Gözyaşı Sistemi Hastalıkları

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Gözyaşı Sistemi Hastalıkları"

Transkript

1 Onur Polat GİRİŞ Kornea ve konjonktiva epitelini örten ve gözün sağlıklı kalmasını sağlayan gözyaşının salgılanması refleks ve temel olmak üzere 2 şekilde olur. Temel salgılama ile musin, aköz ve lipid tabakalar üretilir. Refleks salgılamadan sorumlu olan lakrimal gland için stimulus kaynakları trigeminal, fasial sinirler ve servikal sempatik zincirdir. Gözyaşının görevleri - Küçük yüzey epitel düzensizliğini ortadan kaldırarak korneayı pürüzsüz optik bir yüzey haline getirir. - Kornea ve konjonktivanın hassas yüzey epitelini nemlendirir. - Korneaya gerekli oksijen ve besleyici maddeleri sağlar. - Antimikrobiyal aktivite ile mikroorganizmaların üremesini inhibe eder. Gözyaşı film tabakası müsin, aköz ve lipid olmak üzere üç tabakadan oluşur (Resim 1). 1-Müsin tabaka: Konjonktivada bulunan goblet hücreleri tarafından üretilir. Görevleri: - Gözyaşı film tabakasının oküler yüzey üzerinde dağılımını sağlar. - Zararlı mikroorganizmaların adezyonuna engel olur. - Hidrofilikliği artırır. - Göz kırpma hareketi esnasında diyoptrik bütünlüğü korumakta katkıda bulunur. Goblet hücre kaybı nedeniyle oluşan müsin tabaka yetmezliği kuru göze neden olmaktadır. DOI: /DERMAN.4559 Received: Accepted: Published Online: Corresponding Author: Onur Polat, Göz Hastalıkları Kliniği, Afyonkarahisar Devlet Hastanesi, 03200, Afyonkarahisar, Türkiye. T.: GSM: F.: dr_onurpolatt@hotmail.com 40 DERMAN MEDICAL PUBLISHING 1

2 Resim 1. Gözyaşı film tabakası 2-Aköz tabaka: Lakrimal bez ve Krause ile Wolfring aksesuar bezler tarafından salgılanır. Görevleri: - Epitelyal hücreler için uygun ortam oluşturmak ve böylece oksijeni ve diğer gerekli maddeleri korneaya taşımakta ve zararlı elementlerin yüzeyden uzaklaşmasını sağlar. - Lokal ya da çevre dokular tarafından üretilen ve oküler yüzeyi etkileyen faktörlere karşı verilecek immun cevabı düzenleyen proinflamatuar faktörler bu tabakada yer alır. Aköz tabaka defekti kuru gözün en sık nedenidir. Aköz tabaka disfonksiyonuyla kuru göz şiddeti arasında korelasyon bulunmaktadır. 41 DERMAN MEDICAL PUBLISHING

3 3-Lipid tabaka: Meibomian bezler ile Zeis ve Moll bezleri tarafından salgılanmaktadır. Görevleri: - Gözyaşının buharlaşmasını azaltıp stabilitesini sağlar. Meibomian bezlerin sekresyonunda kapak hareketleri etkilidir. Androjenler meibomian sekresyonunu artırırken, kapak bakteri kolonizasyonu da sekresyonu olumsuz etkilemektedir. Meibomian bez tıkanıklığı gözyaşının lipid tabakasında eksikliğe ve film tabakasında hızlı buharlaşmaya sebep olmakta, böylece kuru göz patogenezinde rol oynamaktadır. GÖZYAŞI SEKRETUAR SİSTEMİ Gözyaşının salgılanması, esas gözyaşı bezi (lakrimal bez) ve konjonktivadaki yardımcı gözyaşı bezleri (Krause ve Wolfring bezleri) tarafından sağlanır. Gözyaşı aköz bileşeninin % 95 ini üreten lakrimal bez, orbitanın üst dış ön kısmında frontal kemikteki fossa glandulaelacrimalis içinde yer alır. Gözyaşı bezinin 12 dolayındaki kanalı tarsın 5 mm kadar üstünden, konjonktivanın üst forniksine açılır. Krause bezleri, üst konjonktiva forniksinin lateral bölümünde yer alırlar ve üst fornikse açılırlar. Alt fornikste forniks temporaline açılırlar. Wolfring bezleri ise, üst tarsal plağın üst kenarında ve alt tarsal plağın alt tarafında yer alırlar. Meibomius bezleri, tarsal plak içinde yerleşen ve sekresyonlarını kapak kenarına boşaltan bezlerdir. Zeiss bezleri kapak kenarı ve karünküldeki kıl folikülleri ile ilişkili pilosebaseasinoalveolar bezlerdir. Bu bezlerin salgısı gözyaşı film tabakasındaki en dış lipit katını oluştururlar. Goblet hücreleri, Manz bezleri ve Henle kriptleri gözyaşı film tabakasının en alt kısmını oluşturan müsini salgılarlar. GÖZYAŞI DRENAJ SİSTEMİ Punktumlar: Membranöz kanalların dışarı açıldığı alt ve üst punktumlar, lakrimal papillaların santralinde yer alan ve çapları 0,32-0,64 mm arasında değişen yuvarlak veya oval iki adet deliktir (Resim 2). Göz kapakları iç 1/5 lik kısımda yer alırlar. Normalde hafif posteriora dönmüşlerdir, göz küresi ile temas halindedirler ve kapak eversiyonu yapılarak görülebilirler. Kanaliküller: Punktumlardan başlayan yaklaşık 10 mm uzunluğundaki kanalcıklardır. Vertikal ve horizontal olmak üzere iki segmentten oluşur (Resim 2). Öncelikle 2 mm vertikal uzanır, daha sonra mediale doğru dönerler ve horizontal uzanarak 8 mm sonra lakrimal keseye varırlar, insanların %90 ında alt ve üst kanaliküller birleşerek ortak kanalikülü oluştururlar ve tek bir kanalikül olarak lakrimal kese ile birlesir. Lakrimal kese ve kanalikül bileskesinde mukozal bir flep olan Rosenmüller valvi bulunur ve keseden kanaliküllere gözyasının geri kaçmasını önler. Lakrimal kese: Yaklaşık mm uzunluğunda, 3-8 mm çapında ve yaklaşık 7 mm çapındadır (Resim 2). Anterior ve posterior lakrimal çıkıntılar arasında lakrimal fossada yer alır. Nazolakrimal kanal: 12 mm uzunluğundadır ve lakrimal kesenin uzantısıdır, burun kavitesi içerisinde alt meatusda inferior konka lateralinde ve altında sonlanır (Resim 2). Nazolakrimal kanalın açıklığı Hasner valvi denilen mukozal bir katlantı ile örtülmüstür. 42 DERMAN MEDICAL PUBLISHING

4 Resim 2. Gözyaşı drenaj sistemi GÖZYAŞI DRENAJ SİSTEMİ HASTALIKLARI 1-Dakriosistit Gözyaşı kesesinin inflamasyonu olan dakriyosistit en sık karşılaşılan gözyaşı sistemi enfeksiyonudur. Nazolakrimal kanal stenozuna sekonder olarak konjenital, akut ve kronik formda olabilir. Bebeklerde ve yaşları arasında daha sıktır, daha çok kadınlarda görülür. Çeşitli nedenlere bağlı gelişebilmekle birlikte çoğu vakada ana etken nazolakrimal kanalın tıkanması ile gözyaşı drenajının engellenmesidir. Nazolakrimal kanalın tıkanması ve gözyaşı retansiyonu sekonder enfeksiyona yol açar ve lakrimal kese distansiyonuyla birlikte ağrı, ödem ve eritem çoğu zaman izlenir. Kese üzerine bastırmakla mukopürülan materyal kanalikülden dışarı doğru çıkar. Akut dakriyosistitte etken genellikle Gr (+) bakterilerdir. Özellikle diyabet hastalarında Gr(-) bakteriler de yaygındır. Komplikasyon olarak dakriosistosel, kronik konkonktivit ve çevre dokulara yayılımı sonucu orbital ve fasyal selülit gelişebilir. Tedavisinde topikal antibiyotiklerin etkisi sınırlıdır. Geniş spektrumlu oral antibiyotik çoğu vakada etkindir. Ağır vakalar için özellikle selülit ve orbital ekstansiyon varlığında parenteral antibiyotik uygulanması gereklidir. Akut tablo geriledikten sonra dakriyosistorinostomi ameliyatı yapılır. Bu ameliyatta gözyaşı kesesi orta meatus hizasında burun boşluğu ile ağızlaştırılır. Kronik dakriosistit ağrısız, gürültüsüz, düşük dereceli hafif bir enfeksiyon olup genellikle göz yaşı kesesinin distansiyonuyla sonuçlanır. Kesede şişlik ve epifora izlenir. Masajla kanaliküler sistemden göz yüzeyine mukoid materyal reflüsü izlenebilir. Akut enfeksiyon olmadığı sürece başlıca semptomu sulanma, çapaklanmadır, inflamasyon bulguları yoktur. Tedavisi cerrahidir (dakriyosistorinostomi). Elektif intraoküler cerrahi planlanan hastalarda önce kronik dakriosistit cerrahi olarak tedavi edilmelidir. 43 DERMAN MEDICAL PUBLISHING

