Ceza Muhakemesi Hukuku

Transkript

1 Ceza Muhakemesi Hukuku 1-Kanun yolları ne demektir? Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme tarafından verilmiş olan kararlara karşı temyiz ve itiraz gibi kanun tarafından verilmiş olan haklara kanun yolu denir. Kanun yoluna başvurulması kararın kesinleşmesini engeller. Kanun yolları genel olarak ikiye ayrılır: Olağan kanun yolları: Kararın kesinleşmesini engelleyen kanun yolları olup temyiz ve itiraz olağan kanun yollarıdır. Olağanüstü kanun yolları: Kararın kesinleşmesinden sonra gidilebilen kanun yollarıdır. yargılamanın iadesi ve kanun yararına bozma olağanüstü kanun yollarındandır. 2- Kanun yollarına kimler başvurabilir? Hâkim ve mahkeme kararlarına karşı Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık ve katılan ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yoluna başvurabilir. Ağır ceza mahkemelerinde bulunan Cumhuriyet savcıları, ağır ceza mahkemesinin yargı çevresindeki asliye ceza mahkemelerinin; bölge adliye mahkemesinde bulunan Cumhuriyet savcıları, bölge adliye mahkemelerinin kararlarına karşı kanun yollarına başvurabilirler. Cumhuriyet savcısı, sanık lehine olarak da kanun yollarına başvurabilir. Avukat, müdafiliğini veya vekilliğini üstlendiği kişilerin açık arzusuna aykırı olmamak koşuluyla kanun yollarına başvurabilir.

2 Şüpheli veya sanığın yasal temsilcisi ve eşi, şüpheli veya sanığa açık olan kanun yollarına süresi içinde kendiliklerinden başvurabilirler. Şüphelinin veya sanığın başvurusuna ilişkin hükümler, bunlar tarafından yapılacak başvuru ve onu izleyen işlemler için de geçerlidir. Tutuklu kişinin kanun yoluna başvurması Tutuklu bulunan şüpheli veya sanık, zabıt kâtibine veya tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne beyanda bulunmak suretiyle veya bu hususta bir dilekçe vererek kanun yollarına başvurabilir. Zabıt kâtibine başvuru hâlinde, kanun yollarına başvuru beyanı veya dilekçesi ilgili deftere kaydedildikten sonra bu hususları belirten bir tutanak düzenlenerek tutuklu bulunan şüpheli veya sanığa bir örneği verilir. Kurum müdürüne başvuru hâlinde aynı şekilde işlem yapılarak, tutanak ve dilekçe derhâl ilgili mahkemeye gönderilir. Zabıt kâtibi başvuruyu ilgili deftere kaydeder. Zabıt kâtibi veya kurum müdürü tarafından işlem yapıldığı zaman kanun yolları için bu Kanunda belirlenen süreler kesilmiş sayılır. Kanun yolunun belirlenmesinde yanılma Kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunun veya merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmaz. Örneğin temyiz yerine itiraz yoluna başvurulması dosyanın temyize gönderilmesini engellemez. Bu hâlde başvurunun yapıldığı merci, başvuruyu derhâl görevli ve yetkili olan mercie gönderir. 3- Kanun yoluna hangi sürede başvurulabilir? Her kanun yolunda 15 gün, 7 gün gibi farklı başvuru süreleri vardır.

3 4-Aleyhe bozma yasağı nedir? Cumhuriyet savcısı tarafından aleyhine kanun yoluna gidilen karar, sanık lehine bozulabilir veya değiştirilebilir. Ancak Cumhuriyet savcısı, kanun yoluna sanık lehine başvurduğunda, yeniden verilen hüküm önceki hükümde tayin edilmiş olan cezadan daha ağır bir cezayı içeremez. 5-Kanun yolundan vazgeçilmesi ve etkisi nasıl olur? Kanun yoluna başvurulduktan sonra bundan vazgeçilmesi, mercii tarafından karar verilinceye kadar geçerlidir. Ancak, Cumhuriyet savcısı tarafından sanık lehine yapılan başvurudan onun rızası olmaksızın vazgeçilemez. Müdafiin veya vekilin başvurudan vazgeçebilmesi, vekâletnamede bu hususta özel yetkili kılınmış olması koşuluna bağlıdır. Cumhuriyet savcılığınca ya da mahkemece kendisine res en atanan müdafi tarafından şüpheli veya sanık yararına kanun yoluna başvurulduğunda veya başvurulan kanun yolundan vazgeçildiğinde şüpheli veya sanık ile müdafiin iradesi çelişirse müdafiin iradesi geçerli sayılır. (CMK/266) İdare Hukuku İdare hukuku, temelini Anayasa dan alan ve amacı kamu yararını gerçekleştirmek olan idarenin işleyişini ve kişilerle olan ilişkilerini düzenleyen bir hukuk dalıdır. Dolayısıyla idarenin gerçekleştireceği idari işlemler, gerçek ve tüzel kişileri yakından ilgilendirmekte olup, söz konusu işlemlerin hukuka aykırı olması halinde, bu hukuka aykırılıkların giderilmesi için idarenin yetkili mercilerine başvurulması ve

