabilir şekerlerin etanole dönüşümünü takiben asetik asit bakterileri tarafından etanolün oksidasyonu sonucu asetik asit oluşumudur. Dünyada farklı hammadde ve teknolojiler kullanılarak çeşitli sirke tipleri üretilmektedir. Geleneksel yöntemlerle yüzey kültür fermantasyon yöntemi uygulanarak üretilen sirkenin gıda bileşen özellikleri diğer sirkelere göre oldukça farklıdır. Bu yöntemde sirkeleştirilecek mayşe, C de 90 günlük uzun fermantasyona bırakılır. Sıvının üzerinde zar oluşumu gözlenir ve zar zamanla kalınlaşarak sirke anası oluşumu gerçekleşir. Sirke anası, asetik asit bakterilerinin sirke yüzeyinde oluşturduğu kalın ve sert bir tabaka olan ekstraselular selülozdur. Asetik asit bakterileri grubunun en önemli cinsleri Acetobacter ve Gluconobacter olup A. xylinum, A. aceti, A. hansenii, A. lovaniensis, A. liquefaciens ve G. hansenii, G. europaeus, G. oboediens, G. intermedius suşları selüloz sentezlemektedir. Ayrıca, Gluconacetobacter xylinus`un ürettiği selüloz şeffaf, gerilme direnci, posa bağlama yeteneği, canlı vücuda adapte olma ve biyoçözünürlük özelliklerine sahip olduğundan bu bakteri en iyi selüloz üreticisidir. Bakteri hücresinin dış yüzeyine bağlı bulunanlar kapsüler polisakkaritler (CPS) ve ortam içinde bulunanlar ekzopolisakkaritler (EPS) bu bakteriler tarafından üretilebilmektedir. Ekzopolisakkaritler, bakterilerin ve mikroalglerin gelişimi sırasında yüzeylerinde bulunan uzun zincirli polisakkaritlerdir. Fruktooligosakkaritler, galaktooligosakkaritler ve inülin prebiyotikleri gibi ekzopolisakkaritler de insan sindirim sisteminde parçalanmaya karşı direnç göstermekte ve sağlığı olumlu yönde etkileyen bakterilerin gelişmesine katkı sağlamaktadır. Bunlara ek olarak, ekzopolisakkaritler antitümor, antiülser, bağışıklık sistemini güçlendirme ve kolesterolü düşürme etkileri ile gıda endüstrisindeki uygulamalar için değerli bileşiklerdir. Yapılan araştırmalarla sirkenin sağlığa faydalı olduğu ve antibakteriyal aktivitesinin yanı sıra kan basıncını düşürücü, antioksidan, şeker hastalığı etkilerini azaltıcı, kardiyovasküler hastalıkları önleyici, karaciğerde yağlanmayı azaltıcı ve egzersiz sonrası enerji sağlayıcı gibi birçok biyolojik fonksiyonu belirlenmiştir. Sirke, prebiyotik, ekzopolisakkarit
8 PP - 7 PROBİYOTİK BAKTERİLER VE OBEZİTE ŞEMSİ GÜL YILMAZ, ÇAĞLAR AKÇALI, ASLI UÇAR ANKARA ÜNİVERSİTESİ BESLENME VE DİYETETİK BÖLÜMÜ Bu çalışma; son yıllarda kullanımı giderek artan ve birçok araştırmaya konu olan probiyotiklerin obezite ile ilişkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Obezite, enerji alımı ve harcanması arasındaki dengesizlikten dolayı vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanmaktadır. Günümüzde 1.46 milyar kişinin hafif şişman, yaklaşık 500 milyon kişinin de obez olduğu tahmin edilmektedir. Son yıllarda bağırsak mikrobiyotasının obezite oluşumunda etkili olabileceği üzerinde durulmaktadır. Normal barsak mikrobiyatasının %90 ını Bacteroidetes ve Firmicutes oluşturmaktadır. Şişman bireylerde normal ağırlıklı bireylere göre daha fazla Firmicutes, daha az Bacteriodetes bulunmaktadır. Ağırlık kaybı Firmicutes miktarında azalmaya ve Bacteriodetes miktarında ise artışa neden olmaktadır. Bu etkinin probiyotik bakterilerin düzenli tüketimini takiben intestinal lümende gram (-) bakteri sayısının artması ve bu bakterilerin hücre duvarından salınan bakteriyel endotoksin lipopolisakkarit (LPS) salınımını artırması şeklinde gerçekleştiği düşünülmektedir. Entorositler Toll Like Reseptörü nü uyararak NFKB (Nüklear Faktör Kappa B) yolağını aktive etmektedir. Bu yolak obezite gelişiminin önlenmesinde kritik rol oynamaktadır. Ayıca probiyotiklerin, GLP-2 ve Endokannobinoid sistem ile intestinal permeabilite, plazma LPS düzeyi ve adipogenezi azaltarak obeziteyi önlediği sonucuna varılmıştır. İntestinal mikrobiyata bir organ sistemi gibi fonksiyon gören trilyonlarca mikroorganizmanın oluşturduğu bir komplekstir. Probiyotik bakteriler bağırsak mikroflorasının doğal üyeleri olup, bağırsak epitellerine kolonize olmakta ve patojen bakterilerin yerleşmesini engellemektedirler. Mikrobiyota kişiye özgü, kişinin yaşamı boyunca değişen endojen ve ekzojen faktörlere duyarlıdır. Bu durum da ağırlık kaybı ve endotoksin seviyesi arasındaki korelasyonu göstermektedir. Batı tipi yağlı ve enerjiden zengin beslenme şekli bağırsak mikrobiyotasını değiştirmekte, inflamasyona ve yağ dokusunda birikime neden olmaktadır. Yapılan çalışmalarda yüksek yağlı diyetle beslenmenin bacteriodetes sayısını azalttığı, probiyotik kullanımının barsak mikrobiyota fermentasyonunu iyileştirdiği, açlık durumunu azalttığı, postprandiyal glukoz cevabını düzettiği, kilo kaybı, kalori alımında azalma, glukoz toleransında atışa neden olduğu gösterilmiştir. Yapılan çalışmalarda obezite ve probiyotik kullanımı arasında pozitif yönlü ilişki olduğu gösterilmesine karşın net bir şey söyleyebilmek için konuyla ilgili daha fazla çalışma yapılması gerektiği düşünülmektedir. Probiyotikler, Obezite, İntestinal Mikrobiyota
9 PP - 8 BEBEKLERDE İNTESTİNAL MİKROBİYATAYI ETKİLEYEN FAKTÖRLER, BESLENME VE ÇÖLYAK İLİŞKİSİ YELİZ SERİN, GAMZE AKBULUT, NEVİN ŞANLIER GAZİ ÜNİVERSİTESİ, SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ, BESLENME VE DİYETETİK BÖLÜMÜ Çölyak hastalığı; genetik olarak duyarlı kişilerde başlıca buğdaydaki gluten ile arpa, çavdar, yulaf gibi tahıllardaki gluten benzeri diğer tahıl proteinlerine karşı kalıcı intolerans olarak gelişen proksimal ince bağırsak hastalığıdır. Çölyak patogenezinde genetik, çevresel ve immünolojik faktörler rol oynamaktadır. Çölyak hastalığının gelişiminden sorumlu genlerin insan lökosit antijenleri (HLA) ile güçlü bir bağlantısı bulunmaktadır. Gluten; çölyak hastalığının gelişiminde rol oynayan temel çevresel faktörlerden biridir. Ancak sadece gluten alımı çölyak hastalığı patogenezini açıklamamaktadır. Dolayısıyla diğer çevresel faktörlerinde bu süreçte değerlendirilmesi gerekmektedir. Çölyak hastalarının bağırsak mikrobiyatası sağlıklı bireylerinkinden farklıdır. Yetişkin çölyak hastalarında Firmicutes bakteri grubu yaygın olarak bulunurken, çocuk çölyak hastalarında en yaygın bakteri grubu Proteobacteria dır. Son yıllarda, doğum şeklinin (sezeryan/normal) ve doğumun gerçekleştiği mevsimin (yaz/kış), bağırsak mikrobiyatasını değiştirerek çölyak gelişimine neden olabileceği düşünülmektedir. Bunun yanı sıra vajinal doğumda bebeğin mikrobiyotasının annenin vajinal mikrobiyotasına (baskın olarak Lactobacillus, Prevotella, veya Sneathia spp) benzediği, sezeryan doğumlarda bebeğin bağırsak florasının annenin deri mikrobiyotasına (baskın olarak