ÜRETERAL DOUBLE J KATETER

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ÜRETERAL DOUBLE J KATETER"

Transkript

1 T.C. Sağlık Bakanlığı Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1. Üroloji Kliniği Klinik Şefi: Doç. Dr. Uğur Kuyumcuoğlu ÜRETERAL DOUBLE J KATETER UYGULAMALARININ ALT ÜRİNER SİSTEM SEMPTOMLARI VE CİNSEL FONKSİYONLAR ÜZERİNE ETKİLERİ UZMANLIK TEZİ Dr. Murat TUNCER İSTANBUL

2 ÖNSÖZ Uzmanlık eğitimim süresince değerli bilgi ve deneyimlerinden yararlanma olanağı bulduğum, bizlerden desteğini hiç esirgemeyen, teknik açılardan olduğu kadar mesleğimin etik değerleri konusunda da kazanımlar edindiğim, saygın duruşu ve hekimlik anlayışı ile bundan sonraki meslek hayatımda da örnek alacağım değerli hocam ve klinik şefim Doç. Dr. Uğur KUYUMCUOĞLU na tüm kazanımlarım ve gösterdiği sabır için teşekkürü bir borç bilirim. Yetişmemde emeği geçen, birikimlerini benimle paylaşan her türlü destek ve katkılarını esirgemeyen şef yardımcısı hocalarım Op.Dr. Aydın ÖZGÜL, Op.Dr. Fatih TARHAN a, değerli klinik başasistanım Op.Dr. Gökhan FAYDACI ya ve tezimin hazırlanmasının bütün aşamalarında hoşgörü ve özveri ile bana yardımcı olan Op.Dr. Bilal ERYILDIRIM a uzmanlık eğitimime olan büyük katkılarından dolayı teşekkürlerimi sunarım. Yine ihtisas sürem boyunca beraber çalışmaktan büyük bir zevk duyduğum klinikteki tüm asistan arkadaşlarıma, güler yüzlerini ve yardımlarını esirgemeyen servis, ameliyathane, poliklinik hemşire ve personeline teşekkür ederim. Hayat boyu desteklerini hep yanımda hissettiğim sevgili aileme ve eşim Dr. Elif OFLUOĞLU TUNCER e sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Dr. Murat TUNCER 2

3 İÇİNDEKİLER GİRİŞ...4 GENEL BİLGİLER...6 GEREÇ ve YÖNTEM BULGULAR..31 TARTIŞMA...35 SONUÇ.. 39 ÖZET KAYNAKLAR

4 GİRİŞ Sistoskopik yolla intraluminal üreteral kateter yerleştirilmesi ilk defa 1967 yılında Zimskind ve arkadaşları tarafından tarif edilmiştir (1). Günümüzde bu kateterlerin kullanımı üroloji pratiğinde rutin uygulamalardan biri haline gelmiştir. Üreteral kateterler üreterde obstrüksiyona neden olan intrensek veya ekstrensek patolojilerde böbrekten mesaneye idrar akışını yeniden sağlar. Belirgin üreteral obstrüksiyon yapan tüm durumlarda üreteral kateter yerleştirilmesi distale doğru idrar akımını yeniden sağlayarak olası risklerden böbreği koruyacaktır. Bunun yanında çeşitli durumlarda idrar ekstravazasyonunun önlenmesinde de önemli yararlar sağlarlar. Günümüzde en sık kullanılan kateterlerden birisi iki ucu J şeklinde kıvrık olan double j kateterlerdir. Üreteral double j kateter uygulamaları genellikle geçici bir süre kullanılacağı planlanılarak yapılır. Uygulama nedenine ve doktorun tecrübesine bağlı olarak kateterin kalış süresi farklı olabilir. Double j kateterler genellikle güvenli olmalarına ve iyi tolere edilebilmelerine rağmen; ağrı, rahatsızlık hissi, üriner enfeksiyon, rekürren obstruksiyon, kateter enkrusitasyonu ve fragmantasyonu, perforasyon ve kateterin migrasyonu gibi komplikasyonları da vardır. Ayrıca, hayat kalitesi ve cinsel fonksiyon üzerine olumsuz etkileri de bazı araştırmacılar tarafından vurgulanmıştır (2,3). Üreteral kateterler ile ilişkili semptomlar ve bu semptomların hastanın günlük yaşamı üzerine etkilerini değerlendirmek amacı ile sorgulama formlarının oluşturulması ve bunların validasyonu ile ilgili çalışmalar da devam etmektedir. Kateterlere bağlı semptomları azaltmanın bir yolu da kateterlerin dizaynında veya üretildiği malzemelerde değişiklikler yapmak olabilir. Amaç ; enfeksiyon ve enkrustasyona dirençli, daha kaygan, vücutla daha uyumlu ( biocompatible ), luminal obstrüksiyonu giderecek kadar sert ancak kolay yerleştirilebilecek ve irritasyonu azaltacak kadar yumuşak kateterler üretmektir. Bunun yanında günlük yaşamı ve hayat kalitesini olumsuz yönde 4

5 etkileyen bu semptomların giderilmesinde çeşitli medikal tedavilerin etkinliği de araştırılmaktadır (2,4). Biz çalışmamızda double j kateter uygulamasının olgularda alt üriner sistem semptomlarının görülme sıklığını arttırıp arttırmadığını, hayat kalitesi ve cinsel fonksiyonlar üzerine etkisinin olup olmadığını araştırdık. Bunun yanında çeşitli medikal tedavi protokollerinin hastaların günlük yaşamını olumsuz yönde etkileyen üreteral kateterler ile ilişkili semptomların tedavisindeki yerini değerlendirdik. Bu amaçla double j kateter uygulanan olguları işlem öncesi ve işlemden 4 hafta sonra IPSS, OABq, IIEF ve FSFI formları ile değerlendirdik ve çeşitli medikal tedavi ajanlarının katetere bağlı semptomların tedavisindeki etkinliğini karşılaştırdık. 5

6 GENEL BİLGİLER ÜRETERAL KATETERLER Üreteral kateterler ilk olarak Zimskind ve arkadaşları tarafından 1967 de tanımlanmıştır (1). Kateterler obstrüksiyona neden olan intrensek veya ekstrensek patolojilerde böbrekten mesaneye idrar akışını yeniden sağlar. Tablo 1 de üreteral kateter yerleştirme endikasyonları verilmiştir (5,6). Üreteral double J kateter uygulamaları genellikle geçici bir süre kullanılacağı planlanılarak yapılır. Uygulama nedenine ve doktorun tecrübesine bağlı olarak kateterin kalış süresi belirlenir. Üreteral kateterler materyal, model, boyut ve yüzey kaplama açısından değişiklik gösterir. Kateter Materyalleri Üreteral kateterlerin yapılışında poliüretan, silikon gibi bir çok değişik materyaller kullanılmaktadır. Wardis ve arkadaşları (1993) yaptıkları bir çalışmada kateterleri yapılarındaki biomateryallere göre karşılaştırmışlar ve çalışma sonucunda kateterin yapımı için kullanılacak biomateryalin şu özelliklerde olması gerektiğini bildirmişlerdir: 1. Gerilme gücü yüksek olmalı 2. Koil şeklini koruma gücü yüksek olmalı 3. Çok iyi derecede biokompalibilitesi ve biodurabilitesi olmalı 4. Çok iyi derecede radyoopak olmalı 5. Yüzey sürtünmesi düşük olmalıdır (7). Yüksek gerilme gücü kateterin dış çapına oranla daha geniş bir iç çap ile üretilmesini sağlar. Ek olarak bu özellik katetere, belirgin direnç azalmasına yol açmadan daha geniş yan drenaj delikleri açmayı mümkün kılar. Koil şeklini koruma gücünün yüksek olması kateterin stabilizasyonunun sağlam olmasını sağlar, böylece yerleştirildiği yerde sarmal şeklini koruyarak kateterin migrasyonuna izin vermez. 6

7 Kalıcı üreteral kateterler renal drenajı sağlayabilmek için haftalarca ya da aylarca yerinde bırakıldığından vücut tarafından iyi tolere edilebilmeli (biokompalibilite) ve yıkıma karşı dirençli olmalıdırlar (biodurabilite). Kateterler aynı zamanda radyografik olarak lokalizasyonunun belirlenebilmesi için radyoopak olmalıdırlar. Kateterler daha kolay yerleşim için değişen derecelerde sert, hasta konforu için ise değişen derecelerde yumuşak imal edilebilirler. Nispeten daha az sürtünme oranı olan kateterler üretere daha kolay yerleştirilirler. Şekil 1. Piyasada bulunabilen bazı üreteral kateterler A. 6F poliüretan kateter. Standart proksimal ve distal pigtail halkaları ve tüm gövdesi boyunca delikleri mevcut. B. 7F silikon kateter, sadece uçlarındaki halkalarda delikleri var. C. 10F flexima üreteral kateter. Hidrofilik kaplamalı ve sadece halkalarda delikleri var. D. 8F poliüretan-latex kateter. E. 6F C-flex tower multilength kateter. Her iki ucundaki birden fazla halka sayesinde boyu cm arasında değişebiliyor. Kateter Dizaynı ve Boyut Kalıcı üreteral kateterlerin dizaynı iki amacı mutlaka karşılamalıdır: (1) Sürekli, obstrükte olmayan bir drenaj sağlamalıdır, (2) Kateter pozisyonunun stabil olmasını sağlamalıdır. 7

8 Üst üriner sistemin optimal drenajını sağlamak için dış çapı 4.7 F 'den 18 F 'e kadar değişen boyutlarda kateterler geliştirilmiştir. Maksimal idrar drenajını sağlamak için kateterlerin çoğuna drenaj delikleri konmuştur. Kateter pozisyonunun devamı için uygun kateter uzunluğunun seçimi kadar distal uçların dizaynı da önemlidir. Mevcut kalıcı pigtail kateterlerin uzunluğu 12 ile 30 cm arasında değişirken uç sarmalları tek taraflı veya iki taraflı olabilir. Ancak kateter seçimi her hastanın üreter uzunluğuna göre kişiye özgü olmalıdır. Kateter Kaplaması Üreteral kateterin ilerletilmesi sırasında oluşacak sürtünmeyi azaltmak için imalatçılar kateter kaplamasına ince bir tabaka olarak hidrofilik polimer eklemektedirler. Polimer, kateterin uzunluğu boyunca suyu absorbe ederek yüzey sürtünmesini azaltır. Hidrofilik polimer kaplı kateterler daha kolay yerleştirilir, pozisyon verilir ve çıkartılırlar. Tablo 1.Üreteral Kateter Yerleştirme Endikasyonları (5,6) Benign ya da malign obstrüksiyonun giderilmesi Taş tedavisine yardımcı olarak Obstrüksiyon için ESWL için İntraluminal lithotripsi için Üreteral enstrümantasyon için Taşın görüntülenmesi için Ameliyat sırasında yerleştirme Drenajın sağlanması için Luminal çapın sağlanması için Üreteral girişim sonrası Üreter(ler)in bulunmasında kolaylık sağlaması için İdrar ekstravazasyonunun tedavisi Travma ya da cerrahiden kaynaklanan kaçak Üreteral fistüle bağlı ekstravazasyon 8

9 Üreteral Kateter Yerleştirilmesi Üreteral kateter işlem öncesi bir kılavuz tel kullanılarak veya kullanılmadan yerleştirilebilir. Özellikle kateter ilerletilirken bir dirençle karşılaşılıyor ise, ya da hastanın daha önceden geçirilmiş mesane ya da üreteral cerrahi öyküsü varsa işlem esnasında daha dikkatli olunmalıdır. Bu durumda üreteral perforasyonu önlemek için öncelikle fleksibl uçlu bir kılavuz tel yerleştirilmelidir. Kılavuz tel ilerletildikten sonra telin üzerinden açık uçlu kateter yerleştirilmesi ya direkt görüş altında bir sistoskoptan ya da bir radyoopak pozisyon verici cihaz (itici) kullanılarak floroskopik kontrol altında basitçe yapılabilir. Double j kateterler genellikle güvenli olmalarına ve iyi tolere edilebilmelerine rağmen ; ağrı, rahatsızlık hissi, üriner enfeksiyon, rekürren obstruksiyon, kateter enkrusitasyon ve fragmantasyonu gibi sık görülen komplikasyonları dışında perforasyon ve kateter migrasyonu gibi nadir görülen komplikasyonlar da gösterirler.(8). Üreteral kateterlerin kullanım ömründen daha uzun süre vücutta bırakılması geç dönem istenmeyen yan etkilere yol açar (9). Kateter üreticileri üreteral kateterlerin genellikle 3-6 ayda bir değiştirilmesini önermektedirler. Çalışmalar üreteral double j kateterlerin geç dönem istenmeyen yan etkilerinin kateterin kalış süresi ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Kateterin kalış süresinin artmasıyla birlikte istenmeyen yan etki oranları da artmaktadır (10). Ringel ve arkadaşları, ortaya çıkan komplikasyonlar nedeni ile hastaların ortalama % 32,7 sinde üreteral double j kateterlerin çıkarıldığını bildirmişlerdir. Bu istenmeyen yan etkiler % 10 hastada kateter fragmantasyonu, % 8,2 sinde kateter migrasyonu, % 9,1 inde üriner enfeksiyon ve % 5,4 ünde düzelmeyen hidronefroz şeklinde olmuştur (9). Başka bir çalışmada uzun süre kateterize olan hastalardaki kateter fragmantasyonunun nedeninin enkrüstasyonlara bağlı esneklik kaybı olduğu ileri sürülmüştür (11). 9