4 davaların açılması gerekmektedir. Hukuk büromuzun idare hukuku alanında vermekte olduğu hizmetlerin başlıcaları şöyledir; -İPTAL DAVALARI (İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalardır.) Belediye Cezalarına Karşı Açılan İptal Davaları (5393 sayılı Belediye Kanunu uyarınca, belediye sınırları içinde oturan, bulunan veya ilişiği olan her şahıs, belediyenin, kanunlara dayanan kararlarına ve duyurularına uymakla yükümlüdür. Söz konusu yükümlülüklere uyulmaması halinde, belediye encümeni tarafından kanunlarda öngörülen bir takım cezalar verilmektedir. Bu cezaların hukuka aykırı olması halinde iptal davaları açılabilmektedir.) İdarenin Düzenleyici İşlemlerinin İptali Davaları (Danıştay Kanunu nun 24. maddesi gereği, idare tarafından düzenlenen ve yürürlüğe konulan yönetmelik, tüzük, tebliğ vb. işlemlerin hukuka aykırı olması halinde iptali için dava açılması mümkündür.) Kabahatler kanunu ve idari para cezası içeren diğer kanunlar doğrultusunda uygulanan idari para cezalarına karşı açılan iptal davaları Memurlarla İlgili Disiplin Cezalarının İptali Davaları (Devlet Memurları Kanunu gereği, idare tarafından memurlar aleyhine çeşitli disiplin cezaları verilebilmektedir. Söz konusu cezaların hukuka aykırı olması halinde yetkili idare mahkemeleri nezdinde iptal davaları açılabilmektedir.) Devletin Özel Mülkiyetindeki Taşınmazlar İçin Düzenlenen Ecri Misil Düzeltme İhbarnamesinin İptali Davaları

5 (Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların, işgali üzerine, görevli komisyonca takdir ve tespit edilecek bir ecri misil bedeli istenir. Ancak söz konusu ecri misil bedelleri fahiş ya da tamamen hukuka aykırı bir şekilde belirlenmiş olabilirler. Bu bedelin yeniden incelenmesi için talepte bulunulur ve talep üzerine idare tarafından ecri misil düzeltme ihbarnamesi düzenlenir. İdare aleyhine ecri misil düzeltme ihbarnamesinin iptali için dava açılabilmesi mümkündür. ) TAM YARGI DAVALARI (İdarenin eylemlerinden dolayı zarara uğrayan kimselerin açtıkları bir dava türüdür.) Tüketici Hukuku TÜKETİCİ HUKUKU Tüketicinin korunması, hem özel hukukun, hem de kamu hukukunun çeşitli dallarını ilgilendiren bir konudur. Sanayinin ve ticaretin gelişmesi ve özellikle üretim-satış usullerinin gelişmesi ile tüketici hakları da beraberinde gelişmiştir. Ülke ekonomilerinin korunması ve sağlıklı ticari hayatın oluşmasında önemli bir yer tutan tüketici hakları, kolaylaştırılmış başvuru yolları ile zahmetsiz ve az masrafla tüketicilerin haklarına ulaşması imkanı sunmaktadır. Zengin ve güçlü satıcı/sağlayıcılar karşısında tüketiciler korunarak pozitif bir ayrımcılığa gidilmiştir. Günümüzde başarılı tüketici örgütleri sayesinde her geçen gün bilinçlenen tüketiciler, haklarını aramak istemekte, şirketler de her geçen gün kendini yenileyerek tüketici taleplerini karşılamaya çalışmaktadır. Tüketicilerin ekonomik hayatlarını daha çok