5 Tablo 1. Yeni doğanda göz sulanmasına neden olabilen patolojiler 1- Konjenital dakriostenoz 2- Konjenital glokom 3- Kornea epitel erezyonu 4- Yeni doğan konjonktiviti 2-Konjenital Nazolakrimal Kanal Tıkanıklığı Nazolakrimal kanalın alt meatusa açıldığı ağzındaki Hasner valvinin bir membran ile tıkanmasıyla ortaya çıkar. Yenidoğanlar bebeklerde yaklaşık % 50 oranında rastlanır doğum sonrası 4-6 hafta içinde kendiliğinden açılır. 3-4 haftalık bebeklerin sadece % 2-20 sında klinik olarak tıkanıklık tespit edilir ve yaklaşık 1/3 ü bilateraldir. Semptomatik tıkanıklıkların % 90 ı hayatın ilk yılında açılır. Erişkinlerde olduğu gibi sekonder bakteriyel enfeksiyon ile akut dakriyosistit tablosu gelişebilir. Bu durumda topikal antibiyotikli damlalar ile tedavi edilmelidir. Drenaj sistemini tıkayan membranın ilk 6 ay içinde daha fazla olmak üzere ilk bir yıl içinde kendiliğinden açılma oranı yüksek olduğundan akut enfeksiyon gelişmediği sürece bebek bir yaşına gelene dek beklenir. Bu süre içinde valvin açılmasını kolaylaştırmak için kese üzerine masaj önerilir. Masaj günde 3-4 kez her defasında kere ard arda tekrar edilerek yapılır. Birinci yılın sonunda valvin açılmadığı ve tıkanıklığın devam ettiği durumda genel anestezi altında probing ve irrigasyon, daha fazla gecikmiş olgularda bikanaliküler silikon tüp uygulanır. Bu uygulamalardan sonuç alınamadığı durumlarda 5-6 yaşından itibaren dakriyosistorinostomi ameliyatı uygulanır. Yaş konusunda ortak bir görüş olmasa da yüz kemiklerinin gelişimi için cerrahi girişimin 5-6 yaşından sonra uygulanması genel görüştür. 3-Lakrimal Sistem Tümörleri Lakrimal boşaltıcı sistemi etkileyen tümörler, primer lakrimal boşaltıcı sistem kökenli tümörler (papilloma, skuamöz hücreli karsinom), lakrimal boşaltıcı sistemi çevreleyen dokulardan kaynaklanan tümörler (göz kapağı bazal ve skuamöz hücreli karsinomu, adenoid kistik karsinom, kapiller hemanjiom, papilloma, epidermoid karsinom, osteoma, lenfoma) ve metastatik tümörler olarak 3 grupta incelenebilir. Primer kese tümörleri iç kantüste kitle olarak karşımıza çıkarlar. Epifora eşlik edebilir veya etmeyebilir. Sıklıkla epitel kaynaklı olduklarından nazolakrimal yapıldığında kanalın açık olduğu gözlenebilir. Geç dönemde lümen tutulur. Benign, malign, epitelial veya nonepitelial olabilirler. Tanıda dakriosistografi, MR-dakriosistografi ve BT faydalıdır. Preoperatif biyopsi ile doğrulanmalıdır. 4-Kanalikül Tıkanıklıkları Kanalın üst kısmında, alt kısmında veya ortak kanalikülde olabilir. Edinsel kanaliküler tıkanıklığın en yaygın nedenleri travma, toksik ilaçlar (5- florourasil, idoxuridine, phospholine iodide, eserine), idiyopatik fibrozis, viral enfeksiyonlar (herpes simpleks), pemfigus ve Stevens-Johnson sendromu gibi otoimmün hastalıklardır. Tedavi cerrahi olup kanaliküler tıkanıklığın yerine ve derecesine bağlı olarak değişir. Kısmi tıkanıklıklarda silikon tüp yerleştirilmesi yararlı olabilir. Hem üst hem alt kanalikülün birlikte tam tıkanıklıklarında konjonktivodakriyosistorinostomi ve ortak kanalikülün tam tıkanıklığında kanalikülodakriyosistorinostomi operasyonu uygulanır. 44 DERMAN MEDICAL PUBLISHING

6 5-Punktal Stenoz Konjenital ya da kazanılmış olabilir. Konjenital vakalarda punktal papillayi örten bir membran olabilir ve kalan kısım normaldir. Tedavide iğne ile membranın perforasyonu yeterli olabilir. Punktum papillasının olmaması durumunda kalan kısım da muhtemelen gelişmemiştir ve tedavide Jones tüpü yerleştirilebilir. Kazanılmış tıkanıklıklarda ortak kanalikülü tıkayan nedenler etken olabilirler. Çoğu vakada kapak bozuklukları (kapak gevşekliği veya skatrizasyonu) sonucu gelişir. Punktum dilatörü ile dilatasyon yapılır. Puktal eversiyon için punktum dilatasyonu ile birlikte yukarıya doğru masaj ile apozisyon sağlanabilir. Başarılı olunamadığında retropunktal koter ya da baklava dilimi şeklinde konjonktiva-tarsus bloğu çıkarılır. Kapak gevşekliği eşlik ediyorsa lateral kapak sıkılaştırma prosedürleri uygulanabilir. KURU GÖZ Kuru göz tanımı, hastalığın fizyopatolojisinin anlaşılmasıyla zaman içinde bazı değişiklikler göstermiştir. Kuru göz çalışma grubunun 2007 yılında yaptığı son tanıma göre, kuru göz hastalığı, Gözde rahatsızlık belirtileri, görme fonksiyonunda bozulma ve gözyaşı film tabakasında istikrar bozukluğuna yol açan gözyaşı ve oküler yüzeyin çok etmenli bir hastalığı olarak tanımlanmıştır. Klinikte sıkça karşılaşılan Kuru göz hastalığının prevalansı değişik toplum ve ülkelerde farklı olmakla birlikte ABD de 50 yaşın üzerinde yaklaşık 4,3 milyon insanı etkilediği, bayanlarda prevalansın %7, erkeklerde %4 olduğu belirtilmektedir. Patogenez Lakrimal fonksiyonel ünite (LFU), lakrimal bezler, oküler yüzey, kapaklar ve bunları birbirine bağlayan sinirlerden oluşmaktadır. Kuru göz, lakrimal fonksiyonel ünitenin multifaktöriyel ve içiçe girmiş mekanizmaların etkili olduğu bir hastalığıdır. Fizyopatolojisinde, gözyaşı osmolaritesinde artış, inflamasyondan sorumlu sitokinler ve enzimlerde artış, lakrimal bezden salınan büyüme faktörlerinde azalma ve gözyaşı film tabakasında istikrar bozukluğu gibi birçok faktör rol alır ve oküler yüzeyde inflamasyona ve hasar ile sonuçlananır. Kuru göz hastalığı etyopatogenezi temel olarak gözyaşı yapım eksikliği ve buharlaşma artışı olmak üzere 2 ana grupta incelenmektedir. 1-Gözyaşı Yetersizliği (Aköz Yetmezlik) Sjögren sendromu, lakrimal bezin obstrüktif ve infiltratif hastalıkları, yaşlanma, kornea duyarlılığında azalma (herpes enfeksiyonu, geçirilmiş refraktif cerrahi, diyabetes mellitus gibi) ve bazı ilaçlar gözyaşı yapımında azalmaya yol açar. Aköz yetmezlik ise gözyaşı osmolaritisinde artış ve büyüme faktörlerinde azalma ile sonuçlanır. Gözyaşı ozmolaritesindeki artış gözyaşının fazla buharlaşmasına ve gözyaşı elektrolitlerinden özellikle sodyumun artışına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Ozmotik strese maruz kalan oküler yüzey ve lakrimal bez hücrelerinden proinflamatuar sitokinler ve enzimler salgılanmakta ve kronik oküler yüzey inflamasyonuna aracılığı ile kuru göz hastalığına yol açmaktadır (Resim 3). 45 DERMAN MEDICAL PUBLISHING

7 Resim 3. Kuru göz patogenezinde aköz yetmezlikte gözlenen döngü Tablo 2. Lakrimal işlevin bozulması sonucu oluşan gözyaşı yetersizliği Sjögren Sendromu Sjögren Sendromu Dışı Gözyaşı yetersizliği 1. Gözyaşı bezi üretim bozukluğu Primer Sekonder Lenfoma, sarkoidoz, hemakromatoz, amiloidoz, Graft-Versus-Host, ilaçlar, cerrahi travma, radyoterapi, androjen eksikliği 2. Afferent veya efferent ileti bozukluğu 3. Lokal oküler yüzey hastalığı Yaşlanmayla beraber ve diğer lakrimal bez hastalıklarında gözyaşı hacmindeki azalmanın yanısıra, epidermal büyüme faktörü, lizozim ve antibakteriyel demir-bağlayıcı protein, laktoferrin, lipokalin ve albumin düzeylerinde azalma olduğu çeşitli çalışmalarda gösterilmiştir. 2-Aşırı Gözyaşı Buharlaşması Gözyaşı üretimi yeterli olmasına rağmen aşırı gözyaşı buharlaşmasına bağlı kuru göz gelişebilir. Aşırı buharlaşma gözyaşının lipid tabakasında ve/veya müsin tabakasındaki patolojilerden kaynaklanabilir. Meibomian bezi disfonksiyonu ve kapak kenarının bakteriyel enfeksiyonları lipazların artmasına ve lipid içeriklerinde değişmelere neden olur. Sonuçta irritan etkiye sahip serbest yağ asitleri miktarı artar, gözyaşı filmi stabilitesi bozulur ve gözün nemli kalma süresi kısalır (Resim 4). 46 DERMAN MEDICAL PUBLISHING