Staphylococcus, Corynebacterium, and Propionibacterium spp) benzediği bulunmuştur. Avrupa Pediatrik Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Komitesi (ESPGHAN) ve Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu 2008 yılında tamamen gözlemsel çalışmalardan oluşan bir rapor yayınlamışlardır. Rapora göre özellikle bebeklik döneminde gluten ile erken (< 4 ay) veya geç tanışmak (> 7 ay) çölyak hastalığı için bir risk faktörü olarak gösterilmiştir. Raporda vurgulanan bir diğer nokta ise bebeğin glutenle ilk tanışmasının çok küçük miktarlarda ve anne sütü alıyorken olması gerekliliğidir. Ancak son zamanlarda yayınlanan iki çok merkezli geniş çaplı randomize kontrol çalışma sonuçları (PREVENTCD ve CELIPREV) mevcut önerileri desteklememektedir. Bu çalışma raporlarına göre çölyak hastalığına genetik yatkınlığı olmayan bebeklerin glutenle tanışma yaşının 4-12 ay arasında olmasının veya bebeklere glutenli besin başlama miktarının hastalık gelişimine etkisi olmadığı yönündedir. Epidemiyolojik ve klinik veriler çevresel faktörlerin hastalık gelişiminde rolü olabileceğini ileri sürmektedir. Ancak çevresel faktörlerin hastalık gelişimindeki rolü ve etki mekanizmaları hakkında daha çok klinik araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Bebek, çölyak, mikrobiyota
10 PP - 9 PROBİYOTİKLER VE GLİKOZ METABOLİZMASINA ETKİSİ HATİCE BÖLÜKBAŞI, NEVİN ŞANLIER GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ Sağlıklı bireylerde patojen ve patojen olmayan mikroorganizmalar denge halindedir. Mikrobiyotadaki değişimler sonucu denge bozulduğunda mukozanın bariyer oluşturma işlevi bozulmakta ve sonuç olarak beyin, pankreas, karaciğer, kas, yağ dokusunun işlevlerini değiştirmektedir. Geçirgenliğin artması sonucunda inflamatuar sitokinlerde artış meydana gelmekte, inflamasyon sonucunda da metabolik hastalıkların oluşumuna zemin hazırlamaktadır. Probiyotikler ürettiği hidrojen peroksit, organik asit, bakteriosin vb. antimikrobiyal moleküller sayesinde antibakteriyal özellik göstermektedirler. Çalışma sonuçlarına göre laktobasillusların birçoğu asetik asit ve laktik asit gibi metabolitlerinden ve ph ı düşürebilme yetenekleriyle bakteriyal patojenlerin çoğalmasını engellediği tespit edilmiştir. Birçok laktobasil suşu intestinal MUC3 ve MUC2 ekspresyonunun artışına neden olmakta böylece mukus tabakasını arttırarak bariyer fonksiyonunu geliştirmektedir. Laktobasil rhamnosus GG intestinal epitel hücrelerinin apoptozisine engel olarak bariyer fonksiyonunu arttırmaktadır. Normal yoğurt ve probiyotik yoğurt tüketiminin glikoz metabolizması üzerine etkisinin araştırıldığı bir çalışmada probiyotik ile zenginleştirilmiş yoğurdun açlık plazma glikozunu ve HbA1c yi anlamlı olarak azalttığı, süperoksit dismutaz ve glutatyon peroksidaz seviyelerini artırdığı, plazma insülin seviyesini ise değiştirmediği tespit edilmiştir. Başka bir çalışmada bir ay boyunca lactobacıllus lactis takviyesi alan bireylerde leptin seviyesinde azalma ve glikoz metabolizmasında iyileşme olduğu görülmüştür. L. rhamnosus GG ; yüksek yağlı diyet ile uyarılan insülin direncini iyileştirmekte, glukoneogenezi azaltmakta, karaciğerde yağ asit oksidasyonu ve iskelet kasında GLUT4 seviyesini artırmaktadır. Lactobacillus rhamnosus GG ile Bifidobacterium lactis Bb12 takviyesi alan ve beslenme eğitimi verilen gebelerde 24 aylık izlem sonrasında eğitim ve probiyotik takviye alan grupta kontrol grubuna göre gestasyonel diyabet görülme sıklığı daha düşük bulunmuştur. Sonuç olarak sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için sağlıklı bir gastrointestinal sisteme sahip olmak önemlidir. Probiyotikler bağırsak sistemini iyileştirerek konakta yararlı etki oluşturabilen canlı mikroorganizmalardır. Besinlerle alınan probiyotiklerin bağırsak sistemine canlı olarak ulaşması, besinin az 106koloni/g canlı probiyotik bakteri içermesi, besinin üretim ve raf ömrü süresince canlı kalması gerektiği bilinmektedir. Sağlık üzerine etkilerini net açıklayabilmek için daha fazla bilimsel çalışmaya ihtiyaç vardır. Glikoz metabolizması, insülin, probiyotik
11 PP - 10 PARAZİTLER VE MİKROBİYOTA AYŞE CANER, EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ, PARAZİTOLOJİ ANABİLİM DALI, EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ, SAĞLIK BİOİNFORMATİĞİ ANABİLİM DALI, EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ, KANSER BİYOLOJİSİ VE İMMUNOLOJİSİ ANABİLİM DALI İntestinal sistemin önemli komponetlerinden biri olan ökaryotların insan ile ilişkileri parazit ve kommensal yaşam arasında değişmektedir. Bakteri ve viruslar ile beraber kompleks bir ekosistem sunmakta ve aynı niş içinde yaşamaktadırlar. Bu kompozisyonları, birbirleriyle ve konak ile olan ilişkileri konağın yaşı, beslenmesi, coğrafyası ve hastalıkları gibi faktörlerden etkilenmektedir. İnsan bağırsağında ökaryotlarla yapılan kapsamlı çalışmalar ile kommensal veya parazit olarak yaşayan 15 den fazla farklı protista ve 50 helmint cinsi olduğu saptanmıştır. Bu kompozisyonda parazitlerin etkisi, immunolojisi ve biyolojisi ile ilgili araştırmalar son yıllarda giderek artmaya başlamıştır. Tek hücreli ökaryot olan protozoanlar her türlü doğal ortamda yer aldıkları gibi insan mikrobial florası içinde de bulunmaktadır. Hayat döngülerinde oluşturdukları kist formları ile yıllarca insan vücudunun çeşitli doku ve organlarında yaşamakta, uygun durumlarda aktif hale gelebilmektedir. Bazı protozoan formları ise bir hastalık oluşturmamakta ve intestinal sistem içinde belirli bir denge içinde yaşamaktadır. Bu apatojen parazitlerin inflamutar bağırsak hastalıkları ve kanserler arasındaki ilişkileri araştırılmaktadır. Parazitler ve bakteriler aynı çevrede yaşarken birbirlerini etkilemektedirler. İntestinal helmintler, intestinal sistem fizyolojisini, pemeabilitesini, mukoz sekresyonunu değiştirmekte ve anti-mikrobial peptidlerin oluşumunu sağlamaktadır. Bu durum bakterilerin yaşamlarında ve lokalizasyonlarında değişikler yapmaktadır. Konak ile bakteri arasındaki ilişki üzerinde ilerlemeler saptanırken, helmint ve bakteriler arasındaki ilişkinin büyük kısmı hala bilinmemektedir. İntestinal helmintlerin kuvvetli bir immunomodulatör etkileri olduğu bilinmektedir. Bu etkilerinde intestinal bakterilerin katkıları ve aralarındaki ilişkileri bilinmemektedir. İnsan, bakteri ve helmintin içinde olduğu bu üçlü ilişki, metabolik ve immun sistemimizin gelişiminde kuvvetli ve seçici bir etki yaratmaktadır. Bu etki helmintlerin eradike olduğu gelişmiş ülkelerde çok az görülmekte ve kronik inflamatur/allerjik hastalıklardaki artışlar ile uyum göstermektedir. Parazit ve bakteri arasındaki ilişkinin belirlenmesi detaylı olarak araştırılması gereken konulardır. Parazitin intestinal sistemde oluşturduğu immunolojik ve metabololik değişiklerin mikrobiota üzerine etkileri ve mikrobiotada aktif görev yapan parazitlerin tespit edilmesi sağlıklı bir homoestasis için anahtar rol oynabilir. Parazit, mikrobiota, bakteri