6 koruyabilmek, mal ve hizmetlere kalite ve ticarete düzen getirebilmek için devamlı olarak gelişen bu hukuk dalında BOLAT HUKUK BÜROSU olarak hizmetlerimiz aşağıda yer almaktadır Hizmetlerimiz Abonelik sözleşmelerinden doğan davalar Ayıplı Mallardan doğan davalar Ayıplı hizmetlerden doğan davalar Devre tatillerden doğan davalar Garantili mallardan doğan davalar Haksız şartlardan doğan davalar Kapıdan satış mesafeli satışlardan doğan davalar Kredi kartı sözleşmelerinden ve kullanımından doğan davalar Konut finansmanı sözleşmelerinden doğan davalar Paket turlardan doğan davalar Taksitli ve kampanyalı satışlardan doğan davalar TOKİ sözleşmelerinden doğan davalar Tüketici Sorunları Hakem Heyeti ne müracaatlar Tüketici kredilerinden doğan davalar Tüketicilerin Reklam Kuruluna yapması gereken başvurular Tüketicilerin Rekabet Kuruluna yapması gereken başvurular Genel Bolat Hukuk Bürosu Kent yaşamında hemen herkesi ilgilendiren Kat Mülkiyeti Hukuku alanında çalışmalar yapmaktadır Kat Mülkiyeti Hukuku alanındaki çalışma konuları aşağıda yer almaktadır. Kat Mülkiyeti ve Kat İrtifakı

7 Kat Mülkiyetinini ve Kat İrtifakının Kurulması Kat Maliklerinin ve Kat İrtifakı Sahiplerinini Hakları Kat Maliklerinin ve Kat İrtifakı Sahiplerinin Borçları Anagayrimenkulün Yönetimi Kat Mülkiyetinin ve Kat İrtifakının Sona Ermesi Devre Mülk Hakkı Toplu Yapılara İlişkin Özel Hükümler Karşılıklı İki Dairenin Birleşmesi Sonucunda Aidat İki Daire Olarak mı, Tek Daire Olarak mı Ödenir? Toplanamayan Aidatlarla İlgili Hukuki Yollara Başvurulmamasında Yöneticinin Sorumluluğu Nedir? Toplantılarda Gerekli Çoğunluk Ne Zaman Sağlanmış Sayılır? Gecikme Faizi Nasıl Uygulanır, Oranı, Yaptırım Gücü Nedir? Ortak Giderlere Kiracı Ev Sahibi Ne Oranda Katılacaktır? Yönetim ve Denetim Kurullarının İbrası Nasıl Olur? İbra Edilmemesi Durumunda Ne Olur? Yükümlülüklerini Yerine Getirmeyen Eski Kiracıdan Dolayı Ev Sahibinin Sorumluluğu Nedir? Kooperatifin Tasfiyesi ve Kat Mülkiyetine Geçilmesi Ne Zaman Yapılır? Yapılması Zorunlu mudur? Apartman Siteye Ait Hangi Masraflar Gider Olarak Yazılabilir? Apartman Site Yöneticisinin Hangi Masrafları Gider Olarak Yazılabilir? (Cep telefonu görüşmesi, benzin masrafı vs..) Yönetici Aidattan Muaf Tutulabilir Mi?

8 Yönetim Planı Nasıl Değiştirilir? İyi Komşuluk İlişkilerine Dikkat Etmeyen Komşuya Karşı Yaptırımlar Nelerdir? Yönetimin Aldığı Kararlara Uyulmaması Durumunda Yaptırımlar Nelerdir? Binanın Dış Cephesindeki Değişikliklere Kim, Nasıl Müdahale Edebilir? Bağımsız Bölümlere Site Apartman Sakinlerinin Yaptığı Tecavüzler Nasıl Önlenir? Mesken Olarak Tanımlanmış Yerlerin İşyeri Olarak Kullanılması Mümkün Müdür? Sorularla Kat Mülkiyeti Hukuku 1- Bir eklenti sahibi birden çok bağımsız bölümün malikleri olabilir mi? Bir eklentinin birden çok bağımsız bölüme özgülenip özgülenemeyeceği konusu öğretide tartışmalıdır. Bağımsız bölümlerle eklentiler arasındaki bağlantıyı düzenleyen 6. madde hükmünde; eklentilerin doğrudan doğruya bir (tek) bağımsız bölüme özgüleneceği ve o bağımsız bölümün bütünleyici parçasını oluşturacağı, bağımsız bölüm malikinin eklentilerin de tek başına maliki olacağı biçimindeki bir anlatıma yer verilmiş olduğu gözetildiğinde, eklentilerin birden çok bağımsız bölüme değil, ancak bir tek bağımsız