8 Resim 4. Kuru göz patogenezinde aşırı göz yaşı mekanizmasında gözlenen döngü Diğer nedenler arasında müsin üreten goblet hücrelerinin bozukluğu veya azalması, Steven-Johnson sendromu, A vitamin yetmezliği, trahom, oküler pemfigoid gibi hastalıklar ve kimyasal, termal yanıklar müsin yetmezliği ile giden ciddi kuru göze sebep olabilir. Müsin yetmezliğinde Schirmer testi normal bulunurken gözyaşı filmi stabilitesi bozulur ve gözyaşı filmi kırılma zamanı azalır. 3-Kuru Göz Patogenezinde İnflamasyonun Rolü Kuru göze yol açan inflamasyon, birçok proinflamatuvar sitokin ve immun aktivatör uyarıcılarının (HLA-DR, ICAM-1 ve CD40) üretilmesine ve gözyaşına salınmasına neden olur. Kuru gözde proinflamatuvar sitokinlerden en fazla artış gösterenler IL-1α, IL-1β, IL-6, IL-8, TNFα dır. Sjögren sendromunda hastaların gözyaşı bezlerinde, immunohistokimyasal olarak hücresel infiltrasyon (CD4+, T ve B lenfosit) saptanmıştır. Aktive lenfositlerden salınan proinflamatuvar sitokinler lakrimal fonksiyonel ünite ile korele işlev gören sinir hücrelerinde harabiyete sebep olur. Sjögren Sendromu dışı keratokonjunktivitis sikka hastalarında da aktive T hücreleri ve proinflamatuar sitokinler saptanmıştır. Oküler yüzey travması nöral refleks arkını aktive eder. Korneal hasarlanma, gözyaşı bezinde gen ekspresyonunu değiştirerek gözyaşı üretimini azaltır. Bu durum, korneal refraktif cerrahi sonrası oluşan kuru göz patogenezininin açıklanmasında yardımcıdır. Kuru göz hastalarının gözyaşında çeşitli metalloproteinazların (MMPs), özellikle MMP-9 un arttığı bildirilmiştir. MMP-9, korneal epitelyal bazal membranında lizise yol açar ve böylece korneal epitelyal bariyer disfonksiyonu ortaya çıkar. İmmun kökenli inflamasyon, kuru gözde proapopitotik belirteçleri de arttırır. İnflame gözyaşı epitel hücreleri apopitotik hücre ölümünde rol oynayan sitokinler (IL-1, TNF-α) ve protoonkojenler salarlar. 47 DERMAN MEDICAL PUBLISHING

9 Tablo 3. Kuru gözde semptomlar Yanma Batma Kaşıntı Kuruluk hissi Sulanma Göz kapaklarında ağırlık hissi Yoğun mukus salınımı Fotofobi Kızarıklık Görme bulanıklığı Tablo 4. Kuru gözde klinik bulgular Azalmış gözyaşı hacmi Mat görünümlü kornea Mukus şeritleri Blefarit İnterpalpebral boyanma Ptozis Filamanlar Kornea ülseri Kontakt Lens Ve Kuru Göz Günümüzde lens teknolojisindeki gelişmeler ile birlikte kontakt lens kullanımı oldukça yaygınlaşmıştır. Ancak kuruluk ve konfor yetersizliği kullanıcılar tarafından bildirilen en sık şikayetler arasında bulunmakta ve bazı hastaların kontakt lens kullanımını sonlandırmalarına neden olmaktadır. Kontakt lens kullanımı, öncesinde herhangi bir şikayeti olmayan hastada kuru göze neden olabilirken, varolan kuru gözün şiddetini de arttırabilir Bu nedenle yeni kontakt lens kullanıcıları veya kullanıma devam eden hastaların dikkatli bir muayene ile mevcut olan kuru gözün tanınması ve tedavisi, uygun lensin reçete edilmesi ve ilave önlemlerin alınması hastaların kontakt lens kullanımına devam edebilmeleri açısından oldukça önemlidir. Kontakt lens kullanımı temelde iki mekanizma ile kuru göze yol açar. Bunlardan birincisi gözyaşı stabilitesinin bozulmasıdır. Kontakt lens gözyaşı buharlaşmasını arttırırak lens-önü gözyaşı filminin stabilitesini bozar ve göz kırpma esnasında yeterli lubrikasyon sağlanamaz. İkinci mekanizma ise kornea duyarlılığının azalmasıdır. Böylece gözyaşı üretimi için uyarı azalır ve kısmi bir aköz yetersizliğe yol açar. Her iki mekanizma sonucunda hiperozmolarite gözlenir. Gözyaşı hiperozmolaritesi yüzey epitel hasarı ve kronik inflamasyon ile sonuçlanır. Klinik Bulgular Kuru göz hastalarında nedenden bağımsız olarak genellikle semptomlar ortaktır. Tanı için semptomlar ve klinik bulgular değerlendirilir. Ancak unutulmaması gereken her zaman şikayetler ile klinik bulguların uyumlu olmayabileceğidir. Resim 5. Korneal boyanma 48 DERMAN MEDICAL PUBLISHING

10 Resim 6. Mukus şeritleri ve filamanlar Kuru göz, klinik bulgu saptanmadan sadece semptomlarla ortaya çıkabilir. Bu nedenle çeşitli semptom anketleri geliştirilmiştir. Bunlardan OSDI Skoru (Oküler Yüzey Hastalığı İndeksi Skoru) kliniklerde sıkça kullanılmaktadır. OSDI skoru ile hasta semptomları derecelendirilmekte ve takipte tedavinin etkisi değerlendirilmektedir. Kuru göz tanı ve takibinde semptom anketleri dışında Schirmer, gözyaşı kırılma zamanı testleri ve oküler yüzeyin vital boyalar ile boyanması gibi çeşitli tanı yöntemleri kullanılmaktadır. 1-Schirmer testi: Gözyaşı akımını ve gözyaşı aköz üretimini ölçmek amacıyla kullanılır. 5x35 mm lik filtre kağıdı alt forniks 1/3 dış kısmına yerleştirilir. 5 dakika beklenerek ıslanan bölümü mm cinsinden ölçülür. Korneaya dokunmasından kaçınılmalıdır. Lokal anestezisiz yapıldığı zaman refleks, anestezili yapıldığı zaman bazal gözyaşı miktarını gösterir. 5 dakika sonunda 15mm ve üzeri normal kabul edilir. Anestezili yapıldığı zaman 5 mm ve altı, anestezisiz yapıldığı zaman 10 mm ve altı patolojik kabul edilir. 2-Gözyaşı filmi kırılma zamanı: Gözyaşı filminin stabilitesi değerlendirilir ve özellikle müsin eksikliğini gösterir Floresein solüsyon veya floresein emdirilmiş kağıtla göz kırpma ile ilk kuru noktanın ortaya çıktığı zaman arasındaki prekorneal gözyaşı filminin buharlaşma süresini verir. Bu işlem sırasında sonucu etkileyebileceği için topikal anestezi uygulanmamaktadır. Kırılma zamanının 10 sn ve altında ölçülmesi anormal olarak değerlendirilmektedir. Tablo 5. Kuru göz tanısında sıkça kullanılan tanısal testler Schirmer testi Gözyaşı filmi kırılma zamanı Floresein Lissamin Yeşili ve Rose Bengal İmpresyon sitolojisi OSDI Skoru (Oküler Yüzey Hastalığı İndeksi Skoru) 49 DERMAN MEDICAL PUBLISHING

11 Resim 7. Gözyaşı kırılma zamanı 3-Rose Bengal Testi: Dejenere kornea ve konjonktivayı boyar, korneal flamanları gösterir. Yaygın olarak kullanılan %1 lik konsantrasyonu özellikle kuru göz hastalarında irritan etki gösterdiğinden daha düşük konsantrasyonlar tercih edilmektedir. Ancak konsantrasyon değişimi ile boyanma miktarı değiştiği ve hastalar için rahatsız edici bir yöntem olduğu için klinik pratikte sık kullanılmamaktadır. Resim 8. Rose-Bengal testi 4-Lissamin Yeşili Testi: Lissamin yeşili sentetik olarak üretilmiş asidik, organik bir boyadır, bir floresein türevidir. Boyama paterni rose bengale benzemektedir. Konjonktival boyanma testlerinde göreceli olarak yeni bir testtir. Rose bengalden farkı irritan olmamasıdır. Rose bengalle hemen hemen aynı rolü oynamaktadır. Boyanma gözyaşı film tabakasının devamsız olduğu bölgeleri belirler. Boya, epitelyal hücre membranı hasarlanmış ya da musin koruması olmayan epitel yüzey tarafından tutulmaktadır. 50 DERMAN MEDICAL PUBLISHING

12 Tablo 6. İmpresyon sitolojisinin oftalmolojide kullanıldığı durumlar Kuru göz Limbal kök hücre yetmezliği A vitamin yetmezliği Konjunktival melanosis Psöriasis Spesifik viral hastalıklar Allerjik hastalıklar Malign melanom 5-İmpresyon sitolojisi: Kolay uygulanabilen, invaziv olmayan ve biyopsiye gereksinim göstermeksizin konjunktivanın yüzeyel tabakalarının sitolojik düzeyde incelenmesinde kullanılan bir yöntemdir. Selülöz asetat filtre kağıtlarını konjonktiva üzerine yapıştırarak epitel örneklerinin alınması esasına dayanmaktadır. Birçok klinikte halen sıkça kullanılan Schirmer testinin tekrarlanabilirliğinin güvenilir olmaması ve yabancı cisim vermesi gibi sorunlarından dolayı Schirmer testi ve diğer tanısal testler ile birlikte kullanılması amacı ile son zamanlarda gözyaşı menisküs hacminin belirlenmesine yönelik yeni yöntemler ilgi çekmektedir. Kuru göz tanısında kullanılması öngörülen bu yeni teknikler Strip Meniskometri ve Visante OCT ile gözyaşı menisküs yüksekliğinin saptanmasıdır. TEDAVİ Kuru göz, multifaktöryel, kronik, ve geniş spektrumlu semptomların eşlik ettiği bir hastalık olduğundan kesin tedavisi oldukça güçtür. Kuru gözün tedavisinde ana hedefler semptomların rahatlatılması, yaşam kalitesinin artırılması, gözyaşı osmolaritesinin azaltılması, oküler yüzeydeki hasarın onarılması ve altta yatan nedenlerin ortaya çıkarılarak tedavi edilmesidir. Kuru göz tedavisinde ilk basamak hastanın tedavi seçeneklerinin amacı ve semptomları ağırlaştıran durumlar açısından bilgilendirilmesidir. Böylece hastaların tedaviye uyumu ve tedavide devamlılık sağlanabilir. Çevresel düzenlemeler ve yaşam şekli değişiklikleri ile kuru göz semptomlarının şiddeti azaltılabilir yılında düzenlenen Delphi Panelinde hastalığın evresine göre çeşitli tedavi seçenekleri önerilmiştir. Son zamanlarda bu hastalığın inflamatuar bir sendrom olduğu tespit edildiği için tedavi protokollerinde değişikliklere gidilmekte, anti-inflamatuvar ve immun modülatör ajanlar ağırlık kazanmaya başlamıştır. Tedavi yöntemleri medikal tedavi, punktum oklüzyonu ve cerrahi tedavi olarak üç grupta incelenmektedir. Medikal tedavi 1- Suni gözyaşı tedavisi: Gözyaşının replasmanı için kullanılan suni gözyaşı preparatları sıvı, jel ya da pomad şeklinde olabilir. Sıvı ya da jel olanlar selüloz eter, karbomer, polivinilalkol, sodyum hyaluronat olabilir. Pomadlar lipid bazlıdır. Kuru gözüm tüm evrelerindeki ortak tedavidir. Hastalığın evresine göre günde 4 kez kullanılabileceği gibi saat başı da kullanılabilir. Ancak günde 4 kezde fazla kullanılacaksa toksik etkiden korunmak amacı ile prezervan içermeyen preparatlar tercih edilmelidir. 2- Siklosporin A: Siklosporin A, T hücre aktivasyonunu ve başta IL-2 olmak üzere çeşitli sitokinlerin ve inflamatuar maddelerin yapımını azaltan immünsupresör bir ajandır. Siklosporin A oftalmik solüsyonunun %0,05 lik ve %0,1 lik formlarının günde 2 kez kullanılmasının Sjögren veya Sjögren e bağlı olmayan orta ve ileri derecede kuru gözü olan kişilerde güvenli ve etkili olduğunu, objektif ve subjektif ölçümlerde iyileşme sağladığını göstermiştir. Her iki dozda boyanma ve schirmer skorlarında iyileşme, suni gözyaşı kullanımı ihtiyacında azalma sağladığı saptanmıştır. Hastala- 51 DERMAN MEDICAL PUBLISHING