10 Şekil 2A. Unutulmuş sol double j kateterli hastaya ait direkt üriner sistem grafisi B. Endoskopik olarak çıkarılan double j kateter parçalarının görüntüsü Mango ve arkadaşları çalışmalarında üreteral double j kateter kalsifikasyonunun üriner sistem enfeksiyonu ile ilişkili olduğunu belirtmişlerdir (12). Sert materyalden yapılmış üreteral kateterler yerleştirilme esnasında üreteri, böbrek toplayıcı sistemini ve böbrek parankimini perfore edebilir veya yerleştirildikten sonra erozyona neden olarak üriner sistem dışına migrate olabilirler. Yumuşak materyalden yapılmış üreteral kateterler ise üreterin peristaltik hareketleriyle mesaneye düşebilirler. Ayrıca, hidrofilik materyalle kaplanmış üreteral kateterlerde bu istenmeyen yan etkilerin daha sık görüldüğünü düşünmek yanıltıcı olmaz. 10

11 a b Şekil 3. Üriner sistemde çeşitli perforasyon durumları a. Kateter toplayıcı sistemi geçerek parankim içerisine girmiş b. Kateter renal parankimi geçerek subkapsüler alana geçmiş. ALT ÜRİNER SİSTEM SEMPTOMLARI Alt üriner sistem semptomları (idrarın depolanması, boşaltılması ve işeme sonrası görülen semptomlar) önceleri prostatizm semptomları olarak tarif edilmiştir. Ancak son 10 yılda bu semptomların yalnızca prostat büyümesine bağlı olmadığı, yaşlılık ile görülme sıklıkları artan sistemik ya da nörolojik hastalıklara bağlı olabileceği de söylenmiştir. Hatta yalnız erkeklerde değil kadınlarda da benzer şiddette görülebildikleri anlaşıldıktan sonra, terminoloji değişikliği gerekli olmuştur (13). Uluslararası kontinans derneği (ICS) eğer bir 11

12 erkek hasta baskın olarak işeme semptomlarından yakınıyor ise, çıkım obstrüksiyonuna neden olan olası patolojilerin dışında belirgin patoloji ve üriner enfeksiyon yokluğunda mesane çıkım darlığını düşündüren AÜSS teriminin kullanılmasını önermiştir (13). Alt üriner sistem semptomları ya hasta tarafından doğrudan dile getirilir ya da hastanın sorgulanması ile öğrenilir. Bu semptomlar alışılagelmiş olarak obstrüktif ve irritatif olmak üzere iki gruba ayrılmış olup; obstrüktif semptomlar mesane çıkım tıkanıklığını, irritatif semptomlar ise depolama işlev bozukluğunu işaret etmektedirler. Ancak AÜSS nı ürodinamik bulgularla korele eden çalışmalar bu ayırımın mesane çıkım tıkanıklığının diğer olası mesane işlev bozukluklarından ayrılmasında güvenilir bir yöntem olmadığını göstermektedir. Bunun nedenlerinden bir tanesi benign prostat hiperplazisinde zamanla depolama işlevinin de etkilenmesi ve böylece irritatif ve obtrüktif semptomların çoğunlukla birlikte görülmesidir. Diğer taraftan obstrüktif semptomların varlığı her zaman mesane çıkım tıkanıklığını göstermez. Detrüsör yetmezliğine yol açan diyabetik nöropatide ya da diğer nörojenik mesane durumlarında boşaltım semptomlarının görüleceği açıktır. ICS son terminolojide AÜSS larını üç gruba ayırmıştır (14). - İdrarın depolanması ile ilgili semptomlar - İdrarın boşaltımı ile ilgili semptomlar - İşeme sonrası ile ilgili semptomlar Alt üriner sistem semptomları iki ana gruba ayrılır. Bunlar; 1. Depolama semptomları (irritatif semptomlar); sık idrara gitme, gece idrara çıkma,az az idrar yapma, acil işeme isteği, yetişememe tarzında idrar kaçırma (urge inkontinans). 2. İşeme semptomları (obstruktif semptomlar); idrar yapmaya başlamadan önce bekleme, idrar yaparken zorlanma, son damlaların ayak ucuna düşmesi, miksiyon zamanında uzama, idrar retansiyonu ve taşma tarzında idrar kaçırma olarak sınıflandırılır. 12

13 Obstruktif semptomların, özellikle mesanenin boşaltma fonksiyonunun bozulması sonucunda oluştuğuna inanılmaktadır. İrritatif semptomların oluşumunda ise detrusor aşırı aktivitesi ve azalan mesane kompliyansının rol oynadığı düşünülmektedir (15,16). Bu semptomları objektif olarak değerlendirmek, derecelendirmek, zaman içerisinde takip edebilmek ve tedavi sonrası değişiklikleri saptayabilmek gerekmektedir. Bu amaçla anket formu şeklinde çeşitli semptom skorlama sistemleri geliştirilmiştir. Bunlar arasında en çok kullanılanı International Prostate Symptom Score (uluslararası prostat semptom skoru, IPSS) dir. Semptom skoru AÜSS larını objektif olarak değerlendirmek, derecelendirmek, zaman içinde takip etmek için Boyarsky ve arkadaşları Boyarsky semptom skorunu, Madsen ve arkadaşları Madsen İversen semptom skorunu geliştirmişlerdir. Her ikisi de hasta tarafından kullanımının kısıtlı olması, sadece doktor tarafından kullanılabilmesi nedeniyle bugün geçerliliğini yitirmişlerdir. Danish prostat semptom skoru: Geçerliliği olan skorlama şeklidir. 24 sorudan oluşur. Soruların fazla ve kapsamlı olması yaşlı hastalarda uyumu zorlaştırmaktadır. Bu nedenle sosyokültürel düzeyi farklı toplumlarda IPSS e kıyasla daha az faydalıdır (17). Bolognese semptom skoru: Bu semptom skoru Boyarsky nin adapte edilmiş şekli olup genel işeme yakınmasını ölçen sorulardan oluşur. AÜSS lu erkeklerde finasterid etkisini gözlemlemek için tanımlanmıştır. Günümüzde geçerliliği olan bir skorlamadır. ICS male Qestionnaire: 20 adet üriner sistem sorusundan oluşur. Bunlar içinde bir tanesi rahatsızlık düzeyini ölçer. Kullanılan ve geçerliliği olan bir testtir. Uluslararası prostat semptom skoru (IPSS): Semptomların şiddet ve sıklığını belirleyen skorlama şeklidir. Skorlamanın güvenilirlik ve geçerliliği çalışmalarla doğrulanmış ve çeşitli dillere tercüme edilerek standart form şekline getirilmiştir. Form toplam 8 sorudan oluşmaktadır. İlk 7 soruyla semptomların verdiği rahatsızlık (0 dan 5 e kadar 13

14 derecelendirilmiş sorular) ve 8. soru ile yaşam kalitesi değerlendirilmiştir. IPSS formu alt üriner sistem semptomları hakkında çalışmaların eksenini oluşturmaktadır (18). Semptom skorunun toplam puanı 0 dan 35 e kadar olabilir (Yaşam kalitesi hariç). Klinik kullanımda semptom düzeyi 0-7 puan hafif, 8-19 puan orta, puan şiddetli olacak şekilde üç gruba ayrılır. Bu anket formu tedavinin ve tüm epidemiyolojik çalışmaların önemli parçasını oluşturur. Çalışmalarda sosyoekonomik faktörlerin ankete verilen cevapları etkilemediği görülmüştür. Hasta anket formunu kendi kendine cevaplandırdığı zaman temel olarak hekim yardımı ile verdiği cevaplara benzer cevaplar elde edilmiştir (19). 64 hastayı içeren bir çalışmada hastalar IPSS formunu önce kendileri,sonra hekim yardımı ile doldurmuş ve her ikisi arasında anlamlı farklılık gözlenmemiştir. Aynı çalışmada hastalara önce hekim yardımı sonra kendilerinin doldurmaları istenmiş ve yine anlamlı farklılık ortaya çıkmamıştır (20) Bir başka çalışmada IPSS anket formunun eğitimsiz kişilerin önce kendisi, sonra hekim yardımı ile cevaplayınca anlamlı farklılık ortaya çıktığı belirtilmiştir. Eğitim düzeyi düşük kişilerin IPSS formunu hekim ya da eğitilmiş sağlık personeli yardımı ile doldurması gerektiği belirtilmektedir (21). Yine bir çalışmada farklı iki ülkede eğitim düzeyi farklı ikişer grup oluşturup IPSS formunu cevaplandırmaları istenmiş, iki ülkede de eğitim düzeyi düşük olguların IPSS formunu eksik cevaplandırdığı gözlenmiştir (22). Ülkemizde Bozlu ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada eğitim düzeyi farklı iki grup oluşturup, IPSS formunu doldurmaları istenmiştir. IPSS formundaki soruları eğitimsiz kişilerin cevaplandırırken zorlandıkları gözlenmiştir. Buna bağlı olarak eğitim düzeyi düşük kişiler IPSS formundaki soruları cevaplar iken hekim tarafından yardım edilince, anlamlı farklılık olmadığı belirtilmiştir (23). Yapılan çalışmalarda IPSS nun semptomları değerlendirmede geçerli ve güvenilir olduğu, eğitim düzeyi düşük kişilerde ise hekim yardımı ile başarının arttığı belirtilmektedir. 14

15 Yaşam kalitesi Dünya sağlık örgütü; yaşam kalitesini, hastanın hem içinde yaşadığı kültürel yapı ve değerler, hem de kendi amaçları, beklentileri, standartları endişeleri açısından yaşamdaki durumu ile ilgili kişisel algısı olarak tanımlamıştır de Paris de Uluslararası Ortak Karar Konferansı AÜSS yaşam kalitesinin IPSS içinde tek soru ile değerlendirilmesine karar vermiştir. Alt üriner sistem semptomlarına bağlı operasyon olasılığı ve cinsel fonksiyon bozukluğunun hastada oluşturduğu korku hasta ve eşinin yaşam kalitesini etkilemektedir (24). Yaşlı popülasyonun artmasına bağlı olarak AÜSS nun görülme insidansı yükselmektedir. Bunun sonucunda hastaların büyük çoğunluğunun (% 88) yaşam kalitesi etkilenmektedir. IPSS de 2, 4, 7 numaralı sorular depolama semptomlarını 1, 3, 5, 6 numaralı sorular ise işeme semptomlarını sorgulamaktadır. Tablo 2 de IPSS gösterilmiştir. Tablo 2. Uluslararası Prostat Semptom Skoru (IPSS) 15

16 AŞIRI AKTİF MESANE Günümüzde aşırı aktif mesane (AAM) ve aşırı aktif detrüsor (AAD) terimleri ile ilgili bir karmaşa ve bu terimlerin sıkça yanlış anlamda kullanılmaları durumu söz konusudur. AAD terimi International Continence Society (ICS) tarafından mesanenin dolumu esnasında ürodinamik olarak istemsiz detrüsör kontraksiyonları gösteren hastaları tanımlamak için kullanılmıştır. Sıklıkla AAD yerine kullanılan AAM ise daha farklı bir anlam taşır ve ürodinamik bulgulara veya semptomlara göre tanımlanabilir. AAM tanımı Ürodinamik olarak ICS 'in tanımlamış olduğu AAD tanımına uyar. Sık idrara çıkma, acil işeme hissi, acil işeme hissi ile idrar kaçırma gibi AAD semptomları olan tüm hastaların ürodinamik olarak değerlendirilmesi şart değildir. Bu tanımlamanın sadece ürodinamik inceleme sonuçlarına göre yapılması da kimi zaman yanıltıcı olabilir. AAD semptomları olup konvansiyonel ürodinamik incelemelerle istemsiz kontraksiyon görülmeyen bir çok hastada tekrarlanan çalışmalarda artmış detrüsor aktivitesi görülebilmektedir. Semptomları karakteristik olarak AAD ' e uymayan birçok hastada ise % oranlarında istemsiz detrüsor kontraksiyonları saptanmaktadır. AAM ; sık idrara çıkma, acil işeme isteği ve birlikte idrar kaçırma olan veya olmayan bir sorun olup, bu semptomlara neden olabilecek lokal patolojik veya metabolik faktörler yoktur. Tanı için idrar kaçırma şart değildir. Kabaca hastaların 2/3 ünde aslında idrar kaçırma görülmez. Ancak ; gerek sık idrara çıkma, gerekse acil işeme hissi hastanın yaşam kalitesini önemli ölçüde etkiler. Bu lokal ve metabolik faktörler arasında üriner infeksiyonlar, malign veya premalign mesane lezyonları, taş, interstisyel sistit, diabet, polidipsi, diüretik kullanımı ve gebelik sayılabilir. AAM nin ürodinamik tanımı ise bu semptomlara neden olan istemsiz detrüsor kasılmalarının gösterilmesi ile yapılır. Bu yeni tanımlama ile AAM tanısı tümüyle semptomlara dayanarak konabilir. Bu semptomlarla birlikte bulunabilecek infeksiyon, malignansi vb. ekarte edildikten sonra ürodinamik tanıya gerek kalmadan ampirik 16