12 PP - 11 KARDİYOVASKÜLER SİSTEM VE PRE-PROBİYOTİKLER SEDANUR MACİT, EDA KÖKSAL GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ BESLENME VE DİYETETİK BÖLÜMÜ Bağırsak mikrobiyotasının normal işlevini sürdürmesinin bireyin genel sağlığı üzerinde önemli etkileri vardır. Çalışmalar mikrobiyal dysbiosisin sadece intestinal hastalıklar üzerinde değil metabolik, sendrom, obezite ve kardiyovasküler hastalıklar (KVH) üzerinde de etkili olduğunu göstermektedir. Kolesterol, hücre bütünlüğü ve fonksiyonunda elzem bir bileşen olmasına rağmen, serum kolesterol seviyelerinin uzun dönem yüksek seyretmesi ateroskleroz gelişimine neden olabilmekte ve KVH için risk oluşturmaktadır. Bazı probiyotikler ve prebiyotikler (inülin-oligosakkaritler) çeşitli mekanizmalar aracılığıyla kolesterol seviyesini düşürücü etki göstermektedir. Safra tuzlarının dekonjugasyonu ile enterohepatik dolaşımdaki kolesterolün azaltılması, kolesterolün hücre membranına bağlanarak kolesterol emiliminin azaltılması, kısa zincirli yağ asitlerinin üretimi ile HMG-CoA redüktazın baskılanması bu mekanizmalar arasındadır. Probiyotiklerin kolesterol düşürücü etkilerinde, süt grubu besinlerle alımları sonucu artmış kalsiyum ve magnezyum alımının da rolü olabileceği düşünülmektedir. Probiyotikler bu etkilerinin yanı sıra serum kan glukozu, insülin direnci, renin anjiyotensin sistemi üzerinde de olumlu etki göstererek, KVH olan gelişimi için risk faktörü olan hipertansiyon riskini azaltmaktadır. Özellikle kazeinolitik ve laktozu hidrolize eden enzimlere sahip olan probiyotiklerin kan basıncı üzerine olumlu etkileri vardır. Çalışmalara göre hipokolesterolemik probiyotikler: Streptococcus thermophilus, Enterococcus faecium, Lactobacillius acidophilus, Bifidobacterium longum, L.Casei, Saccharomyces boulardi, L.Curvatus, L.Plantarum, L.Reuteri iken anti-hipertansif probiyotikler Lactobacillus casei, Streptococcus thermophilus, L.Plantarum, L.Helveticus, Saccharomyces cerevisia, L.Acidophilus, L.Fermentum, L.Bulgaricus tur. Sonuç olarak; prebiyotiklerin ve probiyotiklerin yeterli miktarda ve düzenli kullanımı sağlığın geliştirilmesinde önemli rol oynamaktadır. Probiyotiklerin KVH gelişimini önleyici etkisi olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur; ancak kullanılacak probiyotik suşu ve miktarını belirten çalışmalara ihtiyaç vardır. Kaynaklar 1.Cardiovascular benefits of probiotics: a review of experimental and clinical studies. The Royal Society of Chemistry DOI: /c5fo01190f. 2.The contributory role of gut microbiota in cardiovascular disease. J Clin Invest. 2014;124(10). 3.The role of probiotics on each component of the metabolic syndrome and other cardiovascular risks. Expert Opin. Ther. Targets. 2015;19(8). 4. Effects of Probiotics, prebiotics and synbiotics on Hypercholestrolemia: A review. Chinese Journal of Biology,2014. Kardiyovasküler sistem, prebiyotikler, probiyotikler
13 PP - 12 PROBİYOTİKLER VE SAĞLIK ÜZERİNE ETKİLERİ SEMRA NAVRUZ VARLI, NEVİN ŞANLIER GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ BESLENME VE DİYETETİK BÖLÜMÜ Probiyotikler "yeterli miktarlarda alındığında sağlığa yararlı etkileri olan canlı mikroorganizmalar" olarak adlandırılmaktadır. Canlı mikroorganizma ilave edilmiş besinlerin insan sağlığı üzerine yararlı etkileri olduğu düşünüldüğünden hastalıkların önlenmesinde ve tedavisinde probiyotik beslenme tedavisi gibi alternatif stratejiler büyük ilgi görmektedir. Son yıllarda özellikle diyare, konstipasyon, alerji, inflamatuvar-irritabl bağırsak hastalıkları, Helicobacter pylori enfeksiyonu, kardiyovasküler hastalıklar, hipertansiyon, obezite, diyabet, hiperlipidemi gibi pek çok hastalıkla ilişkisi gösterildiğinden probiyotik kullanımı yaygın hale gelmiştir. Probiyotik bakterilerin olası kolesterol düşürücü etkilerine dair kesin bir sonuca varılamamasına rağmen hayvan ve insan çalışmaları sonuçları özellikle fermente süt ürünlerinden gelen probiyotiklerin kolesterol düşürücü etkisinin olduğunu göstermektedir. Farklı probiyotik türleri tarafından fermente edilen süt ürünlerinin kan basıncı üzerine incelendiğinde kısa ve uzun vadede hipotansif faydalarının olduğu tespit edilmiştir. Probiyotiklerin diyabetik hastalarda serbest oksijen radikallerine karşı koruyarak ve inflamasyonu inhibe ederek hastalık üzerinde birçok faydası bulunmaktadır. Bununla birlikte probiyotiklerin çoğunun diyarenin kontrolünde ortak bir yarar sağladığı ifade edilmektedir. Probiyotiklerin insan sağlığını başlıca üç mekanizmayla desteklediği belirtilmektedir. İlk mekanizma karbonhidratların anaerobik fermantasyonu sonucu organik asitler gibi son ürünler üretmeleridir. Bu asitler konakçı tarafından absorbe edilebilmekte ve insanın psikolojik durumunu, enerji düzeyini ve hatta bilişsel yeteneklerini bile etkileyebilmektedir. İkincisi patojenlerle başarılı bir şekilde yarışmalarıdır. Sonuncusu ise spesifik polisakkaritlerin üretilmesiyle konakçının immün yanıtını stimüle etmeleri olarak belirtilmektedir. Probiyotiklerin sağlığa faydalı etkilerinin cinse ya da türe özgü değil suşa-özgü olduğu bu nedenle aynı türün suşları olsa bile öngörülen faydaların tümünü sağlayacak tek bir probiyotik suşu bulunmadığı unutulmamalıdır. Ayrıca olumlu etkilerinin yanı sıra probiyotiklerin özellikle bağışıklığı baskılanmış, ameliyat sonrası iyileşme döneminde olan ya da bağırsak bütünlüğü tehlikede olan bireylerde enfeksiyonlardan sorumlu olabileceği düşünüldüğünden kullanımına dikkat edilmesi gerekmektedir. Probiyotiklerin güvenirliliği, hastalığa özgü önerilen dozlar ve her bir hastalıkta en etkili olan suşun araştırılması gibi konularda yapılacak çalışmaların ileri dönemde probiyotiklerin sağlık üzerine etkilerinin değerlendirilmesinde yol göstereceği düşünülmektedir. Probiyotikler, sağlık
14
Probiyotik suşları. Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı
Probiyotik suşları Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı İnsan ve bakteri ilişkisi İnsan vücudundaki bakterilerin yüzey alanı = 400 m 2 (Tenis kortu kadar) İnsandaki gen
DetaylıSÜT ENDÜSTRİSİNDEKİ YARARLI MİKROORGANİZMALAR
SÜT ENDÜSTRİSİNDEKİ YARARLI MİKROORGANİZMALAR Süt ve süt ürünleri mikrobiyolojisinde yararlı mikroorganizmalar temel olarak süt ürünlerinin üretilmesinde kullanılan çeşitli mikroorganizmaları tanımlamaktadır.