13 rın konjonktiva biyopsilerinde aktif lenfosit sayılarında azalma ve goblet hücrelerinde artma, proinflamatuar sitokinlerde azalma saptanmıştır. Kuru gözde inflamasyonu baskılamanın yanısıra meibomian bezlerinin inflamasyonu ve bakteri kolonizasyonun ürettiği bakteri lipazlarını da baskılamaktadır. Topikal siklosporin tedavisinin şikayet ve bulgulara olumlu etkisi geç ortaya çıkmaktadır. Bu süre 8. haftaya ve maksimum etkinin ortaya çıkışı ise 6. aya kadar uzayabilmektedir. Tedaviye bağlı ciddi oküler veya sistemik yan etkiye rastlanmamıştır. 3- Mukolitik ajanlar: Kuru göz hastalarında prekorneal film tabakasında müsin birikebilir ve alt fornikste korneal filamanlar veya plaklar oluşabilir. N-Asetil sistein ve bromheksin hidroklorid gözyaşında aşırı müsin birikimini eriterek korneanın ıslanmasını artırır. N-Asetil sistein bazı hastalarda gözde yanma irritasyona sebep olabilmekte ve kolayca kontamine olabilmektedir. 4- Topikal kortikosteroidler: Kortikosteroidler T hücre çoğalması, kemotaksis ve neovaskülarizasyonu önleyerek etki göstermektedir. Orta ve ileri derecede kuru gözü olan hastalarda kısa süreli kullanılabilir. Ancak uzun vadede ortaya çıkardığı yan etkiler nedeniyle kronik kullanımı tercih edilmemektedir. Topikal siklosporin tedavisinin etkisi uzun sürede ortaya çıktığından, her iki ilacın birlikte kullanılması ve 2-4 hafta sonunda steroidlerin kesilmesi kuru gözün antiinflamatuar tedavisi için etkili yaklaşım olmaktadır. Koruyucu içermeyen steroidler günde 3 veya 4 kere 2-4 hafta süreyle uygulanır 5- Tetrasiklinler: Tetrasiklinlerin etki mekanizması antibakteriyel etki üzerinden olur. Kapak florasındaki bakteriyel yükü azaltırlar. Ayrıca bakterilerin ürettikleri lipolitik enzimleri azaltarak meibomian bez fonksiyon bozukluğundaki klinik tabloyu düzeltmektedirler. Doksisiklin ve Minosiklin ile yapılan çalışmalarda önerilen doz 6-12 hafta süresince mg/gün arasında değişmektedir. Uzun süreli düşük doz doksisiklin (20 mg/gün) tedavisinin kronik meibomian bez hastalığında etkili olduğu bildirilmiştir. Aralıklarla tedavi tekrarlanabilir Punktum oklüzyonu Maksimum medikal tedavinin yetersiz kaldığı durumlarda geçici oklüzyon (punktum tıkacı, sütür, doku yapıştırıcıları, yüzeyel koter uygulaması) veya kalıcı oklüzyon (vertikal kanaliküle koter uygulaması, argon lazer punktoplasti, punktumun konjonktivayla örtülmesi ve sütürasyonu) yöntemlerine başvurulabilmektedir. Cerrahi tedavi Cerrahi tedavi yöntemleri arasında diğer gözden otojen konjonktiva transplantasyonu, otojen mukoza transplantasyonu, amniyotik membran transplantasyonu, kapak aralığını daraltan cerrahiler, otolog submandibuler bez transplantasyonu, sublingual bez transplantasyonu gibi yöntemler bulunmaktadır. Kaynaklar 1.Lemp MA, Blackman HJ. Ocular surface defense mechanism. Ann Ophthalmol. 1981;13: İrkeç M. Gözyaşı Tabakasının Yapısı, Biyokimyasal İmmünolojisi ve Kontakt Lensler. Medikal Network Oftalmoloji. 1994;1: Bengisu Ü: Göz Hastalıkları. Palme Yayıncılık, 4. baskı, İstanbul, 1998, Kanski JJ: Klinik Oftalmoloji. Nobel Tıp Kitapevleri, İstanbul, 2001, 1989, Van Haeringen NJ; Clinical Biochemistry of Tears, Surv Ophthalmol 1981;26: Duman S. Lakrimal sistem hastalıkları. In: Aydın P, Akova YA, eds. Temel Göz Hastalıkları, 1 ed. Ankara: Güneş Kitapevi, 2001;20: Fraunfelder R. Current Ocular Therapy. Section 26: Lacrimal system, 2000; DERMAN MEDICAL PUBLISHING

14 8.Jonathan J,Yanoff M, Duker SJ. Ophtalmology. Section 7: Orbital and lacrimal gland. Chap 17: The lacrimal drainage system. Spain, Mosby comp. 2004; Albert DM. Oculoplastic Surgery: Principles and Techniuqes. Vol 2. Part V, Chap 86: Dacryocystorhinostomy. 1999: Demir T, Can N. Kanaliküler Tıkanıklıklarda Kanalikülodakriyosistorinostomi Sonuçlarımız. J Tutgut Ozal Med Cent: 2010;17(4): The definition and classification of dry eye disease: report of the Definition and Classification Subcommittee of the International Dry Eye WorkShop (2007). Ocul Surf 2007;5(2): Schaumberg DA, Dana R, Buring JE, Sullivan DA. Prevalence of dry eye disease among US men: estimates from the Physicians Health Studies. Arch Ophthalmol 2009;127: Stern ME, Beuerman RW, Fox RI, Gao J, Mircheff AK, Pflugfelder SC. The pathology of dry eye: the interaction between the ocular surface and lacrimal glands. Cornea 1998;17(6): Nava A, Barton K, Monroy DC, Pflugfelder SC. The effects of age, gender and fluid Dynamics on the concentration of tear film epidermal growth factor. Cornea 1997;16(4): Fox RI. Systemic diseases associated with dry eye. Int Ophthalmol Clin. 1994;34: Toker E. Kontakt lensler ve kuru göz. Turkiye Klinikleri J Ophthalmol-Special Topics 2013;6(3): Murphy PJ, Patel S, Marshall J. The effect of long-term, daily contact lens wear on corneal sensitivity. Cornea 2001;20(3): Bayhan HA, Gürdal C, Takmaz T, Can İ. Kuru göz teşhisinde lissamin yeşili ve bengal pembesinin karşılaştırılması ve hasta semptomları ile klinik test bulgularının ilişkisinin değerlendirilmesi. TOD Dergisi 2010;40: Dogru M. Shimazaki J. Kuru göz tanısında yeni gelişmeler. Turkiye Klinikleri J Ophthalmol-Special Topics 2013;6(3): Ibrahim OM, Dogru M, Ward SK, Matsumoto Y, Wakamatsu TH, Ishida K, et al. The efficacy, sensitivity, and specificity of strip meniscometry in conjunction with tear function tests in the assessment of tear meniscus. Invest Ophthalmol Vis Sci 2011:52(5): Özkurt YB. Aksoy S. Kuru gözde medikal tedavi. Turkiye Klinikleri J Ophthalmol-Special Topics 2013;6(3): Management and therapy of dry eye disease: report of the Management and Therapy Subcommittee of the International Dry Eye WorkShop (2007). Ocul Surf 2007;5(2): Barber LD, Pflugfelder SC, Tauber J, Foulks GN. Phase III safety evaluation of cyclosporine 0.1% ophthalmic emulsion administered twice daily to dry eye disease patients for up to 3 years. Ophthalmology. 2005;112: Dogru M, Tsubota K. Pharmacotherapy of dry eye. Expert Opin Pharmacother 2011;12(3): Sall K, Stevenson OD, Mundorf TK, Reis BL. Two multicenter, randomized studies of the efficacy and safety of cyclosporine ophthalmic emulsion in moderate to severe dry eye disease. Ophthalmology 2000;107(4): Shine WE, McCulley JP, Pandya AG. Minocycline effect on meibomian gland lipids in meibomianitis patients. Exp Eye Res 2003;76(4): Solomon A, Rosenblatt M, Li DQ, Liu Z, Monroy D, Ji Z, et al. Doxycycline inhibition of interleukin- 1 in the corneal epithelium. Invest Ophthalmol Vis Sci 2000;41: DERMAN MEDICAL PUBLISHING

GÖZYAŞI SİSTEMİ ve HASTALIKLARI

GÖZYAŞI SİSTEMİ ve HASTALIKLARI GÖZYAŞI SİSTEMİ ve HASTALIKLARI Gözyaşı sistemi iki kısımdan oluşur. A)Gözyaşı sekretuvar sistemi B)Gözyaşı drenaj sistemi SEKRETUVAR SİSTEM l.ana gözyaşı bezi olan glandula lakrimalis 2.Yardımcı gözyaşı