17 tedavi başlanabilir. Ancak burada semptomlara göre hemen tedaviye başlanılmamasının önemi vurgulanmalıdır. Bazı olasılıklar çeşitli işlemlerle ekarte edilmelidir.bu işlemlerin bir kısmı ürodinamiden daha invaziv ve pahalı olabilir (25). Epidemiyoloji Avrupa ve ABD de yapılan çalışmalarda AAM varlığını düşündüren semptomlar gösteren hasta oranı tüm popülasyonda % olarak bulunmuştur.bu patoloji erkek ve kadınlarda benzer oranlarda (% 16 - % 16. 9) görülürken, her iki sekste yaşla birlikte prevalansın arttığı görülmektedir. İdrar kaçırması olan (ıslak) ve olmayan (kuru) AAM oranları (% % 7.6) birbirine yakın değerler gösterirken, erkeklerde kuru AAM, ıslak AAM ye göre daha yüksek oranda görülmektedir (% % 2. 6). Yapılan tüm araştırmalarda ; acil işeme hissi ile idrar kaçırmanın, stres tipte idrar kaçırmaya göre yaşam kalitesini çok daha fazla bozduğu izlenmektedir. AAM nin yaşam kalitesi üzerindeki etkileri belirgindir. Birlikte ortaya çıkan ya da birlikte görülen bir çok durum kişilerin yaşantılarını önemli oranda etkilemektedir. - Uyku kalitesinde belirgin bozulma görülür. Özellikle noktüri ve noktürnal enürezis yaşam kalitesini önemli oranda etkilemektedir. - Gece idrara çıkma sıklığı ile paralel olarak düşme ve kırık riski belirgin olarak artmıştır. Haftalık idrar kaçırma episodlarında % 26-34, günlük idrar kaçırma episodlarında % düşme ve kırık riski saptanmıştır. - AAM li hastaların yaklaşık % inde üriner infeksiyon izlenmektedir. Yine bu hastaların % 8 inde tedavi gerektiren cilt enfeksiyonları görülmektedir. - Depresyon ve idiopatik acil işeme hissi ile idrar kaçırma arasında yakın ilişki olduğu belirlenmiştir (25). AAM semptomları hem kişinin sosyal, cinsel ve ruhsal yaşamını etkileyerek yaşam kalitesini düşürmekte, ve hem de sağlık ekonomisine önemli yük getirmektedir (26). 17

18 Günümüzde tıbbi araştırmaların gelişmesiyle beraber yaşam süresinin uzaması, AAM ile mücadeleyi önemli bir sağlık sorunu haline getirmiştir. AAM tanısında ürodinamik incelemelere mutlak gerek duyulmamakla birlikte gerekli olgularda ürodinamik incelemelerin doğru tanı ve tedavi için şart olduğu unutulmamalıdır (27). Aşırı aktif mesane değerlendirilmesinde aşırı aktif mesane değerlendirme anket formu (OAB-q ) kullanılmaktadır (Tablo 3). Bu formda hastaların şikayetlere verdiği cevaplar; hiç (0), çok az (1), biraz (2), epeyce (3), çok (4), çok fazla (5) olarak değerlendirilir (28). Toplanan puanlar sonucunda 8 ve üzeri puanı olan hastaların aşırı aktif mesaneye sahip oldukları kabul edilir. Tablo 3. Aşırı aktif mesane değerlendirme (OAB-q ) anket formu (28) 18

19 EREKTİL DİSFONKSİYON VE DEĞERLENDİRİLMESİ Erektil disfonksiyon (ED), bir erkeğin en az 6 ay süreyle seksüel ilişki için yeterli penis ereksiyonunu sağlama ve/veya sürdürmesinde yetersizlik olarak tanımlanmıştır (29). ABD'deki erektil disfonksiyon prevalansı verilerini ortaya koyan iki çalışmada, modern ihtimal örnekleme teknikleri kullanılmıştır. Bu çalışmalar: Ulusal Sağlık ve Sosyal Yaşam Düzeyi (NHSLS) ve Massachusetts Erkek Yaşlanma Çalışması (MMASl) dır. NHSLS, ABD'de evlerinde yaşayan, yaşları arasındaki erkek ve kadınların 1992'de yapılmış ulusal ihtimal çalışmasıdır (30,31). Bu çalışma, bu yaş grupları için ABD popülasyonunun yaklaşık % 97'sinden sorumludur ve yetişkin yaş gruplarındaki seksüel işlev ve inanışların geniş çaplı olarak araştırılmasına özel olarak yönlendirilmiştir. Bu nedenle, bu çalışmada seksüel fonksiyonun geniş olarak tanımlanmasına ilişkin sadece sınırlı bilgi sağlanmıştır. Araştırma 1410 erkeği kapsamaktadır ve erektil disfonksiyon prevalans oranları yaş için % 7, yaş için % 9, yaş için % 11 ve yaş için % 18 olarak bildirilmiştir. Cinsel fonksiyonların değerlendirilmesinde IIEF Pek çok seksüel fonksiyon profili ve ED sorgulama formu geliştirilmiştir (Fineman ve Rettinger, 1991; Geisserve ark, 1993; Speckens ve ark, 1993; Corty ve ark, 1996). Eskiden bu detaylı sorgulama formlarının amacı psikojenik kaynaklı ED'yi psikojenik olmayan ED'den ayırmak idi. Şimdilerde ise, erkek seksüel fonksiyon ve disfonksiyonunun düzeyini değerlendirmek amacı ile değişik şekillerde sorgulama formları (self-administered questionnaries [SAQs]) geliştirilmiştir. En sık kullanılanlar ise, Rosen ve arkadaşları tarafından hazırlanan International Index of Erectile Function (IIEF) (1997) ve O'Leary ve arkadaşları tarafından hazırlanan Brief Male Sexual Function Inventory (BMSFI) (1995) olarak belirtilmektedir yılında Raymond Rosen ve arkadaşları tarafından International Index of Erectile Function (IIEF) oluşturularak yayınlanmıştır. Geniş ölçekli, uluslararası, çok merkezli klinik 19

20 çalışmalarda kullanım için geçerli olduğu gösterilmiştir (32). Bu form Türk Androloji Derneği tarafından Ereksiyon İşlevi Uluslararası Değerlendirme Formu (EIUD) adıyla Türkçeleştirilmiş ve geçerlilik çalışmaları yapılmıştır. 15 sorusu olan IIEF,erkek cinsel işlevinin beş alanını değerlendirmektedir. Bunlar erektil fonksiyon (6 soru), orgazmik fonksiyon (2 soru), cinsel istek (2 soru), cinsel ilişki tatmini (3 soru) ve genel tatmindir (2 soru) (Tablo 5). Hekimlerin ofiste kolaylıkla kullanabilmelerini sağlamak amacıyla IIEF-15'in 5 sorudan oluşan özet formu geliştirilmiştir (Rosen ve ark, 1999). IIEF-5' in beş sorusundan dördü IIEF-15'in erektil fonksiyon başlığından alınmıştır. Sonuncu bölüm ise cinsel ilişki tatminini yansıtmaktadır. IIEF-15 ve lief-5 arasında belki de en önemli fark; IIEF-5'te hastaya erektil fonksiyon ve cinsel ilişki tatmini değerlendirmesi için son 6 aylık sürecin sorulmasıdır. Bu süre, klinik olarak IIEF-15 de sorgulanan 4 haftaya göre çok daha isabetli bir süre dilimidir. IIEF-5'e göre ED; şiddetine göre 5 kategoriye ayrılmaktadır; şiddetli (6-10), orta (11-16), hafif-orta (17-21), hafif (22-25), ED olmaması (26-30). IIEF-15 sorularının cevap alanları ve toplam skorları ise tablo 4 de verilmiştir. Tablo 4. IIEF-15 Sorularının Cevap Alanları ve Toplam Skorları Erkek Cinsel Fonksiyonları IIEF Alanları Alan Sorular Toplam Skor Erektil Fonksiyon 1, 2, 3, 4, 5, Orgazmik Fonksiyon 9, Cinsel İstek 11, İlişki Tatmini 6, 7, Genel Tatmin 13,

21 Tablo 5. Ereksiyon İşlevi Uluslararası Değerlendirme Formu (IIEF-15) (32) 21

22 Yapılan çalışmalarda IIEF, ED'nu olan/olmayan erkekleri ayırmada ve verilen tedaviye yanıtın değerlendirilmesinde kullanıma elverişli bulunmuştur.iief in ED'nin ağırlığını hafif, hafif-orta, orta veya ağır dereceli olarak sınıflamada güvenilir bir ölçüt olduğu gösterilmiştir. Bu sorulara verilen yanıtlar toplanarak ED sınıflaması yapılabilir (Tablo 6). Tablo 6. IIEF Skorlarına Göre ED Sınıflaması Erektil Fonksiyon Alan Skoru Erektil Disfonksiyon Sınıflaması 6-10 Ağır Orta Hafif-Orta Hafif Erektil Disfonksiyon Yok 22

23 KADINLARDA CİNSEL DİSFONKSİYON VE DEĞERLENDİRİLMESİ Kadın cinsel fonksiyon bozukluğu yaşa bağımlı, progresif ve kadınların % 30-50'sini ilgilendiren yaygın bir sorundur (33). Cinsel uyarıya karşı oluşan arzu, uyarılma, orgazm fazlarından biri veya birkaçının oluşmaması ve cinsel ilişki sırasında ağrı olması kadın cinsel fonksiyon bozukluğu olarak tanımlanır. Kadın cinsel fonksiyon bozukluğu prevalansı ile ilgili en geniş seriye sahip çalışmalardan biri, Amerika Ulusal Sağlık ve Sosyal Yaşam Araştırması verilerinin derlendiği çalışmadır (34). Bu çalışmada, yaşları 18 ile 59 arasında değişen 1749 kadından elde edilen veriler toplanmış ve erkeklerde cinsel sorun görülme oranı % 31 iken, kadınlarda % 43 olarak saptanmıştır. Çalışmaya dahil edilen kadınlarda azalmış cinsel istek prevalansı % 22, orgazm sorunları prevalansı % 14 ve cinsel ilişki sırasında ağrı prevalansı ise % 7 olarak bulunmuştur. Türkiye de Kadın Cinsel Fonksiyon Bozukluğu Çalışmaları Çayan ve arkadaşlarının 179 kadın üzerinde yaptıkları çalışmada; sigara kullanımı, evlilik süresi, geçirilmiş pelvik operasyonlar ve kontrasepsiyon yöntemlerinin cinsel fonksiyon bozukluğu üzerine anlamlı etkisi saptanmaz iken; ileri yaş, düşük eğitim düzeyi, çalışmama, kronik hastalık öyküsü, çok sayıda doğum varlığı ve menopoz gibi faktörlerin kadınlarda cinsel fonksiyonu olumsuz etkilediğini bildirmişlerdir (35). Yeni ve arkadaşları ise, 134 evli hemşire grubunda yaptıkları araştırmada; problemlerin daha çok istek ve orgazm bozuklukları üzerinde yoğunlaştığını ve yaşla birlikte özellikle orgazm bozukluklarının ön plana geçtiğini vurgulamışlardır (36). Ülkemizde bunların dışında tip 2 diabet ve kronik böbrek yetmezliği gibi kronik hastalıklar ve gebelik gibi bazı spesifik konuların kadın cinsel fonksiyonları üzerine etkilerini araştıran çalışmalarda, hem diabet ve kronik böbrek yetmezliği, hem de gebelikte cinsel fonksiyonların azaldığı bulunmuştur (37, 38). 23

24 Kadınlarda Cinsel İşlev Sorgulama Formları Objektif tanı metotlarının kadında kullanımının sınırlı oluşu ve cinselliğin subjektif yönünün belirlenememesi nedeni ile günümüzde bir çok sorgulama formu geliştirilmiştir (36). Bu formlar cinselliğin istek, uyarılma, orgazm, doyum fazları ve ağrıyı sorgulamaktadır. Bunlar arasında en sık kullanılanlar şunlardır: Brief Index of Sexual Function for Women (BISF-W) (39): Seksüel fonksiyonun yedi değişik yönünü inceleyen, 22 soruluk bir formdur. Cinsel düşünce/istek, uyarılma, ilişki sıklığı, ilişkiyi kabul/başlatma, doyum/orgazm, partnerle uyum ve cinsel problemler irdelenir. Index of Female Sexual Function (IFSF) (40): Kaplan ve arkadaşları tarafından 1999 yılında geliştirilen 9 sorudan oluşan bu form ile ilişkinin istek, uyarılma, orgazm, doyum ve ağrı alanları araştırılmaktadır. Kolay uygulanabilmesine rağmen, detaylı olmaması ve partnerle ilişkiyi araştırmaması olumsuz yönleridir. Female Sexual Function Index (FSFI) (41): Rosen ve arkadaşları tarafından 2000 yılında geliştirilmiş, 19 sorudan oluşan, cinsel istek, uyarılma, kayganlaşma, orgazm, cinsel doyum ve ağrıyı sorgulayan bir testtir (Tablo 7). Türk Androloji Derneği tarafından 2003 yılında Türkçe validasyonu yapılan formun puanlamasında, sorular belli bir katsayı ile çarpılarak her bölüm 6 puan üzerinden değerlendirilmektedir. En az 2, en çok 36 puan alınan form, kolay uygulanımı ile Türkiye'de kadın cinsel fonksiyon bozukluğu değerlendirilmesinde standardizasyon için kullanıma sunulmuştur (Tablo 8). Sexual Function Questionnaire (SFQ) (42): Cinsel uyarılma bozukluğu olan kadınların tedavisinde sildenafilin etkisini araştıran klinik çalışmalar için geliştirilmiş, 31 sorudan oluşan bir formdur. Diğer formlara göre psikometrik yönden daha fazla bilgi edinilebilmesi bu formun özellikle klinik çalışmalar için uygun olduğunu düşündürmektedir. Female Sexual Distress Scale (FSDS) (43): On iki sorudan oluşan bu form cinsel fonksiyonla birlikte olan subjektif stres ve psikolojik etkilenmeyi değerlendiren, cinsel 24