9 bölüme özgülenebileceği sonucunu ortaya çıkarmaktadır. Öğretide bu düşünceyi benimseyen görüşe karşıt, bir eklentinin birden çok bağımsız bölüme bağlanabileceğine ilişkin görüşler de ileri sürülmektedir. Uygulamada, bir eklentinin birden çok bağımsız bölüme bağlandığı, her bağımsız bölümün tapu kütüğünün beyanlar hanesine şerh olunduğu, tapuda bu yolda işlemler yapıldığı anlaşılmakta, bu uygulamanın yaşamın akışına ve gereklerine uygun ise de Yasanın sözüne aykırı bulunduğu vurgulanmaktadır. Eklentiler, özgülendiği bağımsız bölümün bütünleyici parçası olduğundan {md. 6/1), o bağımsız bölümden ayrı olarak üzerinde tasarruf işlemi yapılamaz. Bunların bağımsız tasarrufa konu olamaması, bütünleyici parça sayılmalarının doğal sonucudur. 2- Kat irtifakından kat mülkiyetine geçişte de böyle bir tescil istemi söz konusu olduğunda, diğer kat irtifak hakkı sahiplerinin de rızalarının alınması gerekli midir? Böyle bir istemle karşılaşan tapu idaresinin, ilgili diğer kat irtifak hakkı sahiplerinin tamamı rıza göstermedikçe bu isteği yerine getirmeyeceği kanısındayız. Çünkü 14. maddenin ikinci fıkrasında kat irtifakının kat mülkiyetine çevrilmesinin, kat irtifakının tesciline ilişkin resmi senede göre yapılacağı belirtilmiştir. O nedenle, böyle bir tescili öngören kat mülkiyetine geçiş için, tüm kat irtifak hakkı sahiplerinin tapu memuru huzurunda düzenlenecek resmi senedi özgür iradeleri ile imzalamaları gerekecektir. 3- Onaylı mimari projesi olmasına karşın yapı bu projeye uygun yapılmamışsa ne olacaktır? Burada iki hususu birbirinden ayırarak soruyu yanıtlamak gerekir: Projeye uygunsuzluk imar mevzuatına aykırı değilse, hakim, bir proje değişikliği (tadilat projesi) hazırlattırıp bunu esas alarak kararını verecektir. Ancak, projeye aykırılık aynı zamanda imar mevzuatına da aykırı ve binada yapılacak tadilatla bunun giderilmesi olanaklı değilse, yasanın

10 öngördüğü belge eksik olacağından böyle bir yapıda kat mülkiyetine geçilemeyecektir. Ayrıca, projesine ve imar mevzuatına aykırı bir yapıya belediyece yapı kullanma belgesi verilmesine de yasal olanak bulunmamaktadır. 4- Anayapı onaylı mimari projesine aykırı yapılmış ise ne olacaktır? Böyle bir durumda kat maliklerinden her biri, anataşınmazın bulunduğu yerdeki sulh mahkemesine başvurarak, yapının projesine uygun hale getirilmesini isteyebilir. Mahkemece, taşınmazın yerinde yaptırılacak inceleme sonucunda uzman bilirkişi tarafından projeye aykırılıklar saptanır ise, bunların projeye uygun duruma getirilmesine karar verilecektir. Bilirkişi raporunda, projeye aykırılıklar saptanmış, ancak bunların projeye uygun hale getirilmesinin yapının statiğini bozacağı, sağlamlığına zarar vereceği belirlenmiş ise mahkemece, salt ana yapıya zarar vermeyecek nitelikteki aykırılıkların projeye uygun hale getirilmesine karar verilecektir, Yargıtay uygulamalarında; anayapı, daha baştan onaylı projesine aykırı olarak yapılmış olup da sonradan projeye uygun duruma getirilmesi, önemli bir bölümünün yıkılmasına ya da statiğinin bozulmasına yol açacak ise, yapının projesine uygun hale getirilmesini isteyen kat malikinin böyle bir davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı kabul edilmektedir. Yargıtay 18.Hukuk Dairesi bir kararında binanın yapımı sırasındaki projeye aykırılık cephenin tamamında ise, dava konusu bağımsız bölümün projeye uygun hale getirilmesinin, binanın yıkılmasını gerektirip gerektirmediği ve aynı cephedeki diğer bölümlerde arz edeceği durum da incelenmelidir. Eğer projeye uygun hale getirme binanın yıkılıp yeniden yapılmasını gerektiriyorsa, davacı bağımsız