Detaylı

PEDİATRİK YAŞ GRUBUNDA EPİFORA VE ENDOSKOPİK DAKRİYOSİSTORİNOSTOMİ

PEDİATRİK YAŞ GRUBUNDA EPİFORA VE ENDOSKOPİK DAKRİYOSİSTORİNOSTOMİ PEDİATRİK YAŞ GRUBUNDA EPİFORA VE ENDOSKOPİK DAKRİYOSİSTORİNOSTOMİ Dr. Fulya YAYLACIOĞLU TUNCAY Doç. Dr. Onur KONUK GÜTF GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI İÇERİK NAZOLAKRİMAL SİSTEM -ANATOMİSİ -EMBRİYOLOJİSİ

Detaylı

KURU GÖZ TANILI HASTALARDA TOPİKAL SİKLOSPORİN A NIN GÖZYAŞI FONKSİYONU, MİKTARI ÜZERİNE VE KONJONKTİVADAKİ GOBLET HÜCRE YOĞUNLUĞUNA ETKİLERİ

KURU GÖZ TANILI HASTALARDA TOPİKAL SİKLOSPORİN A NIN GÖZYAŞI FONKSİYONU, MİKTARI ÜZERİNE VE KONJONKTİVADAKİ GOBLET HÜCRE YOĞUNLUĞUNA ETKİLERİ T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI KURU GÖZ TANILI HASTALARDA TOPİKAL SİKLOSPORİN A NIN GÖZYAŞI FONKSİYONU, MİKTARI ÜZERİNE VE KONJONKTİVADAKİ GOBLET HÜCRE YOĞUNLUĞUNA

Detaylı

KURU GÖZDE OKÜLER YÜZEY HASTALIĞI SEMPTOMLARI İNDEKSİ (OYHİ) İLE TANI YÖNTEMLERİNİN UYUMU

KURU GÖZDE OKÜLER YÜZEY HASTALIĞI SEMPTOMLARI İNDEKSİ (OYHİ) İLE TANI YÖNTEMLERİNİN UYUMU Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıp Dergisi 2014; 54 (2) Klinik Çalışma KURU GÖZDE OKÜLER YÜZEY HASTALIĞI SEMPTOMLARI İNDEKSİ (OYHİ) İLE TANI YÖNTEMLERİNİN UYUMU Hatice TEKCAN 1, Ayşe BURCU

Detaylı

ORBİTA ORBİTA KİTLELERİ 1- LAKRİMAL BEZ KİTLELERİ: - Lenfoid prolefilasyonlar - Epitel kökenli iyi ya da kötü huylu tümörler

ORBİTA ORBİTA KİTLELERİ 1- LAKRİMAL BEZ KİTLELERİ: - Lenfoid prolefilasyonlar - Epitel kökenli iyi ya da kötü huylu tümörler ORBİTA ORBİTA ANATOMİSİ Orbita bulbus okuli, ekstraoküler kaslar, optik siniri içeren yağ ve bağ dokusundan zengin kavitedir.sık rastlanan orbita hastalıkları, tanı ve tedavi yöntemlerinden kısaca bahsedecek

Detaylı

KURU GÖZ TEDAVİSİNDE %0.05 LİK TOPİKAL SİKLOSPORİN A NIN ETKİNLİĞİ

KURU GÖZ TEDAVİSİNDE %0.05 LİK TOPİKAL SİKLOSPORİN A NIN ETKİNLİĞİ Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıp Dergisi 2014; 54 (3) Klinik Çalışma KURU GÖZ TEDAVİSİNDE %0.05 LİK TOPİKAL SİKLOSPORİN A NIN ETKİNLİĞİ Hatice TEKCAN 1, Nilay AKAGÜN 2, Ayşe BURCU 3,

Detaylı

KURU GÖZ TEDAVİSİNDE TOPİKAL SİKLOSPORİNİN ETKİNLİĞİ

KURU GÖZ TEDAVİSİNDE TOPİKAL SİKLOSPORİNİN ETKİNLİĞİ T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KURU GÖZ TEDAVİSİNDE TOPİKAL SİKLOSPORİNİN ETKİNLİĞİ Dr. Dilek ÖZKAYA GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI UZMANLIK TEZİ TEZ DANIŞMANI Prof. Dr. Yavuz BARDAK

Detaylı

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük

Detaylı

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! Lenfödem, lenf sıvısının dolaşımındaki yetersizlik yüzünden dokular arasında proteinden zengin sıvı birikimine bağlı olarak şişlik ve ilerleyen

Detaylı

ĐMPRESYON SĐTOLOJĐSĐ TESTLERĐNĐN VE KONJONKTĐVAL KÜLTÜR SONUÇLARININ KARŞILAŞTIRILMASI UZMANLIK TEZĐ DR. MUTLU ACAR TEZ DANIŞMANI

ĐMPRESYON SĐTOLOJĐSĐ TESTLERĐNĐN VE KONJONKTĐVAL KÜLTÜR SONUÇLARININ KARŞILAŞTIRILMASI UZMANLIK TEZĐ DR. MUTLU ACAR TEZ DANIŞMANI T.C. PAMUKKALE ÜNĐVERSĐTESĐ TIP FAKÜLTESĐ GÖZ HASTALIKLARI ANABĐLĐM DALI KURU GÖZ, ÖN BLEFARĐT, ALLERJĐK KONJONKTĐVĐT VE KONTROL GRUBU HASTALARININ; GÖZYAŞI FONKSĐYON TESTLERĐNĐN, VĐTAL BOYALAR ĐLE OKÜLER

Detaylı

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü Tip 1 diyabete giriş Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü ENTERNASYONAL EKSPER KOMİTE TARAFINDAN HAZIRLANAN DİABETİN YENİ SINIFLAMASI 1 - Tip 1 Diabetes

Detaylı

D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi. Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi. Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bruselloz Brucella cinsi bakteriler tarafından primer olarak otçul

Detaylı

Penetran Göz Yaralanmaları

Penetran Göz Yaralanmaları Penetran Göz Yaralanmaları Pelin Özyol Oküler yaralanmalar özellikle düşük sosyoekonomik düzeydeki bireylerde ve az gelişmiş ülkelerde olmak üzere genel olarak tüm dünyada önemli morbidite nedenidir. Yaralanmaların

Detaylı

Solunum sistemi farmakolojisi. Prof. Dr. Öner Süzer

Solunum sistemi farmakolojisi. Prof. Dr. Öner Süzer Solunum sistemi farmakolojisi Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 2 1 3 Havayolu, damar ve salgı bezlerinin regülasyonu Hava yollarının aferent lifleri İrritan reseptörler ve C lifleri, eksojen kimyasallara,

Detaylı

SAĞLIKTA NANOTEKNOLOJİ

SAĞLIKTA NANOTEKNOLOJİ SAĞLIKTA NANOTEKNOLOJİ Uzm. Hem. İlknur Yayla *Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Hemşirelik Hizmetleri Müdürü, Acıbadem Sağlık Grubu Ameliyathaneler ve MSÜ Koordinatörü Hazırlanma Tarihi: 23 Mart 2016 http://www.haberturk.com/saglik/haber/536313-kanserde-nano-teknoloji-mucizesi

Detaylı

ÜRÜN BİLGİSİ. 1. ÜRÜN ADI LATASOPT % Göz Damlası. 2. BİLEŞİM Etkin madde: Her 1 ml de;

ÜRÜN BİLGİSİ. 1. ÜRÜN ADI LATASOPT % Göz Damlası. 2. BİLEŞİM Etkin madde: Her 1 ml de; ÜRÜN BİLGİSİ 1. ÜRÜN ADI LATASOPT % 0.005 Göz Damlası 2. BİLEŞİM Etkin madde: Her 1 ml de; Latanoprost 0.05 mg 3. TERAPÖTİK ENDİKASYONLAR LATASOPT, açık açılı glokom ve oküler hipertansiyonu olan hastalarda

Detaylı

MENİSKÜS ZEDELENMELERİ

MENİSKÜS ZEDELENMELERİ MENİSKÜS ZEDELENMELERİ Diz eklemi uyluk (femur) ve kaval (tibia) kemikleri arasında kusursuz bir uyum içinde çalışır. Bu uyumun sağlanmasında, diz içerisinde yer alan menisküs denilen yarım ay şeklindeki

Detaylı

ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ

ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ Dr. Şua Sümer Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Enf. Hast. ve Klin. Mikr. AD 17 Mayıs 2016 Prostetik eklem ameliyatları yaşlı popülasyonun artışına

Detaylı

KISA ÜRÜN BĐLGĐSĐ. 1. BEŞERĐ TIBBĐ ÜRÜNÜN ADI TEARON % 0.05 Oftalmik Emülsiyon Đçeren Tek Dozluk Flakon

KISA ÜRÜN BĐLGĐSĐ. 1. BEŞERĐ TIBBĐ ÜRÜNÜN ADI TEARON % 0.05 Oftalmik Emülsiyon Đçeren Tek Dozluk Flakon KISA ÜRÜN BĐLGĐSĐ 1. BEŞERĐ TIBBĐ ÜRÜNÜN ADI TEARON % 0.05 Oftalmik Emülsiyon Đçeren Tek Dozluk Flakon 2. KALĐTATĐF VE KANTĐTATĐF BĐLEŞĐM Etkin madde: Her 1 ml de etkin madde olarak 0.5 (%0.05) mg siklosporin

Detaylı

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 KRONİK HASTALIK ANEMİSİ IX. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU GİRİŞ VE TANIM Kronik

Detaylı

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV Sunu planı NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON DOÇ. DR. HAKAN TOPAÇOĞLU İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Neden Endikasyonlar Kontrendikasyonlar Hasta seçilmesi Komplikasyonlar Solunum yetmezliği IMV

Detaylı

Kuru Göz Tanısında Yenilikler

Kuru Göz Tanısında Yenilikler MN Oftalmoloji Kuru Göz Özel Sayısı Özet Kuru Göz Tanısında Yenilikler Doç.Dr. Murat DOĞRU* Kuru göz alanında en önemli değişikliklerden biri; tanıma, semptomların ve görme bozukluğunun eklenmesi olmuştur.