25 fonksiyon bozukluğu olan ve olmayan kadınları iyi ayırabilen, güvenirlik testleri yüksek olan bir test olarak sunulmuştur. Klinik çalışmalarda yararlı olabilecek bir testtir. Tablo 7. Kadın Cinsel Fonksiyonları FSFI Alanları Kadın Cinsel Fonksiyonları FSFI Alanları Alan Sorular Cinsel İstek 1, 2 Uyarılma 3, 4, 5, 6 Kayganlaşma 7, 8, 9, 10 Orgazm 11, 12, 13 Cinsel Doyum 14, 15, 16 Ağrı 17, 18, 19 Öksüz ve arkadaşları tarafından Türk kadınlarındaki seksüel disfonksiyon prevalans ve risk faktörlerinin araştırıldığı bir çalışmada FSFI skorunun 25 den düşük olması kadın seksüel disfonksiyonu olarak kabul edilmiş ve Türkiye deki prevalansı % 48.3 olarak bildirilmiştir (44). 25

26 Tablo 8. Female Sexual Function Index (FSFI) (41) Aşağıdaki sorularda size uygun cevapları işaretleyiniz (0.6)1-Son 1 ay içinde ne sıklıkta cinsel istek duydunuz? 5-Her zaman 4-Çoğu zaman 3-Bazen 2-Birkaç kez 1-Hemen hemen hiç (0.6)2-Son 1 ay içindeki cinsel isteğinizin derecesi nedir? 5-Çok yüksek 4-Yüksek 3-Orta 2-Düşük 1-Çok düşük veya hiç (0.3)3- Son 1 ay içinde cinsel ilişki esnasında ne sıklıkta tahrik oldunuz? 0-Cinsel ilişki olmadı 5-Her zaman 4-Çoğu zaman 3-Bazen 2-Birkaç kez 1-Hemen hemen hiç veya hiç (0.3)4- Son 1 ay içinde cinsel ilişki esnasında ne derecede tahrik oldunuz? 0-Cinsel ilişki olmadı 5-Çok yüksek 4-Yüksek 3-Orta 2-Düşük 1-Çok düşük veya hiç (0.3)5- Son 1 ay içinde cinsel ilişki esnasında tahrik olma konusunda kendinize olan güveninizi nasıl değerlendiriyorsunuz? 0-Cinsel ilişki olmadı 5-Çok yüksek 4-Yüksek 3-Orta 2-Düşük 1-Çok düşük veya hiç (0.3)6- Son 1 ay içinde cinsel ilişki esnasındaki tahrik olmanızdan ne sıklıkta memnun oldunuz? 0-Cinsel ilişki olmadı 5-Her zaman 4-Çoğu zaman 3-Bazen 2-Birkaç kez 1-Hemen hemen hiç veya hiç (0.3)7- Son 1 ay içindeki cinsel ilişkileriniz esnasında ne sıklıkta ıslaklık hissettiniz? 0-Cinsel ilişki olmadı 5-Her zaman 4-Çoğu zaman 3-Bazen 2-Birkaç kez 1-Hemen hemen hiç veya hiç 26

27 (0.3)8- Son 1 ay içindeki cinsel ilişkileriniz esnasında ıslaklığın sağlanması konusunda ne kadar zorlanıyorsunuz? 0-Cinsel ilişki olmadı 5-Hiç zorlanmıyorum 4-Biraz zor 3-Zor 2-Çok zor 1-Aşırı zor ya da imkansız (0.3) 9- Son 1 ay içindeki cinsel ilişkileriniz esnasında ilişkiniz tamamlanana kadar ıslaklığınızı ne sıklıkta devam ettirebildiniz? 0-Cinsel ilişki olmadı 5-Her zaman 4-Çoğu zaman 3-Bazen 2-Birkaç kez 1 -Hemen hemen hiç veya hiç (0.3)10- Son 1 ay içindeki cinsel ilişkileriniz esnasında ilişkiniz tamamlanana kadar ıslaklığınızı devam ettirmede ne kadar zorlandınız? 0-Cinsel ilişki olmadı 5-Hiç zorlanmıyorum 4-Biraz zor 3-Zor 2-Çok zor 1 -Aşın zor ya da imkansız (0.4)11- Son 1 ay içindeki cinsel ilişkileriniz esnasında ne sıklıkta tatmin oldunuz? 0-Cinsel ilişki olmadı 5-Her zaman 4-Çoğu zaman 3-Bazen 2-Birkaç kez 1-Hemen hemen hiç veya hiç (0.4)12- Son 1 ay içindeki cinsel ilişkileriniz esnasında tatmin olmakta ne kadar zorlandınız? 0-Cinsel ilişki olmadı 5-Hiç zorlanmıyorum 4-Biraz zor 3-Zor 2-Çok zor 1-Aşırı zor ya da imkânsız (0.4)13- Son 1 ay içindeki cinsel ilişkileriniz esnasındaki tatmin olma durumunuz ne kadar doyurucuydu? 0-Cinsel ilişki olmadı 5-Çok doyurucu 4-Orta derecede doyurucu 3- Biraz doyurucu 2-Biraz memnuniyetsizim 1-Çok memnuniyetsizim 27

28 (0.4)14- Son 1 ay içindeki cinsel ilişkileriniz esnasındaki siz ve eşiniz arasındaki duygusal yoğunluktan ne kadar memnunsunuz? 5-Çok memnunum 4-Orta derecede memnunum 3-Biraz memnunum 2-Biraz memnuniyetsizim 1-Çok memnuniyetsizim (0.4)15- Son 1 ay içinde eşinizle olan cinsel hayatınızdan ne kadar memnunsunuz? 5-Çok memnunum 4-Orta derecede memnunum 3- Biraz memnunum 2-Biraz memnuniyetsizim 1-Çok memnuniyetsizim (0.4)16- Son 1 ay içinde tüm cinsel hayatınızdan ne kadar memnunsunuz? 5-Çok memnunum 4-Orta derecede memnunum 3- Biraz memnunum 2-Biraz memnuniyetsizim 1-Çok memnuniyetsizim (0.4)17- Son 1 ay içinde eşinizin haznenize girişi esnasında ne sıklıkta ağn ya da rahatsızlık hissettiniz? 0-Cinsel ilişki olmadı 5-Hemen hemen hiç veya hiç 4-Birkaç kez 3-Bazen 2-Çoğu zaman 1-Hemen hemen hiç veya hiç (0.4)18- Son 1 ay içinde eşinizin haznenize girişinden sonra ne sıklıkta ağn ya da rahatsızlık hissettiniz? 0-Cinsel ilişki olmadı 5-Hemen hemen hiç veya hiç 4-Birkaç kez 3-Bazen 2-Çoğu zaman 1-Her zaman (0.4)19- Son 1 ay içinde eşinizin haznenize girişi esnasında ya da girişinden sonra ne düzeyde ağrı yada rahatsızlık hissettiniz? 0-Cinsel ilişki olmadı 5- Çok düşük veya hiç 4- Düşük 3-Orta 2-Fazla 1-Çok fazla 28

29 GEREÇ VE YÖNTEM Çalışmaya üreter taşı tedavisi esnasında unilateral double-j kateter uygulanan toplam 97 olgu (42 kadın, 55 erkek) alındı. Bu olguların 65 tanesi ESWL öncesi hidroüreteronefroz nedeni ile double j katater uygulanan olgular iken, 32 tanesine ise üreterorenoskop ile litotripsi işlemi sonrası double j kateter uygulanmıştı. Olguların tümü cinsel olarak aktifti. Akut üriner sistem infeksiyonu, ürogenital sistem tümörü, geçirilmiş ürogenital sistem cerrahisi öyküsü, nörojenik mesane, üretra darlığı, mesane taşı, aşırı aktif mesane, kronik prostatit ve benign prostat hiperplazisi bulunan olgular çalışmaya alınmadı. Çalışmaya alınan olgulardan ilk vizitte ayrıntılı öykü alındı ve fizik incelemeleri yapıldı. Tam idrar tetkiki (TİT) ve idrar kültürü için idrar örneği alındı. Direkt üriner sistem grafisi ve üriner sistem ultrasonografisi ile üriner sistem değerlendirildi. Tüm olgulara double j katater uygulanmadan önce Uluslararası Prostat Semptom Skoru (IPSS), Aşırı Aktif Mesane Değerlendirme Formu (OABq), ayrıca erkekler için Ereksiyon İşlevi Uluslararası Değerlendirme Formu (IIEF) ile kadınlar için Kadın Seksüel Fonksiyon İndeksi (FSFI) değerlendirme formu dolduruldu ve skorları belirlendi. Double-J kateter ameliyathane şartlarında, lokal anestezi altında ve intravenöz sedasyon (Dormicum, 0.05 mg/kg) yapılarak uygulandı. Tüm olgulara 4.7 F çapında ve olgunun boyu göz önüne alınarak 26 veya 28 cm uzunluğunda poliüretan kateter uygulandı (Marflow AG, Zürich, Switzerland). İşlem sonrası kateterin uygun yerleştirildiğini doğrulamak amacı ile direkt üriner sistem grafisi çekildi. İşlem sonrası olgular randomize olarak 5 gruba ayrıldı ve ilk 1 haftalık antibiyoterapiye ek olarak 4 hafta süre ile 1. gruba antienflamatuar, 2. gruba spazmolitik, 3. gruba antikolinerjik, 4. gruba α-blokör verildi. 5. gruba ise ek bir ilaç verilmedi. İşlemden 4 29

30 hafta sonra IPSS, OABq ve IIEF veya FSFI formları yeniden uygulandı ve skorlar işlem öncesi sonuçlar ile karşılaştırıldı. Çalışmada elde edilen bulgular değerlendirilirken, istatistiksel analizler için Graphpad prism 5.0 programı kullanıldı. Çalışma verileri değerlendirilirken tanımlayıcı istatistiksel metodların (Ortalama, Standart sapma) yanısıra niceliksel verilerin karşılaştırılmasında oneway ANOVA, Wilcoxon, unpaired t ve paired t testleri kullanıldı. Sonuçlar % 95 lik güven aralığında, anlamlılık p<0.05 düzeyinde değerlendirildi. 30

31 BULGULAR Çalışmaya alınan 97 olgunun yaş ortalaması 43.34±1.40 yıl olarak tespit edildi. Gruplar arasında yaş bakımından istatiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktu. Tüm olgular değerlendirildiğinde double j kateter uygulanan olgularda işlem sonrası toplam IPSS (IPSSt) skoru işlem öncesine göre istatistiksel olarak anlamlı bir artış gösterdi. Gruplar ayrı ayrı değerlendirildiğinde ise yine IPSSt nin tüm gruplarda istatistiksel olarak anlamlı bir artış gösterdiği görüldü. Başka bir anlatımla kontrol grubundan da anlaşılacağı üzere double j kateter uygulanan olgularda toplam IPSS skorunda artış meydana geldi ve gruplara uyguladığımız hiçbir medikal tedavi protokolünün (spazmolitik, alfa-blokör, antikolinerjik, antienflamatuar) bu artışı engelleyemediği tespit edildi. Tablo 9 da tüm olguların ve grupların işlem önce ve sonrası IPSSt değerleri verilmiştir (Tablo 9). Tablo 9. Grupların double j kateter uygulanmadan önce ve sonra IPSSt değerleri n (E/K) Spazmolitik 20 (11/9) Alfa-Blokör 19 (15/4) Antikolinerjik 19 (12/7) Antienflamatuar 21 (10/11) Kontrol 18 (7/11) Toplam 97 (55/42) IPSS t Yaş Önce Sonra p 41.15± ± ± ,21±3,05 5,74±1,17 9,79±1,21 0, ,53±2,99 6,47±1,15 12,16±2,05 0, ,71±3,26 6,14±1,21 11,95±1,81 0, ,94±3,88 5,67±1,31 10,11±1,450 0, ± ± ±0.77 p< Aynı şekilde tüm olgular değerlendirildiğinde double j kateter uygulanan olgularda işlem sonrası aşırı aktif mesane değerlendirme formu (OABq) toplam skoru işlem öncesine göre istatistiksel olarak anlamlı bir artış gösterdi. Gruplar ayrı ayrı değerlendirildiğinde ise yine OABq nin tüm gruplarda istatistiksel olarak anlamlı bir artış gösterdiği görüldü. Yani olguların IPSS de olduğu gibi OABq 31