Detaylı*Türden türe değişkenlik gösterir. *İnsanın sadece barsak mikroflorasında 100 türün üzerinde 100 trilyondan fazla bakteri mevcuttur.
*Türden türe değişkenlik gösterir. *İnsanın sadece barsak mikroflorasında 100 türün üzerinde 100 trilyondan fazla bakteri mevcuttur. *İnsan üzerinde ya da içinde simbiyotik yaşam sürdüren 450-500 tür mikroflora
DetaylıPROBİYOTİK Lactabasillus Acidophilus 1.25 milyar CFU Lactabasillus Rhamnosus 1.25 milyar CFU Lactabasillus Casei 1.25 milyar CFU Bifidobacterium
ENTEROGİS 1 PROBİYOTİK Lactabasillus Acidophilus 1.25 milyar CFU Lactabasillus Rhamnosus 1.25 milyar CFU Lactabasillus Casei 1.25 milyar CFU Bifidobacterium Bifidum 1.25 milyar CFU Çinko 15 mg 2 Probiyotik
DetaylıT.C Uludağ Üniversitesi Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu. Burcu EKMEKÇİ
T.C Uludağ Üniversitesi Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu Burcu EKMEKÇİ PROBİYOTİKLER, DOST CANLILAR Probiyotikler Nedir? Probiyotik kelimesi Yunanca da pro bias yani yaşam için olan anlamına gelmektedir.
Detaylıİntestinal Mikrobiyota Nedir? Ne yapar? Dr. Taylan Kav Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji BD
İntestinal Mikrobiyota Nedir? Ne yapar? Dr. Taylan Kav Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji BD En iyi mikrop ölü mikrop (mu)? Vücudumuzdaki Mikroplar Bakteriler Mantarlar Virüsler Bakterilerle
Detaylı*Barsak yaraları üzerine çalışmalarda probiyotikler, yaraların iyileşmesi ve kapanması amaçlı test edilmiştir.
* *Aşılama öncesinde ve beraberinde probiyotik kullanma veya aşının içine serokonversiyon oranını arttıracağına inanılan suşların eklenmesi ilgili çalışmalar son birkaç yılda hızla artmıştır. *Şimdiye
DetaylıPROBİYOTİKLER VE SAĞLIK
PROBİYOTİKLER VE SAĞLIK Özet : Probiyotikler intestinal mikrobiyal dengeyi düzenleyen canlımikroorganizmalardır. Son yıllarda yapılan çalışmalarda probiyotiklerin bakteriyel ve viral ishaller ile atopik
Detaylıİnsan Mikrobiyom Projesi. Tanıl Kocagöz, M.D., Ph.D.
İnsan Mikrobiyom Projesi Tanıl Kocagöz, M.D., Ph.D. İnsan Mikrobiyomu İnsan vücudu 10 13 hücreden oluşmaktadır İnsan vücudu 10 14 mikroorganizma taşımaktadır. Mikroorganizmalar insan hücrelerinden 10 kat
DetaylıÖzel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!
Özel Formülasyon DAHA İYİ Yumurta Verimi Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!
DetaylıDİYET POSASI VE SAĞLIK İLİŞKİSİ. Duygu PELİSTER
DİYET POSASI VE SAĞLIK İLİŞKİSİ Duygu PELİSTER Lif yönünden zengin diyet, sağlıklı beslenmenin olmazsa olmazlarındandır. Diyet lifinin, sadece gastrointestinal mukozadan sindirilmeden ya da herhangi bir
Detaylı*Hijyen hipotezi, astım, romatoid artrit, lupus, tip I diabet gibi otoimmün hastalıkların insidansındaki artışı açıklayan bir alternatiftir.
* *Hijyen hipotezi, astım, romatoid artrit, lupus, tip I diabet gibi otoimmün hastalıkların insidansındaki artışı açıklayan bir alternatiftir. *Bu hipotez, memelilerin evrimsel geçmişlerinin bir parçası
DetaylıPazardan Sofraya:Pazarlama ve Tüketim Beslenmede Balığın Yeri ve Önemi
Pazardan Sofraya:Pazarlama ve Tüketim Beslenmede Balığın Yeri ve Önemi Prof. Dr. Yasemen YANAR Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölüm Başkanı Tarih boyunca medeniyetler
DetaylıCan boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur..
Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.. 1 BESLENME BİLİMİ 2 Yaşamımız süresince yaklaşık 60 ton besin tüketiyoruz. Besinler sağlığımız ve canlılığımızın devamını sağlar. Sağlıklı bir
DetaylıChapter 10. Summary (Turkish)-Özet
Chapter 10 Summary (Turkish)-Özet Özet Vücuda alınan enerjinin harcanandan fazla olması durumunda ortaya çıkan obezite, günümüzde tüm dünyada araştırılan sağlık sorunlarından birisidir. Obezitenin görülme
DetaylıTekrarlayan Üriner Sistem Enfeksiyonlarına Yaklaşım. Dr.Adnan ŞİMŞİR Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji AD
Tekrarlayan Üriner Sistem Enfeksiyonlarına Yaklaşım Dr.Adnan ŞİMŞİR Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji AD ÜSE Tüm yaş grubu hastalarda en çok rastlanılan bakteriyel enfeksiyonlar İnsidans 1.000 kadının
DetaylıUYGULAMALI MİKROBİYOLOJİ LABORATUARI
27.02.2012 UYGULAMALI MİKROBİYOLOJİ LABORATUARI DANIŞMANLAR: Araş.Gör.Dr. Ali KOÇYİĞİT Caner VURAL Hazırlayanlar: Sinem BÜYÜKKALP Ezgi OSMANOĞULLARI Sevcan ŞATIR Simge KAHYA 1 http://www.geyigiz.biz/2012/02/16/inek-isi-iskence/
DetaylıMERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065
MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065 TÜRKİYE SAĞLIKLI BESLENME VE HAREKETLİ HAYAT PROGRAMI (2014 2017) TÜRKİYE SAĞLIKLI BESLENME VE HAREKETLİ
DetaylıÇocuk ve Yetişkin Üriner Escherichia coli İzolatlarında Plazmidik Kinolon Direnç Genlerinin Araştırılması
Çocuk ve Yetişkin Üriner Escherichia coli İzolatlarında Plazmidik Kinolon Direnç Genlerinin Araştırılması Melisa Akgöz 1, İrem Akman 1, Asuman Begüm Ateş 1, Cem Çelik 1, Betül Keskin 1, Büşra Betül Özmen
DetaylıDAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık
ÖZEL FORMÜLASYON DAHA İYİ Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALİYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA İÇİN AGRALYX
DetaylıTÜRKİYE DE EKMEK TÜKETİMİ VE SAĞLIK İLİŞKİSİ Dyt. Elvan Odabaşı Kanar
TÜRKİYE DE EKMEK TÜKETİMİ VE SAĞLIK İLİŞKİSİ Dyt. Elvan Odabaşı Kanar EKMEK REYTINGI EN YUKSEK BESIN Ekmek KİLO ALDIRIYOR Ekmeğin üzerine SAĞLIĞA ZARARLIDIR yazılmalı (19.03.2013 Sabah Gazetesi) Ekmek
DetaylıHatice YILDIRAN. Gıda Mühendisi BURDUR İL MÜDÜRLÜĞÜ
Hatice YILDIRAN Gıda Mühendisi BURDUR İL MÜDÜRLÜĞÜ GIDA TAKVİYELERİ Eğitim Yeri Eğitim Konusu : HOLLANDA-TNO : Gıda Takviyeleri Eğitim Süresi : 21 Aralık 2012-20 Mart 2013 Danışman : Dr. Koen VENEMA Eğitim
DetaylıRUMİNANT RASYONLARINDA MAYA KULLANIMI VE ÖNEMİ
RUMİNANT RASYONLARINDA MAYA KULLANIMI VE ÖNEMİ Rumen mikroorganizmaların (bakteriler,protozoalar ve mayaların) bir denge içinde çalıştırdığı kusursuz bir makinedir. Yüksek et-süt verimi isterken bu hayvandaki
DetaylıHazırlayanlar İpek KARŞI Ayda ZEYBEK Sezgi KIPÇAK Türker GÜL. Danışmanlar Araş.Gör.Dr. Ali KOÇYİĞİT Araş.Gör. Caner VURAL 2012
Ege Üniverstesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Temel ve Endüstriyel Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Uygulamalı Mikrobiyoloji Laboratuar Dersi Sauerkraut Turşusu Yapımı ve Mikrobiyolojik Analizi Hazırlayanlar
DetaylıDİRENÇLİ BAKTERİ ENFEKSİYONLARINA KARŞI KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER
DİRENÇLİ BAKTERİ ENFEKSİYONLARINA KARŞI KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER 1. Vankomisin Vankomisin, Nocardia Orientalis in (eskiden Streptomyces orientalis olarak bilinen) belli suşlarından elde edilen amfoterik
DetaylıKARBONHİDRATLAR. Glukoz İNSAN BİYOLOJİSİ VE BESLENMESİ AÇISINDAN ÖNEMLİ OLAN
KARBONHİDRATLAR Normal diyet alan kişilerde enerjinin % 55-60 ı karbonhidratlardan sağlanır. Bitkiler karbonhidratları fotosentez yoluyla güneş ışığının yardımıyla karbondioksit ve sudan yararlanarak klorofilden
DetaylıÖzel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA CIVCIV IÇIN OVOLYX!
Özel Formülasyon DAHA İYİ Yumurta verimi Kabuk kalitesi Civciv kalitesi Döllülük Çıkım oranı Karaciğer sağlığı Bağırsak sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA
DetaylıEklem Protez Enfeksiyonlarında Antimikrobiyal Tedavi
Eklem Protez Enfeksiyonlarında Antimikrobiyal Tedavi Dr. Çağrı Büke Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı 26.12.15 KLİMİK - İZMİR 1 Eklem protezleri
DetaylıBakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar.
Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar. Vücutta küçük miktarda bakır varlığı olmaz ise demirin intestinal yolaktan emilimi ve kc de depolanması mümkün değildir. Bakır hemoglobin yapımı için de
DetaylıÖzel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması
Özel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması 20 24 Mayıs 2009 tarihleri arasında Antalya da düzenlenen 45. Ulusal Diyabet Kongresinde
Detaylıİnsan Mikrobiyom Projesi. Prof. Dr. Tanıl Kocagöz
İnsan Mikrobiyom Projesi Prof. Dr. Tanıl Kocagöz Human Microbiome Project İnsan Mikrobiyom Projesi (İMP) 2007 yılında NIH tarafından başlatıldı 300 gönüllünün 5 vücut bölgesinden değişik zamanlarda, toplam
DetaylıMikrobiyom Çalışmaları. Tanıl Kocagöz
Mikrobiyom Çalışmaları Tanıl Kocagöz İnsan Mikrobiyomu İnsan vücudu 10 13 hücreden oluşmaktadır İnsan vücudu 10 14 mikroorganizma taşımaktadır. Mikroorganizmalar insan hücrelerinden 10 kat daha fazladır.
DetaylıÖZEL EGE LİSESİ PROBİYOTİK MEYVE SUYU
ÖZEL EGE LİSESİ PROBİYOTİK MEYVE SUYU HAZIRLAYAN ÖĞRENCİ: Cem YILDIRIM DANIŞMAN ÖĞRETMEN: Melike GÜZEL İZMİR 2017 İÇİNDEKİLER 1.Proje özeti...2 2.Projenin amacı...3 3. Giriş...3-4 3.1 Beslenmenin önemi...3
DetaylıLaktoz intoleransı olan hastalarda sindirilmeden kalan laktozdan dolayı ozmatik denge bozularak bağırsak içerisinde sıvı ve elektrolit birikimi
Laktoz İntoleransı Laktoz intoleransı (laktozun sindirilememesi) özellikle Afrika ve Asya da daha yaygın olup ilerleyen yaş, sindirim sistemi hastalıkları ya da antibiyotik kullanımı gibi bazı terapi tiplerinin
DetaylıLUCILIA SERİCATA LARVALARI VE SALGILARININ YARALARDAKİ BAKTERİLERE ETKİSİNİN İN-VİVO VE İN-VİTRO OLARAK ARAŞTIRILMASI
LUCILIA SERİCATA LARVALARI VE SALGILARININ YARALARDAKİ BAKTERİLERE ETKİSİNİN İN-VİVO VE İN-VİTRO OLARAK ARAŞTIRILMASI Erdal POLAT a, Hüseyin ÇAKAN b, Dilek BOLABAN a, Turgut İPEK c a İstanbul Üniversitesi