Detaylı

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Travma ve cerrahiye ilk yanıt Total vücut enerji harcaması artar Üriner nitrojen atılımı azalır Hastanın ilk resüsitasyonundan sonra Artmış

Detaylı

T.C SELÇUK ÜNİVERSİTESİ MERAM TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI

T.C SELÇUK ÜNİVERSİTESİ MERAM TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI T.C SELÇUK ÜNİVERSİTESİ MERAM TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI ANABİLİM DALI BAŞKANI Prof. Dr. Ahmet ÖZKAĞNICI BİLGİSAYAR KULLANICILARINDA GÖRÜLEN OKÜLER YÜZEY DEĞİŞİKLİKLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI DEPORES % 0.05 Oftalmik Emülsiyon İçeren Tek Dozluk Flakon

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI DEPORES % 0.05 Oftalmik Emülsiyon İçeren Tek Dozluk Flakon KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI DEPORES % 0.05 Oftalmik Emülsiyon İçeren Tek Dozluk Flakon 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin madde: Her 1 ml de etkin madde olarak 0.5 mg siklosporin

Detaylı

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ Prostat her erkekte doğumdan itibaren bulunan, idrar torbasının hemen altında yer alan bir organdır. Yaklaşık 20 gr ağırlığındadır ve idrar torbasındaki idrarı

Detaylı

Şikayetleri - Gözde kızarıklık, - Bulanık görme, ağrı, ışığa hassasiyet (fotofobi) - Kaşıntı, sulanma, çapaklanma - Yanma-batma, yabancı cisim hissi

Şikayetleri - Gözde kızarıklık, - Bulanık görme, ağrı, ışığa hassasiyet (fotofobi) - Kaşıntı, sulanma, çapaklanma - Yanma-batma, yabancı cisim hissi Kırmızı Göz Sibel İnan Kırmızı göz, birinci basamak sağlık kurumlarına gelen hastaların, en yaygın başvuru şikayetlerinden birisidir. Sıklıkla konjonktivit gibi durumlardan ileri gelse de birçok ciddi

Detaylı

Burun yıkama ve sağlığı

Burun yıkama ve sağlığı Burun yıkama ve sağlığı Yayınlanmış bir çok klinik çalışmada günlük yapılan nazal yıkmanın burnumuzla ilgili yaşam kalitesini arttırdığı ve sinüslerimizden kaynaklanan semptomları azalttığı gösterilmiştir.

Detaylı

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Bronşektazi Giriş Subsegmental solunum yollarının anormal ve kalıcı dilatasyonu şeklinde tanımlanır Hastalık olmaktan çok çeşitli patolojik süreçlerin

Detaylı

Probiyotik suşları. Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı

Probiyotik suşları. Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Probiyotik suşları Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı İnsan ve bakteri ilişkisi İnsan vücudundaki bakterilerin yüzey alanı = 400 m 2 (Tenis kortu kadar) İnsandaki gen

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

Genellikle kırmızı göze neden olan olay, konjonktivit ya da subkonjonktival kanama gibi basit olaylardır.

Genellikle kırmızı göze neden olan olay, konjonktivit ya da subkonjonktival kanama gibi basit olaylardır. Kırmızı Göz Yrd.Doç.Dr. Harun YÜKSEL D.Ü.T.F. Göz Hastalıkları A.D. Genellikle kırmızı göze neden olan olay, konjonktivit ya da subkonjonktival kanama gibi basit olaylardır. Bu gibi durumlar spontan olarak

Detaylı

Endometriozis. (Çikolata kisti)

Endometriozis. (Çikolata kisti) Endometriozis (Çikolata kisti) Bugün Neler Konuşacağız? Endometriozis Nedir? Belirtileri Nelerdir? Ne Sıklıkta Görülür? Hangi Sorunlara Neden Olur? Nasıl Tanı Konur? Nasıl Tedavi Edilir? Endometriozis

Detaylı

TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI. Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı

TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI. Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı Tiroidit terimi tiroidde inflamasyon ile karakterize olan farklı hastalıkları kapsamaktadır

Detaylı

*Hijyen hipotezi, astım, romatoid artrit, lupus, tip I diabet gibi otoimmün hastalıkların insidansındaki artışı açıklayan bir alternatiftir.

*Hijyen hipotezi, astım, romatoid artrit, lupus, tip I diabet gibi otoimmün hastalıkların insidansındaki artışı açıklayan bir alternatiftir. * *Hijyen hipotezi, astım, romatoid artrit, lupus, tip I diabet gibi otoimmün hastalıkların insidansındaki artışı açıklayan bir alternatiftir. *Bu hipotez, memelilerin evrimsel geçmişlerinin bir parçası

Detaylı

NEFROTİK SENDROM. INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013

NEFROTİK SENDROM. INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013 NEFROTİK SENDROM INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013 NEFROTİK SENDROM NEDİR? Nefrotik sendrom ; proteinüri (günde 3.5gr/gün/1.73 m2), hipoalbüminemi (

Detaylı

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar? BÖBREK HASTALIKLARI Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Böbrekler ne işe yarar? Böbreğin en önemli işlevi kanı süzmek, idrar oluşturmak ve vücudun çöplerini (artık ürünleri) temizlemektir. Böbrekte oluşan idrar, idrar

Detaylı

PRP Terapi nedir? Kanınızdaki güzel ilaç, Genesis PRP

PRP Terapi nedir? Kanınızdaki güzel ilaç, Genesis PRP PRP Terapi nedir? Plateletten zengin plazma (platelet rich plasma-prp), doku iyileşmesini arttırıcı etkisiyle yaklaşık 20 senedir tıpta kullanılmakta olup, son dönemlerde uygulama alanları oldukça genişlemiş

Detaylı

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM Dünya genelinde 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmekte Gelişmiş ülkelerde artan prevalansa sahip Hasta veya toplum açısından yüksek maliyetli bir hastalık

Detaylı

Amaç: Temel refraksiyon açıklaması ve myopi, hipermetropi ve astigmatizmatizma izahıve nasıl düzeltilebildiklerini anlatmak.

Amaç: Temel refraksiyon açıklaması ve myopi, hipermetropi ve astigmatizmatizma izahıve nasıl düzeltilebildiklerini anlatmak. DÖNEM 3 DERSLERİ.. GÖZÜN ANATOMİ VE FİZYOLOJİSİ GÖZ MUAYENE YÖNTEMLERİ KIRMA KUSURLARI VE TEDAVİSİ ŞAŞILIK VE TEDAVİSİ GÖZ YAŞI YAPISI, DRENAJ VE HASTALIKLARI KIRMIZI GÖZ GLOKOM OPTİK SİNİR VE GÖRME YOLLARI

Detaylı

Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm

Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm BAZAL HÜCRELİ KARSİNOM Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm Nadiren met. yapar fakat tedavisiz bırakıldığında invazif davranış göstermesi,lokal invazyon,

Detaylı

Göz Preparatları birkaç gruba ayrılır (EP)

Göz Preparatları birkaç gruba ayrılır (EP) Göz Preparatları Göz preparatları : Göz küresi üzerine ve/veya konjonktivaya veya konjonktiva kesesine yerleştirmek için tasarlanan steril sıvı, yarı katı veya katı preparatlardır. İlaçlar, göze başlıca

Detaylı

Hücre Zedelenmesi. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin

Hücre Zedelenmesi. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin Hücre Zedelenmesi Dr. Yasemin Sezgin yasemin sezgin Hastalık bilimi anlamına gelen patoloji hastalıkların altında yatan hücre, doku ve organlarda meydana gelen yapısal ve fonksiyonel değişiklikleri inceler

Detaylı

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ İdrar oluşturmak... Üriner sistemin ana görevi vücutta oluşan metabolik artıkları idrar yoluyla vücuttan uzaklaştırmak ve sıvı elektrolit dengesini korumaktır. Üriner

Detaylı

Referans: e-tus İpucu Serisi K.Stajlar Ders Notları Sayfa:353

Referans: e-tus İpucu Serisi K.Stajlar Ders Notları Sayfa:353 23. Aşağıdakilerden hangisi akne patogenezinde rol oynayan faktörlerden biri değildir? A) İnflamasyon B) Foliküler hiperproliferasyon C) Bakteriyal proliferasyon D) Aşırı sebum üretimi E) Retinoik asit

Detaylı

ÜRÜN BİLGİSİ. ETACİD, erişkinler, 12 yaş ve üzerindeki adolesanlarda mevsimsel alerjik rinitin profilaksisinde endikedir.