32 skorlarında da artış vardı ve bu artış, uygulanan medikal tedavi protokollerinin hiçbiri ile engellenemedi. Tablo 10 da tüm olguların ve grupların işlem önce ve sonrası OABq değerleri verilmiştir (Tablo 10). Tablo 10. Grupların double j kateter uygulanmadan önce ve sonra OABq değerleri n (E/K) Spazmolitik 20 (11/9) Alfa-Blokör 19 (15/4) Antikolinerjik 19 (12/7) Antienflamatuar 21 (10/11) Kontrol 18 (7/11) Toplam 97 (55/42) OABq Yaş İşlem Öncesi İşlem Sonrası p 41.15±2.40 7,40±1,28 13,15±1,82 0, ,21±3,05 7,37±1,34 12,11±1,46 0, ,53±2,99 9,47±1,17 13,84±1,70 0, ,71±3,26 8,81±1,35 13,95±1,59 0, ,94±3,88 7,16±1,57 12,83±2,37 0, ± ± ±0.79 p< Double j kateter uygulanan erkek olguların işlem öncesi ve sonrasında toplam IIEF (IIEF-t) skorları değerlendirildiğinde çalışmaya alınan 55 olgunun 42 tanesinde azalma, 6 tanesinde artma meydana geldi, 7 tanesinde ise skor değişmedi. Tüm olgular değerlendirildiğinde IIEF-t skorunda istatistiksel olarak anlamlı bir azalma vardı. Tablo 11 de olguların işlem önce ve sonrası IIEF-t değerleri verilmiştir (Tablo 11). Tablo 11. Olguların double j kateter uygulanmadan önce ve sonra IIEF-t değerleri IIEF-t Yaş n İşlem Öncesi İşlem Sonrası p 43,07±1, ,80±2,80 38,04±3,19 p< Erkek olgularda IIEF nin alt alanları olan uyarılma (IIEF-SA), koitus memnuniyeti (IIEF-IS), orgazm (IIEF-SO), istek (IIEF-SD) ve genel memnuniyet (IIEF-SS) ayrı ayrı değerlendirildiğinde de hepsinde yine istatistiksel olarak anlamlı azalma olduğu görüldü (Tablo 12). 32

33 Tablo 12. Olgularda işlem öncesi ve sonrası IIEF alt alan değerlerlerindeki değişim İşlem Öncesi İşlem Sonrası p IIEF-SA 22,47±1,27 15,96±1,44 0,0002 IIEF-IS 8,76±0,69 5,27±0, IIEF-SO 7,93±0,46 5,36±0,58 0,0001 IIEF-SD 7,16±0,27 5,98±0,32 0,0003 IIEF-SS 7,47±0,39 5,46±0,42 0,0001 Double j kateter uygulanan kadın olgular cinsel fonksiyon yönünden değerlendirildiğinde ise çalışmaya alınan 42 olgunun 27 tanesinde toplam FSFI (FSFI-t) skorunda azalma, 6 tanesinde artma meydana geldi, 9 tanesinde ise skor değişmedi. Tüm olgular değerlendirildiğinde FSFI-t skorunda istatistiksel olarak anlamlı bir azalma mevcuttu. Tablo 13 de olguların işlem önce ve sonrası FSFI-t değerleri verilmiştir (Tablo 13). Tablo 13. Olguların double j kateter uygulanmadan önce ve sonra FSFI-t değerleri FSFI-t Yaş n İşlem Öncesi İşlem Sonrası p 43,69±2, ,95±1,64 7,80±1,42 p< Kadın olgularda FSFI ın alt alanları olan cinsel istek (FSFI-SD), uyarılma (FSFI-SA), kayganlaşma (FSFI-SL), orgazm (FSFI-SO), genel memnuniyet (FSFI-SS) ve ağrı (FSFI-SP) ayrı ayrı değerlendirildiğinde de hepsinde yine istatistiksel olarak anlamlı azalma olduğu görüldü (Tablo 14). 33

34 Tablo 14. Olgularda işlem öncesi ve sonrası FSFI alt alan değerlerlerindeki değişim İşlem Öncesi İşlem Sonrası p FSFI-SD 2,41±0,17 1,73±0,15 p< FSFI-SA 2,22±0,24 1,01±0,20 p< FSFI-SL 2,78±0,34 1,30±0,32 0,0003 FSFI-SO 2,55±0,32 0,99±0,27 p< FSFI-SS 3,09±0,32 1,61±0,32 0,0002 FSFI-SP 2,87±0,36 1,16±0,2974 p<

35 TARTIŞMA Son yıllarda üreteral kateter kullanımı üroloji pratiğinde rutin bir işlem haline gelmiştir. Klinik olarak en sık kullanım alanı üreter taşlarının meydana getirdiği obstrüksiyonu gidermek olsa da, üreteral kateterizasyon üreteral obstrüksiyona yol açan benign veya malign pek çok hastalıkta ve travma veya cerrahi işlemler sonrası idrar ekstravazasyonunun önlenmesi amacı ile de sık olarak uygulanmaktadır (45). Ancak double j kateter kullanımı bazı istenmeyen yan etki ve komplikasyonları da beraberinde getirebilmektedir. Uzun süreli double j kateter uygulamasına bağlı üriner enfeksiyon, irritatif üriner semptomlar ve suprapubik ağrı gibi pek çok yan etki hastada uykusuzluk, anksiyete, depresyon gibi psikolojik problemler de oluşturabilmektedir. Tüm bu nedenler hastanın çalışma performansı, cinsel hayatı ve genel olarak hayat kalitesi üzerine önemli ölçüde olumsuz etki yapabilmektedir. Bizim çalışmamızın amacı double j kateter uyguladığımız olgularda ortaya çıkan yan etkileri ve bunların cinsel fonksiyon ve hayat kalitesi üzerine etkilerini değerlendirmekti. Ayrıca katetere bağlı ortaya çıkan alt üriner sistem semptomlarının giderilmesinde çeşitli medikal tedavi protokollerinin etkinliğini araştırdık. Çalışmaya dahil ettiğimiz double j kateter uygulanan olgular randomize olarak 5 gruba ayrıldı. 1. gruba antienflamatuar, 2. gruba spazmolitik, 3. gruba antikolinerjik, 4. gruba α-blokör verildi. 5. gruba ise ek bir ilaç verilmedi. Olgular işlem öncesi ve işlemden 4 hafta sonra IPSS, OABq, IIEF ve FSFI formları ile değerlendirildi ve işlem öncesi ve sonrası skorlar karşılaştırıldı. Üreteral kateter uygulamaları sonrası ortaya çıkan yan etkileri, komplikasyonları ve bunların cinsel fonksiyon ve hayat kalitesi üzerine etkilerini değerlendiren pek çok çalışma vardır. Leibovici ve arkadaşları double j kateter uygulanımının beraberinde pek çok yan etkiyi getirdiğini ve bunun da hayat kalitesi üzerinde olumsuz etki yarattığını belirtmişlerdir. Bu 35

36 çalışmada en sık görülen semptomların sıkışma hissi, sık idrara çıkma ve dizüri (sırasıyla % 55, % 50 ve % 40) olduğu belirlenmiştir (46). Damiano ve arkadaşları 146 olguluk serilerinde üreteral kateter uygulanan olgularda katetere bağlı rahatsızlık (% 37.6) ve irritatif üriner semptomların (% 18.8) en sık görülen komplikasyonlar olduğunu belirtmişlerdir. Bu çalışmada dikkat çekilen bir konu ise kateterin vücutta kalma süresinin artması ile komplikasyonların sıklık ve ciddiyetinde artış tespit edilmesidir (47). Joshi ve arkadaşları double j kateter uygulanan hastaların % 78 inde irritatif üriner semptomlar, inkontinans ve hematüri görüldüğünü belirtmişlerdir. Bu hastaların % 80 inden fazlasında katetere bağlı ağrı nedeni ile günlük aktiviteleri etkilenmekte, % 38 inde cinsel disfonksiyon ve % 58 inde çalışma performansında düşüş gözlenmiştir(48). Yine Joshi ve arkadaşları 2003 yılında üreteral kateterlerin neden olduğu semptomları ve bunların genel sağlık, çalışma performansı ve cinsel hayat üzerine etkilerini değerlendiren yeni bir sorgulama formu (Ureteral Stent Symptom Questionnaire) tanımlamışlardır (49). Üreteral kateterlere bağlı semptomların patofizyolojisi tam olarak bilinmemektedir. Ancak irritatif üriner semptomların özellikle nöral yönden zengin trigon mukozasının irritasyonuna, flank bölgesindeki ağrının ise reflüye bağlı olabileceği düşünülmektedir (4). Üreteral kateter uygulanan hastalarda ortaya çıkabilecek bu olumsuz etkileri azaltmak amacı ile kateterlerin dizaynında ve kullanılan materyallerde çeşitli değişiklikler yapılmıştır ve yapılmaktadır. Bunun yanında günlük yaşamı ve hayat kalitesini olumsuz yönde etkileyen bu semptomların giderilmesinde çeşitli medikal tedavi protokollerinin etkinliği de araştırılmaktadır. Üreteral kateterlere bağlı irritatif semptomlar ve ağrının giderilmesi için analjezikler, antikolinerjikler ve alfa-blokörler gibi pek çok medikal tedavi seçeneği denenmiştir. Deliveliotis ve arkadaşları bir alfa-blokör olan alfuzosin kullanımı ile double j 36

37 kateter uygulanan olgularda katetere bağlı ağrı, sık idrara çıkma ve sıkışma hissi gibi semptomlarda azalma meydana geldiğini ve bu semptomların giderilmesinde analjezik ihtiyacının azaldığını bildirmişlerdir. Ayrıca alfuzosin verilen bu olguların cinsel fonksiyon ve genel olarak hayat kalitelerinin de kontrol grubuna göre daha az olumsuz etkilendiğini tespit etmişlerdir (2). Beddingfield ve arkadaşları da yaptıkları prospektif, randomize ve plasebo kontrollü çalışmalarında alfuzosin kullanımının üreteral kateter uygulanan hastalarda şikayetleri azalttığını bildirmişlerdir. Ancak bu olgularda narkotik ilaç gereksiniminde kontrol grubuna göre anlamlı bir azalma tesbit edilmemiştir (50). Norris ve arkadaşları ise üreteral katetere bağlı gelişen şikayetlerin tedavisinde oksibutinin ve fenazopuridini karşılaştırmışlar ve her iki tedavi seçeneğinin semptomların giderilmesinde birbirlerine ve kontrol grubuna üstünlüğünü gösterememişlerdir (51). Bütün bu tedaviler semptomlara spesifik değildir, daha çok semptomlarda genel bir düzelme sağlarlar, aynı zamanda bazı yan etkileri de beraberinde getirebilirler (4). Biz çalışmamızda üreteral katetere bağlı alt üriner sistem semptomlarını daha objektif bir şekilde değerlendirmek amacı ile IPSS ve OABq sorgulama formlarını kullandık. Double j kateter uygulanan olgularda işlem öncesi ve sonrası skorlar karşılaştırıldığında, toplam IPSS ve OABq skorlarında artış meydana geldi ve gruplara uyguladığımız hiçbir medikal tedavi protokolü (spazmolitik, alfa-blokör, antikolinerjik, antienflamatuar) de semptomların düzeltilmesinde birbirlerine ve kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı bir üstünlük sağlamadı. Bizim çalışmamızda araştırdığımız bir diğer konu ise üreteral double j kateter uygulanan olgularda cinsel fonksiyonların bu uygulamadan nasıl etkilendiğini tespit etmekti. Bu konu ile ilgili yapılmış çalışmalarda çıkan sonuçlar cinsel fonksiyonun üreteral kateter uygulamalarından olumsuz olarak etkilendiği yönündedir. Sighinolfi ve arkadaşları üreteral kateter uygulanan hastalarda işlem öncesi ve işlem sonrası 45. ve 60. günlerde cinsel 37

38 fonksiyonları değerlendirmişlerdir. Bu çalışmada kadınlarda FSFI, erkeklerde IIEF skorlarında uygulama sonrası anlamlı düşüş tespit etmişlerdir. Bunun nedenleri arasında uygulanma sonrası ortaya çıkan alt üriner sistem semptomlarına bağlı stres ve kateter ile ilişkili psikolojik faktörlerinde etkili olabileceğini vurgulamışlardır. Biz çalışmamızda cinsel fonksiyonu double j kateter uygulamadan önce ve uygulandıktan 4. hafta sonra erkeklerde IIEF ve kadınlarda FSFI sorgulama formlarını uygulayarak ve skorları karşılaştırarak değerlendirdik. Double j kateter uygulanan erkek olguların işlem öncesi ve sonrasında toplam IIEF skorları değerlendirildiğinde istatistiksel olarak anlamlı bir azalma vardı. Ayrıca IIEF nin alt alanlarında da yine istatistiksel olarak anlamlı azalma olduğu görüldü. Çalışmaya alınan kadın olgular cinsel fonksiyon yönünden değerlendirildiğinde ise hem toplam FSFI skorunda hem de FSFI ın alt alanlarının hepsinde ayrı ayrı istatistiksel olarak anlamlı bir azalma vardı. Bir başka deyişle double j kateter uygulanan hem erkek hemde kadın olgularda cinsel fonksiyon olumsuz yönde etkilenmekte idi. 38