DetaylıÇölyak Hastalığı Olan Çocukların Anne Sütü Alma ve Tamamlayıcı Beslenmeye Geçme Durumlarının Değerlendirilmesi
Çölyak Hastalığı Olan Çocukların Anne Sütü Alma ve Tamamlayıcı Beslenmeye Geçme Durumlarının Değerlendirilmesi Araş. Gör. Gizem Aytekin, Araş. Gör. Hülya Yılmaz Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi
DetaylıPRETERM MAMALAR. Prematürelerin artan besinsel ihtiyaçlarını karşılar. Normal büyüme ve gelişimi destekler
PRETERM MAMALAR Prematürelerin artan besinsel ihtiyaçlarını karşılar Normal büyüme ve gelişimi destekler Preterm mamalarla artan büyüme oranları elde edilmiştir Ağırlık artışı Baş çevresi genişlemesi Prematüre
DetaylıBEEBOOK & BAL ARISI (Apis mellifera L.) MİKROFLORASI
BEEBOOK & BAL ARISI (Apis mellifera L.) MİKROFLORASI Dr. Aslı Özkırım Yrd. Doç. Dr., Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü Arı Sağlığı Laboratuvarı COLOSS 9.1% 90.9% BEEBOOK BeeBook İçeriği ve Amacı BAL
DetaylıErişkinde Mikrobiyota. Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı
Erişkinde Mikrobiyota Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı İnsan ve bakteri ilişkisi İnsan vücudundaki bakterilerin yüzey alanı = 400 m 2 (Tenis kortu kadar) İnsandaki gen sayısı:
DetaylıKomplike deri ve yumuşak doku enfeksiyonu etkeni çoklu dirençli patojenlerin bakteriyofaj duyarlılıklarının araştırılması
Komplike deri ve yumuşak doku enfeksiyonu etkeni çoklu dirençli patojenlerin bakteriyofaj duyarlılıklarının araştırılması Aycan Gundogdu, Ph.D. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim
DetaylıHİPP Biberon Mamaları
HİPP Biberon Mamaları HiPP PRE Organik Bebek Sütü 300 gr TR2018 Özellikleri : Karbonhidrat kaynağı yalnızca süt şekeri olan laktoz dur. Hipp PRE Organik Combiotic Bebek Sütü 350 gr TR2469 Özellikleri :
DetaylıİLK 1000 GÜNDE UYGULANAN BESLENME POLİTİKALARI VE GELECEK NESİLLERE ETKİSİ
İLK 1000 GÜNDE UYGULANAN BESLENME POLİTİKALARI VE GELECEK NESİLLERE ETKİSİ Dr. Sema ÖZBAŞ Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çocuk ve Ergen Sağlığı Daire Başkanı Sağlık Bakanlığı Teşkilat Şeması Türkiye Halk
DetaylıNormal Mikrop Florası. Prof.Dr.Cumhur Özkuyumcu
Normal Mikrop Florası Prof.Dr.Cumhur Özkuyumcu Vücudun Normal Florası İnsan vücudunun çeşitli bölgelerinde bulunan, insana zarar vermeksizin hatta bazı yararlar sağlayan mikroorganizma topluluklarına vücudun
DetaylıBütün vücudumuzda, derimizin üzerinde, ağzımızda mikroplar bulunur;
Prebiyotikler Bütün vücudumuzda, derimizin üzerinde, ağzımızda mikroplar bulunur; İnce bağırsaklardaki bakteri sayısı mideden fazla; ancak besin, sindirim suları ve safrayla birlikte hızla akıp gittiği
DetaylıBilindiği üzere beslenme; anne karnında başlayarak yaşamın sonlandığı ana kadar devam eden yaşamın vazgeçilmez bir ihtiyacıdır
OBEZİTE Obezite günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Obezite genel olarak bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artması sonucu
DetaylıKARACIGERINI KORU SIGORTAYI ATTIRMA!
KARACIGERINI KORU SIGORTAYI ATTIRMA! Portal : www.takvim.com.tr İçeriği : Gündem Tarih : 09.03.2017 Adres : http://www.takvim.com.tr/yasam/2017/03/09/karacigerini-koru-sigortayi-attirma Karaciğerini koru
DetaylıFitik asit gıdaların fonksiyonel ve besinsel özellikleri üzerine önemli etkileri olan doğal bileşenlerin kompleks bir sınıfını oluşturmaktadır.
FİTİK ASİT İN BESLENMEDEKİ ÖNEMİ FİTİK ASİT NEDİR? Fitik asit gıdaların fonksiyonel ve besinsel özellikleri üzerine önemli etkileri olan doğal bileşenlerin kompleks bir sınıfını oluşturmaktadır. Birçok
DetaylıObezite Nedir? Harun AKTAŞ - Trabzon
Obezite Nedir? Obezite günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Obezite genel olarak bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artması
Detaylı20-23 Mayıs 2009 da 45. Ulusal Diyabet Kongresi nde Poster olarak sunuldu.
Özel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması 20-23 Mayıs 2009 da 45. Ulusal Diyabet Kongresi nde Poster olarak sunuldu. Özlem Serenli,
DetaylıFONKSİYONEL SÜT ÜRÜNLERİNİN BESLENMEMİZDEKİ ÖNEMİ
FONKSİYONEL SÜT ÜRÜNLERİNİN BESLENMEMİZDEKİ ÖNEMİ Gülfem ÜNAL 1, Serap FENDERYA 2, Gülşah ENDER 1, A. Sibel AKALIN 1 1 Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü, İzmir 2 Ege Üniversitesi
DetaylıBiyofilmler; mikroorganizmaların, biyotik veya abiyotik yüzeylere adhezyonu sonrasında oluşturdukları glikokaliks olarak da adlandırılan
Biyofilmler; mikroorganizmaların, biyotik veya abiyotik yüzeylere adhezyonu sonrasında oluşturdukları glikokaliks olarak da adlandırılan ekstraselluler matriks içinde, birbirlerine yapışarak meydana getirdikleri
DetaylıKGP202 SÜT TEKNOLOJİSİ II
KGP202 SÜT TEKNOLOJİSİ II KEFİR ÜRETİMİ Kefir, çok eski çağlardan bu yana Kafkasya da üretilmekte olup, buradan dünyaya yayılmış fermente bir süt ürünüdür. Kefir ferahlatıcı, asidik tatta, az miktarda
DetaylıCİLT MİKROBİYOTASI PROF.DR. NİLGÜN SOLAK BÜLENT ECEVİT Ü. TIP FAK. DERMATOLOJİ AD
CİLT MİKROBİYOTASI PROF.DR. NİLGÜN SOLAK BÜLENT ECEVİT Ü. TIP FAK. DERMATOLOJİ AD CİLT MİKROBİYOTASI CİLT MİKROFLORASI DERİ MİKROBİYOTASI DERİ MİKROFLORASI DERİ Deri en büyük organımız 2 m² alan Vücudu
DetaylıDiabetes Mellitus ve Mikrobiyota
Diabetes Mellitus ve Mikrobiyota Dr. Okan Bülent Yıldız Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı 4. Ulusal Bağırsak Mikrobiyotası ve Probiyotik Kongresi 19-22 Ekim 2017,
DetaylıZeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da
Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da bir yıllık sürede, bebeğin en önemli gıdasını anne sütü
DetaylıDÖNEM 1- A, 3. DERS KURULU (2015-2016)
DÖNEM 1- A, 3. DERS KURULU (2015-2016) DERS SAATİ DERS ADI DERS KONUSU DERSİ VEREN ÖĞRETİM ÜYESİ 4. DK 1. Hafta 07 Aralık Pazartesi Mikrobiyoloji Mikrobiyolojinin tarihçesi ve mikroorganizmalara genel
DetaylıBAKTERİLER YELLERİNİN BELİRLENMES RLENMESİ. Page 1
EZİNE PEYNİRİNDEN NDEN İZOLE EDİLEN LAKTİK K ASİT BAKTERİLER LERİ NİN N PROBİYOT YOTİK K POTANSİYELLER YELLERİNİN BELİRLENMES RLENMESİ Page 1 Page 2 Page 3 Page 4 Page 5 Page 6 1857- Pasteur Laktik Asit
DetaylıGökşen GÜLGÖR, Filiz ÖZÇELİK. Ankara Üniv. Mühendislik Fak. Gıda Müh. Bölümü ANKARA