ÜRÜN BİLGİSİ. ETACİD, erişkinler, 12 yaş ve üzerindeki adolesanlarda mevsimsel alerjik rinitin profilaksisinde endikedir. ÜRÜN BİLGİSİ 1. ÜRÜN ADI ETACİD % 0,05 Nazal Sprey 2. BİLEŞİM Etkin madde: Mometazon furoat 50 mikrogram/püskürtme 3. TERAPÖTİK ENDİKASYONLAR ETACİD erişkinler, adolesanlar ve 6-11 yaş arasındaki çocuklarda

Detaylı

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Hastalıkların tedavisinde kat edilen yol, bulaşıcı hastalıklarla başarılı mücadele, yaşam koşullarında düzelme gibi

Detaylı

NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN

NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN BURUN ANATOMİSİ BURUN FİZYOLOJİSİ Burun fonksiyonları Nefes alma Normal nefes alma yolu nazal solunum Yenidoğanlar mutlak burun solunumu yapar (bilateral koanal atrezi

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DERS NOTU FORMU

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DERS NOTU FORMU ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DERS NOTU FORMU DERSİN ADI: Enfeksiyöz ve Alerjik Konjonktivitler DERSİ VEREN ÖĞRETİM ÜYESİ: Prof. Dr. Nilüfer Yalçındağ DÖNEM: 5 DERSİN VERİLDİĞİ KLİNİK STAJ: Göz Hastalıkları

Detaylı

Gözyaşı Menisküs Parametrelerinin Geleneksel Kuru Göz Testleri ile İlişkisinin İncelenmesi

Gözyaşı Menisküs Parametrelerinin Geleneksel Kuru Göz Testleri ile İlişkisinin İncelenmesi DOI: 10.4274/tjo.65487 Özgün Araflt rma / Original Article Gözyaşı Menisküs Parametrelerinin Geleneksel Kuru Göz Testleri ile İlişkisinin İncelenmesi Evaluation of the Correlation Between Tear Meniscus

Detaylı

İşaret ve semptomlar. Tedavi

İşaret ve semptomlar. Tedavi Kuru göz gözün etrafındaki salgı bezlerinin, gözün üst yüzeyini nemlendirecek derecede gözyaşı üretmemesi sonucu görülür. Kuru göz yaşlanmanın doğal bir işlevi olarak kabul edilebilir. Hem erkek, hem de

Detaylı

Prof. Dr. Nuran Türkçapar İç Hastalıkları ABD-Romatoloji BD

Prof. Dr. Nuran Türkçapar İç Hastalıkları ABD-Romatoloji BD Prof. Dr. Nuran Türkçapar İç Hastalıkları ABD-Romatoloji BD Primer Sjögren Sendromu (pss) Göz yaşı ve tükrük bezinin lenfositik infiltrasyonuna bağlı ciddi ağız ve göz kuruluğunun yanı sıra sistemik bulgularla

Detaylı

KULLANMA TALİMATI AZYTER

KULLANMA TALİMATI AZYTER KULLANMA TALİMATI AZYTER 15 mg/g Tek Dozluk Göz Damlası Göze Uygulanır. Etkin madde: 1 g çözelti, 14,3 mg azitromisine eşdeğer 15 mg azitromisin dihidrat içerir. 250 mg çözelti içeren tek dozluk flakonda

Detaylı

GÖZ ACİLLERİ. II-Çift görme. III-Travma. IV-Ani görme kaybı. I-Kırmızı göz. A.Sebepleri. 1. Bakteriyel konjonktivit. 2. Alerjik konjonktivit

GÖZ ACİLLERİ. II-Çift görme. III-Travma. IV-Ani görme kaybı. I-Kırmızı göz. A.Sebepleri. 1. Bakteriyel konjonktivit. 2. Alerjik konjonktivit GÖZ ACİLLERİ I-Kırmızı göz II-Çift görme III-Travma IV-Ani görme kaybı I-Kırmızı göz A.Sebepleri 1. Bakteriyel konjonktivit 2. Alerjik konjonktivit 3. Keratit 4. Episklerit ve sklerit 5. Üveit 6. Subkonjunktival

Detaylı

Arka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi)

Arka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi) Arka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi) İlk Muayenede Hiakye (Anahtar ögeler) AVD semptomları (II+, Retina dekolmanı, ilişkili genetik bozukluklar

Detaylı

KEMOTERAPİ NASIL İŞLEV GÖRÜR?

KEMOTERAPİ NASIL İŞLEV GÖRÜR? KEMOTERAPİ NEDİR? Kanser hücrelerini tahrip eden kanser ilaçları kullanılarak yapılan tedaviye kemoterapi denir. Bu tedavilerde kullanılan ilaçlara antikanser ilaçlar da denir. Kanserin türüne göre kemoterapinin

Detaylı

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM Gastrointestinal Sistem Hastalıkları Dr. Nazan ÇALBAYRAM ÇÖLYAK HASTALIĞI Çölyak hastalığı bir malabsorbsiyon sendromudur. Hastalık; gluten içeren unlu gıdalara karşı genetik bazda immünojik bir intolerans

Detaylı

Kan Kanserleri (Lösemiler)

Kan Kanserleri (Lösemiler) Lösemi Nedir? Lösemi bir kanser türüdür. Kanser, sayısı 100'den fazla olan bir hastalık grubunun ortak adıdır. Kanserde iki önemli özellik bulunur. İlk önce bedendeki bazı hücreler anormalleşir. İkinci

Detaylı

Hisar Intercontinental Hospital

Hisar Intercontinental Hospital Varisler BR.HLİ.92 Venöz Hastalıklar (Toplardamarlar) Varis Hastalığı: Bacaklarımızda kirli kanı yukarı taşımak üzere görev alan iki ana ven sistemi bulunur. Yüzeyel ve derin ven sistemi olarak adlandırılan

Detaylı

Kronik Pankreatit. Prof. Dr.Ömer ŞENTÜRK KOÜ Gastroenteroloji, KOCAELİ

Kronik Pankreatit. Prof. Dr.Ömer ŞENTÜRK KOÜ Gastroenteroloji, KOCAELİ Kronik Pankreatit Prof. Dr.Ömer ŞENTÜRK KOÜ Gastroenteroloji, KOCAELİ Tanım Pankreasın endokrin ve ekzokrin yapılarının hasarı, fibröz doku gelişimi ile karakterize inflamatuvar bir olay Olay histolojik

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI ADIM ADIM YGS LYS 177. Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI Hastalık yapıcı organizmalara karşı vücudun gösterdiği dirence bağışıklık

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

Kardiyopulmoner bypass uygulanacak olgularda insülin infüzyonunun inflamatuvar mediatörler üzerine etkisi

Kardiyopulmoner bypass uygulanacak olgularda insülin infüzyonunun inflamatuvar mediatörler üzerine etkisi Kardiyopulmoner bypass uygulanacak olgularda insülin infüzyonunun inflamatuvar mediatörler üzerine etkisi Zeliha Özer*, Davud Yapıcı*, Gülçin Eskandari**, Arzu Kanık***, Kerem Karaca****, Aslı Sagün* Mersin

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. RESTASİS %0.05 oftalmik emülsiyon Göze damlatılır. Steril, koruyucu içermez.

KULLANMA TALİMATI. RESTASİS %0.05 oftalmik emülsiyon Göze damlatılır. Steril, koruyucu içermez. KULLANMA TALİMATI RESTASİS %0.05 oftalmik emülsiyon Göze damlatılır. Steril, koruyucu içermez. Etkin Madde: Etkin madde olarak her ml sinde 0.5 mg (%0.05) siklosporin içermektedir. Yardımcı Maddeler: Yardımcı

Detaylı

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA 1. vaka S.P ERKEK 1982 DOĞUMLU YUTMA GÜÇLÜĞÜ ŞİKAYETİ MEVCUT DIŞ MERKEZDE YAPILAN ÖGD SONUCU SQUAMOZ HÜCRELİ CA TANISI ALMIŞ TEKRARLANAN

Detaylı

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI D.P.Ü. KÜTAHYA EVLİYA ÇELEBİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR PROF. DR. AHMET HAKAN VURAL OP. DR. GÜLEN SEZER ALPTEKİN ERKUL OP. DR. SİNAN ERKUL

Detaylı

Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, FEC TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME

Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, FEC TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, FEC TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME Size üç antikanser ajan or ilaç oluşan FEC tedavisi öneriliyor.: Fluracedyl, Epirubicin ve Cyklofosfamid Üç haftalık

Detaylı

Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır.

Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır. Bölüm 9 Astım ve Gebelik Astım ve Gebelik Dr. Metin KEREN ve Dr. Ferda Öner ERKEKOL Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır. Erişkinlerde astım görülme

Detaylı

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır.

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır. POTASYUM K+; Potasyum yaşam için gerekli önemli bir mineraldir. Hücre içinde bol miktarda bulunur. Hücre içindeki kimyasal ortamın ana elementidrir. Hergün besinlerle alınır ve idrarla atılır. Potasyum

Detaylı

VULVADA SIK GÖRÜLEN İNFLAMATUAR LEZYONLARIN AYIRICI TANI ÖZELLİKLERİ 21.ULUSAL PATOLOJİ KONGRESİ İZMİR

VULVADA SIK GÖRÜLEN İNFLAMATUAR LEZYONLARIN AYIRICI TANI ÖZELLİKLERİ 21.ULUSAL PATOLOJİ KONGRESİ İZMİR VULVADA SIK GÖRÜLEN İNFLAMATUAR LEZYONLARIN AYIRICI TANI ÖZELLİKLERİ 21.ULUSAL PATOLOJİ KONGRESİ İZMİR Dr. Özlem Erdem Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji AD VULVAR İNFLAMATUAR DERMATOZLAR Terminoloji

Detaylı

Ani Görme Kaybı. Elif Ertan

Ani Görme Kaybı. Elif Ertan Ani Görme Kaybı Elif Ertan Görme azlığı ile gelen bir hastada, hastanın hikayesinden görme kaybının tek gözde mi her iki gözde birden mi olduğu, akut mu progresif mi gelişim gösterdiği, geçici mi kalıcı

Detaylı

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi 03.05.2016 OLGU 38 yaşında evli kadın hasta İki haftadır olan bulantı, kusma, kaşıntı, halsizlik, ciltte ve gözlerde

Detaylı

Ses Kısıklığı Nedenleri:

Ses Kısıklığı Nedenleri: Sesin oluşumunda temel olarak üç sistem rol oynamaktadır. Bu sistemlerden birincisi jeneratör sistemdir. Jeneratör sistem basınçlı hava çıkışını sağlayan akciğerler tarafından oluşturulur. İkincisi vibratuar

Detaylı

FUCITHALMIC VISKOZ GÖZ DAMLASI %1

FUCITHALMIC VISKOZ GÖZ DAMLASI %1 KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI FUCİTHALMİC viskoz göz damlası % 1 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin madde : %1 anhidr maddeye ekivalan fusidik asit hemihidrat içerir. Yardımcı maddeler

Detaylı

Etkin Madde Klorheksidin glukonat (%1)tır. Yardımcı madde olarak; Kuş üzümü aroması, Kiraz aroması ve Nane esansı içerir.