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,

Detaylı

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1. GİRİŞ Odamızca, 2009 yılında 63 fuara katılan 435 üyemize 423 bin TL yurtiçi fuar teşviki ödenmiştir. Ödenen teşvik rakamı, 2008 yılına

Detaylı

Kadın İdrar İnkontinansı. Dr. M.NURİ BODAKÇİ

Kadın İdrar İnkontinansı. Dr. M.NURİ BODAKÇİ Kadın İdrar İnkontinansı Dr. M.NURİ BODAKÇİ Genel populasyonun çoğunda özellikle kadınlarda ve yaşlılarda mesane disfonksiyonu vardır. ICS üriner inkontinansı; objektif olarak gösterilebilen ve sosyal

Detaylı

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2 İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET DOI= 10.17556/jef.54455 Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2 Genişletilmiş Özet Giriş Son yıllarda

Detaylı

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün Veri Toplama Yöntemleri Prof.Dr.Besti Üstün 1 VERİ (DATA) Belirli amaçlar için toplanan bilgilere veri denir. Araştırmacının belirlediği probleme en uygun çözümü bulabilmesi uygun veri toplama yöntemi

Detaylı

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9 BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9 Attila Hancıoğlu ve İlknur Yüksel Alyanak Sağlık programlarının izlenmesi, değerlendirilmesi ve ileriye yönelik politikaların belirlenmesi açısından neonatal, post-neonatal

Detaylı

ÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi

ÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi KİHG/İŞL-005 19.08.2009 07.08.2012 2 1/8 GÜNCELLEME BİLGİLERİ Güncelleme Tarihi Güncelleme No Açıklama 11.11.2009 1 Belge içeriğinde ve belge numarasında değişiklik yapılması 07.08.2012 2 Komite, başlık,

Detaylı

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba 1.1 Ara rman n Amac Ara rmada, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba olarak hizmet vermekte olan; 1. Bütçe ve Performans Program ube Müdürlü ü 2. Stratejik Yönetim ve Planlama

Detaylı

Doç. Dr. Mehmet Durdu KARSLI Sakarya Üniversitesi E itim fakültesi Doç. Dr. I k ifa ÜSTÜNER Akdeniz Üniversitesi E itim Fakültesi

Doç. Dr. Mehmet Durdu KARSLI Sakarya Üniversitesi E itim fakültesi Doç. Dr. I k ifa ÜSTÜNER Akdeniz Üniversitesi E itim Fakültesi ÜN VERS TEYE G R SINAV S STEM NDEK SON DE KL E L K N Ö RENC LER N ALGILARI Doç. Dr. Mehmet Durdu KARSLI Sakarya Üniversitesi E itim fakültesi Doç. Dr. I k ifa ÜSTÜNER Akdeniz Üniversitesi E itim Fakültesi

Detaylı

GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM. 1. Açıklama

GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM. 1. Açıklama GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM 1. Açıklama 1.1.Proje Ortaklarının Adları: Uzman Klinik Psikolog Özge Yaren YAVUZ ERDAN, Uzman Klinik Psikolog Elvan DEMİRBAĞ, Uzman Klinik Psikolog Nilay KONDUZ 1.2.Nihai

Detaylı

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com Giriş Yönetim alanında yaşanan değişim, süreç yönetimi anlayışını ön plana çıkarmıştır. Süreç yönetimi; insan ve madde kaynaklarını

Detaylı

KİTAP İNCELEMESİ. Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri. Tamer KUTLUCA 1. Editörler. Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice AKKOÇ

KİTAP İNCELEMESİ. Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri. Tamer KUTLUCA 1. Editörler. Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice AKKOÇ Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi, 18 (2012) 287-291 287 KİTAP İNCELEMESİ Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri Editörler Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice

Detaylı

HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ

HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ Doç. Dr. Ülkü TATAR BAYKAL İÜ Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi Hemşirelikte Yönetim Anabilim Dalı ve Yönetici Hemşireler Derneği Yönetim Kurulu

Detaylı

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1 Sağlık Reformunun Sonuçları İtibariyle Değerlendirilmesi 26-03 - 2009 Tuncay TEKSÖZ Dr. Yalçın KAYA Kerem HELVACIOĞLU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Türkiye 2004 yılından itibaren sağlık

Detaylı

Araştırma Notu 15/177

Araştırma Notu 15/177 Araştırma Notu 15/177 02 Mart 2015 YOKSUL İLE ZENGİN ARASINDAKİ ENFLASYON FARKI REKOR SEVİYEDE Seyfettin Gürsel *, Ayşenur Acar ** Yönetici özeti Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan enflasyon

Detaylı

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK GİRİŞ Yaygın anksiyete bozukluğu ( YAB ) birçok konuyla, örneğin parasal, güvenlik, sağlık,

Detaylı

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU Hazırlayan Sosyolog Kenan TURAN Veteriner Hekimi Volkan İSKENDER Ağustos-Eylül 2015 İÇİNDEKİLER Araştırma Konusu

Detaylı

Sayfa 1 / 5 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ MEVZUATINA GÖRE İŞYERLERİNDE RİSK DEĞERLENDİRMESİ NASIL YAPILACAK?

Sayfa 1 / 5 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ MEVZUATINA GÖRE İŞYERLERİNDE RİSK DEĞERLENDİRMESİ NASIL YAPILACAK? Sayfa 1 / 5 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ MEVZUATINA GÖRE İŞYERLERİNDE RİSK DEĞERLENDİRMESİ NASIL YAPILACAK? Yazar: Arif TEMİR* Yaklaşım / Şubat 2013 / Sayı: 242 I- GİRİŞ Bilindiği üzere risk değerlendirmesi

Detaylı

BİREYSEL SES EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN GELENEKSEL MÜZİKLERİMİZİN DERSTEKİ KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE BEKLENTİLERİ

BİREYSEL SES EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN GELENEKSEL MÜZİKLERİMİZİN DERSTEKİ KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE BEKLENTİLERİ BİREYSEL SES EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN GELENEKSEL MÜZİKLERİMİZİN DERSTEKİ KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE BEKLENTİLERİ Dr. Ayhan HELVACI Giriş Müzik öğretmeni yetiştiren kurumlarda yapılan eğitim birçok disiplinlerden

Detaylı

Tekrar ve Düzeltmenin Erişiye Etkisi Fusun G. Alacapınar

Tekrar ve Düzeltmenin Erişiye Etkisi Fusun G. Alacapınar Journal of Language and Linguistic Studies Vol.2, No.2, October 2006 Tekrar ve Düzeltmenin Erişiye Etkisi Fusun G. Alacapınar Öz Problem durumu:tekrar, düzeltme ile başarı ve erişi arasında anlamlı bir

Detaylı

İş Sağlığı İş Sağlığı nedir? Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir?

İş Sağlığı İş Sağlığı nedir?    Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir? İş Sağlığı İş sağlığı denilince, üretimi ve işyerini içine alan bir kavram düşünülmelidir. İşyerinde sağlıklı bir çalışma ortamı yoksa işçilerin sağlığından söz edilemez. İş Sağlığı nedir? Bütün çalışanların

Detaylı

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012. Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012. Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012 Hazırlayanlar Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi Laura D. Tyson, Kaliforniya Berkeley Üniversitesi Saadia Zahidi, Dünya Ekonomik Forumu Raporun

Detaylı

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi özcan DEMİREL 1750 Üniversiteler Yasası nın 2. maddesinde üniversiteler, fakülte, bölüm, kürsü ve benzeri kuruluşlarla hizmet birimlerinden oluşan özerkliğe ve kamu

Detaylı

PATOLOJİ DERNEKLERİ FEDERASYONU ETİK YÖNERGE TASLAĞI. GEREKÇE: TTB UDEK kararı gereğince, Federasyon Yönetim

PATOLOJİ DERNEKLERİ FEDERASYONU ETİK YÖNERGE TASLAĞI. GEREKÇE: TTB UDEK kararı gereğince, Federasyon Yönetim PATOLOJİ DERNEKLERİ FEDERASYONU ETİK YÖNERGE TASLAĞI GEREKÇE: TTB UDEK kararı gereğince, Federasyon Yönetim Kurulunun önerileri doğrultusunda bu çalışma yapılmıştır. GENEL KONULAR: Madde 1.Tanım: 1.1.

Detaylı

Andropozun temel nedeni testosteron hormonunun azalmasıdır.

Andropozun temel nedeni testosteron hormonunun azalmasıdır. Andropozun temel nedeni testosteron hormonunun azalmasıdır. Testosteron noksanlığının erkekleri en çok ilgilendiren yanı, libido ve potens azalmasıdır. Cinsel arzunun azalması, orgazm hissinin zayıflaması,

Detaylı

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL Sözlerime gayrimenkul ve finans sektörlerinin temsilcilerini bir araya

Detaylı

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015 Anaokulu /aile yuvası anketi 2015 Araştırma sonucu Göteborg daki anaokulları ve aile yuvaları ( familjedaghem) faaliyetlerinde kalitenin geliştirilmesinde kullanılacaktır. Soruları ebeveyn veya veli olarak

Detaylı

YEMEK HİZMETLERİ MEMNUNİYET ÖLÇÜM ANKETİ DEĞERLENDİRME RAPORU

YEMEK HİZMETLERİ MEMNUNİYET ÖLÇÜM ANKETİ DEĞERLENDİRME RAPORU YEMEK HİZMETLERİ MEMNUNİYET ÖLÇÜM ANKETİ DEĞERLENDİRME RAPORU 28 Mart - 01 Nisan 2016 tarihleri arasında yapılan ve Müsteşarlığımızdan 375 personel (253 erkek, 122 kadın) ve Ekonomi Bakanlığından 276 personel

Detaylı

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENFOMA LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENF SİSTEMİ NEDİR? Lenf sistemi vücuttaki akkan dolaşım sistemidir. Lenf yolu damarlarındaki bağışıklık hücreleri,

Detaylı

TÜİK KULLANICI ANKETİ SONUÇLARI

TÜİK KULLANICI ANKETİ SONUÇLARI TÜİK KULLANICI ANKETİ SONUÇLARI Aralık 1 Giriş Kurumumuz taraf ndan üretilen istatistikler kullan c lara çeşitli kanallar yoluyla sunulmakta, hizmet kalitesini artt rmak ve kullan c ihtiyaçlar n karş lamak

Detaylı

İŞLEVSEL DÜZENLEMELERİN, ENGELLİ HASTA MEMNUNİYETİNE OLAN YANSIMASI ERCİYES TIP ÖRNEĞİ

İŞLEVSEL DÜZENLEMELERİN, ENGELLİ HASTA MEMNUNİYETİNE OLAN YANSIMASI ERCİYES TIP ÖRNEĞİ İŞLEVSEL DÜZENLEMELERİN, ENGELLİ HASTA MEMNUNİYETİNE OLAN YANSIMASI ERCİYES TIP ÖRNEĞİ Uzm. İbrahim BARIN Prof. Dr. Kudret DOĞRU Prof. Dr. Murat BORLU Başmüdür Özcan ÖZYURT Müdür Yard. Uzm. Murat YENİSU

Detaylı

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır.

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır. KAVRAMLAR Büyüme ve Gelişme Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır. Büyüme Büyüme, bedende gerçekleşen ve boy uzamasında olduğu gibi sayısal (nicel) değişikliklerle ifade edilebilecek yapısal

Detaylı

ÖLÇÜ TRANSFORMATÖRLERİNİN KALİBRASYONU VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

ÖLÇÜ TRANSFORMATÖRLERİNİN KALİBRASYONU VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR 447 ÖLÇÜ TRANSFORMATÖRLERİNİN KALİBRASYONU VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR Hüseyin ÇAYCI Özlem YILMAZ ÖZET Yasal metroloji kapsamında bulunan ölçü aletlerinin, metrolojik ölçümleri dikkate alınmadan

Detaylı

REFORM EYLEM GRUBU BİRİNCİ TOPLANTISI BASIN BİLDİRİSİ ANKARA, 8 KASIM 2014

REFORM EYLEM GRUBU BİRİNCİ TOPLANTISI BASIN BİLDİRİSİ ANKARA, 8 KASIM 2014 REFORM EYLEM GRUBU BİRİNCİ TOPLANTISI BASIN BİLDİRİSİ ANKARA, 8 KASIM 2014 Reform Eylem Grubu nun (REG) ilk toplantısı, Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Volkan

Detaylı

Şekil 3-1: "ÇED İzni Alanı"nın ve "Proje Alanı"nın Yeri... 4

Şekil 3-1: ÇED İzni Alanının ve Proje Alanının Yeri... 4 İÇINDEKILER 3. ÇEVRESEL VE SOSYAL DEĞERLENDİRME YAKLAŞIMI 2 3.1 GİRİŞ 2 3.2 ÇSED SÜRECİ YAKLAŞIMI 2 3.3 PAYDAŞ KATILIMI 2 3.3.1 ÇSED Kapsam Belirleme Çalışması 2 3.4 ALTERNATİFLERİN ANALİZİ 2 3.5 PROJE

Detaylı

Analiz aşaması sıralayıcı olurusa proje yapımında daha kolay ilerlemek mümkün olacaktır.