Gökşen GÜLGÖR, Filiz ÖZÇELİK Ankara Üniv. Mühendislik Fak. Gıda Müh. Bölümü ANKARA I. GRUP (Kommensaller) II. GRUP (Probiyotik) İYİ BAKTERİLER Biyoyararlılık Etki mekanizmaları PROBİYOTİK Metabolik aktivite
DetaylıRumen Kondisyoneri DAHA İYİ BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI DÜZENLEMEK İÇİN PRONEL
Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ Protein Değerlendirilmesi Enerji Kullanımı Süt Kalitesi Karaciğer Fonksiyonları Döl Verimi Karlılık BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI
DetaylıYakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu. Yaşlı Bakım-Ebelik. YB 205 Beslenme İkeleri
Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Yaşlı Bakım-Ebelik YB 205 Beslenme İkeleri Uzm. Dyt. Emine Ömerağa emine.omeraga@neu.edu.tr YAŞLANMA Amerika da yaşlı bireyler eskiye göre
DetaylıTÜRKİYE DE EN FAZLA GÖRÜLEN BESLENME HATALARI
TÜRKİYE DE EN FAZLA GÖRÜLEN BESLENME HATALARI Türkiye beslenme durumu yönünden hem gelişmekte olan, hem de gelişmiş ülkelerin sorunlarını birlikte içeren bir görünüme sahiptir. Ülkemizde halkın beslenme
DetaylıARPA VE YULAF EKMEĞİNİN İŞTAH ÜZERİNE ETKİLERİ
ARPA VE YULAF EKMEĞİNİN İŞTAH ÜZERİNE ETKİLERİ Zeynep Caferoğlu 1*, Gözde Ertürk 2, Aslıhan Ünsel 1, Merve Ekici 1, Çağla Nur Nasır 1 1 Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik
DetaylıBAL ÜRETİM SÜRECİNDE KRİTİK KONTROL NOKTALARININ BELİRLENMESİ, SEKONDER KONTAMİNASYON KAYNAKLARININ
BAL ÜRETİM SÜRECİNDE KRİTİK KONTROL NOKTALARININ BELİRLENMESİ, SEKONDER KONTAMİNASYON KAYNAKLARININ ve TEHLİKELERİN TANIMLANMASI, RİSK FAKTÖRLERİNİN VE KORELASYON İLİŞKİLERİNİN ORTAYA KONMASI Hayrettin
DetaylıGRUP YAŞAM İKSİRİ TÜBİTAK BİDEB LİSE ÖĞRETMENLERİ-FİZİK, KİMYA, BİYOLOJİ, MATEMATİK- PROJE DANIŞMANLIĞI EĞİTİMİ ÇALIŞTAYI (LİSE-4 [ÇALIŞTAY 2014])
GRUP YAŞAM İKSİRİ TÜBİTAK BİDEB LİSE ÖĞRETMENLERİ-FİZİK, KİMYA, BİYOLOJİ, MATEMATİK- PROJE DANIŞMANLIĞI EĞİTİMİ ÇALIŞTAYI (LİSE-4 [ÇALIŞTAY 2014]) PROJE EKİBİ KÜBRA KESKİN NİHAL KUZU PROJE ADI Ev Yapımı
DetaylıSÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ
SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ Prof. Dr. Metin ATAMER Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Aralık 2006 ANKARA Sütün Tanımı ve Genel Nitelikleri Süt; dişi memeli hayvanların, doğumundan
DetaylıVitaminlerin yararları nedendir?
Vitaminlerin yararları nedendir? Vitamin ve mineraller vücudun normal fonksiyonlarının yerine getirilmesinde, büyüme ve gelişiminde çok önemlidir. Az miktarlarda yeterlidirler. Gebelikte anne yanında bebeğin
DetaylıBağırsak Mikroflorası ve Probiyotikler. Intestinal Microflora and Probiotics GİRİŞ
Türk Bilimsel Derlemeler Dergisi 5 (1): 107-113, 2012 ISSN: 1308-0040, E-ISSN: 2146-0132, www.nobel.gen.tr Bağırsak Mikroflorası ve Probiyotikler Nur CEYHAN* Halime ALIÇ Muğla Üniversitesi Fen Fakültesi,
Detaylıİlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri
İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri Prof. Dr. Öner Süzer Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı www.onersuzer.com Son güncelleme: 10.03.2009
DetaylıBESLENME VE SAĞLIK AÇISINDAN KEÇİ SÜTÜNÜN NİTELİKLERİ
BESLENME VE SAĞLIK AÇISINDAN KEÇİ SÜTÜNÜN NİTELİKLERİ Keçi, kuru ve sıcak yerlerde ve özellikle tarımsal açıdan geri kalmış bölgelerde yaşayan insanlar için çok önemli bir besin ve gelir kaynağıdır. Gerek
DetaylıBiberon Maması İçerik ve Çeşitleri
Biberon Maması İçerik ve Çeşitleri Biberon Mamaları Annesütünün ikamesidir. Annesütü alamayan bebekler için Annesütü yetersizliğinde Annesütü ve inek sütünde enerji ve ana besin maddeleri Anne Sütü (100ml)
Detaylı(Değişik: RG-22/1/ )
(Değişik: RG-22/1/2006-26057) (MÜLGA: RG-29/1/2004-25361) 1 Ek-7 1 29/1/2004 tarihli Tebliğ ile Ek-7 yürürlükten kaldırılmış ve diğer ekler buna göre teselsül ettirilmiştir. (Ek: RG-22/1/2006-26057) Yağ
Detaylı15.45-16.30: Kan Dolaşımı Enfeksiyonlarına ait Olgu Sunumları (Doç. Dr. Esra Karakoç, SB Ankara Eğitim Araştırma Hastanesi Mikrobiyoloji Kliniği )
1. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Ankara YBÜ Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi 3. Ankara Dışkapi Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araşırma Hastanesi 4. Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi
DetaylıKanatlı. Hindilerde salmonellanın başarıyla azaltılması
Hindilerde salmonellanın başarıyla azaltılması KONU İLGİ Hindilerde pozitif salmonella koşullarında Fysal Fit-4 ve Selko-pH uygulamasının ardından kalan salmonella miktarının araştırılması Hindilerde salmonella
DetaylıLaktoz İntoleransı ve Tıbbi Tedavi Yaklaşımı
Laktoz İntoleransı ve Tıbbi Tedavi Yaklaşımı Dr.Hasan Özen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Bilim Dalı Hacettepe Beslenme ve Diyetetik Günleri V. Mezuniyet
DetaylıKİMYASAL VE FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ SEBEBİYLE MİKROBİYEL GELİŞMEYE EN UYGUN, DOLAYISIYLA BOZULMAYA EN YATKIN, GIDALARDAN BİRİDİR.
KIRMIZI ETLER KİMYASAL VE FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ SEBEBİYLE MİKROBİYEL GELİŞMEYE EN UYGUN, DOLAYISIYLA BOZULMAYA EN YATKIN, GIDALARDAN BİRİDİR. ETTEKİ ENZİMLER VE MİKROBİYEL AKTİVİTE BOZULMANIN BAŞLANGICIDIR.
DetaylıKilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar
Diyet denilince aklımıza aç kalmak gelir. Bu nedenle biz buna ''sağlıklı beslenme programı'' diyoruz. Aç kalmadan ve bütün besin öğelerinden dengeli biçimde alarak zayıflamayı ve bu kiloda kalmayı amaçlıyoruz.
Detaylıİçme Sularının Dezenfeksiyonunda Çinko Oksit Nanomateryalinin Kullanımı
İçme Sularının Dezenfeksiyonunda Çinko Oksit Nanomateryalinin Kullanımı F. Elçin Erkurt, Behzat Balcı, E. Su Turan Çukurova Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Giriş Su, tüm canlılar için en önemli
DetaylıDERS ĐÇERĐKLERĐ GÜZ YARIYILI: GMB 501 Uzmanlık Alan Dersi (4 0 0)
DERS ĐÇERĐKLERĐ GÜZ YARIYILI: GMB 501 Uzmanlık Alan Dersi (4 0 0) Gıda Mühendisliği Anabilim Dalında Enstitümüz tarafından yüksek lisans tez programları kabul edilen yüksek lisans öğrencileri için danışman
DetaylıGIDALARDA BİYOJEN AMİNLER VE ÖNEMİ
GIDALARDA BİYOJEN AMİNLER VE ÖNEMİ BİYOJEN AMİNLER Gıdalarda bazı spesifik amino asitlerin dekarboksilasyonuna veya aldehit ve ketonların transaminasyonuna bağlı olarak oluşan temel azotlu bileşiklerdir.