11 bölüm malikinin bunu istemekte hukuki yararı ve iyi niyeti bulunup bulunmadığı da göz önünde tutulmalıdır demektedir. 18.Hukuk Dairesince yine benzeri bir kararda mimari projeye aykırılığın giderilmesi, yapının statiğini bozacak ise, davacı kat malikinin binanın projeye uygun hale getirilmesini istemekte hukuki yararı yoktur görüşüne yer verilmiştir. 5- Harap olup kullanılamayacak duruma gelen bağımsız bölümün maliki ya da bu bölümün arsa payını devralan kat malikleri, bağımsız bölümün yeniden yapılmasına kadar o bölümün payına düşen genel giderlerden sorumlu olacak mıdır? Bu konuya ilişkin yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Kat Mülkiyeti Yasasının Anataşınmazın genel giderlerine katılma başlığını taşıyan 20. maddesinde genel giderlerin neler olduğu belirtilmiş, kat maliklerinden her birinin -aralarında başka türlü anlaşma bulunmadıkça- kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderlerine eşit olarak, diğer ortak giderlere de kendi arsa payı oranında katılmakla yükümlü olduğu; bir kat malikinin, bağımsız bölümünün durumu dolayısıyla ortak yer ve tesislerden yararlanamadığını ya da yararlanmaya gerek ve gereksinim bulunmadığını ileri sürerek gider ve avans payını ödemekten kaçınamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu hükmün, 47.maddedeki bağımsız bölümün harap olması durumunda uygulama olanağı yoktur. Çünkü harap olması nedeniyle, ortada başlı başına kullanılmaya ve yararlanılmaya elverişli bağımsız bölüm bulunmamaktadır. Öyle ise tamamen harap olması yüzünden üzerindeki kat mülkiyeti kat irtifakına dönüşen bağımsız bölüm maliki bu süreçte genel giderlere katılmayacaktır. 6- Kat Mülkiyeti ile kat irtifakı arasında ne fark vardır? a Kat mülkiyeti tamamlanmış bir yapıda kurulabilir. b Kat irtifakı yapılmakta veya ileride yapılacak olan bir binanın bölümleri üzerinde kurulur. c Kat mülkiyeti bağımsız olarak alınır ve satılabilir. d Kat irtifakı ancak arsa paylarının satılması ile el

12 değiştirir. e Kat mülkiyeti tapuda bağımsız bir sayfaya tescil edilir. Malikler arasındaki ilişkileri belirleyici bir akid niteliğinde yönetim planına sahiptir. f Kat irtifakı tescili genel kütükteki sayfaya genel hükümlere göre yapılır. 7- Ahşap binalar üzerinde kat mülkiyeti kurulabilir mi? Tamamen veya kısmen ahşap olan binalarda kat mülkiyeti kurulamaz. (Kat Mülkiyeti Kanunu. Madde 50). 8-Apartman ve Bloklar halindeki apartmanlar kat mülkiyetine nasıl geçer? Aynı parselde birden çok blok apartman veya tek katlı evler yapılıyorsa; bütün yapılar tamamlanmadan, her biri en az sekiz bağımsız bölüm içeren blok veya bloklar için kat mülkiyetine geçilebilir. Aynı parselde olmaları şarttır. 9- Kat mülkiyeti nasıl doğar? Resmi senetle ve tapu siciline tescil ile doğar. (Kat Mülkiyeti Kanunu Madde 10) 10-Tapuda İştirak halinde mülkiyet olarak kayıtlı gayrimenkul üzerinde kat mülkiyeti kurulabilir mi? Kurulamaz. Müşterek mülkiyete çevrilmesi gerekir. 11-Ortaklığın giderilmesi davası açılmadan, doğrudan doğruya dava yolu ile kat mülkiyeti kurulması istenebilir mi? İstenemez. (Y.1.HD t.,1970/2968 e.,1970/2240k) 12-Kurulmuş olan Kat Mülkiyetinin iptali ve ortak mülkiyete çevrilmesi istenebilir mi? İstenemez. (Y.5.HD t.,1970/2151 E.,1970/2733 K.)

13 13- Ana gayrimenkul kısmen kamulaştırılırsa ne olur? Geri kalan bölümler için kat mülkiyetinin devam edip etmeyeceğine karar verilmesi gerekir. Bu konudaki kararın Kat Malikleri Kurulunca ve oy birliği ile alınması şarttır. 14- Ana yapının bağımsız bölümlerinden biri harap olmuş ise ne olur? O bölüm malikinin harap olan bağımsız bölümünü iki yıl içerisinde yaptırması gerekir. Aksi taktir de diğer malikler veya herhangi bir malik iki yıl süresinin tamamlanmasından başlayarak bir yıl içerisinde, o bölüme ait arsa payının değeri karşılığında ve arsa payları oranında kendilerine devredilmesini hakimden isteyebilirler. (Kat Mülkiyeti Kanunu.Madde 47)