Analiz aşaması sıralayıcı olurusa proje yapımında daha kolay ilerlemek mümkün olacaktır. Analiz Raporu Kısa Özet Her geçen gün eczanecilik sektörü kendi içerisinde daha da yarışır hale geliyor. Teknolojinin getirdiği kolaylık ile eczane otomasyonu artık elinizin altında. Çoğu eczacılar hastalarına

Detaylı

2. Kapsam: Bu prosedür erişkin ve çocuk hastanın yoğun bakım ünitesine kabul edilmesinden taburcu edilmesine kadar yürütülen işlemleri kapsar.

2. Kapsam: Bu prosedür erişkin ve çocuk hastanın yoğun bakım ünitesine kabul edilmesinden taburcu edilmesine kadar yürütülen işlemleri kapsar. 1 / 5 1. Amaç: Bu prosedür, UÜ-SK da yaşam desteğine gerek duyan ve komadaki erişkin ve çocuk hastalara sunulacak yoğun bakım hizmetlerinin eşit, standart ve etkin bir şekilde yürütülmesini sağlamayı amaçlamaktadır.

Detaylı

OTİZM NEDİR? becerilerinin oluşmasını etkileyen gelişim bozukluğudur.

OTİZM NEDİR? becerilerinin oluşmasını etkileyen gelişim bozukluğudur. OTİZM NEDİR? Otizm, sosyal ve iletişim Otizm, sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen gelişim bozukluğudur. GÖRÜLME SIKLIĞI Son verilere göre 110 çocuktan birini etkilediği kabul edilmektedir

Detaylı

LABORATUVARIN DÖNER SERMAYE EK ÖDEME SİSTEMİNE ETKİSİ. Prof. Dr. Mehmet Tarakçıoğlu Gaziantep Üniversitesi

LABORATUVARIN DÖNER SERMAYE EK ÖDEME SİSTEMİNE ETKİSİ. Prof. Dr. Mehmet Tarakçıoğlu Gaziantep Üniversitesi LABORATUVARIN DÖNER SERMAYE EK ÖDEME SİSTEMİNE ETKİSİ Prof. Dr. Mehmet Tarakçıoğlu Gaziantep Üniversitesi Bir etkinliğin sonucunda elde edilen çıktıyı nicel ve/veya nitel olarak belirleyen bir kavramdır.

Detaylı

Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek. Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler

Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek. Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler Sayın hast, Hastalıkların teşhisi ve tedavisinde son on yılda çok büyük gelişmeler kaydedildi.

Detaylı

HAYALi ihracatln BOYUTLARI

HAYALi ihracatln BOYUTLARI HAYALi ihracatln BOYUTLARI 103 Müslüme Bal U lkelerin ekonomi politikaları ile dış politikaları,. son yıllarda birbirinden ayrılmaz bir bütün haline gelmiştir. Tüm dünya ülkelerinin ekonomi politikalarında

Detaylı

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL DERGİLER YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL DERGİLER YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Senato: 2 Mart 2016 2016/06-6 KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL DERGİLER YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve Kapsam MADDE 1- Bu Yönergenin amacı, Kahramanmaraş

Detaylı

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI 23-26 MAYIS 2013 - İZMİR Grup Adı : Özel Hukuk 1. Grup Konu : İş ve sosyal güvenlik davaları Grup Başkanı : Mehmet YILDIZ (Yargıtay Tetkik

Detaylı

EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları. Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA

EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları. Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA Dersin Amacı Bu dersin amacı, öğrencilerin; Öğretmenlik mesleği ile tanışmalarını, Öğretmenliğin özellikleri

Detaylı

2 Gemi Kiralama ve Demuraj-Dispeç Hesapları

2 Gemi Kiralama ve Demuraj-Dispeç Hesapları GĠRĠġ Dünya ticareti insanlığın gereksinimleri, yaşam kalitesi ve refahı için vazgeçilmez bir unsurdur, dünya ticaretinin vazgeçilmezi ise ulaşım sistemleridir. Ulaşım sistemleri içinde, çok uzun, kıtalar

Detaylı

Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man

Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man 214 EK M-ARALIK DÖNEM BANKA KRED LER E M ANKET Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man nin 214 y dördüncü çeyrek verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankas (TCMB) taraf ndan 9 Ocak 215

Detaylı

Nüfus Planlaması Hizmetlerini Yürütecek Personelin Eğitimi. Görev, Yetki ve Sorumlulukları Hakkında Yönetmelik

Nüfus Planlaması Hizmetlerini Yürütecek Personelin Eğitimi. Görev, Yetki ve Sorumlulukları Hakkında Yönetmelik Nüfus Planlaması Hizmetlerini Yürütecek Personelin Eğitimi. Görev, Yetki ve Sorumlulukları Hakkında Yönetmelik Tarih:10 Eylül 1983 Sayısı : 507 10 Eylül 1983 Tarih ve 18161 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır.

Detaylı

Güç Artık İnternette! Power is now on the Internet!

Güç Artık İnternette! Power is now on the Internet! ISSN 2148-7286 eissn 2149-1305 DOI 10.15805/addicta.2015.2.2.R036 Copyright 2015 Türkiye Yeşilay Cemiyeti addicta.com.tr Addicta: The Turkish Journal on Addictions Güz 2015 2(2) 149-153 Review Başvuru

Detaylı

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Gümrük Ve Ticaret Bakanı Sn. Nurettin CANİKLİ nin Kredi Kefalet Kooperatifleri Ortaklarının Borçlarının Yapılandırılması Basın Toplantısı 24 Eylül 2014 Saat:11.00 - ANKARA Kredi Kefalet Kooperatiflerinin

Detaylı

HALK EĞİTİMİ MERKEZLERİ ETKİNLİKLERİNİN YÖNETİMİ *

HALK EĞİTİMİ MERKEZLERİ ETKİNLİKLERİNİN YÖNETİMİ * HALK EĞİTİMİ MERKEZLERİ ETKİNLİKLERİNİN YÖNETİMİ * Doç. Dr. Meral TEKİN ** Son yıllarda halk eğitimi, toplumdaki öneminin giderek artmasına koşut olarak, önemli bir araştırma alanı olarak kabul görmeye

Detaylı

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır. SAYI: 2013/03 KONU: ADİ ORTAKLIK, İŞ ORTAKLIĞI, KONSORSİYUM ANKARA,01.02.2013 SİRKÜLER Gelişen ve büyüyen ekonomilerde şirketler arasındaki ilişkiler de çok boyutlu hale gelmektedir. Bir işin yapılması

Detaylı

AMAÇ: Hastalarımızın ve hasta yakınlarının tedavi öncesi, tedavi sırasında ve tedavi sonrasında bilgilendirilmesini ve eğitilmesini sağlamak.

AMAÇ: Hastalarımızın ve hasta yakınlarının tedavi öncesi, tedavi sırasında ve tedavi sonrasında bilgilendirilmesini ve eğitilmesini sağlamak. AMAÇ: Hastalarımızın ve hasta yakınlarının tedavi öncesi, tedavi sırasında ve tedavi sonrasında bilgilendirilmesini ve eğitilmesini sağlamak. KAPSAM: Tüm ayaktan ve yatarak tedavi gören hasta ve hasta

Detaylı

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı olarak şahsım ve kuruluşum adına hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı olarak şahsım ve kuruluşum adına hepinizi saygılarımla selamlıyorum. Sayın Başkanlar, Sayın KĐK üyeleri, Sayın Katılımcılar, Sayın Basın Mensupları, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı olarak şahsım ve kuruluşum adına hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Detaylı

Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı. Panel Konuşması

Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı. Panel Konuşması Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı Panel Konuşması Erdem BAŞÇI 7 Nisan 2012, İstanbul Değerli Konuklar, Dünya ekonomisinin son on yılda sergilediği gelişmeler emtia fiyatları üzerinde

Detaylı

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit 2016 un türevi 1. ROMATİZMAL ATEŞ NEDİR? 1.1 Nedir? Romatizmal ateş, streptokok adı

Detaylı

HASTA VE ÇALIŞAN GÜVENLĐĞĐ RĐSK DEĞERLENDĐRME PROSEDÜRÜ

HASTA VE ÇALIŞAN GÜVENLĐĞĐ RĐSK DEĞERLENDĐRME PROSEDÜRÜ Sayfa No: / 5. AMAÇ: Bu Prosedürün amacı Sakarya Yenikent Devlet Hastanesinde yapılan faaliyetlerde "Hasta ve Çalışan Güvenliği" açısından oluşabilecek tehlikeleri tanımlayarak, bu tanımlamalar neticesinde

Detaylı

Kombine İntrakavernozal Enjeksiyon ve Görsel Uyarı Testleri nin Erektil Disfonksiyon Tanısında Rolü

Kombine İntrakavernozal Enjeksiyon ve Görsel Uyarı Testleri nin Erektil Disfonksiyon Tanısında Rolü Kombine İntrakavernozal Enjeksiyon ve Görsel Uyarı Testleri nin Erektil Disfonksiyon Tanısında Rolü Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr. Murat TUNCER Sunu planı: ED tanım, prevalans

Detaylı

PROJE. Proje faaliyetlerinin teknik olarak uygulanması, Sanayi Genel Müdürlüğü Sanayi Politikaları Daire Başkanlığınca yürütülmüştür.

PROJE. Proje faaliyetlerinin teknik olarak uygulanması, Sanayi Genel Müdürlüğü Sanayi Politikaları Daire Başkanlığınca yürütülmüştür. PROJE Avrupa Birliği IPA 1. Bileşeni kapsamında T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı nın Sanayi Stratejisine İlişkin İdari Kapasitesinin Güçlendirme Projesi (IPA Component I, TR 2009/0320.01) 22 Ocak

Detaylı

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015 Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015 BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİĞİN UYGULANMASINA İLİŞKİN GENELGE (2015/50) Bu Genelge, 25.05.2015

Detaylı

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ Savaş AYBERK, Bilge ALYÜZ*, Şenay ÇETİN Kocaeli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü, Kocaeli *İletişim kurulacak yazar bilge.alyuz@kou.edu.tr, Tel: 262

Detaylı

Banka Kredileri E ilim Anketi nin 2015 y ilk çeyrek verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankas (TCMB) taraf ndan 10 Nisan 2015 tarihinde yay mland.

Banka Kredileri E ilim Anketi nin 2015 y ilk çeyrek verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankas (TCMB) taraf ndan 10 Nisan 2015 tarihinde yay mland. 21 OCAK-MART DÖNEM BANKA KRED LER E M ANKET Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man nin 21 y ilk çeyrek verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankas (TCMB) taraf ndan 1 Nisan 21 tarihinde

Detaylı

Giresun Üniversitesi Akademik Değerlendirme Ve Kalite Geliştirme Uygulama Yönergesi

Giresun Üniversitesi Akademik Değerlendirme Ve Kalite Geliştirme Uygulama Yönergesi Giresun Üniversitesi Akademik Değerlendirme Ve Kalite Geliştirme Uygulama Yönergesi Amaç Madde 1- Bu Yönergenin amacı; Giresun Üniversitesi'nin akademik değerlendirme ve kalite geliştirme ile stratejik

Detaylı

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU 2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU I- 2008 Mali Yılı Bütçe Sonuçları: Mali Disiplin Sağlandı mı? Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan 2008 mali yılı geçici bütçe uygulama sonuçlarına

Detaylı

İlaca Erişimde Güncel Durum

İlaca Erişimde Güncel Durum İlaca Erişimde Güncel Durum Dr. Akif AKBULAT Fiyat, Mevzuat ve Araştırmalar Daire Başkanı T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 23.04.2013 Sunumun İçeriği I. İlaçların Fiyatlandırmasına

Detaylı

NIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI

NIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI Portal Adres NIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI : www.cayyolu.com.tr İçeriği : Gündem : http://www.cayyolu.com.tr/haber/nijerya-dan-gelen-yolcuda-ebolaya-rastlanmadi/96318 1/3 SAGLIK IÇIN EGZERSIZ

Detaylı

UÜ-SK ORGAN VE DOKU NAKLİ PROSEDÜRÜ

UÜ-SK ORGAN VE DOKU NAKLİ PROSEDÜRÜ Rev. No : 01 Rev.Tarihi : 13 Haziran 2012 1/ 1. Amaç: UÜ-SK da organ ve doku nakli hizmetlerinden yararlanacak hastaların ve/veya canlı vericilerinin başvuru kriterlerinin ve organ bekleme listelerine

Detaylı

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN SOSYAL ŞİDDET Süheyla Nur ERÇİN Özet: Şiddet kavramı, çeşitli düşüncelerden etkilenerek her geçen gün şekillenip gelişiyor. Eskiden şiddet, sadece fiziksel olarak algılanırken günümüzde sözlü şiddet, psikolojik

Detaylı

KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Tarımda Kadınların Finansmana Erişimi Esra ÇADIR

KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Tarımda Kadınların Finansmana Erişimi Esra ÇADIR KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Tarımda Kadınların Finansmana Erişimi Esra ÇADIR Sektörlere Göre Dağılım 60 %52 50 %39 %46 Tarım 40 Sanayi 30 % 14 %19 %21 İnşaat 20 %8 10 % 1 Hizmetler 0 KADIN ERKEK 2