DetaylıAntibiyotik Direncinde ve Kontrolünde Güncel Durum
Antibiyotik Direncinde ve Kontrolünde Güncel Durum Dr. Çağrı Büke Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji 17.11.16 Ç.Büke KLİMİK-İstanbul 2016 1 Konuşma içeriği Antibiyotik
DetaylıKOMİTE II KOD DİSİPLİN TEORİK PRATİK TOPLAM MED ANATOMİ HİSTOLOJİ VE EMBRİYOLOJİ 3- TIBBİ BİYOKİMYA TIBBİ MİKROBİYOLOJİ
OKAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2017 2018 AKADEMİK YILI FAZ II KOMİTE II GASTROİNTESTİNAL SİSTEM VE METABOLİZMA KOMİTESİ (TIP 203) 9 HAFTALIK PROGRAM (30.10.2017 28.12.2017) KOMİTE II KOD DİSİPLİN TEORİK
DetaylıYakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu
Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Yaşlı Bakım-Ebelik 2. Ders YB 205 Beslenme İkeleri 2015 Uzm. Dyt. Emine Ömerağa emine.omeraga@neu.edu.tr BESLENME Dünya Sağlık Örgütü (WHO-DSÖ)
DetaylıSAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ HAZIRLAYAN:FZT.MELTEM ERASLAN DANIŞMAN:PROF.DR.İSMET MELEK Obezite (şişmanlık),vücutta aşırı ölçüde
DetaylıİLAÇ ETKİNLİĞİ DİYETLE NASIL DÜZENLENİR? Doç. Dr. Aslı AKYOL MUTLU Hacettepe Üniversitesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü
İLAÇ ETKİNLİĞİ DİYETLE NASIL DÜZENLENİR? Doç. Dr. Aslı AKYOL MUTLU Hacettepe Üniversitesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü İDEAL FARMAKOLOJİK TEDAVİ * Etkilerin spesifik olması * Aynı düzeyde öngörülebilir
DetaylıDünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da obezite, sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanmıştır.
Obezite Nedir? Obezite günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Obezite genel olarak bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artması
DetaylıTarifname OBEZİTEYİ ÖNLEYİCİ VE TEDAVİ EDİCİ BİR KOMPOZİSYON
1 Tarifname OBEZİTEYİ ÖNLEYİCİ VE TEDAVİ EDİCİ BİR KOMPOZİSYON Teknik Alan Buluş, obeziteyi önleyici ve tedavi edici glukopiranosit türevleri ihtiva eden bir kompozisyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen
DetaylıMS TE BESLENME VE EGZERSİZ. Dr. Özlem Taşkapılıoğlu
MS TE BESLENME VE EGZERSİZ Dr. Özlem Taşkapılıoğlu «Besinler ilacınız, ilacınız besininiz olsun.» MS te beslenme hakkında mitler-gerçekler «Daha fazla fiziksel aktivite ve egzersiz, daha az oturma süresi!»
DetaylıOytun Erbaş, Hüseyin Sedar Akseki, Dilek Taşkıran
Yağlı Karaciğer (Metabolik Sendrom) Modeli Geliştirilen Sıçanlarda Psikoz Yatkınlığındaki Artışın Gösterilmesi ve Bu Bulgunun İnflamatuar Sitokinlerle Bağlantısının Açıklanması Oytun Erbaş, Hüseyin Sedar
DetaylıPastırmada Enterokoklar
Pastırmada Enterokoklar Özlem ERTEKİN 1 Güzin KABAN 2 Mükerrem KAYA 2 1 Munzur Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü, TUNCELİ 2 Atatürk Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü, ERZURUM Laktik asit bakterileri
DetaylıCANDİDA İLE UYARILMIŞ VAJİNAL VE BUKKAL EPİTEL HÜCRELERİNİN SİTOKİN ÜRETİMİ
CANDİDA İLE UYARILMIŞ VAJİNAL VE BUKKAL EPİTEL HÜCRELERİNİN SİTOKİN ÜRETİMİ Emine Yeşilyurt, Sevgi Özyeğen Aslan, Ayşe Kalkancı, Işıl Fidan, Semra Kuştimur Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji
DetaylıKanatlılara Spesifik Performans Katkısı
Kanatlılara Spesifik Performans Katkısı İÇERİĞİ Kanatlı hayvancılık sektörü genetik calışmalar, yem teknolojisi ve beslenme rejimlerindeki bilimsel ilerlemelerle sürekli gelişmektedir. Dünyada artan kaliteli
DetaylıIşın Akyar 1,2, Meltem Kaya 2, Onur Karatuna 1,2, Yeşim Beşli 2. Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji AD, İstanbul 2
Anaerop Bakterilerin Üretilmelerinde Askorbik Asit Katkılı Besiyeri ve Mineral Yağ ile Kaplanmış Besiyeri Kullanılmasının Araştırılması ve Sonuçların Standart Anaerop Kültür Yöntemi ile Kıyaslanması Işın
DetaylıOmega 3 nedir? Balık ve balık yağları, özellikle Omega-3 yağ asitleri EPA ve DHA açısından zengin besin kaynaklarıdır.
Alfalino Omega 3 nedir? Omega 3 yağ asitleri vücut için gerekli olan ama vücudun üretemediği yağ asitleridir. Besinlerle alınamadığı durumlarda gıda takviyeleri ile alınmaları gerekmektedir. Temel Omega-3
DetaylıMısır silajında EM-silaj kullanımının etkileri
Mısır silajında EM-silaj kullanımının etkileri Raporu hazırlayan: Feed Innovation Services (FIS) FIS Aarle-Rixtel Hollanda L. J. van der Kolk W. Smink Haziran 2004 Müşteri: EM Agriton BV Noordwolde Hollanda
DetaylıMaskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi
Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi İhsan Ateş 1, Mustafa Altay 1, Nihal Özkayar 2, F. Meriç Yılmaz 3, Canan Topçuoğlu 3, Murat Alışık 4, Özcan Erel 4, Fatih Dede 2 1 Ankara Numune Eğitim
DetaylıSİNDİRİM VE METABOLİZMA SİSTEMLERİ DERS PROGRAMI
T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2016 2017 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II SİNDİRİM VE METABOLİZMA SİSTEMLERİ III. DERS KURULU (21 ARALIK 2016 20 OCAK 2017) DERS PROGRAMI DEKAN BAŞKOORDİNATÖR
DetaylıTAM TAHIL İÇEREN EKMEK ÇEŞİTLERİNİN KRONİK HASTALIKLARDA ÖNEMİ
TAM TAHIL İÇEREN EKMEK ÇEŞİTLERİNİN KRONİK HASTALIKLARDA ÖNEMİ Uzman Diyetisyen Selahattin Dönmez Klinik Beslenme Uzmanı Fark Etmeden Diyet Beslenme ve Eğitim Danışmanlığı Abdi İpekçi Caddesi Lalezar Apartmanı
Detaylı* Madde bilgisi elektromanyetik sinyaller aracılığı ile hücre çekirdeğindeki DNA sarmalına taşınır ve hafızalanır.
Sayın meslektaşlarım, Kişisel çalışmalarım sonucu elde ettiğim bazı bilgileri, yararlı olacağını düşünerek sizlerle paylaşmak istiyorum. Çalışmalarımı iki ana başlık halinde sunacağım. MADDE BAĞIMLILIĞI
DetaylıORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ
ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ Dr. Şua Sümer Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Enf. Hast. ve Klin. Mikr. AD 17 Mayıs 2016 Prostetik eklem ameliyatları yaşlı popülasyonun artışına
Detaylı