Etkin Madde Klorheksidin glukonat (%1)tır. Yardımcı madde olarak; Kuş üzümü aroması, Kiraz aroması ve Nane esansı içerir. KULLANIM KILAVUZU KLORHEX ORAL JEL Birim Formülü Etkin Madde Klorheksidin glukonat (%1)tır. Yardımcı madde olarak; Kuş üzümü aroması, Kiraz aroması ve Nane esansı içerir. Tıbbi Özellikleri Klorheksidin

Detaylı

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları Nozokomiyal SSSİ En ciddi nozokomiyal enfeksiyonlardan biri Morbidite ve mortalite yüksektir. Nozokomiyal SSSİ Tüm HE %0.4 ünden sorumlu. En sık görülen formları: Bakteriyel

Detaylı

Kuru Göz Tanı Yöntemleri

Kuru Göz Tanı Yöntemleri MN Oftalmoloji Kuru Göz Özel Sayısı Özet Kuru Göz Tanı Yöntemleri Prof.Dr. Banu COŞAR* Kuru göz tanı prensipleri 2007 de Kuru Göz Atölyesi (Dry Eye Workshop) tarafından yayınlanmıştır. Tanı testlerinin

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

Termal Sular ve Cildimiz

Termal Sular ve Cildimiz Termal Sular ve Cildimiz Termal su nedir? Termal su, doğal mineral içeriklere ve iyileştirici etkilere sahiptir. Tedavi amaçlı kullanıma uygundur. Birçok karakteristik özelliği sayesinde, sağlık alanında

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI OKMEYDANI EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ GÖZ HASTALIKLARI KLİNİĞİ Klinik Şefi: Prof. Dr. Mustafa Nuri ELÇİOĞLU

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI OKMEYDANI EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ GÖZ HASTALIKLARI KLİNİĞİ Klinik Şefi: Prof. Dr. Mustafa Nuri ELÇİOĞLU T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI OKMEYDANI EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ GÖZ HASTALIKLARI KLİNİĞİ Klinik Şefi: Prof. Dr. Mustafa Nuri ELÇİOĞLU KURU GÖZ TANILI HASTALARIN EPİDEMİYOLOJİK ARAŞTIRILMASI Dr. Nuh BİNGÖL

Detaylı

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. Multipl Myeloma Nedir? Vücuda bakteri veya virusler girdiğinde bazı B-lenfositler plazma hücrelerine

Detaylı

Kornea Laser Cerrahisi

Kornea Laser Cerrahisi Kornea Laser Cerrahisi Doç.Dr.Dr.. Akif Özdamar Refraktif Cerrahi / Kategori Lameller Keratomileusis Lasik İntrakorneal Ring Segment Refraktif Cerrahi / Kategori İnsizyonel Radyal keratotomi Astigmatik

Detaylı

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler Anestezi Uygulama II 2017-2018 Bahar / Ders:9 Anestezi ve Emboliler Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Emboli Nedir? Damarlarda dolaşan kan içerisine hava ya da yabancı cisim girişine bağlı olarak, dolaşımı engelleyen

Detaylı

Kardiyovasküler Hastalıklarda Çekirdekli Kırmızı Kan Hücrelerinin Tanısal Değeri

Kardiyovasküler Hastalıklarda Çekirdekli Kırmızı Kan Hücrelerinin Tanısal Değeri Kardiyovasküler Hastalıklarda Çekirdekli Kırmızı Kan Hücrelerinin Tanısal Değeri Doç. Dr. Meral Yüksel Marmara Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Tıbbi Laboratuvar Teknikleri Programı meralyuksel@gmail.com

Detaylı

Yoğun Bakımlarda İnfeksiyon Kontrolü: Haricen Klorheksidin Uygulanmalı mı?

Yoğun Bakımlarda İnfeksiyon Kontrolü: Haricen Klorheksidin Uygulanmalı mı? Yoğun Bakımlarda İnfeksiyon Kontrolü: Haricen Klorheksidin Uygulanmalı mı? Dr. Funda YETKİN İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Sunum Planı Klorheksidin

Detaylı

DEKSAMETAZON SÜPRESYON TESTİ

DEKSAMETAZON SÜPRESYON TESTİ DEKSAMETAZON SÜPRESYON TESTİ Kortizol süpresyon testi; ACTH süpresyon testi; Deksametazon süpresyon testi Hipotalamus ve hipofiz bezinin kortizole cevabını ölçen laboratuar testidir. Kortizol Hipotalamus

Detaylı

GÖZ BAKIMI PROTOKOLÜ REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

GÖZ BAKIMI PROTOKOLÜ REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No Hazırlayan: Onaylayan: Onaylayan: Hemşirelik Protokolleri Adem Aköl Sinan Özyavaş Hazırlama Komitesi Kalite Konseyi Başkanı Kalite Koordinatörü 1/5

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı Göğüs Cerrahisi Akciğer Kanserinde Anamnez ve Fizik Muayene Bulguları Giriş Akciğer kanseri ülkemizde 11.5/100.000 görülme sıklığına

Detaylı

Postoperatif Noninfeksiyoz Ateş. Dr.Dilek ARMAN GÜTF Enfeksiyon Hastalıkları AD

Postoperatif Noninfeksiyoz Ateş. Dr.Dilek ARMAN GÜTF Enfeksiyon Hastalıkları AD Postoperatif Noninfeksiyoz Ateş Dr.Dilek ARMAN GÜTF Enfeksiyon Hastalıkları AD GT, 62 y, kadın Nüks tiroid papiller CA Kitle eksizyonu (özefagus ve trake den sıyırılarak) + Sağ fonksiyonel; sol radikal

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİLERİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI. RESTASİS %0.05 oftalmik emülsiyon 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMİ

KISA ÜRÜN BİLGİLERİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI. RESTASİS %0.05 oftalmik emülsiyon 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMİ KISA ÜRÜN BİLGİLERİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI RESTASİS %0.05 oftalmik emülsiyon 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMİ Etkin madde: Her ml de etken madde olarak 0.5 mg (%0.05) siklosporin içerir. Yardımcı

Detaylı

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden

Detaylı

hasta EĞİTİMİ Bel fıtığını anlamak ve Anüler Kapama için Barricaid Protezi

hasta EĞİTİMİ Bel fıtığını anlamak ve Anüler Kapama için Barricaid Protezi hasta EĞİTİMİ Bel fıtığını anlamak ve Anüler Kapama için Barricaid Protezi İçindekiler Bel fıtığı nedir? 4 Bel fıtığı teşhisi nasıl yapılır? 6 Bel fıtığı tedavisi nasıl yapılır? 7 Barricaid için bir aday

Detaylı

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU Op.Dr.Hakan YETİMALAR Doç.Dr.İncim BEZİRCİOĞLU Dr. Gonca Gül GÜLBAŞ TANRISEVER İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştıma Hastanesi GİRİŞ

Detaylı

EL HİJYENİ VE ELDİVEN KULLANIMI TALİMATI

EL HİJYENİ VE ELDİVEN KULLANIMI TALİMATI AMAÇ Sağlık hizmetiyle ilişkili enfeksiyonların ve çapraz bulaşmaların önlenmesi amacıyla sağlık personeli, hasta, hasta refakatçileri ve ziyaretçiler için, uygun el temizliği ve eldiven kullanma yöntemlerini

Detaylı

Lakrimal Drenaj Sistemi

Lakrimal Drenaj Sistemi Lakrimal Drenaj Sistemi Bölüm 2 Anatomi 66 Fizyoloji 66 Sulanma Nedenleri 67 Değerlendirme 67 Edinsel Tıkanıklık 70 Doğumsal tıkanıklık 72 Lakrimal Cerrahi 74 Kronik Kanalikülit 75 Dakriyosistit 77 66

Detaylı

SAFRA KESESİ HASTALIKLARI

SAFRA KESESİ HASTALIKLARI SAFRA KESESİ HASTALIKLARI Oktay Eray EPİDEMİYOLOJİ Sıklıkla safra kesesi ve kanalındaki tıkanıklıklara bağlıdır. Safra kesesi taşları oldukça yaygın ve çoğu semptomsuzdur. Yılda %2 si, 10 yılda %15 i semptomatik

Detaylı

Benzalkonyum klorür Sodyum Fosfat Monobazik H2O Disodyum fosfat dodekahidrat. 0.265 g

Benzalkonyum klorür Sodyum Fosfat Monobazik H2O Disodyum fosfat dodekahidrat. 0.265 g 1- Tıbbi farmasötik ürünün adı : KISA ÜRÜN BİLGİLERİ (KÜB) LACRİSİFİ GÖZ DAMLASI 2- Kalitatif ve kantitatif terkibi : Hipromeloz Benzalkonyum klorür Sodyum Fosfat Monobazik H2O Disodyum fosfat dodekahidrat

Detaylı

REHBERLER: TEDAVİYE NE ZAMAN BAŞLAMALI? Dr. Behice Kurtaran Ç.Ü.T.F. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

REHBERLER: TEDAVİYE NE ZAMAN BAŞLAMALI? Dr. Behice Kurtaran Ç.Ü.T.F. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD REHBERLER: TEDAVİYE NE ZAMAN BAŞLAMALI? Dr. Behice Kurtaran Ç.Ü.T.F. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD 1 2 3 4 ANTİRETROVİRAL TEDAVİ HIV eradiksayonu yeni tedavilerle HENÜZ mümkün değil

Detaylı

Prof.Dr.Kemal NAS Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon AD, Romatoloji BD

Prof.Dr.Kemal NAS Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon AD, Romatoloji BD Prof.Dr.Kemal NAS Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon AD, Romatoloji BD Kronik enflamatuar hastalıklar, konak doku ve immun hücreleri arasındaki karmaşık etkileşimlerinden

Detaylı

Yrd. Doç. Dr : Tanju ÇELİK MKÜ. Tıp Fak.

Yrd. Doç. Dr : Tanju ÇELİK MKÜ. Tıp Fak. Yrd. Doç. Dr : Tanju ÇELİK MKÜ. Tıp Fak. Ağrı Ağrının tanımı Uluslararası Ağrı Araştırmaları Teşkilâtı tarafından 1979 yılında şu şekilde yapılmıştır: "Ağrı, vücudun herhangi bir yerinden kaynaklanan,

Detaylı