Detaylı

ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ

ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ Hukuk ve Danışmanlık ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ Türkiye de serbest piyasa ekonomisine geçişle birlikte rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren,

Detaylı

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Muş Alparslan Üniversitesi Uzaktan

Detaylı

AB Mevzuatının Uygulanmasına Yönelik Teknik Desteğin Müzakere Edilmesi

AB Mevzuatının Uygulanmasına Yönelik Teknik Desteğin Müzakere Edilmesi Genel DEA Eğitimi 6 8 Temmuz 2009 EuropeAid/125317/D/SER/TR Oturum 10-B AB ye Uyum Sürecinde DEA nin Önemi AB ye Uyum Sürecinde DEA nın Avantajları Mevcut mevzuatın revize edilmesine yönelik opsiyonlar

Detaylı

ULUSLARARASI BİLGİ TEKNOLOJİLERİ SEMPOZYUMU

ULUSLARARASI BİLGİ TEKNOLOJİLERİ SEMPOZYUMU ULUSLARARASI BİLGİ TEKNOLOJİLERİ SEMPOZYUMU İhsan ÇULHACI Giriş Siyasi tarih disiplininde Almanya nın siyasal birliğinin sağlanması ve kuruluş yılı 1871 olarak kabul edilmekle birlikte, Almanya Sayıştayı,

Detaylı

5. ÜNİTE KUMANDA DEVRE ŞEMALARI ÇİZİMİ

5. ÜNİTE KUMANDA DEVRE ŞEMALARI ÇİZİMİ 5. ÜNİTE KUMANDA DEVRE ŞEMALARI ÇİZİMİ KONULAR 1. Kumanda Devreleri 2. Doğru Akım Motorları Kumanda Devreleri 3. Alternatif Akım Motorları Kumanda Devreleri GİRİŞ Otomatik kumanda devrelerinde motorun

Detaylı

DOĞRUDAN FAALİYET DESTEĞİ PROGRAMI PROJE UYGULAMA EĞİTİMLERİ

DOĞRUDAN FAALİYET DESTEĞİ PROGRAMI PROJE UYGULAMA EĞİTİMLERİ DOĞRUDAN FAALİYET DESTEĞİ PROGRAMI PROJE UYGULAMA EĞİTİMLERİ PROJE UYGULAMA EĞİTİMLERİ 2 İÇERİK Eğitim temel olarak; Sözleşme yönetimini, Projelerin izleme çerçevesini, Proje yönetimi, uygulama usul ve

Detaylı

EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL PRENSİPLERİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ

EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL PRENSİPLERİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL PRENSİPLERİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ EGZERSİZ REÇETESİ? Egzersiz reçetesi bireylere sistematik ve bireyselleştirilmiş fiziksel aktivite önerileri yapılmasıdır. EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL

Detaylı

Elektrik Dağıtım Şirketlerinin Satın Alma-Satma ve İhale Prosedürlerinin Hazırlanması ve Uygulanmasına İlişkin Yeni Yönetmelik Yayımlandı

Elektrik Dağıtım Şirketlerinin Satın Alma-Satma ve İhale Prosedürlerinin Hazırlanması ve Uygulanmasına İlişkin Yeni Yönetmelik Yayımlandı Elektrik Dağıtım Şirketlerinin Satın Alma-Satma ve İhale Prosedürlerinin Hazırlanması ve Uygulanmasına İlişkin Yeni Yönetmelik Yayımlandı I. Giriş Türkiye elektrik piyasasında dağıtım sisteminin kullanımına

Detaylı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR Bu rapor Ankara Emeklilik A.Ş Gelir Amaçlı Uluslararası Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım

Detaylı

tepav Nisan2013 N201319 POLİTİKANOTU Türkiye için Finansal Baskı Endeksi Oluşturulması 1 Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

tepav Nisan2013 N201319 POLİTİKANOTU Türkiye için Finansal Baskı Endeksi Oluşturulması 1 Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı POLİTİKANOTU Nisan2013 N201319 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Dr. Harun Öztürkler, Öğretim Üyesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dr. Türkmen Göksel,

Detaylı

Ankara'daki Halk Eğitimi Merkezlerinde Açılan Kurslara Katılanların Özellikleri, Katılmalarını Güdüleyen Etmenler ve Programlara İlişkin Görüşleri

Ankara'daki Halk Eğitimi Merkezlerinde Açılan Kurslara Katılanların Özellikleri, Katılmalarını Güdüleyen Etmenler ve Programlara İlişkin Görüşleri Halk Eğitiminde Katılma: Ankara'daki Halk Eğitimi Merkezlerinde Açılan Kurslara Katılanların Özellikleri, Katılmalarını Güdüleyen Etmenler ve Programlara İlişkin Görüşleri Yrd. Doç. Dr. Serap AYHAN* Bilim

Detaylı

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri Prof.Dr. Cevat NAL Selçuk Üniversitesi Mühendislik-Mimarl k Fakültesi Dekan Y.Doç.Dr. Esra YEL Fakülte Akreditasyon Koordinatörü

Detaylı

KORELASYON VE REGRESYON ANALİZİ

KORELASYON VE REGRESYON ANALİZİ KORELASON VE REGRESON ANALİZİ rd. Doç. Dr. S. Kenan KÖSE İki ya da daha çok değişken arasında ilişki olup olmadığını, ilişki varsa yönünü ve gücünü inceleyen korelasyon analizi ile değişkenlerden birisi

Detaylı

BÖLÜM 3 FREKANS DAĞILIMLARI VE FREKANS TABLOLARININ HAZIRLANMASI

BÖLÜM 3 FREKANS DAĞILIMLARI VE FREKANS TABLOLARININ HAZIRLANMASI 1 BÖLÜM 3 FREKANS DAĞILIMLARI VE FREKANS TABLOLARININ HAZIRLANMASI Ölçme sonuçları üzerinde yani amaçlanan özelliğe yönelik gözlemlerden elde edilen veriler üzerinde yapılacak istatistiksel işlemler genel

Detaylı

ÇANKAYA BELEDİYESİ EVDE BAKIM HİZMETLERİ YÖNERGESİ

ÇANKAYA BELEDİYESİ EVDE BAKIM HİZMETLERİ YÖNERGESİ ÇANKAYA BELEDİYESİ EVDE BAKIM HİZMETLERİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve Kapsam MADDE 1 (1) Bu yönergenin amacı; Çankaya Belediye sınırları içinde yaşayan, yaş sınırı

Detaylı

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü 07.03.2012 06:18

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü 07.03.2012 06:18 http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/03/201203... 1 of 5 6 Mart 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28225 Atatürk Üniversitesinden: YÖNETMELİK ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ ASTROFİZİK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Detaylı

1.6.1. Performans Yönetimi Hakkında Ulusal Mevzuatın Avrupa Standartlarıyla Uyumlaştırılmasına Yönelik Tavsiyeler

1.6.1. Performans Yönetimi Hakkında Ulusal Mevzuatın Avrupa Standartlarıyla Uyumlaştırılmasına Yönelik Tavsiyeler 1.6.1. Performans Yönetimi Hakkında Ulusal Mevzuatın Avrupa Standartlarıyla Uyumlaştırılmasına Yönelik Tavsiyeler 5. Sonuçlar ve reform teklifleri 5.1 (Kamu Mali yönetimi ve Kontrol Kanunu) 5.1.1 Performans

Detaylı

2- Hastalara muayenehaneye ilk defa mı? Sürekli mi? geldikleri sorulduğunda %30 u ilk defa %70 i sürekli geldiklerini bildirmişlerdir (Şekil 2).

2- Hastalara muayenehaneye ilk defa mı? Sürekli mi? geldikleri sorulduğunda %30 u ilk defa %70 i sürekli geldiklerini bildirmişlerdir (Şekil 2). RAPOR Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararını açıklamasından sonra Sağlık Bakanlığı Tam Gün Yasası nı tekrar gündeme aldı. Önce torba yasaya konan daha sonra bazı değişiklikler için torba yasadan ayrılan

Detaylı

YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ 22 Mayıs 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28300 Kafkas Üniversitesinden: YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve

Detaylı

Dr. Mustafa Melih Çulha

Dr. Mustafa Melih Çulha Dr. Mustafa Melih Çulha ED li hastanın değerlendirilmesinde hem organik hem de psikojenik etkenlerin ayrıntılı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Hastanın etyolojisini hızlı ve etkin bir şekilde ortaya

Detaylı

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar,

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar, Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar, Orman ve Su İşleri Bakanımız Sn. Veysel Eroğlu nun katılımları ile gerçekleştiriyor olacağımız toplantımıza katılımlarınız için teşekkür ediyor,

Detaylı

T.C. BİLECİK İL GENEL MECLİSİ Araştırma ve Geliştirme Komisyonu

T.C. BİLECİK İL GENEL MECLİSİ Araştırma ve Geliştirme Komisyonu Rapor No:01 Rapor Tarihi: 10.03.2011 muz İl Genel Meclisimizin 01.03.2011 tarih ve 2011/33 sayılı kararı doğrultusunda 08-09-10 Mart 2011 tarihlerinde toplanmıştır. İdaremiz araç parkında bulunan makine

Detaylı

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç: Madde 1. (1) Bu yönergenin amacı, İstanbul Kemerburgaz Üniversitesinin önlisans, lisans ve lisansüstü

Detaylı

İçindekiler Şekiller Listesi

İçindekiler Şekiller Listesi 1 İçindekiler 1.GĠRĠġ 3 2. Mekânsal Sentez ve Analiz ÇalıĢmaları... 4 3. Konsept....5 4. Stratejiler.....6 5.1/1000 Koruma Amaçlı Ġmar Planı.....7 6.1/500 Vaziyet Planı Sokak Tasarımı....7 7.1/200 Özel

Detaylı

TDS 220 İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ

TDS 220 İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ TDS 220 İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ Yrd.Doç.Dr. Soner METE Ders Hakkında Çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehdit eden etmenleri, bu etmenlerin önlenmesine ilişkin yürütülen politikalar, işverenlerin

Detaylı

Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması

Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması 23 Aralık 2008 Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması Son günlerde akaryakıt fiyatları ile ilgili olarak kamuoyunda bir bilgi kirliliği gözlemlenmekte olup, bu durum Sektörü ve Şirketimizi itham altında

Detaylı

BASIN DUYURUSU 2001 YILI PARA VE KUR POLİTİKASI

BASIN DUYURUSU 2001 YILI PARA VE KUR POLİTİKASI Sayı: 42 BASIN DUYURUSU 2001 YILI PARA VE KUR POLİTİKASI Gazi Erçel Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 22 Aralık 2000 Ankara 2001 yılında uygulanacak para ve kur politikasının çerçevesi, uygulama prensipleri

Detaylı

Bulunduğu Kaynaştırma

Bulunduğu Kaynaştırma İşitme Engelli Öğrencilerin Bulunduğu Kaynaştırma Ortamlarında Fiziksel Düzenlemeler Araş. Gör. Duygu BÜYÜKKÖSE Araş. Gör. Hüseyin KOÇ Doç. Dr. Hasan GÜRGÜR ÖZEK 2015, Anadolu Üniversitesi Giriş İşitme

Detaylı

Üriner sistemde yer alan organların görüntülenmesi

Üriner sistemde yer alan organların görüntülenmesi Üriner sistemde yer alan organların görüntülenmesi Renal (böbrek) ultrason; çabuk, güvenli, ucuz ve invaziv (girişimsel) olmayan ve ultrason (insan kulağının işitemeyeceği kadar yüksek frekanslı ses) dalgalarının

Detaylı

MADDE 3 (1) Bu Yönetmelik, 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 14 ve 49 uncu maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.

MADDE 3 (1) Bu Yönetmelik, 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 14 ve 49 uncu maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır. AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİLLER YÜKSEKOKULU EĞİTİM, ÖĞRETİM VE SINAV YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı Ağrı İbrahim Çeçen

Detaylı

Tasarım Raporu. Grup İsmi. Yasemin ÇALIK, Fatih KAÇAK. Kısa Özet

Tasarım Raporu. Grup İsmi. Yasemin ÇALIK, Fatih KAÇAK. Kısa Özet Tasarım Raporu Grup İsmi Yasemin ÇALIK, Fatih KAÇAK Kısa Özet Tasarım raporumuzda öncelikle amacımızı belirledik. Otomasyonumuzun ana taslağını nasıl oluşturduğumuzu ve bu süreçte neler yaptığımıza karar

Detaylı

D- BU AMELİYATIN RİSKLERİ Bu ameliyatın taşıdığı bazı riskler/ komplikasyonlar vardır. Ameliyattaki riskler:

D- BU AMELİYATIN RİSKLERİ Bu ameliyatın taşıdığı bazı riskler/ komplikasyonlar vardır. Ameliyattaki riskler: Mikro TESE Sayın Hasta, Sayın Veli/Vasi, Mikroskopik TESE ameliyatı genel, veya bolgesel anestezi altında yapılabilir. Skrotum (torba) orta hattan 4 cm lik bir kesi yapılırak testislere ulaşılır ve testisler

Detaylı